#geceye bir sözüm var
Explore tagged Tumblr posts
Text
Seni sevmem aldığım en iyi karardı,
Kelebek kadar ömrüm olsa bile hayatımın en iyi kararı olarak kalacaktı..
#sevgili#söz#sevgi#yıldız#siyah#beyaz#my post#post#postlarım#siirsokagi#şiirlerim#günün sözü#geceye not#ay da bizim gece de bizim#ay ve gece#geceye bir sözüm var#gece#edebiyat#keşfet#tumblr şiir#3391kilometre#0kilometre#alıntı değil#sessiz#uykusuz geceler#ay ve yıldız#sadece sen#biz 2miz#egenincisizmir#gelememeyegidenadam
88 notes
·
View notes
Text
Hayali Olmayan Hayatsızlar
Geceye yazılan hayatlara bakıyorum
Küsmüş aydınlıklar zifiriye kanatlanmış.
Sebebi ne aşktır nede yalnızlık.
Kaybedilen zamana inat,
direnen iyi niyetler.
Başı ak, karla kaplı
diye büyüklenen insan
Baharın gelişi ile çamurlu
su olacağından habersiz.
Söylesem dilim varmaz
Bağırsam sesim çıkmaz
Kime neyi anlatsam,
Anlamsızlık olup karşımda durur.
Geceler dostum,
Gündüzler düşmanımdır der gider
Ardına bile bakmaz.
Bir melodidir dolanır durur dilimde,
Buda gelir buda geçer der gibiyim.
Geçmeyecek binlerce yaraya
merhem olurmu dersiniz.
Geçti dediğimiz bir
ömürden başka ne geçtiki?
Herşey elimizde,
Ucuza çıkardık alan yok.
Aldanmalar, yalanlar, riyalar,
Ölümler,
Yanı başımızda bekleyen
daha binlerce yükle
Nereye gideceğini şaşıran
çocuklara döndük.
Hayallerimizi elimizden alan hayatmı?
Yoksa bizmi savaşamadık.
Renkli sabahlarda mı kaldıkta
Karanlıklara yabancıyız.
Geceleri yar eyledik bundan böyle
Aydınlıklar hayallere armağan olsun.
Bu karakter kandırmaca sında
Yine yenilen insan olsun.
Denizler yitirmiş maviliğini,
Gökyüzü yasa bürünmüş,
Dokunsan ağlayacak gibi bulutlar.
Yer yüzü denen kara
parçası adı gibi kapkara.
Bereket pınarları kurumuş,
susuzluktan kırılmakta.
Ellerimizle kazdığımız mezarlara bakıp
bakıp isyan eden nankörler guruhu.
Kimi önce itsek, kendimizi
buluruz toprağın bağrında
Hangi hayali de kursak artık çaresiz,
Tabiatın cömertliğine namert lik ettik
Harmana ermeden,
har vurduk, savurmaya fırsat vermeden
Küstüğümüz gündüzler, gece ile bir zaten
Bu pervasız aldatmacanın
neresi avutur insanoğlunu?
İster gün olsun, ister gece,
Bilki artık yolun sonu...
Tüm evrene hayal olmuş aldığı soluk
Nerede eski günler
diyenleri duyar gibiyim
Bu daha başlangıç, diyesim var
Ömürlerin jübilesini görmeliyim
Özlenecek ne çok şey
birikecek daha durun.
Anneler, babalar kardeşler, komşular
Hoş sohbetler, düğünler, yaslar.
Hangisini sayayım ki,
hepsi ağır gelir bedene.
Yaş kemale ermeden,açılmıyor
gönüldeki perde.
Sözüm ona cahildik diyeceksiniz,
Siz cahilseniz, toprağa
bıraktıklarınıza,
Ne cevap vereceksiniz.
Hayal kurmayı öğretenler, bakmayı,
konuşmayı, sevmeyi, saymayı.
Bunları yaşayarak, yaşatarak gittiler.
Onlarda mı cahildiler?
Tabiatla aşk yaşarlar,
ebedi Sevda ya dönüşürdü.
Bir eker bin toplarlar dı,
Geldiği, ve gideceği
yer olduğunu bile bile
Düşmanlık şöyle dursun, her karış
toprağı canı pahasına korurdu.
Kimse hayalim bitti yalanından
dem vurmasın.
Hayal kurabilmek için
Hayatlar birikmeli.
Olmayan bir hayatın muhasebesini de
Cahilliğin arkasına saklanıp,
yük etmemeli
Cehaletten gelmedik,
cehalete yürüdük.
İlim yuvasını,
illet yuvasına döndürdük.
Gün biter ken terketmezdi,
Yıldızlara emanettik.
Güne ihanet edende bizdik.
Gece günahları, ayıpları,
örter diye dost belledi.
Hepi topu bundan ibarettik.
Ayıplarından Utanan,
Cahilliğinden kaçan,
Geçmişini yargılayan,
Geleceğin hayalini dahi kuramayan
Hayatsızlardık.
14 notes
·
View notes
Text
Rakı sözüm var sana, Akdeniz’e açılan bir şehirde, iki başımıza…
Dolu kadınlardansın, bir yudum rakıya sığmazsın; derin kadınlardansın, bir rakıyla unutulmazsın; zor kadınlardansın bir rakı sofrasında teslim olmazsın.
Rakı sözüm var sana, Akdeniz’de. Unutmadım. Gün gelecek, devran dönecek ve mesafelerin birkaç santim cürmü kalacak. Ayakların ayaklarıma çarpacak, dizlerin dizlerime dokunacak. Yan yana olacağız.
Gün gelecek, o rakı kadehe dökülecek, parmakların titreye titreye kadehi tutacak. ilk yudum, yaka yaka, boğazından akacak. Avuçların cennetin provası ve avuçların çeneme dokunacak.
Gözlerin, gözlerime dokunacak. Sustukların geceye karışacak, ismin ismime… tenin, tenimin yanı başında olacak ve çarpacak solukların tenime. Öksüreceksin, ilk ben duyacağım; uyanacaksın ilk ben öpeceğim; yorulacaksın, elini ilk ben tutacağım. Gün gelecek, tam şurada, göğsümün üzerinde uyuya kalacaksın.
Bu şehir kül olacak, bir solukta solacak. O rakı kadehe dökülecek, o parmakların titreye titreye kadehi tutacak. Ciğerin yana yana, anlatacaksın tüm pişmanlıklarını. Ciğerin kor olacak, beni yakacak; pişmanlıkların gece olacak, gündüzü karartacak ve ben seni affedeceğim. Ciğerin parçalanacak, ciğerin yanacak, ciğerin sızlayacak. Gündüzler solacak, rakılar kadehte durmadan dudaklarına karışacak.
Rakı sözüm var sana, Akdeniz’de. Bir gece yarısı, bir hazan sonu, bir eylül türküsü… Eylül’de sevilecek kadın değilsin sen, sonbaharın gözü kör olsun. Gün gelecek o rakı içilecek, bütün pişmanlıklar dudaklarından sel olup akacak. Masada hatıralar, sırtında koca bir geçmiş, boğazında şu yumruğum kadar bir düğüm… Konuşamayacaksın. Bir kadeh rakıya sığacak kadın değilsin, biliyorum. Bir kadeh rakıda unutulacak kadın değilsin, deliler gibi seviyorum. sus, söyleme kimseye.
2 notes
·
View notes
Text
🎠
Sus , söyleme kimseye. deliler gibi seviyorum.
Rakı sözüm var sana, Akdeniz’e açılan bir şehirde, iki başımıza…
Dolu kadınlardansın, bir yudum rakıya sığmazsın; derin kadınlardansın, bir rakıyla unutulmazsın; zor kadınlardansın bir rakı sofrasında teslim olmazsın.
Rakı sözüm var sana, Akdeniz’de. Unutmadım. Gün gelecek, devran dönecek ve mesafelerin birkaç santim cürmü kalacak. Ayakların ayaklarıma çarpacak, dizlerin dizlerime dokunacak. Yan yana olacağız.
Gün gelecek, o rakı kadehe dökülecek, parmakların titreye titreye kadehi tutacak. ilk yudum, yaka yaka, boğazından akacak. Avuçların cennetin provası ve avuçların çeneme dokunacak.
Gözlerin, gözlerime dokunacak. Sustukların geceye karışacak, ismin ismime… tenin, tenimin yanı başında olacak ve çarpacak solukların tenime. Öksüreceksin, ilk ben duyacağım; uyanacaksın ilk ben öpeceğim; yorulacaksın, elini ilk ben tutacağım. Gün gelecek, tam şurada, göğsümün üzerinde uyuya kalacaksın.
Bu şehir kül olacak, bir solukta solacak. O rakı kadehe dökülecek, o parmakların titreye titreye kadehi tutacak. Ciğerin yana yana, anlatacaksın tüm pişmanlıklarını. Ciğerin kor olacak, beni yakacak; pişmanlıkların gece olacak, gündüzü karartacak ve ben seni affedeceğim. Ciğerin parçalanacak, ciğerin yanacak, ciğerin sızlayacak. Gündüzler solacak, rakılar kadehte durmadan dudaklarına karışacak.
Rakı sözüm var sana, Akdeniz’de. Bir gece yarısı, bir hazan sonu, bir eylül türküsü… Eylül’de sevilecek kadın değilsin sen, sonbaharın gözü kör olsun. Gün gelecek o rakı içilecek, bütün pişmanlıklar dudaklarından sel olup akacak. Masada hatıralar, sırtında koca bir geçmiş, boğazında şu yumruğum kadar bir düğüm… Konuşamayacaksın. Bir kadeh rakıya sığacak kadın değilsin, biliyorum. Bir kadeh rakıda unutulacak kadın değilsin, deliler gibi seviyorum. sus, söyleme kimseye.
1 note
·
View note
Text
sus, söyleme kimseye. deliler gibi seviyorum.
Rakı sözüm var sana, Akdeniz’e açılan bir şehirde, iki başımıza…
Dolu kadınlardansın, bir yudum rakıya sığmazsın; derin kadınlardansın, bir rakıyla unutulmazsın; zor kadınlardansın bir rakı sofrasında teslim olmazsın.
Rakı sözüm var sana, Akdeniz’de. Unutmadım. Gün gelecek, devran dönecek ve mesafelerin birkaç santim cürmü kalacak. Ayakların ayaklarıma çarpacak, dizlerin dizlerime dokunacak. Yan yana olacağız.
Gün gelecek, o rakı kadehe dökülecek, parmakların titreye titreye kadehi tutacak. ilk yudum, yaka yaka, boğazından akacak. Avuçların cennetin provası ve avuçların çeneme dokunacak.
Gözlerin, gözlerime dokunacak. Sustukların geceye karışacak, ismin ismime… tenin, tenimin yanı başında olacak ve çarpacak solukların tenime. Öksüreceksin, ilk ben duyacağım; uyanacaksın ilk ben öpeceğim; yorulacaksın, elini ilk ben tutacağım. Gün gelecek, tam şurada, göğsümün üzerinde uyuya kalacaksın.
Bu şehir kül olacak, bir solukta solacak. O rakı kadehe dökülecek, o parmakların titreye titreye kadehi tutacak. Ciğerin yana yana, anlatacaksın tüm pişmanlıklarını. Ciğerin kor olacak, beni yakacak; pişmanlıkların gece olacak, gündüzü karartacak ve ben seni affedeceğim. Ciğerin parçalanacak, ciğerin yanacak, ciğerin sızlayacak. Gündüzler solacak, rakılar kadehte durmadan dudaklarına karışacak.
Rakı sözüm var sana, Akdeniz’de. Bir gece yarısı, bir hazan sonu, bir eylül türküsü… Eylül’de sevilecek kadın değilsin sen, sonbaharın gözü kör olsun. Gün gelecek o rakı içilecek, bütün pişmanlıklar dudaklarından sel olup akacak. Masada hatıralar, sırtında koca bir geçmiş, boğazında şu yumruğum kadar bir düğüm… Konuşamayacaksın. Bir kadeh rakıya sığacak kadın değilsin, biliyorum. Bir kadeh rakıda unutulacak kadın değilsin, deliler gibi seviyorum. sus, söyleme kimseye.
EMRE
#rakı#çok seviyorum#seviyorum#canım yanıyor#özledim#sarıl bana#sarılmak istiyorum#yoruldum#kadınlar#aşk#sevmek#kitap alıntıları
794 notes
·
View notes
Text
SEYYAHIN SIRT ÇANTASI
Sırt çantalı seyahate hazırlanırken dikkat edilmesi gereken püf noktaları.
Bu yazımda size bir seyyahın çantasında olması gereken öteberilerden bahsedeceğim. Elbette ki bu herkese göre değişir. Uzun süreli seyahatler genellikle farklı iklim ko��ullarını içerebildiğinden hem yazlık hem kışlık çok çeşitli malzemeleri bir arada taşımayı gerektirebiliyor. Gideceğiniz yerde yaz mevsimi bile hüküm sürüyor olsa, örneğin bir dağ yürüyüşü için deniz seviyesinden 2000 metreye çıktığınızda, ya da bir motosiklet kiralayıp gezinmek istediğinizde hava koşullarının değişeceğini unutmayın! Bu açıdan seçimlerde hafiflik ve çok amaçlılık en önemli iki kriter olarak beliriyor.
Çanta - Uzun seyahatlerime genellikle 60 litrelik bir ana sırt çantası ve 20-25 litrelik bir günlük çanta olmak kaydıyla iki sırt çantası ile çıkıyorum. Her iki sırt çantasının da kenarında çadır, mat ıslak mayo, havlu vs monte etmek üzere aksesuar askıları olması önemli. Ayrıca genellikle küçüldüğünde cebe giren, bez 10-15 litrelik bir çantam daha oluyor yanımda.
Kafa Feneri – Kafa feneri öyle sadece çadırlı kamplar için faydalı değil. Gece yapılan yolculuklarda kitap okuma ihtiyacından, geceye sarkan günlük yürüyüşlere ve çok yataklı hostellerde gece kimseyi rahatsız etmeden eşya toplamaya kadar çok işlevli ve sırt çantamın ayrılmazı. Pahalı modellere gerek yok, standart pilli olanlar tercih edilmeli. Çakı – Çakı şart! Doğada, şehirde, süpermarketten yaptığınız alışverişle aniden karar verdiğiniz bir piknikte, ya da bir şişe şarabı açıp da günbatımını izlemek için. O açıdan tirbüşonu da olan bir model gerekli! Ek olarak kamp kaşık ve çatalı da bulundurmakta fayda var. Piknik demişken, ben genellikle bir piknik örtüsü de ediniyorum. Ancak bunu genellikle yanımda götürmüyor, seyahatimin başlarında, gittiğim yerden anı mahiyetinde bir şeyler alıp seyahat boyunca kullanıyorum. Kalem Kutusu – Bir kalem kutusunda şunları bulunduruyorum. Kurşun kalem, tükenmez kalem, markör, birkaç plastik kelepçe, yara bandı, çakmak, tealight mum, tütsü.
Aksesuarlar - Herkesin bir güneş gözlüğü var. Ancak gözlüğü geçirdiğiniz askılar var ya, hani bıraktığınızda boynunuzda asılı durmasını sağlayan? İşte onlardan mutlaka edinin, seyyah yaşamının kaotik akışında gözlüğünüzü kaybolmaktan kurtarıyor, tecrübeyle sabit! Ayrıca şapka, eldiven ve bandana çantamda mutlaka yer alır. Bir de yanınızda hobi malzemelerinizi taşıyın. Karakalem çiziyorsanız kalemlerinizi, kağıt seviyorsanız oyun kağıdı, ya da jonglör topları veya da bir müzik enstrümanı… Bunlar seyahatin en güzel değerlerinden insan ve kültür tanımak için en uygun araçlardır. Örneğin benim yıllardır her seyahatimde taşıdığım en değerli oyuncağım, 170 gramlık bir frizbidir! Frizbiyi oyunun yanı sıra, yeri geldiğinde bir tabak olarak, ya da bir ateşi körüklemek için kullanabilirsiniz. İzolasyonlu Kahve Kupası – Fazla izahata gerek yok sanırım. Çayınızı evde/otelde yapın ve gün boyu keyfini sürün. Yalnız buradaki püf noktası, kupanın ağzının tamamıyla kapanabilir olması. Yani hem kupa hem de minik bir şişe kullanılabilir olmasının faydası büyük. Plastik, boş olduğunda katlanana 1 litrelik şişeler var. Bulursanız çantanıza mutlaka atın.
Not Defteri – Cep Telefonu çıktı mertlik bozuldu. Lakin bence eski stil, dokusu ve kokusuyla sizde yazma isteğini tetikleyecek bir not defteri şart. Ancak cep boyutlarında olmalı, yoksa bir kenarda durur, sırtınızda taşımak külfet olur, odanızda bırakırsınız maazallah. Kitap – Seyahatlere birkaç kitapla çıkıp sonra onları bir yerlerde terk etmeye kıyamayıp gerisin geriye getirdiğim de çoktur. Merak etmeyin gittiğiniz yerde kitap çok. Gittiğiniz yerlerin yazarları, yolda karşınıza çıkan kitaplar, diğer seyyahların hediyeleri. Gerek yok. Çok lazımsa kindle kullanın, hepsini içinde taşıyın. Yine de çoğu kez yazılı basılı bir Lonely Planet, gezi rehberi taşıma alışkanlığım bitmedi. Ekstradan yarım kilo ama bana göre değiyor!
Elektronikler - Cep telefonu laptop vs, bunlar size kalmış. Pratik önerilerim şunlardır. 2 adet USB girişi olan hızlı şarj eden en az 2,5 (amper) priz. Çoğu otel odasında ya da otobüs beklediğiniz bir terminal binasında bir tek priz girişi olabiliyor; iki cihazınızı birden şarj etmek ciddi dert olabiliyor. Ayrıca 1 adet taşınabilir şarj cihazı (10.000 mAh). Ayrıca kulaklık ve/veya portatif hoparlör. Ben ikisini birden taşıyorum. Ve elbette fotoğrafçıysanız bunun için apayrı bir çanta oluşturabilirsiniz. Ama minik tripod, cep telefonu monte etme aparatıyla beraber çok kullanışlı oluyor.
Uyku Konforu – Boyun yastığı…Seyahat esnasında yaşanan bir boyun tutulması, günlerce kâbusunuz olabiliyor. Boyun yastığını sadece uçakta kullanacağını düşünenler yanılıyor. Saatler süren şehirlerarası yolculuklarda da boyun yastıkları hayat kurtarabiliyor. Boyun yastıklarının çeşitli türleri var. Şişirmeli boyun yastıkları uçaklarda hava basıncından etkilenebiliyor ve bir bakmışsınız birkaç yolculuktan sonra patlayıvermiş. Ucuz olanlarını şişirmek için nefesinize bir hayli güveniyor olmanız da ön koşul! Az yer kaplamaları ve kolayca kullanılabilir duruma gelmeleri çok büyük artı. Bunları tercih ediyorsanız yanınızda bir yedek bulundurmayı ihmal etmeyin. Zaten ucuz ve az yer kaplıyor! İçi dolgulu boyun yastıkları rahat ve şık olabiliyor ancak çok yer kapladıkları için tercih etmiyorum. Son olarak Decathlon’dan almış olduğum şişirilebilir yastıktan (NEWFEEL) yıkanabilir dış kılıfı ve 3 nefesle şişirilebilme özelliğiyle oldukça memnunum. Göz Bandı ve Kulak Tıkacı da, seyahatlerde boyun yastığının tamamlayıcı öğeleri. Artık kullanır mısınız siz karar verin.
Hijyen ve Temizlik Malzemeleri – Hijyen için fısfıslı minik plastik şişelere kolonya doldurup gezdiriyorum. Hem insanlara Türk “kolonya” misafirperverliğini de göstermek için güzel fırsat oluyor. Tavsiye ederim. Islak mendil de mutlaka bulunur çantamda. Tuvalet çantamda hızlı kuruyan polar havlu, ayrıca göz hassasiyetlerim için damlalarım hazır bulunur. Hediyeler – Yolda tanıştığınız insanlara, edineceğiniz arkadaşlara verecek minik birkaç hediyelik götürme bence çok anlamlı. Tek kriter hafif ve minik olmaları. Minik nazar boncukları, şehrinize ait birkaç magnet… Ben yanımda Goadana’nın “I LOVE ADANA” etiketlerini taşıyorum. Hem gittiğim her hostelde bir yerlere yapıştırıveriyorum, hem de biraz muhabbet ettiğim herkese hediye ediyorum. Yükte hafif, pahada hoş!
Kıyafet – Kural basit. Az taşıyın! Gittiğiniz her yerde her şey var. Dahası gittiğiniz yerde alışveriş yapmak isteyeceksiniz! Bu açıdan sadece her yerde bulamayacağınız “özellikli”, çok amaçlı, kolay kuruyan ve hafif giysileri tercih edin. Mesela bir mont taşımaktansa “su geçirmez bir yağmurluk” ve “fermuarlı bir polar hırka.” Gerektiğinde şort olabilen bir pantolon. Termal içlikler. Aslında outdoor malzemeler, sırt çantalı seyahatin için de en kullanışlıları… Yine de genellikle yanıma, gece çıkmasına uygun ekstra bir pantolon ve bir gömlek de alıyorum. Bunlar genellikle çok sevdiğim ve sürekli üstümde görmekten bıkmayacağım parçalar oluyor! İç çamaşır ve çorap olarak da genellikle 5 set taşıyorum. Biraz fazla ama sürekli yıkama yapmaktan hoşlanmıyorum. 2 setle seyahat eden de var… Ayakkabıya gelecek olursak, ben koşu yaptığım için genellikle günlük kullanım koşu ayakkabısı tercih ediyorum. Ancak genel kural rahat ve hafif olması. Bir adet de sandalet taşıyorum mutlaka. Ancak seyahat hava koşullarının sert olduğu bir mevsimde ya da doğa yürüyüşlerinin yoğun olduğu bir programa sahipse, su geçirmez ve sert bir bot gerekecektir. Ayakkabı mevzu önemli. Güvendiğiniz rahat edeceğiniz ayakkabıları yanınızda götürmeniz gerekiyor.
Kamp Malzemeleri – Kamp malzemeleri taşımaya başladığınız andan itibaren yükünüz ikiye katlanabiliyor. Ben kamp sevdiğim için, çoğu seyahatimde tek kişilik bir çadır (2-2,5 kg) ve yazlık bir uyku tulumu ya da ince polar bir örtü alıyorum. Ve her zaman için yanımda bir mat taşıyorum. Plajda, piknikte, sabah egzersizlerinde… Kanaatimce mat, sırt çantasında her halükârda olması gereken en kullanışlı kamp malzemesi. Eğer seyahate iki ya da daha fazla kişi beraber çıkıyorsanız, bazı kamp malzemelerini ortak kullanmak ve kişi başı düşen yükü azaltmak mümkün…
Para Mevzusu – Şimdi bu konu çok tartışmalı bir konu, söyleyecek sözüm çok! Bir kere siz siz olun yanınızda sadece acil durumlar için nakit taşıyın. Onu da tek bir yerde taşımayın. Örneğin iki adet 100 dolarlık banknot; birini cüzdanınızda taşıyorsanız, diğerini çantanızda bırakın. Daha güvenli olması açısından boyna asılan ya da bele takılan gizli çantalar kullanabilirsiniz, size kalmış. Seyahat ederken sürekli ve her gün tüm paranızı yanınızda taşımanız anlamsız. Valizinizin gizli bir bölmesinde yahut az giydiğiniz bir kıyafetin cebinde dursun bir 100 dolar. Buna risk paylaştırma deniyor. İkinci olarak hemen hemen dünyanın her yerinde banka kartıyla, bankamatik makinalarından o ülkenin birimiyle para çekmek mümkün. O yüzden çok nakit taşımayın. Seyahatiniz boyunca peyderpey çekmek, belki size biraz komisyona mal olacak ama, buna güvenlik prim payı gibi bakmak daha doğru ve kesinlikle değer! Nerden para çekeceğinize dikkat etmeniz gerekli. Örneğin genel bir kural olarak havaalanlarında para bozdurmak ya da çekmek maliyetlidir. Komisyon miktarını mutlaka sormak gerekir.
Tüy gibi hafif, konforlu seyahatler diliyorum!
Altın Rota Dergisinde Yayımlanmıştır. (Ocak 2019)
http://www.altinrota.org/yazilar/seyyahin-sirt-cantasi/89
0 notes
Photo
L’AN NEUF DE L’HEGIRE (HİCRİ DOKUZUNCU SENE)MAHOMET HZ.MUHAMMED
Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selamlaşıyordu Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu Oysa sadece yirmi ak vardı siyah sakalında Durup su içen develeri izliyordu arada sırada Böylece, deve güttüğü zamanları hatırlıyordu. Sanki Cenneti görmüş, İlahi Aşkı bulmuştu Sanki kâinatın yaratılışına şahit olmuştu Alnı dik, yanakları kusursuz, benzersizdi Kaşları ince, bakışları anlamlı ve keskindi Boynu, gümüş bir testinin boğazıydı sanki. Tufanın sırlarını bilen Nuh’un havası vardı. Ona danışmaya gelenlere, adil davranırdı Kimi itiraf eder, kimi güler ve inkâr ederdi Sessizce dinler, en son konuşurdu kendisi Ağzından dua ve zikir hiç eksik olmazdı Çok az yer, karnının üzerine taş koyardı. Boş durmaz, koyunlarını sağıp oyalanırdı Oturur yere, elbiselerini kendi yapardı Artık genç değildi, eski gücü de kalmamıştı Yine de, herkesten daha fazla oruç tutardı Altmış üç yaşında, bir ateş sardı vücudunu Kutsal Kitap Kur’an’ı bir kez daha okudu Sonra, sancağı, Said’in oğluna teslim etti. Onlara: "Artık aranızdan ayrılma vakti geldi Allah birdir, hep onun yolunda savaş" dedi. Mahzundu, bakışlarında, yurdundan zoraki Sürülen yaşlı bir kartalın hüznü vardı sanki Yine, her günkü vaktinde mescide geldi, Ali’ye tabi olanlar da arkasından geliyordu Ve, kutsal sancak rüzgarda dalgalanıyordu. Benzi soluktu, döndü ve kalabalığa seslendi "Ey insanlar, ömür bitiyor, hayat gelip geçici Biz, karanlıkta birer zerreyiz, yüce olan O’dur Ey insanlar, O’ndan başka rehberim yoktur Onsuz bir değerim olmazdı." Bir zat ona : "Ey müminlerin gerçek Sultanı! Seni dinler dinlemez, herkes inandı sözüne Sen doğduğunda, bir yıldız doğdu gökyüzüne Kisra sarayının üç kulesi birden devrildi" dedi. O da: "Melekler ölümümü müzakere etti; Vakit tamam, dinleyin! Eğer herhangi birinize Bir kötülük yaptıysam, çıksın herkesin önünde Ben ölmeden, gelsin intikamını alsın şimdi; Kime vurmuşsam, o da bana vursun" dedi. Ve uzattı usulca asasını oradan geçenlere. Yaşlı bir kadın, bir koyunu kırpıyordu eşikte Ona: "Tanrı yardımcın olsun!" diye seslendi. Bakışlarında bir hüzün vardı, oldukça bitkindi Dalgındı; birden, şöyle dedi: "Herkes duysun! Allah benim adımı andı! Bundan emin olun Topraktan insan, nurdan bir peygamberim İsa’nın getirdiği dini tamamlamaya geldim. Ashabım, ben sabır taşıyım, İsa tatlı dilliydi. Zira her şafak, doğacak güneşin müjdecisi İsa benden önce, ama ne Tanrıdır ne de oğlu O, gülü koklayan Bakire Meryem’den doğdu. Unutmayın, ben de etten kemikten bir faniyim Kuruyan bir balçıktan başka bir şey değilim; Şu dünyada başıma gelmeyen şey kalmadı; Çektiğim çilelere, yol olsa, dayanmazdı Baskı ve işkenceden, şu bedenim çok çekti; Ve eğer işlediğimiz her bir günahın bedeli Korkunç bir haşere olsaydı, o karanlık mezarı Bize dar eder, cehenneme çevirirdi orayı. Tekrar tekrar bedenlenir cehennem ehli Ve kurtlar yeniden kemirir tüm bedenlerini Böylece, defalarca tükenir ve yeniden dirilir Cezalarını çekince de, yeniden huzura erişir. Ben, kutsal savaşların mütevazı meydanıyım Bazen bir efendi bazen de bir köle gibiyim Kelamım, tıpkı çöldeki kum ve kuyular gibidir Bir sözüm korkutuyorsa, bir diğeri müjdecidir; Ey inananlar! Çektiklerimi görüyorsunuz işte! Karşıma alıp, insanı aldatıp yeniden delalete Sürüklemek isteyen o dehşet saçan iblisleri Engellemeye çalıştım, bağladım o pis ellerini Çoğu zaman, Yakup gibi, karanlıklar içinde Çarpıştım durdum, görmediğim kimselerle; Fakat insanlar beni özellikle öldürmek istedi Bana karşı sürekli kin ve kıskançlık besledi Ben ise, asla, Hak davamdan vazgeçmedim Onlarla savaştım, ama kimseden incinmedim Savaş boyunca: "Bırakın yapsınlar!" diyordum Kanlar içinde tek yaralı ben olayım istiyordum Varsın hepsi vursun bana, zaten durmazlar ki Zira sağ ellerine Ayı, sol ellerine Güneşi Versem de, düşmanlarım vazgeçmezdi asla Yine de saldırırlardı bana şu çileli yolculukta Fakat ne olursa olsun geri adım atmadım Zira bu kutsal dava uğruna tam kırk yıl savaştım İşte, böyle geçen bir ömrü nihayet tamamladım Şimdi Allah’a gidiyorum, dünyayı geride bıraktım. Greklerin Hermès’i, Yahudilerin de Lévi’ yi Desteklediği gibi siz de hiç bırakmadınız beni Çektiğiniz bu sıkıntılar, mutlaka son bulacak Bu soğuk, ıssız geceye elbet Güneş doğacak Müminler, asla ümidinizi kesmeyin O’ndan Zira Kronnega dağlarını aslan yuvası yapan, Denizleri incilerle, karanlıkları da yıldızlarla Donatan Allah, elbet sizleri de koymaz darda. Sonra: "O’na inanıp teslim olun " diye ekledi İnanmayan, ancak, inkâr da etmeyenlerin yeri Cennet ile cehennemi ayıran duvarın üzeri Kararmıştır kalpleri, günah işlemek tek işleri; Hiç kimse tamamen günahsız değildir belki Ama çabalayın ki, Allah cezalandırmasın sizi Namaz kılın, bütün azalarınız değsin yere Zira o dayanılmaz cehennem ateşi, sadece O’nun için yere kapanmayan bedenleri yakar O, kapkaranlık dünyayı, masmavi gökle açar; Misafiri sevin, dürüst olun, adaletle hükmedin Yüce katında türlü türlü nimetler var sizin için Yedi göğü geçmek için altın eğerli atlar, Ve yıldırımları geride bırakan hızlı arabalar Huriler, tertemiz, hep ter ü taze ve neşeli İncilerden yapılmış köşklerde oturur her biri Cehennem ateş ehlini bekler, vay hallerine! Ateşten ayakkabıları olacak ve giydiklerinde, Sıcaklıkları kazan gibi beyinlerini kaynatacak Cennet ehli ise, pek neşeli ve gururlu olacak." Biraz durdu, hep ümitli olmalarını öğütledi Sonra, ağır adımlarla yürümeye devam etti Ardından : "Ey insanlar! Size sesleniyorum Vakit saat doldu, ebedi bir âleme gidiyorum Belki bu sizinle son görüşmemiz, acele edin Beni tanıyan herkes gelip son kez dinlesin Bir hatam olduysa, yüzüme söylesin" dedi. Kalabalık sessizce sağa sola açılıp yol verdi Gitti ve Ebufleya Kuyusunda sakalını yıkadı Biri ondan üç drahmi istedi, çıkardı verdi "Şimdi, mezara bırakmaktan daha iyi" dedi. Herkesin, bir güvercininki gibi ışıl ışıldı gözleri Bakıp, kendilerini hep kollayan o yüce insana, Ağlıyordu halk; evine kadar eşlik ettiler ona Birçoğu gözünü bile kırpmadan orada bekledi Bütün geceyi dışarıda taşların üzerinde geçirdi Ve ertesi sabah, günün ağardığını fark edince "Ben artık kalkamıyorum, dedi, Ebubekir’e Kitap’ı alıp yanına, sen kıldıracaksın namazı." Eşi Aişe de o sırada cemaatin arkasındaydı Ebubekir okuyor, Muhammed ise dinliyordu Nihayet, okuduğu ayetleri usulca bitiriyordu O, dua ve zikrini yaparken herkes ağlıyordu Ve, Ölüm Meleği çıka geldi akşama doğru "İçeri girebilir miyim" diye müsaade istedi "Gelsin" dedi. Dünyaya açtığı o ilk günkü gibi Yine ışıl ışıl parlıyor ve gülümsüyordu gözleri, Ve, Melek ona : "Allah seni bekliyor" dedi Memnuniyetle, dedi. Şakakları şöyle bir titredi Bir an aralandı dudakları ve ruhunu teslim etti. VİCTOR HUGO
1 note
·
View note
Text
Mektup
Sevgili E.
Sana bu mektubu ben kiralarken birlikte hayal kurduğumuz çatı katından yazıyorum. Tam önümde şarap kadehi, sol yanımda dolup da taşmaya meyil vermiş olan küllük var. İki kişilik küçük kanepedeyim, yüzüm terasa dönük. Hiç gelemediğin ve gelmeyeceğin ama hayallerini birkaç dakika dahi olsa süslemiş olan bu evi sana uzun uzun anlatmayı isterdim daha fazla aslında, kısmet değilmiş demek ki.
Bana son mektubun olduğunu söylemişsin. Eski ben olsam anında cevap verir, içimden ne gelirse dökerdim ortalara değil mi? Bağırır çağırır ağlar, sonra yine sana sımsıkı sarılırdım. Yapamadım. Kelimeleri tükettiğimden mi, çaresizliğin verdiği hüzünden mi bilmiyorum. Biraz daha uzun anlatacak olursam senden cevap beklediğim çok geceler geçirdim ama, son yazdıklarını okumam şöyle bir geceye tekabül ediyor; uyuyordum. Bir kabustan kan ter içinde açtım gözlerimi sabaha karşı. Hayır olsun bile diyemeden korku dolu gözlerle kelimelerine rastladım. Kalktım, üşüdüm. Bir sigara yaktım ve son sözlerini bir daha okudum. “Haklısın” deyip gülümsemek geldi içimden, haklıydın da tam bugün, aradan 6 ay geçtikten sonra mı söylemeliydin bunları, fark etmeliydik tüm söylediklerini yada? Şimdi mi hatırladık benim “gerçek” bir hayatım olması gerektiğini, senin mutlu veya mutsuz “gerçek” olan bir hayatın en başından beri varken? Şimdi mi sana bağlanmamı engellemenin vaktiydi yani? Çok geç kaldın. Bunlar artık sadece komik geliyor bana “sevgilim”.
Sana hem söyleyecek çok sözüm var, hem de sarf edecek tek kelimem yok artık. Ne büyük tezat. Kendi içimde düştüğüm çelişkiler artık çıkmaza döndü. Severek yerleştiğim bu ev, duvarları üzerime gelen bir zindandan ibaret.
Şimdi kendimi durdurmadan konuşabilir miyim? Evet sarhoşum ve sarf edeceklerimden hoşlansan da hoşlanmasan da dur durak bilmeyeceğim bu akşam. Beni bir sevdaya inandırmak için ne kadar çabaladığını anımsıyor musun? Benim inanmamak, bu korkunç bir yol diyerek kaçmak için olan çabalarımı? Sonra gardımı düşürüp senin kollarına kendimi bırakışımı? Hayatımın merkezine seni koymalarımı? Mutluluğunu her şeyin önünde tutmalarımı? Kendimden verdiğim ödünleri, bir sevgiye tutunup da tüm yarım, eksik, noksan geçirdiğim günleri sayabilir misin tek tek bana? Biliyor musun bana bıraksan her bir gün için söyleyecek sözüm var. Ben o zor günlerde tutunacak bir şeyler bulurken sen bugün geçmiş karşıma.. Ah canım sevgilim.. Sanma ki seni suçluyorum. Yapmıyorum, yapmayacağım kim ne derse desin.. Sen geçen aylara rağmen ne yapmaya çalıştığını anlayamadığım bir çocuksun/çocuktun hayatımda.. Her gelişin ve her gidişinle.. Beni dünyanın en mutlu insanı yaparken de, gözlerim şişip de sabahlara kadar ağladığım gecelerde de.. Sen ne yaptığını bilmez bir çocuktun ve ben seni her halükarda çok seviyordum.
Şimdi ne mi değişti? İnan bilmiyorum. Belki bencilliğinden kurtulup da gelecek günlerimin kurtarıcısı oldun. Ama bana sordun mu sevgili kahramanım? Ben mutlu son için seni yok etmeyi kabul etmiş miydim içimde? Bu işin bir boyutu. Diğer boyutu sana asla ulaşamayacak olmam değil mi sen söyle? Hiçbir zaman ikimiz de birbirimizin yanında istediğimiz gibi duramayacağız. Hayat önümüze öyle bir set çekmiş, yollarımızı öyle bir ayrı düşürmüş ki, kavuşmalar Zeki Müren’in de dediği gibi hayal olmuş bize.
Şimdi sen kilometrelerin bile ifade edemeyeceği kadar uzaksın bana. Artık mantıklı söyleyeceğim tek söz kalmadı benim. Ayağını yere vura vura ağlayan bir çocuktan farksızım bugün burada. Seni çok özleyeceğim biliyorum. Seni son defa görmek için neleri karşıma alabileceğimi tahmin dahi edemezsin. Sesini duyar gibiyim son defa görüşsek ne olacak diye.. Hemen ardından hiçbir şey daha iyi olmayacak ve daha kötü olacak diyeceğinden adım kadar eminim. Ah sen beni ne zaman anlayacaksın.. Özür dilerim artık anlamana da gerek yok zaten. Kesişmeyecek iki paralel üzerinde gidip gelirken senden yada benden bahsedilebiliriz ama bir bizden bahsetmek öyle imkansız ki.
Şimdi başka fotoğraf karelerinde başını başka bir başa yaslayarak gülümsüyorsun. Dondurulmuş o anı yok etmek, şu hayatta hiç yaşanmamış kılmak için herşeyi feda edebilirim. Yanyana gülümseyen biz olmalıydık. Saçmalıyorum değil mi? Evet çünkü mantık sularında kalmaya artık gücüm yetmiyor benim. Dayanamıyorum.
Gelecek üzerine konuşmaktan çok korkuyorum. Seni unutmayı istediğimden de emin değilim. Olmayan bir senle yaşamak da fazlasıyla güç. Şimdi ben ne yapmalıyım ? Kendimi nereye nasıl sığdırmalı, hayatıma nasıl yön vermeli ve yoluma nasıl bakmalıyım?
Söyleyeceklerim galiba sona yaklaşıyor. Çünkü kelimeler boğazımda düğüm olmaya başladı. Sanırım yine ağlamaya başlayacağım. Tüm yaşananlara rağmen, geçirdiğimiz bir günden dahi pişmanlık duymuyorum hala. İnanması imkansıza yakın olsa da hala beni sevdiğine inanmak istiyorum. Başını göğsüme yasladığın birbirimize sımsıkı sarıldığımız dakikalarla sınırlı olan o geceyi hatırlıyor musun? İşte geçmişe dönüyor tam o gecede bırakıyorum “bizi” Zamanın görecesine inanıyorsak orada bir “biz” kalmasını istiyorum. Arada dönüp baktığımda özlem giderebildiğim tek an belki de orada. Umuyorum ki bir gün bir yerlerde tekrar karşılaşırız. Nasıl olursa olsun ben buna razıyım. Birbirine bakan uzak iki göz de olsak içimdeki hasreti teskin edebilecek bir karşılaşmaya razıyım ben. Hayallerde bile mutlu sona ulaştıramıyorum bizi baksana..
Şimdi önüne bakma zamanı. Okuduğun ve bitirip de rafa kaldırdığın bir kitap gibi düşün beni. Mutsuzluklarla baş etme konusunda benden daha iyisin. İyi olacağına, yakın zamanda tekrar gülümseyeceğine inanıyor, bir yandan buna çok sevinip bir yandan içten içe de kızıyorum. Sen kızgınlığıma bakma, mutlu olabileceğin hiçbir fırsatı kaçırma. Öncelikle derdini dert eyleyeceğim bir dostumu, sonra sevgilimi kaybettiğim için kalbimin yarısı noksan kalacak. Ben mutsuzluklarla yaşama konusunda hiç başarılı değilim. Bu yüzden zor olacak sevgilim çok zor. Ama bu şekilde de yaşamaya alışılacaktır elbet. Bir gün geri dönecek olursan.. Bir ihtimalden söz etmek hiç bu kadar imkansız ve zor olmamıştı ama söylemeden edemeyeceğim, yorgun ve bitkin düşmüş olsam da yine sevgi ile açacağım kalbimi sana, bundan emin olabilirsin. Unutmaya yüz tuttuğum kokuna, ellerine, gözlerine özlemle..
Mutlu ol, öyle kal. Hoşçakal..
0 notes
Text
Mevlana Sözleri ve Anlamları Kısa Açıklamaları, Mevlananın Aşkla İlgili En Güzel Sözleri Facebook Paylaş
Etiketler:Mevlana Celalettin Rumi sözleri, Mevlananın aşk sözleri, Mevlananın hoşgörü sözleri, Mevlananın mühim sözleri, Mevlananın meşhur sözleri, Hz. Mevlana ile ilgili sözler, Mevlananın dostluk sözleri, Mevlananın tüm sözleri, Hz. Mevlana şiirleri, Mevlana’nın ahlakla ilgili sözleri…
Mevlananın Sözleri Kısa
Aşk şeriatı, tüm dinlerden ayrıdır. Aşıkların şeriatı da Tanrı’tır, mezhebi de. Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar. Aşk nedir, bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor. Açlık, ilaçların padişahıdır. Hekimler niye perhiz verir bir düşün. Aslen tesbih, seccade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır. Hak yolcusu aldandı da bu tarz şeyleri varacağı konak sandı. Adam savaşmakla çetin er sayılmaz, öfkelendiği süre kendini tutabilendir çetin. Aklın var ise bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap. Tanrı ile olduktan sonrasında ölüm de, yaşam de hoştur. Aşk söylediğin ya Tanrı’tan gelmeli. Ya Tanrı için olmalı. Ya da Tanrı’a ulaştırmalı; yoksa yerle bir olmalı. Aklın başına erişince pişman olacağın bir işi sakın yapma. Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki. Tanrı mermere komut vermez. Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir. Ayrılık içinde insanoğlunun gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen süre, yıl benzer biçimde gelir. Akıl tüm gidilecek yolları bilse bile, gene aşk yolunu bilmesi imkansız, şaşırır kalır. Tanrı merhalesinde akıl beygirine yol yoktur. Hakkaniyet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak. Aşk, öyleki engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır. Azca Malum En Güzel Mevlana Sözleri İçin Tıklayınız. Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler. Her testide ne var? Sen ona bak. Başkalarına imrenme, oldukça kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar. Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak. Kimi zaman diyorum ki; “ne olacak söyle gitsin”.. Sonrasında diyorum; “Söyleyince ne olacak, sus bitsin” Bir şahıs Tanrı’tan başka hiç kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa; Tanrı da onu başkasına muhtaç etmez. Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir. Nakil, nakdin ışık’idir. Bir insanoğlunun iyi mi güldüğünden terbiyesini, Neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anla. Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki. Sanır mısın ki benim sözüm bir tek bir sözdür. Data, sınırı olmayan bir denizdir. Data dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır. Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil. Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir. Ben, İnsanlara faydam dokunsun diye bu dünya zindanında kalmışım. Yoksa hapishane nerede, ben nerede? Kimin malını çalmışım? Can, aşktan binlerce edep öğrenmede, öylesine edepler ki mekteplerde okunup öğrenilmesine olanak yok. Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir. Cebi varlıklı fakat ruhu yoksul olan insanoğlunun hali oldukça rezil! Bu sebeple o; herşeyin fiyatını bilir, kıymetini değil. Çirkinlikle güzelliği görünüşle değil, akılla ayırt edin. Dert, insanı yokluğa götürmüş olan rahvan attır. Dünya tuzaktır. Yemi de talep. İstek tuzaklarından kaçının. Denizde inciler derinde olur. Çerçöp sahilde olur. Dostun yanına hediyesiz gitmek, buğdaysız değirmene gitmek gibidir. Durma! Acele gel. Gelmem deme! Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır. Dostum, senin şanına bir tek gelmek yaraşır. Dün çimen benim ayaklarımın altında idi bugün üstümde bitiyor. Görüyor musun? Toprak günahlardan başka herşeyi örtüyor. Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır. Eden kendisine eder. Meydana getiren bulur ve çeker. Unutma! Kazanmak koca bir yaşam ister! Kaybetmeye ise anlık gaflet yeter. Ey Tanrı kitabının nüshası insanoğlu! Sen, kainatı yaratan Hakk’ın güzelliğinin bir aynasısın! Ey özden habersiz gafil! Sen hala kabukla öğünüyorsun! Yeterli olmayanlara sabretmek yeterli olanları parlatır. Ey Zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun. Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce kez aferin. Güzel üslupla söz söyleyenleriz; Mesih’in talebesiyiz; nice ölülere tuttuk da can üfürdük biz. Göz iki, kulak iki, ağzımız ise tektir. Fazlaca görüp, oldukça dinleyip, azca konuşmak gerekir. Gözyaşının bile görevi varmış.. Arkasından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış. Güzel söyle de halk, yüzyıllar süresince okusun. Tanrı’nın dokuduğu kumaş ne yıpranır, ne eskir. Gökyüzünde, yıldızlar içinde parlak ay iyi mi görünürse aşık da yüzlerce şahıs içinde öyleki görünür, o göründümü her insanın parlaklığı söner. Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz benzer biçimde ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver. İnsaf et, aşk güzel bir iştir! Onun bozulması, güzelliğini kaybetmesi, tabiatın fena niyetli oluşundandır. Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır. Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz? Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz? Daima gerçeği söyle, fakat devamlı her gerçeği değil. Hırs insanı kör ve ahmak eder. Bilgisiz hale sokar da ölümü kolaylaştırır. Hepimiz dışını süslerken, sen içini, kalbini süsle. Hepimiz başkasının ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarınla meşgul ol. İnsanları iyi tanıyın, her insanı kötü bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin. İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Ümit verip, itimat aşılayıp da yarıyolda bıraktığın insanoğlunun gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin. Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır. Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin çevresinde dolaşmayın. Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki; Dünya’nın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli! Korku adamdır, ümit ise dişi; onlardan ölümsüz ve temiz şeyler doğar. Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun. Kusuru örtmeyi marifet edin! İşte o süre kusursuz olursun. Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, data hafızıdır, data sevgilisi değil. Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun? Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi? Ne tükenmez hazinesin ey dil! Ne devasız bir dert.. Mademki kendinde bir dert yada pişmanlık hissediyorsun; bu, Tanrı’ın sana olan yardımının ve sevgisinin bir delilidir. Misafirsin bu hanede ey gönül, umduğunla değil bulduğunla gül, Hane sahibi ne derse o olur, ne hiç kimseye sitem eyle, ne de üzül. Su iyi mi yıldızı, ayı aksettirir, gösterirse bedenler de canı, aklı bildirir, gösterir. Sen değerinle ve düşüncenle, iki âleme de bedelsin, fakat ne yapayım ki kendi kıymetini bilmiyorsun. Senin için başkasını terk eden, başkası için de seni terkeder. Azca Malum En Güzel Mevlana Sözleri İçin Tıklayınız. Söz söyleyen kemal sahibi olursa, marifet ve hakikat sofrasını serdi mi, o sofrada her türlü yiyecek bulunur. Hepimiz orada gıdasını bulur. Sen, kendi şehvetine ve arzularına aşk adını takmışsın; Oysa şehvetten kurtulup aşka erişebilmek için yol oldukça uzundur. Sevgide güneş benzer biçimde ol, Dostluk ve kardeşlikte akarsu benzer biçimde ol, Hataları örtmede gece benzer biçimde ol, Tevazuda toprak benzer biçimde ol, Öfkede ölü benzer biçimde ol, Her ne olursan ol, Ya olduğun benzer biçimde görün, Ya da göründüğün benzer biçimde ol. Sorun ve huzursuzluk kesinlikle bir günahın cezası, rahatlık ise bir ibadetin karşılığıdır. Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır; gerçek kahraman odur ki ilkin kendi nefsini yener. Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır. Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, data hafızıdır, data sevgilisi değil. Tapımızda riyazat yok; burada hep lütuf var, bağış var. Hep sevgi, hep gönül alış, hep aşk, hep rahatlık var burada. Ömründen nasibin, kendini Sevgiliden mesut bulduğun andan ibarettir. Üç sözden fazla değil. Tüm ömrüm şu üç söz; Hamdım, piştim, yandım.. Pisler, pisliklerini yapar fakat sular da temizlemeye çalışır. Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı, Öteki ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz. Varlık, yoklukta görülebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilir. Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyeceğim kimse olmadığından yalnızım ben. Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir. Yetmiş iki millet kendi sırrını bizlerden dinler. Biz, bir perde ile yüzlerce ses çıkaran bir ney gibiyiz. Zulüm demiriyle taşını birbirine vurma! Bu sebeple bu ikisi, adam ve hanım benzer biçimde çocuk meydana getirirler. Nice insanoğlu gördüm, üstünde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok. Yeşillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.. Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın tüm sırları meydandadır.. Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazeretin devası ne ilacın şifası ilaç getirmiş.. Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır. Sevgide güneş benzer biçimde ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu benzer biçimde ol, hataları örtmede gece benzer biçimde ol, tevazuda toprak benzer biçimde ol, öfkede ölü benzer biçimde ol, her ne olursan ol, ya olduğun benzer biçimde görün, ya göründüğün benzer biçimde ol. Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok fakat susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok. Dünya tuzaktır. Yemi de talep. İstek tuzaklarından kaçının. Kim daha güzelse kıskançlığı daha çok olur. Kıskançlık alevden meydana gelir. Korkulu bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü. Genişlik, sabırdan doğar. O gövde testisi ab-ı hayatla dopdolu, bu gövde testisi ise ölüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına bakarsan yolu yitirdin. Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir. Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar Iyi mi olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, iyi mi olur da güneş üflemekle söner? Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de luk haline sokabilir. Pisler, pisliklerini yapar fakat sular da temizlemeye çalışır. Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Fakat bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi asla? Leş, bizlere gore rezildir fakat domuza, köpeğe şekerdir, helvadır. Yeterli olmayanlara sabretmek yeterli olanları parlatır. Dert, insanı yokluğa götürmüş olan rahvan attır. Azca Malum En Güzel Mevlana Sözleri İçin Tıklayınız. İsa’nın eşeğinden şeker esirgenmez fakat eşek yaratılışı bakımından otu beğenir. Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı asla?
Hz. Mevlana´dan özlü sözler
Hz. MEVLÂNA’dan Video ÖZLÜ SÖZLER Sevgide güneş benzer biçimde ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu benzer biçimde ol, hataları örtmede gece benzer biçimde ol, tevazuda toprak benzer biçimde ol, öfkede ölü benzer biçimde ol, her ne olursan ol, ya olduğun benzer biçimde görün, ya göründügün benzer biçimde ol. Nice insanoğlu gördüm, üstünde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok. Eşekten şeker esirgenmez fakat eşek yaratılışı bakımından otu beğenir. Dert, insanı yokluğa götürmüş olan rahvan attır. Leş, bizlere gore rezildir fakat, domuza, köpeğe şekerdir, helvadır. Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Fakat bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi asla? Pisler, pisliklerini yapar fakat sular da temizlemeye çalışır. Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de luk haline sokabilir. Iyi mi olur da deniz, köpeğin agzından pislenir, iyi mi olur da güneş üflemekle söner? Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar. Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayiverir. Korkulu bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü. Kim daha güzelse kıskançlığı daha çok olur. Kıskançlık alevden meydana gelir. Dünya tuzaktır. Yemi de talep. İstek tuzaklarından kaçının. Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok fakat susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok. Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığımı kır gitsin. Bu sebeple bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer. Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Esasen o eşek, inciyle denizin varlığından da kuşku eder. Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamaesından ileri gelir. Oruç tutmak güçtür, çetindir fakat Tanrı’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, Azca Malum En Güzel Mevlana Sözleri İçin Tıklayınız. bir derde uğratmasından daha iyidir. Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz. Suyu başına döksen, başı kırılmaz. Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan, toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek. Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır. Data, sınırı olmayan bir denizdir. Data dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır. Bulutlar ağlamasa yeşillikler iyi mi güler? Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Fakat kuzgunla baykuşu kim kor kafese? Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler. Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır. Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de. İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu evren yok değildir. A kardeş, keskin kılıcın üstüne atılmadasın, tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme. O dağa bir kuş kondu, sonrasında da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme. Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonrasında. Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce kez aferin. Nefsin, üzüm ve hurma benzer biçimde tatlı şeylerin sarhoşu oldukça, ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki? Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır. Nice insanoğlu gördüm, üstünde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok. Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı asla? Dert, insanı yokluğa götürmüş olan rahvan attır. Yeterli olmayanlara sabretmek yeterli olanları parlatır. Leş, bizlere gore rezildir fakat, domuza, köpeğe şekerdir,helvadır. Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Fakat bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi asla? Pisler, pisliklerini yapar fakat sular da temizlemeye çalışır. Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de luk haline sokabilir. Iyi mi olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, iyi mi olur da güneş üflemekle söner? Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir. O gövde testisi ab-ı hayatla dopdolu, bu gövde testisi ise ölüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına bakarsan yolu yitirdin. Genişlik, sabırdan doğar. Korkulu bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü. Kim daha güzelse kıskançlığı daha çok olur. Kıskançlık alevden meydana gelir. MEVLANANIN SÖZLERİ Gerek yok her sözü, söz ile beyana.. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana… Hz. Mevlana Bildiğiniz Mevlana Sözlerini Yorum Olarak Yazın Biz Yayınlayalım… 1. Mevlana Sözleri Hz. Mevlana şöyleki seslenmiştir insanlığa: “Gene gel, gene gel, her ne olursan ol gene gel İster kafir, ateşe tapan, putperest ol gene gel Bizim bu dergahımız ümitsizlik dergahı değildir Yüz kez tövbeni bozmuş olsun da gene gel.”
2. Mevlana Sözleri Hz. Mevlana, yeni bir durumsayış ve yeni bir anlayış: “Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı kidünyanında sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli!” 3. Mevlana Sözleri Sevgide güneş benzer biçimde ol, Dostluk ve kardeşlikte akarsu benzer biçimde ol, Hataları örtmede gece benzer biçimde ol, Tevazuda toprak benzer biçimde ol, Öfkede ölü benzer biçimde ol, Her ne olursan ol, Ya olduğun benzer biçimde görün, Ya da göründüğün benzer biçimde ol. 4. Mevlana Sözleri Azca Malum En Güzel Mevlana Sözleri İçin Tıklayınız. Ne olurdu, seninle tatlılaşsaydım; yaşayış aslına bakarsan acı. Ne olurdu, sen razı olsaydın benden de, hepimiz kızsaydı bana. Ne olurdu, seninle aram muntazam olsaydı da, tüm alemlerle aram açılsaydı, dünya yıkılıp yansaydı. Sen beni sevdikten sonrasında malın mülkün kıymeti mi olur? Esasen toprak üstünde ne var ise hepsi de toprak olacaktır. Evren O’nunla kaimdir ve O’nsuz olan hiçbir şey yoktur. O’nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecellisi olmayan hiçbir şeyin kıymeti yoktur. 5. Mevlana İle İlgili Sözler Hz. Mevlana’nın kendi bakış açılarını yansıttığı ve amaçlarını açıklamış olduğu sözü: “Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil.” 6. Mevlana İle İlgili Sözler Sen, değerinle ve düşüncenle iki aleme bedelsin. Fakat ne yapayım ki kendi kıymetini blmiyorsun. Kendini ucuza satma, şundan dolayı değerin yüksektir. 7. Mevlana İle İlgili Sözler Hz. Mevlana’nın evrensel bakış açısını özetleyen bir sözü: “Tapımızda (yolumuzda) riyazat yok; burada hep lütuf var, bağış var. Hep sevgi, hep gönül alış, hep aşk, hep rahatlık var burada.” 8. Mevlana İle İlgili Sözler Bizim Peygamberimizin yolu aşk yoludur. Biz aşktan doğmuşuz, annemiz aşktır. Aşk şeriatı, tüm dinlerden ayrıdır. Aşıkların şeriatı da Tanrı’tır, mezhebi de. Bu dünya pazarında ana para altındır; Orada ise aşk ve ıslak iki göz. 9. Hz. Mevlana Sözleri Hz. Mevlana sözlerinin şifa ve besin oluşunun sırrını şu sözlerle açıklaaktadır: “Söz söyleyen kemal sahibi olursa, marifet ve hakikat sofrasını serdi mi, o sofrada her türlü yiyecek bulunur. Hepimiz orada gıdasını bulur.” 10. Hz. Mevlana Sözleri Mesnevi şerhlerinde, Mevlana’nın “ney” ile “insan-ı kamil”i, “kamışlık” ile “elest bezmi”ni, “ateş” ile “tanrısal aşk”ı sembolize etmiş olduğu belirtilmiştir. “Duy yakınma etmede her an bu Ney, Anlatır hep bu ayrılıklardan bu Ney. Der ki; feryadım kamışlıktan gelir, Duysa her kim, gözlerinden kan gelir. Ayrılıktan parçalanmış bir yürek, İsterim ben, derdimi dökmem gerek. Eğer aslından birazcık ayrılsa can, Öyleki bekler, vuslata ersin süre. Ağladım her yerde, hep ah eyledim, Gördüğüm her kul için, dostum dedim. Her insanın zannında dost oldum fakat; yazı Kimse talip olmadı esrarıma. Asla değil feryadıma sırrım uzak, Gözde lakin yok ışık, duymaz kulak. Aşikardır can-beden, gör insanı, Yok izin, görmez fakat insan, canı. Ney sesi tekmil hava; oldu ateş, Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş! Ateş ateş olmuş, dökülmüştür Ney’e, Cebesi aşkın karışmıştır mey’e. Yardan ayrı dostu Ney dost kıldı hem, Perdesinden perdemiz yırtıldı hem. Kanlı yoldan Ney sunar hep arzuhal, Hem verir Mecun’un aşkından örnek. Ney zehir, hem panzehir; ah nerde var, Bu şekilde bir dost, bu şekilde bir özlemli yar? Sırrı bu aklın, kim bilir akl ile, Tek kulaktır alan kişi, sadece dile. Sırf üzüntü, gam; gitti kaç gün kaç gece, Geçti yanışlarla günler, öylece. Geçse günler, korku yok, her şey masal; Ey temizlik örneği, sen gitme kal! Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan, Anlamaz olgun adamdan bil ki, ham, Söz uzar, kesmek gerektir vesselam!” 11. Hz. Mevlana Sözleri Ben sağ olduğum müddetçe Kur’an’ın bendesiyim Ben, Seçilmiş Muhammed’in yolunun toprağıyım Eğer birisi benden bundan başka söz naklederse Ben ondan da bizarım, naklettiği sözlerden de bizarım. Hasan Ali Yücel’in manzum tercümesi şöyledir: “Can tende var oldukça kulum Kur’an’a, Yol toprağıyımPeygamber-i zişana, Hakkımda bunun zıddına söz etse biri, Vay bu söze, vay bu şekilde diyen insana…” 12. Hz. Mevlana Sözleri Tanrı’a yeniden yeniden vallahi billahi ki, Bu mana (Mesnevi), Güneşin doğduğu yerden, batmış olduğu yere kadar tüm dünyayı kaplayacak, Ve tüm ülkelere ulaşacaktır. Hiçbir mahfil ve meclis olmayacak ki orada Mesnevi okunmuş olmasın. Hatta o dereceye varacak ki, Mabetlerde, zevk u safa yerlerinde okunacak; Tüm milletler bu sözlerle süslenecek ve onlardan faydalanacaktır. 13. Hz. Mevlana Sözleri Güzel söyle de halk, yüzyıllar süresince okusun. Tanrı’nın dokuduğu kumaş ne yıpranır, ne eskir. 14. Hz. Mevlana Sözleri Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki. Sanır mısın ki benim sözüm bir tek bir sözdür. 15. Hz. Mevlana Sözleri Ey oğul, her insanın ölümü kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost! Ayna Türk’e nazaran güzel bir renktedir. Zenciye nazaran o da zencidir. Ey can, aklını başına al. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın. Gördüğün, ölümün yüzü değil, kendi çirkin yüzün. Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır. İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kötüyse de. Hoş nahoş… gönlüne gelen her şey senden, senin varlığından gelir. 16. Hz. Mevlana Sözleri Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir. Nakil, nakdin ışık’idir. 17. Mevlananın Sözleri Azca Malum En Güzel Mevlana Sözleri İçin Tıklayınız. Sözünü öyleki bir izah et ki havas da avam da istifade etsin. Her insanın aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat. Söz söyleyen kemal sahibi olursa, (mağfiret ve hakikat) sofrasını yaydı mı, o sofrada her türlü aş bulunur. Hiçbir konuk aç kalmaz, hepimiz o sofrada kendi gıdasını bulur. 18. Mevlananın Sözleri Güzel üslupla söz söyleyenleriz; Mesih’in talebesiyiz; nice ölülere tuttuk da can üfürdük biz. 19. Mevlananın Sözleri Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak. Hacca giderken hac yoldaşı ara. Fakat ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap. Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak. Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı gdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de. 20. Mevlananın Sözleri Bu dünya zindandır, ikimiz de zindandaki mahkumlarız. Zindanı del, kendini kurtar! Dünya nedir? Tanrı’tan gafil olmaktır. Kumaş, para, ölçüp tartarak tecim yapmak ve hanım; dünya değildir. 21. Mevlana’nın Sözleri İnsan, büyük bir şeydir ve içinde her şey yazılıdır. Fakat karanlıklar ve perdeler bırakmaz ki insan içindeki o bilimsel okuyabilsin. Bu perdeler ve karanlıklar; bu dünyadaki türlü türlü meşguliyetler, insanoğlunun dünya işlerinde almış olduğu çeşitli tedbirler ve gönlün sonsuz arzularıdır. 22. Mevlana’nın Sözleri İnsaf et, aşk güzel bir iştir! Onun bozulması, güzelliğini kaybetmesi, (insanlardaki) tabiatın fena niyetli oluşundandır. Sen, kendi şehvetine ve arzularına aşk adını takmışsın; Oysa şehvetten kurtulup aşka erişebilmek için yol oldukça uzundur. 23. Mevlananın Güzel Sözleri Gönlünde Tanrı sevgisi arttı mı, kuşku yokki Tanrı seni seviyor. 24. Mevlananın Güzel Sözleri Ben, İnsanlara faydam dokunsun diye bu dünya zindanında kalmışım. (Yoksa) hapishane nerede, ben nerede? Kimin malını çalmışım? 25. Mevlananın Güzel Sözleri Aynı dili konuşmak, akrabalık ve bağlılıktır. İnsan, yabancılarla kalırsamahpusa benzer. Nice Hintli, nice Türk vardır ki dildeştirler (aynı dili konuşurlar). Nice iki Türk de vardır ki birbirine yabancı gibidirler. Şu halde “mahremlik (yakınlık) dili” bambaşka bir dildir. Gönül birliği (gönüldaşlık) dil birliğinden daha iyidir. Gönülden sözsüz, işaretsiz, yazısız yüz binlerce tercüman zuhur eder. 26. Mevlananın Güzel Sözleri Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı, Öteki ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz. 27. Mevlana Özlü Sözleri Hz Mevlana “Ne Arıyorsan Kendinde Ara”… Kişinin kıymeti nedir? – Aramış olduğu şeydir! Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki sen cansın. Eğer bir lokma ekmek ardında koşuyorsan, sen bir ekmeksin. Bu gizli saklı, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki Aradığın sadece sensin, sen. Madendeki inciyi aradıkça madensin. Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin. Şu kapalı sözü anlarsan, anlarsın her şeyi; Neyi arıyorsun, sen osun. Senin canın içinde bir can var, o canı ara! Gövde dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara! A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara; Fakat dışarıda değil, aradığını kendinde ara. 28. Mevlana Özlü Sözleri Hz. Mevlana “Ben’im Sadece”… Demedim mi sana, gitme oraya; seni tanıyan, bilen ben’im sadece; şu yokluk serabında yaşam pınarın ben’im. Kızıp uzaklaşsan da yüz senelik yola gitsen, sonunda dönerek gene bana gelirsin; son durağın ben’im demedim mi? Demedim mi sana, dünyanın süsüne razı olma; senin razı olacağın otağın ressamı ben’im sadece. Demedim mi sana deniz ben’im, sen bir balıksın; karaya gitme; arı duru denizin ben’im sadece. Sana, kuşlar benzer biçimde tuzağa gitme; haydi gel, kolundaki, kanadındaki kuvvet ben’im demedim mi? Demedim mi sana, keserler yolunu, soğuturlar seni; ateşin, coşkun, sıcaklığın ben’im sadece. Demedim mi, yakıştırırlar sana fena fena sıfatlar; sen olursun kaybeden; oysa sıfatlarının kaynağın ben’im sadece. Demedim mi sana; “kulun işi gücü hangi sebeple düzene girer acaba?” deme; sebepsiz, cihetsiz yaratıcı ben’im sadece. Gönlünde bir ışık var ise bil bakalım, nerede evinin yolu; Tanrı sıfatlıysan eğer, bil ki ev sahibin, efendin ben’im sadece. 29. Mevlana Özlü Sözleri Ey özden habersiz gafil! Sen hala kabukla öğünüyorsun! 30. Mevlana Özlü Sözleri Göğsünün içindekini hakiki gönül sanan kimse, Hak yolunda iki üç adım attı da her şey oldu bitti sandı. Aslen tesbih, seccade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır. Hak yolcusu aldandı da bu tarz şeyleri varacağı konak sandı. Azca Malum En Güzel Mevlana Sözleri İçin Tıklayınız. 31. Mevlana Özlü Sözleri Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler. Her testide ne var? Sen ona bak. 32. Mevlana Özlü Sözleri Ey Tanrı kitabının nüshası insanoğlu! Sen, kainatı yaratan Hakk’ın güzelliğinin bir aynasısın! Her şey sensin. Alemde ne var ise, senden dışarıda değil. Her ne ararsan, onu kendinden iste, kendinde ara. 33. Mevlana İle İlgili Sözler Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey! Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hak’tan mı? Ne boş zahmet. 34. Mevlana İle İlgili Sözler Her gün bir yerden göçmek ne iyi! Her gün bir yere konmak ne güzel! Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş! Dünle birlikte gitti cancağızım, Ne kadar söz var ise düne ilişik. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım. 35. Mevlana İle İlgili Sözler Yetmiş iki millet kendi sırrını bizlerden dinler. Biz, bir perde ile yüzlerce ses çıkaran bir ney gibiyiz. 36. Mevlana Sözleri Yapılmış, yıkılmadadır; topluluk, dağınıklıkta; düzeltme, kırılmada; murat, muratsızlıktadır; varlık yoklukta. Her şey buna benzer.. diğer zıtlar ve eşler de hep bunlar gibidir. Birisi geldi, yeri bellemeye, sürmeye başladı. Aptalın biri dayanamayıp feryat etti. Dedi ki: “Bu yeri niçin yıkıyorsun… Niçin yarıyor, dağıtıyorsun?!” Adam dedi ki: “A ahmak, yürü git.. benimle uğraşma! Sen yapılmayı yıkılmada bil!” Bu yer, bu şekilde çirkin ve yıkık bir hale gelmedikçe, iyi mi olur da gül bahçesi, buğday tarlası haline gelir? Düzeni alt üst olmadıkça iyi mi olur da bostanlık, ekinlik olur, mahsul ve meyve yetiştirir? Yarayı neşterle deşmedikçe iyileşir, onulur mu asla? Ahlatın, ilaçla yıkanmadıkça hastalığın iyi mi geçer, iyi mi şifa bulursun? Terzi kumaşı paramparça eder. Bir kimse çıkıp da o sanatını bilen terziye, mevlana sözleri “Bu canım atlası niçin bu hale getirdin, niçin kestin; ben kesik kumaşı ne yapayım?” der mi? Her eski yapıyı yaparlar, yenilerlerken eski yapıyı yıkmazlar mı? Marangoz, demirci ve kasap da bunun benzer biçimde, yeni bir şey yapacakları süre ilkin o şeyi yıkıp yakıp harap etmez mi? O helileyi, belileyi dövmek -de öyledir-, onları adeta telef etmek, bedenin yapılmasıdır. Buğdayı değirmende ezmeseydin ondan ekmek yapılabilir miydi? Bizim soframızı bezeyebilir miydi? 37. Mevlana Sözleri Hz. Mevlana’ya sormuşlar “aşk nedir?” diye. Ben ol ki bilesin! demiş… 38. Mevlana Sözleri “Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir taraftan korku bir taraftan ümidin var ise iki kanatlı olursun…, Tek kanatla uçulmaz aslına bakarsan. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Tanrı sana sorun vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olması imkansız……. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır..!” 39. Mevlana Sözleri Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır. 40. Mevlana Sözleri Varlık, yoklukta görülebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilir. 41. Mevlana Sözleri Dünya uykudaki kişinin görmüş olduğu rüyadır. 42. Mevlana Sözleri Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, data hafızıdır, data sevgilisi değil. 43. Mevlana Sözleri Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz benzer biçimde ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver. 44. Mevlana Sözleri Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyeceğim kimse olmadığından yalnızım ben. 45. Mevlana Sözleri Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin çevresinde dolaşmayın. 46. Mevlana Sözleri Akıl, canla algı sahibi olmuş, canla aydınlanmıştır. Ruh, iyi mi olur da aklın tasarrufuna girer. 46. Mevlana Sözleri Taş, taşlıktan çıkıp yok olmadıkça, mücevher olup yüzüğe takılır mı asla? 46. Mevlana Sözleri Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker. 46. Mevlana Sözleri Ne mutlu o hiç kimseye ki kendi ayıbını görür. 46. Mevlana Sözleri Pirlik, saçın sakalın ağarması ile elde edilmez. İblisten daha yaşlanmış kim var? 46. Mevlana Sözleri Bal yiyen, arısından gocunmaz. 47. Mevlana Sözleri Üzülme der Mevlana ..! İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da hakkaten de olmaması gerektiği için olmuyordur. . . !
OKUDUYSANIZ yada IZLEDIYSENIZ PAYLAŞIN LÜTFEN HERKES OKUSUN ve IZLESIN. Read the full article
#Mevlana Sözleri ve Anlamları Kısa Açıklamaları#Mevlananın Aşkla İlgili En Güzel Sözleri Facebook Paylaş
0 notes
Photo
Ayaz yiyen yürekler Geceye son bir sözüm var Karanlığı çökerken sokaklara Yüreğe çöken karanlıklara Yıldızlar göndersin içimde kanayan yaraya…
0 notes
Text
Hz Mevlana Sözleri-Kısa Mevlana Özlü Sözleri
hz mevlana sözleri resimli
hz mevlana sözleri resimli
hz mevlana sözleri resimli
hz mevlana sözleri resimli
"Kalp Sırrına Erenler; Neler Yapar, Bilir Misin...?" "Kızmazlar... Küsmezler... Kırmazlar...Kırılmazlar......Her Şeyde Bir Güzellik Bulurlar..."Hiçbir Şeyi İnsanoğlundan Bilmezler ;"Rab’binden Bilirler’ Her Şeyi ;Ondan UmupBeklerler...Ve, Susarlar...Susarak Konuşurlar..MEVLANA hz mevlana sözleri Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır. Ne zaman gökyüzüne Bir nefes Bir dua gönderdin de Ardınca ona benzer bir iyilik gelmedi??? Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar. Güneşin ışığı pisliğe vursa bile pislenmez, ışıktır o. İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarıyolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin. Aşk nedir, bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor. Tam inanç aynası kesilen kişi, kendini görse bile, Tanrı’yı görmüş olur. CahiI kişi güIün güzeIIiğini görmez, gider dikenine takıIır hz mevlana sözleri Açlık, ilaçların padişahıdır. Hekimler niye perhiz verir düşünsene. Her zaman doğruyu söyle, ama her zaman her doğruyu değil. Aslında tesbih, seccade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır. Hak yolcusu aldandı da bunları varacağı konak sandı. Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner? hz mevlana sözleri Adam savaşmakla çetin er sayılmaz, öfkelendiği zaman kendini tutabilendir çetin. Pirenin ısırışından meydana gelen yanış, seni yılan soktu mu yok olur gider. Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap. hz mevlana sözleri Açlık, ilaçların padişahıdır. Hekimler niye perhiz verir düşünsene. Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur. Göz iki, kulak iki, ağzımız ise tektir. Çok görüp, çok dinleyip, az konuşmak gerekir. Aşk dediğin ya Allah'tan gelmeli. Ya Allah için olmalı. Ya da Allah'a ulaştırmalı; yoksa yerle bir olmalı. hz mevlana sözleri Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğratmasından daha iyidir. Aklın başına gelince pişman olacağın bir işi sakın yapma. Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı, Diğer ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz. Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki. Huzurunda bulunmayanlara bile böyle elbiseler, böyle yiyecekler verirse, kim bilir konuğun önüne ne nimetler koyar. Allah mermere emir vermez. Ey Tanrı kitabının nüshası insanoğlu! Sen, kainatı yaratan Hakk'ın güzelliğinin bir aynasısın! hz mevlana sözleri Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir. Hırs, çirkinlikleri bile güzel gösterir. Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, yıl gibi gelir. Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar Akıl bütün gidilecek yolları bilse bile, gene aşk yolunu bilemez, şaşırır kalır. Geminin içindeki su, gemiyi batırır. Geminin altındaki suysa, gemiye arka olur. Allah merhalesinde akıl beygirine yol yoktur. Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak. hz mevlana sözleri Tavus kuşu gibi sadece kanadını görme, ayağını da gör. Aşk, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır. Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler. Her testide ne var? Sen ona bak. Dil, anlamlara bir oluktur adeta, fakat nereden sığacak oluğa deniz? hz mevlana sözleri Başkalarına imrenme, çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar. Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır. Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak. Yeryüzü ile dağda aşk olsaydı, gönüllerinde bir ot bile bitmezdi. Bazen diyorum ki; "ne olacak söyle gitsin".. Sonra diyorum; "Söyleyince ne olacak, sus bitsin" ... Resimler ister haberleri olsun,ister olmasın,hepsi de ressamın elindedir,o elden çıkar. Bir kişi Allah'tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa; Allah da onu başkasına muhtaç etmez. Eğri ayağın gölgesi de eğridir. hz mevlana sözleri Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir. Nakil, nakdin fer'idir. Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır. Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, Neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anla. Hiçbir kafire hor gözle bakmayın. Müslüman olarak ölmesi umulur çünkü. Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki. Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür. Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok. hz mevlana sözleri Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır. Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker. Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil. Sarhoş, cinayeti yapar da sonra "özrüm vardı, kendimde değildim" der. Kendinde olmayış,kendiliğinden gelmedi sana,onu sen çağırdın. Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir. Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun? Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi? Ben, İnsanlara faydam dokunsun diye bu dünya zindanında kalmışım. Yoksa hapishane nerede, ben nerede? Kimin malını çalmışım? hz mevlana sözleri Tahta içinde yaşayan kurt, o tahtanın fidan olduğu vakit ki halini bilir mi hiç? Can, aşktan binlerce edep öğrenmede, öylesine edepler ki mekteplerde okunup öğrenilmesine imkan yok. Bilgiye ulaştı mı ayak, kanat olur. Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir. Alışsan güvercin sallanan kamıştan kaçar mı hiç?O kamıştan göklere uçan yere alışmamış olan güvercin ürker,kaçar. Cebi zengin fakat ruhu fakir olan insanın hali çok rezil! Çünkü o; herşeyin fiyatını bilir, değerini değil. hz mevlana sözleri Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler Çirkinlikle güzelliği görünüşle değil, akılla ayırt edin. Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır. Mademki kendinde bir dert veya pişmanlık hissediyorsun; bu, Allah’ın sana olan yardımının ve sevgisinin bir delilidir. Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının. Sen değerinle ve düşüncenle, iki âleme de bedelsin, ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun. Denizde inciler derinde olur. Çerçöp sahilde olur. Bazı insanlar vardır ki selam verirler ve selamlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır ki selam verirler ve onların selamından misk kokusu gelir. Dostun yanına hediyesiz gitmek, buğdaysız değirmene gitmek gibidir. Denizin kenarına kadar, ayakların izi vardır. Ama denize girdikten sonra ne iz kalır, ne işaret. hz mevlana sözleri Durma! Çabuk gel. Gelmem deme! Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır. Dostum, senin şanına sadece gelmek yaraşır. Sen bizim suretimize (yüzümüze) değil, siretimize (ahlakımıza) bak. Dün çimen benim ayaklarımın altında idi bugün üstümde bitiyor. Görüyor musun? Toprak günahlardan başka herşeyi örtüyor. Ümit, güvenlik yolunun başıdır. Yolda yürümesen de daima yolun başını gözet. "Doğru olmayan şeyler yaptım." deme, doğruluğu tut. / O zaman hiçbir eğrilik kalmaz. / Doğruluk Musa’nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazın sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca onların hepsini yutar. hz mevlana sözleri Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır. Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver. Eden kendisine eder. Yapan bulur ve çeker. Unutma! Kazanmak koca bir ömür ister! Kaybetmeye ise anlık gaflet yeter. Yüz binlerce birbirine benzeyenleri seyret de aralarında ki yetmiş yıllık farka dikkat et. İki şey birbirine benzeyebilir: Acı su da berraktır, tatlı su'da... Ey özden habersiz gafil! Sen hala kabukla öğünüyorsun! Ömründen nasibin, kendini Sevgiliden mesut bulduğun andan ibarettir. Ey Zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun. Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır; gerçek kahraman odur ki önce kendi nefsini yener. Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin. Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir. Güzel üslupla söz söyleyenleriz; Mesih'in talebesiyiz; nice ölülere tuttuk da can üfürdük biz. Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil. Göz iki, kulak iki, ağzımız ise tektir. Çok görüp, çok dinleyip, az konuşmak gerekir. Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler, ama benim için sanki Yemen’dedirler. Yemen’de olan niceleri de vardır ki sanki dizimin dibindedirler. Gözyaşının bile görevi varmış.. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış. Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir. Güzel söyle de halk, yüzyıllar boyunca okusun. Tanrı'nın dokuduğu kumaş ne yıpranır, ne eskir. Tuzağa saçtığın taneler cömertlik sayılmaz. Gökyüzünde, yıldızlar arasında parlak ay nasıl görünürse aşık da yüzlerce kişi arasında öyle görünür, o göründümü herkesin parlaklığı söner. Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı. İnsaf et, aşk güzel bir iştir! Onun bozulması, güzelliğini kaybetmesi, tabiatın kötü niyetli oluşundandır. Allah ile olduktan sonra, ölüm de ömür de hoştur. Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır. Bal yiyen, arısından gocunmaz. Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz? Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz? Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından birşey kaybetmez. Hırs insanı kör ve ahmak eder. Bilgisiz hale sokar da ölümü kolaylaştırır. Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür. Herkes dışını süslerken, sen içini, kalbini süsle. Herkes başkasının ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarınla meşgul ol. İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir. hz mevlana sözleri İnsanları iyi tanıyın, her insanı fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin. Bu dünya bir tuzaktır, tanesi de arzular. İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarıyolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin. Balığa, denizden başkası azaptır. Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır. Soru da bilgiden doğar, cevap da. Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin etrafında dolaşmayın. hz mevlana sözleri Adalet nedir? Ağaçları sulamak. Zulüm nedir? Dikene su vermek. " Susamak ile Susmak çok benzerdir ; Birinde dilin, diğerinde Yüreğin' kurur.... Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki; Dünya'nın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli! Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak. Korku erkektir, umut ise dişi; onlardan ölümsüz ve temiz şeyler doğar. hz mevlana sözleri Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak. Ey-sevgili, ilacım de sensin, çarem de sensin. Yüz parça olmuş gönlünnün nuru da sensin, çaresiz gönlümde, senden başka ne varsa hepsi yok oldu, Beni kimsesiz bırakma! Gel! Mevlana Sözleri, En Güzel Mevlana Sözleri, Anlamlı Mevlana Sözleri, Çok Güzel Mevlana Sözleri, Anlamlı Mevlana Mesajlari, Mevlana Sözleri, Etkileyici Mevlana Sözleri, Full Mevlana Sözleri, Mevlana Sms'leri, Kısa Mevlana Sözleri, Kısa Anlamlı Mevlana Sözleri,En Anlamlı Mevlana Mesajları. Mevlanayla İlgili Kısa Sözler, Anlamlı Mevlana Sözleri, Etkili Mevlana Sözleri
#Çok Güzel Mevlana Sözleri#mevlana sözleri#Etkileyici Mevlana Sözleri#En Güzel Mevlana Sözleri#Anlamlı Mevlana Sözleri#Anlamlı Mevlana Mesajlari
0 notes
Text
Düşersem canım acır mı?
Düşünce öğrenirsin.
#günün sözü#alıntı#günün alıntısı#kitaptansözler#kitap alintilari#ölülerkonuşamaz#dilara keskin#alıntılarım#my post#post#postlarım#tumblr postları#şiirlerim#siirsokagi#umutsuzluk#hayallerim#hayal kırıklığı#geceye bir not bırak#geceye bir sözüm var#ay ve gece#gece#ay#edebiyat#sozler#kitap alintisi#alintilarim#aşk acısı#keşfet#uykusuz geceler#kitaptankesitler
55 notes
·
View notes
Text
Her yara özür dileyince kabuk bağlamaz.
#günün sözü#günün yazısı#geceye dair#geceye bir söz bırak#ay da bizim gece de bizim#ay ve gece#gece#geceye bir sözüm var#geceye not#edebiyat#keşfet#sozler#sözlerim#my post#post#postlarım#yara#yara bandı#özür dilemek#bu kalp seni unutur mu#umut bitti sigara ver#umutbittigezegeniyakin#umutsuzluk#umutlar#hayallerim#hayal kırıklığı#hüzün#tumblr postları#şiirsokakta#şiirlerim
49 notes
·
View notes
Text
Sen bugün gittin,
Yarın yine gideceksin.
Aslında sen benden hep gittin.
Artık sana dur demeyeceğim.
O yüzden,
Hoşçakal sevgilim..
#günün sözü#günün yazısı#ay da bizim gece de bizim#ay ve gece#geceye not#geceye bir sözüm var#my post#post#postlarım#tumblr postları#tumblr şiir#siirsokagi#siirheryerde#siir#şiirlerim#umutbittigezegeniyakin#umutsuzluk#umut bitti sigara ver#keşfet#edebiyat#yıldız#hoşçakal#sevgilim#efulim#gecenin sözü#sozler#3391 km#0 km#gitme demem#ne olur gitme
37 notes
·
View notes
Text
Seni kollarımla sarıp tüm dünyadan saklamak isterdim.
#my post#post#tumblr postları#postlarım#tumblr şiir#günün sözü#şiirler#geceye not#geceye bir not bırak#geceye bir sözüm var#ay da bizim gece de bizim#ay ve gece#sarılmak#dünya#edebiyat#alıntı değil#aşk acısı#uykusuz geceler#umutsuzluk#gece ve hüzün#hayallerim#hayal kırıklığı#keşfet#gece#sozler#siirsokagi#yıldız#şarkılardanparçalar#3391kilometre#0kilometre
39 notes
·
View notes
Text
Seni gördüğümde ;
Kalbim bir müzik seti..
#sozler#siirsokagi#siir#şarkı sözü#şarkılar#şarkılardanparçalar#şarkılardan alıntılar#tumblr postları#postlarım#my post#günün sözü#geceye not#geceye bir sözüm var#ay da bizim gece de bizim#ay ve gece#yıldızım#yıldızlarım#siyah#beyaz#umutsuzluk#hayal kırıklığı#hayallerim#edebiyat#spotify#keşfet#uykusuz geceler#gece#günün alıntısı#güzel alıntılar#söz
29 notes
·
View notes