Tumgik
#deli bal
mormezarlik · 26 days
Text
Tumblr media Tumblr media
05:23
27 notes · View notes
serserivebal · 2 years
Text
Tumblr media
5 notes · View notes
Text
Sevgilime Vermediğim Bekaretimi Komşuma Verdim! (Nermin 20 Y., İstanbul)
Ben Nermin. 20 yaşında, 1.72 boyunda, 50 kiloda, esmer güzeli bir kızım. Üniversite için geldiğim İstanbul'da yurtta kalmak istemediğim için ailem daire tutmuştu. Güzelliğim konusunda her zaman kendime güvenirdim. Üniversitenin ilk yılında Emre isminde bir çocukla çıkmaya başlamıştım. Onunla tanışma partilerinden birinde tanışmış ve sürekli birlikte vakit geçirirken kendimizi sevgili olmuş halde bulmuştuk.
Evde tek kaldığım için Emre bazen bende kalıyor ve birlikte uyuyorduk. Birlikte uyumanın getirdiği sonuçlar, sabahları elini ya mememde ya da amımda bularak uyanmam oluyordu. Önce hiçbir şey olmamış gibi davrandım, uyku hali diye ses etmedim, ama ilerleyen günlerde, Emre'nin eli amımı okşamaya, külotumdan içeriye girmeye başladı. Ben pijamayla uyumayı sevmediğim için külotla yatardım sadece ve ona tek engel olan ince külodumdu ve bu da onu durdurmuyordu. Elleri daha cüretkar bir hal alınca, ağzımdan çıkan iniltiye engel olamadım. Bir anda beni sırtüstü yatırıp üzerime çıktı ve deli gibi öpmeye başladı. Ona aynı şekilde karşılık verdiğimde, Emre aldığı cesaretle, askılı tişörtümü sıyırıp memelerimi emmeye, ısırmaya başladı. Bir eli de amımı kurcalamaya devam ediyordu. Bakire olduğum için tereddütte kalıyordum yine de. Bekaretimi bozmasından korkuyordum. Bunu ona söylediğimde bekaretimi bozmayacağına söz verdi. Rahatlamıştım.
Daha önce Emre'yle hep öpüşür, sürekli birbirimizi ellerdik, ama hiç çırılçıplak kalıp ta yapmamıştık. Beni çırılçıplak soydu (ki bunun için tişörtümü ve külotumu çıkarması yeterli olmuştu) ve dudakları yavaş yavaş aşağıya doğru ilerleyip adresine ulaştı. Amıma yumulduğunda yaşadığım zevki şu an yazarken bile hissediyorum. Amımı öyle bir yalıyordu ki, iniltilerime engel olamıyordum. "Bal gibisin aşkım, yerim amcığını!" deyip daha çok emmeye başlıyordu. Dili deliğimden içeriye kaydığında şaşkınlıkla çığlık attım. Resmen diliyle sikiyordu beni. O kadar heyecanlanmıştım ki, o an sikse beni umrumda olmazdı. Bekaret korkum uçup gitmişti. Ama bir kere demiştim bozma beni diye. İnatla beni çıldırtacak hareketler yapıyor, ama yarak diye yanan amıma sikini sokmuyordu.
Daha önce kimseyle sikişmemiştim, ama bu konuda cahil de değildim. Sürekli pørnø filmler seyreder, seks hikayeleri okurdum. Emre 69 yapmamızı istediğinde bu yüzden tedirgin olmadım. Nasılsa bekaretim sağlama alınmıştı. O günden sonra hep aynı rutini tekrarlar olmuştuk, ama ben artık daha fazlasını istiyordum. Ama Emre ısrarla beklememiz gerektiğini, beni acele ettirmek istemediğini söylüyordu. Aradan geçen aylar beni daha da azgın birine dönüştürmüştü. Artık sikilmek istiyordum. Gözümü karartmıştım bir kere.
Emre ile ilişkimiz bu şekilde devam ederken, bu arada karşı komşum Levent bey de iyice aklımı çelmeye başlamıştı. Adam 45'indeydi, ama oldukça dinç ve yakışıklıydı. Uzun boylu, küt saçlı, mavi gözlü, kısacası bir kadının onun kollarına atlamaması için hiçbir sebep yoktu ve zaten sürekli yanında kadınlar olurdu. Sevgilimle harika vakit geçiriyorduk, ama ben hep fantazilerimde kendimden büyük biriyle sikiştiğimi hayal ederdim ve Levent beyi düşünüyordum artık o hayallerde.
Emre sömestir tatilinde ailesinin yanına gidince ben tek kalmıştım. Bir ay daha gelmeyecekti ve bana yeterli gelmeyen o yüzeysel sevişmelerden bile mahrum kalmıştım. Bir gün yine tek başıma televizyon seyrederken elektrikler kesildi ve ben karanlıktan çok korkardım. Emre'yi aradım ve telefonda ağlayarak konuşmaya başladım. Korktuğumu ve onun burda olmamasına ettiğim lanetleri o kadar sesli söylüyordum ki, dışardan duyulacağını hiç düşünmemiştim bile. Sinirle telefonu kapadığımda çok geçmeden kapıda bir ses duydum. Birisi kapıya vuruyordu. Elimdeki telefonun ışığıyla kapıya gidip açtım ve Levent beyi görünce hissettiğim rahatlama duygusuyla boynuna atladım. Ama ne atlama! Resmen vücudum vücuduna yapışmış, tek beden olmuştuk. Geri çekildiğimde adamın şaşırdığı belli oluyordu, çünkü tepkisiz kalmıştı.
"Şey özür dilerim... Karanlıktan nefret ederim ve sizi de görünce çok sevindim!" dedim. O da, sesleri duyduğunu ve iyi olup olmadığımdan emin olmak için geldiğini söyledi. Yalnız kalmak istemediğimi söyleyip, içeri davet ettim. Beni kırmadı. Kanepeme oturduğunda hemen yanına oturdum ben de. Ne de olsa korktuğumu bahane edebilirdim. Havadan sudan konuştuktan sonra konuyu nasıl değiştireceğimi düşünürken, bir an bir şey alma bahanesiyle ayağa kalktım ve tökezliyormuş gibi yapıp kucağına düştüm. Ellerimi boynuna dolamıştım. Nefes alışlarının hızlandığını duyabiliyordum. O da beni istiyordu, belliydi. Çünkü ne zaman beni görse beğeniyle süzdüğünü farkederdim. Anlaşılan ilk adımı atmakta tereddüt ediyordu.
İçimdeki ateşli Nermin uyanmıştı bir kere. Dudaklarına yapıştım. Beni geri itip, "Ne yapıyorsun sen?" diye sordu. Hemen ayağa kalkmıştı. Gideceğini anladığım için panik yaptım. "Sen de beni istiyorsun biliyorum. Uzun zamandır beni siktiğini hayal ediyordum. O evine getirdiğin orospulardan neyim eksik? Niye esirgiyorsun yarağını benden?" dedim ve ağlamaya başladım. Gözlerimiz karanlığa alıştığı için yüzünü seçebiliyordum. Odayı aydınlatan mum da işe yarıyordu. Bana bakışlarından anlaşılıyordu beni ne kadar sikmek istediği.
"Güzelim benim!" diyerek kolları arasına aldı beni ve sıkıca sarıldı. Nefesi boynumu okşuyordu. "O zibidiyi yanında gördüğüm her gün nasıl uykunun bana haram olduğunu bilmiyorsun sen! Ben seni sikmek isterken o sikiyordu. O tatlı amcığının hayaliyle ya 31 çekiyordum, ya da o karıları sikiyordum. Şimdi seni sikmemi istediğini söylediğinde sana olan duygularımı anlayıp, alay ettin sandım!" dedi. Halen sarılı bir şekildeydik ve sertleşen sikini hissedebiliyordum.
O an o kadar mutlu olmuştum ki, geri çekilip yüzünü ellerimin arasına aldım, "Sik beni Levent! Sike doyur! Sadece sen doyur aşkım. Emre'ye siktirmedim kendimi, bakireyim daha, bu am senin yarağını istiyor. Orospun yap beni. Amım yanıyor!" dediğimde, hızla öpmeye başladı. Artık aramızda sınır kalmamıştı. Öpüşleri o kadar ateşliydi ki, amım sırılsıklam olmuştu. Tecrübeli olduğu çok belliydi ve beni feci ateşlemişti. Hızla bluzumu çıkarıp memelerime yumuldu. Sütyen takmayı sevmemem işime yaramıştı. Memelerimi emiyor, dilliyor, dişleri arasına alıp sıkıştırıp beni zevkten uçuruyordu.
Sonra beni kucağına aldı ve kanepeye yatırdı. Kendisi de hızla soyunup yanıma geldi. Üzerinde boxer vardı sadece. Külodumu da çıkardığında bakire amım onun insafına kalmıştı. Hiç vakit kaybetmeden yalamaya, emmeye başladı. Ama ne yalama! Resmen yutuyordu amımı. İştahla emiyor, beni zevkten uçuruyordu. Emre de amımı yalardı, ama şimdi aldığım zevkle kıyaslanamazdı onun yaptıkları. Başını ellerimle daha çok amıma bastırıyordum. O da bundan memnun, diliyle sikiyordu beni.
Ne kadar devam etti bilmiyorum, ama feci orgazm olmuştum ve o bana insaf etmiyor, devam ediyordu. "Hadi sik artık beni!" diye yalvarmaya başlamıştım. "Hemen olmaz, iyice bir tatmam lazım seni. Hep bu anı bekledim. Artık o pezevengi umursamadan sikecektim seni zaten. Şimdi sen de istiyorken bunun iyice bir tadını çıkarmam lazım!" dedi. O an çok şaşırmıştım, ben istemesem de sikecekti beni yani. Bunu duyunca daha da isteklendim, "Ben istemesem de sikecektin yani beni?" dedim nefes nefese. "Kaçarı yoktu. Bu yarak senin amına eninde sonunda girecekti!" dedi. Bu sefer bir parağını amıma sokmuştu ve yalamaya öyle devam ediyordu.
Sonra ayağa kalkıp boxerını da çıkardı. Gördüğüm şey karşısında korktum. Yarağı o kadar büyüktü ki, o kocaman şey nasıl amıma girecekti benim. Korktuğumu anlamış olacak ki, hemen yanıma gelip dudaklarımdan öpmeye başladı. Hemen ona karşılık verdim. Bacaklarımı beline doladığımda siki amıma sürtünüyordu. "Korkma aşkım. İlk seferde biraz acıyacak, ama sonra benim sikimden başka bir şey düşünemeyeceksin. Sadece benim sikim dolduracak o güzel amcığını!" diyordu.
Zaten acıyı göze almıştım, "Hadi sik artık beni!" dedim. Bacaklarımı açıp, sikinin başını sokmaya başladı. Biraz zor oluyordu, ama sesimi çıkarmadım. Yavaş yavaş sokmaya başlarken ne olacağını sabırsızca bekliyordum. Birkaç girişimden sonra tamamını soktuğunda, acıyla çığlık attım. "Tamam aşkım geçecek birazdan. Tamamını da aldın. Bundan sonrası zevkli geçecek. Bu am sikimin müptelası olacak. Hep sikilmek isteyecek. Seni sadece ben sikeceğim. Bu am artık benim!" dedi.
Gerçekten acı geçtiğinde, bu sefer de arzudan acı çekiyordum. Kalçamı kaldırıp oynatmaya başladım. İşareti alan Levent de içimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım. Onu daha çok hissetmek istiyordum içimde. "Daha hızlı sik beni aşkım, sikine doyur. Daha hızlı, daha hızlı! Bu am senin yarağın için çıldırıyor!" diye onu ateşliyordum. O da daha hızlı git gel yapmaya başladı. "Ahh, ohh!" sesleri odada yankılanıyordu. Her git gelde sikini tamamen içime gömüyordu. Başta o koca sik nasıl amıma girecek diye düşünmüştüm ama alıştıktan sonra aldığım zevk o kadar büyüktü ki, yaşadığım o kısa süren korku şimdi çok saçma geliyordu. Ben bu arada orgazm üstüne orgazm yaşıyordum.
Sonunda o da boşalacağını söyleyip içimden çıkmaya çalışınca, bacaklarımla sımsıkı sardım onu. Tehlikeli dönemde değildim ve o muhteşem sıcaklığının içime boşalmasını istiyordum. "İçime boşal aşkım. Sakın çıkma. Orası artık senin yerin!" dedim. Haykırarak içime boşalırken, sanki tazyikli su fışkırtıyorlardı içime. Boşalması çok uzun sürmüştü. Daha sonra üzerime yığıldı, ama ağırlığı çok hoşuma gidiyordu. Siki halen amımla anahtar kilit pozisyonundaydı. Ona, "Harikaydın aşkım. Bundan sonra sadece beni sik. O yarağın tadına sadece ben bakacağım!" dedim.
Benimle birlikte yan döndü. O sırada elektrikler de gelmişti. Ben bir an utanır gibi oldum, ama bana sıkıca sarıldı. Bir eli kalçamı okşuyordu. "Utanma aşkım. Hem tabii ki bundan sonra seni sikeceğim. Böyle taze am bulmuşum bırakır mıyım. Uzun zaman geçse de doymam ben bu tatlı amına. Ben seni daha çok sikeceğim. Bu amı yiyip bitireceğim!" dedi. Nazlanır gibi yaptım, "Öyle mi? Ama senin sikin de Emre'ninkine kıyasla oldukça heybetli. İyi ki ona siktirmemişim kendimi. Senin sikin varken onu daha istemem zaten!" dedim.
Bu söylediklerim onun sikinin tekrar canlanmasını sağladı. "Yine mi? Daha yeni siktin beni!" dedim şaşkınlıkla. Yan döndüğümüzde siki içimden çıkmıştı. Bir eliyle amımı okşamaya başladı. "Bu taze am varken benim sikim hiç inmez ki!" dedi ve beni kucağına alarak banyoya götürdü. Benim amım ve onun siki kan içindeydi. Beni bir güzel yıkarken, elleriyle de vücudumu okşayarak ikinci sefer için hazır hale getiriyordu beni.
Yıkanma faslı bittiğinde hızla dudaklarına yapıştım. Çılgınca öpüşüyorduk, dillerimiz dans ediyordu sanki. Bir bacağımı beline doladım ve omuzlarına tutunup sıçrayarak ikincisini de doladım. Şimdi tek iş sikinin amıma girmesiydi ve çok geçmeden de adresine giriş yaptı. Artık kendimde değildim, bambaşka birine dönüşmüştüm. Çılgın gibi kucağında zıplıyor ve en derinlerime kadar sikini alıyordum. Beni kucağında çamaşır makinesinin üzerine oturttu ve sikmeye öyle devam etti. Arada da meme ucumu ağzına alıyor, dişleri arasında kıstırıp, çekiştiriyordu. Git gelleri daha da hızlanmıştı ve sonunda aynı anda geldik.
Boynuna sarılıp, "Harikasın aşkım. Tükettin beni!" dedim. "Daha bu ne ki?" diye güldü. "Nasıl yani?" dedim. "Bu amın tadını almışım, iki sefer bana yeter mi? Daha sabaha kadar sikecem seni. Başka yolu yok!" dedi. Şok oldum. Gerçekten yorulmuştum ve Levent'teki enerji beni şaşırtmıştı. Ama bir yandan da mutlu olmuştum. Gerçek bir kadın yapmıştı Levent beni ve dediği gibi sikinin müptelası olmuştum. Ama, "Önce biraz uyuyalım aşkım. Sonra yine sikersin beni. Birazcık dinleneyim!" dedim. Beni kırmadı ve yatak odama gidip, sarmaş dolaş yattık.
Ne kadar uyudum bilmiyorum, ama amımda hissettiğim ıslaklıkla uyandım. Kafamı kaldırıp baktığımda Levent'in amımı yalamaya başladığını gördüm. Şaşkınlıkla, "Ne arsız şeysin sen!" diye güldüm. Yorgun olmama rağmen vücudum istekli ve hazırdı. "Bu amı bırakmak kolay mı orospu? Sikim tadını aldığından beri inmek bilmedi. Bu gece sabaha kadar uyku yok. Bu sik bu amdan çıkmayacak!" dedi. Kaba konuşmaları tuhaf bir şekilde hoşuma gitmişti. Hemen havaya girdim. Onu kollarımın arasına çekerek, "Sik beni aşkım. Orospun yap. Parçalama amımı. Amım senindir artık. Terk edeceğim o Emre'yi de. Senin sikini yemişim, bakar mıyım başkasına. Tek sikicim sensin!" dedim.
Tek hamlede içime girdi. Hırslanmıştı sanki. Hızla gidip geliyordu. Bir yandan da, "Bu ama benimkinden başka sik girmeyecek orospu, duydun mu beni fahişe? Başkası sikerse onu da sikerim, bu am sadece benim!" diyordu. "Bu am senin yarağını yemiş, başkasını ister mi hiç? Sen ne zaman istersen bu am senindir. İstediğin kadar sik beni. Sikine doyur!" diyordum ben de nefes nefese.
Bu sefer boşalması epey uzun sürmüştü. Bacaklarım beline dolanmış halde kaldık yatakta. İkimiz de tükenmiştik. Yana kayacağı zaman bacaklarımı daha sıkı doladım, onunla tamamlanmış hissediyordum kendimi. "Vay orospu vay! Demek içinden çıkmamı istemiyorsun?" dedi gülerek. "Napayım, sende bu sik varken ben senden nasıl ayrı kalayım? Amım seni istiyor. Böyle uyuyalım!" dedim. Sabaha kadar içimden çıkmadı.
İlk ben uyandım. Onu uyandırmadan yan döndüm. Üzerindeki örtüyü çekip, sikine daha yakından baktım. Hep o yalamıştı beni. Ben yalamamıştım. Bir tek Emre'nin sikini yalamıştım, çünkü onunla sikişmiyorduk. Beni kadın yapan Levent'i ödüllendirmeliyim diye düşündüm ve yarağını ağzıma aldım. İştahla yalıyor, alabildiğim kadar ağzıma alıyordum. Levent hemen uyanmıştı, "Vay orospu, azgın şıllık. Bitirdin beni, harikasın!" diyordu. Yarağı çok geçmeden dimdik olmuştu. Sonra da beni altına aldı ve yarağını tek hamlede içime soktu. "Dölleyeceğim seni orospu, içine akıtacağım. Bitirdin beni. Amcığının delisi oldum!" diyerek daha da sert sikiyordu beni.
Dünden beri tahriş olan amım acıyordu, ama umrumda değildi, zevk daha fazlaydı. "Dölle beni. Daha sert sik. Sikicim. Erkeğim. Aşkım!" diye inliyordum. İnlemelerimizi duymayan kalmamıştı kesin, ama umursamıyorduk. Daha sonra beni domalttı ve arkama geçti. Götümü sikecek diye korkup itiraz edecektim ki, "Korkma aşkım, bu seferlik götünü sikmeyeceğim, ama götün de benim, kimselere vermem!" dedi ve domalmış halimle amımdan sikmeye başladı. Sonuna kadar köklüyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. Bir süre daha bu pozisyonda devam ettik. Sonra kendisi yatağa uzanıp, beni de kucağına çekti, "Şimdi biraz da sen sür beni, kontrol sende!" dedi. Heyecanlanmıştım. Sikinde kalkıp oturmaya başladım. Sonuna kadar içime alıyor, hızla inip kalkıyordum. İkimiz de aynı anda boşaldık ve üzerine yığılıp kaldım...
Emre geldiğinde ondan ayrıldım. Artık Levent'le her fırsat bulduğumuz an sikişiyoruz. Bazen ben okulu asıyorum ve bütün gün yataktan çıkmıyoruz. Sikinin müptelası oldum ve o da amımın delisi :)
[Nermin]
194 notes · View notes
mesut-sems · 2 months
Text
Tumblr media
Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır
Kâr suyundan süzen ceşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Diz diz eden her sineğin bal"olmaz
Peteksiz arının balı yalandır
İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İsteği ameli hali yalandır
Cahil okur amma alim olamaz
Kâmillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır
"""Aşık Veysel Şatıroğlu"""
42 notes · View notes
w3w · 2 months
Text
Tumblr media
Clover Cookie ID Pack
Tumblr media
Names
alsike, autumn, berseem, brooke, clive, clover, crimson, deli, fortuna, hare, leaf, lucien, lucky, olive, rose, trefoil, zigzag
Pronouns
adven / adventure, bal / ballad, bli / bliss, clo / clover, enthu / enthusiastic, fai / faith, fa / fate, fo / forest, for / fortune, fou / four, gra / grass, gre / green, ha / happy, he / heal, jo / joy, kind / kindhearted, lu / luck, mu / music, poe / poetry, pur / purify, sing / song, so / soft, soo / soothe, soul / soulstone, sto / story, stru / strum, sup / support, tal / tales, wild / wildlife, wri / write
Titles
[x] who rests by the brook, the naturalhearted musician, [x] who plays the lute for those around [x], storyteller, the poetic lute player, the inspired writer, [x] who weaves tales, [x] who plays a ballad worth travelling for, [x] who lays on the grassy field, the bard of the cookie world, [x] whose songs spread luck far across the lands, [x] with a heart of gold, [x] who narrates the tales of old, the peaceful wanderer
Genders
cloverful, cloveric, cloverique, evenfonssettan, floranopoetic, gradewsunic, grasgevoelis, luckdigital, meadowpreciparomic, mouanipre, ravenpoetic, teamagus
Tumblr media
13 notes · View notes
artniyetsizsikerimx · 4 months
Text
Kara
Şimdi sırt üstü uzanmıştı yatağa; kömür karası uzun saçları dağılmış, biraz terinin birazda az önce yaptığı oral seksin ıslaklığından, işlediği suçun izlerini örtercesine dudaklarına, yüzüne yapışmıştı. Odanın loşluğunda belli belirsiz yanan ışıklar yüzüne vurdukça, saçlarının arasından pırlanta taneleri parlıyor gibiydi. Hadi artık dercesine dizlerini yukarı doğru çekip, ince kalem gibi bacaklarını aralayarak biraz sonra kendimi kaybedeceğim vadinin kapılarını açıyordu bana. Yemekte ve odaya gelene kadar çok tatlı, içten ve konuşkandı ama sekse başlayınca dudaklarından tek kelime dökülmemiş, sırlarımızı duvarlarında saklayacak odada inlemelerinden başka şey duyulmamıştı. İsteklerine ve özellikle bana odaklanmış – ya da ben öyle sanıyorum- , kutsal bir görevi yerine getirir gibi mabedinde sevişmeye başlamıştı.
Sadece bir iki kelime sarf etmişti. Onlar da görevin kurallarına göre gitmesi ve acemi müridi uyarmak içindi sanki ama ne istediğini anlamam zor olmuyordu. Hatta anlamaya gerek kalmıyordu, zira ne istiyorsa üstünlüğü ele alıyor ve yaşıyordu. Evet bir teslimiyeti vardı, bu teslimiyet daha çok güven anlamındaydı. Yoksa evli barklı bir kadının bu güveni hissetmeden internetten tanıştığı bir erkek ile aynı yatakta ne işi vardı? Zevk almaya ve arzularını yaşamaya gelince ise her şeyi erkeğe bırakmayan bir kadındı, almak istediğini alıyordu, yatakta teslimiyeti yoktu. Zaten mesajlaşırken birçok kere bunların sinyallerini üstü kapalı vermişti. Keşfedilmek ve anlaşılmak istediğini düşünüyordum, ben de o beklentilerine tabi olmuş şekilde hareket ediyordum. Ağzımdan çıkacak bencilce söylenmiş yanlış bir kelime tüm büyüyü bozabilirdi. Şimdi de öyleydi, kontrol ondaydı ve bu güzel kadına uymaya çalışıyordum, ilk sevişmemizin üstünden yarım saat geçmişti ki üzerime çıkmış, baştan aşağı inerek kor gibi yanan dudaklarını ve dilini vücudumda dolaştırmış, aletimi kendine hazırlamış ve şimdi bu duruşu ile bana “Hadi” diyordu. İlki çok hızlı gelişmiş, aylarca birbirimiz mesajla doldurmanın heyecanlı ile deli gibi sevişmiştik.
Aslında deli gibi değil, vuslata eren sevgililer gibi uzun bir ayrılığın özlemi ile sevişmiştik. Şimdi ise ikimiz de gerçekten keyfini çıkartmak istiyorduk ya da en azından ben istiyordum. Onu seyretmek, vücudunu izlemek ve hepsini hafızama kazımak. Zira bir daha olur muydu çok emin değildim.
Ayağa kalktım, yatağın ucuna, karşısına geçtim artık tüm güzelliği ile seyredebiliyordum onu, porselen gibiydi dokunsan kırılacak sanırsın ama doğasına karıştığında sel gibi, çığ gibi oluyordu. Biraz nefes nefese kalmıştı beni emmekten ve yalamaktan, memeleri aldığın nefesin temposu ile inip kalkıyordu. Vücudunun doğasında aşağıdan yukarı gezinirken göz göze geldik. Kara benim rengimdi ve o zeytin karası gözleri ile yarı açık gözkapaklarının arasından bana bakıyordu. Ürperten, korkutan buna rağmen çağrısına kayıtsız kalamayacağın bakışlardı, fazla bekletmemek gerekiyordu. Narin ayak bileklerinden tutup yatağın ucuna doğru çektim, çarşaf üzerinde kayarken saçları arkaya uzanan kolları arasında yatağını bulmuş nehir gibi uzanmıştı; kalçası uca kadar gelmişti ellerimi bacaklarının önüne doğru yatağa koyarak, kaybolacağım kanyona doğru girmeye başladım. Doruklardan yine aşağılara inmiştim, başım bacaklarının arasındaydı dilim amının üzerinde dolaşıyor onun bana yaşattığını bende ona yaşatmak istiyordum, kasıklarından öperek yukarı doğru çıktım, göğüslerine kadar çektiğim gül, tarçın, bal, karanfil, çimen kokuları memelerinde süt kokusuna dönmüştü, yukarı doğru çıktıkça hafif hafif üzerine abanmaya başlamıştım, ağzımı memeleri ile doldurmuştum. Daha çok emmem, dişlemem için iki eliyle başımı kavramış, memelerinin üstüne tutuyordu beni. Tutkusunu, arzularını ve isterisini böyle aktarıyordu, bu durum da kelimeleri gereksiz kılıyordu zaten.
Bir süre sonra boynuna doğru hareket ettim onu seyretmeyi daha çok istiyordum, kafamı kaldırım bu güzel kadını, kendini böyle umarsızca sunan kadını izlemeye başladım. Dudaklarının arasından beyaz dişler ve ıslak pembe dili görünüyordu. Tüm bedenimi aruzlarının estiği, bazen fırtınaların koptuğu doğasına soktum. İyice eğilmiştim üzerine.
Dudakları biraz ötemdeydi, ılık nefesi yüzümde imbat rüzgarları estiriyordu kollarımı biraz daha dizlerinin altına sokup ayaklarını hafifçe yukarı kaldırdım, sikimi o iki güzel deliğinin üzerinde dolaştırıyordum, kısık gözleri aralanmıştı. Grinin kaç tonu vardı bilmiyorum ama gözlerinde siyahın hiç görmediğim tonlarını görüyordum.
Göz bebeği kaybolmuş o zeytin tanesi siyah gözleri zifir karanlığa dönmüştü, siyaha olan düşkünlüğüm bu kadının elinde zaaf gibi olmuştu. Başını hafif yana kaydırıp gözlerime bakarken sikimi eliyle tutup deliklerinin üzerinde “Öyle yumuşak yumuşak değil, böyle yapacaksın “ dercesine dolaştırmaya başlamıştı, gözleri gözlerimin üzerindeydi başını kaldırdı, dudakları ile beni içine çekmeye başladı, dili ağzımın içindeydi kontrol ondaydı yine, bir eliyle başımı saçlarımı okşuyor, diğer eli ile de deliklerinin üzerinde gezdiriyordu beni, derin bir nefes alarak  dudaklarımı bıraktı başını yatağa koydu, gözlerini yine gözlerime dikmişti, dudaklarında hafif bir gülümseme vardı, ağzını bir şeyleri istercesine araladı ve beni deliğinin üzerine bıraktı. Biraz evvel kucağımda kendini kaybetmiş halde iken, parmağımla yoklamaya çalıştığım ama girmesine müsaade etmediği deliğinin üzerindeydim ve şimdi sadece orada dolaştırıyordu, kalçalarının kayganlaşmış yanakları arasında tepe taklak kayar gibiydim, vadinin dibindeki girdaba doğru çekiliyordum. Zifirin zifiri, katran karası gözleri , “Ben istersem her şey olur, sana her şeyi yaşatırım, sadece istememi sağla ve beni hazırla” der gibiydi.
Beni deliğinin üzerinde gezdirdikçe; dudaklarını ısırıyor, emiyor bazen yalıyor içine sokacakmış gibi ortasına dayadığında ağzını tutkuyla aralıyordu. Dudaklarındaki tebessüm yerini şehvete bırakmıştı, sikimin gezintisi bitmiş, arka deliğinin üstünde durmuştum, artık girecektim ama onu bekliyordum, sıkı sıkı avuçladığı eli ile yavaşça sikimi içine sokmaya başladı, beni içine aldıkça bedeni geriliyor dudakları biraz daha açılıyordu başı girmişti ama daha da sokmaya devam diyordu hafiften inlemeye başladı, aletimi kavradığı elini usulca bırakıp boynuma doladı. İçindeydim!!! Öyle kocaman bir aletim yoktu ama onun arkadan çok almadığı belliydi. Dardı, sıkıydı. Yüzü gerilmişti, dudaklarında acı da yer bulmuştu kendine şehvetin yanında. Buna rağmen durmuyordu kendini bana vermek istiyordu ve büyük bir arzu ile beni içine alıyordu. Diğer elini de boynuma dolayıp yine başını kaldırarak dudaklarıma yapıştı, bende kollarımı biraz daha dizlerinin altına sokarak kalçasını yukarı kaldırmıştım , boynuma doladığı kolları ile beni kendine çekerken , şimdilik !! nazikçe içine girmeye başladım, tamamını içine soktuğumda dudaklarımı bırakıp başını omzumun üstüne getirerek sımsıkı sarılmaya başladı her şeyiyle beni içine çekiyordu bu kadın ve yine bir kadın tarafından sahiplenildiğimi hissettiriyordu bana.
Buluşmaya gelirken ki halimden farklı bir yerlere getirmişti, ona sahip olmak istiyordum, onu çok istiyordum, çok , çok … daha çok . Kafamda kendimi bu düşüncelerin arasında kaybetmişken, kısık bir sesle “Acıtıyorsun” dedi, öylesine sarılmış ve üzerine abanmıştım ki narin bedeni ufacık kalmıştı altımda, kendimi geri çektim, rahatlamıştı “Böyle daha iyi dedi” , yüzü yine gözlerimin önündeydi. Acı dudaklarına yayılmış gibiydi, biraz daha geri çektim bedenimi şimdi ayaktaydım. Bacaklarını yukarı kaldırdım omuzlarıma dayadım, kalçası biraz daha havaya kalktı, bu halde keyfime diyecek yoktu zira bütün güzelliği ile tüm vücudu gözlerimin önündeydi. Yavaş yavaş içine girip çıkıyordum, alışmaya başlamış gibiydi, bir elimle boşta kalan o güzelim kadınlığını okşuyor ve parmaklarımla da ona sahip olma çalışıyordum. Dudakları yeniden şehvetin kor kırmızısına dönmüş ben gidip geldikçe memeleri yine deniz gibi dalgalanmaya başlamıştı. Onların üzerinde olmakla seyretmek arasında kalıyordum, şu kısa sürede yaşadığım hiçbir şey yetmeyecek gibiydi.
Saf, katıksız bir zevk alıyordu, göz kapakları kapanmıştı, bütün algılarını içinde hissettiği uyarılara vermişti, canı acır gibi dudaklarını büzüyor, sonra keyifle ağzının doldurulmasını istiyormuş gibi o güzel dudaklarını aralıyordu, seyretmeye doyamıyordum bu hallerini.
Her şey hayal ettiğim gibiydi. Ona Kül Kedisi demiştim , bir var bir yoktu mesajlaştığımız ortamda ama zamanı gelince çektiklerinin acısını çıkartırcasına inadına ve tüm asaleti ile dişileştiğini , kadın!!! olduğunu hissettiriyordu attığı kısacık mesajlarda. Şimdi de bana bütün bunları sergiliyordu. “Nefis” tek kelime yeterliydi onun için. Nefis bir dişi, nefis bir kadındı. Benim yaşadığım anlar ise bir daha tekrarı mümkün olmayacak nadide zamanlardı. Bir süre bu şekilde içinde gelip gitmeye devam ettim , halimden çok memnundum hayatta görebileceğim en güzel manzarayı seyrediyor hatta içinde yaşıyordum , kendimi düşünür durumdaydım, sahip olduğum kadının içindeki dişiliği unutmuştum. Elleri ile beni durdurdu, kontrolü ele aldı, içinden çıkarttı, yatağın üzerinde dönüp dizleri ve ellerinin üzerinde pozisyon alıp , bacaklarını aralayarak kalçalarının tüm güzelliğini ve içlerinde kendimi kaybettiğim deliklerini sunmaya başladı . Görsel bir şölendi önümdeki manzara .“Nefis” aklımda hep bu kelime geçiyordu “Nefis” , içine girmek için yatağın üzerine çıktım, o da bunu bekliyordu ama sunulan bu güzelliğin tadına bakmaktan kendimi alı koyamadım. Domalmış olan külkedisini bacaklarından yukarı çıkarak öpmeye yalamaya başladım, avuçladığım kalçasına ufak ufak ısırıklarla egemenliğimin, sahipliğimin izlerini bırakıyordum, Ellerimi kalçasının iki tarafını avuçlarken yüzümü yangın yeri olan iki kraterin olduğu vadiye adeta gömdüm. Vadinin kaymak gibi olmuş kenarlarını yalıyor, ısırıyordum canını biraz yakmak hoşuma gitmişti çıkardığı iniltiler değişmişti, beni de değiştirmişlerdi.
Kafamdaki külkedisi düşüncesi, katıksız, sadece sikilmek isteyen bir kadın ile yer değiştirmişti. Amını neredeyse ağzımın içine doldurdum, dilimle etrafında dolanıyor içine sokup çıkartıyordum. İki eliminde baş parmaklarımı arka deliğinin çeperinde dolaştırıyor, sırayla içine sokup çıkartıyordum. Epeyce hoşlandığını iyice suratıma dayanmış şekilde kıvranarak bana anlatıyordu. Parmaklarım girip çıktıkça, dilim kadınlığını yaladıkça inlemeleri ve kalçasının hareketler hızlanmıştı. Artık dayanmanın ve kıvranmanın ötesinde yukarı aşağı sürtemeye başlamış, sadece kalçası değil ince beli, bacakları, tüm vücudu eşlik ediyordu. Bense sağ elimin iki parmağımı arkasına sokmuş iyice onu zorluyordum. Beni içinde istiyordu ama bunu bana söylemesini istiyordum artık, dudaklarından dökülsün, kulaklarımdan girip içimi yaksın istiyordum. İyice havaya girmişti, doğruldum kalçasını kasıklarıma doğru çektim sikim artık deliklerinin üzerindeydi içine almaya çalışıyordu ama buna müsaade etmiyordum, biraz yükselerek deliğine dayadım hafice bastırdım , çektim, bastırdım , tekrar çekerken: “Hadi “, sadece tek kelime  ısırmaktan kan kırmızısı olmuş dudakları arasından dökülmüştü.
Ellerimi uzatıp omuzlarını kavrayıp kendime doğru yavaşça çekmeye başladım, yalamaktan ve kadınlığından taşan sıvılarıyla kayganlaşmış olan deliğine doğru. Zaten üzerinde hazır bekleyen sikim, aynı yavaşlıkta girmeye başladı, içine aldıkça o güzelim sırtı magmasını içine sığdıramayan yerkabuğu gibi hareket ediyordu, beli çukurlaşıyor, sırtı kabarıyor, kalçaları kıvrılıyor, avuçlarımın içindeki omuzları kayıp gidecekmiş gibi oluyordu. Kaygan olmasına ve daha önceden de becerilmiş olmasına rağmen arka deliği yine de daracık sayılırdı, derinliklerine indikçe sikim sarılıp sarmalanıyordu sımsıcak deliğin içinde. Çukurlaşan beli, sırtının yükselmesine sebep olmuştu, başı eğilmiş saçları aşağı dökülmüştü, artık girişimin sonlarına geliyordum, iyice dibine girdiğimde omuzları ve başı yukarı kalkmıştı, sol elimle yüzüne dökülen saçlarını toplayıp boynundan ve yanağından tutarak yüzünü görebilmek için başını biraz yana çevirdim. Boynu ve yanağı avuçlarımın içindeydi, diğer elimi kadınlığına götürmüş ve avuçlamaya başlamıştım, kalçaları kasıklarıma dayanmış aletim köküne kadar arkasına girmişti. Bedenini yakan magmalar amından dışarı taşmış bacaklarından sızıyordu, elimle sırılsıklam olmuş kadınlını avuçluyordum, bir yandan üzerine iyice eğilmiş öpebildiğim kadar sırtını, boynunu erişebildiğim kadar dudaklarını öpüyordum . Kıskıvrak yakalanmış gibiydi, altımda, ancak kasıklarıma dayadığı kalçalarını oynatabiliyor vücudunu kısmen hareket ettirebiliyordu. Sadece inlemelerini serbest bırakmıştım. Kendisine vurulan gemden kurtulmaya çalışan vahşi bir kısrak gibiydi, serbest kalması için sakladığı, esirgediği sözleri ortaya çıkarması, yaşadığı şeylere rağmen kuytularda gizlediği kaldırım yosması kadını ortaya çıkartması gerektiğini biliyordu. Üstten kalçalarını eze yara daha derinlerine inmeye çalışırken alttan iki parmağımı amına sokup avuçluyordum. İkimizde dayanılmaz noktadaydık artık birimiz kazanacak diğerimiz kaybedecektik. İkimizde aynı şeyi deli gibi istiyorduk. Gittikçe yükselen ısrarcı “Söyle , “Söyle” ..”Söyle artık” diye taleplerime ; kulağımı yırtarcasına bir tonda “Ahhh , hadi artık iyice sik , deli gibi sik beni “ “öyle yumuşak yumuşak değil , kadın olduğumu hissettir bana“ , “hadi erkeğim seni istiyorum , sik beni” gibi bir karşılık ver-me-miş-ti. En başından beri gösterdiği zarafet ve şıklığından ödün vermeyen kadın yine ince ve can evine dokunan bir cümlesi ile özgürlüğüne kavuşmuş beni de bir aygıra çevirmiş ikimizi de tutan gemleri koparıp atmıştı. Ne toz kalmıştı geride ne de duman. Kulaklarımda binlerce kez yankılanan isteği yerine getirmek için ne gerekiyorsa yapmaya başlamıştım, kadınımın inlemeleri ısırdığı yastıkta boğuluyordu, içine girip çıktıkça tempoma ayak uyduruyordu ama bir süre sonra iyice kendinden geçmiş ve aykırı bir şekilde kontrolsüz hırıltılar, çığlıklar, inlemeler birbirine karışmıştı.
Vurulan gemden kurtulmuş etrafındaki çitlerden kurtulamaya çalışan bir oraya bir buraya koşan vahşi bir kısrak olmuştu. Ten tene değdikçe kamçılar şaklıyordu, Altımdan kaçmaya çalışıyor , bense kısrağıma tüm gücümle hükmetmeye çalışıyor onu bırakmıyordum, nabzım tavan yapmıştı sanırım , kalbimin vuruşlarını her yerimde hissediyordum, bir atletin atağa kalkması gibi hızlı hızlı götünü sikiyordum, bunu istediğini bilmek daha da iştahımı kabartıyor hızlanabildiğim kadar hızlanıyordum içinde . Yatağın neredeyse diğer ucuna gelmiştik, nefes nefeseydik, tenimizden sicim gibi terler boşanıyordu. Altımdaki kısrağın geceye çalan yeleleri omzuna sırtına yüzüne yapışmıştı, zevk vardı ve acı da. İkisini de ister gibiydi, yavaşlamıştım, boşalmak istemiyordum, kalabildiğim kadar içinde kalmak istiyordum; altımda kıvranmaya devam ederken istemeyerek de olsa arkasından çıkıp yangın yeri olmuş amına girdiğimde, rahatlamanın ama bir o kadarda aldığı zevkin etkisi ile derin bir “Ohh” deyivermiş ve dile getirdiği o sihirli kelimelerdeki arzusuna biraz ulaşmış olmanın tatmini ile yine aynı cümleyi sarf etmişti. Kontrol hep ondaydı ve beni nasıl kullanacağını iyi biliyordu. Tek kelime sarf etmeden  “Al beni kendimi sana vermeye geldim , sahip ol bana “ diyordu “ seninim işte , bunu istemiyor muydun , zevkince sik beni” diyordu her hali ile . Domalmış vaziyetteydi içinde gidip gelirken o da güzel kalçalarını aynı ritimler hareket ettiriyordu, denizin ortasında dalgalara kapılmış bir teknede gibiydim her yer sallanıyordu, üzerine abandım; sırtına doğru uzanıp kollarım iyice sarmalayıp kısrağımın, kadınımın en derinlerine girebilmek için tüm gücümle bastırıyordum, kasıklarımı dayadığım kalçaları ezim ezim eziliyordu abandığım yetmezmiş gibi sarmaladığım kollarımla da belinden kendime doğru iyice çekiyordum , kadınlığının en derinlerine dayanmış ahtapotun avını sarmaladığı gibi sarılmış iyice sikiyordum bu güzel ama başkasının karısı olan kadını , çok çekici geliyordu çok istetiyordu kendini aylarca yaptığımız konuşmalarda beni her isteğine amade olacak bir köleye çevirmiş gibiydi. Efendimdi.
10 notes · View notes
kukagunluk · 7 months
Text
SUBHANALLAH
SUBHANALLAH
SUBHANALLAH
Anneciğim, balım, bal küpüm;
Şimdi sana çok ama çok normal gelecek fakat benim için devrim gibi olan bir şey söyleyeyim mi?
Bunu okuduğunda çok güleceksin spoiler da verdim. O zaman bilgiye geçiyorum.
2 gündür seninle sallanmadan uyumaya çalışıyoruz. Sen ağladığında seni teskin edip biraz pışpışlayıp biraz kolumda dalınca yatağına alıyorum seni.
Emzirme sıklığımız 40 dakikaya kadar düşmüştü seninle. Düzensiz bir emme eylemimiz var henüz onu nasıl bir ortak noktaya koyarız bilemiyorum ama en azından uykunu düzenlerken onu da en aşağı 2 saat yapabilmiş durumdayız. 2 gün olduğu için öyle görünüyor demekle yetineceğim.
Az evvel ne oldu biliyor musun. 40. Gününde olduğun için mi bilmem ama 4-4.5 saat açlık ile 2.5-3 saatlik uyku ile uyandın. Altını değiştirdim. Karnını doyurdun. Karnın doyunca kollarımda uyudun. Seni yattığın yere aldım. Çok kısa bir süre sonra uyandın. Kendi kendine dalmayı denedin olmadı, bana bu dahi yetmişti ki ıkırdanmalarını bekledim. Bir süre bakındın, ıkırdandın sesinin tonunu artırdın da sana seslendim, "Balım, uyuyamadın mı?" dedim. Başka hiçbir temas yok eylem yok sen kendi kendine dalmayı tercih ettin. Hemen olmadı tabii yine bir süre daha ıkırdandın ama olsun.
Şimdi seni seyrediyorum 15 dakika oldu sanırım uyuyalı. Uyanır mısın diye bekliyorum akıbetini. Artık uyku tulumu zamanımız gelmiş kundağını bozdun. Deli deli yatıyorsun üstün açık ;)
Uykun bereketli olsun güzel yavrum.
Uykun şifa olsun.
Uykun ibadet olsun.
Uykun örnek olsun.
Bizlere dinlenmek için geceyi yaratan Rabbin şanı çok yücedir.
10 notes · View notes
bendeliyimhanimefendi · 6 months
Note
Kızım ne oldu birden moralin bozuldu saçmalama kendine gel deli bal
Bilmiyorum bozuldu işte
3 notes · View notes
yakazakalb · 1 year
Text
Tumblr media
bal arısına vahyetti Allah..
Denize …
Sınırlarını aşmadan coşasın dedi…
Yoksa nasıl tahammül ederdi ki deniz, öylece taşmadan durabilmeye… Çoşup coşup kabarırken, kaynarken köpürürken sınırında durabilmeyi, haddini bilmeyi nasıl becerirdi. Ondaki bu aşk değil mi? İlahi kudreti tanıtıp, haşyeti ile boyun eğiş değil mi?
Sular yutmaz mıydı insanoğlunu aksi halde, dünya savurmaz mıydı… Gezmeye çıkmak istemez miydi güneş…
İlahi kudreti tanıyıp, bile isteye itaatti iman… Dinde zorlama yoktu…
İlahi kudreti tanıyan ise sağa sola yalpalamaladan, yanımda kim var diye bakmadan itaat ederdi. Yalnız başına da kalsa hakkı izhar ederdi…
Kanı deli gibi aksa da, köpürüp coşsa da sınırını bilip “bu çizgiden ötesine geçersem yanarım” derdi…
Denizin tam önüne gelip, sınırını aşmayacağını bilerek emniyetle duran insan misali; mü'minin, takvalı bir kulun yanında da öyle emniyetle dururdu herkes… Canına, malına, duygularına, namusuna halel gelmeyeceğini bilerek güvenirdi…
Mü'min emniyet verendi. Benden sana hiçbir şekil ve surette zarar gelmez diyendi…
İnsan vahiy olmasa, Rabbi ile konuşmasa, onu tanımasa nasıl becerirdi ki taşıp ızdırap olmamayı, sükuneti bulmayı nasıl becerirdi…
.
19 notes · View notes
glooms7 · 8 months
Text
Sabah sabah yine geçtim WhatsAppa deli gibi ona yazıyorum. O görmüyor bilmiyor. Ama böyle rahatlıyorum. Bir yandan yazıyorum bir yandan ağlıyorum. Neden sevmedin beni bal?
3 notes · View notes
aynodndr · 11 months
Text
Tumblr media
Peki
bir kiraz çiçeğini durup dinledin mi hiç
sevgiliye şarkılar söylerken dinledin mi…
Garip bir derviş gibi yanıp inledin mi hiç
acıyı gönülde bal
eylerken inledin mi…
Peki
bir hayatın kışında kürek salladın mı hiç
kayalıklar içinden güneşli yollar açan…
Kalbini uzaklara söyle yolladın mı hiç
tılsımlı yağmurlarda
kelebek olup uçan…
Peki
bir yaz günü yağmurda söyle ıslandın mı hiç
kucağında bir şimşek ile yeşil kırlarda…
Gökkuşağını görüp mutluluk sandın mı hiç
gülüşün ağlayışın
sel oldu mu art arda…
Peki
güneşi ellerinle göğünden aldın mı hiç
kalbinde aydınlığı her an taşımak için…
Ömrünü ağıt gibi acıya saldın mı hiç
neler feda ettin ki
söyle yaşamak için…
Peki
ateşten deli dolu rüzgarın oldu mu hiç
sığdı mı yüreğine o kocaman kâinat…
Takvimlerin soldukça dün yarın oldu mu hiç
sevindin mi hiç söyle
onca acıya inat…
TEODORA DONİ
5 notes · View notes
kral-adam-58 · 1 year
Text
Düşünce suçu işliyorum..!
Kendi irademle itiraf ediyorum
Özlüyorum arzuluyorum
Deli gibi istiyorum seni
Hem de her anlamda
Her hücremde
İliklerime kadar delice
Olmadık anda
Olmadık yerlerde
Kokun geliyor burnuma
Kendime hakim olamıyorum
İşin açığı delikanlıca söylüyorum
Engelde olmak istemiyorum
Evet düşünce suçu istiyorum...!
Seni düşündükçe kanım kaynıyor
Şehvetle sarılıyorum düşlerimde ki bedenine
Seni çok arzuluyor
Çok istiyorum
Söz geçiremiyorum mantık illetine
Seni daha çok öpmek
Senle daha çok sevişmek
İçime çekmek istiyorum
O gül kokan teninin rehasını
Bal damlayan dudaklarını
Kıvrımlarında ki kavşakları
Dağlarını tepelerini ovalarını
Deniz kokan derinlerini
Tek tek keşfetmek istiyorum
Seninle bu güne kadar yaşanmış
Hatta hayal edilipte hiç yaşanmamış
Her ne varsa hepsini yaşamak istiyorum
Bu bir devrim hayata
Bu bir baskaldırış
Bu bir isyandır aşka
Mutsuzluğa
Yaşanamamışlıklara
Kes cezamı
Bu bir suçsa
Ölüme bile razıyım
Elinden olacaksa
Haykırıyorum işte hakiriyorum
Düşünce suçu işliyorum...!
Eğer suçlu görmüyorsan
Bu hoyrat serseriyi
Seni çok seven bu deliyi
Uzat ver elini ver yüreğini
Kır bütün tabularımı
Kopar paslı zîncirlerimi
Aramıza engel koyma
Çıkar utandıklarımı
Al beni koynuna
Tenin değsin tenime
Çırılçıplak çıracasına
Yak beni ateşinle
Razıyım kalbinde aşkla yanmaya
Seninle bir ömür boyu mutlu yaşamaya...
2 notes · View notes
ghostmansblog · 1 year
Text
Bizim burada deli bal diye bir bal türü var..
Bir çay kaşığından fazla yerseniz zehirliyor..
"Sende kim durmuşki zaten" demişti biri..
Doğrudur durmadı..sevgininde fazlası zehirmiş..🐞
6 notes · View notes
17v06 · 1 year
Text
romantik sevgilim demeyi çok isterdima ama arpamı az veriyor üstüne laf edince ger zaman güzel söz duyarsan ne anlamı kalır diyor beni ikna ediyorsun her defasında bal gibi yiyorum ha bunlara kanacak kadın mıyım asla ama benimde işime gelmiyor değil hani. konu yine senden açılmışken deli divane eden hatta benim gibi bir gurur abidesini kapısına kul köle eden adam, geldin yolun yönüm şaştı elim ayağım kitlendi, sağım da solum da sen oldun elimde ayağımda sen oldun. sana daha önce hiç dile getirmedim ama sen çiçeksiz mezarıma karanfil oldun, harabe bir evi andıran beni nasıl ayağa kaldırdın inan bilmiyorum. sessizliğimi fısıltı sayıp beni anladın, bir lafı bin defa söylettim yine binbiri söylemeye gocunmadın, geleceğimi benden çok düşünüp baba edasıyla nasihat veriyor ben sözüne itimat etmeyince pes etmiyor defalarca ağzımı yüzümü sike şike öğretiyorsun. anlatsam lügatıma sığmazsın be adam, bana kaypak bir ilişki yaşatmadığın adam gibi yanımda yürüdüğün için sana minnettarım.
3 notes · View notes
reiralea · 2 years
Text
Ben bu akşama Allah'ın izniyle bebeklerime kavuşacağım. Nasıl deli bir heyecan var içimde. Büyümüş yeğenim, bal yanağından biraz bal çalmak isterim...
11 notes · View notes
skylovingperson · 1 year
Text
Bugün de sensizim. Sana iyi geceler demeden uyuyorum mesela. Sensiz olmam yapayalnız olduğum anlamına da geliyor aynı zamanda. Seninle konuşmak istiyorum derdimi sana anlatmak istiyorum. Neden böyle oldu ne değişti diye konuşmak istiyorum ama beni hiç olmadığı kadar kiracagini biliyorum bunun. Beni paramparça edecek eminim. Sana herhangi bir adım atsam öldüreceğini biliyorum bunun beni. Eskiden olsa konuşur anlatırdın. Benimle konuşurdun problemimizi hep çozerdik beraber. Uyurduk birlikte uyanırdık. Şimdi asla ama asla ait olmadığım bir denizin tam ortasında gibi hissediyorum. Kimse cekmiyo beni buradan kimse almiyo beni buradan. Sana ne kadar ihtiyacım olduğunu bilemezsin suan asla ama asla bilemezsin. Yokluğun sol yanımı deliyor. Sen benim balimdin. Bal neredesin balim?? Don gel mutlu musun bilmiyorum ki bi yüzüme gözlerime baksan aslında bi şeyleri çözeceğiz ama yüzüme bile bakmıyorsun. Zor oldu sana alismak senden nasıl koparim bilmiyorum. :(( seni bi gücün içimden söküp alması lazım. Ben seni unutamıyorum ama sen başka kollara gitmişsin bile. Onlar seni sevmezler onlar sana değer vermezler onlar seni uzerler yıpratırlar kırarlar. Seni bi tek ben anlarım sana iyi bi ben gelirim. Yaralarına bas beni sesim çıkmaz. Sana hala deliler gibi aşığım. Seni deli gibi seviyorum deli gibi özledim. Her gun görüyorum ama ne ifade eder ki ne fark eder ki bana zerre bakmiyoaun zerre görmüyorsun beni. Herkes değmez diyo sen güzelsin yıpratma kendini diyo. Ben mutlu davranmaya çalışıyorum ama artık imkansız ya. Nasıl olur da gözlerime bakmazsin. Nasıl olur? Sen bana kıyamazdin aen bana dayanamazdin ne yaparsam yapayım bana hep bi abi gibi bi baba gibi yaklaşirdin yaptığım hiçbir şeyi hor gormezdin beni saygıyla dinlerdin ne oldu sana baln aeni cok seviyorum balim seni cok ozleidm. Umarım musmutlu olursun. Umarım güzel yüzün hep ama hep güler. Bensizsin ama mutsuz olma insallah. Hayat karsina iyi insanlar çıkarsın. Beni de bazen hatırla ama bal. Ben seni unutamıyorum ben sana dayanamıyorum bal. İyi ki varsın. Icimdesin, kalbimdesin, canimdasin, kanimdasin. Birtanen seni hala cok seviyor. Birtanen hala sana asik. Seviyorum seni dikkat et kendine, iyi bak. Öpüyorum gözlerinden, saçlarına iyi bak kıvırcık kıvırcık yıpratma onları. Hasta olmussun geçen dikkat et üşütürsün yine.sefaya ver telefonu arada oynasın cocuk. Hataydaki teyzenlere selam söyle. Bilmezler . Destekci ol hepsine. Sorarlarsa beni bıraktım onu hatırlamıyorum de. Neyse belki bir gün özlersin belki bir gun seversin. İyi geceler balim benim şimdi uyumam lazim yarın okul var seni göreceğim. Bak yüzüme ama. Eğme başını. Dik tut. Hoşça kal sevgilim (:
2 notes · View notes