#girdi maliyetleri
Explore tagged Tumblr posts
Text
CHP'li Orhan Sarıbal'dan Şeker İthalatına Sert Eleştiriler
CHP’li Orhan Sarıbal’dan Şeker İthalatına Eleştiri CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Türkiye’nin şeker ihtiyacını karşılayamadığını ve bu nedenle ithalat yapıldığını vurguladı. Sarıbal, bu yıl mazot fiyatlarının 20 TL’den 43 TL’ye çıkarak yüzde 100 oranında bir artış gösterdiğini belirterek, “İşçilik maliyetleri 500 TL ile 1500 TL arasında değişiyor. Gübre fiyatları yüzde 50-60 oranında…
#Bursa#Chp#çiftçilik#gıda politikası#girdi maliyetleri#iktidar eleştirisi#orhan sarıbal#şeker ithalatı#Şeker Pancarı#Tarım
0 notes
Text
Samsun'da Kivi Hasadı Başladı: Üreticilerin Yüzü Gülüyor
Samsun’da Kivi Hasadı Başladı Samsun’un Çarşamba ilçesine bağlı Kurtahmetli Mahallesi’nde kivi üreticileri, meyve hasadı için tarlalara girdi. Çarşamba Ziraat Odası Başkanı Muammer Aydemir, kivi hasadını gerçekleştiren çiftçileri ziyaret ederek, sezonun bereketli geçmesini temenni etti. “20 BİN TONUN ÜZERİNDE OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ” Aydemir, hasadı yerinde inceleyerek kivi üretiminin bölgedeki…
#Çarşamba#Çiftçiler#Fiyatlar#girdi maliyetleri#Kahverengi Kokarca#kivi hasadı#meyve üretimi#Rekolte#samsun#Tarım
0 notes
Link
0 notes
Text
Küçükbaş hayvan sayısı son 6 aylık dönemde yüzde 3.06 artışla 53 milyon 965 bine ulaştı.
TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat ÇELİK; – Küçükbaş hayvan sayısındaki artış yeterli olmasa da azalma olmaması memnuniyet verici. – Girdi maliyetleri ve çoban sorunlarının çözümü küçükbaş hayvan sayısını artırır. – Hayvancılıktaki yeni destekleme modeli hayvan sayısındaki artışa olumlu yansır. 18.09.2024 ��� Ankara – Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel…
0 notes
Text
BTSO Başkanı İbrahim Burkay:“Pay ihraç süreçlerine kısa süre içinde başlayacağız”
https://pazaryerigundem.com/haber/186844/btso-baskani-ibrahim-burkaypay-ihrac-sureclerine-kisa-sure-icinde-baslayacagiz/
BTSO Başkanı İbrahim Burkay:“Pay ihraç süreçlerine kısa süre içinde başlayacağız”
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, TEKNOSAB’da, Girişim Sermayesi Yatırım Fonu modeliyle hayata geçirmeyi planladıkları Lojistik Park projesinin Sermaye Piyasası Kurulu’ndan onay aldığını açıkladı. Başkan Burkay, proje kapsamında pay ihraç süreçlerine kısa süre içinde başlayacaklarını söyledi.
BURSA (İGFA) – BTSO Ağustos Ayı Meclis Toplantısı Oda Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, toplantıda yaptığı konuşmada, yatırım ortamının iyileştirilmesi, finansman seçeneklerinin artırılması ve girişimcilik destek mekanizmalarının geliştirilmesinin önemine değindi. Türkiye’de işletme sermayelerinde ve yeni yatırımlarda ihtiyaç duyulan finansmanın ağırlıklı olarak bankalar tarafından karşılandığını belirten Başkan Burkay, “Bankacılık sektörünün toplam finans içindeki payının çok yüksek olması, finansmana erişimden finansal sistemin sağlığına kadar birçok faktörü etkiliyor. Oysa gelişmiş ekonomilerdeki gibi konvansiyonel yöntemlerin dışına çıkıp fonlamayı çeşitlendirmek önemli. Bu çeşitlilik içinde de Girişim Sermayesi Yatırım Fonları en önemli araçlardan biri.” dedi.
DÜNYADAKİ DEĞİŞİME GÖRE İŞ MODELİ Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak dünyadaki değişimi ve iş yapma modellerini okuyarak, en iyi şekilde uygulamaya çalıştıklarını belirten İbrahim Burkay, Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’yla TEKNOSAB’da Lojistik Park kurulması için başlattıkları çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Geçen hafta Sermaye Piyasası Kurulu tarafından fonun kuruluşu için gerekli onayların alındığını kaydeden Başkan Burkay, önümüzdeki süreçte üyelere yönelik bilgilendirme toplantıları ve en yakın zamanda da pay ihraç süreçlerine start vereceklerini söyledi.
TEKNOSAB’DA DATA CENTER PROJESİ Teknolojinin tüm dünyada hızlı bir değişime neden olduğuna işaret eden Başkan Burkay, “Şirketlerin en büyük sıkıntısı siber güvenlik. Hızlı değişen bir teknoloji. Şirketimizdeki altyapıyı beş yılda bir, yenilememiz gerekiyor. Aksi takdirde zamana ve piyasaya ayak uyduramıyorsunuz. Yine Girişim Sermayesi Yatırım Fonu modeliyle TEKNOSAB’da planladığımız DATA Center projemizi de bu vizyonla kurguladık. TEKNOSAB’taki şirketlerimizin bilgilerini depolaması için alana ihtiyacımız var. Burada ürün değil bilgi depolaması yapacağız. Bu yeni yapı inşallah Türkiye’nin belki en büyük data merkezlerinden birisi olacak. Bilgi İşlem ve Otomasyon Konseyi’mizin de katkılarıyla Bursa’mızı bu alanda da uluslararası bir oyuncu yapacağız.” dedi.
“HÜCRE ÜRETİMİNDE SÖZ SAHİBİ OLMAK İSTİYORUZ” Türkiye’nin ve Bursa’nın yenilenebilir enerji alanındaki rolünü güçlendirmek amacıyla yaklaşık 2 yıl önce BB Solar şirketini kurduklarını hatırlatan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “BTSO Enerji Konseyimiz ve komitelerimiz ile istişare ederek yatırımımızı hayata geçirerek, özellikle hücre üretimi konusunda söz sahibi bir konuma yükselmeyi hedefliyoruz. Her üç projede de üyelerimiz girişim sermayesi fonu aracılığıyla yatırımlarını yapabilecekler” dedi.
“REEL SEKTÖRÜN TALEPLERİNİ HER PLATFORMDA İLETİYORUZ” Reel sektörün başta yüksek girdi maliyetleri, finansmana erişim ve rekabetçilikten uzak döviz kurları olmak üzere, mevcut zorluklar karşısında bu dönemi en az hasarla atlatmanın gayreti içinde olduğunu kaydeden Burkay, enflasyon düzeltmesinin firmalara yeni bir vergi yükü getirmeden uygulanmasının kritik önemde olduğunu ifade etti. BTSO olarak üyelerin taleplerini her platformda dile getirdiklerini ifade eden Burkay, “Çözüm yolları bulmak için var gücümüzle çalışıyoruz. TOBB Yönetim Kurulu olarak, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanımız İbrahim Şenel ile yaklaşık 7,5 saat süren bir toplantı gerçekleştirdik. Bu önemli toplantıda, başta enflasyon muhasebesi ve finansmana erişim olmak üzere, reel sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerimizi istişare etme fırsatı bulduk.”
“KONKORDATO TİCARİ ALACAKLARI ETKİLEMEMELİ” Başkan Burkay, bölgesel teşvik düzenlemesinde değişiklik yapılarak 1. bölgede yer alan mevcut firmaların, teknoloji, tevsii, modernizasyon ve otomasyon yatırımlarının desteklenmesinin iş dünyası olarak öncelikleri arasında bulunduğuna işaret etti. Son dönemde konkordato ilan eden firmaların sayısında önemli bir artış olduğunu söyledi. İbrahim Burkay, “Bu kapsamdaki işletmelerin tüm borç ödemeleri donduruluyor ancak bu durum, söz konusu firmanın ticari alacaklıları için farklı sorunlara yol açıyor. Bu durumda ticari alacakların bu sürecin dışında tutulmasını tavsiye ediyoruz. Enflasyon ile mücadele sürecinde sıkılaştırma politikalarının en azından önümüzdeki yılın sonuna kadar süreceği öngörmekteyiz. İşletmelerimiz için 2025 sonuna kadar kısa çalışma ödeneğinin de gözden geçirilmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
“KOBİ’LER İÇİN YENİ KGF PROGRAMLARI BAŞLATILMALI” Özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların ihtiyaç duydukları krediye, hem yüksek faiz oranları hem de miktar sınırlamaları nedeniyle ulaşmakta zorluklar yaşadığını dile getiren Başkan Burkay, KOBİ niteliğindeki şirketlerin ayakta kalması için ticari krediler üzerindeki sınırlamaların kaldırılmasını beklediklerini belirtti. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Burkay, küçük ve orta ölçekli işletmeler için Kredi Garanti Fonu bünyesinde yeni garanti programlarının başlatılmasını, kamu borçlarının da yeniden yapılandırılmasını istediklerini söyledi. Türk Eximbank tarafından kullandırılan kredi faiz oranlarının ihracatçıyı destekleyecek şekilde revize edilmesi gerektiğini ve söz konusu kredilerde banka teminat mektubu uygulamasının kaldırılmasının firmalar için kritik önemde olduğuna dikkat çeken İbrahim Burkay, “Özel sektör yatırımlarını teşvik etmek ve sermayeyi doğru alanlara yönlendirmek, finansal sistemimizin de gücünü artıracaktır. Bu perspektifle iş dünyası olarak yatırım önceliklerinin belirlendiği, kaynakların etkin, üretimin verimli, katma değerin yüksek, ticaretin rekabetçi olduğu yapısal reformlara zemin hazırlayan bir Orta Vadeli Programın hazırlanmasını ve uygulanmasını arzu ediyoruz.” açıklamalarında bulundu.
“KFA FUARCILIK BAŞARI ÇITASINI YÜKSELTİYOR” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yaklaşık 10 yıl önce Türkiye’nin ihracat vizyonunu geliştirmek amacıyla hayata geçirdikleri KFA Fuarcılık projesinin bugün dev organizasyonları gerçekleştiren bir yapıya kavuştuğunu söyledi. İbrahim Burkay, “Bugüne kadar birçok organizasyonu başarıyla gerçekleştiren KFA Fuarcılık olarak şimdi de dünyanın en büyük savunma sanayii buluşmaları arasında yer alan IDEF 17’nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın organizasyonunu üstlendik. Gelecek yıl 22-27 Temmuz tarihinde düzenlenecek fuar, dört farklı alanda eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek. Yeni yeri ve uluslararası işbirliklerine imkan sağlayacak yapısıyla IDEF, inşallah Türk savunma sanayinin gurur tablosu olacak. KFA Fuarcılık şirketimiz, Bursa markası olarak adını, ulusal ve uluslararası alanda daha da yukarı taşıyacak.” dedi.
“ŞİRKETLERİMİZİN RİSK YÖNETİMİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR” BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, artan küresel ve bölgesel risklerle birlikte ekonominin zorlu bir süreçten geçtiğini belirterek, yakın coğrafyada gelişen ve tüm dünyayı etkileyen savaşların ekonomik etkisinin tedarik zincirlerinde yaşanan sorunlar ve yüksek enflasyonun oluşturduğu ağır tahribatın iş dünyasının önündeki belirsizlikleri artırdığını ifade etti. Ali Uğur, risk yönetiminin finansmana erişim ve kaynakların etkin kullanımının işletmeler için hayati önem kazandığını da sözlerine ekledi. Meclis toplantısında Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Ekonomist Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, enflasyon düzeltmesi uygulaması ve iş dünyasına etkilerine ilişkin sunum gerçekleştirdi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Bendevi Palandöken, “Uzun Vadeli Yapılandırma Şart” ANKARA- Yüksek enflasyon nedeniyle esnaf ve sanatkârların zor günler geçirdiğini ve yeni bir yapılandırmaya ihtiyaç olduğunu hatırlatan TESK Genel B...
0 notes
Text
Cuma Yıldırım – Tarımda Kapasite Geliştirme ve Verimlilik (2024)
Bugün Türkiye’de tarım yapan üretici sayısı hızla düşüyor ya da yaşlanıyor. Başta mazot ve gübre olmak üzere girdi maliyetleri yakalanamayan bir hızla artıyor. Madencilik ve enerji sektörü başta olmak üzere, turizm ve şehirleşmeyle de tarım alanları daralıyor. Tarımsal ürünlerde fiyatı düşürmek için ithalatı özendiren politikalar hayata geçiriliyor. Köylü ürününü iyi fiyata satamıyor, neredeyse…
View On WordPress
0 notes
Text
WRC Geleceği: Güçlü ama Pahalı Rally1 mi, Ucuz ve Cilalı Rally2+ mı?
#WRC, Rally1'in yüksek maliyeti nedeniyle Rally2'yi zirve sınıf olarak değerlendiriyor. #rallidergisi #haber #dünyarallişampiyonası #montecarlo
Yeni Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) sezonunun başlamasıyla birlikte, motor sporları dünyası önemli bir stratejik tartışmanın içine girdi. Teknolojik yenilikleri ve sürdürülebilirlik önlemleriyle dikkat çeken mevcut Rally1 sınıfı, yüksek maliyetleri nedeniyle eleştiri oklarının hedefi oldu. Bu durum, daha uygun maliyetli olan Rally2’nin ya da geliştirilmiş bir Rally2 Plus’ın liderliği…
View On WordPress
0 notes
Text
Kripto para dünyası içinde yatırımcıların peşine düştüğü 7 altcoin için karşınızdayız. Bakalım bu hafta hangi hareketleri sergilemişler.Altcoin Confluxİlk sırada altcoin Conflux var. Klasik blockchain ağlarını sık sık rahatsız eden ölçeklenebilirlik sınırlamalarını ele almak için tasarlanmış bir blockchain. Buna nazaran son haberlerde Conflux, ekosistemini genişletme konusunda değerli adımlar attı. Şangay Bilim ve Teknoloji Komitesi ve Toronto Üniversitesi de dahil olmak üzere önde gelen blockchain projeleri ve kurumlarıyla paydaşlık kurdu.Diğer taraftan altcoin Conflux, önde gelen yatırımcılardan takviye aldı. Buna nazaran yenilikçi bir blockchain platformu olarak pozisyonunu daha da sağlamlaştırdı. Coingecko’ya nazaran, altcoin CFX’in fiyatı son 7 gün içinde %43,3 arttı. CFX’in piyasa pahası 527 milyon dolar ve 24 saatlik süreç hacmi 273 milyon dolar.Kaspa (KSP)İkinci altcoin Kaspa. Ölçeklenebilirlik ve süreç hacmi sınırlamalarını ele almayı amaçlayan yeni bir blockchain. Ayrıyeten GhostDAG (Directed Acyclic Graph) konsensüs protokolünü kullanıyor. Daha süratli onaylar sağlıyor. Ayrıyeten paralel süreç işlemeyi destekliyor. Bu nedenle Kaspa, merkezi olmayan uygulamalar, akıllı mukaveleler ve dijital varlık idaresi için ölçeklenebilir ve verimli bir altyapı sağlamaya odaklanmaktadır.Kaspa, benimsenmeyi hızlandırmak için ekosistemini faal olarak geliştiriyor. Ayrıyeten paydaşlıklar kuruyor. Bilhassa Kaspa, Kaspa’nın blockchain’ini Bitcoin.com’un hizmet paketine entegre etmek için Bitcoin.com ile işbirliği yaptı. Bu entegrasyon, kullanıcıların Bitcoin.com’un kapsamlı tekliflerine erişmesini sağlıyor. Ayrıyeten Kaspa’nın ölçeklenebilir blockchain altyapısının avantajlarını deneyimlemelerini sağlayacak. Coingecko’ya nazaran, KSP’nin fiyatı 0,025 dolar. Geçen hafta %42 arttı. STX’in piyasa bedeli 496 milyon dolar ve 24 saatlik süreç hacmi 12 milyon dolar.Altcoin Stacks (STX)Bu coinlerden üçüncüsü Stacks’tir. Daha evvel Blockstack olarak bilinen bu coin, Bitcoin ağının üzerine bir blockchain ekosistemi inşa ederek eşsiz bir yaklaşım benimsemekte. STX token sahiplerinin fikir birliğini desteklemek ve ağı teminat altına almak için tokenlarını kilitleyebilecekleri “Stacking” isimli yeni bir konsept sunuyor. Karşılığında ödül olarak Bitcoin kazanıyorlar.Altcoin Stacks ekosistemi, şeffaflığı ve güvenliği artıran bir akıllı kontrat lisanı olan Clarity’nin piyasaya sürülmesiyle büyük ilgi gördü. Stacks 2.0 Mainnet ve Stacks 2.0 Token Transfer üzere özelliklerin sunulacağı bir sonraki büyük yükseltme olan Stacks 2.0 da ufukta görünmekte. Bu gelişmeler, Stacks’in Bitcoin blockchain’inin yeteneklerini genişletme konusundaki kararlılığını göstermektedir. Coingecko’ya nazaran, STX’in fiyatı 0,83 dolar. 1,1 milyar dolarlık piyasa bedeli ve 305 milyon dolarlık 24 saatlik süreç hacmiyle %74 büyüdü.STEMX (STEMX)Altcoin STEMX, birçoğu platformda temsil edilen en âlâ spor kadroları için bir istatistik token borsası. STEMX’teki tokenlerin fiyatı, derecelendirmeler ve oyuncu maliyetleri dahil olmak üzere kadroların performanslarından elde edilir. CoinMarketCap, STEMX’in piyasa kıymetini yahut sirkülasyondaki arzı doğrulamamış durumda. Lakin, STEMX ekosisteminde var olabilecek azamî token sayısı 100.000.000 STEMX’tir. Bu yazının yazıldığı sırada STEMX 0,006773 doalrdan süreç görüyordu.Altcoin Avalanche (AVAX) ve Terra Classic (LUNC)Avalanche, Ethereum ile rekabet eden blockchain projelerinden biridir. Merkezi olmayan blockchainler ve özel ağlar için bir Layer 1 protokolüdür. Avalanche, 4.468.697.981 dolar piyasa bedeline sahip. Altcoin AVAX’ın sirkülasyondaki arzı 345.005.343,13 AVAX. AVAX’ın yazım sırasındaki fiyatı $13,08 idi. Başka taraftan Terra Classic, CoinMarketCap’te en çok trend olan tokenlar ortasına girdi. Fiyat istikrarlı global ödeme sistemlerini güçlendirmek için fiat sabiti stablecoinler kullanan blockchain protokolü. Terra Classic 546.697.893 dolar piyasa kıymetine sahiptir. Terra Classics’in lokal tokeni olan LUNC’nin sirkülasyonda 5.
823.731.900.650,18 tokeni bulunuyor. Platformun toplam token arzı 6.846.391.101.143,93 LUNC’dir. LUNC fiyatı yazım sırasında 0.00009427 dolar.TRON (TRX) TRON, son 30 gün içinde CoinMarketCap’teki birinci beş trend token içerisinde. cointahmin.com olarak baktığımızda Tron Vakfı tarafından geliştirilen ve 2017 yılında piyasaya sürülen merkezi olmayan blockchain tabanlı bir işletim sistemi. Buna nazaran TRON, 6.621.627.819 dolar piyasa bedeline sahip. Dolanımdaki arzı 90.007.337.910,81 TRX ve toplam token arzı 90.007.351.202,14 TRX’tir. Öteki taraftan TRX, yazım sırasında 0,07331 dolardan süreç görmekte.
0 notes
Text
İYİ Partili Olgun, süt üreticilerinin sorunlarına dikkat çekti
İYİ Parti Hukuk ve Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, açıklanmayan çiğ süt fiyatlarına tepki gösterdi. Olgun, "Neyi bekliyorsunuz, enflasyon almış başını gidiyor. Süt üreticisinin tamamen bitmesini mi bekliyorsunuz?" dedi. Süt üreticilerinden her gün mesaj ya da telefonla çok sayıda şikâyet aldıklarını ifade eden Milletvekili Olgun, son alım fiyatlarına yüzde 14 artış sağlandığını ancak yem fiyatlarının yüzde 45 oranında arttığına dikkat çekti. Milletvekili Olgun, "2023 yılı Ocak ayından bu güne kadar süt fiyatlarına sadece yüzde 14, bunun yanında yem fiyatlarına da yüzde 48 zam geldi. Artan sadece yem fiyatları değil. Hayvanların yemesi gereken protein yemlerinden, veteriner maliyetlerine, enerji giderlerinden çalışan işçilere kadar birçok alanda zam geldi. Süt üreticisine gerekli destek verilmezse geri dönüşü olmayan bir sürece girilecektir. Bugüne kadar maliyetlerin altında ezilen ve ineklerini kesmek zorunda kalan hayvan yetiştiricilerine yenileri eklenecektir. Bir an önce süt üreticilerini rahatlatacak bir süt alım fiyatının açıklanması gerekir" dedi. Süt üreticilerinin hayatlarının en zor günlerini yaşadığını belirten Milletvekili Olgun, "Süt üreticilerinde bıçak kemiğe dayanmadı bilakis kemiğin içine girdi" ifadesini kullandı. Bir ineğin günlük maliyeti hakkında da bilgi veren Milletvekili Olgun, ineklerin yediği ile verdiği süt arasında uçurumun giderek arttığını söyledi. Milletvekili Olgun, "Bir ineğin iyi miktarda süt verebilmesi için Protein vermek için mısır glüteni ayçiçek küspesi, yonca, arpa kırması, takviyelerle birlikte 240 liranın üzerinde bir maliyetle beslenmesi gerekiyor. İneklere sabırlı olun makarna yiyin diyemezsiniz. Sadece beslemeden söz ettim. Bu hayvanın işçiliği yok mu? Bu işçilik maliyetleri yerinde mi duruyor? Veterinerlik hizmetleri yerinde mi duruyor? Süt üretici hak ettiği artışı bekliyor, yoksa inekleri satacaklarını ve geri dönüşü olmayan bir yola girileceğini söylüyorlar. Asgari ücrete verilen yüzde 49 zammın süt üreticisine de verilmesi gerekir" diye konuştu. İktidar partisinin kendinden gelmeyen hiçbir önergeye evet demediğine dikkat çeken Milletvekili Olgun, "Muhalefet partileri de bu ülke için çalışıyor. Bu ülke insanının en iyi şekilde hayat sürmesi için gündeme getirdiğimiz tüm önergeler reddediliyor. Biz yaptık oldu zihniyeti ile hata yatmaya devam eden AKP iktidarı her kesimden insanı zora sokmak için elinden geleni yapıyor. İnsanların zor durumlarından çıkar elde eden bu zihniyet kendinden olmayanları adeta yok etmeye gayret ediyor. Bu esnafta da aynı, memur ve işçide de aynı. Hayvancılık sektöründe de aynı çiftçilikte de. Bu ayıpla tarihe halkına düşman bir iktidar olarak geçeceksiniz" diye konuştu. Olgun'un açıklamaları, süt üreticilerinin sorunlarına dikkat çekmesi açısından önemli. Süt üreticilerinin, maliyet artışları karşısında zor durumda olduğu ve bu durumun sürdürülebilir olmadığı açık. İktidar, süt üreticilerinin sorunlarını çözmek için gerekli adımları atmalı ve süt alım fiyatlarını en azından yem fiyatlarının artışı oranında artırmalıdır. Aksi takdirde, süt üreticilerinin büyük bir kısmı ineklerini kesmek zorunda kalacak ve bu durum, süt üretiminde önemli bir düşüşe yol açacaktır. Read the full article
0 notes
Text
Borsa şişmesi enflasyonu nasıl etkiler
Borsa ve şirket satışlarının enflasyonla ilişkisini incelemek yatırımcı ve tüketici gibi ayrı görülen dünyaların acımasız ilişkisini anlamamıza biraz kapı aralayabilir.
Henüz borsaya açılmamış bir şirket hayal ederek başlayalım. Bu şirketin 1000₺ sermayesi var ve yılda 20 bin satış yaparak net olarak 2 bin kar ediyor. Öz sermayesinin tam 2 katı hersene kar ettiği için hemen her yatırımcı için son derece karlı bir şirketten bahsediyoruz.
Bu karlı şirket birden borsaya açılmaya karar veriyor bin ₺ olan sermayesi için hisse başına 20 kat fiyat çekerek son derece karlı bir "halka açılma" gerçekleştiriyor. Eski patron şirketin çoğunluk hissesini sattığı için yeni yatırımcı(lar) yeni bir yönetim atıyorlar. Sermayedarlar yatırımlarına karşılık koydukları paranın %50 si kadar yıllık kar hedefi tespit ediyorlar.
İşte tam bu aşamada işler değişiyor. Yüksek fiyata yerli firmayı satın alan yerli / yabancı sermayedarların istediği kar oranına göre yıllık kar beklentisi 10 bin oluyor. (Yeni yatırımcılar şirketi 20 bine aldılar) Bu durumda şirket yönetiminin eskiden 20 bin satış yapıp bundan gayet kayıtlı bir şekilde 2 bin kar ederken artık 5 kat daha fazla kar etmesi gerekiyor. Bunun için de eskiden 20 bine sattıkları aynı ürünleri artık 28 bine satmaları gerekiyor. (18 bin maliyet +10 bin kar beklentisi toplam 28 bin)
İşte nur topu gibi %40 enflasyon böyle oluyor. Klasik Ekonomi kuramında olmayan bu olaya ben KAR beklentisi enflasyonu adını veriyorum.
Burada önemli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum bu senaryoda firmanın maliyetleri hiç değişmiyor ilk baştaki gibi toplam maliyet 18 bin. Şirketin muhasebe defterlerinde bir artan bir girdi fiyatı falan yok. Eğer aynı dönemde maliyetler döviz kuru artışı ve benzeri nedenlerle artmadığını varsayıyoruz.
Foto) Hava ile şişirilmiş bina aynı zamanda fiyatı şişirilmiş şirketlere örnek / model olabilir.
Hatta daha da acı olanı şirketin kasasına sermaye yani doğrudan yatırım olarak giren 1 lira bile yok. Şirketin aldığı bir araç, gereç ya da yaptığı bir yatırım projesi de yok. Sadece hisse senedi alış verişi yapıldı.
Birileri bizlerin ürünlerini satın aldığı şirketleri yüksek fiyattan borsada bilmediğimiz kişilere satıyorlar onlar da çok yüksek fiyattan şirketi satın aldıkları için fiyatlara yüklenmek durumunda kalıyorlar. Yeni sermayedar da aslında bunu yapmaya mecbur çünkü şirketi gayet pahalıya aldı ve yatırımını kara dönüştürmek zorunda. Hepsi bu kadar basit.
Borsada yüksek fiyata satılan bütün şirketlerin yüksek kar beklentisini de enflasyon olarak bizler ödüyoruz. Bu şirketlerde yeni yatırım olarak bir masa alınmamış olsa bile.
Belki %40 az görünebilir
Buradaki örnekte anlatmaya çalıştığım %40 rakamı az görünebilir. Ancak örneğimizde bütün girdilerin sabit varsayıldığını ve döviz kuru artışı olmadığını hatırmakta fayda var. Eğer döviz kuru artışı ya da benzer bir ortaklık yapısı değişmesi nedeniyle tedarikçilerin 28 bin olan maliyetleri 40 bin gibi bir seviyeye çıkaracağını öngörürsek o zaman örnek firma toplam satışlarını 50 bin (10 bin kar beklentisi) teleye çıkarmak zorunda kalacaktır. Bu durumda eskiden aynı ürünlerin toplam satış bedeli 20 bin iken birden bire aynı ürünlerin fiyatı 50 bine çıkacaktır. Bu da birleşik olarak % 150 lik enflasyona karşılık gelir.
Kar beklentisine dayalı fiyat artışının tedarik zincirleri üzerindeki enflasyonist artışı döviz kuru artışından daha güçlü ve yıkıcı olduğu anlatmaya çalıştığım bu örnekte görülmektedir.
Tüketici açısından dikkat edilmesi gereken neler olabilir
Markette ürünlerini aldığınız firmaya dikkat etmek bu konuda bir önlem olabilir. Ancak bu da başka bir yazının konusu. (Illustration by @mienar)
1 note
·
View note
Link
0 notes
Link
[ad_1] CHP Aydın Milletvekili ve TBMM İçişleri Komisyonu Üyesi Evrim Karakoz, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) geçtiğimiz yıl tonunu 5 bin 700 TL’ye aldığı mısırı bu yıl 6000 lira olarak açıklanmasına tepki gösterdi. Mısır alım fiyatlarının üreticiyi memnun etmediğine dikkat çeken Evrim Karakoz, “Fiyatlar açıklanırken girdi maliyetleri ve mazot fiyatlarında yaşanan artışın göz önüne alınmaması tarıma vurulan bir darbedir. Açıklanan bu fiyat beklentilerin çok altındadır” diye konuştu.MALİYETİ YÜZDE 100, ALIM FİYATI YÜZDE 5 ARTTIMazot, gübre ve tohum gibi üretim maliyetleri bir önceki yıla göre yüzde 100’den fazla arttığına dikkat çeken CHP’li Karakoz, “Buna rağmen TMO’nun geçen yıl 5.700 TL/Ton olan mısırın bu yılki alım fiyatını yüzde 5,26’lık bir artışla 6.000 TL/Ton olarak açıklaması mısır üreticilerini memnun etmemiştir. Hem girdi hem de TMO’nun bu alım fiyatları karşısında para kazanamayan çiftçimiz önümüzde ki yıl nasıl mısır ekecek?” sorusunu da sordu.FİYAT REVİZE EDİLMELİDİR2023 rekoltesinin yaklaşık 8 milyon 500 bin ton olduğu tahmin ediliyor, neredeyse bir önceki yıl ile aynı ama açıklanan alım fiyatının çok düşük olduğunu ifade eden Karakoz; “TÜİK’in bile enflasyon rakamları yüzde 60’lara dayanmışken mısır için belirlenen alım fiyatı üreticilerimizi hiç memnun etmemiştir. Fiyatlar mutlaka revize edilmelidir” çağrısını yaptı.“EN AZ 8 BİN TL OLARAK GÜNCELLENMELİ”Hem girdi maliyetleri hem de 2023 Tarımsal Destekleme kararlarından sonra mısır üreticisini oldukça zor günler beklemediğini aktaran Evrim Karakoz, “Lisanslı depoların çoğu zaten dolu durumdadır. Hasadını yapan mısır üreticisi, mısırını koyacak depo bulamıyor. Haliyle bu durumu bilen tüccar, çiftçinin elinde ki mısırı açıklanan fiyatların oldukça altında almaya çalışıyor. Mısır üreticisinin sesine kulak verilmeli ve alım fiyatları en az 8 bin TL olarak güncellenmeli ve üreticinin satmak istediği mısırın tamamı TMO tarafından alınmalıdır” ifadelerini kullandı. [ad_2]
0 notes
Text
Keşan'da Ziraat Odası Başkanlarından ayçiçeği taban fiyatı beklentisi
https://pazaryerigundem.com/haber/185823/kesanda-ziraat-odasi-baskanlarindan-aycicegi-taban-fiyati-beklentisi/
Keşan'da Ziraat Odası Başkanlarından ayçiçeği taban fiyatı beklentisi
Ayçiçeği hasadının başlamasına az bir süre kala Keşan, Uzunköprü, İpsala ve Enez Ziraat Odası Başkanlarının ayçiçeği taban fiyatları ile ilgili düşüncelerini aldık.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Keşan Ziraat Odası Başkanı Hasan Şen, Uzunköprü Ziraat Odası Başkanı Özcan Kayalı, İpsala Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Darcan ve Enez Ziraat Odası Başkanı Mehmet Oskan, ayçiçeği taban fiyatı ile ilgili düşüncelerini gazetemize değerlendirdiler.
Başkanların konuyla ilgili düşünceleri şöyle;
Keşan Ziraat Odası Başkanı Hasan Şen: “Ayçiçeğinin girdi maliyetlerinin üzerinde bir fiyat verilmesi gerekmektedir. Ayçiçeğinin 2024’teki girdi maliyeti 21-22 TL arasında bulunmaktadır. Ayrıca Trakya’daki yaşanan kuraklık nedeniyle devletin kuraklık nedeniyle çiftçimize destek vermesi de gerekmektedir. Belirlenen bu girdi maliyetinin üzerinde bir fiyat verilmesini ve kuraklık desteği de verilmelidir.”
Uzunköprü Ziraat Odası Başkanı Özcan Kayalı: “Trakya’da öncelikle ayçiçeği üreticisine kuraklık desteği verilmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra 21-22 TL olan girdi maliyetinin üzerinde ve refah payı da verilerek bir taban fiyat olarak en az 25 TL olarak verilmesi gerektiğini bekliyoruz. Bu fiyat üreticimizi ne kadar mutlu edecek bunu da bilemiyorum?”
Ziraat Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve İpsala Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Darcan: “Ayçiçeği üreticimizin 2024 yılındaki girdi fiyatları 21-22 TL civarındadır. Bu yıl Trakya’da yaşanan kuraklık en fazla ayçiçeği üreticisine darbe vurmuştur. Üreticimiz, ayçiçeğinin taban fiyatı girdi maliyetinin üzerinde olan 25 TL ve kuraklık desteği de verilmesi beklentisi içerisindedir.”
Enez Ziraat Odası Başkanı Mehmet Oskan: “Trakya’da ayçiçeği üreticisi kuraklıktan en fazla zarar görmüştür. Devlet kuraklık anlamında Trakya ayçiçeği üreticisine destek vermek zorundadır. Çiftçi önümüzdeki yıllarda, tarım anlamında önümüzdeki yıllarda büyük zarar göreceğiz. Çiftçimiz artık üretemeyecek hale gelecektir. Verilen desteklerin de 1 yıl sonra çiftçimize ödenmesi bu desteğin bir anlamı kalmadığını gösteriyor. Ayçiçeği girdi maliyetleri 2024 yılında 21-22 TL’yi bulmaktadır. Ayçiçeği üreticimizin taban fiyat olarak beklentisi 25 TL ve kuraklık desteği verilmesidir. Verilecek bu desteğin de, ürününü teslim ettiği andan itibaren verilmesidir.”
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Link
Başta akaryakıt fiyatları olmak üzere artan girdi maliyetleri altında ezilen çiftçi, ürünü değerinde satamamaktan şikayetçi. Konya'da birçok üründe olduğu domates üreticisi de ürününün para etmediği gerekçesiyle tepkili.DOMATESİNİ YERE DÖKTÜKonya'nın domates üretiminde önemli bölgelerinden olan Ereğli'de çiftçiler, domatesi değerinde satamadıkları gerekçesiyle kasalara topladıkları ürünleri yere döktü.ERDOĞAN'A SESLENDİLER: "ÇİFTÇİLİĞİ BIRAKIYORUZ"“Direne direne kazanacağız” sloganları atan çiftçiler, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek, “Biz çiftçiliği bırakıyoruz, Cumhurbaşkanımız duysun. Boykota devam” dedi."İŞÇİLER AÇ"Başka bir çiftçi ise, çiftçilerin çadırlarda aç olduğunu ve işi bırakma seviyesine geldiğini belirterek, “Bütün işçiler buradan gidecek. Bütün çadırlarda işçiler aç. Para alamıyoruz. Akşam geliyoruz, ‘ağa para ver' yok. Ne yiyecek? Bu işçi bedava çalışır mı?” siteminde bulundu.
0 notes
Text
Yıllık sefalet endeksinde Türkiye listeye 10. sıradan girdi
Yıllık sefalet endeksinde Türkiye listeye 10. sıradan girdi. John Hopkins Üniversitesi'nden Uygulamalı Ekonomi Profesörü Steve Hanke, 2022 Sefalet Endeksi listesini yayımladı. Bu endeks, ülkelerin ekonomik koşullarına göre değerlendiriliyor. Hanke'ye göre, 2022 yılında dünyanın en sefil ülkesi Zimbabve oldu ve puanları 414.7'ye yükseldi. Bu, ülkenin ekonomik durumunun ne kadar kötü olduğunun bir göstergesi. Türkiye ise 157 ülkenin yer aldığı listede 10. sıraya yerleşti ve sefalet endeksi 101.601 olarak hesaplandı. Ancak, Türkiye'nin endeksteki konumunun yükselmesi, ülkenin ekonomik durumunun daha da kötüleştiği anlamına gelmiyor. Tam tersine, Türkiye, diğer ülkelerden daha iyi bir ekonomik duruma sahip olduğu için avantajlı bir konumda yer alıyor. Hanke'nin endeksi, ülkelerin sefalet durumunu hesaplamak için yıl sonu işsizlik oranını iki katına çıkartıyor, enflasyonu dikkate alıyor ve banka kredisi oranlarını hesaplıyor. Ayrıca, kişi başına düşen reel gayrisafi yurt içi hasıladaki yıllık yüzde değişimi de endekse dahil ediliyor. Endekse göre, sefaletin en az olduğu ülke İsviçre oldu ve sefalet puanı 8.51 olarak belirlendi. İsviçre'nin ekonomik durumu, diğer ülkelerden daha iyi olduğu için bu sonuç sürpriz değil. Ekonomik alanda sefalet, yüksek enflasyon, yüksek borçlanma maliyetleri ve işsizlik gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Hanke'ye göre, sefaletin azaltılmasının kesin yolu ekonomik büyümeden geçmektedir. Büyüme sağlandığında, işsizlik oranları düşer, enflasyon azalır ve borçlanma maliyetleri düşer. Bu nedenle, ekonomik büyüme, sefaletin azaltılması için en önemli faktördür. Hanke'nin Yıllık Sefalet Endeksi için veri kaynakları arasında Ekonomist İstihbarat Birimi, Uluslararası Para Fonu (IMF) Dünya Ekonomik Görünümü Raporu, Dünya Bankası, Uluslararası Çalışma Örgütü, ülkelerin merkez bankaları ve istatistik kurumları bulunmaktadır. Bu endeks, ülkelerin ekonomik durumlarını analiz etmek için önemli bir araçtır.
Read the full article
0 notes