#o yüzden heyecanlıyım
Explore tagged Tumblr posts
Text
yarın benim için önemli birisi ile tanışacağım
#kim bilmiyorum#o yüzden heyecanlıyım#VE EĞER TANIŞAMAZSAM ÜZÜLÜRÜM#bu bilgi de nereden geliyor sormayın 😔
0 notes
Text
çok üzgünüm, toparlanamayacak kadar :/ her neyse. yarın bankaya uğradıktan sonra bir pasta alırım
4 notes
·
View notes
Text
telefonu arama yapmak, mesaj cevaplamak dışında kullanamadığım günlerimden. on bir ekim cuma günü Rabbimin ihsanı olarak tam ezanla sela arası dünyamıza gelen miniğimizle hayatım (ız?) biraz değişti. değişmek derken gecemle gündüzümün iç içe girmesini kast ediyorum. o uyuduğunda gece o uyandığında gündüz oluyor. ama tatlılığı o yorgunluğu unutturuyor(: şu yazıyı yazana kadar bile yedi sekiz defa kalktım.. hayatımda uzun zaman sonra diş çekimi yaptıracağım ve hemde üç tane :/ o yüzden korkuyorum ve dualarınızı istiyorum. ve en önemlisi olan son haberim, Rabbim nasip ederse ocakta çekirdek ailemle niyetlendik mübarek topraklara gideceğiz..🥹 ilk defa gideceğiz hepimiz bu yüzden çok heyecanlıyım 🫠gidinceye kadar anne olmayı öğrenmem için ve orada sağlıkla ibadetlerimizi becerebilmemiz için dua istiyorum..
30 notes
·
View notes
Text
dün sevdicekle bool hasret gidermeli bir gün geçirdik. şahaneydi çok mutluşum o yüzden veee yarın için aşırı heyecanlıyım çünküüü 5 yıl sonra ilk defa beraber yan yana sevdiceğin doğum gününü kutlayacağız bizim için çok özel olacak. sevdiğimiz fırsat buldukça gittiğimiz bir meyhaneye var orada kutlamamızı yapıp hediyelerini vereceğim. yarın için kombinimi kafamda planladım. bir kaç eksiğim var plan için onları da yarın halledeceğim.
21 notes
·
View notes
Text
..
Bugün öğleden sonraki dersimiz iptal oldu ve böyle bi şey yapacağız sanırım.
Bu planı konuştuğumuzda JM arkadaşlarımın hepsi çok heyecanlandı. O yüzden bilmiyorum mantıklı düşünüyor muyuz yoksa acele mi ediyoruz? Birkaç gündür uzun menzil sürüşler yapıyoruz ama bu bildiğiniz saatler alacak. En kötü ihtimal bisikletlerimizi Belçika’da bırakıp döneriz? Sonra tekrar almaya gideriz?
-------
Bu sınır geçme aşamasını başarırsak yazın başka farklı rotaları da düşünüyoruz. Çocukluğumla bağlantısı olduğundan sanırım bu challenge bana “her şey yoluna giriyor” mesajı veriyormuş gibi hissediyorum. Ya da şu an bu mesaja çok ihtiyacım var 🧚🏻♀️
..
Yiaa heyecanlıyım 🙃 Hayatımın ortasında çok stresli bir süreç olsa da etrafında çok tatlı şeyler oluyor. Sanırım yaşamak böyle bir şey zaten. Odadaki file rağmen, kedi yavrularını sevip kuşları dinleyebilmek.
..
O zaman yallah, let’s go 🚴🏻♀️
22 notes
·
View notes
Text
Canlarım iyi geceler. Size ilk defa gece bir post yazıyorum. Normalde blogun konseptini geliştirip daha çok paylaşım yapmayı planlıyordum ama benim okulum başladı. Açıköğretim diye küçümsememek gerekiyor çünkü sabahtan akşama kadar ders çalıştığım günler oldu.
Bugün öğleden sonra hava kapandı, yağmur yağacak sandım ama bizim buralara yağmadı. Yaz mevsimi en sevdiğim mevsim olsa da güneş bir süre sonra insanı irrite ediyor, o yüzden kapalı hava bana terapi gibi geldi.
Yarın ekinoks olacakmış, çok heyecanlıyım.
Özel birşey yapmayı planlamıyorum ama büyük ihtimalle markaların ekinoks indirimleri var, onları takip edeceğim. Belki kahve eşliğinde film de izleyebilirim.
Neyse yatmadan önce size bir yazayım dedim, iyi geceleeeer 🥰
13 notes
·
View notes
Text
Heyecanlıyım arkadaşıma tb hesabı açtırıyorum GLDJXLFKXJXLFJXKXLXKXK ( hesabımı bilmesinin sıkıntı olmayacağı arkadaşlar listesinden o yüzden no problem )
3 notes
·
View notes
Text
"Mutlu Müzik Keyfi!"
7. Bölüm "Müziğin yankılandığı bir mekan"
«Müzikal Kafe»
Honami: Ah… Burası çok kalabalık…
Ichika: Evet, ayrıca… Piyano ve birinin şarkı söylediğini duyabiliyorum.
Mio: Hehehe, çoktan çalmaya başlamışlar gibi görünüyor.
Iori: Muhtemelen müdavimler olmalı.
Müdavimler: ——♪ ——♪
Saki: (Bu şarkı… Annem bu şarkıyı uzun zamandır çok seviyor.)
Saki: (Ne nostaljik… Yemek pişirirken falan bu şarkıyı söylerdi, bu yüzden ben de onu ezbere öğrendim.)
Müdavimler: —— Harika bir performanstı!
Müdavimler: Teşekkür ederim! Başka biri de çalmak ister mi?
Müdavimler: Aa, belki ben? Çok sevdiğim bir şarkıyı çalmak isterim.
Saku: Yine biri çalmaya hazırlanıyor.
Ichika: Aa… Bu, Miku’nun şarkısı!
Saku: Cidden, introdan tanıyabildin mi?
Saki: Hehe, Ichika-chan gerçekten Miku’yu çok seviyor!
Iori: Vay… İnanılmaz.
Ichika: Ama… Bu şarkı oldukça yeni. Burada duyacağımı düşünmemiştim.
Shiho: Belki bu kişi de Ichika gibi Miku’yu seviyordur.
Ichika: H-haklısın… Merak ediyorum, nasıl bir çalma tarzı var…
Iori: Hehe, Ichika, senin için bu tür yerler kesinlikle uygun.
Iori: Burada müzik yoluyla insanlarla tanışmak mümkün
Shiho: Gerçekten, Ichika bu mekana çok uygun.
Honami: Hehe, gerçekten de.
Honami: Ama… Cidden harika bir yer burası.
Honami: Nostaljik şarkıların yanı sıra son zamanlarda sıklıkla duyduğunuz şarkılar da var; yaş ve nesil fark etmeksizin herkesin müzikten keyif aldığını hissedebiliyorum.
Saku: … Ama ben, dürüst olmak gerekirse sadece favori şarkılarımı seviyorum.
Saku: Neyse, herkes mutluysa sorun değil.
Shiho: Her zamanki gibisin.
Mio: Hehe… Buranın atmosferini çok seviyorum.
Mio: Buraya gelip, şarkı söyleyen ve eğlenen insanları izleyerek, müziği ne kadar çok sevdiğimizi bir kez daha anlıyoruz.
Iori: Evet. Bu yüzden buranın herkes için eğlenceli olacağını düşündük.
Saki: … Burayı ÇOK ÇOK sevdim!
Honami: Ben de!
Honami: Iori-chan, Mio-san, bizi buraya getirdiğiniz için teşekkür ederiz.
Müdavim A: Aa, Iori-chan, sen de buradasın!
Iori: Evet, merhaba. Bugün de harika bir atmosfer var!
Müdavim A: Evet! Geldiğinize göre, keyifli vakit geçirelim!
Müdavim A: Siz de Iori-chan’ın arkadaşları mısınız?
Honami: Aa, e-evet…
Müdavim A: Hehe, gergin olmayın, ben sadece normal bir müşteriyim.
Müdavim A: Bu arada, bir şey çalmayı ister misiniz? Kesinlikle çok seversiniz!
Ichika: Eh, çalmak mı?
Honami: Yani… O piyano da mı?
Müdavim A: Evet, yakında boşalacak.
Honami: Ee…
Ichika: Ne diyebilirim ki…
Iori: Tenma-san, sen ne düşünüyorsun? Sen de klavye çalıyorsun, belki bir şeyler çalabilirsin?
Saki: E, ben mi?
Ichika: Aa… Gerçekten. Saki, eskiden piyano çalardın.
Shiho: Evet, aslında şarkı söylemeden önce piyano çalıyordun, değil mi?
Honami: Evet… Sanki tekrar seni piyano çalarken duymak çok güzel olur.
Müdavim A: Aa, gerçekten mi? Eğer piyano çalabiliyorsan, bir şeyler çal!
Saki: A-a, ben o kadar iyi çalmıyorum ki…
Iori: Sadece dene. Böyle bir yerde piyano çalmak çok eğlenceli.
Saki: Ee…
Müdavim A: Evet, kesinlikle. Ayrıca kimse, iyi çalıp çalmadığını umursamıyor.
Müdavim A: Önemli olan, müzikten keyif alman.
Saki: Müzik…
Saki:Peki… Tamam, çalacağım!
Honami: Saki-chan…
Müdavim A: Teşekkürler! Sıra sana gelince seni çağırırım, biraz bekle.
Saki: Tamam!
Saki: (Hiç beklemiyordum, kutlama için geldim ama aniden piyano çalmam gerekiyor)
Saki: (Biraz heyecanlıyım ama… Kararımı verdim, bu anın tadını çıkaracağım…)
4 notes
·
View notes
Text
Bu arada 2024 Antalya Kitap Fuarı için de sabırsızlanıyorum. Çünkü bu senenin onur konuğu biliyorsunuzdur belki, İlker Başbuğ. Benim kendisine olan hayranlığım çok eskiye dayanır. Yaptığı her konuşmadan sonra gazete manşetlerinde "Felsefeci Komutan" içeriklerini görürdük. Daha 2000'lerin başı ve bir komutan televizyonda Kant'tan Habermas'tan örnekler vererek konuşurdu. Zaten normal şartlarda da politika, siyaset ve tarih benim okuma yazmayı öğrendiğim zamandan beri ilgimi çekerdi. Bunun da en büyük etkeni zannediyorum ki dedemin o dönemler Antalya Valiliği'ndeki görevi. Bir de dedemle aynı evde yaşıyorduk ve kendisi hayran duyulacak türden bir Atatürkçüydü. Biraz benim karakterimin şekillenmesinde, en azından bu tür konulara daha çocuk yaşta ilgi duymamın temelinde de bu yatar. Neyse, çok uzattım mevzuyu. Ne diyordum? Hah, İlker Paşa. Benim kuşağım, 27-35 yaş grubu hatırlar konuşmalarında sürekli büyük düşünürlerden, araştırmalardan söz ederek örnekler vermesini, onları alıntılamasını. Ayrıca kendisinin de dedem gibi, Atatürkçü olduğu, bizler gibi zamanında Balkanlardan geldiği, çocukluk ve gençlik döneminde ötekileştirilmesine rağmen ülkesini ve milletini severek çalıştığı bunlar zaten artık herkes tarafından biliniyor. Bizim de ailecek sempati duymamızın temelinde aslında bu benzerlikler yatıyor. Bu yüzden biraz heyecanlıyım. Bende 2 kitabı var:
Nasıl Bir Türkiye, 2016
Suçlamalara Karşı Gerçekler, 2017
Ben kitapları okuduğum yılları yazarım muhakkak ilk sayfalarına ve bir de isim soyisim ekleyip imza atarım. Burada da öyle yaptım. Kitapları okuduğum yılları yazdım yukarıda da. Kendisini görme, söyleşine katılma ve kitaplarımı imzalatma imkanım var. O gün nöbet çıkışı olacağım. Aksilik olmadığı sürece katılmayı umuyorum. Kendime, görüşlerime yakın konumda olan birisini her zaman bulamıyorum ne yazık ki. Biraz heyecanım bu yüzden aslında.
İlgileniyorsanız program içeriğini, günlerini, katılacak yazarları instagram adreslerinde detaylıca paylaşıyorlar. Buraya bırakıyorum.
https://www.instagram.com/antkitapfuari/
Sevgiler...
4 notes
·
View notes
Text
Uzun zamandır güncelleme yapmamıştım. Hazır şu anlık bir boşluğum varken bir şeyler yazmak istedim.
Bu süreçte kpssden sonra bir boşluğa düştüm. Napacağım nasıl olacak tez konusu filan derken bir düşüş yaşadım. Sonra merkezi atamalarda şehir tercihi yaptığım için bir yere yerleşemedim. Buna çok üzüldüm açıkçası yani atamaları garantiye alabilirdim ama şehir değiştirmek de çok istemedim. Sonra neyse bu böyle olmaz diye kendimi teze verip kendime güzel bir tez konusu buldum, literatür taraması yaptım, (ama bazı eksikliklerim var halledeceğim.) çok çalıştım. Sonra tatili hak ettim diye bir tatile çıktım. Gerçekten tatil yaralarımı sardı beni iyileştirdi. Kendimi çok iyi hissediyorum. Bu sırada hem girdiğim mülakat açıklandı hem kpss açıklandı. Kpss tam da beklediğim gibi geldi, geçen seferler aynı puanı aldım ama sıralamam bir tık daha iyi gibi genele göre ama branş sıralaması nasıl gelir bilemiyorum. Kpss için ne üzüntü ne sevinç hiçbir şey hissetmedim. 3 yıldır o kadar çok sınava girdim ki alıştım yani. Mülakat açıklanınca gerçekten bir duygu karmaşasına girdim. Kendi alanım için değil büro personelliği için girdiğim için bir yanım hem olsun istiyordu hem olmasın istiyordu. Bu yüzden olumlu gelince hiç sevinmedim aksine üzüldüm ağladım. Hiç kimseye söyleyemedim bile. Hayırlı olsunları duyacak kadar bile kendimi iyi hissetmiyordum. Biraz toparlayınca aileme söyledim ve gerçekten çok sevindiler. Onlar çok mutlu oldular. Biraz daha ağladıktan sonra dedim ki yani ben atama yazısını gördüm nihayet iyi ya da kötü ben atandım bunun için bu kadar da üzülmek saçma değil mi diye kalkıp iki de göbek attım djdjd insanoğlu mu garip ben mi garip bilmiyorum ama bu da böyle bir anımdır. Birkaç gün içinde mesai arkadaşlarımla tanışmaya gideceğim. Bir tık heyecanlıyım.
Öyle işte.
Fotoğraflar da dünki köy ziyaretlerinden. Öyle boş post atmak istemedim.
5 notes
·
View notes
Text
şeyma’yla zeytin ağacını izledik. onun ilk, benim üçüncü izleyişim :d acayip seviyorum bu diziyi. aile dizimi olayıyla ilgilenmiyorum (yani üst kuşaklardan devreden sorunlar fikri okey, ama bu aile dizimi etkinliğinde bunların nasıl açığa çıktığı kısmını anlamıyorum ve çok ilgimi de çekmiyor o yüzden anlamaya da çalışmıyorum orasını). bana hikayesi kurgusu işlenişi karakterleri samimi geliyor. ayvalık çok güzel geliyor. arkadaşlıkları çok tatlı (leyla ve sevgi karakterleri ayrıca tatlı, ama en çok leyla), ilişki sorunları çok gerçek, herkesin ayrı bir derdi ayrı bir hikayesi var ve birbirlerinin yaralarına çok güzel denk geliyorlar, bir yapboz gibi tamamlıyorlar birbirlerini. tuba büyüküstün’ün oynayamayışına rağmen çok seviyorum diziyi gkvk 11 temmuzda da ikinci sezon geliyomuş çok heyecanlıyım 🤓
2 notes
·
View notes
Text
Yabancı
Havaalanına biraz erken gelmişim, oyalanmak için mağazaları geziyordum. Baktım D&R var, girdim. Epeydir elime kitap almıyordum ne Rus ne başka bir şey. Mental sağlığım işten dolayı çökük çünkü. Bilmem ki bu da benim bahanem mi? Hazır bahane demişken bir de şu var; kitabı okurken fazla takıldığım için fazla takılmayacağım vakitlerde okuyup hiç etmek istemiyorumdur belki. Neyse.
D&R’da da baktım Rus ne var diye. Anna Karenina vardı, reyonda var olan diğer Rusları okumuş olduğum için mecbur bunu aldım. 1 saat oyalanmak için girdiğim kitaba bak.
Açtım okuyorum işte, bir yandan da heyecanlıyım hangi kelimeyi karşıma hangi olay örgüsünün olgusu olarak nasıl çıkaracak diye de merak ediyordum. Az biraz okudum sonra bir kadın eşine “yabancı” dedi. Sanırım boşanma evresine geçerken; ki sanırım geçemeyecekler. Neyse.
Yabancı. Bir de yanında şey diyordu; kadın bu kelimeyi “korkunç” buluyordu. Korkunç zaten. Sonra kelimenin korkunçluğunu düşündüm. Hüznünden mi korkunç yoksa yabancı olduğu için mi korkunç dedim. Hüznünü… Yabancı kelimesinin içindeki korkunçluk ve hüznü kelimeye cisim versen yine birbirinden koparamazsın. O yüzden ince çizgilerde kelimeler taşımaya çabalamayacağım. Ben korkunç olan kısmın yoğunluğundan bahsetmek istiyorum.
Yabancı kelimesini ithaf eden kişinin öfkesi de ayrı bir boyut. İthaf edilen kişi sanırım duymayacak bu kelimenin şiddetini çok sevmemişse. Mesela ben hissederdim bana söylense. Buradaki “bana söylense” kısmı sevgilime not. Tabi artık rahatım; ben bir yabancının yerlisi, yabancı ise; bende duyabildiğim tek ses oldu, neşeli sabah hissiyatı yüzü; baktıkça sabah esinti vurmuşcasına ürpertiyle mayışıyorum.
Yabancı? Soru işareti de koymak istemem, ben bu kelimeyi biliyorum. Bildiğimi anlatmam için ben vakti zamanında ben olmalı insan. Böyle büyük kelimeler ediyorum, hadsizim haralde. İnsana can vermenin haddi cennetle mi aşılmıyor acaba dicem şimdi. Sikimsonik entel lafı etmiş olcam. Sırf demek için dedim, vakti zamanında bir isyan bayrağıydım haralde. Neyse kendimi güldürdüm bu paragrafta.
Yabancı… neyse bir ara bu kelimeyi boyayacağım. Duyan rengini kaybeder ithaf eden o kayboluşu bilendir. Öfkesinden demiştir. Çünkü kimlik kavgasında kaybolmak onca kimliği olduğunu düşünen arasında sinirlendirir yabancıyı.
2 notes
·
View notes
Text
Evet, sevgilim. Yaşadığımız şeyleri dile getirerek, birinci yılımızın tamamlandığı aya ulaşmış bulunuyoruz. Şu an ayın 15'i saat 16.48. Günler kaldı birinci yılımıza girmeye ve bu yüzden çok heyecanlıyım. Heyecanımın eşliğinde bir de korku var tabii ki. Bir aksilik çıkmasından, bir şeyleri eksik yapmış olmaktan korkuyorum.. Ehhm, öncelikle birinci yılımıza günler kala söylemek istediğim bir şeyler var. Şu an ki heyecanımı kelimelere dökemem. Sadece biraz önce de okuduğun gibi, bir yıl boyunca unutulmayacak şeyler yaşadık. İlk beraber olduğumuz zamandan bu yana çok şey değişti. Zaman geçti, insanlar değişti, değişen bazı düşüncelerimiz oldu. Fakat her şeye rağmen, biz ellerimizi tutmaya devam ettik. Bir yıl boyunca. İlk defa birisiyle bu kadar uzun süre vakit geçiriyorum. Hiç ayrılmadan, ipleri koparmadan çok büyük affedilmeyecek tatsızlıklar yaşamadan buraya kadar geldiğimiz için mutluluk duyuyorum. Daha önümüzde çok uzun bir yol var, bu zamana kadar ellerimi hiç bırakmadığın için teşekkür ederim bir kez daha. Geçmişe bakıyorum da, beraber o kadar şey aşmışız ki. Önümüze çıkan birçok engele karşı, hiç yılmamışız. O engelleri aşarken, düşmekten hiç korkmadım. Çünkü ellerimi sen tutarken, sen yanımdayken korktuğum hiçbir şey yok. İlk aşkımsın, ilk defa birisine herkesten, her şeyden daha çok güveniyorum. Herkesin hayatında beraber ömrünü geçirmek istediği biri vardır, öyle değil mi? Benim için önceden böyle birisi yoktu, hiç olmadı. Bu yüzden, aşka olan inancımı kaybettim. Nereden bilebilirdim ki, aşık olduğum insanın aslında bir sohbetle yanı başımda olduğunu? Duygularımı, düşüncelerimi değiştirdin. İnancımı değiştirdin. Umudu bitmiş, tükenmiş bir insana sen yeniden umut kazandırdın. Sen bana hayat verdin, sen hayatı yaşamaya değer kıldın bana. İlk defa hissetmediğim hisleri hissettim. İlk defa birisine asla ve asla doyamayacağımı hissettim. İlk defa sonsuz bir masalın yolunda hissettim ben kendimi. Sen benim ilkimsin bu yüzden, her konuda. İlk aşkımsın. Her konuda da ilkim olmanı istiyorum. Daha geçireceğimiz upuzun bir yol var. Öyle şeylerin hayalini kuruyorum ki… İlk defa birisiyle tüm ömrümü geçirmek istiyorum. İlk defa biriyle yaşamayı bu kadar çok istiyorum. Düşünüyorum mesela, sen oyun oynarken sana sürprizler hazırlayacağım. Yemekler yapacağım. Beraber televizyon kavgaları edeceğiz bazen, elbette ben yeneceğim. >< Beraber film seyredeceğiz evimizde, kimi zaman tartışacağız ama bunların bile tadı ayrı olacak. Sonra yuvamıza, ufak bebeklerimiz gelecek. Bazen bebeğimizin ağlama sesi yüzünden uykumuzdan olacağız, onlarla ilgilenmekten uykusuz günlerimiz olacak.. Her şeyin tadı ayrı olacak ve ben daha bahsetmediğim birçok hayalimi gerçekleştireceğimizden eminim. Pişman değilim, hiç olmadım da. Seninle ömrümün bir yılını geçirdim, ömrümüzün bir yılını beraber geçirdik ve ömrüm sona erene kadar beraber geçirmeye devam edeceğiz
Tam bir yıl, 365 gün.
Sevgilim,
Hayatımı değiştirdiğin için, hayatı yaşanabilir bir hale getirdiğin için, hayatıma girdiğin için, benim olduğum için, kısacası her şey için teşekkür ederim. Her zaman yanında olacağıma söz veriyorum, her şeyim.
8 notes
·
View notes
Text
Küçücük şeyler beni çok mutlu edebiliyor, heyecanlandırabiliyor.. Yarın çocuklarımla piknik yapacağız.. Kahvaltı yani.. Otururken arkadaşa "Bir an önce yarın olsun istiyorum çok heyecanlıyım ya çocuklar gibi içim içime sığmıyor" dedim.. "sana böyle ufak şeyler yettiği için hep arkada kalıyorsun" dedi.. Daha önce de çok merhametlisin o yüzden hep kaybediyorsun demişlerdi... Kafama takıldı gece gece... İlla para, mal, mülk, zenginlik, altın, koltuk takımı, yemek takımı, yeni kıyafetler alırken mi mutlu olmam gerekiyor.. Çocuklarımla güzel bir gün geçireceğim inşallah ve o bana çok iyi gelecek biliyorum... Bana yetiyor bu... Bu çocukların bana iyi geldiği kadar 15 yıllık arkadaşlarım iyi gelmiyor bazen... Bazı insanların mutlu olmayı bilmediklerine karar verdim...
#gökyüzünüvemaviyiçoksevdiğimdoğrudur#mavi#papatya#gökyüzü#kitap#tebessüm#çay#Kafa sesim#Mutluluk çocuklarla olmakta#İyiki öğretmenim
4 notes
·
View notes
Text
asbü'ye veda postu ♡
burası sümerbank binasının mescidinin manzarası ve aynı mescidde asılı tezhip eserim. bu okulda sadece bir yıl geçirdim ama o kadar verimli bir yıldı ki, hem akademik anlamda, yaptığım araştırmalar, sunumlar anlamında, hem çince açısından, çünkü okulun kütüphanesinde çok güzel çince hikaye ve ders kitapları vardı, hem sanat sepet anlamında çünkü iki dönem tezhip kursuna devam ettim ve sergimiz de oldu ve resmen bir eserim şu an mescid süslüyor hem de okulun en sevdiğim binasında en güzel manzaralı mescidi. psikolog olmaktan mutluyum. sosyolog olamam muhtemelen. ama sosyoloji, antropoloji, hatta uluslararası ilişkiler ve political science'dan bile beslenmiş bir psikolog olmak bana çok iyi geldi. yaşasın multidisipliner çalışmak! asbü cidden çok güzel bir üniversite. sosyoloji bölümü muazzam. özellikle kadın hocalar, şebnem hoca, tuba hoca ve zehra hoca harika. hepsini tanıdığıma çok mutluyum. psikoloji bölümü inanılmaz klinik ağırlıklı orada kendime yer bulamazdım, canım aybü ve canım cem hoca, gülden hoca, elif hoca diyeceğim o yüzden. hâlâ hikayemin başındayım ve çok heyecanlıyım. sevgiler ♡
6 notes
·
View notes
Text
Bugün bi seyler yazabildim mutluyum ve özlemisim aslında biraz ic dökme seyisi gibi oldu ama olsundu o bile yeterli. sınav haftası bitti (bi tanecik kaldı) üzerimde onun rahatlaması var. bu hafta güzel calısırım diyordum ama babamlar hastaneye gidecek bi süreliğine ve bende amcamlarda kalıcam ama biliyoruz ki bu bi bahane olamaz yine elimden geleni yapmaya calısacağım. portise yeni akvaryum aldık yarın koyucam ondan daha heyecanlıyım. of üniversiteye gidiyorum yasasın hayat baslıyo. AMA SU ANKİ BELİRSİZLİK. basaracağımı biliyorum o yüzden su an hic bu konuları konusmaya gerek yok. simdi bir seyler izlemek istiyorum veya aptal birkaç konu arastırırım bilmiyorum su an gercekten hic ama hic hic hic ders calısmak istemiyorum. aslanız kaplanız her seyi basarırız hob 🧿
2 notes
·
View notes