#ama param yetmiyor
Explore tagged Tumblr posts
ikdlin · 10 months ago
Text
biri bana taht oyunları serisini alsa en sevdiğim insan olur yemin ediyorum
0 notes
acid-gramma · 2 years ago
Note
benim babam akpye sırf vatan, allah falan dediği için oy veriyor biz mesela kurbanda herhangi bir hayvan kesemeyiz bu yüzden evimize et giremiyor-kurban bayramını savunduğum için değil ailem sadece kurban eti yenir gibi kafasında olduğu için bu örneği verdim- dışardan et alamıyoruz zaten mesela eve sadece tavuk misafir geldiğinde alınır o yüzden bazen misafir gelsin diye yalvarıyorum.. 2019dan beri göz doktoruna gidemiyorum gözlerim görmüyor bile dişçiye gitmem lazım ona da gittiğimde devlette ilgilenmiyorlar bu yüzden özele de param yetmiyor en temel sağlık kontrollerimden bile mahrumum babama göre ise bunlar okey mesela ben üniversite okuyorum günlük en az 100 lira gidiyo bunu babama dediğimde sosyete gibi takılmayıver diyor hayır diyorum gerçekten yetirmeye çalışıyorum olmuyor günlük zaten 25lira yol parası veriyorum babam haftalık 200tl harçlık verdiği için okulda bir gün yiyor bir gün yemek yemeyerek kendime açlığa karşı bir dayanma gücü kazandırdım.. yani demem o ki akplilerin hiçbir şekilde ekonomiden haberleri yok benzin pahalı mesela benzine para vermemek için otobüse biniyor sürekli babam mesela bizi hiçbir yere de götürmez arabasını 3yıl önce aldı max 5 kere binmişimdir arabaya da gaz taktırdı benzine para vermemek için.. her şeyimi kendim yaparak büyüdüm bu akpliler çoluğunun çocuğunun rızkını da gözetmez.. geçen bilgisayar alırken babam çalışan kişiye soruyor niye bu bilgisayar bu kadar pahalı diye görevli kişi diyor ki vergi yüzünden babam da dedi ki haa o zaman tamam daha çok olsun devlete gitsin para.. tam bir mal dolandırılıyor haberi yok her şeye kanıyor ve her şey para mı gözünde bakıyor ilk önce vatan ekonomik kriz hallolur diyor ama bizi çok zor durumda bırakıyor ben ailenin tek kk'ye oy vereniyim ama dayak bile yedim bu yüzden;') her gün ağlayarak yatağa girsem de kk'ye oy verdim diye fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalsam da 2.turda yine oyum kk'ye.. umuyorum ki iktidar değişir
bebegim kiyamam sana, dayan duzelecegiz
16 notes · View notes
tukenmislerdenizim · 2 years ago
Text
La Roche Posay sen çok güzel markasın aşkım ama artık ayrılmamızın vakti gelmiş param yetmiyor sana
6 notes · View notes
keemlenyekun · 1 year ago
Text
Lazarus Morell
Köleleri özgürleştirme ayağına daha da köleleştiren dolandırıcı Lazarus alçağına sevgiler saygılar.
Ah ulan kapitalist düzen. Herkesi köleleştirdin özgürlük yalanlarınla. Ben kapitalizm diyeyim sayın defter sen günlük siyasete uyarla.
Misalen ben sana zam yapayım, zam yaparken alacağım vergimi de artırayım ama. Ne güzel iş değil mi? Gelir vergisi dilimlerini değiştirmeyen kapitalist düzen neyi amaçlamaktadır? Amaaaannnn. Bana ne? Çok da fifi. Borca batmışım, iş yok, avukatlık bitmiş. Ama bu tip saçmalıklara verdiğim tepki net: bana ne? Bu tepkisizliğin seçimle de ilgisi yok, bu benim zaten dışlandığım toplumdan kendimi acısı ve tatlısıyla soyutlama şeklim.
Acısını dedik de sayın defter, tatlısında nasıl soyutluyorum kendimi? Misal geçen Galler maçında stattaydım. Mehterle gaza gelmeler, ne mutlu türküm diyeneler, şehitler ölmez vatan bölünmezler, bu anları yaşasa idi 2016 yılındaki serco, muhtemelen ağlardı. Öyle de ağlak bir tipti. Ama şimdi saygı duymakla birlikte, saçma bulup gülümsüyordu. Hakeme küfür ettiysem de, milli takımın gollerinde aşırı sevinmişsem de beni üzen bir şey vardı maçta. Onca kalabalığın içerisinde, -kalabalık insanı güçlü kılar biliyorsun, suçtan azade kılar- bu insanlara gönül koymak, tek kalmak, yanisi dışlanmış olmak beni üzdü. Nedendi ki? Neden dışladınız oğlum beni? Hain olmayan beni neden kör kuyulara attınız?
Tumblr media
Şurada tribünde defalarca aynı gole sevinmiş, göz yaşı dökmüş adamım neden yani? Devletin yatılı okulunda kara şimşeğe ben de kaşık salladım ulan! Yurtta yanmayan kaloriferlerin dibinde hasta olup ben de titredim, vatanımı gezmek yerine çok çalışacak kadar çok sevdim. Hala da seviyorum, yalan değil. Ama neden yani? Kurunun yanında yaş da yanıyormuş. Amk böyle işin. Yanmasın birader? Bu hikayede yanan neden ben oluyorum? İşte bu gönül kırgınlığı ömrümün sonuna kadar geçmeyecek. Ah bu gönül kırgınlığı. Arkadaşlık bağıyla kimseye bağlanamama sorunsalı. Bu gönül kırıklığından hep.
Bankalarda blokeliymişim. Nedeni belli değil. Vakıfbank beni reddedince dedim bir de şansımı garantide deneyeyim. Başvurular tamam ama kredi kartı sekmesine sokmuyor gişedeki kadını. O da diyor ki ilk defa rastlıyorum bu duruma. Onlara da beraat kararlarını attık. Cevap bekliyorum. Vakıfbqnkı BDDK'ya şikayet ettim bakalım ne sonuç çıkacak. Doğru düzgün cevap veren bile yok. Kredi kartı meraklısı değilim ama haksızlık içerisinde boğulmaktan bunaldım. Üzerime üzerime geliyor tüm kanunlar, tüm kurallar. Sorun kredi kartı kullanmak değil. Kullanmıyorum ki. Hanımınki yetiyor da artıyor. Kredi de çekmeyeceğim. Ama bu his var ya. Bu adaletsizlik hissi. Bu his. Bu ezilme hissi. Boğuluyormuşum gibi nefes almamı engelliyor. Tam da bu boğulma anında şu şarkı suyun derinliklerinde çalmaya başlıyor.
youtube
Loş karanlık gibi her yer işte.
Değişik hisler içerisindeyim. Avukatlık zor iş, kimsenin yanında çalışmak istemiyorum, kendi işimi yapacak ne vaktim ne param var. Cmk atamalarına gidiyorum. Gecenin bir yarısı sarhoşla uğraştım misal. Sarhoş olsa yine iyiydi adam haplanmıştı. Ah benim güzel şehrim. Uyuşturucu öyle bir seviyede ki. Şuan ıslık çalsam torbacı bulurum. Bir de buna üzülelim. Yetmiyor gibi buna da üzülelim.
Bein sports aboneliğimi yaptım. Samsun maçlarına stata da gidebilirim ara ara. Kitap okumaya başladım yine. 2014 yılında aldığım kitabı yeni bitirdim. Ahahaha. Biraz hızlı okuyorum sanki. Sonra kütüphanemde farkettim ki bazı kitaplarım kayıp. Cemil meriç bu ülke yok misal. Hanımınkiyle idare edicez. Ama notlarımı okumak isterdim. Bir kaç kitap daha yok. Çile yok misal. Nfkya kızgın olsam da kitaplarımın kaybolmasından hiç hoşnut değilim.
Hayat akıyor. Allah sağlık versin herşeye sabrederiz gibi.
Gibi mi sence sayın defter?
Bir gece, avluda sigara bidonuna yağmur suyu damlıyor, damladıkça pıt sesi duvara çarpıp paaat sesine dönüyor. Gece boyunca bu sesin altında düşünmek. İşte o sabrın gibisi budur.
Vesselam.
4 notes · View notes
tugberkvezamazingolar · 4 months ago
Text
Aristokrat yemini ve İstanbul Türkçesi ile bezenmiş her kimsenin alıkoyduğu bu sürdürülemez curcuna,
Yıkılmanın eşiğinde bir toplumun feryadını duymamakla övünmenin her zerresi mi makara?
Bak, haram gömleğimin dikilmemiş düğmeleri ama ne hikmetse yetmiyor almaya yenisini hiç param,
Onlardaki hayasızlık kazaen bir de mangır etse, o zaman gör keşmekeşi, müzayede-i talan.
Olmayanlar Bütünü
29.07.2024
04:38
0 notes
lisztomaniacpianist · 5 months ago
Text
Gençliğini koruyabilen, müziğini koruyamayan Tarkan
Bugün Fatih Altaylı ile Teoman sohbetini dinliyordum. Teoman’ın sohbetteki şu sözü aklıma Tarkan’ın son albümünü aklıma getirdi: “ [müziği bıraktıktan sonra hiçbir şey ilgisini çekmemeye başlamış ve bunun üzerine] Çocuk yapmaya karar verdim, evlendim. Çocuk olunca meğersem para lazımmış, ben parayı savurmuşum, kendimi geçindirecek param var ama çocuğum için yetmiyor”. Adam bu yüzden müziğe geri döndü, para kazanmak için. Ancak o sözünden sonra “bu işin ne kadar önemli bir ekonomik boyutu olsa da, dinleyicime saygımdan ötürü özenli iş çıkarmalıyım” diyor. Ve gerçekten ilgi çeken bir albüm olmuş (öznel düşüncem). Operadaki “recitative” yani müzik eşliğinde konuşmalı bir çalışma olmuş. Kendisinin de dediği gibi “olgunluk dönemi” hissediliyor.
Şimdi bir de Tarkan’a bakalım. Tarkan’ı oldum olası sevmişimdir, zamanında bizlere çok güzel şarkıları miras olarak bırakmıştır ama sanki bir süre sonra adam “ne tutuyorsa onu devam ettireyim” kafasına girmiş. Sanki çizgisini bozmuş. Şu an hayatının hangi döneminden geçiyor bilemem, oturduğum yerden de eleştirmek istemiyorum ama eski Tarkan’ı çok özlüyorum ve bana yeni albümü pek içten gelmedi. Zaten dünyada “olduğun gibi görünmek” konusu tekrar gündem olmaya başladı, şimdilik sadece dış görünüş açısından olsa da. Sanata da bir süre sonra bu konunun sıçracağını düşünüyorum. Bence “olduğun gibi görünmek” ne kadar zor bir şey olsa da (sonuçta herkesin bazı konularda özgüven sıkıntısı var), doğallık (sadece görünüş olarak değil) dinleyiciler/izleyiciler tarafından takdir edilen bir şey. Bunu aşan sanatçı, kendi geçmişi ile barışan, travmaları ile yüzleşen ve bu travmaları zorla saklamayan sanatçı çok has bir sanatçıdır.
Tarkan’ın sevdiğim birkaç şarkısını şuraya ekliyorum (cover versiyon da var):
P.s.: Tarkan’ın en iyi albümü 1992 albümü “Aacayipsin”dir bence.
0 notes
cehennet · 2 years ago
Text
Buralara son uğrayışımın üzerinden bir miktar zaman geçti ve başımdan yine bir çok şey geçti.
Hayatın en monoton geçtiği günlerde bile sürekli olarak hayata yetişemiyorum hissi ile yaşıyorum. Günler günleri kovalıyor, zaman yapmak istediğim şeylere asla ve asla yetmiyor ve hayatta aradığım tatmini hissettiğim anların toplamı saniyeleri geçmiyor.
İçimdeki bir şeylerin yanlış olduğu hissinden bir türlü kurtulamıyorum. Bir şeyler eksik ve ben yanlış bir hayatın içinde hapsolmuşum gibi geliyor. Hayallerinin gerçek olması ve mutlu olmak neden farklı şeyler anlayamıyorum. Hayatta başardığım şeyler benim hayallerim miydi yoksa başkalarını mutlu etmek için kendime biçtiğim roller mi? Mümkün olsaydı hangi hayatı seçerdim?
Kafamda dolaşıp duran bu sorulara cevap verebilmek için kendime sözde hedefler koyup bu hedeflere ulaşamadım diye kendime dırdır ediyorum.
Yolumu kaybetmiş gibi hissediyorum, bu noktaya kadar olmasını dilediğim her şey oldu ama bundan sonra hayatımla ne yapacağımı bilmiyorum. Yeni dileklerim çok soyut ve ölçülemezler. Sevdiğim işi yapmak istiyorum ama neyi yapmayı sevdiğimi bilmiyorum. Uzun süre yaptığım her işten sıkılacağım gibi geliyor. Çok fazla param olsun istiyorum ama ne yaparak buna ulaşabileceğim hakkında hiç bir fikrim yok. Daha sosyal birisi olmak istiyorum ama kimseye yakın hissedemiyorum. Bu ölçülemez dileklere doğru gidiyor olmamak da beni hayatın tadını çıkartmaktan alıkoyuyor.
Oturup dilek listesi ve yeni hedeflerle ilgili bir çizelge yapsam acaba bu kafa karışıklığım biraz daha çözülür mü? Yoksa biraz sebat edip hayatta şu ana kadar ulaşmak istediklerime ulaşmış olmanın biraz daha değerini bilmeyi, biraz daha bunlarla yetinmeyi mi öğrenmeliyim?
Bu senenin sonunu biraz yavaşlayıp bu seneki küçük başarılarımı onore etmek için değerlendireceğim. Bakalım bana yardımı olacak mı…
0 notes
hataysekshikayelerisblog · 4 years ago
Text
Mahalle Kasabı Götüme Dayadı! (Gülseren 33 Y., İzmit)
Slm, ben Gülseren, 33 yaşında, 1.65 boyunda, 58 kilo, esmer, dolgun göğüslü bir hatunum. Memurum. Bu yaşımda başımdan 2 evlilik geçti, bu yüzden 4 yıldır ciddi ilişkilere girmiyorum. Önceleri cinsel ihtiyaçlarımı gidermek için Jigolo bulmuştum, ama fazla para istiyor, malum memur maaşı yetmiyor bu işlere :) Ben de çareyi mahalle kasabımızda buldum, hem param gitmiyor, hem adam çok iyi sikiyor, üstüne bir de bana hediyeler getiriyor. Ee, bundan iyisi Şam'da kayısı tabi :)
En başa dönüp, mahalle kasabıyla nasıl başladığını anlatayım. Bir gün mesai çıkışı yorgun argın alışveriş yapıp, elimde poşetlerle en son kıyma almaya kasaba gittim. Bizim kasap 40'lı yaşlarda, boylu poslu, pehlivan gibi iri, esmer bir adam. Hep pantolonunun önünü zorlayan koca siki dikkatimi çekmiştir. Bakışı bile insanı korkudan titretecek güçlü ve sexy biri, anlayacağınız tam bir Anadolu erkeği :) Neyse kasabın çırağı ortada yoktu, biz de bizim kasapla havadan sudan sohbet ettik kıymamı hazırlarken. Sonra birden bana, "Yalnızlık zor değil mi?" dedi. Ben de öyle bir iç çektim ki (erkeksizlikten kuduruyordum), kasap bana şöyle bir baktı, bıyık altı güldü. Sonra bana, "Az bekle Gülseren hanım, dükkanı kapatacağım, poşetleri evine kadar ben bırakayım, sen yorulma!" dedi. "Tamam!" dedim. Sonra bizim eve kadar sohbet ederek yürüdük...
Ben evin kapısını açmak için eğildiğimde, baktım bizim kasap bana arkadan hafif hafif dokunduruyor sikini. O an anladım ki herif niyeti bozmuş. Kaçırırmıyım bu fırsatı, eve buyur ettim, "Bir meyve suyu ikram edeyim, yorulmuşsunuzdur!" dedim. İkiletmeden girdi içeri. Ben de üstümdekileri değiştirmeye gittim, kısa şortla askılı buluz giydim, kasaba da meyve suyu koydum, götürdüm, adamın yanına oturdum. Kasap, "Gülseren hanım, lafı uzatmaya gerek yok, seni öteden beri beğeniyorum, iste köpeğin olayım, benim metresim ol!" dedi. Ben de şartlarımı anlattım, sürekli bir işiki istemediğimi, sadece beni sikecek erkek aradığımı söyledim. "Tamam!" dedi, dudağıma yapıştı. Hemen pantolonunu çıkarmaya yeltendi, ben de, "Ağır ol, zevkini çıkaralım!" dedim. Eğilip fermuarını açtım, sikini çıkardım. Siki o kadar büyüktü ki, anlatmaya kelimeler yetmez!
Önce korktum, bu nasıl içime girecek diye, sonra ufak ufak öpmeye başladım sikini. Sonra yavaş yavaş ağzımın içine aldım, anca 4te 3ü girdi. Güzelce yaladım emdim, sonra taşaklarını ağzıma alıp somurdum bıraktım ve onu soymaya başladım. Onu soyduktan sonra ben de soyunup, taşaklarından yalayarak göbeğine, ordan kıllı göğsüne geçtim ve sikine yavaşça oturdum. Hepsini almak zor oldu, ama almıştım. Adam da beni hoplatmaya başladı. Kocaman siki amıma girip çıkarken canımı çıkarıyordu, ayrıca meme uçlarımı koparırcasına sıkıyor, dudaklarımı yalıyordu. Sonra dudaklarımı tatlı tatlı dişlemeye başladı. Beni bir süre bu şekilde siktikten ve orgazm ettikten sonra, altına aldı ve sikmeye devam etti. Sonra, "Boşalacam!" diyerek sikini amımdan çıkardı ve sıcak döllerini göbeğime boşalttı. Üstümden kalkıp, döllerini göbeğime sıvadı...
Siki inmemişti daha. Beni kaldırdı, "Hiç götten verdin mi?" dedi. "Ohoo hemde çok! İlk kocam hep götümü sikerdi!" dedim. O da döndürdü beni köpek pozisyonuna getirip, koca sikini götüme sürtmeye başladı. Ben dayanamayıp, "Sok götüme pezevenk!" deyince, tek seferde kökledi götüme. Ne kökleme, mahvetti, dağıttı beni. Ben de buna, "Yavaş lan ibne, ne sik varmış sende!" dedim, gaza geldi, 20 dakika çok sert bir şekilde götümü sikti ve götüme boşaldı. İçim bir hoş oldu. Sonra düz çevirdi, bir eliyle boğazımı tutup, diğer eliyle 2 tokat çekti, "Kime ibne diyorsun lan amına koduğumun orospusu!" diyerek, elimi kolumu tutup çok sert bir şekilde amımı yalamaya başladı. Amımı yaladıktan sonra da bacaklarımı ısırıyordu. Bu beni inanılmaz azdırdı, "Sok birkez daha amıma sevgilim!" dedim. Kökledi hemen. Tabi ben hazdan uçuyordum...
Sonra 2'şer kere daha boşalarak banyoya gittik, birbirimizi güzelce yıkadık. 3 gün sonraya sözleştik, gitti. Artık düzenli olarak kendimi kasaba siktiriyorum. Adam bana geçen gelirken hediye altın kolye almış getirmiş, üzerimde sadece kolye ile kucak dansı yaptım erkeğime. Bu aralar o kadar mutluyum ki anlatamam! :)
[Gülseren]
135 notes · View notes
uyanikinsanim · 4 years ago
Text
Ben sanırım pek iyi değilim ya.. Kendimi her şey için aşırı isteksiz hissediyorum. İnsanlar boş durmamak için çalışıyor yüksek lisans falan yapıyor yetmiyor bazı arkadaşlarım tekrar sınava bile hazırlanıyor, hazır fırsat var pandemiyi değerlendir diyorlar ama yemin ederim günü bitirmekten başka bir uğraşım yok. İleriye dönük bir isteğim yok. Evliliktir,iştir,yeni bir araba ya da evdir hiçbir şey iistemiyorum :( Annemle babam çalışıyorlar diye evin tüm işleri bu pandemi döneminin başlangıcından beri hep bana kaldı. Her gün ev hanımı gibi yaşıyorum. Babam sağlık sorunu yüzünden bir süre işi bıraktı, annemde birazcık mecburiyetten bırakmak zorunda kaldı gibi bir şeyler. Şuan evde herkes işsiz :d Astrologlar da bir garip yorumluyor tabi bu dönemleri işte merküre bişeyler olcak işler zora ulaşacak bilmem ne herkes ayrı bir şeyler diyor, ailem tabi kpss sonucunu bekliyor. Ama onunda düşük geleceğini biliyorum ondan hiç umudum yok zaten. Okuduğum bölümle ilgili zaten bir şeyler yapma isteğimi kaybettim. Evet pandemide sınava çalışmak aşırı mantıklı olay girecek sınavlar zaten ölsende bitmiyor, sınava çalışmak içinde hedef olmalı, seni ilerleten bir parça motivasyon hırs vs. ama o da yok. İnstagramdaki müthiş mükemmel hayatları görmekte beni biraz yoruyor olabilir. Kendime sosyal medya yasağı koymalıyım. Ama şimdi allah var her gün istediğini alan, istediğini yapan, az çalışarak çok kazanan hayatlara karşılık çoğumuzun normalde yaşadığı hayatlar tabi biraz koyuyor insana. Ya bakın formasyon alacağım, daha doğrusu almak istiyorum. Üç bin lira fiyat koymuşlar devlet üniversitesinde bile. Ya benim geçim kaynağım yok şu aralar. Aylarca son üç ay yatan kyk mı harcadım. Ki harcamasam orda biriksede yetmezdi. Bilmiyrum cidden aklım bu aralar çok boş çok rahatsız ve çok yılgın. Bu saçma duygularımla da hep alışveriş yaparak başa çıktım ama artık onu da yapamıyorum çünkü param yok :( Bir yandan eski ya da kullanmadığım eşyaları kıyafetleri vs satıyorum ordan gelenleri biriktirip harcıyorum çünkü harcamak bana iyi hissettiriyor. Bu harcama mutluluğu da üniversitede gelişti bende. Çünkü lisede biraz durumumuz kötüydü, babamın birine kefil olması ve tüm borcu bize bırakması dolayısıyla tüm birikimimiz ona gitmişti. :d Baya baya çöp gibi geçen yıllardı. Sonra borclar yavaş yavaş ödendi vs tabi. Ama üniversiteye geçince elime geçen kyk benim için resmen ayrı bir mutluluktu. Harcayamadığım her şeyi ünide harcadım, üzüntümü kederimi aldığım dürümlerle,çantayla,takıyla,tokayla atmak bana ayrı bir keyif veriyodu. Zaten sürekli alıp sattığm için para döngüm de iyiydi. Ay nerden nereye geldim gerçekten iyi değilim :d Canım ağlamak bile istemiyor ya :( 
2 notes · View notes
derdiderun · 5 years ago
Text
Kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak kalınabilir mi? Bu soruyu şöyle de sormak mümkündür: İyi bir Müslüman kötü bir dünyanın şartlarını sineye çekerek yaşıyorsa halâ iyi bir Müslüman olarak yaşamakta olduğunu savunabilir mi?
Böyle bir soruyu sorarken akla gelebilecek şu ihtimali gözden kaçırıyor değilim: İslam’ın vahyedilmeğe başlandığı ilk yıllarda, Müslümanlar kötü bir dünyanın en kötü şartları altında en iyi Müslümanlar olarak kalabilmişlerdir.
Ne var ki, Asrı Saadet Müslümanlarının içinde yaşadıkları dünyaya karşı takındıkları tavırla günümüzde kendisine Müslümanım diyenlerin tavrı arasın­daki faik göz ardı edilmeyecek kadar Önemlidir.
Asrı Saadette kötü bir dünyada yaşayan Müslümanları iyi kılan hususla günümüzde kötü bir dünyada yaşayan Müslümanlan kötü Müslümanlar haline getiren husus, onların kötü bir dünyaya karşı takındıkları tavırdan ileri gelmek­tedir.
Asrı Saadette kötü bir dünyada yaşayan Müslümanlar kendilerini o dünyanın kötülüklerini sineye çekmek zorunda hissetmemişlerdi. Tersine, kötü bir dünyada yaşadıklarının bilincinde olarak o kötülüklere müdahale etmişler, bu yüzden yıllarca kötü bir dünyada yaşamış olmalarına rağmen iyi birer Müslüman olarak kalabilmişlerdir.
Günümüzdeyse belli bir kısım Müslümanlar, henüz kötü dünyada yaşadıkları huşunda yeterli bir bilinç düzeyine bile ulaşmış sayılmazlar.
Bir Müslüman, savaş esiri olarak içinde yaşadığı şartlara müdahale etmekten yoksun bir halde yaşarken bireysel olarak iyi bir Müslüman olarak kalabilir. Ama böylesine istisnai bir durumu elbette asıl ve kural diye kabul ede­meyiz.
Burada, kötülük denilen şeyin kıstası da verilmelidir. Kötülük İslam’ın emirleri ve yasakları dışında kalan, yani İslam dışı olan her şeydir. Bu bakımdan kötülüğün ve iyiliğin ölçüsü tamamen genel (objektif)dir. Bize şahsen bir zararı dokunup dokunmaması bakımından indi ve keyfi olarak değerlendirip hakkında hüküm biçebileceğimiz bir şey değildir.
Esasen param olmadığı için bankaya para yatırmamışsam, böylece banka her hangi bir ilişki kurmamışsam kendimi faizin ortadan kaldırılması için mücadele ediyor diye farzedebilir ve neticede kötü bir dünyada iyi bir müslüman olarak yaşıyorum diyebilir miyim?
Namaz kılmama izin veren bir yerde ve mesela Almanya’da veya İngiltere’de veya Amerika’da yaşıyorsam, böyle bir müsaadeye bakarak iyi bir dünyada yaşadığımı ileri sürebilir miyim? Süremiyorsam ve sırf namaz kılmama müsaade edildiği için o toplumda İslamın emirlerini hakim kılabilmek için herhangi bir girişimde bulunmuyorsam kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak yaşayabildiğim söylenebilir mi?
Demek ki, kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak kalabilmem için kötülüklerin ortasında bile benim namaz, oruç gibi ibadetlerimi yerine getirebilmem faiz, fuhuş gibi yasaklardan kaçınmam yetmiyor. Aynı zamanda kötülüklerin ortadan kaldırılabilmesi için mücadelede bulunmam gerekiyor, aksi takdirde kötü bir dünyada sayılmayacak kadar çok iyi müslümanın bulunduğunu söyleyecektik, ama bu kadar iyi müslümanın yaşadığı bir dünyanın nasıl olup da iyi olmadığını izah edemiyecektik.
| Rasim Özdenören, Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler, sh.91-93
17 notes · View notes
korkakbirii · 6 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
karşılaştığımız her insan ile
en az dört kere ‘nasılsın’ diye
soru soruyoruz birbirimize..
kimse hakikaten iyi miyiz,
bilmiyor..
‘sesinizi duyduk iyi olduk’ deniliyor
bir telefon görüşmesinde..
diğeri 'param var merak etmeyin,
buralarda iyiyim’ diyor
son jetonunun son sesleri ile..
esasen herkes iyi gibi..
iyi mi ki her kişi..
bayram ziyaretleri
bu düğünler
şenlikler ve de şölenler..
kimse iyi değil.
bu mutlu ve
her şey yolunda bakışlar..
değil.
kimse iyi değil.
iyilik merkezde..
bu akıllı (!) telefonların
iyilik mesajlarına inat
iyilik özde.
ve de merkürde..
yedi dibinde yedi göğünde.
iyilik..
bizde.
..
hayır bir insan
kaç cepheye birden
komutan olabilir?
hangi deliği aynı anda,
tek başına onarabilir?
tekne batıyor..
Nuh'un gemisi su alıyor,
ben tüm uzuvlarımla
su alan yerleri
kapatmaya uğraşırken
işlevsizleşiyorum..
ama tekne batıyor
hem de denizin tam ortasında,
hıncahıç bir telaşın içinden
yükselen feryatlarla batıyor.
kötülük yapmamak
iyi olmaya yetmiyor.
mukadderat;
denizin ortasında batıyoruz !
ama bir şeyler yapmalıyız !
denizleri yangına karşı,
kullanmalıyız.
hayır helikopterlerle değil,
belki de bir bardak suyla,
belki de evimizin önünden başlayarak
ama
evimizin önü kadar
müslüman olmayarak
iyi bir şeyler yapmalıyız..
61 notes · View notes
karhideli · 3 years ago
Text
İş yerinde huzurum yok. Mobbing yaşamıyorum ama bir türlü yaptıklarımı beğenmiyorlar. Farklı iş kollarına sahip olduğumuz için 9 aydır düzgün bir şeyler çıkaramıyoruz. Şimdi de işten çıkarılma durumum var.
Yüksek lisans yapıyorum bir yandan. Hocalar yaptığım hiçbir şeyi beğenmiyor. 6 ders alıyorum hepsinden anksiyete dolu sunumlar gerçekleştirdim. Hiç verim alamadığım hiç bir şey öğrenemediğim bir yüksek lisans dönemi gerçekten.
Hocalarla birlikte proje yapıyoruz. Ekipteki çocuk yaptığım hiçbir şeyi beğenmiyor. Sürekli bir şeyler istiyorlar yapıyorum ama hep bir eksik bir memnuniyetsizlik oluyor.
O kadar para kazanıyorum. Ama bu ekonomik şartlarda beş kuruş etmiyor. İşlerimi beğenmedikleri için aldığım paradan da keyif alamıyorum. Zaten bütün borçlarımı ödemekten geriye bir şey kalmıyor.
Kendime bir yatak alayım dedim. Yıllardır başkalarının ikinci el teli batan yataklarında sırt ağrısında uyuyorum. PARAM YETMİYOR. İşten çıkarılma ihtimalim olduğu için cesaret edemiyorum da almaya.
Evimde ev arkadaşımla anlaşamadığım için eve gidesim de gelmiyor.
Ne evde, ne işte, ne okulda huzurum var.
Ne süre dayanabileceğimi hiç bilmiyorum.
Oldukça yorgunum.
0 notes
biriyimbenbiri · 3 years ago
Note
Benim Doğu Ekspresine bile param yetmiyor canım sen ne diyorsun 🥺 fakirim ben
Fakirsin ama maşallah ekonomistleri takip ediyorsun 😂
0 notes
acid-gramma · 4 years ago
Note
Her türlü saçı sende gördük ama bi afrika örgülü göremedik
eed param yetmiyor
0 notes
antuan · 7 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Pratik yapmaya param yetmiyor ama seni seviyorum canım kameram
1 note · View note
29137 · 2 years ago
Text
Ben bu hayata sığamıyorum helin, kafam patlıyor seslerden. Koşup sana geliyorum biraz olsun nefeslenmek için yetmiyor kollarını sesini yüzünü gülümsemeni seni istiyorum anlıyor musun çünkü kimse senin gibi değil sen bana kıyamazken herkes şimdi param parça ediyor. Tanrım lütfen bana kızma isyan etmiyorum ama neden helin?.
Yokluğuna sabahın beşinde bir sigara yakıp içememişim külükte kendi kendine yanıp sönmüş.
164 notes · View notes