#hiyanet
Explore tagged Tumblr posts
Text
ALEMLERİN SIRRI (GAZÂLÎ)
BEŞİNCİ MAKALE
Mülkünü artırmak istersen, diğer devlet adamları ile tanış, her yönden zengin olmaya bak, onları kendine çekmeyi bil!
Eline geçen fırsatları değerlendir!
Eskiler ne demişler:
Rüzgârların eserse, onu fırsat bil,
çünkü her dalganın sonu muhakkak sükünettir!..
«Memleketin ana kilit noktalarına güvendiğin büyük adamlar yerleştir.
Gayene vasıl olmak için emniyet ve huzur köprülerini kur!
Fikirlerini benimseyen bulunursa, onları güzel ilaçlarla besle!
Sonra askerlerin sayısına bak, yakınlarının sayısını da iyi hesapla!
Gelirini, giderini iyi tedkik et! Bir sene içinde orduyu tam üç defa teftiş et!
Öncülerin Güvendiğin insanlardan olmak şartıyla dört yüz kişiden az olmasın..
Bir ülkeye harp ilân edecek olursan gayet temkinli
Olman gerek..
Şayet başın derde girecek olurda bir sıkıntı ile karşı karşıya kalırsan, askerlerini saf saf yaparsın.
Şayet öndeki saf mağlup olursa arkadaki onun yerini alır..
Onları yüksek bir yerden seyret!
Hücuma geçmeden zafer kazanabilirsen ne âlâ hemen zafer bayrağını dikersin..
Sonra kendine en iyi atları ve adamları ayır.
Çünkü hiç belli olmaz, önceden sana hiyanet eden sonradan da hiyanet eder..
SAYFA 30
Askerlerin arasında çok kurnaz kimselerin bulunsun. Daima onlarla şifreli görüş.
Şayet savaşmadan bir ganimete sahip olursan o zaman yine de düşmanlarını göz önünde tut!
Şayet onlarla harp yapmak zorunda kalırsan, acele et.
Belki harbi kayıp ederim diye tereddüt gösterme. Zul-Karneyn'in Darâ askerine yaptığını düşün!
Onları rasıl perişan edip başarısızlığa uğrattı, ilerledikçe ilerledi.
Atılgan ol!
Geri kalma!
Sefere çıkarken durumu iyice gözden geçir.
Gerekirse harp hayvanlarını çoğaltırsın ya da azaltırsın..
Katilleri iyi tanıyabilecek casusların bulunsun.
Korkaklardan uzaklaş!
Nöbetçilere dikkat et!
Hazinelerini iyice incele noksanlaşıyor mu, yoksa fazlalaşıyor mu, dikkat et!
Mutlaka evlenmek gerekiyorsa, her ne kadar, Şeriat dince zengin olanı tercih et diyorsa da sen, malca, soyca, veya güzellik bakımından zengin olanı tercih et!
Şu da hatırında olsun ki, casusları olmıyan, etrafdan sık, sık haber alamıyan bir kıral, ruhsuz cesedden farksızdır.
Sıkıntılı anlarda lâzım olacak korunma aletlerini ya- nında taşı.
Çünkü başına neler geleceğini önceden kestiremezsin!
Askerlerin arasındaki anlaşmazlığa dikkat et.
Bu anlaşmazlığı küçümseme!
Halk tarafından gönderilen heyetleri kabul et! (dertlerini dinle!)
Fakihleri, fitne ucağını yakacak konuşmalardan menet..
Vezirlerine emret: İnsanların yiyecek, içecek, giye- cek neleri varsa kontrol etsinler. Halkı ürün yetiştirmekten alıkoyma.
SAYFA 31
Çünkü ürün, hem sana hemde insanlara bini hacette lâzım olur.
Tarım isleri ile uğrasmıvanların haline bir bak:
Eğer bu isten, fakirlik dolaysıyla yüz çeviriyorsa ona gerekli araç ve gereçleri temin etmelisin.
Sayet bu, bir zulma uğraması neticesi ise o zaman ona yardım elini uzat!
Nitekim Hind kıralı: «Memleket tavuklarının çokluğu ile iftihar ederim.
Çünkü O, hakimiyet belirtilerin- den bir parçadır..> demiştir.
Öyleyse mülk, çiftçilerle ayakta durabilir.
Çiftçiler olmadan mülk ayakta duramaz..
Evet, Melik, Valilere de dikkat eder; hazinelerini sık sık kontrol eder.
Eğer ürününü başka şey ile satmıya gücü yeterse ve buna imkân bulabilirse bunu da yapar.
Halife Memun ikide bir silahlarını, çadırlarını teftiş ve kontrol ederdi, vekiline bu hususta dikkatli olması için emirler verirdi..
#ÂLEMLERİN #SIRRI
#BEŞİNCİ #MAKALE
#İMAM-I #GAZÂLÎ
5 notes
·
View notes
Text
Uzun bir yazı ama okumaya değer
Yusuf (A.S.) ile Zeliha'nın evlenmesi
İlk yedi yılın içinde olan, ne kadar hububat elde edildiyse, Yusuf (a.s.) eliyle anbarlarda, Hazret-i Yusuf'un dediği yolda saklandı. Ve anbarlara Yusuf (a.s.) kendi mührünü vurdu.
Haberde şöyle gelmiştir:
Hazret-i Yusuf, zindandan çıktıktan sonra iki yıl geçince, Zeliha'nın kocası ve Hazret-i Yusuf'un Efendisi olan Aziz-i Mısır öldü. Sultanın bütün malının defteri ve hesabı Hazreti Yusufça bilinmekteydi. Aslını da tamamiyle kaydetmişti. Bundan ötürü Sultan bütün hazinesini ona ısmarlamış, emanet etmişti. Yusuf (a.s.) Mısır Sultanının Hazinedarı olmuştu. Bu hal üzerine birkaç gün geçti. Birgün Sultan ona:
-Ey Yusuf! dedi. Şu doğruluğunu ki, sen efendin hakkında göstermiştin. Onun tuz ve ekmeğini gözettin. Evine hiyanet etmedin. Şimdi benim gönlüm şunu diliyor ki sen o hatunu helallik yolunda kabul edesin. Hazret-i Yusuf da Sultanın bu sözünü kabul etti. Sultan, adı Zeliha olan O kadını Hazret-i Yusuf'a verdi. Hz. Yusuf'la Zeliha biraraya geldikleri zaman Zeliha'nın gönlüne şöyle bir kaygı düştü:
-Ben Yusuf'u, sevdiğimden ve ona gönül verip döşeğime çağırdığımdan ötürü Yusuf öyle sanır ki ben başka kimseye de öyle yaparım. Ve beni hain ve kahpe bir kadın sanır: "Benimle böyle iş eden, başka bir kişiyle etmez mi?" der! dedi.
Zeliha, bu düşüncede iken Hz. Yusuf ona el uzattı. Zeliha, kendisini Hz. Yusuf'tan geri çekti, teslim olmadı. Ona:
-Ey Yusuf! dedi. Bana izin ver. Önce sana bir haberim var. Onu söyleyeyim. Hazret-i Yusuf da:
-Söyle ya Zeliha! dedi. Zeliha da:
-Ey Yusuf! dedi. Ben seni sevdiğimden ve sana bu yolda bağlandığımdan ötürü benim kötü ve hain bir kadın olduğumu sanma! Senden başkasına da böyle edeceğimi de zannetme. Bir erkek ki senin gibi olursa ve dünya içinde senden güzel olmazsa ve kadın ki benim gibi olur ve gençliğin, güzelliğin çağında bulunursa, kocam eksik güçte olur ve karısına erkekliğini göstermeye gücü olmazsa bu haller ile kadın senin gibi bir yiğide gönül verse onu mazur görmek gerek olduğu gibi, yaptığını ayıplamamak da gerektir. Sen bil ki, ey Yusuf, ben hiçbir zaman erkek istemedim. Ve senden başka bir kişiye gönül vermedim ve kimse bana el uzatmış değildir. Ben de Allahü Teala'nın mührü ile duruyorum. Anamdan nasıl doğdu isem, öyleyim!
Yusuf (a.s.) bu sözleri işitince sevindi. Ta ömrü sona erinceye kadar Hz. Yusuf'la birlikte yıllar yaşadı. Hak Teala bütün peygamberlerin kadınlarını zinadan korumuş, saklamıştır. Kafir kadın da olsa zinaya meyletmemişlerdir. Onlar gibi hiçbir peygamber de günah işlememiştir. Hatta peygamberlik gelmeden önce de puta secde etmemişlerdir. Nasıl ki İbrahim (a.s.) çocuk iken, babası zorlar, onu puta secde ettiremezlerdi.
Yusuf (a.s.) Zeliha ile çok zaman yaşadı. Hazret-i Yusuf'un Zeliha'dan iki oğlu oldu. Birisinin adı Efrayim ötekinin adı Menşa idi. Yusuf (a.s.) Sultanın hazinebaşı oldu. Bütün malını ve hazinelerini avucu içine aldı. Sultan, sonra, ona Hazinebaşılık görevinden başka vezirlik de verdi. Bütün Mısır ülkesini Hazret-i Yusuf'a emanet etti, ısmarladı. Ve sultan o halde idi ki Yusuf (a.s.)'ın buyruğu olmadan hiçbir iş yapmazdı. Gönlü Mısır ülkesine yapılacak her neyi dilese, Yusuf (a.s.)'a kimse engel olamazdı. Nitekim Hak Teala şöyle buyurmuştur: "Biz Mısır ilinde Hazret-i Yusuf'a o kadar güç verdik ki, O, ne dilerse onu yapardı. O bir işi nerede dilerse orada olurdu." "Biz rahmetimizi kime dilersek ona yetiştiririz. Ve biz, iyilerin iyiliğini ve ahiret mükafatını kaybettirmeyiz." (Yusuf suresi, ayet: 56)
Bir rivayete göre, Zeliha günahını itiraf edip Aziz-i Mısır kendisini boşamıştı. Çok kişiler onunla evlenmek istemişti. Fakat o kabul etmedi, varmadı, onlarla evlenmedi. O, Hazret-i Yusuf'un aşkından mest olmuştu. Tamam on sekiz yıl ağladı. Her kim Yusuf'tan haber verse, onun adını ansa o kişiye çok mal dağıtırdı. Ve Hazret-i Yusuf'un resmini duvara çizdirmişti. Daima ona bakar:
-Ey Yusuf! diye ağlardı.
O hale geldi ki gözleri görmez oldu. Beli de büküldü. Malı da kalmayarak yoksullaştı, fakir oldu. Bütün dostları ondan yüz çevirdiler. Bir gündü Hazret-i Yusuf gezintiye çıkmıştı. Geri dönüp gelirken Zeliha'ya:
-İşte Yusuf geliyor! dediler. O da:
-Beni onun yoluna götürün! dedi. Onlar da Zeliha'yı alıp Hazret-i Yusuf'un yolu üstüne ilettiler. Hz. Yusuf ona yaklaşınca Zeliha ona seslenip:
-Ey nefsine sabreden kişi! İnsan kul iken sultan olurmuş, sultan iken de kul olurmuş! dedi. Hazret-i Yusuf bu sözleri işitti:
-Şu söz söyleyeni sorun, kimdir? dedi ona:
-O, Zeliha'dır! dediler. Hazret-i Yusuf da atının başını çekti:
-Ey Zeliha! dedi. İyi misin? Hoş musun?
Zeliha da bunu işitip aklı başından gitti. Yere düştü. Az sonra da aklı başına geldi. Yusuf (a.s.) da:
-Sana ne oldu ki böyle oldun? diye sordu. Zeliha:
-Senin aşkından ötürü, işte böyle yoksul oldum! dedi. Hazret-i Yusuf :
-Ya gözlerine ne oldu? diye sordu. O da:
-Senin için ağladığımdan kör oldum! dedi.
Hz. Yusuf:
-Ya belin neden büküldü? dedi. Ve şu cevabı aldı:
-Senin derdinden büküldü?
-Ya malını neyledin?
-Senin aşkının yolunda üleştirip dağıttım! O zaman Hazret-i Yusuf:
-Senin hakkın bende çoktur! dedi. Dile benden ne dilersen? Zeliha da:
-Gözlerimi dilerim! Ta ki senin güzelliğine bakayım! dedi. Hazret-i Yusuf:
-Bunca zahmet içinde de aşkı unutmadın mı? diye sordu. O da:
-Kamçını bana ver! dedi. Hz. Yusuf da kamçısını Zeliha'ya verdi. Kadın bir kez:
-Ahhh! çekti. Kamçı bu ahtan ateş gibi oldu. Onu yine Hz. Yusuf'a geri verdi. O da elim yanmasın diye kamçıyı elinden attı. Zeliha:
-Ey Yusuf! dedi. Bunca yıldan beri ben kocamla bu ateşi, yüreğimde sakladım. Sen erliğin erkekliğinle niçin bir an için olsun tutamadın?
Yusuf (a.s.) bu halleri görünce içi yandı, özü tutuştu. Buyruk vererek Zeliha'yı saraya götürdüler. Cebrail (a.s.) geldi.
-Ey Yusuf! dedi. Zeliha'ya sor ki Cenab-ı Hak'tan dileği nedir? Hazret-i Yusuf da sordu. O da:
-Gençliğim, gözlerim ve güzelliğim, hem de senin helalin, eşin olmak! İşte dileğim bu! dedi.
Yusuf (a.s.) dua etti. Hak Teala da duasını kabul etti. Yüce Yaradan Zeliha ne dilemiş ise ona verdi. Yusuf (a.s.) sonra Zeliha'yı nikahlayıp aldı. Daha önceden Müslüman olmuştu. Yusuf (a.s.) ona din, diyanet ve şeriat öğretti. Böylece Zeliha muradına erişti, çok sevindi. İbadetle vaktini geçirdi! Ama Yusuf (a.s.) her ne zaman Zeliha ile aşk oyunları oynamak istese Zeliha razı olmazdı.
......
Kaynak: a.g.e. ; S. 281
#PeygamberlerTarihi
8 notes
·
View notes
Text
Onlar Artık Göremeyecek, Çizemeyecek Resmini... Onlar Sattı Dünya İçin, Âhiretini ! Çekenler Artık, Kucaklayamaycak Özlemlerini, Çocuklarını... Esaretine Mahkum Olmuş, Hiyanet Edenlerin Eserleri; Onların Çocukları Yarınları Olmayacak !
Nasip PAMUK ✍🏻
Yazık, kör bahçıvanın bahçesinde açan goncaya...
144 notes
·
View notes
Text
“Münâfığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler. Söz verince sözünde durmaz. Kendisine bir şey emanet edilince hiyanet eder. ” Buhârî
0 notes
Text
.. 👏
“Senin doğru söylediğine inanan bir kişiye yalan söylemen en büyük hiyanettir.”
— Hz. Muhammed (sav)
6K notes
·
View notes
Text
Annem hep kardesime para veriyo babam da abime bana neden vermiyo bunlar aglicam
#bi sey emanet ederken de#ben hiyanet mi ediyorum#babam zaten vermesin#ama annem 😔#GECENKERDE DE AYAKKABİYLA TİSÖRT ALMİS ELİF DEMİS Kİ KAC TL ÖDİYİM#O DA DEMİS Kİ SORUN DEGİL BOSVER PARAYÜ#NE DEMEK BOSVER YA#insan bi su kıza da toka falan alayim üzülmesin der#ya da döner#evde asırı dıslanıyorum herkesin beni dıslamadıgı tek konu dertleri#hepsi dert anlatmak icin bana geliyo ama bi sey olunca ekin yok ekin kim 😤😤#bi de bana hep agac muamelesi yapiyorlar neymis ben sevgisizmisim bencilmisim yo#bu arad akardesimi kıskanmadım giysin cocuk napiyim ama kısaca annem para konusunda bana hic güvenmiyo#jep bos seylere harciyosun diyo#ben olsam bana güvenirdim#zaten güveniyorum da#benim para harcama seklim asiri iyi cünkü gidip salak sacma kıyafete falan para vermiyorum eglenceli seuler aliyorum#örnegin A-101 pyuncagı ya da boyama kitabi oyun yemek kitap#BASKA NE ALABİLİRİM PARAYLA HALA GELMİS BOSA HARCİYOSUN DİYORLAR#tabii ki eglencem icin harcicam#para biriktirmem icin zengin olmam lazim#ben de zengin degilim
3 notes
·
View notes
Text
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayrami…
Dünyada çocuklar için olan tek bayram ve Türklerin unutulmaz, sıra dışı mücadelesinin sonucunda ulaşılan egemenlik, TBMM’nin kurulusu.
23 Nisan sizin için ne ifade ediyor, bilemem; fakat ben 23 Nisan tarihini duyunca içim sevinç ve coskuyla doluyor.
Egemenliği, Türk egemenliğini düsünüyorum.
Askerlerimiz geliyor aklıma.
Onarlın egemenlik için akittiklari kan gözümün önüne geliyor.
Adeta bir savas yasiyorum içimde.
TBMM’nin ne kadar güç bir durumda açıldığını dile getirmek istiyorum, dilim tutuluyor, ağzımdan sözcükler dökülmüyor.
Sadece zihnimde yaşıyorum hissettiklerimi.
Egemenlik için verilen mücadele gözümün önünden gitmiyor.
Zihnimde yeni bir şimşek çakıyor bir anda.
Çocukların tatlı çığlıklarını duyuyorum.
O anda hatırlıyorum 23 Nisan’in çocuklara da hitap ettiğini.
Neşeli yüzleri, minicik elleri, sevimli sevimli bakan gözleri hiç gözümün önünden gitmiyor.
Hepsi de bu özel günde şarkı söylemek, şiir okumak, mutluluklarını haykırmak istiyorlar.
Sadece Türk çocuklarında değil, tüm çocuklarda var bu sevinç.
Çünkü uluslar arasi bir bayram, 23 nisan.
Çocuklara baktıkça aklıma bir gün egemenligimizi onlara içimiz rahat bir sekilde bırakacağımız aklıma geliyor. Bunu onlara soruyorum:
Egemenligimize sahip çikacak mısınız?
Diyorum. Ama 23 nisan’in verdigi sevinç sarhoşluğu ile anlayamıyorlar. Bir gün nasılsa anlayacaklarini biliyorum. Iste, o zaman ne pahasina olursa olsun, egemenligimizi koruyacaklari çok açık.
Sonuç olarak sunu söylemek isterim ki bin bir zorlukla mücadele ederek sahip oldugumuz milli egemenligi korumali ve bugünün küçükleri yarinin büyüklerine saygi göstermeliyiz.
Çünkü bir gün egemenliği onlara emanet edecegiz.
Bunun yaninda bilmeliyiz ki bugün çocuk olan kisiler yarin egemenliklerine sonsuz bir askla baglanacak, onlara bıraktığımız emanete hiyanet etmeyecekleridir.
Saygıyla ve minnetle...
271 notes
·
View notes
Text
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetln imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!
Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.
Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
#Sessizistila#İstilaya dur de#Mustafa Kemal Atatürk#Başbuğ Mustafa Kemal Paşa#3 Mayıs Türkçülük Günü#Türkiye Cumhuriyeti#Atatürk#Gençliğe Hitabe
17 notes
·
View notes
Text
Kâh hiyanet, kâh hiddet, kâh inat, kâh da hırsa baş oluruz.
Bir bakarsın zaman saatinin rüzgarı şen'den yeller estirir;
Kâh gülersin, Kâh için çoşar, kâh da neş'enin mumessili olu'verirsin!
Bu baş'döndürücü hızda,
Hep kendini teğet geçersin!
✓ MahıCarh
2 notes
·
View notes
Text
GENÇLİĞE HİTABE
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. CEBREN VE HİLE İLE AZİZ VATANIN BÜTÜN KALELERİ ZAPT EDİLMİŞ, BÜTÜN TERSANELERİNE GİRİLMİŞ, BÜTÜN ORDULARI DAĞITILMIŞ VE MEMLEKETİN HER KÖŞESİ BİLFİİL İŞGAL EDİLMİŞ OLABİLİR. BÜTÜN BU ŞERAİTTEN DAHA ELİM VE DAHA VAHİM OLMAK ÜZERE MEMLEKETİN DAHİLİNDE İKTİDARA SAHİP OLANLAR GAFLET VE DALALET VE HATTA HIYANET İÇİNDE BULUNABİLİRLER HATTA BU İKTİDAR SAHİPLERİ ŞAHSİ MENFAATLERİNİ MÜSTEVİLERİN SAİYASİ EMELLERİYLE TEVHİT EDEBİLİRLER Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
20 Ekim 1927
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
6 notes
·
View notes
Text
"Yeryüzünde riya, inkâr, hiyanet
Altın devrini yaşıyor.
Diller, sayfalar, satırlar
Ebû Leheb öldü diyorlar:
Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed (Sav)
Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!"
Arif Nihat Asya
18 notes
·
View notes
Text
'' Yüreğinizi güzel insanlara emanet edin çünkü bugünlerde emanete hiyanet artti '' خاقان
8 notes
·
View notes
Text
💫💫💫
Ey şefkati ve merhameti varlığı bütünüyle kucaklamış Rabbimiz!
Hakkında beslediğimiz hüsnü zanda bizi tasdik et.. et de, biz çaresiz kullarını her türlü endişe, gam, üzüntü, keder ve sıkıntıdan halâs eyle!
Allahım! Senin güzel isimlerini, ulvî sıfatlarını, kitaplarında indirdiğin ve peygamberlerine
bildirdiğin kelimelerini şefaatçi yaparak günahlarımızı bağışlamanı, kalblerimizi tertemiz hâle
getirmeni, nefislerimizi temizlemeni ve bizleri, nimetlerinle donattığın nebîlerle, sıddıklarla,
şehitlerle ve salih kullarınla beraber eylemeni dileniyoruz.
Ey rahmeti, re’feti, şefkati sonsuz Rabbimiz! Bizleri büyük‐küçük hatalardan, günahlardan
ve Senin emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır.. lisanlarımızı yalandan,
gıybetten, Senin sevmediğin, hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle.. kalblerimizi
gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur.. gözlerimizi bakmaması gereken şeylere bakıp
da hiyanet etmekten koru.. yüzlerimizi nurunun ziyasıyla aydınlat ve amellerimizi ıslah
buyur.. niyetlerimizi ihlâslı kıl ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle.
Ey bizatihî var olup başkasına muhtaç olmayan ve her şeyin varlık ve bekâsı kendisine muhtaç
bulunan Hayy u Kayyûm! Her hâl ve tavrımızı rızan istikametinde eyle.. göz açıp kapayıncaya
kadar hatta ondan da kısa bir süre için bizi nefsimizle başbaşa bırakma.. bizi ve dünyanın dört
bir yanındaki kadın‐erkek kardeşlerimizi, sevdiklerimizi, dostlarımızı başımıza gelebilecek her
türlü kötü durumdan himaye buyur!
Amin⚘⚘⚘
11 notes
·
View notes
Text
MÜSTEAR İSİM, TAKMA AD, PROJE HESAP MESELESİ ÜZERİNE…
MertReport Oct 26, 2020
Sosyal medya kanallarından takma isimle yazmak bir tercihtir. İsteyen gerçek ismiyle yazar, isteyen müstear isimle. Hem gazetecilik dünyasında hem de edebiyat aleminde müstear isimle yazan onlarca isim vardır.
Müstear isimle yazmak öyle hor görülecek bir durum da değildir. Arapça istiâreden “ödünç alınmış” demek olan müstear, Türk edebiyatında takma ad mânasıyla, Tanzimat’tan sonra muhtemelen Batılı yazarlardan örnek alınarak kullanılmaya başlanmış.
MÜSTEAR İSİM Arapça istiâreden "ödünç alınmış" demek olan müstear, Türk edebiyatında takma ad mânasıyla, Tanzimat'tan sonra… islamansiklopedisi.org.tr
Nâmık Kemal, Sâbir; M. Fuad Köprülü, Âşık Coşkun; Yusuf Ziya Ortaç, Çimdik; Peyami Safa, Server Bedi; Necip Fazıl Kısakürek, Adıdeğmez, Dilci, Ahmet Abdülbaki, Ozan isimler kullanmış. Tarihçi İsmail Hami Danişmend’in müstear isimlerinden birisi Râbia Hatun’dur.
Merak eden ünlülerin kullandığı müstear isimleri Behçet Necatigil’in “EDEBİYATIMIZDA İSİMLER SÖZLÜĞÜ”nden öğrenebilir. Kaldı ki müstear isimle yazanlar o kadar çoktur ki Nurullah Çetin’in “TAKMA — MÜSTEAR İSİMLER SÖZLÜĞÜ” adıyla bir kitabı bile vardır.
Bu meseleye nerden mi geldik?
Kendisini bilişim uzmanı olarak sunan Selçuk Atak (@ProfAtak) gibi isimler gibi isimler müstear isimle yazan bazı hesapları “proje hesap” olmakla suçlarken işin garibi bu yaklaşıma yine bazı müstear isimle yazan hesaplar destek veriyor. Bu isimler yurt dışında olmanın rahatlığıyla yazıyorlar. Aynı yaklaşımı gazeteci eskisi Emre Uslu bazı isimlerde de görmek mümkün. Bunlar sadece iki örnek… Benzeri onlarca isim var. Herkesi eleştiren bu isimlerin bir özelliği de sözde demokrat olmaları! Kendilerine eleştiri mübah, başkalarına yasak. Aksi halde hemen blok….
Kendisini Twitter’ın “Proje Hesaplarla Mücadele Şube Müdürü” sanan @ProfAtak bir çok popüler hesabı proje hesap olarak suçluyor… Hatta o kadar ileri gittiki ismi cismi belli bir hesabı bile önce proje hesap olarak suçladı. @avcemilcicek, bu iftirayı bertaraf etmek için bayağı uğraştı. Selçuk Atak, gelen tepkiler üzerine sonrada özür dilemek zorunda kaldı. Ancak huylu huyundan vaz geçmezmiş… @HaymanaRiga’ya çarpana bir “bilirkişi edasıyla” ona buna proje, operasyon hesap demeyi sürdürdü. Neyseki birisi buna dur dedi…
@HaymanaRiga sayesinde öğrendik ki bio’sunda yazanların bazıları yalan, hakkındaki hikâyede açıklar var. Ne diyor Yunus Emre bir şiirinde “Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir.” Selçuk Atak, Benim en çok dikkatimi çeken kısım ise kendi ifadesiyle doğum için eşini ABD’de götürmesi… Türkiye’de kaç bürokrat bunu yapar…
Takma yani müstear isimle yazanlara yönelik “gerçek isimle” yaz baskısı iyi niyetten uzak bir yaklaşımdır. Hele hele 15 Temmuz Kumpası’nın ardından Türkiye’den veya yurtdışından yazan sosyal medya kullanıcılarına yönelik bu baskı ve suçlamalar büyük haksızlıktır. GAFLET, DALALET hatta HIYANET derecesinde bir yaklaşımdır.
Şöyle ki,17 Aralık’tan itibaren Türkiye’de rejim değişmiş, 15 Temmuz’dan sonra ülkede hukuk ortadan kalkmıştır. Birlerce milyonlarca insan Erdoğan rejiminin mağduru olmuş, bir kısmı dışarıda, bir kısmı hapishanelerde, bir kısmı yurt dışında hayatta ve ayakta kalmaya çalışıyor. Bu insanlar öyle veya böyle ülkede olup bitenlere tepki gösteriyor, mağdur ve mazlumların sesi olmaya çalışıyor. Gerçek isimle yaz demek bu isimlerin sesini kesmektir. Bu GAFLETTİR.
Sosyal medyada birçok insanın gerçek ismiyle yazması hem kendileri hem de yakınlarının özgürlüklerini, hayatları tehlikeye atmak anlamına gelmektedir. Türkiye’deki insanların bir sabah beşte polis tarafından kapılarının çalınması, en az 6 yıl 3 ay ceza almaları bir twite, bir sosyal medya paylaşımına bakar. Bunu bilmemek, bilmiyormuş gibi davranmak DALALETTİR.
Türkiye gibi Kuzey Kore ile aynı ligde yer alan bir ülkede rejimin mağduru insanlara “gerçek isminle yaz” demek, onları ve yakınlarını Erdoğan’ın polisleri, savcıları ve hakimlerinin önüne atmak demektir. Rejimin köpeği olmuş hukuka masumları teslim etmektir. Bu ise İHANETTİR.
Müstear isimlerin hukukta yerinin olmadığını söylemekte bir cehalet göstergesidir. Öncelikle sanki Türkiye’de hukuk vardır. İkinci olarak Kişinin ön ad ve/veya soyadından farklı olarak müstear bir ad kullanmasına ilişkin olarak Türk Medeni Kanunu’nda hüküm olmaması onun korunmadığı anlamına gelmemektedir. TMK’da yer almayan müstear ad, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun (FSEK’nın) 11. maddesindeki, “o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine müstear adını kullanan kimse” ifadesiyle yasal zemin ve koruma bulmuştur. Bu bilgiler için Selçuk Atak gibi prof. olmaya gerek yok. İnternette arama yapmayı bilmeniz yeterlidir.
Müstear Ad Ne Demektir Kişinin Asıl Adı Gibi Korunmaya Tabi midir? | Hukuki Yaklaşım Prof. Dr. R. Cengiz Derdiman Hukukumuzda ad kişiyi belirleyen ön ad ve soyadından oluşan kavramdır. Ön ad bir kişiyi… www.hukukiyaklasim.com
Ben, kimin yazdığından çok ne yazdığına bakıyorum. Yazılanları hak, hukuk, adalet ve insaf ölçüsünü vuruyorum. Yaşanan bu süreçte bir çok önemli bilgiyi “müstear” isimle yazan hesaplardan öğrendim. Özellikle 15Temmuz süreciyle ilgili olarak eski asker veya polis olduğu anlaşılan kişilerin takma adla da olsa yazdıkları büyük kumpası görmek açısından son derece aydınlatıcıydı.Son olarak medya müfettişlerine, sosyal medyada takma ad meselesine takan isimlere sormak istiyorum. “A. Fettah Şahin”, “Abdülfettah Şahin”, “Abdulhay Nasih”, “Enver Aydın”, “Hikmet Işık” kimdir, kimin müstear adıdır bilen var mı?Bu konuda çok hassas olduğunuz bildiğimiz @HizmetStudies direktörü olduğunu söyleyen @ismailMSezgin bize yardımcı olabilir mi? Olamazsa eski bir polis @ProfAtak belki ona yardım eder…
3 notes
·
View notes
Text
CHP kendisine istediği kadar gençlik aşısı yapmaya kalkışsın; kökü, gövdesi ve dallariyle Türk tarihinin en büyük hiyanet ve dalâlet ağacı olmaktan kurtulamaz; ve ona hizmet de “küfür” kelimesinden başka hiçbir mefhumla ifadelendirilemez.
12 notes
·
View notes
Text
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayrami…
Dünyada çocuklar için olan tek bayram ve Türklerin unutulmaz, sıra dışı mücadelesinin sonucunda ulaşılan egemenlik, TBMM’nin kurulusu.
23 Nisan sizin için ne ifade ediyor, bilemem; fakat ben 23 Nisan tarihini duyunca içim sevinç ve coskuyla doluyor.
Egemenliği, Türk egemenliğini düsünüyorum.
Askerlerimiz geliyor aklıma.
Onarlın egemenlik için akittiklari kan gözümün önüne geliyor.
Adeta bir savas yasiyorum içimde. TBMM’nin ne kadar güç bir durumda açıldığını dile getirmek istiyorum, dilim tutuluyor, ağzımdan sözcükler dökülmüyor.
Sadece zihnimde yaşıyorum hissettiklerimi.
Egemenlik için verilen mücadele gözümün önünden gitmiyor.
Zihnimde yeni bir şimşek çakıyor bir anda.
Çocukların tatlı çığlıklarını duyuyorum.
O anda hatırlıyorum 23 Nisan’in çocuklara da hitap ettiğini.
Neşeli yüzleri, minicik elleri, sevimli sevimli bakan gözleri hiç gözümün önünden gitmiyor.
Hepsi de bu özel günde şarkı söylemek, şiir okumak, mutluluklarını haykırmak istiyorlar.
Sadece Türk çocuklarında değil, tüm çocuklarda var bu sevinç.
Çünkü uluslar arasi bir bayram, 23 nisan.
Çocuklara baktıkça aklıma bir gün egemenligimizi onlara içimiz rahat bir sekilde bırakacağımız aklıma geliyor. Bunu onlara soruyorum:
– Egemenligimize sahip çikacak mısınız?
Diyorum. Ama 23 nisan’in verdigi sevinç sarhoşluğu ile anlayamıyorlar.
Bir gün nasılsa anlayacaklarini biliyorum. Iste, o zaman ne pahasina olursa olsun, egemenligimizi koruyacaklari çok açık.
Sonuç olarak sunu söylemek isterim ki bin bir zorlukla mücadele ederek sahip oldugumuz milli egemenligi korumali ve bugünün küçükleri yarinin büyüklerine saygi göstermeliyiz.
Çünkü bir gün egemenliği onlara emanet edecegiz.
Bunun yaninda bilmeliyiz ki bugün çocuk olan kisiler yarin egemenliklerine sonsuz bir askla baglanacak, onlara bıraktığımız emanete hiyanet etmeyecekleridir.
Saygıyla ve minnetle...
164 notes
·
View notes