#hz. Meryem
Explore tagged Tumblr posts
Text







Yeni bir kitap tavsiyesiyle geldik. İçeriği hakîkaten çok taaccüb edici bilgilerle dolu olan bir kitap.. Çok bir beklenti içinde olmadan aldığımız ve iyi ki de almışız dediğimiz kitaplardan biri oldu şüphesiz.
Hurma deyip geçiyoruz belki bir çoğumuz. Hatta hurma bizim için sadece mübarek ay olan ramazân-ı şerîf ile özdeşir. Onun dışındaki aylarda ise tüketenimiz çok azdır. Bu, ya pek önemsenmeyen bir meyve olduğundan, yâhut faydaları pek bilinmediğindendir.
Ancak bu kitabı okuduktan sonra hurmayı hayatımızdan gerçekten hiçbir şekilde eksik etmememiz gerektiğini inşallah anlamış ve öğrenmiş olacağız. Biz, içeriğini merak edenler için kitaptan bir kaç tane paragraf paylaşmış olacağız.
Rabbim ammemiz olan hurmaya kerem gösterebilmeyi nasîb etsin. Zirâ Efendimiz aleyhisselâtu vesselâm "Hurma ağacı, Ademoğlunun ammesidir (halası ve amcası.) Ona kerem ediniz. Zirâ o, Adem aleyhisselâm'ın bakiye çamurundan yaratılmıştır." diye buyurmuştur.
#kitaptavsiyesi#kitap#hurma#ramazan#ramazanı şerif#ramadan#mübarek ay#hudri#datteln#kemal Özer#risale#islamic#ilim#doğum#anne#çocuk#hz. Meryem#ayet#kuran#hurma ağacı#ağaç
34 notes
·
View notes
Text
#enfeskanal 💖
Hazreti İsa.. Beğenilerle, yorumlarla kanalıma destek olun. Kalıcı tâkip lütfen 🙏💖 https://youtu.be/7_ntq9r6vHw?feature=shared
youtube
#keşfet#trend#subscribe#takip edilesi bloglar#Hz meryem#hz isa#Hz zekeriya#Hz yahya#mary and jesus#meryem ana#kudüs#bilgi ambarı#tâkip ambarı👑#secret#gizem#her telden#Youtube kanalıma abone ol#Enfes kanal#Youtube
0 notes
Text
Hz. İsa (a.s) vefât mı etti yoksa gökyüzüne mi yükseldi?
Rasûlullâh (s.a.s) şöyle buyurdu: “Nefsim elinde olan (Allâh’a) yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa (a.s) yakında size adil bir hakem olarak gelecektir.
Haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak (İslam’dan başka bir seçenek kabul etmeyecek), zamanında mal öyle çoğalacak ki hiç kimse onu almayacaktır.” (Buhari, h. no: 2222)
Konuya delalet eden ayet ise şöyledir: "Gerçekten o, (İsâ'nın yere inişi) kıyâmetin yaklaştığını gösteren bir bilgidir. Sakın kıyâmet hakkında şüpheye düşmeyin, bana uyun, bu doğru yoldur." (Zuhruf, 61)
İbni Kesir bu ayetin tefsirini açıklarken, onun Kıyamet kopmadan önce ineceğini bildiren rivayetlerin tevatür derecesine geldiğini bildirmektedir.
Şeyh Abdülfettah Ebû Gudde de, Hz. İsa’nın (a.s) yeryüzüne inip Deccalı öldürüceğine dair rivayetlerin tevatür derecesini bulduğunu belirtir.
Sadeddin Taftazanî de, Şerhu'l-Makasıd’ında, Hz. İsa'nın (a.s) inişiyle ilgili birçok sahih hadis bulunduğunu ve bunların mütevatirü'l-mânâ olduğunu kaydeder.
İmam Kevserî de Hz. İsa’nın (a.s) inişi ile ilgili gör��şlerini şu şekilde bildirmiştir: “Hz. İsa’nın (a.s) inişiyle ilgili hadis-i şerfilerdeki tevatür, “tevâtür-i manevîdir.”
Sahih ve hasen hadis-i şeriflerin her biri, farklı manalara delalet etmekle birlikte hepsi de Hz. İsa’nın ineceği hususunda söz birliği içindedirler. (Nazratü'n-Âbira, s. 44-49)
-İsmail Hakkı Yelkenci Hoca
#freedomgazze#israelterrorism#israelterrorist#free palestine#free gaza#kudüs#haya#i̇lim#namaz#i̇stanbul
9 notes
·
View notes
Text
Eyüp sabrım yok benim, Yusuf değilim kuyuda, Yusuf'unu kaybeden Yakup da değilim. Meryem gibi susmadım hiç,. Kocası firavun olan Asiye de olmadım. Ne hamzalığı bilirim Rabb'im, ne de musablığı. Benim onlardan bildiğim, o güzel duaları, şimdi onların adıyla, onların yakarışlarıyla sana yalvarıyorum Rabb'im, Gönlümdeki kederi, kalbimdeki hüznümü sen hafiflet. Bize annemizi nasıl seveceğimizi öğreten, serverimiz ve seyyidimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v) anneler sayısınca salat ve selam eyle, ve annemi ona komşu eyle. Mekanın cennet olsun güzel annem. İyi ki vardın, iyi ki hayatımızdaydın. Hayatımızdasın demeyi çok isterdim ama değilsin eksikliğin ilk gün ki gibi.
#annem#annemannem#ölüm#sevgiyle kalın#geçmişe özlem#hollywood#bollywood#movies#cuphead#ailem#kadinlar#kadın#iyi ve güzel kadınlar hep ağlar#bebek
9 notes
·
View notes
Text

"Allâh'ım! Ben sana Allâh (isminle) dua ediyorum. Sana Rahmân (isminle) dua ediyorum. Sana Berr ve Rahîm (isminle) dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim tüm güzel isimlerinle dua ediyorum.
Allâh'ım, yapmış olduğu adaletsiz uygulamalarla çalışanların vazife yapma aşkını şevkini kıran, onları hizmetten küstüren idarecileri, çalışmayanlara, hizmeti aksatanlara göz yuman, hizmeti hakkıyla yapanlara da hakkını vermeyip onlara zulmeden, adaletsizlik yapan idarecileri sana havale ediyorum. Onlara fırsat verme ya Rabbi.
İlahi! Kusursuz olan Allâh, Ehad, Bedi' ve Kadir isimlerini şefaatçı kılıp niyazla Sen' den istiyorum!
Kadri muazzam olan ismin hürmetine Sen' den niyaz ediyorum
Ya Hayy, ya Kayyum! Allah, Ehad, Bedi' ve Basit isimlerini şefaatçı yaparak ve ümitle Sana yalvarıyorum.
Ey yaratma mertebelerinin en yükseğinde bulunan Allâh'ım! Sabit ve Cebbâr isimlerinin hakki, uyumaz sıfatın ve ateşleri söndüren Halîm ismin hürmeti için!
Ey çabuk imdada koşan Rabbim! Allâh, Ehâd isimlerinin ve dualara süratle cevap veren Bedi' isminin hürmetine Sana yalvarıyorum.
Kayyum ismin hürmetine dualarımı kabul et
Sen her türlü noksandan münezzehsin, ey yaratma ve her an yoktan çoklukla var etme mertebesinin en yükseğinde bulunan ve ölüleri en kerimane tarzda dirilten Allâh'ım!
Bir araya getirilmiş hece harflerinin hakkı için,
Yüce İsm-i A'zamın ve Kur'an'ın her tarafı kuşatan nuruyla irademe yerleştirilen harflerin sırrı hürmetine dualarımı kabul buyur
Ne olur ism-i Cebbar'ınla, bana bir heybet ve celal giydir ve düşmanlarımın ellerini benden çektir
Kadri Yüce, Selam, Aziz ve Celil ism-i şeriflerinin hürmetine beni her türlü düşman ve hasetçiden koru!
Bunu Celal, Rauf, Münezzeh, Kuddüs ve kendisiyle karanlıkların dağıldığı Rahim isimlerinin nuruyla lütfet!
Ey Rabbim! O nur ile ihtiyaçlarımı gider. Selâm ve Hayy ism-i şeriflerinle hacetimi suratle yerine getir.
Ma'bud, Hû, Samed ve Şehîd isimlerinin hürmetine ey Yüce! Kâfi isminle işlerimi kolaylaştır!
-Ey celal sahibi! Ve ey Halim! Sen' in yardımınla açılacak bir ilmin sırlarıyla bana bir ikram lutfeyle!
Sırları kesin ve inkişaf etmiş Kur'an-ı Hakim'in nurani ve açık ifadeleriyle beni her türlü korku ve sıkıntıdan kurtar.
Ey celâl sahibi ve ey kırık gönülleri üzüntüden kurtarıp saran! "Kün=ol" fiilinin "Kâfi hürmetine beni koru!
Tehlikeler deryasında beni güvende kıl ve o deryadan en hayırlı bir selâmet sahiline çıkmayı ihsan eyle. Sen' sin benim sığınağım. Sıkıntılar ancak Sen' inle ortadan kalkar.
-Rahmet olan yağmurun sağnak hâli gibi üzerime rızık yağdır. Her ne kadar günahta aşırı da gitseler âlemlerin ümidi yalnız Sen' sin!
Ey Celâl Sahibi! Basîr ism-i şerifin hürmetine düşmanlarımızı sağır, dilsiz, kör ve konuşamaz eyle!
Ey Gerçek Ma'bûd, yâ Hû ve yâ Hayre'l-Hâhkîn! Ve ey bizim için rızıklar cömertliğinden coşup gelen!
Her yönden gelen düşmanı Sen' in yardımınla defederiz. Sen de isminle onlara uzaktan atar ve onları dağıtırsın.
Ey Celâl Sahibi! Çöl kelerinin, yanına koşarak gelip şikâyetini arz ettiği Zât'ın (Hz. Muhammed'in) şanı hürmetine onları yüzüstü ve yardımsız bırak!
-Yâ İlâhî! Benim ümidim ve seyyidim yalnız Sen' sin. Beni tahkir etmek isteyen ordunun düzenini
Kesin yeminlerin (Yeminle başladığın Kur'ân sûre ve âyetleri) ve muhtevaları hürmetine, bütün zararlıların tuzaklarını benden defet!
-Hak ism-i şerifin hürmetine duamı kabul buyur, benim yanımda ol, düşmanlarıma karşı bana kâfi gel, çünkü artık onlar çok ileri gittiler.
Ey Rab ve Rahmân olan Allâh'ım! Hiç şüphesiz Sen hak ma'-bûdsun! Ey kuvvetli mededkârım! Şiddetli fırtınalar peş peşe kopmaktadır.
Kâfirlerden korunmak ve düşmana şiddetle hücum etmek ancak Sen' in yardımınladır. Sen' in yüce kapına gelip sığınan kimsenin karanlığı dağılır.
-Tâ Hâ, Yâ Sîn, Tâ Sîn ve Tâ Sîn Mîm (Kasas ve Şuara Sûreleri hürmetine bize yönelip gelen bir saadete ermek için bizim yardımcımız ol!
Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd (Meryem) Sûresi ile, bizi dört bir yandan kuşatan kem gözlere karşı korunuruz ve bu bize yeter.
Hâ Mîm Ayn Sîn Kaf (Şûra) Sûresi bizi koruyan sığınağımız olsun; onun karşısında dağlar bile sarsılır.
Kâf, Nûn ve Hâ Mîm Sûreleri hürmetine bu himayeyi gerçekleştir... Duhân Sûresinde de muhkem kılınmış bir sır vardır.
Elif Lâm ile başlayan sûreler, Nisa Sûresi, Mâide Sûresi, En'âm Sûresi ve nurlu kılınmış Nûr Sûresi hürmetine...
Amme, Abese, Nâziat, Tank, Ve's-Semâi Zâti'l-BUrûci ve Zilzâl sûreleri hürmetine...
Tebâreke, Nûn, Seele Sâilün, Tehmîz (Hümeze), İze'ş-Şemsü Küvvirat Sûreleri hakkı için...
Zâriyât, Necm ve Kamer Sûreleri hürmetine dualarımı kabul buyur
-Hizb hizb, âyet âyet, okuyucuların okudukları ve inmiş olanlar adedince Kur'ân Sûreleri hakkı için.
Ey Mevlâm! Kendilerine kitab indirdiğin her peygambere ihsanda bulunan fazlını diliyorum.
Âyetü'l-Kübrâ hürmetine dualarımı kabul buyur
O harfler Merih yıldızı gibi yüksek ve âlîdir. Asâ-yı Musa ismiyle karanlıklar dağılır.
Bunların sırrını kendime şefaatçi ederek Senden niyazda bulunuyorum.
Ey Mevlâm! Kendisiyle çağrıldığında bütün işlerin kolaylaştığı isminle (İsm-i A'zam) Sana yalvarıyorum.
İlâhî! Peygamberlerin Sana manen yaklaşmak için kendilerine şefaatçi kıldıkları kelimeler hürmetine güçsüzlüğüme merhamet et. Günahlarımı bağışla.
Ey Yaratıcım ve Seyyidim (Efendim)! İhtiyacımı yerine getir! İşlerimi Sana havale ediyorum.
-Ya Rabbi! Hz. Muhammed'i (a.s.m.) ve burada toplanan güzel isimlerini şefaatçi ederek Sen' den niyaz ediyorum!
-O seçilmiş Muhammed'e (a.s.m.) ve bütün Âline yeryüzünün bitkileri ve kıyamete kadar esen rüzgâr adedince salât eyle!
Parıldayan şimşeklerle birlikte bulutlardan dökülen yağmurlar adedince ve yeri göğü dolduracak kadar salât eyle!
Bizzat Hz. Allâh'ın ve meleklerinin ona salât ve selâm getirmesi (Onun büyüklüğünü göstermesi bakımından) sana yeter.
O halde sen de, yıllar ve günler sürdükçe ve güneş ışık saçmaya devam ettikçe, sürekli olarak ve şefaatini dileyerek ona salât getir.
Âl-i Hâşim'den (Haşim Oğullarından) o paklara, hacılar Kâbeyi ziyaret edip onu selâmlamaları adedince selâm eyle!
-Yâ İlâhî! Hz. Ebû Bekir ve Ömer, Hz. Osman ve sarsılmaz Haydar hürmetine (Allah'ın Arslanı Hz. Ali'den) razı ol!
Aynı şekilde bütün Âl ve Ashabın, evliya ve salihler ve bunlara tâbi herkesten hürmetine dualarımı kabul buyur.amin
8 notes
·
View notes
Text
Sultanahmet'ten Bir Güne Merhaba
Tüm okurlarıma merhaba çok keyifli bir geziden yeni döndüm sizlere duygularımı taze taze aktarmak istiyorum. Beni heyecanlandıran gezi rotama gelecek olursak İstanbul'u semt semt gezdim her köşesini adımlarım izledi. İstanbul’a ilk seyahatim değildi nedendir ki her gelişimde farklı bir ben ile karşılaşıp dönüştüğüm bir yer halini aldı. Bana yeni hikayeler yeni yaşantılar sundu bu koca şehir. Bir haftalık çıktığım gezimde tek başımaydım gerçi İstanbul’da yalnız bulunmak kolaymıydı. Hikayeme birçok insan eşlik etti bu süre zarfından kalabalığa karıştım diyebilirim.
İstanbul’u gezmeye tarihi mekanlarını tanımakla başladım. Çünkü bir şehri tanımak için o şehrin tarihini ve geçmişini bilmek gerektiğini düşünürüm. İlk rotam Sultanahmet Meydanıydı, bu meydan üç büyük camiyi (Sultanahmet, Ayasofya ve Sokullu Mehmet Paşa Cami) içinde barındıran büyük bir alandan oluşmaktaydı. Bu camiler tarihe nufüz etmiş tarihle bir bütün olmuş ihtişamlı bir o kadar da huzur veren yapılardı. Meydanı oldukça geniş çaplı olmasıyla beraber dikkatimi çeken bir şey daha oldu burada diğer semtlerde olduğu gibi yığınlarca yüksek katlı binalar evler yoktu. Sanki bile isteye insanlar buranın doğasını korumuş muydu? yoksa başka nedeni mi vardır bilinmez bu durumdan hoşnut oldum. Önü arkası görünmeyen bina yığınlarından oluşmuyordu burası. Oldukça kalabalık olmasına rağmen bir o kadarda sakin manevi açıdan doyuran bir yerdi. Sırasıyla tarihi camileri ziyaret ettim. Ayasofya’da büyülendiğimi söylememek olmaz barok bir mimariyle oluşturulmuş bu cami İmparator Justinianos tarafından 532 yıllarında inşa ettirilmiş ve bir katedral olarak yıllarca kullanılmış zamanla Osmanlı fetih sembolü haline gelen bu cami 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Camiye çevrilmiştir. İçerisindeki hiç bir doku değiştirilmemiş olan bu cami bir çok hz. Meryem tasviriyle dikkatleri üstüne çekmekte ve tartışmalar konusu olmaktadır. Benim açımdan iki dine ait işlemeleri de içinde barındırması açısından bir görsel şölen olmaktadır içerisinden siz sevgili okurlarıma bir kaç görsel ekledim.



Burdan yürüyüş mesafesinde olan Gülhane Parkı’na bir diğer adıyla Gülhane-i Hattı Hümayun'a rotamı döndürdüm Gülhane Parkı, Topkapı Sarayı’nın dış bahçesi denilebilir burası saraya açılan bir parktır. Aynı zamanda Tanzimat Fermanının okunarak ilan edildiği yer olması bakımından son derece önemli görülen park görülmeye değer yerlerden biridir. Ulu çınar ağaçları ve eşşiz yeşilliği ile doğa aşıklarını cezbeden bir yer halindedir. Saygı değer sanatçılarımızdan “Nazım Hikmet'in” buraya ithafen yazdığı Şiirini siz sevgili okurlarıma takdim etmek istiyorum.
CEVİZ AĞACI
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Gülhane Parkına kadar gelmişken Topkapı Sarayı ile rotamı taçlandırmış bulundum. Fatih Sultan Mehmet 1460’lı yıllarda inşasını sürmüş. Günümüz de bu tarihi mekan müze olarak ziyaretçilerini beklemektedir. Topkapı sarayı önemli padişahlara ev sahipliği yapmış, gerek idari merkez olarak gerekse eğitim için kullanılmıştır.
İçerisinde bölümlere ayrılmış bu yerlerden dikkatimi çeken birkaç tanesini sizlere aktarmak istiyorum. İlk durağım, Divan-ı Hümayun yani Osmanlı devlet işlerinin görüşüldüğü büyük toplantı salonu. Burada vezirler, sadrazamlar bir araya gelir, devlet meseleleri konuşulurdu. Gözlerim, o ihtişamlı kubbeye takılıyor. Düşünüyorum, acaba burada kaç önemli karar alındı, hangi savaşların kaderi çizildi? Odanın içindeki detaylar, Osmanlı’nın sanata ve mimariye verdiği önemi bir kez daha hatırlatıyor. Topkapı Sarayı’nın en merak edilen bölümlerinden biri Harem. İçeri girerken biraz heyecanlanıyorum çünkü burası, dış dünyaya kapalı bir yaşam alanıydı. Padişahın ailesi, cariyeler ve hadımlar burada yaşardı. Dar koridorlardan geçerken duvarlarda zamanın izlerini hissediyorum. Özellikle Valide Sultan Dairesi, Cariyeler Koridoru ve Hünkar Hamamı büyüleyici. Tavan süslemeleri, odaların ihtişamı ve duvarlardaki çiniler bir sanat eseri gibi. Ve bir çok saray kültürünü öğrenebileceğiniz bilgilendirici alan bulunmaktadır. Kıyafet yeme içme sofra kültüründen bir çok şey sizi beklemektedir. Son olarak Mukaddes Emanetler Dairesi’ne yöneliyorum. Burası, Osmanlı padişahlarının kutsal emanetleri koruduğu özel bir bölüm. İçeri adım attığımda derin bir sessizlik ve huşu hissi kaplıyor içimi. Hz. Muhammed’in hırkası, kılıcı, Sakal-ı Şerif’i ve daha birçok manevi değeri yüksek eser burada sergileniyor. Hafif bir ilahi müziği eşliğinde gezerken, buradaki atmosferin manevi bir huzur verdiğini hissediyorum.
Bugün tarihin içinde kaybolmanın, geçmişe bir pencere açmanın verdiği mutlulukla Gezimin başlangıcı olan Sultanahmet Meydanı’na doğru yürüyorum. İstanbul, her köşesiyle büyüleyici bir şehir ve ben bu kıymetli yerlerin birkaçını bir güzergah oluşturarak sizlere sunma fırsatı buldum. Sizde güzel bir gününüzü ayırarak bu kıymetli yerleri ziyaret edebilirsiniz. Ziyaretinizde veya daha sonrasında bana aktarmak istediğiniz duygu ve düşüncelerinizi beklemekteyim sevgiyle kalın..
3 notes
·
View notes
Text
Seni sen olmaktan çıkaracak bu kadar tuzakla Hz. Aişe olmadan baş edemezsin.
İffet numunesi Hz. Fatıma validemize hayatında yer ayırmadan kurtulamazsın modernitenin kementlerinden.
Modern hayatın sana dayatmaya çalıştığı ne tür rezalet varsa hepsini elinin tersiyle iterek 'Ben bu çağın Zehra'sı olacağım' diye haykırmadan geçemezsin arzu ve heveslerinden.
Kur'an'ın tüm alemlere örnek olarak gösterdiği 'Meryem' olarak beri olabilirsin seni 'anne'likten soyutlayarak sadece 'kadın' olarak takdim eden seküler zihniyetten...
Ömer Faruk Korkmaz, Ebu Cehil Çağında Muhammed'i Kız olmak
13 notes
·
View notes
Text
Hayatta olanların ölen kişilere dua ve sadaka vermek gibi hayır işleri Ölülere fayda verir.
Rivayete göre Meryem oğlu İsa Aleyhisselam bir kabrinin yanından geçerken kabirdeki kimseye azap edildiğine dair sesler işitir bunun üzerine hemen geri döner birkaç gün sonra aynı kabre geldiğinde bu defa kabirdeki kimseye rahmetle davranıldığına dair sesler işitir merak edip kabir sahibine seslenerek halini sorar kabiri sahibi durumu şöyle anlatır; Benim bir oğlum var bana dua etti ve benim adıma sadaka vererek beni yad etti diğer. Bir rivayette adam şöyle demiştir; Benim bir arkadaşım var kendisi arkadaşları adına Allah için Tekbir getirdi bunun mükafatından ben de nasiplendim.
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular ; Size ne oluyor da salih bir amel işlediğiniz sırada ana babanızı hatırlamıyorsunuz .Halbuki onları hatırlayacak olursanız sizin mükafatınızdan hiçbir şey eksilmeden onlara da bir pay düşer.
Enes Bin Malik Radıyallahu anh'da peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden benzer bir hadis rivayet etmiştir; Ebu Hureyre Radıyallahu rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular; Ölülerinize hediye verin.
- Sahabe de ; Ey Allah'ın elçisi nasıl bir hediye verelim ?diye sorunca cevaben
-Dua ve sadaka ile hediye verin buyurmuştur.
Hz Hasan b. Ali'den gelen rivayete göre Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular; İnsanlar içinde ana babasına karşı en iyi olanlar onlar adına Hac yaparak sadaka vererek köle Azad ederek veya Allah için adak adayarak onlara kabilelerini iyilik yapan kişidir.
Peygamber Efendimizden rivayet edilen bir Hadis şöyledir sad bin ubade'den şöyle de rivayet edilmiştir ey Allah'ın resulü muhakkak ki Ümmü Sâd öldü .Hangi sadaka daha üstündür; Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu Suavi dedi ki ; Sâd bir kuyu açtı ve bu Ümmü Sâd içindir dedi
23 notes
·
View notes
Text










AYASOFYA | HAGIA SOPHIA
Herkese Selam!
Aya Sofya.. Kelime anlamı, Kutsal Bilgelik.
Karşımızda görmüş olduğumuz Ayasofya Binası 3. Ayasofya Yapısıdır. İlk iki Ayasofya Binası, farklı dönemlerde gerçekleşen halk isyanlarıyla yıkılmıştır.
Kuzu kabartmalı yapı kalıntısı(2); 2. Ayasofya Binasından günümüze kadar gelmeyi başarmıştır ve bu isyanların kanıtıdır.
3.Ayasofya Binası'nın ibadete açılışı, gösterişli bir törenle olmuştur. Dönemin İmparatoru Justinianus, "Ey Süleyman! Seni geçtim!" diyerek, Kudüs'teki Hz. Süleyman Mabedi'ne göndermede bulunur. İmparator Kapısının üzerindeki Süleyman Tapınağı'nı simgeleyen sembol(3) bunun kanıtı olabilir.
Omphalion(4) Bölümünde, Taç Giyme Töreni sonrası İmparatorluk ilan edilirdi.
4 kutsal melekle çevrili kubbede(5): "Allah göklerin ve yerin nurudur." 24:35 Kur'an-ı Kerim, yazılıdır.
Ağlayan Sütun(6); efsaneye göre deliğe parmağınızı sokup, elimizi 360° etrafında döndürebilirsek, dileğimiz gerçekleşecektir.
Osmanlı Dönemi'nde, Pergamon Antik Kenti'nde keşfedilen ve Ayasofya'ya getirilen Mermer Küp(7); özel günlerde şerbet dağıtımında kullanılmıştır.
İmparator Kapısı Mozaiği'nin(8) altında Tapınak Şövalyelerine ait olduğu düşünülen 2 sütunlu sembol vardır. Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet, Tapınaçıların sembolüne karşılık, derin bir mesaj içeren Fatih Sultan Mehmed Tablosunu, Ressam Fausto Zonaro'ya çizdirmiştir. Tablo günümüzde Şeker Ahmet Paşa Resim Müzesi'nde sergilenmektedir.
Sunu Mozaiği'nde(9); ortada Hz. Meryem ve kucağında çocuk Hz. İsa vardır. Her iki tarafında da İmparator yer almaktadır. Şehrin kurucusu İmparator Konstantin, İstanbul maketini, İmparator Justinianus Ayasofya maketini; Hz. Meryem ve Hz. İsa'ya takdim etmek üzere elinde tutmaktadır.
Çıkışta, İstanbul'un Fethini müjdeleyen Hz. Muhammed'e(s.a.v.) ait hadis (10) bizi karşılar.
Ayasofya'nın üst katını, #müzekart ile gezmiş biri olarak; 850 ₺ verip ziyaret etmeyi T.C. vatandaşı olarak doğru bulmuyorum. Umuyorum ki en kısa sürede bu konuda bir düzenleme yapılacaktır.
#düşlerimiyaşıyorum#duslerimiyasiyorum#ayasofya#yolculuk#zamandayolculuk#zamanda yolculuk#istanbul#müze#müzecilik
3 notes
·
View notes
Text
Önceleri Üniversitelerde görürdük bu tür mezuniyet etkinliklerini.
Şimdilerde ise seviye lise ve ilköğretime kadar çekildi. O güne kadar soyunmayan çocuklarımız, o gün kendini özgürleşmiş hissediyor ve alabildiğince dekolte kıyafetlerle güya özgürlüğünü sergiliyor…
Ağır makyajlı, cesur dekolteli, yüksek topuklu, akıllı telefonlarını yarıştıran bu kızların on dört, on beş yaşlarında olduğuna inanmak gerçekten çok zor.
Bu çocukları Müslüman anne ve babalar yetiştirmiyor mu?
Mezuniyet gününe veya bir doğum günü partisine kadar kızının dandik (bana göre) kıyafetlerle dolaşmasına izin vermeyen ebeveynler nedense o gün buna müsaade ediyor.
Neymiş efendim kızı okulu bitirmiş.
Sanki dünyadaki açlığı son buldurtacak bir keşif yaptı!
Sanki kanserin çaresini o buldu!
Okuduğu okulu bitirdi sadece.
Yani kendine düşen görevi yaptı.
Daha dur hayata yeni başlayacak ve siz anne babalar, çocuğunuza hayat boyu lazım olacak olan ar perdesini törenlere kurban veriyorsunuz.
“Ben yaşayamadım, çocuğum yaşasın” mantığından vazgeçin.
Bu düşünce, bir teline zarar gelmesini istemediğiniz çocuğunuzun sadece bu dünya hayatında yaşaması içindir.
Oysa her anne baba o çok sevdiği çocuğunun Ahiret hayatını da düşünmelidir.
“Bir defadan bir şey olmaz” diyerek yapılan haramlar, göz ardı edilen İslam’ın emirlerinin sonu hep hüsranla bitmiştir.
O güzelim kızlarımız yarınların anneleri olacak,
gelecek nesilleri onlar yetiştirecek.
Her anne baba kızlarının Hz. Meryem gibi iffet timsali olmasını istiyor.
Ama çocuklarını yetiştirirken bu şuuru veriyor mu?
Tertemiz fıtratlı doğan çocukları, gösteriş, özenti ve kirlenmiş toplum algısına ayak uydurarak
Müslüman kimliğinden uzaklaştırıyorsun.
O cesur dekolteli kıyafetle kızının markete, pazara alışverişe gittiğini görse bir anne baba aynı hoşgörüyü gösterir mi?
Bu memleketi gavur memleketine çeviren ebeveynler bunun hesabını zor verirsiniz...
Yazıktır, günahtır
Safiye Çetinkaya
2 notes
·
View notes
Text
#enfeskanal 💖
Hazreti Meryem.. Beğenilerle, yorumlarla kanalıma destek olun. Kalıcı tâkip lütfen 🙏💖 https://youtu.be/KeETc-JtuoI?feature=shared
youtube
#keşfet#trend#subscribe#takip edilesi bloglar#Hz meryem#hz isa#mary and jesus#Meryem ana#kudüs#İzmir#Selçuk#efes#secret#gizem#bilgi ambarı#tâkip ambarı👑#her telden#Youtube kanalıma abone ol#Enfes kanal#Youtube
0 notes
Text
💐Suya susamışların deryasından sirab olduğu, cümle güzelliklerin kendisine adandığı en güzel teşbih Mahbuba! Asiye yüzlü, Meryem iffetli, Zeyneb hicranlı nur-i dîde! Kum'un ismeti Ehlibeytin (as) Kerimesi Hz. Masume (sa)'nin mübarek doğum günü kutlu olsun. İmam-ı Zaman (a.f)'nın ve tüm Ehlibeyt dostlarının gözü aydın olsunn.❣
💐💐💐
4 notes
·
View notes
Text
Kim tesettürün hakkını vermezse Allahü cc tealanın emrettiğini göre giyinmezse kıyâmet günü Ben davacıyım... Madem hakkını vermiyeceksin giyme takma kardeşim.. Nıye Hz. Fatıma annemın Hz. Hatıce annemın Hz Meryem annemın adını lekelıyorsun... Bu kişi ben dahi olsam. DA-VA-CI-YIMMMMM.
15 notes
·
View notes
Text
Solo Travel: Meryem Ana, Efes ve Şirince
Herkese merhaba. Solo Travel yani tek başıma seyahat yapmayı özlemişim. Bazı insanlar vardır. Yalnız başına hiçbir şey yapamaz. Tatil yapmayı bırakın tek başına bir kafeteryada oturup kahve bile içemez. Ben asla onlardan olmadım. Kendimle eğlenmeyi bilen ve seven biriyim. Elbette sosyal olmam gereken zaman dilimleri oluyor. Fakat kendimi eğlendirmesini de bilirim. Bir ara solo travel ile ilgili detaylı bir yazı yazmayı düşünüyorum, avantajlarını ve dezavantajlarını konuşuruz.
Cumartesi hep aklımda olan ama bir türlü zaman bulamadığım bir tura gittim. Meryem Ana-Efes-Şirince üçlüsünü şöyle bir gezdim. Meryem Ana'ya 2012 yılında gitmiştim. Efes'e gidişimi bile hatırlamıyorum. Düşünün o kadar eski. Şirince'ye ise yıllar yıllar önce.

Öncelikle Meryem Ana Evi'nden bahsetmek istiyorum. Hristiyan dininin en önemli kişilerinden biri Hz. Meryem, herhangi bir birliktelikle değil kutsal ruh aracılığıyla Hz. İsa'yı doğurur. Hz. İsa'nın ölümünden 4-6 yıl sonra kadar Hz. John'un Meryem Ana'yı Efes'e getirdiği söylentiler arasında yer alır. Bu arada tabii ki Meryem'in nerede olduğuna dair araştırmalar bir yandan devam eder. Alman rahibe A. Katherina Emmerick rüyasında Meryem Ana'nın evini görür. Lazarist papazlar da bu rüya üzerine yola çıkarlar ve Meryem Ana'nın Efes'te yaşadığını ortaya çıkarırlar. Tabii bu buluş Hristiyanlık dünyasında yepyeni bir buluş olur. Müslümanlarca da kutsal sayılan bu evde 1967 yılından beri her Ağustos ayının 15. gününde ayinler düzenlenir.

Meryem Ana Evi'nin hemen aşağısında neredeyse beş tane çeşme bulunuyor. İlk üçü Aşk, Sağlık, Para çeşmesi. Üçünden de içtim. Sonra da bir peçete veya kağıda dileklerinizi asıp yazabiliyorsunuz. Tabii bir peçeteye dileğimi yazıp bağladım. Meryem Ana Evi'nde fotoğraf çekmek elbette yasak. Flaşlı yahut flaşsız, fark etmiyor.

Meryem Ana Evi'nden çıktıktan kısa bir süre sonra Efes'e varıyoruz. Aslında yukarıdaki fotoğraf Efes Antik Kent'in için yer alan belki de en önemli eser. Celsus Kütüphanesi ile Efes son bulsa da ben kütüphane ile başlamak istedim. Celsus Kütüphanesi, MS 110-135 yılları arasında Celsus onuruna oğlu Gaius Julius Aquila tarafından yaptırılmış. Ortalama 12-14 bin arasında kitap bulunan kütüphanenin mimarisi de ilginç. Duvarın iki katlı olması kitapların çok soğuk ve çok sıcak dönemlerde hasar almasını engellemiş. Kütüphane dış yüzeninde ise bizi kadın heykel karşılamakta. Bunlar: Sophia(bilgelik, akıl), Arete(erdem, karakter), Ennoia(kader, muhakeme), Episteme(ilim, bilim)

Efes Antik Şehri, oldukça büyük ve her yapı gerçekten saatlerce incelenebilir. Fakat hafta sonu olduğu için çok kalabalıktı, sadece önemli bilgileri alıp başka esere geçtik. O yüzden detaylıca öğrenebilme olanağım olmadı. Bir ara yine tek başıma gitmeyi düşünüyorum. Yukarıda paylaştığım ise Hadrian Tapınağı. Küçük olmasına göre gösterişli. Kemerli yapıların ortasında mutlaka bir taş bulunmak zorundaymış. Burada da görüyoruz. Bu yapı, Roma İmparatoru Hadrianus'u onurlandırmak için yapılmış. Korinth düzenine göre inşa edilen tapınak, MS 4. yüzyılda kısmen yıkıldığı için bir daha inşa edilmiş ve dönemin tarihlerini gösteren 4 kabartma eklenmiş. Bunlar: Ephesos’un kurucusu Androklos’un yaban domuzunu öldürüşü, Herakles’in Theseus ile savaşı, Amazonlar ve tanrılar toplantısı, Dionysos ile alayı.

Aslında biraz da Efes Antik Kenti efsanesine kısaca göz atalım istiyorum. Atina prensi Androklos, şehir kurmak ister ve bunun için de bir kahine gider. Kahin, prense yaban domuzuyla balığı birlikte gördüğü yerde şehri kurabileceğini söyler. Prens, bugünkü Pamucak sahilinde balık avlar. Balıkları ateşe atıp pişirirken yaban domuzu karşısına çıkar, kahinin sözü aklına gelir. Böylelikle prens Androklos, Efes Antik Şehri'ni kurar. İlk kurulduğu dönemde nüfusu 250 bin civarında olan Efes'te tüm toplumlar birbirinden etkilenmiştir elbette. Düşünsenize kimler kimler gelmiş geçmiş bu topraklardan. Ticaretler yapılmış, tuvaletlerde sosyalleşilmiş... Tiyatrolarda oyunlar oynanırken bir yandan meclis konuşmaları yapılmış. Ne kadar yazsam sanki hep az kalacak gibi. O kadar çok görülmesi gereken yapı var ki... Hepsinin de ayrı bir hikayesi var. Mutlaka gezmeniz gerekiyor, mutlaka.

Efes'i gezdikten sonra yolumuz Şirince'ye düştü. Bu arada İsa Bey Camii'sini de gezecektik fakat kapalıymış, başka sefere dedik. Rotamızı bu güzel köye çevirdik. Özgün adı olan Kırkınca'nın, efsanevi bir çağda dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Kırkınca adı, Kirkice, Kirkince ve en nihayetinde Çirkince olmuş. Fakat İzmir valisi Kazım Dirik'in, talimatıyla Şirince adını almış.

Gerçekten tatlı ve şirin bir köy olan Şirince'nin adı Çirkince kalsaydı çok üzülürdüm. Meyve şaraplarıyla ünlü köyün, bence gözlemeleri de oldukça meşhur. Yemeğinizi yedikten sonra bir kumda kahve içmeden de olmaz. Kahve için Nuta'yı tercih edebilirsiniz. Çoğu yerde meyve şaraplarının tadım ikramlığı yapılıyor. Biz tur olarak, Taş Mahzen Şaraphane'yi tercih ettik. Nar ve Vişne şarapları diğerlerinden biraz daha pahalı. Karadut şarabı da efsaneydi. Sahipleri ve çalışanlar da oldukça ilgili ve güler yüzlüler.
Çok güzel bir gün geçirip eve döndüm. Genellikle ailesiyle gelenler çoktu. Günübirlik turlarda fazla sohbet etme şansınız olmuyor insanlarla. Ama yine de tanıştığım birkaç kişi oldu. Efes'in bu kadar yakınımda olması büyük bir şans gerçekten. Gezilecek o kadar yer var ki... Keşke benden bir tane daha olsaydı diyorum. O hep gezsin, para sıkıntısı da olmasın. Ama işte mümkün değil. Şimdilik benden bu kadar.
Sevgiyle, sanatla ve adaletle kalın...
12 notes
·
View notes
Text
Meryem Ana Evi

Kimdir bu Bakire Meryem?
Meryem Ana, Hz. İsa’yı doğurduğuna inanılan, Bakire Meryem adı ile de bilinen kişidir.
İsa doğana kadar bakire kalmış, evlenmemiş ve Tanrı’nın Kutsal Ruhu ile hamile kalıp İsa’yı doğurduktan sonra – işte burada mezhep savaşları başlasın - Hz. Yusuf ile evlenip başka çocuklar doğurmuştur. Katolisizm���de kendisinin Kudüs’te “Bekaret Yemini” ettiği, İsa’yı doğurduktan sonra da ölene kadar bakire kaldığına inanılıyor. Protestanlık ise İncil’de İsa’nın kardeşi olarak alınan 4 kişinin, Hz. Meryem tarafından İsa’dan sonra doğurulduğunu savunmakta ve Meryem Ana’nın İsa doğana kadar bakire kaldığına, sonra Yusuf ile evlenip 4 çocuk doğurduğuna inanmaktadır. Bu konuyu daha derinden inceleyip bilir kişilere de başvurmam gerekli. İncil’in yalnızca bir kısmını, o da yıllar önce meraktan, okumuştum. Belki bu yazıya daha sonra, daha doğru bilgilerle ekleme yapabilirim ancak şu anki asıl konumuz Meryem Ana’nın evi olduğu için daha fazla uzatmak istemiyorum.
Ömrümde bir kadının bekareti hakkında bu kadar yorum yapacağımı da hiç düşünmemiştim.
Meryem Ana, Hristiyanlıkta ve Incil’de resmi olarak kutsal olduğu açıklanmamış, ancak mezheplere göre (yine bu mezhepler) bu konuda ayrışmaya neden olan bir figür. Kendisine kurtuluş ve iman için değil, yalnızca örnek insan olarak bakılması gerektiği vaaz edilse de, Katolisizm’de Meryem Ana’nın kutsal olarak görüldüğüne de şahit oluyoruz. Ki kendisi zaten “Aziz” ünvanına sahiptir. Meryem Ana ve kutsallığı hakkında daha detaylı ve İncil’den de alıntılar içeren makaleye buradan ulaşabilirsiniz.
Annelik Süreci 😊
Cebrail Melek tarafından kendisine (bazı kaynaklarda ise Yusuf’a) “Tanrı’nın Kutsal Ruhu ile hamile kalıp İsa’yı doğuracağı” bilgisi verildikten sonra Meryem hamile kalır, o dönemde nişanlı olduğu (ve eli eline henüz değmemiş olan) Yusuf ile Beytüllahim’e gider. Sonrasında mesih İsa doğar. Ardından Yusuf, Meryem ve İsa bebek Nasıra’ya giderler ve İsa çocukluk ve gençlik dönemini burada geçirir (Kendisine Nasıralı İsa da deniyor. Ayrıca Nasranilik kelimesi de buradan türemiştir).

Rahibe Anne Katherina Emmerich
Anne Katherina (Catherine) Emmerich, 1774-1824 yılları arasında yaşamış Alman bir rahibe. 2004 yılında Papa İkinci John Paul tarafından kutsanmıştır da.
Rahibe Emmerich, oldukça hasta ve kırılgan bir kadınmış. Kendisinin güçlü tasavvur yeteneği olduğu bilinir. Daha önce Efes ve çevresinde hiç bulunmamış olmasına rağmen, rüyasında Meryem Ana’nın evini görür. 1881 yılında, Fransız asıllı bir Rahip olan Abbé Julien Gouyet, rüyada görünen bu evin Bülbüldağı’ndaki bu taş ev olduğunu söyler.
Bu iddia önce çok ciddiye alınmasa da bundan 10 yıl sonra 1891’de Rahibe Marie de Mandat-Grancey’nin ısrarları üzerine yeniden bu eve gidilmesi sonucunda, çatısı olmayan bu evin Meryem Ana’nın evi olduğu kabul görüyor.
Şöyle ki, bu evin uzun zamandır Şirince’deki Rum halkı tarafından da aslında Panaya Kapulu (Bakire’ye Giden Kapı) olarak anıldığı ve ziyaret edildiği keşfedilmiş, tabii bu durum Katherina'nın rüyası ile de birleşince akıllarda pek sor işareti kalmamış.
Hristiyanlıkta Meryem’in yükseliş tarihi olan 15 Ağustos’ta buraya haç ziyaretleri gerçekleşiyor.
Tecrübeyle Sabit
Giriş ücreti kişi başı 25 TL, ayrıca otopark için de 50 tl alınıyor
Doktora öğrencileri de öğrenci indirimden faydalanabiliyormuş 🙂
Müze Kart geçerli değil

Burayı bikini/mayo ve parmak arası terlik ile ziyaret etmemeniz gerekiyor. Sonuçta burası bir ibadet yeri, biraz daha düzenli kıyafet giymek gerekli, bağırış çağırışları dönüş yoluna saklayın, ziyaret sonrası güzel kumsallarda eğlenmeye devam edebilirsiniz sonuçta. Kısacası “inanmıyorsan da saygı duy kardeşim” 😀

Kilisede 10 TL bağış yaparak mum alabiliyorsunuz. Sonrasında, bahçede bu mumları yakıp dua edebileceğiniz bir alan mevcut
Dilek duvarı da var, çaput, dua vs bağlayıp dilek dileyebiliyorsunuz.

Magnet almak istedik ama maalesef EUR kuru ile sabitliydi, günlük değişiyor, Haziran 2023’te 85 TL dediler bize, alamadık...

Gidiş yolunda çok güzel bir Meryem Ana heykeli göreceksiniz, içerde eve giden bahçe yolunda da küçük bir heykel mevcut

#Meryem Ana Evi#Meryem Ananin Evi#House of Virgin Mary#gezi yazıları#gezi yazilari#travel blog#gezi rehberi#gezifotograflari#travel photography#kusadasi#Meryem Ana
4 notes
·
View notes
Text

ÂHİRET HAYATI İMAM-IGAZÂLİ
Bismillahirrahmanirrahîm
MUKADDİME
Ölümle zalimlerin ve zorbaların boyunlarını büken, kisräların bellerini kıran, kayserlerin emellerini boşa çıkaran Allah'a (c.c) hamdolsun.
Bu zalim kimselerin kalpleri ölümü hatırlamaktan hep nefret etmiştir, fakat Allah'ın (c.c) hak olan vaadi gerçekleşmiş ve onları helak çukurlarına yuvarlamıştır. Onlar, saraylarından alınıp mezarlara konulmuş, rahat yataklarının aydınlığından lahitlerin karanlıklarına bırakılmışlardır.
Câriye ve hizmetçileri ile oynaşmakta iken baykuşlara ve böceklere yem olmaya terkedilmişlerdir.
Lezzetli yiyecek ve içeceklerle sürdürdükleri hayatlarından koparılıp toprak altında kıvranmaya bırakılmışlardır. Dostlarıyla beraber iken yalnızlığa itilmişler, yumuşak, atlas yataklarından felaketin kucağına atılmışlardır.
Bir bak!
Onlar kendilerine ölümün gelmesini engelleyecek bir sığınak ya da bir kurtarıcı bulabilmişler mi?
Kendilerini ölümden gizleyecek bir perde veya onu kendilerinden uzaklaştıracak bir koruyucu bulabilmişler mi?
Bak yüce Allah ne buyuruyor:
"Sen, onların herhangi birinden (bir varlık emaresi) hissediyor veya onlara ait cılız bir ses olsun işitiyor musun?"1
Meryem 19/97.
SAYFA 14 ÖLÜM ve SONRASI
Kahır ve istilâsı ile tek olan, ebedilik hakkını kendisinden başka kimseye vermeyen, takdir ettiği ölümle bütün mahlükatı zelil eden; ölümü
müttakiler için bir kurtuluş ve kendisiyle buluşma sebebi kılan; kıyamet gününe kadar kabri asiler için bir zindan ve dar bir hapis yapan Allah'ı
noksan sıfatlardan tenzih ederim.
Zahirî (ve bâtınî; apaçık) nimetleri ihsan etmek, kahrıyla intikam almak
O'na mahsustur.
Yerdekilerin ve göktekilerin şükrü; öncekilerin ve sonra
gelenlerin hamdi O'nadır. Apaçık mucize ve deliller sahibi Hz. Muhammed'e (s.a.v), onun âline ve ashabına çokça salât ve selâm olsun. Bundan sonra deriz ki:
Ölümün kendisini yakalayacağını, yatacak yerinin toprak olacağını, toprak içindeki kurtların kendisinden hiç ayrılmayacağını, Münker ve Nekir meleklerinin sürekli kendisiyle beraber olacağını, kabrinin kendisine mekân, toprak altının da karargahı olacağını, kıyametin kendisi için bir sözleşme yeri, cennet ve cehennemin son durak olduğunu bilen kişiye gereken; sadece ölümü düşünüp onu anmak; yalnızca ona hazırlanıp onun için tedbirler almak; ancak onu beklemek, onun derdine düşmek;
tek kaygısı ölüm olup ona çare aramak ve daima onun gelişini gözetmek olmalıdır.
SAYFA 15 İMÂM-I GAZÂLÎ
Gerçekten, kişinin nefsini ölülerden sayıp kendisini mezarlardaki insanlar arasında görmesi gerekir. Çünkü gelmekte olan her şey yakındır;
uzakta olan ise hiç gelmeyecek olandır. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu hususta şöyle buyurmuştur: "Akıllı kimse, nefsini ıslah edip ölümden sonrası için hazırlanandır."2
Bir şeye hazırlanmanın en kolay şekli, onu kalben devamlı zikretmektir.
Devamlı zikredebilmek ise onu hatırlatan şeylere kulak vermek ve dikkatini ona vermeyi sağlayacak şeylere yönelmekle mümkündür.
Bunun için biz burada ölüm olayının, ölümden önceki ve sonraki hallerin, kulun devamlı hatırlaması ve tekrar etmesi gereken ähiret, kıyamet, cennet ve cehennem ile ilgili konuların üzerinde duracağız. Sürekli ölümü düşünmek ve onu beklemek, ölüme hazırlanmaya teşvik içindir. Gerçekten ölümden sonrası için vakit ve kervan yaklaştı, ömürden az bir şey kaldı; fakat yüce Allah'ın, İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı.
Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirmektedirler"3 âyetinde buyurduğu gibi, insanlar hâlâ bundan gafildirler.
Ölüm ve ölümle ilgili meseleleri iki kısımda ele alacağız.
Tirmizi, Sıfatü'l-Kıyâme, 25; ibn Mâce, Zühd, 31; Hâkim, el-Müstedrek, 4/251; Mün-zirî, et-Tergib ve't-Terhib, nr. 4916. Enbiya 21/1.
BİRİNCİ KISIM ÖLÜMÜN ÖNCESİ ve SŪRA ÜFÜRÜLÜNCEYE KADAR
OLAN HALLER
• Ölümü anmanın ve ölümü anmaya teşvik
etmenin fazileti
* Kısa ve uzun emelin ne olduğu
Ölüm sarhoşluğu (can çekişme), ölümün şiddeti ve ölüm anında
yapılması uygun olan
• Hz. Resûlullah'ın (s.a.v) ve ondan sonra gelen
râşid halifelerin vefatları
güzel haller
* Bazı halifelerin, devlet adamlarının ve sâlih insanların ölüm anında
söyledikleri sözler
• Arif kişilerin cenaze ve kabirler hakkında bazı
sözleriyle kabir ziyaretinin hükmü
• Ölümün hakikati ve ölünün kabirde iken sûra üfürülene kadar karşılaşacağı şeyler
#İMAMI #GAZÂLİ
* Rüyada keşif yoluyla, ölülerin hallerine dair elde edilen bilgiler hakkındadır
#MUKADDİME
#ÖLÜM #KABIR #KIYAMET
#ÂHİRET #HAYATI
1 note
·
View note