#görmeye değer
Explore tagged Tumblr posts
Text
ayrılık ne biliyor musun. ne araya yolların girmesi. ne kapanan kapılar. ne yıldız kayması gecede ne güz. ne ceplerde tren tarifesi. ne de turna katarı gökte. insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. ipi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. ödünç sesle konuşan bi' kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. birdenbire büyümesi gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bi' çocuğun. insanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. bi' kadının yatağına uzanan kül bağlamış bi' gövde. saçına rüzgar. sesini ışık düşürememek kimsenin. parmaklarını sözüne pınar edememek. uzaklarda bi' adamın üşümesi bi' kadın dağlara daldıkça. ışıkla vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. evlerle sokaklar arasında bi' ayrım kalmaması. ayrılık yağmurdan vazgeçiş. sudan üşüme. yalnızca gölge vermesi ağaçların. iyiliğin küfre dönmesi ayrılık. güneşin bi' ceza gibi doğması dünyaya. başını alıp gitmek gibi bi' geri dönüş. iki adımından birisi insanın sevincin kundakçısı. hüznün arması süren korkusu inceliğin. ayrılık o küçük ölüm. usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan. şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını. bi' yaprak düşmesi kadar ancak acısı ve ağırlığı olduğunu. bi' toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bi' değer taşıdığını. boşluğa bi' boşluk katmadığını. kar yağdırmadığını yaz ortasında. ayrılık o köpüklü öpüşlerin ardından kalkıp ağzını yıkadığında başlamıştı. ben bulutları gösterirken. bulmacanın beş harfli bi' yemek sorusuna yanıt araman ile halkalanmış. aşkın şarabının ağzını açtım. yar yüzünden içti murt bende kaldı. türküsü tenimde düğümlenirken odadan çıkışınla yolunu tutmuş. dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını kenara itip. bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı. dediğinde varacağı yere varmıştı çoktan. ne mi yapacağım bundan sonra. ayak izlerimi silmek için sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce. şiir okumayacağım bi' süre. hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. senin için biriktirdiğim yağmur suyunu bi' gül ağacının dibine dökeceğim. yeni bi' yanlışlık yapmamak için telefonlara çıkmayacağım. ardı kuş resimli aynalar arayacağım mahalle pazarlarında gençliğimi anımsamak için. emekli kahvehanelerinde yaşlılarla konuşarak sonumu görmeye çalışacağım. fotoğraflarını güneşe koyacağım bi' an önce solsun diye. içinde ay ışığı. iğde kokusu. ve begonvil bulunan tüm resimleri duvarlardan indireceğim. mican türküsünü asacağım yerlerine. falcı kadınlara inanmayacağım artık. trafik polislerine adres sormayacağım. geleceğe ışık düşüren bi' gülüşle gülmeyeceğim kimseye. fesleğenden başka bi' çiçek koymayacağım penceremin önüne. büyük kentlerin varoşlarında çırpınan üç milyon yurtsuza evimi açacağım. nerde bi' kayıp. bi' faili meçhul varsa bıraktığı acının yanına resmini asacağım. şaşırma. yetimi korumak için yeni aşklar bulacağım kendime. ne yapacağımı sanıyorsun ki. tenin tenime bu kadar sinmişken. ömrüm azala azala akarken önümde. gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken. senin korkularını benim inceliğimi doldurup yüreğime bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım.
478 notes
·
View notes
Text
Hele bakın kim gelmiş hoşgelmiş gönlüme bahar gelmiş yaz gelmiş 🥰🥰😊😇😁
Eylulcee şiir tadında yazılarım
Tanıyan ekleyebilir
engel koymak serbest 🆓 😃
Benden sinir olan görmeye tahammül etmeyen kim varsa 😉😂😂
Dün gece rüyamda tumbiri gördüm beynimden vuruldum ya özlemişim burayı onu farkettim veeee dayanamadım
Hele bakın kim gelmiş
Namı değer 👇🏼👇🏻
Dadasin kürt kızı Eylül
Seviyorum sizleri benden nefret edenide neyse
Sev baş
85 notes
·
View notes
Text
Heaven Official's Blessing ▪︎ Hurdacı Ölümsüz Ve Kızıl Cübbeli Hayalet hakkındaki halk hikayesi
"Orta dünyada şöyle derler, bir zamanlar hurdacı bir ölümsüz varmış.
Ona Hurdacı ölümsüz deseler de bu ölümsüzün kutsadığı hurda toplayıcılar değildi, ölümlüler diyarının huzuruydu. Çünkü aynı zamanda o en güçlü savaş tanrısıydı.
O'nun yenemeyeceği hiçbir kötülük, öldüremeyeceği hiçbir hayalet yoktur. O, dünyayı yok edecek güce sahip olsa da çiçeğe değer verecek yürekten yoksun değildi.
Ancak bir tanrıya ibadet etmek için birtakım kurallar ve tabular vardır. Eğer biri bu ölümsüze tapılan bir tapınağa uğrarsa asla öylesine gelişigüzel secde edilmemelidir.
Ancak bu hurdacı ölümsüzün özel bir yapısı var ve şanssızlığı çağırır. İnanmıyor musun? Bir zar hazırla, ölümsüzün ilahi heykelinin elini ovalayıp zar at, gel gör ki şansın kesinlikle en kötüsü olacak.
Yani, bu Hurdacı ölümsüzün tozlu beyaz heykeline dua eden bir kişi ne kadar çok dua ederse heykelin o kadar çok kötü şans getirebileceğini söylenir. Suyun bile dişlerin arasına sıkışabileceği noktadan Taocu cübbe giyerken hayaletleri görmeye kadar."
.
"Orta dünyada bir de şundan bahsedilir, öyle bir Kızıl Cübbeli Hayalet Kral varmış ki.
Her ne kadar bu Hayalet Kral'ın insan dışı bir varlık olduğu düşünülse de muazzam sayıda inananlara sahipti. Kendi meskenlerinde Hayalet Kral’ın türbesini gizlice kuranlar sıklıkla bulunur, gündüz ve gece ibadet edip iyi şans için dua ederlerdi.
Bunun nedeni, yalnızca bu Hayalet Kral’ın yenilmez olması değil, görünüşe göre tek bir yenilgiyi bile tatmamıştı ve şansı kıyaslanabilir derecede güçlüydü.
İnanmıyor musun? Zarları atmadan önce onun önünde secdeye kapan. Eğer sana yardım etmeyi isterse o zaman bir sonraki atışınız kesinlikle olağanüstü olacak.
Ancak hayaletler tanrılar gibi değil yani doğal olarak daha fazla tabular var. Hayalet kral çok güçlü olsa da kişiliği tuhaf ve aşırıdır.
Eğer mutluysa sen dua etmesen bile sana yardım edecektir; eğer mutsuzsa sen bin altın versen bile geri çevirir; eğer aşırı mutsuzsa kim bilir belki bir gün canını bile alabilir.
Yani aynı mantıkla, saygınızı göstermek en iyisi ama yine de uzak durun."
.
"Ancak eğer insanlar hem bu tanrının hem de bu hayaletin ilahi heykellerine beraber ibadet ederse işte o zaman bir mucize olur.
O Kızıl Cübbeli Hayalet Kral, Hurdacı Ölümsüz'ü saran tüm talihsizlikleri kovacak ve onun gerçek görünüşünü ortaya çıkarmasına izin verecek.
İnsanlar bunu şok edici bir şekilde keşfedecekler, görünüşe göre o Hurdacı ölümsüzün rengi tozlu bir beyaz değil, parıl parıl parlayan altın rengiymiş."
.
"Efsaneler genellikle gerçeklere dayanır. Ancak bu masal muhtemelen çok çok uzun zaman önce belki de sekiz yüz yıl öncesinden başlayarak anlatılması bile gerekebilirdi ve bunu anlatmak çok çok uzun bir hikaye olurdu. İnsanlar dinleme sabrına sahip olmayabilir.
Ancak kesin olan şu ki her ikisinin de en güçlü güçlerini sergilemesine sahip olmak için ikisine birlikte tapınılmalıdır.
Bu şekilde kişi iki kat servet ve iki kat yenilmezlik elde edebilir.
Cennetin kutsamasıyla, hiçbir yol çıkmaz değildir."
"天官赐福 百无禁忌"
#heaven official's blessing#hua cheng#xie lian#hualian#tian guan ci fu#heavenlyblessing#feng xin#ling wen#jun wu#jian lan#mu qing#nan yang#xuan zhen#hexuan#shi wudu#shi qingxuan#quan yizhen#yin yu#pei su#peiming#pei ming#ban yue#yushi huang#hong hong er#mei nianqing
39 notes
·
View notes
Text
Kaşına gözüne kurban olduğum,
Gözünde sürmeyi cana yar etmiş.
Özünde arayıp gönül bulduğum
Ağzının içinde dili bal etmiş.
Yaradan yaratmış dili bal etmiş,
Dudak da buseyi gülü bal etmiş.
Açmamış çiçeği narı severim,
Göksün de ayvayı narı bal etmiş.
Yanak da gamzesi görmeye değer,
Sevecekse inan bir ömre değer,
Varıp gideyim de edeyim sefer,
Sesinde sözünde gülü bal etmiş..
Taramış saçını örgülü yapmış,
Cennet bahçesinden güzellik kapmış,
Sel olmuş yağmurda etrafa taşmış,
Bardakta tabak da suyun bal etmiş.
Şiir adam derki küçük meleğim,
Duada özlemim dilde dileğim,
Güzeller içinde yar dilediğim,
Ağzının içinde sözü bal etmiş..
11 notes
·
View notes
Text
Değer verdiğim kadar değer görmeye hasret kaldım
27 notes
·
View notes
Text
Holizm Nedir?
Holizm, bir bütünü oluşturan parçaların toplamının, bütünden farklı olduğunu söyleyen bir felsefi görüştür. Holizme göre, bu parçalar birbiriyle bağlantılı ve birbirine bağlımlıdır. Bütünler, parçalar olmadan anlaşılamaz ve herbir parçanın değeri bütünde ayrı bir yer tutar. Bu da bütünün parçaların toplamından farklı olmasını sağlar.
Felsefe alanında holizm, karmaşık olguları analiz için onları daha basit unsurlara bölmeyi amaçlayan indirgemeci yaklaşımlara meydan okur. Holizm taraftarları, bu tür indirgemeciliğin (redüksiyonizm), sistemi bütün olarak ele aldığında, ortaya çıkış özelliklerini ve etkileşimleri göz ardı ettiğini savunurlar. Felsefeciler holizmle, bütüncül bir perspektifi benimseyerek, gerçekliğin zengin ve dinamik doğasını yakalamayı amaçlarlar, var olan varlıklar arasındaki karmaşık ilişkiler ağına değer verirler.
Holizm (bütüncül yaklaşım), bizi indirgemecilikten bütünleşmeye, parçalanmadan birbirine bağlılığa yönelmemizi sağlar. Dünyayı yalıtılmış parçaların bir koleksiyonu olarak değil de, ortaya çıkan özelliklere ve olgulara yol açan ilişkiler ve etkileşimler ağı olarak görmeye teşvik eder.
25 notes
·
View notes
Text
Telefon alırken
cep telefonu tercihiyle ilgili çevremde ve burda yardımcı oluyorum zaman zaman. bildiğim kadarıyla bir paylaşım yaparsam faydalı olur diye düşündüm
öncelikle iPhone'dan uzak duruyoruz. tek avantajı piyasası var, ona bişey diyemem
ekran olarak tabi ki önceliğimiz AMOLED
sonra ekran/kasa oranı önemli. üst ve yanlarda ekran nereye kadar gidiyor. çentik mentik diyerek ne kadar ekrandan çalınıyor
köşeler fazla oval olmamalı
pil kapasitesi / ömrü
adaptör, hızlı şarj ama körü körüne değil
CPU/GPU (işlemci / grafik işlemci)
ekran koruma (çizilme ve kırılmalara karşı Gorilla Glass vb)
NIT değeri (ekran parlaklığı)
Android sürümü
çözünürlük
PPI (piksel yoğunluğu)
ekran yenileme hızı
NFC (ulaşım kart doldurmak için :))
olamsa da olur ama Kızıl Ötesi, Radyo vs
şimdilik aklıma gelen kriterler bunlar. cep telefonları artık gereksiz derecede hızlı. o yüzden gelişmiş 3d oyunlar oynamayacaksanız hız artık bir kriter değil. oynayacaksanız da Nvidia Geforcenow alın mesela
bu kriterler ışığında 10 bin TL altında birkaç model çıkıyor
TCL 30+ en ucuzu. fiyatı yanıltmasın. sadece ekran fiyatına nerdeyse. TCL dünyanın en büyük ekran üreticilerinden biri
Xiaomi Redmi Note 11 ile Xiaomi her zaman fiyat/performans için iyi bir seçenek zaten
Infınix Note 12 ise gerçekten görmeye değer. adamların bir mühendislik çabası var belli. mesela ön kamerada flaş var, hızlı sarjın potansiyel zararlarından korumak için ısı algılayıcı sensörler koymuşlar, kendi arayüzleri de iyi
bunlar dışında tabi ki Samsung her zaman iyi bir seçenek, Tecno da iyi. kamera önemliyse Huawei'in Leica lens kullaan modelleri her zaman daha iyi
20 notes
·
View notes
Text
bayılıyosunuz size değer veren insanları cepte görmeye
32 notes
·
View notes
Text
Ne Sen, Bensiz...
Nede Ben, Sensiz !
Tamamlıyoruz
Bir Bedende, Aynı Can...
Aynı Yolda, Bir Can !
Kelebek Misali, Biz...
Kader Birleştirmişse, Ey Can !
Ne Savaşa Değer...
Nede Fazla Görmeye !
Sen Bensiz...
Ben, Sensiz Olamayız !
Artık Bırakalım,
Sen - Ben Olmayı...
Bizi, Biz Yâradan Âllah Var !
Nasip PAMUK✍🏻
"Hayırlı Sabahlar"
8 notes
·
View notes
Text
SEVGİNİN* GİRDİĞİ YERE ŞİFA KENDİLİĞİN
DEN GELİR
*571 HABİBULLAH*
*Bismillahirrahmanirrahim*
Hamd Alemlerin rabbi olan Allah'a mahsustur
Salatü selam olsun Habibine.
*Miden ağrıyorsa;* Yaşamında olan herşeyin senin en yüksek hayrına olduğunu bil ve sevgiyle hazmet
ve
*Sübhanallahi ve bi hamdihi sübhanallahil azim* de
bir şeyciğin kalmaz.
*Boynunu ağrıyorsa;* olaylara farklı açılardan bakıp pozitif taraflarını görmeye çalış, Şimdiki bakış açın doğru olmayabilir inadı bırak.
*7 tane la havle ve la kuvvete illa billahül aliyül azim* zikrini yap.
*Belin ağrıyorsa;* paraya olan kötü bakış açını farkedip değiştir.
*Elhamdülillahi Rabbül alemin* de.
*🦶🏻Ayak ve bacakların ağrıyorsa:*
Sol taraf için ; geçmişle bağlarını kopartıp geçmişte yaşamaktan vazgeç
Sağ taraf için ; gelecekten korkma,
kendi geleceğin için
*Allah'a tevekkül et* ve O' na güven!!!
*La ilahe illa hüve aleyke tevekkeltü ve hüve rabbül ardıl azim* de
*🤕*Başın ağrıyorsa;* değersizlik duygunun farkına var, kendini önemse!
Ve
*100 tane*
*LAA İLAHE İLLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH* çek
21 gün değersizlik duygun tamamı ile yok olacak.
*Geceleri uykunuzda*
*😴*Dişlerinizi gıcırdatıyor*
sanız; biriktirdiğin öfkeleri
serbest bırak!
Yatmadan evvel mutlaka *Amenerrasulu oku* bilmiyorsanız bir
*ettehiyatü okuyun*.
Ama
mutlaka
*👉🏼 Amenerrasulu yu ezberleyiniz* benim babam bunu
55 yaşında ezberledi.
Mealinide mutlaka okuyun.
*Gözlerinde bozukluk*
ve ağrı varsa; görmen gereken neyi inatla görmek istemiyorsun farkına
var ve görmeyi seç.
Bol bol *yüzünden 📘Kur'an kerim* oku ve *ALLAHın El Basîr*
esmasını
zikret eskisinden
de güzel görmeye başlayacaksin.
*🍂Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır.*🍂
*Kulaklarında ağrı varsa*
ve duyma bozukluğu yaşıyorsan, inatla kendini etrafın ve iç sesine *kapatma, duymayı*
seç, o seslerden
sana mesaj var unutma!
*Hatırla*
İşaretleri iyi dinle ve *Bismillahi ya semii*
esmasını oku bak kulakların bir daha asla ağırmayacak, eskisinden daha iyi duyacak.
*Regl ağrın varsa;*
Rabbinin sana değer sunduğu
Kadınlığını
Veya
anneligi ve bunun sana sunduğu avantajları sevgi ile kabul et.
Bol bol *Bismillahi ya Rahim*
zikrini çek ağrından eser kalmayacak.
*Sırtın ağrıyorsa;* suçluluk duygusundan vazgeç!
Ve *inşirah sursini 7 kere* oku.
*Omuzların ağrıyorsa;* başkalarının yüklerini, sorumluluk
larını
taşımaktan vazgeçmenin Zaman’ı gelmiş de geçiyor bile!
Bol bol
*inşirah süresi*
oku hiç bir ağrın ve hastalıkların kalmayacak.
*Boğazınız ağrıyorsa;* kendini sevgiyle ifade etmeyi seç, çekingenlikten vazgeç.
Bol bol salavat getir peygamber efendimiz sevginin en güzel ifadesidir.
*Alerjin varsa;* kendi gücünü reddetmeyi bırak.
Kime alerjin olduğunu düşün!
ve serbest bırak
Ve *LA İLAHE İLLALLAAH* de.
*Diş ağrın varsa;* kararsızlığı bırakma vaktin gelmiş demektir.
Bol bol Fatiha suresi oku.
*Bağırsakların* da problem varsa; ihtiyaç duymadığın şeyleri atmanın zamanı geldi de geçiyor…
Günahlarına tövbe et.
Bol bol tövbe istiğfar et.
*ESTAĞFİRULLAH,,,,*
Ve
En önemlisi
*Kalbin ağrıyorsa*;
💔 😟 içerisi nefret, kin, hayalkırıklığı dolduğundandır.
Onları ordan söküp at. Yalnızca SEV, ve ALLAHı zikret kalp ALLAHı zikrederse iyileşir.
Ve kalp inşirah süresi ve 11 ihlâsla iyileşir. Her gün oku bak kalbinde hastalık kalmiyacak.
*SEV çünkü* sevmek peygamber efendimizin ismidir. *Habibullah ALLAHın* sevgilisi
*SEVGİNİN girdiği yere ŞİFA* kendiliğinden gelir.
Öncelikle kendini sev, sana layık olmayan şerefini, onurunu düşüren davranışlardan *Allah rızasını* gözeterek vaz geç.
Aksi taktirde gerçek manada kendini sevemezsin.
*Allah daima* bizimle
Ne kadar küçük olursa olsun
İlk adımı isteyerek at.
İyileşmeyi ve öğrenmeyi tüm içtenliğinle Allah'tan iste,
*MUCİZELER* mutlaka gercekleşecektir.
Dilinden la ilahe illallah Muhammedünn Resulullah kelimesini asla düşürme.
😊 KENDİNLE
ve *YARADANIN* LA BARIŞ,
DÜNYA
SENİNLE BARIŞMAYA HAZIRDIR.
34 notes
·
View notes
Text
Işığın Kıskanılması
Bir zamanlar, karanlık ormanın derinliklerinde bir ateş böceği parlıyor ve ışığını etrafına yayarak huzurlu bir yaşam sürüyordu. Ancak bir gün, bir yılan ateş böceğinin peşine düşüp onu yemeye karar verdi. İşte o anda ateş böceği, son bir çare olarak yılandan bir soru sordu. "Sana bir şey sorabilir miyim?" dedi, ve ardından şu soruyu yöneltti: "Sana bir şey mi yaptım?" Yılan, "Hayır," dedi. Ateş böceği tekrar sordu: "Ben senin besin zincirine dahil miyim?" Yılan yine "Hayır" dedi. O zaman ateş böceği son bir soru sordu: "O halde neden beni yemek istiyorsun?" Yılanın cevabı, "Işığını görmeye dayanamıyorum da ondan..." oldu.
Bu kısa ama derin anlam taşıyan hikaye, bazen hayatın zorluklarını anlamamıza yardımcı olabilecek önemli bir ders veriyor. Ateş böceği, birinin peşine düşülmeden önce kendisinin hiçbir zarar vermediği, hiç kimseye kötülük yapmadığı halde, sadece varlığıyla ve ışığıyla bir tehdide dönüşebileceğini fark eder. Bu ışık, ne yazık ki bazı insanlarda kıskanılacak bir şey haline gelir ve bazen, iyi niyetinize rağmen, karanlıkta kalanlar sizin varlığınızdan rahatsız olabilir.
Işığınız, sizin içsel gücünüzdür. Bazı insanlar doğar ve etraflarını aydınlatır. Onların sevgi dolu, pozitif ve neşeli bir enerjiye sahip olmaları, etraflarındaki karanlıkları aydınlatır. Ancak bu ışık her zaman takdir edilmez. Aksine, bazı insanlar bu ışığı tehdit olarak algılarlar. Çünkü, bu ışık, onların karanlıklarını, eksikliklerini ve içsel boşluklarını daha belirgin hale getirir. Aynı şekilde, ateş böceği de ışığını yalnızca doğasında var olan bir şey olarak yayar; o bir tehlike oluşturmaz, ancak yine de yılan onu yok etmek ister çünkü o ışık, yılandan eksik olan bir şeydir.
Bazen bizler de hayatta ışığımızı gösterdiğimizde, bazılarının bizden hoşlanmadığını, hatta bizi görmezden geldiklerini, küçümsediklerini veya kıskandıklarını fark ederiz. Bu, herhangi bir kötü niyetin sonucu değildir. Bunun yerine, onların gözlerinde bizdeki ışığın onlardan eksik olan bir şey olduğunu görebiliriz. Işık, bir tehdit değil, aslında bir fırsattır. Ancak karanlık, onu bir tehlike olarak algılayabilir.
Hayatta sürekli olarak "neden?" sorusunu soruyoruz, özellikle zor zamanlarda ve kafa karıştırıcı anlarda. Yılanın, ateş böceğiyle yaptığı konuşma, bu soruyu sormanın anlamını da ortaya koyuyor. Ateş böceği "neden beni yemek istiyorsun?" diye sorarken, aslında ışığının kıskanılmasının ve karanlık tarafından tehdit olarak görülmesinin farkındadır. Bu soru, aynı zamanda hepimizin içinde bulunduğu durumu anlamamıza yardımcı olur. Belki de bazen yaşadığımız zorlukların, bizim bir ışık taşıyor olmamızla bağlantılı olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Evet, hayatta bazen kendimizi açıklamak zorunda kalırız. İyi niyetle hareket ederken, etrafımızdaki bazı insanlar bizim gücümüzden, enerjimizden veya başarımızdan rahatsız olabilir. Çünkü onlar bu ışığı kendi içlerinde bulamadıkları için bizden uzaklaşabilirler. Işığımız, onların karanlıklarını daha belirgin hale getirebilir.
Kendimizi karanlıkta kalmış, yalnız hisseden insanlar olarak gördüğümüzde, başkalarının ışığını kıskanmak kolay olabilir. Ancak, bu kıskanma, aslında bizim kendi ışığımızı bulma yolundaki bir engel olabilir. Birinin ışığını kıskanmak yerine, bu ışıktan ilham almak ve kendi içsel gücümüzü bulmak daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. Ateş böceği, hiç kimseye zarar vermediği halde sadece ışığını yayıyor, fakat o ışık yılanda bir tepkiye yol açıyor. Kendi ışığınızı bulduğunuzda, çevrenizdeki karanlıklar, sizi rahatsız etmek yerine, onlara yol gösterici olabilir.
Bazen ne kadar saf ve iyi niyetli olursak olalım, ışığımızdan rahatsız olanlar olabilir. Bu, onların zayıflığı ve karanlık taraflarıyla ilgilidir, bizimle değil. Bu, ateş böceğinin hikayesinin öğrettiği bir derstir. Kendi ışığınızı kabul edin, ona değer verin ve başkalarına da kendi ışıklarını bulma yolunda ilham verin. Çünkü dünyada ışığa duyulan kıskançlık, yalnızca karanlıkta kalmak isteyenlerin sorunudur, ışık ise her zaman daha büyük bir amaca hizmet eder.
#istanbul#iyiniyet#istanbuldayasam#türkiye#insan#artists on tumblr#hayat#writers on tumblr#hayatinrenkleri#hayatdevamediyor#instagram#içerik üretimi#içerik stratejisi#medya#sosyal medya#social media#media#event#halklailişkiler#happynewyear#yeniyil#mutluyıllar#kendine yazar#tumblr yazarları#blog yazarı#kendi kalbine yazar#kahve#kahvekeyfi#halimecan
2 notes
·
View notes
Text
Bir çıkmaz, bir merak. Şimdi biraz sakinleş ve zihnin berraklığıyla tanış. Şşşt sessiz ol, kelimelere göre değil buralar. Biraz dağıl ve fazlasıyla toparlan. Düşün, düşün ve daha fazla düşün. Hayır saf bir beyazlığı düşle. Bembeyaz bir alan. Henüz insanlığın ve canlılığın olmadığı, siyahın bulaşmadığı bir alan. Sor kendine nasıl burada olabilirim ki diye? Hayır elbette, biliyorsun. Biliyorum. Kimden saklayacağız o zaman? Kimden gizliyoruz içimizdeki bu güdüleri ve dürtüleri? Kim bilir öyle değil mi? Kim bilir? Bir şeyleri arıyor ve bir şeyleri bekliyorsun. Beklediğin her şeyden kaçıp, aradığın her şeyi kalbinin derinliklerine bir sır gibi gömüyorsun. Bakıyor lakin görmüyorsun. Bu dünyada görmeye değer bir şey yok öyle değil mi? Ne zaman birazcık sakinleşmeye çabalasam binlerce yalan doluyor beynime. Hangisi yalan ve hangisi gerçek? Bir çukur misali ben hangisine daha yakınım? Sonra fark et, hiçbirine. Tüm yalanların sensin ve tüm doğruların yalan. Etrafına bak. Dikkatlice. Saf beyazlığın ardındaki gerçeği gör. Kapkaranlık bir orman. Nefes aldırmayacak bir uçurum. Bir bataklık. Çabalarını ve kaybedişlerini gömdüğün bir deniz. Şimdi söyle kim anlar seni bu gürültüde?
2 notes
·
View notes
Text
'seni karşımda melekleştirdiğim, seni hatta melek de değil tanrılaştırdığım bütün anlar için kendimden ve bana değer veren herkesten özür dilerim öncelikle. ne ben iblisim ne sen meleksin, ne ben kulum ne sen tanrısın sana da çok anlam yüklediğim için ve seni hiç olmadığı kadar iyi biri olarak görmeye çalıştığım için senden de özür dilerim çünkü mutlaka bunun altında ezildin, bilendin bana, nefret etmeye başladın benden. sana aşık olduğumu seni sevdiğimi göremedin. mütevazilik ve enayiliği karıştırdıkça, her şeyimi maddi manevi sana verdikçe, insanlara hak etmedikleri ve istemedikleri şeyleri verdiğin zaman ortaya inanılmaz kötü sonuçlar çıkabiliyormuş hayatta. bunu öğrettin bana çok teşekkür ederim sana. nefretle dolabildiğin ve karşımda bir nefret bombasına dönüşüp kalbimde patladığın için, şimdi yepyeni bir kalbim oldu sayende sağ ol. '
7 notes
·
View notes
Text
Öyle bir geçer zaman ki dizisini çocukluğumuzda hepimiz heyecanlı bir şekilde izlerdik. Benim için çok farklı hisleri veren, çok şey öğreten diziydi. Final bölümü geldiğinde ise çok üzülmüştüm. Bu dizinin, diğer dizilerin finalinden farklı bitmişti, son son bize bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Şu cümleler geçiyordu;
“İnsan her yıkımdan bir başlangıç yaratabilir.
Her başlangıç yeni bir hayata doğmaktır.
İnsan bir ömre birden fazla hayat sığdırabilir
Hayat bitmez, hep yeniden başlar
Her son, yeni bir başlangıçtır”
Hayatta her ne yaşarsak yaşayalım, insanın daima yeniden bir başlangıç yapabileceğini ve kimi kaybederse kaybetsin, unutulmaz olmayacağını anlatıyor. Biz insanlar bazen yeni başlangıçlar yapmaya korkuyoruz, hayatın hep aynı yerde kalacağını ve başarılı olamayacağımızı sanıyoruz. Sanırım insanın genel özelliği bu, bir kez geldiğimiz şu dünyada yaşanmaya görmeye ve eğlenmeye değer çok şey olduğunu unutuyoruz. Sahi neden?
7 notes
·
View notes
Text
Kayıpların içinde yavaş yavaş kaybolurken fark ettim ki, en derin yaralar bile bir gün kabuk bağlar. Acının ilk anı öyle yoğundur ki, o acının hiç dinmeyeceğini düşünürsün. Her şey, sanki hep eksik ve yarım kalacakmış gibi gelir. Fakat zaman, insanı değiştiren ve dönüştüren en güçlü şifacı. Yitirdikçe büyüdüğünü, olgunlaştığını anlıyorsun. Yalnızca kendinle kalmak zorunda olduğunda, içindeki gücü keşfetmeye başlıyorsun.Bir sabah uyanıyorsun ve o koca boşluk yerini hafif bir sükûnete bırakıyor. Başta tuhaf geliyor, nasıl olur da böylesine büyük bir acı, böylesine sessiz bir dinginliğe dönüşebilir? Ama işte, insan en büyük kayıplarının ardından bile yaşamaya devam ediyor. Öğreniyorsun ki, kaybetmek seni durdurmaz; tam tersine, seni daha da ileri götürür. Her kayıpla birlikte, neyin gerçekten önemli olduğunu, neyin üzerine titremeye değer olduğunu daha net görmeye başlıyorsun.Önceden değer verdiğin küçük meseleler, şimdi gözünde küçülüyor. Yitirmeyi öğrendiğin zaman, hayattaki gerçek önceliklerini fark ediyorsun. İnsanları, anıları, belki de uzun zamandır ihmal ettiğin şeyleri tekrar hatırlıyorsun. Kayıpların, seni içsel bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculukta, kendinle daha fazla vakit geçiriyorsun. Başta yalnızlık gibi gelen şey, aslında bir özgürlük oluyor. Kendi düşüncelerinle baş başa kaldığında, o sessizlikte bir tür huzur buluyorsun.Çünkü belki de yitirmeyi öğrenmek, yeniden başlamanın anahtarıdır. Her kaybediş, aslında bir kapıyı kapatırken başka bir kapıyı aralar. Ve bazen, kaybettiklerin seni en sonunda ait olduğun yere, gerçek yoluna götürür. Yitirdiklerinin ardından, sahip olduklarının kıymetini daha iyi anlar hale gelirsin. Her yeni gün, bir fırsat sunar. Kayıplar, sana daha fazla cesaret verir, çünkü artık en zorunu yaşadığını bilirsin.Artık kaybetmekten korkmuyorum. Çünkü kaybetmenin de, hayatın bir parçası olduğunu, var olmanın doğal bir döngüsü olduğunu öğrendim. Her şey geçer, her şey değişir ve sen de o değişimin bir parçası olursun. Üzerine titrediğin şeyler kaybolur, fakat onlardan geriye sana bıraktıkları anılar ve öğretiler kalır. Ve işte o anılar, o yaşanmışlıklar, senin gerçek hazinen olur.Yitirdiklerinle var olmayı, onlarla büyümeyi öğrendiğinde, dünya sana farklı bir yüzünü gösterir. Daha derin, daha anlamlı bir varoluşun kapıları açılır. Belki de asıl kaybedecek şey, yalnızca zamanında fark edemediğin bu içsel zenginliktir. Kayıpların içinde, aslında kendini bulursun. Gerçek benliğini, hakikatini
3 notes
·
View notes