#gayri?
Explore tagged Tumblr posts
bobcross1010 · 4 months ago
Text
Have a random thing of a stupid pathetic Tsukasa for a stupid pathetic AU that I JUST made off the top of my head (ignore the camera quality and the word ‘gender’ in the background those are the evil demons possessing my soul)
Tumblr media
5 notes · View notes
neselibirmelankolik · 2 years ago
Text
@emektarbircadillac ile bir merakımız var, size de sormak istedik.
23 notes · View notes
mel-inoe · 1 year ago
Text
otobüse binme sırası bendeyken önüme atlayıp beni iten teyzeye selam olsun
8 notes · View notes
yuregindenyarali · 7 months ago
Text
arkadasimla calisip calisip molalarda sinir bosaltimi yapip tekrar derse donuyoruz
3 notes · View notes
nanayuz · 2 years ago
Text
how have i not seen a gayest pokemon characters poll
8 notes · View notes
dahaneler100 · 1 year ago
Text
Zengin ülkelerde yaşayanlar daha mı mutlu?
Real Economy programı 2015 yılında mutlu olabilme formülüne ekonomik yönüyle bir bakış açısı sunuyor. Araştırmalara göre refah seviyesinin ve kişi başına düşen gelir miktarının yüksek olduğu ülkelerde Prof. Dr. Ruut Veenhoven, Erasmus Üniversitesi Hollanda: ‘Ekonomik kalkınma, özgürlük, eşitlik ve toplum içerisinde güven duygusu arttığı zaman ulusların mutluluğu da artıyor. Yani sosyal açıdan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
enatech · 2 years ago
Text
Aralık Grup
0 notes
idecolors · 2 years ago
Text
inşaat, endüstriyel mutfak, mimarlık, soğutma sistemleri, tezgah, doğal taş sistemleri, ahşap, çelik yapılar, gayri menkul, yalıtım, emlak, prefabrik, projelendirme, imalat, uygulama, montaj
0 notes
turkudostu61 · 2 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
kogglyuffs · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
YALL MADE ME THINK I PUT THE WRONG TAG FOR A SEC I GOT SCARED AMSMDJKSNADNAKSBSJ/lh 😭😭😭😭😭
Tumblr media
my bbygirl
83 notes · View notes
gay-irl · 11 months ago
Photo
Tumblr media
A very gayry holiday
771 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 4 months ago
Text
Çok Hızlı! (3) (Orhan 36 Y., Bursa)
Cumartesi saat 10:00'da zor uyandım. Sevgi'den gelen mesaj yine ilginçti. "Aşkım, Hikmet sabah uyandığımızda yüreğimi ağzıma getirdi!" yazıyordu mesajda. Meraktan çatladım, "Hayırdır?" yazdım. "Sabah uyanınca, rüyasında tam seçemediği birinin yatak odasında beni götümden siktiğini görmüş! :)" diye cevap geldi. Daha güzel mesaj sonrakiydi: "Hikmet o kadar tahrik olarak uyanmış ki, evliliğimiz süresince ilk kez Perşembe hariç Cumartesi sabahı beni sikti!" diyordu. Mesajlar ardı ardına geliyordu. Akşam birahaneden sonrasını hatırlamıyormuş kocası :) Beni sormuş. Sevgi de, "Sen sarhoştun, Orhan bey seni eve getirdi. Kahve ikram etmek istedim, ama sen sızıp kalınca kahve falan içneden gitti!" demiş. Kocasının resmen üzüldüğünü ve "Ayıp ettik adama tanıştığımız ilk gün!" dediğini anlattı.
Sevgi'ye, "Şu an yalnız mısın?" dedim. "Evet, Hikmet işe gitti!" diye yazdı. "Geliyorum!" dediğimde, "Şimdi değil, işlerim bitince yazarım!" dedi. Öğleden sonra gelen mesajda, kaynanası ve kızının geldiğini yazdı. Böylece hafta sonu heba olup gitti. Pazar günü de, "Özledim!" mesajlarıyla geçti.
Pazartesi fabrikanın artık üretime başlayacak olması nedeniyle 08:00-16:00 çalışmaya başlayacaktık. Cumartesi günleri de çalışacaktık. Erken çıkmak iyi olacaktı, daha çok zamanımız kalacaktı. Ama Pazartesi-Salı program yapamadık. Çarşamba semt pazarı vardı, Sevgi pazara gideceğini söyledi. Saat 17:00'ye gelirken telefonum çaldı. Arayan Sevgi idi. Şaşırmıştım, ilk kez arıyordu. "Hayırdır?" dedim. Cevap olarak, "Nerdesin?" diye sordu. "Dışardayım!" dedim. "Acil bana gelir misin?" dedi. "Tamam!" dedim.
Telefon ettiği andan 1 sokak öteye parkettiğim arabamdan evlerine ulaşmam toplam 8 dakika sürmüştü. Apartmana 2 metre kala otomata basıldı. Burası 20 daireli, 5 katlı, kalabalık bir apartmandı. Yukarı çıktığımda kapı aralıktı. İçeri girdim. Kapı arkasında bekleyen Sevgi hemen boynuma atladı. Her yerimi yalayıp öperken, "Sik beni Orhanım, sik beni, çok özledim!" diyordu. Merakla ve zorla uzaklaştırdım kendimden ve "Anlat, ne oldu?" dedim. "Gel!" dedi, misafir odasının penceresine gittik. Tül perdenin arkasından, aşağıda sokağın başında dikilen bir adamı gösterdi. "Kim o?" dediğimde anlatmaya başladı.
Pazar girişinde gayri ihtiyari adamla göz göze gelmişler, sonrasında adam bunu takibe başlamış. Yanaştığı iki kalabalık tezgahta da adam yanaşıp götünü avuçlamış. "Acayip korktum, ama çok da heyecanlandım, fena ıslandım, ilk defa başıma geldiği için de çok fena tahrik oldum!" dedi. Sonra, sırf denemek için daha kalabalık bir tezgaha yanaştığını, adamın yine arkasına gelip bu sefer abandığını, manto ve eteğinin üstünden bile adamın yarağını göt yanakları arasında hissettiğini, sonra da alelacele pazardan çıktığını, adamın eve kadar kendisini takip ettiğini, canının fena sikişmek istediğini ve beni aradığını söyledi.
"O zaman vakit kaybetmeyelim!" dedim. Sevgi'yi pencerenin yanında domaltıp arkasına geçtim, eteğini yukarı kaldırıp külotlu çorabının ağını yırttım ve külotunun yanından amına sokup pompalamaya başladım. O kadar ıslaktı ki amı, külotunu geçip çorabının ağını bile ıslatmıştı suları. Ben siktikçe daha çok azıyordu. Sevgi bir ara, adam halen bekliyor mu diye merak edip, benim görünmeyeceğim şekilde tül perdeyi hafifçe aralayıp baktı. Adam da Sevgi'ye kafasıyla gel işareti yapınca tekrar kapadı perdeyi. Ben de piçliğine, "Çağıralım mı adamı?" dedim. "Ohhhh!" diye derin bir ses çıkardı ve ardı ardına orgazm olmaya başladı. Kasılmaları bittiğinde kendini öne çekip, külotlu çorabını ve külotunu sıyırdı, yarağımı eliyle tutup göt deliğine hizaladı. Ben götünü sikerken, yine piçlik olsun diye, "İki deliğin de dolsun mu aşkım?" dediğimde, parmaklarını amına soktu. Ben, "Şimdi çağırıyorum adamı!" dedikçe, Sevgi'nin Ah'ları Oh'ları havada uçuşuyordu. Bu beni de müthiş tahrik etmişti, döllerimi götünün içine nerdeyse böğürerek boşalttım.
Sevgi dönüp dudaklarıma yapıştı ve "Aşkım sayamadım ama en az 5 kez boşaldım ardı ardına!" dedi. Ben de, "Ben gidiyorum, Hikmet gelir falan rezil oluruz, ama bu konuyu konuşacağız!" dedim. "Tamam aşkım!" dedi, beni yolcu etti merdiven boşluğunu kontrol ettikten sonra. Aşağıya indiğimde adam köşede yoktu. Ama arabayı parkettiğim sokağa gittiğimde, orda turlamaya devam ediyordu. Eve gittiğimde yazdım, "Adamı çağırmadın değil mi aşkım?" diye. "Yok, ama başka odanın camından baktım çaktırmadan, adam 1 saat dolaştı yukarılara bakarak!" yazdı. Ben, "Çok zevk aldım!" yazınca, "Bir de bana sor, kudurdum sen çağırıyorum dedikçe, merak ve zevkten öldüm!" diye yazdı.
Ertesi sabah temizlik için odama geldiğinde, kocasının akşam kendisini sikmek istediğini, yıllar sonra Perşembeden vazgeçmiş olmasının nedenini sorduğunda, "Sürekli gözümün önüne o yabancı adamın seni domaltmış sikerken gördüğüm rüya geliyor, gün içinde bile aklıma geldikçe canım seni sikmek istiyor karıcığım!" demiş. Sevgi de bunun kendisini de tahrik ettiğini, rüyayı söylediğinden beri amının karıncalandığını söylemiş. Kocası tam amına girdiğinde, Sevgi, "Şimdi beni o adam mı sikiyor kocacığım?" demiş usulca ve en şuh sesiyle. Zaten çabuk boşalan Hikmet daha ikinci saniyede boşalmış içine. "Çıkaramadı bile!" dedi.
Cuma akşam üstü iş çıkışı buluşup, ilk seviştiğimiz ağacın altına gittik. Kocasının Perşembe akşamı da siktiğini biliyordum. Sevgi hayatının son bir aydaki değişimden başı dönmüş halde anlatıyordu. İşe girmiş, kendisini çok mutlu eden harika bir sevgilisi olmuştu. Kocası bunca yıl sonra yatak odasında çok daha istekli bir hale gelmişti. Sevgi yıllar boyunca nerdeyse senede anca 3-4 kez orgazm olurken, şimdi sadece dokunmalarım değil mesajlarımla bile onu boşalttığım için yılların acısını çıkararak orgazm üstüne orgazmlar yaşıyordu. "Mutlu musun?" dediğimde, "Deli misin, uçuyorum, ayaklarım yere basmıyor aşkım!" dedi dudakları dudaklarımda.
Fermuarımı açıp yarağımı kökten başa sıvazlamaya başladığında, ben de parmaklarımı amcığına soktum. Diğer elimizde sigaralarımız vardı ve birbirimize gözgöze masturbasyon yapıyorduk. "İki erkek arasında sikişmeye ne dersin aşkım?" dedim tepkisini bilmeme rağmen. Gözleri kapalıydı, o hayali kurduğunu biliyordum. Derin bir, "Ohhh!" çekti, kasılıyordu, orgazm oldu daha cümlem yeni bitmişken. Sonra da, "Nasıl olacak?" dedi ve yarağımı ağzına aldı. Ben de en kolayının kocasının üzerine oynamak olduğunu söylediğimde, sadece, "Immm, ımmm!" dedi yarağımı emmeyi bırakmadan...
"Nasıl yapacağız peki?" dedi döllerim dudaklarının arasından gırtlağına kaymış ve yutmuşken. Konuştuk. Sürekli kocasıyla cilveli konuşmalar yapacak, sürtünecek, gerekirse her akşam aynı konuyu açıp gelişmeleri de bana yazacaktı. Biraz dinlenip, "Arkaya geçelim mi aşkım?" dediğimde, bagaj kapısını açıp dizlerinin ve ellerinin üzerinde dört ayak olup amına aldı yarağımı. Ben sikerken, "Aşkım nerelerimi dolduracaksınız kocamla?" diye soruyor, ben de kocasıyla birlikte onu nasıl sikeceğimizi anlatıyordum. Amının suları yarağımdan taşaklarıma akıyordu. Ben amına pompalarken o da kendini geriye yarağıma bastırıyor, daha derinlerine girmemi sağlıyordu. "Sikin, amımı, götümü, ağzımı sikin, heryerime döllerinizi attırın aşkım!" diye inliyordu. Titreye titreye içine akıttım yine döllerimi.
Bu arada ilk sevişmemizden sonra eczacı kadınla konuşup yeni bir doğum kontrol hapı almış ve şimdilik yan etkisi görülmemişti. Kocası bilmese de, ben biliyor ve rahatça içine boşalabiliyordum. Dönüp amından çıkardığım yarağı yalamaya başladı. 10 dakikada yarağım tekrar keser sapı gibi dimdik hazırdı. Bana, "Aşkım hafta sonu göt deliğim öksüz kalmasın, ordan sik!" dedi. Canıma minnetti. Hemen götüne geçirip sikmeye başladım. Daracık göt deliği artık yarağımı rahatça alıyor, hatta ben içindeyken kalçalarını kıvırıp aldığım zevki katlıyordu. Kendi parmakları amında, benim avuçlarım göğüslerini okşarken, ona, "Aşkım farzet çoban geliyor, çağırayım ağzına versin mi kocaman kıllı yarağını?" dediğimde, çığlıklarla cevap veriyor, "Çağır aşkım, çağır!" diye bağırıyordu. Sevgi orgazm olmasına rağmen devam ediyorduk. Ben de döllerimi götünün içine salmama rağmen, etrafa bakıp gerçekten bir çoban gelse çağıracak haldeydim ve halen pompalıyordum. Sevgi ise, "Aşkım geliyor mu çoban, amım, götüm, ağzım hazır!" diye bağırarak orgazm olmaya devam ediyordu. 20 dakikaya yakın nefeslerimizin düzelmesini bekledik. Sonra evlere dağıldık.
Gece saat 24:00 civarı mesaj geldi. Kocasının birahaneden ayık ve elinde biralarla geldiğini, beraber içmeye başladıklarını, sonra üçlü koltukta kocasının yanına oturup yarağını eline aldığını ve "Aşkım anlatsana şu rüyanı yeniden!" dediğinde, kocasının (Karanlıkta adamın beni makyaj masasına ellerimi dayatmış halde götümden siktiğini, benim inlememek için parmaklarımı ağzıma almış ısırdığımı gördüğünü, ama gözlerinin açılmadığını) söylediğinde, "Aşkımın hoşuna gitti mi öyle sikilmem?" diye sormuş. Kocası (üçüncü biranın keyfiyle), normalde cinnet geçirmesi gerektiğini, ama rüyasında yarağının kalktığını ve kalkıp o adamla beni aralarına alıp sikmek istediğini söylemiş.
Sevgi kocasının tepkisini ölçmek için yarağının başını ağzına almış ve "Adamın yarağını da böyle yalayıp kaldırdım kocacığım!" demiş. Hikmet de ilk kez Sevgi'nin kafasını yarağına bastırıp, ağzını sikmeye başlamış. Birkaç dakika geçince, Sevgi, "Ama biliyor musun, adam da beni bu koltuğa yatırıp amıma dilini gömdü!" demiş. Hikmet sanki hipnoz olmuş gibi karısının amını yalamaya başlamış, "Çok tatlı!" diye diye emmiş. Amından iğrenen kocası göt deliğini de dillemiş. Sevgi sonra da elinden tutup kocasını yatak odasına götürmüş ve "Nerde sikti aşkım beni o adam?" demiş. Kocası gösterince de oraya domalmış. Kocasının da deliler gibi amına pompalayıp boşaldığını, kendisinin sadece amının yalandığında boşaldığını yazdı.
Ama mesajın finali güzeldi. "Aşkım bugün eve gidince amımdaki ve götümdeki senin döllerini temizlemedim. Amımı ve götümü dilledi, çok tatlı diye diye!" yazıp bir gülücük kondurmuştu. Bunları okuyunca gidip karıma sarıldım ve yarı uykulu kadını kötü emellerime alet ettim :)
Pazartesi sabahı Sevgi'nin yüzünde gülücükler açıyordu. "Ne oldu?" diye sordum. Cumartesi akşamı kızın evde olduğunu, Pazar akşamı yemekten sonra kızı kaynanada bırakıp geldiklerini, kocasının Cuma akşamı getirdiği biralardan kalanları beraber içtiklerini, sonra gidip sarı elbisesini giydiğini söyledi. Hikmet de gözlerini yarım kısarak, "Bu elbiseyi hatırlamıyorum, yeni mi aldın?" diye sormuş. Sevgi de, "İki hafta önce Orhan beyin seni birahaneden eve getirdiğinde de üzerimdeydi, ama sen sarhoştun!" demiş. Hikmet, "Orhan bey seni böyle gördü mü?" diye sormuş. "Evet!" demiş Sevgi. Hikmet gülüp, "Ben olsam bu kıyafetle karşılayan kadını kaçırmazdım!" demiş. Sevgi de, "Adam hiçbir hareket yapmadı, işyerinde iki haftadır o akşama ilişkin tek birşey ima etmedi!" demiş. Hikmet de, "Sağlam adammış, ağzı sıkı, saygılı! Bir akşam çağıralım mı?" demiş. Sevgi de, "Zaten ayıp oldu o akşam adama!" diye kocasının ağzını yoklamış. Kocası da, "Konuştuğumuz, hayalimizdeki o adam Orhan mı olsun istiyorsun? Yapamayız hayatım!" demiş. Sevgi yarım ağızla, "Ya zıvanadan çıkarsak?" deyip gülümsemiş hafiften :)
Kocası Sevgi'yi belinden tutup kendine çekmiş ve "Fantazimize katkı olur, adamın yanında biraz frikik verirsin, biraz içeriz, o gidince azıp sikişiriz!" demiş ve Sevgi'nin amını yalayıp, bir posta da sikmiş, benim de yanlarında olduğumu, en azından izlediğimi birbirlerine anlatarak. Sevgi, "İşte böyle aşkım, Cuma akşamı Hikmet seni bira içmeye çağırıyor :)" dedi.
Ben de kocaman bir tebessümle, "Sadece bira mı, amının suyunu da içemez miyim?" deyip götünü avuçladım masa altından :)
[Orhan]
166 notes · View notes
birazfazla · 18 days ago
Text
Ciddiyet erdemdir.
Herşeyin giderek; ölçüsüz, sınırsız, laubali, gayri ahlaki, ucuz ve patavatsız bir biçim aldığı bu dejenere çağda ciddiyet insana çok yakışan, şık duran bir erdemdir..
Kendi halindeliğe, omurgalı duruşa ve arkası dolu cümlelere inanıyorum.
61 notes · View notes
fikret-i · 18 days ago
Text
Aslında bizim tek ihtiyacımız sükûnet, sakinliktir. Duyguları abartıyoruz, romantizmde boğuluyoruz, öfke gözümüzü kör ediyor, şehvet bizi kendine esir etmiş. Uçlarda iken mantıklı düşünemiyoruz. Uçurumdan düşmekte olan bir adama ne teklif edersen et; bırak kararı, korku ve stresten seni duyamaz dahi. İşte her duygunun ucu böyledir. Haşa peygamber seslense dönüp bakmayacaktır. Bu tür derin gaflet veren hallere ya yaklaşmamak ya oradan ayrılmak, ya da helal dairede mutmain yolları aramak lazım. Aksi halde vereceğin kararlar seni cehennem uçurumundan kurtarmayacaktır. Sakinliğin kıymetini bilen gayri müslim insanlar dahi sükuneti aramak için çoğu zaman maneviyata, ruhi ritüellere koşuyorlar. Çünkü her insan, şunu farkediyor ki "büyük hatalar, sükûnetsiz zamanlarda yapılıyor."
56 notes · View notes
selin-n · 2 months ago
Text
__Gayrı dayanamam ben bu hasrete🥀
Ya, beni de götür__🥀 🎶🎵
Ya, sen de gitme__🥀 🎶🎵
Eski Bir Radyo 📻🎤
🎼🎵🎶
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
😞💙🥀
90 notes · View notes
selcandy · 13 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Mrb arkadaşlar, ben dün gece bi’ arkadaşımın gönderdiği videoyu anlamayıp gayri ihtiyari bir soru sorduğum için çocuk gibi azarlandım dşsndlsnd
Siz siz olun, sakın insanlara hayattaki en büyük derdinizin onların yaşadıkları gelişmeler olmadığını düşündürecek salaklıklar yapmayın. Hiçbir paylaşımlarını gözden kaçırmayın, işi gücü bırakıp daima onların neler yaptığını ve ne gibi kararlar aldıklarını takip edin. Daha da önemlisi, olaylardan haberdar olmadığınız için anlamadığınız bi’ şey olursa SAKIN soru sormayın, öyle boşluğunuza denk gelir, tek cümlelik cevabı olan basit bir soru falan sorarsınız, aman diyeyim.
Herkes bu olaydan gereken hayat dersini çıkarsın, amme hizmetimdir fşdmfld
48 notes · View notes