#dönümnoktası

[ritomiyato-blog]

ahhhhh.... hissediyorum bi’ dönüm noktası ya da onun gibi bi’ şey  daha

Sabah sınava hem kendi yüzümden hem de kendi yüzümden geç kaldım. Bi de servis şoförü yüzünden olabilir belki. Ama belki!! Ben hala kendi yüzümden olduğunu düşünüyorum. Taksiye bindim, taksici sıkı tutun dedi bana. 10 dk geç girdim ve bummm sınav çok basitti. Ve daha büyük bi bummmm: bok gibi geçti. Daha büyük bi’ bummmm u söyliyim mi, bayağı çalışmıştım ve hepsini biliyordum?

-kendimle küsüm şu an. Kendimi sevmem için odamı toplamalı, duşa girmeli az önce 17 tl 90 kuruş ödediğim marketten aldığım avakado süt ve bişi bişi lavaşını yapıp pazar günkü olan diğer sınavıma çalışmalıyım. Nmmmm evet. 

(aslında yolda yürürken zararlı bi şeyler yesem mi dedim, bayağı düşündüm. Bi pastanenin önünde camekandaki -ona ne deniyordu, hatırlamıyorum- unlu mamulleri görüp vazbilegeçtim. -kolay vazgeçmem normalde- ama sonra bunu çok da fazla istemediğimi, daha iyi hissetmek için daha iyi hissettirecek şeyler yemem gerektiği sonucuna vardım: :::::: görücez!)

-Ama  Andrew ve Sırmanın evde olması beni rahatsız ediyor. Rahatsız bi his var üzerimde. Şeyden dolayı mı? Evde rahat olmamam ya da daha doğrusu eskisi kadar rahat hissetmemem? Ya da sabah “kendi yüzümden” sınava geç kalıp sınavımın bok gibi geçmesi ? Nmm...şu an düşündüm de  bence kendimi gerizekalı gibi hissetmem ya da belki de öyle olmam içimdeki rahatsız hissin sebebidir. 

Buraya böyle hani edebiyat parçalayan bohemik bohemik takılan tipler gibi yazmıcam ama niye böyle hissettim o yağmur yağınca melankoliye giren insan sürüsü gibi bi şey oldu. 

- Yoruldum. 

...gidip kendimle barısmalıyım. 

belki yine yazarım. 

es.

[mgmstrateji]

Stratejide En Önemli Karar Anı: Dönüm (Doruk) Noktası

Strateji yalnız başına kuru ve anlamsız bir terimdir. Bu yüzden, etimolojiden bahsederek konuya girilen ve içerik hakkında çok fazla bir şey söylenmeyen strateji tanımlarından çoğu insan hiçbir şey anlamaz ve metni sonuna kadar okumaya bile dayanamaz. Buna rağmen, strateji ile ilgili kitap ve makalelerin büyük bir kısmında ne yazık ki böyle bir yöntem uygulandığı görülmektedir. Halbuki stratejinin içeriği, birçok alt konudan oluşmaktadır. Bunlar stratejinin anlaşılması ve doğru bir şekilde uygulanması açısından çok önemlidir. Daha önce bunlardan ağırlık merkezi gibi bazı terimleri açıklamaya çalışmıştık. Şimdi de strateji açısından belki de en önemli kavramlardan biri olan dönüm noktası (doruk noktası) kavramını açıklamaya çalışacağız. Bu terimden ilk olarak, Clausewitz bahsetmiştir. Savaş Üzerine isimli eserinde terim, doruk noktası olarak ifade edilmektedir. Türk askeri talimnamelerinde ise bu terim bazen doruk noktası, bazen de dönüm noktası olarak geçmektedir. Bu durum, kelimenin İngilizcesi olan culminating point’in farklı talimnamelerde farklı şekilde tercüme edilmesinden kaynaklanıyor olabilir. Clausewitz’e göre doruk noktası; taarruz eden tarafın gücünün artık taarruza devam edemeyecek kadar zayıflamasından kaynaklanan bir durumdur. Bu durumu fark eden komutanın, ya taarruza son verip savunmaya geçmesi veya geri çekilmesi gerekmektedir. Read the full article

[mustafaokutan]

🕊Dua Kader Değiştirir🕊 Çok güzel bir kitaptı. Annesi ile yanlız yaşayan, ve babası tarafından terkedilen bir oğlanın, dönüm noktasını anlatıyor. Beni gerçekten çok etkiledi. Şükür ve Dua'nın ne kadar önemli olduğunu ve Allahın bizleri yanlız bırakmadığını anlatan bir kitap. Aslan hayatını Dua ederek güzelleştirdi ve yoluna koydu. Beni en çok bu söz etkiledi; Zalimin zülmü varsa, mazlumun da Allah'ı var...📿 • İçerik: • İnsanın kaderinde öyle bir kırılma noktası vardır ki tam isyan edeceğin an, evet, işte o an ufacık bir dua ile kaderinin yönünü avuçlarındaki gözükmeyen tılsımla değiştirebilirsin. Her gecenin nasıl bir sabahı varsa her derdin de bir sonu var. Düştükten sonra kalkacak ve üstünü silkeleyip tekrar devam edeceksin koşmaya... Ve unutmayacaksın ki Allah yanında, seninle birlikte... Eğer yüreğinde Rabb'in varsa, bu hayatta kimseye ihtiyacın yok demektir. Her şer denilen şeyin içinde kocaman bir hayır var, sakın unutma. Hz. Mevlana'nın şu dizesi ne de hoştur aslında: “İyi değilim demek ne haddimize? Şükürler olsun her halimize!” 📿 • 📿Puan: 5/5 • 📿Yazar: @ethemnemutlu 💝Aşkla okuyoruz. 🥰 📸🖋👏Bu fotoğrafın ve yorumun sahibi @_meftunyazar_ teşekkürler. 💘Aşkla okumak için takip etmelisiniz. 💖Konu etiketimizi #kitapokufotografcek takip edin ve kullanın 📖📝Gönderi ve hikayenizde bizi paylaş bizde kitaplarınızı paylaşalım. ✅@facebook gebzevecevresifotograflari @tumblr, @twitter,@1000kitap, @google ile tüm sosyal medyada heryerdeyiz #fotografcekkitapoku #kitap#kitapkurdu#yazar#edebiyat#kitaplar#kitapkokusu#okumahalleri#kitapaşkı#kitaptavsiyesi#kitapsevgisi#kitaplik#kitaplariyivar#kitapsever#kitapyurdu#okuyorum#kitapoku#instakitap#okudumbitti#kitapokuyorum#kitapyorumu#kitapaskı#kitapönerisi #dua#sabır#kader#duakaderdeğiştirir#kitapönerisi#kitap#öneri#dönümnoktası https://www.instagram.com/p/B-AGL0JJ_6D/?igshid=16a0zl4dla0v7

[uzayboslugundakibosluk]

#Love #Aşk #Sevgi #Mavi #Gökyüzü #Mesafe #İstanbul #Bursa #Mutluluk #DönümNoktası

[silvangunes]

G e n ç l e r S a n a t ç ı O l m a y a Ö z e n d i r i l e m i y o r . . .

Bir eseri ortaya çıkartmak için emek verip çok çalışmak, mesailer harcamak, özgün işler ortaya çıkartmak yetmiyor; onu bir de pazarlamayı, satmayı bilmiyorsanız, en iyi yazarların, sanatçıların, zanaatkârların ortaya konulmuş eserleri, en nadide tecrübeler sadece yazılmışlığıyla, çalınıp söylenmişliğiyle, raflarda, depolarda beklemişliğiyle kalıyor. Bir zaman sonra ürettiği her şeyin elinde kaldığını, tüketilmediğini, üstüne üstlük hayatını da idame ettiremediğini gören sanatçı "hayatı boyunca boşa kürek çekmiş"lik duygusuyla, yıkık-dökük bir harabe gibi kabuğuna çekilirken sanatına da küsüyor. Ülkemizde ne yazık ki sanatçıyla halkın buluşmasını sağlayacak ana arterler ya kapalı ya da liyakatsizlikle yıkıldığından ebeveynler çocuklarının sanatçı olmasını istemiyor.

#silvangüneş #biyogragiyazari #biyografiyazarı #biyografist #biyografistim #biyografya #birbiyografinyoksasendeyoksun #birbiyografiyazarıaranıyor #biyografiniyazdır #hayathikayesi #banakendinianlat #biyografizm #dönümnoktası #biyograf #sanatçızoryetişiyor #yazarolmak #edebiyat #dersçıkar #biyografiyazıyorum #sanatçıolmakzor #sanatnasılyaşatır #hayatıngerçekleri #hayatısorgula #nededikalbim #nededikalbin #telkoptu #tecrübeler #yolundagitmeyenişler #sanatyaşatır #sanatçınasahipçık

View this post on Instagram

A post shared by Biyografi Yazarı (@biyografiyazari) on Sep 7, 2020 at 9:12am PDT

[aradanciksin-blog]

Hafiflik ve daha çok yoga

En çok ihtiyacım olan zamanda, beni içine alan buhrana yenik düşüp yoga yapmamak için bahaneler üretiyorum.. İşim var, geç oldu, yeni yemek yedim, karnım aç..(bitmez..)

Hayatımın bazı dönüm noktaları oldu zaman zaman. Kendimi bile şaşırtan belki pek çok insan için anlam ifade etmeyen ama benim için devasa adımlar diyebilirim. Ve bu değişim dönüşüm noktaları genelde sorgusuz sualsiz, bir hazırlık yapmadan bıçak kesiği gibi yerleştiler hayatıma.

Örneğin şekeri bıraktım 2012 nisan ayinda. Organlarım hafifledi. 21 günle başlayan serüvenim bir yaşam tarzına dönüştü heheyt.. Keşke herşey tatlı kriziyle başa çıkabilecek zorlukta olabilse..

O yaz döneminin sonunda tırnak yeme huyumdan da vazgeçtim. 29 yaşımda tırnak makası ile tanıştım. Utanç verici evet. (Tırnak yeme alışkanlığı olmayan bunun gerçek bir dönüm noktası olduğunu anlayamaz!!)

Yine 2012 sonbaharda içimde büyütüp kocaman ettiğim yalanlarım beni yutmadan hemen önce artık daha az yalan söylemeye karar verdim. En azından boyumdan büyüklerin altına girmiyorum artık.. Evet kimse üzülmesindi, endişelenmesindi.. Ama itiraf edeyim zihnim daha hafif bu haliyle.

2013te verdiğim tek karar sanirim oje sürmeyi bırakmak oldu. (Dünyaya hiçbir fayda sağlamayacak bazı girişimler)

2014te de meditasyonu hayatımın bir parçası haline getirmeye karar verdim ki bunda Metin Hara’nın epey rolü oldu. Hayat hafifledi. Düşünceler yığınlar halinde gelip kapımda birikmiyorlar artık. Aradığım şeyleri daha kolay bulur oldum. Ya da onlar düşüncelerin arasında oluşan çatlaklardan içeri sızmaya başladılar. “Hep buradaydık Zeynep ama sen bizi göremedin ^^” der gibi.

Ve 2014 sonunda da aldığım kararlarım var yürürlüğe giren.

Birisi de daha çok yoga...

O kadar tembelim ki günlük pratiğim hep aksar. Ama neden aksadığını farkettim. Hep bir saat ya da fazla yapmalıymışım gibi kodlamışım kendimi.

Yoga öyle bir şey ki aslında 10 dakikada 3 asanaya* girip nefeslerine odaklandığında şifası peşi sıra gelir.

İlla ki saaterce matın üzerinde debelenmek zorunda değilsindir.

Gün içerisinde hiç görmüyorsam 20 tane ters duruş, bir o kadar da  kol dengesi görüyorum facebookta, instagramda.. Hepsi de birbirinden estetik, bir çoğu neredeyse çabasız, özgür, nazik.

Sorun şu ki gördükçe hırs yoksunu bir insan olduğum için dur hele ben de biraz çalışayım demiyorum.

Korkularım var, bazı asanalarda benimle birlikte kendini teslim eden korkular bunlar.

Örneğin Bakasana**.. Tam bir baş belası benim için. Ayrı bir başlık konusu onunla ilişkim. 

Nedir beni bu kadar korkutan? Başımın üzerine düşmek? Kim bakasanada durmaya çalışırken ölmüş acaba Zeynep? Gel de anlat. Kim bilir altında neler var.

Ne diyordum

Dönüm noktaları…

Aralık ayı yoga pratiğimin dönüm noktası olsun artık.

Kalıplardan sıyrılıp bir katman daha atmış olabilir miyim acaba üzerimden?

Zira az evvel edit öncesi yarım saatlik yin yoga ile süsledim gecemi.

* asana: yogada duruşlara verilen isim

** bakasana: yoga duruşlarından birisi. nam-ı diğer karga.