#Avrupa ekonomisi
Explore tagged Tumblr posts
lefkosahaberleri · 24 days ago
Text
Almanya'da Özel Sektör Faaliyetlerinde İyileşme Belirtileri
New Post has been published on https://lefkosa.com.tr/almanyada-ozel-sektor-faaliyetlerinde-iyilesme-belirtileri-36765/
Almanya'da Özel Sektör Faaliyetlerinde İyileşme Belirtileri
Tumblr media
Almanya’da özel sektör faaliyetlerinde iyileşme belirtileri, ekonomik büyüme ve istihdamda artışa işaret ediyor. Bu içeriğimizde, sektörlerin gelişimini ve gelecekteki beklentileri detaylı bir şekilde inceleyin.
https://lefkosa.com.tr/almanyada-ozel-sektor-faaliyetlerinde-iyilesme-belirtileri-36765/ --------
0 notes
guncelhaberleri · 1 year ago
Text
Euro Bölgesi enflasyonu Ekim 2021'den bu yana en düşük seviyeye geriledi
Bu haberin orjinalinin yayınlandığı dil İngilizce Gerilemeye rağmen yıllık enflasyon Avrupa Merkez Bankası’nın hedefinin iki katı düzeyinde REKLAM Euro Bölgesi’nin yıllık enflasyon oranı eylül ayında yıllık bazda yüzde 4,3’e geriledi. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi Eurostat’ın açıkladığı rakam Ekim 2021’den bu yana görülen en düşük seviye oldu. Yıllık enflasyon ağustos ayındaki yüzde 5,2’lik…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dahaneler100 · 1 year ago
Text
Zengin ülkelerde yaşayanlar daha mı mutlu?
Real Economy programı 2015 yılında mutlu olabilme formülüne ekonomik yönüyle bir bakış açısı sunuyor. Araştırmalara göre refah seviyesinin ve kişi başına düşen gelir miktarının yüksek olduğu ülkelerde Prof. Dr. Ruut Veenhoven, Erasmus Üniversitesi Hollanda: ‘Ekonomik kalkınma, özgürlük, eşitlik ve toplum içerisinde güven duygusu arttığı zaman ulusların mutluluğu da artıyor. Yani sosyal açıdan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
haberhizli · 2 years ago
Text
Von der Leyen: Çin'in Putin'in savaşına ilişkin tutumu AB ile ilişkilerde belirleyici olacak
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Pekin’i Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin duruşunun Çin-AB ilişkilerini belirleyeceği konusunda uyardı. Ancak Leyen, Avrupa’nın Çin ile “bağlarını kesmek” istemediğini de sözlerine ekledi. Von der Leyen, önümüzdeki hafta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Çin’e yapacağı ziyaret öncesinde AB-Çin ilişkilerine ilişkin mesajlar…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
guzelhaber · 2 years ago
Text
Avrupa emlak piyasasına genel bakış
Avrupa’da konut fiyatları geçen yıl sonunda yüzde 4,5 arttı. Ancak, gelir ve ücretlerde böyle bir artış olmamıştır. Son 10 yıla göre günümüz faiz oranları daha düşük ve kredi koşulları çok kolay. Evlerimiz için ödediğimiz aylık kredi borçlarının ekonomimize etkisini tartışıyoruz. Mike ve Natalia bir ev satın alır. Güvenli işleri ve istikrarlı gelirleri var. Ekonomi canlanıyor, faiz oranları düşük…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
alaturkaamerika · 16 days ago
Text
Trump, Gümrük Vergilerinin Amerikalılar İçin 'Kısa Vadeli Sıkıntı' Yaratabileceğini Söyledi
🚨 Trump’ın Gümrük Vergisi Planı: Kısa Vadeli Sıkıntı mı? 📢 Trump, Kanada, Meksika ve Çin’e yönelik gümrük vergilerinin Amerikalılar için kısa vadede ekonomik sıkıntılara yol açabileceğini kabul etti. ⚠️ Ancak, bu hamlenin ABD’nin uzun vadeli çıkarlarını koruyacağını savundu. Trump: Gümrük Vergileri Kısa Vadede Ekonomik Acıya Yol Açabilir 📌 ABD Başkanı Donald Trump, Meksika, Kanada ve Çin’e…
0 notes
yesilhaber · 1 year ago
Text
Avrupa Birliği, iklim ve kripto banka riskleri üzerine ECB'ye yeni yetkiler veriyor
Avrupa Birliği yasama organları, iklim değişikliği ve dijital varlıkların yükselişi ile bağlantılı riskleri kapsayacak şekilde Avrupa Merkez Bankası’nın yetki alanını genişletiyor. Avrupa’nın önde gelen bankacılık denetleyicisi, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB), bankaların önümüzdeki üç on yıl içinde sıfır karbon ekonomisine geçiş planlarını izlemekle görevlendirildiği, bu hafta detaylandırılan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
epifizz · 1 year ago
Note
Ne olacak bu halimiz?
Ben kahin ya da tarihçi değilim bu konuda bir şey söylemek bana düşmez ancak tarihe baktığımda geçmişte neler yaşandığını görmek bir fikir veriyor.
Nietzsche'nin nihilist dönemindeyiz gibi hissediyorum. Tüm anlam kurguları birbir önemini yitiriyor, toplumlar ve kültürler çözünüyor yeni bir dizge ihtiyacı dile gelmemiş bir şekilde her köşeden haykırılıyor. Kapitalizmin temelinde yatan borç ekonomisi daha önce tekrarlarını gördüğümüz şekilde kopma noktasına geldi, böyle durumlarda kapital ekonomi kopma yaşayarak çeşitli şekillerde (kriz, savaş ya da darbe) kendini sıfırlama yoluna gidiyor ama bunun faturası da genellikle halka oluyor. Şirketler çok beslendi, ekonomi artık durgunlaştı birkaç devin yanında insanlar büyümeye gidecek atılımlar yapamıyor. Bunun yanında hareket serbestisi olan ekonominin görülmeyen sorunu olan göçmen krizi kimlik sorunları yanında kültürel çözünme ve eş miktarda kültürel tutuculuğu yani sonuç olarak daha sağcı ve daha tutucu iktidarları yaratıyor. Bu iktidarlar istikrarlı bir şekilde diyaloğu kesmeye ve düşman imgesine odaklanarak bir savaş ortamını besliyor. Amerika açık bir şekilde son iki dönemdir son zamanların en kötü iktidarlarını deneyimliyor işin kötüsü bu iki iktidar da farklı partilerden... Öbür yanda Ortadoğu zaferlerinde sarhoşlaşmış ve kan tadını almış Rusya savaştan savaşa atlıyor, Çin yükselmeye başlamışken AB devletleri muhafazakar kabuğuna çekilmiş durumda. Göçmenler insanları tekrar aryancılığa yaklaştırıyor. Bu da yetmezmiş gibi Fransa özellikle silahlı bir Avrupa Birleşmiş Ordusu arzusunda.
Dünyanın hemen her yerinde gençler umutsuz, hayat pahalılığı her yeri vuruyor. Gençler orta sınıf ailenin bir bireyi olarak ev alabildiğin günlerin artık çok eskide kaldığını hissediyor. Modern vaatler bir bir çökmekteyken insanlar yeni paradigma arıyor. Kimse geleceğin daha aydınlık olacağını, teknolojinin ve bilimin bize hayat kolaylığı sağlayacağına inanmıyor artık. Teknoloji ve bilim bir pazar olarak başka bir kapitalist yüz gibi kanımızı emiyor ve bağımlılıklarımızı besliyormuş gibi algılıyoruz artık. Eski paradigmalar çöküyor, eskiden daha eskilerin çöktüğü gibi. Koca bir anlamsızlık çağındayız, yeni bir paradigma için çevresine bakınan insanlar gizlenmiş neo-nazi kimliklerine ya da spiritüel şarlatan söylemlere düşüyor birer birer. Okullar da bir krizin içinde, her üniversite bağnazlaşmış çeşitli istatistikleri yukarıda tutmaya özen gösteren bir markaya dönüşmüş durumda. Tüm değer sistemimiz de aynı şekilde parçalanmış durumda, değer kişinin ya da şeyin kendinde aranmıyor artık. Değer yalnızca şeyin parasal karşılığı, üst sembolik anlamı (markası) veyahut ötekilerin rağbeti bir beğeni ve görüntülenme mekanizması üzerine kurulu. Ve bu değer atfetmede eşya ile kişi ayrımı iyice silikleşmiş durumda. Nietzsche tam da böyle çöken, içi boşalan ve kıvranan çağlara nihilist dönemler olarak bakıyor. Bunu yeni doğmakta olanın doğum sancıları olarak görüyor. Ama şu da var ki Nietzsche her ne kadar kıta felsefesinde ayrıksı bir isim de olsa, modern bir gelecek algısı ile tarihe bakıyor. Bu nihilist dönem her ne kadar deneyim olarak karanlık da olsa anlamca olumlu olduğu görüşünde kendisi. Ama bizim çağımızda gelecek konusunda iyi ya da kötü bir algı yok sadece ve sadece belirsizliğin kaygısı var, burada dahi bir yokluk algısı var çağımızda.
Tarih bize şu zamana kadar böyle anlarda yıkım, çözünme ve ardından yeni bir söylem getirdi. Gelecekte ne olur bilemem dediğim gibi kahin değilim ama şimdide bu oluyor ve geçmişte böyle anlardan sonra bunlar olmuştu.
9 notes · View notes
ibokumus · 9 months ago
Text
19. Yüzyıl'da Osmanlı'nın içine düştüğü durumu bir İngiliz tüccar şöyle ifade ediyordu:
“Osmanlı Devleti, adeta memleketin zararı pahasına 3-5 tefeci ve zenginleşen birkaç paşanın çıkarlarını korumak için varlığını sürdüren bir devlet konumuna gelmiştir.”
Osmanlı, İstanbul'a girişte Türklere vize uygularken, İstanbul'da rumlar,yahudiler ve ermeniler ticaret alanında köşe başlarını tutmuş Galata Esnafı olarak anılmaktaydı. Aynı Galata esnafı 1860'dan sonra ekonomisi batan Osmanlıya yüksek faiz ile borç verecekti.
18.yüzyılda Osmanlı'da ciddi para sıkıntısı baş gösterdi. Öyle ki Osmanlı devlet adamları, 1784'te Fas'tan, 1789'da da Flemenk'ten borç istedi. Bu girişimler sonuçsuz kaldı. Osmanlı borç para bulamayınca, paradaki altın gümüş oranlarını azaltıp paranın (sikkenin) ayarını düşürdü.
Hatta paraları kırpmayı, parçalara bölmeyi bile denedi.
1808-1830 arasında altın sikkelerin biçim ve adı 35 kez, gümüş sikkelerin biçim ve adı 37 kez değişti. Para bulamayan Osmanlı piyasaya hem kâğıt para hem hazine bonosu yerine geçen “kaimeler” çıkardı.
Ancak para sorununa bir türlü çözüm bulunamadı. Bunun üzerine Osmanlı yabancı sermayeye kapılarını açtı: 1838'de Baltalimanı Ticaret Antlaşması'nı imzaladı. Yabancı tüccarlar için gümrükleri %5'e düşürdü. Böylece Türk pazarları yabancıların oldu.
Osmanlı, 1856'da (Islahat Fermanı'yla) yabancı sermaye yatırımlarına, 1867'de de yabancıya toprak satışına izin verdi.
18. Yy'dan itibaren para sıkıntısı çeken Osmanlı'nın imdadına Galata Bankerleri yetişti. 1848'de Galata Bankerlerinden J. Allen ve T. Baltazzi, Osmanlı'ya borç
vermek için, Osmanlı'nın himayesinde, İstanbul Bankası'nı (Banque de Constantiople) kurdular. Galata Bankerlerinin yüksek faizle Osmanlı'ya borç vererek çok kazandığını gören Batılı ülkeler de Osmanlı'ya borç vermenin yollarını aramaya başladılar.
1853 Kırım Savaşı'nda Osmanlı Rusya'ya karşı İngiltere ve Fransa'nın yanında yer aldı. Hem haraç vergisinin kaldırılması hem savaş masrafları, hazineyi fazlaca zorlayınca Osmanlı, 1854'te Avrupa'dan 3 milyon İngiliz lirası dış borç aldı. 33 yıl vadeli, %6 faizle alınan bu borca karşılık olarak Mısır'dan alınan yıllık vergi kaynak gösterildi.
Avrupa Osmanlı'ya borç verirken 5 kişilik bir gözetim/denetim komisyonu kurmayı şart koştu. (Komisyon 3 Osmanlı, 1 İngiliz ve 1 Fransız'dan oluşuyordu).
Avrupa, Osmanlı'ya borç vermek için 1855'te merkezi Londra'da Ottoman Bank'ı kurdu.
5 yıl içinde,
1859'da Osmanlı'nın dış borçları 13 milyon İngiliz lirasına, vadeli geri ödemeleri ise 20 milyon İngiliz lirasına yükseldi.
Osmanlı'ya borç veren ve Osmanlı maliyesini ele geçiren yabancıların baskısıyla 1863'te, adı Osmanlı, kendisi yabancı, Osmanlı Bankası kuruldu.
Bankayı İngiliz ve Fransızlardan oluşan iki kurul yönetecekti. Kuruluş amacı dış borçları ve faizlerini ödemekti. 
Osmanlı Bankası, Osmanlı'ya faizle borç verecekti.
Masraflar düşüldüğünde Osmanlı'nın eline aldığı borcun ancak %60.4'ü geçiyordu.
Osmanlı % 5- 6 faizle aldığı borçları verimli kullanamadı. Borçlarla tüketim harcamaları karşılandı. Bazı yatırımlar yapıldı ve Boğaz'da gösterişli saraylar inşa edildi. Borçların çoğu faiz ödemelerine harcandı.
1854-1875 arasında  Osmanlı toplamda 3 milyon frank borçlandı. Bir yıl içinde bu borcun onda birini ödemek zorundaydı. Ama ödeyemedi.  Osmanlı, 1875'te borç ödemelerini yarıya indirdi, 1876'da da iflas etti.
Her sıkıştığında ilk önce Galata Bankerlerine giden Osmanlı, iflas edince de önce Galata Bankerlerine gitti.
Sarraflar olarak da bilinen Galata Bankerleri, Baltazzi, Lorando Tubini, Korpu,Kamondo, Zarifi, Ogenidi, 
Fernandez, Köçeoğlu, Mısıroğlu gibi Levanten, Ermeni, Rum ve Yahudi bankerlerdi.
Sadece devlet adamları değil, son dönem Osmanlı padişahları; 
V. Murat, Abdülaziz ve 
II. Abdülhamit de Galata Bankerleriyle çok sıkı fıkıydı.
Galata Bankerleri, 1860'larda Galata'da “Komisyon Hanı” ve “Havyar Hanı” diye bilinen yerde Osmanlı'nın ilk borsasını kurdular. +++
Foto: Osmanlı tefecilerinden Zafiri-Osmanlı Bankası
Tumblr media
2 notes · View notes
lefkosahaberleri · 27 days ago
Text
AMB Baş Ekonomisti Philip Lane'den Para Politikası Açıklamaları
New Post has been published on https://lefkosa.com.tr/amb-bas-ekonomisti-philip-laneden-para-politikasi-aciklamalari-34342/
AMB Baş Ekonomisti Philip Lane'den Para Politikası Açıklamaları
Tumblr media
AMB Baş Ekonomisti Philip Lane, para politikası stratejileri ve ekonomik gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Faiz oranları, enflasyon ve piyasa dinamikleri üzerine derinlemesine analizleriyle ekonomi dünyasına ışık tutuyor.
https://lefkosa.com.tr/amb-bas-ekonomisti-philip-laneden-para-politikasi-aciklamalari-34342/ --------
0 notes
rayhaber · 4 months ago
Text
Küresel Piyasalar, Faiz Kararları ve Ekonomik Gelişmeler
Küresel Piyasalar ve Faiz Kararları Küresel piyasalarda, özellikle Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz kararı öncesinde, karışık bir seyir gözlemleniyor. Yurt içinde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikası kararları yatırımcıların odak noktası haline geldi. Dünya genelinde uzun süredir devam eden sıkı para politikalarının sonuna yaklaşılmasıyla birlikte, gelecek dönemde…
0 notes
guncelhaberleri · 2 years ago
Text
Avrupa'da yükselen enflasyon ve sıcak para krizi
Bu haftaki Reel Ekonomi programı, düşük enflasyona ve Avrupa Birliği’ndeki euro bölgesindeki ciddi para sıkıntısına odaklanıyor. Düşük enflasyon iyi bir şeydir, ancak uzun vadede ekonomiye zarar verebilir. Ayrıca Yunanistan, Bulgaristan, Güney Kıbrıs, Macaristan, Slovakya, Hırvatistan ve Portekiz başta olmak üzere sıcak para sıkıntısı bu ekonomileri zora soktu. Tüm bu konuları Avrupa Merkez…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dahaneler100 · 1 year ago
Text
AB ekonomisi gelişme gösteriyor mu?
Real Economy bu hafta Avrupa ekonomisindeki yavaşlamayı ve büyüme ile ilgili gelişmeleri göz konu alıyor. Programın konuğu Almanya Merkez Bankası ve Avrupa Ekonomi Komisyoneri Pierre Moscovici… Avrupa ekonomisinin büyüme hızıyla ilgili tüm ayrıntıları, Mali İşler Avrupa Komisyoneri Pierre Moscovic ile konuştuk. Daha sonra kameralarımızı Polonya’ya çevirecek ve endüstrinin gelecek için verdiği…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
pazaryerigundem · 1 month ago
Text
Petrol fiyatlarındaki değişimler Türkiye ekonomisini nasıl etkiliyor?
https://pazaryerigundem.com/haber/200481/petrol-fiyatlarindaki-degisimler-turkiye-ekonomisini-nasil-etkiliyor/
Petrol fiyatlarındaki değişimler Türkiye ekonomisini nasıl etkiliyor?
Tumblr media
Türkiye, enerji konusunda yüzde 71 oranında, ham petrolde ise yüzde 92 seviyelerinde dışa bağımlılık bulunuyor. Bu durum, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini daha belirgin hale getiriyor. Giresun Üniversitesi Şebinkarahisar Meslek Yüksekokulu’ndan Öğr. Gör. Dr. Necati Altemur, petrol fiyatlarındaki değişimlerin Türkiye ekonomisini etkisini değerlendirdi.
Sinem KAYA – BilKi / GİRESUN (İGFA) – Petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar, ekonomik büyümeyi etkileyen önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Petrol ihraç eden ülkeler bu artışlardan fayda sağlarken, ithalatçı ülkeler ise maliyet artışları ve enflasyon gibi olumsuz etkilerle karşı karşıya kalmaktadır.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde dışa bağımlılığın yüksek olması, bu etkileri daha da derinleştirmektedir.
Petrol fiyatları ve ekonomik değişkenler arasındaki ilişki inceleyen Giresun Üniversitesi Şebinkarahisar Meslek Yüksekokulu’ndan Öğr. Gör. Dr. Necati Altemur, “Petrol Fiyatları ve Makroekonomik Değişkenler Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği adlı çalışmasında, Ocak 1995 ile Şubat 2023 arasındaki 28 yıllık dönemde petrol fiyatları, enflasyon ve döviz kuru arasındaki olası eş bütünleşme ilişkisini (ekonomi ve istatistik alanlarında zaman serileri arasında uzun vadeli bir denge ilişkisi olup olmadığını analiz etmek için kullanılan bir kavram) ele aldı. Araştırmada, petrol fiyatlarını temsilen Avrupa Brent Petrol Spot FOB (varil başına USD) fiyatı, enflasyon göstergesi olarak Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve döviz kuru olarak ABD Doları (USD) / Türk Lirası (TRY) kullanan Prof. Dr. Altemur, eş bütünleşme ilişkisini test etmek amacıyla zaman serisi analizlerinde, yapısal kırılmalar dikkate alınarak Hatemi-J ve Maki testleri kullandı.
Tumblr media
Öğr. Gör. Dr. Necati Altemur  çalışmasında, petrol fiyatları, enflasyon ve döviz kuru arasında uzun vadede anlamlı bir eş bütünleşme ilişkisinde bulundu. Çalışmada, Türkiye’nin yüksek enerji talebi ve dışa bağımlılığı, petrol fiyatlarındaki dalgalanmanın enflasyon ve döviz kurunu artırdığını, üretim maliyetlerini yükselttiğini ve bütçe açıklarını büyüttüğünü gösterilirken, yapısal kırılmalar analizinde, 1994, 2001, 2013 ve Covid-19 krizlerinin etkileri öne çıkarıldı. 
ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SUNULDU
Malatya Turgut Özal Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Dergisi’nde yayınlanan makalede, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için önemli adımlar atması gerektiği vurgulandı.
Çalışmada, literatürdeki diğer kaynaklarda Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için alternatif kaynaklara yönelmesi gerektiğinin ortaya konulduğu belirtilirken, özellikle güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımların, çevre kirliliğini azaltırken aynı zamanda dışa bağımlılığı da düşürdüğü ifade edildi.
Çalışmada, kara taşımacılığı yerine deniz yolu ve tren kullanımının artırılması gerektiği vurgulandı.
Tumblr media
0 notes
sansadavetcom · 2 months ago
Text
Euro Kuru Nereye Gidiyor? Uzman Görüşleri
Giriş Euro/TL kuru, Türkiye ekonomisi için büyük önem taşır. Son dönemdeki dalgalanmalar, yatırımcıların ve tüketicilerin dikkatini çekmektedir. Peki, Euro kuru nereye gidiyor?
Uzman Görüşleri ve Tahminler Ekonomistler, Euro��nun geleceği konusunda farklı görüşlere sahiptir. Bazı uzmanlar, Avrupa Merkez Bankası’nın sıkı para politikalarının Euro’yu güçlendireceğini öngörmektedir. Diğerleri ise, küresel ekonomik belirsizliklerin Euro üzerinde baskı yaratabileceğini savunuyor.
Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkileri Euro/TL kurundaki dalgalanmalar, özellikle ithalat ve ihracatı doğrudan etkiler. Kur artışı, ithalat maliyetlerini yükseltirken ihracatı teşvik edebilir. Ancak, yüksek kur aynı zamanda enflasyon riskini de beraberinde getirir.
Sonuç Euro’nun geleceği, hem Avrupa hem de Türkiye’deki ekonomik gelişmelere bağlı olarak şekillenecektir.
0 notes
tripuck · 3 months ago
Link
0 notes