#bağa
Explore tagged Tumblr posts
mel-inoe · 2 years ago
Text
lise çağım bitene kadar hayatım rezil olarak geçti, kendim de sürekli dalga geçtiğim için çuk komik olaylar döndü.. bi de hatırlasam dkpwmsjs
11 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Günaydın
1 note · View note
yolguncesi · 4 months ago
Text
Bir Sanrı'ya...
Sonsuzluğun derinliklerinde kaybolurken, seninle paylaştığımız her an, varoluşsal sorgulamalarımızın bir parçası haline geliyor -ki bunu aramızda cereyan eden akışın her bir anında yeniden yakalamanın heyecanını yaşıyorum.-
Gözlerindeki parıltı, Platon’un idealar dünyasına açılan bir kapı gibi, ruhumun en karanlık köşelerine ışık tutuyor. İçim böylesine karanlıkken bunun ne demek olduğunu anlayabilir misin sahiden?
Yüzünden düşen tek bir gülüş zerresi, yaşamıma yeni bir anlam katarken, bu geçici dünyada kalıcılığı arayışımın patikası oluveriyor.
Aramızda cereyan eden bu duruluk -bunu tanımlamakta zorlanıyorum çünkü koca bir dağı derenin dibindeki ufak bir taşla anlatamazsın-, ruhumuzun karmaşık doğasında bir arayışa dönüşüveriyor… Derin bir okyanusta kaybolmuşken, her dalga yeni bir keşif, her kıyı yeni bir bakış açısını da getiriyor.
Yanımda olmasan ne olur diye düşünüyorum kimi zaman. İşte o zaman neyi yitirdiğimi anlıyorum. Zamanın sıfıra vurup dibe yuvarlandığı o noktada yalnızca varlığımızın sonsuzluğuna tanıklık edişlerim yitip gidiyor.
Yani cancağızım; seninle biz, bilinçaltımızda yankılanan arzu ve korkulardan taştığımız kadar var olabiliyoruz. Bu varoluşun içinde birbirine göz kırpan acılarımızı yok sayabilir misin şimdi? Acını benim paylaşmayacağını söyleyebilir misin?
Sevgimiz, içsel çatışmaların kıyısında durup akışı izleyen bir bağa tanıklık ediyor şimdi; Hani birbirimizin yüz hatlarını keşfederken, kaygılarımızı ve kırık-dökük geçmişizi anlamlandırıyoruz ya, öyle bir şey…
Sonsuzluk, yalnızca sıfırı bulan zamanın değil, benden sana köprü olan tüm o yakarışların bir yansıması artık! Neden mi? Çünkü bir biçimde sevmek, kendini keşfeden bir bebeğin heyecanını da taşıyor.
Şimdi bu heyecanı bütün evrene taşıyan sevgimiz, yavanlığın tüm o habis izlerini silerken, geleceğin belirsizliklerini de kucaklamamıza yardımcı olan bir köprü işlevi görüyor ve her adımda daha da güçleniyor, varoluşumuzu derinleştiriyor.
Çünkü biz seninle sonsuzun kıyısında bütün mümkünlerin mimarıyız…
Çünkü biz seninle bir yitirme ihtimalinin en büyük kaygısını taşıyoruz; yokuş yukarı…
65 notes · View notes
ruhumboslukta · 9 months ago
Text
kendimi bulmak için adımladığım sokakları bir süre sonra unutmaya başladım. sürekli bir şeyler arayan, muhtaç ve kararsız yanımla işte şimdi baş başayım. önce çıkışın ne tarafta olduğunu bilmeden dönüp durduğum o labirenti kırdım, sonra kendimi görmek için aldığım aynaları parçaladım. sevmekle savaşmayı her dilde ve cümlede aynı saydım, birbiri yerine defalarca kullandım. yazdığım mektupları hiç postalamadım ama yine de sayfaları özensizce karaladım. seneler bana teğet geçti, insanlar bana teğet geçti, duygular, durumlar ve olaylar bana hep teğet geçti. yalnız ben aynı kaldım, yerimde saydım. çevreme kocaman bir çember çizdim ve herkesi orada asılı bıraktım. bir yerden evim diye bahsetmeyeli çok uzun zaman olmuştu, geçmişe göz ucuyla baktım. nedenlerim tozlanmış ama eskimemişti, bir kez daha yanılmadığımı onlara bakarken anladım. yıkık dökük duvarlara sığınamaz, herkesle aynı yolda yer alamazmışsın. ben ellerimle barıştım ve bir dünya yarattım kendime. kapısına da nerede kaybettiğimi bile bilmediğim kalbimle değil, eksilttiğim her yanımla ayak bastım. buraya gelebilmek için çok yürüdüğümü iyi hatırlıyorum, yolda çocukluk anılarımla vedalaştığımı da. elbette zor oldu ama yaptım. kendimi kutladım. dağılan her şeyi bir bir topladım. dindim hatta. buraya geldim. bağrış çağrışla değil üstelik, sessizlik dolu ustura gibi bir sakinlikle. kızdım. kırdım. öfkelendim. hissizleştim sonra evet. ama geldim. kavgalarımı unuttum, uzaklaşmayı hatırladım. yabancılaşmak beni buradan kurtarabilecek tek şeymiş gibi ona olanca gücümle sarıld��m. tüm dünyanın da benimle birlikte yanıldığını, uzayıp giden karmaşaların içinde gittikçe azalırken anladım. ben pes etmeyi kaybetmek sandım hep, ama kazanmak zaten düzeni bozmaktan farksızmış. bunu uzaklığın bir tanım olmaktan çıktığı hayatımda, her şeyle aramdaki görünmez bağa bakarken fark ediyorum artık. benim düşlerken içinde kaybolduğum toz pembe rüyalarım vardı eskiden. şimdi ne zaman uykuya dalsam nefes nefese bir uçurumun dibinden topluyorum bu bedeni. üstelik bir şeye alışmak, onunla savaşmaktan daha bencil. daha belirgin. hatta daha eski. gürültülerin tek düze gelmeye başladığı bir zamana adım atıyorum. duvarlara çarpa çarpa öğrendiğim her şey için başlardaki gibi kendime kızmıyor, üzülmüyorum. sonu kötü biten kitaplar için daha az sigara yakıyorum, kül tablalarını daha sık değiştiriyorum. diyete başlıyorum her pazartesi. çok film izliyorum. çok kitap okuyorum. çok kahve içiyorum. çok düşünüyorum. çok yazıyorum. çok ağlıyorum ve her şeyi unutmaya başlıyorum. yürümeyi sevmiyorum ama başka bir yolun var olma ihtimâli düşüyor bazen aklıma, buna da son zamanlarda fazla aldırış etmiyorum. bu devrin çok ilerisinde kaleme almaya başladığım hikâyemi düşlediğim hislerin çok uzağında bitirdim. ve bu yeri de, diğerleri gibi avuçlarımdaki paramparça kağıtlarla, izlerle ve aklımdaki kederle terk ettim. merak etme, sorun kalmadı. çünkü bak, benim etrafımda artık hiçbir şey kalmadı. ne kuyunun dibiyle bir alıp veremediğim var ne de ucundaki ışıkla. ben yalnızca tüm dünyamı kaplayacak kadar büyük bir boşluğun içinde debelenip duruyorum. ve artık düşmekten ya da dibi görmekten değil, aynı rüyaları tekrar tekrar görmekten korkuyorum. benim de bir zamanlar peşinde hevesle koştuğum duygularım vardı, sonra yaslandığım duvarlar tam orta yerinden çatladı.
“anne bak, büyüdüm.”
141 notes · View notes
i-amdedikoducubey · 4 months ago
Text
Kopmaz sandığım bağlar öyle bir anda koptu ki hiçbir bağa güvenmem artık.
57 notes · View notes
anonimdushunce · 27 days ago
Text
Tumblr media
Məsafə: Sevginin Həqiqət Güzgüsü
Məsafə adətən qorxulu görünür. O, insanları bir-birindən ayırır, yaxınlığı yox edir, əlaqələri zəiflədir kimi təsəvvür edilir. Amma əslində məsafə nədir? Sadəcə fiziki bir ayrılıq. Sevgi isə fiziki deyil, ruhani bir bağdır. Əgər bu bağ həqiqidirsə, məsafə onu zəiflətməz – əksinə, gücləndirər.
Sevgi məsafənin gətirdiyi sükutun içində öz həqiqətini göstərir. O, göz-gözə baxmadan da anlaşmağı, əl-ələ tutmadan da bir yerdə olmağı öyrədir. Məsafə sevginin sübutudur – çünki yalnız həqiqi sevgi bu qədər böyük bir sınağa tab gətirə bilər.
Əgər sevgi məsafənin müqavimətinə tab gətirə bilmirsə, demək, o, əvvəldən zəif olub. Amma əgər məsafələr belə o bağa təsir edə bilmirsə, o zaman anlayırsan: bu sevgi həqiqətən sarsılmazdır.
Beləliklə, məsafə qorxulmamalıdır. O, sadəcə sevginin güzgüsüdür – ya zəifliyi üzə çıxarar, ya da həqiqi gücü parıldadar. Sən hansını görəcəksən?
32 notes · View notes
dadaszdkh · 4 months ago
Text
Bir adam: “Həyatın mənası nədir görəsən?” - deyə, elə hey düşünərmiş. Bir gün qərar verir ki, nə qədər uzaq məsafə qət etsə də bu sualının cavabını tapmalıdır çox kəndlər, şəhərlər gəzir. Bir kənddə ona deyirlər ki, qarşıdakı dağın arxasında bir müdrik qoca yaşayır. Sənin sualına cavab versə-versə, o verə bilər. Adam yolu əlinə alıb qocanın yanına yollanır sualını ona verir. Müdrik adam deyir: “Bir şərtim var, əgər sən bunun öhtəsindən gəlsən mən sənin sualına cavab verərəm”. Müdrik bir qaşığın içinə zeytun yağı töküb: “Bununla o bağda gəz, amma elə et ki, sən qayıdanda qaşıqdakı yağdan bir damla da azalmasın adam gedib bağı gəzib gələr və qaşıqda zeytun yağı olduğu kimi qalar. Müdrik deyər: “Bağ xoşuna gəldimi?” Adam deyər: “Qaşığa elə diqqətlə baxırdım ki, bağa baxa bilmədim müdrik gülüb deyər ki, indi yenə qaşıqla bağı gəz, amma elə elə ki, bağı görə biləsən. Adam bağa baxır valeh olur. Lakin qayıdanda qaşıq tam boş olar. Qoca deyər: “Bax həyat da belədir. Həyat sənin baxışında məna qazanar. Ya sadəcə bir nöqtəyə baxarsan həyat axıb gedər, sən fərqinə varmarsan, ya da görə biləcəyin gözəlliklərin ortasında həyatı yaşayarsan, axıb gedən zamanın məna qazanar. Həyatın mənası sənin baxışında gizlidir”.
22 notes · View notes
fikret-i · 5 months ago
Text
Tumblr media
Bu sene, öyle bir çalışma yoğunluğum var ki inşallah dayanır, kazasız belasız okul sezonunu kapatırım. Okulda idareciyim sekizden beşe mesai, pansiyonda haftada iki gün nöbetim var. Her Cumartesi akşama kadar kursum var. Her gün mesailerden sonra bağa bahçeye koşuyorum; budama, temizleme, ilaçlama, gübreleme işleri peşindeyim. Ev işleri üstüne cabası. Ama şikayetçi miyim? Elhamdülillah şimdilik değilim. Çünkü hiç bu kadar düşünmeye zaman bulamama fırsatım olmamıştı. Fırsat diyorum, hayal kurmaya dahi zaman bulamamak benim için daha iyi. Gün sonuna yorgun varıp bir an önce uyuma derdindeyim. Aksi durumda bedenim yorgun olmayınca zamanım da bol olunca düşüncelerim, hayallerim, istek ve arzularım beni dibe çekiyor. Nefsimi dizginlemek, şeytanımı susturmak, kalbime sekine verme çabası beni yoruyor.
49 notes · View notes
hermes-0 · 6 months ago
Text
1. BÖLÜM TANIŞMA
S ve T, bir arkadaşlık uygulaması üzerinden tanışmışlardı. İlk başta sıradan bir tanışma gibi görünse de, T’nin bipolar bozukluk yaşaması ve mani döneminde olması, bu tanışmayı farklı bir boyuta taşıdı. T, mani döneminde S’nin sosyal medya paylaşımlarını biraz karamsar bulmuş ve bu durum onu derinden etkilemişti. Bu yüzden, S’ye bir şiir yazmaya karar verdi. Şiir, T’nin iç dünyasını ve S’ye olan ilgisini yansıtıyordu. Bu şiir, onların arasındaki ilk iletişim köprüsü oldu ve mesajlaşmaya başladılar.
T’nin felsefe, bilim, şiir ve edebiyat konularındaki derin bilgisi, S’yi adeta büyülemişti. T, sadece bilgi birikimiyle değil, aynı zamanda bu konulardaki tutkusuyla da S’yi etkiliyordu. S, T’nin önerdiği kitapları okumaya ve filmleri izlemeye başladı. Her izledikleri filmden sonra uzun uzun analizler yapıyor, karakterlerin derinliklerine iniyor ve hikayelerin alt metinlerini tartışıyorlardı.
Bu süreçte, S ve T’nin arasındaki bağ giderek güçlendi. S, T’nin önerdiği filmleri izlerken, T’nin bakış açısını daha iyi anlamaya başladı. Film analizleri, onların sadece entelektüel bir paylaşım değil, aynı zamanda duygusal bir bağ kurmalarını da sağladı. Her analiz, onların birbirlerini daha iyi tanımalarına ve anlamalarına yardımcı oldu.
T, S’ye sadece filmler ve kitaplar hakkında değil, aynı zamanda hayatın kendisi hakkında da farklı bir perspektif sunuyordu. S, T’nin yaşamındaki zorlukları ve bu zorluklarla nasıl başa çıktığını gördükçe, ona olan hayranlığı daha da arttı. T’nin bipolar bozuklukla mücadelesi, S’ye ilham veriyor ve onunla daha derin bir bağ kurmasını sağlıyordu.
Sonuç olarak, S ve T’nin tanışma hikayesi, sıradan bir tanışmanın ötesine geçerek, derin bir entelektüel ve duygusal bağa dönüştü. Bu bağ, onların hayatlarına yeni bir anlam kattı ve birbirlerine olan sevgilerini daha da pekiştirdi.
29 notes · View notes
moonnnsblog · 2 months ago
Text
Ruhun Bir Başka Ruhla Bağ Kurması
İnsan, yaradılışı gereği yalnız kalmaya dayanamaz. Yalnızlık bir yanıyla insanı büyütürken, diğer yanıyla derin bir boşluğu hissettirir. Hayat, bu boşluğu dolduracak anlamlar ararken karşımıza çıkan bağlarla güzelleşir. Ancak, bazı bağlar sıradan değildir. Bazı bağlar, ruhların birbirine dokunduğu, kalplerin aynı ritimde attığı o özel anlarda filizlenir.Bir başka ruhla bağ kurmak, kelimelerin yetmediği, gözlerin konuştuğu, yüreklerin birbirini hissettiği eşsiz bir deneyimdir. Bu bağ, bir bakışta, bir tebessümde ya da bazen sadece bir sessizlikte kendini gösterir. İki ruhun birbirini tanıması için uzun cümlelere gerek yoktur; bir his yeterlidir. O his, ruhun derinliklerinde bir yerlerde yankılanır, bir sıcaklık bırakır. Bu sıcaklık, bir güven hissidir; kendini tüm kırılganlığınla teslim edebileceğin bir limandır.Bu bağın oluşması, bazen bir ömür boyu bekler, bazen bir anın içinde belirir. Birbirini daha önce tanımadığı halde sanki yıllardır tanıyormuş gibi hissettiren o tarifsiz uyum, evrenin bir armağanıdır. Böyle bir bağ, insanın kendi içinde sakladığı derin yaraları bile sarabilecek bir güce sahiptir. Çünkü bu bağ, yalnızca karşılıklı bir sevgiyi değil, aynı zamanda anlayışı, şefkati ve olduğu gibi kabul edilmeyi barındırır. Ruhların birbirine kavuştuğu bu bağ, insana yaşamın en saf halini sunar. Sadece sevmekle kalmaz, aynı zamanda sevilmenin ne olduğunu öğretir. Başka bir ruhla bağ kurmak, insanın kendi içine yaptığı bir yolculuktur. Kendine bakar, eksiklerini görür ve o eksikliklerin başka bir ruhun sevgisiyle tamamlandığını hisseder. Bu, insanın kendini olduğu gibi kabul etmesine ve aynı zamanda daha iyi bir versiyonuna ulaşmasına olanak tanır.Elbette bu bağ her zaman kolay değildir. Hayatın zorlukları, mesafeler, yanlış anlaşılmalar bu bağı sınayabilir. Ama gerçek bir bağ, zamanla büyür ve güçlenir. Çünkü böyle bir bağda, sadece mutlu anları değil, acıları ve zorlukları da paylaşma cesareti vardır. Ruhlar, birbirine duyduğu sevgiyle bu engelleri aşar. Birbirini yarım bırakmadan, tamamlayarak ilerler.Sonuç olarak, ruhun başka bir ruhla bağ kurması, insanın yaşamında karşılaşabileceği en büyük mucizelerden biridir. Bu bağ, insanın içindeki karanlıkları aydınlatır, yalnızlığını unutturur ve evrenin anlamına dair ipuçları sunar. Böyle bir bağa sahip olmak, yaşamın en büyük hediyesi, kalbin en derin duasıdır. Ve belki de bu bağ, insanın kendini ve hayatı en gerçek haliyle sevmesini sağlayan yegâne şeydir.
🌚
15 notes · View notes
duralp-99 · 6 months ago
Text
🍃ES-SELÂM🍃 EY KIYMETLİ ARKADAŞLAR
Tumblr media
Ö𝙩𝙪̈𝙨̧𝙪̈𝙣 𝙆𝙪𝙨̧𝙡𝙖𝙧 Gül dibine har düştü, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Bülbüle şivan düştü, ötüşün guşlar, ötüşün Ben o yârdan ayrıldım, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Gönlüme güman düştü, ötüşün guşlar, 𝙤̈𝙩𝙪̈𝙨̧𝙪̈𝙣 Bağa girdim, gül açmış, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Güle bülbül dolaşmış, ötüşün guşlar, ötüşün Eğildim goparmaya, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Gül dikene dolaşmış, ötüşün guşlar, 𝙤̈𝙩𝙪̈𝙨̧𝙪̈𝙣 Dağ başında sarı gül, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Dalında öter bülbül, ötüşün guşlar, ötüşün Beni sana vermezler, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) İster ağla ister gül, ötüşün guşlar, 𝙤̈𝙩𝙪̈𝙨̧𝙪̈𝙣. 𝙉𝙖𝙯𝙡ı 𝙊̈𝙠𝙨𝙪̈𝙯 𝘼𝙧𝙞𝙛 𝘿𝙖𝙜̆'𝙙𝙖𝙣 𝙖𝙡ı𝙣𝙖𝙣 𝙩𝙪̈𝙧𝙠𝙪̈𝙮𝙪̈
🌹💙🍀🌹💙🍀🌹💙🍀🌹 AŞKLA, GÜVENLE, DUAYLA.. 🌹💙🍀🌹💙🍀🌹💙🍀🌹
34 notes · View notes
ziyapasa-01 · 2 months ago
Text
Emevi Camii Hikayesi..
680 yılında İslam tarihinde bir kara leke, bir büyük acının yaşandığı Kerbela’da Hz.Muhammed’in torunu Hz.Hüseyin ve ailesi birlikte diğer 70 kişinin vahşice katledilmesinin mimarı olan YEZİD, KERBELA KATLİAMI sonrası vücutlarından kesilerek ayrılan başları Şam’a getirtti ve Emevi Camii’nde halka gösterdi..!!!
Yezit tarafından halka gösterilen kesik başlardan en önemlisi Hz.Hüseyin’nin kesik başıdır.
Hz.Hüseyin’in kesik başı uzun süre Emevi Camii’nde sergilendikten sonra nerede olduğu konusunda çeşitli rivayetler olsa da Caminin yanında bulunan bağa gömüldüğü en yaygın kanaattir.
Hz.Hüseyin’nin kesik başının konularak sergilendiği yer Emevi Camii’nde ziyaretçilere gösterilmektedir
Bu konuyla ilgili Yusuf Halaçoğlu:
Normal bir Müslüman Emevi Camiinde namaz kılmak istemez
Halaçoğlu, "Emevi Caminin kutsallığı yok tam tersine Peygamberimizin torununun kafasının bulunduğu yerdir. Orada niye namaz kılmak isterler bana söyler misiniz? Normal bir Müslüman Allah'ın en sevdiği kulu olan Peygamberimizin torunuyla ilgili böyle bir hadisenin yapıldığı yeri sevmez" dedi
Tumblr media Tumblr media
8 notes · View notes
silentnotes · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
geleli 1 hafta oldu. her namaz kıldığımda tam karşımda beytullahın olmadığını bilmek beni çok ağlatıyor. hala adapte olamadım buraya. buralara gelmiş olanların beni çok iyi anlayacağını düşünüyorum. buraları gezerken peygamber efendimizin hala burada olduğunu düşünürek gezdim. maneviyatı o kadar yüksek bir yer ki. ibadetlerimize doymuyoruz. doymak zaten istemiyoruz.
bu yolculuk Allah'la daha derin bir bağa ihtiyacım olduğu bir anda beklenmedik bir anda geldi. ne kadar şükretsem az.
fotoğrafları seçerken ağlamamı durduramadım. zaman ne çabuk geçiyor. çok güzel yerler🤍rabbim gönülden isteyen herkese nasip etsin.
23 notes · View notes
izmaritsiz · 6 months ago
Text
İyi niyetinle, cesaretle dopdolu. İstiyorsan yerine getireyim arzunu.
Fakat şükür borçluyum gökteki tanrılara, güç verdiler bana razı olmamak için. Kendilerinin uygun görmediği bu bağa.
12 notes · View notes
denizkosmosu · 6 months ago
Text
Tumblr media
sevdiceğim aramizdaki bu bağa aşk deniyor;
ben bu aşkın ölmesine asla izin vermeyeceğim. sen benim bu dünyadaki cennetimsin. ruhumun boşluğunu dolduran, bana varlığımı hissettiren sensin. seni sonsuza dek seveceğim, tıpkı bir ölüm uykusu gibi. sevgilim, bedenimde atan bu kalp, var olan bu can, bu ruh, bu hayat her şey senin için. bu fani dünyada senden başka hicbir seye sahip olmak istemiyorum. bu evrendeki tüm yıldızlar şahidim olsun ki seni sevdiğim kadar hiçbir şeyi sevmeye cesaret etmeyeceğim. olurda bir gün senden başkasını seversem, senden başkasını arzularsam bilki seni benden ayıran ölümün ta kendisini arzuluyorumdur. şu an anadan doğuma, kollarımın arasında çırılçıplaksın. saçlarından ve teninden gelen kokunla beni mest ediyorsun. tek bir saç teline kıyamadığım o güzel saçların enseni okşuyor. bu soğuk çarşaflarin arasında bedenin bedenimle ısınırken seninle huzur dolu anlarımın arasına anı katıyorum. seni öpmemek için kendimi zor tutuyorum zira öpersem uyanırsın. yapabileceğim tek şey gözlerimi kapatıp her zerreni her zerremle hissetmek. seni seviyorum, sonsuza dek seveceğim.
13 notes · View notes
lgeceninincisi · 7 months ago
Text
Beni affedemedi, onca sevgiye çabaya bağa ve zamana rağmen. Beni affetmedi, biri karşıma çıksın ve yüzüme hiç çekinmeden söylesin sebebini. Sahi beni neden affedemedi?..
16:58
10 notes · View notes