#Yasak çünkü
Explore tagged Tumblr posts
hopefullygettingtaller · 20 days ago
Text
Y'all!! Minibüs storytime!!!
0 notes
manoliya · 5 months ago
Text
Aşk yasak tanımaz..çünkü Aşk gelince akıl gider...çünkü efsunlu dur..büyülü dür..davetkardır...akıl teslim olur..ruh teslim olur...ten teslim olur...ve ancak bir kalp bir kalbi satın ala bilir....ve sen ona ölümüne itaat edersin...:
Tumblr media
Ve Aşkın .. en hızlı ve çekici,en uzun ömürlü ,her şeye bilincli olarak kör..ve her şeyi affetme gücüne sahip olanı ...hiç behane kabul etmeyeni..ten uyumu olanıdır..
hoş saatler:
190 notes · View notes
huzunbey · 18 days ago
Text
Tumblr media
Şihabüddin Sühreverdi derki;
"Dünyayı terk et (Haram olan Allahü Teala'nın yasak ettiği şeyleri ve dünya sevgisini terk et). Çünkü dünyayı isteyenin ve sevenin dini gider. Namazını kıl, orucunu tut. Allahü Teala'nın veli kullarına, malın, bedenin ve makamınla hizmetçi ol. Onların kalplerini kazan ve onların yaşayışlarına göre hareket et."
24 notes · View notes
rojavasblog · 6 months ago
Text
Tumblr media
Hadi bu aşkın adını yasak koyalım. Gitmek yasak olsun. Sensiz çünkü her şey yarım. Yarım nefes alıyorum, yarım yaşıyorum,mutluluklar hep yarıda kalıyor, uykunun yarısında uyanıyorum. Seninle her şey tam, her şey bambaşka, her an mutluluk..❤💕
39 notes · View notes
elestirenadam · 4 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Daha önce Beijing (Pekin)'den fotoğraflar paylaştım ama bir şeyler yazamamıştım. Şimdi önce o gözlemlerini yazacağım. Merak edenler daha önce parça parça paylaştığım fotoğraflara bakabilir. Sonra da fotoğraflarını şimdi paylaştığım Yasak Şehir’i anlatacağım. *** Beijing için en güzel vakitler. Kışın yaklaştığı, havanın soğuduğu ama bir yandan da şehri en güzel gezebileceğiniz dönem. Özelikle tarihi evler olan Hutonglar görülmeli. Buralarda yaşam hâlâ canlı. Bisiklet ve elektrikli bisiklet bir kültür. Herkes bunları kullanıyor. Sokaklar bisiklet deryası. Beijing'de reklam panosu yok. Bu temiz binalar ve sokaklar demek. Reklamı da şirketler bisiklet yaptırarak çözüyor. Hem reklamları oluyor hem de ulaşım sorununu çözüyor. İnsanlar sabah ve akşam sokaklarda spor yapıyor. Topluluklar halde dans ederek sağlıklı yaşam sürdürüyorlar. Wangfujin sokaklarında günlük veya geleneksel elbiselerle dans edenleri görebiliyorsunuz. Kamu yatırımları ile zenginleşen bir toplum görüyoruz. Tek bir eski araba bile yok. Taksilerin tamamı araçların çoğu elektrikli. Çin'de olmayan şeylerden biri kavşak sistemi. Dönerler yok. Ama trafikte hiçbir sıkıntı olmuyor. Trafik lambaları da durduğunuz yerde değil, karşımızdakine göre hareket edebileceğiniz düzende. Bize göre araba kullanmak zor olsa da orada sistem tıkır tıkır işliyor. Çin'de öncelik güvenlik. AVM'de girişlerde arama yok çünkü öncesinde çözüyorlar. Bu yüzden kadın erkek; 7'den 70'e sokaklarda geç saatlere kadar rahatça gezebilir ve eğlenebilirsiniz. Her yer güvenlik kameraları ile dolu. Tacizciyi bulmak en fazla 20 dakikasını alıyor güvenlik güçlerinin. Suç oranları yok denecek kadar az. Bir kafede ders mi çalışıyorsunuz, eşyalarınızı, bilgisayarınızı bırakın 2-3 saat gezin gelin, çalınan hiçbir şey olmuyor. Sokaklar fazlasıyla soya sosu kokuyor. Hemen hemen her yemekte kullanıyorlar. Fakat bir yerden sonra alışıyorsunuz. Pekin ördeğini mutlaka deneyin. DÜNYANIN EN BÜYÜK SARAYI
İkinci günümüzde Yasak Şehir’e gidiyoruz. Ming Hanedanlığı döneminde inşa edilmiş. Halka halka büyütülmüş. Dünyanın en büyük sarayı. Yapımına 1406 yılında başlanan Saray’ın 14 yılda tamamlandığı kaydediliyor. Yetkililer, ‘Yasak Şehir’i yılda 17 milyonu aşkın turistin ziyaret ettiğini belirtiyor. 720 bin metrekarelik bir alanı kaplayan yerleşke, 1925'ten bu yana müze olarak hizmet veriyor. Kusura bakmayalım ama bizim saraylar bunun yanında bahçe gibi kalıyor. Ahşap şehirde hükümdarların güvenliğini sağlamak için girişler olağanüstü önlemlerle yapılıyor. Hükümdarların ve mandarinlerin girişleri ayrı. Sadece yabancı turistlerin değil, yerli turistlerin de ilgisi büyük. Okullar gezi düzenliyor. Özellikle Çinli kadınlar, geleneksel kıyafetleriyle sarayı geziyor. Çinller tarihlerine ve kültürlerine sıkı sıkıya sarılıyorlar. Yabancıysanız randevu almak ve pasaportla girmek zorundasınız. Kapıda, çatıda, yan sütunlarda, duvarlarda her yerde ejderha görselleri yer alıyor. Ejderha bilindiği gibi Çin kültüründe gücü ve iyi şansı temsil ediyor. Çin yeni yılında, güneş hükümdarın odasındaki 9 ejderhaya vuruyor ve aydınlatıyor. Ayrıca hükümdarın kaldığı yerde 126 oda bulunuyor. İmparatorun gece hangi odada yatacağı bilinmiyor. Suikaste karşı bir önlem. İmparator ile imparatoriçenin kaldığı bölümler de ayrı. Sağında ve solunda haremler var. Yine bir bölümde, imparatorun varisini yazdığı ferman muhafaza ediliyor. Bu dönemin başbakanına da veriliyor. İmparator öldükten sonra orada yazan isimle Başbakan’daki isim karşılaştırılıyor. Eğer tutuyorsa, o kişi başa geçiyor. Avluda bol bol kazan bulunuyor. Yangına karşı önlem almak içinmiş. Yine büyük, devasa buhurdanlıklar karşınıza çıkıyor. Burada tütsü yakılıyormuş. Güneş saatleri uzun ömrü temsil eden telli turnalar ve kaplumbağalar da görülüyor. Bir fotoğrafta paylaştığım tokmaklı duran pirinçten dev kazanlar, 1900’lerin başında Japon işgalinde çalınmış. Sonra tekrar getirilmiş. Yine çıkışa doğru bir tapınak görüyorsunuz. Sarayda 9.999,5 oda yer alıyor. On, göksel imparatora ayrılmış bir sayıdır, bu nedenle Yasak Şehir'in cennette olduğuna inanılan saraya ait 10.000 odadan daha az odası olmalı. Sarayın sağındaki cennet tapınağında bir tek imparator ibadet edebiliyor. Böylece 10 bine tamamlanıyor ve cennete çıkıyor. Yer gelmişken söyleyeyim, sayılar konusunda Çin’de takıntı var. 8 uğurlu bir rakam. Gittiğim restoranlarda sorduğum wi-fi şifresi hep 88888888’di. 8 tane 8. Çin’de başlık parası da var. Ama bu para yine o evlatlara harcanıyor. Yani garantileme gibi bir şey. En düşük başlık parası 188,888 yuen. Orada da 8 var. 4 ise genelde uğursuz kabul ediliyor. Bir büyük fabrikaya gitmiştik. Orada bina numaraları 1-2-3-5-6 diye gidiyor. 4 uğursuz olduğu için verilmiyor. Toplumda din diye bir şey yok ama batıl inançlar sürüyor. Şıncın’da (Hong Kong’a yakın) falcılık ciddi boyutlardaymış. Özellikle iş insanları, gelecek yıl nasıl ekonomik tablo yaşayacaklarını falcılara soruyorlarmış. Konumuza dönelim ve bitirelim. Çin hükümdarlarına 500 yıl hizmet veren Saray, eskiden halkın girişine yasak bölge olduğu için “Yasak Şehir” olarak anılıyordu, 1911 ve 1949 Çin devrimleriyle birlikte imparatorluğun lağvedilme sürecinden sonra insanlığa açıldı. Pekin’i ziyaret eden herkese ‘Yasak Şehir’e zaman ayırmasını öneririz. Burası artık insanlara değil, imparatorlara yasak bir şehir.
27 notes · View notes
yasemen-nn · 1 year ago
Text
Yüreğime şiirler saplıyorum durmadan
Çünkü;
Özlediğim bir sevdanın suskunluğu var içimde
Ve anlatamıyorum..
Suskunluğumda boğuluyor yasak şiirimin mısraları...
191 notes · View notes
veganlogicdinamo · 4 months ago
Text
KURUCU İLKELERDEN ÖYLE UZAKLAŞTILAR Kİ ARTIK KAYBOLDULAR!
Erdoğan, yine muhalefeti kendi çıkarı için tasarlama çabasında epeyce yol aldı…
“Normalleşme” operasyonu sonucunda CHP ile oy farkını azaltıp erken seçimi erteledi, şimdi de PKK saçılımı ile DEM’i yanına çekip anayasa tuzağını sağlama alma ve Kürt oylarını artırma amacında. Aynı anda Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atayarak ve İmamoğlu’na yönelik siyasi yasak tehdidini hatırlatarak CHP’yi karıştırmayı da başarmış oldu.
Dik durup siyasal İslamcı baskıcı iktidara “Seninle hiçbir koşulda hiçbir şey için görüşmüyoruz. Halkın canına okudun. Anayasal düzeni bozdun. Hukuk devletini yok ettin. Şimdi de on binlerce insanın ölümünden sorumlu bir terörist ile devleti muhatap ediyorsun. Ne anayasa değişikliği yapmana izin veririz ne de açılım tezgâhına düşeriz. Senin zaten üçüncü kez seçime girmen de anayasaya aykırıydı. Derhal seçim istiyoruz!” diyecek bir muhalefet TBMM’de olmadığı için bunlar yaşanıyor.
Bunları söylemeyi bırakın, bir süre önce Özel, “2025’in kasım ayı bizim için de Erdoğan için de uygun” diyerek Erdoğan’ın dördüncü kez seçime girmesinin yolunu açtı.
Hiçbir ilkesi olmayan AKP karşısında sürekli yalpalıyorlar. Çünkü ülkenin kurucu ilkelerinden o kadar uzaklaştılar ki artık yollarını kaybettiler!
23 notes · View notes
japonyamesken · 6 months ago
Text
AĞUSTOS 4.1
Ağustos'un ilk haftası ne kadar hızlı geçmiş, inanamıyorum. Temmuz ne kadar yavaşsa bu ay o kadar hızlı akıyor. Temmuz'un son günleri kötü geçti benim için, özel hayatımda ilişki sorunları çok yoğundu. Ağustos'ta biraz toparlarız umarım çünkü kalbim kırık biraz.
Her gün için notlar almıştım, beklediğimden uzun oldu. Yine de hatıra, hatıradır.
1 Ağustos Perşembe - Merağın Yok mu Böyle Şeylere?
(Merak tweetini neden kimse bilmiyor ya :)
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
● Yeni başlangıçlar için yeni bir defter. Ve bazı kopuşlar, ve kalp kırıklıkları... Bu da geçecek inşallah.
●Markette "ay tuzlu kiraz yazmışlar, olleyy vişne buldum" diye sevinip zoete kelimesinin zoute olmadığını eve gelince daha doğrusu vişneyi(!) yiyince fark etmek. Kim kirazı "tatlı kiraz" diye betimleme ihtiyacı duyar ki? Hiç unutmayacağım yeni kelime: Zoete!
●Sadece kayboldu beyanıyla başka hiçbir şeye gerek kalmadan yeniden gönderilen 29 parçalık kargo...
● Bu Ağustos listesini hiç görmeden yaptığım geçici dövmeler. Önce bulutu görmüştüm, Hollanda'nın bulutu... sonra ise domatesi; o da Türkiye'nin... İkisi bir arada olmuyor gerçek hayatta.. Böyle serin yaza böyle tatsız domatesler... Henüz burada kimseyle "bana türkiyeden bir tane yaz domatesi getirir misin?" diyecek kadar samimi değilim ama şu yeşilli kırmızılı yaz domateslerini çok özledim.
● Ve sonunda televizyonumu değiştirmeye geldiler. Önüne masamı çekip cheesy şeyler izlerken tez yazma zamanı. Kime diyorum, hey!!!
2 Ağustos Cuma - Rotterdam
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
●Rotterdam Tumblr buluşmasıııı. Uzun zamandır bu kadar eğlendiğim bi gün olmamıştı. Karşımıza çıkan insanlar da dünyadaki rızkımıza dahil gerçekten 🥲 Rotterdam da "tekrar ziyaret edilecekler" listesine girdi.
● İkinci dünya savaşında yıkılmayan nadir binalardan birisi olduğu için belediye binasına gittik. Orada Hollandayla ilgili sorduğum bi soruyla bütün çalışanları kilitledim sanırımfkfffk, hepsi soruma cevap aramaya çalıştı ve bunun üstüne düşünmemiştik dediler. Çalışanlarsan birisi de hiç duymadığımız bir ülkeden Belucistan'danmış. Sonra baktım ki ülke değil orası..Neyse karışık işler.
● Binaya girdiğimizde üst kata çıkmak yasak diyen görevli sonra bizi üst kata çıkarıp bir sürü tarihi ve kültürel bir şeyler anlattı. Üstüne de belediye meclis toplantılarının yapıldığı salona götürdü. Ama sürekli hollandaca konuştu ve kendimi bu ülkede ilk kez bu konu hakkında bu kadar kötü hissettim.
● Vee köyümüze dönerken trende önce bağlaç olan de,da'lara yönelik test çözdük. Sonra da Dutch alfabesi ve telafuzu çalıştık. Harika bi yolculuktu :)
3 Ağustos Cumartesi - Aachen
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
● Bugün Almanya'nın Aachen şehrine gittik. Gecenin bir körü uyanıp Aachen katedrali hakkında 50 dklık belgesel izleyip not almıştım. Aachen katedral rehberliği yaptım arkadaşıma :)
● Ben olsam benim gibi bir gezi arkadaşım olsun isterdim amaa kendi gezi arkadaşım da çok iyi çıktıkgkkgl. Nerd ve hafif çatlak insanlara bayılırım. Ve de nazik...Köyümüze döndüğümüzde yürüyen merdivenlerde bana dönüp "çok güzel bir geziydi, teşekkür ederim" dedi. Asıl ben teşekkür ederim ya. Ben sadece Aachen'a gitmek istediğimden bahsetmiştim bir süre önce ve o ise günü ayarlayıp hafta boyunca Aachen'la ilgili linkler gönderdi bana.
● Lindt'in çikolata outletiyle güne başladık. Sonra Aachen şehrini gezdik. Sonra da üç ülkenin sınırlarının birleştiği tepeye tırmandık. Biz Almanya üzerinden bir ormanın içinden tırmanış yaptık ve bizden başka kimse yoktu, yollar çok kötüydü ve bir ara ormanın içinde yoldan çıkıp biraz tedirgin olduk. Dönüşte ise Hollanda üzerinden medeniyetle yapılmış yollardan indik. Canım Hollandamın canım yollarıjgkgllf
●Ve sınıra o kadar yakın olduğu halde (yani 11 numaralı ev hollandaysa 13 numaralı ev almanya, o kadar aynı mahalle) sorduğumuz her soruya Almanca cevap veren Almanlar... Ama bunu Almanca konuş baskısıyla yapmıyorlar onu da hissettim burada.
● Aachen ve Rotterdam için ayrı bir hatıra yazısı yazmak çok isterim ama vakit bulabilir miyim bilmiyorum. Bunları sıcağı sıcağına öğrendiklerim ve yaşadıklarım hala tazeyken yapmam gerek. Dönüş trenlerinde bir yandan müzik dinleyip bir yandan hatıra yazmak tatlı oluyor aslında. 4 Ağustos Pazar- Dutch köyünde Hindistan Gecesi ve Bütün Özlediklerim Benden Ayrı Yaşıyor
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
● Sakin bir pazar. Bisikletle yeni rotalar keşfetme günü. Sıra sıra ağaç dolu bu sokağa bayıldım. Miso çorbası yapayım diye miso paste ararken alışveriş tikka masala alarak sona erdi.
● Çok sevdiğim bir arkadaşımla çok uzun zaman sonra zoom görüşmesi yaptık. Amerikanın bir yakasından diğerine taşındı artık aramızda okyanus artı Amerika kıtası var
● Gece gece çıktı almaya kampüse gittim ve dayanamayıp ormanın içinde bisiklet sürdüm. O adrenalini, hafiften korkmayı çok seviyorum. Veee havanın buzz gibi olmasını da
"bir yaz günüüü bir yaz günüüü, hiç bu kadar üşüdün müü?" 5 -6- 7 Ağustos : Bir Gece Ansızın Gelebilirim ve Yeni Hafta
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
● Yeni hafta gece 01:00'e gelirken ve uyumaya çalışırken şu böceğin sesiyle başladı. Böyle sanki CD cdroom'a sıkışmış gibi bir ses geliyor, sonra duruyor bi 5 dakika sonra tekrar, AY BU NE, BU NE?? diye çıldıracaktım böceği bulana kadar... Köy kızım burası, ne bekliyorsun? Alışacaksın.
● Veee sürekli ertelediğim ve gözümde büyüttüğüm iki adımı attım. Ve hiç de gözümde büyüttüğüm kadar zor olmadı. Ama erteleye erteleye geç kaldım biraz. Bunu düzeltmemiz niye bu kadar zorlu bir süreç sevgili jurnal?
● 6 Ağustos Salı : Bir arkadaşım Türkiye'den döndü. Hava 30 dereceydi. Ve hep birlikte parka gittik. Bisiklet parkının önünde dururken bi anda dengemi kaybettim ve bisikletten düştüm. İşte hayatımın örneği, bisikletle şehirler aşarım ama durduğum yerde düşerim.
● 7 Ağustos Çarşamba : Günleri tutamıyoruuum. Bugün de arkadaşımla ikinci el dükkanına gitmek için sözleşmiştik. Birlikte gaza gelip Hollandaca kitaplar aldık, ben bir çay fincanı aldım. Gitme amacımız ise bana siyah bir çerçeve bulmaktı, burası nerenin hazine haritası acaba? Arkasına baktım ama hiçbir şey yazmıyordu. Ve evet hayattan hala böyle şeyler bekliyorum, gizli bir harita, ya da bir yerde daha önce kimsenin bulmadığı bir Van Gogh tablosu bulmakkkgljllg.
...............
Peki neden "bu haftayı daha iyi geçirebilirdim, tam olarak istediğim gibi olmadı, hakkını veremedim" hissinden kurtulamıyorum hiç? "Tam olarak ne istiyordun bu haftadan?" sorusu gelirdi sanki terapide.
Bilmiyorum, şöyle şeyler mesela? Yepyeni bi Van Gogh tablosu bulmak, Hollandaca 1000 kelime öğrenmek, 400 km koşmak, 5000 kelime tez yazmak ve muz yerken çilek tadı almak.
Ne? Zor mu sanki? Tamam muz yerken çilek tadı almasam da olur.
Ağustos 2024 - Tilburg
36 notes · View notes
ihtimalsiz · 11 hours ago
Text
İnsanların benim el becerimden dolayı dalga geçmesinden bıktım açıkcası herkes bu meslekte her yerde pratikten oluştuğunu zannediyorlar. Ama teorikte bir o kadar önemli. Geçen ilçe tarıma fakülte ziyaretinde de aynı şey oldu. Yine sadece pratik olmasından bahsedildi. Gittim bende sadece bir soru sordum. " Bakanlığımızda dişi hayvan kesimi yasak. Bunu değiştirilmesi konusunda bakanlığımızda görüşmeler yapılıyor mu? Şuan dişi hayvan kesimlerinde nasıl protokol sergileniyor? " diye soru sordum. Sonra döndüm ve herkesin yanışını izledim. O çok pratik pratik diyen memur ( çay içmekten başka bir şey yapmayan) tüm Türkiye gibi yaptıkları hileyi söyleyemedi tabi. İşte öyle bir şey var evet bizde raporlu kesimleri uyguluyoruz, gidiyoruz kesime dedi ama kem küm ederek. Sonra bütün sınıf 5. Sınıf olmuşlar daha bundan haberleri yok. Veteriner hekiminin yanında her türlü pratiği öğrendiğini benim atılgan olmadığımı ima edenler gelmişler. Yalvaran gözlerle bakıp ama dişi kesim nasıl yasak hani veteriner hekim ekonomik olarak verim alamazsa kesime istediği gibi sevk edebilir. Ya değil ki vb oldu? Hoca öğrencilerin yanlış bilmediğini göstermek için toparlamaya çalıştı. Evet, yasak bakanlığımız gelecek bir kıtlığı önlüyor böylelikle. Öğrencilerimizde gayet bunun farkında diye toparlarken. Herkes kaos içinde ( çünkü hepsinin çok sevdikleri veteriner abileri ampirik tedaviden başka hiçbir şey ogretmeyenlerin hepsi onlarla birlikte aslında bir suç islediklerini bildikleri için ) sorular sormaya başladılar. Ben de ortalığın kavrulmasını rahat rahat izledim. Yaşadığım güç zehirlenmesi aşırı iyiydi. Alın pratik size. Pratik olarak kesime yolladığınız hayvanlar ne kadar hukuka uyuyor?
Tam olarak şuna yapılan editler gibiydi o soru sonrası..
12 notes · View notes
lysetsang · 1 month ago
Text
İnsan ruhundaki dizginlenemeyen arzuların sureti. O, arzunun tatlı zehrini dudaklara dokunduran ve kalbi körleştiren ateştir. Kendisi, yalnızca bir iblis değil, insan doğasının en derin çelişkilerini yansıtan bir aynadır.
Tutkunun ateşiyle yanarken, bu ateşin nasıl yıkıma dönüştüğünü gösteren bir öğretmendir. Onun krallığı, arzunun sınırlarını zorlayanların düştüğü o sisli uçurumdur. Ve orada,zevk ve acı birbirine karışır; tutku, dönüşü olmayan bir yola dönüşür.
O, antik metinlerde evlilikleri bozan, sadakati sınayan bir varlık olarak bilinir. Ancak onun gerçek gücü, insan ruhundaki en gizli arzuları ortaya çıkarmaktır. Asmodeus, maskeleri düşüren ve bastırılmış tutkuları özgür bırakan o gölge eldir. Onun dokunuşu, bir kalbi tamamen teslim alabilir; bir ruhu ateşin ve arzunun esiri kılabilir.
Tumblr media
Fakat Asmodeus’un hikâyesinde yalnızca yıkım yoktur. Onun ateşi, bazen dönüşümün de habercisidir. Küllerinden yeniden doğan bir ruh gibi, arzularıyla yüzleşen kişi, kendini yeniden tanıyabilir. Onun ateşi, yakmakla kalmaz; aynı zamanda sahtelikleri eritir ve hakikati açığa çıkarır.
Asmodeus, tutkularını inkâr edenleri cezalandırır; çünkü onun için hakikat, arzuların kabulünde yatar. İnsan kalbinde yatan en derin, en karanlık istekler bile, onun gözünde kutsal bir gerçektir. Zira tutkuyu inkâr etmek, yaşamı inkâr etmektir.
Onun gölgesi, her yasak arzunun kıyısında belirir. Fısıldadığı sözler, şehvetin ve yıkımın tatlı vaadidir:
“Kendini bilmek istiyorsan, arzularının ateşinde yanmaktan korkma."
Ve bu ateşte yananlar, ya küle dönüşür ya da kendi hakikatleriyle yeniden doğar. Çünkü O, arzunun sınavıdır; bu sınavı geçenler, yalnızca tutkularını değil, kendilerini de fethederler.
Nefes aldırmaz ama ölmek de bir lütuf değil.
Çünkü bu düşüşte, haz ve yıkım tek bedende birleşir.
8 notes · View notes
ruspu · 26 days ago
Text
gündemden her ne kadar uzak durmaya calıssam da duramıyorum boludaki yangınla ilgili şunu söyleyebilirim evet önce belediyeden ruhsat alınır bu ruhsat sürecinde ilgili diğer kurumlar tarafından bi takım denetimler sağlanır uygun görülmesiyle birlikte ruhsatlama işlemi biter ve o tesis otel olarak hizmet verebilmek adına bakanlık kapısını çalar ve son olarak bakanlık denetleyerek uygunsa turizm işletme belgesi verir. Anladınız değil mi??? itfaiye kontrolleri gibi şeyler açılışta tamamlanır ve biter sonrasında tüm belgeler bitince yapılan çoğu şey otel tarafından sökülebilir ve kaldırılabilir. Evet yasak ama yapıyorlar. Turizm işletme belgesi olan bi otel için artık olay bakanlıktadır konaklama tesisi olarak faaliyet gösteren her işletme turizm bakanlığına tabidir çünkü zorunlu olarak turizm işletme belgesi almalıdır. belgesini alan bi otelde bi ayıp varsa bu ayıp bakanlığındır. o oteli her sene kontrol edecek olan bakanlıktı. liyakat yok ki ülkede her kurum topu başka kuruma atıyor. benden önce o baktı diyor. hayır son belgeyi sen verdiysen artık sorumluluk da senindir.
15 notes · View notes
bozandeniz · 2 months ago
Text
Hissedersin bazı, en umulmadık zamanda sızlanır en uzağındaki yaran.. Koparılıp en derininden koca kalabalığın içine karışır o an.. Ne verdin de istersin der gibi, sen gibi el gibi.. Ümid ettin defalarca, tuttun yıkığı ev ettin, yol ettin, Bahar eyledin.. Susup, kör gözlere hikayeni anlattın. Sonrası hiç olmayan o saklı yaranı.. Bir kez daha, bir daha ve yine anlamsız, yine faydasız.. Alıp ateşleri savurmaktan başka kalmadı mecalin.. Yak! Onu da yak, seni de yak, beni de... Diyelim ki sana çıldırmak yasak, sana ağlamak yasak, yarın yasak, düş yasak sana. Diyelim ki üşüyorsun kısacık bir ömrün sığınağında; bir çay bile ısmarlamıyor hayat! Çünkü her insan bir limandır başucunda tekneler; çünkü herkesin hüznü kocaman, aşkları dalgın. Kimi kanıyor şahdamarından, kimi bozgununda yetim, dervişan, kimi aşklarıyla, düşleriyle perişan. Yamalı yerlerinden kanıyor hayat, tutunduğun günlerinden soluyor hayat. İki köşeli yalnızlığın bir ucunda sen, bir ucunda ben. Birleşip ayrılıyor çizgilerimiz. Hangi boyuttan koparılmıştık ki biz.. Anı bile yok, ses, koku bile. Bir elin yazdığını öteki el karalıyor sanki. Silgiler hatırlıyor, kalemler unutuyor bizi.. ,,,, ----İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim çocuk. Uzaklara gittim. Taa uzaklara Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin. Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar çocuk. ..... Her ürpertide, gizlenmiş bir sızı başkaldırır bize. Gecenin ıssızlığı cesaret verirdi fısıltılara.. Hani nerede yaran diye sorarlardı, yâr'dan olduğunu bilmeden. Tükendi yine cigaram, çayda soğudu zaten. Ben kaldım kendime, bu kadarmış bu gün de..
Kızıl-Deniz Bozan
Tumblr media
14 notes · View notes
huzunbey · 3 months ago
Text
Tumblr media
Fakih Ebu'l-Leys rahmetullahi aleyh diyor ki:"Kim ahirette amelinin sevabını bulmak isterse, amelinde ihlaslı olmalı, riya etmemelidir. Sonra da o ameli unutmalıdır ki, kendini beğenmişlik onun amelini iptal etmesin. Çünkü ibadeti muhafaza etmek onu yapmaktan daha zordur." 'Allah'tan kork'kelimesinin manası şudur: Allah'tan korkmak, Allah'ın yasak ettikleri şeylerden kaçınıp emrettikleri ile amel etmektir. Kişi eğer bunu yaparsa, bütün hayırları toplamış olur.
35 notes · View notes
elestirenadam · 7 months ago
Text
Dijital diktatörlük ve özgürlük ‘düşkün’leri
Her kavram gibi, “özgürlük” de ideolojik, sınıfsal bir kavramdır. Özgürlük anlayışınız konumunuza göre değişir. Emperyalist sistem kavramların yeniden üretimini sık sık yapar. Bunlardan biri de özgürlük kavramı. Günümüzde özgürlük, barış gibi ters düz edildi. Barış kavramı bugün emperyalistler tarafından haklı savaşların değerini azaltma, milletlerin direnişini kırma amacıyla kullanılır oldu. Özgürlük de böyle… Bugün özgürlük, “kısıtlamalardan kurtuluş” olarak niteleniyor. Evet özgürlük yapabilmektir ama sınırsızca her şeyi yapabilmek değildir. Kısıtlamalardan kurtuluş dizginsizlikle değil, Marx’ın dediği gibi ancak yeni güçlerin yaratılmasıyla olabilir. ÖZGÜRLÜK GOYGOYCULUĞU
Özgürlük kavramının yeniden üretilmesinde turnusol kâğıdı sosyal medya oldu. Sosyal medyanız varsa özgürsünüz! Sosyal medyaya erişim kısıtlıysa, bu özgürlüğe darbedir! Atlantik güçlerinin dayattığı yaşam biçimine boyun eğmek özgürlük oldu. Onların koyduğu yasaklara ses çıkaran yok ama ona karşı bir adım atılınca “özgürlüğümüz kısıtlanıyor” cümleleri havada uçuşuyor. Yakın dönemdeki yapılanlar bize tekelci sermayenin elinin altındaki sosyal medya gerçeğini net bir şekilde görmemizi sağlıyor: - Zeytin Dalı Harekâtı’nda Mehmetçiğimize destek veren binlerce hesap, X (o zaman Twitter) tarafından bir gecede kapatıldı. PKK’lı hesaplara dokunulmadı. - Youtube, “Ermeni Soykırımı emperyalist bir yalandır” diyen videoları siliyor. Ama AİHM’e gömülen Ermeni Soykırımı yalanlarını atmak serbest. - “Doğu Türkistan” yalanları atmak serbest ama gerçeği yazarsanız sansürleniyorsunuz. Bu tekelci sosyal medya şirketlerine göre ölülerinizi bile anamazsınız. - Mazlum milletlerin şehidi Kasım Süleymani’yi ve İsmail Heniyye’yi anan hesaplar kapatılıyor. Ama Gazze’de on binlerce insan ve çocuk katleden İsrailli yetkililere dokunan yok. - Filistin’e sahip çıkmak yasak. - LGBT’ye her türlü özgürlük var ama çocuklarımıza sahip çıkmak yine yasak. - Hakaretler, iftiralar, insanın birbirinin gözünü oyabilmesi buralarda serbest, insanın hakkını araması yasak. Kılıfı da: Kullanıcı gizliliği. Gelinen noktada sosyal medya tekellerinin sansürüne karşı sessizlik gözlemlenirken, bunlara karşı atılan adımlar "otoriterlik" olarak adlandırılıyor. X: TEK TİP DİL KULLANIMI INSTAGRAM: SANAL HAYAT SANAYİSİ
Sosyal medya, insan-insan ilişkilerini “yeniden formatlama”nın aracı oldu. Bakın sosyal medyada kullanılan dil bile herkesi tek tip haline getiriyor. X bunun örneği oldu. Çünkü yaygın bir “karar kalıpları” kullanılıyor. Bu da, kitlelerin ideolojik ve siyasal konulardaki tutumlarını etkileme açısından emperyalist sisteme güçlü bir araç kazandırıyor. Böylece hem “büyük veri” oluşuyor hem de emperyalizmin ideolojik egemenliği pekiştiriliyor. Sanal hayat bir sanayiye dönmüş durumda. Bu da Instagram örneği. Hep güzel ve mutlu fotoğraflar… Zorluklar karşısında gerçeklikten kaçmak isteyenlerin bir sığınağı. İnsanlar kurtuluşu sahte hayat dünyasına kapak atmakta buluyor. Peki bu nasıl tekelci sermayenin işine yarıyor? İnsanları gerçek hayatlarını değiştirmekle uğraşmıyorlar. Böylece mevcut toplumsal sistem de ��memnuniyetsizlerden” kurtulmuş oluyor. Bir nevi uyuşturucu görevi görüyor. Yani dinin yerini sosyal medya alıyor. Unutmayalım, Batı’nın özgürlüğü, tekelci sermayenin kârlılığı kadardır.
DEVLETİN GÖREVİ Olumsuzu söyledik ama sosyal medya bir olumluluğu da barındırıyor. İletişim olanaklarının yanı sıra, bilgiye erişim, bilginin anında paylaşılması, veri zenginliğinin toplumsal planlama için dayanak oluşturması, kültürel ve sanatsal etkinliklere katılım artması, kültürlerarası etkileşim… Ekonomik olarak hegemonyasını yitiren Atlantik, en önemli mevzi olarak ideolojik egemenliği elde tutuyor. Ama bunu da sürdüremeyecek çünkü Asya’dan yeni bir dünya doğuyor. Yeni uygarlığın şafağında, sosyal medya araçları dünyadaki bu emperyalist hegemonyaya karşı mücadeleyi yükseltmek için kullanılabilir. Fakat bunun için devletin sorumluluğu vardır. Sosyal medya, demokratik özgürlükler çerçevesinde düzene sokulmalıdır. Devlet düzeninin olmadığı bir yerde, hukuk düzeni olmayan bir yerde hürriyet olmaz. Kamu düzeni, toplumsal ahlâk, insan haysiyeti düzenlemelerle korunmalı. Özellikle hastanelerde, ulaşımda, polis, orduda veya görev kritik diğer altyapılarda millî yazılım kullanmak hayati önem taşıyor. Türkiye, Atlantik emperyalistlerinin internet tekeline son vermek ve milli devletimizin güvenliği için, millî uydu sistemimizi geliştirmeli ve bu amaçla Asya Merkezli İnternet Ağının inşasına katılmalıdır.
25 notes · View notes
delidolubirigibi · 2 months ago
Text
Farklı düşünseler de aynı şeyi hissediyor. Ve karanlık bütün yasak dokunuşları içinde saklıyor. Biliyorum, biliyorsun çünkü sen de içinde kocaman bir karanlığı saklıyorsun.
-00.00 Biri sizi düşünüyor
16 notes · View notes
an-tarctica · 4 months ago
Text
Ben şeyden korkuyorum tamam güzel sesimizi duyurduk bi şekilde kadın cinayetleri adına ve caydırıcı bi yaptırım uygulanması kesinlikle gerekiyor (Keske caydırıcı olmak zorunda olmadan kendi iradeleri ile düzgün bireyler olabilmeyi başarabilseler) ama beni geren şey şu; eğer bi yasa getirilmeye çalışılırsa bunun gerçekten kadın cinayetleri üzerine değil de alkol ve sosyal medyaya kısıtlama veya yasak getirme üzerinden olması, zaten buna dair bi karşıtlıkları varken bu olaylar da onlar için bahane olacak. Neymiş alkol etkisindeymiş, madde kullanmış, rapçi dinliyormuş, tv’de izledikleri etkilemiş, Müslüman değilmiş, satanistmiş vs. bunların bi gerekçe olmadığını nasıl kanıtlayabiliriz biz bu devlete acaba ve tamamen saf kötülükten, saf iradeden kaynaklandığını nasıl daha kanıtlamak gerekiyor? O kadar çelişkili ve çarpık durum var ki bu ülkede yaşamak artık sadece bi işkence, sokakta kadın/erkek/çocuk fark etmeksizin şansa yaşıyoruz ve hiçbirimiz güvende değiliz. Bu temel sorunları çözmek yerine insanların günlük yaşam sıkıntılarından bi nebze olsun kaçabilmek için başvurduğu son ilgi alanlarını da ellerinden almaya çalışmaları kadını da geçtim toplum düşmanlığından başka bir şey değil. Kadın olarak zaten bi değerimiz yok bu toplumda. Ki bence, erkeklerin 5 yaşından itibaren toplatılıp ciddi anlamda toplum, cinsiyet, eşitlik, haklar üzerine katı bi eğitimden/rehabilitasyondan falan geçmeleri lazım bu ülke buna layık. En sekülerim, açık görüşlüyüm diye gezinen erkek bile en az bi defa bi kadına rahatsızlık vermiştir xd sorry not sorry. Olay kişinin kendini nasıl eğittiği ve nasıl biri olmak istediğiyle ilgili, erkek olmanın bu ülkede sağladığı rahatlık ve özgürlüğe dayanarak başkalarının hayatını suistimal etmekle ilgili değil. Ister rap yapmış ister alkol almış ister cinsellik içeren dizi izlenmiş ister şarkıda uyuşturucudan bahsedilmiş bunlara karışmak sadece şeriate giden yola zemin hazırlamaktır ve bu kadın cinayetlerinde bile bu gibi bahanelerle kendilerine pay biçmeye çalışan insanlar daha da canımı sıkıyor çünkü bu toplum ve devlet kökten yozlaşmış bi kere.
7 notes · View notes