mervanays

[mervanays]

Zamanla anlıyorsunuz, insanların kavgaları sizinle değil; gerçekleşmemiş kişilikleri, sevilmemiş çocuklukları, başarılarla gizlemeye çalıştıkları özdeğersizlikleri ile. Kötü tavrı kişisel almayın; siz, bu savaşın sadece nesnesisiniz. Bazen gerçekten tek sorun, öznenin kendisinde ve kalbinin kararıp kötü bir hâl almasından kaynaklı.

İmam Gazali'nin de dediği gibi "Kalp kirlenince güzel zannı alıp götürür. Böyle olunca da kişi herkese karşı kötü niyetle bakar."

[mervanays]

Hz. ŞeMs bir sözünde derki ; "Kainattaki her zerrede Allah' ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescidde, kilisede, havrada değil, her yerdedir."

Yani işin sırrı O'nu görebilmekte.. 7-24 camide namaz kıl, Kuranı çokça hatim et, eğer kalbine ve hayatına bir tesiri yoksa, insanın ibadetlerini sorgulaması gerekir..

[mervanays]

Yeryüzünde her şey yok olsa da yalnız o kalsa, ben var olmakta devam ederim; başka her şey yerinde dursa da yalnız o yok olsa, evren bana tümüyle yabancılaşır. Ben artık bu evrenin bir parçası değilmişim gibi olur.

[mervanays]

Bir gece habersiz bize gel

Merdivenler gıcırdamasın,

Öyle yorgunum ki hiç sorma

Sen halimden anlarsın.

Sabahlara kadar oturup konuşalım

Kimse duymasın.

Mavi bir gökyüzümüz olsun, kanatlarımız

Dokunarak uçalım.

İnsanlardan buz gibi soğudum,

İşte yalnız sen varsın.

Öyle halsizim ki hiç sorma

Anlarsın.

🎥 intg.@aknakdag

...

[mervanays]

..Yoktu,

hiç olmadı hakikatin kimsesi

Herkes,

aklayıp dururken bir köşe başında herkesi

Kulaklarımda,

Tek bir suça ilişmeyen şehrin sağır sesi

Ne vakit bir çocuğa rastlasam, kabarıyor kafesimde dosyalar

Ağır ağır kararıyor sandukada kilitli dil

Cezam, dolacak gözler gibi değil..

Vazgeçemem içine çeken kokusundan beni

hiç bir kurak ölümün

Varamayan yolların yoldaşıdır kaderim

Gecenin titreyişinde görürüm hayalini sona eren bir hikayenin

İnkar saatleri geçti mi

yapayalnız inleyişleri uzaktan seyrederim

Dilim bir yılkı kısrak gibi sökünür

Kayıp ormanların kaçkını olur kederim

Şalkı yasak vurgun yıldızlarını

hakikatin kimsesizliğinde severim..

[mervanays]

Nuri Bilge Ceylan’ın Kuru Otlar Üstüne filmi çok başarılı bir yapıt olmuş.

Bir coğrafyanın, içinde bulunduğu koşulları ele alması ve bir öğretmenin, öğrencisinin gözlerinde kendine ait ve belkide kendinde eksik olan bir şeyleri görme isteği.. Ve dahası toplum mu insanı var eder , var olan insan mı toplumu oluşturur ? Özgürlük denilen şey tek bir kişinin istediğini elde edip yaşama arzusu mu , yoksa toplumla aynı fikirler ve dayanışma içinde olması mı özgürlüğü beraberinde getirir? Var olabilmek için toplumla dayanışma içerisinde olmak mı gerekir, yoksa düşünmekte bir dayanışmamıdır? Bu gibi sorulara kapı aralayan ve bir coğrafyanın sorunlarını yansıtan güzel bir filmdi.

[mervanays]

Meşa Selimoviç "Lanetlenmiştir insan, geçemediği yolların özlemini çeker daima." diyor. İnsan kendi içinde çatallanan bir çelişkidir. Tek parça kalıp yaşama devam etmek için diğer seçenekleri imha etmek, yürüdüğü yolun mutlak doğru olduğuna kendini ikna etmek zorundadır.

Bu yüzden galiba benim payıma bu yol düştü deyip usul usul ve tebessümle yürümek, diğer yollara yalnızca rikkat ve anlayışla bakmak en güzeli. Ne kendini hırpalamak ne de ötekini.

Öfkenin çoğaldığı yerden kaçıp esenliğin kucağına düşmek, rekabeti yoldaşlığâ çevirmek.

[mervanays]

Dörtnala koşan yabani bir attır kalbim / Tam şaha kalkacakken dur denir mi?

[mervanays]

bakılan her resim bütün bir ömrü saklar...

[mervanays]

Tasavvuf ehli olmak ile taassup ehli olmak arasındaki o ince çizgi.

[mervanays]

Her türlü insan ilişkisi özünde iktidar savaşı içerir. Aşkın bu kadar revaçta olmasının sebebi başlangıcında hiçbir iktidar savaşı içermiyor gibi görünen bir iktidar biçimi olmasındandır.

[mervanays]

İsa affetti Judas ama bu seni yanıltmasın

peygamber o, elbette herkesi affeder

annem de beni çok affetti ve ben durmadan şımardım

biliyor musun Judas aslında hepimiz biraz hainiz

bazılarımızın affedecek İsa’sı yok sadece

bazılarımızın affedecek annesi yok sadece

iyi biliyoruz Judas

gayet iyi biliyoruz

biliyor ve şımarıyoruz layık olmadığımız merhamete

...asıl ne kahrediyor bizi, biliyor musun Judas

ne yaparsak yapalım peygamberler de affediyor

mütemadiyen annelerde..

[mervanays]

Yorgunluğum nirvanaya ulaştı, atasım var kendimi aşağıya..

[mervanays]

Dinini tilkiden öğrenirsen, tavuk çalmayı sevap zannedersin

Son 22 yılda Türkiye’de yaşananların özeti, toplumun dini değerlerle şekillenmiş olduğu bir dönemde, dinin yanlış ellerde nasıl yozlaştığını ve iktidar aracı haline geldiğini görmek, kuşkusuz rahatsız edicidir. Bu süreç, sadece dini söylemin politik bir araç olarak kullanılmasından ibaret değil, aynı zamanda halkın doğruyu ve yanlışı ayırt etme yeteneğinin zayıflamasından da kaynaklanıyor. Çünkü din, doğruyu göstermek, insanı iyiye yönlendirmek için bir ışık olmalıdır; oysa son yıllarda, bazı çevreler bu ışığı kişisel ve siyasi çıkarlar doğrultusunda manipüle ederek, halkı doğru yoldan sapmasına sebep olmuştur.

Siyasi söylem, özellikle dinin kutsal öğretileri üzerine temellenerek inşa edildi. Bu, zamanla toplumun büyük bir kısmını, inançlarını sorgulamadan, sadece liderlerinin söylediklerine güvenen bir kitleye dönüştürdü. Din, politik bir kimlik inşa etmek ve bu kimlik üzerinden toplumsal gücü pekiştirmek için bir araç haline geldi. Ancak işin acı tarafı şu ki, dini değerleri doğru kaynaktan öğrenmeyenler, doğruyu yanlış, yanlışı doğru zannetmeye başladılar. “Tavuk çalmayı sevap zannetmek” tabiri, adeta son yıllarda pek çok kişi için, dini ve ahlaki değerlerin ne kadar yozlaştığını, ne kadar sapmaya uğradığını anlatan bir metafora dönüştü.

Toplumda, dinin ahlaki bir rehber olarak sunulması gereken yeri, bazen bir sopa gibi kullanıldı. Din üzerinden yapılan manipülasyonlar, insanları daha az sorgulayan, daha az eleştiren bir yapıya büründürebildi. Böylece, insanlar bazen büyük adaletsizliklere, hukuksuzluklara ve eşitsizliklere karşı gözlerini kapattılar; çünkü "yukarıdan gelen" dini söylemler onları "teskin" ediyordu. Oysa gerçek din, adaletin, eşitliğin ve insan haklarının savunucusudur. Dinin, toplumu huzura ve barışa yönlendiren bir kaynak olması gerekirken, siyasi menfaatler uğruna bir araç haline gelmesi, toplumsal yapıyı derinden sarstı.

Sadece dini söylemdeki çarpıklık değil, aynı zamanda eğitimdeki eksiklikler de bu sorunu derinleştirdi. Bir nesil, dinin yanlış yorumlarıyla büyüdü. Din sadece öğretilmekle kalmayıp, davranışların şekillendiği bir kod haline getirildi. Ama bu davranışlar, çoğu zaman gerçek dini öğretinin ruhuna ters düştü. İnsanlar, yalnızca kendi çıkarlarını düşünerek hareket etmeye, 'sevap' ve 'günah' kavramlarını yanlış anlamaya başladılar. Toplumda ahlaki bir çöküş yaşanırken, dini ritüellerin yerine, dini gücü elinde tutanların çıkarlarını koruma refleksi ön plana çıktı.

Bugün geldiğimiz noktada, dinin tam olarak ne olduğunu, nasıl yaşanması gerektiğini, hangi ilkeleri barındırdığını ve toplumu nasıl doğruya yönlendirebileceğini sorgulamamız gerekiyor. Çünkü bir toplum, doğru dini öğretilerden beslenmediğinde, doğruyu yanlıştan ayırt edemez ve sonrasında pek çok olumsuzluk ortaya çıkar. Din, her bireyi eşit görmeli, hak ve adaleti savunmalı ve vicdanı harekete geçirmelidir. Ancak bu değerler sadece doğru bir şekilde öğretilirse gerçek anlamına kavuşur.

Dinin tilkiler tarafından öğretilmesi, bireyleri ahlaki sapmalarla baş başa bırakır. Türkiye’nin son 22 yılı, bu yanlış öğretinin ve çıkarcı yaklaşımların neticesidir. Eğer toplum doğruyu aramak ve adaleti sağlamak için dini gerçekten doğru kaynaktan öğrenebilseydi, “tavuk çalmayı sevap zannetmek” yerine, belki de gerçek barışa ve huzura bir adım daha yaklaşılabilirdi.

[mervanays]

Neden ders çalışınca kekikli sandviç yemek istiyorum...

Çık 🥙aklımdan hiç saati değil... 🫣😆

[mervanays]

İzlediğim filmde adam masa için "bu masa değil, fena halde suistimal edilmiş bir ağaç" diyordu. Şiir böyle bir şey galiba. Kaostaki çıplak gerçeği görüp bunu gene kaotik şekilde ifade etmek. Trier ne diyordu Antichrist filminde. "Kaos hüküm sürecek."

Kaostaki düzene tabi olmak.

[mervanays]

İnsan acısından utanır mı? Döktüğüm yaşlarla zehirleniyorum ben.