#elektrik gitmesi
Explore tagged Tumblr posts
Text
KİŞİ ÖLDÜĞÜNDE NE OLUR?
ÖLEN KİŞİ İLE KONUSMAK MÜMKÜN MÜ?
Bilimsel bakış açısıyla...
Kişi öldüğünde bilincine, anılarına, düşüncelerine, ne olur, kişi nereye gider, ölen kişi ile temas kurmak mümkün mü? Ruh çağirmak mümkün mü, sonuna kadar okuyun.
1- Kural, toprak daimi Nötrdur ve tüm elektriği çeker ve dengeye gelir, elektrik toprağa gitme eğilimindedir. Örneğin evdeki topraklama hatları kaçak elektriği toprağa ulaştırır, yıldırımlar gökyüzünden toprağa gitme eğilimindedir, vb.
2- Kural, hiç bir enerji yok olmaz şekil değiştirir, vücuttaki elektrik enerjiside yok olmaz, toprağa geçen elektrikte, dengeye gelir ve farklı bir enerji çeşidine dönüşür. Mesela elektrik motorları elektrik enerjisini hareket enerjisine dönüştürür.
3- Kural, Altın, Gümüş, Bakır iyi iletkenler olduğu gibi insan vücudu da belli bir direnci olmasına rağmen iletkendir, iletken olmasaydı insanı elektrik çarpmazdı.Vücutta Altın, Bakır, Gümüş takı takmak ve bu takıların vücuttayken toprağa temasını sağlamak vücut dengesini kurar. Çıplak ayakla nemli toprakta yürümek veya tuzlu su yani denize girmek vücudun elektriksel dengeye getirir, beynin hafızanın işleyişini duzenler,
Bilincin ve Hafızanın Fiziksel Temeli:
Bilinç ve hafıza, beyin hücrelerinin (nöronlar) arasındaki elektriksel ve kimyasal sinyallerle işleyen karmaşık bir süreçtir. Bu süreçler, beyin içinde gerçekleşir ve beyin öldüğünde bu süreçler de durur.
Kişilik ve Elektrik:
Nöronal Aktivite: Beyindeki elektriksel aktivite, nöronların birbirleriyle nasıl iletişim kurduğunu belirler. Bu iletişim ağları, kişiliğin oluşumunda önemli bir rol oynar. Örneğin, belirli beyin bölgelerindeki elektriksel aktivite değişiklikleri, kişilik özelliklerinde de değişikliklere yol açabilir. Bu, nörolojik hastalıklar veya beyin hasarları sonucunda gözlemlenebilir.
Elektriksel Uyarılar: Beyin stimülasyonu teknikleri (örneğin, transkraniyal manyetik stimülasyon - TMS) kullanılarak belirli beyin bölgeleri uyarıldığında, geçici kişilik değişiklikleri veya duygusal tepkilerde değişimler gözlemlenebilir.
Hafıza ve Elektrik:
Elektriksel İmza: Hafıza, nöronlar arasındaki bağlantıların güçlenmesi veya zayıflaması ile ilişkilidir. Bu bağlantılar elektriksel sinyaller aracılığıyla oluşturulur ve sürdürülür. Elektroensefalografi (EEG) gibi tekniklerle, hafıza süreçleri sırasında beyindeki elektriksel aktivite ölçülebilir.
Long-Term Potentiation (LTP): Hafızanın uzun süreli depolanması, nöronlar arasındaki elektriksel iletişimin güçlenmesiyle ilişkilidir. Bu süreç, öğrenme ve hafıza için kritik öneme sahiptir.
Elektrik ve sinir sistemi:
Beyin oluşturduğu elektrik enerjisiyle kablolara benzeyen karmaşık bir sinir sistemi vasıtasıyla vücuttaki kaslara elektrik göndererek tüm kasların çalışmasını sağlar, kalp, kol, diyafram, bacak, karın vb tüm kas sistemi beynin sinirler ile gönderdiği elektrik akımı ile çalışır, sinirlenmek, gerilmek doğrudan elektrik ile ilgilidir. Nemli toprakta yapılacak yürüyüş, vücut elektriğini dengeye sokar sakinlestirip rahatlatır.
Ölüm ve Beyindeki Elektrik:
Elektriksel Aktivitenin Sonu: İnsan öldüğünde, beyindeki elektriksel aktivite durur. Beyin ölümü, beyindeki tüm elektriksel aktivitenin kalıcı olarak kaybolduğu anlamına gelir
Elektriğin Toprağa Gitmesi: Beyindeki elektriksel enerji, ölümle birlikte dağılır ve vücut sıcaklığı düştükçe, hücrelerdeki elektriksel potansiyeller kaybolur. Bu enerji, termodinamik yasalar gereği, çevreye dağılır bir kısmı ısıya dönüşerek çevreye yayılır, bir süre sonra vücutta ve beyinde işi ve elektrik kalmaz. Beyin, elektriksel bir ağ gibi çalışır ve bu ağın düzenli işleyişi, kişiliğin ve hafızanın sürdürülmesi için hayati öneme sahiptir. Kişi öldüğünde beyinde hafiza, kişilik ve tüm vücut hareketlerini sağlayan elektrik üretimi sona erer, elektriğin bir kısmı ısıya dönüşerek bir kısmı ise iletken vücut sayesinde toprağa dönme eğilimi gösterir, ölünün bir an önce toprağa gömülmesi beyindeki elektrik enerjisinin toprağa daha hızlı geçmesini sağlar. Belkide ölülerin kaya yerine iletkenligi fazla yumuşak toprak mezarlar seçilmesinin sebebi elektrik enerjisidir. Ölen tüm canların beyin enerjileri toprakta toplanır. Müslümanlar hristiyanlar ve museviler kıyamet koptuğunda dünya yok olduğunda bu enerjilerin (ruhların) toplanacağını sorgulanip cennet veya cehenneme gideceğini soyler. Hindu budist vb dinler ise enerjinin tekrar tekrar diğer canlılarda hayata döneceğine inanir. Gök Tanrıya inanan eski Türkler ise Evrenin, doğanın tanrının kendisi olduğunu ölen kişinin tanrıya döndüğüne cennet cehennem olmadığına yeniden doğuş olmadigina ama atalarının kendilerini görüp duyabildigine inanmışlardır. Enerji vücuttan toprağa bilinçli mi bilincsiz mi gitmiştir. Do��duğumuz haldemi beyin elektriğimiz toprağa iletiliyor, yoksa tüm yaşanmışlıklar, anılar, günah, sevap acılar, mutluluklarla birlikte mi??
Kişi ölüp beyin elektriği toprağa geçtiğinde, enerji yok olmayıp şekil değiştireceğinden, doğru alet ve gelişen teknoloji ile mümkün olabilecektir, hatta kişinin tüm yaşamı beyninden bir hafıza kartına aktarilip tüm hayatının izlenmesi mümkün olabilecektir. Belkide doğru aletler vardır kim bilebilir.
0 notes
Text
İzmir'in genç itfaiyecileri sıkı eğitimden geçiyor
https://pazaryerigundem.com/haber/172149/izmirin-genc-itfaiyecileri-siki-egitimden-geciyor/
İzmir'in genç itfaiyecileri sıkı eğitimden geçiyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Yangın ve Doğal Afet Eğitim Merkezi, sınavlara girerek başarılı olan genç itfaiyecilerin zorlu ama heyecanlı eğitimlerine sahne oluyor.
İZMİR (İGFA) – İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nın yeni itfaiye memurları sahaya çıkmak için gün sayıyor.
22 Nisan’da Yangın ve Doğal Afet Eğitim Merkezi’nde başladıkları eğitimlerini 7 Haziran’a kadar sürdürecek itfaiyeciler zorlu parkurlarda başarılı olmak için ter döküyor. 1 kilometre koşu, 100 metre engelli koşu, karanlık ve dumanlı odada yön bulma, itfaiye aracı ile ambulans kullanma, dağda arama kurtarma gibi uygulamalı eğitimlerden geçen genç itfaiyeciler, zorlu parkurlarda heyecan dolu anlar yaşıyor.
Arama Kurtarma Eğitmeni Mesut Topal, 15 metre yükseklikte, dağda iple iniş ve yukarı tırmanma eğitimi verdiği itfaiyecilerin heyecanına da ortak oldu.
Kolay bir iş yapmadıklarını söyleyen Mesut Topal, itfaiyecilik mesleğinin bir adım daha öteye gitmesi adına herkesin çabaladığını belirterek, “Çok zorluklarla dolu bir yol. Bu süreci başarıyla atlatacağımıza inanıyorum. Bu eğitimlere katılanların korkması, kaygılanması doğal. İlk aşamada ürkütücü, korkutucu gelebiliyor. Eğer sevgi, aidiyet duygusu, itfaiyecilik mesleğine bağlılık, sadakat söz konusuysa, bütün engeller aşılır diye düşünüyorum. Meslektaşlarımızın aldıkları eğitimler sonucu korkularını yenerek çok daha zorlu eğitimleri başarıyla tamamladıklarını görüyoruz” dedi. Araç Üstü Ekipman Eğitmeni Hakan İnan 32 metrelik merdivenli araç ile verdiği eğitimlerin ardından, itfaiyecilerin el hassasiyeti kazandığını belirterek, “Gittikleri bir olayda, çok katlı bir binada elektrik tellerine takılmadan, balkona daha fazla yaklaşabilecekler. Böylece canlıya zarar vermeden alabilecekler” diye konuştu.
Sınavda gösterdiği başarının ardından itfaiye memuru olmaya hak kazanan tek kadın Gaye Karagöl, eğitimlerde gösterdiği performansla dikkat çekerken, itfaiye eri Mustafa Çabuk ise çok sıkı bir eğitimden geçtiklerini anlattı. Çabuk, beklentisinin üstünde bir eğitim aldığını söyledi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Akücü: Aracınızın Güvenilir Enerji Deposu
Günümüzde araçlarımızın en önemli bileşenlerinden biri olan aküler, araçların güç kaynağını sağlamak ve elektrik sistemlerini çalıştırmak için kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, zaman zaman araç akülerinin çeşitli nedenlerle boşalması veya arızalanması kaçınılmaz olabilir. İşte bu gibi durumlarda devreye giren Akücü, Akü Yardım ve Acil Akü gibi hizmetler, sürücülere büyük kolaylık sağlamaktadır.
Akücü hizmeti, aracınızın aküsünün boşalması veya arızalanması durumunda size hızlı ve etkili bir çözüm sunar. Genellikle bir telefon aramasıyla ulaşabileceğiniz bu hizmet, deneyimli personeli ve özel ekipmanlarıyla aracınızın yerinde akü değişimini veya şarjını gerçekleştirir. Bu sayede yolda kaldığınızda uzun süre beklemek zorunda kalmazsınız ve seyahatinize hızla devam edebilirsiniz.
Akü Yardım ise, genellikle araç akülerinin beklenmedik bir şekilde boşalması durumunda devreye girer. Araç sahipleri, akülerinin enerjisinin tükenmesi nedeniyle maruz kaldıkları durumlarda bu hizmetten yararlanarak, araçlarının tekrar çalışır hale gelmesini sağlayabilirler. Akü Yardımı servisleri, genellikle acil durumlarda 7/24 hizmet verirler ve çeşitli lokasyonlarda bulunan mobil ekipleriyle hızlıca müdahale edebilirler.
Acil Akü ise, adından da anlaşılacağı gibi acil durumlarda kullanılmak üzere tasarlanmış bir akü çözümüdür. Özellikle uzun yolculuklarda veya ulaşımın sınırlı olduğu bölgelerde araç aküsünün boşalması durumunda, Acil Akü hizmeti devreye girerek sürücülere anında enerji desteği sağlar. Bu hizmet, önceden belirlenmiş bölgelerde bulunan akü istasyonları veya mobil ekipler aracılığıyla sunulabilir, böylece sürücülerin beklemesi veya uzak bir yere gitmesi gerekmez.
Akücü, Akü Yardımı ve Acil Akü gibi hizmetler, araç sahiplerinin akü sorunlarıyla karşılaştıklarında güvenilir ve etkili bir çözüm sunar. Bu hizmetler sayesinde sürücüler, akü sorunlarıyla başa çıkarken zaman ve stres kaybı yaşamazlar, böylece seyahatlerini güvenle sürdürebilirler.
0 notes
Text
Boyun Fıtığı - Belirtileri - Tedavisi
İçindekilerBoyun Fıtığı, Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Boyun Fıtığı için Ağrı Yönetimi Boyun Fıtığı Nasıl Oluşur Boyun Fıtığı için Risk faktörleri Boyun Fıtığı ciddi olduğunda Boyun Fıtığı Belirtileri ve Semptomları Sinir kökü ile Boyun Fıtığı Belirtileri Boyun Fıtığı daha az yaygın belirti ve Semptomları Boyun Fıtığı Nedenleri Boyun Fıtığı Tanısı Boyun fıtığı için konservatif tedaviler Etkinlik Değişikliği Boyun fıtığı İlaçsız tedavisi Boyun fıtığında Fizyoterapi Boyun fıtığında Enjeksiyonlar Boyun fıtığında diğer Cerrahi Olmayan Tedaviler Boyun fıtığında Anterior servikal diskektomi ve omurga füzyonu (ACDF) Boyun fıtığında Servikal yapay disk replasmanı Boyun Fıtığında Posterior servikal diskektomi Boyun Fıtığı Ameliyat sonrası bakım ve iyileşme Boyun Fıtığı, Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Servikal fıtıklaşmış bir disk birçok farklı ağrı tipine neden olabilir veya hiç semptom göstermez. Ağrı, boyun, kol ve/veya eldeki ağrıdan, aynı bölgelere yayılan elektrik benzeri ağrıya kadar değişebilir. Bazen kol veya el uyuşması veya zayıflığı da mevcut olabilir. Servikal fıtıklaşmış bir disk bir çeşit travma veya boyun yaralanmasından kaynaklanabilirken, semptomlar genellikle kendiliğinden başlar. Servikal fıtıklaşmış disk ağrısı ve ilgili belirtiler genellikle bir kolda veya diğerinde hissedilir. Semptomlar, hangi diskin fıtıklaştığına ve hangi sinir kökünün sıkıştığına veya iltihaplandığına bağlı olarak değişebilir. Nadiren, ağrı, karıncalanma, uyuşma ve/veya zayıflık, omurilik etkilenirse vücudun her iki koluna veya altına girebilir. Bağırsak ve/veya mesane kontrolü kaybı da nadirdir, ancak olası sonuçlardır. Boyun Fıtığı için Ağrı Yönetimi Servikal fıtıklaşmış bir diskten boyun ve / veya kol ağrısı kısa ömürlü olabilir ve sadece birkaç gün sürebilir veya kronik hale gelebilir ve aylar veya daha uzun sürebilir. Ağrının gelip gitmesi veya belirli aktiviteler sırasında özellikle kötü alevlenmeler olması yaygındır. Boyun ve/veya kol ağrısı fıtıklaşmış bir diskten kaynaklandığında, diskin kendisi iyileşemese bile semptomlar genellikle 4-6 ay içinde tamamen düzelir.1 Servikal fıtıklaşmış disk ağrısı vakalarının çoğu, reçetesiz ağrı kesici ilaçlar, boynu güçlendirmek ve germek için fizik tedavi, buz veya ısı paketleri ve/veya ağrı azalıncaya kadar ağrılı hareketleri önlemek için aktivite modifikasyonları gibi cerrahi olmayan tedavilerle başarılı bir şekilde yönetilebilir. Bazen, ağrıyı sakinleştirmek ve rehabilitasyonu ilerletmek için oral steroidler veya X-ışını rehberliği ve kontrastı kullanan epidural veya seçici sinir kökü enjeksiyonu gerekebilir. Boyun Fıtığı Nasıl Oluşur Servikal omurgada 6 intervertebral disk vardır. Her servikal disk, vertebra gövdelerini yumuşatmak ve yükleri boyundan ve kafadan yukarıdan dağıtmaya yardımcı olmak için bitişik vertebralar arasında (biri üstte ve biri altta) bulunur. Bir diskin 2 temel bileşeni vardır. - Annulus fibrosus. Bu sağlam dış tabaka, diski yumuşak iç tabakasını koruyacak kadar güçlü kılan eşmerkezli kollajen liflerinden yapılmıştır. Annulus fibrosus, omurganın ağır yükleriyle başa çıkmaya ve şokları emmeye yardımcı olur. - Nucleus pulposus. Bu jel benzeri iç mekan, mukoprotein jeli içinde asılı ve halka fibrosus içinde korunan gevşek bir lif ağıdır. Nucleus pulposus, hareketler için ek yastıklama ve esneklik sağlar. Fıtıklaşmış bir disk, enflamatuar proteinler içeren çekirdek pulposus diskten ve yakındaki bir sinir köküne sızdığında tipik olarak en fazla ağrıya neden olur. Daha az yaygın olarak, fıtıklaşmış bir disk omuriliğe sızabilir. Boyun Fıtığı için Risk faktörleri Fıtıklaşmış bir disk geliştirme riski yaşla birlikte artma eğilimindedir. Bazı tahminler, servikal fıtıklaşmış bir diskin en çok 30 ila 50 yaşları arasında geliştiğini göstermektedir. Yetişkin popülasyonda servikal fıtıklaşmış disklerin görülme oranının %0.5 ile %2 arasında olduğu tahmin edilmektedir. bununla birlikte, birçok servikal fıtıklaşmış disk vakası teşhis edilmeyebilir ve tahminler popülasyona göre değişebilir. Boyun Fıtığı ciddi olduğunda Nadiren, servikal fıtıklaşmış bir diskin belirti ve semptomları, sonunda kendi başına stabilize etmek ve çözmek yerine yavaş yavaş daha kötü hissedebilir. Servikal sinir kökü sıkışırsa veya iltihaplanırsa, kolda karıncalanma, uyuşma ve/veya zayıflık ilerleyebilir. Benzer şekilde, omurilik servikal fıtıklaşmış bir disk tarafından sıkıştırılırsa veya iltihaplanırsa, yürüme, koordinasyon ve/veya azalmış mesane veya bağırsak kontrolü ile ilgili sorunlar mevcut olabilir. Bu tür nörolojik defisitler, kötüleşmelerini veya kalıcı olmalarını önlemek için acil tıbbi müdahale gerektirir. Servikal disk fıtıklaştığında, yumuşak iç malzemesi ve enflamatuar proteinleri koruyucu dış tabakaya ve muhtemelen vertebral kolona sızmaya başlar. Fıtıklaşmış bir disk genellikle yakındaki bir sinir kökünü iltihaplayarak veya sıkıştırarak boyun ve/veya kolda keskin veya şok benzeri bir ağrıya neden olur. Omurilik gibi yakındaki diğer yapılar da iltihaplı ve ağrılı hale gelebilir. Boyun Fıtığı Belirtileri ve Semptomları Servikal fıtıklaşmış diskin bazı yaygın belirtileri ve semptomları şunlardır: - Boyun ağrısı. Bu ağrı genellikle boynun arkasına veya yanına doğru hissedilir. Dokunulduğunda hassas hissedilen hafif bir ağrıdan keskin veya yanan bir ağrıya kadar değişebilir. - Radiküler ağrı. Bu ağrı, boyundaki sıkışan bir sinirden omuz, kol, el ve/veya parmaklardan yayılabilir. Bazen sıcak veya elektrik çarpması gibi hissedebilir. - Servikal radikülopati. Sıkışan bir sinir veya sinir kökü iltihabı da omuz, kol, el ve/veya parmaklara yayılan uyuşma ve/veya zayıflığa neden olabilir. Radiküler ağrı da bazı durumlarda radikülopatiye eşlik edebilir. - Semptomlar belirli kafa pozisyonları veya aktiviteleri ile kötüleşir. Fıtıklaşmış bir diskin ağrısı, spor yaparken veya ağır bir ağırlık kaldırırken olduğu gibi aktiviteler sırasında alevlenme ve daha kötü hissetme eğilimindedir. Böyle bir tarafı da Burma ya da başı öne eğerek belli baş pozisyonları da ağrı daha da kötüye gidebilir. - Boyun sertliği. Servikal fıtıklaşmış bir diskten gelen ağrı ve iltihaplanma, belirli boyun hareketlerini kısıtlayabilir ve hareket aralığını azaltabilir. Spesifik ağrı paternleri ve nörolojik defisitler büyük ölçüde fıtıklaşmış diskin lokalizasyonu ile belirlenir. Sinir kökü ile Boyun Fıtığı Belirtileri Servikal disk herniasyonu için tipik ağrı alanları. Semptomlar hangi sinir kökünün sıkıştığına bağlı olarak değişir. Servikal omurga, C1 ile C7 arasında etiketlenmiş, üst üste yığılmış 7 vertebra içerir. İntervertebral diskler bitişik vertebral cisimler arasında bulunur. Örneğin, C5-C6 diski C5 ve C6 vertebraları arasında oturur. C5-C6 disk herniasyonu varsa, bir C6 sinir kökünü sıkıştırabilir. Servikal fıtıklaşmış bir diskin neden olduğu belirti ve semptomlar, hangi sinir kökünün sıkıştırıldığına bağlı olarak değişebilir. Mesela: - C4-C5 (C5 sinir kökü): ağrı, karıncalanma ve/veya uyuşma omuza yayılabilir. Zayıflık omuzda (deltoid kas) ve diğer kaslarda da hissedilebilir. - C5-C6 (C6 sinir kökü): elin başparmak tarafında ağrı, karıncalanma ve/veya uyuşma hissedilebilir. Zayıflık, bisepslerde (önkolların önündeki kaslar) ve önkollardaki bilek ekstansör kaslarında da görülebilir. C5-C6 diski fıtık için en yaygın olanlardan biridir.1 - C6-C7 (C7 sinir kökü): ağrı, karıncalanma ve/veya uyuşma el ve orta parmağa yayılabilir. Zayıflık, trisepslerde (üst kolun arkasındaki kaslar), parmak ekstansörlerinde ve diğer kaslarda da hissedilebilir. C6-C7 diski genellikle servikal omurgada fıtıklaşma olasılığı en yüksek olarak kabul edilir.1 - C7-T1 (C8 sinir kökü): dış önkolda ve elin pembemsi tarafında ağrı, karıncalanma ve/veya uyuşma hissedilebilir. Zayıflık, parmak fleksörlerinde (grip) ve diğer kaslarda da görülebilir. Bunlar servikal disk herniasyonu ile ilişkili tipik ağrı kalıplarıdır, ancak mutlak değildir. Bazı insanlar diğerlerinden farklı olarak kablolanır ve bu nedenle kol ağrısı ve diğer semptomları farklı olacaktır. Boyun Fıtığı daha az yaygın belirti ve Semptomları Omurilik servikal fıtıklaşmış bir disk tarafından sıkıştırılırsa veya iltihaplanırsa, belirti ve semptomlar şunları içerebilir: - Her iki kolda ve/veya her iki bacakta ağrı, karıncalanma, uyuşma ve/veya zayıflık - Koordinasyon veya yürüme ile ilgili sorunlar - Mesane ve/veya bağırsak kontrolünde zorluk Bu belirtilerden veya semptomlardan herhangi biri acil tıbbi müdahale gerektirir. Servikal fıtıklaşmış bir disk için doğru bir teşhis koymak, hangi sinir kökünün sıkıştırılabileceği gibi altta yatan ağrı mekanizmalarını anlamaya yardımcı olabilir. Doğru tanı, en etkili tedaviyi elde etmede de önemli bir rol oynar. Boyun Fıtığı Nedenleri Servikal fıtıklaşmış diskin yaygın nedenleri şunlardır: - Zamanla disk dejenerasyonu. Bir disk yaşlandıkça, doğal olarak hidrasyonu kaybeder ve daha az esnek ve dayanıklı hale gelir. Daha düşük su içeriğine sahip bir diskte çatlaklar ve yırtılma olasılığı daha yüksektir. - Travma. Omurga üzerinde doğrudan bir etki, bir diskin yırtılmasına veya fıtıklaşmasına neden olabilir. Bağ dokusu bozuklukları veya omurgadaki diğer anormallikler gibi fıtıklaşmış disklerin diğer daha az yaygın nedenleri de mümkündür. Boyun Fıtığı Tanısı Servikal fıtıklaşmış bir disk için doğru bir teşhis almak tipik olarak 3 aşamalı bir süreci içerir: - Hasta geçmişi. Hastanın tıbbi geçmişi, herhangi bir kronik durum, geçmiş yaralanmalar veya sırt veya boyun ağrısı öyküsü de dahil olmak üzere gözden geçirilir. Mevcut belirtiler hakkında bilgi de toplanmıştır. - Fiziksel muayene. Boyun, herhangi bir şişlik, hassasiyet veya ağrı bölgesi için palpe edilebilir (hissedilebilir). Doktor ayrıca boynun hareket aralığını ve refleksler, uyuşma ve/veya zayıflık gibi kollardaki nörolojik defisit belirtilerini de kontrol eder. - Görüntüleme çalışması. Görüntüleme tetkiki bir disk düzleştirmek için veya normal konumu dışında hareket başladı olup olmadığını gösterir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) taraması, yumuşak dokuların yüksek kaliteli görünümü nedeniyle fıtıklaşmış bir diski görüntülemek için tercih edilen yöntemdir. Bir MRG bir seçenek değilse, BT veya BT miyelogramı da düşünülebilir. Birçok durumda, hastanın öyküsü ve tedaviye başlamak için fizik muayene sırasında yeterli bilgi toplanabilir, bu nedenle görüntüleme çalışması her zaman hemen talep edilmez. Bununla birlikte, servikal fıtıklaşmış bir diski ağrı nedeni olarak teşhis etmek için tipik olarak hasta öyküsünü, fizik muayeneyi, görüntüleme çalışmasını ve X-ışını güdümlü, kontrastlı tanı enjeksiyonunu karşılaştırmayı gerektirir. Boyun fıtığı için konservatif tedaviler Servikal fıtıklaşmış bir diskten gelen ağrı genellikle cerrahi olmayan tedavilerle yönetilebilir. İlk tedaviler, boynun gücünü, esnekliğini ve duruşunu iyileştirmek için kısa bir dinlenme süresi, ağrı kesici ilaçlar ve fizik tedavi içerebilir. Etkinlik Değişikliği Servikal fıtıklaşmış bir disk, ilk geliştiğinde veya aktivite sırasında olduğu gibi aralıklı alevlenmeler sırasında tipik olarak en acı vericidir. Boyun ağrısı şiddetli ise ve/veya kol veya elin içine yayılırsa, kısa bir dinlenme süresi ve/veya aktivite modifikasyonu önerilir. Bazı örnekler şunları içerebilir: - Fiziksel emek veya spor yapmak gibi yorucu aktivitelerden kaçınmak - Başınızı bir tarafa çevirmek gibi ağrıyı şiddetlendiren belirli hareketlerden kaçınmak - Uyku pozisyonlarını değiştirmek, örneğin yastığı değiştirmek ve/veya yan veya karın yerine sırt üstü uyumak gibi Dinlenme, servikal fıtıklaşmış bir diskin daha az ağrılı hale gelmesine yardımcı olma eğilimindedir. Ağrı azaldıkça, aktivite seviyeleri tekrar artabilir. Boyun fıtığı İlaçsız tedavisi Steroidal olmayan anti-enflamatuar ilaçlar (Nsaıd’ler) vücuttaki iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur. Fıtıklaşmış bir diskin neden olduğu en kötü ağrılardan bazıları sinir köklerinin ve diğer dokuların iltihaplanmasından kaynaklanır. Reçetesiz satılan Nsaıd’ler (Advil, Aleve, Motrin) genellikle önerilen ilk ilaçlardır. Reçetesiz satılan ilaçlar yeterli ağrı kesici sağlamazsa, bir doktor diğer ağrı kesicileri kısa süreli olarak reçete edebilir. Bazı örnekler reçeteli güç Nsaıd’leri, kas gevşeticilerveya oral steroidleri içerir. Tehlikeli yan etkiler için daha yüksek bir risk nedeniyle, reçeteli ağrı kesici ilaçlar, özellikle kötü alevlenmeler sırasında veya bir veya iki hafta boyunca sadece kısa süreli olarak kullanılır. Boyun fıtığında Fizyoterapi Boynun güçlendirilmesi ve gerilmesi ağrıya karşı daha dirençli olmasına yardımcı olabilir. Çene tucks gibi bazı egzersizler,baş ve boynun daha iyi duruş sağlamasına yardımcı olabilir. Zayıflamış boyun kaslarının ileri baş ve boyun ağrısına yol açma olasılığı dahayüksektir . Bunun yerine, kafa omuzların hemen üstündeki kulaklarla nötr bir hizada tutulduğunda, servikal omurga ve disklerine daha az stres uygulanır. Bir fizyoterapist veya başka bir sağlık uzmanı, hastanın özel ihtiyaçlarını karşılamak için bir fizik tedavi programı tasarlayabilir. Örneğin, ağrıyı azaltmak veya belirli kasları hedeflemek için bazı egzersizlerin veya gerilmelerin değiştirilmesi gerekebilir. Zamanla, çoğu hasta uzun vadede boyun gücünü ve esnekliğini korumak için evde boyun egzersizlerine ve gerilmelere devam edebilir. Boyun fıtığında Enjeksiyonlar Oral ilaçlar ve fizik tedavi servikal fıtıklaşmış disk için yeterli ağrı kesici sağlamazsa, terapötik enjeksiyonlar düşünülebilir. Boyun ağrısı için çoğu enjeksiyon, iğnenin omurgaya tam olarak yerleştirilmesini görselleştirmek için Floroskopi (X-ışını rehberliği) ve kontrast boya kullanılarak yapılır. Servikal fıtıklaşmış disk için bir enjeksiyonun amacı, ilacı, sinir kökleri, kan damarları veya omurilik gibi omurga içindeki kritik yapılara zarar vermeden doğrudan olması gereken yere yerleştirmektir. Servikal fıtıklaşmış diskler için iki yaygın enjeksiyon şunları içerir: - Servikal epidural steroid enjeksiyonu. Enflamasyonu azaltmak için epidural boşluğa (spinal kanalın dış tabakası) bir steroid solüsyonu enjekte edilir. Bu enjeksiyon, fıtıklaşmış diskler için kullanılan en yaygın olanıdır. - Seçici sinir kökü enjeksiyonu. İntervertebral foramenden çıkarken spinal sinirin yakınında bir steroid çözeltisi ve anestetik enjekte edilir. Bu enjeksiyon ayrıca hangi sinir kökünün ağrıya neden olabileceğini teşhis etmek için kullanılır. Birçok kişi servikal fıtıklaşmış bir disk için enjeksiyonlardan en azından bir miktar ağrı kesici yaşadığını bildirmiştir. Nadir fakat ciddi komplikasyonlar mümkündür, bu nedenle potansiyel faydalar ve riskler hakkında bir doktora danışmanız önerilir. Boyun fıtığında diğer Cerrahi Olmayan Tedaviler Diğer birçok tedavi, servikal fıtıklaşmış bir diskten biraz rahatlama sağlayabilir: - Buz veya ısı terapisi. Bir seferde 15 veya 20 dakika buz uygulamak, iltihaplanmayı azaltmaya ve ağrıyı hafifletmeye yardımcı olabilir. Bazı insanlar bir seferde 15 veya 20 dakika boyunca ısı uygulamasının da rahatlama sağladığını görebilirler. Buz veya ısı uygulayarak olsun, cilt hasarı riskini azaltmak için uygulamalar arasında 2 saat bekleyin. - Servikal traksiyon. Mekanik bir cihaz kafaya bağlanır ve servikal omurgayı hafifçe yukarı kaldırmak ve germek için kullanılır. Amaç, diskler ve sinir kökleri üzerindeki baskıyı azaltmaktır. Bazı insanlar çekiş sırasında ağrı kesici yaşarlar, ancak diğerleri yoktur. Traksiyon rahatlama sağlıyorsa, bazı hastalar tedaviyi kendi başlarına gerçekleştirmek için bir ev cihazı tercih edebilir. - Masaj terapisi. Hafif bir masaj, kasları gevşetmeye, kan akışını arttırmaya ve gevşemeyi teşvik etmeye yardımcı olarak biraz rahatlama sağlayabilir. Bir masaj ağrıyı kötüleştirirse, hemen durun. Servikal fıtıklaşmış disk ağrısı için diğer tedaviler de mevcuttur ve transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS) tedavisi, akupunktur, dikkatli meditasyon ve diğerleri de dahil olmak üzere bazı insanlar için rahatlama sağlayabilir. En fazla rahatlama sağlayan tedavilerin kombinasyonunu bulmadan önce bazı deneme yanılma gerekebilir. Nörolojik defisitler k��tüleşmeye devam ederse—artan kol uyuşması veya zayıflık gibi—cerrahi düşünülebilir. Servikal fıtıklaşmış bir disk nedeniyle kol ağrısının çoğu atağı, cerrahi olmayan tedavi ve ağrı yönetimi ile birkaç haftadan birkaç aya kadar bir süre içinde çözülecektir. Bununla birlikte, ağrı 6 ila 12 haftadan uzun sürerse veya ağrı ve sakatlık şiddetli ve cerrahi olmayan tedavilere yanıt vermiyorsa, omurga ameliyatı makul bir seçenek olabilir. Servikal fıtıklaşmış disk için ameliyatın amacı hasarlı diski çıkarmak ve sinir kökü ve/veya omuriliğin dekompresyonunu sağlamaktır. Bu prosedür yayılan ağrıyı hafifletebilir ve karıncalanma, uyuşma ve/veya kola giren zayıflık gibi nörolojik eksikliklerin ilerlemesini önleyebilir. Servikal fıtıklaşmış disk için ameliyat türleri Servikal fıtıklaşmış disk için daha yaygın cerrahi tiplerden bazıları şunlardır: Boyun fıtığında Anterior servikal diskektomi ve omurga füzyonu (ACDF) ACDF cerrahisi, servikal fıtıklaşmış bir diski tedavi etmek için omurga cerrahları arasında en yaygın yöntemdir. Bu ameliyatta, disk boynun önündeki küçük bir inç insizyondan çıkarılır. Diski çıkardıktan sonra, bitişik vertebraların sonunda bir araya gelmesi ve kaynaşması için disk alanının kendisi ayarlanır. Daha fazla Stabilite ve muhtemelen daha iyi bir füzyon başarı oranı için greftin önüne bir plaka eklenebilir. Boyun fıtığında Servikal yapay disk replasmanı Bir ACDF cerrahisinde olduğu gibi, yapay bir disk replasman ameliyatı, etkilenen diskin boynun önündeki küçük bir insizyondan çıkarılmasını içerir. Bitişik vertebraları kaynaştırmak yerine, bitişik vertebralar arasındaki disk boşluğuna yapay bir disk implante edilir. Yapay diskin amacı, orijinal diskin şeklini ve işlevini taklit etmektir. https://youtu.be/cVxeFZcUbtc Boyun Fıtığında Posterior servikal diskektomi Bu ameliyat posterior (arkadan) lomber diskektomiye benzer. Bu, sinir foramenine (sinirin spinal kanaldan çıkmak için geçtiği tünel) lateral olarak fıtıklaşan servikal diskler için makul bir yaklaşım olabilir. Bu posterior yaklaşım anterior yaklaşımdan daha zordur, çünkü bu alanda kanamaya neden olabilecek birçok damar vardır ve kanama ameliyat sırasında görselleştirmeyi sınırlar. Bu yaklaşım aynı zamanda omuriliğin daha fazla manipülasyonunu gerektirir ve daha yüksek bir komplikasyon riski oluşturur. Herhangi bir büyük ameliyatın olası riskleri ve komplikasyonları olmasına rağmen, deneyimli bir omurga cerrahı ile servikal disk cerrahisinden kaynaklanan ciddi komplikasyonlar nadirdir. En yaygın iki ameliyat, ACDF ve yapay disk replasmanı, sıkıştırılmış bir sinir kökünden kaynaklanan yayılan ağrıyı ve karıncalanmayı azaltmak açısından olumlu sonuçlara sahip güvenilir ameliyatlar olarak kabul edilir. Boyun Fıtığı Ameliyat sonrası bakım ve iyileşme Boyun Fıtığı veya yapay disk replasmanı gibi servikal omurgadaki anterior cerrahi için iyileşme, posterior prosedürlerden daha hızlı ve daha az ağrılı olma eğilimindedir. Anterior cerrahi, boynun arkasındaki daha kalın kasları kesmek yerine boynun önündeki küçük bir insizyonla yapılır. Bu nedenle, hasta genellikle aynı gün veya anterior ameliyattan sonra hastanede bir gece kaldıktan sonra eve gidebilir. Posterior servikal omurga ameliyatından sonra hastanede kalış süresi birkaç gün daha uzun olabilir. Ameliyattan önce kol ağrısı varsa, genellikle işlemden sonra oldukça hızlı bir şekilde geçer. Boyun ağrısı, özellikle prosedürün yapıldığı bölgede veya yakınında daha uzun sürebilir. Koldaki herhangi bir uyuşma veya zayıflık haftalar, aylar veya daha uzun sürebilir. Fıtıklaşmış diskin neden olduğu sinir kökü hasarının ciddiyetine bağlı olarak, bazı kol ağrısı, halsizlik ve/veya uyuşma ameliyattan sonra kalıcı olarak kalabilir. Ameliyat sonrası, çoğu omurga cerrahı bir boyun korsesi reçete eder, ancak brace tipi ve kullanım süresi değişkendir. Read the full article
0 notes
Text
EKONOMİK YERE BASAN BLOK MAKİNESİ İLETİŞİM:VEYSEL YILMAZ: +90 532 572 6262
LÜTFEN PAYLAŞIN
MAKİNENİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ A- ) 220 wolt elektrik ile çalışır 1 Baskıda 4 adet 20x40cm 6 adet 15x40cm 8 adet 10x40cm briket úretimi yapmaktadır. C-) İmalat yapmak için üretim paletine gerek yoktur zeminin en az 10cm kalınlığında Beton olması gerekmektedir. D-) Hidrolik yoktur tamamen elektrikli vibratör den titreşim alarak sıkıştırma yapmaktadır. E-) Baskı yapılırken Hidrolik yerine insan gücü kuvveti uygulanır F-) Makinenin ileri gitmesi için altında 4 adet teker mevcuttur manuel olarak ileri-geri hareket ettirilmektedir (İstenirse motor gücü verilerek ileri-geri hareketi sağlanabilecektir) G-) Makinemiz baskıda kullanılan Harcı El arabası yardımı ile almaktadır. H) Makinemiz ile beton üzerine basmak yerine altına Ayaksız palet koyarakta üretim yapabilirsiniz AYRICA; Müşterilerimizin istek ve talepleri göz önünde bulundurulur
0 notes
Text
psikolog randevuları antideprasanlar havada uçuşuyor ben bu olayı şöyle değerlendiriyorum elektrik gittiğini düşünün ama tüm ülkede gitmiş olsun sonra bunun toplu bir sorun olduğunu söylüyorlar ve hemen çözücez diye bildiriyorlar herkes rahatlıyor eğer her yerde gitmişse o zaman çabuk gelir diye ve elektrikler geliyor ama bir binaya gelmiyo çünkü o binadaki elektrik sorunu binanın kendi sorunuymuş toplu elektrik gitmesi geldikten sonra kimse o binadaki leri düşünmüyor karanlıkta kalıyorlar uzun bir süre ve oraya alışıyorlar ve sorun çözülünce karanlığa alıştıkları için aydınlığa çıkmakta zorlanıyorlar bazıları çıksa bile diğerleri o karanlıkta kalıyor dışarısı ne kadar aydınlık olsa bile onların ruhları karanlıkta kalıyor ve onlara ne oluyor biliyor musunuz intihar ediyorlar hasta oluyorlar sonra asla iyileşemiyorlar bunun sorumlusu kim biliyor musunuz biziz bu dünyadaki herkes bir katil binlerce insan öldürdük onların ruhlarını katlettik ve hala katletiyoruz çünkü ışıklar altında olan karanlıktakini göremez o karanlık ona bir insanmış gibi değilde boşluktan ibaretmiş gibi gelir onun için gözlerinizi açın ve etrafınıza bakın ama öyle dikkatlice bakın ki karanlığın altındakini görebilesiniz iyi akşamlar görüşürüz
0 notes
Text
HER AN OLABİLİR! Güneş Fırtınası ve Küresel Elektrik Kesintisi
HER AN OLABİLİR! Güneş Fırtınası ve Küresel Elektrik Kesintisi #blackout #elektrik #güneş #gündem
Güneş Fırtınası ve Küresel Elektrik Kesintisi Neden her haberde Güneş Fırtınası ve Küresel Elektrik Kesintisi olabileceği söyleniyor? Küresel çapta elektrik kesintisi kıyamete neden olur mu? BLACKOUT komplo teorisini araştırıyoruz. Her şeyi elektriğe bağlı insanlar elektrikler kesilince ne yapacak? Teknik adı “taçküre kütle atımı” olan bu patlamalar, Güneş’te meydana gelen bir dizi fiziksel…
View On WordPress
#2022#dijital kıyamet#dünya enerji krizi#elektrik#elektrik gitmesi#elektrik kesildi#elektrik kesintisi#enerji krizi#gelecek#gündem#güneş#güneş fırtınası#güneş fırtınası ne zaman olacak#güneş patlaması#güneş patlaması 2022#güneş püskürtüsü#halil bakmış#i̇nternet kesintisi#kıyamet#küresel elektrik kesintisi#küresel elektrik kesintisi ne zaman#küresel elektrik kesintisi olacak mı#küresel enerji krizi#nasa#power outage#solar patlama#son dakika#teknoloji#türkiye
1 note
·
View note
Note
sence boş oylar gerçekten iktidara mı gidiyor?
yani seçim kurallarına göre geçersiz sayılması gerekiyor ama ülkemizde hırsızlar bir hayli çok olduğu için boş geçilen oy pusulalarına kendi istedikleri partiyi basıp gönderebiliyorlar, herhangi bir partinin tarafını tutmak istemiyorum ama gerek trafoya kedi girip elektrik gitmesi olayı olsun, gerek gerçekte hiç var olmayan kişilerin oy kullanması olsun benim fikrim senin de dediğin gibi iktidara gittiği yönünde
5 notes
·
View notes
Photo
Ayaklarını seven dilenci, Elektrik panosuna yaslanmıştı. Karton bardağı önünde duruyordu. Gelen geçen insanlar onu görmüyordu bile O da zaten önündeki bardağı değil, yalnızca çıplak ayaklarını görüyordu. Tam karşısında bir çocuk vardı dilencinin; Dilenci, çocuğu görmüyordu. Çocuk da dilenciyi görmüyordu. Zaten herkes bir şekilde birilerini görmüyordu... Ya da bir şekilde birilerini görüyordu bu coğrafyada. Çocuk birden "Görünmek istiyordum!" diye haykırdı. Aldı eline bir plastik yoğurt kovasını, iki de çubuk... Başladı çalmaya; iki çubuk darbesi plastik kovaya indi "Güm,güm!" Bir çubuk darbesi boş mermer zemine "Güm!" Gümledi durdu ortalık ve yineledi çocuk sesini: "Bu taze bir sestir; işitmeyen, görmeyen kalmasın bunu!" dedi. Zaten herkes bir şey derdi bu coğrafyada...
Örneğin:
Türkiye'deki sığınmacıların toplumdaki rahatlığı bambaşka, olduğunu... Kapkaççıların özellikle yalnız insanları gözüne kestirdiklerini. Nitelikli hırsızlığın soruşturulması ve kovuşturulmasının aktif olduğunu. Çin'de başlayan Corona (Korona) virüsün belirtileri nedir acep, ne durumda ola ki? Ve karaborsaya düşen filtreli ve cerrahi maskelerinin durumunun ne olacağı? Kamu binalarındaki engellilere ayrılmış olan tuvaletlerinin bazısında neden temizlik ürünleri ve alet edavatlarıyla dolup- oraları neden tıkıştırdıklarını? Ve bazı işletmelerin, tuvalet kapılarında neden şifreli kodların olması gerektiğini? Ve gene bazı kırtasiyelerde siyah -beyaz bir kağıt parçasına bile, fotokopileri çektirme karşılığı olarak, neden bir tl.ödüyoruz? demeleri gibi... Akıp giderdi sorular yumağı bu coğrafyada...
Yine meselâ:
"Gürültüden zevk alan işyerleri ve komşuların yaptığı gürültü kirliğini doğal bulmalarını, nasıl değerlendiriyorsunuz azizim? Herlade bu kişilerin "Kabahatler Kanunundan" bihaber olarak "Kişilerin huzurunu ve sükununu bozma suçunu" dünyada duymamışlardır gibi... Ve yine sokak müzisyenlerinin kostümlerine, söylev tarzlarına şaşırıp; arkadaşına dönüp dönüp, fiskos edip, aralarında gülüp gülüp, müzisyenlere bakmalarına ve kaldıkları yerden gene devam edip, kıs kıs gülmelerine değin, soruların akıp gitmesi devam ederdi bu coğrafyada...
Ve tekrar sözgelimi:
Kilisedeki bir müslümanın, Hz.İsa'ya atfedilen heykeli önüne gelip; onun ruhuna bir fatiha duası okumasını... Ortadoğu, için yapılan yüz yıllık planlarlar gibi, daha nice şeyi söylerdi bu coğrafya. Nitekim bütün bunlardan uzak yaşayan o adamın çıplak ayakları bunları bilmezdi; Çünkü o çıplaklığın dilencisiydi. Ve o taze çocuk; yokluğun soğuk rüzgarlarını kabul etmemeye karşı dimdik dururdu umutla ve mutlulukla orada. Dediğim gibi; zaten herkes her şeyi bilir ve derdi alenen bu coğrafyada...
Meral Meri / Senin Gerçeğin Ve Yüzleşebildiğin Kadardır Coğrafyan
#Meral Meri#edebiyat#senin gerçeğin ve yüzleşebildiğin kadardır coğrafyan#deneme#düz yazı#kısa hikaye#dünya#ortadoğu#çocuk#insan#yaşam#bilinç#şuur#akıl#dilenci#çıplak#aforizma
75 notes
·
View notes
Text
Ev Taşırken Hayatınızı Daha Kolay Yapmak için Farklı Yollar
Taşınmak, herkesin bildiği gibi acılı bir süreçtir. Fakat olmak zorunda değil. Sizin için taşınma sürecini kolaylaştırmaya yarayan bazı modern gün ipuçlarını bir araya getirdik.
1. Toparlanın ve Yardım Yapın
Haydi yüzleşelim: Yaşadığınız süre boyunca birkaç tane fazladan ürünü evinizde biriktirdiniz. Şimdi bu ürünlerin sayısını aza indirmekten daha iyi ne olabilir? İhtiyacınız olmayan ürünleri toplamanız ve onların taşınması için üzerine bir de para ödemeniz, onları vermeniz için yeterli bir düşünce olmalıdır.
Ürünlerinizi düzene kurmak için taşınmanızdan bir iki hafta öncesinden başlamanız gerekir.
Kendinize sorun: bu ürünü en son ne zaman kullandım? Eğer uzun süre geçmiş ise, bu ürünleri birine vermenin zamanı gelmiş demektir. Bu sizin taşınmak için gerekli zamanı azaltacaktır.
Yardımlarınızı büyük yardım kuruluşlarına yapmayı deneyin: yardım organizasyonları yüksek miktarda ürünleri almak için işe yarar ve ürünlerin gitmesi gereken yerde olmalarını sağlar.
2. Liste Yapın ve Listeyi İki Kere Kontrol Edin
Planlama taşınma sürecinin iyi geçmesi için önemlidir. Birleştirici listeler olsa da oda oda için ayrı listeler de olsa bütün alanları kapsayacak bir plana ihtiyaç duyacaksınız.
Yerini değiştirmek istediğiniz ürünlerin hepsini gözden geçirin ve bir liste yapın. Böylece nakliyecileriniz sırada hangi ürünün taşınması gerektiğini bileceklerdir.
Yapabileceğiniz en kötü şey, maliyetlerinizi, bütçenizi ve alan ihtiyaçlarınızı düşürmek ve kaynaklarınızı yönetmek için kendinize yeterli zamanı ve kaynağı tanımamak olacaktır.
3. Araçlarınızı Güncelleyin
Bir adresi değiştirmenin en gıcık yönlerinden bir tanesi telefon aramaları ve araçlarınızı güncellemek için evrak işleridir. Kim bir saat boyunca hatta beklemek ister? Kimse.
Konu taşınmaya geldiği zaman, güç şirketi Poershop daha az acılı yapar. Eğer bu web adresine giderseniz, 5 dakika içinde katılabilirsiniz ve onlar gerisi ile ilgileneceklerdir. Sıradaki iş bağlantısı için bile uygun bir aday olabilirsiniz. (Daha fazla detay için web sitesine kayıt olun)
Buna ek olarak Powershop uygulamasını indirmeniz mümkündür. Bu sayede taşınır taşınmaz elektrik giderlerinizi kontrol edebilirsiniz. Eğer kayıt olmak için bir arkadaşınızı getirirseniz, 75 Dolar değerinde gücü ücretsiz olarak alabilirsiniz. Bu sizin aylık faturanıza 3 ay boyunca 25 dolar değerinde yatar. Kazan kazan durumu!
4. Kendiniz Uygulayın
Eğer yüksek teknolojiye uygun olarak organize olmak istiyorsanız, Sortly gibi bir app indirmeniz (İOS için uygundur), toparladığınız paketlerinizin kontrolünü daha iyi sağlamanıza yardımcı olacaktır. Dosyalama sistemini kullanın ve ürünlerinizi kategorize edin. Gerekirse ihtiyaç duyabileceğiniz fotoğraf, not, güvenlik detayları ekleyin. Barkodları ve QR etiketlerini kutulara ekleyin. Bu sayede yeni evinize taşınırken daha kolay kutuları açarsınız.
Kat planınızı önceden planlayarak nakliyecilere zamandan kazandırabilirsiniz. Floorplanner isimli uygulama, siz taşınmadan önce kata ne sığacağı konusunda yardımcı olan oldukça etkili bir araçtır.
5. Basit Depolama
Eğer bazı ürünleri taşınma öncesi ve sonrası sırasında depolamak gerekiyorsa, Taxibox isimli uygulama hem uygun hem de bütçe dostu olacaktır.
Uygulama evinize bir kutu getirecek ve size bu kutuyu malzemeleriniz ile doldurmanız ve kutuyu kilitlemeniz için yeterli zamanı verecektir. Hazır olduğunuz zaman, kutu yeni evinize kargolanacaktır.
6. Kararınızı Aceleye Getirmeyin
Durumu dikkatli olarak gözden geçirin. Gerçekten kendi başınıza yaşamak için uygun bir aday olduğunuzu deniyor musunuz? Yoksa kararı aceleye mi getiriyorsunuz? Kendi başınıza yaşamak için gerekli yeterliliklere sahip misiniz? Kendinizi desteklemek için yeterli miktarda paraya sahip misiniz? Gerçek nedenlerden dolayı mı taşınmak istiyorsunuz.
7. Gerçekçi bir Bütçe Planı Çizin
Plan yapın. Plan yaparken saklanmış olan objeleri gözden kaçırmayın. Saklanmış objelerden kasıt depozitolar, aidatlar, ev için sigorta yapılması ile ilgili giderlerdir. Genel olarak konuşmak gerekirse, sahip olduğunuz gelirin 3’te 1’inden daha fazlasını kira için ödemeniz önerilmez. Giderlerinizi plan yaparken açık şekilde yazın. Daha sonra bu giderler arasından hangisini kısabileceğinize ve hangisine gerçekten ihtiyaç duyduğunuza bakın. Gelirinizi belirleyin. Eğer iyi bir işe sahipseniz ve aylık ödeme alıyorsanız, gerekli bütçenizi kısa sürede oluşturmanız mümkün.
8. Temel İhtiyaçlarınızı Bir Gece Öncesinden Toparlayın
Taşınma süreci çok stresli ve yorgun olacağından dolayı, gerekli temel malzemeleri toparlarken gözünüzden bir şeylerin kaçması ihtimali oldukça yüksektir. Bu nedenle bir gece öncesinden hazırlık yapmaya başlamanız sizin için kurtarıcı olacaktır. Topladığınız eşyalara kolay erişim sağlayabileceğinizden emin olun. Laptop’unuzu topladıklarınız arasına dahil etmenizde fayda var. Bu sayede değerli bir eşyanızı çalınması için korumuş olursuz.
9. Kıralacak Eşyalarınızı Paketlemek için (Tabaklar, bardaklar gibi) Köpük ve Kıyafet Kullanın
Taşınırken kırılması mümkün olan ya da diğer hassas malzemeleriniz daha fazla özen ister. Onları korumasız bırakırsanız eşyalarınız zarar görebilir. Bu yüzden eski yöntem köpükleri kullanabilirsiniz. Bu camların çizilmesinin ve kolayca kırılmasının önüne geçecektir. Köpük ile birlikte kıyafetlerinizi kullanabileceğinizi biliyor muydunuz? Tişörtler ve pamuklu kıyafetler bu amaç için harikadır. Hem ekstra koruma sağlamış olur hem de kıyafetlerinizi de diğer yandan toplamış olursunuz. İki kuş, tek taş!
10. Kutularınızın İçinde Ne Olduğunu Yazın
Taşınma sürecinde muhtemelen onlarca farklı kutunuz olacak. Etiketlerin üzerine içinde hangi malzemelerin olduğunu yazmanız size oldukça yardım olacaktır. Yeni evinize taşınmaya başladığınız zaman, odaya göre kutuları açmanız önemlidir. Önce salonu kurmak istiyorsanız, banyo eşyaları ile dolu olan koliden başlamayın. Yalnızca salon için hazırlamış olduğunuz kolileri açın. Bu sayede kutu açmak çok daha kolay yönetilebilir olacaktır.
Kutuları etiketlerken aynı zamanda kutunun yan yüzlerini etkiletmeyi unutmayın. Yalnızca sadece üstlerini etiketlemeyin. Kutular sıralı olsa da bu sayede kutuların içinde ne olduğunu kolayca görmüş olacaksınız.
11. Eğer Yapabiliyorsanız Taşınmadan Önce Banyoyu ve Mutfağı Önden Temizleyin
Önceden eve gidip temizlik yapma fırsatınız varsa yapın. Bu sayede eve taşındığınız zaman zamandan tasarruf edebilir, temizlik için sandığınızdan daha az zaman harcayabilirsiniz. Eğer duş perdesi bulunuyorsa, temizlik için gittiğiniz zaman yerine yenisini alın. Banyo için yeni havlular ve tuvalet kağıdı gibi gereklilikleri stoklayın. Taşındığınız günün sonunda eminim ki sıcak bir duşa hayır demeyeceksiniz.
12. Kırılmasını Önlemek için Pudra Formundaki Makyaj Malzemelerinizin İçine Pamuk Koyun
Makyaj malzemeleri taşınma sırasında en kolay kırılan malzemelerdendir. Onlar için ekstra önlem alarak talihsiz bir olayın yaşanmasının önüne geçmeniz mümkün. Bu ipucundan bir yere seyahat ederken de faydalanabilirsiniz. Bazı pudralar içinde kendisinin uygulayıcısı ile gelir. Bu pudraların içine pamuk koymanıza gerek kalmaz.
13. Ağır Eşyaları Kaldırması için Nakliye Firması ile Anlaşın
Her zaman taşınmak için bir nakliye şirketi ile anlaşmak zorunda değilsiniz. Fakat eğer taşınması gereken ağır yükler varsa, nakliyecilerin yardımı çok işinize yarayabilir. Nakliyeciler sayesinde kanepeyi merdivenlerden kimin çıkarması gerektiğini düşünmek zorunda kalmazsınız. Kaliteli bir ekip olması taşınma sürecinizin hızlanması için faydalı olacaktır. Nakliyeci kiralarken, firmalarda çalışan insanların profesyonel, sigortalı ve daha önce konu hakkında deneyimli olduğundan emin olmanız ve şirket hakkında daha önceden yazılmış olan yorumları okumanız gerekir.
1 note
·
View note
Text
Kişi öldüğünde ne olur, ölen kişi ile iletişim kurmak mümkün mü?
Kişi öldüğünde bilincine, anılarına, düşüncelerine, ne olur, kişi nereye gider, ölen kişi ile temas kurmak mümkün mü? Ruh çağirmak mümkün mü, sonuna kadar okuyun.
1- Kural, toprak daimi Nötrdur ve tüm elektriği çeker ve dengeye gelir, elektrik toprağa gitme eğilimindedir. Örneğin evdeki topraklama hatları kaçak elektriği toprağa ulaştırır, yıldırımlar gökyüzünden toprağa gitme eğilimindedir, vb. 2- Kural, hiç bir enerji yok olmaz şekil değiştirir, vücuttaki elektrik enerjiside yok olmaz, toprağa geçen elektrikte, dengeye gelir ve farklı bir enerji çeşidine dönüşür. Mesela elektrik motorları elektrik enerjisini hareket enerjisine dönüştürür. 3- Kural, Altın, Gümüş, Bakır iyi iletkenler olduğu gibi insan vücudu da belli bir direnci olmasına rağmen iletkendir, iletken olmasaydı insanı elektrik çarpmazdı.Vücutta Altın, Bakır, Gümüş takı takmak ve bu takıların vücuttayken toprağa temasını sağlamak vücut dengesini kurar. Çıplak ayakla nemli toprakta yürümek veya tuzlu su yani denize girmek vücudun elektriksel dengeye getirir, beynin hafızanın işleyişini duzenler, Bilincin ve Hafızanın Fiziksel Temeli: Bilinç ve hafıza, beyin hücrelerinin (nöronlar) arasındaki elektriksel ve kimyasal sinyallerle işleyen karmaşık bir süreçtir. Bu süreçler, beyin içinde gerçekleşir ve beyin öldüğünde bu süreçler de durur. Kişilik ve Elektrik: Nöronal Aktivite: Beyindeki elektriksel aktivite, nöronların birbirleriyle nasıl iletişim kurduğunu belirler. Bu iletişim ağları, kişiliğin oluşumunda önemli bir rol oynar. Örneğin, belirli beyin bölgelerindeki elektriksel aktivite değişiklikleri, kişilik özelliklerinde de değişikliklere yol açabilir. Bu, nörolojik hastalıklar veya beyin hasarları sonucunda gözlemlenebilir. Elektriksel Uyarılar: Beyin stimülasyonu teknikleri (örneğin, transkraniyal manyetik stimülasyon - TMS) kullanılarak belirli beyin bölgeleri uyarıldığında, geçici kişilik değişiklikleri veya duygusal tepkilerde değişimler gözlemlenebilir. Hafıza ve Elektrik: Elektriksel İmza: Hafıza, nöronlar arasındaki bağlantıların güçlenmesi veya zayıflaması ile ilişkilidir. Bu bağlantılar elektriksel sinyaller aracılığıyla oluşturulur ve sürdürülür. Elektroensefalografi (EEG) gibi tekniklerle, hafıza süreçleri sırasında beyindeki elektriksel aktivite ölçülebilir. Long-Term Potentiation (LTP): Hafızanın uzun süreli depolanması, nöronlar arasındaki elektriksel iletişimin güçlenmesiyle ilişkilidir. Bu süreç, öğrenme ve hafıza için kritik öneme sahiptir.
Elektrik ve sinir sistemi:
Beyin oluşturduğu elektrik enerjisiyle kablolara benzeyen karmaşık bir sinir sistemi vasıtasıyla vücuttaki kaslara elektrik göndererek tüm kasların çalışmasını sağlar, kalp, kol, diyafram, bacak, karın vb tüm kas sistemi beynin sinirler ile gönderdiği elektrik akımı ile çalışır, sinirlenmek, gerilmek doğrudan elektrik ile ilgilidir. Nemli toprakta yapılacak yürüyüş, vücut elektriğini dengeye sokar sakinlestirip rahatlatır.
Ölüm ve Beyindeki Elektrik:
Elektriksel Aktivitenin Sonu: İnsan öldüğünde, beyindeki elektriksel aktivite durur. Beyin ölümü, beyindeki tüm elektriksel aktivitenin kalıcı olarak kaybolduğu anlamına gelir. Elektriğin Toprağa Gitmesi: Beyindeki elektriksel enerji, ölümle birlikte dağılır ve vücut sıcaklığı düştükçe, hücrelerdeki elektriksel potansiyeller kaybolur. Bu enerji, termodinamik yasalar gereği, çevreye dağılır bir kısmı ısıya dönüşerek çevreye yayılır, bir süre sonra vücutta ve beyinde işi ve elektrik kalmaz. Beyin, elektriksel bir ağ gibi çalışır ve bu ağın düzenli işleyişi, kişiliğin ve hafızanın sürdürülmesi için hayati öneme sahiptir. Kişi öldüğünde beyinde hafiza, kişilik ve tüm vücut hareketlerini sağlayan elektrik üretimi sona erer, elektriğin bir kısmı ısıya dönüşerek bir kısmı ise iletken vücut sayesinde toprağa dönme eğilimi gösterir, ölünün bir an önce toprağa gömülmesi beyindeki elektrik enerjisinin toprağa daha hızlı geçmesini sağlar. Belkide ölülerin kaya yerine iletkenligi fazla yumuşak toprak mezarlar seçilmesinin sebebi elektrik enerjisidir. Ölen tüm canların beyin enerjileri toprakta toplanır. Müslümanlar hristiyanlar ve museviler kıyamet koptuğunda dünya yok olduğunda bu enerjilerin (ruhların) toplanacağını sorgulanip cennet veya cehenneme gideceğini soyler. Hindu budist vb dinler ise enerjinin tekrar tekrar diğer canlılarda hayata döneceğine inanir. Gök Tanrıya inanan eski Türkler ise Evrenin, doğanın tanrının kendisi olduğunu ölen kişinin tanrıya döndüğüne cennet cehennem olmadığına yeniden doğuş olmadigina ama atalarının kendilerini görüp duyabildigine inanmışlardır. Enerji vücuttan toprağa bilinçli mi bilincsiz mi gitmiştir. Doğduğumuz haldemi beyin elektriğimiz toprağa iletiliyor, yoksa tüm yaşanmışlıklar, anılar, günah, sevap acılar, mutluluklarla birlikte mi??
Kişi ölüp beyin elektriği toprağa geçtiğinde, enerji yok olmayıp şekil değiştireceğinden, doğru alet ve gelişen teknoloji ile mümkün olabilecektir, hatta kişinin tüm yaşamı beyninden bir hafıza kartına aktarilip tüm hayatının izlenmesi mümkün olabilecektir. Belkide doğru aletler vardır kim bilebilir.
0 notes
Text
Bendevi Palandöken: Kira Artış Oranları Sınırlandırılmalı Ankara - Piyasalarda fiyatların düşmesinin enflasyonla ilgili olduğunu ve fiyatların düşmesi ile birlikte enflasyonunda gerileyeceğini söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bildiğiniz gibi bazı sektörler fiyatlarını 1 ay süreyle artırmamak suretiyle enflasyonun düşmesine yardımcı oluyorlar. Tabi bu nihayi tüketici açısından çok önemli. Ancak bildiğiniz gibi bu yıl açıklanan yüzde 72’nin üzerindeki kiralarda gerçekten esnafın belini büküyor. Esnaf bu kiraları çıkarabilmek için büyük bir mücadele etmesi lazım. Zaten bildiğiniz üzere kiranın artırılma süresi dolanlar için bir handikap oluşturuluyor. Bu da esnafla mal sahibi arasında sürtüşmelere neden oluyor. Eğer kirayı yüzde 72’nin üzerinde artırmaz isen çık kardeşim diyor. Dolayısıyla oraya bir yatırım yapılmış, o dükkanın işlemesi için yıllar geçirilmiş, dolayısıyla bu dükkana yapılan tadilat ve dizayn değişiklikleri tabelalar, vesaireler esnafın oradan başka bir yere gitmesi o insanı artık bir daha ticaret yapamaz hale getiriyor” dedi. “Herkes Elini Taşın Altına Koymalı” Sadece kiranın değil stop vergisinin de esnafın belini büktüğünü ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Herkesin elini taşın altına koymalı. Burada kirada olan iş yerleri ile ilgili olarak devlet konut kiralarını yüzde 25 ile sınırlandırdı. Gerçekten de yüzde 25 ile sınırlandırılması bazı noktalarda müdahale edilmesine rağmen bir uzlaşma noktası bulunuyordu. Ancak işyerlerinde bildiğiniz gibi dükkan kiraları serbest. Dolayısıyla insanların işini oturtabilmesi, yaptı iş ve iştigal ettiği konuyla ilgili yatırımlar hakikaten önemli yüksek maliyetlere mal oluyor. Ama bu arada da mal sahibi ‘devletin açıkladığı rakam 72.7,8,10 neyse yani 73’lü rakamlara çıkıyor” diye konuştu. “Belirli Bir Süre Kiralar Sabitlenmeli” İş yeri kiralarının belirli bir süre sabitlenmesini isteyen Palandöken, “Dolayısıyla bunu artık esnaf kaldıramıyor. Bir tarafta elektrik, doğalgaz diğer tarafta girdi maliyetinin en önemli kalemi olan iş yeri kiraları. Bununla ilgili burada çağrımız esnaf işletmelerine ve dükkanlarına da yüzde 25, yüzde 30 gibi bir uygulamanın getirilmesidir. Veya o iş yerine zamanı geldiği zaman ben boşaltırım diye o korku ve stresten esnafımızı kurtarmak lazım. Bunun için sabit kiranın uygulanması lazım. Devletimiz biliyorsunuz diğer taraftan Milli Eğitim Bakanlığı kantinlerle ilgili gayet güzel bir uygulama ile yüzde 25’lik bir oran ile sınırlandırıldı. Fiyatların yükselmesinin önüne geçilmesi sağlandı. Bununla ilgili de böyle bir tedbir alınırsa örneğin yerel yönetimlerin, kamu kurumlarının, vakıfların iş yerlerinde de bu uygulanırsa gerçekten esnaf rahat edecek. Yoksa esnaf panik halinde acaba ne diyecek? O ki enflasyonu hep birlikte düşürmek istiyoruz ve bu ülkeye katkımız olsun istiyoruz o zaman kiralar konusunda da en azından belirli bir süre şu enflasyonu düşürene kadar artış oranlarının yine aynı şekilde belirlenmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
0 notes
Text
Rus kuvvetleri Ukrayna'nın birçok kentine roket saldırıları düzenledi.
Rus kuvvetleri Ukrayna’nın birçok kentine roket saldırıları düzenledi.
Rus askeri güçleri Odessa’yı vurdu ve halk derhal sığınaklara gitmesi konusunda uyarıldı. APA, UNIAN’a atıfta bulunarak, grevlerin ardından Odessa’da elektrik ve suyun kesildiğini bildirdi. Odessa Bölgesi Askeri İdaresi Başkanı Maxim Marchenko da bölgede roket saldırılarının düzenlendiğini doğruladı. Nikolayev bölgesi başkanı Vitaly Kim, Karadeniz’den Odessa’ya çok sayıda füze fırlatıldığını…
View On WordPress
0 notes
Text
Buca en önemli simgesi Tarihi Forbes Köşkü Yağmalanıyor.
Hırsızların yeni adresi olan köşkün çatısındaki kurşun levhalar çalındı ve mermer korkulukların bir kısmı kırılarak paramparça edildi. İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in ; Buca’nın en eski levanten yapılarından asırlık Forbes Köşkü, ilgisizlik ve bakımsızlığın son kurbanı oldu. Kentin en önemli tarihi yapılarından birinin bakımsızlık sebebiyle harabeye dönmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Buca Kent Konseyi Başkanı Cem Unutmuş, “Buca’nın tarihi açısından çok önemli ve dünyaca tanınan Forbes Ailesi’nin geçmişte oturduğu bir köşk. Neredeyse 23 yıl olmuş restorasyon başlayalı. Köşkün şu an kapıları, pencereleri açık. Camları kırılmış, isteyen içeriye girebiliyor. Ne kadar kötü bir restorasyon işlemi yapıldığı da görülüyor. Taş bir yapının nasıl olur da betonarme bir şekilde aslına uygun olmadan restore edilmeye çalışılır? Buna da hangi kurum onay verip, denetleyip, takip ettiyse bunlar ayrı soru işaretleri. Buca’nın en ünik yapıları arasında bulunuyor. Birçok filmde ve dizide de kesitleri yer alıyor. Köşkün içine girdiğimizde elektrik kablolarının çalındığını, döşemelerin kaldırılmaya çalışıldığını, kurşun kaplı çatının hırsızların hedefi haline geldiğini, demir parmaklıkların da aynı şekilde çalındığını gördük. Son 1-2 yıldır bu tahribat çok hızlandı. Yapının her şeyi paramparça edilmiş şekilde. Üst kata çıkış merdivenleri tahta suntalarla tutturulmuş, kapıların arkasına tahta dayayıp kapatılmaya çalışılıyor. Güvenlik kamerası yok. Etrafını tel örgüyle kapatıp girişin yasak olduğunu bildiren tabelaya rastlayamıyorsunuz. Herkes elini kolunu sallayarak girebiliyor. Bölgeye gelen insanlar otoparkmış gibi araçlarını önüne park ediyor. Bu, Buca’nın tarihi değerlerinin yok olup gitmesi noktasında bir özet gibi. En önemli, en ünik yapının bu hale dönüştürülmesi bir utanç vesikası” dedi. Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi alanı içindeki tarihi Forbes Köşkü 'nün yok edildiğini dile getiren Unutmuş, “Mıssir Köşkü’nün de önceden bakanlığa ait olduğunu sonradan ise müftülüğe devredildiğini öğrendik. Kısa bir süre önce oranında bahçe parmaklıklarının çalınmasının ardından 1 ay sonra içinde de yangın çıkarıldı. Bahçe parmaklıkları gündüz saatlerinde araçların yanaştırılarak kesilip götürüldüğünü duyduk. Söz konusu alan Buca Karakolu’na 100-200 metre uzaklıkta. Yani gündüz gözüyle bunlar yapılabiliyor. Bu gibi köşklerin içine girip her şeyini çalıp çırpabiliyorlar. Buca’da son 2 yıldır yangınların, şaibeli yıkımların olduğunu görüyoruz. Burada düğmeye basıldı. Sistematik bir şekilde birçok yapıya zarar veriliyor. Üzülüyoruz. Biz nasıl koruyabiliriz, nereye kadar gücümüz yeter... Eski yapıların envanter kaydının tutulması için bir çalışma başlattık. Bu işin temel altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Teknik yazılım geliştirildi, projelendirme aşamasındayız. Yapının kaydını girdiğinizde teknik özelliklerini görebileceksiniz. Bu projeye kim katkı koymak isterse iş birliğine açığız. Hep birlikte burada böyle bir koruma kalkanı oluşturmak zorundayız. Bu bizim tarihi görevimiz” ifadelerini kullandı.
Read the full article
0 notes
Text
Enerji savaşları
🇨🇭SESİ- Dünya, uzun bir dönem daha enerji kaynaklarına hâkim olma ve gerilimlere sahne olacak gibi gözüküyor. Dolayısıyla hem savunma hem de tüketim anlayışımızı hep birlikte yeniden tanımlamamız gereken bir döneme girdiğimizi söyleyebiliriz. CAFER TAR Batı Avrupa’nın refah ülkeleri, uzun bir süredir alışkın olmadıkları küresel salgın, savaş ve bunların tetiklediği bir ekonomik ve sosyal krizle karşı karşıya. Avrupa’da uzun süredir yaşanan düşük enflasyon ve istikrarlı ekonomik görünüm sürecinden, yeniden fiyatların artış sürecine girdiği ve bunun bir türlü durdurulamadığı istikrarsız bir döneme girilmiş gibi gözüküyor. Bu hem Avrupa’da yaşayan halklarda hem de hükümetlerde paniğe yol açmış gibi gözüküyor. Gerçi Avrupa, geçmiş tarihte bundan çok daha kötülerini gördü, fakat asıl sorun şu ki; bu ülkelerde insanlar bir daha asla geriye dönemeyecekleri bir noktaya geldiklerini düşünüyorlardı. Her iki dünya savaşının da başladığı ve yoğun olarak yaşandığı coğrafya, Avrupa olmuştur. İnsanlar iki savaş sonrasında da yoğun bir ekonomik çöküş ve yoksullaşma sürecine girmişti. Aradan neredeyse 80 yıl geçmiş olmasına rağmen söz konusu kötü hatıralar hala insanların hafızalarında dip diri duruyor. Bundan dolayıdır ki; tıpkı bireyler gibi toplumlar da bu gibi durumlarda sadece akli değil duygusal tepkiler veriyor. Önce Covid-19 ve hemen sonra Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ile başlayan süreç, Avrupa toplumlarının bilinç altına attığı kötü anıların yeniden depreşmesine neden oldu. Avrupa’da iş insanları ve hane halkları yakın geleceği öngöremediği için Avrupa toplumlarında yatırım ve tüketim arzusu önemli ölçüde azalma eğilimine girmiş gibi gözüküyor. Yıllar sonra insanlar yeniden resesyon ve fiyat artışlarının aynı anda olduğu bir süreçten bahseder oldu. Gerçi başta doğalgaz olmak üzere, petrol ve kömür fiyatlarındaki artıştan dolayı enerji fiyatları, bütün dünyada hiç olmadık kadar artmış durumda. Fakat özellikle gaz fiyatları Avrupa’da neredeyse yüzde 600’e varan bir yükseliş yaşadı. Doğalgazın Avrupa’da elektrik üretiminin en önemli girdisi olması nedeniyle bu artış elektrik fiyatlarına yansıdı. İnsanlar bir anda hiç alışık olmadıkları enerji fiyatlarıyla karşılaştı. Savaşlar ve onların sebep olduğu ekonomik kriz, böylece Avrupa’da yaşayan ortalama insanın da kapısını çalmış oluyordu. Birçok insan ilk önce eline aldığı faturada yazan rakamlara inanamadı; fakat gerçek durum buydu ve uzun bir süre daha böyle olmaya devam edecek gibi gözüküyor. Covid-19 ile başlayan durgunluk dönemi sonrasında başlayan ekonomik büyüme, hem sanayi üretimini hem de talebi artırdı. Covid-19 döneminde insanların evden çalışması ve geçen yılın soğuk geçmesinin de doğalgaz talebinin yükselmesine neden olduğunu belirtmekte fayda var. Bütün bu gelişmeler Avrupa’da gaz depolarındaki doluluk oranlarının yüzde 30 gibi endişe verici seviyelere inmesine neden oldu. Ayrıca enerji üretiminde kullanılan kömürün çevreye verdiği zarar nedeniyle daha yeşil olduğu düşünülen doğalgaza yönelimin artması ile birlikte doğalgaza talepte bir patlama yaşandı. Ayrıca Avrupa genelinde teşvik edilen rüzgâr ve güneş gibi çevre dostu enerji kaynaklarının önceliklendirilmesi, nükleer santrallerin kapatılması ve kömür kullanımının sınırlandırılması ile birlikte doğalgaz neredeyse alternatifsiz hale gelmişti. Fakat enerji üreticileri bir türlü istenilen düzeyde enerji üretemedi; gaz santralleri Covid-19 döneminden çok önceden yapılması gereken bakımları geciktirdi; Norveç Covid-19 döneminde beklenenden daha az gaz üretti; bunlara bir de Hollanda’nın Groningen’de ortaya çıkan deprem riski nedeniyle kısıntıya gitmesi Avrupa’da gaz üretiminin beklentilerin çok altında kalmasına neden oldu. Buna bir de Rusya faktörünü de eklerseniz enerji ve enerjiye bağımlı üretim ve tüketim süreçlerinde yaşanan fiyat artışlarını anlamak daha fazla mümkün olur. ABD, ALMANYA VE RUSYA ARASINDA ENERJİ SAVAŞLARI Aslında ABD, Almanya ve Rusya arasında enerji savaşları çoktan başlamıştı. Alman hükümetinin daha 2018 yılında Covid-19 başlamadan önce Kuzey Akım 2 Projesi için gerekli izinleri vermesi ile birlikte ABD, Almanya ve Rusya arasında yaşanan enerji piyasalarında etkili olma mücadelesi yeni bir aşamaya geçmiş oluyordu. Almanya’nın Kuzey Akım 2 Projesini onaylamasının hemen ardından ABD senatosu Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’yla Kuzey Akım 2 ve Türk Akım projelerine katılan şirketler için ekonomik ve finansal uygulama kararı aldı. Buna gerekçe olarak da AB ülkelerinin Rus doğalgazına bağımlı olmasının bu ülkeler üzerindeki politik baskıyı artıracağını ileri sürdü. Başta Almanya olmak üzere kimi AB ülkeleri ABD’nin bu yaklaşımını kuşku ile karşıladı. Onlara göre ABD’nin bu kararının gerçek nedeni, ABD ve Almanya arasında Doğu Avrupa’nın kontrollü mücadelesiydi. Avrupa Birliği İstatistik Kurumu AB ülkelerinin yıllık doğalgaz ihtiyacının 500 milyar metreküp civarında olduğunu söylüyor. Rusya bunun yaklaşık yüzde 40’ını; yani 200 milyar metre küpünü karşılıyor. Söz konusu 200 milyar metreküpün yaklaşık 85 milyar metreküpünü ise Ukrayna üzerinden Avrupa pazarlarına sevk ediyor. Rus gazının geri kalanının 55 milyar metreküpü Kuzey Akım 1 üzerinden Almanya tarafından, 44 milyar metreküplük kısmı Beyaz Rusya ve 5 milyarlık metreküplük kısmı ise Finlandiya üzerinden Avrupa pazarlarına ulaştırılıyor. Halbuki Kuzey Akım 2 faal hale gelirse Türk Akım ile birlikte Rusya, Ukrayna’ya ihtiyaç duymadan 85 milyar metreküp gazı AB ülkelerine taşıyabilecek hale geliyor. Bu ise Ukrayna’nın enerjinin Avrupa pazarlarına taşınmasında neredeyse tamamen devre dışı kalmasına neden olacak bir gelişme olur. Halbuki Ukrayna bu ticaretten yılda yaklaşık olarak 3 milyar Dolar gelir elde etmektedir. Ayrıca boru hattının bir kısmı Polonya üzerinden AB pazarlarına ulaştığı için Polonya da Kuzey Akım 2 Projesine karşı çıkmaktadır. Konuya sadece kimin gazının AB pazarlarında satıldığı üzerinden bakarsak gerçeğin tamamını göremeyiz. Her şeyden önce Kuzey Akım Projesi hayata geçirilebilseydi Almanya neredeyse Avrupa’nın enerji merkezi haline gelmiş olacaktı. Kuzey Akım 2 Projesi transit giderlerini ortadan kaldırdığı için Batı Avrupa, gazı daha ucuza alacak ve ayrıca Baltık, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine gaz önemli ölçüde Almanya üzerinden gideceği için Almanya, Doğu Avrupa’nın kontrolünde önemli bir avantaj sağlamış olacaktı. Almanya’nın enerji piyasalarında sürdürdüğü agresif politika, başta Polonya olmak üzere kimi Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde kuşku ile karşılandı. Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau, Almanya ve Rusya arasında başlatılan doğalgaz işbirliğini “Polonya’nın İkinci Dünya Savaşı öncesinde paylaşımını öngören “Molotov-Ribbentrop Paktı’na benzeterek buna tepki gösterilmesi gerektiğini söyledi. Almanya 1970’li yıllarda da Avrupa’da ABD egemenliğini kırmak için Doğu Avrupa ülkeleri ve SSCB ülkeleri ile ilişkilerin normalleşmesini öngören Ostpolitik yaklaşımını hayata geçirmişti. Yakın zamana kadar benzer bir yaklaşımı Merkel hükümeti, Rusya ve Türkiye’de Erdoğan rejimi ile yeniden hayata geçirmek istedi. Son yıllarda ABD’nin geliştirdiği kaya gazı teknolojisi gaz piyasalarında dengeleri önemli ölçüde değiştirecek gibi gözüküyor. ABD bir süredir doğalgaz ihraç edebilecek bir konuma geldi. AB ülkeleri ABD’nin sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) için büyük bir pazar; ancak LNG fiyatları, boru hatları ile Avrupa'ya sevk edilen Rus gazına göre oldukça pahalı. Buna rağmen ABD ve Polonya arasında doğalgaz tedarik anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ABD kaya gazının (LNG) aynı zamanda Ukrayna’ya transferini de öngörüyor. 2015 yılında Polonya ve Hırvatistan’ın öncülüğünde Üç Deniz Girişimi Projesi ilan edilmişti. Buna göre; Polonya, Hırvatistan, Avusturya, Estonya, Letonya, Çekya, Slovenya, Slovakya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’ın dahil olduğu bu girişim, merkez ve Doğu Avrupa’da enerji altyapısının geliştirilmesi ve enerji arzının güvenceye alınması konusunda bir anlaşmaya varmıştı. Proje başta ABD, AB ve Çin’in ilgisini çekmiş; fakat projenin ilanının hemen ardından ABD bölgede inisiyatif alarak sürecin öncülüğüne soyunmuştur. Baltık Denizi, Karadeniz ve Adriyatik Denizi arasındaki bu bölgede ülkeler otoyollarla birbirlerine bağlanacak, dijital altyapı geliştirilecek ve doğalgaz tedarikinde bu ülkelerin Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için Polonya’nın Swinoujscie LNG terminali ile Hırvatistan'ın Krk Adasında inşa edilecek LNG terminali arasında tesis edilecek boru hattı ile Kuzey-Güney Gaz koridoru oluşturulacak. Bu yolla ABD bölgede kendi liderliğinde bölgede kurulacak enerji ve ekonomik iş birliğinin Almanya’nın bölgede etkinliğini azaltacağını düşünmektedir. Ayrıca Yunanistan’ın Dedeağaç Limanı’nın 17,6 kilometre güneybatısında demirleyecek LNG depolama ve gazlaştırma yüzer terminalinin 153 bin 500 metreküplük kapasiteye sahip olması beklenmektedir. Bu yolla Yunanistan, Bulgaristan ve Makedonya’nın doğalgazda Rusya’ya olan bağımlılığı azaltılmış olacaktır. Aslına bakarsanız ABD ve Rusya arasındaki mücadele arka planda Almanya ve ABD arasında bir mücadeledir aynı zamanda; fakat Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı işgal girişimi bütün paradigmayı değiştirmiş gibi gözüküyor. Başlangıçta Kuzey Akım 2 Projesini bütün tepkilere rağmen hayata geçirmekte çok kararlı gözüken Almanya, Ukrayna’nın işgal girişiminden sonra Kuzey Akım 2 Projesinin onay sürecini durdurma kararı aldı. ABD’nin yaptırım tehditlerine rağmen dört yıl boyunca kararlı bir biçimde süreci devam ettiren Almanya, Rusya’nın Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanıması sonrasında Kuzey Akım 2 projesinin onay sürecini durdurmak zorunda kalmıştır. Almanya’nın bu kararı ABD tarafından memnuniyetle karşılanırken Rusya’nın bu karara tepkisi ise gecikmedi. Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanvekili Dimitri Medvedev, “Avrupalıların doğalgazın bin metreküpüne çok yakında 2000 Euro ödeyeceği yeni bir dünyaya hoşgeldiniz” diyerek, epeydir başlamış olan enerji savaşını bütün dünyaya ilan etmiş oldu. Kimi uzmanlar Avrupa’da yaşanan enerji krizinden son yıllarda yoğun olarak uygulanan yeşil enerji politikalarını sorumlu tutuyor. Bunlara göre karbon nötr bir dünyayı herkes istiyor; fakat bu sadece rüzgarla ve güneşle sağlanamaz. Bu insanlar bunun yanında bir yedeğinizin olması gerektiğini düşünüyorlar. Bu durumda güneş ve rüzgâr enerjisinin yanında ya nükleer santralleriniz olacak ya da gaz veya kömür kullanmaya devam edeceksiniz. Bu anlayışla; Fransa, Macaristan, Finlandiya, Bulgaristan, Hırvatistan, Çekya, Romanya, Slovakya ve Slovenya olmak üzere 10 ülke, AB Komisyonu’na nükleer enerjinin yeşil yatırım olarak sınıflandırılması için mektup yazdı. Bu ülkeler nükleer enerjinin hem iklim krizine karşı olduğu hem de enerjide dışa bağımlılığı azaltacağını savundu. Bunda Ukrayna işgali sonrası Rusya’nın Avrupa’ya gaz sevkiyatını dramatik bir biçimde azaltmasının da payı olduğunu kabul etmek zorundayız. Ukrayna işgali sonrası batı dünyasından gelen tepkiler üzerine Rusya’nın Kuzey Akım 1 boru hattı üzerinden Avrupa’ya gaz sevkiyatını onarım bahanesi ile durdurması Avrupa ülkelerinde derin bir tedirginliğe neden olmuş gözüküyor. Ukrayna’da başlayan hegemonya savaşı sonrasında Bulgaristan, Danimarka, Finlandiya, Hollanda ve Polonya'ya gaz sevkiyatını tamamen durdurması Avrupa’da enerji kaynaklarının güvenilirliği konusunda endişeleri çok artırmış gibi gözüküyor. Bütün bu gelişmeler bir yandan tüketicilerin enerji faturalarını etkilerken, diğer taraftan da enerji maliyetinin yüksekliği bakımından üreticileri de olumsuz etkileyecektir. Bütün bunların hem talebin daralmasına hem de üretimin aksamasına neden olacağını öngörebiliriz. Bütün bu gelişmeler Avrupa’da enflasyonun da artmasına neden oluyor. Avrupa İstatistik Ofisi’ne göre Euro Bölgesi’nde geçen Temmuz ayında yıllık enflasyon enerji fiyatlarının yükselmesinin etkisiyle yüzde 8,9’a çıkarak rekor seviyeyi gördü. Enflasyonun sürekli yükselen bir seyir izlemesi Avrupa Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele edebilmek için faiz artışına gitmesine neden oluyor; bu da zaten durgunluk endişesi yaşayan Avrupa ekonomilerinin resesyona girmesi anlamına gelecektir. Alman hükümet yetkilileri hem işletmelerden hem de hane halklarından mümkün olduğu kadar daha az enerji kullanımını talep etmektedir. Fakat buna rağmen ülke genelinde tüketilen enerji miktarı bu çağrıların istenilen sonucu vermediğini ortaya koymaktadır. Almanya’da enerji dağılımından sorumlu kuruluş olan Federal Ağ Ajansı Başkanı Klaus Müller, işletmeler ve normal insanlar tüketimlerini yaklaşık olarak yüzde 20 oranında düşüremezlerse önümüzdeki kışın çok zor geçeceğini öngörmektedir. Almanya’da evde enerji tüketenler ve küçük işletmelerin ülke genelinde gaz tüketimindeki payı yaklaşık olarak yüzde 40 civarındadır. Geri kalanı ise büyük endüstriyel tüketicilere ait; dolayısıyla aslında büyük endüstriyel tüketicilerin tasarruf etmesi daha fazla sonuç alıcı olacaktır. Ukrayna’daki savaş nedeniyle Rusya’ya uygulanan yaptırımlara misilleme olarak Rusya’nın da Avrupa’ya doğalgaz tedarikini tamamen kesebileceği ihtimali Alman hükümetini endişelendirmektedir. Bu noktada tasarruf talebi çok sahici bir kaygıya dayanmaktadır. Avrupa’da yaşanacak olası bir pazar daralması Türkiye ekonomisini de doğrudan etkileyecektir. 2021 yılında Türkiye AB bölgesine 93 milyar dolarlık ihracat yapmıştır. Bu ise Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 41,3’üne denk düşmektedir. Bütün bu gelişmeler zaten oldukça zor bir dönemden geçen Türkiye ekonomisini çok kötü etkileyecek gibi gözüküyor. Başta tekstil ve otomotiv sanayi olmak üzere Türkiye’nin Avrupa’ya ihracat yaptığı bütün sektörler bu gelişmeden etkileneceklerdir. Bütün bunlar ülkeye döviz girişini azaltacak; zaten döviz bulmakta zorlanan Türkiye ekonomisi, birikmiş dış borçlarını çevirmekte büsbütün zorlanacaktır. İktidarın bütün gizleme çabalarına rağmen Bloomberg Türkiye’nin, Rusya’nın enerji şirketi Gazprom ile birikmiş borçların 2024 yılına kadar ertelenmesi için müzakere ettiğini ortaya çıkardı. Dolayısıyla enerji piyasalarında ortaya çıkan dalgalanma hem ülkelerin ekonomilerini hem de ulusal güvenlik siyasetini köklü bir biçimde değiştirecek gibi gözüküyor. Yaşadığımız sorunları bu noktada sadece Ukrayna üzerinde süren hegemonya savaşına indirgeyemeyiz. Muhatabı olduğumuz ekonomik kriz ve sorunların savaşla çözüm yoluna girilmesi geçici bir süreç gibi gözükmüyor. Dünya, uzun bir dönem daha enerji kaynaklarına hâkim olma ve bunları elde tutma noktasında gerilimlere sahne olacak gibi gözüküyor. Dolayısıyla hem savunma hem de tüketim anlayışımızı hep birlikte yeniden tanımlamamız gereken bir döneme girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu noktada çok geçmeden yeni dünyanın gereklerine göre savunma ve tüketim alışkanlıklarımızı yeniden düzenlemek faydalı olacaktır. Read the full article
0 notes
Text
Küresel piyasalarda gelecek hafta gözler merkez bankalarına çevrildi
Küresel piyasalarda enflasyonist baskılar ve resesyon riskinin arttığına işaret eden veri ve gelişmelerin ardından geçen hafta boyunca negatif bir seyir izlenirken, gözler gelecek hafta ABD, İngiltere, Japonya ve Türkiye’de faiz kararını açıklayacak olan merkez bankaları toplantılarına çevrildi.
ABD’de geçen hafta açıklanan verilere göre, temmuz ayında yüzde 8,5 artan yıllık enflasyon, ağustosta yüzde 8,3’e gerilemesine karşın yüzde 8,1 düzeyinde bulunan piyasa beklentilerini aştı. Verinin ardından Fed’in federal fonlama oranı politikasına başladığı 1990’lardan bu yana ilk kez 100 baz puanlık faiz artırımına gideceği ihtimali fiyatlanmaya başlanırken, faizlerde en az 75 baz puanlık artışa kesin gözüyle bakılıyor. Halihazırda para piyasasındaki fiyatlamalarda, Fed’in 75 ve 100 baz puanlık faiz artırımı ihtimali sırasıyla yüzde 82 ve yüzde 18 düzeyinde bulunuyor. Bankanın daha önce 25 baz puanlık faiz artırımına gitmesi daha olası görülen gelecek ayki toplantısı için ise 50 baz puana yüzde 35,2 ve 75 baz puana yüzde 54,5 ihtimal veriliyor. Hafta boyunca başta Avrupa ve Çin olmak üzere açıklanan verilerin, büyümenin güç kaybettiğine işaret etmesi resesyon endişelerini de canlı tutarken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, küresel ekonomiye ilişkin 2022 yılı büyüme beklentisini yüzde 2,9’dan 2,4’e düşürdü. Dünya Bankası da yüksek enflasyona karşı merkez bankalarının eş zamanlı olarak faizleri artırmasının 2023’te küresel resesyon riskini güçlendirdiğini bildirdi. Bu gelişmelerle geçen hafta boyunca küresel pay piyasalarında oynaklığın yüksek seyrettiği ve satışların arttığı gözlenirken, tahvil piyasalarından da çıkış yaşandı. Resesyon riski ve dolar talebinin gücünü koruması ile altının ons fiyatı da yüzde 2,4 değer kaybederek 1.675,5 dolardan kapandı. ABD’DE GELECEK HAFTANIN GÜNDEMİ FED ABD’de geçen hafta enflasyonist endişelerin artması ve makroekonomik verilerin karışık sinyaller vermesi ile piyasalarda risk iştahı düşük seyretti. Beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verilerinin ardından açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), düşüşünü 2’nci aya taşıyarak ağustosta aylık yüzde 0,1 gerilerken, yıllık bazda da yüzde 8,7 ile tahminlerin altında kaldı. Ülkede perakende satışlar ağustosta aylık yüzde 0,3 ile piyasa beklentilerinin aksine yükseldi. Haftalık işsizlik başvuruları da 213 binle 5’inci haftasında da düşüş kaydetti. Söz konusu pozitif verilere karşın ABD’de sanayi üretimi ağustosta aylık yüzde 0,2 artsa da beklentilerin altında kaldı. New York Fed ile Philadelphia Fed’in imalat endeksleri de sanayi sektöründe daralmanın sürdüğüne işaret etti. Açıklanan veri ve gelişmelerle New York borsasında geçen hafta oynaklığın yüksek seyrettiği görülürken, endekslerde haftalık bazda ortalama yüzde 4,6 düşüş yaşandı. Geçen hafta genelinde Dow Jones endeksi yüzde 4,13, Nasdaq endeksi yüzde 5,48 ve S&P 500 endeksi yüzde 4,08 değer kaybetti. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi geçen haftaya başladığı yüzde 3,30 seviyelerinden yükselişe geçerek yüzde 3,45’ten kapandı. Dolar endeksi ise enflasyon verilerinin ardından yüzde 1,6’lık yükselişle 110’u test ederken, haftanın ikinci yarısından sonra yatay bir seyir izleyerek 109,8’de dengelendi. Gelecek hafta ABD’de Fed’in perşembe günkü faiz kararının yanı sıra salı konut başlangıçları, çarşamba ikinci el konut satışları, perşembe haftalık işsizlik başvuruları ve cuma imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri takip edilecek. Fed Başkanı Jerome Powell’ın faiz kararının ardından yapacağı konuşmada, bankanın gelecek dönem para politikası stratejisi hakkında ipuçları aranacak. AVRUPA’DA ENERJİ KRİZİ DERİNLEŞİYOR Avrupa tarafında geçen hafta yatırımcı fiyatlamalarına yön veren temel faktör yine enerji krizi ve artan resesyon riski oldu. Bu kapsamda uygulanması planlanan tedbirler yakından takip edilirken, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışa karşı alınacak önlemleri görüşmek üzere 30 Eylül’de Brüksel’de yeniden olağanüstü toplanacağı bildirildi. Artan elektrik ve doğalgaz fiyatları nedeniyle sektörde faaliyet gösteren şirketlere yönelik ilave vergiyi de kapsayan tedbirler ise resesyon kaygılarının derinleşmesine neden oldu. Öte yandan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, enerjide arz güvenliği için Rus enerji şirketi Rosneft’in Alman yan kuruluşu Rosneft Almanya’ya kayyum atanmasından sonra Doğu Alman eyaletlerinde 1 milyar eurodan fazla yatırım yapılacağını bildirdi. Alman hükümetinin, Almanya’nın en büyük Rus gazı ithalatçısı Uniper’in kamulaştırılmasını değerlendirdiği haberleri ise şirketin hisselerinde yüzde 18’den fazla değer kaybına neden oldu. Makroekonomi veri tarafında ise Almanya’da açıklanan ZEW Ekonomik Beklenti Endeksi eylülde kötüleşmeye işaret ederken, Euro Bölgesi’nde ağustosta yıllık enflasyon yüzde 9,1’le rekor seviyeye yükseldi. Bu gelişmelerle Avrupa borsalarında geçen hafta satıcılı bir seyir izlenirken, haftalık bazda Almanya’da DAX endeksi yüzde 2,65, Franca’da CAC 40 endeksi yüzde 2,17 ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,56 değer kaybetti. Euro/dolar paritesi 0,99-1,02 bandında hareket ettiği haftayı yüzde 0,3 düşüşle 1,0016’dan tamamladı. Gelecek hafta Avrupa’da İngiltere Merkez Bankası (BoE) faiz kararının yanı sıra Euro Bölgesi’nde tüketici güven endeksi ile imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI, Almanya’da ÜFE verileri takip edilecek. BoE’nin yüzde 1,75 düzeyinde bulunan politika faizini, 50 baz puanlık artırımla yüzde 2,25’e yükseltmesi beklenirken, karar metninde, gelecek dönemde bankanın ne kadar şahinleşeceği sorusuna yanıt aranacak. ASYA’DA GÜNDEM ÇİN’DEKİ YAVAŞLAMA VE ZAYIF YEN Asya genelinde, Çin’de ekonomiye yönelik endişeler ve Japonya’da zayıf yen profili gündemi meşgul etmeye devam etti. Geçen hafta genelinde Asya’da ekopolitik gündem de yoğun geçerken, ABD’nin Çin’in olası Tayvan işgalini engellemek için bir yaptırım paketini değerlendirdiği haberlerinin yanı sıra Rus ve Çinli liderlerin yaptığı görüşme yakından takip edildi. Haftanın son günü ABD borsalarında işlem gören Çin şirketlerini denetleyecek heyetin Hong Kong’a gideceği haberleri de teknoloji hisselerinde etkili oldu. Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) para politikasını gevşetme adımlarına ara vererek 1 yıllık politika faiz oranını (MLF) yüzde 2,75 düzeyinde bırakması da öne çıkan gelişmeler arasında yer aldı. Makroekonomik veri tarafında Çin’de ağustosta yıllık bazda sanayi üretimi yüzde 4,2 ve perakende satışlar yüzde 5,4 artarak beklentileri aştı. Ülkede borç çevirme problemleri ile mücadele eden gayrimenkul sektörüne ilişkin göstergeler ise bozulmaya devam etti. Japonya’da ise ağustosta yıllık bazda ihracat yüzde 22,1 yükselse de beklentilerin altında kalırken, ithalat yüzde 49,9 artarak piyasa tahminlerini aştı. Ülkede temmuz ayı sanayi üretimi de yıllık bazda yüzde 2 azalarak zayıf görünümünü sürdürdü. Öte yandan zayıf yen profiline dair yetkililerin açıklamaları, Japonya Merkez Bankası’ndan (BoJ) doğrudan müdahale beklentilerini artırırken, Japonya Kabine Baş Sekreteri Matsuno Hirokazu mevcut döviz hareketleri devam ederse herhangi seçeneği elemeden gereken adımları atmaya hazır olduklarını söyledi. BoJ’un döviz alım-satımlarına ilişkin faiz oranı kontrolü yaptığı haberleri ile dolar/yen paritesi kritik eşik olarak anılan 145 seviyesinden düşüşe geçerek 142,9’da dengelendi. Bu gelişmelerle geçen hafta Asya borsalarında satıcılı bir seyir izlenirken, haftalık bazda Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 4,16, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,29, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 3,1, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,06 ve Hindistan’da Sensex endeksi yüzde 1,59 değer kaybetti. Asya tarafında gelecek hafta BoJ’un faiz kararının yanı sıra Japonya’da enflasyon verilerinin piyasalara yön vermesi bekleniyor. Doğrudan döviz müdahalesi beklentilerinin arttığı bir dönemde bankanın ultra gevşek para politikasında bir değişikliğe gitmeyeceği, ancak zayıf yen karşısında sözle yönlendirme tonunu sertleştireceği öngörülüyor. YURT İÇİNDE GÖZLER FAİZ KARARINDA Yurt içinde bu hafta Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, küresel çapta azalan risk iştahının etkisiyle satıcılı bir seyir izledi. BIST 50 endeksinde yer alan paylar için 14-16 Eylül döneminde açığa satış işlemlerinde yukarı adım kuralı uygulanırken, bankacılık sektörü hisselerinde satışların yoğunlaştığı görüldü. Bu hafta açıklanan verilere göre, sanayi üretimi temmuzda aylık yüzde 6,2 gerilerken, yıllık bazda yüzde 2,4 yükseldi. Türkiye’nin cari işlemler hesabı da temmuzda 4 milyar 10 milyon dolar açık verirken, 12 aylık cari açık 36 milyar 585 milyon dolar oldu. AA Finans’ın anketine katılan ekonomistler sanayi üretiminde temmuzda yıllık yüzde 6,8 artış beklerken, cari işlemler dengesinin 3 milyar 470 milyon dolar açık vereceğini tahmin ediyordu. Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre, Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (TÜFE) artış beklentisi 12 ay sonrası için yüzde 41,99’dan yüzde 36,74’e, 24 ay sonrası için de yüzde 24,35’ten 20,63’e geriledi. Bu gelişmelerle BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 4,09 kayıpla 3.377,33 puandan tamamlarken, dolar/TL haftalık bazda 0,1’lik artışla 18,2555’ten kapandı. Yurt içinde gelecek hafta gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararına çevrilirken, bankanın politika faizini yüzde 13 düzeyinde bırakması bekleniyor. Daha Fazla Ekonomi Haberi için Küresel piyasalarda gelecek hafta gözler merkez bankalarına çevrildi yazısı ilk önce Deşifre Haberler üzerinde ortaya çıktı. Read the full article
#abd#EkonomiHaberleri#enflasyon#FaizKararı#Haber#İngiltere#japonya#KüreselPiyasalar#MerkezBankaları#Türkiye
0 notes