#celal
Explore tagged Tumblr posts
Text
youtube
Hastalık falan arayı biraz uzattık arkadaşlar. Bir ay sonra yeni dersi çekiyoruz. Konumuz 'deprem.' Depremi 14. Söz'ün Zeyli üzerinden konuşuyoruz. Bugün ancak ayeti tefekkür edebildik. Cenab-ı Hak tevfikini refikimiz eylesin.
#risaleinur#saidnursi#bediüzzaman#deprem#sarsıntı#şok#konuşma#hikmet#yeryüzü#jeoloji#tefekkür#mesaj#mektup#celal#cemal#Youtube
1 note
·
View note
Text
Amasya'nın Merzifon ilçesinde asansör boşluğuna düşen Çorumlu genç hayatını kaybetti. Edinilen bilgilere göre, 21 yaşındaki Celal Karaman asansör boşluğuna düştü. Karaman'ı yerde hareketsiz yatar halde görenler , 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayıp, yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen Çorumlu genç kurtarılamadı. Polisin olay yerinde yaptığı incelemenin ardından Karaman'ın cansız bedeni, otopsi için morga kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Kaynak Çorum Hakimiyet
Amasya’nın Merzifon ilçesinde asansör boşluğuna düşen Çorumlu genç hayatını kaybetti. Edinilen bilgilere göre, 21 yaşındaki Celal Karaman asansör boşluğuna düştü. Karaman’ı yerde hareketsiz yatar halde görenler , 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayıp, yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen Çorumlu genç…
View On WordPress
#112#Acil#amasya&8217;nın#arayıp#Ardından#asansör#bedeni#bilgilere#boşluğuna#çağrı#cansız#celal#Çorum#corumlu#devam#düşen#düştü.#edildi#edinilen#ediyor#ekipleri#ekiplerinin#genç#göre#görenler#hakimiyet#halde#hareketsiz#hayatını#İçin
0 notes
Text
Rogue
Art by Celal Koc
237 notes
·
View notes
Text
Judge Anderson
Art by Celal Koc
158 notes
·
View notes
Text
Phoenix mirror commission by Celal Koc
63 notes
·
View notes
Text
Storm dressed as Aaliyah by Celal Koc
29 notes
·
View notes
Text
link
63 notes
·
View notes
Text
sonuç olarak, ışık retinaya ulaşmadan önce sinirlerden geçmek zorundadır.
steve jones - neredeyse bir balina
#kitap#edebiyat#blogger#felsefe#kitaplar#blog#kitap kurdu#steve jones#neredeyse bir balina#friedrich nietzsche#evolution#evrim#evrim teorisi#teori#carl jung#carl sagan#sigmund freud#chistopher caudwell#karl marks#anti dühring#darwin#charles darwin#isaac asimov#jacques lacan#psikanaliz#science#bilimkurgu#celal şengör
11 notes
·
View notes
Text
32 notes
·
View notes
Text
Irmaklar Gibi Savrulup
kalçalarında dolaşan parmaklarım kendine uygun bir geçit arıyor esirgeyecek, bağışlayacak, coşkuyla kabul edecek bir düz anlam, hayatın kendisine giriş arıyor parmaklarım benliğine dokunmak istiyor o dar koridordan geçip yüreğine ulaşmak, ellemek, avuçlamak
kıpırdanıyorsun, hafifçe kayıp onları alıyorsun sende kayboluyor ruhumun bir parçası her hareketin bir cevap oluyor bitmesin diye uzun bir monoloğa başlıyoru
biliyorum güçlü olacak karşılığın tüm bedenini savuracaksın parmak ucumda tek temas noktamız o olsa da en küçük hücremize dek yekvücut olduğumuzu bileceğiz terimiz, tenimiz ve belimizle
Metin Celâl
9 notes
·
View notes
Text
Celal Kandemiroglu's cover art for Monster Business, released in 1991 for the Commodore Amiga and Atari ST.
78 notes
·
View notes
Text
Müslümanın ilk psikoloğu imanıdır
'Travma' konusunda uzman değilim. Fakat şöyle bir zannım var: Travmalar hayatın celalî yüzünü kaldırmakta zorlandığımızda ortaya çıkarlar. Celalî, yani kuşatılamayan, hikmetlerinin etrafı zihnen olsun sarılamayan, tasarrufunun dalgaboyu kestirilemeyen. Allah göstermesin, bir trafik kazasında yakınlarını kaybedenimiz, aslında celalî bir tecelli görmüştür. Depremde yaşadığımız esasında celalî bir tecellidir. Veyahut savaşlar en özünde celalî tecellilerdir. Biz bu celalî tecellileri 'kaldırmakta' zorlandığımızda travma ediniriz. Celalin kendisi travma teklif etmez. Celali doğru karşılayamamak travma etkisi yaratır. Tam bu eşikte travmaya da şöyle bir anlam verebiliriz belki: Travma celalî hadiselere cemalî anlamları verememekten çıkar. Evet. Travmalar ekseriyetle aklımızda, hafızamızda, kalbimizde vs. 'kapatamadığımız dosyalar'dır. Çünkü dosyalar ancak üzerlerindeki işlem tamamlandıktan sonra kapatılıp kaldırılabilir. Bitmeyen işlerse dönmeye devam eder.
Mesleğe sevkiyatçılıktan başladığım için bilirim. Sevkiyatçıyı en çok yoran sipariş 'gelince konulacak bir ürünün beklendiği' sipariştir. O ürün gelmediği için sipariş de bir türlü masadan kaldırılamaz. Fakat bir yandan da diğer işlerin aksamaması gerekir. Bu defa yarım kalmış sipariş diğerlerinin hazırlanmasına engel olur. Yer kaplar. Hatalara sebep olması riski yaşanır. O zaman dönüp pazarlamacılara sağlam bir serzenişte bulunursunuz: "Yahu madem bekleyecekti de bunu neden hemen hazırlattınız? Beklediği gelince hazırlasaydık. İşimizi zorlaştırıyor."
Travmalar da içimizde bekleyen siparişler gibidir işte arkadaşım. Ancak bunların gelince tamam olacağı ürün de belli olmadığından dosyaları asla kapatılamaz. Masada dururlar sürekli. Bir zaman sonra da sahiplerini zehirlemeye başlarlar. Kalan herşey kokuşur. Su bile durunca pislenir. Akışı yaraladıklarından ötürü işlemden geçen diğer bütün öğeler de aynı yaralarla berelenirler. Hatalanırlar. Yanlışlanırlar. Karışırlar. Zehirlenirler. Travma sahibi insanların duygu durumları giderek bozulur. Eşyayı algılama şekilleri sağlıklı insandan giderek farklılaşır. Dolayısıyla verdikleri tepkiler/anlamlar da farklılaşır. Çatlak giderek büyür. Bütün arıza halayın ilk adımının yanlışlığıyla ilgilidir halbuki. O ilk hataya dönülüp yarası merhemlenmezse sıkıntı biteviye sürer gider.
Diyebiliriz ki: Modern psikoloji neredeyse bunun üzerine kuruludur. Terapiler geçmişteki düğümleri açmaya yararlar. En azından buna çalışırlar. Çocukluğunuza kadar inmenizi teklif eden terapistiniz aslında 'yanlış adımı' bulmaya çalışır. Eğer takıldığınız yeri daha farklı, daha güzel, daha cemalî manalarla kavramanızı sağlayabilirse, siz de bu mana sayesinde derdinizle barışır, dosyanızı kapatırsınız. (Demek dosyaları cemal kapatır.) Gelmesini beklediğiniz gelmiştir artık. 'Güzel görmek' ile birçok yaranın iyileşmesi sağlanabilir. 'Bütün psikiyatrik rahatsızlıklar böyledir' demem elbette. Ancak terapilerle tedavisi başarılabilenler bu nevidendir.
Yani, celalî olandaki cemalî yakalayabilmek, celal ile cemal arasındaki kardeşliği kavrayabilmek, hayatın yükünü üzerimizden alır. İmtihanımızın büyük ölçüde başarısı bu geçişkenliği sağlayabilmeye bağlıdır. Eğer celalden cemale geçişi, aralarındaki yolları koşmayı refleks haline getirecek derecede, kendimizde yerleştirebilirsek, o zaman 'Subhanallah, Elhamdülillah, Allahu Ekber…' arası mesafeler de kısalır. Başı tenzih, ahiri azamet olan herşeyin ortasında bir 'hamd' bize tebessümle gözkırpmaya başlar.
İşte bu sebeple mürşidimin Mesnevî-i Nuriye'de zikrettiği şu cümleleri çok önemserim:
"İ'lem eyyühe'l-aziz! İsm-i Celâl, alelekser nevilerde, külliyatta tecellî eder. İsm-i Cemâl ise, mevcudatın cüz'iyatına tecellî eder. Bu itibarla, nevilerdeki cûd-u mutlak, celâlin tecellîsidir. Cüz'iyatın nakışları, eşhasın güzellikleri cemâlin tecellîyatındandır. Ve keza, celâl, vahidiyetin tecellîsinden, cemâl dahi ehadiyetin tecellîsinden zahir olur. Bazan da cemâl, celâlden tecellî eder. Evet, cemâlin gözünde celâl ne kadar cemîldir; celâlin gözünde dahi cemâl o kadar celîldir."
Yani belki de 'celal' ve 'cemal' aynı şeyin iki ismidir. İki başka resmidir. Bizim durduğumuz, gördüğümüz, anladığımız, talip olduğumuz vs. yere göre yüzlerinden birisini göstermektedirler. Rahmete susamışlar için gökgürültüsü nasıl şen bir şarkıdır. Fakat aynı gürültü çoğu kez korkuyla irkilmemize de neden olur. Süleyman aleyhisselamın ordusunu görmek mazlumlar için nasıl bir sevinç kaynağıdır. Fakat karıncaların, Neml sûresinde haber verildiği gibi, sakınmaları da lazımdır. Zaten en büyük daireye çıktığınızda, yani şecere-i kainatın bir bütün şeklinde Malik-i Ezelî'nin nazarına serildiği hengamda, vahidiyet-ehadiyet arasında bir fark da kalmaz. Vahidiyet aynı ehadiyet olur. Ehadiyet aynı vahidiyet olur. Çünkü küll de küllî ile aynı şeyi haber verir artık. Küll hiçbirşeyin parçası olmadığından küllîleşir. Küllî herşeyi içerdiğinde külleşir. Bütünlüğünün farkına vardığınızda ehadiyetin gölgesine sığınırsınız. Parçalığına uyandığınızda vahidiyete koşarsınız. Hangi mertebede neye uyandığınız karşınızdakinin sûretini sizin için değiştirir. Celalî olan cemalîye dönüşür. Cemalî olan da celalîye çevrilir.
Elhamdülillah. Doğma büyüme mü'minleriz. Lakin biraz da sudaki balık gibiyiz. İslam, Esmaü'l-Hüsna tedrisiyle, eksik dosyalarımızı nasıl tamamlayıp kaldırıyor farkında değiliz. Ben "Müslümanın psikoloğa-psikiyatriste ihtiyacı olmaz!" gibi iddialı cümleler kurmayacağım. İmtihandır. Olabilir. Ama şunu cesaretle diyeceğim: Müslüman, imanı sayesinde, içinde travma adayı olarak bekleyen pekçok dosyayı kendiliğinden kapatıp kaldırır. Tefekkürüyle onu bir yere bağlayarak, bir anlam vererek, bir hakikatin habercisi kılarak gemiye yükler. Sırtında taşıması gerekmez. Bekleyenler azalırsa kokuşma da daha az olur elbette. Bunu söylemekten neden çekinelim? Eşyanın mahiyeti böyledir zaten. Kalmayanlar kokuşmaz. Temizlik bu yönüyle de imandandır arkadaşım. Evet. İçindeki dosyaların birikintisini de yine imanın süpürgesiyle temizlersin. Onu sakın bırakma.
1 note
·
View note
Text
Bilmezsiniz ne kötüymüş insanın,
Olmak istediği yerde olamaması;
Olduğu yerde duramaması...
Sen dediği halde ben diyememesi,
Sen ile beni yan yana getirememesi
8 notes
·
View notes
Text
Judge Anderson
Art by Celal Koc
37 notes
·
View notes
Text
Storm by Celal Koc
238 notes
·
View notes