#bağa
Explore tagged Tumblr posts
Text
lise çağım bitene kadar hayatım rezil olarak geçti, kendim de sürekli dalga geçtiğim için çuk komik olaylar döndü.. bi de hatırlasam dkpwmsjs
#bi keresinde okulun girişinde kışın bi kız popo üstü yere çakıldı#güldüm baya#iki dakika sonra ben çakıldım yere aynı şekil dwşmskal#aslında bakınca şu üç seneyi saymazsak eğlenceli geçmiş zamanlarım#şimdiki kız kankilerimle okul koridorunda liseli koca kızlar değilmişizcesine kovalamaca oynayıp hocaya yakalandığımız zamanlar dün gibi#matematik hocamın o mütiş tehditleri..#dedemin kafasına fırlattığım o kar topları#yaprak savaşlarımız#ananemle gezmelerimiz#babannemin beni sütyüzlü yağlama ile her seferinde kandırıp evine çağırması#bağa gidip sağda solda koşuşturmalarımız#ne biliyim ya güzeldi çocukluğum sanki#büyüyünce acılaştı insanlar#iyi hatırlayacağım ama hepsini#duygulandım ya durduk yere#23
11 notes
·
View notes
Text
Günaydın
#ilk defa saatinde yazdım sanırım#bizimkiler bağa gitti#evde tekim#biz buluşacak mıyız buluşmayacak mıyız hâlâ anlamadım#ona göre duşa gireceğim giremiyorum#oje de sürecektim dün#uyuyakalmışım salak gibi#kalkıp kahvaltı yapıp ilaçları atsam duşa girip giyinip çıksam anca yetişirim zaten de hiç kalkasım yok
1 note
·
View note
Text
Bir Sanrı'ya...
Sonsuzluğun derinliklerinde kaybolurken, seninle paylaştığımız her an, varoluşsal sorgulamalarımızın bir parçası haline geliyor -ki bunu aramızda cereyan eden akışın her bir anında yeniden yakalamanın heyecanını yaşıyorum.-
Gözlerindeki parıltı, Platon’un idealar dünyasına açılan bir kapı gibi, ruhumun en karanlık köşelerine ışık tutuyor. İçim böylesine karanlıkken bunun ne demek olduğunu anlayabilir misin sahiden?
Yüzünden düşen tek bir gülüş zerresi, yaşamıma yeni bir anlam katarken, bu geçici dünyada kalıcılığı arayışımın patikası oluveriyor.
Aramızda cereyan eden bu duruluk -bunu tanımlamakta zorlanıyorum çünkü koca bir dağı derenin dibindeki ufak bir taşla anlatamazsın-, ruhumuzun karmaşık doğasında bir arayışa dönüşüveriyor… Derin bir okyanusta kaybolmuşken, her dalga yeni bir keşif, her kıyı yeni bir bakış açısını da getiriyor.
Yanımda olmasan ne olur diye düşünüyorum kimi zaman. İşte o zaman neyi yitirdiğimi anlıyorum. Zamanın sıfıra vurup dibe yuvarlandığı o noktada yalnızca varlığımızın sonsuzluğuna tanıklık edişlerim yitip gidiyor.
Yani cancağızım; seninle biz, bilinçaltımızda yankılanan arzu ve korkulardan taştığımız kadar var olabiliyoruz. Bu varoluşun içinde birbirine göz kırpan acılarımızı yok sayabilir misin şimdi? Acını benim paylaşmayacağını söyleyebilir misin?
Sevgimiz, içsel çatışmaların kıyısında durup akışı izleyen bir bağa tanıklık ediyor şimdi; Hani birbirimizin yüz hatlarını keşfederken, kaygılarımızı ve kırık-dökük geçmişizi anlamlandırıyoruz ya, öyle bir şey…
Sonsuzluk, yalnızca sıfırı bulan zamanın değil, benden sana köprü olan tüm o yakarışların bir yansıması artık! Neden mi? Çünkü bir biçimde sevmek, kendini keşfeden bir bebeğin heyecanını da taşıyor.
Şimdi bu heyecanı bütün evrene taşıyan sevgimiz, yavanlığın tüm o habis izlerini silerken, geleceğin belirsizliklerini de kucaklamamıza yardımcı olan bir köprü işlevi görüyor ve her adımda daha da güçleniyor, varoluşumuzu derinleştiriyor.
Çünkü biz seninle sonsuzun kıyısında bütün mümkünlerin mimarıyız…
Çünkü biz seninle bir yitirme ihtimalinin en büyük kaygısını taşıyoruz; yokuş yukarı…
64 notes
·
View notes
Text
kendimi bulmak için adımladığım sokakları bir süre sonra unutmaya başladım. sürekli bir şeyler arayan, muhtaç ve kararsız yanımla işte şimdi baş başayım. önce çıkışın ne tarafta olduğunu bilmeden dönüp durduğum o labirenti kırdım, sonra kendimi görmek için aldığım aynaları parçaladım. sevmekle savaşmayı her dilde ve cümlede aynı saydım, birbiri yerine defalarca kullandım. yazdığım mektupları hiç postalamadım ama yine de sayfaları özensizce karaladım. seneler bana teğet geçti, insanlar bana teğet geçti, duygular, durumlar ve olaylar bana hep teğet geçti. yalnız ben aynı kaldım, yerimde saydım. çevreme kocaman bir çember çizdim ve herkesi orada asılı bıraktım. bir yerden evim diye bahsetmeyeli çok uzun zaman olmuştu, geçmişe göz ucuyla baktım. nedenlerim tozlanmış ama eskimemişti, bir kez daha yanılmadığımı onlara bakarken anladım. yıkık dökük duvarlara sığınamaz, herkesle aynı yolda yer alamazmışsın. ben ellerimle barıştım ve bir dünya yarattım kendime. kapısına da nerede kaybettiğimi bile bilmediğim kalbimle değil, eksilttiğim her yanımla ayak bastım. buraya gelebilmek için çok yürüdüğümü iyi hatırlıyorum, yolda çocukluk anılarımla vedalaştığımı da. elbette zor oldu ama yaptım. kendimi kutladım. dağılan her şeyi bir bir topladım. dindim hatta. buraya geldim. bağrış çağrışla değil üstelik, sessizlik dolu ustura gibi bir sakinlikle. kızdım. kırdım. öfkelendim. hissizleştim sonra evet. ama geldim. kavgalarımı unuttum, uzaklaşmayı hatırladım. yabancılaşmak beni buradan kurtarabilecek tek şeymiş gibi ona olanca gücümle sarıld��m. tüm dünyanın da benimle birlikte yanıldığını, uzayıp giden karmaşaların içinde gittikçe azalırken anladım. ben pes etmeyi kaybetmek sandım hep, ama kazanmak zaten düzeni bozmaktan farksızmış. bunu uzaklığın bir tanım olmaktan çıktığı hayatımda, her şeyle aramdaki görünmez bağa bakarken fark ediyorum artık. benim düşlerken içinde kaybolduğum toz pembe rüyalarım vardı eskiden. şimdi ne zaman uykuya dalsam nefes nefese bir uçurumun dibinden topluyorum bu bedeni. üstelik bir şeye alışmak, onunla savaşmaktan daha bencil. daha belirgin. hatta daha eski. gürültülerin tek düze gelmeye başladığı bir zamana adım atıyorum. duvarlara çarpa çarpa öğrendiğim her şey için başlardaki gibi kendime kızmıyor, üzülmüyorum. sonu kötü biten kitaplar için daha az sigara yakıyorum, kül tablalarını daha sık değiştiriyorum. diyete başlıyorum her pazartesi. çok film izliyorum. çok kitap okuyorum. çok kahve içiyorum. çok düşünüyorum. çok yazıyorum. çok ağlıyorum ve her şeyi unutmaya başlıyorum. yürümeyi sevmiyorum ama başka bir yolun var olma ihtimâli düşüyor bazen aklıma, buna da son zamanlarda fazla aldırış etmiyorum. bu devrin çok ilerisinde kaleme almaya başladığım hikâyemi düşlediğim hislerin çok uzağında bitirdim. ve bu yeri de, diğerleri gibi avuçlarımdaki paramparça kağıtlarla, izlerle ve aklımdaki kederle terk ettim. merak etme, sorun kalmadı. çünkü bak, benim etrafımda artık hiçbir şey kalmadı. ne kuyunun dibiyle bir alıp veremediğim var ne de ucundaki ışıkla. ben yalnızca tüm dünyamı kaplayacak kadar büyük bir boşluğun içinde debelenip duruyorum. ve artık düşmekten ya da dibi görmekten değil, aynı rüyaları tekrar tekrar görmekten korkuyorum. benim de bir zamanlar peşinde hevesle koştuğum duygularım vardı, sonra yaslandığım duvarlar tam orta yerinden çatladı.
“anne bak, büyüdüm.”
136 notes
·
View notes
Text
Kopmaz sandığım bağlar öyle bir anda koptu ki hiçbir bağa güvenmem artık.
57 notes
·
View notes
Text
Dedim ona sen oruç tutaği misun?
Dedi bağa ben oruç tutmağirumm
Dedim ona,
Oouuuğğğğ Gaaavuur 😋😹😹😹
Bak haburada ne var findiğum @hosgeldinhuzun 😻🩷
#Ramazan şirinliği#Oruç#cute kitty#Takkesini sevdiğumm#sweety#funny#love#Çok aşk 😍❤️#cat videos#catholic#cats#İmanlı cats 😋
118 notes
·
View notes
Text
Bir adam: “Həyatın mənası nədir görəsən?” - deyə, elə hey düşünərmiş. Bir gün qərar verir ki, nə qədər uzaq məsafə qət etsə də bu sualının cavabını tapmalıdır çox kəndlər, şəhərlər gəzir. Bir kənddə ona deyirlər ki, qarşıdakı dağın arxasında bir müdrik qoca yaşayır. Sənin sualına cavab versə-versə, o verə bilər. Adam yolu əlinə alıb qocanın yanına yollanır sualını ona verir. Müdrik adam deyir: “Bir şərtim var, əgər sən bunun öhtəsindən gəlsən mən sənin sualına cavab verərəm”. Müdrik bir qaşığın içinə zeytun yağı töküb: “Bununla o bağda gəz, amma elə et ki, sən qayıdanda qaşıqdakı yağdan bir damla da azalmasın adam gedib bağı gəzib gələr və qaşıqda zeytun yağı olduğu kimi qalar. Müdrik deyər: “Bağ xoşuna gəldimi?” Adam deyər: “Qaşığa elə diqqətlə baxırdım ki, bağa baxa bilmədim müdrik gülüb deyər ki, indi yenə qaşıqla bağı gəz, amma elə elə ki, bağı görə biləsən. Adam bağa baxır valeh olur. Lakin qayıdanda qaşıq tam boş olar. Qoca deyər: “Bax həyat da belədir. Həyat sənin baxışında məna qazanar. Ya sadəcə bir nöqtəyə baxarsan həyat axıb gedər, sən fərqinə varmarsan, ya da görə biləcəyin gözəlliklərin ortasında həyatı yaşayarsan, axıb gedən zamanın məna qazanar. Həyatın mənası sənin baxışında gizlidir”.
21 notes
·
View notes
Text
Bu sene, öyle bir çalışma yoğunluğum var ki inşallah dayanır, kazasız belasız okul sezonunu kapatırım. Okulda idareciyim sekizden beşe mesai, pansiyonda haftada iki gün nöbetim var. Her Cumartesi akşama kadar kursum var. Her gün mesailerden sonra bağa bahçeye koşuyorum; budama, temizleme, ilaçlama, gübreleme işleri peşindeyim. Ev işleri üstüne cabası. Ama şikayetçi miyim? Elhamdülillah şimdilik değilim. Çünkü hiç bu kadar düşünmeye zaman bulamama fırsatım olmamıştı. Fırsat diyorum, hayal kurmaya dahi zaman bulamamak benim için daha iyi. Gün sonuna yorgun varıp bir an önce uyuma derdindeyim. Aksi durumda bedenim yorgun olmayınca zamanım da bol olunca düşüncelerim, hayallerim, istek ve arzularım beni dibe çekiyor. Nefsimi dizginlemek, şeytanımı susturmak, kalbime sekine verme çabası beni yoruyor.
49 notes
·
View notes
Text
1. BÖLÜM TANIŞMA
S ve T, bir arkadaşlık uygulaması üzerinden tanışmışlardı. İlk başta sıradan bir tanışma gibi görünse de, T’nin bipolar bozukluk yaşaması ve mani döneminde olması, bu tanışmayı farklı bir boyuta taşıdı. T, mani döneminde S’nin sosyal medya paylaşımlarını biraz karamsar bulmuş ve bu durum onu derinden etkilemişti. Bu yüzden, S’ye bir şiir yazmaya karar verdi. Şiir, T’nin iç dünyasını ve S’ye olan ilgisini yansıtıyordu. Bu şiir, onların arasındaki ilk iletişim köprüsü oldu ve mesajlaşmaya başladılar.
T’nin felsefe, bilim, şiir ve edebiyat konularındaki derin bilgisi, S’yi adeta büyülemişti. T, sadece bilgi birikimiyle değil, aynı zamanda bu konulardaki tutkusuyla da S’yi etkiliyordu. S, T’nin önerdiği kitapları okumaya ve filmleri izlemeye başladı. Her izledikleri filmden sonra uzun uzun analizler yapıyor, karakterlerin derinliklerine iniyor ve hikayelerin alt metinlerini tartışıyorlardı.
Bu süreçte, S ve T’nin arasındaki bağ giderek güçlendi. S, T’nin önerdiği filmleri izlerken, T’nin bakış açısını daha iyi anlamaya başladı. Film analizleri, onların sadece entelektüel bir paylaşım değil, aynı zamanda duygusal bir bağ kurmalarını da sağladı. Her analiz, onların birbirlerini daha iyi tanımalarına ve anlamalarına yardımcı oldu.
T, S’ye sadece filmler ve kitaplar hakkında değil, aynı zamanda hayatın kendisi hakkında da farklı bir perspektif sunuyordu. S, T’nin yaşamındaki zorlukları ve bu zorluklarla nasıl başa çıktığını gördükçe, ona olan hayranlığı daha da arttı. T’nin bipolar bozuklukla mücadelesi, S’ye ilham veriyor ve onunla daha derin bir bağ kurmasını sağlıyordu.
Sonuç olarak, S ve T’nin tanışma hikayesi, sıradan bir tanışmanın ötesine geçerek, derin bir entelektüel ve duygusal bağa dönüştü. Bu bağ, onların hayatlarına yeni bir anlam kattı ve birbirlerine olan sevgilerini daha da pekiştirdi.
#şairsokakta#şair sözleri#şairler#demiş şair#şairane#bir şair#şiir#edebiyat#şair#kitap alintilari#kitaplar#kitap#keşfet#clark kent#keşfedilen#keşfedilmemiş#keşfedilmeyen#keşke hiç büyümeseydik#music#paris
29 notes
·
View notes
Text
🍃ES-SELÂM🍃 EY KIYMETLİ ARKADAŞLAR
Ö𝙩𝙪̈𝙨̧𝙪̈𝙣 𝙆𝙪𝙨̧𝙡𝙖𝙧 Gül dibine har düştü, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Bülbüle şivan düştü, ötüşün guşlar, ötüşün Ben o yârdan ayrıldım, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Gönlüme güman düştü, ötüşün guşlar, 𝙤̈𝙩𝙪̈𝙨̧𝙪̈𝙣 Bağa girdim, gül açmış, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Güle bülbül dolaşmış, ötüşün guşlar, ötüşün Eğildim goparmaya, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Gül dikene dolaşmış, ötüşün guşlar, 𝙤̈𝙩𝙪̈𝙨̧𝙪̈𝙣 Dağ başında sarı gül, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) Dalında öter bülbül, ötüşün guşlar, ötüşün Beni sana vermezler, ötüşün guşlar, ötüşün (Ötüşün guşlar, ötüşün) İster ağla ister gül, ötüşün guşlar, 𝙤̈𝙩𝙪̈𝙨̧𝙪̈𝙣. 𝙉𝙖𝙯𝙡ı 𝙊̈𝙠𝙨𝙪̈𝙯 𝘼𝙧𝙞𝙛 𝘿𝙖𝙜̆'𝙙𝙖𝙣 𝙖𝙡ı𝙣𝙖𝙣 𝙩𝙪̈𝙧𝙠𝙪̈𝙮𝙪̈
🌹💙🍀🌹💙🍀🌹💙🍀🌹 AŞKLA, GÜVENLE, DUAYLA.. 🌹💙🍀🌹💙🍀🌹💙🍀🌹
34 notes
·
View notes
Text
Yaşadıklarımı anlatırken dahi hiçbir zaman dile kolay demedim. Hiç dile kolay olmadı. Dilime bile kolay gelmedi. Hiç konuşmayı bilmeyen bir bebek gibi kelime aradım, anlatmaya başlamak için cesaret aradım, nefes aradım kekeledim ben. Yürümeden koşmaya başladım. Sonra baktım bir dağa ben buna bakarım, bağ yaparım dedim. O dağa uğraştım, bağ olsun sefasını süreyim, başımı altına sokacak bir ev inşa edeyim dedim. Baktığım büyüttüğüm bağa, bir sabah çiçek ekmişlerdi, meyvemi toplamışlardı aylarca olan emeğim talan oldu da ben oturup izlemiştim. Bağa gerekli olan ilgi değil, dağ olduğunu hatırlatmakmış...
38 notes
·
View notes
Text
Sadece senin çabanla olacak olan varsın olmasın.
Senin çabanla ayakta duran hiç bir samimiyete, hiç bir bağa ve hiç bir ilişkiye yer verme hayatında.
Zoraki sevmeler ve ısmarlama duygular tat vermez insana.
Sevmiyor mu?
Sende sevme !
Sen seni güzel sevene mucizesin.
Olmayacağını bildiğin ama oldurmak için hala çabaladığın her şeyi artık çöpe at.
Temizlik iyidir, gözün gönlün açılır ve en güzeli hafiflersin.
Charles Bukowski ne güzel de özetlemiş;
"Tutunamadığın dalda yaprak olmaya çalışma"
30 notes
·
View notes
Text
gerçekten ömrüm boyunca dua etmek meselesine, rab ile aramızdaki bu bağa HAYRET EDECEĞİM
ŞANIN NE YÜCEDİR YA SAHİBEL MEYDAN
bu gariblere yardım et
gönlümüze eman ver
hayır ile şifanı ulaştır
8 notes
·
View notes
Text
geleli 1 hafta oldu. her namaz kıldığımda tam karşımda beytullahın olmadığını bilmek beni çok ağlatıyor. hala adapte olamadım buraya. buralara gelmiş olanların beni çok iyi anlayacağını düşünüyorum. buraları gezerken peygamber efendimizin hala burada olduğunu düşünürek gezdim. maneviyatı o kadar yüksek bir yer ki. ibadetlerimize doymuyoruz. doymak zaten istemiyoruz.
bu yolculuk Allah'la daha derin bir bağa ihtiyacım olduğu bir anda beklenmedik bir anda geldi. ne kadar şükretsem az.
fotoğrafları seçerken ağlamamı durduramadım. zaman ne çabuk geçiyor. çok güzel yerler🤍rabbim gönülden isteyen herkese nasip etsin.
23 notes
·
View notes
Text
İyi niyetinle, cesaretle dopdolu. İstiyorsan yerine getireyim arzunu. Fakat şükür borçluyum gökteki tanrılara, güç verdiler bana razı olmamak için. Kendilerinin uygun görmediği bu bağa.
10 notes
·
View notes
Text
sevdiceğim aramizdaki bu bağa aşk deniyor;
ben bu aşkın ölmesine asla izin vermeyeceğim. sen benim bu dünyadaki cennetimsin. ruhumun boşluğunu dolduran, bana varlığımı hissettiren sensin. seni sonsuza dek seveceğim, tıpkı bir ölüm uykusu gibi. sevgilim, bedenimde atan bu kalp, var olan bu can, bu ruh, bu hayat her şey senin için. bu fani dünyada senden başka hicbir seye sahip olmak istemiyorum. bu evrendeki tüm yıldızlar şahidim olsun ki seni sevdiğim kadar hiçbir şeyi sevmeye cesaret etmeyeceğim. olurda bir gün senden başkasını seversem, senden başkasını arzularsam bilki seni benden ayıran ölümün ta kendisini arzuluyorumdur. şu an anadan doğuma, kollarımın arasında çırılçıplaksın. saçlarından ve teninden gelen kokunla beni mest ediyorsun. tek bir saç teline kıyamadığım o güzel saçların enseni okşuyor. bu soğuk çarşaflarin arasında bedenin bedenimle ısınırken seninle huzur dolu anlarımın arasına anı katıyorum. seni öpmemek için kendimi zor tutuyorum zira öpersem uyanırsın. yapabileceğim tek şey gözlerimi kapatıp her zerreni her zerremle hissetmek. seni seviyorum, sonsuza dek seveceğim.
11 notes
·
View notes