#iyi düşün
Explore tagged Tumblr posts
elfin-blogg · 3 months ago
Text
Tumblr media
Ve bir anda dengeler değişiverir..
Gitmez dediklerin gider.. (Kanana)
Hayatımda şunu her zaman tecrübe edinmişmdir...
İçimin sinmediği birşey bana nasip olmaz.. Mesela herhangi bir şey de olabilir..
Gitmem gereken yerden hissederim içim daralır ve gitme vaktimin geldiğini anlarım" YA GİDERİM. YA GİDERLER. YA UZAK TUTARIM (MESAFE) KENDİMDEN. YA UZAK DURURLAR (KENDİMİ SOĞUTTUĞUMDAN)
Bi şekilde BANA İYİ GELMEYEN NE OKURSA( İNSAN) (��Ş) (ORTAM) UZAKLAŞIR, BAZEN BİR ŞEY YAPMAMA BİLE GEREK KALMADAN HEMDE..
O enerjim onlara bi şekilde (Hayırlısını kolaylıkla Rabbimden isteyerek) ULAŞIR.
Sen kalbini temiz tut. Ve İşlerimi Allah'a ısmarla 😇
32 notes · View notes
gunbatimii1 · 12 days ago
Text
Düşüncelerimi değiştirirsem kaderimi değiştiririm
2 notes · View notes
Text
Tumblr media
1510
3 notes · View notes
herkesebendenbirciftsoz · 7 months ago
Text
0 notes
huseyinozdemirerk · 2 years ago
Text
"Karma asla adres kaybetmez."
1 note · View note
kocami-aldatiyorum-itiraf · 4 months ago
Text
Kocamı çok seviyorum
Bi dönem maddi olarak çok sıkıntılar cekiyorduk , tabiki bu durum bütün evlilik hayatimizi etkiliyordu , eve destek için evlere temizliğe gitmeye baslamistim , az da olsa eve katki sagliyordum fakat borclar okadar cogalmisti ki bir türlü düze cikamiyorduk , gençten zengin bekar birinin evine gitmeye baslamistim , haftada 3 gün gider oldum , hem temizligini yapiyor hem yemegini hazirliyordum , cok zeki akilli vede yakisikli bir çocuk tu yalniz biraz sikintilari vardi kolay kolay kimseye guvenmiyor ve evden de disari çok çok mecbur kalmadigi surece cikmiyordu , eskiden dahada kötü haldeymis , piskolojik destek alarak biraz toparlamis , artik biraz biraz birbirimize alismistik içini döker olmuştu bana hatta derdi ki çok garip piskologuma bile onca zaman sonra icimi doker olmustum gerci piskologum olmasa seni eve işe alamazdim orasida ayri derdi , her nekadar efendi düzgün de olsa genç olusu kendini eve kapatisi cinselligi yasayamayisi olsa gerek , ben temizlik yaprken vs arada beni gizliden seyretme isteği oldugunu farkettim , bu durum benimde hoşuma gider olmustu , arzulandigimi hissetmek çok güzel di, bi gun sohbet ederken sordum , sevgili iliski durumlarini nasil yapiyorsun dedim , sanal sevgili sanal sohbet dedi , ama olmazki öyle gençsin, öpüp koklasman gezip dolasman lazim dedim , evden cikamiyorum ki kim ne ypsin beni dedi , aaa niye öyle diyorsun sen evden cikamiyorsan eve gelen olur dedim , yok guvenemem ben kolay kolay oda olmaz dedi , ee ozaman hazirda güvendiğin, evine gelen seninle sohbet eden birini dusunmezmisin dedim , nasil yani dedi , senin evine surekli gelip giden kaç tane kadin var dedim , sen varsin dedi , ee ozaman dedim , istermisin dedi , evliyim sevgili olamayiz tabiki ama beraber güzel zaman gecirebiliriz istersen , o gün bi güzel seviştik, sonra iki gün sonra tekrar eve gittim bu bana yanasmak istedi dur konusalim seninle dedim öyle her seferinde olmaz , biz sevgili degiliz , beni eve gelen özel misafir olarak düşün, ben seni mutlu ederim sende beni maddi olarak mutlu edersin , bu arada ben kocami da seviyorum, bunu bi süre yapariz, ben maddi ihtiyacimi sende cinsel ihtiyacini karsilarsin dedim , bu arada onunla sevismek banada iyi gelmisti aslinda , artik haftada bir gün ona gittigimde normal ucretim haricinde birde sevisme ucreti aliyordum , haftada 1 den fazlasini isterse 2 katini aliyordum , kocamada zam yapti avans verdi borcumuzdan bahsettim al bu parayi sonr calismalarindan keserim dedi gibi soyluyor parayi kocama veriyordum borclarimizi kapatiyordu , artik borclar bitmis biraz daha rhata ermistik , kocamlada yatak iliskimiz duzelmeye baslamisti , artık işi birkma zamani gelmisti , ama farkli yarrak yemegede alismistim ve sex i benden ogrenmisti ben egitmistim adeta , dedim ben ayriliyorum artik , dedi gelmicekmisin peki haftad birde olsa , dedim yok ama şöyle yapalim , bunu kocamda kabul eder, artik ayda 1 gelirim sana, sözde genel bir temizlik için gelmiş olurum, kocam itiraz etmez bu duruma , gelirim rahat rahat sevisiriz , giderkende para istemem sadece günlük temizlik yomyemi verirsin ki kocam para olayindn takilmasin duruma , artık ayda bir gidiyorum , kocamida seviyorum , kaçamak yapmayida ...
150 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 1 year ago
Text
Kocam Servis Şoförüne Siktirmeme İzin Verdi! (Birgül 35 Y., İzmir)
Kocam, görevi gereği bir yıllığına başka bir şehire gitmişti. Normalde 3 ayda bir gelecekti, ancak 6 ay olmuştu ve izin alamadığından gelememişti. Yani kocamla 6 adır sikişmemiştim ve amımı parmaklamaktan da bıkmıştım. Kocamla sık sık telefonda görüşüyor, bazen telefon seksi yapıyorduk. Bir gün kocama, "Parmaklar yetmiyor, amım sikilmek istiyor, ne yapacağım?" dedim. Kocam da, "Pørnøfilm seyret, amına patlıcan falan sok!" demişti. Ben de kızımı okula gönderdikten sonra bilgisayarı açıyor, bir iki saat pørnø film seyredip masturbasyon yapıyordum. Birkaç sefer de patlıcan soktum amıma, ama gerçek yarak gibi olmuyordu. Artık bunlar beni kesmiyordu, bazen rüyalarımda başka adamların beni siktiğini görüyordum. Ancak bundan bile utanıyor, suçluluk duyuyordum.
Kocama, rüyamda başka erkeklerin beni siktiğini söyleyince, kocam heyecanlanmış olmalı ki, o günden sonra her telefon görüşmemizde bana rüya görüp görmediğimi soruyordu. Ben de kendisine kızıyordum. Çünkü rüyamda birkaç kez de kocamın başka kadınları siktiğini görmüştüm ve o halde bile kocama telefonda çok kızmıştım, sanki gerçekten yapmış gibi. Kocam bana telefonda sürekli, "Rahat ol, fantazi yap, neden hoşlanıyorsan onu düşün!" diyordu. Yine bir seferinde bana, "Bul birini, siktir kendini, sonra ben gelince de grup yapalım!" dediğinde şok olmuştum. Daha sonraki görüşmelerimizde kocam bu söylediğini sıklaştırmaya başladı. Bu sebepten dolayı rüyalarımda iki erkeğin arasında siktiştiğimi bile görmeye başlamıştım. Bu rüyaları kocama anlatıyordum ve kocamın üstelemeleri de devam ediyordu. Ben de her seferinde, "Sen beni orospu mu yapmak istiyorsun?" diye tersliyordum kocamı. Bu sıkıntılar içerisinde amım iyice kızışmış, resmen yarak yemek için kudurur olmuştum. Ama duygularımı bastırıyordum, sadece rüyalarımda bazı şeyleri yaşıyordum...
Annem diyaliz hastasıydı ve hafta da 3 gün diyaliz merkezine gidiyordu. Teyzemle de ben, sırayla anneme bakıyorduk. Sıra bana geldiği bir gün, diyaliz merkezinde sigara içmek için dışarı çıkmıştım. Yanıma diyaliz merkezinin şöförü geldi, "Kocanız burada değilmiş, öyle mi?" diye sordu. Ben de biraz şaşırmış bir şekilde, "Evet, siz nerden biliyorsunuz?" dedim. Adam, "Geçen teyzenizle konuşurken söyledi!" dedi. Adam benle konuşmak için çeşitli bahaneler ile sorular sorup duruyordu, ben de kısa cevaplarla geçiştirmeye çalışıyordum. Hareketlerinden rahatsız olmuştum, adam yılışık bir şeydi. O gün ne zaman sigara içmeye çıktıysam, adam yanıma gelip konuşmaya çalıştı. Akşam eve döndüğümde, telefonda kocama bu olayı anlattım. Kocam da, "Adam sana resmen sarkmış, hazır bulmuşken vurdursaydın ya!" dedi. "Saçmalama!" dedim, sinirlenmiştim kocama.
Diyaliz merkezine daha sonraki gidişimde de adam yanıma gelip çay ikram etti. Adam bir türlü peşimi bırakmıyordu. Birden kocamın söyledikleri aklıma geldi, ama kendi kendime (Saçmalama kızım, kendine gel!) dedim. O günün akşamı yorgunluktan erken yattım. Adamla o kadar ilgilenmediğim halde, o gece rüyamda adamın beni minibüsle ormanlık bir alana götürüp, evire çevire siktiğini gördüm. Sabah uyandığımda kendime kızıyordum, ama gördüğüm rüya da aklımdan çıkmıyordu. Sanki gerçekten yaşamış gibiydim.
Annem bir gün arayla diyalize giriyordu. Sıra yine bana geldiğinde tekrar diyaliz merkezine gittim. Genelde rahat giyinmeyi severim. Yeni moda olan taytlardan almıştım, giderken onlardan birini giydim, üzerine de uzun kazak türü bir şey giydim. Önceleri alışamasam da, kocamın telkinleriyle pantolon veya benzeri şey giydiğimde tanga külot giymeye başlamıştım. O gün de taytımın altına tanga giymiştim. Yine sigara içmek için dışarı çıktığımda, hava iyi olduğu için üzerimde ceketim yoktu. Adam yine yanıma gelip çay teklif etti. Ben de ısrarından bıktığımdan, bu sefer, "Olur!" dedim. Adam gitti çay alıp yanıma geldi.
Çaylarımızı içerken adama, "Benden ne istiyorsun, neden bu kadar ilgileniyorsun benimle?" diye sordum, amacım son noktayı koymaktı. Ama adam son noktayı koydu ve "Güzel bir kadınsınız, uzun zamandır yalnız kalmanız zor olmuyor mu?" diye sordu. Ben onu mat etmek isterken, o beni mat etmişti. "Size ne bundan?" dedim, ama aklıma geçen gördüğüm rüya geldi. Bir anda vücuduma ateş basmıştı, amım da sulanmaya başlamıştı. Adam konuşuyordu, ama ne dediğini anlamıyordum, çünkü gözümün önüne adamın beni ormanda sikişi geliyordu. Adamın bana bakarak gülümsediğini gördüm, "Neden gülüyorsun?" dedim. Adam da, "Bu kadar utanmana gerek yok, rengin değişti birden, benden sır çıkmaz!" diyerek cebinden bir kağıt çıkardı ve elimden boş çay bardağını alırken, elime kağıdı tutuşturdu, gitti. Kağıtta, "İhtiyacın olduğu zaman ara, hazırım!" notuyla beraber telefonu da yazıyordu. Ne yapacağımı bilemedim kağıdı elimde buruşturup içeri girdim, o telaşla atacak yer bulamayınca ceketimin cebine koydum.
Anneme bakmak için memleketten öbür teyzemin de gelmesiyle, yaklaşık bir ay sıra bana gelmeyecekti. Bu süre içerisinde yılışık servis şoföründen de kurtulmuş olurum diye düşündüm. Aradan bir hafta geçmişti. Yine çırılçıplak soyunup bilgisayarın başına geçtim ve pørnø film izleyerek, amıma patlıcan sokarak masturbasyon yaptım. İki kere orgazm oldum, ama ateşim sönmemişti. Kocamın son siktiğinden beri 8 ay geçmişti ve artık sikilmek istiyordum. Amım müthiş bir şekilde kaşınıyordu. Birden telefon çaldı. Arayan teyzemdi, anneme yazılan ilacın adını soruyordu. Ben de doktorun yazdığı kağıdı cebime koyduğumu hatırladım ve dolaptan ceketi çıkarıp ceplerini karıştırırken teyzemin istediği kağıdı buldum, tabii ki adamın bana verdiği kağıdı da...
Teyzeme ilacın adını söyleyip, telefonu kapattıktan sonra, adamın verdiği kağıdı atacaktım ki, kağıdı açıp tekrar okudum. Birden amımın karıncalandı. Halen çırılçıplaktım. Elimi amıma götürdüm tuhaf bir şekilde ıslandığımı hissetim. Salonda divana uzandım. Adamın beni ormanda siktiği rüyayı düşünerek, tekrar amımı okşamaya başladım. Yalan yok, o anda adamın gelip beni sikmesini arzuladım ve bu düşünceler ile orgazm olmaya başladım. Daha da ateşlenmiştim. Bir an aklımdan, (Adamı çağırayım da beni güzelce bir siksin, bağıra bağıra bir orgazm olayım!) düşüncesi geçti. Not kağıdı sehpanın üzerinde duruyordu. Kağıda bakarken kocamın söyledikleri aklıma geldi. Gerçekten birine siktirsem ne yapardı acaba? Kocamı aradım ve bunu sordum. O da bana, "Valla hiç durma, çağır adamı, siktir kendini!" dedi. Beklediğim cevap bu değildi, yine kızmaya başlamıştım. Kocam ise, "Aşkım, beyninle değil, amının sesiyle düşün! Eğer o adam da seni sikmek istiyorsa, hiç düşünme, yap!" dedi. Ben de, "Sen kaşındın, görürsün sen!" dedim, sinirle telefonu kapattım. Kocam belli ki benim böyle bir şey yapamayacağımı düşünüyordu.
Kafam karmakarışıktı, biraz da kocama kızgınlıkla nispet yapmak için telefonumu aldım, adamın numarasını çevirdim. İki kere çaldıktan sonra korkup heyecanlandım ve kapattım. Unuttuğum bir şey vardı, telefon numaram karşı tarafa düşmüştü. Birkaç dakika sonra benim telefonum çaldı. Adam arıyordu, ama açmadım, birkaç kere çalıp kapandı. Ben ne yaptım diye pişmanlık içindeydim. Kalkıp giyindim. Gün içerisinde telefonum birkaç kez daha çaldı, ama yine açmadım.
Akşam akrabalarım oturmaya gelmişti. Bu yüzden de geç yatmıştım. Tam uykuya dalacakken, adamdan bir mesaj geldi. Benden hoşlandığını, benimle beraber olmak istediğini, bana güzel dakikalar yaşatacağını falan bunun gibi şeyler yazıyordu. Devam eden günlerde bu tür mesajlar gelmeye devam etti. En son mesajında, eğer cevap vermezsem, evime geleceğini yazmıştı. Sağolsun teyzemin boşboğazlığı sayesinde adam oturduğum siteyi biliyordu, ama apartmanı ve dairemi bilmiyordu. Sağa sola sorar diye korktum ve "Ara beni!" diye mesaj attım. Aradı. Ona, bir hata yaptığımı, böyle bir şeyin mümkün olamayacağını söylesem de, beni dinlemedi, "En azından telefonda görüşelim!" dedi. Ne görüşeceğimizi sordum. "Birbirimizi yakından tanıyalım!" dedi. Kızımın okulda olduğu saatlerde arıyordu hep.
Bir seferinde bana, "Telefon seksi yapalım mı?" diye sordu. "Nasıl olacak?" dedim sanki bilmiyormuşum gibi, ama böyle bir şeyi bekliyordum. "Merak etme güzel olacak! Sen beni getireceksin, ben seni!" dedi. Konuşmalarıyla sanki yanımdaymış gibi beni soyuyordu, ben de dediğini yapıyordum. "Sıra sende!" dedi, ben de onu telefonda soydum. Birden amımın sesi ağır bastı ve havaya girdim, telefonda seks yapmaya başladık. Türkçe pørnølar seyrederken küfürlü konuşmalardan etkilendiğimi fark etmiştim. Adam da bu moda girmişti, bana, "Amını yalayacağım. Göğüslerini emeceğim. Domaltıp amına taşaklarıma kadar geçireceğim yarağımı!" gibi laflar dedikçe, benim de elim amımın derinliklerine daha çok giriyordu. Ben de ona, "Sok erkeğim, domaltıp sik beni, yarağını amımda istiyorum! Ağzımı sik, yarağını boğazıma kadar alacağım!" derken, adamdan hırıltılar ve iniltiler duyuyordum. Adam, "Çok iyisin yavrum, acayip boşaldım! Sen ne yaptın?" dedi. Ben de orgazm olmuştum, hem de üç kez. Adamla telefonda karı koca olmuştuk. Bu telefon görüşmelerimiz ilerleyen günlerde devam etti, hemen hemen her gün telefonda seks yapıyorduk.
Bir gün kocam bana sürpriz yaparak, haber vermeden çıktı geldi. Nasıl sevindiğimi anlatamam, ilk işim yarağının tadını almak oldu. Uzun süredir sikilmemiştim. Resmen kocamın sikini amım yutmuştu. Kocamla ateşli bir sikişten sonra, dinlenirken konuşuyorduk. Kocama olanları anlattım. Ben anlattıkça kocamın sikinin tekrar kalktığını gördüm ve bu sefer daha şehvetli bir şekilde sikti beni. Sonra da, "Bu anlattıkların fantazi miydi, yoksa gerçek mi?" diye sordu. Ben de gerçek olduğunu, adamın yarın sabah tekrar arayacağını söyledim.
Ertesi sabah kızı okula gönderdik. Adam, her gün yaptığı gibi, saat 10:00 civarı beni aradı. Telefonu açmadan, kocama çok heyecanlı olduğumu söyledim. Kocam ise, "Heyecanlanmana gerek yok, her zaman ne yapıyorsan aynısını yap! Yalnız ben de konuştuklarınızı duymak istiyorum, telefonun hoparlörünü aç!" dedi. Dediğini yaptım, ama önce tutuk konuşmaya başladım, ancak ilerleyen zamanda tutukluğumu üzerimden attım. Soyunmuştum ve adamla telefonda karşılıklı masturbasyon yapıyorduk. Bu arada kocam da yanımda kalkık yarağını çıkarmış sıvazlıyordu. Adam telefonda inleyip hırlamaya başlayınca, kocam da daha fazla dayanamadı, ayağa kalktı, göğsüme ve karnıma doğru döllerini fışkırtmaya başladı. Kocamın sıcak döllerini hissedince ben de orgazm oldum. Adam ise telefonda halen, seni şöyle sikeceğim, böyle domaltacağım diye anlatıyordu. Kocam yanıma oturdu ve yarağını sıvazlamaya devam etti. Bir süre sonra adam da boşalmıştı. Telefonu kapattık.
Kocam birşey demeden dudaklarımdan öptü ve beni divana yatırdı, yeniden kalkmış yarağını amıma geçirdiği gibi beni sikmeye başladı. Nasıl şehvetli sikiyordu ama! Üstelik bu sefer kolay boşalmıyordu da, yarım saatir sikiyordu. Ben ise bitmiştim, 3 kere orgazm olmuş, pestil gibiydim. Kocam beni domalttıp son vuruşu yaptı ve yarağını götüme geçirdi. Normalde acıyan götümden zevk almaya başlamıştım, aynı zamanda da amımı ovuşturuyordum. Sonunda kocam döllerini götümün derinliklerine doğru fışkırtmaya başladı. Götümün içinde kocamın sıcak döllerini hissedince, ben de son bir defa orgazm oldum. Kocam yarağını götümden çıkarınca, ikimiz de divanın üzerine yığıldık, birbirimize sarıldık ve o şekilde yatarken uykuya dalmışız. Kapı zili ile uyandık. Apar topar giyindik. Kız okuldan gelmişti.
Kocam daha sonra bana, "Adam her gün arıyor mu?" diye sordu. Ben de, "Hemen hemen hergün!" dedim. "Peki hiç gerçekten sikiştiniz mi?" diye sordu. "Hayır, sadece telefonda yaptık!" dedim. "Peki hiç istemedin mi?" diye sordu. "İstedim, ama korktum, yapamadım!" dedim. "Peki ben gitmeden yapmak ister misin?" dedi. "Ben adamla sikişirken sen de yanımda olacaksan, isterim!" dedim. Kocam da, "Ben yatak odasında saklanırım!" dedi.
Ertesi gün adam aradığında, onu eve çağırdım. Adam sevinçten havaya uçacaktı nerdeyse, "Yarım saat sonra ordayım!" dedi ve kapattı. Saat 10:30 gibi kapı çaldı. Heyecandan titriyordum. Etek boyu diz üstüne gelen mevsimlik bir elbise giymiştim. Altımda tanga külot vardı, sütyen de giymemiştim. Kapıyı açtım, adam içeri girdi, salona davet ettim. Kanepeye yan yana oturduk. Bir şey içip içmeyeceğini sordum. "Gerek yok!" dedi ve beni kendine doğru çekip, dudaklarıma yapıştı. Bir eliyle de etiğimin altından bacaklarımı okşuyordu. Eteğim belime kadar sıyrılmıştı. Divanın üzerine doğru beni yatırdı, bacaklarımı öpmeye başladı. Yukarıya doğru çıktı. Dudakları ve dili tangamın önünde dolaşıyordu. Tangamı yana çekti ve ağzını amıma dayadı. Bu beni bitiren bir hareketti. Elimle başını amıma bastırıyordum. Bir süre sonra inleyerek orgazm oldum.
Adam beni doğrulttu, boynumu ve omuzlarımı öpmeye başladı. Beraber ayağa kalktık. Üzerimdeki elbiseyi sıyırıp ayak bileklerime bıraktı. Tekrar öpüşmeye başladık. Boynumu ve kulak memelerimi yalıyordu. Daha sonra bir elini popoma götürdü ve sıkmaya başladı. Bir taraftan diğer eliyle göğsümün birini sıkarken, diğerini emiyordu. Acayip olmuştum. Sonra aşağıya inip, kasıklarımı öperek tangamı çıkardı. Adamın karşısında çırılçıplak kalmıştım. Ayağa kalktı ve "Sıra sende!" dedi. Ben de adamın boynu öperek gömleğini çıkardım. Vücudunu öperek atletini çıkardım. Bir süre öpüştük, daha sonra beni omuzlarımdan bastırıp önüne diz çöktürdü. Elim fermuarının üzerindeydi. Yarağı taş gibi olmuştu. Fermuarını ve kemerini açtım, pantolonunu aşağıya doğru sıyırdım. Bacaklarını öperek yukarı doğru çıktım. Külodunu aşağıya doğru sıyırken kasıklarını öpmeye başladım...
Adamın yarağı dimdik önümde duruyordu, kocamınki kadar kalındı, ama biraz daha uzundu. Elime alıp sıvazlarken, aynı zamanda da taşaklarını yalıyordum. Taşaklarını emmeye başladım. Yarağı taş gibi olmuştu. Taşaklarından yarağının kafasına doğru dilimle hareketler yapmaya başladım. Bir taraftan onu seyrediyordum. Gözlerini kapatmış inliyordu. En sonunda yarağının kafasını ağzıma aldım ve emmeye başladım. İki eliyle başımı yarağına bastırıyordu. Bir süre kafasını emdikten sonra boğazıma kadar sokup çıkarmaya başladım. Ben de yalamaktan hoşlanmıştım ve tekrar amım sulanmıştı. Adamın sikini ağzıma sokup çıkartırken adamın yarağının iyice sertleştiğini ve damarlarının dışarı çıktığı hissetim. Boşalacaktı. Ağzıma boşalmaması için ağzımdan çıkarttım ve elimle 31 çekmeye başladım. Bir anda inleyerek ve hırıltılarla boynuma ve göğüslerime doğru fışkırtmaya başladı döllerini...
Sonra divana oturdu. Ben vücudumdaki dölleri temizlemeye çalışırken, "69 yapalım!" dedi. Kendi sırtüstü yere uzandı, ben de tersten üzerine oturdum. O benim amımı yalarken, ben de onun yarağını yalıyordum yeniden. Bu sefer parmaklarını da kullanıyordu. Yarağı tekrar kalkınca popoma vurup beni üzerinden kaldırdı. Bu sefer o yerde sırtüstü yatarken, beni yarağının üzerine oturttu. Kocaman yarağını sulanmış amım bir anda içine aldı. Taşaklarını amımda hissediyordum. Elleriyle popomdan tutmuştu. Çılgın gibi üzerine oturup kalkıyordum. Bir süre bu şekilde devam ettikten sonra ona, "Hadi sırtüstü yatır beni!" dedim. Beni sırtüstü halıya yatırıp, bacaklarımı koltuk altlarına aldı. Yarağını amıma dayadı ve ilk hamlesinde amıma girdi. Üzerime abanınca, bacaklarımı havaya kaldırıp beline doladım. Amım bütün yarağını kavramıştı. Bir taraftan öpüşüyor, bir taraftan göğüslerimi sıkıyordu. Hareketleri hızlanmıştı.
Telefonda hep beni domaltacağını söylerdi. "Domalayım mı?" dedim. Adam üzerimden kalkıp beni domalttı. Tekrar amıma girip, gidip gelmeye başladı. Bu pozisyonda da orgazm oldum. Amımı sikerken bir yandan da popomu oğuşturuyordu. Bir ara baş parmağının birinin göt deliğimde dolaştığını hissetim ve "Oradan olmaz!" dedim. "Olur olur, zaten götten vermişsin, bir de ben gireyim, korkma acıtmam!" dedi. Götümün deliğini bir süre tükürüğü ile okşadı, sonunda amımdan çıkardığı yarağını götüme dayadı. Kocam bir gün önce siktiğinden götüm açılmıştı. Yarağı da amımın sularıyla sırılsıklam olduğu için, ilk yüklenmesinde kafasını götüme soktu. O anda hem benden, hem adamdan inleme sesi çıktı. Yarağını geri çekip, tekrar yüklenince götüm adamın yarağının hepsini içine aldı. Yine taşaklarını amımda hissediyordum.
Yaklaşık 15-20 dakika götümü siktikten sonra, yarağını götümden çıkarıp belime doğru fışkırtmaya başladı. Ben de elimle adamın döllerini popoma sürüyordum. Fazlalıkları da göğüslerimi okşayarak göğüslerime sürdüm. Adam bir süre yerde uzandıktan sonra kalkıp giyinmeye başladı, ben de çıplak olarak divana oturdum. Adama, "Muradına erdin mi?" dedim. "Çok güzeldi!" diyerek gelip dudaklarımdan beni öptü. Külodumu giymeden elbisemi üzerime geçirdim ve adamı yolcu ettim.
Adam gittikten sonra, kocamı saklandığı yatakodasından çağırdım. Halen heycandan tüm vücudum titriyordu. Kocam bana sarılıp dudaklarımdan öptü ve hoşuma gidip gitmediğini sordu. "Doğrusunu istersen çok hoşlandım, ama umarım başımıza iş açmayız!" dedim. "Birşey olmaz merak etme!" dedi. Kendisi de bizi seyrederken iki kere boşalmış, "Sana bir sürprizim var!" dedi. Ben de, "Yeter artık, sürpriz falan istemiyorum!" dedim. Ama kocam salondaki dolaba doğru gitti ve elinde bir kamerayla geldi. "Sakın bizi çektiğini söyleme!" dedim. "Evet, çektim!" dedi. Oturup bilgisayara bağladık ve seyretmeye başladık. Önce utandım, ama sonra ilk pørnø filmimi seyrederken kendimi pørnø yıldızı gibi hissettim. Tabii filmi izledikten sonra da çılgınca sikiştik :)
[Birgül]
270 notes · View notes
edapostblog · 4 months ago
Text
Tumblr media
Herkese iyi geceler.
Sen beni düşün uyuma canım 😊🙈
59 notes · View notes
selin-n · 6 months ago
Text
💙🥀🕊️
Baba kuğu, eşinin ve çocuklarının yanına geliyor 🤗😍🦢🦢🦢
💙🥀🕊️ Doğadan öğreneceğimiz çok şey var 🦢
💙🥀🕊️ 💙🥀🕊️
Geleceğim demiştin ya__
Nice hayaller kurdum, gözlerimin yaşında__
Rehavete kapılma, iyi düşün taşın da__
Umutlara tutun gel____
Umutlara sevdiğim__!!
💙🥀🕊️
76 notes · View notes
yurekbali · 1 month ago
Text
Tumblr media
... Ve güz geldi Ömür Hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım? Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz düşünün ki Ömür Hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de? Yağmur yağıyor Ömür Hanım... gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına... ve ben sonsuz bir düzlükte bir k��çücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından? Dönelim... Dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır. Olsun, dönelim biz yine de. Bilincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dönelim. Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür Hanım. Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece... Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür Hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp ağır yükler aldığı zamanın derin dehlizlerine. Bakıyorum, umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki? Yaşamsa, gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama... Değil mi yoksa? Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu, ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya, yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, var olmaya, ‘dar çevre yitikleri’nde önem kazanmaya... Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki sonucu yepyeni bir “ben”e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde... Bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. Kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür Hanım? Susmak yalnızlığın ana dilidir Ömür Hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük... Yalnız��m Ömür Hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi karanlıklar içre, öyle yitik öyle üzgün, yalnızım... Sularım toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle?
Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok konuşuyorlar ki... Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür Hanım yasaklamalı... Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanıldığımı biliyorum ya... Yeni bir şeyler söyle bana ne olur, yeni bir şeyler. Kurşun aktı kulaklarıma hep aynı sözleri, aynı sesleri duymaktan. Belirsizlik güzeldir, de, örneğin, kesinlik çirkin. Sessizlik sesten -hele de güncel ve kof- her zaman iyidir; düş gücü, iç zenginliği verir insana. Dünyanın usul usul ağaran o puslu sabahları ve günün turuncu tülleriyle örtünen dingin akşamları bu yüzden etkiler bizi, duygulandırır, de. Anlık izlenimler sürekli görünümlerden her zaman daha güçlü, kalıcı, ömürlüdür... alışkanlıklar öldürür güzelliğimizi, bizi değişmemek çirkinleştirir, de. Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrü karşısında. İstemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek yaşamanın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz... Biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir parçamız kalır ve bölüne bölüne biteriz, de. En büyük hünerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak. Kıyılarımız duygularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir; ufuklarımızsa sisler içinde... O kıyısız gökyüzü nasıl sığar küçücük gözlerimize, bir bardak suya, demirli bir pencereye... Nasıl gizlenir ağız dil vermez bir geceye? Ve nedir ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir içimize. Çözemeyiz, de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek, bu ezbere yaşamla. Dünya bir testidir, de, Ömür Hanım, ömür bir su... Sızar iğne ucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. Bir gün ölümün balkonundan... dökülür toprağa el içi kadar bir su. Yerde birkaç damla nem, bir avuç ıslaklık... Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de... Sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. Yıldım ömrümün kalıplarından. Beni duy ve anla. Yağmur dindi Ömür Hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine. Doğa aynı oyunu oynuyor bizimle. Umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa? Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür Hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. Delilik mi dedin? Kim bilir... Belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki? Kimseler görmedi Ömür Hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim... Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile... Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm. Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir atkestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın sokaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalınayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, bir derin iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür Hanım? Ankara, Güz / 1983
- Şükrü Erbaş, Ömür Hanım’la Güz Konuşmaları (Bütün Şiirleri-2, Dicle Üstü Ay Bulanık) - Görsel: Martin LLamedo
39 notes · View notes
yasamasancisi · 1 year ago
Text
"geçen gece çocuk hastaydı. ilacı bitmiş, almak için dışarı çıktım. sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyoruz. birden durup dururken içim cız etti. bi baktım gene aynı karın ağrısı. öyle özlemişim ki seni. dönerken bi meyhane gördüm. bi tek içeri girdiğimi hatırlıyorum bi de rakıya yumulduğumu. arkasından en az dört cigaralık…sonra gözümü bir açtım karşıdan karlı dağlar geçiyor. bi daha açtım başımda bi çocuk: “kalk abi.” diyor “kars’a geldik.” otobüsten indim, yürümeye başladım. dedim, allah’ım nerdeyim ben? burası neresi? sonra güç bela burayı buldum. kapının önünde durup düşündüm. dedim bekir, bu kapı ahiret kapısı. burası sırat köprüsü. bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin. iyi düşün dedim. düşündüm, düşündüm…ama olmadı, dönemedim. sonra, bak oğlum dedim kendi kendime. yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. yol belli, eğ başını usul usul yürü şimdi."
213 notes · View notes
mnsrykt · 24 days ago
Text
Bu Ümmetin Genci
1. Allah'ı gözeterek iş yap. Yasalardan önce Allah'ın çizgilerini koru.
2. Dertler ve sıkıntılar anında küçülme. Asıl o anda sen farklı olacaksın. Dertlerinden büyük yaşa.
3. İyi işler yapan olmayı aş ve iyi işlerde yarışan ol
4. Peygamberinin düşmanları bile Onun emingüvenilir olduğunu itiraf ediyordu. Güvenilir olmak senin soyadın gibi olsun.
5. Farzlarla yetinme. Dindarlığını nafilelerden kabiliyetlerin doğrultusunda güçlendir.
6. Gece ibadeti yapan mü'min olmayı hedefle.
7. İnsanlarla ilişkilerde daima, görmek istediğini göstermek hedefin olsun.
8. Asla ilmi başkalarının mesleği olarak görme. Beşiğinden mezara kadar sen ilim talebesisin. Kabiliyetin, vaktin ve imkanların ne kadar izin veriyorsa o kadar ilim yolcusu ol.
9. Haram ateştir. Ateşten uzak dur. Ve unutma sakın: Haramlar çiçeklerle bezenmiş olarak önüne gelebilir. Bir kereliğine bile haramı deneme sakın!
10. Bir hata işlediğinde o hatanın sana zararı kadar sen bu ümmetten biri olduğun için ümmetine vereceğin zararı da düşün.
35 notes · View notes
maviruhlu1kelebek · 1 month ago
Text
Tumblr media
NASILSIN?
Uzun bir aradan sonra ilk defa böyle bir soru aldım.
Uzun bir aradan sonra biri gerçekten nasıl olduğumu merak etmişti.
Belkide ben öyle varsayıyordum.
Bu soru beni biraz düşündürdü, gerçekten nasıldım?
Nasıl hissediyordum?
Neler yaşıyor, nelerle savaşıyordum?
Bir süredir kendime de sormaya çekindiğim bir soruydu aslında.
Hep ötelediğim bir soruydu.
Düşününce yutkunuyordum, boğazım düğümleniyor, olduğum yerde çakılıp kalıyordum.
Bunları biliyordum ve erteliyordum.
Şimdi karşıma çıkınca biraz üzerine düşündüm ve bulabildiğim tek cevap yitik oldu.
Neden böyle hissetmiştim?
Oysa ki çok iyi idare ediyordum, öyle iyi idare ediyordum ki, üzerine düşünmüyordum bile.
Şimdi ise zihnime hücum ediyor ötelediğim her şey.
Bana bu şekilde hissettiren her şey, herkes dolduruyor zihnimi.
Hayal edip gerçekleştiremediğim, söylemeyi isteyip söyleyemediğim her şey birer kıvılcım gibi parlamaya başlıyor içimde.
Öyle bir parlıyor ki beni otobüste ağlatıyor, tuvalette ağlatıyor,
Çok sevdiğim insanlarla bir mutfak masasında sohbet edip kalktıktan sonra sokakta ağlatıyor.
Saklamaya çalışsam da başaramadığım bir şekilde doluyor zihnimin, kalbimin her zerresine.
Bazılarınız bilir, diğer insanlara göre hisli olmak bazen cehennem gibidir.
Yaşanılan her şeyi en uç noktada yaşamak, iyisiyle kötüsüyle her şeyi bütün hücrelerinde hissetmek bazen cehennem gibidir.
Söylenilen her şey defalarca yankılanır, yaşanılan her şey defalarca yaşanır.
Tekrar, tekrar ve tekrar..
Öyle zor gelir ki bazen bunları yaşamamak için ötelersin.
Bir süredir kendime söz vermiştim , yaşanacaksa yaşanacak ve orada kalacak.
Ağlamaksa ağlamak, gülmekse gülmek, acıysa acı...
Ne olursa olsun; düşün, tart, hazmet ve devam et.
Geçmişten yaşayacağın tek bir güne iyi veya kötü bir şey taşıma.
Belki de bu yüzden bu kadar yoğun şekilde doluşuyor her şey.
Hepsi temizlenmeye, iyileşmeye gelmiştir diye düşünüyorum.
Artık yokmuş gibi davranmamaya çalışıyorum.
Yaşadığım her şeyin beni ben yaptığını biliyorum...
Dedim ya iyiyse iyi, kötüyse kötü, acıysa acı.
Hepsi ben.
Bugün biraz yitiğim...
Yarınsa daha iyiyim biliyorum..
24 notes · View notes
sahnearkasii · 2 months ago
Text
Tumblr media
Oyuncu Olmak İstiyorum: İlk Adımlar Neler?
"Oyuncu olmak istiyorum" diyorsanız, harika bir hayaliniz var demektir! Sahnenin büyüsü, karaktere bürünmenin heyecanı, ışıkların altında olmak... Ama bu yolculuk, hayal etmekle başlasa da, gerçek bir çalışma ve azim gerektiriyor. Oyunculuk dünyasına adım atmanın ilk aşamalarını öğrenmeye hazır mısınız? İşte bu yolda size rehber olacak birkaç adım!
Kendini Tanımak ve Geliştirmek
Oyunculuk, sadece bir karakteri oynamaktan ibaret değil. Kendini tanımak, duygularını keşfetmek ve bunları en iyi şekilde ifade edebilmek çok önemli. Oyuncu olmak istiyorum diyorsan, önce kendi sınırlarını keşfetmelisin. Kim olduğun, ne hissettiğin ve hangi karakterleri canlandırabileceğin üzerine düşün. Ayrıca, farklı oyunculuk tekniklerini öğrenerek kendini sürekli geliştirmen de gerekiyor. Unutma, başarılı oyuncular sürekli olarak öğrenir ve kendini yeniler.
44 notes · View notes
amespales · 3 months ago
Text
İyi düşün iyi olsun
İyi düşün iyi olsun
İyi düşün iyi olsun
38 notes · View notes
edapostblog · 2 months ago
Text
Tumblr media
Herkese iyi geceler.
Sen uyuma canım beni düşün bana odaklan! 🫶😁
52 notes · View notes