#ibretlik sözler
Explore tagged Tumblr posts
Text
Odanızın köşesine asın. Her zaman lazım olacak sözler...
🌟🌟🌟İranlı (Güney Azerbaycanlı) bir Türk olan ve halen Ülkemizde yaşayan kimyacı ve felsefeci Dr. Anooshirvan Miandji'den (Anuşirvan Miyancı'dan) insana ve hayata dair ibretlik tespitler!
1-🌟Beyin bir donanımdır, her insanda vardır! Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur.
2-🌟Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler.
3-🌟Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir.
4🌟Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var!
5🌟Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır.
6-🌟Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir.
7-🌟Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur.
8-🌟İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz.
9-🌟Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü.
10-🌟İçinizdeki çocuk yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir.
11-🌟Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin seni kurtarmaz.
12-🌟Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket.
13-🌟Sessiz çığlıklar sesli haykırışlardan daha etkilidir.
14-🌟Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var!
15-🌟İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz.
16-🌟Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir.
17-🌟Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara çekilip sessizce oturun!
18-🌟Bir insanı ancak kendisi engelleyip, kendisi durdurabilir.
19-🌟Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur.
20-🌟Vazgeçmezsen, doğru seni önünde, sonunda bulur.
21-🌟İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır.
22-🌟Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız.
23-🌟Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır.
24-🌟Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek bir toplumun ahlakını bozar.
25-🌟Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse, bilin ki o toplumda ahlak sorunu vardır.
26-🌟Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek.
27-🌟Ekonomik gelişmeyi kişisel ve zihinsel gelişmenin önünde tutan toplumlar, kesinlikle uygarlaşamazlar.
28-🌟Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir.
29-⭐Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir.
38 notes
·
View notes
Text
Biraz uzun ama okumağa, düşünmeye değer.
İranlı (Güney Azerbaycanlı) bir Türk olan ve halen Ülkemizde yaşayan kimyacı ve felsefeci Dr. Anooshirvan Miandji'den (Anuşirvan Miyancı'dan) insana ve hayata dair ibretlik tespitler! 1-Beyin bir donanımdır, her insanda vardır! Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur. 2-Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler. 3-Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir. 4Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var! 5Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır. 6-Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir. 7-Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur. 8-İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz. 9-Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü. 10-İçinizdeki çocuk yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir. 11-Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin seni kurtarmaz. 12-Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket. 13-Sessiz çığlıklar sesli haykırışlardan daha etkilidir. 14-Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var! 15-İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz. 16-Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir. 17-Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara çekilip sessizce oturun! 18-Bir insanı ancak kendisi engelleyip, kendisi durdurabilir. 19-Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur. 20-Vazgeçmezsen, doğru seni önünde, sonunda bulur. 21-İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır. 22-Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız. 23-Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır. 24-Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek bir toplumun ahlakını bozar. 25-Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse, bilin ki o toplumda ahlak sorunu vardır. 26-Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek. 27-Ekonomik gelişmeyi kişisel ve zihinsel gelişmenin önünde tutan toplumlar, kesinlikle uygarlaşamazlar. 28-Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir. 29-Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir.
4 notes
·
View notes
Text
Odanızın köşesine asın. Her zaman lazım olacak sözler... 🌟🌟🌟İranlı (Güney Azerbaycanlı) bir Türk olan ve halen Ülkemizde yaşayan kimyacı ve felsefeci Dr. Anooshirvan Miandji'den (Anuşirvan Miyancı'dan) insana ve hayata dair ibretlik tespitler!
1-🌟Beyin bir donanımdır, her insanda vardır! Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur. 2-🌟Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler. 3-🌟Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir. 4🌟Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var! 5🌟Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır. 6-🌟Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir. 7-🌟Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur. 8-🌟İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz. 9-🌟Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü. 10-🌟İçinizdeki çocuk yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir. 11-🌟Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin seni kurtarmaz. 12-🌟Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket. 13-🌟Sessiz çığlıklar sesli haykırışlardan daha etkilidir. 14-🌟Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var! 15-🌟İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz. 16-🌟Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir. 17-🌟Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara çekilip sessizce oturun! 18-🌟Bir insanı ancak kendisi engelleyip, kendisi durdurabilir. 19-🌟Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur. 20-🌟Vazgeçmezsen, doğru seni önünde, sonunda bulur. 21-🌟İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır. 22-🌟Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız. 23-🌟Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır. 24-🌟Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek bir toplumun ahlakını bozar. 25-🌟Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse, bilin ki o toplumda ahlak sorunu vardır. 26-🌟Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek. 27-🌟Ekonomik gelişmeyi kişisel ve zihinsel gelişmenin önünde tutan toplumlar, kesinlikle uygarlaşamazlar. 28-🌟Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir. 29-⭐Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir.
8 notes
·
View notes
Text
FUTBOLUN TAPELERI
ŞİKENİN BELGESİ Mİ OLUR
Aziz Yıldirım: Ben şike yaptıysam fenerbahçe için yaptım
#azizyıldirım #şikeyaptıysam #fenerbahçeiçinyaptım
YouTube
Ben şike yapmışsam Fenerbahçe için yaptım, ben kendim için şike yapmadım. Öyle saçma şey olur mu?
Bu sözler tamamen DEMAGOJİ. Şike yapınca başarılı oluyorsun, başarılı olunca Fenerbahçe başkanlığın devam ediyor, Fenerbahçe başkanlığının sağladığı prestij ve ilişkilerin de NATO müteahhitliği işlerine illa ki katkısı oluyordur. Ki dolaylı maddi katkısı olmasa bile gündemde oluyorsun, çevre sermayesi ediniyorsun, prestij kazanıyorsun...
Nedir vaziyet?
Vaziyet gayet iyi, dediğim gibi yani, hepsi iyi, üç tarlayı da sürdük yani...
Haa, iyi inşallah
İnşallah, iii, yağmur da yağar, her şe.., ekinler çıkar yani...
Yalnız bunlar tabii Trabzon çok şey oldu, çok panikteler, bugün Süleyman'la konuştum...
Şimdi ben bir aşağıdaki 550 kaldı değil mi
Evet başkanım
Öbürünün hepsini verdin mi
Verdik
Hepsini verdin?
Evet
He, orda bir sıkıntı var da senle konuşmam lazım.
Nerde? Orda?
Ha...
Sen Sapanca'lıyla mı, Şeker'liyle mi yapıyorsun
Üçüyle yaptım başkanım.
Üçüyle?
Evet
Üçüyle yaptın... Neyse yarın ben senle konuşurum.
Tamam oldu başkanım.
Şimdi bi sen, aşağıdaki 550 kaldı değil mi bi göndereceğimiz, öbürünün hepsini verdiniz değil mi, İlhan Ekşioğlu verdik diyor, orda bir sıkıntı var da senle konuşmam lazım benim diyor, diyorsunuz siz sonra devam ediyorsunuz yarın konuşuruz önemli değil eee bir sıkıntı var bunu da beraber yapıp öyle konuşalım sen Sapancalı'ya mı, Şekerli'ye mi yapıyorsun
Transfer, transfer yaptırıyordum, şeyle bugünkü Alper'le tamam mı, Kayseri'den bi oyuncular vardı galiba, hepsini anlattım burda var.
Peki Türkiye'de şike var mı?
Türkiye'de şike var mı, ııı
Gerçekçi konuşalım...
Gerçekçi konuşuyorum, var tabii...
Fenerbahçe'nin şike yaptığı herhangi bir şeye tanıklık ettiniz mi?
Yöneticiyken ettim tabii..
Biz de emek veriyoruz, sadece Aziz Yıldırım emek vermiyor ki... Fenerbahçe'de şöyle bir algı var, her şey Aziz Yıldırım'dı yani... Futbolcular hiçbir şey yapmıyor, hocalar hiçbir şey yapmıyor, yöneticiler hiçbir şey.. Ben futbolcuydum, ben de emek sarf ettim, bunu da bilsin insanlar, niye hep Aziz Yıldırım her şeyi o yapmış oluyor, her şeyi o yapmadı ki, o zaman çıksın o oynasın, o mu atıyordu golleri, şampiyon yaptığımızda mesela gidiyor diyordu ki siz nasıl şampiyon olduğunuzu bilmiyorsunuz, e fazla sevinmeyin diyordu, niye mesela bizim sevincimizi kursağımızda bırakıyordu
Ne demek istiyordu?
Yani sanki o bizi şampiyon yapmış demek istiyor herhalde...
AÇLIĞIN DİBİ Mİ OLUR
Teselya kralı açgözlü Erysichthon, sarayına yeni salon yaptırmak için Tanrıça Demeter'e adanmış ormandaki bir ulu meşe ağacını bilerek kestirir.
Bu tanrılar katında büyük bir suçtur.
cdn.yenicaggazetesi.com.tr
Dindirilemeyen iştah yani sonsuz açlıkla cezalandırılır.
Erysichthon, sürekli açlık hissi ile ne bulsa yemeye başlar.
Yedikçe daha fazla acıkır, acıktıkça da daha çok yer.
Emrindeki herkesi yiyecek bulmakla görevlendirir ama ne yese doymaz.
Çünkü midesi dipsiz bir kuyu gibidir.
AKREPLER TAKIMI
İsmail Saymaz'ın anlattıklarına bakılırsa Fatih Terim de bu olayın kurbanlarından biri. Maddi olarak pek kaybı olmamış ama müthiş bir itibar kaybına uğradı. Bunda Fenerbahçe TROL+taraftar kitlesinin ve ne idüğü belli olmayan ve nasıl aldığı belli olmayan ödüllere sahip ruh hastası derecesinde fanatik bir gaztecinin payı olduğu kadar Fatih Terim'in maço kültürü ve Mehmet Ağar gibi zehirli ilişkileri üstünden peşinen yargısız infaz yapan solcular ve saygın solcu basın mensuplarının da katkısı var. Tabii her zaman kıskançlık, haset ve diğer kişisel kinleriyle pusuda bekleyen sırtlan karakterleri de unutmamak gerekiyor.
Fatih Terim, İsmail Saymaz'ın anlattığına göre Seçil Erzan ile baba kız derecesinde yakınlaşmış. Çocukluktan edindiği harbi delikanlı Adana'lı maço kültürü, babalık, kabadayılık, delikanlılık ve liderlik gibi bir hercü mercün yoğurduğu karakter zaaflarıyla bu berbat durumun, batağın içine düşmüş. Aslında bu haliyle trajik bir karaktere benziyor.
Kazandıkları büyük paralara rağmen daha da fazlası peşinde koşan ve Fatih Terim'in saygın ismi ve liderlik halesinin verdiği güvenle servetlerini sorgusuz sualsiz, senetsiz sepetsiz, yine hırslarının kurbanı bir trajik karakter olduğu anlaşılan bir kadına teslim eden ünlü futbolcular da hep birlikte bana Shakeasper'in Macbeth'de can verdiği iktidar hırsıyla efsunlanmış trajik karakterleri hatırlatıyor.
Fatih Terim'in (BABA) futbolcu evlatlarını kazıklaması onun Adanalı maço baba kültürüne, karakterine aykırı her şeyden önce. Üstelik İsmail Saymaz'ın videosundan ve diğer kaynaklardan ortaya saçılan bilgilere göre Fatih Terim kendi kızı ve damadını ve onun kuzenini de kazıklamış. Fatih Terim'in bu kadar şeytani bir kişiliğe sahip olduğuna inanan insanlar da ya bir tür dolandırıcılık ağının kurbanlarıdır ya da fazlasıyla şeytani karaktere sahip insanlardır. BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ
Türkiye'de yıllardır kapitalist-siyasetçi-bürokrasi arasında kurulmuş şeytani bir maddi-siyasi-yönetsel bir iktidar üçgeni bizleri kuklalar gibi oynatmaktadır. Tabii bu şeytani üçgenin bir de derin devlet-mafya birlikteliğinden oluşan ayağı vardır.
Futbolcuların avukatının Fatih Altaylı'ya anlattığına bakılırsa Fatih Terim Fonu olayında da arka planda bu üçgenin kumpası, propagandası ve toz dumanı hakimiyet kurmuştur.
Banka yöneticileri Seçil Erzan'ı seni zimmetle suçlar mahkum ettiririz diyerek tehdit etmişler ve bankanın bu işle ilgisinin olmadığını söylemesi için baskı yapmışlardır. Konuyu inceleyen BDDK ise bankanın sorumlu olduğuna h��kmetmiş ama soruşturma açmamıştır.
Banka muhalif medyayı bu gerçekleri bilen ve Fatih Altaylı'ya anlatan avukatı ekranlara çıkarmaması için yönlendirmiştir. Muhalif medyanın az sayıda aktöründen olan Sözcü televizyonu Lube Ayar ve İpek Özbey gibi aparatçikleriyle sürekli Fatih Terim aleyhine yayın yapmış ve avukatın belgelerle anlattığı konuları örtbas etmiştir.
Öte yandan bundan birkaç yıl önce küme düşme potasına kadar gerileyen Galatasaray'ın başkanı Burak Elmas, kendisinden Fatih Terim'i göndermelerini istediklerini açıklamıştı. Bu açıklamadan bir süre sonra Burak Elmas da Galatasaray başkanlığından alaşağı edilmişti.
Sözcü televizyonu ve çeşitli mecralarda futbolcuları Fatih Terim'in Seçil Erzan'a yönlendirdiği pompalanırken, Seçil Erzan'ın yıllarca bankanın Florya şubesinde görev yaptığı ve bütün futbolcularla içli dışlı olduğu ortaya çıkmıştır. Bir başka videoda da Seçil Erzan'ın Arda Turan'ı arayarak böyle bir fon kurulduğunu anlattığı ve onu davet ettiği açıklandı.
Bu "puzzle"ın ortaya çıkan bazı parçalarını birleştirdiğimizde ortada yine Bermuda şeytan üçgeni dediğimiz kapitalist-siyasetçi-bürokrasi kompleksinin organize bir operasyonun olduğu kuşkusu kuvvetlenmektedir.
Elbette Fatih Terim ve futbolcuların da aç gözlülükleri ve çeşitli zaaflarıyla olayların gelişiminde payları az çok vardır. Ama olayın maddi manevi en önemli mağdurlarının onlar olduğu gerçeği hesaba katıldığında asıl faillerin ve suçluların arka planda toz duman içinde gözlerden uzaklaştırıldığı şüphesi doğmaktadır.
İMPARATORUN DOLARLARI https://www.youtube.com/watch?v=3zX1VQs5vkg
Bu videoda anlatılanlara göre bu fon karabasanı Seçil Erzan'ın borsada batağa saplanmasıyla ve kendini kurtarmak için batakta debelenerken can havliyle yapıştığı aç gözlü futbolcu ve iş adamlarını da düştüğü bataklığa çekmesiyle oluşmuş.
Bu bataklığa çekilen futbol camiasının ilk ünlüsü Fatih Terim olmuş. Seçil Erzan onunla baba kız ölçüsünde yakınlaşmış. Ve düştüğü bataklıktan kurtulmak için ilk defa ona bu yüksek getirili fon fikrini açmış. Büyük olasılıkla borçlarını döndürmek için can havliyle ponzi yılanına sarılmış ve kendisine güvenen insanları ve onların yakınlarını da bu ağın içine çekmiş.
Fatih Terim kızı kadar güvendiği bu kadının cazip getirili teklifini kabul etmiş ve ona 300 000 dolar vermiş. Yine bu videoda anlatılanlara göre Seçil Erzan'ın anlattıklarından banka görevlillerinin çıkardığı tabloya göre Fatih Terim toplamda 700 000 dolar vermiş ve 1 500 000 dolar almış.
Fatih Terim gibi güvenilir bir ismin bu paraları kazandığını öğrenen futbolcular da bal çanağına üşüşen sinekler gibi ağa düşmüş. Seçil Erzan Arda Turan'ı bizzat arayıp bu fona davet etmiş. Büyük olasılıkla da Fatih Terim'i ve ona kazandırdığı paraları da anlatmıştır. Arda Turan da bu kazancı görünce hiç düşünmeden bu karabasanın içine dalmış (tahminen).
Anlaşıldığına göre Fatih Terim'in futbolculara bir telkini olmamış. Olaylar neredeyse kader ağlarını örmüş tadında seyretmiş. Burada Fatih Terim kızı olarak güvendiği bir profesyonelin cazip teklifini düşünmeden kabul etmekle tuzağa düşmüş ama bu süreçte zaaflarının(karakterinin, yani dostlarına sınırsız güveninin) kurbanı olmuş sanki. Yine kurban olmasına neden olan asıl zaaf ise biz faniler için ulaşılmaz seviyelerde olan servetine rağmen daha da fazlasını kazanma aç gözlülüğü.
Yine futbolcular da bir yandan aç gözlülüklerinden bir yandan da sevdikleri, saydıkları, güvendikleri hocaları Fatih Terim'in kazanmasına dayanarak sorgusuz sualsiz bu bataklığa atlamışlar.
Başka kaynaklarda anlatılanlara göre Fatih Terim 3 000 000 dolar alacağı için önce şikayette bulunmuş. Ama bu videoda anlatıldığına göre banka yöneticileriyle görüştükten sonra alacağından vazgeçmiş ve şikayetçi olmamış. Bu videoda anlatıldığına göre banka yöneticileri banka hesaplarında böyle bir tutarın olmadığını, ve Seçil Erzan'a verdiği paranın faizi olarak oluşan bu tutarın tefecilik suçuna girdiğini anlatmışlar. Bu hikaye de mantıklı duruyor.
AKBABALAR ÜLKESİ https://www.gazeteduvar.com.tr/iste-fatih-terim-fonunun-tefecilikle-suclanan-isimleri-makale-1648863
Erzan dosyasında geçen ama davanın hiçbir yerinde yer almayan diğer isim Galatasaray’ın hala teknik ekibinde yer alan Ayhan Akman. İfadelere bakılırsa Akman fona dahil değil. Faizle para satmış. Nitekim Erzan’ın ifadesinde olay şöyle geçiyor: “Ayhan Akman verdiğinden fazlasını almıştır. Akman'a da fon vaadinde bulunmadım. Kendisinden faizle para satın aldım ancak kendisi çok daha fazla faizle verdiği parayı geri aldı. Kesinlikle Ayhan Akman'a hiçbir borcum bulunmamaktadır. Aksine kendisinden yüklü miktarda alacağım vardı.”
Erzan ifadesinde ayrıca Akman vasıtasıyla tanıştığı bazı isimlerin de durumunu öğrenip kendisine baskı kurduğunu ve faizle para sattığını ileri sürüyor:
Burada geçen Atilla Baltaş’la ilgili Erzan’ın anlattıkları dikkat çekici. İfadelere bakalım yine:
“Atilla Baltaş benden verdiği paraları katbekat faizle almıştır. Ben Atilla Baltaş'ın bana verdiği oranın çok üzerinde 1.000.000 USD parayı kendisine ödedim. Ayrıca Atilla Baltaş'tan kesinlikle fon adı altında para almadım. Tam olarak Atilla Baltaş'tan faiziyle para satın aldım. Çünkü fon adı altında ikna ettiğim insanlara para ödemek zorundaydım. Fakat Atilla Baltaş bana verdiği parayı yüzde 50 faiziyle geri almıştır. Ayrıca son günlerde zorla benden Bankada bana baskı kurarak evrak yazmamı istedi. Benden bankada birtakım borçlu olduğuma ilişkin senetler aldı. Şırnak Cizre'ye Mart ayı içerisinde beni kaçırmak için uçak bileti almıştı. Daha doğrusu bana zorla Şırnak Cizre'ye telefonla uçak bileti aldırmıştır. Ben o sırada müştekilerden para da toplamıştım. Atilla Baltaş o paralar ile beni yurt dışına kaçırmak istemişti.”
Aynı şekilde Ayhan Akman vasıtasıyla tanıştığını belirttiği Barış Tari de fona dahil değil. Lakin Erzan’ın iddiasına göre hayali fonu duyup kendisine faizle para satıp, karşılığını alan birisi.
Erzan’ın ‘tefeci’ iddiasıyla bahsettiği bir diğer isim de Mojtaba Hakani ve Süleyman Aslan. Onlar da şöyle geçiyor:
“Moci diye bahsettiğim kişi Mojtaba Hakani üniversiteden arkadaşımın eşidir. Kendisine bu zamana kadar aldığım paranın çok daha üzerinde ödeme yaptım. Hatta Süleyman Aslan isimli tefeciden Moci ile birlikte gidip 10.000.000 TL para aldım. 14.000.000 TL para olacak şekilde geri ödedim. Süleyman Aslan'ın Florya'da bir ofisi bulunmaktadır. Süleyman Aslan bu 10.000.000 Tl parayı Denizbank'taki odamda bana yanında Moci de bulunduğu sırada teslim etti. Karşılığında da 14.000.000 TL'lik Moci ile birlikte senet imzaladım ancak 14.000.000 TL'yi Süleyman Aslan'a elden ödedim. Ayrıca Süleyman Aslan bana 1.350.000 USD daha para vermişti. Sonrasında ben 2.650.000 USD şeklinde çok daha fazla bir parayı Süleyman Aslan'a ödedim. Bu zamana kadar Süleyman Aslan'a çok fazla faiz ödedim.”
KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE
Cumhurbaşkanının isteğinin kabul edilmediği yerde Mehmet Ağar'ın Fatih Terim'i kurtarması söz konusu olamaz.
Fatih Terim Fonu adını medya koydu. Bu olay bir tek iktidarın işine yaradı.
Dediğim gibi insanlar hani bazen sevmediklerine ya da daha az sevdiklerine başına bir felaket geldiğinde felaketten bile vurmak isterler. Ve olay böyle bir şeyin içinde, kazanın içerisinde kaynatılıyor.
Seçil Erzan yedisinden sonra dört gün boyunca Denizbank tarafından alıkonuluyor, cep telefonuna el konuluyor, e bilgisayarına el konuluyor, bunlar temizleniyor bir bölümü, e ifadesi alınıyor yazılı, kendi ifadesine göre, Seçil Erzan'ın ifadesine göre, bu ifadeler alınırken kendisine serum veriliyor yani tutanaklarda var, göreceksiniz bunları açıklandığı zaman.
Baskı altında olduğunu gösteriyor.
Tabi gece gündüz evinde güvenliklerin beklediğini söylüyor, hatta şunu söyleyeyim, bu da ilk defa duyulacak belki, Seçil Erzan evinden alındığı zaman kapıda dört tane şüpheli şahsa rastlanıyor, polis onlara kimlik soruyor, kimsiniz niye burdasınız diye, Denizbank'ın güvenlik görevlileri olduğu ortaya çıkıyor, altlarındaki arabanın Denizbank'ın arabası olduğu düşünüyor ve bir tutanağa bağlanıyor ve bu, dosyanın içinde var. E şimdi sormazlar mı bir insana yav kardeşim bu kadın bankayı dolandırdı veya mudileri dolandırdı, böyle bir zarar verdi ve kaçacağını söylüyorsun, kaçacağını söylediğin kişiyle dört gün napıyorsun, artı bu bir bankacılık suçu değilse ve Denizbank'ı hiç ilgilendirmiyorsa e sen niye bu işin içindesin. Sen niye bu işin içine giriyon, sorulmaz mı bunlar sizce sorular, yani mesela burası daha mı az bir popüler konu? Yani bu tarafının da soruluyor olması lazım...E şimdi biz o dosyaların mahiyetini bilmiyoruz, bilmeden konuşmuş oluruz ama tekrar söyleyeyim maalesef şeye girdi olay tekrar, yani böyle kişilerin peşinen yargılandığı, sapla samanın karıştırıldığı, farklı dosyalara konu olabilecek e suçlamaların iddiaların bu dosya içerisinde konuşulduğu bir noktaya döndü. e yani e böyle çok aslında, hani ne denir çok dengede olması gereken bir şey, kibarcasını söyleyeyim, dengede tutturulması gereken bir şey, neticede masumiyet ilkesi, işte daha bu insanlar daha yargılanmadı, e daha yargılanmadan pek çok insan mahkum oldu bu dosyada.
ALL ABOUT TURKS https://www.imdb.com/title/tt0042192/ https://tr.wikipedia.org/wiki/Perde_A%C3%A7%C4%B1l%C4%B1yor
Eve kısa bir süre sonunda kurnazlığı ile Margo'nun yedek oyuncusu olur ve ardından onun yokluğundan faydalanıp dolu bir salonda onun yerine başrol oynar. Kendisini öven tiyatro eleştirmenleri dışında Margo'nun sevgilisini de ele geçirmeye çalışır. Doymak bilmez hırsı ile Margo'nun sahip olduğu her şeye sahip olmaya niyetlidir. Bunun için yalan söylemekte ya da şantaj yapmakta bir an olsun tereddüt etmez. Bu sayede Lloyd Richards'ı ele geçirir, yıllar önce Margo için yazılmış bir oyunun başrolünü alır. Tüm bu olaylar sırasında ondan ilk şüphelenen kişi eleştirmen Addison DeWitt (George Sanders) olur. Onun geçmişini araştıran Addison, Eve'in anlattığından çok farklı biri olduğunu fark eder ve onu köşeye sıkıştırır. Bu esnada Eve başarılı oyunculuğu ile önemli bir ödül almayı başarır.
Eve, bir gece dairesine geri döndüğünde içeriye gizlice sızmış genç bir hayranı ile karşılaşır. Phoebe adlı bu genç kız, Eve için her şeyi yapmaya hazırdır. Eve'in görmediği bir anda -Eve'in daha önce Margo'ya yaptığı gibi - onun elbisesi ve ödülü ile aynanın karşısında geçip kendini izler. Phoebe'nin aynada çoğalan görüntüsü ile filmin sonlandığı bu noktada, Margo'nun başına gelenlerin Eve'in başına da geleceğini ve Broadway'de bu akışın hep sürüp gideceğini anlarız. https://eksisozluk1923.com/all-about-eve--86092 altmetininde derin mi derin bir liberalizm eleştirisi yatan, anlaticiligin el degistirdigi, zamansal olarak kaydirmali, oyku olarak dairesel niteliklere sahip bir saheser. ALL ABOUT TROLS
@lubeayar 2006 TGC Yılın Gazetecisi. 2006 Metin Göktepe Haber Ödülü. Ne Şikesi Memleket Elden Gidiyor. https://eksisozluk1923.com/lube-ayar--1286728?nr=true&rf=hacer%20lube%20ayar
beşiktaş-bursaspor olaylarının baş sorumlularından birisidir. milliyet'te yayınlanan "beşiktaş maç sattı" içerikli, kanıtlanmayan, iddia düzeyinde olan suçlamaları sanki yaşanmış gibi sunduğu haberi yüzünden bir eli kandadır. kendisini futbol tanrılarına havale ediyorum...
bursaspor'un bugünkü beşiktaş nefretinin oluşmasında çok büyük payı olan haberinde şu satırlara yer vermiştir:"mayıs 2004. iddiasını kaybeden beşiktaş'ta başkan serdar bilgili, teknik direktörü mircea lucescu. beşiktaş, son maçında kümede kalmak için mutlaka 3 puana ihtiyacı olan rizespor'la oynamaya hazırlanıyor. 15 mayıs'taki maç için rizespor son kozlarını oynuyor. o günlerdeki telefon konuşmaları, sedat peker'e yönelik "kelebek operasyonu" için yapılan teknik takibe takılıyor. telefon kayıtlarında "evladımız" sıfatıyla anılan sergen, maça çıkmıyor. emre aşık, kötü oynuyor, tümer 78. dakikada oyundan alınıyor. serdar topraktepe, "müsait" bir pozisyonda geri dönerek olası bir golün önüne geçiyor! ve beşiktaş, rize'ye verilen "ilginç" bir penaltıyla maçı 1 - 0 kaybediyor. sonuçta rizespor 42 puanla 1. lig'de kalıyor. 40 puanlı bursaspor ise küme düşüyor." http://www.milliyet.com.tr/…7/28/yasam/axyas02.html yani lube hanım açık ve seçik bir şekilde diyor ki, beşiktaş maçı sattı bursa küme düştü. haberin devamını okuduğumuzda bu iddiaları kanıtlayan, destekleyen hiçbir delil yok. sadece lube ablamızın şahane futbol tespitleri var.
eli kanlı dedikodu yazarı. garlic09.12.2010 23:54
"bi arkadaş uyardı da gördüm.. ekşi sözlük'te benim için 'eli kanlı' demişler. bursa'nın bjk nefretini ben yaratmışım.. cevabım ağır olacak!"
lubeayar lube ayar beni burada izleyip ekşi'ye zırvalayan ezik.. o satırları sana yediricem! şimdiden afiyet olsun..
twitter üzerinden, sözlükte başlığına entry giren yazarlara ezik ve zavallı demekten çekinmeyen ve üstüne üstlük ekşi sözlük'e dava mı açsam diye sorular soran müthiş gazeteci.
bu akşam nevşin mengü'nün yayınında dinledim. o müstehzi gülüşleri, dönen olayları anlatırken içten içe orgazm olması, tüm motivasyonunun galatasaray ve fatih terim düşmanlığı olduğunu gösteriyor, keyif alıyor bunların ortaya çıkmasından belli ki.
dönen olayları anlatırken sürekli araya mutlaka galatasaray'ı sokuşturuyor. tabi bunun sebebi nevşin mengü'nün futbol dünyasına ve futbolculara uzak olması ve "o kimdi" gibi soruları sebep oldu.
bu arada lube'nin anlattıklarının muhtemelen %99'u doğru, zaten basına da yansıdı, daha kimbilir bilmediğimiz neler çıkacak. ancak bu olaya karışanlar fenerbahçeli futbolcular, yöneticiler vs olsaydı, bu tarz yayınlara çıkmayacağına, sessiz kalacağına yemin edebilirim ama ispatlayamam. yani kadının derdi pisliklerin ortaya saçılması değil, boşrolünde galatasaraylıların olduğu pisliklerin saçılması. tabi bunda özellikle fatih terim'in bu ülkede dokunulmaz olması da yatıyor. hatta ısrarla terim'in diğerlerinden ayrı tutulmaya çalışılmasının sebebinin, kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği, terim'in yakın dostu mehmet ağar olduğunu düşünüyorum.
not: beşiktaşlı
gsnin ağır topları ile ilişkili devam eden bir yargılama hakkında hukuk sınırları çerçevesinde halkı bilgilendiriyor kadın. daha 3 gün önce galatasaray camiası terim milli takım teknik direktörü olsun diye kendisini burada parlata parlata bitiremedi. şimdi neymiş? dava hakkında konuşurken galatasaray'ın ismi geçmeyecekmiş?
bu kadar kişinin mağdur olmasına yol açan galatasaraylı bir figürün neden ifadesine başvurulmadığını sorgulayacağınız yerde dava hakkında konuşan gazeteciyi sorguluyorsunuz.
tanım, ergenekon balyoz kumpaslarından beri adliye muhabirliği yapan, 3 temmuz'da doğruları haykırdığı için fetö sempatizanlarinin nefret ettiği şimdinin spor yorumcusu cesur kadın
twitter'da acik acik trolluk yaptigi icin fenerbahceli bazi sahislar tarafindan goklere cikartilan "gazetecimsi". cemaatleri ovdugu tweetleri ortaya ciktiginda 1-2 hafta ortaliktan kaybolmustu ancak maalesef insanimizin hafizasi bu surede sifirlandigi icin tekrar ekranlara cikacak cesareti bulmustur.
calistigi hicbir kurumda tahammul edilmeyip kovulmus biri olarak ali koc'un bir nevi parali kopegi oldugu "hodri meydan" kanalinda gun asiri galatasaray'a sallamaktadir. kendisinden bunu yapmamasini beklemek zaten dogru olmazdi cunku babasi hastanede yatarkan bile fatih terim aleyhine aciklamalar yapmis bir kisi olur. zaten bu kanalin tek olayi bir agizdan galatasaray dusmanligi yapip algi yonetmeye calismak.
aklını futbol ve rakip takımla bozmuş insanlar. adlarını gördüğümde kaçıyorum. bülent uslu, ahmet ercanlar, lube ayar vs. dışarda bir hayat var. salın biraz. hakan hanoğlu vardı. galatasaray bi on sene önce falan batıp kapatılıyordu. batırırlar mı üç büyükleri. izliyorsan bile izleyip geçemeyenlerden uzak duracaksın ruh hastasi bir fener holigani. emre belozoglu'nun adini gecirmedi bile.
emre belözoğlu'nu çok seven, fatih terim'den nefret eden kişi. çok acayip değil mi. fatih terim fenerbahçeli olsaydı fatih terim'i çok severdi. hatta çok çok çok severdi.
emre'ye sevgisini dile getirdiği onlarca twitlerden bazıları
yazdılarından dolayı gazateci sayılıyor, hakikaten komik bir memleketiz…
ALL ABOUT ALL MY FANS
Şike davasında karar verildi: Aziz Yıldırım beraat etti... Tape'ler imha edilecek
Futbolda şike davasında, sanık Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın tüm suçlardan beraatine karar verildi. Davanın tape'leri imha
cumhuriyet.com.tr
Şike davasında karar verildi: Aziz Yıldırım beraat etti... Tape'ler imha edilecek
Futbolda şike davasında, sanık Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın tüm suçlardan beraatine karar verildi. Davanın tape'leri imha edilecek
'Kumpas’ tişörtü Fenerium’larda
F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve yöneticilerin beraat kararının açıklanmasının hemen ardından, kulüpten sürecin simgesi olarak tişört ve atkılar satışa çıkarılacağı açıklandı. Tişört ve atkılarda 3 Temmuz sürecine atıfta bulunarak ‘kumpas, 3 Temmuz 2011-9 Ekim 2015 ve game over (Oyun bitti)’ yazacağı belirtildi.
0 notes
Text
FUTBOLUN TAPELERI
ŞİKENİN BELGESİ Mİ OLUR
Ben şike yapmışsam Fenerbahçe için yaptım, ben kendim için şike yapmadım. Öyle saçma şey olur mu?
Bu sözler tamamen DEMAGOJİ. Şike yapınca başarılı oluyorsun, başarılı olunca Fenerbahçe başkanlığın devam ediyor, Fenerbahçe başkanlığının sağladığı prestij ve ilişkilerin de NATO müteahhitliği işlerine illa ki katkısı oluyordur. Ki dolaylı maddi katkısı olmasa bile gündemde oluyorsun, çevre sermayesi ediniyorsun, prestij kazanıyorsun...
youtube
Nedir vaziyet?
Vaziyet gayet iyi, dediğim gibi yani, hepsi iyi, üç tarlayı da sürdük yani...
Haa, iyi inşallah
İnşallah, iii, yağmur da yağar, her şe.., ekinler çıkar yani...
Yalnız bunlar tabii Trabzon çok şey oldu, çok panikteler, bugün Süleyman'la konuştum...
youtube
Şimdi ben bir aşağıdaki 550 kaldı değil mi
Evet başkanım
Öbürünün hepsini verdin mi
Verdik
Hepsini verdin?
Evet
He, orda bir sıkıntı var da senle konuşmam lazım.
Nerde? Orda?
Ha...
Sen Sapanca'lıyla mı, Şeker'liyle mi yapıyorsun
Üçüyle yaptım başkanım.
Üçüyle?
Evet
Üçüyle yaptın... Neyse yarın ben senle konuşurum.
Tamam oldu başkanım.
youtube
Şimdi bi sen, aşağıdaki 550 kaldı değil mi bi göndereceğimiz, öbürünün hepsini verdiniz değil mi, İlhan Ekşioğlu verdik diyor, orda bir sıkıntı var da senle konuşmam lazım benim diyor, diyorsunuz siz sonra devam ediyorsunuz yarın konuşuruz önemli değil eee bir sıkıntı var bunu da beraber yapıp öyle konuşalım sen Sapancalı'ya mı, Şekerli'ye mi yapıyorsun
Transfer, transfer yaptırıyordum, şeyle bugünkü Alper'le tamam mı, Kayseri'den bi oyuncular vardı galiba, hepsini anlattım burda var.
youtube
Peki Türkiye'de şike var mı?
Türkiye'de şike var mı, ııı
Gerçekçi konuşalım...
Gerçekçi konuşuyorum, var tabii...
Fenerbahçe'nin şike yaptığı herhangi bir şeye tanıklık ettiniz mi?
Yöneticiyken ettim tabii..
youtube
Biz de emek veriyoruz, sadece Aziz Yıldırım emek vermiyor ki... Fenerbahçe'de şöyle bir algı var, her şey Aziz Yıldırım'dı yani... Futbolcular hiçbir şey yapmıyor, hocalar hiçbir şey yapmıyor, yöneticiler hiçbir şey.. Ben futbolcuydum, ben de emek sarf ettim, bunu da bilsin insanlar, niye hep Aziz Yıldırım her şeyi o yapmış oluyor, her şeyi o yapmadı ki, o zaman çıksın o oynasın, o mu atıyordu golleri, şampiyon yaptığımızda mesela gidiyor diyordu ki siz nasıl şampiyon olduğunuzu bilmiyorsunuz, e fazla sevinmeyin diyordu, niye mesela bizim sevincimizi kursağımızda bırakıyordu
Ne demek istiyordu?
Yani sanki o bizi şampiyon yapmış demek istiyor herhalde...
AÇLIĞIN DİBİ Mİ OLUR
Teselya kralı açgözlü Erysichthon, sarayına yeni salon yaptırmak için Tanrıça Demeter'e adanmış ormandaki bir ulu meşe ağacını bilerek kestirir.
Bu tanrılar katında büyük bir suçtur.
Dindirilemeyen iştah yani sonsuz açlıkla cezalandırılır.
Erysichthon, sürekli açlık hissi ile ne bulsa yemeye başlar.
Yedikçe daha fazla acıkır, acıktıkça da daha çok yer.
Emrindeki herkesi yiyecek bulmakla görevlendirir ama ne yese doymaz.
Çünkü midesi dipsiz bir kuyu gibidir.
AKREPLER TAKIMI
youtube
İsmail Saymaz'ın anlattıklarına bakılırsa Fatih Terim de bu olayın kurbanlarından biri. Maddi olarak pek kaybı olmamış ama müthiş bir itibar kaybına uğradı. Bunda Fenerbahçe TROL+taraftar kitlesinin ve ne idüğü belli olmayan ve nasıl aldığı belli olmayan ödüllere sahip ruh hastası derecesinde fanatik bir gaztecinin payı olduğu kadar Fatih Terim'in maço kültürü ve Mehmet Ağar gibi zehirli ilişkileri üstünden peşinen yargısız infaz yapan solcular ve saygın solcu basın mensuplarının da katkısı var. Tabii her zaman kıskançlık, haset ve diğer kişisel kinleriyle pusuda bekleyen sırtlan karakterleri de unutmamak gerekiyor.
Fatih Terim, İsmail Saymaz'ın anlattığına göre Seçil Erzan ile baba kız derecesinde yakınlaşmış. Çocukluktan edindiği harbi delikanlı Adana'lı maço kültürü, babalık, kabadayılık, delikanlılık ve liderlik gibi bir hercü mercün yoğurduğu karakter zaaflarıyla bu berbat durumun, batağın içine düşmüş. Aslında bu haliyle trajik bir karaktere benziyor.
Kazandıkları büyük paralara rağmen daha da fazlası peşinde koşan ve Fatih Terim'in saygın ismi ve liderlik halesinin verdiği güvenle servetlerini sorgusuz sualsiz, senetsiz sepetsiz, yine hırslarının kurbanı bir trajik karakter olduğu anlaşılan bir kadına teslim eden ünlü futbolcular da hep birlikte bana Shakeasper'in Macbeth'de can verdiği iktidar hırsıyla efsunlanmış trajik karakterleri hatırlatıyor.
Fatih Terim'in (BABA) futbolcu evlatlarını kazıklaması onun Adanalı maço baba kültürüne, karakterine aykırı her şeyden önce. Üstelik İsmail Saymaz'ın videosundan ve diğer kaynaklardan ortaya saçılan bilgilere göre Fatih Terim kendi kızı ve damadını ve onun kuzenini de kazıklamış. Fatih Terim'in bu kadar şeytani bir kişiliğe sahip olduğuna inanan insanlar da ya bir tür dolandırıcılık ağının kurbanlarıdır ya da fazlasıyla şeytani karaktere sahip insanlardır. BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ
youtube
Türkiye'de yıllardır kapitalist-siyasetçi-bürokrasi arasında kurulmuş şeytani bir maddi-siyasi-yönetsel bir iktidar üçgeni bizleri kuklalar gibi oynatmaktadır. Tabii bu şeytani üçgenin bir de derin devlet-mafya birlikteliğinden oluşan ayağı vardır.
Futbolcuların avukatının Fatih Altaylı'ya anlattığına bakılırsa Fatih Terim Fonu olayında da arka planda bu üçgenin kumpası, propagandası ve toz dumanı hakimiyet kurmuştur.
Banka yöneticileri Seçil Erzan'ı seni zimmetle suçlar mahkum ettiririz diyerek tehdit etmişler ve bankanın bu işle ilgisinin olmadığını söylemesi için baskı yapmışlardır. Konuyu inceleyen BDDK ise bankanın sorumlu olduğuna hükmetmiş ama soruşturma açmamıştır.
Banka muhalif medyayı bu gerçekleri bilen ve Fatih Altaylı'ya anlatan avukatı ekranlara çıkarmaması için yönlendirmiştir. Muhalif medyanın az sayıda aktöründen olan Sözcü televizyonu Lube Ayar ve İpek Özbey gibi aparatçikleriyle sürekli Fatih Terim aleyhine yayın yapmış ve avukatın belgelerle anlattığı konuları örtbas etmiştir.
Öte yandan bundan birkaç yıl önce küme düşme potasına kadar gerileyen Galatasaray'ın başkanı Burak Elmas, kendisinden Fatih Terim'i göndermelerini istediklerini açıklamıştı. Bu açıklamadan bir süre sonra Burak Elmas da Galatasaray başkanlığından alaşağı edilmişti.
Sözcü televizyonu ve çeşitli mecralarda futbolcuları Fatih Terim'in Seçil Erzan'a yönlendirdiği pompalanırken, Seçil Erzan'ın yıllarca bankanın Florya şubesinde görev yaptığı ve bütün futbolcularla içli dışlı olduğu ortaya çıkmıştır. Bir başka videoda da Seçil Erzan'ın Arda Turan'ı arayarak böyle bir fon kurulduğunu anlattığı ve onu davet ettiği açıklandı.
Bu "puzzle"ın ortaya çıkan bazı parçalarını birleştirdiğimizde ortada yine Bermuda şeytan üçgeni dediğimiz kapitalist-siyasetçi-bürokrasi kompleksinin organize bir operasyonun olduğu kuşkusu kuvvetlenmektedir.
Elbette Fatih Terim ve futbolcuların da aç gözlülükleri ve çeşitli zaaflarıyla olayların gelişiminde payları az çok vardır. Ama olayın maddi manevi en önemli mağdurlarının onlar olduğu gerçeği hesaba katıldığında asıl faillerin ve suçluların arka planda toz duman içinde gözlerden uzaklaştırıldığı şüphesi doğmaktadır.
İMPARATORUN DOLARLARI https://www.youtube.com/watch?v=3zX1VQs5vkg
Bu videoda anlatılanlara göre bu fon karabasanı Seçil Erzan'ın borsada batağa saplanmasıyla ve kendini kurtarmak için batakta debelenerken can havliyle yapıştığı aç gözlü futbolcu ve iş adamlarını da düştüğü bataklığa çekmesiyle oluşmuş.
Bu bataklığa çekilen futbol camiasının ilk ünlüsü Fatih Terim olmuş. Seçil Erzan onunla baba kız ölçüsünde yakınlaşmış. Ve düştüğü bataklıktan kurtulmak için ilk defa ona bu yüksek getirili fon fikrini açmış. Büyük olasılıkla borçlarını döndürmek için can havliyle ponzi yılanına sarılmış ve kendisine güvenen insanları ve onların yakınlarını da bu ağın içine çekmiş.
Fatih Terim kızı kadar güvendiği bu kadının cazip getirili teklifini kabul etmiş ve ona 300 000 dolar vermiş. Yine bu videoda anlatılanlara göre Seçil Erzan'ın anlattıklarından banka görevlillerinin çıkardığı tabloya göre Fatih Terim toplamda 700 000 dolar vermiş ve 1 500 000 dolar almış.
Fatih Terim gibi güvenilir bir ismin bu paraları kazandığını öğrenen futbolcular da bal çanağına üşüşen sinekler gibi ağa düşmüş. Seçil Erzan Arda Turan'ı bizzat arayıp bu fona davet etmiş. Büyük olasılıkla da Fatih Terim'i ve ona kazandırdığı paraları da anlatmıştır. Arda Turan da bu kazancı görünce hiç düşünmeden bu karabasanın içine dalmış (tahminen).
Anlaşıldığına göre Fatih Terim'in futbolculara bir telkini olmamış. Olaylar neredeyse kader ağlarını örmüş tadında seyretmiş. Burada Fatih Terim kızı olarak güvendiği bir profesyonelin cazip teklifini düşünmeden kabul etmekle tuzağa düşmüş ama bu süreçte zaaflarının(karakterinin, yani dostlarına sınırsız güveninin) kurbanı olmuş sanki. Yine kurban olmasına neden olan asıl zaaf ise biz faniler için ulaşılmaz seviyelerde olan servetine rağmen daha da fazlasını kazanma aç gözlülüğü.
Yine futbolcular da bir yandan aç gözlülüklerinden bir yandan da sevdikleri, saydıkları, güvendikleri hocaları Fatih Terim'in kazanmasına dayanarak sorgusuz sualsiz bu bataklığa atlamışlar.
Başka kaynaklarda anlatılanlara göre Fatih Terim 3 000 000 dolar alacağı için önce şikayette bulunmuş. Ama bu videoda anlatıldığına göre banka yöneticileriyle görüştükten sonra alacağından vazgeçmiş ve şikayetçi olmamış. Bu videoda anlatıldığına göre banka yöneticileri banka hesaplarında böyle bir tutarın olmadığını, ve Seçil Erzan'a verdiği paranın faizi olarak oluşan bu tutarın tefecilik suçuna girdiğini anlatmışlar. Bu hikaye de mantıklı duruyor.
AKBABALAR ÜLKESİ https://www.gazeteduvar.com.tr/iste-fatih-terim-fonunun-tefecilikle-suclanan-isimleri-makale-1648863
Erzan dosyasında geçen ama davanın hiçbir yerinde yer almayan diğer isim Galatasaray’ın hala teknik ekibinde yer alan Ayhan Akman. İfadelere bakılırsa Akman fona dahil değil. Faizle para satmış. Nitekim Erzan’ın ifadesinde olay şöyle geçiyor: “Ayhan Akman verdiğinden fazlasını almıştır. Akman'a da fon vaadinde bulunmadım. Kendisinden faizle para satın aldım ancak kendisi çok daha fazla faizle verdiği parayı geri aldı. Kesinlikle Ayhan Akman'a hiçbir borcum bulunmamaktadır. Aksine kendisinden yüklü miktarda alacağım vardı.”
Erzan ifadesinde ayrıca Akman vasıtasıyla tanıştığı bazı isimlerin de durumunu öğrenip kendisine baskı kurduğunu ve faizle para sattığını ileri sürüyor:
Burada geçen Atilla Baltaş’la ilgili Erzan’ın anlattıkları dikkat çekici. İfadelere bakalım yine:
“Atilla Baltaş benden verdiği paraları katbekat faizle almıştır. Ben Atilla Baltaş'ın bana verdiği oranın çok üzerinde 1.000.000 USD parayı kendisine ödedim. Ayrıca Atilla Baltaş'tan kesinlikle fon adı altında para almadım. Tam olarak Atilla Baltaş'tan faiziyle para satın aldım. Çünkü fon adı altında ikna ettiğim insanlara para ödemek zorundaydım. Fakat Atilla Baltaş bana verdiği parayı yüzde 50 faiziyle geri almıştır. Ayrıca son günlerde zorla benden Bankada bana baskı kurarak evrak yazmamı istedi. Benden bankada birtakım borçlu olduğuma ilişkin senetler aldı. Şırnak Cizre'ye Mart ayı içerisinde beni kaçırmak için uçak bileti almıştı. Daha doğrusu bana zorla Şırnak Cizre'ye telefonla uçak bileti aldırmıştır. Ben o sırada müştekilerden para da toplamıştım. Atilla Baltaş o paralar ile beni yurt dışına kaçırmak istemişti.”
Aynı şekilde Ayhan Akman vasıtasıyla tanıştığını belirttiği Barış Tari de fona dahil değil. Lakin Erzan’ın iddiasına göre hayali fonu duyup kendisine faizle para satıp, karşılığını alan birisi.
Erzan’ın ‘tefeci’ iddiasıyla bahsettiği bir diğer isim de Mojtaba Hakani ve Süleyman Aslan. Onlar da şöyle geçiyor:
“Moci diye bahsettiğim kişi Mojtaba Hakani üniversiteden arkadaşımın eşidir. Kendisine bu zamana kadar aldığım paranın çok daha üzerinde ödeme yaptım. Hatta Süleyman Aslan isimli tefeciden Moci ile birlikte gidip 10.000.000 TL para aldım. 14.000.000 TL para olacak şekilde geri ödedim. Süleyman Aslan'ın Florya'da bir ofisi bulunmaktadır. Süleyman Aslan bu 10.000.000 Tl parayı Denizbank'taki odamda bana yanında Moci de bulunduğu sırada teslim etti. Karşılığında da 14.000.000 TL'lik Moci ile birlikte senet imzaladım ancak 14.000.000 TL'yi Süleyman Aslan'a elden ödedim. Ayrıca Süleyman Aslan bana 1.350.000 USD daha para vermişti. Sonrasında ben 2.650.000 USD şeklinde çok daha fazla bir parayı Süleyman Aslan'a ödedim. Bu zamana kadar Süleyman Aslan'a çok fazla faiz ödedim.”
KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE
Cumhurbaşkanının isteğinin kabul edilmediği yerde Mehmet Ağar'ın Fatih Terim'i kurtarması söz konusu olamaz.
youtube
youtube
Fatih Terim Fonu adını medya koydu. Bu olay bir tek iktidarın işine yaradı.
youtube
Dediğim gibi insanlar hani bazen sevmediklerine ya da daha az sevdiklerine başına bir felaket geldiğinde felaketten bile vurmak isterler. Ve olay böyle bir şeyin içinde, kazanın içerisinde kaynatılıyor.
Seçil Erzan yedisinden sonra dört gün boyunca Denizbank tarafından alıkonuluyor, cep telefonuna el konuluyor, e bilgisayarına el konuluyor, bunlar temizleniyor bir bölümü, e ifadesi alınıyor yazılı, kendi ifadesine göre, Seçil Erzan'ın ifadesine göre, bu ifadeler alınırken kendisine serum veriliyor yani tutanaklarda var, göreceksiniz bunları açıklandığı zaman.
Baskı altında olduğunu gösteriyor.
Tabi gece gündüz evinde güvenliklerin beklediğini söylüyor, hatta şunu söyleyeyim, bu da ilk defa duyulacak belki, Seçil Erzan evinden alındığı zaman kapıda dört tane şüpheli şahsa rastlanıyor, polis onlara kimlik soruyor, kimsiniz niye burdasınız diye, Denizbank'ın güvenlik görevlileri olduğu ortaya çıkıyor, altlarındaki arabanın Denizbank'ın arabası olduğu düşünüyor ve bir tutanağa bağlanıyor ve bu, dosyanın içinde var. E şimdi sormazlar mı bir insana yav kardeşim bu kadın bankayı dolandırdı veya mudileri dolandırdı, böyle bir zarar verdi ve kaçacağını söylüyorsun, kaçacağını söylediğin kişiyle dört gün napıyorsun, artı bu bir bankacılık suçu değilse ve Denizbank'ı hiç ilgilendirmiyorsa e sen niye bu işin içindesin. Sen niye bu işin içine giriyon, sorulmaz mı bunlar sizce sorular, yani mesela burası daha mı az bir popüler konu? Yani bu tarafının da soruluyor olması lazım...E şimdi biz o dosyaların mahiyetini bilmiyoruz, bilmeden konuşmuş oluruz ama tekrar söyleyeyim maalesef şeye girdi olay tekrar, yani böyle kişilerin peşinen yargılandığı, sapla samanın karıştırıldığı, farklı dosyalara konu olabilecek e suçlamaların iddiaların bu dosya içerisinde konuşulduğu bir noktaya döndü. e yani e böyle çok aslında, hani ne denir çok dengede olması gereken bir şey, kibarcasını söyleyeyim, dengede tutturulması gereken bir şey, neticede masumiyet ilkesi, işte daha bu insanlar daha yargılanmadı, e daha yargılanmadan pek çok insan mahkum oldu bu dosyada.
ALL ABOUT TURKS https://www.imdb.com/title/tt0042192/ https://tr.wikipedia.org/wiki/Perde_A%C3%A7%C4%B1l%C4%B1yor
Eve kısa bir süre sonunda kurnazlığı ile Margo'nun yedek oyuncusu olur ve ardından onun yokluğundan faydalanıp dolu bir salonda onun yerine başrol oynar. Kendisini öven tiyatro eleştirmenleri dışında Margo'nun sevgilisini de ele geçirmeye çalışır. Doymak bilmez hırsı ile Margo'nun sahip olduğu her şeye sahip olmaya niyetlidir. Bunun için yalan söylemekte ya da şantaj yapmakta bir an olsun tereddüt etmez. Bu sayede Lloyd Richards'ı ele geçirir, yıllar önce Margo için yazılmış bir oyunun başrolünü alır. Tüm bu olaylar sırasında ondan ilk şüphelenen kişi eleştirmen Addison DeWitt (George Sanders) olur. Onun geçmişini araştıran Addison, Eve'in anlattığından çok farklı biri olduğunu fark eder ve onu köşeye sıkıştırır. Bu esnada Eve başarılı oyunculuğu ile önemli bir ödül almayı başarır.
Eve, bir gece dairesine geri döndüğünde içeriye gizlice sızmış genç bir hayranı ile karşılaşır. Phoebe adlı bu genç kız, Eve için her şeyi yapmaya hazırdır. Eve'in görmediği bir anda -Eve'in daha önce Margo'ya yaptığı gibi - onun elbisesi ve ödülü ile aynanın karşısında geçip kendini izler. Phoebe'nin aynada çoğalan görüntüsü ile filmin sonlandığı bu noktada, Margo'nun başına gelenlerin Eve'in başına da geleceğini ve Broadway'de bu akışın hep sürüp gideceğini anlarız. https://eksisozluk1923.com/all-about-eve--86092 altmetininde derin mi derin bir liberalizm eleştirisi yatan, anlaticiligin el degistirdigi, zamansal olarak kaydirmali, oyku olarak dairesel niteliklere sahip bir saheser. ALL ABOUT TROLS
@lubeayar 2006 TGC Yılın Gazetecisi. 2006 Metin Göktepe Haber Ödülü. Ne Şikesi Memleket Elden Gidiyor. https://eksisozluk1923.com/lube-ayar--1286728?nr=true&rf=hacer%20lube%20ayar
beşiktaş-bursaspor olaylarının baş sorumlularından birisidir. milliyet'te yayınlanan "beşiktaş maç sattı" içerikli, kanıtlanmayan, iddia düzeyinde olan suçlamaları sanki yaşanmış gibi sunduğu haberi yüzünden bir eli kandadır. kendisini futbol tanrılarına havale ediyorum...
bursaspor'un bugünkü beşiktaş nefretinin oluşmasında çok büyük payı olan haberinde şu satırlara yer vermiştir:"mayıs 2004. iddiasını kaybeden beşiktaş'ta başkan serdar bilgili, teknik direktörü mircea lucescu. beşiktaş, son maçında kümede kalmak için mutlaka 3 puana ihtiyacı olan rizespor'la oynamaya hazırlanıyor. 15 mayıs'taki maç için rizespor son kozlarını oynuyor. o günlerdeki telefon konuşmaları, sedat peker'e yönelik "kelebek operasyonu" için yapılan teknik takibe takılıyor. telefon kayıtlarında "evladımız" sıfatıyla anılan sergen, maça çıkmıyor. emre aşık, kötü oynuyor, tümer 78. dakikada oyundan alınıyor. serdar topraktepe, "müsait" bir pozisyonda geri dönerek olası bir golün önüne geçiyor! ve beşiktaş, rize'ye verilen "ilginç" bir penaltıyla maçı 1 - 0 kaybediyor. sonuçta rizespor 42 puanla 1. lig'de kalıyor. 40 puanlı bursaspor ise küme düşüyor." http://www.milliyet.com.tr/…7/28/yasam/axyas02.html yani lube hanım açık ve seçik bir şekilde diyor ki, beşiktaş maçı sattı bursa küme düştü. haberin devamını okuduğumuzda bu iddiaları kanıtlayan, destekleyen hiçbir delil yok. sadece lube ablamızın şahane futbol tespitleri var.
eli kanlı dedikodu yazarı. garlic09.12.2010 23:54
"bi arkadaş uyardı da gördüm.. ekşi sözlük'te benim için 'eli kanlı' demişler. bursa'nın bjk nefretini ben yaratmışım.. cevabım ağır olacak!"
lubeayar lube ayar beni burada izleyip ekşi'ye zırvalayan ezik.. o satırları sana yediricem! şimdiden afiyet olsun..
twitter üzerinden, sözlükte başlığına entry giren yazarlara ezik ve zavallı demekten çekinmeyen ve üstüne üstlük ekşi sözlük'e dava mı açsam diye sorular soran müthiş gazeteci.
bu akşam nevşin mengü'nün yayınında dinledim. o müstehzi gülüşleri, dönen olayları anlatırken içten içe orgazm olması, tüm motivasyonunun galatasaray ve fatih terim düşmanlığı olduğunu gösteriyor, keyif alıyor bunların ortaya çıkmasından belli ki.
dönen olayları anlatırken sürekli araya mutlaka galatasaray'ı sokuşturuyor. tabi bunun sebebi nevşin mengü'nün futbol dünyasına ve futbolculara uzak olması ve "o kimdi" gibi soruları sebep oldu.
bu arada lube'nin anlattıklarının muhtemelen %99'u doğru, zaten basına da yansıdı, daha kimbilir bilmediğimiz neler çıkacak. ancak bu olaya karışanlar fenerbahçeli futbolcular, yöneticiler vs olsaydı, bu tarz yayınlara çıkmayacağına, sessiz kalacağına yemin edebilirim ama ispatlayamam. yani kadının derdi pisliklerin ortaya saçılması değil, boşrolünde galatasaraylıların olduğu pisliklerin saçılması. tabi bunda özellikle fatih terim'in bu ülkede dokunulmaz olması da yatıyor. hatta ısrarla terim'in diğerlerinden ayrı tutulmaya çalışılmasının sebebinin, kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği, terim'in yakın dostu mehmet ağar olduğunu düşünüyorum.
not: beşiktaşlı
gsnin ağır topları ile ilişkili devam eden bir yargılama hakkında hukuk sınırları çerçevesinde halkı bilgilendiriyor kadın. daha 3 gün önce galatasaray camiası terim milli takım teknik direktörü olsun diye kendisini burada parlata parlata bitiremedi. şimdi neymiş? dava hakkında konuşurken galatasaray'ın ismi geçmeyecekmiş?
bu kadar kişinin mağdur olmasına yol açan galatasaraylı bir figürün neden ifadesine başvurulmadığını sorgulayacağınız yerde dava hakkında konuşan gazeteciyi sorguluyorsunuz.
tanım, ergenekon balyoz kumpaslarından beri adliye muhabirliği yapan, 3 temmuz'da doğruları haykırdığı için fetö sempatizanlarinin nefret ettiği şimdinin spor yorumcusu cesur kadın
twitter'da acik acik trolluk yaptigi icin fenerbahceli bazi sahislar tarafindan goklere cikartilan "gazetecimsi". cemaatleri ovdugu tweetleri ortaya ciktiginda 1-2 hafta ortaliktan kaybolmustu ancak maalesef insanimizin hafizasi bu surede sifirlandigi icin tekrar ekranlara cikacak cesareti bulmustur.
calistigi hicbir kurumda tahammul edilmeyip kovulmus biri olarak ali koc'un bir nevi parali kopegi oldugu "hodri meydan" kanalinda gun asiri galatasaray'a sallamaktadir. kendisinden bunu yapmamasini beklemek zaten dogru olmazdi cunku babasi hastanede yatarkan bile fatih terim aleyhine aciklamalar yapmis bir kisi olur. zaten bu kanalin tek olayi bir agizdan galatasaray dusmanligi yapip algi yonetmeye calismak.
aklını futbol ve rakip takımla bozmuş insanlar. adlarını gördüğümde kaçıyorum. bülent uslu, ahmet ercanlar, lube ayar vs. dışarda bir hayat var. salın biraz. hakan hanoğlu vardı. galatasaray bi on sene önce falan batıp kapatılıyordu. batırırlar mı üç büyükleri. izliyorsan bile izleyip geçemeyenlerden uzak duracaksın ruh hastasi bir fener holigani. emre belozoglu'nun adini gecirmedi bile.
emre belözoğlu'nu çok seven, fatih terim'den nefret eden kişi. çok acayip değil mi. fatih terim fenerbahçeli olsaydı fatih terim'i çok severdi. hatta çok çok çok severdi.
emre'ye sevgisini dile getirdiği onlarca twitlerden bazıları
yazdılarından dolayı gazateci sayılıyor, hakikaten komik bir memleketiz…
ALL ABOUT ALL MY FANS
Şike davasında karar verildi: Aziz Yıldırım beraat etti... Tape'ler imha edilecek
Futbolda şike davasında, sanık Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın tüm suçlardan beraatine karar verildi. Davanın tape'leri imha edilecek
'Kumpas’ tişörtü Fenerium’larda
F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve yöneticilerin beraat kararının açıklanmasının hemen ardından, kulüpten sürecin simgesi olarak tişört ve atkılar satışa çıkarılacağı açıklandı. Tişört ve atkılarda 3 Temmuz sürecine atıfta bulunarak ‘kumpas, 3 Temmuz 2011-9 Ekim 2015 ve game over (Oyun bitti)’ yazacağı belirtildi.
0 notes
Text
🗣️ Depremin Derin Mesajları
Halkın seçtiği hak yolundan ayrılmaz ise hakkın seçtiği olur.
Halk, hak yolundan çıkanı seçmeye devam ederse kendisi yok olur.
Hakkı korumamak hakka isyan etmektir.
Hakka isyan etmenin sonu hüsrandır.
İnsan yeryüzüne bir ömrü doğayı ve yaşamı sahiplenerek doyumsuzluk içinde davranarak mahvetmet için gelmedi.
Hiçbir insan ömrünü maddi değerlere sahip olmak için harcamamalıdır.
Mal ve mülk insana yüktür.
Mal ve mülk kendisine ağırlık vermeyen insan yaşamını onun altında kalarak onu yönetenlere hizmet ederek bitirmek zorunda kalır.
Mal ve mülkü kendine yük eden onun altında kalır.
Maddi değerleri paylaşmakta adaletsiz olan toplumlarda huzur olmaz.
Biri yer biri bakar kıyamet orada kopar boşuna dememiş atalarımız.
Gösterişli görgüsüzlük içinde boğulanlar diğerlerini kendilerine özendirerek bu bataklığın içine çekerler.
Kendini bu densizliğe kaptıran biter.
Yeryüzünde helak edilmiş ne kadar toplum varsa sebebi başkalarının hakkına el uzatarak menfaat sağlayan düzeni ayakta tutma çabası sonucu gerçekleşmiştir.
Bir felaket karşısında neye uğradığını şaşıranlar gaflet ve dalalet içinde kalanlardır.
Mağdur üreten mağrurluğun sonu yoktur.
Güç maddiyat ile ölçülmez.
Gücü maddiyat ile ölçmek şeytanın işidir.
Toprak verdiğini kimseden geri istemez. Nasıl olsa eninde sonunda kendisine geri döneceğini bilir.
Toprak aldığını geri verir. Geri alınan toprağın geri verdiğini bilmez.
Topraktan geldik toprağa gideceğiz. Ölümlüyüz. Kimse kalıcı değil. Geri verme olanağın olmayacağını bile bile başkasının hakkına konmak dünya düzenini, insan ve toplum yaşamını bozar.
Azmış insan kudurmuş köpekten daha tehlikelidir.
Fitne ve fesada uyarak güç devşirmek şeytanın işidir.
Ey insanoğlu eğer hala insan isen iyi dinle; sana sahiplenme ve güç fırsatı veren öldü, sen ölmeyecek misin?
Öldüğünde nasıl anılmak istersin?
İyi bir insan olarak anılmak istiyorsan başkalarının hakkını yemeyecek ve kimsenin hakkını kimseye yedirmeyeceksin.
Eğer bir toplumun tüm hakkı senin üzerinde bir yük ise böyle bir sorumluluğu almadan önce kendini bu konuda dürüst olup olmadığını kontrol etmelisin.
Beşeri yeminine sadık kalmayanlar, mayasına sadık kalabilir mi?
Maya nedir?
Felaket felaketin tetikleyicisidir. Biri bitmeden biri başlıyor ve hepsinde seni buluyor ise sorun sensin.
Gereğini yapmadığın içindir.
Devlet bir toprak parçasının üzerinde yaşayanların hakkını koruyan adalete denir.
Her devlette tek bir yasa vardır.
Hakkı korunmak.
Başka planların oyununa gelmiş devletler varlığını sürdüremez.
Her toplum devletin adaletinden sorumludur.
Adaletsizlik karşısında kendini sorumlu tutmayan her insan sorunludur.
Dilsiz şeytan olmak kadar dilli şeytan olmakta suçtur.
Eğer bir dönemde bazı sözler ilk kez söyleniyor ise bu bir ibretin habercisidir.
Nefsinden soyunmak, canlı ölülere karşı beklentisiz uyarıcı olmak susuz tufanın ibretlik ifadeleridir.
Dünya ve insanlık yeni bir tufanda yıkanıyor.
Tüm zalimler yaşattıkları acıyı gözleri ile yaşamak ve hissetmeleri için canlı ölülere dönüştü.
Bu yaşattığınız acıyı yaşamadan nereye kaçabilirsiniz?
Sizi tutan mı var?
Metafizik ilim ile size gelen beklentisiz uyarıcılardan neden ders almıyorsunuz?
Bu sırları şeytani bir plana dönüştürüp insanlığı kandırmaktan neden utanmıyorsunuz?
Acının ve kendinize zulmün süresini daha fazla uzatmayın.
Aldıklarınızı geri verin verdiklerinizi geri alın.
Aksi takdirde bu durum anlamayacağınız bir şekilde kendi kendine gerçekleşecek.
Yoksa kimden ne aldığınızı kime ne vermeniz gerektiğini bilmiyor musunuz?
Sadece zalim değil aynı zamanda çok zavallısınız.
Eğer bu bilgiler size gelmiş olsaydı ya da bu emanet sır bilgilerin sahibi kendini size satmış olsaydı siz bundan da menfaat sağlamaya kalkardınız.
Ders aldığınız ölçüde şiddeti artacak bir yanıtla karşı karşıya kalacaksınız.
Devamını sizin tutumunuz belirleyecek.
Düşünün bakalım ne demek istiyor bu uyarılar.
] Önder KARAÇAY [
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#susuz tufan#depremin derin mesajları#canlı ölüler#helak olmak#beklentisiz uyarıcı
1 note
·
View note
Text
Bu dünya Resulullah'ı (sav) yetim bıraktı, meyletmekten vazgeç.
18 notes
·
View notes
Text
Unutma;
Başına Gelen Kötü Şeyler,
Oturup Üzülmen İçin Değil;
Güçlenip Ayağa Kalkman İçin.
#güzel sözler#manalı sözler#ibretlik sözler#motivasyon sözleri#ümidini yitirme#yola devam#pes etme#şükür etmek
83 notes
·
View notes
Photo
#omrfrkmll#Twitter#kararlarım#bana#da#sürpriz#oluyor#sözler#güzel#güzel sözler#ibretlik sözler#kalfa#kalfa erkeği
116 notes
·
View notes
Text
İbretlik Sözler
Kötü insanla arkadaşlık etmek durmadan taşlar yuvarlanan bir uçurumun altında durmak gibidir. Eninde sonunda başınıza bir taş düşer ve suyun altını boylarsınız. Baravi
Bir milletin büyüklüğü, ' nüfusunun çokluğu ile değil, akıl ve fazilet sahibi insanlarının sayısıyla belli olur. Victor Hugo
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, bir peşin hükmü söküp atmak, atomu parçalamaktan daha zor. A. Einstein
Kişinin kıymeti dilinin altında ve kalemlerinin ucunda gizlidir. Onu söz ve yazı açığa vurur…
Dost kazanmak için cömert ol. Bil ki cimrinin dostu yoktur.
Dilini tut, bil ki dil yarası bıçak yarasından daha kötüdür.
Ne söyleyeyim diye başta düşünmek, niçin söyledim diye sonunda pişman olmaktan iyidir! Sadi Şirazi
Demir mıknatısa aşıktır, hep ona doğru koşar ; zafer de sabra aşıktır ve devamlı ona koşar.
Kalemini bir silah gibi değil, bir kaşık gibi tut; yoksa aç kalırsın! Arif Nihat Asya
Huzur ve güven içinde yenen kuru bir ekmek endişe içinde yenen bir baldan daha tatlıdır.
Herkes, insanlığı değiştirmeye çalışıyor, kimse, kendini değiştirmeyi aklından geçirmiyor.
İnsanı hiç kimse, dostları kadar aldatamaz.
Bir düşmanı bağışlamak, bir dostu bağışlamaktan daha kolaydır.
Hedefsiz gemiye hiç bir rüzgâr yardım etmez.
Gençlikte günler kısa, yıllar uzun, yaşlılıkta yıllar kısa, günler uzundur.
Taşı delen, suyun kuvveti değil, dalgaların sürekliliğidir.
Basit bir insanın elinden geleni yapmaya çalışması, zeki bir insanın tembelliğinden çok daha değerlidir.
Güçlü olan, zayıf yanını herkesten iyi bilendir; daha güçlü olan, zayıf yanına hükmedebilendir.
Ülkeler at üstünde fethedilir: fakat at üzerinden idare edilemez. Kubilay
Kimi insan odaya girdiğinde odayı aydınlatır, kimi insan da çıktığında.
Çözümde görev almayanlar, sorunun bir parçası olurlar. Goethe
Servetin batırdığı insan sayısı, kurtardığından çok fazladır. Bacon
Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi göze alan adamdır. Benjamin Franklin
Silgi kullanmadan resim çizme sanatına, hayat diyoruz. John Chrishan
Hepimiz aynı gök kubbenin altında yaşıyoruz, ama hepimiz aynı ufka sahip değiliz. K. Adenaver
Hakikate, yalnız bir yoldan gidilir, fakat ondan uzaklaştıran yol binlercedir. La Bruyere
Her istediğini söyleyen, istemediğini işitir.
Savaşta dövüşenlerden çok kaçanlar ölür. S. Lagerlöf
Bir neslin kaderini, bir evvelki nesil tayin eder. Konfüçyüs
Kalp ne ile doluysa, dudaklardan 0 dökülür gider. Goethe
Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince, öbürleri de yanlış gider. Ciyordano Bruno
Düşünürlerin aydınlatmadığı toplumu, şarlatanlar aldatır. Condorcet
Yaşanarak edinilen bilgiler, taş üzerine yontulmuş yazılara benzerler.
İhtiyaçları yüzünden küçülmeyen insan büyüktür.
Nefis üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar. Mevlana
Bu gün, iki yarına bedeldir. Franklin
Dinlemekten akıl, söylemekten pişmanlık doğar.
İnsanı elbisesine göre karşılarlar, bilgisine göre ağırlarlar.
Elmas yontulmadan, insan yanılmadan mükemmelleşemez. Konfüçyüs
Hiç yanılmamış olan, büyük bir tehlike karşısındadır.
Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır. Mevlana
Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak demektir. Mevlana
Suyu hayal etmekle susuzluğunu gideremez, ateşi düşünmekle ısınamazsın. Ebu Bekir Nessec
Elimizde olan şeyleri çok seyrek düşünürüz, eksik olanları ise daima! Schopenhauer
Savaşırken ölenleri kahraman yapan, ölümleri değil, ölümlerinin sebepleridir. Napolyon
Hiç bir el, gönülden gizli bir iş yapamaz. Mevlana
Söz kalpten çıkarsa kalbe kadar ulaşır, dilden çıkarsa kulaktan ileriye gitmez.
İlmi ile amel etmeyen âlim; başkalarını giydirdiği halde kendisi çıplak olan iğne gibidir. İmam Gazali
Akıl tamamlandığında, söz noksanlaşır. Hz. Ali
Ancak içinden aydınlanan, dışına ışık verir. İsmet Özel
Cinayete ses çıkarmayan, caninin suç ortağıdır. Cemil Meriç
Gecenin ne kadar uzun olduğunu ancak hastalar bilir. Sadi
Yalnız çocuk doğurmak bir kadını anne yapmaz. Sheed
Herkesin her şey olduğu yerde hiç kimse bir şey değildir.
Tecrübe herkesin hatalarına verdiği isimdir. Oscar Wilde
Öğrenmek pahalıdır; ama cehalet çok daha pahalıdır. Henry Clausen
Hayat, inanmak ve mücadele etmektir. Hz. Hüseyin
Bir çocuğu eğitmek için işe önce büyük annesinden başlamak lazımdır.
Ancak durgun su yıldızları yansıtır.
Paylaşılan bir sevinç iki kat olur, paylaşılan bir acı yarıya iner.
İnsan düşeceği yere çıkmamalıdır.
Sevilmeyen yol kalabalıkta bile ıssızdır. Tagore
İnsanların yaptığı sahte paralar kadar, paraların yaptığı sahte insanlar da vardır. Sydney J. Harris
Gençler grup halinde, yetişkinler ikişer ikişer, ihtiyarlar ise tek başlarına yürürler.
Bir adam yetiştir, bir kişiyi yetiştirmiş olursun, bir kadın yetiştir, bir aile yetiştirmiş olursun. Afrika Atasözü
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Mevlana
Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyandırınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız. Konfüçyüs
Kusuru kendisine söylenmeyen adam, ayıbını hüner sanır. Sadi
Para iyi bir hizmetkâr, kötü bir efendidir. Demokrit
Çocuk geleceğin rüyasıdır. Mustafa Ruhi Şirin
Bir insan, parasını kaybetmişse hiç bir şeyini kaybetmemiş demektir. Bir insan, sıhhatini kaybetmişse hayatının yarısını kaybetmiş demektir. Bir insan, ümidini kaybetmişse her şeyini kaybetmiş demektir.
Bir insanı doyurmak istiyorsanız, ona her gün bir balık vermeyin ona balık tutmasını öğretin. Konfüçyüs
Vermesini bilmeyen, isteme hakkına sahip değildir. Psyrus
Büyüklük, kuvvetli olmak değil, kuvveti yerinde kullanmaktır. Makr Orel
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. Hz. Ali
Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işler bozulur. Hz. Ebubekir
Fazilete yükselmek güç, rezalete alçalmak kolaydır. Hz. Ali
Halkın bahçesinden padişah bir elma yerse, adamları ağacı kökünden sökerler. Şeyh Sadi
Kendini yargılamak, başkalarını yargılamaktan daha zordur. Saint-Exupery
İnsan alışkanlıklarının çocuğudur. İbni Haldun.
Dünyada en zor olan şey, insanın kendini bilmesidir. Thales
#İbretlik Sözler Twitter#İbretlik Sözler Kısa#İbretlik Sözler Facebook#İbretlik Sözler 2014#İbretlik Sözler#İbretlik Güzel Sözler Yeni#Düşündüren Sözler Hazır
2 notes
·
View notes
Text
Vazgeçmeyin! İbret alın!
Hayatı boyunca içki, kumar, uyuşturucu, hırsızlık dolu bir yaşam içinde yaşayan adamın iki oğluyla yapılan bir röportajın hikayesidir bu.
Bir adam düşün, tüm hayatı gayri meşru yollarda yürüyerek geçmiş.
Yemiş içmiş eğlenmiş. Daha rahat yaşamak için çalmış çırpmış. Uyuşturucu batağına saplanınca daha çok çalmaya başlamış. Böyle bir hayat yaşayan insanların önünde iki seçenek vardır. Ya ölüm ya hapis… Bu adam müebbet hapse mahkum olmuş.
Arkada bıraktığı ailesi ve iki oğlu varmış. Hikayenin en can alıcı noktası, bu iki oğlunun hayatıdır. Oğullarından birisi babasının fotokopisi gibi yaşamış.
Babasının ayak izlerini takip etmiş. Babasının yolundan yürürken kendini hapiste bulmuş.
Babasıyla aynı cezaevinde komşu olmuş.
Ancak aynı adamın diğer oğlu, hem okul hayatında hem iş hayatında çok başarılı olmuş.
İş hayatındaki başarısı çevresindeki herkes tarafından bilinen, herkes tarafından sevilen bu delikanlının bir komşusu, bir gazetede çalışıyormuş. Meslekte kendini göstermek, önemli ve ilginç haberler bulmak zorunda olduğunu bilen bayan gazeteci, ailesini ve çocukluğunu bildiği bu iki gençle röportaj yapmak istemiş. “Nasıl olur da, aynı evde, aynı ortamda, aynı babanın yanında yetişen iki kardeşten birisi hayatını mahvederken, diğer kardeş bu kadar başarılı olur?” sorusunun cevabını haber yapmak için kolları sıvamış.
Önce cezaevinde yatan mahkum kardeşle görüşmeye gitmiş. Kendini tanıtmış. Suça bulaşan gençlerle ilgili, ailenin etkisiyle ilgili bir yazı dizisi hazırladığını söylemiş.
“Sen buralara nasıl düştün?” sorusuna “Babamı görüyorsun! Benden daha ne beklersin ki!” cevabını alan genç gazeteci, birkaç soru daha sorduktan sonra, cezaevinden ayrılmış.
Bir şirketin Genel Müdürü olan diğer kardeşten randevu almış genç gazeteci. Önce kendini tanıtıp, niçin geldiğini anlatmış. “Ailenizi de, yetişme sürecinizi de iyi biliyorum. Siz, içinde yetiştiğiniz şartlara rağmen, buralara nasıl yükseldiniz?” sorusuna aldığı cevap, genç gazetecinin hayatta aldığı en büyük ders olmuş. Genel Müdür “Babamı görüyorsun! Benden daha ne beklersin ki!” demiş.
Röportajı bitiren genç gazeteci, haberi hazırlarken şu başlığı atmış.
Ya ibret alırsınız, ya ibret olursunuz. Tercih sizin!
#ibret#ibretlik#tercih#tercihler#özlem ayral#hayat#duvar yazıları#ozlem ayral#yaşam#yaşamak#duvar yazısı#güzel sözler#zaman#anlamlı cümleler#insan#köşe yazıları#tecrübe#anlamlı sözler#güzel yazılar#yaşamaya dair#anlamlı yazılar#insanlar#farkındalık#sorgulama#hayatın anayasası#savaşmak#hayata dair
4 notes
·
View notes
Photo
Sitemize "Bülent Turan'dan CHP'li Öztrak'a: Hafter’e sorun da izah etsin! Hey Allah'ım ya!" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. https://www.yalansiz.net/guncel/bulent-turandan-chpli-oztraka-haftere-sorun-da-izah-etsin-hey-allahim-ya/
#bülent turan'dan abdullatif şenere ibretlik sözler#bülent turan'dan abdullatif şenereibretlik sözler#bülent turan'dan bülent arinç'a hadi ordan#bülent turan'dan ibretlik sözler#bülent turan'dan mesaj gelmesi
0 notes
Text
Aşkın Adıdır Yusuf Olmak
Yaşam Tadında Hikayeler Sitesinden Alıntıdır
Yusuf ailesinin tek çocuğuydu… Annesi babası Onu en iyi şekilde yetiştirmeye gayret ediyorlardı… İmam-Hatip öğrencisiydi Yusuf…
Yusuf’un uzaktan uzağa sevdiği bir kız vardı… Sevgi… Sevgi sınıfın en ağırbaşlı kızıydı.. Başı hep önündeydi… Teneffüs aralarında evden getirdiği kitaplarını okurdu hep… Yusuf derste gizli gizli bakardı Ona… O ise Yusuf’a hiç karşılık vermezdi.. Görmezdi bile Yusuf’un Ona ilgisini… Oysa ki sınıfın değil okulun en yakışıklı çocuğuydu Yusuf… Kızlar onunla arkadaş olmak için can atardı.. Ama O dinine düşkün biri olduğundan zinaya düşme korkusundan uzak dururdu onlardan… Ama ne yaptı ise Sevgi’den uzak duramıyordu… Evet göz zinasıydı bu yaptığı.. Ama elinde değildi, nefsine yenik düşüyordu…
Birgün cesaretini toplayıp kıza açılmayı düşündü… Herkesin bir sevgilisi vardı.. Kendisinin de olmalıydı… Diğerlerinden neyi eksikti ki… ** **
Arapça dersindelerdi..Ders bitiminde Sevgi’ye duygularını açıklayacaktı Yusuf… Bir ara kitabının arasındaki bir kağıt gözüne ilişti… Bir hadis yazılıydı:
“Aşkını gizleyip iffetini muhafaza ederek sabredenin günahlarını ALLAH affedip cennetine koyar..” [İbn Asakir]
Nerden gelmişti ki bu kağıt.. Sanki biri Yusuf’un içini okumuştu.. Kafası karıştı… Hem arapça hem türkçe yazıyordu hadis.. Derinlere dalmıştı hadisi okuyunca.. Vazgeçti Sevgi’yle konuşmaktan…
Ertesi gün.. Yine arapça dersinde Yusuf nefsiyle mücadele halinde.. Söylemeli içindekileri.. Yine bir kağıt ilişti gözüne.. Yine bir hadis:
“Ümmetimin üstün olanları aşk belasına düşünce iffetini koruyanlardır..” [ Deylemi ]
Artık anlamıştı.. Birisi yazıp koyuyordu.. Ama kim..? O sırada öğretmenle gözgöze geldi.. Öğretmen gülümsedi… Yusuf başını önüne eğdi.. Öğretmen koymuş olmalıydı.. Defalarca Yusuf’un Sevgi’ye baktığına şahit olmuştu çünkü.. Hem yazı da öğretmenin yazısıydı.. Utandı Yusuf ve vazgeçti Sevgi’ye açılmaktan…
Bir hafta sonra…
Sınıf bir dedikodu ile çalkalanıyor.. “Sevgi’nin birlikte okula geldiği çocuğu gördünüz mü? Ne yere bakan yürek yakanmış.. Sevgilisi varmış”.. Yusuf beyninden vurulmuşa dönmüştü… Anladı ki Sevgi’den Ona yar olmayacaktı.. Hayalleri suya düşmüştü.. Sevgi’den vazgeçmeliydi…
Ertesi gün kitabının arasındaki yine bir not buldu Yusuf.. Bu defa ayet yazılıydı…
“Onu işittiğiniz zaman, erkek ve kadın mü’minlerin, kendi vicdanlarında iyi zanda bulunup da “Bu apaçık iftiradır” demeleri gerekmez miydi..?” [ Nur, 12 ]
Yusuf’un beyninde şimşekler çakmıştı.. Ne demekti bu.. Sevgi geldi hemen aklına.. Ve dün konuşulanlar..!
Okul çıkışı yine aynı erkek Sevgi’yi kapıda bekliyordu… Yusuf ise onları seyrediyordu.. Sevgi tam gence doğru ilerlerken,
“Abi biraz bekler misin, kitabımı unuttum sınıfta..”
Abi mi..? Demek ki sevgilisi zannettikleri çocuk Sevgi’nin abisiydi… Ayet yankılandı Yusuf’un kulaklarında…Suizan yapıp da işlediği günaha tövbe etti içinden…
Sonraki günlerde Yusuf arasıra kitabının arasında hadis ve ayetler bulmuştu.. Öğretmenine minnettardı… Yanlışa düşmesini engelliyordu her defasında…
** **
Bir ay sonra…
Sınıfta bir hüzün vardı, Babası Yusuf’u şehir dışında bir medreseye
yazdırmış, okuldan almıştı..Yusuf’un okulda geçirdiği son gündü.. Okuldan ayrıldığına değil Sevgi’yi bir daha göremeyecek olmasına üzülüyordu…
Henüz ilim öğrenmenin aşk’tan üstün olduğunu kavrayamamıştı.. Çünkü aşk iliklerine kadar işlemişti… Hatta babasına içten içe kızıyordu… Medreseye gitmek de istemiyordu… Herkesle vedalaşmış, Ayrılık zamanı gelmişti.. Kitaplarını çantasına koyarken yine bir not bulmuştu.. Ve bir ayetti bu:
“Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır.. ALLAH bilir siz bilemezsiniz..”[ Bakara / 216 ]
Bu ayet kendine getirmişti Yusuf’u… Evet bunda da bir hayır vardı… Başını eğdi ve kimseye göstermediği gözyaşları içinde çıktı sınıftan…
Şehirdışındaki yatılı medrese hayatı başlamıştı Yusuf’un… Hocaları ona ilk günden edebinden ve saygısından dolayı hayran kalmıştı..
Herkes Ona geleceğin büyük bir hocası gözüyle bakıyordu… Yusuf’un içi buruktu.. Sevgi’den ayrılmak zor geliyordu Ona… Ama dayanmalıydı.. RABB’inin bir bildiği vardı elbet…
5 yıl sonra…
Hocası Yusuf’u yanına çağırmıştı..
-Yusuf! Sen şimdiye kadar gördüğüm en iyi talebemsin… Birkaç aya kadar aramızdan ayrılıp ilim hayatına atılacaksın.. Evlilik çağın geldi de geçiyor.. Bir abimizin kızı var.. Kur’an kursu hocalığı yapıyor.. Onu sana uygun gördük, ne dersin..?
Yusuf Sevgi’den başka kimseyi düşünmemişti evlilik için.. Ama o çoktan evlenmişti belki de.. Hem hocalarına karşı boynu kıldan inceydi:
-Siz nasıl uygun görürseniz efendim.. Anneme babama söyleyelim..
Anne babanın da rızası alınarak gidildi kız istemeye… Yusuf’un içi kan ağlıyordu.. Evleneceği kişiyi sevemezse Onun hakkına gireceğini düşünüyor ve kahroluyordu…Konuşma ve tanışma faslının ardından sıra kahve ikramına gelmişti… Odaya doğru güzeller güzeli bir kız geldi… Yusuf Sevgi’yi öylesine hayal etmişti ki, gelen kızı Sevgi gibi görüyordu…
Hayır, hayır..! Hayal değildi bu.. Sevgi’ydi…
** **
-Bu nasıl bir tevafuk ALLAH’ım! dedi..
Demek Sevgi okulu bitirmiş, hoca olmuştu… Yerinde duramaz oldu Yusuf… Kendisine uzatılan kahveyi alırken elleri tir tir titriyordu.. Fincan tabağını kaldırınca küçük bir kağıt gördü altında.. Sevgi’nin gözüne baktı.. Sevgi ise hiç bakmadan “Al” dercesine başını salladı…
Kağıdı elinde sımsıkı tutuyordu.. Kahvesini bitirince lavaboya gitmek için izin istedi… Odadan çıkar çıkmaz.. Kağıdı açtı.. Okulda kitabının arasına koyulan yazının aynısı ile yazılmış bir hadis vard��:
“Birbirini sevenler için nikah kadar güzel şey görülmemiştir..” [ İbn Mace ]
Yusuf şaşkınlık üstüne şaşkınlık yaşıyordu… Meğer o notları yazan Sevgi’ydi.. Yusuf fark etmesin diye hep arapça dersinde ve öğretmenin yazısını taklid ederek yazıyordu… Yusuf hadis’i tekrar okudu “birbirini sevenler” diyordu.. Demek ki Sevgi de Onu seviyordu… Ve yıllar sonra kavuşma zamanları gelmişti…
Söz ve nişan’ın ardından düğün günü gelip çatmıştı.. Çok sade bir düğün programı hazırlamışlardı.. Yusuf heyecanından yerinde duramıyor, oradan oraya volta atıyordu..
Bir ara elini cebine attı Yusuf.. Ve yine bir hadis buldu:
“Evleniniz, çoğalınız..” [ Beyhaki ]
Sevgi’nin bu sürprizleri Yusuf’u Ona daha çok bağlıyordu.. Ve tekrar tekrar aşık oluyordu Yusuf…
Artık evlenmişlerdi..
Yusuf evin içinde kendisi için hazırlanmış ayet ve hadisleri bulmaya devam ediyordu.. Evlilikle, kadının kocası-erkeğin karısı üzerinde hakları ile, anne baba hakları ile ilgili ayet hadis yazıp bırakıyordu kenara köşeye..
Ve hep içinde bulundukları durum ile alakalı oluyordu bunlar…
3 ay sonra..
Yusuf talebelerinin yanından gelmişti… Ceketini çıkardı, askıya asacakken bir hadis ilişti yine gözüne:
“Evlat kokusu, cennet kokusudur..” [ Taberani ]
Bu demek oluyordu ki baba olacaktı.. ALLAAAAH diye bağırdı birden…
Sevgi başkaları gibi “Ben hamileyim” demektense, her zaman ki gibi hadisle bildirmişti bunu eşine… Hemen Sevgi’nin yanına koştu ve alnından öptü… Artık çocuğunun annesi olacaktı sevdiği kadın…
1 ay sonra…
Yusuf uyandığında başucunda bir not buldu yine… Bir hadis vardı:
“Lezzetleri yok eden, ağız tadını bozan, ümitleri kıran ölümü çok anın..”
#hikaye#hikayeler#uzun hikayeler#kısa hikayeler#hikaye oku#ibretlik hikayeler#aşk hikayeleri#dini hikayeler#kıssalar#sözler#şiir#en güzel söz#en güzel yazı#masal#öykü#başarı öyküsü
2 notes
·
View notes
Text
"İKİ YÜZ KELİMEYLE DÜŞÜNEN BİRİ, İKİ BİN KELİMEYLE DÜŞÜNEN BİRİNİ ANLAYAMAZ!"
İranlı (Güney Azerbaycanlı) bir Türk olan ve halen Ülkemizde yaşayan kimyacı ve felsefeci Dr. Anooshirvan Miandji'den (Anuşirvan Miyancı'dan) insana ve hayata dair ibretlik tespitler!
1-Beyin bir donanımdır, her insanda vardır!
Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur.
2-Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler.
3-Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir.
4-Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var!
5-Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır.
6-Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir.
7-Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur.
8-İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelieyle düşünen birini asla anlayamaz.
9-Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü.
10-İçinizdeki çocuk yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir.
11-Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin
seni kurtarmaz.
12-Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket.
13-Sessiz çığlıklar sesli haykırışlardan daha etkilidir.
14-Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var!
15-İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz.
16-Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir.
17-Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara çekilip sessizce oturun!
18-Bir insanı ancak kendisi engelleyip, kendisi durdurabilir.
19-Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur.
20-Vazgeçmezsen, doğru seni önünde, sonunda bulur.
21-İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır.
22-Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız.
23-Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır.
24-Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek bir toplumun ahlakını bozar.
25-Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse, bilin ki o toplumda ahlak sorunu vardır.
26-Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek.
27-Ekonomik gelişmeyi kişisel ve zihinsel gelişmenin önünde tutan toplumlar, kesinlikle uygarlaşamazlar.
28-Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir.
29-Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir.
20 notes
·
View notes
Text
Çok canım acımıştı ama soranlara "İYİYİM" dedim
14 notes
·
View notes
Text
0 notes