#Günce
Explore tagged Tumblr posts
Text
Aynı zaman diliminde bu kadar girift olaylar insanı nasıl bulur .Şaşmak ve şaşakalmak arsında bir kelime seçmem gerekseydi "Şaşakalmak" olurdu.
Güne dair en güzel anı @kiyiyavurmuspapatya nın hazırladığı Ahmed Hamdi Tanpınar görselinin posterini okul kütüphanesindeki yerini bulmaktı.
Anayasada yeri yok ama edebiyatı seviyoruz.
23 notes
·
View notes
Text
Meursault'la Konuşmalar 45
Bonjour Meursault, comment vas-tu?
Bu yazıyı kırık bir kol, kırık ayak parmağı, sayısız morluk ve yüzleşme korkusuyla yazıyorum. Geçen perşembe tiyatroya gitmek üzere evden çıkmıştım, çok ilerleyemeden araba çarptı. Sol kolumun parmaklarını yeni yeni kullanabiliyorum, belki de kullanmamam gerek çünkü acıyor. Tek elle yaşamaya çalışmak çok zor. Kitap bile okuyamıyorum. Bu yüzden beş gündür sadece dizi izliyorum. Bu vesileyle birçok şeye ilgimi kaybettiğimi fark ettim. Konusu ilgi çekici geldiği için açıyorum, sonra bakıyorum aslında izlemek istemiyorum. Böyle böyle bir sürü dizi eledim listemden. Halbuki aylardır gördükçe "boş kalınca izlerim" dediğim diziler vardı. Eski ben olsa büyük bir zevkle izlerdi, yeni benin tahammülü yok. Tabii bazı şeylere hala ilgim var, yemek filmleri/dizileri mesela. Julia da uzun süredir yeni sekmede açık duranlardan biri. Birkaç gündür sekmeyi açıyor, sonra "belki mutfağa döndüğüm biraz daha iyi olduğum zaman izlerim" deyip es geçiyordum. Az önce birinci bölüme tıkladıktan sonra fark ettim ki o günlerin gelmeme ihtimalinden ölümüne korkuyorum.
İşler inanılmaz yığılmış durumda ve aylardır yığılmış durumdaydılar zaten. ama hiçbirini yapamıyorum. Ya da yapmıyorum. İki öğrencim tezini savundu, biri bitirmek üzere. Benim tezim tozlanıyor. Hesapta haziran sonuna bitmiş olacaktı. Az evvel bir dizinin finalini izledim. Bir anne çocuklarının eski eşinin sevgilisiyle daha mutlu olduğunu fark ediyor son sahnede. Tersini düşünüyorum sık sık kendi üzerimden. Ben olmasam ailem daha mı mutlu olurdu. Ablam bunu sık sık yüzüme söylüyor zaten. Alıştım mı? Hayır. Bu alışılacak bir şey değil.
Dün yeni telefon aldım. Bir indirim denk geldi. Babamla uzun süre tartıştık apple olmasına karşı çıktığı için. Benim için tartışmaya kapalı bir durumdu oysa. Sonunda orta noktada buluştuk ben de istediğimi aldım ama kendi kazandığımın yetmiyor oluşu yeniden gündeme geldi haliyle. Annem ablamın yeni telefon almasına karışmadığını çünkü onun kendi parası olduğunu söyledi. Ablamın telefonu çalışıyor bu arada ve benimkinden yüksek bir model. Zamanında benimkinden daha yüksek olmasını istediği için fazla para ödemek pahasına öyle almıştı babamlar. Her yeni telefonda biz aynı muhabbeti yaşarız. İlk kameralı telefonum olacağında babama istediğim telefon için "ne gerek var son modeline sahip olmasına" demişti. Sonra benim istediğim telefondan daha iyisi ona alındı, ben ses çıkarmadım. En son telefon aldığımızda da benimki iPhone iken onunki değildi. Sırf bunu değiştirmek için telefonu çalışır durumdayken iphone aldırdı. Şimdi yine aynı şeyi yaşayacağız kesin. Ben telefon aldım bu da demek ki yakında o da alacak ve daha üst modelini alacak. Sadece tıpkı bilgisayarda olduğu gibi bunda da daha yüksek bir modele sahip olursa mutlu olacağını sanıyor. Sorarsanız hayatından memnun ve benim sahip olduklarımla bir derdi yok. Neyse.
Sorunluluklarımın farkındayım, her gün yeni bir gün olması umuduyla uyanıyor ve dünün aynısını bitirmiş olarak uyuyorum. Rutinlerimin tamamı sekteye uğradı kaza geçirince. Seansa da gidemedim topalladığım için. Her şey harika gidiyor. Bayram için Kepsut'a gideceğiz, normalde bu benim için güzel bir şey ama kaza yüzünden fiziksel şartlar zorlayacak. Bu da bir ba��ka challenge olarak önümde duruyor.
Bir an önce bayramdan sonraya ışınlanmak istiyorum. Bayram geçsin, eve döneyim, alçım çıksın ve rutinlere döneyim. Çok yoruldum kendimden.
15 notes
·
View notes
Text
dün yine dolu dolu bir gündü. Sabah kalktım 2 arkadaşı aldım, derneğe geçtik. bugün konu niyet ve namazdı. iftitah tekbiri alırken dünyayı ne kadar geride bırakabildiğimizden konuştuk. derneğin böyle bir etkisi var. hayat rutininde olması gereken şeylerin ne kadar var olduğunu sorgulatıyor insana.
Sonra E. ablayı alıp D.'ye gittik bebiş görmeye. yav bunlar minikken ne kadar minik oluyor 🤭 2,5 aylık tam bir fındık. epey oturduk. Zira bebeği 2 kere uyuttum kucağımda. Oy onun o cennet kokusu 🥹 yinir ki 💙
sonra eve geldim tefsir ödevimi yapmaya çabaladım. odaklanma sorunu yaşıyorum bu sıralar. çok fazla bölünüyorum. ders başına oturunca telefonu kaldırıp atmam lazım 🙄 neyse güç bela okudum önemli kısımlarını drive'a yapıştırdım. daha özet çıkarıp birine anlatmam gerekiyor. canım hocam farklı şekillerde ödev vermeyi çok sever🫠
tekrar 2 gruba ders verme kısmı beklediğim kadar zor gelmedi sanki bu dönem. sonra düşününce anladım ki 2.dersi vermek değil dinlenen hoca olarak vermek zormuş. Her yerden soru yağıyordu çünkü bu da sorumluluk bilinci olan ben'i sürekli meşgul ediyordu. nahiv 4 grubu oturmuş artık iyice. son 2 derstir 21 kişinin 21i de dersteydi. çok mutlu ediyor bu beni🥹 nahiv 1lerim de tatlı. çok ayrılan oldu ama normal. Kalan sağlar bizimdir.
Dün R. ablanın doğum günüydü. Oğlunun hastalığı sonra onun diş yaptırması vs. derken 4 ay olmuş görüşmeyeli, en son Samsun a gitmiştik beraber arabayı almaya. Bu sabah malzemelerimi alıp ona kuymak yapmaya gidicem 🤭 çünkü karadenizlilik bunu gerektirir 😂
geçen pazar da sanat dolu bir gündü. urban sketchers Ankara etkinliğine katıldım önce. sonra da bizim hocayla cso da andy warhol sergisini gezip ordan bi eser çiziktirdim.
günlerim o kadar dolu ki yazmaya fırsat bulamıyorum. Aslında bir yerde bu iyi bişey sanırım benim için. yorsa da seviyorum bu tempoyu. şey gibi bu. koşarken ağlamak zordur. önünüzü görmeniz için gözleriniz yaşlı olmamalıdır gibi.
2 notes
·
View notes
Text
“Kitaplarım,” dedim. “Onlar öldüler, dün gece. Ben de arka bahçeye gömmeye gidiyorum.”
Kitapların yası tutulur mu diye sormayın hiç bayım, bazen en çok kitapların yası tutulur. Hele bir de benim gibi gerçeklikten bu kadar uzak diyarlarda yaşayan insanlar, sıkı sıkıya tutundukları o kitap karakterlerine ve onlara bunu bahşeden yazarlara bazen ailesinden, dostlarından daha yakındır.
#ngkabal#bugün adımı sen koy#01.01#gençlik serüveni#sbiri sizi düşünüyor#00.00#ayçiçeği karnavalı#dolunayda açan çiçek#kitap alıntıları#books#baran tandemir#okyanus#rüzgar#günce
26 notes
·
View notes
Text
Lise yıllarımdan beri iletişimde olduğum bir arkadaşım vardı. Üniversitede beraber okumuştuk hatta, sonra yıllar geçti. İkimizin iliskisi inceldi inceldi incecik oldu. Bir kaç gün önce nişanlandığını gördüm Instagram da ufacık bir hayırlı olsun yazdım. Ve sayfasını geçtim. Eskiden olsa kendime dert ederdim. Niye soğukluk girdiki aramıza diye yazar gönlünü alır. Üstüne bir de kendimi suçlardım. Şimdi ki ben sadece bakıp geçiyor.
Bazı insanların hayatımızdan sessize çıkıp gitmesi gerekiyor.
23 notes
·
View notes
Text
Güzel akşamlar olsun herkese.. ☕
#cute#pastel#pink#warrior cats#nature#big tiddy baby#mis posts#flowers#landscape#home & lifestyle#akşamvakti#güzellik#günce#seyir#Spotify
63 notes
·
View notes
Text
Konuşan insan ,öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldümüydü , sonu felakettir.
17 notes
·
View notes
Text
Meursult'la Konuşmalar 50
Hello! Ben geldim.
Aşırı derece yoğun geçen birkaç haftadan sonra nihayet kendimi bir parça iyi hissediyor, işleri yoluna koymaya başladığımı düşünmek istiyorum. Mahallemizde bir spor kompleksi var, epey kapsamlı yüzmedir fitnessdir her şey var. Ama benim bütçemi aşıyordu önceden. Epey zamandır oraya gidip fiyat almayı düşünüyordum. Geçen gün aşağı mahalledeki Espressolab'e çalışmaya gitmek için scooter arıyordum. Baktım neredeyse o spor salonuna gelmişim, bunu bir işaret kabule dip gittim. 15 dk içinde bir yıllık üyelik yaptırmıştım. Haftaya muhtemelen Kepsut'a gideceğim ve biraz kalacağım için başlangıç tarihini 1 Ekim olarak belirledik. Bu sefer kararlıyım inşallah yeniden fit bir insan olacağım. Telefonda zayıfladığım zamanın fotoğraflarını görünce ağlayasım geliyor çünkü. Geçen de ofiste misafirlerle fotoğraf çektirmiştik, yarım dünya gibiyim resmen. Bitmesi lazım bunun.
Ofis demişken, yeni işim hız kesmeden devam ediyor. Beni mutlu eden bir iş, her gün ofise gitmem gerekmiyor sadece geliri çok değil. Yine de sıfırdan iyidir diye düşünüyorum. Kitaplarla içli dışlı olmayı ve ortaya çıkış sürecine dahil olmayı seviyorum, bir de az buçuk para getiriyor, daha ne? Bir yandan freelance işlerime de devam ediyorum. Akmıyor ama damlıyor işte. Düzelecek her şey, buna inanmak istiyorum.
O gün spor merkezine gitmeden önce kendi kendime hayatımı düzene sokma kararı almıştım. Çalışmaya gelince de bir yapılacaklar listesi yaptım. Fena gitmiyorum.
Duygusal olarak stabil miyim peki? Elbette hayır. Bu aralar çok zorlu geçiyor. Özellikle bir ara çok küçük bir şeyde istediğim gibi bir sonuç alamayınca çöktüm, epey müddet dizi izledim falan. Ama işlerimi hallediyorum bir yandan. Bu iyi. Arada düşeceğiz yapacak bir şey yok.
Bu aralar hem fiziksel hem duygusal tahammülümün çok azaldığını hissediyorum. Sıcak beni haddinden fazla yoruyor, eskiden asla yorulmayacağım işler beni tüketiyor. Ya bir şeylerim eksik magnezyum falan ya da kabul etmek istemesem de yaşlanıyorum.
Geçen SATC karakterleriyle aynı yaşa geldiğimi fark ettim, böyle dan diye vuruldum bu gerçek tarafından. 32. Herkese 30 diyormuşum bir de onu fark ettim. Ne otuzu acaba ne otuzu? Neyse sakinim. Doğum günüme bir aydan az kaldı, yaklaştıkça geriyor.
Aylardır elime çini fırçası almadım. Kazadan beri yani. Elim hala iyileşmedi, en ufak harekette acıyor. Normalmiş. Neyse en azından basit tutma hareketlerini yapabiliyorum bu da bir şeydir.
Evet, hayat son zamanlarda böyle. Dökmek isteyip dökemediğim çok şey var. Bitkinim. Ama yapacak bir şey de yok. Hayırlısı.
9 notes
·
View notes
Text
Bugün Melike Şahin'in bir şarkısında hiç ummadığım bir anda gözümden yaş süzülmeye başladı. Eskiden birini düşünüp üzüldüğüm, dertlendiğim, aşklandığım şarkılar gibi değil de bir vakit canımı, adını dahi hatırlamadığım biri yakmış, orada unuttuğun bir yara izine dokunmuş gibi... Çok garip. Kimseye de kızmıyorum artık, kafamda herkesle helalleştik. Canımın yakılmasına bu denli izin verdiğim için belki de zaten ben suçluydum. Yine de pişman değilim. O zaman öyle hissediyormuşum da öyle yaşamışım. Olgunlaşmak, bunşarın farkında olmak, hepsine yukarıdan bakıp bir tebessüm edebilmek ne büyük lütuf benim için.
6 notes
·
View notes
Text
İki gündür sadece tarih ve matematik çalışıyorum. Matematik çalışırken arkada İttihad ve Terakki müzikleri çalıyor ve bu müzikler beni acayip gaza getiriyor. Ayrıca sürekli Enver Paşa ile ilgili bir şeyler okumak bir şeyler dinlemek istiyorum. Enver Paşaya olan bu ilgim nerden ben de bilmiyorum.
Bu sabahladığım gün uyku düzenimi bozmuş bulundum ve uyku düzenimin bozulması benim açımdan hiç iyi olmadı. Uyku düzenimle beraber ruh halim de bozuluyor garip bir şekilde. Yani geç kalktığım için mutsuz hissediyorum yoksa genel olarak mutsuz hissettiğim için canım sıkılıyor bir fikrim yok. Erkenden kalktığım günler bütün saadetler mümkünmüş gibi hissediyorum. O yüzden şimdi birazdan son testlerimi de çözüp koşa koşa yatağa gireceğim. Ancak uyuyabilirim. Yarın erkenden güneşli güzel bir sabaha uyanıp güzel güzel ders çalışacağız. İnşallah yani.
4 notes
·
View notes
Text
📌Güzel bir akşam geçirmenizi diliyorum 📌
#cute#flowers#pastel#warrior cats#pink#big tiddy baby#mis posts#home & lifestyle#nature#landscape#günce#günbatımı
62 notes
·
View notes
Text
Görev yaptığım ilin sayısal birinci görev yaptığım okuldan çıkınca bir çok kişi tarafından sosyal medya üzerinden paylaşım yapıldı.İstediği bölüm gelmeyince mezuna kalan öğrencilerim aklıma geldi ,her hangi bir paylaşım yapmayı doğru bulmadım.Yarış atı gibi insanları yarıştıran bir sistemin ekmeğine bal sürmeyeceğim.Onlara göre gıcıklık yaptığım , doğru gıcık biriyim.
Okul kütüphanesinde bazı günlerde saatlerce konuşmuştuk o zamanlar okuldan kimse yoktu yanımızda .Arayıp tebrik ettim öğrencimi .İzmir'e geldiğimde karşılıklı yemek yemek için sözleştik.
12. Sınıf silip yerine doktor ve mühendis yazmak bu mesleğin güzel yanı
Ankara daki üniversiteleri kazananlar ile sözleştik .Ankara'ya gelince birlikte Ankara'yı birlikte gezip kuğulu parkta mola verip kuğuları izleyeceğiz.
Hoşça kalın kuzucuklar...
7 notes
·
View notes
Text
Meursault’la Konuşmalar 49
Bugün benim için zor bir gün oluyor. Sabah berbat bir hisle uyandım. Dün fuar vardı, yoğundum ve taa CNR’a gidip geldiğim için bitmiştim. Sabah da o yorgunlukla uyandım. Bütün gün film izledim, ne zaman sevileceğim, birini bulup evleneceğim ya da böyle bir şey hiç olacak mı soruları dönüp durdu zihnimde. Epeydir böyle olmamıştı. Çok zorluyor beni bu olay. Geçen ladep ekibinin bir kısmıyla buluştuk. Evli arkadaşlara ben size kırgınım şahsen dedim, bizi evlendirmek için uğraşmıyorsunuz. Aynı muhabbetler döndü, uygun kimse yok herkes evlendi vs vs. Bahane değil gerçek biliyorum. Yine de hafif kızgınım.
Müslüman bir kadın olarak nefsine mağlup olmadan çizgini bozmadan yaşamak bir yandan kendine bir hayat inşa etmek ailenle dengeyi koruyabilmek falan derken her şey bir mücadeleye dönüşüyor. Virgülsüz yazıyorum çünkü virgül kadar bile es olmuyor bazen bu mücadelede. Çok yoruyor beni bu. Her şeyi halledeceğine güvendiğin birinin olması yanında kim bilir ne büyük rahatlıktır.
Bu arada 32. yaşıma bir aydan biraz fazla kaldı. Pilot bölümündeki meşhur tirad hayrına satc’e başlayayım dedim, sonra fark ettim ki ben artık karakterlerle aynı yaştayım. Devam etmedim ama bu gerçekle derinden sarsıldım. Artık filmlerdeki başrollerden de çok yaşlıyım. Bütün arkadaşları evlenip kendisi kariyer yapan ya da çok seçici olduğu ve gerçek aşkı aradığı için bekar olan kız senaryoları bile yirmilerinin sonundakileri anlatıyor çoğunlukla. 30 ve sonrasını konu alanlarda ise gerçeklerden kaçış olmuyor. En romantik en ağtal versiyonda bile kenardan köşeden sızıyor gerçek hayat. Filmlerin kaçış olması da buraya kadarmış. Gerçi hiç oldu mu, o da tartışılır.
Neyse. Yorgunum, bıkkınım ve ümitsizlik kuyusunda bir ayağım. Çıkışı göremiyorum Meursault. Bu da sana dert olsun.
8 notes
·
View notes
Text
Birisi sen olmadan sürekli yalnız.
O biri seni çok özlüyor, çok istiyor ve sana çok ihtiyacı var.
Ve her gece bıkmadan senin hayalini kuruyor, her gece dizlerinin üzerinde dua ediyor.
Ben o kızım.
Geceleri senin gözlerinle uyuyan, sabahları senin isminle uyanan.
Ben her gece senin için birkaç gözyaşı daha döküp hiç şikayetçi olmayan, senden nefret eden ve şüphesiz senin varlığından habersiz olduğun o kız.
Bir gün karşıma çıktığında sana senden daha üstünmüşüm ve sanki benim için hiçbir anlam ifade etmiyormuşsun gibi, sanki hayatımın tümü olmamışsın gibi davranacak o kızım.
Ben senin her gece özlediğin ve sabırla beklediğin hiç tanımadığın o kızım.
Bu bekleyişin sonunda acı var. Yeniden kırılan hayaller var. Gecenin sonunda güneş yeniden doğsa bile asla yeniden yeşeremeyecek kurumuş dallar var.
Biraz daha zaman, biraz daha ve sonra bir kez daha yıkılmayacak kadar güçlü olacağım.
Bir gün tüm imkansızlıklar sona erecek, bir gün gözlerin benimkileri görecek.
#01.01#bugün adımı sen koy#ng kabal#günce#baran tandemir#autumnyeteraglama#yaz mevsimi#kitap alintilari
4 notes
·
View notes
Text
Bugün psikoloğumla sürekli girmekten kaçtığım konulara laps diye dalış yaptım. Aklımda bir gram bunları anlatma planım yoktu. Hatta bugün güzel şeyler konuşacağım zannediyordum. Bu da yetmez gibi kendimle ilgili ilginç bir şeyle yüzleştim. Ben psikologta gayet açık şeffaf kolay konuşan biri olduğunu zannediyordum. Meğer kendi kendimin manüplasyoncusuymuşum. Korktuğum konulardan uzun uzun konuşsam da kaçıyormuşum. Ben şok. İnsanın kendiyle yüzleşmesi, konuşmak zorunda olduğunu bildiği ama anlatamadığı sulara dokunması ne kadar zormuş. O odadan çıkarken garip, gıcık hisler içindeydim. Her defasında psikoloğuma suç atmak geçiyor içimden ama biliyorum ki bu da kaçmam için zihnimin bir oyunu. Kaçmayacağım, öyle yada böyle kendimi daha iyi tanıyıp, kendimin daha iyi bir versiyonuna adım adım ulaşacağım.
Yarın güzel bir gün, güneşli bir gün olacak. İçimde çocuksu bir heyecan var. Geçen dediğim gibi sonu ne olur bilmiyorum da yol güzel. Zaten benim havalar da geldi iyiden iyiye. Memleket yolu da yakın. Daha ne olsun.. Şükür.
2 notes
·
View notes