#Türk Milliyetçiliği
Explore tagged Tumblr posts
Text
En güzel cevabı buldum kızlaaarrr...:)
#türkçülük#türk milliyetçiliği#türklük#milliyetçi#artists on tumblr#photography#spotify#aşka dair#aşk#gokyuzunedenmaavi
13 notes
·
View notes
Text
"Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur.."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
30 notes
·
View notes
Text
Ad günün mübarək ULU ÖNDƏR!
Ruhun şad olsun!
#türkçü#türk#azərbaycan#azerbaijan#azerbaycan#qarabağ#türk milliyetçiliği#türkiye#müharibə#dağlıq qarabağ#Ulu öndər#Rəsulzadə#məhəmməd əmin rəsulzadə
5 notes
·
View notes
Text
İYİ Parti'nin 7. Kuruluş Yıldönümü ve Cumhuriyet Bayramı Kutlaması
İYİ Parti, 7. kuruluş yıldönümünü ve Cumhuriyetimizin 101. yılını dün Ankara Atatürk Spor Salonu’nda coşkuyla kutladı. Türkiye’nin dört bir yanından 81 ilden gelen parti teşkilatları, bu anlamlı kutlama törenine büyük bir katılım gösterdi. İYİ Parti’nin üst düzey yöneticileri ve milletvekilleri etkinlikte tam kadro yer alırken, kalabalık salon maalesef dolup taştı ve bazı katılımcılar içeri…
#İyi Parti#ATATÜRK#Cumhuriyet Bayramı#kuruluş yıldönümü#kutlama#Müsavat Dervişoğlu#Meral Akşener#Siyaset#Türk milliyetçiliği#türkiye
0 notes
Text
Türk Milliyetçisi Sefer Albayrak'a Son Veda
Türk milliyetçiliğine ömrünü adamış Sefer Albayrak, son yolculuğuna uğurlandı. İstanbul’da toprağa verilen Albayrak, vatanseverliği ve dava aşkıyla daima hatırlanacak. MHP Enez İlçe Başkanlığı ve Edirne İl Başkan Yardımcılığı görevlerini üstlenmiş, Türk milliyetçiliğinin savunucusu ve saygın iş insanı Sefer Albayrak, aramızdan ayrıldı. Albayrak, Türk dünyasının birliği için verdiği mücadele ve…
#Edirne İl Başkan Yardımcısı#İstanbul’da cenaze#MHP Enez İlçe Başkanlığı#Sefer Albayrak#Sefer Albayrak vefat#TÜRK DÜNYASI#Türk Milliyetçiliği#Türk milliyetçisi#vatansever iş insanı
0 notes
Text
🇹🇷 ES-SELÂM 🇹🇷 EY KUTLU TÜRK MİLLETİM 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
❤️🔥 Türk Milliyetçiliği, bir avuç namerdin kahpeliği ile kökü kazınabilecek bir fikir değildir.
Nejdet SANÇAR
❤️🔥 "İsteyen Türk olur, istemeyen olmaz. Memleketin adı Türkiye olur." diyen Ortaylı, "Bendeniz Türkiyeli değilim. Türkiye'yi çok seviyorum. Ecnebi olsaydım Türkolog olurdum. Şu anda ben Türk'üm. Bunu böyle biliyorum. Bu bir mirastır. Bunu benimsersin, devam ettirirsin, o şekilde ölürsün."
Prof. Dr. İlber Ortaylı
AŞKLA, GÜVENLE, DUAYLA.. 🌹💙🍀🌹💙🍀🌹💙🍀🌹
• NE MUTLU • •🇹🇷TÜRK'ÜM DİYENE!🇹🇷•
33 notes
·
View notes
Text
Bu yolun sonu “Türk-Kürt-Arap Federasyonu” mu?
M.Tanzer Ünal
Makaleyi mutlaka okuyun.
Ülkemizde son günlerde “akıl dışı” olaylar yaşanıyor.
Acayip!
Sabah uyanıyoruz, bakıyoruz Dışişleri Bakanlığı’ndan bir müjde (!)
“15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklılar, 1 Eylül’den itibaren ülkemize vizesiz girebilecek.”
Haydaaa…
Nereden çıktı bu karar?
Neden böyle bir karar alındı?
Bu kararın mantığı ne?
Ülkemiz, bu karardan ne kazanacak, ne kaybedecek?
Hiçbir açıklama yok.
Emir, büyük yerden!
Patron emretti, uyguluyoruz.
Şimdi vatanımızın geleceğinden kaygı duyan herkes, bunu tartışıyor.
Şunun şurasında bir hafta sonra uygulama başlayacak, sınır kapılarında Iraklılara hiçbir güçlük çıkarılmayacak ve vize sorulmayacak.
Pasaportuna damga vurduran elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girebilecek.
Ülkemizde ne kadar kalacaklar?
Dönecekler mi, dönmeyecekler mi?
Ne iş yapacaklar, geçimlerini nasıl sağlayacaklar?
Sağlık ve eğitim hizmetlerini bedava mı alacaklar?
Bunlara da ileride vatandaşlık verilecek mi?
Kafalarda onlarca soru…
Cevabı var mı bu soruların?
Yok!
Irak’la ilgili bazı bilgiler
1 Eylül’den itibaren Iraklılar artık elini kolunu sallaya sallaya ülkemize girebileceğine göre, Irak’la ilgili bazı bilgileri beynimizin bir köşesine yerleştirmekte yarar var.
*Irak’ın nüfusu, 45 milyon.
*Halkın yüzde 42’si okuma yazma bilmiyor.
*Ortalama eğitim seviyesi, 3 yıl.
*Kişi başına milli gelir, 4.600 dolar.
*Nüfusun yüzde 75’i Arap, yüzde 20’si Kürt, yüzde 5’i diğer.
*İnsanların çoğu mesleksiz. “Birey” sayısı çok az. Devletten aldıkları ���şartlı sosyal yardımla” geçiniyorlar, yönetenlere biat ederlerse yardım almaya devam ediyorlar.
*Dünya Bankası verilerine göre, “çalışma verimi” çok düşük. Devlette çalışan bir memur ve işçinin günlük verimi, sadece 17 dakika.
*Mesleksizlik ve işsizlik, gençlerde büyük sorun yaratmış durumda. Gençler, çoğunlukla gelişmiş başka ülkelere gitmek istiyor, bunu başaramayanlar da PKK veya diğer terör örgütlerinin aylık 300-400 dolarlık militan olma tekliflerine evet demek zorunda kalıyorlar.
*Irak, her ne kadar görünürde biri merkezi (Irak Cumhuriyeti), diğeri bölgesel (Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi) iki hükümet tarafından yönetiliyorsa da, ülkenin esas patronu ABD.
İşte, vizesiz kapılarımızı açtığımız Irak’ın durumu bu.
Kafalarda bir soru daha…
15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklılara vize uygulanmayacağına göre, 45 milyon nüfusun acaba ne kadarı bu yaş diliminde?
45 milyon nüfusun yarısı…
Yani en az 20 milyon.
Demek bu 20 milyon Iraklı, artık bundan sonra değişik zaman dilimlerinde aramızda olacak.
Bu işin içinde bir “hinlik” var
Yaşadıklarımız, normal değil.
Bu işin içinde bir “hinlik” var.
Yıllardır, 13 milyon sığınmacıdan (işgalciden) ülkemizi kurtarmak için mücadele ederken, şimdi bir de başımıza “vizesiz Iraklılar” çıktı.
Adeta “Moğol istilası” altındayız.
Mevcut 13 milyon sığınmacı…
Buna Türkiye’ye vizesiz girme hakkı olan 20 milyon Iraklının 10 milyonunu da ekleyin, ne yaptı?
23 milyon…
Türkiye’de doğurganlık hızı, yani bir kadının yaşamı boyunca hayata getirdiği çocuk sayısı, 1.5.
Irak, Suriye, Afganistan gibi, vatandaşları Türkiye’ye sığınan ülkelerde bu sayı kaç biliyor musunuz?
Kadın başına 3.5.
Bu da demek oluyor ki, Türkiye’nin demografik yapısı önümüzdeki 10 yıl içinde hızla değişecek.
İşte bu nedenle “İşin içinde bir hinlik var” dedim.
“Türksüz, Türkiye projesi”ne doğru koşar adım
Emperyalist devletler, “Türk vatandaşlığı üzerine inşa edilmiş 100 yıllık bir toplumsal kültürü” yok etmek istiyorlar.
Kendilerini bu topraklardan kovan Atatürk’ten ve Cumhuriyet’in kuruluşundan intikam almak istiyorlar.
Ülkemizde “kendilerini Türk bilenlerin” sayısını hızla azaltmak istiyorlar.
Hedeflerine koşar adım yürüyorlar.
Bu yaşadıklarımızın hiçbiri tesadüf değil.
Hepsi planlı programlı.
Hepsi bilinçli…
Amerika’da yazılan BOP senaryosu, noktasına virgülüne kadar uygulanıyor.
Filmi AKP döneminin ilk yıllarına sarın, “TC”, resmi dairelerden silindi mi?
Silindi…
“Türk milliyetçiliği” ayaklar altına alındı mı?
Alındı…
“Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diyen andımız, okullardan kaldırıldı mı?
Kaldırıldı…
Ülkeyi yönetenler, “Türk milleti” demeyeli kaç yıl oldu, bir de bunu düşünün!
Daha hangi birini sayayım?
Yahu, Turizm Bakanlığı bile “Türk” kelimesine karşı savaş açtı.
Müzik korolarının başındaki “Türk” kelimesi kaldırıldı, uyduruk sözcükler kondu.
Örneğin, “Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu”nun ismi, “Edirne Rumeli Müzikleri Topluluğu” olarak değiştirildi.
Emperyalist devletler, yıllardır uyguladıkları “Türksüz, Türkiye projesi”nde son aşamaya geldiler.
Bir taraftan yasaklarla “Türklüğü” unutturuyorlar, diğer taraftan ülkemizdeki Türkleri;Iraklı, Suriyeli, Afganlı işgalleriyle “azınlık” hale getiriyorlar.
Kartlarını açık oynuyorlar, ama ne yazık ki toplum “afyon yutmuş gibi” olup biteni alkışlamaya devam ediyor.
Bu yolun sonu ne biliyor musunuz, “Türk-Kürt-Arap Federasyonu”!
Federasyon da biliyorsunuz, bir ülkeyi parçalamanın ön adımı.
Federasyon kurulur, bir süre sonra her bir federasyon bir parça toprak alıp kendi yoluna gider.
Benim gördüğüm bu.
Tehlikeli sularda yüzüyoruz.
Dikkat edin, emperyalistler, bütün düğmelere aynı anda bastılar.
Hukuksuz devlet…
Ekonomik kaos…
Yönetim krizi…
13 milyon sığınmacı…
Şimdi de “vizesiz Iraklılar”…
Türkiye, tam teslim alındı.
Türkiye, 100 yıl sonra bir kez daha “kurtarılması gereken ülke” konumunda.
Artık uyanalım!
Yarın, çok geç olabilir.
(Alıntı)
12 notes
·
View notes
Text
Bu yolun sonu “Türk-Kürt-Arap Federasyonu” mu?
(M.Tanzer Ünal)
Ülkemizde son günlerde “akıl dışı” olaylar yaşanıyor.
Acayip!
Sabah uyanıyoruz, bakıyoruz Dışişleri Bakanlığı’ndan bir müjde (!)
“15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklılar, 1 Eylül’den itibaren ülkemize vizesiz girebilecek.”
Haydaaa…
Nereden çıktı bu karar?
Neden böyle bir karar alındı?
Bu kararın mantığı ne?
Ülkemiz, bu karardan ne kazanacak, ne kaybedecek?
Hiçbir açıklama yok.
Emir, büyük yerden!
Patron emretti, uyguluyoruz.
Şimdi vatanımızın geleceğinden kaygı duyan herkes, bunu tartışıyor.
Şunun şurasında bir hafta sonra uygulama başlayacak, sınır kapılarında Iraklılara hiçbir güçlük çıkarılmayacak ve vize sorulmayacak.
Pasaportuna damga vurduran elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girebilecek.
Ülkemizde ne kadar kalacaklar?
Dönecekler mi, dönmeyecekler mi?
Ne iş yapacaklar, geçimlerini nasıl sağlayacaklar?
Sağlık ve eğitim hizmetlerini bedava mı alacaklar?
Bunlara da ileride vatandaşlık verilecek mi?
Kafalarda onlarca soru…
Cevabı var mı bu soruların?
Yok!
Irak’la ilgili bazı bilgiler
1 Eylül’den itibaren Iraklılar artık elini kolunu sallaya sallaya ülkemize girebileceğine göre, Irak’la ilgili bazı bilgileri beynimizin bir köşesine yerleştirmekte yarar var.
*Irak’ın nüfusu, 45 milyon.
*Halkın yüzde 42’si okuma yazma bilmiyor.
*Ortalama eğitim seviyesi, 3 yıl.
*Kişi başına milli gelir, 4.600 dolar.
*Nüfusun yüzde 75’i Arap, yüzde 20’si Kürt, yüzde 5’i diğer.
*İnsanların çoğu mesleksiz. “Birey” sayısı çok az. Devletten aldıkları “şartlı sosyal yardımla” geçiniyorlar, yönetenlere biat ederlerse yardım almaya devam ediyorlar.
*Dünya Bankası verilerine göre, “çalışma verimi” çok düşük. Devlette çalışan bir memur ve işçinin günlük verimi, sadece 17 dakika.
*Mesleksizlik ve işsizlik, gençlerde büyük sorun yaratmış durumda. Gençler, çoğunlukla gelişmiş başka ülkelere gitmek istiyor, bunu başaramayanlar da PKK veya diğer terör örgütlerinin aylık 300-400 dolarlık militan olma tekliflerine evet demek zorunda kalıyorlar.
*Irak, her ne kadar görünürde biri merkezi (Irak Cumhuriyeti), diğeri bölgesel (Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi) iki hükümet tarafından yönetiliyorsa da, ülkenin esas patronu ABD.
İşte, vizesiz kapılarımızı açtığımız Irak’ın durumu bu.
Kafalarda bir soru daha…
15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklılara vize uygulanmayacağına göre, 45 milyon nüfusun acaba ne kadarı bu yaş diliminde?
45 milyon nüfusun yarısı…
Yani en az 20 milyon.
Demek bu 20 milyon Iraklı, artık bundan sonra değişik zaman dilimlerinde aramızda olacak.
Bu işin içinde bir “hinlik” var
Yaşadıklarımız, normal değil.
Bu işin içinde bir “hinlik” var.
Yıllardır, 13 milyon sığınmacıdan (işgalciden) ülkemizi kurtarmak için mücadele ederken, şimdi bir de başımıza “vizesiz Iraklılar” çıktı.
Adeta “Moğol istilası” altındayız.
Mevcut 13 milyon sığınmacı…
Buna Türkiye’ye vizesiz girme hakkı olan 20 milyon Iraklının 10 milyonunu da ekleyin, ne yaptı?
23 milyon…
Türkiye’de doğurganlık hızı, yani bir kadının yaşamı boyunca hayata getirdiği çocuk sayısı, 1.5.
Irak, Suriye, Afganistan gibi, vatandaşları Türkiye’ye sığınan ülkelerde bu sayı kaç biliyor musunuz?
Kadın başına 3.5.
Bu da demek oluyor ki, Türkiye’nin demografik yapısı önümüzdeki 10 yıl içinde hızla değişecek.
İşte bu nedenle “İşin içinde bir hinlik var” dedim.
“Türksüz, Türkiye projesi”ne doğru koşar adım
Emperyalist devletler, “Türk vatandaşlığı üzerine inşa edilmiş 100 yıllık bir toplumsal kültürü” yok etmek istiyorlar.
Kendilerini bu topraklardan kovan Atatürk’ten ve Cumhuriyet’in kuruluşundan intikam almak istiyorlar.
Ülkemizde “kendilerini Türk bilenlerin” sayısını hızla azaltmak istiyorlar.
Hedeflerine koşar adım yürüyorlar.
Bu yaşadıklarımızın hiçbiri tesadüf değil.
Hepsi planlı programlı.
Hepsi bilinçli…
Amerika’da yazılan BOP senaryosu, noktasına virgülüne kadar uygulanıyor.
Filmi AKP döneminin ilk yıllarına sarın, “TC”, resmi dairelerden silindi mi?
Silindi…
“Türk milliyetçiliği” ayaklar altına alındı mı?
Alındı…
“Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diyen andımız, okullardan kaldırıldı mı?
Kaldırıldı…
Ülkeyi yönetenler, “Türk milleti” demeyeli kaç yıl oldu, bir de bunu düşünün!
Daha hangi birini sayayım?
Yahu, Turizm Bakanlığı bile “Türk” kelimesine karşı savaş açtı.
Müzik korolarının başındaki “Türk” kelimesi kaldırıldı, uyduruk sözcükler kondu.
Örneğin, “Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu”nun ismi, “Edirne Rumeli Müzikleri Topluluğu” olarak değiştirildi.
Emperyalist devletler, yıllardır uyguladıkları “Türksüz, Türkiye projesi”nde son aşamaya geldiler.
Bir taraftan yasaklarla “Türklüğü” unutturuyorlar, diğer taraftan ülkemizdeki Türkleri;Iraklı, Suriyeli, Afganlı işgalleriyle “azınlık” hale getiriyorlar.
Kartlarını açık oynuyorlar, ama ne yazık ki toplum “afyon yutmuş gibi” olup biteni alkışlamaya devam ediyor.
Bu yolun sonu ne biliyor musunuz, “Türk-Kürt-Arap Federasyonu”!
Federasyon da biliyorsunuz, bir ülkeyi parçalamanın ön adımı.
Federasyon kurulur, bir süre sonra her bir federasyon bir parça toprak alıp kendi yoluna gider.
Benim gördüğüm bu.
Tehlikeli sularda yüzüyoruz.
Dikkat edin, emperyalistler, bütün düğmelere aynı anda bastılar.
Hukuksuz devlet…
Ekonomik kaos…
Yönetim krizi…
13 milyon sığınmacı…
Şimdi de “vizesiz Iraklılar”…
Türkiye, tam teslim alındı.
Türkiye, 100 yıl sonra bir kez daha “kurtarılması gereken ülke” konumunda.
Artık uyanalım!
Yarın, çok geç olabilir.
Alıntı
5 notes
·
View notes
Text
aniden karşıma çıkan türk bayrağı sarma ve lokma tatlısıyla kanımda arşa yükselen türklük ile milliyetçiliği doludizgin yaşadığım bir gün oldu Aaauuuuuuuuuuuuuu🐺
19 notes
·
View notes
Text
İSLAM VE YAHUDİLİK
Tarih, Araplar ve Türklerin birbirlerini o kadar da sevmediğini söyler (kaynak - Zekeriya Kitapçı, Türkistan'ın Müslüman Araplar Tarafından Fethi, - Ebu Müslim Horasani 2. Cilt, "Emeviler devrinde Alevilerin Maveraünnehir ve Horasan'a sürgün edilmesi) Peygamberden sonra meydana gelen Siffin savaşının ardından başlayan Emeviler döneminde İslam daha çok Arap milliyetçiliği ekseninde gelişmekte olan bir din olmuştur. İslam Devleti yeni fetihlerle oldukça genişlemiş, Alevi ve Şiilerin Türk desteğiyle yerleştikleri Maveraünnehir'e kadar ulaşmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle Türkler İslam’ı araplardan ziyade Farslardan ve Yahudilerden öğrenmiştir.
(bir kaç örnek -Havva’nın Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı Kuran’da yazmaz, Havva adı bile geçmez, Tevrat’ta yazar bunlar. -Miraç kandili, yani önemli kişinin bir hayvanın sırtında göğe yükselme günü kutlaması Zerdüştlük’te Ahura Mazda’dan gelir. -Erkek çocuklarının pipisini kesenler Yahudilerdir. Kuran’da yazmaz, Tevrat’ta yazar.
yom kippur > berat kandili çarşaf giymek bir tesettür alternatifi olarak peruk takmak. adetli, regl dönemindeki kadının ibadet edememesi, pis addedilmesi. turşu kursa bile tutmayacağı inancı. bkz: yahudilerde hayız halindeki kadın murdar sayılmaktaydı. bu sebeple hayızlı kadının dokunduğu her şey murdar sayılmaktaydı. kur'an'da, tevrat ve incil'in değiştirildiğine dair bir söz bulunmaz. koskoca şekilde "allah kitabını korur" diye bir ayet vardır. kur'an; eski ve yeni ahitin arap kültürüyle yorumlanışıdır. kurban etmek yahudiliğinin şanındayken hıristiyanlık'ta kurban yoktur çünkü yesu mesih bütün insanlık için kurban olmuştur. islâmda ise kurban ibadeti farzdır. sünnet antik mısır kökenlidir. yahudilikte adem-havva'dan gelen insanlık günahını temizlemek için erkeklere farzdır. hıristiyanlık'ta bu olay hem dişi, hem de erkeğin günahtan kurtulması için onun yerine vaftiz gelmiştir. islâm dininde sünnet farz değildir, o coğrafyanın kültürlerinde gelenektir. mısır'da bulunan koptik hıristiyanlar sünnet olur. oruç ibadeti yahudilik, hıristiyanlık ve islâm'da vardır. farkları gıda kısıtlamaları ve gün sayısıdır. fakat amaç aşağı yukarı aynıdır.
namaz, gözlemlediğim kadarıyla ortodoks hıristiyan inançta vardır. yahudilerde de varmış. islâmda daha da önemli hale gelmiştir. o üç semavi din tek tanrılı, monoteist olarak da adlandırabileceğimiz dinlerdir. hıristiyanlık'ta bulunan üçleme "üç tanrı" değildir, o üçlülük durumu tanrı'nın tezahürleridir; yaratan ve kadim olan tanrı, tanrı'dan gelen ruhun ete kemiğe bürünmüş, günahsız tek peygamber olan yesu mesih, tanrı'nın evreni ve evrenin içinde bulunan dünya'nın işleyişini etkileyen ruhül-kudüs. ruhül-kudüs'ü kabaca tasvir etmek gerekirse islâm'da bulunan cebrail meleğinin komplike halidir. istavroz çıkarılırken türkçe'ye şu şekilde çevrilebilecek söz söylenir; "baba, oğul, ruhül-kudüs, bir allah'ın adıyla amin" şimdi semavi dinlerler, başta sümer dinleri olmak üzere destan ve efsanelerden de etkilendiğini de sen araştır...bu örnekleri çoğaltmak mümkündür)
752 Talas savaşıyla islamla tanışan Türklerin islama geçiş süreci de uzun olmuştur.... Türklerin İslam'a geçişi, Türklerin İslam dininden önce mensup oldukları Tengricilik inancından vazgeçip dinlerini değiştirmeleridir. Yaklaşık 10. yüzyıla kadar Tengricilik dini Türkler arasında en yaygın din olmuştur. Türklerin İslam diniyle ilk teması Şii ve Alevilerin dördüncü İmam olarak kabul ettikleri İmam Zeynel Abidin'in Türkler tarafından Kerbela'da koruma amaçlı Horasan'a götürmeleriydi. İslamiyet öncesi Türkler ile Müslüman Arapların ilk karşılaşması 7. yüzyıl döneminde Hilafet-İmamet çekişmeleriyle gerçekleşmiştir (Kaynak-Alevi Devletleri - Muharrem Uçan, Horasan'dan Anadolu'ya Horasanlı 90.000 Alevi Türkmen Erenleri ve Tarihi, Can Yayınları, 2. Baskı --Türkler, Cilt I, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları)
Tarihte Yahudilik ile İslam arasındaki etkileşimin tarihi, İslamın Arap Yarımadası'nda doğup buradan yayılmaya başladığı 7. yüzyıla kadar uzanır. Gerek Yahudiliğin gerekse İslamın kökenleri Ortadoğu'da, İbrahim'e dayandığından, her ikisi de İbrahimi (Semavi dinler) olarak kabul edilir. Yahudilik ile İslam'ın paylaştığı birçok ortak yön bulunmaktadır: temel dini görünümü, yapısı, hukuk felsefesi ve uygulaması ile İslam ile Yahudilik birbirine benzer.
Hz.Muhammed Mekke'de dini yayarken, "ehl-i kitap" olarak adlandırdığı Hristiyanlar ile Yahudileri, öğretilerinin temel ilkelerini paylaştığı doğal müttefikleri olarak görmüş, onay ve desteklerini vermelerini beklemiştir. O dönemde, Müslümanlar da tıpkı Yahudiler gibi ibadetlerinde Kudüs'ü kıble alıyordu.
12 notes
·
View notes
Text
“Saraylarda süremem, dağlarda sürdüğümü;
Bin Cihana değişmem, şu öksüz Türklüğümü.”
💬Hüseyin Nihal Atsız
#hüseyin nihal atsız#türk şair#türk milliyetçiliği#Turancı#vatan sağolsun#deli kurt#photography#artists on tumblr#ayrılık#gecenin şiiri#gokyuzunedenmaavi
12 notes
·
View notes
Text
Cumhuriyetin 100.yılının süper kupa maçını 3 kuruş para uğruna arap bedevi sirkine çevirenlerin; Türk İstiklal marşına,Mustafa Kemal Atatürk posterlerine ve pankartlarına dil uzatılmasına yol açanların Allah belasını versin..
#ne mutlu türküm diyene#fenerbahçe#galatasaray#türkiye#süper kupa#ayıdan post araptan dost olmaz#başbuğ#mustafa kemal atatürk#bozkurt#bozkurtlar#türk milliyetçiliği
9 notes
·
View notes
Text
Əbülfəz Elçibəy portretinin yenidən düzənlənməsi
Ig: aslanovdesign
#türkçü#türk#azərbaycan#azerbaycan#qarabağ#azerbaijan#türk milliyetçiliği#türkiye#müharibə#dağlıq qarabağ
0 notes
Text
Devlet Bahçeli'nin Ziya Gökalp Sempozyumundaki Açıklamaları
Devlet Bahçeli’nin Açıklamaları Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen “Vefatının Yüzüncü Yılında Ziya Gökalp Sempozyumu”nda önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar: Türklüğün yaşamasında ve varoluş onuruna hizmet eden, emekleri ve eserleriyle fikir ve vicdan…
#İran#Devlet Bahçeli#MHP#milli güvenlik#Milli Mücadele#Türk milliyetçiliği#Türk-Kürt ilişkileri#Ziya Gökalp
0 notes
Text
Saraybosna’nın Tarihi Başçarşısı: Osmanlı’nın Balkanlardaki İzleri Türkiye ile Buluşuyor!
Saraybosna’daki Başçarşı, Osmanlı mimarisinin göz alıcı eserleriyle tarihin ruhunu yaşatıyor. Türkiye ile derin kültürel bağları olan bu meydan, kardeşlik köprüsünü yeniden hatırlatıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki en önemli izlerinden biri olan Saraybosna’daki tarihi Başçarşı, kültürel mirasın canlı bir örneği olarak dikkat çekiyor. Görselde yer alan ve Başçarşı’nın simgesi haline…
#Gazi Hüsrev Bey Camii#Osmanlı eserleri korunması#Osmanlı mimarisi Balkanlar#Osmanlı mirası#Saraybosna Başçarşı#Saraybosna Sebil Çeşmesi#Turan birliği#Turan coğrafyası#Türk kahvesi Başçarşı#Türk milliyetçiliği Balkanlar#Türkiye Bosna ilişkileri#Türkiye Saraybosna kültürel bağları
0 notes
Text
Güzel bir kitap okudum. Beşir Ayvazoğlu Hoca'dan Tanrıdağı'ndan Hira Dağı'na. Yayınevi: Kapı Yayınları. Beşir Hoca hemşehrim. Yani Zaralı. Zaralı yazarları çok tanıyorum diyemem. Beşir Hoca'nın da hemşehrim olduğunu biyografisi vesilesiyle öğrendim. Evet. Beşir Hoca, hayatına, daha ırkçı bir milliyetçilik çizgisinde başlayıp sonra özeleştirisini yapmış. İslamcı-Milliyetçi bir çizgiye dönmüş. Bu eserde Osmanlı'nın son döneminden Türkiye'ye uzanan bir çizgide milliyetçiliğin tarihi anlatıyor. Elbette bu milliyetçilik 'Türk milliyetçiliği.' Nasıl doğdu? Kaç fraksiyon var? Bu fraksiyonlar arasındaki görü�� ayrılıkları neler? Nasıl ortaya çıktılar? Hangi aydınlar önplana çıktı? Ne gibi yayınlar oldu? Aralarında ne gibi gerilimler yaşandı, vs. Milliyetçiler pek milliyetçilikle ilgili kitapları okumayı sevmezler ama bence her milliyetçinin okuması gereken bir kitaptır. Geri kalanlar da genel kültür olsun diye (benim gibi) okuyabilirler. Bu kitap ve bir de İletişim Yayınları'ndan çıkan Devlet-Ocak-Dergah. İkisini okumadan 'Milliyetçiliğin tarihi biliyorum' diyen yalan söyler. Bu kitabın Devlet-Ocak-Dergah'a göre tek eksiği 80 sonrası milliyetçilikteki kırılmalara pek değinmemesi. Muhsin Yazıcıoğlu merhum kitapta hiç yok. Halbuki onsuz bir milliyetçilik tarihi eksik bir tarihtir.
#kitap#beşir ayvazoğlu#kapı yayınları#okuduklarım#kitap tavsiyesi#milliyetçilik#ülkücü#ırkçı#nihal atsız#alparslan türkeş#necip fazıl
2 notes
·
View notes