#Gösteri
Explore tagged Tumblr posts
Text
Dünyadaki Filistin gösterilerinden bir kare:
"Bir zamanlar nefret ettiğin şeye dönüşmen ironik"
#dünya#Filistin#gösteri#gaza#hamas#palestine#israel#israil#nefret#adolf hitler#yahudi#yahudilik#ghetto#katliam#netenyahu
141 notes
·
View notes
Text
Gösteri toplumunun yeni icadı.
Kitap paylaşımlarını ben de seviyorum. Okuduklarım üzerine bir iki kelam etmek hoşuma gidiyor. Ya da bir bakışı okumak, dinlemek. Bir kitabı aldın, okudun, değerlendirdin, paylaştın… Veya altını çizdiğin satırları bize sundun. Çok güzel, hiçbir sorun yok. Ama son dönemde başka bir şey başladı akım gibi. Fotoğrafı koyuyor, “(…)’yı okumaya başlıyorum.” Ee, ne yapalım. Başla. Bunu duyurmanın ne anlamı var hiç anlamıyorum. Oldu olacak belediye hoparlörüyle de ilan et. Yakında her çevirdikleri sayfayı da koyacaklar diye korkuyorum.
16 notes
·
View notes
Text
Rapunzel Masalı, Antalya Devlet Opera ve Balesi'nde Can Buldu
Rapunzel Masalı, Antalya DOB’da Can Buldu Minikleri masallar dünyasında büyülü bir yolculuğa çıkaran “Rapunzel”, Antalya Devlet Opera ve Balesi (DOB) Opera Sahnesi’nde izleyicilerle buluştu. Besteci Ahmet Sait Karabulut‘un özgün müzikal temalarıyla sahneye konulan bu modernize hikaye, N. Zeynep Ergüven tarafından metinleştirilmiş olup, dikkat çeken bir yapım haline geldi. Oyunun yönetmenliğini…
#Çocuk#Ahmet Sait Karabulut#Antalya Devlet Opera ve Balesi#Bale#Gösteri#Müzik#masal#N. Zeynep Ergüven#Opera#Rapunzel#Sabri Özmener#Tiyatro
0 notes
Text
Bursa'da İsrail Saldırılarına Karşı Protesto Gösterisi
Bursa’da İsrail Saldırılarına Protesto Bursa’da, İsrail’in Filistin‘e yönelik sürmekte olan saldırılarını protesto etmek amacıyla bir gösteri düzenlendi. Gösteri, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) kampüsünde, Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformu ve BUÜ Öğrenci Toplulukları tarafından gerçekleştirildi. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail’in Filistin‘de hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını anmak…
0 notes
Text
#cninzihni#alıntı#Gösteri peygamberi#Kitap#Edebiyat#charles bukowski#Kitap alıntısı#kaybetmeme etiketleri
25 notes
·
View notes
Text
Barış Neydi?
Çürümenin bütünleşik suretinde yol da yön de kayıp kılınıyor. Üçüncü sayfa haberlerinin ülkenin yegane gerçeği / tek istikameti olarak bizzat devletli nezdinde yankı bulmayan hiç sorgulanmayan tezahürü çürüten / ezen bir menzili görünür kılıyor artık. Gösteri toplumu tahayyülünü Guy Debord’un bildirdiği satıhtan yol alan, biçimsiz, yıkım ve mahvetmenin normatif kılındığı bir düzlem hakikat eyleniyor. Sessizlik güçlendikçe daha da derinden ve kalıcı kırılmaların yolu / yönü var ediliyor. Çürüme bir temsil olmaktan çıkıyor her an, her şekilde. Guy Debord’dan alıntılarsak şayet, “İzleyici ne kadar çok seyrederse o kadar az yaşar; kendisini egemen ihtiyaç imajlarında bulmayı ne kadar kabul ederse kendi varoluşunu ve kendi arzularını o kadar az anlar. Gösterinin etkin insan karşısındaki dışsallığı, kendi davranışlarının artık bu insana değil, bu davranışları ona sunan bir başkasına ait olması gerçeğinde ortaya çıkar. İşte bu yüzden izleyici hiçbir yerde kendini evinde hissetmez, çünkü gösteri her yerdedir.” 7 gün yirmi dört saat yaratılan tahayyüller ile birlikte o gösteri toplumunda şok doktrinleri tastamam biçimlendirilir. Hayatlarımızın sabiti kılınır. Aralıksız bir biyopolitik cerahat nüksederken memleket sathında var edilmiş olagelen demokrasi, adalet, hakkaniyet gibi ortaklıklar topyekun zayi olunur. Çürümenin refakatinde hayat mahvedilen bir mesel oluyor. Ak parti ve beraberindekilerin sunduğu ol yenilenmiş ülke tiradı bütün bu bezirganlık dolu hallerin üstünde yükseliyor. Yirmi iki yıl boyunca var edilen iktidar deneyimi, deyim yerindeyse şüphe taşımayacak bir yıkıcılığın ta kendisinden imal olunur. Tahakküm her yerdedir. Gözetim aralıksız, cerahat kesintisiz, bütün bunları kapsayan çürüme noksansız olarak yenilenir, her şekilde. Gösteri her yere, her şekilde taşındıkça yıkıcılık da o aralıktan yinelenir, yeniden ve yeniden!
Modern bir toplum imgesini çoktandır yitirmiş, anti militarist olmak bir yana onun tam da istediği kıvamda bir ayrımcılığa tutunan, ne lider kültü, ne de kurucu önderinden bugünkü baş efendisine aralıksız rekabette taraftarlık yapmaktan kendini alıkoymayan temsiller bir biçimde çürümenin yeni girift tahayyüllerini var ederler. Demokrasi deneyiminin hiçbir ama hiçbir biçimde tam anlamıyla kotarılmadığı bir zeminde gündelik yaşama vurulan ol ketler, duraksamadan icra edilen / sizden bizden olmaların yamacında tarafgirlik başkaca ayrımları var ederken, gümbürtü sonrasında çıkagelen her şey belirgin bir istikameti imler kör karanlığı. Siyasal İslamın, milliyetçilik kılıfında görünüp duran ırkçılıkla bulduğu tüm o yeni ülke damarı, kurucu liderin ardından sabitlenmiş asla değişmez addedilen ötekileri hiç, kalanları işe yarar veya zararlı olarak gören eleme anlayışının refakatinde, kemalistler ve ötekiler diğer ayırdığı, buna devam dediği bir zeminde yıkıcılık artık ana içkindir. Yer, saha, ülke çürümenin içindedir varsın olsun. Birisi yol ortasında namazını kılar gibi yapar diğeri kurucu önderi anıyorum derken yol ortasında kontak kapatıp hizaya geçer. Birbirini tamamlayan argümanlarla, hiçbir yere ilerleyemeyen ülkenin sureti temsili ol Debord’un var ettiği / sunduğu / bildirdiği karakteristik çürüme eksenini yeniden imal eder. Ayrımcı dil, birbirini taklit eden nefret söylemi, kesintisiz kötülüğü var etme istemi, bütünüyle bir toprak parçasında kesintisiz kılına gelen ol ötekilerden hınç alma ayinleriyle birlikte ne muğlak, ne mübalağa bir toplumu günceller, her günü apayrı cerahatin esiri bir çukur var edilir.
Mezopotamya Ajansına bağlanalım: “Kayyım değil demokrasi” buluşmasında konuşan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, barış için önce kayyımlardan vazgeçilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye'nin adil onurlu barışı için yıllardır elimiz havada” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), kayyımları protesto etmek amacıyla İstanbul Sancaktepe’de "Kayyım değil demokrasi" şiarıyla halk buluşması gerçekleştirdi. Sancaktepe'deki Demokrasi Caddesi’nde toplanan kitle buradan yürüyüşe geçerek, DEM Parti Sancaktepe İlçe Örgütü binası önüne geldi. DEM Parti Sözcüsü ve Şirnex Milletvekili Ayşegül Doğan ve İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu'nun katılım sağladığı buluşmada, “Belediyeler bizimdir, gaspa izin vermeyeceğiz” pankartı açıldı. Çok sayıda yurttaşın katılım sağladığı buluşmada, “Jin jiyan azadî” ve “Bijî berxwêdana gelan” sloganları atıldı.
Buluşmada ilk olarak konuşan DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, iktidarın kayyım politikasının demokrasiye darbe olduğunu belirterek, “İki dönemdir Kürt halkının iradesini tanımayan politikalarınıza direneceğiz. Bu politikaların uygulanmasına Kürt halkı ve demokrasi güçleri izin vermeyecektir. Yaptığınız diktatörlüktür, yaptığınız faşizmdir. Kürt halkı size boyun eğmedi, boyun eğmeyecek” dedi.
‘Çok Büyük Yanılıyorsunuz’
Ardından söz alan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti'nin onurlu bir adalet ve barış için işkence, hapis, ölüm ve birçok baskıya karşı seslerini İstanbul'dan Êlih’e Mêrdîn'e kadar yükselttiklerini vurguladı. Doğan, “Sesimizin duyulmasını istemeyenler bilsinler ki biz buralara sığmayız. O yüzden bizi tehditle, ��antajla baskıyla yıldıramazsınız. Gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz. Sizin gibi darbelerle güçlenmiyoruz. Siz darbelerle büyüyeceğinizi zannediyorsunuz ama çok büyük yanılıyorsunuz. 1990’larda süper valiler vardı. Kara bir leke olarak durur. Biz diyoruz ki kayyım değil, demokrasi gerçektir ve bir kardeşleşme halidir. Bunların sözde değil, özde olması gerekir.”
‘Halkların Ortak Mücadelesi Kaldı’
Birçok belediyeyi iktidarın taşımalı seçmenlerine rağmen kazandıklarını ifade eden Doğan, “Bu kazanımlar kolay elde edilmedi. Tabi ki alanlarda, meydanlarda, sokaklarda olacağız. Ama sizin bu kayyım modelini, bu ülkenin yönetim biçimi yapmanıza izin vermeyeceğiz. Türkiye'nin İstanbul'dan verdiği fotoğrafa bakın. Bizim güvenliğimiz için mi? Hayır bizim sözümüzü söylemememiz için. Kaç hükümet, başbakan geldi geçti, onlar kalmadı. Ama halkların ortak mücadelesi kaldı” diye konuştu.
‘Önce Kayyımlardan Vazgeçin’
Doğan, iktidara kayyım politikalarından vazgeçmesi çağrısında bulunarak, son dönemde gündeme getirilen “Kürt sorununun çözümü” tartışmalarına da değindi. Doğan, devamla şunları kaydetti: “Bugün Kürdistan’a reva görülen Esenyurt'a da reva görüldü. ‘Kürt yönetemez, konuşamaz’ diyorlar. Her şeyi yasaklayabileceğini sananlara diyoruz ki, bu yol yol değildir. Biz sokakta alanda olmaya devam edeceğiz. Bizi vazgeçiremeyeceksiniz o yüzden gelin siz vazgeçin. DEM Parti olarak diyoruz ki el sıkmaya hazırız. Türkiye'nin adil onurlu barışı için yıllardır elimiz havada. Ama siz bir elinizde sanki barış elinizi uzatıp, diğer elinizle kayyım atarsanız toplumsal uzlaşı yapılamaz. Önce bu kayyımlardan vazgeçin.”
Çürümenin bütünleşik suretinde bir yoldur gidiliyor ki katran karanlığı bir asır öncesinde o Ermeni, Süryani ve Rumlara doğrudan nasıl var edildiyse bugün de halen inat ve ısrarla Kürd halkına, onlarla birlikte mücadele sergileyen tüm Mezopotamya halklarının handiyse tamamına doğruda müdahalelerle çıkageliyor. Baş efendi, hazır gaz almışken ve giderek dibine doğru çuvallamış bir ülkenin, ekonomik ve sosyal politik karanlığından çıkışı yine o Kürde saldırarak var edebileceği imgesine tutunur. 10 Kasım günü var ettiğ demeçlerinden birisinde sınırın ötesindeki terör unsurlarıyla(!) mücadelenin süreceğini bildirerek takım arkadaşı olagelen Bahçeli’yi boşa düşürür. Azez, Efrin ve yöresindeki ol besleme takımının kötülüklerini kafi görmeyip, Ezidi, Süryani, Ermeni, Arap, Mıhellemi ve Kıptiler ile birlikte mücadele eden, evini yurdunu kollayan Kürd özgürlük hareketinin tüm unsurlarını terörist ilan ederek barışın hiçbir zaman var olmayacağını bildirir. Kesin ve kati olarak var edilmiş olanın cerahat sarmalına esir, çürümenin daraltılmış olagelen o katran karanlığında yol alan bir menzil olduğu gerçekliğe yeniden kavuşturulur. Cürüm her yerdedir.
Binbir badirenin var edildiği, hemen her durumda Bahçeli gibi bir ismin topyekun üçüncü defa barışa dair söz almaya çabaladığı, belki bilinçli belki hesapsızca baş efendi ile arasını kolaçan eden / sorgulatan bir iklimin mihmandarlığı var edilir. Gösteri ne de olsa hemen her yerdedir. Çözüm denilirken çözümsüzlük öne sürülür. Barış denilirken pat diye çıkan o sınır ötesindeki Kürd nüfusu başta olmak üzere Mezopotamya halklarının tamamına karşı bariz yıkıcılığı bildiren operasyon hazırlıkları vesaire. Bütünüyle eksik gedik olmadan bir yok edicilik ile hemhal olunan mahvetme retoriklerine devam olunurken ol barış ne yana düşer sahiden? İkinci haftasına girmiş olagelen kayyım tahayyülünün hemen tüm bölgeye yayılabileceği fikriyatını aralıksız ısıtıp duran sözüm ona köşe kadısı ile adalet ve kalkınma partisinin hegemonyasının sürdürülecek olduğu bir gelecek / yarın ne gibi bir barışı var edebilecektir ki? Gösteri toplumunun gereklerini imleyen, sorgusuz, sualsiz yıkım, kötülükle bütünleşmiş olagelen bir ayrımcılık ve nihai anlamda bir inkarla yol alınan / yön aranan bir menzilde bir asırlık yaranın çözümü sahiden söz konusu edilecek midir, bir biçimde? Uçurumun kıyısına yeniden itilecek bir barış idesine daha, heder edilecek bir asra daha sahip midir bu ülke, nedir?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Batman'da Kayyım Protestosu Sonrası Gözaltına Alınanlar Foto İHD Batman
Meramda Paylaşılan Haber
‘Kayyım Değil Demokrasi’ Buluşması: Gücümüzü Haklılığımızdan Alıyoruz - Mezopotamya Ajansı https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/258184
#meram#zulmat#demokrasi#adalet#eşitlik#bakur kürdistan#elih#merdin#xelfeti#çözümsüzlük#özgürlük#mücadele#yarınsızlık#karanlık çağ#başka türkiye vardır#cerahat ekseni#cürüm#söz#yıldırı#tehdit#siyasa#biyopolitika#gösteri toplumu#guy debord
0 notes
Text
Banyoda tıraş bıçakları var. İçebileceğim iyot var. Yutabileceğim uyku hapları var. Seçim meselesi. Yaşa ya da öl.
Aldığımız her nefes bir seçim. Geçen her dakika bir seçim. Olmak ya da olmamak.
Kendinizi merdivenden atmadığınız her an bir seçim.
Arabanızı duvara çarpmadığınız her an hayata yeniden başlıyorsunuz.
0 notes
Text
Sefo Bostancı Gösteri Merkezi'nde Unutulmaz Bir Konsere İmza Attı!
Türkiye’nin sevilen rapçilerinden Sefo, muhteşem sahne şovları eşliğinde unutulmaz bir konsere imza attı. Sefo’nun enerjisi ve performansıyla dolup taşan Bostancı Gösteri Merkezi, hayranlarını büyüleyen anlarla dolu bir geceye tanıklık etti. Gecenin sürprizlerinden biri, Sefo’nun hayranlarına seslendirdiği yeni şarkısıydı. Ancak bu konser sadece bu sürprizle sınırlı değildi; Sefo, konsere…
View On WordPress
0 notes
Text
Hâlâ bu dünyadayım ve bu insanlarla iyi geçinmek zorundayım. O yüzden gülüyorum. Çünkü bir şeyler yapmak zorundayım, bir ses çıkarmak zorundayım, bağırmak, çığlık atmak, ağlamak, küfretmek, ulumak zorundayım, o yüzden gülüyorum. Bunlar duyguları boşaltmanın değişik yolları.
1 note
·
View note
Text
Müjdat Gezen İzmir'de Hayranlarıyla Buluşuyor
Müjdat Gezen İzmir’de Sevenleriyle Buluşuyor Usta sanatçı ve gazetemiz yazarı Müjdat Gezen, bu akşam İzmir’de muhteşem bir gösteri ile hayranlarıyla bir araya gelmeye hazırlanıyor. İzmir Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu’nda gerçekleştirilecek bu özel etkinlikte, Gezen; mizah dolu anekdotları, yılların birikimiyle harmanladığı unutulmaz anıları ve interaktif performansıyla izleyicilerin karşısında…
#İzmir#anekdotlar#Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu#Etkinlik#Gösteri#interaktif performans#Müjdat Gezen#mizah#Sanatçı
0 notes
Text
Gösteri : Türk Öğrencilerinden Cumhuriyet Güneşi...
0 notes
Text
Korkak adamlar kadın dövüp, yada öldürürüp cesurmuş gibi gösteri yaparlar. Cesaretli adamlarsa kadına kalkan eli kırıp..hiç bir gösteri yapmadan yoluna devam ederler...!!
61 notes
·
View notes
Text
Adalet Sonuna Kadar Mahsumiyeti Savunmaktır....
Bizler hayatımızda hep suçlu ararız o insanı yargılar kendimizce infaz ederiz,o insanı toplumdan dışlar kendimizi haklı çıkarmak için onun gıybetini dahi yaparız...O insan sizin karşınıza boşuna çıkmadı,hiç birşey tesadüf değildir...Bu insandan kötü bir deneyimde yaşaya bilirsin,veya o insanın bir dedikodusunuda duyabilirsin bu onu kendi çıkarların için yargılayacağın anlamına gelmez...yargılamada kibir vardır çünkü sen burada bir suçlu ararsın...ama şunu bilmelisin ki bu insanıda hayat deneyimine sen çektin,burada kendini sorgulamak hiç aklına gelmez burada bana ne anlatılmak isteniyor...hangi düşünce duygularım bu durumu karşıma çıkardı...Tekamül yolunda hepimiz birbirimize Aynayız,Görünmez ipliklere birbirimize bağlıyız Düşünce ve duygularımızla birbirimizi etkiliyoruz...Etki Tepkiye dönüşüyor ve emin olunki bu insan sizinde bir sınavınız yaradan hepimize bir kalp vermiştir ve O kalpe kendi sevgisiyle ruhunuza yansıtmıştır...Her ruh birbirne ışığı sevgiyi yansıtır oysa ne güzel demişler eskiler...
Bir birinizde kusur ararsanız bulursunuz...
Herşeyden önce Sevgiyle bakın Affetmeyi bilin o insanda kusur aramak yerine o insanın içindeki Mahsumiyeti ortaya çıkarın,çıkarın ki sizin eksikliğinizi tamamlayan parçaları görün... birbirinizi bu şekilde tamamlaya bilirsiniz...birliğe bütünlüğe giden yol Sevgiden geçer...sebebler sadece perdedir siz size ne anlatılmak isteniyor siz ona bakın...
Tabduk Emrenin dediği gibi
Olur olur hepimizin mayası aynı,hepimiz bir avuç topraktanız sudanız kimsenin övünecek birseyi yoktur en fazla aynanın üzeri birazcık tozlanı vermiştir, şöyle elinle alıverirsin tozunu Ayna yine aynı ayna,işte o vakit hakikat güneşi onun aynasındada yansıyı verir, ama elbet temizlemek tozunu almak gerek ki aynanın,o güneş onda yansıya...
Tutki bir aynan var toz kir içinde aynaya kızabilirmisin?Sen bana güneşi neye gösteri vermezsin deyi....kızamazsın... O vakit her gönülde hakikat tohumu var...!mesele aynanın tozunu alıp o tohum ile hakikat güneşini buluşturmak gerisi kulun işi değil tohumu bitirende yitirende o....
Dünyayı değiştirmek mi istiyorsun?
Dünya ya Barış,Adalet,Sevgimi getirmek istiyorsun?
Aynadaki yansımanı gör...
Değişime kendinden başla...!
Suçlu ve sorumlu ararsan hiç bitmez seni sana yansıtır....
Affetmeden döngüler kırılmaz,sürekli sana seni yansıtır...
Kabule geç kendini affet,yaşananları affet,yada insanlığa tüm öfkeni kus...Döngüyü devam ettir yargıla,nefretle öfkeyle bak herşeye...
Kişi kendinden sorumlu olduğu kadar yaşadığı toplumdan da sorumludur,ortak bilince hizmet eder ortak kadere bunu hep beraber düşünce ve duygularımızla yaparız,bizler suçlu ve sorumlu aramaya kalktıkça suçlu ve sorumlu hiç bitmeyecektir bu sizin hayatınızda olacaktır... buna benzer deneyimleri hayatınıza çekeceksiniz,Dünyanın değişmesini düzelmesini istiyorsan,öylese kendinden başlamalısın...bunu kimse sizin için yapamaz.....Sevgiyle Baktığın Herşey Sevgiye Dönüşür...
Çekim Yasası,ortak bilinç ortak kader,ortak yayılan Enerji....
Her birimiz birbirimizi etkiliyoruz farkında olmadan....
Kalp kırma kırılırsın...o kalbinde bir sahibi var elbet kırdığın yerden sende kırılırsın....
Sevgide Kalın Mutlu Kalın
187 notes
·
View notes