#Suriyeli kalkınma projeleri
Explore tagged Tumblr posts
zerihcom · 6 days ago
Text
Suriye Geçici Hükümetinden ‘Yeni Dönem’ Sözü: Adalet, İş ve Güvenlik
2 minutes Kaynak: Aljazeera.com Suriye’nin geçici hükümeti, devrik Başkan Beşar Esad rejimi döneminde “Suriyelilere karşı suç işleyenler” için özel mahkemeler kurma taahhüdünde bulundu. Hükümet sözcüsü Ubeyd Arnout, Al Jazeera’ye verdiği özel röportajda, yeni yönetimin önceliğinin hukukun üstünlüğünü ve yargıya duyulan güveni yeniden tesis etmek olduğunu vurguladı. “Toplumumuza derin yaralar…
0 notes
gulnarhaberleri-blog · 6 years ago
Text
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı Ülke Direktörü Grede’den Başkan Kocamaz’a Ziyaret
Gülnar Haberleri Yeni Bir Haber Yayınladı... https://www.gulnarhaberleri.net/birlesmis-milletler-dunya-gida-programi-ulke-direktoru-grede%c2%92den-baskan-kocamaz%c2%92a-ziyaret/
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı Ülke Direktörü Grede’den Başkan Kocamaz’a Ziyaret
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Ülke Direktör Yardımcısı Suhukrub Khojimatov Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı makamında ziyaret etti.
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Ülke Direktör Yardımcısı Shukrub Khojimatov Başkan Kocamaz’a Dünya Gıda Programı’nın Türkiye’de ki Suriyelilere ve diğer mültecilere yönelik çalışmalarını anlattı. Ziyarette Türkiye’de ki mültecilerin beslenme, barınma ve istihdam  sorunlarının çözümü noktasında neler yapılabileceği konuşuldu.
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede, Dünya Gıda Programı olarak neler yaptığından bahsederek, Başkan Kocamaz’ı çalışmalar hakkında bilgilendirdi.
Türkiye’de mültecilerle ilgili en önemli problemin istihdam olduğunu söyleyen Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede, belediyelerden bu konuda destek beklediklerini ifade etti. Grede, “Dünya Bankası İŞ-KUR’u ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı mali açıdan destekliyor ancak 1.4 milyon mültecinin sadece 30 bini çalışabiliyor. Biz sadece mültecilere yardımcı oluyoruz. Ancak kalkınma ajansı hem mültecilere hem de Türklere yardımcı oluyor. Biz Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı olarak belediyelerde mültecilerin çalıştırılması hususunda bir projemiz var. Her aileden bir yetişkin belediyede istihdam edilirse ve ücretleri Avrupa Birliği’nden sağlanan kaynakla İŞ-KUR üzerinden Belediyelere ödenebilir” dedi.
Gaziantep, Kilis, Hatay ve Adana ile görüşmelerini tamamladıklarını ifade eden Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede, olumlu bir geri dönüş almaları halinde projeyi Avrupa Birliği’ne sunabileceklerini ifade etti.
 “Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği, Türkiye’nin üstelendiği yardımsever görevin içini dolduramadılar”
Türkiye’nin insanı ve vicdani görev üstelenerek, geçmişten gelen kültür değerleriyle birlikte vatansız kalan insanlara kucak açtığını söyleyen Başkan Kocamaz, “Gerek Birleşmiş Milletler gerek Avrupa Birliği, Türkiye’nin üstelendiği bu yardımsever görevin içini dolduramadılar. İki yıl önce Budapeşte’ye gittiğimde bin 200 mültecinin ülkeye kabul edilip edilmeyeceği konusunda referandum vardı.  Ama şu anda Türkiye’de 4 milyon mülteci var. Her zaman insani değerlere öncelik verdiğini iddia eden Avrupa maalesef bu konuda sınıfta kaldı. Türkiye’ye ‘Siz Suriyelileri konuk edin, biz bunun karşılığını vereceğiz’ dediler ama o sözlerinde de durmadılar” dedi.
Suriyelilerin ve mültecilerin istihdam edilmesi konusunda planladıkları projeleri anlatan Grede’ye, Mersin’de yapılan anketlerde bir numaralı sorunun Suriyeli vatandaşlardan kaynaklanan sorunlar, ikinci en büyük sorunun ise istihdam olduğunu ve Büyükşehir Belediyesi olarak hizmet için nitelikli personel çalıştırmak istediklerini ifade eden Başkan Kocamaz, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın 4 ay önce açıkladığı rakama göre Türkiye’nin verdiği destek 30 milyar doları aştı. Türkiye’de işsizlik oranı %11 civarında. Bu Türkiye genelinde de Mersin genelinde de böyle. Burada bazı belediyelerde Suriyeli işçiler çalışıyor, ücretini de İŞ-KUR veriyor. Ancak ücretini İŞ-KUR ödese de bizim Mersin’e hizmet için nitelikli personel yetiştirme zorunluluğumuz var. Belediyeler işsizlerin istihdam edildiği yerler olarak görülmemeli. Bizler nitelikli personellerle hizmet üretmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Suriyelilerin mutlaka bir şeylerle meşgul edilmesi gerektiğini aksi taktirde patlamaya hazır bomba gibi Türklerle çatışmaya girecek duruma geldiklerini ifade eden Başkan Kocamaz, “Gece geç saatlere kadar oturup, gürültü yapıp çevrelerine rahatsızlık veriyorlar. Mahallede böyle bir olay olduğunda bizim insanımız rahatsızlık duyuyor. Çatışma noktasına geldiler. Çok şükür ki bastırıldı. Biz 2016 yılında Suriyeliler konusunda bir çalıştay yaptık. Daha önce de bunlarla ilgili bir araştırma yaptık. Yaptığımız araştırmaya göre bu insanların %79’u bir daha Suriye’ye dönmeyi planlamıyor. %11’i durum düzelirse giderim diyor. Yalnızca %10’luk bir bölüm dönmeyi düşünüyor. Biz bu çalışmaların raporlarını hükümete ilgili makamlara ilettik” dedi.
0 notes
adanahaber · 7 years ago
Text
Vali Demirtaş:
Tumblr media
Vali Demirtaş, 2016-2017 döneminde Adana’nın eğitim ve öğretim seviyesindeki başarı çıtasının yükseltilmesi, derslik sayısının arttırılması, okulların eksikliklerin giderilmesi ve onarım çalışmaları konusunda gerçekleştirilen çalışmaları değerlendirdi.Adana’da bin 242 resmi ve özel okulda 462 bin 838 öğrencinin eğitim ve öğretim gördüğünü ve öğretmen sayısının da 28 bin 597 olduğunu kaydeden Vali Demirtaş, Adana Valiliği olarak kentin eğitim ve öğretimde arzu edilen en yüksek başarıyı yakalaması için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini ve bu uğurda eğitim ordusunun tüm neferleriyle birlikte var güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini söyledi.Vali Mahmut Demirtaş, 2016-2017 eğitim ve öğretim yılında gerçekleştirilen çalışmalara yönelik halinde tespit ve değerlendirmelerde bulunarak, “İlimizde liselerin tamamı, ortaokulların yüzde 69’u, ilkokulların yüzde 67’si normal eğitim (tam gün eğitim) yapmaktadır. 2017 yılı içerisinde ilkokul ve ortaokullardan 47 okul normal eğitime geçmiştir. Bununla birlikte 2017 yılı içerisinde Bakanlık tarafından gönderilen ödeneklerin tamamı normal eğitime geçiş noktasında kullanılmıştır” dedi."Derslik, pansiyon, spor salonu, atölye yapım çalışmaları kararlılıkla sürüyor"Demirtaş, 2017 Yılı Yatırım Programında toplam 110 proje bulunmakta olup, bunlardan 101’i genel bütçeyle 9’unun ise hayırseverlerin katkılarıyla yapıldığını belirterek, “110 projeden 14 projenin inşaatı tamamlanmıştır, 43 projenin inşaatı ise devam etmektedir. 10 projenin ihalesi yapılmış olup sözleşme aşamasında,10 proje ise ihale aşamasındadır. 33 projenin ise ihaleye esas dosyası hazırlanmaktadır. Programda yer alan yatırımlarımızın eğitim öğretime sunulması ve ikili eğitimden tekli eğitime bir an önce geçilebilmesi amacıyla programda yer alan projelerin yüzde 70’inin ihalesi sonuçlandırılarak inşaatlara başlanmıştır. Bu doğrultuda 2017 Yılı Yatırım Programında yer alan 110 adet eğitim kurumu için 2017 yılında 151 milyon 776 bin 862 TL ödenek gönderilmiş olup, bu ödeneğin 132 milyon 37 bin 570 TL harcanmıştır” diye konuştu.“127 okulumuzun onarımı için, 12 milyon 888 bin TL harcandı”Vali Demirtaş, yapımı tamamlanan ve mevcut okulların donatımı için 6 milyon 688 bin TL tahsis edildiğini kaydederek şunları söyledi:“İlimizde bulunan okullarımıza yönelik onarım faaliyetleri kapsamında 12 milyon 888 bin 959 TL harcanarak 127 okulumuzun onarımı tamamlanmıştır. 7 milyon 860 bin 770 TL tutarındaki harcamayla 7 okulumuzun deprem güçlendirme çalışması yapılmıştır. İlimizde Fatih Projesi kapsamında, okullarda 550 okula etkileşimli tahta kurulumu tamamlanmıştır. Fatih Projesi kapsamında, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize 30 bin 46 adet tablet bilgisayar dağıtımı gerçekleşmiştir. Fatih Projesi kapsamında kalan okullarımıza en kısa sürede etkileşimli tahta kurulumu ve fiber internet erişimi planlanmaktadır.”Mahmut Demirtaş, taşımalı eğitimde 21 bin 839 öğrenci için 31 milyon 962 bin TL harcandığını ifade ederek, “Bununla beraber 2017 yılında öğrencilerimize 6 milyon 224 bin 884 adet ücretsiz ders kitabı dağıtılmıştır. İlimizde örgün eğitim faaliyetlerinin yanı sıra hayat boyu öğrenme faaliyetleri de devam etmektedir. İlimizde hayat boyu eğitim faaliyetleri 19 halk eğitim merkezi ve olgunlaşma enstitüsü olmak üzere toplamda 20 yaygın eğitim kurumu tarafından yürütülmektedir. 2017 yılında 11 bin 994 kurs açılmış olup kursiyer sayısı 204 bin 463’tür. Bu bağlamda İlimizin hayat boyu öğrenme katılım oranı yüzde 9,3’tür. Bu oranları artırma adına bu yıl ilk kez “Hayat Boyu Öğrenme Şenlikleri” düzenlenmiştir. İlimizdeki özel okulların sayısı hızla artmakta olup, 54 anaokulu, 25 ilkokul, 36 ortaokul, 22 Anadolu lisesi, 9 fen lisesi, 24 temel lise, 1 akşam lisesi ve 16 mesleki ve teknik Anadolu lisesi olmak üzere toplam 187 özel okul faaliyet göstermektedir. 2017 yılında 10 anaokulu, 6 ilkokul, 12 ortaokul, 6 Anadolu lisesi, 3 mesleki ve teknik Anadolu lisesi, 3 fen lisesi olmak üzere toplamda 40 özel okul açılmıştır. 2017 yılı için özel okul okullaşma oranı yüzde 18,1’dir. Bu okullarda temel eğitimde 16 bin 204, ortaöğretimde 16 bin 441 öğrenci olmak üzere toplam 32 bin 645 öğrenci eğitim almaktadır. İlimizde özel öğretim kurumlarında eğitim gören temel eğitim öğrencilerinin resmi okullara oranı yüzde 5,47, orta öğretim kurumları öğrencilerinin resmi okullara oranı yüzde 15,52’dir” şeklinde konuştu.“Suriyeli çocuklara yönelik eğitim ve öğretim faaliyetleri sürüyor”Suriyeli sığınmacılara yönelik eğitim faaliyetleri devam etmekte olduğunu söyleyen Demirtaş, “21 geçici eğitim merkezinde 16 bin 209 öğrenciye ve resmi okullarımızda da 15 bin 370 kayıtlı öğrenciye eğitim verilmektedir. Bu bağlamda 8 prefabrik ve 9 betonarme olmak üzere 17 okul binasının inşaat ve ihale süreçleri devam etmektedir. Bununla beraber UNICEF tarafından 11 okul bahçesine, 38 derslikli 19 konteyner derslik kurulmuştur. ERASMUS Projeleri kapsamında ilimizden kabul edilen projelerin bütçesi toplam 1 milyon 786 bin 574 Euro’ dur. Kalkınma Bakanlığımızca yürütülen SODES Projeleri kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün 5 projesi desteklenmeye değer görülmüştür. Projelerin toplam bütçesi 1 milyon 77 bin TL’dir. TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarları kapsamında ilimizden 476 okulun başvurusu desteklenmeye değer görülmüştür. Proje kapsamında okullarımıza 2 milyon 380 bin TL tutarında para aktarımı yapılacaktır” dedi.“Adana Anadolu ve Adana Fen lisemiz MF1-2-3-4 puan türünde Türkiye birincisi”Vali Demirtaş, ÖSYM tarafından 2016 yılında yayımlanan veriler ile eğitim faaliyetlerinin olumlu neticeler gösterdiğini belirterek şunları kaydetti:“2016 Ortaöğretim Kurumlarına Göre Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi Sonuçları Kitapçığında ilimiz Adana Anadolu Lisesi’nin MF1-2-3-4 Puan ortalamasına göre 1603 Anadolu lisesi içerisinde Türkiye birincisi, Seyhan Adana Fen Lisesi’nin MF1-2-3-4 verilerinde en yüksek ortalamaya göre tüm fen liseleri içerisinde Türkiye birincisi olduğu görülmektedir. Adana ilimizin eğitim ve öğretimdeki başarı çıtasını çok daha yükseklere taşımak yolundaki gayretlerimizin olumlu sonuçlarını almaya başladığımıza dikkat çekerken, yeni okullar yapımı için maddi bir sıkıntı yaşanmamakta ancak arsa sıkıntısı yaşanmakta olduğunu vurgulamak istiyorum. Ancak, bu sıkıntıyı çözümlemek yolundaki çalışmalarımızı yerel yönetimlerimiz nezdinde kararlılıkla sürdürdüğümüzü belirtmek istiyorum.” Read the full article
0 notes
alanyasondakika · 7 years ago
Text
Bakan Çavuşoğlu Kofi Annan’la görüştü
Son dakika haberleri Alanya'nın en hızlı internet haber sitesi Alanya Express'te http://www.alanyaexpress.com/bakan-cavusoglu-kofi-annanla-gorustu/
Bakan Çavuşoğlu Kofi Annan’la görüştü
“3 milyon Suriyeli var” Türkiye’de 3 milyon Suriyeli olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, “Güçlü olmasak onlara nasıl bakacağız? Onlar neden evlerini terk etmek zorunda kaldı? Bunu da düşünmemiz lazım. Şu mübarek bayram gününde, onlar kendi keyfine evlerini terk etmedi. Terörden, kimyasal silahlardan ve bombalardan kaçtı. Onlar da isterdi sıcak yuvalarında otursunlar, çocuklarını okula göndersinler, hastalandığı zaman gideceği bir yer olsun. Ama Türkiye’ye sığındılar. Onlar emanet. Dolayısıyla bu gözle bakmamız lazım” dedi.
“Biz görmezsek herkes kör olur” Arakan’da yaşanan zulümle ilgili Türkiye’nin diğer İslam ülkelerinden daha çok duyarlı olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Biz sadece İslam İşbirliği Teşkilatı’nın zirve başkanı olduğumuz için değil, bizim de yüreğimiz yandığı için Somalili kardeşlerimizin, Arakanlı kardeşlerimizin yanında oluyoruz. İşte rakamlar ortada. Amerika’nın bir yıllık 2016 insani ve kalkınma yardım miktarı 6.3 milyar dolar, Türkiye’nin ki 6 milyar dolar. İnsani yardımda bu sene Amerika’yı da geçeceğiz. Ama milli gelire göre açık ara öndeyiz. Demek ki 100 yıldır böyle Türkiye’yi bekleyenler, önümüzdeki 100 yıl da Türkiye’den beklentileri olacak. Biz bunları karşılamak zorundayız. Biz susarsak hiç kimse konuşmaz. Biz duymazsak herkes sağır olur. Biz görmezsek herkes kör olur. İşte bu kutlu yolculuğun misyonu bu” diye konuştu.
İslam zirvesi toplanıyor Arakan’da zulmün bitmesi için çaba sarf ettiklerini de belirten Çavuşoğlu, Arakan konusu hakkında BM eski Genel Sekreteri ve Arakan Danışma Komisyonu Başkanı Kofi Annan ile telefonda görüştüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok sayıda devlet başkanıyla telefonda görüştüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, “Dün gece Endonezya, Bangaleş ile bugün Türkmenistan, Özbekistan ve Ermenistan’la görüştü. Ben de biraz önce Kofi Annan ile görüştüm. Çünkü özel temsilci ve komisyonun başkanı. Neler yapılması gerektiği hakkında raporları da o hazırladı. Bu işi kökten çözmemiz lazım, bu işe çözüm bulmamız lazım ki bir daha zulüm olmasın. Oraya da insani yardımlarımızı götürüyoruz. Bugüne kadar yaptığımız yardım miktarı 70 milyon doları aştı. Ama oradaki yaşam şartları bir insanın yaşayacağı şartlar değil. Böyle açık evi hapishanesi olmaz. Dolayısıyla bu işe köklü bir çözüm bulacağız. Ve inşallah bir zirve yapacağız. New York’ta genel kurul zamanında orada İslam zirvesinin liderlerini ve diğer bazı ülkelerin liderleri genel sekreterle beraber bir araya gelecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın inisiyatifi bu. Bu sabah ta talimat verdi çalışmalara başladık. İnşallah bir çözüm bulacağız, bulmamız lazım” ifadelerini kullandı.
“Kıskanacağınıza, Erdoğan’ı örnek alın” Son olarak Türkiye’nin eski Türkiye olmadığına dikkat çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “Artık o Türkiye bitti. Türkiye ile ilişkilerinizi sürdürmek için Türkiye’ye saygı duyacaksınız, eşit bir ortak gibi göreceksiniz, Türkiye’nin patronu olmadığını anlayacaksınız. Türkiye’den bir netice elde etmek için saygı duyduğunuzu göstereceksiniz. Bunu da yavaş yavaş öğreteceğiz. Hazımsızlık var doğru ama bu benim problemim değil ki. Çalışıyorum kardeşim, kimseyle de sorunum yok. Sordum Alman dışişleri bakanına, şimdiki Cumhurbaşkanına, Merkel’e de sordum. ‘Bugüne kadar Türkiye’nin size bir düşmanlığını gördünüz mü?’ diye. Yok. Peki, siz Türkiye’den ne istiyorsunuz? Türkiye’den daha güvenilecek bir dostu nereden bulacaksınız kardeşim? Ama dert başka. Alışacaklar. Seçimler gelir geçer, yapılan popülizm geride kalır ama dostluk devam eder. Ucuz popülizmin kimseye faydası yok. Sağlam duracaksın, ilkelerinden vazgeçmeyeceksin. Tıpkı Ak Parti gibi. Hiç popülizm yapmamıştır, doğruları söylemiştir. Erdoğan’ı kıskanacağınıza, örnek alın. 16 senedir neler yapmış, nasıl Türkiye’yi güçlendirmiş, nasıl yatırımlar yapmış, nasıl kamu özel ortaklığıyla devasa projeleri yapmış, seçim öncesi popülizm yapmadan seçim kazanmış örnek al, gel, çalış, incele.”
kaynak: Bakan Çavuşoğlu Kofi Annan’la görüştü
Alanyaexpress.com’un Alanya haberleri bölümündeki haberler otomatik olarak derlenmektedir. Alanyaexpress.com editörleri otomatik akış içinde Bakan Çavuşoğlu Kofi Annan’la görüştü haberine editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajanslar ve haber siteleri sorumludur.
Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Facebook sayfamızı takip edin!
Kaynak: http://www.alanyaexpress.com/bakan-cavusoglu-kofi-annanla-gorustu/
0 notes
s360blog · 8 years ago
Text
Doğal afet ve iç çatışma kaynaklı göçler artmaya devam ediyor
2016’da 31,1 milyon insan savaş, şiddet ve doğal afetler nedeniyle “yer değiştirmek” zorunda kaldı. Bu, her saniyede bir insanın yaşadığı bölgeden kaçmak zorunda kalmasına karşılık geliyor.
2016 sonu itibarıyla Suriye’deki 22 milyon insanın yarısından fazlası son altı yıldır süren şiddetten kaçarak ülkelerini veya yaşadıkları yerleri terk etti. IDMC’nin (Ülke İçi Yer Değiştirme İzleme Merkezi) hazırladığı “Ülke İçi Yer Değiştirme Küresel Raporu” (GRID), bu yıl, ülke içi ve dışı göç arasındaki bağlantıya odaklanıyor. Rapor, insanların kendi ülkeleri içerisinde kaçarak güvenli bir yer bulamadıklarını ve sonuç olarak iltica ve daha iyi bir hayat arayışı için ülke dışına tehlikeli yolculuklar yapmak zorunda kaldıklarını gösteriyor. Geri dönen sığınmacılar ve göçmenler, geride bırakmaya çalıştıkları koşullarla yeniden karşılaşıyor ve bu durum ülke içinde göç eden insan sayısında artışa neden oluyor. 
Tumblr media
:2016 yılında yer değiştiren ve 2015 yılında iltica eden insan sayısı
Şiddetin yanı sıra, pek çok insan altyapı ve enerji ile ilgili proje ve yatırımlar nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalıyor. Altyapı ve enerji projelerinin bazılarında fayda sağlarken, önemli kısmında göçe ciddi bir şekilde etki yaratıldığı unutulmamalı. Kentsel dönüşüm projeleri de bu kapsamda değerlendirilebilir. Şehir planı üzerinde değişiklik yapmayı hedefleyen bu projeler, ne yazık ki sosyolojik etki değerlendirmesini göz ardı ediyor. Sosyolojik çevrelerini kaybeden insanlar, yerlerinden edilerek aşina olmadıkları bölgelerde yaşamaya zorlanıyor ya da bölgenin kültürel dönüşümü lokal insanların alanlarını kaybetmelerine, kendi çevrelerine yabancı kalmalarına neden oluyor.
Bu sene, GRID dikkatleri ülke içi gerçekleşen göçler üzerine çekiyor. Şiddet ve savaşlar nedeniyle düşük gelirli ülkelerdeki göç etmek zorunda kalan insanların sayısı gittikçe artıyor. İklim değişikliğiyle birlikte daha yıkıcı hale gelen doğal afetler ve bu afetlerin toplumsal yapıyı tamamen etkilemesi, ülke içi göçlerin en büyük sebepleri arasında görülüyor. Alman Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan rapor doğrultusunda iklim değişikliğinin terör eylemlerinin sayısını artıracağı ve Boko Haram ve IŞİD gibi terör organizasyonlarının yeni üye alımlarını güçlendireceği ön görülüyor.
Terörist grupların iklim değişikliği sebebiyle daha sık görülecek doğal afetleri ve su ve yiyecek kıtlıklarını fırsat olarak değerlendirip, örgütlenme, eylem gerçekleştirme ve sivil toplumu kontrol etme konusunda daha başarılı olacağı düşünülüyor. Raporun yazarlarından biri olan Lukas Rüttinger, terörist grupların su gibi doğal kaynaklara erişimi kontrol altına alarak yaşanan kıtlıkları daha da kötü seviyelere ittiğini belirtiyor. Kaynakların daha kıt hale gelmesi ile bu kaynaklara ihtiyacı olan insanlar hayatlarının devamı için başka kaynaklara yönelme ihtiyacı duyuyorlar ve bu da terörist gruplara katılımın artmasına sebep oluyor.
Çad Gölü etrafında yaşananlar bu konuda önemli bir örnek. Yiyecek ve su kıtlıklarının sıkça görüldüğü ve kuraklığın etkili olduğu göl ve etrafında yer alan bölge, devletlerin zayıflığı dolayısıyla ekonomik anlamda çökme noktasında. Boko Haram'ın en güçlü olduğu bu bölgede nüfusun %72'si yoksulluk sınırı içinde yaşarken %50'sinde ise yetersiz beslenme görülüyor.
Altı yıldır devam eden Suriye iç savaşında IŞİD barajların kontrolünü ele geçirerek ülke tarihinde görülen en uzun ve en etkili kuraklığı kendi lehine etkin bir şekilde kullanıyor. 2015'te Ramadi Barajının kapaklarını kapatarak akıntının aşağılarında kalan rejim yanlılarına saldırılarını daha kolay hale getiren IŞİD, Rakka'da barajları toprakları su altında bırakmak için kullanarak bölgedeki yerel halkı göçe zorladı.
Birleşmiş Milletler, Mart ayında Çad Gölü kriziyle ilgili bir karara varırken bölgedeki iklim ve güvenlik sorunlarının "birbirine bağlılığını" vurguladı. İklim değişikliği ve değişen diğer ekolojik faktörler bölge istikrarı üzerinde etkili olan olumsuz faktörler arasında yer alıyor.
Söz konusu durum, Sendai Çerçevesi Afet Risk Azaltımı, Paris Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini de direkt olarak ilgilendiriyor.
Tüm bu sorunlar, bir değişim modelini de beraberinde getiriyor. Yer değiştirmenin birbiri içine geçmiş nedenlerini ve temel etmenlerini anlamak için acil ihtiyaçları karşılamaya odaklanmak ve kurumsal direktiflerin ürettiği çözümler sağlamaktansa, hassasiyeti azaltmak ve yer değiştirmenin uzun dönemli etkilerini hafifletmek üzerine kurulu bir bakış açısına geçilmesi gerekiyor. Bu değişim gerçekleştirilmedikçe, ülkeler ekonomik ve sosyal etkileri azaltmaya çalışmakla mücadele etmeye devam edecek ve göçten etkilenen insanların sayısı tüm dünyada artışı sürecektir.
0 notes