#düşünen insan
Explore tagged Tumblr posts
shahinelected · 5 months ago
Text
Tumblr media
0 notes
aspaldiko · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
+: Öyle ya da böyle, bir hiçsin, en azından dünyadan herhangi bir beklentin yok. O yüzden hayal kırıklığına uğrama ihtimalin de yok. Her zaman hayatımın bir anlamı olması gerektiğini düşündüm. Ama ne kadar uğraşırsam uğraşayım hayatıma bir anlam veremedim. Her seferinde 'bu kez farklı olacak' diyorsun ama hiç olmuyor. Bir gün aynada kendine bakarken fark ediyorsun ki gözlerindeki ışık çoktan sönüp gitmiş. Aniden, yumruk yemişe dönüyorsun. Asla sana ait olmamış bir şeyin peşinden koşarken gençliğini nasıl da heba ettiğini fark ediyorsun. -: Öyle deme ama, hâlâ gençsin. Önünde uzun bir gelecek var. +: Yorgunum, artık kendimi hep yorgun hissediyorum.
Taipei Suicide Story, KEFF
12 notes · View notes
mel-inoe · 1 year ago
Text
bavul lazım bavul el çantası değil, sırt çantası değil, tekerlekli bavul lazım büyük bavul KIRK KÜSÜR KİLOYUM ULAN NASIL TAŞIYACAĞIM O EL BAVULUYLA EŞYALARIMI BEN KENDİMİ ZOR TAŞIYORUM AĞĞ
1 note · View note
guneskori · 1 year ago
Text
erkekleri genel olarak anlayamıyorum. ne zorsunuz arkadaşım ya
0 notes
kadir01sblog · 5 months ago
Text
Tumblr media
Ve her ne olursan ol. Doğayı ve her canlıyı düşünen biri ol. Biride seni sevsin diye değil. İnsan olduğunu kanıtlamak için yap bunu..💙
128 notes · View notes
fikret-i · 1 month ago
Text
Tumblr media
İnsan ne istediğini bilmeyen bir varlık. Varlık içinde yokluk yaşadığını düşünen bir adem. Hiçlik sınırında mümkin bir varlık. Her yaratılmış gibi. Silinmeye müteveccih mahbuplar peşinde hep; tatminsizliği bu yüzden. Aklen görmüyor ama farkında olmadan hissen biliyor sonlu bir varlığın kendine iyi gelmeyeceğini.
Herkesi sevelim ama Baki hesabına. Her güzele bakalım ama Cemil hesabına. Her lezzeti tadalım ama Rezzak hesabına ki faniler beka bulsun zailler ebedi olsun. O zaman mana kazanır, marifete vesile olur her mahluk.
54 notes · View notes
nefss-blog · 3 months ago
Text
Aura ne kadar önemli bir şey ya, suratın, güzelliğin vs. bir kenarda kalıyor. Yeter ki auran güçlü ve temiz olsun. Buda iyi düşünen, kötülük beslemeyen bir insan olmakla oluyor. Bambaşka bir seviye.
51 notes · View notes
bilmece · 2 months ago
Text
Annemin şu anda içinde bulunduğu gündemiyle gelmesiyle önüm arkam sağım solum ilişkiler hakkında diyaloglarla doldu. Eskiye nazaran çok değiştiğimi ve geliştiğimi düşünüyorum ama yine de bu ikili ilişki meselesini becerebildiğimi düşünmüyorum. Bunu becermek neye benzer bunu da pek bilmiyorum açıkçası.
Bugün aile dostumuz bir kadın eşinin ona sık sık “yapamazsın edemezsin” gibi yorumlarla yaklaştığını anlattı. En basitinden bir anekdot: şehrin kalabalık bir yerine gidecekmiş arabayla adam hemen “sen giremezsin ki oralara, gir çarp arabayı bir de onunla uğraşalım!” minvalinde tepki vermiş. Kadın da asmış isyan bayraklarını niye yapamıyormuşum canım diye itiraz modunda.
Bunun üstüne hayatımızda kıymet verdiğimiz insanların yorumlarını nasıl da içselleştirdiğimizi düşündük. Hem duyma sıklığı hem de kişileri koyduğumuz yerden mütevellit insan bir süre sonra sorgulamayı bırakıyor ve inanmaya başlıyor. Olduğunu anlamadan, sessiz sedasız oluyor bu.
Bırakmamak lazım sorguyu. Biliyorum insan bilmek istiyor, yol yordam istiyor, net çizgiler olsun belirsizlikten kaçayım istiyor ama bu çok tehlikeli. Belki de her düşüncemizi sorgulayıp biz buna katılıyor muyuz yoksa zihnimize bir yerden yerleşmiş mi bu düşünce tartmamız lazım.
Eh işin özü insan olmak, düşünen irdeleyen insan olmak zor. Herkes kendi ipinde cambaz gibi yürümeye çalışırken birileriyle beraber bu hayat yolunda yürümeye çalışmak daha da zor. Yapabilenlere -bireyselliğini baskılamadan, boyun eğmeden gerçekten yapabilenlere- şapka çıkartıyorum.
29 notes · View notes
felsefebilim · 5 months ago
Text
Modern Dünyada Bireyselleşme Sorunu
Tumblr media
Modernlikle bireyselleşme birbiriyle ilintilidir. Modernleşen dünyada insanın aklın yükselişiyle bireyselleşerek kendi özgürlüğünü kazandığı düşünülür. Fakat bireyselleşen insan, kendisiyle baş başa kaldığında gerçekten mutlu mudur?
Burada bireyin özgürlüğü ve kendiyle baş başa kalması söylemleri Descartes ve onunla birlikte yükselen işlevsel akılla ilgilidir. Modernitenin ve aydınlanmanın getirdiği rasyonalizmle dinsel hiyerarşik yapıdan kurtulmuş insan; dünyayı kendi aklıyla kavramaya, inandıklarını akıl yoluyla sorgulamaya başlamıştır yani bir nevi düşünen özne fenomeni ile kendi içine çekilmiştir. Bir yandan bireyselleşen insan, modernleşmenin temel gereksinimlerinden olan toplumsal hayata uyum sağlama konusunda zorluk çekmiştir, yalnızlaşmıştır.
İlahi bir güç yerine geçen düşünen bireyin bu durumunun ona ağır geldiği, mutsuzluk ve arada kalmışlık getirdiğine inanlar da oldukça fazladır. Hatta bu durum modern toplumlarda psikiyatri, psikoloji gibi yapıların önemini arttırmıştır. Yine bireyciliğin getirdiği içine kapanıklık varoluşçuluğu, bireysel ahlak düzenlerini doğurmuştur.
25 notes · View notes
acininizleri · 2 months ago
Text
"neden iyilerin her zaman kaybettiğini düşünen insan, çiçeğin en güzelini koparıyordu."
14 notes · View notes
hazanla · 5 months ago
Text
Klasik felsefeye göre insan “düşünen bir varlık” tır. Antropolojide ise insan “Homo sapiens” olarak tanımlanır. Ekonomi kavramının dilimize yerleşmesinden sonrada insanı “Homo economicus” olarak tanımlamaya başladık.
İnsanın ilk ve en önemli amacı iç huzurunu sağlamak ve ruhsal rahatlığa ulaşmaktır. Yapılan iyiliklerin, katlanılan fedakarlıkların ve gösterilen kahramanlıkların temelinde hep bu dürtü yatar. İnsanlığın sahip olduğu tüm yüce amaçların kökeni hep bundan ibarettir.
İnsan, her şeyden önce okuyan, araştıran, inceleyen, düşünen, yorumlayan, sorgulayan, itiraz eden, analitik düşünen yeni şeyler ortaya koyan, düşüncelerini anlatan, sezdiren ya da uygulayan bir varlıktır.
Ülkemizde ise yukarıda yazdığım insani değerleri terk eden yeni insan tipi karşı cinsi aşk ve sevgi ile kandırıp, serbest seks yapmak için evlilik kurumunun içine hapsedip türünün çoğalmasını sağlayan canlı türüne dönüşmüştür...
Muzaffer Kılıç
22 notes · View notes
felsefeyapmaulan · 22 days ago
Text
Şişman ve Engelli bir kızın paylaşımını gördüm ve bu konuda bi şeyler söylemek istedim. Önce onun yazdıklarını alta bırakıyorum.
Şişman ve engelli olmak gerçekten çok can sıkıcı çünkü herkes benim sadece kilo vermem gerektiğini ve artık engelli olmayacağımı varsayıyor. Sadece tembel olduğumu falan düşünüyorlar. Zayıfken engelli olduğum gerçeğini asla dikkate almıyorlar. Kronik ağrım zayıfken başladı. Hareket kabiliyetimi kaybettiğimde zayıftım. Haftada birkaç kez koşuyordum. Her yere yürüyerek ve bisikletle gidiyordum.
İşim her gün iyi bir bedensel iş yapmamı sağladı, çok fazla ağır kaldırma ve egzersiz. Sağlıklı ve dengeli beslendim. Engelliliğim beni işlevsel olarak evden çıkamaz hale getirene kadar şişmanlamadım. Bana sadece kilo ver, engelliliğin geçecek diyorlar. Anlamıyorlar. İstemiyorlar. Sadece şişman insanlardan nefret ediyorlar. Engelli insanlardan nefret ediyorlar. Ben şişman ve engelliyim. Var olmaya cesaret ettiğim için beni hor görüyorlar..
Bunları okuduğumda içim sızladı. Çünkü gerçekten de toplumda ve insanlar arasında çirkin, şişman insanlar iyi olsalar bile fiziki dezavantajları yüzünden sevilmiyorlar. Engelliler ise sadece acıyarak bakılan insanlar oluyor, diğer insanların şükretmesi için seçilmiş kişiler olduğuna inanılıyor. Ama insanların atladığı konu şu ; Bu insanlar o fiziklerini veya bedenlerini kendileri seçmedi. Kimse çirkin olarak doğmak istemedi. Veya vücudu şişmanlamaya müsait insanlar kendileri şişman olmak istemedi. Sırf bu yüzden bir çok insan midesine kelepçe taktırarak zayıflamaya çalışıyor ve bazıları hayatını kaybediyor. Belli şeyler yaşayıp görünce güzelliğin aslında pek de önemli olmadığını farkediyor insan. İnsanlıktan nasibini almamış, kendini beğenmiş, kibirli o kadar güzel ve yakışıklılar var ki, o çirkin insanların çeyreği etmezler. Filmlerde bile böyle, en yakışıklı ve en güzel sevgili olur, çirkin karakter platonik takılır. Şişman karakterler de filmlerde devamlı yemek yer. Sanki şişmansın sen başka ne özelliğin olabilir ki ? Durmadan yemek yersin mesajı verilir. Bu toplum bilincinden nefret ediyorum ben. Engelli şeridine araç parkeden, kaldırımdaki iniş rampalarının önüne araç parkedenlerden nefret ediyorum. Sanki hiç başlarına bir şey gelmeyecek gibi, küçük dağları ben yarattım edasıyla başka insanları düşünmeden bencilce kendini düşünen insanlardan nefret ediyorum. Çirkin insanlarla, şişmanlarla veya başka dezavantajları olan insanlarla dalga geçen, küçümseyen insanlardan nefret ediyorum. Dünya bok gibi bi yer ve bunun sebebi malesef empati yoksunluğu. İnsanlar sadece kendi başlarına gelince farkediyorlar bir şeylerin yanlış gittiğini. Duyarlı olun, vicdanlı olun. İnsanlık için yüzünüzdeki makyaj değil kalbinizdeki iyilik daha önemli ve güzeldir..
11 notes · View notes
dolunay66 · 1 year ago
Text
Bir toplum hakkında fikir edinmek istiyorsanız o toplumun "Rodin'in düşünen insan" heykelinden ne anladığına bakınız...
Örneğin Rodin'in düşünen insan heykeli Avrupa'da kent meydanlarında ve üniversite kampüslerine dilkilirken....
Türkiye Rodin'in "Düşünen İnsan Heykeline" Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinin bahçesini lâyık görmüştür...
Bir anlamda bu topraklarda düşünmek normal olmamak, delirmek ve hasta olmak olarak anlaşılır...
Düşünmeyenler sağlıklı , düşünenler hasta...
Alıntı
Ressam :Edvard Munch
"Rodin Lübeck'deki Doktor Linde parkında" "Düşünce" (1907)
Tumblr media
64 notes · View notes
songeceresitali · 2 years ago
Text
Kendimi şöyle bir satırda buldum..."İntiharı düşünen bir insan için en kötü şey kendisini öldürmesi değil, bunu düşünüp yapmamasıdır. İntihar düşüncesi bir alışkanlık hâline gelince ortaya çıkan manevi çöküntü kadar aşağılık bir his yoktur." ancak böyle anlatılabilirdi..
186 notes · View notes
musfika-hanim · 2 months ago
Text
pazar kahvaltısı için heyecanlanan var mı aranızda? ben hazırlık kısmından dolayı heyecanlanıyorum. kızların hepsi evde olunca çeşit çeşit yapacağım her şey için ayrı mutlu oluyorum. mutfağımız oturma odası kadar büyük masamız ve oturma grubumuz da var, minik bir tv de monte duvarda fakat illa oturma odasına yer sofrası sereceğiz, youtubedan bir şeyler açacağız, saatlerce o sofra orda kalacak yavaş yavaş yiyeceğiz :) bu onların talebi ve evet böyle yapıyoruz. kahvaltı bitiminde çekirdek giriyor sahalara bir de 🙃 sofra yerde kaldı vs diye söylenemiyorum onlara. bu konforu rahatı insan kendi evinde yaşayamayacaksa nerde yaşar? ilerde yuva kurdukları zaman inşallah hayırla hep toplamak ve yetişmek peşinde olacaklar, birsürü sorumluluk yüklenecek sırtlarına. babaevi diyince akıllarına, anılarına huzur, rahat ortam, konforlu bir geçmiş gelsin istiyorum. elbette onların da aynı evde yaşamaktan ötürü sorumlulukları var ama iş yükü bende. bir annenin üzerindeki görev kaç yaşında olursa olsun bir evlada yüklenemez. çevremde bunu böyle düşünen tek kişi ben gibiyim, diğer türlüsüne maruz kalan gençlerin mutsuzluğuna ve bıkmışlığına da şahidim ama. ben yapacağım onlar destek olacak benim yapacaklarımı en azından şu sağlıkta dinçlikteyken onlar yapmayacak çünkü zaten aynını ebeveyn olunca yapacaklar. neyse konu nereye geldi, onlara pişi hamuru mayaladım kokusuna uyanırlar ❤️
14 notes · View notes
senkilomuverdin · 2 months ago
Text
Hastanede doktor rolü biraz sadistik. Mesela acil nöbetinde panik atakla gelip duruyorlar. Şu an bana çok acil müdahele edilmesi lazım!  çok kötüyüm! Alaycı bir ifadeyle bakıyorsun oyalama  beni yok bişiyin diyip yolluyorsun. Yani tabi ki tıbben acil bir durum olmayabilir ama, belki bişilerle başa çıkamadığını düşünen bir insan için, yardım arayışı, önemsenme ihtiyacı acildir o an. İlla ilgi göstereyim diye demiyorum da hasta yükü altında insanları umursamaz sadist bir devlet memuru haline gelme oluyor!
Yani olağan  kırılganlıklarımızı, çaresizliklerimizi, dışarıdan birinin ilgisine olan muhtaçlığı, bu kadar kirli, hor görülesi, reddedilesi bir şey olarak deneyimleten orospu çocuklarından biri olmak istemem. Aciliyet dediği, işte sevgilimle kavga ettim bana Obama’yı bağlayın!! O an iyi hissettirebilir Obama gelse, konuya çok hakim olmasa bile bir iki gülümser el sıkar gider. l
Poliklinikte de yoğunluktan insanlara konuşmak için pek süre veremiyorum. Ama geçen gün çok kibar bir hastanın yatışı için zaman ayırdım ve hiç de gocunmadım. O an onun anlattıklarını saygılı bir şekilde dinlemek önemliymiş gibi geldi.
Sürekli özür dileyen mahçup bir hastaydı. Her an tersleyecekmişim gibi çekingen bir hali vardı. Anlatmaya 2019daki bir olaydan başladı. Ankara’ya sevgilisiyle konuşmaya gitmiş. Sevgilisiyle tartışma çıkınca kendisini sokaklara vurmuş. İki gün sokakta yatmış. İkinci gün amaçsızca dolaşırken:
“Yolumu kaybettim. Kendimi TBMM’nin önünde buldum.. O sırada erkek arkadaşımdan ayrılmıştım. Hüzünlüydüm. TBMM’nin bahçesine bakarken, o anki psikolojimle gidip cumhurbaşkanı ile görüşme talep etme fikri geldi aklıma. Kendisine kızdığım şeyler vardı. Demirlerin üzerinden atlayıp bahçede oturdum. Gelen güvenliklere böyle bir görüşme yapmak istediğimi söyledim. Yasakmış o bahçeye izinsiz girmek. Tabi ki böyle bir görüşmeyi kabul etmediler. Ben bunu kendime bir hakaret olarak görüp çırpınmaya, üstümü başımı yırtmaya başladım. Karakola götürüldüm. Ablam bebeğiyle gelip beni nezaretten aldı. Sonra da bu hastaneye yatırıldım.”
Yaşlı anne babasıyla yaşıyor. Bu aralar her sabah evden çıkıp iş aramaya belediyeye gidiyormuş.  
“Dün belediyeye giderken benzer bir akıl bulanıklığı anında yolumu kaybedip kendimi otogarda buldum. Bir Ankara otobüsüne atlayıp Cumhurbaşkanı ile görüşmek gibi bir fikir geldi yine aklıma.”
“Kuran-ı Kerim, nutuk ve mesnevi. Bu 3 kitabı uzun süre inceleyerek bazı bilgiler edindim. Fetullah Gülen’in cinler aracılığıyla Cumhurbaşkanını yönettiği gibi. Bu konuda bir mücadele yürütmek isterdim. Son günlerde tekrar cinlerin seslerini duyuyorum. Benimle uğraştıklarını hissediyorum. Bu yüzden gelip hastane yatışı talep etmek istedim.”
Bir yandan cinlerle ilgili düşüncelerinin doğruluğundan şüphe duymazken, diğer yandan sebebini tam açıklayamasa da tedaviye ihtiyacı olduğunu hissetmiş. Hastalandığını sezip tedavi olmaya gelmiş.
10 notes · View notes