nesepalamudu

[nesepalamudu]

汤

[nesepalamudu]

fast fashion, mass consumption, cheap labor, ve ruhsuz üretilen her şeyden uzak durabilsek keşke. hem handmade hem custom made şeylerin ruhu büyüsü kendine has havası hapharika bir şey. aa bundan bende de var denilmeyecek şeyler. dünya üzerinde sadece sende olan bir şey. çünkü sen yapmışsın ya da çok sevgili birisi senin için yapmış. emek harcanmış zaman harcanmış çünkü sevgini katmak biraz da böyle bir şeymiş. not even limited edition, better than that, it's one of a kind. parmak izin gibi. ruhun gibi. sen gibi. eşi benzeri muadili yok

[nesepalamudu]

son zamanlarda boynuma dokunulmasından hoşlandığımı fark ettim (manitam yine postlarımı okurken görsün ona da mesaj olsun). dizi ve filmler çekilmeden önce oyunculara intimacy üzerine bazı workshoplar yaptırılıyor ve bazısı beni özellikle çok etkiliyor. partnerine sınırlarını, okay ve not okay olan şeyleri göstermekle alakalı. burama dokunulmasından hoşlanıyorum, şuraya dokunmazsan mutlu olurum gibi bir şey. sadece sözlü olarak değil de göstererek. bence workshop'ın kendisi zaten intimate. dokunuşu alelade olmaktan çıkaran bir şey. daha bir sürü şey var kafamda bunun üzerine ama hepsi aynı böyle parça parça ve nadiren organize. sonra burnuma bir koku geliyor. beni bir yerlere götürüyor. koku hafızası üzerine de konuşalım bir gün ya da bir gece

[nesepalamudu]

bu aralar içimden şiir çıkacak kadar duygu seli yaşıyorum gibi geliyor. şöyle bir oturup içimi döksem. şiirin en güzel yanı içini açmadan içini açmak gibi. her şeyi açıkça söylemiyorsun ama kağıda döktüğün için kendin okuduğunda neyi ne için söylediğini hatırlıyorsun. herkes baktığında ne anlama geldiğini ve ne demek istediğini tam anlamıyla anlamıyor ama ben şiiri en çok kendim için yazıyorum sanırım

[nesepalamudu]

güzelim ankara güzelim dostla

[nesepalamudu]

her şeyim hemen hemen yolunda giderken, yolunda gitmeyen şeylerle ateşkes ilan etmişken, or at least gradually coming to terms iken bir anda geçmişten gelip kendini hatırlatmak isteyen birileri çıkıyor. sanki böyle o ânı bekliyorlarmış gibi. seni yıllarca rahatsız etmemiş, kapını çalmamışlar. sen evinde yalnızca otururken eşlik etmemişler. sonra sen şenlikli coşkulu bayramlı bir evde yaşamaya başlayınca ziller susmamış. bebek uyuyor zili çalmayınız ya

[nesepalamudu]

[nesepalamudu]

ühü

[nesepalamudu]

her şey ama her şey politik bu yüzden muhtemelen akademisyen olmam çok mümkün görünmüyor çünkü susmayı becerebilen biri değilim ama rızkı veren Allah'tır ve cennette ne bombalar ne soykırım ne de orman yangınları vardır bizi cennete eriştirsin Allah inşallah

[nesepalamudu]

sevgi neydi? sevdiğinin gönlüne ferahlık olsun niyetiyle inşirah okumaktı.

[nesepalamudu]

bir süredir şunlardan paylaşmıyordumm

[nesepalamudu]

Neden Spotify üyeliğini iptal ettin ki

duru şöylece açıklamış

[nesepalamudu]

spotify üyeliğimi iptal ettim sonunda. benim için en zoru buydu sanırım. ama halledicez. youtubemp3e bile dönebilirim şu noktada

[nesepalamudu]

sadece çalışarak hedeflerimize ulaşabileceğimizi söyleyen insanlara inanmıyorum. asla ama asla gerçekçi değil. çalış alese gir istediğin olur, çalış kpssye gir istediğin olur gibi sözleri duymaktan yoruldum ve usandım. öyle değil. öyle bir ülkede yaşayalım çok isterdim ama öyle bir ülkede yaşamıyoruz. kimse bana yeterince çalışmadığım için bu durumda olduğumu söyleme hakkına sahip değil. umutsuzluktan canına kıyan o genç nesil yeterince çalışmadığı için kıymıyor canına. ahiret gününe iman olmasa çekilir bir dünya da değil.

[nesepalamudu]

Edge of Renewal by Erin Kate Archer ~ erinkatearcher

[nesepalamudu]

weak hero bitti

the next prince günceline geldim

pitbabe 2ye başladım

diğerleri hâlâ on hold çünkü reset'e de başladım

on hold watchlist çünkü unutuyorum aklım beş karış havada

leap day

sweet tooth, good dentist

breakup service

weak hero class 2

my golden blood

perfect 10 liners

secrets happened on the litchi island

the next prince

pitbabe 2

[nesepalamudu]

taycaya başladım. romantize edip üstesinden geleceğim bunun da. get ready for my thaiblr journey