#Ilk + Ernie
Explore tagged Tumblr posts
teknolojihaber · 7 months ago
Text
Baidu yapay zekasını insansı robot Walker S'e yerleştirdi
Tumblr media
Çinli şirket UBTech, doğal konuşma ve gerçek zamanlı muhakeme yeteneklerine sahip insansı bir robot sağlamak için Baidu ile ortaklık kurdu. UBTech, Baidu'nun ERNIE Bot çok modlu yapay zeka platformunu yeni endüstriyel insansı robotu Walker S'ye başarıyla entegre etti. Robot, sesli komutlar veriyor, eylemleri hakkında yorum yapıyor, soruları yanıtlıyor ve hatta tavsiyelerde bulunuyor. UBTech, 2012 yılında Shenzhen'de kuruldu ve iki yıl sonra çocuk oyuncağı büyüklüğündeki ilk insansı robotunu piyasaya sürdü. 2016 yılında bu robotlardan birkaçı birlikte adım atmayı öğrendi ve 2017 yılında ritmik elektronik müzik eşliğinde uyum içinde hareket eden binden fazla robotun dansı Guinness Rekorlar Kitabı'na kaydedildi. UBTech, Walker tam boyutlu hizmet robotunu ilk kez CES 2018'de sergiledi. Geçen yılın sonlarında, yeniden tasarlanan Walker S, şirketin halka arzını kutlamak için Hong Kong'da şirket yöneticileriyle birlikte sahneye çıktı ve gong'u çaldı. Artık robot, iletişim, mantık ve hareket koordinasyonu becerilerini sergileyerek arkadaşı Şekil 01 Eve ve Phoenix'e meydan okumaya hazır. Yerleşik derinlik sensörleri ve video kameralar, robotun etrafındaki dünyayı anlamasına ve içinde gezinmesine, engellerden kaçınmasına ve üç boyutlu nesneleri tanımasına yardımcı olur. Yapay zekanın entegrasyonu, robotun doğal insan dilinde iletişim kurmasına, komutları uygulamada yaratıcı olmasına ve hatta insanlara giyim ve görünüm konusunda tavsiyelerde bulunmasına olanak tanıdı. Geçen yıl UBTech , "insansı robotların üretim senaryolarına aşamalı olarak dahil edilmesini stratejik olarak planlamak için " NIO da dahil olmak üzere çeşitli otomobil üreticileriyle ortaklık kurarak endüstriyel uygulamalar için Walker S'yi göndermeye başladı . https://www.youtube.com/watch?v=8MRDF2pkIRs&embeds_referring_euri=https3dnews-ru.translate.goog1102781gumanoidniy-kitayskiy-robot-walker-s-nauchilsya-rassugdat-vipolnyat-komandi-i-razgovari&source_ve_path=MjM4NTE&feature=emb_title Read the full article
0 notes
kurtlukiraz · 1 year ago
Link
Hawaii adalarındaki suçları çözen Donanma suç soruşturmacılarından oluşan ekibinde, sağ kolu Jesse Boone, yeni işe alınan Kai ve teknoloji dehası Ernie Malik ile kıdemsiz saha ajanı Lucy Tara yer alıyor.İlk iki sezon boyunca ekip, katilleri yakalarken, kaçan egzotik hayvanları avlarken ve hatta korsanlar tarafından rehin alındıktan sonra hayatta kalırken birbirine bağlandı.Yaklaşan NCIS: Hawai'i 3. sezonu hakkında bilmeniz gereken her şey için okumaya devam edin.Bilgilerinizi girerek şunları kabul etmiş olursunuz: Şartlar ve koşullar Ve Gizlilik Politikası. Aboneliğinizi istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz.NCIS: Hawaii'i 3. sezon için yenilendi mi?Evet. NCIS: Hawai'i, 2021 ve 2022'deki iki başarılı sezonun ardından Şubat 2023'te üçüncü sezon için yenilendi.NCIS: Hawaii'nin 3. sezonu: Ne zaman yayınlanacak?İlk iki sezonun prömiyeri Eylül 2021 ve Eylül 2022'de yapıldı, dolayısıyla üçüncü sezonun başlangıçta Eylül 2023'te yayınlanmaya başlaması planlanmıştı. Ancak ABD'li yazarların ve oyuncuların grevleri dizinin yapımını geciktirdi, bu nedenle şu anda bunu görmemiz pek olası değil. en erken 2024 baharına kadar yeni bölümler.Yazarların grevi artık sona erdi, ancak oyuncuların grevi hızla devam etse bile yeni bölümlerin yazılması ve filme alınması biraz zaman alacak. Bir olasılık, 3. sezonun yayınlanmasının Eylül 2024'e ertelenmesi veya yaklaşık 13 bölümlük daha kısa bir sezonun ilkbaharda gösterilmesidir.NCIS: Hawaii'nin 3. sezonu oyuncuları: Kim geri dönüyor?Alex Tarrant, NCIS Hawai'i'de Kai Holman rolünde. Getty Images aracılığıyla Karen Neal / CBSEkip lideri Jane rolünde Vanessa Lachey'nin yanı sıra kadroda şunlar yer alıyor:Alex Tarrant Kai Holman rolündeNoah Mills, Jesse Boone rolündeYasmine Al-Bustami Lucy Tara rolündeJason Antoon Ernie Malik rolündeTori Anderson Kate Whistler rolündeKian Talan, Alex Tennant rolündeAyrıca üçüncü sezon için oyuncu kadrosuna yeni bir isim daha eklenecek: NCIS: Los Angeles yıldızı LL Cool J. NCIS: Hawai'i'nin 2. sezon finalinde NCIS karakteri Sam Hanna olarak sürpriz bir şekilde karşımıza çıktı ve bu da öyle oldu. 3. sezonda tekrar eden konuk yıldız olarak geri döneceğini doğruladı.Buna benzer daha fazlaYönetici yapımcılar Matt Bosack, Ocak ayında şunları söyledi: "NCIS: Hawai'i olarak hepimiz yıllardır LL Cool J'nin büyük hayranlarıyız ve onun muhteşem yeteneğini 3. sezon için ohanamıza eklemekten daha fazla heyecan ve onur duyamazdık." Nash ve Christopher Silber, Mayıs 2023'te yaptıkları bir açıklamada.NCIS: Hawaii'nin 3. sezonunun konusu: Ne olacak?Üçüncü sezonun da 2. sezon finalindeki gergin olayların devamı olması muhtemel.Jane Tennant'ın CIA geçmişi, eski bir MI6 ajanının cinayetinde baş şüpheli haline geldiğinde peşini bırakmadı ve gerçek katili bulmak ve masumiyetini kanıtlamak için aşırı çabalara başvurmak zorunda kaldı.Eski CIA akıl hocası Maggie Shaw (Julie White), Jane'e arayışında yardım etti, ancak bölümün sonunda Maggie bir kaçak haline geldi, bu nedenle 3. sezonun Jane'in eski arkadaşını takip etmesine odaklanması mümkün.Jane tek başına görevine giderken, ikinci komutanı Jesse Boone işteki dizginleri devraldı, bu yüzden Jane'in dönüşünde geri adım atmak zorunda kaldığında gerginlik yaşanması muhtemeldir.Boone'u oynayan Noah Mills, ET ile yaptığı röportajda 3. sezonun hikayesini anlattı. "3. sezonda bazı büyük değişiklikler olacak ve bu farklı bir dinamik olacak, bunu 3. sezonun başında bu şekilde ifade edeceğim" dedi.Şöyle ekledi: "Eminim ki 3. sezonda bazı rahatsız edici ayarlamalar ve keşfetmemiz gereken bazı yeni ilişkiler olacak, bunun gerçekten eğlenceli ve yoğun olacağını düşünüyorum."NCIS: Hawai'i 3. sezon fragmanı: Ne zaman izleyebilirim?Henüz NCIS: Hawai'i için bir fragman yok, ancak yeni görüntüler yayınlandığında bu sayfayı güncelleyeceğiz.NCIS: Hawai'i, Paramount+'ta yayınlanmaya hazır; Amazon Prime Video'da Paramount Plus'ın yedi günlük ücretsiz deneme sürümünü edinin.Daha fazla haber, röportaj ve özellik için Drama merkezimizi ziyaret edin veya TV Rehberimiz ve Yayın Rehberimizle hemen izleyecek bir şeyler bulun.Radio Times dergisini bugün deneyin ve yalnızca 10 £ karşılığında 10 sayıya sahip olun, AYRICA evinize teslim edilen 10 £ John Lewis and Partners kuponu da alın - hemen abone olun. TV'nin en büyük yıldızlarından daha fazlası için The Radio Times Podcast'ini dinleyin.
0 notes
gundemburadadedim · 1 year ago
Link
Hawaii adalarındaki suçları çözen Donanma suç soruşturmacılarından oluşan ekibinde, sağ kolu Jesse Boone, yeni işe alınan Kai ve teknoloji dehası Ernie Malik ile kıdemsiz saha ajanı Lucy Tara yer alıyor.İlk iki sezon boyunca ekip, katilleri yakalarken, kaçan egzotik hayvanları avlarken ve hatta korsanlar tarafından rehin alındıktan sonra hayatta kalırken birbirine bağlandı.Yaklaşan NCIS: Hawai'i 3. sezonu hakkında bilmeniz gereken her şey için okumaya devam edin.Bilgilerinizi girerek şunları kabul etmiş olursunuz: Şartlar ve koşullar Ve Gizlilik Politikası. Aboneliğinizi istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz.NCIS: Hawaii'i 3. sezon için yenilendi mi?Evet. NCIS: Hawai'i, 2021 ve 2022'deki iki başarılı sezonun ardından Şubat 2023'te üçüncü sezon için yenilendi.NCIS: Hawaii'nin 3. sezonu: Ne zaman yayınlanacak?İlk iki sezonun prömiyeri Eylül 2021 ve Eylül 2022'de yapıldı, dolayısıyla üçüncü sezonun başlangıçta Eylül 2023'te yayınlanmaya başlaması planlanmıştı. Ancak ABD'li yazarların ve oyuncuların grevleri dizinin yapımını geciktirdi, bu nedenle şu anda bunu görmemiz pek olası değil. en erken 2024 baharına kadar yeni bölümler.Yazarların grevi artık sona erdi, ancak oyuncuların grevi hızla devam etse bile yeni bölümlerin yazılması ve filme alınması biraz zaman alacak. Bir olasılık, 3. sezonun yayınlanmasının Eylül 2024'e ertelenmesi veya yaklaşık 13 bölümlük daha kısa bir sezonun ilkbaharda gösterilmesidir.NCIS: Hawaii'nin 3. sezonu oyuncuları: Kim geri dönüyor?Alex Tarrant, NCIS Hawai'i'de Kai Holman rolünde. Getty Images aracılığıyla Karen Neal / CBSEkip lideri Jane rolünde Vanessa Lachey'nin yanı sıra kadroda şunlar yer alıyor:Alex Tarrant Kai Holman rolündeNoah Mills, Jesse Boone rolündeYasmine Al-Bustami Lucy Tara rolündeJason Antoon Ernie Malik rolündeTori Anderson Kate Whistler rolündeKian Talan, Alex Tennant rolündeAyrıca üçüncü sezon için oyuncu kadrosuna yeni bir isim daha eklenecek: NCIS: Los Angeles yıldızı LL Cool J. NCIS: Hawai'i'nin 2. sezon finalinde NCIS karakteri Sam Hanna olarak sürpriz bir şekilde karşımıza çıktı ve bu da öyle oldu. 3. sezonda tekrar eden konuk yıldız olarak geri döneceğini doğruladı.Buna benzer daha fazlaYönetici yapımcılar Matt Bosack, Ocak ayında şunları söyledi: "NCIS: Hawai'i olarak hepimiz yıllardır LL Cool J'nin büyük hayranlarıyız ve onun muhteşem yeteneğini 3. sezon için ohanamıza eklemekten daha fazla heyecan ve onur duyamazdık." Nash ve Christopher Silber, Mayıs 2023'te yaptıkları bir açıklamada.NCIS: Hawaii'nin 3. sezonunun konusu: Ne olacak?Üçüncü sezonun da 2. sezon finalindeki gergin olayların devamı olması muhtemel.Jane Tennant'ın CIA geçmişi, eski bir MI6 ajanının cinayetinde baş şüpheli haline geldiğinde peşini bırakmadı ve gerçek katili bulmak ve masumiyetini kanıtlamak için aşırı çabalara başvurmak zorunda kaldı.Eski CIA akıl hocası Maggie Shaw (Julie White), Jane'e arayışında yardım etti, ancak bölümün sonunda Maggie bir kaçak haline geldi, bu nedenle 3. sezonun Jane'in eski arkadaşını takip etmesine odaklanması mümkün.Jane tek başına görevine giderken, ikinci komutanı Jesse Boone işteki dizginleri devraldı, bu yüzden Jane'in dönüşünde geri adım atmak zorunda kaldığında gerginlik yaşanması muhtemeldir.Boone'u oynayan Noah Mills, ET ile yaptığı röportajda 3. sezonun hikayesini anlattı. "3. sezonda bazı büyük değişiklikler olacak ve bu farklı bir dinamik olacak, bunu 3. sezonun başında bu şekilde ifade edeceğim" dedi.Şöyle ekledi: "Eminim ki 3. sezonda bazı rahatsız edici ayarlamalar ve keşfetmemiz gereken bazı yeni ilişkiler olacak, bunun gerçekten eğlenceli ve yoğun olacağını düşünüyorum."NCIS: Hawai'i 3. sezon fragmanı: Ne zaman izleyebilirim?Henüz NCIS: Hawai'i için bir fragman yok, ancak yeni görüntüler yayınlandığında bu sayfayı güncelleyeceğiz.NCIS: Hawai'i, Paramount+'ta yayınlanmaya hazır; Amazon Prime Video'da Paramount Plus'ın yedi günlük ücretsiz deneme sürümünü edinin.Daha fazla haber, röportaj ve özellik için Drama merkezimizi ziyaret edin veya TV Rehberimiz ve Yayın Rehberimizle hemen izleyecek bir şeyler bulun.Radio Times dergisini bugün deneyin ve yalnızca 10 £ karşılığında 10 sayıya sahip olun, AYRICA evinize teslim edilen 10 £ John Lewis and Partners kuponu da alın - hemen abone olun. TV'nin en büyük yıldızlarından daha fazlası için The Radio Times Podcast'ini dinleyin.
0 notes
alkimoberon · 1 year ago
Text
ChatGPT'ye benziyor! Çinli Baidu, "Ernie Bot"u yaygın kullanıma açtı
Şirket, “Ernie Bot” mobil uygulamasını, internet sitesinde ve Çin’deki çevrim içi uygulama mağazalarında yayımladı. İlk kez mart ayında tanıtılan yapay zeka modeli, uygulamayla yaygın kullanıma açıldı. EN FAZLA İNDİRİLEN UYGULAMA OLDU Ernie Bot, geçtiğimiz gün içinde Apple Çin’deki iOS uygulama mağazasında en fazla indirilen uygulama olurken Baidu’nun Hong Kong Borsası’nda işlem gören hisseleri…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Bumblebee: Hey Ratchet, wanna play copycat with me?
Ratchet: Copycat, what is copycat?
Bumblebee: Copycat, what is copycat?
Ratchet: Oh lemme guess, copycat is where you repeat everything I say?
Bumblebee: Oh lemme guess, copycat is where you repeat everything I say?
Ratchet: Stop repeatin' everything I say!
Bumblebee: Stop repeating everything I say!
Ratchet: Quit it!
Bumblebee: Quit it!
Ratchet: (grumbles)
Bumblebee: (grumbles)
Ratchet: Why don't you annoy someone else?
Bumblebee: Okay. (runs off)
Ratchet: Bots these days.
Inspiration: The Ernie and Bert Copycat segment: https://m.youtube.com/watch?v=GQGbDsh-ILk and some of the Calvin and Hobbes comics
8 notes · View notes
thesustainableswap · 5 years ago
Text
It’s Hip To Be Circular.
‘In the linear economy, raw natural resources are taken, transformed into products and get disposed of. On the opposite, a circular economy model aims to close the gap between the production and the natural ecosystems cycles – on which humans ultimately depend upon.’ (Circular Economy: Definitions, Principles, Benefits and Barriers, YouMatter)
Today, most products are created with a linear economy in mind. Where something is made to be bought and used, but eventually thrown away. Since the introduction of recycling, the world has tried to move towards eliminating waste by providing us with an opportunity to divide our rubbish into sections: cardboard and paper, tins and glass, and plastic. The idea behind this is that items coming packaged in these materials can be ‘easily’ collected, sorted through, recycled and reused.
We now know that it is not that simple. Statistics have shown us that a lot of materials do not get to their final destination. In 2017, around thirty five thousand tonnes of plastic was made, approximately two thousand tonnes was recycled and approximately five thousand tonnes was combusted. That leaves around twenty six thousand tonnes in our landfills. (Facts and Figures about Materials, Waste and Recycling, EPA.GOV)
So how can we encourage brands to move towards a circular economy, and what can we do as individuals to try and limit our waste as much as possible? On Circle-Economy’s website, they list the 7 key elements of a circular economy as being:
Prioritising regenerative resources
Preserving and extending what is already made
Using waste as a resource
Rethinking the business model
Designing for the future
Incorporating digital technology
Collaborating to create joint value
We’re already seeing companies being built with a circular economy at the forefront. Electronics company Fairphone sell phones with the workers and the product in mind - they ensure everyone in their supply chain is treated fairly and they deliver a product designed to last and that is easily fixable (unlike apple who design their phones to break down over a certain period of time). They also ask for you to send back your old phones, so that they may break them down correctly, and salvage what they can to reuse.
Fashion brands, like TattyMoo, Ilk + Ernie and Desert Fox Collective, design and produce clothing with less waste at the heart, by only using dead stock. This way, they help the environment by not producing more fabric, (which we know is a huge producer of greenhouse gasses each year), but by taking surplus fabric and giving it new life. Accessory brands Forage and Find Me, CLED and Argent Silversmith also reuse materials such as plastic waste found on beaches, glass and gold to create beautiful, one of a kind pieces.
Through these companies, we see the start of a future where using dead stock, recycled materials and waste can become a common, normal thing. Through their leadership and initiative, we may (and hope to!) see other companies following where they tread. It’s important to remember, though, that these products ultimately come to us and so, we also play a part in the life of an item. Most of my waste is either food scraps, or recycling, but there are a few things I do in order to keep my waste at a minimum, (which has some hoarding tendencies), but I do try to use every last piece of material. For example:
When out food shopping, I try to find items that come in glass jars over tins, boxes or plastic packaging. Because I buy things in bulk, I’m always needing jars to put loose nuts, seeds, flour, cereal... anything and everything in! Buying items in glass containers ensures two things, the first being that I’m not buying storage containers, and the second being that I’m giving something already existing a second life.
When I have things delivered to my home I keep the cardboard boxes. This way if I need to send someone a package, or wrap a present, I usually always have a box to use. I don’t need to buy a new one. I also save wrapping paper and gift bags to reuse. If I can save it, I will.
I still have a 1L bottle of shampoo that has been going strong for almost a year now and when it’s empty I’ll keep the container and use it again at a zero waste shop here in Paris which sells bulk shower gel, shampoo, laundry detergent, washing up liquid... you name it, they have it. Have a look if there’s a zero waste shop like this in your area and use your bottles time and time again. If plastic is good at one thing, it’s good at not breaking down. By keeping it, you’re ensuring it doesn’t sit on a landfill for eternity, and ensuring that you have a sturdy container for liquids for years to come!
The idea behind a circular economy means everything can be used, reused and repurposed time and time again. Nothing is thrown out or discarded, but passed on to be given a new form of life. If you have things you no longer want or need, don’t discard them. Offer them to friends and family or charity shops. Attend swaps, flea markets, host a wardrobe clear out with your pals... anything is better than the bin. There are so many good swap apps out there (OLIO is one of my faves and works well in the UK, if anyone has an alternative that is good for France, please let me know.)
As always, all sources and brands mentioned are linked above. I’d love to know your thoughts on a circular economy. Do you think it’s possible? Do you think something like this could be implemented on a global scale soon? I think there’s a lot of work still to be done, but hopefully we can, one day, live in a world where everything produced is made to last, and can be easily given a new life if needed.
Until next time,
The Sustainable Swap.
3 notes · View notes
hestiaw · 4 years ago
Text
İlk olarak Neville de olan sosyal anksiyete,stres ve başarısız olma korkusu Hannah'da da vardı.Hannah sınav stresi yüzünden beşinci sınıfta Madam Pomfrey'e gittiğinde Neville bunun nasıl hissettirdiğini çok iyi bildiğinden Hannah'ı ziyarete gitmişti.Kekeleyerek de olsa birkaç teselli cümlesi söyleyebilmiş,onu rahatlatmaya çalışmıştı.Neville aynı zamanda Hannah'a şifa güçleri olduğu bilinen ve kışın da çiçek açan güzel bir Çöpleme bitkisi getirmişti.Ama heyecandan Hannah'a bitkiyi sevdikten sonra ellerini yıkaması gerektiğini,bitkinin tenle temasta zehirli olduğunu söylemeyi unuttu.Hannah bu yüzden bir-iki gün sonra yine hastane kanadına gelmek zorunda kaldı.Neville hatası yüzünden çok utanıp özür dilemeye gitti ve Hannah'a daha güzel bir bitki getirip bunu telafi edeceğini söyledi.Hannah, tatlı,küçük bir kahkaha attı ve Neville'e buna gerek olmadığını, sadece kendisinin gelmesinin yeterli olduğunu söyledi.Aslında sınav yüzünden çok stresli olan Hannah için,bir hafta daha hastane kanadında durmak çok endişe vericiydi ama Hannah,Neville'in bu küçük sakarlığını çok tatlı bulmuştu ve keyfi yerine gelmişti.O yüzden Neville'e kızmamış,iyileştiğinde keyfi daha yerinde,çalışmaya geri dönmüştü.Hannah ve Neville evlerinde hala Çöpleme bitkisini besliyorlar.Hannah bitkilerle arası pek iyi olmasa da eldivenlerle onları her gün seviyor,her gece onlara iyi geceler diliyor,Neville olmadığında onlarla konuşuyor.En az ayda bir eve buluşmaya gelen Ernie çiçekleri gördüğünde hep bunu alay konusu ediyor ve Nevill ile eğleniyor.Susan onu susturmaya çalışıp bunun komik olmadığını söylerken Justin odanın bir köşesinden hafif bir tebessümle onları izliyor.Neville hafif kızararak gülüyor ve sürekli eski günleri yad edermişcesine karısına uzun uzun bakıyor.Hannah ise eskileri hatırlayarak kahkahalara boğuluyor.
0 notes
hetesiya · 4 years ago
Text
Yaşar Kemal’in kaleminden: Ermeni mülkleriyle ‘cumhuriyetin şişirdiği keneler’Yaşar Kemal’in kaleminden: Ermeni mülkleriyle ‘cumhuriyetin şişirdiği keneler’
Tumblr media
Serdar Korucu
Kendi deyimiyle “Cumhuriyetin ilk yıllarında bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğan” Yaşar Kemal, eserlerinde büyüdüğü topraklardaki Ermeni geçmişine sık sık atıfta bulundu.
Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk Türkiyeli yazar Yaşar Kemal, kaldırıldığı hastanede yoğun bakım ünitesinde. Van’ın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden Adana’ya (bugün Osmaniye sınırları içinde kalıyor) taşınan, kendi deyimiyle “Cumhuriyetin ilk yıllarında bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğan” Yaşar Kemal, eserlerinde büyüdüğü topraklardaki Ermeni geçmişine sık sık atıfta bulundu.
Son olarak 2011’de Fransa’dan onur nişanı “Legion d'Honneur”, 2013 yılındaysa Ermenistan’dan “Krikor Nargatsi Nişanı” nişanına layık görülen Yaşar Kemal’in Adana bölgesindeki Ermeni mülkleriyle ilgili en bilinen satırları “Yağmurcuk Kuşu” romanında geçiyor:
“Annesi İsmail Ağa’ya şöyle öğütler: ‘Bir de senden dileğim, oğlum, o kasabaya gidersen, o Ermenilerden kalma evleri, tarlaları kabul etme. Sahibi kaçmış yuvada, öteki kuş barınamaz. Yuva bozanın yuvası olmaz. Zulüm tarlasında zulüm biter.”
‘Ermeniler kuş değil, evleri yuva olamaz’
İsmail Ağa bu öğüde uyarak romanın sonraki bölümlerinde “Sağol ama Bey, ben Ermeni konağı, çiftliği, tarlası istemem” diyordu ancak konağı öneren kişi teklifinin reddedilmesine kızıyordu.
“Onlar kuş değil Ermeni” diye bağırdı, bir çelik tel gibi zangırdayarak Arif Bey, ayaklarını yere vurup tepinerek, “Sen ne söylüyorsun, be akılsız Kürt, deli Kürt, onlar kuş değil, kuş değil… Evleri de yuva, olamaz.”
‘Cennet yatırımı’ olarak ‘Ermeni öldürmek’
Yaşar Kemal, bölgede var olan “şu kadar Ermeni öldüren cennetliktir” propagandasını da İsmail Ağa’nın dostu Onnik’i öldürmek isteyen köylülerden kurtarması üzerinden anlatıyordu:
“Ver Ermeni’yi bana, onu öldürmeliyim ben. Cennete gideceğim. Bu Ermeniyi de öldürürsem, benim sayım tamam olacak, cennete gideceğim, ver onu bana da sevaba gir. Ben onu Rıza’dan satın aldım”
‘Çoğu Ermenilerden kalma topraklar’
Tumblr media
Yaşar Kemal 1980’de yazdığı bu romanından çok daha önce, 1950’de kaleme aldığı İnce Memed’in ilk cildinde de Ermeniler’e yer veriyordu:
“Ali Safa Beyin son ele geçirdiği çiftlik, Karadutla sınır sınıradır. Çiftliğin topraklarının yarıdan çoğu Ermenilerden kalmadır. Gerisi de Karadut köylülerinden zorla, hileyle alınmadır.”
‘Kurtuluş savaşı olmasaydı eğer’
Yaşar Kemal İnce Memed’in ikinci cildindeyse Ermeni mülklerinin “el değiştirme” sürecine odaklanıyordu.
“Kurtuluş Savaşı olmasaydı eğer, bu toprakların bir avucuna bile sahip olmayı düşünemezdi. Bu toprakların büyük bir kısmı Sultan Abdülhamidin, dere-beylerin, Mısırlı dedikleri Arapların, bir de Ermenilerindi.”
Mustafa Kemal’e ‘hediye’ Ermeni mülkü
“Arif Saim Bey Dörtyolda kaldığı süre içinde oranın zenginleri, ayan ve eşrafıyla konuştu. Dörtyolda da Hazineye kalmış Ermeni mülkleri ve portakal bahçeleri vardı. Arif Saim bu mülklerden ve bahçelerden en güzelini Paşaya hediye ettirdi. "Ne demek!" diyordu. "Bu yurdun kurtarıcısının burada bir bahçesi olmasın! Olur mu?" Öfkeden köpürüyor, utançtan yerin dibine geçiyordu.”
Türkmen dostuna evini bırakan Ermeni
“Ahmet Beyin Çukurovada en çok beğendiği ikinci toprak Akmezar köyünün yakınındaki bir küçük çiftlik oldu. Ermeniler kaçarlarken, bu küçük çiftliğin sahibi Ermeni çiftliğini bir Türkmen dostuna satmış oldu. Türkmenle Ermeni can arkadaştılar. Ermeni dedi ki: "Eğer döner gelirsem kardeş, toprağımı bana geriye verirsin. Geriye dönemezsem çiftlik senin olsun. Anan sütü gibi ye iç, kullan, helal olsun."
Yıkılmaya yüz tutan Ermeni mahallelerinde Kürtler
“Ermenilerin bırakıp gittikleri mahalle yıkıntıya yüz tutmuştu. Burada şimdi Doğu Anadolundan göç etmiş Kürtler oturuyorlar, kasabadaki en küçük bir olayla bile ilgilenmiyorlardı. Toprak damlı Ermeni evlerinde oturan Kürtlerin mahallelerinden durmadan Kürtçe bağrışmalar geliyordu.…
Eski Ermeni mahallesinde ulu zeytin ağaçları, incir ağaçları sıcakta toz içinde kalmış, kavruluyorlardı. Yıkık Ermeni mahallesinde yıkıntılar arasında nar bahçeleri, nar bahçelerinde sevişirlerken ocaktaki demirler gibi kıpkırmızı kesilen kaya yılanları, uzun uzun...”
Yaşar Kemal, Ermeni mülklerini eline geçirenlere yönelik en sert eleştirilerini ise İnce Memed’in üçüncü cildinde yer verdi. Bu kesimi “Cumhuriyetin şişirdiği keneler” diye niteliyordu:
“Öyle ötekiler gibi hazinenin, ya da Ermenilerin topraklarına konmamıştı Murtaza Ağa. Ve hem de bununla övünürdü. Yalnız, şimdi bu oturduğu konağı, kaçarken ona Ermeni dostu Karabet Keklikyan vermişti. Herkes konağın Karabetten zorla alındığını söylüyordu ya, Murtaza Ağa bu iftiraya cin ifrit oluyordu. Hayır, o, bu görkemli konağı gasp etmemiş, Ermeni dostu Keklikyana çil çil altınlar sayarak satın almıştı. Konakları gasp edenler Zülfüydü, Taşkın Halil Beydi, Molla Duran Efendiydi, Mustantık Rüştü Beydi. Ötekilerdi. Bir kuruş vermeden, ne devlete ve ne de konakların sahiplerine, onlar gidince, babalarının malları gibi gelip oturuvermişlerdi.”…
“Ötekiler düşmüşler yazıya yabana, Ermenilerin çiftliklerini, Yörüklerin kışlaklarını, öteki Hazine tarlalarına pay ediyorlar, bir türlü de gözleri toprağa doymuyordu. Taşkın Halil Bey, Zülfü, emekli yargıç Hüdai, Mustafa Rüştü Bey, bunların hepsi hepsi birer sahtekardı. Hepsi, Çamuroğulları, Tazıgiller, Yiğitoğuan üç beş yılın, Cumhuriyetin şişirdiği kenelerdi.”
Ermenilerin güvendiği Amber ev
Yaşar Kemal, İnce Memed’in dördüncü ve son cildindeyse Ermeni komşularının emanetlerine sahip çıkan “iyi” karakterlere yer verdi.
“Savaş başlayıp da kasaba halkı biribirine düşünce, ortalık karışıp da herkes Müslüman, Ermeni, diye ikiye ayrılınca, göç etmekte olan Ermeniler Amber Ağaya başvurmak zorunda kaldılar.…
Kasabadaki birçok kişi Ermenileri de, onların Amber Beydeki servetlerini de unutmuş gitmişlerdi. Gece yarısı Amber Beyin kapısı çalındı, yıllardır bu vakitlerde onun kapısını hiç kimse çalmamıştı.…
"Biz seni soymaya, Ermenilerin sana bıraktıkları emanetleri almaya geldik."…
"Şimdi siz geldiniz, benim yirmi bir yıldır sakladığım komşuların emanetlerini elimden aldınız, bu emanetlerin bende olduğunu herkes biliyor, bunları benden sizin aldığınızı millete nasıl söylerim de, onları nasıl inandırırım. Benim derdim bu."…
"Seni öldürelim mi?" diye sordu Ferhat Hoca.
"İnsanlığım lekeleneceğine beni öldürün. İnsanların insanlara güveni kalmayacağına, bu dünyada güvenilir bir insanın bile olmayacağına insanların inanması, insanlığın ölümü demektir. Ben buna sebep olacaksam, ölmem daha iyidir. Haydi bir şey yapın öyleyse."
Yaşar Kemal, Ermenilerin mülklerini güvendikleri Müslüman komşularına bırakma nedenini bir başka romanında, “Akçasazın Ağaları” dizisinin ilk kitabı olan “Demirciler Çarşısı Cinayeti”nde anlatıyordu.
‘Kansız bir safa sürmesin’ diye verilen Ermeni mülkleri
Tumblr media
“Bu konak, ona Ermeni bir arkadaşının armağanıydı. Ermeni arkadaşı bir gece, daha kaçkaç, daha sürgün falan yokken ona gelmiş, «Bizim sonumuz yok. Bizi ya öldürecek, ya sürecekler,» demiş, evin tapusunu ona vermişti. Güya evi Beye üç bin altına satmıştı. Bey şaşırmış, «Amanın dostum, bu nasıl olur, sizi kira sürer, kim öldürür?» diye Ermeniyi teselliye çalışmış, sözünü dinletememişti. Ermeni diyordu ki, «Bu konağı özendim bezendim yaptırdım, içinde de iki yılcık oturamadım. Baktım ki gidiyorum. Konağımda kansız, ciğeri beş para etmez birisi safa sürecek. Düşündüm ki bu ev kime layık, Sarıoğlu Derviş Beye layık. .. Al, helal olsun ev sana. Al, güle güle otur. Sana böyle bir ev değil, bin ev layık. Saraylar layık.»”
“Çadırdan gelip konağa yerleştiler”
Yaşar Kemal, Ermeni mülklerinin bölgede kalan halkı nasıl zenginleştirdiğini de sert bir eleştiri diliyle ele aldı.
“Süleyman Sami:
“Ulan o Ermeniler kaçmasalardı, sen de avucunu yalardın. Sazanlı toprağına sen de, Abdül de kurban olurdunuz. Gül Fatma Çukurovada namlı orospu, sen oduncu olur kalırdınız. Şükret ulan, şükret, iki dinli Serkise... Serkis Hazneciyana... Serkis Efendiye. Serkis olmasaydı... Ya kaçmasaydı...” …
“Ne kadar bir zaman oldu şu Ermenilerin gittiği zamana? Çok olmasa gerek. Daha evlerin badanaları öyle duruyor. Şu ev de Serkisin. Bunu kim verdi sana Veli Hasan? Serkis senin baban mı?”…
“Kasabaya geldiğinde yalınayaktın. Ve Ermeniler kaçtığında en güzel Ermeni evine sen kondun. Artin Külekyanın evini, Kendirlinin konağını sen ilkokul yaptın. Tanıdıklarına, konar göçer Türkmen Ağalarına, ileri gelenlerine teker teker Ermeni evlerini sen dağıttın. Çadırdan çıkıp Ermeni konaklarına geçtiler, işte simdi seninle Çukurovayı paya çıkmış olanlar bu Ağaların oğullandır. Hayk Topuzyanın toprağını kan eder çiftliğinin tapusunu nasıl çıkardın muallim Bey, nasıl?”...
“Altı bin dönümlük Vartan Beğyanın tarlasını hemen onun üstüne bir gün içinde yapıverdin, niçin?”…
“Kim akıl ederdi ki bu kasabanın nüfusu iki binden üç bine, üç binden on bine yükselecek? Yarısına Kürtlerin yerleştirildiği, geriye kalanı da harabolmuş Ermeni örenlerinin dolacağını senden başka kim, kim, kim akıl edebilirdi?��  
Yaşar Kemal aynı eserde Ermenilerden zor kullanarak alanlar olduğu gibi “paylaşımın” sonraki aşamalarında da gerginlik yaşandığını, “Süleyman” karakterinin Mustafa Ağa’nın evini dokuz silahlı kişisiyle basması üzerinden ifade ediyordu.  
“Buradan çıkacaksın. Panosyan’ın mirası bana düştü. Panosyanın oğlu olduğumdan değil... Çünküleyin Panosyan’ı ben iteledim. Ol sebepten Panosyan’ın bütün malı mülkü, konağı, tarlası, çiftliği, dükkanları hep bana kaldı”
Ancak bu romanın içeriğini en iyi anlatansa, belki eserden de daha ünlü olan, içinde sık sık geçen cümlesiydi:
“O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler gittiler”
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/10256/yasar-kemalin-kaleminden-ermeni-mulkleriyle-cumhuriyetin-sisirdigi-keneler
0 notes
dcwttaoo1 · 6 years ago
Photo
Tumblr media
ILK + ERNIE (by Milex X)
0 notes
Photo
Tumblr media
Name: Earnest Nickname(s): Purple Man, Ernie Gender: Male Species: Demon Sexuality: Biromantic Asexual Age: Unknown - appears to be in his early 20’s Height: 6'1"
—–
Personality
Earnest is an interesting fellow - though his demonic nature would suggest that he is a troublemaker, he really only makes trouble where it’s necessary. To those who don’t know him, he can seem somewhat eccentric, but his intentions are not devious.
He is wary of humans, especially those with higher status - rich folks, politicians…pretty much anyone who lives a life of luxury. Very rarely does he take jobs from such people. However, when met with a supernatural creature, he’s generally quite friendly and always curious to know their life story.
—-
About>
Earnest’s background isn’t perfectly clear, even for him. He originates from the bowels of the earth, but unlike others of his ilk, he doesn’t trade in souls and debauchery.
He runs a small detective agency alone in the slums of New York City, though his work takes him almost everywhere. Though he does have human clients, most of his work is centered around beings like himself as well as other supernatural creatures. He doesn’t make much money off of the venture, but really, he isn’t in it for the money.
—-
He hides his face for various reasons, though his go-to excuse is a ‘sensitivity to polluted air’ or smog. And really, seeing as he lives in one of the dirtier neighborhoods, who can blame him?
Honestly, his face looks like your average male, aside from being purple…an average looking mouth, nose…eyes. Though, that mouth is full of sharp teeth and those eyes are pure black. He bleeds a dark purple that feels cold to the touch and smells strongly of rust. Like, even a human nose could sniff it out.
His abilities include levitation, telekinesis, and shadow manipulation. Strong lights hurt his eyes, so he is forced to wear a pair of thick tinted goggles to protect them. He would have opted for sunglasses, but goggles stay secured better and are much more durable.
1 note · View note
dustedmagazine · 8 years ago
Text
Amanda Monaco – Glitter (Positone)
Tumblr media
Even at the acme of the Hammond B-3 organ boom nearly six decades ago bands employing a baritone saxophonist alongside the instrument were a comparatively scarce breed. Jimmy Smith’s Six Views of the Blues with Cecil Payne holding down the chair is one of the few albums that spring readily to mind as exemplary of the heavy horn supplanting its tenor cousin in the format. On those grounds alone Glitter merits mention, but guitarist-cum-Berklee professor Amanda Monaco’s debut effort for the Positone imprint has plenty more under the cover to recommend it sans reservations.
Label mainstay Gary Versace occupies the organ end of the equation with ubiquitous drummer Matt Wilson completing the rhythm section. Lauren Sevian fields the aforementioned baritone, bringing a surprisingly nimble phrasing that keeps the weighty brawn of the instrument pleasingly intact. Monaco pens seven of the nine pieces with Tommy Flanagan’s “Freight Trane” guitarist Fred Lacey’s “Theme For Ernie” each evincing strong historical ties to another saxophonist of no slight esteem on vintage Prestige albums involving the same.
Monaco’s winsome style on the frets blends fluid single note figures with strong chordal anchoring. Both Versace and Wilson have healthy senses of humor and their shared jocularity rubs off on both the leader and Sevian starting with the fleetly paced bustle of “Dry Clean Only.” Solos are concise as are the frequent chases with Wilson whose sticks shift congenially from cymbals to snare with a winking self-reflexivity that’s heard if not seen. “Gremlin From the Kremlin” and “Girly Day” typify more fun with titles. Versace flips the switches on the former for a wonky tonality the locks in Wilson’s wobbly Eastern Bloc march that wears its Tom Waits-leaning pedigree proudly.
“The Mean Reds” don’t appear to be Communist in origin, but rather of an ilk prone to haunting the sort of primary color lounge spaces where the boogaloo is still in vogue. Monaco dirties her tone, Versace once again lodges tongue gamely in cheek for a sound steeped in compass point just north of kitsch while Sevian slides from jocular to sultry over the span of several pithy statement. “Step Counter” doesn’t quite manage the same hat trick despite more texture-rich blowing and clean picking from the composer and the closing title piece feels similarly compromised by a less than dynamic theme. These partial subjective missteps are the exceptions though and the rest of the date holds figurative water well.
Derek Taylor
2 notes · View notes
essayofthoughts · 8 years ago
Note
Maximoffs as unregistered animagi?
Send in prompts!
AO3 Mirror
i.“It’s all right for you,” Wanda grouses, the first time they manage it. “No one’s going to notice another bird flying about. Everyone’s going to notice a lioness.”
They’re both too pleased, though, too flushed with success, to really mind.
ii.Pietro is a falcon - a peregrine, which surprises Wanda not one bit.
“You’re always going so fast you bash into things. Don’t Peregrines do the same?” She’s grinning, teasing him, but she’s also right. Pietro resolves to be more careful now. 
“You’re a lioness though. Huntress, provider, planner, tactical.”
Wanda snorts, “Unable to transform anywhere because everyone will notice.”
Pietro smiles, strokes Wanda’s hair back, tucks it behind her ear. “Terrifying,” he says. “Beautiful.”
Wanda does as she always does when he points out these facts about her, and buries her face in his shoulder.
iii.Pietro doesn’t think he was wrong to pick Hufflepuff when the Hat asked him which of two places he wished to go. Wanda would never have gone to Gryffindor, she has always thought too much ahead to be truly rash as he is, but Hufflepuff, for all the rest… she could have joined him there, if the Hat had not forced her to make another decision.
(“It was Slytherin,” she had said, “Where I could still find ways to talk to you, or it was Ravenclaw, where the Hat said I’d get distracted by the learning and leave you behind. I couldn’t do that.”)
He hates it sometimes, though, and now especially. It’s homely, it’s comfortable, and Wanda can visit him here where he can’t visit her in the dungeons, but it’s buried in the ground and he can’t spread his wings, cannot fly.
“You can’t let this get the better of you, brother,” Wanda whispers to him when he admits this to her. “Sometimes I want to visit you in Hufflepuff, curl up around you on your bed and make sure no one ever hurts you, but I can’t, we can’t. This is a secret, our secret. No one can know what we can do, because if they know we no longer have the advantage.”
There’s the odd scarlet touch of her magic swirling around her fingertips and Pietro takes her hand, lifts her fingers, kisses her fingertips. At his touch the scarlet dissipates away, trauma-magic vanishing as the trauma is eased, as he reminds her they do still have each other.
“I know,” he says back softly. “I won’t.”
iv.It remains their secret for that year and the next one - they’re in their Seventh Year when Umbridge comes and tries to make everyone bow to the Ministry, works such petty cruelties into the rules and finally the other students see what has been so obvious for so long: Voldemort and his ilk rising again, chaos preparing to break into the streets.
It’s Pietro who tells Wanda about the whispers of Defence classes being taught by Potter, it’s Wanda who decides they should go.
“Slytherin,” hisses one student when they arrive, hand in hand.
“My sister,” Pietro snaps at them. “She is my sister before she is a Slytherin. My twin before even that. She won’t betray us.”
Everyone had been silent until Ernie - good old Ernie - piped up, “Pietro’s as honest and trustworthy as any of our house. And Wanda’s been visiting since before I was sorted. Let them in.”
Luna nods next, and then the Weasleys, and then The Boy Who Lived himself, and it’s Hermione who asks, “You’re seventh years. Know any extra tricks?”
“Well,” Wanda says, and turns into a lioness.
v.Trauma-magic isn’t something they can teach to others - over the years they’ve started to figure out how it works, immature magic shocked and scared and forming oddly, just how emotions and minds and bodies mature differently after trauma. Emotions stunted, minds sent back to the memory over and over, injuries and scars remaining.
For them, it’s their magic.
So, they can’t teach Trauma-Magic, but, Wanda reasons, there’s no reason they can’t teach all of the transfiguration tricks they learned when becoming Animagi.
“Besides,” she whispers to Pietro, “We cannot teach them the other magics we learned. They are too… good to wish to know the Dark Arts we learned to bind ourselves together, to ensure we will not die before we avenge our parents.”
“You mustn’t teach them those,” Pietro whispers back. “If you do it will only prove you a Slytherin to them, and they will cast you out.”
So the secret of their Horcruxes, buried in each other’s hearts, remains utterly hidden and their Animagism remains.
vi.“Will you teach me?” Potter asks one day. He always asks them both, doesn’t seem to realise like most others do that they should just ask Wanda, for it is she who decides. But then, they suppose, he knows the Weasley Twins, halves of a whole who’ve balanced things between themselves, rather than split things between themselves. 
Wanda supposes this means that should one die the other will be able to live on without them, but she finds that far too cruel a future to wish on any twin.
“We could,” Wanda says. Pietro is at her shoulder, head tilted slightly, but not as alert as usual. He’s calm in the DA meetings, knows they are safe, that everyone around them will fight their enemy just as fiercely. She thinks it refreshes him, to know he is not alone in his desire to fight, to protect, to survive.
“We could teach you,” Wanda says. “But it takes time, and you have many things to do. We won’t start teaching you only for you to give up.”
“I won’t!” He’s so earnest, this Boy Who Lived, so bad at lying, so blatantly honest in his truth. “I won’t give up.” He’s quiet for a moment, fingering his wand nervously. “My dad,” he says eventually. “He was an unregistered animagus. A stag. He and his friends, they became them to help another of their friends.” His eyes, bright, green, dark as the cabochon emeralds of Slytherin’s carved snakes, fix on them. “I don’t know my parents. Just what people tell me. I’d… I’d like to do this. Become an Animagus. I-”
He trails off, into the silence of the embarrassed. 
Pietro steps forward. “You want to feel close to them.”
Potter nods.
“There’s nothing shameful in that,” he tells him. “Nothing at all. Wanda?”
With Pietro looking at her like that, that gentle pleading, that request-but-not-a-request, she can’t say no. “We lost our parents too,” she says. “It’s why we’re so close, why we became Animagi, why we fight. Because we want vengeance on those who took them from us. We’ll teach you. We know what it is to grieve parents.”
2 notes · View notes
photofashionnarrative · 7 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
https://vimeo.com/187830608 
- Madeline Kidd
1. Adeline Mai; 2. Aran Zakbarov; 3. Ilk & Ernie; 4.Alexander Saladrigas; 5. Fetish by Selena Gomez, Video by Petra Collins; 6. Sol Sanchez; 7. Metropolitan Home and Ronovation Style via Mirror80.com; 8. Chantal Beam; 9. Lady On A Balcony by Rainer Maria Rilke; 10. Video by Sue deBeer for Gucci 
#MK
0 notes
pdfindiroku-blog · 7 years ago
Text
Her Yönüyle Gitar (Cd Hediyeli)
Her Yönüyle Gitar (Cd Hediyeli)
Her Yönüyle Gitar (Cd Hediyeli) Bu kitap sayesinde akustik ya da elektrogitar çalmayı kolayca öğreneceksiniz. Kolayca anlaşılan, adım adım ilerleyen açıklamalar, şekiller ve uygulama ipuçlarıyla donatılmış bu pratik ve faydalı rehber, basit akorları ve şarkıları hemen çalabilmenizi mümkün kılacak.
Profesyonel bir müzisyen ve öğretmen olan Ernie Jackson tarafından hazırlanan bu kitap, • gitar müziğinin tarihi, • klasik, rock, country, blues, caz ve diğer pek çok tarz, • arkadaşlarınızla müzik yapmak, yani ilk grubunuzu kurmak için ipuçları, • bir sonraki aşamaya geçmek için kendinize uygun öğretmeni seçmek gibi konular hakkında bilgiler içeriyor.
Detaylı bir çalışmanın ürünü olan bu rehber, en son yenilikler, yazılım tabanlı amfiler, USB gitarlar ve yeni başlayanlara faydalı bilgiler sunan internet siteleri hakkında bilgi veriyor. Kitapla birlikte sunulan CD’de ise yeni başlayanlar için derlenmiş örnekler ve egzersizler bulunuyor. Ernie Jackson’un rehberliğiyle, Her Yönüyle Gitar, bu popüler enstrümanı tanıyıp kullanmaya başlamanız için gereken yegâne kaynak.
İster sahilde dostlarınıza keyifli zaman geçirtmeyi, ister müzik kültürünüzün sınırlarını genişletmeyi hedefliyor olun, bu kitap size aradığınız rehberliği sağlayacak.
Her Yönüyle Gitar (Cd Hediyeli)
0 notes
sizekitap · 7 years ago
Text
Eleanor
Eleanor
hatırlar. Yara almış aile ortak kederlerinin ağırlığı altında parçalara ayrılır.
1993. Olay ilk cereyan ettiğinde… Okulda sıradan bir kapıdan geçip kendini başka bir dünyada bulduğunda, Eleanor on dört yaşındadır. Aynı olay üst üste tekrarlanır, fakat uçurumun kenarındaki o güne dek bir meraktan öteye geçmez. Eleanor’un dalmak için atladığı ve bir şeylerin Eleanor’u zamandan koparıp aldığı o güne dek… Öteki tarafta ise onu bekleyen biri vardır.
“Eleanor sizi şaşırtacak gerçekten dokunaklı, hareketli bir hikâye. Roman, kafasında geleneksel bir trajik anlatıyı, bilim kurgu ve fantastiğin zorlayıcı unsurlarıyla çeviriyor. Son sayfalarda bir dizi duygusal kısma vuran birden fazla seviyede çalışan, sizi gizleyen dokunaklı bir hikâye.
– Daniel H. Wilson, Robopocalypse’nin en çok satan yazarı
“Muheteşem bir virtüoz performansı gibi. ‘’Eleanor’’ yılın kitabı olabilir.”
– Russell Blake, Jet’in en çok satan yazarı
“Neil Gaiman’ı anımsatıyor. Ne diyebilirim ki? Büyüleyici, büyülü ve güçlü.”
– Ernie Lindsey, Skynoise’ın en çok satan yazarı
“Eleanor”, sıfırlama düğmesine basıldığında neler olabileceğini asla bilemediğinizi gösteriyor.
– Washington Post
“Jason Gurley Eleanor, birçok harikayı içeren iddialı bir kitap, üç kuşağı kapsayan, kusursuz biçimde hazırlanmış bir destan.
– Elizabeth Collison, Some Other Town’ın yazarı
“Haunting Lanes’in Sonundaki Okyanusu sevdiysen Eleanor’a bayılacaksın.”
– Peter Cawdron, Geribildirim Yazarı
devamı burada => https://goo.gl/gR3nn1
0 notes
yedi24haber · 7 years ago
Text
Steven Spielberg’in ‘Ready Player One’ Adlı Filminin Yeni Fragmanı Çıktı
30 Mart 2018’de gösterime girecek olan film, Ernie Cline’ın romanına dayanıyor. OASIS adı verilen sanal gerçeklik platformunda istedikleri her şey olabilen insanlar, sistemin kurucusunun bıraktığı 3 gizli ip ucuna ulaşarak, sistemi bütünüyle kontrol etmek için yarışıyorlar. Steven Spielberg’in yeni bilim kurgu filmi ‘Ready Player One’ ilk olarak yıl içerisinde San Diego Comic-Con’da…
View On WordPress
0 notes