#Gezegen
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kalbim bir gezegen, dünyadan çok uzakta
Kimse gelemez bana
Kafama takmam, kendimi yormam
Halinden memnun ruhum, keyfim tamam
27 notes
·
View notes
Text
Kâinat o kadar büyük ki akılları mest ediyor. Allahu Ekber.
7 notes
·
View notes
Text
- Siyah gezegenimde beyaz düşünenlere son vermek istiyorum.
~ Neden efendim, siyah en güzel beyazda belli olmaz mı? Bizim siyah gezegenimiz en güzel beyazlar varken belli değil midir?
#sevgili#söz#sessiz#sevgi#yıldız#siyah#beyaz#gezegenler#gezegen#gece ve ay#ay benim gece senin#3391kilometre#0kilometre#my post#postlarım#gece ve müzik#geceye bir sözüm var#geceye not#edebi sözler#edebiyat#felsefe#efendim#küçük#belli olmak
10 notes
·
View notes
Text
"Ama uzaktaydı. Uzaklığını düşündükçe ona daha da güçlü biçimde bağlanıyordum…"
#söz yazarı#tumlr girl#postlarim#gezegen#Satürn#Jüpiter#ben sende tutuklu kaldım#yıldız#unutmak#söz alıntı#keşfet#postlarım
68 notes
·
View notes
Text
Venüs'ün Hilal Ay ile Gökyüzündeki Buluşmasını Bu Gece İzleyin
Venüs ve Hilal Ayın Buluşması Cumartesi akşamı (5 Ekim) hava kararırken, batı-güneybatı yönünde gökyüzünün alçaklarına doğru baktığınızda, güzel bir hilal ay ve parlak Venüs gezegeninin oluşturduğu güzel bir göksel tablo göreceksiniz. Ay ve Venüs’ün Konumu Ay, Venüs‘ün yaklaşık 4 derece altında ve solunda görünür olacaktır. Kol mesafesinde tutulan yumruğunuz kabaca 10 derece ölçer. Yani, ay ve…
3 notes
·
View notes
Text
Venüs'ün Hilal Ay ile Gökyüzündeki Buluşmasını Bu Gece İzleyin
Venüs ve Hilal Ayın Buluşması Cumartesi akşamı (5 Ekim) hava kararırken, batı-güneybatı yönünde gökyüzünün alçaklarına doğru baktığınızda, güzel bir hilal ay ve parlak Venüs gezegeninin oluşturduğu güzel bir göksel tablo göreceksiniz. Ay ve Venüs’ün Konumu Ay, Venüs‘ün yaklaşık 4 derece altında ve solunda görünür olacaktır. Kol mesafesinde tutulan yumruğunuz kabaca 10 derece ölçer. Yani, ay ve…
3 notes
·
View notes
Text
Şu gezegen hangisiydi acaba diye düşünüp duruyorum.
17 notes
·
View notes
Text
"Seni her özlediğimde kalbime bir yıldız çiziyorum . Seni ne kadar mı özledim ? Artık kalbimde bir gökyüzü var"
21 notes
·
View notes
Text
Değişmek istemeyenin hidayeti yoktur
Elbette biliyorum arkadaşım. Hidayet Allah'ın hediyesidir. O yakmadıktan sonra hiçbir kalpte nur yoktur. Fakat, 'Allahu a'lem!' kaydıyla diyeyim, tutuşmak için biriktirilecek bir sermayenin varlığını sezinliyorum ben. Nedir? 'Bedel'dir. Yani, hidayet, 'bedel ödemeye hazırlara' teşrif eden bir kıvılcımdır. Bilgiyle ancak 'bedelini ödemek üzere' muhatap olursanız hidayet eylemeye başlar. Bedeli göze alınmamışın hidayeti de yoktur. Malumat bedelsiz hayata dönüşmez. Yapılmak üzere dinlenmemiş nasihat tesir etmez. Bu yüzden, belki birçok müslümandan çok İslam'ı bildikleri halde, oryantalistlerin ekseri müslüman olmamıştır. Yine, Aleyhissalatuvesselam Efendimizi evlatlarından daha iyi tanıdıkları halde, pekçok müşrik hidayet pınarını yudumlayamamıştır. Evet. Hidayet silbaştan yeni bir varlık telakkisini yüklenmeyi gerektirir. O güne kadar sürmüş bozuk düzenin, içten dışa, değişmesi anlamına gelir. Belki bu değişim sırasında menfaatler yitirilecektir. Belki içimizdeki koca koca iddialar yıkılacaktır. Belki dostlar bile hasımlaşacaktır. (Allah razı olsun hepsinden: Sahabe, en ateşli şekillerde, ödenmesi gerekeni ödedikleri için başkadır.) Muannidlerse 'değişmek için' muhatap olmamışlardır zaten bilgiyle. Neşterin sızısını yüklenmemişlerdir. Nehir de ıslanmayı sevmeyen bu talihsizlerin yanından akıp gitmiştir. Gözlerine görünmüştür, hoş sesini duyurmuştur, ama parmaklarının ucunu dahi ıslatmamıştır.
Kibrin mübarek metinlerde böylesine kötülenmesinin hikmetini de buradan oku arkadaşım. Kibir zımnında 'değişimin reddini' de saklıyor. Kim ki kibirleniyor, özünü merkezleştiriyor, ‘olmazsa olmaz’ görüyor, ötesini detaylaştırıyor. Ayken dünyalık taslıyor. Dünyayken güneşlik kasıyor. Güneşken kendini samanyolu yerine koyuyor. Hatta, ayı dünyaya, dünyayı güneşe, güneşi samanyoluna, âlemi âleme peyk yapan Zât-ı Kudreti bile zerrecik cirminin uydusu zannediyor da, hevasından geçeni dinine ekliyor, geçmeyeni çıkarmaya teşebbüs ediyor. (Daha da beğenmedi mi inkâra gidiyor.) Şeriatı tenkid de buradan başlıyor, tahrif de, tahkir de. Her yanlışın başında 'değişmek için' değil 'değiştirmek için' muhatap olmak var. Kendini merkezden çekemeyiş var. Aslolanı karıştırmak var. Aynanın gösterdiği yerine oynaması var.
Yani, hâşâ, Allah'ın karşısında ‘Allahlık taslamak’ var. Halbuki İslam bidayette bir eksen değişimidir. Kul, kulluğunu kabul ettiği andan itibaren, bir daha kendini Allah sanmayacağını da kabul eder. Sandığı her yerden de tevbe eder. Kur'an, hangi şifalı hitabında mü'min kelimesini buyurur, hatırlattığı artık diğerleri gibi olmayacak yanlarımızdır. Elhamdülillah. Yine Allah’ın lütf u keremiyle bedel ödemeye ikna olduğumuz için hidayet bize hediye edildi. Tedavi için gereken işlemleri göze aldığımız için şifa nasip oldu. Evet, biz, artık odak algımızda diğerleri gibi değiliz. Değişiciyiz. Detaylaşıcıyız. Şeriatın buyruğu üzere başkalaşmaya yatkınız. Kurtarıldık kendimizden. Merkeziyet sanrımızdan. ‘Bana göre’nin köleliğinden. Hakiki yörüngemizi çözdük çünkü. Bizim için yalnız Allah Allah'tır. Bizse her sanrımıza rağmen kuluz. Hüda yörüngeye alınmaz. O, dilediğini, dilediği şekilde yörüngelere alır. Kullar Rabbine hesap soramaz. Ancak hikmetini öğrenmeyi dileyebilirler. Ve yanıldığını kabul etmeyene doğrunun nimetinden bahşedilmez.
Müslim'de geçen bir hadis-i şerifinde Aleyhissalatuvesselam Efendimiz buyuruyor ki: "Kalbinde zerre kadar kibir bulunan cennete giremez!" Sahabesi endişeyle soruyorlar: "Ya Resulallah, insan, elbisesinin/ayakkabısının güzel olmasından hoşlanır?" (Yani bunlar da kibir sayılır mı?) Efendimiz cevap veriyor: Allah güzeldir. Güzeli sever. Kibir ise ‘hakkı kabul etmemek’ ve ‘insanları küçümsemek’tir." Doğrusu, bu güzeller güzeli eşikten bakınca, mürşidimin 'modern medeniyet(!)' ile 'Kur'an medeniyeti' kıyaslamasını da daha zengin anlıyorum ben. Sanki orada anlatılan her olumsuz şeyin merkezinde ‘parçaların kendisini bütün yerine koyması’ var. Böyle yapılınca da yörüngeler arasında niza çıkıyor işte:
"İşte, medeniyet-i hazıra, felsefesiyle hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede nokta-i istinadı 'kuvvet' kabul eder. Hedefi 'menfaat' bilir. Düstur-u hayatı 'cidal' tanır. Cemaatlerin rabıtasını 'unsuriyet ve menfi milliyet' bilir. Gayesi, hevesât-ı nefsaniyeyi tatmin ve hâcât-ı beşeriyeyi tezyid etmek için bazı 'lehviyattır.' Halbuki, kuvvetin şe'ni, tecavüzdür. Menfaatin şe'ni, her arzuya kâfi gelmediğinden, üstünde boğuşmaktır. Düstur-u cidâlin şe'ni, çarpışmaktır. Unsuriyetin şe'ni, başkasını yutmakla beslenmek olduğundan, tecavüzdür. İşte, şu medeniyetin şu düsturlarındandır ki, bütün mehâsiniyle beraber, beşerin yüzde ancak yirmisine bir nevi surî saadet verip seksenini rahatsızlığa, sefalete atmıştır. Amma hikmet-i Kur'âniye ise, nokta-i istinadı, kuvvet yerine 'hakkı' kabul eder. Gayede, menfaat yerine 'fazilet ve rıza-i İlâhîyi' kabul eder. Hayatta, düstur-u cidal yerine, 'düstur-u teâvünü' esas tutar. Cemaatlerin rabıtalarında, unsuriyet ve milliyet yerine, 'rabıta-i dinî ve sınıfî ve vatanî' kabul eder. Gayâtı, hevesât-ı nefsaniyenin nâmeşru tecavüzâtına sed çekip ruhu maâliyâta teşvik ve hissiyat-ı ulviyesini tatmin etmektir ve insanı kemâlât-ı insaniyeye sevk edip insan etmektir."
Sen de bana katılır mısın arkadaşım: Hak merkezdeki kuvvetin 'ne üzere olduğunu' söyler. Kuvvetse parçanın 'neyi hak olarak vehimlediğini' anlatır. (Parça, Cenab-ı Hakkın kuvvetine dayanmak isterse, bütüne uyumla hakka; yok, yalnız parçalığının haklılığına inanıyorsa, bütüne uyumsuzlukla, şahsî kuvvetine dayanır.) Fazilet (ve derûnundaki rıza-i ilahî arayışı) 'bütünün üzerine kurulduğu şey için yaşamayı' ifade eder. (Yani faziletli olan bütünün menfaatinedir.) Menfaatse parçanın 'yalnız kendi varlığına hizmet etmesinin' tezahürüdür. (Yani, menfaat, yalnız bireyin faydasını kollayan bir sahte fazilettir.) Aynı yörüngeye hizmet edenler elbette birbirleriyle yardımlaşırlar. (Uyum için teavün kaçınılmaz görünür.) Fakat parçalardan herbiri, âlemi kendi merkeziyetine çağırdığında, oluşacak şey yalnız 'cidal'dir. Yani mücadeledir. Kavgadır. Anlaşmazlıktır. Uyumsuzluktur. Büyük balık küçük balığı yutardır. Eh, evet, pes. Yoruldum arkadaşım. Benden buraya kadar. Özetle ne demek istediğimi kavramışsındır zaten. Hazinenin geri kalanını gavvaslığına havale ediyorum. Dualarında beni unutma.
#Değişim#Dönüşüm#Hidayet#Bedel#Ödeme#Merkez#Yörünge#Gezegen#Şifa#Yara#Tedavi#Bediüzzaman#Said Nursi#Risale-i Nur#Parça#Bütün
9 notes
·
View notes
Text
gezegen
3 notes
·
View notes
Text
Yeni bir şehir lazım
Yeni bir gezegen belki
Yeni doğmuş bedene
Temiz bir ruh itinayla
Lekesiz, beyaz bir sayfadan ibaret
En masumum olsun akan gözyaşım
Bilincim hiç olmadığı kadar net kalsın
Kalsın ki sahip çıkayım çoçukluğuma
Ben, ben kalayım kısaca
Hep, kusursuz bir yaratılmayla
Uğraşım da ben olayım derdim de
Yeter ki yeniden diriliş olsun
Başka bir gezegende belki
Ama artık olsun.
5 notes
·
View notes
Text
Jüpiter, dünyanın bin katı kadar büyüklüğünde yaratılmış. Allahu ekber.
5 notes
·
View notes
Text
uzaylılar kırmızı çizgim efenim
4 notes
·
View notes
Text
Away from the gray city
Let's go on a trip
Follow the moonlight that shines on you
You're one in a million
So let all your colors shine -Colors shine-
Dancing deep in the night sky
Follow the stars, one two three
Let's go together, far away in the distant universe
You're one in a million
So let all your colors shine
-Dance right, dance dance right-
.
We'll save this planet
We love this planet
Everything precious
What I want to protect
#postlarım#spotify#tumblr postları#bts jimin#bts jhope#bts jin#bts rm#bts suga#bts v#bts#bts jk#the planet#bts the planet.#gezegen#şarkı#müzik
2 notes
·
View notes
Text
Yanlış bilinen doğrular...
Sana yıldızları anlatsam bana ayı sorarsın, sana gezegenleri anlatsam bana güneşi sorarsın. Çünkü sen hep sana göre en güzelini, en güçlüsünü ve en belirgin olanını istersin. Bi' kerede ardına bakıp; sana göre en çirkinini, en zayıfını ve en gizemli olanını bulmaya çalışsan? Belki de senin yanlış diye nitelendirdiğin anahtar seni doğru kapıya götürür...
2 notes
·
View notes