#eskişehir aile terapisi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Eskişehir Çift Terapisi Psikolog İlker Küçük Eğitimci Uzman Psikolog Aile Danışmanı Eskişehir Psikologlar #eskişehir #psikoloji #psikolog #psikoterapi #psikiyatri #psikolojikdanışmanlık #pedagoji #psikoterapist #pedagojikdanışmanlık #ailedanışmanlığı #pedagog #çocukpsikolojisi #evlilikterapisti #evlilikterapisi #psikologilkerkucuk #eskişehirpsikolog #çift
3 notes
·
View notes
Text
Eskişehir Psikolog İlker Küçük
Eskişehir’de En İyi Psikolog Arayanlara Tavsiyeler
Bizler genellikle içinde bulunduğumuz durumla başa çıkamadığımızda veya farklı bir bakış açısına ihtiyaç duyduğumuzda bir uzmandan yardım almayı düşünürüz. Psikolojik problemleri nedeniyle psikolog desteği almak isteyen ve uzman arayışına giren pek çok insanın “Google” da “en iyi psikolog”, “en iyi psikoterapist” gibi aramalar yaptıkları gözlemlenmiştir. Bunların dışında bazen “terapist”, “psikoterapist”, “aile danışmanı”, “evlilik terapisti” gibi daha farklı kelimeleri de araştırıyoruz. Bazen de bir şehirdeki ruh sağlığı uzmanlarına ulaşmaya çalışırken “Eskişehir En İyi Psikolog” veya “En İyi Psikolog Eskişehir ” gibi yerel araştırmalar da yapıyoruz.
Eskişehir Psikolog Doktorlar Cd. Bilgisi İçin Tıklayınız!
www.ilkerkucuk.com
Eskişehir’de en iyi psikoloğu bulma konusunda insanların özellikle psikoterapi alanında en iyisini bulma isteklerinin kökeninde pek çok neden yer alır. Bunların başında bildikleri iyi bir terapistin olmaması, birilerine soramamaları yada kendilerinin veya tanıdıklarının önceden yaşadıkları verimsiz terapi deneyimleri bulunmaktadır. Eskişehir’de en iyi psikolog araştırmalarımızı yaparken nelere dikkat etmeliyiz? Öncelikle kelimelerin anlamlarını bilmemiz gerek örneğin “psikolog” demek sadece “terapi” yapan kimse demek değildir. Psikologlar kısaca; problemleri ve psikolojik rahatsızlıkları çözmek için psikoloji ile ilgili bilgi, teori ve araştırmaları kullanan bununla birlikte çeşitli kurumlarda psikolojik araştırmalar yapan kişidir. Peki sizler hangi ruh haliniz için “psikolog”, “uzman psikolog” , “aile danışmanı” ,“terapist” veya “psikoterapist” arıyorsunuz? Her aradığınız “psikolog” bu içinde bulunduğunuz karmaşıklığın hepsine karşılık verebilir mi? Burada önemli olan, sizin neye ihtiyaç duyduğunuz ve görüşmüş olduğunuz psikoloğun, psikoterapist, aile danışmanı ya da psikiyatristin hangi yeterliliğe sahip olduğudur. İyi bir psikoloğun özellikleri nelerdir? Öncelikle lisans sonrası aldığı psikoterapi ve süpervizyon eğitimlerdir. Çünkü dünya genelinde üniversitelerin lisans bölümlerinde psikoterapi eğitimi verilmez. Lisans eğitimi boyunca öğrencilere temel psikoloji bilgileri, psikolojik testler, yüzeysel olarak psikoloji kuramları ve basit terapi teknikleri öğretilir. Netice itibariyle üniversiteden yeni mezun olmuş bir psikoloğun yetişkin bir bireye yardım edebilecek psikoterapi bilgisi ve deneyimi kısıtlıdır. Türkiye’ de psikoterapi eğitimleri ağırlıklı olarak özel kuruluşlar ve enstitüler tarafından; sınırlı olarak da yüksek lisans programlarında verilmektedir. Yüksek lisans programlarında verilen psikoterapi eğitimleri daha çok “bilişsel- davranışçı” alanla sınırlı kalmakla birlikte ülkemizde psikanalitik anlamda kapsamlı bir eğitim veren yüksek lisans programı yok denecek kadar azdır. Bu açıdan bakıldığında iyi bir psikoloğun üniversite sonrasında hangi psikoterapi eğitimlerinden ne süre geçtiği, süpervizyon alıp almadığı, mesleki bilgi ve deneyimi önemlidir. Yukarıda anlatmak istediklerimizi şu şekilde özetleyecek olursak: Öncelikle araştırmayı çok iyi yapmış olmanız lazım çünkü bulduğunuz her “psikolog”, ”aile danışmanı” veya “psikiyatrist” size ihtiyacınız olan desteği sunamayabilir. Örneğin “çift terapisi” için gerekli donanımı olmayan bir “psikolog” size ihtiyacınız olan desteği veremez. Aynı şekilde “cinsel terapi” ,“oyun terapisi” ,“aile terapisi” “cinsel sağlık” konularında yeterliliği olmayan bir psikolog da bu konuda destek veremez. Bu yüzden Eskişehir’de “psikolog”, “terapist” veya “uzman psikolog” ile ilgili iyi bir araştırma yapmanızı öneririm. Unutmayın ki bu durum sizlerin daha iyi bir yaşam kaliteniz olması açısından çok önemli bir süreçtir.
www.ilkerkucuk.com
Eskişehir Psikolog İçin Tıklayın
#eskişehir #eskişehirpsikolog #psikolog #psikologilkerkucuk #psikoterapi .
1 note
·
View note
Link
0 notes
Photo
Kum Terapisi, kendi içerisinde tam bir terapi yöntemi olduğu gibi diğer yaklaşımlarla (rüya, sanat ve/veya sözlü yöntemlerle) da birleştirilebilir. Kum terapisi diğer terapi formatlarından oldukça farklı bir yaklaşımdır. Kum oyununda sembol oluşturma yolu ile bilinçdışı (bireysel veya kolektif bilinçdışı) ile çalışılır. Yorumlama, öneri yapılmaz, geri bildirimde bulunulmaz ya da soru sorulmaz. Kum terapisinde, kişi minyatürlerle kum havuzu içerisinde bir dünya yaratmak için tüm imkanlara sahiptir. Terapist çalışma süresince belirli bir mesafede durur, süreci not alarak kaydeder. Danışan kum havuzundaki çalışmasını tamamladığında yakınlaşır ve yapılan eser beraberce gözlemlenir. Danışanın ne gördüğü ya da onun anlattığı hikaye dinlenir. Weinrib (1983)`e göre kum terapisinde iki süreç işler: bunlardan birisi `iyileşme`, diğeri ise `bilincin genişlemesi` ya da `farkındalığın artması`dır. 1. İyileşme: Ailenin yaşantısındaki erken dönem ihmal, taciz, terk edilme, doğum öncesi, sonrası travmaların yeniden ele alınarak işlenmesi. 2. Farkındalığın Artması ve Kişisel Büyüme: bireyin ne hissettiğinin, düşündüğünün, yaptığının farkında olması ve eylemlerinde tercih yapabilme yetisi. Kum terapisinde iyileşme ve büyüme genellikle iç içe geçmiştir. ESKİŞEHİR PSİKOLOG İLKER KÜÇÜK PSİKOLOJİ PEDAGOJİ AİLE DANIŞMANLIĞI #psikolog #psikoloji #psikoterapi #ailedanışmanlığı #aileterapisi #eskisehirpsikolog #eskisehirpedagog #eskişehir #eskisehir #psikiyatri #bosanma #cocukpsikologu #eskisehirdiyetisyen #eskisehiranneleri #pedagog #pedagoji #osmangaziüniversitesi #anadoluüniversitesi #kadınerkekiliskileri #iliskiterapisi #hipnoz #psikologilkerkucuk #depresyon #anksiyete #takıntı #bipolarbozukluk #felsefe #eskisehirpsikologlar (Uzman Psikolog İlker KÜÇÜK) https://www.instagram.com/p/B7BwmBOBxrE/?igshid=13qohsskvpdaw
#psikolog#psikoloji#psikoterapi#ailedanışmanlığı#aileterapisi#eskisehirpsikolog#eskisehirpedagog#eskişehir#eskisehir#psikiyatri#bosanma#cocukpsikologu#eskisehirdiyetisyen#eskisehiranneleri#pedagog#pedagoji#osmangaziüniversitesi#anadoluüniversitesi#kadınerkekiliskileri#iliskiterapisi#hipnoz#psikologilkerkucuk#depresyon#anksiyete#takıntı#bipolarbozukluk#felsefe#eskisehirpsikologlar
0 notes
Text
Çocuklardaki konuşma bozukluğunun ilacı aile desteği
Çocuklardaki konuşma bozukluğunun ilacı aile desteği
ESKİŞEHİR Anadolu Üniversitesi (AÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Maviş, 36 aya kadar konuşamayan ya da konuşma bozukluğu çeken çocukların iyileşmesinde en önemli faktörün aile desteği olduğunu söyledi. Maviş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genellikle 18-24 ay arasındaki çocukların söze geçmelerinin beklendiğini bildirdi. Çocukların 36…
View On WordPress
0 notes
Text
Eskişehir Psikolog İlker Küçük bireysel terapi, çift terapisi, aile terapisi, ebeveyn terapisi konularında online veya yüzyüze Eskişehir’de psikolog hizmetleri sunar. #eskişehir #psikolog #eskişehirpsikolog #psikologilkerkucuk #psikoloji
0 notes
Text
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.
Uzman Psikolog İlker Küçük bireysel terapi, çift terapisi, aile terapisi, ebeveyn terapisi konularında online veya yüzyüze Eskişehir’de psikolog hizmetleri sunar. #eskişehir #psikolog #eskişehirpsikolog #psikologilkerkucuk #psikoloji
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.
Uzman Psikolog İlker Küçük bireysel terapi, çift terapisi, aile terapisi, ebeveyn terapisi konularında online veya yüzyüze Eskişehir’de psikolog hizmetleri sunar. #eskişehir #psikolog #eskişehirpsikolog #psikologilkerkucuk #psikoloji
0 notes
Text
Uzman Psikolog İlker Küçük bireysel terapi, çift terapisi, aile terapisi, ebeveyn terapisi konularında online veya yüzyüze Eskişehir’de psikolog hizmetleri sunar. #eskişehir #psikolog #eskişehirpsikolog #psikologilkerkucuk #psikoloji
0 notes
Text
Eskişehir Psikolog İlker Küçük
Çift terapisi, çiftlerin kendi başlarına çözüm bulmakta zorlandıkları sorunların, içinden çıkamadıkları kısır döngülerin ya da iletişim problemlerinin bir uzman desteği ile ortaya çıkarılıp anlamlandırma, yorumlama ve dönüştürme sürecidir.
EskişehirPsikoterapi İlker Küçük Eğitimci Uzman Psikolog Aile Danışmanı Eskişehir Psikologlar #eskişehir #psikoloji #psikolog #psikoterapi #psikiyatri #psikolojikdanışmanlık #pedagoji #psikoterapist #pedagojikdanışmanlık #ailedanışmanlığı #pedagog #çocukpsikolojisi #evlilikterapisti #evlilikterapisi #psikologilkerkucuk #eskişehirpsikolog #ailedanışmanı #aileterapisi #cinselterapi #çiftterapisi
http://psikologum.net
0 notes
Text
Online Psikoterapi
Yüzyüze psikolog ile görüşme imkanı olmayan ve ya merkezimize daha önce en az bir kere gelmiş olan ve halen terapi süreci devam eden danışanlarımız için “Online Randevu” hizmetimiz başlamıştır.
Online Randevu nedir?
Online randevusu sayesinde Dünya’nın neresinde olursanız olun psikoloğunuz ile Online iletişim kanalları aracılığı ile görüşme yapabilirsiniz.
Uzman Psikolog İlker KÜÇÜK Eskişehir Psikoloji Pedagoji Psikoterapi Aile Danışmanlığı
Eskişehir'de en iyi hizmet anlayışıyla size en yakın psikolog, pedagog, aile danışmanlığı, çocuk ve ergen psikolojisi, psikoterapi, cinsel terapi, koçluk, kurumsal danışmanlık.
Eskişehir psikolog, pedagog, aile danışmanı ve profesyonel koçluk uzman kadromuzla; Bireysel Danışmanlık, Çocuk Danışmanlığı, Ergen Danışmanlığı, Ebeveyn Danışmanlığı, Hamile Danışmanlığı, Aile Danışmanlığı, Evlilik ve Çift Danışmanlığı, Cinsel Danışmanlık, Boşanma Danışmanlığı ve Kurumsal Danışmanlık alanlarında hizmet sunmaktayız.
Hizmetlerimizle ilgili herhangi bir konuda daha ayrıntılı bir şekilde konuşmak isterseniz, ek bilgi ister, size nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenmek ve ya randevu oluşturmak isterseniz bizimle iletişime geçiniz:
Tepebaşı / Eskişehir
www.psikologum.net
#pedagog#pedagoji#pedagojik#Eskişehir#eskişehir psikiyatri#eskişehir aile terapisi#eskişehir#psikolog#psikolog ücretleri#Eskişehir Psikolog
0 notes
Text
Corona Virüs Psikolojisi - Eskişehir Psikolog
Eskişehir'de de Corona Virüs salgını insanların psikolojisini etkilemiştir. Eskişehir'de Uzman Psikolog İlker Küçük sizler için Corona Virüsün yetişkin ve çocuk psikolojisi üzerindeki etkilerini paylaştı.
Uzman Psikolog İlker KÜÇÜK Eskişehir Psikoloji Pedagoji Psikoterapi Aile Danışmanlığı
Eskişehir'de en iyi hizmet anlayışıyla size en yakın psikolog, pedagog, aile danışmanlığı, çocuk ve ergen psikolojisi, psikoterapi, cinsel terapi, koçluk, kurumsal danışmanlık.
Eskişehir psikolog, pedagog, aile danışmanı ve profesyonel koçluk uzman kadromuzla; Bireysel Danışmanlık, Çocuk Danışmanlığı, Ergen Danışmanlığı, Ebeveyn Danışmanlığı, Hamile Danışmanlığı, Aile Danışmanlığı, Evlilik ve Çift Danışmanlığı, Cinsel Danışmanlık, Boşanma Danışmanlığı ve Kurumsal Danışmanlık alanlarında hizmet sunmaktayız.
Hizmetlerimizle ilgili herhangi bir konuda daha ayrıntılı bir şekilde konuşmak isterseniz, ek bilgi ister, size nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenmek ve ya randevu oluşturmak isterseniz bizimle iletişime geçiniz:
ADRES:
Hoşnudiye, İsmet İnönü-1 Cad. No:13 / 63, Kılıçoğlu Plaza, Tepebaşı / Eskişehir | 26130
www.psikologum.net
Corona Virüs (SARS-CoV), ilk kez Çin’de görülen ve şiddetli akut solunum yetmezliğine neden olan bir virüstür. Özellikle hayvanlardan insanlara bulaşan bu virüs insanlarda mutasyona uğrayarak insandan insana geçişi mümkün kılar.
Kişilerde yüksek ateş, öksürük, kas ağrısı, ishal, zor nefes alma, iştahsızlık, bulantı ve çeşitli vücut ağrıları şeklinde şikayetlere neden olmaktadır. Virüs yaşlılarda, kanser ya da bağışıklığı baskılayan hastalıkları olanlarda, akciğer hastalıkları bulunanlarda daha ağır bir sürece neden olabilmektedir. Görüntüsü itibariyle grip benzeri bir hastalık olmasına karşın gripten daha ağır bir tablo seyrederek ölümlere sebep olmaktadır.
Virüs özellikle yakın temas sonucunda oluşur. Belirli bir tedavisi olmamakla birlikte çeşitli korunma yolları vardır. Koruma yolları arasında; elleri sık sık yıkamak, temel hijyen kurallarına uyma ve kapı kolları gibi sık dokunulan alanları dezenfekte etmek gibi adımlar sayılabilir.
Çin’de başlayarak tüm dünyada büyük bir yankı uyandıran Corona virüsü ülkemizde de korku unsuru olmuş bir salgın olarak karşımıza çıkıyor. Virüsün yayılma gücünün yüksek olması korkuları arttırıyor. Sosyal medya aracılığıyla hızlı bir şekilde paylaşılan bilgiler insanların sürekli maruz kalmasına neden olurken doğru bilginin yanlış bilgiden ayırt edilmesini zorlaştırıyor. Küresel anlamda maruz kalınan bu durumun psikolojik yansımaları elbette olumsuz olabiliyor. Salgın hastalıkların beklenmedik ve yaşamı tehdit eder yapısı korku ve kaygı uyandırıcı olmakla birlikte bireylerin yaşamsal faaliyetlerini değiştirmelerine ya da kısıtlamalarına neden olabiliyor.
İnsanlar konser alanları, alışveriş merkezleri veya toplu taşımalar gibi kalabalık yerlere korkuyla yaklaşıyor veya bu alanlardan kendilerini çekiyorlar. Böylesi bir durumda kişinin sosyal hayatı, iş hayatı veya eğitim hayatı gibi önemli alanlar etkilenebiliyor.
Bilinmezlik ve tehdit uyandıran salgın, insanların psikolojini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Kişilerde panik atak, yüksek düzeyde stres, fobi, uykusuzluk, yeme sorunları gibi rahatsızlıklar artış gösteriyor.
Bu kaygı ve korkular corona virüsü hakkında daha çok bilgi edinilmesine ve insanları korunma yollarının araştırılmasına yöneltti. Aynı zamanda salgın karşısında psikolojik dayanıklılığımızı korumak bir diğer önemli konu.
Aynı zamanda Corona hakkında haberlere veya yetişkinlerin konuşmalarına maruz kalan çocuklar korkabilir ayrıca ebeveynlerdeki panik hali çocuklarda aynı olumsuzluklara neden olabilir. Bu sebeple ebeveynlerin çocukların yanında yapacakları konuşmalara dikkat etmeleri gerekmektedir. Buradan konu hakkında tamamen sessiz kalmak anlaşılmamalıdır. Tamamen sessiz kalarak gerçeği yok saymak çocuğun endişelerini arttıracaktır. Çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olarak Corona virüsü ve diğer tüm hastalıklardan korunma yolları açısından bilgi vermek en doğrusu olacaktır.
Virüse yönelik farkındalığın artması yaşanan olumsuz psikolojik durumların kontrol altına alınmasında önem taşıyor. Bu gerçeği kabul ettikten sonra panik halinden çıkarak gerekli önlemler konusunda bilinçlenerek buna uygun adımlar atılması önemli. Gerekli korku düzeyinin bilinçli hareket etmemizde bize yardımcı olacağını fakat günlük yaşantımızı olumsuz etkilemeye başladığında kontrol altına almamız gerektiğini unutmamalıyız. Böyle durumlarda bir uzmandan yardım almak size fayda sağlayacaktır.
Eskişehir'de de Corona Virüs salgını insanların psikolojisini etkilemiştir. Eskişehir'de Uzman Psikolog İlker Küçük sizler için Corona Virüsün yetişkin ve çocuk psikolojisi üzerindeki etkilerini paylaştı.
#corona #virüs #eskişehir #psikolog #psikologilkerkucuk #psikoloji
#pedagog#pedagoji#pedagojik#eskişehir psikiyatri#eskişehir#eskişehir aile terapisi#psikolog ücretleri#psikolog#Eskişehir Psikolog
0 notes
Text
ESKİŞEHİR OYUN TERAPİSİ PEDAGOG DESTEĞİ
OYUN TERAPİSİ'NİN TANIMI
Dünyanın En Güzel Varlıkları Çocuklarımız..
Onların kişisel gelişimleri,mutlulukları,gülümseyen yüzleri hayatımızın en anlamları zamanlarıdır..
Oynayacakları oyunlar hayal güçlerini sınırsız hale getireceği gibi geleceklerinin zeminini hazırlayacaktır..
Oyun çocuğun bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimine yardımcı olmaktadır. Çocuklar oyun ile dış dünyayı tanır, hayata dair denemeler yapar, hayal ile gerçeği ayırt edebilmeyi öğrenir. Kısacası hayatla mücadele etmeyi deneyimler. Bu anlamda oyun, çocukların duygu ve düşüncelerini kolaylıkla ifade edebildiği en uygun dildir. Oyun çocukların gelişimine katkıda bulunurken aynı zamanda mutlu eder. Tüm çocuklar sadece eğlence amaçlı oynamaya cesaretlendirilmelidir
OYUN TERAPİSİ NEDİR?
Çocukların yetişkinler gibi kendilerini ifade etmeleri kolay değildir. Oyun terapisi ile çocuklar kelimeleri kullanmak yerine oyun ve oyuncaklar aracılığıyla, kendini ifade edebilmeyi, günlük yaşamında baş edemediği problemleri çözebilmeyi ve olumsuz davranışlarını değiştirebilmeyi öğrenir. Oyun terapisinin amacı çocuğun kendini duygusal olarak iyi hissetmesini sağlamaktır. Çocuğun normal gelişimini etkileyen duygusal, davranışsal ve psikolojik problemleri ortadan kaldırmak ve problemin büyümesini önlemektir. Oyun terapisinin türleri, non-direktif (yönlendirilmemiş), kognitif (bilişsel davranışçı) ve Filial Terapidir. (anne-baba da dâhil olur) Seanslar yaklaşık 50 dakika sürmektedir. Ancak Filial Terapi 30 dk, 15–20 seans sürmektedir.
OYUN TERAPİSTİ KİMDİR ?
Eğitimli bir oyun terapisti çocuk ile empati kurar. Çocuğun kendini anlaşılmış ve kabul görmüş hissetmesine, kontrol hissi ve farkındalık kazanmasına uygun ortamı sağlar. Yönlendirilmiş çalışmalar hedefe yöneliktir. Oyun terapistinin sorumluluğu rehberlik yapmak ve yorumlamaktır. Terapist problemli davranışın yerine daha olumlu davranışların ve düşüncelerin geliştirilmesine yardımcı olur. Terapinin önemli unsurlarından biri ödüllendirmedir. Bu yolla çocuğa hangi davranışlarının uygun hangilerinin uygun olmadığı yönünde doğrudan mesaj verilir.
Yönlendirilmemiş çalışmalarda ise oyun terapistlerini tanımlayan 8 ilke şöyledir:
1.Terapist çocuğu olduğu gibi kabul eder.
2. Terapist çocukla sıcak bir ilişki kurar.
3. Terapist çocuğun duygularını ifade edebileceği uygun ortamı sağlar.
4. Terapist çocuğun dışarı vurduğu duygulara karşı açıktır ve çocuğa içgörü kazandıracak şekilde ona geri yansıtır.
5. Terapist çocuğa kendi problemlerini çözebilmesine fırsat verir ve yaptığı seçimlere saygı duyar. Değişime karşı yaptığı seçimlerin sorumluluğunu çocuğa verir.
6. Terapist terapi sürecini hızlandıramaz, bu süreç zamanla gelişir.
7. Terapist çocuğu yönlendirmez ve çocuğun çizdiği yolu takip eder.
8. Terapist terapiyi sürdürebilmek için gerekli sınırları çizer. Oyun terapisini çocuk psikoterapistleri, psikiyatri hemşiresi, sosyal hizmet görevlileri, rehber ve psikolojik danışmanlar, psikologlar, sanat terapistleri kullanmaktadır.
OYUN TERAPİSİNDEN NE KADAR ZAMANDA SONUÇ ALINIR ?
Bu süre çocuktan çocuğa değişmektedir. Yaşadığı travmanın ciddiyetine ve olayları nasıl algıladığına göre farklılık gösterir. Problemli davranış ne kadar yeniyse bunun aşılması o kadar kolay olacaktır. Bireysel danışma da 4 haftada bir, gruplarda 8 haftada bir aile görüşmesi ile anne-baba bilgilendirilir.
NE İÇİN OYUN TERAPİSİ ?
Çocuklar oyun oynamayı severler. Yetişkinler kadar duygularını anlayabilme ve becerileri gelişmemiştir. Bu nedenle oyunla çocuklara deneyimlerini ve duygularını ifade etme fırsatı sunulduğundan iyileştirici özelliği vardır. Çocuklar; oyunlarında davranışlarını etkileyen kızgınlık, üzüntü, korku ya da hayal kırıklığı gibi duyguları terapistin sağladığı güvenli bir ortamda canlandırabilirler. Oyun terapisi çocukların;duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine zihinsel ve fiziksel düşüncelerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Oyun terapisi hangi durumlarda, kimlere uygulanır?
1-Oyun terapisi 3–11 yaş arası çocuklara uygundur.
2-Boşanmış ailelerin çocuklarına
3-Evlat edinilmiş veya terkedilmiş çocuklara
4-Aile içi şiddet gören çocuklara
5-Okulda zorbalık gören veya zorbalık yapan çocuklara
6-Kaygı, korku ve fobileri olan çocuklara
7-Uyku bozukluğu ve kâbusları olan çocuklara
8-Kardeş kıskançlığı yaşayan çocuklara
9-Ailede kayıp ve yas olan çocuklara
10-Duygusal, fiziksel ve cinsel tacize uğramış çocuklara
11-Konuşma bozukluğu olan çocuklara (kekemelik, tekrarlayıcı dil, bebek konuşması)
12-Hiperaktivite ve Dikkat eksikliği tanısı almış çocuklara
13-Arkadaş edinmede güçlük çeken çocuklara
14-Ders çalışma ve okuma problemi olan çocuklara
15-İçe çekilmiş ve sürekli mutsuz olan çocuklara
16-Uygunsuz davranışlar sergileyen çocuklara, oyun terapisi uygulanmaktadır.
Çocuk oyun terapisi ile neler kazanır ?
Çocuklar oyun terapisi ile özgüvenlerini kazanmayı, işbirliği yapmayı, başkalarına saygı durmayı, sorumluluk almayı ve sorumluluklarını yerine getirmeyi, kendini korumayı, dikkatini toplamayı, problemlerine çözüm yolu bulmayı, öfkesini doğru yönlendirmeyi, kendini doğru ifade edebilmeyi, sosyal ilişkilerini güçlendirmeyi, korkularını yenmeyi, konuşma bozukluklarını düzeltmeyi öğrenirler.
Oyun odasında neler vardır?
Oyun materyali olarak oyuncak mobilyalı ev, oyuncak ev aletleri, oyuncak aile, okul, oyuncak hayvanlar, telefon, birtakım kostüm ve aksesuarlar, ayna, su, kum havuzu, araba, uçak gibi oyuncaklar ve parmak boyası, oyun hamuru, her çeşit boya kalemi, kartonlar, çizim kâğıdı, etiketler gibi sanatsal malzemeler bulunur. Bütün oyuncakların ve materyallerin kullanımı kolay, taşınabilir, güvenilir, dayanıklı ve çocuğun sürekli erişebileceği yüksekliktedir.
Çocuğa oyun terapisine gelirken nasıl bir açıklama yapılmalıdır?
Çocuğa doktora gittiğini söylemek yerine, “Oyun terapisi, sen resim veya benzeri sanatsal bir faaliyet yaparken, hikâye anlatırken ya da herhangi bir oyuncak ile oynarken duygularını anlamana ve onlar hakkında konuşmana yardımcı olacak, çünkü onları içinde tutarsan ve ne hissettiğini fark etmezsen mutsuz hissedebilirsin. Oyun terapisti sana hiçbir zaman yapmak istemediğin bir şeyi yaptırmayacak, söylemek ve yapmak istediklerine kendin karar vereceksin” gibi bir ifade kullanmak çocuğun kendini güvende hissetmesine yardımcı olur.
#eskişehir #oyunterapisi #eskisehir #pedagog #çocukpsikolojisi
#pedagog#pedagoji#pedagojik#eski?ehir#eskişehir psikiyatri#eskişehir#eskişehir aile terapisi#ankara psikolog İlker küçük#psikolog ücretleri#psikolog
0 notes
Text
Eskişehir’de Psikolog Desteği, Psikolog Arayanlara Tavsiyeler, Psikolog Ücretleri 2020
Psikolog Eskişehir
Psikolog kelimesinin anlamını her birimiz farklı tanımlayabilir. Bu yazımızda hem “psikolog” kelimesinin anlamını, hem de “Eskişehir psikolog”, “psikolog Eskişehir“, ya da bazen sadece “psikolog” yazarak google araması yapanlar için yardımcı birkaç ipucuna yer vereceğiz. Eskişehir’de Uzman Psikolog İlker KÜÇÜK sizler için psikolog, pedagog, aile danışmanlığı, çocuk ve ergen psikolojisi, psikoterapi, cinsel terapi, hipnoz, koçluk, kurumsal danışmanlık alanlarında, bireysel danışmanlık, çocuk danışmanlığı, ergen danışmanlığı, ebeveyn danışmanlığı, hamile danışmanlığı, aile danışmanlığı, evlilik ve çift danışmanlığı, cinsel danışmanlık, boşanma danışmanlığı ve kurumsal danışmanlık hizmetleriyle ilgili kapsamlı bir yazı sunmaktadır.
Psikolog Nedir?
“Psikolog Eskişehir” araması yapan bir kişi, bu arama ile tam olarak neyi arıyor olabilir diye sorarsak, karşılık olarak birçok cevap alabiliriz. Yaşadığı panik bozukluk problemi için kendisine yardımcı olacak bir psikolog arıyor olabilir. Ya da eşi ile yaşadığı herhangi bir sorun için problemleri çözmeye yardımcı olabilecek bir psikolog arıyor da olabilir. Biliyorsunuz ki bizim mesleğimiz çalışma hayatında sadece sağlık alanında görev almıyor, endüstri alanında da aktif rol oynuyor. “Psikolog Eskişehir” araması ile bir fabrika çalışanlarının motivasyonu ve verim artışı gibi konularda yardım almak üzere bir psikolog arıyor olabilir. Bu bilgiler ışığında sorumuzu soralım: Bu terimleri arayan bir kişi belirgin ve net bir biçimde tek bir şeyi arıyor olabilir mi? Elbette hayır.
Psikolog, üniversite lisans programını psikoloji bölümünde yapan meslektaşlarımızın kullandığı, kullanmaya hak kazandıkları bir unvandır. Bölüm klasik olarak 4 sene sürer ve temel dersler verilir.
Psikolojide lisans eğitimi genellikle temel bir bilgi edinilmesini sağlar ve İngilizce eğitim veren üniversitelerde undergraduate terimi ile tanımlanan ve “psikolog” unvanı almaya hak kazanan mezunlar yetiştirir. Mezun olan bir psikolog herhangi bir alanda, örneğin psikolojik yardım alanında da, endüstri ve örgüt psikolojisi alanında da çalışmaya henüz yetkinlik kazanabilmiş değildir.
Psikolojik destek arayışındaki kişiler psikolog terimi ile arama yapsalar da en önemlisi, ihtiyaç duyulan psikoloğun hangi yetkinliklere sahip olduğudur.
Eskişehir’de Psikolog Arayanlara Tavsiyeler
Psikolog olmadığı halde psikolog unvanını kullanmakta hiçbir sakınca görmeyenlere dikkat etmelisiniz. Psikolog arıyorum diyorsanız, önce bulacağınız uzmanın gerçek bir psikolog olduğundan, ardından da iyi bir psikolog olduğundan emin olun. Başvuracağınız uzmanın diplomasını görmek istemek sizin hakkınızdır ve bu hakkınızı kullanabilirsiniz.
Psikolog, doktor, psikolojik danışman gibi meslekleri yapan her insan size yardımcı olamayabilir. Evlilik ve çift ilişkileri bir uzmanlık alanıdır. Psikopatoloji ve psikoterapi de bir uzmanlık alanıdır. Bunlarla ilgili eğitimi ve donanımı yeterli olan bir psikolog problemlerin çözülmesine yardım edebilir.
Psikoterapi almayı düşündüğünüz uzmanla telefonda kısa bir görüşme yaparak sorularınızı sormanızı ve onun yaklaşımını değerlendirmenizi tavsiye ediyorum. Sizi gerçekten dinliyor ve sorularınıza cevap veriyor mu, yoksa dinlemiyor ve öylesine cevaplarla sorularınızı geçiştiriyor mu? İyi bir psikolog size telefonda ayırdığı zamanı da, yüz yüze psikoterapide ayırdığı zamanı da en iyi şekilde kullanır ve size yararlı olmaya çalışır. Bildiğimiz gibi çok sayıda farklı uzmanlık dalına sahip olan büyük bir bilim olan psikoloji insan yaşamının farklı alanlarında yaptığı çalışmaları ile yaşamı kolaylaştırmaya çalışır. Siz de bireysel sorunlarınızın üstesinden gelmek istiyorsanız iyi bir psikolog, daha doğrusu yetenekli bir uzman psikolog bulmakla işe başlayabilirsiniz.
Eskişehir’de Psikolog Ücretleri Ne Kadar? 2020 Ücretleri
Psikolog ücretleri, psikoloğun görev yaptığı şehre ve şehir içerisinde görev yaptığı semte göre çeşitlilik ve farklılık gösterir. Bu arada ifade etmek isterim ki size yararlı olabilecek olan bir psikolog ücretsiz psikolojik destek sunmadığı gibi, yüksek / uçuk ücretler de talep etmez. Yararlı olacak psikolog normal piyasadaki psikolog fiyatları ya da ücretleri neyse onu talep eder. Piyasada seans ücreti 250 TL iken sizden 700 TL talep eden bir psikologdan yardım alabilirsiniz de, almayabilirsiniz de. Bu kararı siz vermelisiniz.
Psikolog ücretleri, alınan hizmetin türüne göre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin, bireysel psikolojik danışmanlık ile psikoterapi arasında ücret farkı olduğu gibi, psikoterapi ile evlilik terapisi ve cinsel terapi arasında da ücret / fiyat farkı görülmektedir. Bu fark belirli ve üzerinde mutabakat sağlanmış bir kurala bağlı olarak ortaya çıkmamaktadır. Farkın nedeni, bu tür hizmetleri sunan kurumların belirledikleri ücretlendirme politikasıdır.
Psikolog Ücretleri Eskişehir’de 2020’de Ne Kadar?
Eskişehir’de psikolog ücretleri ile ilgili somut bilgiler sunacağız. Eskişehir’deki psikolog ücretleri ortalama 250 -300 TL düzeyindedir, ücretlerin düzeyi merkezin bulunduğu semte ve merkezin fiziki koşullarına bağlı olarak değişebilmektedir.
Eskişehir’de uzman psikolog desteği için 0532 624 04 99 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.
www.psikologum.net internet sitemizden de detaylı bilgi alabilirsiniz.
Eskişehir’de Uzman Psikolog İlker KÜÇÜK sizler için psikolog, pedagog, aile danışmanlığı, çocuk ve ergen psikolojisi, psikoterapi, cinsel terapi, hipnoz, koçluk, kurumsal danışmanlık alanlarında, bireysel danışmanlık, çocuk danışmanlığı, ergen danışmanlığı, ebeveyn danışmanlığı, hamile danışmanlığı, aile danışmanlığı, evlilik ve çift danışmanlığı, cinsel danışmanlık, boşanma danışmanlığı ve kurumsal danışmanlık hizmetleriyle ilgili kapsamlı bir yazı sundu.
Psikolog aramanıza dair ve Eskişehir’deki psikolog ücretleri hakkında düşünce, yorum ve tavsiyelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.
#Eskişehir#eskişehir aile terapisi#eskişehir psikiyatri#eskişehir#psikoloji#psikiyatri#psikiyatrist#psikolojik#psikolog#ankara evlilik terapisi#Eskişehir Psikolog#psikolog İlker Küçük
0 notes
Text
KEKEMELİK NEDENLERİ VE TEDAVİSİNDE KULLANILAN TEKNİKLER ESKİŞEHİR PSİKOLOG İLKER KÜÇÜK
Eskişehir Dil ve Konuşma Terapisi , Eskişehir Uzman Psikolog İlker KÜÇÜK Kekemelik Terapisi
Eskişehir’de dil ve konuşma bozuklukları konusunda kekemelik ve diğer akıcı konuşma bozuklukları alanında destek vermektedir.
Kekemelik Terapisi Eskişehir’de merkezimizde verilmektedir.
Bilgi ve Randevu için Tel:
GSM: 0532 624 04 99
www.psikologum.net
Kekemeliğin Nedenleri Nelerdir?
Çocuklarda kekemelik
“Kekemelik 2 ve 7 yaş arasında ortaya çıkan, özellikle erkek çocuklarında daha fazla rastlanılan bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik; çocuğun konuşmasının hem akıcılık hem de zamanlama açısından bozulmasına neden olur; çocuk ses, hece ve sözcük tekrarı yapabilir, sesleri uzatabilir, kelimeleri bölebilir, bloklar yapabilir ya da söylemekte zorlandığı kelimelerden kaçınarak dolaylı anlatım yapabilir.
“ Ayrıca kekemeliğin ilerlemesiyle birlikte göz kırpma, çeşitli dudak ve yüz hareketleri, kafa-el-vücut hareketleri gibi ikincil davranışlar da görülebilir. Kekeleyen çocuğun ne anlattığından çok nasıl konuştuğu dikkat çekmeye başlar. Çocuğun bunun farkına varmasıyla birlikte stresi ve kaygısı artar, akıcılığı daha da bozulur. Kekemelik çocuğun okul hayatını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler. Tüm dünyada oldukça yaygın olan kekemeliğin tedavisinde erken teşhis ve müdahale çok önemlidir.
Kekemeliğin nedeni psikolojik faktörler midir?
Genellikle ailelere değerlendirme esnasında çocuklarında kekemeliğin nasıl başladığı sorulduğunda ‘kardeşi doğduktan sonra kekelemeye başladı‘ ya da ‘köpekten korktu’ gibi sebepler anlatır, kekemeliğin nedenini psikolojik durumlara bağlama eğiliminde olurlar. Oysaki yapılan araştırmalar kekemeliğin nedeninin psikolojik olmadığını ortaya koyuyor. Psikolojik nedenler kekemeliğe neden olmaz, sadece var olan bir durumun yani yatkınlığın ortaya çıkmasını tetikler. Örneğin çocuğun takılmaları kardeşi doğduğunda başlamasaydı, anne ve babasının boşanma sürecinde ya da köpek ısırdığında, hatta kreşe başladığında ortaya çıkabilirdi. Kısacası psikolojik faktörler, kekemeliğin nedeni olmamakla birlikte takılmaları ortaya çıkaran ya da var olan kekemeliğin sıklığını ve şiddetini artıran faktörlerdir.
Örneğin, okula başlayan bir çocuk okulda evde takıldığından daha az takılırken, başka bir çocuğun takılmaları okulda artış gösterebilir. Aynı şekilde taşınma, okula başlama, tatile gitme ya da bir süre anneannede kalma gibi yer değişiklikleri de bazı çocuklarda takılmaları artırırken bazı çocuklarda ise azaltabilir. O yüzden genel ifadelerden kaçınılmalı ve her çocuğa özel kişilik özellikleri ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır.
Peki, kekemeliğin nedeni nedir?
Son zamanlarda kekemeliğin nedenine yönelik yapılan araştırmalarda genetik yatkınlık, erkek olma ve nörofizyolojik faktörler üzerinde duruluyor. Kekemelik genellikle tek bir nedene bağlı olarak değil, birkaç faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkıyor. Öncelikle kronik kekemelik ile çocukluk çağında ortaya çıkan normal akıcısızlığın birbirinden ayrılması gerekir. Çünkü çocuklar 2 ile 4 yaş arasında çok hızlı bir dil gelişim evresinden geçer ve bu dönem içinde çocukların büyük bir kısmı konuşma esnasında normal akıcısızlıklar sergiler. Bu akıcısızlıklar, ‘çocukluk çağı kekemeliği’ olarak adlandırılır. Normal akıcısızlığın kronik kekemeliğe dönüşmesine neden olabilecek risk faktörleri ise ailede kekemelik geçmişi bulunması, kekemeliğe eşlik eden artikülasyon bozukluğu, hızlı bozuk konuşma gibi dil ve konuşma sorunlarının bulunması, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, psikolojik sorunlar, mükemmeliyetçi / aşırı hassas / aşırı duyarlı / endişeli / kaygılı gibi kişilik tipleridir. Ayrıca kekemeliğin tipi ve sıklığı, süreç içindeki iniş çıkışlar, göz kırpma ve ayak vurma gibi kekemeliğe eşlik eden ikincil davranışlar ve çocuğun kekelediğini fark ederek takılmaları engellemeye çalışması da kekemeliğin kronik hale gelmesinde önemli faktörlerdendir.
Kekemelikte genetik faktörler ne kadar etkilidir?
Kekemelikte genetik faktörler belirgin bir rol oynar; araştırmalar kekemeliğin ailesel yatkınlık gösterdiğini ve genetik faktörlerden etkilendiğini göstermektedir. Birinci derece akrabasında kekemelik geçmişi olan kişilerde risk diğer kişilere oranla 2-3 kat daha fazladır.”
Nörofizyolojik faktörler kekemeliği nasıl etkiler?
Yapılan son çalışmalar kekeleyen çocuklarda hem yapısal hem de fonksiyonel nörolojik farklılıklar olduğunu göstermektedir. Kekemeliği etkileyen çeşitli nörofizyolojik faktörler bulunur. Kronik kekemeliği olan çocuklarda, beynin sol yarımküresinde gri ve beyaz maddeler arasında grinin daha ağırlıkta olduğu görülmektedir. Yine 3 ile 9 yaş arasındaki kekeleyen çocuklarda sinir ağı bağlantıları arasında zayıflıklar tespit edilmiştir. Bu da hareket kontrolünde zamanlama ile birlikte konuşmada akıcılığı da etkileyebilmektedir. Ayrıca okul öncesi kekeleyen çocuklarda beyindeki konuşma merkezini yöneten fonksiyonlarda da kekemeliği etkileyen farklılıklar bulunmaktadır.
Cinsiyet faktörü kekemelikte etkili midir?
Kekemelik erkeklerde kadınlara oranla 4-5 kat daha fazla görülür. 2-3 yaşındaki kız ve erkeklerde kekemelik oranı eşitken, ilkokul öğrencileri arasında %3 oranında erkek sayısının daha fazla olduğu görülüyor. Bu da kız çocuklarında kekemeliğin kendiliğinden iyileşme oranı erkek çocuklarına göre daha yüksek olduğunu gösteriyor. Yetişkinler arasında ise kekemelik %80 oranında erkeklerde görülüyor.
Kekemelik stres ve kaygıya neden olur
Kekemelik çocukta stres ve kaygıya neden olur. Örneğin “kekelersem arkadaşlarım bana güler”, “yine kekeleyeceğim” gibi endişeler oluşabilir. Aynı zamanda arkadaşları tarafından “Neden böyle konuşuyorsun?”, “Seni anlamadım.” gibi cümleler de çocuğun psikolojisini olumsuz yönde etkileyerek özgüven kaybına neden olabilir. Ayrıca çocuk yine takılırım korkusu ile topluluk içinde konuşmaktan ve sınıfta parmak kaldırarak derse katılmaktan çekinme, konuşurken belirli sözcüklerden ve seslerden kaçınma gibi davranışlar sergileyebilir. Bu aşamada çocuğun özgüvenini korumak çok önemlidir. Okulda çocukla alay ediliyor ve akran zorbalığına maruz kalıyor olabilir. Bazı çocuklar kendisiyle alay edildiğini ebeveynlerine söylemeyebilir. Aileler öğretmenle iletişim halinde olmalı ve çocuğunu bu tarz durumları paylaşması için cesaretlendirmelidir.
Kekemelik Tedavisinde Kullanılan Teknikler
“Kekemelik sanılanın aksine tedavi edilebilir bir konuşma akıcılığı bozukluğudur. Çocuk konuşma esnasında ses, hece ve sözcük tekrarları yapabilir (tetetelefon gibi), ses uzatabilir (aaanne, maaasa gibi) ya da bloklar görülebilir (bbben, kkkapı gibi). Kekemeliğin ilerlediği durumlarda takılmalara tikler, eli yumruk yapma, sallanma ve ayağı yere vurma gibi ikincil davranışlar eşlik edebilir. “
Kekemeliğin tedavisinde çeşitli teknikler kullanılır, bu tekniklerden hangisinin ya da hangilerinin kullanılması gerektiği her çocuğa özel olarak belirlenir. Bu kararı vermede ise kekemeliğin türü ve şiddeti, çocuğun farkındalık seviyesi ve yaşı etkilidir. Kekemelik tedavisinde kullanılan en etkili yöntemlerden biri, akıcılığın şekillendirilmesi tekniğidir.Bu teknikte kekemelik davranışsal bir problem olarak kabul edilir ve terapi süresince konuşmayı sağlayan fiziksel mekanizmaların yeniden şekillendirilmesine yönelik çok sayıda yöntem uygulanır. Akıcılığın şekillendirilmesi tekniğinin ana hedefi konuşmayı sadece klinik ortamda akıcı hale getirmek değil, günlük yaşamda da çocuğun kekelemeden akıcı bir şekilde konuşabilmesini sağlamaktır. Bu terapi klinik ortamda gerçekleştirilir. Akıcılığın şekillendirilmesi tekniği, çocuğa özel bir takım uygulamaları içerir. Terapi programında, konuşma üretiminde kullanılan fiziksel mekanizmalar tam ve sistematik olarak yeniden öğretilir. Çocuğa yeni konuşma becerilerinin doğru gelişmesini sağlamak için belirli egzersiz ve ev ödevleri verilir. Terapi süresince çocuk sözcük, cümle, uzun anlatım olmak üzere basitten zora doğru konuşmasındaki takılmaları kontrol ederek akıcı şekilde konuşmayı öğrenir. Akıcılığın şekillendirilmesi tekniğinin tamamlanmasından sonra evde bir takip programı oluşturarak kişinin konuşması belirli aralıklarla kontrol edilir. Ardından çocuğun klinik ortamda öğrendiklerini aşama aşama günlük yaşama aktarması sağlanır. Terapi sırasında öncelikle çocuğun yakın çevresiyle, sonra uzak çevre ve tanımadıkları ile akıcı bir şekilde konuşabilmesi hedeflenir.”
Kekemelik tedavisinde kullanılan diğer yöntemlerden birisi olan Lidcombe terapi tekniğini ise ebeveynler tarafından 2-6 yaş arası yani okul öncesi çocuklara gündelik hayatta uygulanan bir terapi tekniğidir. Terapi, kekemelik yok olana ya da yok denilecek seviyeye inene kadar devam eder. İkinci aşamada ise kekemeliğin geri dönmemesi için belirli aralıklarla kontrol seansları yapılır. Programın kontrol aşaması da diyebileceğimiz bu kısım ilk kısım kadar önemlidir.”
Lidcombe terapi tekniğinde ebeveynlerden çocuklarının kekemeliğini ölçerek değerlendirmelerini istenir. Dil ve konuşma terapistleri aileye çocuğun kekemeliğini ölçebilmesi için 1 ile 10 puan arasındaki bir skala üzerinde göstererek ilerlemeyi takip etmelerini öğretir. Haftalık klinik ziyaretlerinde konuşma terapisti ve ebeveyn bu puanlamaları inceleyerek terapinin çocuk üzerindeki etkisini gözlemleyebilirler. ”Bu teknik, dil ve konuşma terapisti tarafından ailenin eğitilmesi üzerine kuruludur. Terapinin çocuklara nasıl uygulanacağı dil ve konuşma terapisti tarafından haftalık görüşmelerle ebeveynlere öğretilir. Bu görüşmelerde terapinin detayları ebeveynlere anlatılır, ebeveynlerin terapiyi nasıl uyguladığı terapist tarafından gözlemlenir ve geri dönüt verilir. Anne baba eğitimi bu terapinin olmazsa olmazıdır, çünkü Lidcombe terapisinin aile ve çocuk üzerinde etkili olabilmesi için uygulamanın doğru yapılması oldukça önemlidir.”
Lidcombe tekniği ile oldukça pozitif sonuçlar alınır; ebeveyn çocuğu sadece kekelemeden konuştuğunda ödüllendirerek motive eder, çocuğun takıldığı durumlarda ise iletişim kuramadığını düşündürmek ve daha fazla çabalamaya teşvik etmek için söylediklerini tekrar ettirir. Ayrıca ebeveyn, yorumda bulunurken terapinin etkisini kaybetmemesi için doğru anları seçmelidir. Bu doğru anların seçimi konuşma terapistiyle yapılan görüşmelerde öğretilir. ”
Kekemeliğin tedavisinde bazen tek bir yöntem ile çocukta kekemelik sorunu ortadan kaldırılabilir, bazen ise birden fazla tedavi yöntemini entegre ederek kullanmak gerekebilir. Dil ve konuşma terapistler kişiye özel, kişiye en uygun tedavi yöntemini belirler. Kekemelikte erken müdahale çok önemlidir, çünkü kekemelik zaman geçtikçe ilerleyen ve form değiştiren bir konuşma bozukluğudur. Tedaviye, kekemeliğin başlangıcından sonra en fazla bir yıl içinde özellikle de okul öncesi dönemde başlanmalıdır. Yapılan araştırmalarda kekemeliğin başlangıcından sonra bir yıl içinde kendiliğinden iyileşmeyen çocukların bu süreden sonra doğal iyileşme oranının çok az olduğu görülmüştür.
Kekemelik Tedavisi ve Terapisi
“Çocuklar 2 – 4 yaş evresinde çok hızlı bir dil gelişim evresinden geçer ve bu dönemde çocukların bir kısmı konuşma esnasında normal akıcısızlıklar sergiler. Bu akıcısızlıklar, “çocukluk çağı kekemeliği” olarak adlandırılır ve her dört çocuktan birinde görülür. Kekemelikte takılmaların tipi ve türü çok önemlidir, cümle revizyonları, basit sözcük ve hece tekrarları, hımm, şeyy, ee gibi akıcısızlıklar dil gelişiminin ilk evresinde normaldir. Takılmaların şiddeti düşük, sıklığı azdır ve genellikle çocuk takıldığının farkında değildir”.
“Konuşmada blok ve uzatmaların görüldüğü takılmalar kekemeliğin ilerlediğini ve form değiştirdiğini gösterir.”
Çocuğun konuşmasında kekelemeler görülmeye başlandığı anda ailelerin zaman kaybetmeden kekemeliğin değerlendirmesi için konuşma terapistine başvurması gerekiyor. Değerlendirme sırasında kekemeliğin kalıcı olmasına neden olacak risk faktörleri var mı diye araştırılır. Eğer yoksa, ailenin konuşma terapisti takibinde 6 ay ile 1 yıl beklemesi istenir ve bu süreç içinde takılmalar kendiliğinden geçmezse direk terapiye başlanır. Aileler normal olmayan takılmalar konusunda bilgi sahibi olmalı ve kendiliğinden geçmesini bekleyerek vakit kaybetmemelidir.”
Bekleme sürecinde ailelerin dikkatli olması gerekiyor.
“Kesinlikle çocuğa ters giden bir şeyler olduğu hissettirilmemeli ve çocuğun takılmaları görmezden gelinmelidir. Çocuk fark ettiğinde engelleme davranışı gösterir, bu da takılmaların şiddetini ve sıklığını artırabilir. Ben konuşamıyorum ya da anlatamıyorum gibi tepkiler vererek içine kapanabilir.” “Aileler çocuklarıyla yavaş, sakin ve telaşsız bir şekilde sık sık duraklayarak konuşmalıdır. Cümle başlarında ve uzun cümlelerin ortasında nefes almak yavaşlamaya yardımcı olur. Çocuklar konuşmasını tamamladıktan sonra ve konuşmaya başlamadan önce mutlaka birkaç saniye beklenilmelidir.”
“Çocukların bir kısmında terapiye ihtiyaç duymadan zaman içinde kekemelik kaybolurken, bazı çocuklarda ise beklenmeden kekemeliğin kronik hale gelme ihtimalini önlemek için direk müdahale edilir. Buna karar verirken öncelikle süreye bakılır. Tedavi kekemeliğin başlangıcından sonra 6 ay, 1 yıl içinde, özellikle de okul öncesi dönemde başlamalıdır. Tedaviye ne kadar geç başlanırsa etkisi de o kadar az olur. Yapılan araştırmalarda kekemeliğin başlangıcından sonra bir yıl içinde kendiliğinden iyileşmeyen çocukların bu süreden sonra doğal olarak iyileşme oranının çok az olduğunu göstermektedir.”
Aileler başlangıçta çocuğa kekelediğini fark ettirmemelidir.
“Bu noktada çok önemli bir ayrım var. Kekemeliğin yeni başladığı ilk 6 ay ve 1 senelik kısımda ebeveynler kesinlikle çocuğa ters giden bir şeyler olduğunu fark ettirmemeli. Çünkü çocuk fark etmezse takılmaları önlemeye çalışmaz ve takılmaların kendiliğinden iyileşme oranı artar. Ancak bu dönemden sonra ebeveynlerin takılmalar yokmuş gibi davranması doğru değildir. Çocuğun terapi sürecine başlamasıyla birlikte, eğer henüz farkında değilse farkındalık kazanmasına yönelik çalışmalar yapılır. Çünkü çocuk akıcı ve akıcı olmayan konuşmayı ayırt edemezse kendi konuşmasındaki takılmaları kontrol altına alarak daha akıcı konuşma sağlayamaz. Diğer bir önemli unsur da takılmalar yüzünden çocuk kendi içinde sorun yaşarken ailesinin hiçbir şey yokmuş gibi durumu görmezden gelmesi çocuğa kendisini kötü hissettirebilir. Benim sorunumla ilgilenmiyorlar diye düşünerek çocuk içine kapanarak yalnızlaşabilir.”
Terapi sürecinde ebeveynlere ne yapmaları gerektiği konusunda destek verilir.
“Diğer konuları konuştukları gibi bu sorunu da çocuklarla net bir şekilde konuşmaları gerekir. Tabii sözcük seçimine dikkat edilmelidir. Çocuk kekemelik kelimesini kullanmadan ebeveynler bu kelimeyi kullanmamalı, “Konuşmanda zorluk yaşaman”, “bazı sözcüklerin ağzından zor çıkması” gibi ifadeler kullanmaya özen gösterilmelidir. Böylece çocuk okulda dışlanma ya da alay edilme gibi bir sorun yaşarsa bunu gelip ailesine rahatlıkla anlatabilir, onlar da gerekli önlemleri alabilir. Zaten terapi sürecinde ebeveynlere de bu konuda destek verip yol gösteriliyor.”
Çocuğun cümleleri tamamlanmamalıdır.
“Çocuk konuşma esnasında takıldığında “yavaşla”, “nefes al” ya da “sakin konuş” gibi ifadeler kullanılmamalıdır. Bu tarz ifadeler o esnada konuşmadaki takılmalara odaklanıldığı için çocuğun daha fazla gerilip panik yapmasına neden olacaktır ve sonuç olarak konuşmasındaki takılmalar azalmaktan çok artacaktır. Bu noktada ebeveynlerin nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatmakta fayda var. Çocuğun akıcılığının şekillendirilmesi ve kekemeliğinin giderilmesinde ebeveynlerin bilinçli davranması çok önemlidir. Dil ve konuşma terapistleri ebeveynlerin kekemelik terapisi boyunca çocuklarına nasıl davranmaları ve yaklaşmaları gerektiği konusunda bilgi verir.”
Kekemelik tedavisi sürecinde ebeveynlere önemli görevler düşüyor.
Ailelerin çocuğun psikolojisini koruyabilir.
“Bu süreçte çocuğun özgüvenini korumak çok önemlidir. Kekemeliğin psikolojik etkilerini kontrol altına almak gerekir. Çünkü kekemelik kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyen bir sorundur. Örneğin yine takılırım korkusu konuşmaktan çekinmeye, belli sözcük ve seslerden kaçınmaya neden olabilir. Diğer çocuklar alay ediyor olabilir. Çocuk bunu söylemeyerek içselleştirebilir. Aileler öğretmenle sürekli iletişimde olmalı ve çocuğunu da bu tarz durumları gizlemeyerek paylaşması için cesaretlendirmelidir.”
Çocuklardaki Normal Akıcısızlar Nelerdir?
Çocuklar 2-4 yaş aralığında çok hızlı bir dil gelişim evresinden geçer ve bu dönemde çocukların büyük bir kısmı konuşma esnasında normal akıcısızlıklar sergiler. Yani çocuk konuşurken sözcük tekrarı yapabilir. “Ben ben ben elma yiyeceğim.”. Cümle içinde ya da cümleye başlarken “ee”, “hımm”, “öyle”, “bilmiyorum” gibi yineleyen belli sözcükler ekleyebilir. “Eee, anne pepe düşünce ee ben eee”. Ya da kurduğu cümleyi birkaç kez baştan revize edip değiştirerek kurabilir. Örneğin “Aliyle oynarken düştüm, Aliyle beraber oynarken düştüm, Aliyle beraber top oynarken düştüm.” T��m bu akıcısızlık türleri dil gelişiminin ilk aşamalarında normaldir.
Çocuklarda Kekemelik Nedir?
Kekeleme ise normal akıcısızlıktan tamamen farklıdır. Çocuk konuşma esnasında “be-be-ben”, “a-a-anne” gibi hece tekrarı yapabilir, “b-ben, a-anne” gibi bloklar yapabilir ya da “aaanne”, “beeen” gibi ses uzatabilir. İşte bu dönemde ortaya çıkan takılmalar gelişimsel kekemelik olarak adlandırılır ve çocukların ortalama ¼’ünde görülür. Okul dönemiyle birlikte çocukların büyük bir kısmında takılmalarda düzelme olur, ancak bir kısmında, bu durum kronik kekemelik olarak devam eder.
Çocuğu Kekeleyen Ebeveynler Ne Yapmalıdır?
Çocuğunda kekeleme davranışı gören aileler 6 ay süresince beklemeli ve bu süre zarfında çocuklarını iyi gözlemlemelidirler. Bu gözlem sırasında çocuğun takılmaların farkında olup olmadığı, kekemeliğin iniş ve çıkışları, özellikle tamamen kaybolur gibi olduğu dönemler not edilmelidir. Eğer çocuk konuşma esnasında takıldığının farkında değilse, aile kesinlikle çocuğa yanlış giden bir şeyler olduğunu gösterecek davranışlar sergilemekten kaçınmalı ve kendi kaygısını çocuğa yansıtmamalıdır. Kekeleme davranışı 6 aydan uzun sürdüğü durumlarda aile uzman bir dil ve konuşma terapistine başvurarak destek almalıdır.
ESKİŞEHİR KEKEMELİK
KEKEMELİK TERAPİSİ ESKİŞEHİR
Kekemelik Terapisinde Neler Yapılmaktadır?
Kekemelik terapisinde kullanılan yöntem ya da yöntemler her çocuğa göre farklılık gösterir. Terapi yöntemini belirlemede çocuğun yaşı, aile tutumu ve kekelemesiyle ilgili farkındalığı gibi etkenler önemlidir. Terapist çocukla aktif olarak çalışabileceği gibi ebeveynle çalışarak çocuğun takılmalarını azaltmayı da hedefleyebilir. Sıklıkla kullanılan terapi yöntemlerinden biri akıcısızlığı şekillendirmedir. Bu yöntemde çocuğa özellikle sıklıkla takıldığı sözcük ve cümle başlarına takılmadan doğru şekilde başlaması öğretilir. Örneğin sert bir şekilde “para” dediğinde takılma oranı yüksekken yumuşak şekilde “para” dediğinde bu oran düşmektedir. Ayrıca nefes koordinasyonu ve sözcükler arası geçiş yeniden öğretilerek konuşmadaki takılmalar minimuma indirilir.
Lidcomb yöntemi uygulanan yöntemlerden bir diğeridir. Bu yöntemde ebeveynler, terapi sürecinde aktif olarak rol alır ve terapistin çocukla terapide uyguladıklarını ev ortamında düzenli olarak uygularlar. Bu uygulama esnasında çocuk takılmadan söylediği sözcüklerde ödül alırken, takıldıklarında olumlu ya da olumsuz bir tepki almaz.
Çocuğunda kekemelik olan aileler neler yapmalıdır?
Öncelikle ebeveynler çocuk takıldığı sırada “Derin nefes al, sakinleş, yavaş söyle” gibi cümleler kurmaktan kaçınmalıdır. Çünkü bu tür cümleler çocuğun rahatlamasını sağlamaz, tam aksine daha çok gerilmesine neden olur ve sonuç olarak, çocuğun konuşmasındaki kekeleme oranı ve şiddeti artabilir. Bu tür cümleler kullanmak yerine, ebeveynler çocuk konuşurken onunla göz teması kurmalı ve onu dikkatli bir şekilde dinlediklerini göstermelidirler.
Ebeveynler eğer çocuk konuşurken onu dinleyemeyecek durumdalarsa ona karşı dürüst olmalıdırlar. “ Şu an araba kullanıyorum”, “Telefon konuşmam bittiğinde seni dinleyeceğim” gibi cümleler kurarak; tüm dikkatlerini çocuğa verebilecekleri anlarda onu dinlemeyi tercih etmelidirler.
Çocuğun daha yavaş konuşması onun takılmalarını azaltacaktır, ancak yavaşlamasının yolu ona “Daha yavaş konuş” demek değildir. Bunun yerine ebeveynler kendi konuşmalarını yavaşlatarak çocuğun kendi konuşmalarını model almasını sağlayabilirler. Ebeveynler daha yavaş konuşabilmek için cümle başlarında nefes alabilirler, cümle ortalarında duraksayabilirler ve ses tonlarını yeniden gözden geçirerek daha sakin ve rahat bir ses tonu kullanabilirler.
Son olarak soru sorulması her birey üzerinde bir zaman baskısı oluştururken, kekemeliği olan çocuklarda daha da büyük gerginliğe neden olur. O nedenle kekelemesi olan bir çocuğa soru sorulduğunda cevap vermesi için süre tanınmalı ve kesinlikle art arda soru sorulmamalıdır. Bu durum, çocukta zaman baskısı yaratacak ve takılmasının artmasına neden olacaktır.
#kekemelik#Eskişehir#eskişehir aile terapisi#eskişehir psikiyatri#eskişehir#psikoloji#psikolojik#psikolog ücretleri#psikolog#psikolog İlker Küçük
0 notes
Text
Eskişehir İlişki, Evlilik ve Aile Terapisi
Eskişehir İlişki Uzmanı Psikolog, Eskişehir Evlilik Terapisti, Aile Danışmanı Eskişehir, Çift Terapisi ve Evlilik Terapisti
Eskişehir’de evlilik ve aile terapisi uzmanı psikolog İlker Küçük çift, ilişki ve evlilik terapisi alanında destek vermektedir.
Aile sorunları için profesyonel destek alma eğilimi giderek artmaktadır. Aile içi uyum sorunları, eşler arası iletişim problemleri uzman yardımı ile en sağlıklı şeklide çözümlenmektedir.
Aile içi sorunlar, çiftlerde iletişim problemleri aile terapisi uzmanı yardımıyla çözülmektedir.
Evlilik Terapisi Eskişehir’de merkezimizde verilmektedir.
Bilgi ve Randevu için Tel:
GSM: 0532 624 04 99
Aile danışmanlığı sürecinde öncelikle izlenen yolar ve aşamalar terapiye katılan eşlere detaylı olarak anlatılmaktadır. Eşlerin evlilik hedefleri belirlenmekte, daha sonra sorunlar tanımlanarak netleştirilmekte ve etkin iletişim becerileri eşlere kazandırılmaktadır. Aile terapisti eşlere sorunları kabullenme ve daha etkin başa çıkabilme becerileri kazandırmaktadır.
Eskişehir İlişki Uzmanı Psikolog İlker KÜÇÜK
Uzman Aile ve Evlilik Terapisti Psikolog İlker KÜÇÜK tarafından aile ve çiftlere yönelik terapi ve danışmanlık verilmektedir.
Aile ve çiftlere yönelik terapi ve danışmanlık verdiğimiz konuların bazıları aşağıdadır:
Evlilikte ve yakın ilişkilerde etkin iletişim, duygusal yakınlık, empati
Kendini ve eşini tanıma, psikolojik ve sosyal özellikler ve cinsiyet farklılıkları konusunda bilgi sahibi olma
Benlik açma, duyguları paylaşma, sevgiyi gösterme
Dürtü kontrolü, sözel ve fiziksel tepkileri kontrol edebilme
Kişilik farklılıkları ile baş edebilme
Kişiliklere saygı duyulması
Karşı cinsi tanıma, karşı cinsin farklı özelliklerini, beklentilerini, ihtiyaçlarını bilme
Bekarlık döneminden evliliğe geçiş
Ailenin devamı açısından sorumluluk duygusunun önemini kavrama
Kendi sorumluluklarını bilme, bu sorumlulukları yerine getirmek için gereken bilgiye sahip olma
Gerekli zamanlarda eşin sorumluluklarını paylaşmak için temel bilgiye sahip olma ve gerektiğinde paylaşmaya hazır olma
Evlilikte ve ilişkilerde problem çözebilme
Beklentilerin açıkça konuşulması
İş ve özel yaşamın dengelenmesi
Evlilikte sağlıklı cinsel yaşam
Evlilikte bütçe düzenlemesi
Evlilikte iş bölümü
Eşlerin hassasiyet noktalarının taraflarca bilinmesi
Eşlerin aileleri ile ilişkiler (kendi ailesi ve de eşin ailesi ile)
Aile olma koşulları
Anne-babalık; çocuk sahibi olma, çocukların gelişim özellikleri ve çocuk psikolojisi hakkında bilgilere sahip olma
Diğer aile, evlilik ve ilişki sorunları
Aile sorunları, evlilik sorunları ve karşı cins ilişkilerinde çiftler arasında yaşanan sorunlar için profesyonel destek alma eğilimi giderek artmaktadır. Aile içi uyum sorunları ve çiftler arası iletişim problemleri uzman yardımı ile en sağlıklı şeklide çözümlenmektedir.
Aile ve çift danışmanlığı sürecinde öncelikle izlenen yolar ve aşamalar terapiye katılan eşlere detaylı olarak anlatılmaktadır. Eşlerin evlilik hedefleri belirlenmekte, daha sonra sorunlar tanımlanarak netleştirilmekte ve etkin iletişim becerileri eşlere kazandırılmaktadır. Aile/evlilik terapisti eşlere sorunları kabullenme ve daha etkin başa çıkabilme becerileri kazandırmaktadır.
Aile terapisi konunun uzmanı olmayan kişiler tarafından uygulanırsa evlilik sorunlarını çözmek yerine işleri iyice karıştırabilir. Aile terapisinde önemli olan, eşlerin etkili iletişim becerileri kazanmaları, birbirlerinin derinliklerini anlayabilmeleri, söz ve ifadelerinin altında yatan anlamları çözerek asıl ihtiyacı karşılayabilmeleridir. İlişkideki iletişim, evliliğin mutlu ya da mutsuz oluşuna direkt yansır. Mutlu çiftlerin iletişiminde sık sık birbirine hak verme, şakalaşma gözlenirken; mutsuz çiftler sürekli çatışmakta, birbirini eleştirmekte, ya da iğneleyip tersleyici ifadeler kullanmaktadırlar. Genellikle iletişim ve anlaşılma konusundaki problemlerden etkilenenler kadınlar ise de, iki temel evlilik probleminin iletişim ve cinsellik olduğu hem kadınlar hem de erkekler tarafından ifade ediliyor.
Ailede Etkili İletişim
Ünlü terapist Virginia Satir iletişim sürecini açıklamak için şöyle bir metafor kullanır: İletişim; insanlar arasında olan her şeyi kaplayan ve etkileyen bir şemsiye gibidir. İletişim, sözcüklerle (yazılı veya sesli), sözsüz (sembollerle, seslerle veya sessizlikle), mimiklerle, dokunmalarla ve davranışlarla taşınır.
Ailede etkin iletişim için hatalı iletişim kalıplarının terk edilmesinden başka eşlerin birbirlerine yüksek ve eşit derecede açık olmaları gerekmektedir. Eşit seviyede anlayış ve karşılıklı saygının olduğu bir iletişim sistemi için kendini açma (kendini gizlememe, açık ve dürüst) temeldir. Yalnızca bazı konularda açık ve dürüst olmak –ki buna Seçici Açıklık diyoruz-, dürüst olmak anlamına gelmez. Seçici açıklık yerine tam açıklık evli çiftlerde daha iyi iletişim ve tatminin anahtarıdır. Bundan kasıt, eşlerin birbirlerine karşı güvenlerini zedeleme ihtimali olacak herhangi bir gizliliğe izin vermemeleridir. Oysa ki, muhtelif sebepler yüzünden, pek çok eş böylesi bir açıklığı tam olarak temin edemezler.
Ama tam veya seçici olsun eğer açıklıkta bir dengesizlik söz konusuysa ilişki başarısızlık riski taşıyor demektir.
Ailede Tatmin ve Açıklık Seviyeleri: Aile bilimcileri son yıllarda “ kendini açma” kavramıyla daha yakından ilgilenir oldular. Evlilikte tatmin ile ilgili pek çok araştırma birbirlerine karşı kendini açmanın ilişkideki kaliteyi arttırdığını ortaya koymuştur.
Tabii olarak kendini açmada cinsiyet farklılıkları gözlenir.
Kadınlar duygusal açıklık gösterip duygusal karşılık beklerken,
Erkekler daha somut materyalleri gösterip pratik karşılık beklerler.
Dahası erkekler karşılığında alacakları cevabı bilmediklerinde,
kadınlar ise duygusal olmayan bir karşılık alacaklarını düşündüklerinde “kendini açmak” dan kaçınırlar.
Aile içi İletişimde Kişisel Faktörler
Aile içi iletişim için önemli olan kişisel özellikler; açıklık, rahatlık, kendini ifade edebilirlilik, cana yakınlık ve nezaket ve rekabet hisleridir. Rekabet hissinin iletişimde bulunmaması, beceri ve performans açığına sebep olabilir. Böyle bir durumda eşinin becerisini öğrenip, küçük rekabetlerle kendinizi ve eşinizi geliştirebilir, ilişkinizi canlı tutabilirsiniz. Fakat rekabetin doğru kurulmaması da ilişkiyi zedeleyebilir. Hatta bu kez sorun entelektüel değil, duygusal faktörlere bağlı olarak ortaya çıkacağından düzeltilmesi daha zordur.
Kadın ve erkeklerin farklı duygusal ihtiyaçlarının olması da performans açığına sebep olabilir. Bu farklılıktan dolayı her iki taraf da kendini duygusal açıdan verici olduğu halde ihtiyacı olan ilgiyi görmeyen konumunda hissedebilir.
Ruh haletinin de iletişim yeteneğini etkilediği şüphe götürmez. Stres altındaki kişi (eşlerden herhangi biri, ya da ikisi) kendisine söylenilen sözleri eleştirel, sinirli ve rahatsız edici telakki eder. İlginç olan stres altında olsun olmasın, eşler genellikle daha yumuşak ve olumlu davranan tarafın kendileri olduğunu düşünmektedirler.
Aile terapisine katılan çiftlerden üzüntülü ve fazla stresli olmayanlar özverili, olumlu ve eşlerini yüreklendirici davranışlar sergilerken, stres ve sıkıntı içindeki çiftler eşlerinin hareket ve davranışlarını bencil bulmaktadırlar.
Yaş, iletişimin niteliğini etkileyen bir diğer önemli faktördür. Genç eşler problem ve anlaşmazlıkları hakkında daha rahat konuşabilmektedirler.
AİLE TERAPİSTİ ESKİŞEHİR PSİKOLOG İLKER KÜÇÜK
Uzman psikolog ve aile terapisti İlker KÜÇÜK Eskişehir’de hizmet vermektedir.
Eskişehir'de Aile Terapisi, Evlilik - Çift Terapisi randevusu için
Tel: 0532 624 04 99
Eskişehir'de aile terapisi giderek yaygınlaşmakta olan bir terapi alanıdır. Evlilik terapisinde ve aile terapisinde ele alınan konular, aile ve evlilik sorunları, evlilik terapisi süreci ve evlilik terapistinin rolü yazımızda açıklanmıştır.
#pedagog#pedagoji#pedagojik#Eskişehir#eskişehir psikiyatri#eskişehir#psikolog#aile terapisi#eskişehir aile terapisi#evlilik terapisi#ilişkikoçluğu#kadın erkek ilişkisi#cinsel ilişki#mesafe ilişkisi#ilişkiler#psikiyatri#psikiyatrist#psikoterapi
0 notes
Text
AİLE VE BOŞANMA DANIŞMANLIĞI ESKİŞEHİR PSİKOLOG
AİLE VE BOŞANMA SÜRECİ DANIŞMANLIĞI PSİKOLOG İLKER KÜÇÜK ESKİŞEHİR
Çiftlerin aile içi iletişim, ilişki, vb. konularda yaşadıkları sorunlarla başetmelerine destek olmak, sorun çözme yeteneklerini artırmak ve sorunları nedeni ile boşanma düşüncesinde veya hukuksal süreçte olup ortak karar ile boşanma süreci danışmanlığı almak için ilgili kurumlara başvuru yapmaları veya yönlendirilmeleri sonucunda bu süreci sağlıklı olarak yönetebilmeleri amacıyla verilen danışmanlık hizmetine "Aile ve Boşanma Süreci Danışmanlığı" denilmektedir.
Aile ve Boşanma Süreci Danışmanlığı;
• Her bireye /aileye özel olarak,
• Aile ve bireylerin değerleri ve hassasiyetleri göz önünde tutularak,
• İhtiyaçları doğrultusunda sunulan,
• Görüşme (seans) sayısı ve sürelerinin bu ihtiyaçlar doğrultusunda şekillendiği,
• İhtiyaca göre görüşmelere çocuk, anne, baba gibi yakınların dahil edildiği,
• Danışanların gönüllü olmaları doğrultusunda devamı olan bir hizmettir.
Unutmayalım; her aile farklı bir sistem ve kendi içinde özeldir. Bu nedenle yaşantılarımızı ve sorunlarımızı diğer aileler ile kıyaslamak doğru değildir. Sorunlarınızın çözümünde geç kalmadan aile danışmanlığı hizmeti veren bir merkeze başvurmanız önemlidir.
ESKİŞEHİR PSİKOLOG İLKER KÜÇÜK
#psikolog #psikoloji #psikoterapi #ailedanışmanlığı #aileterapisi #eskisehirpsikolog #eskisehirpedagog #eskişehir #eskisehir #psikiyatri #bosanma #cocukpsikologu #eskisehirdiyetisyen #eskisehiranneleri #pedagog #pedagoji #osmangaziüniversitesi #anadoluüniversitesi #kadınerkekiliskileri #iliskiterapisi #hipnoz #psikologilkerkucuk
0 notes