#hayk
Explore tagged Tumblr posts
Text
Hayk Nahapet
#statue#sculpture#blackandwhite#shadow#fighter#hayk#hayknahapet#armenia#epos#fanart#battle#mythology#challenge#artist#artwork#epic#drawing#illustration#history#beauty#masculine#warrior#painting#sketch#sketchbook#sketching#liners#traditionalart#artoftheday#artistsoninstagram
9 notes
·
View notes
Text
Original title: Ազիզյանները.
#tv shows#tv series#polls#the azizyans#hayk marutyan#ani lupe#boris baghdasarov#2010s series#armenian series#have you seen this series poll
8 notes
·
View notes
Text
instagram
The couple clacked notes from the safe sidelines. He was the leader of their trio.
0 notes
Text
Sorgulanmayan “normallikler”
Oya Açan
Normal buymuş gibi benimsetilen her şey, sorgulanmayan “normallikler”, yabancılaşmanın içselleştirilmesinin de kaynağıdır. “İnkârın temel kuralı, inkâr edilenlerin de inkâra katılmasının gerekliliğidir” ve sistem böyle işler
Saçlarına yılların akı düşmüş, yüzünde hüzün dışında başka bir şey seçilemeyen kadın usul usul konuşuyor. Telaşsız bir kendine güven hali var tavırlarında. Acısını bağırarak, isyan halinde dile getirmiyor. Kendini hiç öne çıkarmadan, Ermenilerden bir Ermeni'nin yaşadıklarını, kendini ifade etme araçlarını tane tane anlatıyor: “...Ben de kültürel mirasımızı şarkılarla yaşatabilmeye çalışan biriyim.”
O, İlda Simonian. Ermeni halkının bir evladı, bir müzisyen, “Acılar ağıtlarla dile dökülür” diyor. Çocukluğuna dair sadece müzikle tanıştığı kesiti öğrenebiliyoruz. Müzikle kat ettiği yol, ezgileriyle, kültürel mirası keşfetme çabasıyla başka Ermenilere nasıl bir ilham kaynağı olduğuna tanıklık ediyoruz.
Ermeni Soykırımı’nın 108. yılındayız.
1915 öncesi Anadolu'da 1 buçuk milyon Ermeni yaşıyordu. Şu anda Türkiye'de yaklaşık 60-80 bin Ermeni (hemşinli Ermenilerle birlikte) yaşıyor. Anlaşılması için şöyle de söyleyebiliriz: Ermeni nüfusu yüzde 9’dan on binde 9’a düşmüş durumda.
O binde 9'un da halen ya “güvercin tedirginliği” ya da kimliğini derinlere gömerek yaşadığını biliyoruz. Bunun son örneği de geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden tiyatro sanatçısı Rana Solakyan oldu. Bir ömür boyu ötekileştirilmiş ve dışlanmış, kimliğini gizleyerek kendini inkar etmek zorunda bırakılmış hâlâ nice Ermeni var kuşkusuz. Solakyan bunlardan sadece biriydi. Birçoğumuz onu Rana Cabbar olarak biliyorduk ölene kadar... Ne acı! Bu aynı zamanda soykırımcı inkarcıların inkar edilenlerin bilincini de yıllar içinde bulandırarak, adeta yeni bir algı inşa ederek yol aldıklarının tipik ifadesidir.
Bir halk soykırıma uğratıldıysa, aradan yüzlerce yıl geçse de bunun izleri silinmez. Zamana havale edilmez acılar ve yaşananlar. Fakat bilinçli bir çabayla bunun izini sürmek, izleri ortaya çıkarmak ve kuşaklar boyunca kopmuş/koparılmış zincirleri bir araya getirme uğraşı çok değerlidir. Soykırımın salt acılarla örülmüş yanını görüp onu her açıdan deşelemeden bırakırsak, insanı insan yapan kaynaklardan da yavaş yavaş kopmuş oluruz.
Kavramların/kavramsallaştırmanın çok önemli olmadığı düşünülür genellikle, öyle değil de böyle kullanıldığında da anlaşıldığı varsayılır. Bir halkın topyekûn katledilmesini “soykırım” sözcüğüyle tanımlamakla tanımlamamak arasındaki derin ve yıllara yayılacak algı olağanlaştırılıp üzerinden atlanacak bir şey değildir. Bizi kuşatan, belirleyen, yolumuzu çizmemizi koşullayan şeylerin başında duygu ve düşüncelerimizi de şekillendiren algı ve yaklaşımlarımız gelir.
Hangi olgu ya da süreç olursa olsun üstünden atlayarak ya da yanından dolanarak, işin kolayına kaçarak “sürdürülebilir” olanı tercih ederek yaşamaya çalışmak bizi yaşatır yaşatmasına da bu ne kadar “yaşamak” olur. Normal buymuş gibi benimsetilen her şey, sorgulanmayan “normallikler”, yabancılaşmanın içselleştirilmesinin de kaynağıdır. “İnkârın temel kuralı, inkâr edilenlerin de inkâra katılmasının gerekliliğidir” ve sistem böyle işler.
Her türlü ezen-ezilen ilişkisi açısından geçerlidir bu! İşçi kendi değerlerini, haklarını ve özlemlerini sistemin çarklarının işleyişine uygun olarak tanımlar kendini hiçleştirirse patron “işveren” oluverir. Kadın, erkek egemenlikçi sistemden kaynaklanan ezme-ezilme ilişkisini benimserse inkâra onay vermiş -bilinçsiz de olsa-, onu sürdürmüş olur.
Sürgündeyken her yıl bizi görmeye gelen anneme, yanımızda olduğu kesitte okuması için belli kitaplar ayırırdık, onun okumaktan ve öğrenmekten keyif alacağı kitapları... Bunlardan biri de Dr. Hayk Açıkgöz'ün “Anadolulu Bir Ermeni Komünistin Anıları”ydı.
Onlar “Cumhuriyet öğretmenleri”ydi, Cumhuriyet de zaten bu sayede “Cumhuriyet” olmuştu. Soykırımlarla, kapitalist birikim için Ermeni, Rum ve Yahudi mallarına çökerek ve yağmayla... Türkiye kapitalizmi için ihtiyaç duyulan ekonomik ve askeri zor buralardan geçerek, bu sayede inşa edilmiştir.
Hitler’in Yahudi soykırımı yaparken “Ermenilerin hesabını soran mı var” dediği söylenir. 1930'lardan sonra Yahudileri ortadan kaldırma vahşeti sırasında Hitler'e bile “ilham kaynağı” olmuş bu soykırım gerçeği, inkar ve imha politikaları genlerine işlemiş olan faşist Türk devleti eliyle hala sürdürülüyor. Tarih olarak 1915'te başlatıldığı söylense de 1910'lardan itibaren adım adım örülmüş bu imha edici ağ sadece Ermenileri yutmadı; Keldanileri, Nasturileri ve Süryanileri, Kürtleri ve Alevileri de vurdu.
Sermayenin el değiştirmesi ya da siyasal tahakküm için tarihsel gericilik birikiminin kaşınmasına, ihtiyaç duyulduğunda bu fitilin ateşlenmesine yönelik yaklaşımlar ise halen devam ediyor. Bunun zemininin yok edilmesiyse halkın demokratik bir kültürle buluşması, demokrasi mücadelesinin parçası haline getirilirken söz konusu tarihsel gerçeklikle hesaplaşacak bir cesaretin kuşanılmasıyla mümkün olacaktır.
#Ermeni Soykırımı#1915#İlda Simonian#Rana Cabbar#Dr. Hayk Açıkgöz#Anadolulu Bir Ermeni Komünistin Anıları#Ermeniler
0 notes
Text
Hayk Karoyi - Taq Arevi Tak
Hayk Karoyi's latest album is a masterful fusion of traditional and modern sounds that showcases the artist's unique cultural identity. As an Armenian multi-instrumentalist skilled in woodwinds, Karoyi has created an album that is a synthesis of acoustic instruments, field recordings, and electronic elements.
The album is a journey through Karoyi's subconscious, as he uses his traditional instruments to explore the full spectrum of his cultural identity. As a mixed heritage artist, Karoyi does not try to be or sound purely Armenian in his music. Instead, he draws from his influences in both East Mediterranean and Armenian cultures to create a sound that is both familiar and new.
One of the standout tracks on the album is "Taq Arevi Tak" which is also the title of the album, features a mesmerizing blend of electronic beats and traditional Armenian woodwinds. The track is a perfect example of how Karoyi's music seamlessly blends traditional and modern sounds.
youtube
Buy & Support: Hayk Karoyi - Under The Hot Sun
0 notes
Text
A new System Of A Down statue has been erected in Armenia’s capital city, Yerevan. Sculpted by Hayk Tokmajyan
180 notes
·
View notes
Text
Monument to Hayk in Yerevan, Armenia, 1980.
335 notes
·
View notes
Photo
Art by Hayk Shalunts
142 notes
·
View notes