#alçaklık
Explore tagged Tumblr posts
Text
“Kalabalıklar her zaman tehlikelidir.
İçinde ruhlarını ucuza satan alçaklar barındırır.”
14 notes
·
View notes
Text
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#alçak insanlar#yükselmek#alçaklık#artmak#esir şehrin insanları#kemal tahir
14 notes
·
View notes
Text
Bu Hallerle Yol Nereye!
Bildirilen ile yaşatılanların hakikati arasındaki fark bir uçurum artık. Normallerinin yerle bir edildiği hemen hemen tüm müşterek bahislerinin zehirlendiği un ufak olunduğu yerde hakikat dipsiz bir karanlığın kılınıyor behemehal anbean. Yeni nam ülkenin dünün lanet getirilen, yaftalanmış, çürümüş eskisinden hemen hiç farkının olmadığını bu sahnede her gün yeniden yaşatılan hallerle kanıtlıyoruz artık. Cürüm, cerahat, ceberut devletin tüm ol olmazsa olmazlarını bildirirken bir yol haritası yerine şimdiyi yerle bir eden aklını var ettikleri her şeyle o normatif olanın yıkımı kalıcı kılınıyor artık. Bilinen, var edilmiş bir kötülük halinin mütemadiyen yinelendiği bir zemin. Görülen ile bildirilen arasındaki tüm o uçurum hali her günün karanlık müsebbiplerinin var ettiği bir illüzyon. Kötürüm kılınan hayat idesinin üstünde yükseltilen tahakkümle baş amir iktidarının yirmi birinci yılında bir tahakküm cenderesini yineleniyor. Biyopolitik bir denetim sahnesine dönüştürülen o yeni ülke bir laf değil bu döngü ve kesişmelerin eseridir. Terör ekseninde her gün biçim verilen cerahat, cürüm halleriyle bir yer yurt diye yutturulur, hakikat o’dur.
İçindeki Türk kavramını daha doğru düzgün tanımlayamayan kimdir o memleketin esas sahibi sorusuna yanıt verilemeyen bir zeminde her gün biraz daha çürümenin kılınır. Ki en başta da deprem felaketinin yaşandığı bölgede var edilmiş domlar, romanlar, ezidiler, araplar, hristiyanlar için ikircikli şüpheye düşürmeksizin var edilen ayrımcılık misal bu hale bir örnektir. Aynı çatıyı, sığınılan limanı onlar kaybetmemiş gibi, her durumda her an hedef kılınabilen hayatların varlığı bildirilen ile yaşatılan arasındaki uçurumu izahata kafi gelmez midir? Kulaktan kulağa yayılanın değil, onlarca gündür pek çok tanıklıkla bir biçimde hali hazırda gözler önünde serilen mahrumiyetin karşısında kim ne etmiştir sahi ama sahiden? Arap Alevilerin, Ermeni, Protestan, Arap Hristiyan, Katolik, Rum vesairi tanımlayan diğerlerinin yaşadığı afette bile ayrımcılık mesel edilmeyecekse ne edilebilir ki sahiden? Adıyaman ve yöresinde yaşayan Domlar / Romanlar / Çingenelerin isimlerini farklı olarak görünse de benzeş kavmin yaşayanları olanlarına reva görülen ayrımcılıklar necidir misal, nedendir yardımlaşma alanlarında kendileri göründüğünde nefretle / ayrımı mütemadiyen kılan ötekileştirme halleri, bir dolu yaftalamayla bir başlarına terk edilirler hiç düşündünüz mü?
Bunca ağır bir deprem yıkımının üstüne bir de hayatta kalabilenlere reva görülen bütün bu şiddet temsili, ırkçı ayrımcılığın hesabını kim ne zaman verecektir? Yaraların farkına varıp, önemseyip, onları iş işten geçmeden onarabilmenin yolunu ne zaman var edecektir bu ülke. Devletin, devletlinin yönetim anlayışının aşağı yukarı bir asırdır halkların sahici bir biçimde birbirini duyarak, tanıyarak yaşamasını, eksiklerini telafi etmesini, yol alması ve ilerlemesini engellemek adına kurula geldiği bir düzlemde, hangi felaket silsilesi, daha kaç acıdan sonra birliktelik düşünülecektir ki! Cürüm, cerahat ve aleni ceberut bir tasvirin toplamında kullanışlı aptalların var ettiği nefret / bölücülük / kin gütme halleri karşısında o Anadoluyu ne kaldıysa elde savunmak ne zamandır ki hangi zaman? Bütün bütün taşlar yerinden oynarken, kötülük arşıalaya çıkarken, cerahatin suna geldiği şiddet pratiklerinde bir tek iyi gün kalmazken, bırakılmamış haldeyken sahiden düşünmek ne zamandır ciddi ciddi eylemek ne zaman? Sorguluyor musunuz?
Halk TV’den aktaralım: “Bursaspor ile Amedspor'un bugünkü maçı öncesi, iki tarafın taraftarları birbirine girerken, sahaya çıkan Amedspor oyuncuları saldırıya uğradı. Maç devam ederken Bursasporlu taraftarlar faili meçhul cinayetlerle gündeme gelen “Beyaz Toros" ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın pankartlarını açtı.
Bursaspor- Amedspor maçı öncesinde sahaya ısınmaya çıkan Amedspor oyuncularına saldırı gerçekleşti. Ayrıca, Bursasporlu taraftarlar faili meçhul cinayetlerle gündeme gelen “Beyaz Toros" ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın pankartlarını açtı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, pankartlarla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Bakan Soylu Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Bursa’daki futbol müsabakasında, futbol seyrinin dışındaki görseller kabul edilemez ve spor ile bağdaştırılamaz. Bu görsellerin stada sokulmasında zafiyet gösteren kamu görevlileri ile ilgili soruşturma başlatılmış ve ilgili kamu görevlileri açığa alınmıştır." ifadesini kullandı.
Tribünde 'Beyaz Toros' afişleri
Bursaspor ile Amedspor'un bugünkü maçı öncesi, iki tarafın taraftarları birbirine girerken, sahaya çıkan Amedspor oyuncuları saldırıya uğradı. Kaleci Cantuğ Temel'in yaralandığı, dehşete düşüren saldırı anları kameralara yansıdı. Maça hiçbir şekilde ara verilmezken, tribünlerinde ‘Yeşil’ lakaplı Mahmut Yıldırım, JİTEM'in kilit isimlerinden ‘Pala’ lakaplı Cem Ersever ile faili meçhul ölümlerin sembolü Beyaz Toros afişleri açıldı. Bursaspor tribünlerinden saldırılar sürüyor.
Bursaspor'un tribünlerinde ‘Yeşil’ lakaplı Mahmut Yıldırım, JİTEM'in kilit isimlerinden ‘Pala’ lakaplı Cem Ersever ile faili meçhul ölümlerin sembolü Beyaz Toros afişleri açması ise görüntülere böyle yansıdı.
Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu'nda oynanacak maçtan gelen görüntüler tedirginlik yarattı. Halk TV Muhabiri Fırat Fıstık'ın sosyal medya hesabından paylaştığı görüntülerde küfür ve hakaret seslerinin arasında maç öncesi taraftaların sahaya girerek Amedspor'lu oyunculara saldırdığı görülüyor.
Maçın ilk beş dakikası, tribünlerden sahaya pet şişe ve yanıcı madde fırlatılmasıyla geçti. Maç başlangıcında ve ilerleyen dakikalarda Amedspor kalecisi Cantuğ Temel’in başına iki kez sert cisim isabet etti. Sahaya bıçak ve mermi de atıldığı görüntülendi. Sağlık ekibi sahaya girdi. Ekiplerin müdahalesinin ardından Temel, oynamaya devam etti. Hakem bunlara karşın maça ara vermezken, taraftarların saldırısı sürüyor.
Ne olmuştu?
Dün gece sosyal medyada yer alan videolarda ise bir grup Bursaspor taraftarının, Amedspor kafilesinin konakladığı otelin önünde "Ne mutlu Türk'üm diyene" sloganları attığı ve Mehter Marşı çaldığı görülmüştü. Öte yandan havai fişek patlatan grup, Amedsporlulara yönelik küfürlü tezahüratlarda bulunmuştu.”
Devamını da Ruken Tuncel’in Bianet’teki haberinden iliştirelim: “bianet’e konuşan Amedspor Kulüp Başkanı Selahattin Yıldırım, dün akşam otelleri önünde yaşanan saldırıyı hatırlattı ve hiçbir tedbir alınmadığını söyledi.
Yıldırım, dün akşam itibariyle Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’na ulaşmaya çalıştıklarını ancak telefonlarına cevap vermediğini daha sonra da tamamen kapattığını belirtti.
"6 oyuncu yaralandı"
Yıldırım, bugün maç esnasında ve öncesinde yaşananlara değindi, “Resmen bir oyuncumuzun ölmesini beklediler” dedi ve şöyle devam etti:
"Oyuncular ısınmak için sahaya indi, ilk önce taraftardan sonra Bursasporlu oyunculardan saldırı geldi. Bu şekilde sahaya çıkılamayacağını söylememize rağmen dikkate alınmadı.
"Oyun boyunca sahaya bıçak, mermi, torpil, havai fişek, demir, su şişesi bir dizi cisim atıldı. Hakem resmen birinin ölmesini bekledi, hiçbir şekilde oyunu durdurmadı.
"Maçtan sonra saldırı devam etti"
"Oyun bittikten sonra da saldırılar devam etti, soyunma odasına giderken Bursaspor güvenlik görevlileri, polis memurları ve stadyum görevlileri oyuncularımıza saldırdı.
"Hepsinin görüntü kaydı var, görüntüleri izliyoruz. Kulüp olarak suç duyurusunda bulunduk, yaralanan oyuncumlarımız da darp raporu aldı ayrıca bireysel olarak da suç duyurusunda bulundular."
Yıldırım, son olarak oyunun biteli üç saati geçtiğini fakat hâlâ stadyumdan çıkamadıklarını söyledi ve "Dışarıda bekleyenler olduğu söyleniyor, saldırıların devam edeceği gerekçesiyle statta bekletiliyoruz" dedi.”
Bildirilen ile yaşatılanların hakikati arasındaki fark bir uçurum artık. Bitimsiz bir süreçte imal edilmiş olan provokasyonun ardılı sıra kare kare imal edildiği bir yerde, bütünüyle ol yıkımın / şu açıktaki yaraların her nasıl onarılmadığı bir kere daha kanıtlanır. Bariz bir hal dahilinde yok etme siyasetinin suna geldiği şey afaki Kürd düşmanlığının ulaştığı merhale açısından Bursa’da var edilmiş olan şey bir pogrom denemesidir. Bütünüyle yaşam hakkı üstünde bir giyotin gibi sallandırılmak istenen devletli aklının, dar kalıp tek tip bir ülkenin söz konusu edilmesinin hazin temsili bir kere daha zorla var edilmek istenir. Kolluğun tıpkı o Madımak’ta olduğu gibi kılını kıpırdatmadan bekleştiği, daha yeni 2015’teki Bakur Kürdistan’ı ablukasında ortaya serilen görmeme halinin, daha dün Van, bugün tüm bölgeyi kasıp kavuran depremin vurduğu illerden Diyarbakır’a karşı mayın eşekleri öldü diye yazılamaların var edilebildiği bir zeminde kötülük bir kere daha zuhur ettirilir. Yaşam bu kadar ucuz bir mesel midir? Gözaltına alınmış nefret suçlusu tiplemelerin ertesi günü salıverildiği bir zeminde sahiden yaşam ucuz bir mesele midir? Bildirilen ile yaşatılan arasındaki uçurumun / her durumda bet ve feci olanın yüceltildiği bir zeminde hayat sahiden neyi temsil eder, düşünür müydünüz? Böyle hallerle yol nereye?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel İçin Kaynakça: soL Haber
#meram#arzihal#başka türkiye vardır#başkalaşma#ırkçılık#amedspor#kürd özgürlük hareketi#kürdistan#amed#spor#yol#yordam#tehdit#tahakküm etme#linç#facia#fenafillah#duraksama#yönelim#alçaklık#biyopolitika#cerahat#hayat akarken#çıkmaz sokak
0 notes
Text
Çok yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende ‘alçaklık’ korkusu var. Hayatta silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim. Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde oluyor. Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım.
#Oğuz Atay#sözler#alıntı#anlamlı sözler#güzel sözler#kitap#kahve#müzik#gökyüzü#aşk#huzur#mutluluk#Spotify#sky#clouds#🎧#:))
121 notes
·
View notes
Text
NEFSİN SIFATLARI
⚀NEFS-İ EMMÂRE (Kafirlerin ve fasıkların nefisleri)*
⚁NEFS-İ LEVVÂME (Günahlarından pişman olan müminlerin nefisleri)*
⚂NEFS-İ MÜLHİME(Alimlerin nefisleri)*
⚃NEFS-İ MUTMAİNNE(İlmi ile amil olanların ihlas ile yapanların nefisleri)*
⚄NEFS-İ RÂDİYYE(Veliyullahın nefisleri)*
⚅NEFS-İ MERDİYYE(Arifi billahların nefisleri)*
⬜NEFS-İ SÂFİYYE(Enbiya-i kiram ve Resul-i zevil-ihtiramın nefisleri)
1-NEFS-İ EMMÂRE
Allah-u Teâlâ bu nefis hakkında Kur'an-ı Azimüşşân'da şöyle buyurmuştur.<<Ve mâ überri'ü nefsiy innen-nefse le'emmâretün bis-sû-i>>Yusuf sûresi-53Meâli Şerifi:(Ben nefsimi tebriye etmiyorum, zira nefs kötülüğü emredicidir)
NEFS-İ EMMÂRENİN KÖTÜ SIFATLARI
1-ŞİRK :Allahu Teâlâ'ya ortak koşanlar ve Hak'tan gayrı ilah tanıyanlar.
2-KÜFÜR:İslam olmayanlar, İslâm dinini tanımayan ve kabul etmeyen.
3-CEHALET:Allahu Teâlâ'yı bilmeyenler.
4-GAFLET:İmanın şartlarını,cennet ve cehennemi akıllarına getirmeyenler. Allah'ınazabından korkmayanlar ve işledikleri günahları yanlarına kâr kalacak sananlar.
5-GÜNAH-I KEBÂ'İR
: Büyük günahları tereddüt etmeden işleyen ve devamında ısraredenler. Adam öldürenler, halkın ve yetimlerin malını yiyenler ve zinâ edenler, livâta(Erkeklerin arasında ki cinsi sapıklık) edenler gibi...
6-KİBİR: Kendilerini herkesten üstün görenler ve söylenen söz hak dahi olsa hakkıkabul etmeyenler.
7-HIRS:Doymayan göz, kanmayan ağız sahibi olanlar.
8-BUHÛL:Tamahkâr olanlar,yemeyen ve yedirmeyenler, kimseye iyilik etmeyenler.
9-ŞEHVETPEREST:Nefislerinin behimî (hayvani) arzularını yerine getirmek için hertürlü denaâti (alçaklık) işleyenler, elin ırz ve namusuna göz dikenler.
10-GAZÂB:Olur olmaz her şeye öfkelenenler.
11-HASED: Herkesin elinde olan nimetin mahvolmasını isteyenler. Bu çirkin huyları ilekendi kendilerini yakan ve yıkanlar.
12-HIKID:Kin besleyenler, öç almak için fırsat gözleyenler.
NEFS-İ EMMÂRE Şehrinde yaşayanların meşrebi köpek gibidir. Bir lokma için birbirleriyle hırlaşırlar, az bir bahane ile birbirlerini yırtarlar. Zinaya rağbetleri bololduğundan bir fahişe kadın ardına üçü beşi düşüp, bazı kereler birbirlerini kıskanıp helâkederler. Şehvet, gazab, sirkât (hırsızlık), bühtân (iftira) ve içki içerek Allah'tan hiçkorkmazlar. Ettiği günahlara tövbe etmeyen bu şehrin insanları surette insan, sîrette (içi) ise hayvan belki.
Bu şehrin dairesi gaflet ve dârı (tuttuğu) zulmettir. Padişahları akl-ı meâşdır. Veziri,kuvve-i müdrike (beş duyu ile algılamak) ve hissi müştereke. Vekil-i harcı kuvve-i vehime ve vesvese. Sükalâsı, buhul, garaz, cehil, kibir,hased. Bu şehrin halkı; Fâsıklar (günahkârlar), münafıklar ve kâfirlerdir.
Bu gibi sıfat sahiplerinin âkibetlerinden korkulur.Nefsi emmârenin yegâne ilacı ve şifâsı kelime-i TEVHİD'dir. LA İLÂHE İLLALLAH (Muhammeden Resûlullah) (*_*)
22 notes
·
View notes
Text
"
“Bunu başka bir gün konuşuruz. Bugün konuyu değiştirmeyelim, acıyı anlamaya ihtiyacım var.” “Acıyı dün hissettin ve seni hazza götürdüğünü keşfettin. Bugün gene duydun ve huzuru buldun. İşte bunun için söylüyorum: Alışma ona, insanı kendine müptela eden güçlü bir uyuşturucudur acı. Günlük hayatımızda, gizli ıstırabımızda, dünya nimetlerine sırt çevirmemizde, aşktan oluyor sandığımız hayal kırıklıklarımızda hep o vardır. Acı, gerçek yüzünü gösterdiğinde insanı korkutur, ama kendini feda etme, dünyadan vazgeçme ya da alçaklık süsüne büründüğünde çekicidir. İnsanoğlu onu reddedebilir, ama onunla cilveleşmenin, onu hayatının bir parçası haline getirmenin bir yolunu bulur hep.”
“Buna inanmıyorum. Kimse acı çekmek istemez.”
“Acı olmadan da yaşayabileceğini anlayabilirsen, bu başlı başına büyük bir adımdır, ama herkesin senin gibi davranacağını sanmayasın. Kimse onu istemez, ne var ki hemen herkes acının, kendini feda etmenin peşinde koşar. Bu sayede arınırlar, aklanırlar; çocuklarının, eşlerinin, komşularının, Tanrı’nın saygısına layık olurlar. Bunu sonra düşünürüz, sadece şunu bil ki, dünyayı döndüren haz arayışı değil, temel olan her şeyden vazgeçmektir. Asker savaşa, düşmanı öldürmeye mi gider? Hayır; amacı ülkesi uğruna ölmektir. Kadın, hayatından ne kadar memnun olduğunu kocasına belli etmekten hoşlanır mı? Hayır: Onun uğruna saçını süpürge ettiğini ve çile çektiğini görsün ister. Koca işe kendini geliştirmek için gittiğini aklından geçirir mi? Hayır: O, ailesinin iyiliği için ter ve gözyaşı dökmektedir. Ve böyle devam eder: Çocuklar anneleriyle babalarının hatırına hayallerini bir kenara bırakırlar, ana-babalar çocukları için ömürlerinden vazgeçerler, acı ve ıstırap, aslında neşe kaynağı olan aşkın kanıtı olup çıkar.”
Paulo Coelho, On Bir Dakika
30 notes
·
View notes
Text
“Aç gözlerini, zayıf ve kibir dolu insan, toz zerreciğinin üstüne güçlükle tırmanan zavallı karınca; kendi kendine özgür ve büyük olduğunu söylüyorsun, kendi kendine saygı duyuyorsun, hayatı süresince o kadar aşağılık olan sen, ve kuşkusuz alay etmek için, gelip geçen çürük bedenini selamlıyorsun. Ve sonra sanıyorsun ki, büyüklük adını verdiğin bir miktar gurur ve toplumunun özü olan bu alçak çıkar arasında çalkalanan bu kadar güzel bir hayat, ölümsüzlükle taçlanacak. Sana ölümsüzlük mü; sen ki bir maymundan daha azgınsın, ve bir kaplandan daha kötüsün, ve bir yılandan daha sürüngensin? Haydi canım! Maymun için bir cennet yaratın bana, kaplan ve yılan için, hovardalık, gaddarlık, alçaklık için, bencillik için bir cennet, bu toz zerresi için bir ebediyet, bu hiçlik için ölümsüzlük... Özgür olmakla, iyilik ve kötülük adını verdiğin şeyleri yapabilmekle övünürsün, kuşkusuz daha hızlı mahkum edilmek için, zira sen iyi ne yapmayı bilirsin? Hareketlerinden biri bile var mı ki kibir tarafından yönlendirilmesin veya çıkar tarafından hesaplanmış olmasın?”
Gustave Flaubert
23 notes
·
View notes
Text
Yok böyle bir alçaklık...
ABD kongresinde Yahudi kuklası senatörler soykırımcı Netanyahu canisini ayakta alkışladılar...
Kökünüz kurusun Lanetli kavim ve destekçileri, LA GALİBE İLLALLAH!...
36 notes
·
View notes
Text
Alçakgönüllülükte alçaklık vardır.
Alçakgönüllü olamam.
Gönül denen şeyi alçak bilmedim çünkü.
Alçak gönüllü değilim, gönlüm yücelerde.
Ben tevazuu elden bırakmadım.
Tevazu insanın kendi yerini bilmesi demektir.
İsmet Özel
46 notes
·
View notes
Text
Tekirdağ'da 9 aylık bebeğe istismarda bulunulduğu ortaya çıktı. İhbar üzerine başlatılan soruşturmada anne ve birlikte yaşadığı sevgilisi erkek tutuklandı. Bebek, devlet korumasına alındı.
İnsanlık adına utanç verici, korkunç zamanlar yaşıyoruz! Olanları görüyor musunuz, siyasi partilerin sorumluları?
2 yaşındaki Sıla bebeğin yaşadığı korkunç olayın toplumsal travması daha henüz çok yeniyken 9 aylık bebeğin yaşadıklarını mideniz, aklınız, insanlığınız alacak mı?
Ülke gündeminden her gün yeni bir cerahat fışkırıyor. Bu toplum hasta ve sorunlu! Bu alçaklık, bu iğrençlik, bu insan dışılık, her geçen gün toplumdaki çürümenin nasıl hızla yol aldığını gösteriyor.
İktidarı, muhalefeti, 650 vekili, tüm siyasi partiler! Bebekleri, çocukları ve kadınlarımızı korumaya alacak bütün kararları derhal alın! Bu sapkınlığın en yüksek cezaları alınmalarını sağlayın!
Her biri, bir sonrakine cesaret veren onu besleyen bu kötülüklerin kökünü kazıyın!
YETER!
YETER!
YETER!
13 notes
·
View notes
Text
PALYAÇO
Kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
Kim sevmezdi çiçekleri filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
Bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
Herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
Biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
(...)
Geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
”olur öyle” dedi palyaço,
”herkes alçaktır biraz”
”otur ulan!” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
”Rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
Ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
13 notes
·
View notes
Text
"Tanrı bize hayatını kabul ediyor musun, diye sormaz. Seçim şansı yoktur. Kaderin zaten yazılmıştır. Sadece nasıl yaşayacağını seçebilirsin. Veya yaşamayacağını... O da bir seçenek. Ahlak veya alçaklık diye bir şey yok. Hayatın sonlanana dek... Sona dek yalnızca sen ve senin kuralların var. Bir zamanlar olduğumuzu sandığımız kişilerin hayatleri olduğumuz zamana dek..."
#aynı yıldızın altında#film#edebiyat#alıntı#felsefe#kafamdaki sesler#kafamda bir tuhaflık#kafamın içi#kafasıkırık#kendi kalbine yazar#ölmüş hisler ve geriye kalan bir mezar
15 notes
·
View notes
Text
Ya RABB nedir bu olup bitenler?
Bunca zulüm, alçaklık, aldatma, yalan....
Yoksa, top yekün bir bela mı geliyor?
Ne duamız tesir ediyor, ne de elimiz bir şeye varıyor.
Giderek daha derin korkulara, acılara ve sessizliğe gömülüyoruz.
Ya RABBi, bu gidişimiz nereye?
Çok dağıldık,Topla bizi, RABB’im.
34 notes
·
View notes
Text
"İnsanlık çok ilerledi; artık görünmüyor." demiş ya Robin Sharma, bu acımasız vicdansız ülkenin insanlarını anlatıyor. Kendilerini, içi bomboş "Ne mutlu Türküm diyene" sözüyle avutan ve bir dini olduğu için kendini ahlaklı sanan yüreği çölleşmiş insanları anlatıyor. Yanı başında katledilen köpeklerin çığlıklarına sağır olan, hatta katliama taraftar olan yurdum insanlarını anlatıyor. Çok ilerlediniz, alçaklık ve merhatsizlikte çok ilerlediniz. Yüreğiniz kurusun.
16 notes
·
View notes
Text
Aldırma üzülme,
insan olanın başına akla gelmedik
iyilik de gelir, kötülük de...
İnsan olanın başına her türlü alçaklık da gelir, yiğitlik de..
İnsan, insandan her şeyi
beklemeli...
Yaşar Kemal
13 notes
·
View notes