#Hacı Çevik
Explore tagged Tumblr posts
dipnotski · 1 year ago
Text
Kolektif – Modern Türkiye’de Kültür Savaşı (2023)
Kültür sathında etkili bir gerçeklik olarak kulturkampf (kültür savaşı), farklı ton ve derecelerde de olsa, çağdaş dünyadaki kamusal tartışmalara yön vermeye devam ediyor. Bu gerçeklik, modernleşme periyodunun erken evrelerinden itibaren laik ve muhafazakâr bloklar arası rekabetçi, keskin ve çatışmalı ilişiklere sahne olan Türkiye sathına geldiğimizde daha keskin ve rafine temsillerle karşımıza…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
aybarskagan · 1 year ago
Text
Dünyanın hiçbir ülkesinde bu olmaz!
‘Türkiye destekli Azerbaycan Ermenistan’a saldırmış, etnik temizlik ve soykırım tehlikesi varmış’ diye Uluslararası örgütlere ‘kurtarın’ çağrısı yapan 128 ‘hak savunucusu’ çıktı!Emperyalizm uşağısınız anladık da, kaç paralık adamsınız onu söyleyin!
Aha liste de burada: A. Serdar Koçman, Abdullah Demirbaş, Adil Okay, Adnan Cangüder, Ahmet Hulusi Kırım, Ahmet Konuk, Akın Birdal, Akın Atauz, Akup Alakuş, Ali Ekber Kaypakkaya, Ali Gökkaya,  Anjel Dikme, Ari Günter, Aris Nalcı, Armen Korkmaz,  Atilla Dirim,  Attila Tuygan, Ayşe Hür, Aziz Tunç, Baskın Oran, Burak Demir, Cengiz Aktar, Cengiz Gültekin, Demir Sönmez, Denis Dreisbusch, Dilek Ak, Dinç Dinç, Doğan Özgüden, Emre Uslu, Enver Enli, Eren Keskin, Faruk Mızrak,  Fatime Akalın, Fatin Kanat, Fatma Gök,  Ferhat Umruk, Ferit Barut, Feyyaz Kerimo, Fikret Başkaya, Garo Kaprielyan, Gülseren Yoleri, Gün Zileli, Güngör Şenkal, Hacı Orman, Hakan Tahmaz, Haldun Açıksözlü, Halil Savda, Hanife Elmadağ, Haydar Doğan,  Hosrof Köletavitoğlu, Hovsep Hayreni, Hrant Kasparyan, Huriye Şahin, Hüseyin Habib Taşkın, Hüseyin Karakuş, Hüseyin Şenol, Hüsnü Öndül,  İlyas Danyeli, İnan Gedik, İnci Tuğsavul, İshak Kocabıyık, Jan Beth-Sawoce, Kasım Ergün, Kayuş Çalıkman G., Kazım Gündoğan, Kemal Bilget, Kenan Yenice, Kuvvet Lordoğlu, Leman Stehn, Lerna Ekmekçioğlu, Mahinur Şaşmaz, Mahmut Konuk, Mahmut Uzun, Mazlum Çetinkaya, Mehmet Ali Orğun, Mehmet Onur Yılmaz, Mehmet Tursun, Mehmet Uluışık, Memik Horuz, Mihail Vasiliadis, Miran Afşar, Murad Karakaş, Murad Mıhç��, Murat Polat, Necati Abay, Nedim Durmuş, Nevzat Onaran, Nuran Yüce, Nurten Kırmızıgül, Ohannis Conkar, Onur Hamzaoğlu, Osman Tiftikçi, Pınar Ömeroğlu, Ramazan Gezgin, Recep Maraşlı, Sait Çetinoğlu, Sarkis Adam, Selahattin Esmer, Selay Ertem, Sibel Perçinel, Sinan Canlı, Süleyman Eryılmaz, Şaban İba, Şanar Yurdatapan, Şenol Karakaş, Şiar Rişvanoğlu, Şükriye Ercan, Şükrü Hamarat, Taner Akçam, Tufan Sisli, Tuncay Yılmaz, Ufuk Güneş, Ülkü Çevik, Veysi Sarısözen, Yalçın Ergündoğan, Yasemin Balıkçı, Yasemin Çongar, Yıldız Aydın, Zehra Kabasakal Arat, Zeki Kahraman, Zeliha İkizer, Ziya Özder…
2 notes · View notes
elazigsurmanset · 2 months ago
Text
Türkiye’de ilk kez “mesleki ortaokullar” Açılacak..
Tumblr media
Millî Eğitim Bakanlığı, mesleki eğitime yönelik farkındalığı artırmak ve yetenekleri erken yaşta keşfetmek amacıyla Türkiye’de ilk kez "mesleki ortaokullar" açacak. Bu uygulama, mesleki ve teknik Anadolu liseleri bünyesinde gerçekleştirilecek ve öğrencilerin 7. sınıftan itibaren meslek liselerinde çeşitli meslekler hakkında bilgi edinmelerini sağlayacak. Mesleki Ortaokulların Açılacağı İller ve Okullar: Bursa: Hacı Sevim Yıldız-2 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Ortaokulu Sivas: Sivas Bilişim Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Ortaokulu Konya: Gazi Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Ortaokulu Burdur: Emekevler Şehit Rıza Çevik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Ortaokulu Bu doğrultuda amaçlar ve hedeflerde şu şekilde değerlendirildi. - Ortaokul dönemindeki öğrencilerin mesleki eğitime olan ilgisini artırmak. - Öğrencilerin yeteneklerini erken yaşta keşfetmek ve bu doğrultuda eğitim süreçlerini planlamak. - Öğrenci ve velilere, mesleki eğitimin avantajları hakkında daha fazla bilgi sağlamak. Bu adım, meslek liselerinin kapılarını daha erken yaşlardan itibaren öğrencilere açarak, mesleki eğitimi tercih etmeleri ve gelecekte daha bilinçli kararlar vermeleri için fırsat sunmayı hedefliyor. Read the full article
0 notes
gundembuca · 2 years ago
Text
Ertan Çevik 24 ülkeden 100 din adamını Buca’da buluşturdu.
Tumblr media
Buca’da bulunan tarihi Protestan Kilisesi, Hristiyan alemi için çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yapmayı başardı. Kilisenin pastörü aynı zamanda Türkiye’deki Baptist Kiliseleri Başkanı olan Ertan Çevik, 10 yıl boyunca gösterdiği çabanın sonucunda Dünya Baptist Kiliseleri Birliği’ne bağlı 24 ülkeden 100 din adamını Buca’da buluşturdu. Afrika’dan Amerika’ya, Hindistan’dan Avrupa'ya, içinde 24 ülkeyi barındıran Dünya Baptist Kiliseleri Birliği bu yıl 4 gün sürecek toplantılarını İzmir Buca’da gerçekleştiriyor. Din adamlarının birbirleriyle diyalog kurmasını sağlayan ve kendi bölgelerindeki değişimleri, tecrübeleri birbirine aktarmalarına olanak tanıyan kongre niteliğindeki bu toplantılar protestan mezhebi mensupları için oldukça önemli. Bu toplantıların Buca’da gerçekleştirilmesinin mimarı ise Türkiye’deki Baptist Kiliseleri Başkanı Ertan Çevik. Her yıl farklı ülkelerde düzenlenen toplantılara katılan ve birliğin Türkiye’de bir araya gelmesi için uğraş verdiğini belirten Çevik, İlk başlarda Türkiye’nin Müslüman bir ülke olması ve dünyada yaratılan kötü imaj nedeniyle bu isteğinin kabul görmediğini ancak 10 yıl boyunca sarf ettiği çabaların nihayet sonuç bulduğunu söyledi. Çevik, “Biz her yıl Türkiye’nin laik bir ülke olduğunu ve kendi inancımızı rahatça yaşayabildiğimizi anlattık. Ayrıca İzmir’de hacı olabileceklerini Yedi Uyuyanlar'ın şehrimizde olduğunu, Efes’i gezebileceklerini ifade ederek sonunda bu toplantının Buca’da yapılmasını kabul ettirdik. Tabi toplantının zamanı 1 yıl önce kararlaştırıldığı için seçim dönemine denk geldi ama ziyanı yok. Biz Bucamızı, İzmirimizi, ülkemizi en iyi tanıtarak misafirlerimizi göndermek istiyoruz. Bu toplantılar sayesinde bir nevi turizm elçiliği yaptığımıza inanıyorum. Misafirlerimizin otellerini de Buca’da ayarlardık böylelikle esnafımızın bu toplantılardan faydalanmasını sağlamayı hedefliyoruz. Umarım tüm misafirlerimiz güzel anılarla ülkelerine döner” diye konuştu. Toplantılara katılan din adamları 4 gün boyunca yeni üyeler kazanmanın yolları, finansal raporlar, ve gelecek stratejileri gibi konuları tartışacak ve çeşitli workshoplara katılacak. Aynı zamanda Efes ve 7 Uyuyanlar gezileri düzenlenecek. Türkiye Baptist Kiliseleri Başkanı Ertan Çevik 4 Mayıs Buca Belediyesi Olimpik yüzme havuzu konferans salonunda Gündem Ege ve Gündem Buca'nın organizasyonunda düzenlenen 2023 Altın Üzüm Ödül töreninde Hoşgörü ve Barış ödülünü almıştı.
Tumblr media
Read the full article
0 notes
primishaber · 2 years ago
Link
0 notes
ordupress · 2 years ago
Photo
Tumblr media
Giresun'da Lunapark’ta oyun treninin raydan çıkması ile gerçekleşen talihsiz bir kaza sonucu Kumru #Demircili Mahallesi nüfusuna kayıtlı olan Özel Harekat Şube Müdürlüğü görevli Polis Memuru #Samet #Dilekçe eşi Hacı Dilekçenin gelini Giresun Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli Komiser Yardımcısı #Sinem #Gülşen #Dilekçe vefat etmiştir.Cenazesi 10.08.2022 Çarşamba günü İkindi namazına müteakip Kumru merkez caminde kılınacak cenaze namazının ardından aile kabristanligina defin edilecektir.Merhumeye Allahdan rahmet kederli ailesine başsağlığı dileriz. https://www.instagram.com/p/ChEjJRRMcaE/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note · View note
sdkhaber · 2 years ago
Text
Giresun'da lunaparkta trenin raydan çıktığı kazada yaralanan 4 bireyden biri öldü
Giresun’da lunaparkta trenin raydan çıktığı kazada yaralanan 4 bireyden biri öldü
Yeni eklenen Giresun’da lunaparkta trenin raydan çıktığı kazada yaralanan 4 şahıstan biri öldü son dakika haberini aşağıda okuyabilirsin. Hacı Hüseyin Mahallesi’nde faaliyet gösteren bir lunaparkta, cümbüş treni raydan çıkarak yere düştü. Kazada, Giresun Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde misyonlu komiser yardımcısı Sinem Gülşen Dilekçe (27) ve Özel Harekat Şube Müdürlüğünde…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kanalmilligorus · 4 years ago
Photo
Tumblr media
KENAN PAŞA, UĞURLAR OLA! Siz, 12 Eylül Darbesiyle; sağ-sol anarşisini bir iç savaş provası olarak kızıştıran… Kanlı kardeş kavgasıyla fiilen kurtarılmış bölgeler oluşturan ve binlerce masum gencimize kıyarak Türkiye’mizi parçalayıp bir Komünist diktatörlük kurmayı planlayan dış güçlerin ve işbirlikçi hainlerin şeytani planlarını son anda bozacak kadar cesaretliydiniz! Ama tek kurtuluş çaresi olarak kalan askeri müdahaleye izin vermeyip Türkiye Cumhuriyeti’nin dağıtılmasını arzulayan Amerika’yı, onların işine yarayacak sonuçları hazırlayacağınızı söyleyip avutacak, daha doğrusu uyutacak kadar da ferasetliydiniz!.. Konya’mızda; kutsal kentimiz ve ilk kıblemiz Kudüs’ü başkent ilan etmeye ve işgal ettiği Filistin topraklarındaki Siyonizm’in Arzı Mevud hayaline erişmeye heveslenen İsrail’i tel’in mitingi tertipledi bahanesiyle MSP’ye karşı çıktığınız halde, İsrail ile diplomatik ilişkileri en alt düzeye indirecek kadar dirayetliydiniz!. Müslüman halkımızla birlikte Mekke’ye gidip ihram giyen ve Kabe-i Şerifi huşu ve huzurla tavaf edip Hacı olan ilk T.C Devlet Başkanı sıfatını şerefle kabullenecek kadar metanetliydiniz! Siz Mekke’de Kâbe-i Şerifin içerisine girip kutsal makamlara bizzat secde edip yüz süren ve yine Medine’de Hz. Peygamber Efendimizin mübarek kabrinin içerisine girip dua eden pek ender nasipli kimselerdendiniz. (Gazeteci İlnur Çevik, TV. canlı yayında anlatmıştı.) Dönemin MEB Vehbi Dinçerler’e talimat verip, okullardaki tarih kitaplarından Ecdadımız Osmanlı’ya ve Sultan Abdulhamit gibi Padişahlara hakaret içeren ifadelerin çıkarılmasını sağlayan duyarlı ve tutarlı bir şahsiyettiniz! (Konyalı emekli tarih öğretmeni ve yazar Yücel Kemendi Bey aktarmıştı ve bu resmi belge hala okullarda bulunmaktaydı.) Devamı için: http://www.millicozum.com/mc/haziran-2015/kenan-pasa-ugurlar-ola #kenanevren #kenanevrenkışlası #kenanevrenbulvari #12eylül #12eylül1980 #darbe #türkiye #turkiye #türkiyecumhuriyeti #turkiyecumhuriyeti #erbakan #necmettinerbakanüniversitesi #necmettinerbakan #asker #tsk #tc #kudus #konya #atatürk #receptayyiperdoğan #msp #demokrasi #devlet #millet #milli #ahmetkenanevren #80darbesi #idam #1980 #sağsol https://www.instagram.com/p/CFC3qBLHivI/?igshid=kuvhqkkt2v14
0 notes
hbgayrimenkul · 5 years ago
Photo
Tumblr media
AYDIN/EFELER/ADNAN MENDERES Mahallesi'nde Kiralık Daire 1400 TL 170 m² 3+1 Özellikleri Site İçi Merkezi Kaloriferli Pvc Doğrama Laminant Parke Akrilik Ankastre Mutfak Lake İç Kapılar Hilton Banyo Duşakabin Ebeveyn Banyosu Hilton Wc Lavabo Alçıpan Havuz Tavan Led Aydınlatma Vestiyer Görüntülü Diafon Merkezi Uydu Sistemi İki Balkon Çelik Kapı Asansör Otopark Güvenlik Kamerası Apartman Görevlisi Yüzme Havuzu Kamelya Hacı Celal Oto İlkokulu'na Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne Zincir Marketlere Toplu Ulaşıma Yürüme Mesafesinde 5 Katlı Binanın Kuzey ve Batı Cepheli 2.Katı Gayrimenkul Danışmanı Adil BAHÇİVANLAR Tel:0507 7187787 (HB Gayrimenkul) https://www.instagram.com/p/B3PpXO4JJnY/?igshid=qvcvc5ww8073
0 notes
seslimeram · 6 years ago
Text
Her Neresi Yeni, Her Nesi Ülkedir...
Tumblr media
Kesintisiz kılınmış bir cerahat sarmalında, hayatın her ne olduğunu, sahiden unutmamaya çabalıyoruz. Cerahat burada artık günbegün yinelenirken var edilmiş olan çürüme bir eşik tanımazken varlığı kesintisiz cerahat ve hıncın, cerahat ve nefretin birlikteliğinde, cerahat ve cürmün yan yana kılındığı bir yerde tamamen ol hayat berhava olunmaktadır. Bitimsiz olan tahakküm gailesidir hala ve hala. Yaşama düşürülen şerhlerin yekununda bir gelecek tahayyülünün sıfırlanmasıdır mesel. Eksiksiz kılınmış yıldırının hayatın her gününü yerle bir etmesidir söz konusu edilmesi gereken. Birdenbire değil aralıksız bir biçimde bu saha, şu yerin yaşamla olan bağlarının enikonu çürütülmesindeki istençtir mesele.
Varlığı kesintisiz kılınanla hayatın mahvının bir düzlemde sürekliliği aralıksız kılınandır. Vardığımız yer, ulaşılan menzil bunu gösteren / bildiren bir sahnedir. Varılan menzil tüm o çürümenin de dipsizliğini arşınlayan bir düzlemdir. Her bir şeyin birbirine karıştığı yer artık sahicidir. Hemen her şekilde hayat bahsinin üstünün çizildiği yer bir hakikattir. Var edilmiş “cerahat” güncellenirken oluşturulan bu tahakküm artık bir sınır tanımazken bu çürümeyi kanıksatmak gaile değil tek sonuç kılınır. Baş Amir’in ülkesi cerahat ülküsünü sonuna kadar arka çıkılan bir tahayyülün toparlamasıdır.
Selahattin Demirtaş alenen tutsak kılınmış olan bir siyasetçidir. Bütün bu habis döngüde o erkanı muktedir var ettiği güncel kıldığı bir cerahatin karşısında sözü mühim olandır. Her türden aleni tehdide, hemen her şekildeki hedef alma gayretine, aralıksız linç olunan bir tahayyülün aslında her ne dediğini, her neyi savunduğunu doğrudan bildirendir Demirtaş. Türkiye’de 82 milyon yurttaşı kucaklayan bir devlet tahayyülü zikredilirken var edilmiş cerahatin boyutunu imler Demirtaş. Demiri soğutmak, memlekette dirlik düzen lafzalarını zikrederken muktedir aslında neyi var etmektedir, buna dair bir maval değil hakikatin ta özünü anlatır Selahattin Demirtaş. Memleket güllük gülistanlık değil, tam tersine dibine doğru göçmesi sonlanmayan bir karanlık dehlizi artık bildirendir. Alarm zilleri her yerde, her şekilde zangır zangır çalmaktadır!
Mahmut Hamsici’nin BBC Türkçe servisinde yayınlanmış röportajıdır. 31 Mart Seçimleri için yaptığı yorumu iliştirelim: “Yetkilerin tümünü tek adamda toplayan yeni yönetim sisteminin başarısı toplumun kutuplaştırılmasına bağlıydı. AKP ve MHP ittifakı da bu seçimde olabildiğince kirli bir propagandayla bu kutuplaştırmayı derinleştirerek kazanmayı hedefledi. Ama istedikleri başarıyı elde edemediler.
Tek adam rejiminden tedirginlik duyanlar da karşı blokta kümelenince AKP çok önemli belediyeleri kaybetti. Bu seçimin en önemli sonucu toplumun demokrasiden yana olduğunu, kamplaşma yerine birlikten yana olduğunu göstermiş olmasıdır. Tabii AKP açısından da oy oranlarının yüzde 30'lara düşmüş olması gerçeği var.
Ayrıca bu seçimle birlikte Kürt seçmenlerin gücü ve demokrasiden yana tavırlarının da siyasette belirleyici olduğu net bir şekilde görüldü. Yine Kürtleri terörize etmenin, dışlamanın kimseye yarar sağlamayacağı da anlaşılmış oldu. Kürtler tüm baskı ve tehditlere rağmen HDP etrafında kenetlenmekten vazgeçmediklerini ortaya koydu.
Bundan sonra siyasetin nasıl evrileceği hem Erdoğan'ın tutumuna hem de muhalefetin demokrasi ilkeleri etrafında ortak mücadeleyi sürdürüp sürdürmeyeceğine bağlıdır. Erdoğan baskıya ve otoriterizme dayalı politikalarında ısrar ederse toplumsal desteği yitirmeye hızla devam edecektir. Demokratik reformlara yönelir ve baskılardan vazgeçerse bir ihtimal toparlayabilir kendi tabanını. Aksi takdirde ekonomik krizin de derinleşmesi gibi daha vahim bir tabloyla karşılaşabiliriz.”
Sırf şu bahisteki Demirtaş’ın meramı bile her nasıl bir düzlemin ortasında sözün yitimi için çalışıldığını, bizatihi devlete rağmen, eski yeni o’nun var ettiği kliklere rağmen söz söyleme, barışma tahayyülüne sahip çıkılması gerektiğini aleni imler Selahattin Demirtaş. “Geçtiğimiz günlerde Hakkari'de yaşanan çatışmayı ve gerçekleşen ölümleri nasıl yorumluyorsunuz?
Şiddeti, silahı biz hiçbir zaman yöntem olarak benimsemedik, desteklemedik, doğru bulmadık. 40 yıla yaklaşan ve büyük acılara sebep olan silahlı çatışmaların, operasyonların veya silahlı eylemlerin nihai olarak son bulması için de defalarca barış girişimlerinde bulunduk.
Hakkari'de yaşanan saldırı sonrasında 4 askerin yaşamını yitirmiş olmasından elbette büyük bir üzüntü duyuyorum, şiddeti asla kabul etmiyor, onaylamıyorum. Askerlerin ailelerine taziyelerimi, başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Toplumun bir kısmının yalan propagandalar nedeniyle bize karşı önyargılı olduğunu ve suçlayıcı bir tutum sergilediklerini de biliyorum ama herkes şundan emin olsun ki evlatlarımız, kardeşlerimiz yaşamını yitirmesin diye bizler barış için çok çalıştık, samimiyetle ve fedakarca çalıştık. Maalesef başaramadık, bundan dolayı da çok üzgünüm. Şimdi 2,5 yıldır suçsuz yere hapisteyiz ama 'barış, barış, barış' demekten de asla vazgeçmedik.”
Demirtaş sual olunanın yanında Halkların Demokratik Partisi’nin bugünkü temsiliyetinin her nasıl terörize edilerek imha olunmaya çalışıldığını da örnekler. Söz hakkının zayi, sual etmenin engelli, bütün o yıldırı haline karşı çıkmanın hedef kılınmaya kafi görüldüğü bir düzlemde var edilen çürümenin boyutudur röportaj boyunca paylaşılan. Dehşetli halin güncelliği varılmak istenen o nihai zemin bir siyasi soykırım halini bildirmesi sorun teşkil etmemekte midir? Bizatihi cerahat, bizatihi çürüme bütün bütün o yıkım gayretinin sunduğu, bildirdiği şeye karşı ses etmek, söz söylemek ne zamandır cidden hangi zaman! Demirtaş’ın değindiği mesel olan demokrasinin, seçme hakkının, o barışma, hal ve istencinin nasıl tarumar edildiği ulu ortadadır. Gerçekliğimiz şerhlere ihtiyaç olmaksızın bu çürüten, hiç kılan, zayi eden menzilde süreğen kılınanlardadır.
Barış, barış, barış demekten vazgeçmedik diye bildiren Demirtaş gibi, Barış Anneleri olarak da bilinen, zindanlardaki tutsakların yakınlarının, Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit için başlatılmış açlık grevinin seslenişi bir kez daha boğulmak istenir. Gebze’de, Kocaeli ve İstanbul’da olduğu gibi Wan’da da polis saldırır. Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “Van Cezaevi önünde açıklama yapmak istedikleri sırada darp ederek gözaltına alınan tutuklu yakınlarının yarın (2 Mayıs Perşembe) adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Van Cezaevi Kampusu önünde açıklama yaptıkları esnada jandarmanın müdahalesiyle gözaltına alınmıştı.  
Van Emniyet Müdürlüğü'nde tutulan 15 kişinin ifade işlemleri bittiği ve yarın adliyeye sevk edilmesi beklenildiği öğrenildi. Gözaltına alınanların isimleri şöyle: "80 yaşındaki Barış Annesi Heme Akdoğan, nefes darlığı ve bir çok rahatsızlığı olan Barış Annesi Zekiye Kaya, Barış Annesi Keve Işık, Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde olan Necdet Abi’nin annesi Meryem Abi, Tekirdağ 2 Nolu Cezaevi’nde tutuklu bulunan açlık grevinde olan Delil Önvercan'ın annesi Gülhezar Önvercan, Bese Akdoğan, Münife Kaçak, Hatice Akdağ, Neslihan Şedal, Dilan Yıldız, Mizgin Bor, Hede Kaçak, Hayri Sağlam ve Hacı Aslan ve Çiyazan Aslan” Wan’da gözaltına alınan insanlar bir gün sonra serbest koyulur.
Amed’de 1 Mayıs gösterileri sırasında Barış Anneleri ve HDP Gençlik’e yönelik olarak bir engelleme söz konusu edilir. Bu menzilde Kürd’ün de o yüz sene evvelindeki halklar gibi sözünün çalınması gailesi artık saklanmaksızın gerçekten gerçek kılınır. Çürümenin eşiğinde ilerleyen bir menzilde kim ne yapsın barışı diyerek cüretle tahakkümünü kurma çabasına düşer devletli! Mezopotamya Ajansı’a bağlanalım: “Tecride karşı açlık grevinde olan tutukluların aileleri ve HDP'li gençler, tecridi protesto etmek, açlık grevleriyle dayanışmak ve ölüm orucu eylemine dikkat çekmek amacıyla yürüyüş düzenledi. Birçok kez polis tarafından engellenen kitle buna rağmen Koşuyolu Parkı'na yürüdü.”
Tumblr media
“Anneler ve gençler, "Bijî berxwedana zindanan", "Leyla Güven onurumuzdur" ve "Amed uyuma zindanlara sahip çık" sloganlarıyla Ofis'e ulaşması ardından polislerce engellendi. Burada yaşanan tartışmalar ardından anneler ve gençler, Sanat Sokağı'na doğru yürüyüşünü sürdürdü. Sanat Sokağı'na ulaşan anneler burada çevik kuvvet polisleri tarafından çembere alındı. Bu sırada yaşanan arbede üzerine bir anne fenalaşarak baygınlık geçirdi.”
“Polisin gençleri gözaltına alma girişimi üzerine arbede gerginliğe dönüştü. Burada polis engellemesine karşı sloganlar ve zılgıtlarla karşılık veren anneler ve kadınlar, uzun süre bekledi. Polis "dağılın" anonslarına rağmen yürüyüşü tekrar Ofis Gevran Caddesi'ne taşıyan anneler, buradan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan Konuk Evi'nin önüne geçti.”
“Konuk Evi'nin önünde oturma eylemine geçen anneler ve gençler, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi'nde yaşanan işkence ve insanlık dışı uygulamalara karşı ölüm orucu direnişini anlatan Koma Agirî'nin "Zindana Diyarbekir" şarkısını söyledi. Daha sonra Koşuyolu Parkı'na doğru yürüyüşü sürdürmek isteyen anneler, bir kez daha engellendi. Annelere dönük engelleme sırasında Artı TV muhabirlerinin bir anneyle röportaj yaptığı sırada, sarf ettiği "Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalksın" ifadesi üzerine TEM Müdürü gazetecilere müdahale ederek, yayını kesti. TEM Müdürü, gazetecileri, "Suça teşvik ediyorsunuz" diyerek suçladı.”
Korkunun egemen bir diskur kılınması, bir sahada barış tahayyülünün bir daha hiçbir ama hiçbir surette açılmaması için yinelene gelen tahakküm ve eylemler ile çürüme sabit olunur. Kadınlara yönelik şiddet istenci bunun göstergesidir. Kırk koca yılda ulaşılan düzlemin hayatları ne kadr uzağa konumlandırdığı afakidir. Bu coğrafyada yaşamın değil de ölümün konuşturulmasından bunca heves duyan, bir erkanı muktedirin karşısında tüm o kadınların ellerinde bir tek tülbentleri / yazmaları vardır. Bu bile suç olarak duyrulur.
Bunca bariz bir düş kırımı var edilirken, bir o kadar, bir o kadar aleni ırkçılık ve ayrımcılık ortadayken muktedirin demir soğutmasının riya olduğu faş olunur. Bütünde, tek bir kalemde, tek bir hayatın bile önemi varken iş bu sahada çocuklar ölmesin tahayyülünü dile getirmenin bile terörize ediliyor olmasıdır sorun. Biyopolitik tahakküm bu yeri deney sahası kılmaktadır.
Amed’de Perşembe günü öğlen saatlerinde, “Koşuyolu Parkı'nda bir araya gelmek isteyen anneleri, polis engelledi. Park içinde beyaz tülbentli bütün kadınları çıkarmaya çalışan polis, eylemci olmayan kadınları da park dışına çıkardı. Parka gelen anneler, dışarı teker teker çıkartılmasının ardından birleşerek tekrar parka girmek istedi, ancak polis buna da izin vermedi. Uzun süren tartışmaların ardından anneler, ısrarını sürdürünce, polis annelerle birlikte gelen Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerini suçladı. Polisin, "anneleri eyleme sürüklemekle suçladığı" HDP'liler, alanda zorla uzaklaştırdı. Polis, annelerden uzaklaştırmak istediği HDP Gençlik Meclisi üyesi Ümit Akbıyık'ı da darp edilerek gözaltına alındı. Polis, alanda çalışan bir kadın gazeteciyi de tekmeleyerek görüntü almasını engelledi. Polisin engelli üzerine anneler Tutuklu Ailelerle Yardımlaşma Derneği’ne (TUAY DER) geçti. Polis, toplu gidişatın önüne geçmek için de eylemcilerin arasına gererek, bir araya gelmeleri engellendi. TUAY DER, girişinde oturma eylemi başlatan anneler, iki saat sonra eylemlerini sonlandırdı.”
“Batman'da “insan zinciri” oluşturmak istedi. Gülistan Caddesi'nde yapılmak istenen eyleme, valiliğin yasak kararı gerekçe gösterilerek izin verilmedi. HDP il yöneticileri ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran'ın da destek verdiği eyleme, emniyet ekipleriyle yapılan görüşmelerde de sonuç çıkmayınca aileler HDP il binası önünde açıklama yaptı. HDP Milletvekili Ayşe Başaran, hukukun ve Anayasa’nın uygulanmasını talep ettiklerini belirterek, “Bu haklı ve meşru talebin yanındayız. Bizleri bu şekilde tecrit altına alarak, sesimizi zor aygıtlarını kullanarak susturamazsınız. Ne dört duvar ne de bu etten duvar sesimizi yükseltmemize engel olur. Alanlarda olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.”
Bakırköy Cezaevi önünde 3 Mayıs Cuma günü yapılmak istenen basın açıklamasına polis saldırısı gerçekleştirilir. Düzenin zorbalığının yansısı olarak çıkagelen şiddet yeniden ve yeniden kadınların darp edildiği bir vakayı yaratır. Memleket medyası suskundur, ne de olsa Abdullah Öcalan ve PKK içinde geçen bir eylemin bu ülkede demokrasi şablonunda yeri / yurdu bıraktırılmayandır. Ah’lar almış bir ülkenin birbirine daha da fazla düşmanlık besleyen halklarının var edilmesi süreğen kılınır. PKK’nin varlığına yol açan şeyin özetini bir kez daha görmek, kırk yıl ve onca can kaybı sonrasında bu ülke yönetiminin neden hala insani olanı değil de vahşetin düzlemini savunduğunu sorgulatır. Terörü var eden kaynaklığını yapan devlet, atfettiği yıkımı bugün yeniden güncellemek isteyendir. Silahlar sussun denildiğinde yakın zaman öncesinde önce Ceylanpınar, o kaybedildikten sonra Merdin’de var edilen yıkımın, cinayetlerin nasıl bir sonucu ortaya çıkarttığı muhakkaktır. PKK eşittir Kürd denklemine sahip çıkılan, Kürd eşittir HDP o da eşittir nihayetinde PKK garabetliği ile bir asırdır var edilen zulme yeni halkalar eklemlendirilir.
“Dün (Perşembe) Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan ve çocuğu açlık grevinde olan Zehra Doğan, nöbet öncesi kısa bir değerlendirme yaparak, "Çocuklarımız öğrencidir, memurdur, doktordur. Hepsi okumuş. Boş yere hapisteler. Bu zulüm karşısında nasıl bu kadar rahatsınız. Nasıl uyuyabiliyorsunuz. Çocuklarımız gözümüzün önünde eriyorlar. Bu tecridi kaldırın. Kalkın, haykırın bu gençler ölmesin artık" dedi.
Bir başka tutuklu annesi Simamperi Akyıldız ise açlık grevi eylemleri sonuçlanana kadar eylemlerini kararlılıkla devam ettireceklerinin altını çizerek, "Bugün 5 gündür Bakırköy Cezaevi önündeyiz çocuklarımız açlık grevinde. Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılana kadar, çocuklarımız açlık grevinden çıkana kadar biz her gün gelip burada oturacağız. Bizim onurumuz bunu kabul etmez. Dün bizi yaka paça gözaltına aldılar. Emniyetteki ifademizde, tecrit kalkana kadar cezaevi önüne gelip oturacağımızı belirttik” dedi. Akyıldız, “Cumhurbaşkanı çıkıp bir kelime etmiyor. Çünkü İmralı ile görüşülürse barışın geleceğinden korkuyorlar. Barışın anahtarı İmralı’dadır. Onun için görüşmeleri yasakladılar. Erdoğan Türkiye'yi kaosa ve savaşa götürüyor. Kan gölüne çevirecek her tarafı. Tek devlet, tek bayrak diyerek bu sorunlar çözülmüyor” diye belirtti.
Konuşmaların ardından Cezaevi önüne geçmek isteyen ailelerin önü polis tarafından kesildi. Polisler ailelere "Cezaevi güvenliği açısından burada toplanmanız ve eylem yapmanız yasak, dağılmazsanız müdahale edeceğiz" diyerek anonslar yaptı. HDP Milletvekili Meral Danış Bestaş, "Kime göre, neye yasak. Bir açıklama yapacağız burada" demesi üzerine bir polis memuru, "33 senedir ben bu teşkilatın içindeyim bana kuralları öğretmeyin hanımefendi" diyerek konuşmasını kesti.
HDP Muş milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in açıklama yaptığı esnada polis, plastik mermi ve biber gazı ile ailelere müdahale etti. Koçyiğit müdahale sırasında, "Yasalara uymuyorsunuz, suç işliyorsunuz saldırıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. Yapılan biber gazı ve plastik mermili müdahalede 5 kişi gözaltına alındı. Avukatlar Rengin Ergül ile Ahmet Balkaya ve 3 tutuklu yakını gözaltına alındı. Gözaltına alınan tutuklu yakınlarının isimleri öğrenilemedi. Müdahale esnasında gözaltına alınanlar darp edildi. Yapılan müdahale sonucunda bir tutuklu yakını atılan gazdan etkilenerek fenalaştı.”
Açlık Grevi İzleme Heyetinin Raporunun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verilir: “Açlık grevinin 140’lı günlere vardığı bu aşamada mahpusların pek çoğunun görüşe çıkmakta zorlandığı izlenmiştir. Hukukun uygulanması ile çözülebilecek bir sorun nedeniyle, açlık grevini sürdürdüğü tespit edilebilen 2 bin 983 mahpus yanında, ölüm orucuna başladığı duyurulan 15 mahpusun yaşamı ciddi tehdit altındadır. Heyetimiz bu sürecin daha fazla can kaybı yaşanmadan çözüme kavuşturulması gerektiği düşüncesindedir. Mahpusların yaşamından ve hukukun uygulanmasından sorumlu olan devlet yetkililerini, derhal çözüm yolunda adımlar atmaya çağırıyoruz.”
Kötülüğün, tahakkümün, betliğin ve fecaatin her yerde kılınması ve bunların üstüne eklenmiş olan işkencenin savurduğu düzlemdir mesele. Konu her ne olursa olsun devletli görüşünden olmayana reva görülenlerin dehşetidir mesele. Tahakküm ve boyut değişikliği çoktan gerçekleştirilmiş olan yıldırının bu sahadaki hayat istencine karşıtlığıdır mesele. Yaşama düz anlam yok edilendir. Pamuk ipliğine bağlı hayatlara kayıtsızlık ileri sürülmektedir. Benzerlerini çok eski değil bir asır öncesinden yaşanan bir fecaatin devamlığına rehineliktir mesele. Benzerlerini doksanlarda gördüğümüz cerahati, doksanların hiddetini ismi yeni denilen ülkede sabit kılınmasıdır mesele. Böylesi bir yerde hayat bahsi her nasıl yapılır. Bu kadar aleni bir biçimde ötekileştirici, ayrımcı ve ırkçı hizbin saldırılarının var edildiği yerin her neresi yenidir, her nesi ülkedir! “Amed, Koşuyolu Parkı’nda polisin darp etmesi sonucu hastaneye kaldırılan tutuklu annesi Aysel Tufan, 'Çocuğumun ölümünü beklemeyeceğim' diye avaza dökülürken her neresi yeni, her nesi ülkedir bu sahanın...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2019
Görseller – Bakırköy Cezaevi / Taksim Ablukası – Yasin AKGÜL – AFP / Getty Images
0 notes
yazarurfa · 5 years ago
Text
Eskişehir’de uyuşturucu operasyonu, 8 gözaltı
Edinilen bilgiye göre; İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, uyuşturucuyla mücadele kapsamında ‘sokak satıcılarına’ yönelik yapılan operasyon yapıldı. Bu kapsamda, Hacı Seyit, Mustafa Kemal Paşa, Fevziçakmak, Çamlıca, Gazipaşa, Gültepe, Akcami ve Yeşiltepe Mahallelerinde bulunan toplam 9 adrese Özel Harekat ve Çevik Kuvvet unsurlarının da katılımı ile eş zamanlı operasyonda, 8 şüpheli şahıs yakalandı. […]
0 notes
kitabinipdfindir-blog · 7 years ago
Text
Geleneksellikten Geleceğe
Geleneksellikten Geleceğe “Anadolu’dan havalanıpta gelen, bütün bu sesler ve ezgiler, nasıl bir coğrafyada yaşadığımızın, gelecek nesiller tarafından, çok daha iyi anlaşılabileceğinin kanıtı gibi. Zira böylesi bir zenginlik ve bir böy-lesi zarafet; ne düşmanlığı, ne de kavgaları içinde barındıramaz, şayet gerçekten hakiki gerçekliği ile özümsenebilirse.” Ayfer Tahancı
“Sanat duygu işi… Evlat ayrımı olur mu? Olmaz. Evlat hiçbir şey ile ölçülenemeyen bir değer. Biri sağ, biri sol gözünüz yaşadığınız hayatta. O yüzden, her iki evladımda birbirinden değerli, benim gönlümde ve gözümde. Ancak yaptığı sanatı üst seviyede yapana da, hakkını vermek gerek.” Dursun Külahlı
“Yıllarca beylere hizmet ettiğimizden, sevmiyorum bey kelime-sini… Hiç Bey’e hizmet eden bey olur mu?” Tufan Altaş
“Nota bilmek, tamam bir artı olabilir sanatçı için. Ama nota bile-rek ve konservatuar okuyarak, bir Neşet Ertaş, Hacı Taşan ruhunu türküye aksettirmekte mümkün değil. O ruh tamamıyla anadan, baba-dan, topraktan ve kandan geliyor.” Tülay Örten Yıldız
“Yozgat’tan halay çıkar, Kırşehir’de oyun havası olur, Keskin’e gelir elim elim elenir.” Seyit Çevik
“Eşikler, kapılar, bana hep ayrılığı hatırlatarak hissettirdiler. Aslında o noktada, ayrılık ince bir çizgi. Bu sınırdan ötesi yok gibi. Bir gelinin, o eşikten atlayıp geçmesi. Ardından bir kapının kapanıp, başka bir yerde, yeni bir yaşama dair, bilinmeyenler ile dolu yeni bir kapının aralanması. Bilinmeyene, orada nelerin yaşanacağına dair gizliliğin, bir şekilde muamma olmasıdır gelin vedaları… Bildiğin bir yerden çıkıp, bilmediğin bir yere, yolculuk gibi.” Zeynep Karababa
Geleneksellikten Geleceğe
0 notes
yoogbe-blog · 7 years ago
Photo
Tumblr media
"Çevik Kuvvete Talimat: Başkan, Hacı, Kral, Toprağım Demek Artık Yasak" https://yoogbe.com/turkiye/cevik-kuvvete-talimat-baskan-haci-kral-topragim-demek-artik-yasak/
0 notes
machblr-blog · 7 years ago
Quote
Çevik Kuvvet'e 'başkan, kanki, kral' talimatı kaldırıldı ;Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli personelin, birbirlerine 'Patron, başkan, abi, kanki, kral, abla, hacı, toprağım' gibi kelimelerle hitap etmemeleri bunun yerine 'Devrem' hitabında bulunmalarına ilişkin talimat gönderildi.
http://www.milliyet.com.tr/cevik-kuvvet-e-baskan-kanki--gundem-2499828/
0 notes
vizyonliste-blog · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Sitemize "Çevik Kuvvete Talimat: Reis, Hacı, Kral, Toprağım Seslenmek Artık Yasaklanmış" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. https://vizyonliste.com/cevik-kuvvete-talimat-reis-haci-kral-topragim-seslenmek-artik-yasaklanmis/
0 notes
yukselenmedia · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Çevik Kuvvete Talimat Gitti! Kral, Hacı, Patron, Toprağım Kelimeleri Artık Yasak Şube Müdürü imzasıyla önceki gün yayınlanan talimat yazısında, şube bünyesinde görev yapan personelin kendi aralarında hitap şekli olarak resmiyet ve hiyerarşiyle bağdaşmayan 'patron, başkan, abi, kanki, kral, abla, hacı toprağım' kelimeler kullandıkları ve bu kelimelerin personelin farklı yaş gruplarında olması sebebiyle problem oluşturduğunun görüldüğü belirtildi.
0 notes