#Yapay organ araştırmaları
Explore tagged Tumblr posts
Text
Yapay Organlar: 3D Biyoyazıcıların Mucizevi Dünyası - 7 Adımda Geleceğin Tıbbını Keşfedin!
Yapay Organlar: 3D Biyoyazıcıların Mucizevi Dünyası – 7 Adımda Geleceğin Tıbbını Keşfedin! Giriş Tıp dünyası, her geçen gün yeni teknolojik gelişmelerle şaşırtmaya devam ediyor. Bu gelişmelerin en heyecan verici olanlarından biri de şüphesiz yapay organlar ve bu organları üreten 3D biyoyazıcılar. Organ nakli bekleyen binlerce hasta için umut ışığı olan bu teknoloji, adeta hayat kurtarıyor. Peki,…
#3D biyoyazıcı teknolojisinin tıbbi kullanımı#3D Biyoyazıcılar#3D biyoyazıcılar ile yapay organ üretimi#Biyobaskı#Biyomedikal Teknoloji#doku mühendisliği#kişiselleştirilmiş tıp#Kişiselleştirilmiş yapay organ üretimi#organ nakli#rejeneratif tıp#Tıp Teknolojileri#Yapay Doku#Yapay organ araştırmaları#Yapay organ teknolojisinin etik boyutları#Yapay Organlar
0 notes
Text
Bilim kurgu filmleri burada gerçek olacak
Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Özlenen Özkan ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, sağlık alanında yapılan bilimsel çalışmaları üst düzeye çıkaracak İleri Sağlık Araştırmaları Merkezi inşaatını gezdi. Rektör Prof. Dr. Özkan, “Yüz nakli eskiden bilim kurgunun alanıydı. Üniversitemizde Türkiye’de ilk kez bunu gerçeğe çevirdik. Bu merkezimizde de yapay organ, yapay doku, hayvandan insana organ…
View On WordPress
0 notes
Text
Ari P. Büyüktaş LGBTİ+ hakları aktivisti, transfeminist, çevirmen, araştırmacı ve yazar. Velvele.net editörlerinden ve yazarlarındandır. Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji lisansı ardından Strasbourg Üniversitesi Siyaset ve Sosyal Bilimler programı ile Central European University Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları programında yüksek lisans yaptı. Şu anda Galatasaray Üniversitesi Medya ve İletişim Çalışmaları Doktora Programı’nda güncel sanat ve queer kültür üzerine tez çalışmalarına devam etmektedir. LGBTİ+ hakları alanında çalışan ve feminist çalışmalar yürüten çeşitli sivil toplum kuruluşlarında medya, iletişim ve toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine projelerde çalıştı ve koordinatör olarak görev aldı. Ayrıca sivil toplum çalışmaları dahilinde cinsel sağlık, cinsel şiddet, cinselliğin psikososyal boyutu, toplumsal cinsiyet odaklı habercilik gibi alanlarda eğitimler; LGBTİ+ hakları, queer feminist yayıncılık, queer teori üzerine atölye ve seminerler gerçekleştirdi. Sel Yayıncılık Queer Düş’ün Serisi kurucularından olan Ari P. Büyüktaş, çevirmen ve editör olarak çeşitli yayınevleri ve kurumlar ile çalışmalarına devam etmektedir.
Aslı Seven, İstanbul ve Paris arasında yaşayan bağımsız bir küratör ve yazardır. Araştırmalarında ve projelerinde altyapısal şiddet biçimlerinin yapılı çevre aracılığıyla şekil kazanma süreçlerine odaklanır, saha çalışması, eleştirel kurmaca ve kolektif üretim yöntemlerini benimser. Fransa’da ENSA Bourges ve EESI Poitiers-Angouleme’den doktora düzeyinde sanatsal araştırma diploması almıştır. AICA Türkiye ve ICI (Independent Curators Internatinal) üyesidir.
Deniz Gül, Türkiyeli bir çağdaş sanatçıdır. Kavramsal heykeltıraş ve yazar olarak tanınır. Dilin metin, heykel ve mekân olarak nasıl icra edildiği üzerine düşünür. Yerleştirme ve heykelleri yapı, kompozisyon, form, akıbet üzerine konuşur. Roman benzeri sergileriyle bilinir. Pratiğinin özgünlüğü serimlediği silsilelerde yatar. Süreçler olarak okunabilecek edimi sanatçının zaman ve malzemeyle kurduğu ilişkiye dairdir. Gül’ün işleri, maddesel ve şiirsel olanın, görünen ve görünmeyenin eşiğinde, çoğu zaman ise çalıştığı zanaatkarların işe ve malzemeye dahiliyetleriyle aktüelize olur. İstanbul Bienali (2015) ve Şarja Bienali’nin (2017) yanı sıra Arter, Badischer Kunstverein, The Center for Contemporary Art Ujazdowski Castle, Centre De Cultura Contemporania, Palais des Beaux Arts de Lille gibi sanat mekânlarında sergiler yapmıştır. Son romanı Norgunk’tan çıkan Gül’ün kitapları ve sergileri Loyelow (2016), B.İ.M.A.B.K.R. (2013), 5 Kişilik Bufet (2011) isimleriyle anılır. Artnet News, Frieze Magazine, The Financial Times ve Art in America gibi yayınlarda hakkında yazılar yayımlanmıştır. Meydan (2020), Gül’ün 5 Kişilik Bufet ile başladığı, B.İ.M.A.B.K.R. ve Loyelow ile devam ettiği on yıllık çalışmanın son fragmanıdır. Sanatçı, dil, eylem, ses, mekân, yazıya dair araştırmasına Kazı ve Yüzey adlı çalışmasıyla devam etmektedir.
Gül, programı Bruno Latour’un 2017 yılında Berlin, HAU tiyatrosunda gerçekleştirdiği “Inside - a performance lecture” (“İçeride - bir performans tekdiri/taktiri/takdimi”) ile başlatıyor. Bu performatif konuşma, Latour’un yerküreye inişimizin ya da karaya çıkışımızın alternatif topografyalarını görselleştirme çabası. Latour, önerisinde kişinin bakış açısını, yerlerin coğrafi ızgarada gezengenlere uzanan vizyonundan, hadiselerin (event) izlenebildiği Gayagrafik bakışa çevirmeyi hedefler. Dünyanın zeminine, toprağına, yüzeyine, tenine değen yerdeyiz ve dışarı bakma arzumuz kendimizi içeride görme yetimizi köreltiyor.
Derya Bayraktaroğlu, bağımsız küratör ve yazar. Araştırmaları queer metodoloji, feminizm, sanat endüstrisinin politik ekonomisi, küratöryal aktivizm ve katılımcı sanat arasındaki etkileşimlere odaklanır. buluşma sergisi (2020; Barın Han, İstanbul) ve unspeakable home, enchanting companions (2019; Badischer Kunstverein, Karlsruhe) sergi ve kamusal programının küratörlüğünü üstlendi. koloni sergilerinin eş küratörlüğünü yaptı (2017; İstanbul, 2018; Berlin). Yüksek lisansını Kültürel İncelemeler, lisansını Siyaset Bilimi alanında tamamladı. VKV Çağdaş Sanat Koleksiyonu kapsamında Arter’de küratöryal araştırmacı olarak çalıştı. Galeri Manâ ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Görsel Sanatlar Yönetmenliği ekiplerinde yer aldı, sergi ve yayınlar hazırladı. Atölye çalışmaları yürütüyor, güncel sanat ve politika hakkında yazı yazıyor.
Derya Bayraktaroğlu dil ile müzakeresini “şimdi ve burada” fenomenine, zaman/mekânın mülkleşmesine uzanan bir eleştiriyle kuruyor. Anaakım, tekil ve krono-normatif bir artikülasyon olarak sunulan “şimdi ve burada” bir yana, yer ve zaman queer düşünüşün araçları yordamıyla nasıl algılanabilir? Sorular üretmeye ve metod üzerine düşünmeye aracılık edecek üç parçadan oluşan yapının parçaları şöyle: Jack Halberstam’ın Jose Esteban Munoz’un ani ��lümünden sonra yazdığı bir mektup, Angela Davis ve Judith Butler’ın eşitlik mevhumuna dair genel-geçer siyasal kabuller ve beklentileri alaşağı eden bir sohbeti ve Mehmet Sander’in bedeni direnç ve bir karşı-eylem olarak ele alan sanatçı konuşması.
Ecem Efsun Üçkardeş 1992 yılında doğdu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünü bitirdikten sonra bir dönem yayıncılık yaptı. Şimdilerde ise editörlük ve çevirmenlik ile meşgul olup, edebiyat faaliyetlerini sürdürmektedir.
Ezgi Tok lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde, yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde aldı. Pratiğinde ilişkiler, sistemler ve standartlar üzerine yoğunlaşır. Çalışmalarında, maddi ve gayrimaddi şeyleri/durumları ölçmek, organize etmek ve tanımlamak için nafile girişimleri içeren jestleri belgelemeye odaklanır. İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.
Ezgi Tok’un seçkisi, Toni Morrison’un 1993 Nobel Edebiyat Ödülü Kabul Töreni’nde yaptığı konuşma. Bu konuşmada Morrison, bir organizma olarak dilin kurduğu ilişkilere, onun yaşam koşullarına ve kullanımına dair gözlem ve deneyimlerini aktarır. Hem kendi, hem de kurmaca bir karakterin gözünden hibrit bir yöntemle anlatısını oluşturan Morrison aracılığıyla dil - aktivizm - nüfuz etmek üçgeninde iletkenlik, geçirgenlik, esneklik gibi kavramların anlatı, söylem ve günlük hayatta nasıl karşılık buldukları bu seansın odağında.
Kevser Güler’in araştırmaları sanat yapıtlarının ve sergilerin varlık koşullarını ve olanaklarını düşünmeye odaklanıyor. 2020’de Yapı Kredi Kültür Sanat’ta Sergiler Direktörlüğünü üstlenen Güler, 2014-2019 yılları arasında Arter’in koleksiyonu üzerine araştırma yaptı, 2007-2014 yılları arasında İstanbul Bienali’nde çalıştı. Kevser Güler’in son dönemde küratöryal sorumluluklar üstlendiği sergi ve projelerin bazıları: Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz, Yapı Kredi Kültür Sanat, İstanbul, 2020-2021; Meydan, Deniz Gül, Yapı Kredi Kültür Sanat, İstanbul, 2020; Milat, Lale Müldür, Yapı Kredi Kültür Sanat, İstanbul, 2020; Gökcisimleri Üzerine, Arter, İstanbul, 2020-21; Anadolu Kültür Araştırma ve Üretim Projesi: ԱԱ / FF / GG (Ապագայի Ապագա / The Future of Future / Geleceğin Geleceği), İstanbul, Erivan, Lizbon, 2020.
Dilin, sözcüklerin ve imajların gündelik yaşama etkisini ve yeni biçimleri düşünen Kevser Güler’in seçkisi teknoloji araştırmacısı ve yazar Maya Indira Ganesh’in “Beden-Veri-Ayrımcılık” başlıklı sunumu. Ganesh sunumunda günümüz yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerinde verinin ve veri etiketlemenin yer alma süreçlerine ve bu süreçlerin doğurduğu etik ve politik sorulara dikkat çekiyor. Görsel kayıtlar ve bu kayıtları tarif eden sözcüklerin eşleşmesiyle oluşan etiketlenmiş görsel veri, bugün dilin, sözcüklerin ve görsel kaydın hem etkide bulunduğu hem de etkilerine maruz kaldığı kritik alanlarından biri. Sözcükler ve görsel kayıtlar arasında kesintisiz devam eden ve iki yönlü bir çeviri formu olarak da okunabilecek bu akışı kat ederken, Ganesh, aynı zamanda dilin ve sözcüklerin yeni hackleme yolları düşünmek ve bireysel direniş stratejileri keşfetmek için sunabileceklerine de işaret ediyor.
Hakkı Kaan Arıkan Ankara'da doğdu. ODTÜ endüstri mühendisliğinden sonra Bilkent ve Boğaziçi üniversitelerinde felsefe eğitimi aldı. Halen Boğaziçi üniversitesinde doktora çalışmalarına devam etmekte olan Kaan aynı zamanda çevirmenlik ve editörlük yapmaktadır.
İpek Altun Bilkent Üniversitesi Psikoloji lisans, Medya ve Görsel Çalışmalar yüksek lisans programı mezunu. Şimdiye kadarki araştırma ve iş deneyimleri, ağırlıklı olarak yaratıcı sektörler ekseninde ilerlemiştir. Bu kapsamda, yaratıcı toplulukların iş yaşamları ve deneyimlerini farklı çerçevelerden aktaran çalışmalara katkı sağlamıştır. Doktora çalışmalarını Hacettepe Üniversitesi İletişim Bilimleri programında sürdürmektedir.
İpek Şahinler (1990, Istanbul) Texas Austin Üniversitesi’nde karşılaştırmalı edebiyat doktora öğrencisidir. Burada retorik dersleri vermekte ve Türkçe öğretmektedir. Doktoraya başlamadan önce Edinburg Üniversitesi’nde karşılaştırmalı edebiyat yüksek lisansı yapmış, onun öncesinde de Amsterdam Üniversitesi’nde toplumsal cinsiyet çalışmıştır. Aslen Sabancı politik bilimler mezunudur ve mezuniyetinden bu yana romans dillerinde çeviri yapmaya devam etmektedir. Mevcut doktora çalışması 20.yy Orta Doğu ve Latin Amerika edebiyatlarının keşişim noktalarını queer teori perspektifinden inceler. Bunun yanı sıra İstanbul’un farklı kültür-sanat mekanlarında “müphem Türkçe edebiyat” olarak kavramsallaştırdığı edebi alan hakkında dersler vermektedir. Aralık 2020’den beri Berlin Queer Teori Enstitüsü’nde (iQt) araştırma görevlisidir.
#biyografi#secki#derya bayraktaroğlu#ezgi tok#deniz gül#ipek şahinler#ipek altun#hakkı kaan arıkan#ecem efsun üçkardeş#kevser güler#ari büyüktaş#aslı seven
0 notes
Text
TEKNOFEST İstanbul kapılarını açıyor https://ift.tt/2MOBONv
Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen ve Anadolu Ajansı’nın (AA) global iletişim ortağı olduğu TEKNOFEST, kapılarını açıyor. İstanbul Yeni Havalimanı’nda bugün başlayacak festival için hazırlıklar tamamlandı.
Hava kontrol kulesi önüne kurulan ana sahnede festivalin son gününe kadar birçok etkinlik düzenlenmesi planlanırken, katılımcı firmaların stantlarında da bilgilendirme ve birçok deneyim fırsatı sunulacak.
Alana girişler için kontrol noktaları oluşturulurken, misafirlerin ihtiyaçları için çok sayıda sosyal donatı alanı inşa edildi.
12 KATEGORİDE TEKNOLOJİ YARIŞLARI
Türkiye tarihinin en büyük ödüllü teknoloji yarışmaları, Aselsan, Baykar, BMC, İGA, İSBAK, Roketsan, TAİ, TÜBİTAK ve Türksat’ın paydaşlığında gerçekleştirilecek.
Aselsan, İHA Destekli İnsansız Kara Aracı, İnsansız Sualtı Sistemleri ve Robotik Fetih 1453 Yarışmaları’nın, Baykar Savaşan İHA, Sürü İHA, Baykar ve TAİ Yapay Zeka yarışmalarının, İGA Model Uçak, İSBAK Robotaksi ve İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması’nın, Roketsan Roket, TÜBİTAK İHA ve Türksat Model Uydu yarışmasının paydaşlığını üstleniyor.
12 farklı kategoride düzenlenecek teknoloji yarışmalarıyla gençlerin kendi teknoloji projelerini geliştirmesi ve üretmeleri hedefleniyor. Teknoloji yarışmalarına toplamda 750 takım ve 2 binin üzerinde yarışmacı katılıyor.
Festival kapsamında Solo Türk ve Türk Yıldızları’yla Türk ve yabancı gösteri grupları festival süresince havacılık gösterileri sunacak. Ayrıca farklı büyüklüklere ve görevlere sahip çok sayıda özel uçak festival alanında sergilenecek. Festival alanında, belirli sayıda ziyaretçinin deneyimleyebileceği rüzgar tüneli ve planetaryum yer alacak.
Özellikle çocuk ziyaretçilere yönelik, 3D yazıcılar içeren teknoloji atölyeleri ve eğitici atölyeler düzenlenecek. Ayrıca festivalde ziyaretçiler için her akşam farklı bir konser verilecek.
MİLLİ TEKNOLOJİLER, SANAL GERÇEKLİK UYGULAMASIYLA GÖRÜLEBİLECEK
Türk Havacılık ve Uzay Sanayisi de bir süredir üzerinde çalıştığı sanal gerçeklik uygulamasını festival ziyaretçilerinin kullanımına sunacak. Uygulamayla şirketin ürettiği ve geliştirme çalışmaları yürüttüğü uçak ve helikopterler birebir ölçülerinde yakından görülebilecek.
Gözlüğü takanlar, kendilerini içinde insansız hava aracı ANKA, Milli Muharip Uçak, T625 helikopteri, Göktürk-2 uydusu, jet eğitim ve yakın destek uçağı Hürjet, yeni nesil temel eğitim uçağı Hürkuş ve Atak helikopterinin yer aldığı bir “sanal hangar”da bulacak.
Ziyaretçiler ellerindeki kontrol cihazını kullanarak hangar içinde, ürünler arasında ve etrafında dolaşabilecek, yakın mesafelerden ürünleri görebilecek.
Simülasyon yarışmaları yapay zeka araştırmaları için oldukça yoğun kullanılıyor. Bunların en çok bilinenlerini DARPA’nın düzenlediği DARPA Robotics Challenge (DRC) ve NASA’nın düzenlediği Space Robotics Challenge oluşturuyor.
İki yarışmada da kullanılan açık kaynak simülasyon ortamı (Gazebo robotik simülatörü) TEKNOFEST‘te de olacak. Bu yarışmalarda tek robot için geliştirilen beceriler test edilirken, TEKNOFEST’teki kullanım bir ilk olarak kayda geçecek. Yarışma aynı zamanda Türkiye’de yapılan ilk kapsamlı robot simülasyonu yarışması olarak da dikkati çekiyor.
FESTİVAL ALANINA ULAŞIM ÜCRETSİZ
Dört gün sürecek TEKNOFEST’e ulaşım için yeni otobüs hatları belirlendi. İETT katılımcıların, festivale rahat ve hızlı gidebilmesi için 16 merkezden ücretsiz otobüs seferleri planladı. Sabah 09.00 ile akşam 19.00 saatleri arasında düzenlenen seferlerin yolcu yoğunluğuna göre ayarlaması yapılacak.
İBB şirketi İSBAK da festivalin sponsorluğunu üstlenen kurumların arasında yer aldı.
Yeni havalimanına Taksim Gümüşsuyu, Mecidiyeköy E-5 yanı, Kadıköy, Beşiktaş, Üsküdar İskele, Ümraniye Tepeüstü, Yenibosna aktarma istasyonu, Eminönü sahil, Hadımköy son durak, Eyüpsultan Feshane, İSPARK otoparkı, Maltepe metro istasyonu, Kartal E-5, Büyükçekmece Tüyap Merkezi, Küçükçekmece Stad yanı, Sarıyer son durak ve Seyrantepe Metro istasyonu İETT peron ve duraklarında otobüsler kaldırılacak.
Kaynak:https://ift.tt/eIvIxB
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2OIGoyM via IFTTT
0 notes
Text
3D Biyobasım Devrimi: 7 Çığır Açan Uygulama ile Tıbbın Geleceğine Yolculuk
Giriş Hayal edin: Bir gün doktorunuz size “Yeni bir kalbe ihtiyacınız var, hemen basalım” diyebilir. Kulağa bilim kurgu gibi geliyor, değil mi? Ama 3D biyobasım teknolojisi sayesinde bu hayal, hızla gerçeğe dönüşüyor. Bu yazıda, tıp dünyasını kökten değiştiren 3D biyobasım teknolojisini ve onun çığır açan 7 uygulamasını keşfedeceğiz. Hazır mısınız? O halde geleceğin tıbbına doğru heyecan verici…
#3D biyobasım#3D biyobasım ile deri ve yanık tedavisi#3D biyobasım teknolojisinin geleceği#3D biyobasımın tıptaki uygulamaları#biyoteknoloji#doku mühendisliği#ilaç geliştirme#kanser araştırmaları#kişiselleştirilmiş ilaç testi için 3D biyobasım#kişiselleştirilmiş tıp#organ nakli#rejeneratif tıp#tıbbi inovasyon 3D biyobasım ile organ üretimi#yapay organ
0 notes