#hariom yoga merkezi
Explore tagged Tumblr posts
Video
instagram
Gündelik yaşamımızda biz farkında bile olmadan strese ve otomatiğe bağlanmış bilinçsiz hareket kalıplarımıza bağlı olarak oluşan beden yapımızın (yani postürümüzün ) imzamız olduğunu söyledi hocamız Tülin Karagüllü. Kronik kasılmalar zaman içinde ağrı ve yanlış hareket paternlerine neden olarak hareketin bütüne yansımasını engelliyor. Yani sıkışık kas ve eklemlerimizden hareket, takip eden diğer kemik ve eklem alanına aktarılamıyor. Böylece yogada yaralanmalar ya peşimizi bırakmıyor ya da hareket sınırlı alanda sanki yapılıyormuş gibi bir algı ile sonlanıyor. Oysa hareket tamamlanmadığı gibi rahatlama ve bütüne yansıması da hissedilmediği için asanadan beklenen iyileştirici etki de elde edilemiyor. Somatik hareket bedenlerimizin bilinci ile yine bedenden öğrenerek hareket içerden oluşarak dışarı yansıyor. Bu değerli bilgileri bizlerle paylaşan değerli hocamız @tulin_karagullu ye ve büyük bir merak ve ilgi ile atölyelerimize gelen tüm katılımcılarımıza sonsuz teşekkürler. 🙏😌 Hariom #aphroditeyoga #somatikyoga #izmirdeyoga #yoga #feldenkrais #instayoga #yogaterapi #yogateachers #hathayoga #yogatheraphy #yogatherapist #yogalove #somatictherapy #somatic #movementintelligence #yogaizmir (Aphrodite Kişisel Gelişim Merkezi) https://www.instagram.com/p/B7gS3CdJIGK/?igshid=1io2pabl0inkb
#aphroditeyoga#somatikyoga#izmirdeyoga#yoga#feldenkrais#instayoga#yogaterapi#yogateachers#hathayoga#yogatheraphy#yogatherapist#yogalove#somatictherapy#somatic#movementintelligence#yogaizmir
1 note
·
View note
Text
BORA ERCAN GERÇEĞİ
Bora Ercan Hindu olmuştur
Bora Ercan’ın Bihar School of Yoga’dan eğitmenlik almış ve pek çok kereler Avrupa da ve Hindistan’da aşramlarda kalmış.
Bora Ercan Bihar’da ilk defa Hindu olmuştur. Orada kaldığı ve yoga eğitmenliğini aldığı yer bir Hinduizm tarikatıdır. Hinduizm din olarak 5 büyük tarikat ve onun uzantıları olan yüzlerce tarikattan oluşan 5000 yıllık bir dindir.
Hinduizm dininin yayılma çabaları ilk defa 1930’larda ortaya çıktı. Bu dönemde pek çok tarikat üyesi Batı’ya ama genelde ABD’ye gönderilerek orada yoga adı altında Hindistan’daki tarikatların uzantılarını kurdular. Bunların en meşhurları Şivananda, Vivekananda, Rama Krişna vs.
Hinduizm’in Batı’da nasıl bir ticarete dönüştüğü ile ilgili olarak aşağıdaki kitabı edinebilirsiniz. Bu kitapta Hinduizm’in Batı’da nasıl sistematik bir şekilde yoga adı altında yayıldığını ve kurulan bu tarikatların nasıl Devlet, işadamları ve din adamları tarafından desteklendiğini anlayabilirsiniz.
Kaynak: DIVINE ENTERPRISE : GURUS AND THE HINDU NATIONALIST MOVEMENT by LISA MCKEAN
(Tanrısal işletme: Gurular ve Hindu Milliyetçi hareket)
e-kitap versiyonu: http://www.press.uchicago.edu/ucp/books/book/chicago/D/bo3627043.html
Bihar (Bihar School of Yoga)
Bora Erca’ın kaldığı ilk aşram olan Bihar, Hindistan’ın doğusunda Hinduzim tarikatlarından birisidir ve Bihar veya Behar denilen bir yerdedir. Burası Şivaizm tarikatına ait bir yerdir (Saivisim ; Hinduzim’in 5 önemli tarikatından birisi, Tanrı Şiva’ya tapınma).
Şivananda (Sivananda)
Şivaizm tarikatının Bihar’daki tapınağının üyesi olan Şivananda Batı’ya Hinduizmi yaymak için gider ve orada tarikatın bir uzantısı olarak Sivananda tarikatını kurar. Hinduzimin yayılma politikası, yoga adını kullanarak Batı’da yapılanmaktır. Bu yüzden tüm bu tarikatlar adına mutlaka yoga kelimesini ekler.
Böylece Şivananda, kurduğu tarikatın adını Şivananda Yoga yapar ve onun bir önceki ayağı olan yer de Bihar School of Yoga olur. Böylece tarikatın uzantıları kendilerini yoga adı altında saklarlar.
Hinduzimin Batı da yapılanması
Artık net bir şekilde bilindiği üzere Hinduzim Batı’da yoga adı altında yapılanmaktadır. Bora Ercan’ın işletmesi olan Hari Om Yoga da böyle bir tarikat uzantısıdır.
Boran Ercan kendi yazdığı ve internet üzerinden yayınladığı yazılarda 30’a yakın defa Hindistan’a gittiğini söylemektedir. Neredeyse her sene 1 veya 2 kez Hindistan’a gitmekte ve her gittiğinde de yanında pek çok Müslüman Türk’ü oraya götürmektedir. Bu insanlara ‘Hindistan da Yoga’ veya ‘Hindistan Gezisi’ şeklinde pazarladığı bu geziler aslında Hinduizm propagandasından başka bir şey değildir. Bora Ercan ile Hindistan’a giden herkes Hindu olmaktadır.
Bora Ercan kendisini tanrı şivanın re-enkarnasyonu olarak tanıtıyor
Şivaizm tarikatının bir uzantısı olan Hari Om Yoga isimli yerde Bora Ercan beyin yıkamaya devam etmektedir. Son zamanlarda Meditasyon, felsefi sohbetler vs adı altında topladığı insanlara Hinduizm dinini ve tanrılarını anlatıyor.
Hatta yakında çevresine kendinin tanrı şivanın re-enkarnasyonu olduğunu söylüyor. Böylece yakınında bulunan kişileri kendisine köle yapmış durumda.
Tanrı Şivaya tapanlar tantra yapıyorlar
Bora Ercan bir Şivait yani Hindu Tanrısı Şiva’ya tapan olduğu için tantra onların en çok kullandığı yöntem. Şiva yok edici bir tanrıdır ve cinselliği kullanır. Bora Ercan’da Şivait yaptığı kişilerle sık sık tantra yapıyor, kendisi ile cinsel ilişkiye girmeyenleri tehdit ediyor.
Bora Ercan kurduğu “seks tarikatı”nı hari om yoga merkezi arkasında saklıyor. Bora Ercan, kendisi ile tantra yapanlar öğrencilerini yogi yapıyor, karşı gelenleri ise tehdit ve tacizle tantra yapmaya zorluyor, ama onlar kendi istekleri ile yapmadıkları için yogi olamıyorlar.
Bu kadınlar toplumun önyargıları ve Bora Ercan’dan korktukları için şikayetçi olamıyorlar. Ama her şeyin bir sonu vardır, bir gün tacize ve tecavüze uğrayan bu kadınlardan bazıları cesaret gösterecek ve Bora Ercan’ın uyguladığı şiddetin sonu gelecektir.
O zaman Bora Ercan bileklerinde kelepçe ile demir parmaklıkların arkasına gidecek ve bu dünya sahte tanrı olan bir şarlatandan kurtulacak.
Bora Ercan hakkında taciz, tecavüz şikayetleri
Kendisini tanrı şivanın yeniden bedenlenmiş hali olarak tanıtan Bora Ercan ile cinsel ilişkiye girmek istemeyen kızların arasında küçük yaşta olanlar da var. Bu kızların aileleri şikayet etmek istediklerinde Bora Ercan’ın müritleri tarafından tehdit edildiler ve aileler de değişik şekillerde tacize uğradılar. Ama bu ailelerin ve tacize ve tecavüze uğrayan mağdurların içinden Bora Ercan’ı şikayet edecek cesur kızlar çıkacaktır.
Bora Ercan küçük kızlara yaptığı cinsel saldırıların karşılığında hapse girecek.
Bora Ercan ve Meditasyon
Bora Ercan son dönemde bir meditasyon uzmanı olarak programlar düzenliyor ve eğitimler veriyor. Aşağıdaki linkte verdiği röportaj da açıkça balık tutmak meditasyondur diyen Bora Ercan, yoganın ilk prensibi olan ahimsa (şiddetsizlik) dan da bihaberdir. Bu bile Bora Ercan ‘ın yoga veya meditasyonla ilgilenmediğini, sadece Hinduizm hakkında bir beyin yıkama içinde olduğunu göstermektedir.
Meditasyon … ‘en iyisi balık tutmak’ …. Diyor, meditasyon uzmanımız.
https://www.kuraldisi.com/adsiz-yogi-bora-ercan/
Bora Ercan insanları Hindu yapıyor!
Bora Ercan gazeteye verdiği bir röportajda şöyle diyor;
“Yoga Hint kültürünün içinden dünyaya bir armağan.”
Bu sözle Bora Ercan ne demek istiyor? Aslında çok basit…
Bora Ercan Yoganın ne olduğunu bilmiyor, o sadece Hinduizmi ve Hint kültürünü biliyor. Hint kültürü Hinduizm üzerine kurulmuştur, din ve kültür bu ülkede iç içedir. Hint kültürü demek Hinduizm demektir çünkü her Hintli Hindu’dur. Bora Ercan’ın yukarıdaki sözü Hinduizm’i yaymak için neredeyse 100 yıldır Hindistan tarafından uygulanan bir politikanın sonucudur.
Bora Ercan, Hinduzim aracılığı ile Hindistan’ın emperyalist yayılmacılığının eseridir. Aslında bu çok trajikomiktir, çünkü kendisini kominist olarak tanımlayan Bora Ercan Batı ve Amerikan emperyalizmine karşıymış gibi yaparken, Doğu emperyalizminin en koyu üyelerindendir.
Hari Om isimli yoga merkezine gelen kişilere tamamen beyin yıkama konuşmaları üzerine yoğunlaşmış durumdadır.
İnsanları Yoga öğretiyorum diyerek dolandırıyor!
Bora Ercan yoga ile ilgili hiçbir şey yapmamaktadır ve yoga bilgisine de sahip değildir ama insanlara kendisini yoga eğitmeni olarak ve tarikatını da yoga merkezi olarak tanıtmaktadır. Bu bir din dolandırıcılığıdır, kandırmacadır.
Yogayı büyülü bir şey gibi tanıtıyor, bir şova dönüştürüyor. Yoganın etik değerlerine aldırmıyor, kendi kafasına göre birşeyler yaptırıyor ve adına hatha yoga diyor. Bu hatha yoga yapanlara hakarettir.
Bora Ercan’ın kitapları
Muson şarkıları bir Yoga yolculuğu
Göğe yakın topraklar bir Tibet yolculuğu
Yoga 1. Kitap – Surya’dan Patanjali’ye
Yoga 2. Kitap – Buda’dan Hatha Yoga’ya
Bora Ercan’ın kitapları gezileri üzerinedir, sadece başlıklarından bile anlaşılabilir. Hinduizm propagandası içeren bir Türk Hindu’nun kaleminden Doğu’ya yapılan gezilerle ilgili kitaplardır. Yoga ile ilgili tek bir teknik bile içermezler.
Ayrıca bu kitapları okuduğunuz da pek çok Doğulu ve Batılı yazarın kitaplarından alıntılar içerdiğini de görebilirsiniz. Bora Ercan yıllarca yaptığı çevirilerin etkisinde kalarak yazılarının pek çok yerine bu kitaplardan alıntılar koymuştur fakat bu alıntıların altına yazarlarını yazmamıştır.
Bora Ercan’ın kitaplarında çalıntı bölümler olduğunu bilen bazı kişiler var fakat seslerini çıkaramıyorlar. Çünkü bu kişiler yoga camiasında yer alıyorlar ve Bora Ercan’ı karşılarına almak istemiyorlar. Ama yakında ortaya çıkıp Bora Ercan’ın kitaplarının nasıl da emek hırsızlığı olduğunu kanıtlayacaklardır.
Bora Ercan entelektüellik maskesi takan bir sahtekardır
Bora Ercan ODTÜ yü bitirdikten sonra Yurtdışında, Manchester Üniversitesinde Batı Felsefesi çalışmaları yaptığını söylüyor ve her yere bunu yazıyor. Dikkat edilirse “Batı felsefesi okudu, master yaptı, doktora yaptı” vs değil, “Batı felsefesi çalışmaları yaptı”. Bu ne deme?
Bu şu demek, Bora Ercan Manchester Üniversitesinde hiçbir şey yapmadı. Özgeçmişine bunu yazarak yalan söylüyor. Çünkü kendisini felsefe konusunda bir uzman olarak gösteriyor, böylece Hinduizm ile yaptığı beyin yıkama içi daha kolay insan buluyor kendisine. İnsanlar onun bir titr sahibi olduğunu düşünerek ona güveniyor ve derslerine katılıyorlar, fakat Bora Ercan tarafından güvenleri sömürülüp kandırılıp aldatılıyorlar. Bu şekilde aldatılan onlarca insan var.
yoga ve biyoenerji;
Bora Ercan yine verdiği bir röportaj da, Biyoenerji ve yoganın ilgisi yoktur demektedir. Bu da onun yoga hakkında bir şey bilmediğini gösterir, yogada aura, çakra merkezleri bilgisi çok net ve açık bir şekilde verilir. Ama Bora Ercan yoga ile biyoenerjnin bir ilgisi yoktur diyecek kadar yogadan uzaktır.
Bora Ercan insanların zayıflıklarından ve iyi niyetlerinden yararlanarak, hiçbir şey bilmediği yogayı kendisine paravan yaparak çarpık ve sapkın yalanlarını bu insanların beyinlerine yüklüyor. Bu şekilde yoga camiasına çok zarar veriyor, yogaya emeğini vermiş yüzlerce yoga eğitmeni için yıllardır bir sıkıntıdır.
Bora Ercan kendisini yüceleştirmektedir
Öğrencilerine kendisini yüce üstat olarak tanıtmakta ve kendisine öyle hitap etmelerini istemektedir. Son zamanlarda yoganın din olmadığına dair söylemler artınca, Bora Ercan kendisine yüce üstat denmesi konusundaki dayatmalarına ara vermiştir, ama yazdığı pek çok yazıda yüce üstatlardan bahsederek kendisine pay çıkarmaya devam etmektedir.
Bora Ercan mağdurları , Bora Ercan dan ve müritlerinden korktukları için şikayet edemiyorlar. Ama çok yakında bu “sahtekar tanrı” nın foyası ortaya çıkacak ve hakkında şikayetler emniyet güçlerine ve savcılığa yapılacak.
Bora Ercan çevresinde adanmışlar grubu oluşturmaktadır
Bora Ercan öğrencilerine yogilik ünvanı vermektedir. Yogilik sadece üstatlar tarafından verilen bir ünvandır, Bora Ercan kendisini üstat olarak gördüğü için öğrencilerini de yogi veya yogini yapmaktadır. Bu çok basit bir mantık, öğrencileri yogi ise kendisi üstat olmalıdır. Bakınız Bora Ercan’ın internet sitesine: http://www.yogahariom.com/yoga/yogiler
Kendisine gökten üstatlık ve öğrencilerine de yogilik sıfatları düşen Bora Ercan tam bir şarlatandır. Pek çok kişi yoga öğreniyorum diye onun tuzağına düşüyor, onun şeytani ve kurnaz zekası sayesinde iliklerine kadar maddi ve manevi sömürülüyor.
Bora Ercan, müritlerine başka yoga merkezlerine gitmelerini, başka kitapları okumalarını hatta başkaları ile görüşmelerini bile yasaklıyor, bunları yapanlar herkesin ortasında ağız bir şekilde eleştirilip küçük düşürülerek cezalandırılıyor.
Bora Ercan insanların duygusal boşluğundan yararlanmakta ve Bora Ercan Saadet Zinciri’ni kurmaktadır.
İnsanların pek çoğu teknolojik hayatın getirdiği duygusal ve zihinsel çıkmazlarla ve travmalarla uğraşmakta ve içlerinde bir boşluk oluşmaktadır. Bora Ercan insanların içine düştüğü bu boşluğu kullanarak çevresinde müritlerinden oluşan bir çember oluşturmaktadır. Bora Ercan’ın müridi olan kişiler onun adına konuşmakta, Bora’nın sözleri diyerek pek çok talimatı diğer öğrencilere ulaştırmaktadır. Bora Ercan’a ulaşmak neredeyse imkansız hale gelmiştir, onun yerine önce müritlerine ulaşıp bazı testlerden geçmek gerekmektedir.
Bora Ercan’ın bu müritleri onun sözünden çıkmıyorlar, hatta onlara Bora Ercan hakkında küçücük bir yorum bile yapılsa tartışma çıkarıyorlar ve hakarete varan şeyler söylüyorlar.
Bora Ercan yeni şubeler açarak yayılıyor
Hinduizm yayılmacılığı pek çok Hindu iş adamı tarafından desteklenmektedir. Bora Ercan yoga adına hiçbir şey öğretmezken, arkasında kendisini destekleyen birkaç Hindu iş adamının sayesinde yeni şubeler açmaya devam ediyor.
İnsanlara sahte cennet vaad ederek insanları kandıran ve sömüren Bora Ercan, hem bu masum insanların paralarını alarak hem de Hindu işadamlarından aldığı “sahte tanrı”lık desteği ile kendisine bir servet yapmış durumda.
Bora Ercan’ın yogik uyu cd si ile beyin yıkaması devam ediyor
Bora Ercan ‘yogik uyku cd’ si ile uykuda da beyin yıkamaya devam ediyor. Pek çok Hindu müriti bu cd lerde Hindu tanrılarının hikayelerini ve Hindu müzikleri dinliyorlar. Yoogik uyku veya yoga nidra dediği bu uygulama ile öğrencilerine kendisinin yüce üstat olduğunu empoze ediyor.
BORA ERCAN’A KİM DUR DİYECEK!
Devletimizi ve milletimizi bu Hindu misyonere karşı göreve çağırıyoruz!
Türkiye bir İSLAM ülkesidir ve burada yaşayan herkes Müslümandır. Kominist ve Hindular defolup gitmelidir!
Devletimiz, Polis Teşkilatımız, İstihbarat Teşkilatımız, Adalet Bakanlığımız Müslüman bir ülkede çok tanrılı bir din olan Hinduizmi bu kadar açık ve aleni yayan Bora Ercan’a karşı bir şeyler yapmalıdır!
#hariom yoga#hari om yoga#yoga hari om#bora ercan#bora ercan yoga#bora ercan om yoga#om yoga#muson şarkıları#hariom yoga merkezi#surya'dan patanjali'ye#Buda'dan Hatha Yoga'ya#bora ercan meditasyon#bora ercan hindistan#bora ercan tibet#bora ercan nepal
0 notes
Photo
@yogahariom Bendir çemberi . Çemberi oluşturan tüm güzellere aşk olsun. 🙏💞 #bendircemberi #Bendir #framedrum #framedrumcircle (Hariom Yoga Merkezi) https://www.instagram.com/p/B6G1zdmAP0W/?igshid=1fqlfl1l644i0
0 notes
Photo
31 Mayıs- 3 Haziran’ 18 Meditasyon inzivasından notlar :
Hariom Yoga Merkezi Bora Ercan eğitmenliğinde, Balabanlı köyü / Küçükkuyu, Evenni Butik otelde gerçekleşen Meditasyon inzivamızda yaptığımız meditasyonlar, meditatif çalışmalar, sohbetler, izlediğimiz filmler, kaldığımız mekan ve içinde bulunduğumuz ortam, orada bulunan herkes ve gezindiğimiz doğadaki biyolojik çeşitliliğe ait olan her şey ile ilgili olarak özet yapmamı isteselerdi eğer, William Blake’in şu şiiri ile yapardım:
“ To see a World in a grain of sand
And a heaven in a wild flower
Hold infinity in the palm of your hand
And eternity in an hour.
…
Bir kum tanesinde bir dünya görmek
Ve bir cennet bir yaban çiçeğinde
Avuçlarında sınırsızlığı tutmak
Ve sonsuzluğu bir vakitte. “
Hayatta her şeyi tam olarak yaşama duygusunu tatminkarlık olarak niteleyebilirim. Bedenen, zihnen ve ruhsal olarak tam ve bütün, hatta mükemmel hissetme hali. İşte bu inziva da hissettiklerim tam olarak böyleydi. Bütünlük hissi, her birimizin arayıp da bulmak istediği kayıp bir ada gibi.
Gözlerimizle dışarı bakarız, oysa 3. gözümüzle içimize döner bakışlarımız. Dışarda aradığımız her şeyin, iç dünyamızda sadece fark edilmeyi beklediğini anladığımızda bütünlüğümüze doğru ilk adımımızı da atmış oluruz.
Bedenimizin her bir hücresinde dünyanın tüm bilgisinin barındığını bilmek, potansiyelimizi keşfetme yolunda atılacak ilk adımdır. Meditasyon yapmak bize, içe bakarak o potansiyele doğru yavaş ama emin adımlarla ilerleme şansı veriyor.
Kalbimizde açan yaban çiçeğini bir kez görüp keşfettiğimizde ise sınırsız sevginin cennetinde yüzerken buluruz kendimizi. Meditasyon fiziksel, psikolojik ve düşünsel alanımızdan ruhsal alanımıza doğru ilerlememizi tam olarak kalbimizde açan bu çiçekle, sınırsız sevginin varlığını bize keşfettirerek ilerletiyor.
Sahip olduğumuz, sonsuz olasılıklarla dolu gökyüzüne bir kez çevirince yüzümüzü, avuçlarımızın içinde maddesel dünyaya ait olanı değil, sınırsız ve sonsuz olan yaşam enerjisini tuttuğumuzu hissetmenin farkındalığı ne heyecan vericidir oysa.
Çünkü o vakit sonlu olandan, sonsuz olana doğru geçiş yapabilir bilincimiz. O’nun bir parçası olduğumuzu ve var olan her şeyden ayrı olmadığımızı, bütünlük içinde bir olduğumuzu fark ettirir bize.
Zaten bildiğimiz ama bildiğimizin farkında olmadığımız bir şeyi, bize şefkat ve bilgelikle hatırlatan değerli hocam Bora Ercan’a ve şiiriyle ilham olan William Blake’e sonsuz teşekkürlerimle.
2 notes
·
View notes
Photo
Farkındalık deneyiminin ağırlık merkezi…
Zihin ve beden birbirinden ayrılmış mıdır, Öyleyse hangisini seçmek daha iyidir? Woody Allen
Son zamanlarda insanlara daha fazla bakıyorum parklarda, işlerinin başında, evlerinde mutfakta, bir şey izlerken anlatırken ya da dinlerken. Bedenlerini nasıl kullandıklarına, yaptıkları şeyi hangi beden dilini kullanarak yaptıklarına, beden hareketlerinin söylediklerini veya anlattıkları hikayeyi ifade edip etmediğine ve tüm bunların farkında olup olmadıklarına dikkat ediyorum. Ardından kendi bedenimin de, kendi hikayemi ne kadar yansıtıp yansıtmadığına da bakmak için meditasyon yapıyorum.
Meditasyon yaparken dikkat ettiğim şey, bedenimle bağlantıda mıyım, onun farkında mıyım, gereken dikkati veriyor muyum, onu duyuyor ve dinliyor muyum diye içime bir bakış atmak. Bedenimin içinden gelen hislerle temas halinde miyim yoksa savaş halinde miyim anlamak. Bedenimin içinde olup bitenleri yargılıyor ve bir şablona sığdırmaya çalı��ıp, sığdıramadıkça da kızıyor muyum, yoksa olanı olduğu gibi kabul edebilme gücümü kullanabiliyor muyum?
Woody Allan’ın sorduğu soruya gelirsek;
1- Şimdi ki an’a gelebilmem için, bedensel çalışmayı seçip, bu farkındalığımı merkeze alarak, zihnimi de şimdide tutabilmenin yollarını bulmam,
2- Birini (bedenimi) merkeze davet ettiğimde, diğerinin de ondan ayrı olmadığı deneyimini yaşamam,
3- Beden ve zihnin, birbirleriyle sıkı bağlantısı olan iki farklı gerçeklik olabileceğine aymam. Böylece her eylemi bir meditasyona dönüştürebilirim. Sık sık durup kendime “şu anda içimde olup bitenler neler?” diye sorup, farkındalığımın ağırlık merkezini kaybetmeden kalabilirim.
Yoga asanalarında, bedenimi kısım kısım ve yavaş yavaş farkına vararak asanaların içinde tutarken de, meditasyon yaparken dikkatimi verdiğim farkındalık deneyiminin ağırlık merkezinde buluyorum kendimi, yani bedenimde. Bu farkındalığı kendi pratiğimden alıp, yoga sınıflarımda öğrencilerimin pratiğine de yansıtabiliyorsam kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü bedenimize iyi bir şeyler yaparsak, zihnimize de yapmış olmayacak mıyız?
Yargısızca ve savaşmadan, olduğu gibi kabul etmenin, izin vermenin hayatımızı ne kadar kolaylaştıracağını fark ettiğimiz bir hafta olsun…
Hariom Tat Sat
Fatma Nur Kayral
0 notes
Photo
YOGA BİLİMİNDE İYİLEŞME ÜZERİNE YORUMLAR… 02/09/2017
“Sağlık zenginliktir.
Zihnin huzuru mutluluktur.
Yoga yolu gösterir. V.D.Sarasvati”
Uzun bir süredir yoga yapıyor ve yaptırıyorum. Kendi deneyim, bilgi ve araştırmalarıma dayanarak derslerimde ve sonrasında bana sorulan birçok soruya bazı cevaplar ararken karşılaştığım kaynak kitaplar ve hocalar ile onlardan aldığım bilgiler ışığında “yoga derslerinde ne oluyor da insanlar şifa buluyor” un cevabını vermeye çalıştım. Belki böylece yoga yapıp şifa bulan birçok insana da cevap teşkil edecek, hatta yogaya başlamak isteyip de kafasında sorulara cevap bulamamış birçok kişide bu yazıdan böylece yararlanabilecek.
Elbette bu yazı, araştırdıkça daha derine girdiğim ve her an deneyimledikçe ve okuyup dinledikçe içinde kaybolduğum bir okyanus gibi olan yoga biliminin bir damlası niteliğinde.
(3)”Bilim tıp ve psikoloji yüzyıllardır muazzam gelişmeler kaydetmekle birlikte henüz kimse bedenle zihin ve zihinle ruh arasındaki sınırı belirleyebilmiş değildir. Onlar ayrılamaz, onlar birbirine girmiş karışmış birleşmiştir. Zihnin olduğu yerde bedende vardır, bedenin olduğu yerde ruh da. Ne var ki günlük deneyimlerimiz bu üçünün temelden ayrıldığı yönünde. Zihinsel bir etkinliğe daldığımızda bedenin farkında olmayız artık, bedenle meşgul olduğumuzda da ruhu gözden kaçırırız. “
Güncel tedavi anlayışımızda bir hastaneye gittiğimizde fark ettiğimiz gibi her alan ayrıdır ve gün geçtikçe de daha fazla ayrılmaktadır. Hastanelere eklenen ek binalarda bu ayrışmanın göstergesidir.
Oysa yoganın kelime anlamı bütünlemek birleştirmektir. Yoga yapıyor olmanın en büyük şifa gücü de bu bütünlükten kaynaklanmaktadır. İnsan, eksik parçalarını tamamladıkça bütünlenmiş hisseder.
(1)“Uruk kralı Gılgamış’ın ölümsüzlüğü araması gibi tarihin her döneminde insanlar ab-ı hayat, ambrosia, elixir arayışında olagelmişlerdir. Bu, Pradipika’da soma olarak geçer. Farklı toplumlarda ortaya çıkan farklı sağlık sistemlerinin altında yatan dürtü de budur. “
Yoga bir çeşit kendi kendini iyileştirme sistemidir, Hatha Yoga Pradipika’da “Soma” olarak ifade edilen bir çeşit (ölümsüzlük iksiri) anlamında kullanılan bu içeceğin dışarda değil, kendi içimizde olduğunu bilmektir. Yani insanı iyileştiren tek güç yine kendi içindedir. Bu gücü açığa çıkarmanın bir yoludur yoga. Yoga özgürlüktür, bedeninin sınırlarına rağmen, onun içinde kendi kendine yardım etme özgürlüğünü tatmaktır.
(2)İnsan bedeni biyolojik bir makineyse eğer, onu yöneten bu karmaşık biyolojik yapı, çalışmasıyla birbirini destekleyen, lenf, hormon ve sinir sisteminin tümünü içerir. Bu sistemlerdeki aksamalar, eksik ya da fazla salgı üretimi bu makinede farklı etkileşimler oluşturur. Oysa kusursuz bir psikoloji, yalnızca kusursuz bir biyolojik yapı ile ifade buluyorsa, o zaman bu karmaşık sistemlerin aralarındaki iletişimin sağlıklı kurulması yani koruyan ve besleyen bir lenf sistemi, hormon salgılayan salgı bezleri ve karmaşık sinir hücrelerinin arasındaki karşılıklı sağlıklı bir iletişimin olması anlamına gelir. Ve hatta tüm bunların insan davranışına olan etkilerini de eklersek, bir bilim dalı olan Biyo-psikoloji ile karşılaşmamız an meselesidir.
Batı dünyasının bakışına göre Biyo-psikoloji beynin ve nörotransmitterlerin davranışlarımızı, düşünce ve duygularımızı nasıl etkilediğini, zihinsel eğilimlerimiz ile olan bağlantıları analiz eden psikoloji dalıdır. Bu alan, temel psikoloji ve nöro-endokrinolojinin birleşimi olarak düşünülebilir.
Eğer Yoga biliminin nasıl iyileştirdiğine daha da yakından bakacak olursak o zaman işin içine biyolojik anatominin yanı sıra enerji beden anatomisi de girer, yani çakralar. Böylece yoga biliminden bakınca Biyo-psikolojik anatomi çerçevemizde genişlemiş oluyor.
Çakra Sanskrit dilinde bir terimdir, kelime anlamı: çember, tekerlek; psiko - fiziksel enerji merkezi anlamında kullanılır. Bedenimizde çakraların var olduğu yerlere denk düşen yerin yakınında bir sinir ağı merkezi olduğu gibi, salgı bezlerimizde bulunmaktadır.
Düzenli bir şekilde yoga asanalarını (duruş) uygulamak çakraları etkiler, yani bu da, sinir ağları ve salgı bezlerimizin de yaptığımız yoga asanalarından etkileneceği anlamına gelir.
Böylece yoga asanalarının çakralara, çakraların salgı bezlerine, salgı bezlerinin de zihin ve beden sağlığına etkilerini hissederken, biyolojik değişimlerin, psikolojik etkilerini yani Biyo-Psikolojiyi de daha iyi anlarız.
(4)”Asanaların da simyasal etkisinden söz edilebilir. İ.Ö. 2. Yüzyılda yogilerin baş üstünde durarak birçok rahatsızlığı aştıklarından söz edilir. Çünkü hareket ve duruşun dönüştürücü etkisi vardır. Nasıl sözle zihin dönüşüme uğruyorsa, hareket ve duruşla da beden dönüşüme uğrar.”
Burada, yukarıda bahsettiğim biyo-psikoloji bilimi ile yoga asanları arasındaki bağa simyasal bir bakış açısından yaklaşılmış. Her iki durumda, yani İ.Ö. 2. Yüzyılda da, yeni bilim olarak sunulan biyo-psikolojide de yoga asanalarını uygularken bedenimizde sadece bir bedensel egzersizin biyolojik etkilerinden çok daha fazlasının gerçekleştiğini görüyoruz.
Bir yoga dersinden çıkarken yenilenmiş, dönüşmüş ve tazelenmiş hissetmemizin nedeni de bu farkında bile olmadan gerçekleşen simya.
Yoga biliminde iyileşmenin gücü üzerine araştırıp yorumlar yapıyorsam eğer, bahsetmeden geçmemem gereken çok önemli bir başka konu da nefes konusu.
Nefes sınırlarımızı genişleten, özgürleştiren, insanı düşünsel ve duygusal anlamda açarak kabuğunu kırmasını sağlayan, doğal akışında ise bedene ve zihne şifa veren bir güçtür. Hastalığın ve erken yaşlanmanın sebebi hücrelerin oksijenle yeterli seviyede buluşamamalarıdır. Canlılığın ve iyi olma halini devam ettirmenin en önemli şartı, nefesle yeterli oksijen alabilmemizle ilgilidir.
(5)”İnsan dünyaya geldiğinde ilk nefesini alır; giderken de son nefesini verir. Yaşam nefes almak üzerine kurulmuştur. Yaşamdaki bütün deneyimler nefes örüntüleriyle karşımıza çıkar. Yapılan en küçük bir hareket bile nefesin değişmesine neden olur: Bir kitabı kaldırırken farklı, koşarken farklı, uyurken farklı nefes alınır. Çoğu insan nasıl nefes aldığının, hatta nefes alıp almadığının bile farkında değildir. Ne zaman ki nefes almakta zorlanır, ancak o an nefesin varlığını kavrar. Elbette, nefes almadan yaşanamayacağını da bilir. Nefes görünmez ama asal bir bütünlüktür. O halde diyebiliriz ki insan bedeni nefes almak üzerine tasarımlanmıştır.”
Nefes, yoga duruşlarında bedenin hareketini ve zihni birbirine bağlarken kullandığımız bir araç vazifesi görüyor, yani odaklanma. Yaptığımız eyleme bir farkındalık kazandırmak ve algımızı tamamen yapılan bedensel hareketin içinde tutmak için. Yoksa televizyon izlerken de yoga asanaları yapılabilir, ancak beden asanayı yaparken oluşan hislerini algılayamayacaktır. Algı televizyonda olunca farkındalıkda tv de izlediğimiz program ile sınırlı kalalacaktır. Bu durumda sadece kas ve eklemlerimi hareket ettirmiş, ancak nefesimizi bilinçli kullanmadan bunu yapmış ve böylece hiçbir farkındalık katmamış olacağım. Nefes alıp verdiğimin farkında olarak yoga asanalarını, meditasyonu ve gevşemeyi yapmak bizi, anda tutmanın ve yaptığımız eylemin içinde olmanın en güvenli yolu olarak daima yerini koruyacaktır. Eğer eylemlerimizde nefesimizde odaklanamazsak zihin ya geçmişte ya da geleceğe giderek ansal farkındalığın dönüştürücü gücünden yararlanamayacaktır. Yoga yapmak bu aşamadan itibaren yapmak değil olmak anlamına gelir ki, bu da hissetmektir. Hissetmeye başladığımızda varlığımızın en derin doğasıyla karşılaşmaya başlıyoruz ki, bu da en derin iyileşmedir.
Ben yoga yapmayı her zaman sağlıklı, uyumlu ve dengeli bir yaşam biliminin anahtarı olarak gördüm. (6) Yoga Sutra’da (II,46) sağlam, dengeli ve hoş diye tanımlanan ve iyi bilinen yogin duruşunu (sthirasukham) ifade eder.” Çünkü sadece yoga asana uygulamak bile sağlam, dengede ve hoş bir beden ve zihin durumu içinde kalmaya davet eder bizi. Yaşamın stresli akışına kaptırıp, kendimizi koy verip gitmemizi değil, yaşamamızı salık verir yoga bilimi.
Hariom tat sat
Fatma Nur Kayral (Priiti Kana)
Yarararlanılan kaynaklar:
1- Gılgamış’ın Öğrettiği ya da Yoga Bir Panacea mıdır? / Bora Ercan Mayıs -2017 http://hariomyogamerkezi.tumblr.com/post/159481797476/g%C4%B1lgam%C4%B1%C5%9F%C4%B1n-%C3%B6%C4%9Fretti%C4%9Fi-ya-da-yoga-bir-panacea
2- Yoga / Dada Ach. Hiranmayananda Avt. S: 45,46
3- Yoga ve siz / b.k.s. İyengar s: 87
4- Suryadan Patanjali’ye Yoga / Bora Ercan s: 160
5- Yrd. Doç. Dr. Levent Suner /Nefes ve Oyuncu/ A. Ü. DTCF, Tiyatro Bölümü, Oyunculuk Anasanat Dalı
6- Yoga Ölümsüzlük ve Özgürlük / Mircea Eliade / s:83
0 notes