#akbelen
Explore tagged Tumblr posts
Text
#CudiYanıyorSesVer#AkbeleneDokunma#akbelen#erdal akova#şair#şiir#şiirler#şiirheryerde#yazar#kitap#edebiyat#çevirmen#ağlamak#keşfet
9 notes
·
View notes
Text
Kuşların cıvıltısı,cırcır böceklerinin konçertosu, Eskisinden daha çok onlara ihtiyacımız var .. Akbelen'deki insanlarımızın onları dinleme arzusu, Ne yazık ki,kömüre yenildi bu güzelim repertuvar..
4 notes
·
View notes
Text
Tarihin en sıcak günleri. 3-4 gün önceki sıcağa göre dün o kadar kötü değildi, nemin düşüklüğü sayesinde hızla serinleyebiliyorduk gölgede. Alışıyor muyuz ne sıcağa?
E insan dediğimiz de en hızlı alışan hayvan zaten- toplama kamplarında ölmeden kalabilmişti Yahudiler.
Gelgelelim hayat kalitemizi, yaşama sevincimizi, kendimize saygımızı düşüren bir şey bu kötüye alışma huyumuz. O arada iklim krizini kimsenin konuşmamasıysa ayrı bir tuhaflık. Veya Akbelen ormanının kesiliyor olması- AKP'ye de sıcaklar kadar hızlı alıştık desenize.
Adeta devasa bir toplama kampındayız. Evet, ayrı evlerimiz var, geceleri sevdiğimizle aynı yatakta uyuyoruz belki, sabah kendi aracımıza biniyoruz ama AKP'nin bizi getirdiği yer toplama kampında soluk alıyoruz hissi. Haliyle hepimiz sindirilmiş olarak itiraz etmenin, protestonun sonuçsuzluğuna kanaat getirip her sabah iş başı yapıyor, akşamına eve dönüyor, kamp arkadaşlarımızla görüşüp yemek yiyip yatıyoruz. En fazla başka kampları ziyaret ediyoruz seyahat ederek. Tek etkinliğimiz ve ruh halimiz bu. Oralardan fotoğraflar paylaşıyoruz kamp gardiyanlarımızın takibindeki dijital aygıtlardan.
Savaş patlayınca askerler işgal ediyor ekranları, deprem sonrası jeologlar. Şu dönemde yer yerinden oynamalıydı. Bilim insanlarıyla iklimi nasıl kurtaracağımızı konuşuyor olmalıydık. Türümüzün dünyayı sayılı yok oluş eşiklerinden birine nasıl getirdiğinden, şu andan sonra ne yapabiliriz ondan dem vurmalıydık. Akbelen gibi elimizde kalan doğa parçalarının üzerine titremeli, ormana yönelik tehditlere karşı ortalığı ayağa kaldırmalıydık.
Bizden istenecekleri tahmin ettiğimiz için mi önümüze bakıp susuyoruz? Milyonluk kentlerden, tüketim alışkanlıklarımızdan vazgeçmek mi bizlere zor geliyor? Halbuki korkacak bir şey yok. Bizler belki 50 km'den uzak bir yerden gelecek gıdayı soframıza koyamayacağız. Ama özel jetlerinden, saraylarından, koruma konvoylarından, mutlak iktidarlarından vazgeçmek zorunda kalacakların kaybedecekleri şeyler inanın çok daha fazla. Ve bizlerin tepkisinden korktukları için bu kadar jandarmayı polisi Akbelen'e yığıyorlar.
Yine de vantilatörü açıp, klimanın derecesini bir tık düşürüp sessizce geçiştiriyoruz. Ve bekliyoruz.
Neyi?
2 notes
·
View notes
Text
"Video published yesterday showing police and gendarme attack on parliamentary Green Left Party's co-spokesperson, deputies and other forest defenders in Akbelen, SW Turkey."
#turkey#sw turkey#police#1312#gendarme#greenleftparty#forest defenders#akbelen#allcopsarebastards#all cops are bad#policebastard#fuck the police#atlanta police#corrupt police#kill all cops#corrupt cops#all cops are bastards#tw cops#rioters set fire to town hall & clash with cops as protests rage on across france after macron forced pension reform#defund the cops#fuck cops#cops#kkkop#kkkops#copsandklangohandinhand#ecological#econotego#ecosystem#ecology#antifascist
2 notes
·
View notes
Text
AKBELEN ORMANI
Akbelen Ormanı’nda Neler Oluyor? Muğla ilinin Milas ilçesinde İkizköy mahallesine bağlı 780 dönüm büyüklüğündeki Akbelen Ormanı’nın altında 33.3 milyon ton linyit yatağı bulunuyor.İlk keşif 7 Eylül 2021′ de gerçekleşti.Linyit yatağını keşfeden Limak Holding ve IC Holding maden sahasını genişletme çalışmalarını yürütmeye başladı.Orman Genel Müdürlüğü, 400 yıllık kızıl çamlarında bulunduğu…
View On WordPress
0 notes
Text
AKBELEN ORMANI
Akbelen Ormanı’nda Neler Oluyor? Muğla ilinin Milas ilçesinde İkizköy mahallesine bağlı 780 dönüm büyüklüğündeki Akbelen Ormanı’nın altında 33.3 milyon ton linyit yatağı bulunuyor.İlk keşif 7 Eylül 2021′ de gerçekleşti.Linyit yatağını keşfeden Limak Holding ve IC Holding maden sahasını genişletme çalışmalarını yürütmeye başladı.Orman Genel Müdürlüğü, 400 yıllık kızıl çamlarında bulunduğu…
View On WordPress
0 notes
Text
Tabanımız küsse de yine CHP'ye oy verir
Geçtiğimiz gün Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanı’nda ağaç kıyımına yönelik başlayan direnişe destek vermek amacıyla bölgeye giden CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, kendisine tepki gösteren bir yurttaşa parmak sallayarak “Bana bağırma” demişti. Olayın ardından çok sayıda tepki alan Başarır, Halk TV’de Buket Güler’in sunduğu ‘Gündem Özel’ programına konuk oldu. Burada…
View On WordPress
1 note
·
View note
Text
Sahiden Böyle Olur Mu!
Düzen sahiplerinin inisiyatifinde bir menzilin giderek karabasan bir sarmal kılınması var ediliyor. Anbean, yakalanan her fırsatta biraz daha zor, biraz daha deneyip, sınır zorlayan gel gelelim salt bununla yetinmeyip yaşamda var olma ihtimallerini de derdest ede duran bir akımın etkisinde karabasan bir sarmal gerçekliği herkese pay ediliyor. Noksansız, hani neredeyse eksiksiz bir mahvetme retoriği içerisinde her şekilde bir cürmün pençesinde yol arayan bir iktidar o fasit karabasan sarmalı güncelliyor. Hak mı aramak istiyorsunuz, iş bu yer kürede en doğrudan kesintisiz verili hakların var edildiği bildirilen bir zeminde öyle ya da böyle değil maçanız yetiyorsa bir itirazda bulunun. Bir kerecik olsun bir şeylerin bu sahadaki herhangi bir şeyin yetersiz / eksik / yarım konulmasından bahis açın, bir cüret edin hele, az sonra o karabasan sarmalın zebanileri sizi susturmaya gelecektir. Hakkınız için birkaç satır da olsa bildiklerinizle kendinizi mi savunmak istersiniz. Hukuk devletidir diye koca koca bildirimler var edilen, adaletin, Thales’in terazisinin dahi yağmalandığı bir coğrafyada iyi kötü bir adalet vardır dersiniz. Siz daha savunmanızı var ederken artık iş işten geçmiş, hükmünüz dahi verilmiştir. Birkaç satır da size kalır, sessizliğin geniş en geniş tabanlı konsolidasyonunda verilen cezayı hak ettik deyip sıranızda kalmanız salık verilir.
Bir yanda tasarruf yapın, biz üretim ekonomisi olacağız, herkesin refah payını sahiden de bak iki gözüm önüme aksın ki yükselteceğiz, eksikleri giderecek, yıl sonuna kadar sağlam bir ücret ayarlaması var edeceğiz bak Allah’ın adını andım diye coşa dururken muktedirle avenesi saray beslemesi medya, sıkıyorsa bir tek günün nasıl zor şartlarda geçtiğine dair bir bahis açmaya kalkın. Başta kendilerine buldukları yontulmamış, zümreler, daha sonra o Avrupa’nın kalbinde yaşayıp zerre demokrasi deneyiminden, yaşamda tutunma hali ve mücadelesinden nemalanmamış Almanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Avusturya gibi ülkelerin vatandaşı gel gelelim Türkiye ile de bağları bulunanların “nankörler”, “vatan hainleri”, “mihraklar”, “teröristler” şakımaları derdin ne olduğunu da unutturur bir anda. Böylesine afaki bir biçimde yolundan alıkonulmuş, her günü sınamalarla eksiltilen ve bundan şikayetçi olmayıp, dahası ellerine geçen üç kuruşla da tasarruf etmeleri salık verilen insanların dertlerinin görünmediği menzildir fasit sarmal, yekten kapkaranlık ola gelen ülke. Düzen sahiplerinin suna geldiği her etmenle, olmaz bahisleriyle en ufak bir teşebbüs, düzeltmek için bunca ekonomik buhranı var edilen şaklabanlıklar hayatı sahi ama sahiden mi kurtarır mı diye sual etmek imkansızdır, budur o karanlık sarmal, böyle bir toplamdır misal yeni ülke!
Mezopotamya Ajansına bağlanalım: “Akbelen Ormanı'nda ağaçların kesildiği bölgeye gitmek isteyen kitleye 2'nci kez saldıran jandarma, HDP eşbaşkanlarını gözaltına aldı.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eşsözcüsü İbrahim Akın ve Milletvekili Perihan Koca, Milas Akbelen Ormanı'na Yeniköy-Kemerköy Enerji tarafından açılmak istenen kömür ocağına karşı bölge halkının direnişine destek vermek için Akbelen'e geldi. Akın ve beraberindekiler ile yurttaşlar, jandarmanın tazyikli su ve biber gazlı saldırısına maruz kaldı.
Saldırıda, Akın ve Koca ile çok sayıda yurttaş etkilenerek, fenalaştı. Saldırı sonrası Akın ve Koca halkla birlikte asker barikatı önünde oturma eylemi başlattı. Oturma eylemine CHP Milletvekili Orhan Sarıbal ile Cumhur Uzun da katıldı. Yaklaşık 2 saattir süren oturma eyleminin ardından kitlenin kesim alanına doğru yürüyüşe geçmesiyle jandarma 2'nci kez cop ve biber gazlarıyla saldırdı. Jandarma, aynı zamanda yakın mesafeden halkın gözüne gaz sıkarak, ormanlık alana gaz fişekleri attı.
Yapılan saldırıda HDP İzmir İl Eşbaşkanı Çınar Altan ile HDP Marmaris İlçe Eşbaşkanı Güven Göknar gözaltına alındı. MUÇEP Menteşe Meclisi Üyesi Ferah Gümüş ve fotoğrafçı Selahattin Kaya da gözaltına alındı.
Öte yandan sabah saatlerinde yapılan müdahalede gözaltına alınan ekolojist Deniz Gümüşel emniyet ifadesinin ardından serbest bırakıldı.”
Tolga Güney’in Mezopotamya Ajansındaki haberini de iliştirelim: “Akbelen Ormanı'nı korumak için desteğe gelen yurttaşlar, ülkenin her yerinde başlatılan doğa talanına karşı topyekun mücadele çağrısı yaptı.
Muğla'nın Milas ilçesinin İkizköy Mahallesi'nde bulunan Akbelen Ormanı'na Yeniköy-Kemerköy (YK) Enerji tarafından açılmak istenen kömür ocağı için 24 Temmuz’da ağaç kesimi başlatıldı. İkizköylüler ve ekolojistler ise ağaç kesimini durdurmak için eyleme geçerken, kesim alanına her gitmek istediklerinde askerin sert saldırısıyla karşılaştı. Biber gazı ve coplarla köylülere saldıran askerler, yurttaşların yaralanmasına neden olurken çok sayıda kişiyi de gözaltına aldı.
Yaşanan saldırı ve ağaç kesimlerinin devam etmesi sonucu Muğla'nın ilçelerinin yanı sıra İstanbul, İzmir, Aydın, Balıkesir gibi birçok kentten yurttaşlar İkizköylülere destek olmak için Akbelen'e geldi. Burada direnişe destek olan yurttaşlar, köylüleri yalnız bırakmazken, hafta sonu da yine İstanbul ve Çanakkale gibi kentlerden yurttaşlar Akbelen ile dayanışmak için yola çıktı. İkizköylüler ile dayanışmaya gelen yurttaşlar ile konuştuk.
'Doğa İçin Geldik'
Doğayı korumak için Aydın Kuşadası'ndan desteğe gelen Mehmet Güntekin, "Yurdumuzda canlıların yaşadığı her alanda olmaya hazırız. Bu talanın sonu yok. 70 yaşındayım ve son 20 senedir gözle görülür bir şekilde yasaya, yönetmeliğe, kanuna uyulmadan bütün canlılara zarar veriliyor. Bunun için de cırcır böceğinden karıncaya, kuşlardan ağaçlara kadar bütün canlılara zarar veriliyor. Bu talanı dayanışma ile bitirmemiz gerekiyor" dedi.
'İşgale Karşı Savaşacağız'
Aydın Söke'den gelen Hatice Çevik, Akbelen'e oksijeni, havayı, suyu işgal edenlere karşı savaşmak için geldiklerini söyledi.
Çevik, "Bu ormanlar köylülerin geçim kaynağı. Biz de onlara destek olmak için buraya geldik. Gelirken kesilen alanı gördüğümüzde içimiz yandı. Ağaçlar kesilirken benim boğazım kesiliyor sandım. Ağaçlarla birlikte ormanda yaşayan bütün canlılar da can veriyor. Tüm Türkiye'ye Akbelen Ormanı’nı savunmaları çağrısında bulunuyorum" diye konuştu.
'Köyler Yok Edildi'
Aydın Söke'den gelen Nimet Öncedal da köy enstitülerinin kapatılmasının ardından köylerde yaşamın son bulduğunu belirten İncedal, şöyle devam etti: "Şimdi de madenlerle köyler yok oluyor. Söke Karakaya'da da maden ocakları ile bölgeyi yok ettiler. Yeşil alanlarımız yok oldu, betonlaştı. Nefes alamıyoruz. Herkes hasta, kanser oldu. Yeter artık ormanlarımız yok edilmesin, insanlara yaşam şansı verilsin."
İzmir'den dayanışmaya gelen Büşra Yeşilbaş, ağaç kesimine karşı Akbelen'in bir direniş alanına dönüştüğünü vurgulayarak, "İkizköy halkı yalnız değil. Bu ağaçların her biri bizim için çok kıymetli. Herkesin bu direnişi sahiplenmesi ve bu mücadeleyi büyütmesi için yan yana gelmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
'Topyekun Mücadele Zamanı'
Muğla Datça ilçesinden gelen Haluk Koşar da, Datça'da da çok fazla doğa talanı olduğunu ve orada da mücadele olduğuna dikkati çekti. Datça'yı savunmak için Akbelen'i savunmak gerektiğini ifade eden Koşar, Akbelen'in kazanılamaması durumunda tüm bölgenin hatta ülkenin kaybedileceğini vurguladı. Özellikle seçimden sonra iktidarın doğaya karşı büyük bir saldırı başlattığını kaydeden Koşar, "Ülkenin her yerinde bir talan harekatı başlatıldı. Saray koalisyonunun rant ve talan siyaseti bu duruma neden oldu. Bu rantı her karış topraktan her ağaçtan çıkarmaya çalışıyorlar. Buna karşı duranları da ezmeye çalışıyorlar. Onun için şimdi topyekun bir mücadele zamanı" diye konuştu.
Ne yazmıştık; düzen sahiplerinin inisiyatifinde bir menzilin giderek karabasan bir sarmal kılınması var ediliyor. Akbelen’de aralıksız ortaya çıkan imgelem bütünüyle tahrip edilip, yok edilmenin kıyısına taşınan orman kırımıyla birlikte o karabasan sarmal yerleşik, sabit bir mefhuma dönüştürülüyor bir kere daha. Nihat Özdemir (Limak) ve İbrahim Çeçen (IC Holding). Akbelen’deki bütün ol orman katliamının arkasında bu isimler vardır. Kamudan aldıkları ihalelerle ihya olan holdingler, doğa düşmanı projeleriyle ülkeyi adeta kuşatmış durumda. Bütünüyle karabasan haline dönüştürülen şeyin sureti temsili olarak her iki yapı onlarca farklı projeyle bir ülkenin talan edilmesinde ön ayak olurlar. Muktedirin olur verir addettiği her çalışmalarında bu düzen sahiplerinin onamasıyla birlikte daha da zorbalaşan, hiç ketum kalmadan yıkımla, yok ederek bir ülkenin müşterek mirasını dönüştürme halini süreğen kılar iki şirket, iki kan emici, iki zorba. Tümüyle nefretle bilfiil yenilenme ya da ilerleme lafzını kullana gelirken erk eliyle aslında tümden kuşatma hali güncellenir. Devlet kademesinin onaması, yol vermesi, büyük suçlarının örtbas edilmesi, büyük vergi tahsilatlarının hiç edilmesiyle, o beşli çete nam kurgunun da bileşenleri arasında rahatlıkla anılabilecek iki yapı, en başında bu yana zikredilmiş olan dönüşümü kesintisiz bir cehennemi halle var eder. Budur en büyük marifetleri, saraydan aldıkları şak şakları, teşvikleri, bostana dalar gibi yurt denilen ötesinde berisinde delik deşik etmeleri, hep indir, tam sömür, sonuna kadar çürüt bahsiyle kuşatıp, zayi ederek, yok ettiklerini de bir biçimde örtbas edip, meydanda, medyada şirin sirk şaklabanlarına dönüşerek / bütünleşerek birlikte bir ülkeyi imal ettiklerini zikrederler. Her şey yalandır, hemen her durumda olduğu gibi. Dikkat Devletin gölgesi çıkabilir!
Karabasan bir sarmalın güncelliği yedinci gününe girmiş Akbelen Ormanlarından, halen yakılmaya kolluk kuvveti eliyle devam olunan Cudi Dağlarından, Besler Dereler’den ya da kendi hallerinde bir yaşam mücadelesini var etmek isteyen yaralı Antakya’nın Dikmece köyünde istimlak edilmek istenen tarım arazilerinden çıkagelir bütün bütün tahakküm ve kırım. Evleri yok ederek insanları, doğayı katlederek mutlak mavi kürenin yegane kiracıları hayvanat ve nebatinin hayatına gözünü diken oburluk, beri yanda arasız, fasılasız bir cürüm halini sürekli güncelleyen bir akımla o cehennemi karabasan sarmalın varlığı ayrışmaz kılınır. Hakimiyet kayıtsız şartsız zulmündür, zulmü reva görenlerindir. O geçmişte sunulmuş olagelen halkın / haklının hakkının mesel olunduğu hakimiyet hak ve hukuku, evrensel insan haklarının suna geldiği her şey koca bir laf kalabalığında iğdiş edilmiştir. Yüzüncü yılında koşar adım ilerlerken sözüm ona cumhuriyet, onu var eden cumhuru tırpanlamaya, bir asır önce bünyesinden atmaya çalıştığı öteki sanılan halkların tamamına reva görülenleri bugün elenmiş / seçilmiş / fişlenmiş olagelen Türk’e de reva görür. Bu kadar ağır bir sınama, böyle bir halde mülhem ülke, bu tahakkümle birlikte bir yaşam mı söz konusu olur, sahiden olur mu? Kesintisiz kılınan şiddetle, aralıksız zorbalığı sahiplenen bir anlayışla, bırakalım bir yarını eldeki demokrasi pratiklerinin de kökü kazınır, sahiden böyle olur mu? Dün Cudi’de, Dikmece’de, Akbelen’de yaşatılanlar da mı hiçbir şeyi izaha yetmiyor, sahiden bu kadar kötülüğü sahiplenerek hangi iyi gün olur, sahiden böyle olur mu? Nedir yani...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Bülent KILIÇ – AFP Photo
#söz hakkı#yaşamak#mücadele#akbelen#savunma#hayat hakkı#sözcükler#kırım#kırılgan#demokrasi#ileri demokrasi#akp#yeni türkiye#başka türkiye vardır#cürüm#siyasa#biyopolitika#gözlem#tanıklıklar#kolluk şiddeti#çürümenin kitabı#vandalizm#yok etme kültü#yıkım#hayat nereye?#biçem#anlam
1 note
·
View note
Text
The villagers of İkizköy who have been fighting against the coal mine expansion that will destroy the Akbelen Forest in Milas, Muğla for more than two years, woke up yesterday at 5:30 am to the arrival of gendarme and loggers. Gendarme teams blocked the main roads with anti-riot water cannon vehicles. Internet access was stopped with jammers to suppress the cries for help, and there are still connection issues. The echoes of machines cutting hundreds year old trees could be heard outside of the forest. Gendarme forces intervened very harshly with tear gas and shields. The anti-riot water cannon vehicles sprayed chemical liquid on the defenders. Some defenders were injured, some got arrested including the lawyer of the villagers, İsmail Hakkı Atal.
The logging is still ongoing. The people of İkizköy demand that the blockade in the Akbelen Forest be lifted as soon as possible and that the logging decision be stopped, and they call everyone to support the Akbelen Forest. This is the last chance to save the Akbelen Forest, please sign the petition and join the fight by sharing everything on social media!
59 notes
·
View notes
Link
#AkbelenOrmanı'nda 11 günde binlerce kızılçam ağacı kesildi. Uzmanlar orman toprağına ve ağaçlardan geriye kalan makiliklere dokunulmaması gerektiğini söylüyor...
#İkizköy Çevre Komitesi Başkanı #NejlaIşık: “6 Ağustos Pazar günü nöbet alanında gerçekleştireceğimiz Büyük Buluşma’ya herkesi bekliyoruz. Akbelen’i yalnız bırakmayın… Orman için, hava için, zeytin için…”
Akbelen Ormanı son hali ve 2013'den bugüne değişimi fotogaleri ile haberde...
0 notes
Text
Cops want them out of their forest home to build a coal mine. These villagers say FUCK OFF!
youtube
#turkey#activism#161#1312#antifa#coal mining#coal#humanrights#animalrights#class war#jerkbillionaires#jerkmillionaires#jerktrillionaires#eat the rich#eat the fucking rich#anti cop#anti police#acab#all cops are bastards#akbelen#forest#forest defenders#fuck the police#ausgov#politas#auspol#tasgov#taspol#fuck neoliberals#neoliberal capitalism
1 note
·
View note
Text
YK Enerji'den Akbelen Ormanı açıklaması
YK Enerji Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesimine gösterilen tepkilerin ardından bir açıklama yaptı. Açıklamada, Yeniköy Kemerköy santrallerinin, toplamda 1.095 MW kurulu gücü ile ülkemizin elektrik üretiminde yerli kaynak baz yükünün yüzde 15’ini oluşturduğuna dikkat çekildi. Türkiye’nin elektrik ihtiyacının ortalama yüzde 2,5’ini sağlandığını belirten YK…
View On WordPress
0 notes