#Nereden Geliyor
Explore tagged Tumblr posts
cuneytyardimci · 7 months ago
Text
Tarhana Çorbası Adı Nereden Geliyor Diye Hiç Düşündünüz Mü?
TARHANA ÇORBASININADI NEREDEN GELİYOR? Tarhana çorbası, çorbaların piri olduğu gibi aynı zamanda çok da keyifli bir hikâyeye sahiptir… Kesin tarihi bilinmiyor, Ancak, Yavuz Sultan Selim’in hükümranlık döneminde geçtiği rivayet edilen bir olay anlatacağım bu yazıda. Yani tarhana çorbasının hikayesi için, 1512 ile 1520 arasında bir zaman diliminde, Edirne’nin dar gelirli mahallerinden…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
yorgunherakles · 4 months ago
Text
tanrı amaca yönelik eyleyen olamaz, çünkü amaca yönelik eylemek, amaçlanan her neyse onun evrende henüz gerçekleşmediği bir durumu kabul etmeyi gerektirir; bu bir eksikliktir ve tanrı fikriyle uzlaştırılamaz.
baruch spinoza
Tumblr media
4 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Abartısız söylüyorum 20 dakika, daha fazla bile olabilir sarıldık
8 notes · View notes
guzortasi · 2 years ago
Text
Ablam uyandığından beri yeni yıl şarkısı söylüyor kimse eşlik etmeyince hani yeni yıl ruhu diyor üf
3 notes · View notes
aklingolgesi · 17 days ago
Text
ELEMENTLERİN HİKÂYESİ | BÖLÜM 24: “IŞIN SAÇANLAR I” (Rn, Ra)
Radon ve radyum… Bu seferki bölümde bu iki elementi beraber konu almamızın sebebi, elementlerin isimlerini radyasyon yaymaları yani ışın saçmaları sayesinde almış olmaları. Ancak bu seferki konumuzu elementlerin fazlalığı sebebiyle 2 bölümde anlatıyoruz. Peki, bu bölümde ele alacağımız iki element ne zaman keşfedildi? Bu elementler nasıl ışınlar saçmaktaydı? Elementlerimizin keşfi sırasında ne…
0 notes
salpak · 1 year ago
Text
yaşlılarla yüksek ses konusunda aynı fikirdeyim ya. biri sitede müzik açmış başım şişti
0 notes
biperformans · 2 years ago
Text
Tumblr media
Google Analytics Nedir? İzleme Kodu nasıl eklenir? Tekil ziyaretçi sayısına nasıl bakılır? Not Provided nedir? Birden fazla site nasıl eklenir? Google Analytics konusunda merak ettiğiniz soruların cevapları listemizde…
1 note · View note
layezalll · 1 year ago
Text
Her fidan vaktinden önce kuruyup gider
Her deniz kendi ufkunda yiter..
Kırılan ayna olmak için hep çok gençtir ümitler ve her gün daha geç bitmeyi hak eder…
Gözbebeğime ilişen bu sızı neden mütevellit, orası muamma..
Umulmadık anlarda bir gölge oluveriyorum akşamüstü alacasında, rengi utancından kırmızıya çalmış gökyüzünde.
biliyorum ki şiirler uzayıp gittikçe biter ve üzerine titrendikçe güzelleşir manalı deliliklerim..
İki dudak arası mesafeyi on günde kateden bir üşengeç, bir tembellik abidesi,bir vurgun simgesiyim
Yani ben,, yani biraz da sen.
Biliyorum Her kuyu bir Yusuf için
Her Züleyha bir sınav için…
Ademle Havva’nın tohumundan vücuda gelenler için yasak elmalar.
Her gece bir masal için ve her pervane ateş için…
Ben o yüzden her gün satırlar dolusu kelime yoğuruyorum, kelimelerin oyuncağı oluyorum hayalhanem de
Bir harf çarpıntısı yüreğimde,,, sen de havadan, ben diyeyim aşktan..
Biraz hasret gelsin.
Yani ben,, biz yani. Ve en çok da sen!
Salkım saçak rüyalar aman vermez ki zulmetimin selametine!!
Hep aynı duaya amin demeler külfetten kurtarmaz ki sızım sızım sızlayan benliğimi..!
Pürtelaş meftuniyetim perdeleyebilir belki gamlarımı…
Yorgun değilim aslında.
Hamuruma karışan iki damla gözyaşı, tek katre alev yüzünden oluyor her ne oluyorsa!
Bundandır baharı hazan sanmalarım, samanlıkta iğne aramalarım…
Hala merak ediyorum.
Meftuniyetim diyorum,hani şöyle en pürtelaşından olsa..
Yahut pervasız,,? Tıpkı benim gibi,  biraz da sen, ve gene sen,  aldığı kadar da biz…
Haddi hesabı olmayan bu erteleyişlerle nereye kadar gidilir ki!!
Hep aynı kapıyı zorlamalar önleyemez ki sonunda havlu atmaları..!
Şu halde kesinkes inanmış bulunmaktayım hamuruma gözyaşı karıştığına, gözyaşının da alevle karıldığına…
Yoksa nereden gelsin bu aşinalık, bu yakınlık?
Nasıl oluyorsa ne alev tutuşturmuş suyu, ne su söndürmüş alevi..
Ruhum gidip geliyor ikisi arasında. Yanıyorum, kâh ağlıyorum.
Can tutulması yaşıyorum, cankurtaran arıyorum.
Gökte kaç yıldız var, onu saymaya giriştim gene bu akşam.
Bir yerden sonra sayıların aklıma oyun oynayacağını bile bile…
Ve okyanuslara bıraktım kendimi, arınayım diye.
Irmağın da benimle beraber kaynağında boğulacağını bile bile.
Senden sonra başka omuzlar aramadım ağlamak için, tek damla gözyaşımın dokunmadığı omzunun yerini doldursun diye..,
Nasıl olsa dolmaz o boşluk diye diye, söz yaşı döke döke,mehtaba diş bileye bileye, gelmeyeceğini bile bile!
Bünyesinde son çare ayrılıklarla bilmecburi aykırılıkların el ele verdiği kalbim, tüm bitişlere hak veren aklımla daimi savaş halinde.
Mühimmat yetersiz, menzil belirsiz…
Ölüme nazır terk edişler yaşamaya hazır, ölüme daha fazla, buna yaşamak da denemez esasında.
Uzun savaşlar hep böyle biter.
Kaybedilenler candan bir parça, can kimi zamansa..
Oysa kazanılanlar hiçten bile az, esire muhalefet boşluklardan daha boş,,..
Ama bu kez yerle gök çarpışıyor sol yanımda.
Ummanlar taşıyor, bulutlar semaya fedai… Şimşekler bir an bile susmuyor, gök gürlüyor.
Yer altında ne kadar su varsa coşmuş, öfkeden köpürüyor.
Gayzer demek haksızlık olur bu ihtişama… Bir aşk kalıyor işte,,, kıyıda köşede.
Günü gelince savaştan sıyrılıp her zerreme sirayet etmek üzere…
189 notes · View notes
edapostblog · 2 months ago
Text
Arkadaşlar ne yaptım biliyor musunuz 😁 nereden bileceksiniz ki amma söylüyorum bende haa😊 koltukları kırlentleri süpürüyordum elektrikler gitti iyi dedim ne yapayım gelir birazdan ben de bu arada yemeğimi yaparım diye düşündüm ve yemeğimi yaptım 😋 salçayı buzdolabına koyayım dedim dolabı açtım birde ne bakayım elektrikler var 🤫🙄 Ben de Google'a sorayım bakayım bizim semtin elektriği ne zaman gelecek diye düşünüyordum...
Telefondan durmadan bildirimler geliyor bip bip diye hadi diyorum Onu Mobili açık ondan geliyor.
Bir taraftan robot süpürüyor şarjlı tabii 😅Aaaaaa Bir de ne göreyim priz komple yerinden çıkmış birkaç tane priz takılı tabii oraya kendi kendime bir güldüm bir güldüm 😂 hemen prizi taktı koltukları tamamladım ay dedim dur bunu arkadaşlarımla paylaşayım 🤣
46 notes · View notes
cuneytyardimci · 8 months ago
Text
Aretaeus: Diyabeti Tam 1800 Yıl Önce Tanımlayan Hekim
Kapadokyalı Aretaeus günümüzden 1800 yıl öncesinde diyabet, depresyon, melankoli, epilepsi gibi modern hayatın sağlık sorunlarını tanımlamıştır...
KAPADOKYALI ARETAEUS:DİYABETİ TAM 1800 YIL ÖNCETANIMLAYAN HEKİM Kapadokyalı Aretaeus diyabet, depresyon, melankoli, epilepsi gibi modern hayatın sağlık sorunlarını  günümüzden 1800 yıl öncesinde tanımlamıştır…. O dönemdeki tıp bilgisinin önemli bir temsilcisi olarak kabul edilir ve eserleri antik tıp literatüründe önemli bir yere sahiptir. Aretaeus ‘un en bilinen eseri, “On the Causes and…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
selcandy · 21 days ago
Text
Kuşadası’nda nereden baksan 15-20 domuzluk sürüyü kovalayan sokak köpeklerinin videosunu görünce aklıma geldi; Çin’de 1959’da yaşanan büyük kıtlığın Mao Zedung’un ‘hümanist’ katliamından ileri geldiğini biliyor musunuz? Bu arkadaş 1958 senesinde serçeler yılda 4.5 kilo tahıl tüketiyor, insan hakkı yeniyor diyerek ülkenin tüm serçelerden arındırılmasına karar veriyor. Halkın bazı kesimleri örgütlenip serçeleri ve yavrularını öldürüyor, yumurtalarını eziyor, yuvalarını falan bozuyor sistematik olarak (bir yerden tanıdık geliyor mu?). Hatta öldürülen serçe başına para alan topluluklar falan var (BİR YERDEN TANIDIK GELİYOR MU?). Bir yıl içinde koca ülkede tek bir serçe bile kalmıyor ama o da ne? Bu sefer de tüm tarım alanları normalde serçeler tarafından uzak tutulan tırtıl, çekirge, yaprak biti gibi haşereler tarafından istila ediliyor ve senede 4,5 kilogram tahıl zararını geç, adamların yiyecek tek bir ürünü bile kalmıyor ellerinde.
İki senede (güya) 15 milyon insan ölüyor arkadaşlar ama gayriresmi rakamlar 43 milyon ölüm falan diyor. Zaten Çin tam da o dönemde böcekti yarasaydı, saçma sapan şeyler yemeye başlıyor. Çaresizlikten. Covid’in çıkış noktasını düşünürseniz; bu kıtlığın günümüzde hala tüm dünyayı etkileyecek boyutta olduğunu görebilirsiniz. İlginizi çektiyse çok daha detaylı verilerin olduğu onlarca kaynak bulabileceğiniz bu hadiseyi yeniden ilk cümleme bağlayacağım. Son yıllarda özellikle Ege taraflarında artan “domuzlar şehre indi” haberlerini bu gidişle “domuzlar insan leşi yedi” versiyonuyla duymaya başlarsınız. Sonra ‘60 yılında Kanada’dan Çin’e getirtilen serçe sürüleri gibi köpek falan getirirler ülkeye bi’ yerlerden. Bu arada güncel olarak Çin’de serçeler özel olarak korunuyor falan, öyle bir gerçek de söz konusu.
Köpeklerin ekolojik sistemdeki yeri yadsınamaz, zaten bu yüzden evrimsel bir süreç hasıl olup kurtların evcilleştirilmesiyle “köpek” diye bir tür var olabildi. İnsanı insanın zararına olan şeylerden korusun diye. 15,000 yıl önce de avcıları gücünün yetebildiği tüm yabanilerden korumuştur modern kurtlarımız, tıpkı bir gün evvel sokakta sürüleşen domuzları yabana doğru kovaladıkları gibi.
Hani mevcut hükümetimiz insana çok değer veriyormuş gibi insanın iyiliği için katlediyor ya bu hayvanları, hani bazıları da “önce insannnnn” deyip duruyor. Asıl o beğenmediğiniz köpekler veriyor hakkını olm “önce insan” cümlesinin, hem de 15,000 yıldır. Ama o pembe etli götlerinizi kaptırın yabanilere de görelim insaniyetinizi sizin de inş. Bundan sonra her gece yattığımda edeceğim dualardan biri de budur.
Kaynaks:
Frank Dikötter. Mao’s Great Famine: The History of China’s Most Devastating Catastrophe, 1958-62. London: Bloomsbury, 2010.
Tiziano Terzani. Behind the Forbidden Door. Allen & Unwin, 1986.
34 notes · View notes
semantin · 4 months ago
Text
Evlendim diye üremek zorunda değilim. Bıktım tek aldığım soru hamile değil misin? Sizene. Of gerçekten inanılmaz bunaldım ya. Ne kadar ayıp böyle şeyler. Nereden geliyor da ne cüretle soruyorsunuz herkesin içinde böyle soruları. Hamile değilim ama eğer hamile olmak isteyip olamasaydım psikolojim alt üst olmuştu. Nefret ettim. Sözde kendini büyük sanan bize hayatı öğreten tecrübeli büyükler. Siz önce edep nedir onu öğreninde bize sonra büyüklük taslayın. Kurban olun cahil gençlere.
46 notes · View notes
aklingolgesi · 5 months ago
Text
ELEMENTLERİN HİKÂYESİ | BÖLÜM 20: “KOKARCALAR” (Br, Os)
Brom ve osmiyum… Bu seferki bölümde bu iki elementi beraber konu almamızın sebebi, bölümün isminden de anlayacağınız üzere elementlerimizin isimlerinin kötü kokularıyla bağlantılı olmaları. Peki, bu iki element ne zaman keşfedildi? Bu elementler nasıl kokuyordu ve isimlerini nasıl almışlardı? Elementlerimizin keşfi sırasında ne gibi olaylar yaşandı? Elementlerin Hikâyesi 20. Bölüm…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
7zeno · 6 months ago
Text
Tumblr media
Sanki uzun mesafeler boyunca yürümüş gibi yorgunuz ama geldiğimiz hiç bir yer yok. Sanki her şeyi çok seviyormuş gibi yapıyoruz ama dünyamız kaskatı, içinde neredeyse hiç sevgi yok. Sanki her düğümün çözümünü biliyormuş gibi konuşuyoruz ama her yaptığımızla, söylediğimizle düğümler daha da çözülmez hale geliyor. Milyon tane kitap deviriyoruz görünüşte ama kitaplardan hayata yayılan hiçbir bilgelik yok. Herkes ne kadar da doğruluk timsali olduğunu ispat etmenin derdinde. İyi de hayatın fotoğrafına bu kadar eğrilik nereden karışıyor? Sanki aynı derdin dertlisi, aynı yolun yolcusu kocaman kalabalıklarmışız gibi konuşuyoruz. Bir küçük kıvılcım yetiyor oysa aramızda koca koca yangınlar çıkartmaya. Aramızda biri bir diğerine " Yalnız değilsin! " dediğinde , hepimizi üşüten bir yalnızlık rüzgarı esmiyor mu her yanımızda ?
35 notes · View notes
bilmece · 4 months ago
Text
Günaydın canlar!
Paldır küldür başladım yine güne. Titizlikle on beş dakika aralıklarla kurduğum alarmları hep yoksaymış hepsi çaldıktan sonra üstüne bir yirmi dakika daha uyumuş halde uyandım. Hemen duşa attım kendimi, ardından hızlı bir hazırlanma ile koştur koştur evden çıkış. İşe beş dakika geç kaldım, şans benden yanaydı ki öğrencim benden daha geç kalmıştı hihi.
Ev düzenim yavaş yavaş sarpa sarmaya başlıyor yine, ona bir el atmam şart.
İş yerine şortla gitmek istiyorum, ki insanlar geliyor, ama ben kot şort giyince sanki daha bir ciddiyetsiz duruyormuş gibi hissediyorum. Saçma (ya da mantıklı?) bir biçimde de bunu kiloma bağlıyorum. Hani sütun bacaklarım olsaydı şort güzel dururdu ama benim kolonlarda ı ıh gibi. Böyle nereden içselleştirdiğim belli olmayan düşünceler de bir sabah ansızın gelip kapımı çalıyor.
Önümüzdeki pazartesi yaz döneminin başlayacağına inanamıyorum! Sekiz ayın üstüne yeni sınıflara gireceğim heyecan ve gerginlik karışık duygular içerisindeyim.
24 notes · View notes
ozturkv2 · 5 months ago
Text
Az önce kardeşim yeni uyandı her neyse kız arkadaşına (4yıllık) yazacağına bana instadan günaydınnnnnn yazdı sen şimdi uyandın bu enerji nerden geliyor bu aşk nereden geliyor neyse azarlıyorum şuan niye bana böyle günaydın abi yazmıyorsun diye
39 notes · View notes