Tumgik
#ego sözleri
bayanena · 1 year
Text
Terzi kendi söküğünü dikemez ve dikemediği söküğün aslında moda olduğunu söyleyerek çevresini ve kendisini kandırmaya çalışır. Kendi söküğü onun için çok değerlidir fakat başkasının bulunmaz Hint kumaşı giysilerine, kendininkine bakmadan, laf atıp durur. Etrafındaki insanlar zavallı terziyi söküğü konusunda uyarır çünkü sökük arka taraftadır. Fakat gariban terzi, kendi arkasından çok başkalarının hayatına burnunu sokar. Yırtık elbiseye layık bir terzi olduğu için elbisesini dikmez ve başka yırtık elbiseye layık insanlarla hayatını sürdürür...
8 notes · View notes
mocheruser14 · 8 months
Text
Kendini neden önemsemeli ve fikirlerini birinci sıraya koymalısın?
Tumblr media Tumblr media
Herkese merhaba, bugün hepinizle konuşmayı gerçekten istediğim bir konu var. İnsanları gözlemlediğimde şunu farkediyorum ki birisi onları aşağıladığında kötü özelliğin kendilerinde olduğunu zannediyorlar. Aynı şekilde birisi onları övdüğünde o kişiye karşı minnet duyuyorlar..
Ancak benim sizlere kazandırmak istediğim farklı bir zihin yapısı var. Bu zihin yapısında ise aslında insanların size olan davranışlarına karşı kendinizi değiştirmeniz değil, Kendinizdeki özellikleri farkettikten sonra olmak istediğiniz kişinin özelliklerini benimseyip diğer söylenilen sözleri umursamamanız. Çünkü emin olun bu zihin yapısı sizi çoğu dış etkenden koruyacak ve sağlıklı bir mental sağlık oluşturmanıza yol açacak.
İnsanları neden umursamamalısın?
Öncelikle şunu açık hale getireyim, insanları umursamak onların yapıcı eleştirileri dışında size zarar verecektir. İnsanlar size hedefiniz ile alakalı yapıcı bir eleştiri söylerse, siz fikrinizi açıkladığınızda hedefinizi geliştirebilmeniz için eleştirel bir düşünce ile yaklaşırsa onları elbette dinleyin. Ama yapıcı olmayan aşağılamaları umursamaktan vazgeçin.
Örneğin birisi size sizin hedefinizi başaramayacağınızı söyledi, Pekala.
Tam olarak gelişmenizi sağlayacak bir cümle görebiliyor musunuz? hayır.
Sizin başaramayacağınızı nereden bilebiliyor? Cevaplayayım, kendi sınırlayıcı inançlarını size aktardı. Çünkü kendisi bunu başaramayacağına inanmış, zihninde zor olduğuna inanmıştır.
Bu insanın kalıplarının size geçmesine izin veremezsiniz. Çünkü siz o insan değilsiniz. Siz o kişi değilsiniz
Diğer bir örnekte bir insan size hakaret etti. Çirkin olduğunuzu söyledi veya bu anlamı ima edecek bir söz söyledi diyelim.
Burada ise önemli olan sizin kendiniz hakkında düşüncelerinizdir. Üzgünüm ama yeterince sağlıklı bir insansanız, olmasanız bile; bu söz doğru değildir.
Karşıdaki insanın güzellik algılarına uymak zorunda değilsiniz. Herkese güzel gözükmek zorunda da değilsiniz, gerçekten güzel insanları bile aşağılayan kişiler var. Onlara göre güzel olmayabilir veya o insanlar saygısız olabilir. Fakat, sizin yapmanız gereken şey en başta kendinizi güzel görmektir.
Siz kendinizi güzel gördüğünüz sürece, başkalarının ne düşündüğü umurunuzda olmasın. Çünkü kendinizi yeterli görüyorsanız yeterlisiniz, güzel görüyorsanız öylesiniz. Kendin hakkında ne düşünüyorsan onu yansıtırsın. Unutma :)
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Aynı şekilde, İnsanların sizi övmesi de sizi yüceltmesin. Burada gerçekten çok ince bir çizgi var. Bir insan sizi övdüğünde sizi yüceltmesine izin verirseniz, ego çizginizin hizasını aşmış olursunuz. Bu yüzden insanlar sizi övse bile onlara teşekkür edin. Unutmayın, insanların sözleriyle yücelen her insan birgün onların sözü ile aşağılanacaktır. Siz yüceldiğinizde farkında olmadan içinizdeki nefsi besliyorsunuz. Bu ise zarara yol açacak.
Bir insan sizi övdüğünde kendinizi yüksekte görmeye başlarsanız, insanlar bunu farkettiklerinde sizi bu şekilde manipüle bile edebilirler. Bunun gibi size gerçekten çok fazla örnek vererek ilerleyebilirim. İnsanlar sizi överken evet iyi hissetmenize izin verin fakat teşekkür edip geçmesini bilin.
Kısacası karşıdaki kişi ile sizin bir olduğunuzu hatırlayın. Ne sizin ondan üstün yanınız nede onun sizden üstün yanı var özümüzde biriz hepimiz.
Kendi hayatını oluştururken önceliği hep kendi düşüncelerine vermelisin. Kendine inanmayan bir insana yaratıcı da inanmaz. Kendinize inanmanız başarının en gerekli anahtarıdır. Senin kendin hakkında düşüncelerin her zaman daha önemlidir. Aynada kendine baktığında, kendini kıyaslamayı bırak. Sadece kendine bak. İstediğin herşeyi başarabileceğini, yeterli olduğunu ama sürekli olarak değişen ve kendini geliştiren birisi olduğunu bil.
Sen eğer başarabileceğini düşünüyorsan, Evet öyle olacak. Diğer insanların o süslü başarabilirsin cümlelerine ihtiyacın olmadığını hatırla. Emin ol ben burada sana duyman gereken sözleri söyleyeceğim. Zihnin yapamayacağı şeyleri hayal etmez. Bilinç gözünde kestiremediği hedefleri sana yapabilirim diye sunmaz. Sadece yapabileceğini bilir ve o hedefler içinden yol gösterir. Sen ise istediklerini seçersin. Kendi fikirlerine önem vermelisin çünkü bu senin hayatın. Başka insanların yapıcı eleştiri harici geriye kalan sözlerine kulak asmamalısın. İnsanları dinlemek ve onlardan yeni şeyler öğrenmek güzeldir, Fikirleri tartışmak güzeldir. Lakin size başaramayacaksın diyen bir kişinin sözlerini umursamak gereksizdir. Herşeyi kafanızda aşırı büyütmenize gerek yok sadece onları umursamayıp kendinizi bilin.
Emin olun içinizde olan travmaları iyileştirip kendinizi bilmeye başladıkça, insanların aşağılaması sizi etkilemeyecek. Çünkü kendiniz hakkında onların dediği düşüncelerin en ufağını bile düşünmeyeceksiniz. Onlar size lafları söylediği sürece üstünüze bile alınmayacaksınız. Bu son dediklerimi unutmayın ilerleyen zamanlarda size detayıyla anlatacağım.
Okuyan herkese çok teşekkür ediyorum, Yorumlar kısmında düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz. Size kendi deneyimlerimi ve araştırarak edindiğim fikirlerimi paylaştığım hesabıma destek olmak için gönderiyi beğenebilir ve ana sayfanıza düştüyse takip edebilirsiniz. Diğer gönderide görüşmek üzere, Sevgiler!!!
18 notes · View notes
tugceozdemir · 2 years
Text
Tumblr media
ANOTHER LOVE...
Başlığı Tom Odell'in şarkısından aldım. Kendimi kötü hissettiğim ama sebebini bilmediğim akşamlardan birinde, en azından iyice dibe çökeyim diye playlist ararken, takılıp kaldım. Çok da aradığım türden bir "dibe vurma" şarkısı değildi ama sanırım sözleri bilinçaltımdaki sebebini bilmediğim sıkıntıya dokundu anlamadan. Bunu, aklım suyunu bulandıran mürekkebini, kağıda aktardıktan sonra farkettim.
Şöyle yazmışım;
" Ve gündüzle gece eşitlendi yine. Bir benim ruhum eşitlenemiyor gibi geliyor, sanki bir türlü nötrlenemiyor.
Kendimi yeterli hissetmek için, sürekli kafamda varsayımsal rütbeler verdiğim insanların bana hayran olması ya da en azından ciddi bir saygı duyması gerek şart. Bu saygıyı ve hayranlığı alamadığım sürece de asla tamam olamayacağım, hatta böyle bir potansiyeli bu dünya ziyan etmiş olacak. Bana da çok büyük haksızlık olacak tabii.
Halbuki bu payeler, yine tarafımdan verildiğine göre hazretlere, demek ki asıl yetkili onay merci yine ben olmuyor muyum bu durumda? Bilinçaltımdan, hayranlık duyduğum özellikleri sebebiyle seçtiğim bu insanların ortak noktaları, benim saygı duyduğum özellikleri. Dolayısıyla pek de bir çeşitlilik içermeyen örneklem grubunun beni onaylamaması bir şey ifade eder mi?
Eder. Yeterliliğim ya da yetersizliğim, saygıya değer olup olmadığımla ilgili değil ama. Benim ihtiyaç içinde olduğum, ama tam da bu ihtiyaçtan dolayı, o seçtiğim insanlara en zayıf haliyle yansıttığım ve yine bu en zayıf hali sebebiyle de talep ettiği şeyi asla o kişilerden alamayacak olan yüzümü temsil eder. Bu da sayın tatlı okuyucularım, evet bildiniz, farkındalıkla karşılanmadığı sürece koskoca bir kısır döngüye sokar beni.
Tumblr media
Gölgeyle Buluşma kitabını okumaya başladığımdan beri, kendi gölgemin peşine düştüm. Anlaması çok kolay bir kavram değil. Ben de tam anlayabildiğimi söyleyemem. Ailemizin ve toplumun bizden beklediği ve onayladığı davranışlarımızla egomuzu oluştururken, onaylanmayacağını düşündüğümüz taraflarımızı bastırdığımızda oluşan ve büyüyen bir kavram. Yani aslında olmak istediğimiz ve aslında olduğumuz kişi arasında fark gölge. Hiç sevmediğimiz, ya da hayran olduğumuz insanlara yansıttığımız, kendimizin çoğu zaman farkında olmadığı ama başkalarınca alenen görünen yanımız.
Yukarıda bahsettiğim örnekte, benim kendimi saygı duyulmayı sonuna kadar hakeden üstün bir kişilik olarak gördüğümü ve bunun başkaları tarafından da farkedilip onaylanması gerektiğini düşündüğümü yazdım. Bu olmayınca kendimi yetersiz ve eksik hissediyormuşum.
Peki biz insanlar kime saygı duyarız? En azından ben, kendinden şüphesi olmayan, şüphesi varsa bile bunu yansıtmaktan çekinmeyen ve belki buna çok da takılmayan, rahat birine hayran olurum. Peki yukarıdaki satırları yazanla, saygı duyduğum karakter arasındaki taban tabana zıt özellikleri farkettiniz mi siz de?
Egom bir illüzyon. Üstüme giydiğim bir karakter. Ve çıplak dolaşamayacağım gibi, beni korumak için gerekli de. Bu hikayede saygıyı sonuna kadar hakeden yüce kişilik. Peki ya gölgem? O da bana saygı duymanız gerekiyor diye zırıl zırıl ağlayan savunmasız minik çocuk.
Çok bastırılan ve üstü kapatılmaya çalışılan her şey gibi, kontrol edilemez noktaya gelmeden önce ufak ufak gölgeyle tanışması ve uzlaşması gerekiyor insanın. Ama bir anda değil. Tıpkı Dr. Jekyll ve Bay Hyde hikayesindeki gibi. En bilinen gölge-ego örneği de bu galiba zaten. İçimizde, varlığından çoğu zaman haberdar bile olmadığımız canavar ama bir bakıma da çok büyük bir potansiyel. İşte amaç tam olarak canavarla tanışıp barışmak ve potansiyeli özgür bırakmak.
Bu arada bu o kadar sık oluyor ki; rastgele çalan playlistlerde, konuyu bağlayan, üzerine buraya hangi şarkı gelmeli diye düşünsem denk getiremeyeceğim kadar uygun şarkılar çıkıyor karşıma, hem de tam zamanında. Evrenin şakalı hareketleri herhalde.
5 notes · View notes
farukbey99 · 4 months
Text
Alınganım; başkasının belki de bana söylemediği sözleri çok hızlı kabulleniyor, üzerine düşünüp üzülüyorum. Her şey benimle ilişkiliymiş gibi geliyor ama aslında değil!
Kontrolcüyüm ve Kıskancım; insanların benden uzaklaşmasını ya da gelişmesini istemiyorum çünkü beni de üzüyor bu durum, korku oluşturuyor ya da eleştirimin dozunu arttırıyor. s yazı yazmasın, uzaklaşmasın, gitmesin vs istiyorum. çok kötü bir durum inşallah aşacağım.
Çok Olumsuz düşünüyorum; Hayatta herkes bir yere gelmiş ve benim hayatım sanki bok gibiymiş gibi geliyor. Ama öyle değil herkes bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyor.
İçime kolayca çekiliyorum; Oda olaylarında olduğu gibi sinirlenince zarar görünce içime çekiliyorum. Değer verdiğim insanlara daha çok kendimi açabilirim. Zarar görmemeye çalışıyorum.
Kuralların adamıyım; Güven ve düzene önem veriyor, fazla cıvıklığı sevmiyorum.
İyi Kötü ayrımı netlik ve mükemmeliyetçilik; herkes kusursuz davranmıyor diye herkese kızmak ya da birini net iyi kötü olarak tanımlıyorum.
Gelecek odaklılık; Geleceği çok düşünüyor bu yüzden anı kaçırıyorum. ayrıca negatifliğimle birleşince her şeye zarar veriyor.
İlişkilerde güven ve netlik; yaptığım fedakarlıkları onlardan da görmeye çalışıyorum. bu gerçekleşmeyince sinirleniyor, alanıma çekiliyorum. Halbuki buna gerek var mı ki? ya da net olmak için anı mahvedebiliyorum..
Sonuç odaklılığım; bir an önce mükemmele ulaşmak sonuca ulaşmak istiyorum ama bu eskidendi. artık büyüdük ve sorumluluk emek olmadan olmuyor. sabrı adım adım öğrenmem gerekiyor.
Ego; insanlardan farklı olmalı, m .ç gibi olamam düşünceleri beni gerçekçilikten koparıyor. Yaptıklarımla adım adım değişeceğimi öğrenmem gerekiyor. Düşüncelerime çok güveniyor ve düşüncelerimde ısrarcı oluyorum.
Başkalarının fikirlerini esas almak ve başkalarından etkilenmek; kendi duygu ve düşüncelerimi öğrenmem gerekiyor.
0 notes
aykutiltertr · 5 months
Video
youtube
Pervane - Pau ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Fantezi Pop - Roman)  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/EyTpUH3dQUY Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Pervane - Pau ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Fantezi Pop - Roman) Pau - Pervane Şarkı Sözleri Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne yana döne Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne her haline İşim de sensin gücüm de sen Derdi kül alev de bir bilsen İlk harbim, yenilgim İçimde uçuştu kelebekler Dönsün ışığında tüm renkler Her halin senindim Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne yana döne Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne her haline Kaynak: https://www.sarkisozleritr.com/sarki-sozu/pau-pervane Yönetmen: Ufuk Eral Kurgu & Color: Ufuk Eral Dijital: Mert Kuşkapan Dop: Anıl Kılınç Cam Asistan: Tahir Emre Özder Set Asistan : Emel Erdoğan Düzenleme: Tanju Bahçeci Keyboar solo: Tanju Bahçeci Gitar: Selahattin Güzelel Baglama : Serdar Yürek Acapella: Pau Team Mix Mastering: Özgür Yurtoglu Makyaj & Kostüm : Kezban Gizem Kaya Çelt Hair: Gökhan Avcı Kostüm Asistanı: Merve Kılıç Kamera Arkası Asistanı: Barzan Aytekin Katkılarından dolayı Duqqan Sahne ve Duqqan Deluxe Hotel Kuşadası’na teşekkürler Dansçılar: Elif Dumantepe Meva  Altay Sıla Erdoğan Aysima Akkuş Nazlı Coğan Merve Tınkır Safura Cheraghi Lisa Rıdvan Bayar Yalincan Peker PAU kimdir? Sosyal medyada fenomen olan şarkıcı hakkında merak edilenler! Sosyal medyada Var Böyle Tipler isimli sayfasıyla tanınan PAU, hem komik hem de duygusal videolarıyla dikkat çekiyor. Ayrıca Sebastian, Ego, Sensin Doktorum gibi şarkılarıyla da müzik piyasasında kendine yer edinen PAU, son zamanlarda Ayşe adlı bir kadınla çektiği videolarla gündemde. Peki, PAU kimdir? PAU’nun gerçek adı nedir? PAU kaç yaşında, nereli? PAU Ayşe ile nasıl tanıştı? PAU’nun gerçek adı Ayhan Ulu PAU, 1 Mart 1990 tarihinde İzmir’in Bornova ilçesinde doğdu. Aslen Karslı Azeri Türklerinden olan bir sanatçıdır. Bir kız kardeşi ve bir erkek kardeşi bulunmaktadır. Müzisyen bir babanın oğlu olan PAU’nun gerçek adı Ayhan Ulu’dur. Ege Üniversitesi Konservatuvar mezunu olan PAU, piyano çalmayı çok seviyor. PAU ismi ise Piyanist Ayhan Ulu’nun kısaltmasıdır. PAU’nun şarkıları ve videoları çok seviliyor PAU, 2015 yılında açtığı Var Böyle Tipler isimli Instagram sayfasında komik videolar paylaşmaya başladı. Bu sayfa kısa sürede milyonlarca takipçiye ulaştı. PAU, videolarında günlük hayattan kesitler, sosyal eleştiri ve mizah unsurlarını harmanlayarak izleyicilerini hem güldürüyor hem de düşündürüyor. PAU aynı zamanda bir şarkıcıdır. Sebastian, Ego, Sensin Doktorum, Var Bir Hayalimiz gibi şarkılarıyla da müzik piyasasında kendine yer edinen PAU, bu şarkıları YouTube kanalında yayınladığı kliplerle de destekliyor. PAU’nun son olarak Kasım 2022’de Haram ve Kral Geri Döndü isimli tekli şarkıları çıkmıştır. PAU Ayşe ile nasıl tanıştı? PAU’nun sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri de Ayşe ile olan ilişkisidir. Ayşe, sokakta darp edildikten sonra PAU’nun evine sığınan ve psikolojik sorunları olan bir kadındır. PAU, Ayşe’ye yardım etmek için onu evinde misafir ettiğini ve onunla videolar çekerek onu mutlu etmeye çalıştığını söylüyor. Ayşe ise PAU’ya aşık olduğunu ve onunla evlenmek istediğini dile getiriyor. Ancak bu ilişkinin gerçek olup olmadığı konusunda pek çok spekülasyon yapılıyor. Bazıları bu ilişkinin sadece bir reklam amaçlı olduğunu iddia ederken, bazıları da bu ilişkinin gerçekten yaşandığını savunuyor. Bu konuda henüz net bir açıklama gelmediği için izleyiciler merak içinde bekliyor. (Haberin Merkezi) PAU, yaptığı komik videolar ve seslendirdiği şarkılarla milyonlarca takipçiye ulaşan bir sosyal medya fenomeni. Peki, PAU’nun gerçek adı nedir? PAU kaç yaşında, nereli? PAU Ayşe ile nasıl tanıştı? Pau Kimdir? Biyografisi Pau, İzmir ilinde çok fazla dinlenmekte olan şarkıcılardan biridir.1990 İzmir doğumlu olan Pau, Yakışıklı olması sebebi ile de bayanlar tarafından özellikle sevilmektedir.Çok fazla kendisini seven kız dinleyicisi bulunmaktadır. Pau Gerçek adı da en fazla merak edilen sorular arasındadır.Ünlü şarkıcının ismi Ayhan Ulu’dur. Çok uzun zamandır piyasada olan şarkıcılardan biridir.İzmirlileri en güzel şarkılarınla eğlendirmeyi sürdürmektedir Ayhan Ulu Bazı Eğlence Kulüplerinde sahneye çıkmaktadır.Oldukca fazla güzel şarkıları vardır.Bunlar arasında bizlerin en beğendiği şarkılardan biri Whatsapp şarkısı, Sebastian ve Ego isimli şarkılardır.Pau ayrıca Sebastian isimli şarkıya klip çekmiş ve klibi cok sevilmiştir.2015 yılında Ego isimli şarkıyı çıkarmış ve onada klip çekerek dinleyicilerine sürpriz yapmıştır.
0 notes
silaninguncesi · 9 months
Text
affediyorum
 
Geçmişimi, yaşadığım kötü olayları, bu olaylardaki karakterleri ve en çok kendimi. Neden en çok kendimi biliyor musunuz? 
Çünkü bu hayatta en acımazsız olduğum kişi kendimim. Başkalarından çıkartamadığım hırsı siniri kendimden bildim. Ve bunlardan kurtulmanın en iyi yolu kendimi ve yaşamam her şeyi affetmek olduğunu anladım. 
Merhaba sevgili okuyan ,
Belki o sürede içimi en rahatlatacak olan yazı budur . Çünkü geçmişi değiştiremeyizceğime insanların kafasındaki yaren Sıla’yı değiştiremeyeceğimi fark ettim. Ben de onları değiştirmek yerine oldukları gibi kabul etmeyi ,yaşanılan her durumu -iyi ya da kötü-affetmeye karar verdim.
Bu karar belki benim için uzun soluklu içinde bir sürü duygu barındıran bir karar olabilir . Benim belki de aldığım en zor kararlardan biriydi. Çünkü ben birine sinirlendigim zaman ki bu kişi sevdiğim yakınımdan biri ise sinirimin en az halini ona gösterip, geriye kalan kısmını kendimden çıkartan bir insanım.%100 haklı olduğum konuda bile karşı tarafı sevdiğim için kendimi haksız çıkartabilirim. Ya da o kişiyi çok sevdiğim için bazı şeyleri görmezden gelebilirim.
Bir de bunun değişik bir senaryosu var . Eğer bir insan bana kötülük yaptıysa ağzıyla kuş tutsa bile onu affetmem yani affetmezdim. Peki neden bunu kendime yapıyorum? Neden içimde bir kara delik oluşmasına izin veriyorum. Çünkü yaşanılan kötü olaylar beni kötü etkiliyor . kafamdaki düşünceleri, davranışlarımı, bazen de bakış açımı. 
Peki geçmişi affetmem gerektiğini nasıl anladım? Oldukça mantıklı bir soru aslında. Nerede duyduğumu hatırlamıyorum ama bir söz geliyor aklıma. Geçmiş bileğime  zincirli demirden dökülmüş bir ağırlık gibi ve bunu sen taşıyamazsın. Peki neden ben bu yükü taşıyorum diye düşündüm. Tabii ki kendi yükümü başka birine taşlamazdım . Ama geçmiş gitmiş ve değiştiremeyecek olayların yükünü neden hala taşımaya devam ediyordum. Bu şekilde düşünmek aslında biraz da beni kendime getirdi. Bütün olaylara olguları tekrardan düşündüm ve o insanları şu anki halleri ile karşılaştırdım. Belki de o insanlar şu anda bunu yaptıkları için pişmanlar. Tabi pişman olmayan insanlarda vardır onlara hayatımızdan çıkartalım. Pişman olanlar için konuşmaya devam ediyorum, ayar onların değiştiğine ve geçmişi değiştiremeyizceğimizi inanıyorsak bence affedebiliriz. Ama öncelikle kendimizi affetmeyiz.
Örneğin bir tartışma esnasında, neden onu dedim ya da neden bunu demedim? O an insanın beyninden geçenler herhangi bir şekilde süzgeçten geçmeden ağzına geliyor. Aslında en içten duyguları ya da en sinirli halleri. Neden neden neden demeyi bırakıp, ben bunu dedim ve söyledigim sözleri geri alamam. Sonucu değiştiremem. Ben kendimi affediyorum. Bunu birkaç kere kendimize söyledikten sonra eminim içinizde bir huzur olacaktır.
Ben hayatımdaki çoğu insanı affettimaf edemediklerimi de hayatımdan çıkarttım değişme insan değişim yok yapacak bir şey yok . Aslında bu yazıyor podcast olarak kaydetmeyi çok düşündüm. Ki hala bazen ikilemlerde kalıyorum. Podcast ve başlasam mı kendimi geliştirirdigim gibi sizlerle de bu bilgi aktarımını yapsam mı diye? Sonuç olarak yazmak ve konuşmak benzer şeyler ikisinde düşünerek , hazırlanarak bir şeyler ortaya koyuyoruz. Neyse daha fazla kafa karıştırmadan bu konuyu kapatalım. 
İyi geceler tatlı rüyalar umarım kendinizi sever ve kendiniz affedebilirsiniz unutmayın sizi en çok sevecek kişi kendinizsiniz bu bir ego değil kendini gerçekten sevmeyen başka birini sevemez.
0 notes
mel-inoe · 2 years
Note
Zorlayıp mecbur bırakılmış hissettirmek istemem tabi seni ama playlist falan yaparsan kessinlikle 1 saniyesini bile kaçırmadan dinlerim (ben yağmurum geceye şarkısını kaç kere dinledim bilmiyorum, sözleri ve tınısı çok hoş. Arkadan gelen hıçkırık sesine benzeyen ses komik ama o da güzel nshche). Müzik zevkinden linçlenmek de bi tuhaf, insanlar fikirlerinin umrumuzda olduğu kadar etkili olduğunu biliyo mu acaba? Benim üstüme gelip ezmeye çalışanı ezmek ve birini konuşarak ağlatmak hobilerim arasında ehfjebd Feelerlar... Onlarla olmak zor maalesef, bilmiyorum katılır mısın ama bence feeler insanlar yanlarındaki ona değer verip önemseyene cepte diye bakıp dışardan gelen birine, kendisine değer verene davrandığından çok daha iyi ve özenli davranıyo bu da nefret edilesi bi şey. Hangi oyunları oynuyosun sorusunu sorarken gözlerinden yıldız fışkırması sdjend işin komiği, o attığım programdaki intp de ilk gün introvert odasına gelince board game getirmiş ve oynamayı teklif etmişti sfkdndj intpler ve oyun sevdaları çok iyi shcjeb ne oynuyoruuum, değişiyo sürekli. Arkadaşlarım Lol oynadığı için onlar gelirse lol oynuyorum(ayda 2-3), path of exile çok severim, black desert oynuyorum o da arada, genshin impact'e başladım dünden önceki gün ama her oyunun başı zor shdjsdj istj kardeşim çok cs go oynar ama beni pek sarmıyo çünkü bi duvarın dibine geçip bekliyo yavaş hareket ediyo falan bu beni sıkıyo, ben oynarsam hafif bi silah alıp bi yerden yardırıyorum kamikaze gibi shjfje arkadaşlarım gel şu oyuna başlayalım dese başlarım da anca lol oynuyolar, sıkıcı. Infp mi... Çok zor oluyodur senin için... Yüksek fi de fe de çok zorluyo insanı. Bu cümleyi kurduktan sonra zorluklarını hatırlayıp derin bi nefes verdim. Yaş olarak senden büyüğüm, şimdilik bu kadarı yeterli bence. Çok keyifsiz mutsuz olduğumda ve gülmeye ihtiyacım olduğunda izlediğim beni kesin güldüren şeyler var. Sen gülmeye ihtiyacın olduğunda ne yapıyosun ya da izliyosun? Sizin evin introvert olmasına çok imrendim bu arada, hoş olsa gerek
yo sevdiğim şeyleri paylaşmayı seviyorum. (kimle paylaştığım konusunda seçiciyim). evde değilim babannemi çok andığımız için onlara yatıya geldim, yarın dönüyorum playlistini yarın yapacağım. evet şarkı çok güzel, türkçe şarkıya öyle bi temayı uydurmayı başarmış olmaları bence çok takdir edilesi. hıçkırık sesi fkelşzmds evet baya baya müzik zevkimden dolayı linçlendim ama ne oldu, "benim değil sizin müzik zevkiniz b*k gibi, benimki size fazla geldi" diyip işin içinden sıyrıldım✨ hoşlanmıyorum polemiğe girmekten ama ego kasarak mevzuyu tersine çevirmek her zaman işliyor. ezmeye çalışanı konuşarak ağlatmak mı.. var bi hayalimiz.. ben o kadar sert olamıyorum (bazen olmak gerekiyor) mevzuyu en hızlı ve zararsız nasıl atlatırım ona bakıyorum. feelerların hepsinin söylediğin özelliğe sahip olduğunu düşünmüyorum, çevremdeki iki feelerdan birinde bu var ama evet. yahu oyun diyoruz oyun... çocukluğumdan beri vurgunum oyunlara.. intplerin kafası aynı çalışıyor ndkwlznd haikyuu kenma//23. path of exile'dan metin2 havası aldım resmen. genshin dedin, iki yıldır eskittim oyunu.. 40 seviyeye kadar geldim.. bıraktım.. türkçesi geldi geçen hafta yeniden başladım ndkelsmd cs gibi silahlı oyunlarda düşmanın üstüne koşan kişi benim.. mis gibi taktikmiş kamikaze taktiği de dkspz evet bazen o kadar duygusal oluyor o kadar mantıksız davranıyor ki sinirleniyorum, sinirlenince sert konuşuyorum bu sefer daha da duygusal davranmaya başlıyor falan.. loopa giriyoruz fenalık geçiresim geliyor. yazarken bende derin bir nefes verdim.. arkadaş ortamında biraz lafın geçti, çok "mantıklı" iki olasılıkta karar kıldılar ya 17 ya da 40 mfnkslx umarım arkadaşlarıma bahsetmem problem olmamıştır senin için, böyle durumlardan rahatsız olup olmadığını bilmiyorum. keyifsiz ve mutsuz olduğumda genelde güldürecek şeyler yerine daha da dibe vurup en dipten ayaklanmayı tercih ediyorum. yani tüm gece duruma uygun bulduğum bir şarkıyı döngüye alıp son ses dinleyerek kafamı rahatlatıyorum, sonraki gün (sürekli gülen biri olduğumdan muhtemelen) iyi hissediyorum genelde. ama illa gülmek istiyosam eski kalitesi düşük komik videolara bakıyorum ya da biriyle dalga geçiyorum (etik değil) ya da birini güldürmeye çalışıyorum karşı tarafın gülmesi beni de keyiflendiriyor zaten :) sen neler yaparsın üzgün olduğunda? sağlıksız introvertler bazen bir extrovertten daha çok can sıkabilir...
#23
0 notes
operasyon · 2 years
Text
 Fantastik aşkım Jezabel benim için bir şey yapmış mıdır? Kimbilir...
Ben  rastgele zamanlarda belki tesadüfen karşılaşırız diye okul bahçesinde yada kantinde onu beklerdim. Sözleşerek olan bir olay değil ama orda olmazsam görme ihtimalimin daha düşük olacağı da kesin.
Biliyorum bir zaman O da sırf beni görmek için kantini bahçeyi, olabileceğim yerleri arardı. O bunu bir gurur meselesi yapmıyordu. Bulamazsa “dün seni her yerde aradım” diyebiliyordu. Ben daha aptaldım. Böyle bir söz söyleyemezdim. Onu beklesem yada arsam bile bunu ona söylemezdim.
---
Hayatın dengesizliği işte yada sadece benim dengesizliğim. Bir ara “seninki geliyor” modası çıktı. Bana özel moda.
Bir gün Okuldan çıkacağız. Yanımda Gülcan var. Bahçeden geçerken birden ani bir kahkaha “ Şu kız sana aşık Hüseyin” dedi. Bir yandan da “ bakma bakma, sen bakma dikkat çekmeyelim” diyor.
Gidecekken durduk biraz ayak üstü. Kimmiş bu aşık merak ettim. Neyse dikkat çekmeden bana iki tane kızı gösterdi. Biri ötekine demiş ki “ Aha seninki geliyor “
Ben duyamadım ama o duymuş.
Kızlar daha dikkatli belki bu konuda.
“Yahu o bahsettikleri seninki dedikleri ben değilimdir” diye iddalaşıyorum. O da kabul etmiyor, seninkinin ben olduğumdan emin.
Ben gösterdiği iki kızı da tanımıyorum.
İlerleyen zamanlarda netleşti ki, ben de emin oldum ki kız gerçektende bana ilgi duymuş. Uzaktan uzağa. Gerçekten de tanışmamıştık bile.
Bu olaydan sonra ama kısa süre belki bir ay sonra benzeri bir olay felsefe sınıfında yaşandı. Felsefecilerle ortak ders alıyoruz. O derslerin biri başlamak üzere. Sıraların arasında yürüyorum ama geçeceğim yerde iki kız var. Biri ötekine yine aynı sözü söyledi. “ Yol ver... senin ki geliyor” Sonra bir gülüş.
Allahallah şaka gibi...
İlk seferde olduğu gibi olayın peşini bırakmadım. Bu sefer en azından “ seninki geliyor” diyen kızı tanıyorum. Arkadaş filan değiliz ama tanışmıştık sadece. O yine hiç tanımadığım kendi arkadaşına diyor bu sözü.
Geçip gitmedim bu sefer. Zaten yanlarındayım sağır rolü de yapamam. Tanıdığım hatuna “ ben kimin seninkisiyim?” diye sordum. O da benim gibi köylü şivesini bırakmamış bir hatun. Konuşmasından samimiyet hissedilen biri. “ Aha bu yav” yanında ki dikilmekte olan arkadaşını gösterdi.
Sarışın bir hatun. Aynı sınıfta olduğumuza göre felsefe bölümü hatunlarından biri de o.
Ama o da dikkatimi çekmiş biri değil olayın öncesinde.
Açıklamayı yapan kız biraz daha açıkladı 
“Bu kız sana aşık, kafamın etini yiyor her gün, seni görse bir dert görmese bi dert, gün boyu seni anlatıyor bana, valla beni bıktırdı artık, sizi tanıştırıyımda ne olacaksa olsun”
“Şaka mı yapıyorsunuz?” dedim gülerek. Sakin kalmaya çalışıyorum..
Bu sefer kendisi girdi olaya onun ki olduğum hatun.
“Ben sana aşığım gerçekten, seviyorum ya ne yapıyım” dedi.
“ Allahallah ne denir ki şimdi, başıma her gün böyle şeyler gelmiyor, şaşırdım” dedim.
Kız da “ Ben senden bi şey beklemiyorum.. Umutluca sevmedim. Sadece seni seviyorum ama seni hiç ilgilendirmeyebilir bu. Belki sevgilin bile vardır özel hayatını bilmiyorum ( laf arasında sevgilin var mı diiye de kaygılıgözlerle bakarak sordu.) ama olsa da olmasa da senin için sorun yaratmam. Ben kendi kendime seviyorum. Zaten şu anda tanışıyoruz buna tanışma denirse, senin bir sorumluluğun yok. Seni sevmeme izin veriyor musun? “ dedi. Sonra yanıtımı da beklemedi. 
“Gerçi izin vermesende ben sevmeye devam ederim. Sonuçta senin iznini alarak sevmedim bu güne kadar “
Ezik bir ruh haliyle söylemiyor bu sözleri. Hatun vasatın üstünde güzel bir hatun. Kendine güveni tamdır bu konuda. 
Tabi bende tavan bir ego bu anda “  bütün kızlar  da bana aşık canım, hiç rahatım kalmadı bu dünyada”  ama şaşkınım da. Sonuçta başıma her gün böyle bir şey gelmiyor. Bi de hiç beklemediğim bir an. Yine bir dersin öncesi.
Söyleyecek bir şey bulamadım. Onlara da söyledim.
“Bu durumda ne denir ki, söyleyecek bir söz bulamıyorum” dedim.
Hatun o ana kadar iyi gitmişti. İyi konuşmuştu. 
Ama işte aşkın trajedisi... gururunu yerlere saçmadan durmaz. 
“Umutluca sevmedim ama yine de merak ediyorum hiç umut yok mu aramızda?” diye sordu.
Sormamalıydı.
Strateji hatası. Bırak adam bir üstündeki şoku atsın. Bırak gidip yerine otursun. Üç beş dakika düşünsün. Üç beş dakika nasıl olur diye hayal kursun. Derste seni şöyle bir alıcı gözle süzsün. Bi bakışlarınız kaşılaşsın. 
Yok. Yanlış biçimde üsteledi.
Hem sorusu da yanlış. Umutsuz olacak yada umut duyacak bir şey yok. Hiç bir tepki vermedim ki daha kendi umutsuzluğunu peşinen kabullenmiş biçimde sordu.
Bir yanıt vermek zorunda kalınca, “ yok, hiç umut yok. Seni boşuna üzmeyim” dedim.
Yoldan çekildiler üzgünce, gidip yerime ancak oturabildim.
Yol keserek ilanı aşk mı edilir canım?
Şimdi düşünüyorum da neden olmasın. Sevilesi bir hatundu. İkimizde öğretmen olur çoluk çocuk büyütürdük. Şu fani dünyada ev bark araba filan almaya çalışırdık. Sonrada ölür giderdik. Zaten hayat başka ne ki ortalama insanlar için?
Ama işte yöntemi yanlıştı.
O anda ısrarla bir yanıt beklemesi yanlıştı.
Epeydir söylemediğim sözü tekrar ediyim: Yanlış bir yolla - yöntemle doğru bir hedefe varılamaz.
0 notes
b1rruhastasi · 4 years
Text
Sen bencilliğinin esiri, egonun kölesisin. İnsanların duyguları gram umrunda değil ve sen sadece kendini düşünen birisin. Bu yüzden bahaneleri bir kenara bırak ve kabul et, sen kötünün ta kendisisin..
20 notes · View notes
sizofrenice · 5 years
Text
Kendini dünyanın merkezi sanan insanlardan sıkıldım..
Herkes ve hersey onların istediği gibi olmalı..
Egonuzu kıcınıza sokun lütfen.
61 notes · View notes
bhedana · 5 years
Text
Aşk çiçeğinin açması için yapman gerekenler şunlardır:
Birincisi, egoyu beslemeyeceksin. İkincisi, kontrol etmeye çalışmayacaksın. Üçüncüsü, açgözlü olmayacaksın. Dördüncüsü, alçakgönüllü olacaksın. Beşincisi, olmadığın şey olmaya çalışmayacaksın. Altıncısı, olduğun şey olacaksın. Yedincisi, aşka teslim olacaksın..
İşte gerçek aşka doğru yedi adımlık ilerleme budur!
Aşk Nedir Ve Nasıl Yaşanır
Paramahamsa Akif Manaf
3 notes · View notes
burakerdel · 6 years
Text
Kusursuz sanılan egolar kibirin eseridir. Eğer ego karakterin önüne geçiyorsa benliğini çöpe atabilirsin demektir.
8 notes · View notes
wepicy · 4 years
Photo
Tumblr media
Arzum Uzun Quote By Arzum Uzun “Don't feed your ego with my soul.” - Arzum Uzun
0 notes
icselpatlamalar · 3 years
Text
Bıçağın Kör Taraf
Hassas ve tetikleyici bir deneme yazıyorum. Depresyon, intihar gibi konulardan rahatsız oluyorsan, lütfen okuma.
Bunu atlatan bir insan olarak, bu konu üzerindeki aşağılanma ve etiketlenmekten bahsetmek istiyorum. Ben bunları yaşadım diye birden tek özelliğim bu oldu. Bunu sakladım, bunun baskısı ile yaşadım. Öğrenenlerin bana güvenleri 0 landı, bunu malzeme olarak çok kullandılar. Eski sevgilim benimle sevgili olmama gerekçesi olarak; seninle sevgili olmak yerine orospuluk yapıcam, çünkü senin gibi intihar etmek istemiyorum demişti. Çok koymuştu. Ağzını açamıyorsun. Hayatı olmayan insanların, bu tür sözleri çok yaralıyor. Yada artık sadece intihar etmiş bir deli oluyorsun. Ne zaman sinirlensen, delirdi, mutlu olsan histronik, üzülsen kendine zarar mı verecek oluyorsun. Çünkü artık koca bir etiketin var ve diğer her şeyi kapatıyorlar, kapatmaya çalışıyorlar. Başarıların, gülüşlerin, temiz kalbin her neyin varsa, deli sıfatının arkasına atılıyor.
Çok garip, ama yıl dönümünü bile kutluyorum, çünkü bunu utanılacak, oha ben delirmişim diye görmek istemiyorum. İnsanlar intihara yönlendirilir. Yönlenmez. Bunun en güzel kanıtıyım. Bir tartışmada bile intihar et denir. Eski arkadaşların bunu bahanne ederek sana saldırır çünkü bu durumdan kurtulmak için onları terk etmişsindir. Bir istediklerini yapmazsın keşke ölseydin denir.
Konuşmak istemediğin bir konu, kolayca tekrar bileklerini keser. Bu sefer bıçak sende değil. Kurtulamıyorsun intihar edince. O kalan yara bıçak yarası olmuyor, artık bir etiket oluyor. Ne kadar şey başarsan da, bu her zaman sana bir saldırı malzemesi olacak. Ne kadar aşağılık insan var, ne kadar gerçekten psikolojisi bozun insan var görüyorsun. Hatta bir ayna gibi oluyor. Kim gerçekten kim görüyorsun. Bunu gören, gösteren, bu aynayı yüzüne tutup seni paramparça etmek isteyen insana karşı x-ray gibi. Gerçekten kim kimmiş görüyorsun.
Bazıları sırf bundan pirim kasmak için arkadaşın oluyor, bakın ona yardım ettim ehehehe, ama gereksiz yardımı alma, aşağılanırsın. Bilekten zincirleme. Artık bir insandan daha azı oluyorsun, sosyal sorumluluk projesi oluyorsun. Bunu hayatım boyunca hep söylerim, benim arkadaşım olduğun için yanımda kal, acıdığın için, güçsüz olduğumu düşündüğün için değil çünkü bunu atlattım.
Çok çok çok saçma (kesinlikle romantize edin demiyorum) ama aydınlanıyorsun bu dönüşten sonra. Anlıyorum, herkese çok iyiyim diyen insanların nasıl persona tuzakları kurduğunu görüyorsun. Bazı insanların hiç bir acısının olmadığını görüyorsun. Bazı insanlar depresyon ve can sıkkınlığını aynı sandığını görüyorsun. Abartanını, bencilini, psikopatını, ve problemi kendisi olan insanları görüyorsun. Çok çıplak.
O hastanenin yüksek voltaj tavanı gözlerini yakıyormuş, herşeyi çok aydınlık görüyorsun. Deli eden bu oluyor dönünce. Ben sedyede beni bu duruma itenleri teselli ettim. Daha ne diyiyim bilmiyorum. Çünkü bunları yazarken bile asla empati yapılmayacak bana. Yarı bir hayaletim.
Benim gibi bunu atlatan bir çok insan tanıdım. Çok çok çok tatlı insanlar. Anlıyorum onları derinden. Hayata tutunmaları çok güzel. Öyle temiz ve saf tutunuyorlar ki, keşke bir çok insan böyle olsa. Çok yaşlanmışlar, ama çok çocuklar! Tabi, bir ömürde kabulleneceğin şeyi önceden yaşıyorsun. Bir hayatı bitirip yenisine başlıyorsun. 2inci tur. Belki de romantize ediyorum. Ama, bunun çok kötü, ben bokun tekiyim, olmadığını çok iyi biliyorum. Toplumsal yargı olan UTANÇ ve SAKLANMA hissini kabul etmiyorum :) bu bu kadar basit değil, bu oldu bitti unutalım değil. Daha çok yaşamak için ilham veriyor bir noktadan sonra.
Evet, sanırım bıçağın kör tarafından diyebilirim ki, bunları yaşamak istemezdim. Ama bazen seçim kalmıyor. Fakat bundan kurtulunca sonraki hayatında, çok farklı görüyorsun her şeyi, eskisi gibi göremiyorsun. Ve bu çok yalnızlaştırıcı, ama o kadar güzel ki. Bir kere öldün zaten, çok daha netsin. O kapitalist oyunlara, ego savaşlarına düşmüyorsun, sevgi ne çok iyi biliyorsun. Sorun ayak uydurmak oluyor. Her an çok kolayca dışlanmana neden olacak bir şeyle yaşayıp, çok şeyin farkında oluyorsun. Hatta bazen geri dönmek için kendini kandırıyorsun, fakat, geri dönmek istemiyorsun, korkuyorsun sadece. Bundan sonra artık hiç bir şey, ne olursa olsun eskisi gibi olmayacak biliyorsun. Artık basit yalanlar, saçma işler, zaman öldürmek yok çünkü. Hayatın tamamını hissediyorsun. Kabullenince, ve o parlaklığa alışınca, her an yaşamı hissediyorsun. 
Artık hayat yolculuğun olmuyor, yolculuğun hayat oluyor. 
Ve bir kaç orospu çocuğunun ööööö ihtöhör öt, gibi saçma sapan kendilerini bir bok sanmaları oluyor. Yazık onlara haha.
Bunun gibi olaylarla başa çıkıyorsanız, lütfen şunu unutmayın. Siz çok güzel bir insansınız ve saf bir ruhsunuz. Bunu hiç bir yara karalayamaz. Hiç bir karbon silemez. Hiç bir gaz yakamaz. Hiç bir düşüş kıramaz. Hiç bir kurşun delemez. Hiç bir halat tutamaz.
Ölüm hepimize bir imza attı, vücudumuza, ruhumuza. “Henüz ölmek için çok parlak bir ruh” yazdı.
Bu tür düşünceleriniz varsa, bir telefon yardım hattı ya da link bulamadım. Lütfen bir kriz anında bir yakınınıza veya psikoloğa gidin. Utanmayın. Ben utandım, çok zaman kaybettim. Eğer bunları anlatacağınız yakınlıkta biriniz yoksa, acil durumlarda hastanelerin acillerine başvurabiliyorsunuz. Veya bana yazın, cevaplarım sağlıklı olur mu bilmiyorum. Ama, değmez. Bunu bilin.
3 notes · View notes
aykutiltertr · 5 months
Video
youtube
Pervane - Pau ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Fantezi Pop - Roman)  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/EyTpUH3dQUY Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Pervane - Pau ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Fantezi Pop - Roman) Pau - Pervane Şarkı Sözleri Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne yana döne Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne her haline İşim de sensin gücüm de sen Derdi kül alev de bir bilsen İlk harbim, yenilgim İçimde uçuştu kelebekler Dönsün ışığında tüm renkler Her halin senindim Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne yana döne Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne her haline Kaynak: https://www.sarkisozleritr.com/sarki-sozu/pau-pervane Yönetmen: Ufuk Eral Kurgu & Color: Ufuk Eral Dijital: Mert Kuşkapan Dop: Anıl Kılınç Cam Asistan: Tahir Emre Özder Set Asistan : Emel Erdoğan Düzenleme: Tanju Bahçeci Keyboar solo: Tanju Bahçeci Gitar: Selahattin Güzelel Baglama : Serdar Yürek Acapella: Pau Team Mix Mastering: Özgür Yurtoglu Makyaj & Kostüm : Kezban Gizem Kaya Çelt Hair: Gökhan Avcı Kostüm Asistanı: Merve Kılıç Kamera Arkası Asistanı: Barzan Aytekin Katkılarından dolayı Duqqan Sahne ve Duqqan Deluxe Hotel Kuşadası’na teşekkürler Dansçılar: Elif Dumantepe Meva  Altay Sıla Erdoğan Aysima Akkuş Nazlı Coğan Merve Tınkır Safura Cheraghi Lisa Rıdvan Bayar Yalincan Peker PAU kimdir? Sosyal medyada fenomen olan şarkıcı hakkında merak edilenler! Sosyal medyada Var Böyle Tipler isimli sayfasıyla tanınan PAU, hem komik hem de duygusal videolarıyla dikkat çekiyor. Ayrıca Sebastian, Ego, Sensin Doktorum gibi şarkılarıyla da müzik piyasasında kendine yer edinen PAU, son zamanlarda Ayşe adlı bir kadınla çektiği videolarla gündemde. Peki, PAU kimdir? PAU’nun gerçek adı nedir? PAU kaç yaşında, nereli? PAU Ayşe ile nasıl tanıştı? PAU’nun gerçek adı Ayhan Ulu PAU, 1 Mart 1990 tarihinde İzmir’in Bornova ilçesinde doğdu. Aslen Karslı Azeri Türklerinden olan bir sanatçıdır. Bir kız kardeşi ve bir erkek kardeşi bulunmaktadır. Müzisyen bir babanın oğlu olan PAU’nun gerçek adı Ayhan Ulu’dur. Ege Üniversitesi Konservatuvar mezunu olan PAU, piyano çalmayı çok seviyor. PAU ismi ise Piyanist Ayhan Ulu’nun kısaltmasıdır. PAU’nun şarkıları ve videoları çok seviliyor PAU, 2015 yılında açtığı Var Böyle Tipler isimli Instagram sayfasında komik videolar paylaşmaya başladı. Bu sayfa kısa sürede milyonlarca takipçiye ulaştı. PAU, videolarında günlük hayattan kesitler, sosyal eleştiri ve mizah unsurlarını harmanlayarak izleyicilerini hem güldürüyor hem de düşündürüyor. PAU aynı zamanda bir şarkıcıdır. Sebastian, Ego, Sensin Doktorum, Var Bir Hayalimiz gibi şarkılarıyla da müzik piyasasında kendine yer edinen PAU, bu şarkıları YouTube kanalında yayınladığı kliplerle de destekliyor. PAU’nun son olarak Kasım 2022’de Haram ve Kral Geri Döndü isimli tekli şarkıları çıkmıştır. PAU Ayşe ile nasıl tanıştı? PAU’nun sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri de Ayşe ile olan ilişkisidir. Ayşe, sokakta darp edildikten sonra PAU’nun evine sığınan ve psikolojik sorunları olan bir kadındır. PAU, Ayşe’ye yardım etmek için onu evinde misafir ettiğini ve onunla videolar çekerek onu mutlu etmeye çalıştığını söylüyor. Ayşe ise PAU’ya aşık olduğunu ve onunla evlenmek istediğini dile getiriyor. Ancak bu ilişkinin gerçek olup olmadığı konusunda pek çok spekülasyon yapılıyor. Bazıları bu ilişkinin sadece bir reklam amaçlı olduğunu iddia ederken, bazıları da bu ilişkinin gerçekten yaşandığını savunuyor. Bu konuda henüz net bir açıklama gelmediği için izleyiciler merak içinde bekliyor. (Haberin Merkezi) PAU, yaptığı komik videolar ve seslendirdiği şarkılarla milyonlarca takipçiye ulaşan bir sosyal medya fenomeni. Peki, PAU’nun gerçek adı nedir? PAU kaç yaşında, nereli? PAU Ayşe ile nasıl tanıştı? Pau Kimdir? Biyografisi Pau, İzmir ilinde çok fazla dinlenmekte olan şarkıcılardan biridir.1990 İzmir doğumlu olan Pau, Yakışıklı olması sebebi ile de bayanlar tarafından özellikle sevilmektedir.Çok fazla kendisini seven kız dinleyicisi bulunmaktadır. Pau Gerçek adı da en fazla merak edilen sorular arasındadır.Ünlü şarkıcının ismi Ayhan Ulu’dur. Çok uzun zamandır piyasada olan şarkıcılardan biridir.İzmirlileri en güzel şarkılarınla eğlendirmeyi sürdürmektedir Ayhan Ulu Bazı Eğlence Kulüplerinde sahneye çıkmaktadır.Oldukca fazla güzel şarkıları vardır.Bunlar arasında bizlerin en beğendiği şarkılardan biri Whatsapp şarkısı, Sebastian ve Ego isimli şarkılardır.Pau ayrıca Sebastian isimli şarkıya klip çekmiş ve klibi cok sevilmiştir.2015 yılında Ego isimli şarkıyı çıkarmış ve onada klip çekerek dinleyicilerine sürpriz yapmıştır.
0 notes
olumsuzsozler · 3 years
Text
Tumblr media
Biz iki düşmanız, devlet ve ben. Her devlet bir tiranlıktır; ister tek bir adamın, isterse bir grubun tiranlığı olsun. Her devlet mecburen şimdi totaliter dediğimiz şeydir: Devletin her zaman tek bir amacı vardır: Bireyi sınırlamak, kontrol etmek, ona hakim olmak ve onu genel amaca tabi kılmak. Sansürü, denetimi ve polisiyle; devlet tüm serbest faaliyetlere engel olmaya çalışır ve bu baskıyı da kendi görevi olarak algılar, çünkü bu kendini koruma içgüdüsünün bir gereğidir. Devlet, kendisininki ile aynı olmadıkça. Benim kendi düşüncelerimi tam anlamı ile kullanmama ve onları başka insanlara iletmeme izin vermez. aksi her durumda da beni susturur.
Max Stirner
Tumblr media
https://i.ibb.co/s57NtFv/Max-Stirner-S-zleri.gif
Max Stirner Sözleri: (1806 -1856)
Benim özüm insan'dır. Max Stirner
Hiçbir şey kutsal değildir. Max Stirner
Sevgi hükmetmek içindir. Max Stirner
Dünya benim mülkiyetimdir. Max Stirner
En iyi iktidar, olmayan iktidardır. Max Stirner
Hiçbir şey benden üstün değildir! Max Stirner
İnsanın cenneti, düşünmektir-tindir. Max Stirner
İnsan için en yüce varlık gene insandır. Max Stirner
Emek, özgür olduğu anda devlet çöker. Max Stirner
İtaat sona ererse, efendilikte sona erer. Max Stirner
Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir! Max Stirner
Ben, Herşeyde Herşeyim, Ben Herşey’im ve Hiç’im. Max Stirner
Din dünyası özlerin,hayaletlerin, cinlerin dünyasıdır. Max Stirner
İnsanı felakete götüren yol, iyi niyet taşlarıyla döşelidir. Max Stirner
Kutsal olan her şey insan için bir bağ, bir boyunduruktur. Max Stirner
Devlet, birey her şey olmadığı sürece varlığını sürdürebilir. Max Stirner
Sen gerçeği ararken, hayalin neyi özlemekteydi ki? Efendini! Max Stirner
Devlet, kendi şiddetine hukuk bireyinkine ise, “suç” adını verir. Max Stirner
Egoizmin en yalın biçimi de biricik olmak, “tek başına olmak”tır. Max Stirner
Dünyanın itibarı bozulmuştur, zira Biz ondan üstünüz ,biz tin’ iz. Max Stirner
Ancak yarısını başarmış olduğumuz bir işi tamamına erdirmeliyiz. Max Stirner
Boyun eğmenin bittiği yerde efendilik de, egemenlik de sona erer. Max Stirner
Özgürlüğüm, ancak benim kudretim olduğu zaman tamamlanmış olur. Max Stirner
Dindarlık, kendini inkarla başlar ve eksiksiz tam bir eleştiriyle son bulur. Max Stirner
Efendi kölenin yarrattığı bir şeydir. İtaat sona ererse, efendilikte sona erer. Max Stirner
Hiçbir şey, önünde, kendimi alçaltmamı gerektirecek bir yücelikte değildir! Max Stirner
Devlet, emeğin köleliği üzerine oturur. Emek, özgür olduğu anda devlet çöker. Max Stirner
Devlet benim kısıtlanmamın, sınırlanmamın, köleliğimin somut görünümüdür. Max Stirner
Eğer sen geçmişe bağlı kaldıysan, dün saçmaladığın için bugün de saçmalarsın. Max Stirner
Haklı ya da haksız olduğumu yargılayan benim, benden başka bir yargıç yoktur. Max Stirner
İnsan kişiliği zedelendikten sonra, bütün dünya onun olsa ele geçirse, neye yarar? Max Stirner
Diğerleriyle aranızda tek bir bağlantı dahi varsa, nasıl hakikâten biricik olabilirsiniz? Max Stirner
Geleceğin adamları henüz kaçırmadığımız birçok özgürlüğe karşı mücadele edecekler. Max Stirner
Bağımsızlık, tam bağımsızlıktan başkası olamaz. kısmi bağımsızlık, bağımsızlık değildir. Max Stirner
Ben kimseden hak talep etmiyorum. Bu yüzden kimsenin hakkını kabul etmem gerekmez. Max Stirner
Şimdiye kadar hiçbir din bu dünya veya öte dünyaya dair güzel vaatler vermekten kaçmamıştır. Max Stirner
Büyükler neden büyüktür, bilir misiniz? Biz, dizlerimizin üstüne çökmüşüz de ondan. Artık kalkalım! Max Stirner
Devletin amacı her zaman aynıdır: bireyi sınırlandırmak, emri altına almak, uysallaştırıp boyun eğdirmek. Max Stirner
Ancak otoritenin etkisi dışında kalan, her tür bilginin yanlış olabileceğini düşünen beyinler yaratıcı olabilir. Max Stirner
Gündelik deneyimler göstermiştir ki, akıl bir konudan vazgeçse de, yürek yıllar boyu onun için çırpınır durur. Max Stirner
Devlet efendilik ve kölelik olmadan düşünülemez; Çünkü devlet içerdiklerinin hepsinin efendisi olmayı amaçlar. Max Stirner
Oysa hâkikat sadece Sensin, daha doğrusu Sen hakikâtten da fazlasısın, çünkü Senin önünde hakikât bir Hiçtir. Max Stirner
İnsan birçok şey arasında özellikle “kendi başınalığa", kendi ayakları üzerinde durabilmeye çok değer vermelidir. Max Stirner
Ego tek yasadır ve onun dışındaki, herhangi bir kanuna, inanca ya da anlayışa karşı hiçbir yükümlülüğüm yoktur. Max Stirner
Hiçbir şey benden üstün değildir! Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir. Beni hiçbir şey aşamaz! Hiçbir şey özgünlüğümü aşamaz! Max Stirner
Özgürlük sadece şunu öğretir: bağlarınızı koparın, sizi rahatsız eden her şeyi başınızdan savın; özgürlük size kim olduğunuzu öğretmez. Max Stirner
Yarın seni mezara taşıyacaklar; ve çok yakında kardeşlerin, diğer halklar, ardından gelecek. İşte o zaman insan alemi gömülmüş olacaktır. Max Stirner
Hiçbir zaman bir Devlet bireyin serbestçe faaliyet göstermesini sağlamayı sürekli amacı haline getirmez, bireyin etkinliğini amacına bağlar. Max Stirner
Ne dersiniz sosyalistler? Zira sadece para ya da mal mı mülkiyet sayılır? Her fikir ve görüş de 'benim’ mülküm, bana özgü bir mülk değil midir? Max Stirner
Benim eylemlerimi komuta etmek, nasıl davranmam gerektiğini söylemek ve bunu yönlendirecek bir yasa oluşturmak hiç kimsenin üstüne vazife değildir. Max Stirner
Oysa hiçbir şey kendi başına kutsal değildir, ona kutsallık payesini veren ben'im, benim sözüm, benim kararım, benim diz çöküşüm, kısacası benim vicdanımdır. Max Stirner
Her hayvan türünde açıkça görülen farklılıklar neden insan türünde bulunmasın ki? Her yerde hem çok yetenekli kişiler, hem de daha az yetenekli kişiler bulunur. Max Stirner
Sadece dünya olarak, nesneleri sadece nesne olarak algılayan, kısacası herşeyi olduğu gibi, hayal gücünü devreye katmadan yorumlayan kişiye filozof denilemez. Max Stirner
Şimdi artık o denli dinselleşmişiz ki, “mahkeme jürisi” Bizi ölümle yargılıyor ve her hizmetçi polis iyi bir Hıristiyan olarak “görevine başlama yeminiyle” Bizi deliğe tıkıyor. Max Stirner
Politik özgürlük" adı altında…yasal devlette insan emir kulu olmaktan kurtulsa ve ‘kimse bana emir veremez’ dese de, yasalara boyun eğmeye eskisinden daha mahkumdur. Max Stirner
Ben hiçbir hak istemiyorum, bu nedenle de hiçbir hak tanımaya mecbur değilim. Elde etmeye muktedir olduğu elde ederim. Elde edemediğim benim hak alanımın dışındadır. Max Stirner
Cumhuriyet mutlak monarşiden başka bir şey değildir. Çünkü monarkın bir kral ya da halkın kendisi olması hiç fark etmez, çünkü her ikisi de “iktidarı” elinde tutan bir kurumdur. Max Stirner
Kendisine sahip olmak için başkalarındaki irade eksikliğine bel bağlayan, başkalarının yarattığı bir şeydir. Efendi kölenin yarrattığı bir şeydir. İtaat sona ererse, efendilikte sona erer. Max Stirner
Ben kendi mülkiyetimle ilgili bir yükümlülük taşımam, tıpkı gözümle ilgili bir yükümlülük taşımadığım gibi. Eğer onu büyük bir itinayla koruyorsam, bunu da Kendim için yapıyorum. Max Stirner
Şimdiye kadar hiçbir din, bu dünya veya öte dünyaya dair “güzel vaatler” vermekten kaçmamamıştır, çünkü insanlar hep ödül peşinde koşarlar ve “bedavaya” hiçbir şey yapmazlar. Max Stirner
Bireyler “halkın yüce davası” uğruna can verirler, halk da ölenlerin ardından bir kaç söz söyler ve minnettarlığını dile getirip tüm parsayı toplar; işte ben kârlı egoizm diye buna derim. Max Stirner
Bu dönemde çıkan günlük gazeteleri okuyup, dar kafalı bürokratların palavralarını dinleyince, insan bir sürü deliyle bir akıl hastanesine kapatılmış olduğunu sanıyor ve dehşete kapılıyor. Max Stirner
Eğer bir başkasının karşısında ben kendimden vazgeçersem, kendi irademde ısrar etmez, aşağıdan alır, teslim olursam yani tâbiiyet ve teslimiyete başvurursam, “Kendimi” inkâr etmiş olurum. Max Stirner
Kendimi tamamıyla kadınlara adadım. Başıma neler geldi neler. Hain olanı kaçtı, ellere gitti. Sadık olanı dırdırıyla başımın etini yedi, bıktırdı. Ben de kendimi hiçliğe bıraktım. Bu dünyada tamamıyla rahatım. Max Stirner
Kutsalın karşısında, insan tüm cesaretini ve güçlü olma duygusunu kaybeder: Davranışları güçsüz ve itaatkârdır. Oysa hiçbir şey kendi başına kutsal değildir, ona kutsallık payesini veren Ben'im. Benim sözüm, Benim kararım, Benim diz çöküşüm, kısacası Benim -vicdanımdır. Max Stirner
Her birey benzersizdir ve hayatına anlam verilmesi için geliştirmesi gereken bu benzersizliğidir. “ben” en yüksek değerdir. bireyin kendisi dışında hiçbir şeye sorumluluğu yoktur. özgürlüğümüzü kısıtlayan herşey kötüdür ve yıkılmalıdır. bu yüzden devlet, yasa, ahlaki değer ve ödev gerçekte var olmayan gereksiz soyutlamalardır. Max Stirner
Tüm alçaklıklar Tanrı adına yapılmadı mı, tüm kanlı idam sehpaları Tanrı adına kurulmadı mı, insanlar yakılmadı mı, zındıkları öldürmek için mahkemeler ve engizisyon onun adına kurulmadı mı, bütün aptallaştırma çalışmaları onun adına yapılmadı mı ve günümüzde bile çocukların hassas ruhları dinsel eğitimle Tanrı adına zedelenmiyor mu [kelepçelenmiyor mu?] Max Stirner
Biz iki düşmanız, devlet ve ben. Her devlet bir tiranlıktır; ister tek bir adamın, isterse bir grubun tiranlığı olsun. Her devlet mecburen şimdi totaliter dediğimiz şeydir: Devletin her zaman tek bir amacı vardır: Bireyi sınırlamak, kontrol etmek, ona hakim olmak ve onu genel amaca tabi kılmak. Sansürü, denetimi ve polisiyle; devlet tüm serbest faaliyetlere engel olmaya çalışır ve bu baskıyı da kendi görevi olarak algılar, çünkü bu kendini koruma içgüdüsünün bir gereğidir. Devlet, kendisininki ile aynı olmadıkça. Benim kendi düşüncelerimi tam anlamı ile kullanmama ve onları başka insanlara iletmeme izin vermez. aksi her durumda da beni susturur. Max Stirner
youtube
2 notes · View notes