#Fahriye Abla
Explore tagged Tumblr posts
Text
hava keskin bir kömür kokusuyla dolar, kapanırdı daha gün batmadan kapılar. bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden, hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen.
#dranas
#kitap#edebiyat#blogger#felsefe#kitaplar#blog#kitap kurdu#şiir#ahmet muhip dıranas#dranas#yahya kemal beyatlı#faruk nafiz çamlıbel#timur selçuk#fahriye abla#şiir blog#poem#lale müldür#behçet necatigil#behçet aysan#metin altıok#edip cansever#melih cevdet anday#orhan veli kanık#orhan pamuk#murathan mungan#ahmet erhan#ümit yaşar oğuzcan#tumblr şiir#sabahattin ali#kürk mantolu madonna
7 notes
·
View notes
Text
bu ne biçim postacı? üç defa çalıyor kapıyı. bu ne biçim kel? hem merhemi var, hem sürmüyor başına. bu ne biçim biçimler? istediğiniz kadar çoğaltılabilir, memleket çok müsait buna. örneğin yeni bir komşu taşındı karşıya, bir baktım fahriye abla! kırk yıllık bir rötar yapmış erzincan treni. ben gelmişim şu yaşıma, o ise şiirdeki yaşından gün almamış daha. benimki ne biçim hayat? uymuyor ne gördüklerime, ne duyduklarıma, ne okuduklarıma. ben ne biçim benim? ne kendime benziyorum, ne başkalarına.
31 notes
·
View notes
Text
lipogram ve ben
2011 yılında yazdığım bir yazı. Yeniden karşılaşınca burada da dursun istedim. Yazıda 2. paragraftan sonrası lipogram. E'siz. Ah be... Ne deneysel ablamızdın sen fahriye abla...
Kitaplığımdan
Kitaplar –haberimiz olmadan- bizden evvel yola çıkmış parçalarımızdır. Okuduğumuzda bizim yerimize yola çıkanların rehberliğine teslim oluruz. Bu şekilde severiz, savaşırız, koşarız, yeniliriz ve yeneriz, hem de yerimizden bile kalkmadan. İşte ben de burada kendimi sizi uçuşa hazırlayan bir hostes tayin ediyorum.İlk rotamız Fransa. Pilotumuz Georges Perec. Kitap, yani uçak biletimiz: Kayboluş.
Alıcılarınızla oynamayınız. Yazının bundan sonraki kısmında “e” harfini kullanmayacağım, tıpkı yazarın yaptığı gibi. İyi uçuşlar:
Kayboluş, orijinal adıyla La Disparition, 1969 yılında Fransız yazar Sakallı Üstad tarafından yazılmıştır. Ki, üstadın malum harfi barındıran ismini anmamak için Sakallı Üstad takma adını da kitabın Türk lisanına dönüşümünü sağlayan Sayın Yardımcı’dan ödünç aldığımı itiraftan kaçınmıyorum. Fransız dilinin olmazsa olmazı “o malum harf”, dilin –arkadaşlarına nazaran- fazla kullanılan harfi olmasıyla övünür dururmuş, dururmuş da, Üstad bunu karşılıksız bırakır mıymış, bırakmazmış, bırakmamış da. Koskoca kitapta ondan söz açmamış hiç. İmkansız mı? İmkansız sözünü “o”nun sözlüğünün sayfalarında bulamazsınız ki!
Kitapta o harf yok, 310 sayfa boyunca da hiçbir satırda karşımıza çıkmıyor. Yok olanı anladık, şimdi var olanları sayalım:
İlkin bir J.Roubaud şiiri karşılıyor okuru. İsmi Kayboluş. Ki şair Sakallı Üstad’ın arkadaşı. Diyor ki:
“…Bulmadan bulanık akşam pususunda burada /Şudur anlatılan ( ana fikir, ana kayıp)/ Sanat akrabadır savaş narasına(nokta)…”
Arkadaşına saygı duruşunda bulunduktan sonra yazar kitaplarından birinin başlığına atıfta bulunarak ilk bölümü açıyor:
“…Burada, bir zamanlar yazdığımız bir romandaki gibi mışıl mışıl uyuyan bir adam anlatılır…” (Uyuyan Adam)
Anton, kitabın başkahramanı, kayboluştan rahatsız bir adam. Onu görüyor, kaybolmaya doğru adım atan harfi:
“…Görüntü arada sırada, kısacık bir çizginin ortasından böldüğü, uçları tam kavuşamayan bir yuvarlak biçimini alıyordu: G harfinin aynadaki yansımasını hatırlatıyordu. Ya da ak kağıda boyayla çizilmiş, saydam bir sisin ardında üç başlı bir mızrak tutan kibirli bir kral kılığına bürünüyordu. Ya da bir an için, üç yatay çizgi, gözü doyurmayan bir taslak olarak görünüyordu: Çarpıcı çıkıntıları, hayal gücünün lüzumsuz bir taklasıyla sırıtkan bir adamın üç parmağına dönüşüyordu. Ya da zambak gibi apak sırtında üç kara halka bulunan bir yabanarısının ağır ağır uçuşunun havada bıraktığı izin görüntüsü bir anda baskın çıkıyordu…”
Anton, bu gidişin ardından Kayboluş başlığının altına yazdıklarıyla romanına bismillah diyor:
“…Kayboldu. Kim kayboldu? Niçin? Nasıl? Halımın dokusunda bir nakış var ( ya da vardı ya da var olacak ya da var olabilir). Aslında o, bir nakıştan daha da fazlası: Bir bilgi, bir güç…”
Anton da kaybolan bu imajın ardına takılıp ani bir kararla yok oluyor. Nasıl mı? Bilinmiyor! Arkadaşları da bunu araştırmak için buldukları ipuçlarını bir araya topluyorlar. Bıraktığı not çok fazla kapalı olduğundan anlaşılması da hayli zor oluyor. Okurun zorlandığı anda da yarı yazar Sayın Yardımcı çıkıyor karşısına, bölüm 10’da kitapla ilgili tüyolar, nasıl okunacağına dair püf noktaları sunuyor. Bir tomar kağıt diyor Yardımcı, çizip yazmak için, çünkü bu kitap gizli kapaklı sırlarla dolu, yazmadan görünmüyor bunlar, bir bilgisayar, imla kılavuzu, Paris haritası, dürbün, altılı ganyan kuponunu da alın diyor ihtiyaçları uzatarak. Bunlara sahip olunca kitabın daha iyi anlaşılacağını söylüyor, bir Hababam sınıfı işbirliği kokusu alıyoruz, şükranlarımızı sunuyoruz yarı yazara.
Şair hususunda sıkıntıyla karşılaşmak zor olmuyor, çünkü şairin ismi malum harfi barındırıyorsa yazar sıkılmasın da kim sıkılsın? Misal, “Paris’in Sıkıntılı Şairi” sıfatını okuduğumuzda orada anılan adamın kimliğini az biraz şiir tatmış Fransızlar için ya da Fransız şiiri tutkunları için zor olmaz da, ya şiir düşmanlarının hali nic’olacak? Victor Hugo, Mallarmus, Rimbaud, sonunda da “o”, yani Parisli bunalım adamı kitaba konuk oluyor, Sayın Yardımcı’nın Pisi adına dönüştürdüğü şık şiirini düşürüyor satırlara: “…Aşk ilminin, bilim aşkının yoldaşı pisi…”
Anton, arkadaşlarını da sürüklüyor bir bir, çözüm aramaları soruna bulanmalarıyla sonlanıyor:
“…Tunçtan parmaklarıyla ölüm, Uyuşmuş parmaklarıyla ölüm, Yazının yok olup gittiği ölüm, Bir soytarının karalayıp dolduracağını sandığı kağıt tomarının sonsuza kadar apak, bomboş kalmasını sağlayan ölüm, fısıldadı kulağımıza: Roman bitti…”
Bundan sonra yazar bunu yazmasındaki ihtirasını, itici gücünü, amacını, kaygısını anlattığı bir kısa bölümü katarak öyküsünü bitiriyor, -ki bu açıklama kitap için lüzumlu bir imzaydı-. Çok fazla sayfa atlanmadan okunmuş olduğunu umduğum bu yorucu roman, yaftasıyla da okurun sabrını yaldızlayıp, öz öyküsünün zorluğunu da ispatlamış oluyor.
Bir kayboluştan daha fazlası bu, bir ananın yokluğu, bir Yahudi çocuğun yazdığı ağlak fakat duygu sömürüsü yapmadan anasının gidişi için yazılmış karmaşık, puslu, şık bir ağıt! Ana var mı kitapta, hayır, savaş var mı, hayır, kocaman bir kayboluş ağı: Ağa takılanların çırpınışlarını, bir can pazarını anlatmış Sakallı Üstad. İlkin, kitabı bu harfin yoksunluğuyla yazan Kıvırcık Üstad – bu da tanıtımcı yazar olarak armağanım olsun okurlara-, sonra Sayın Yardımcı büyük bir iş başarmışlar. Hayranlığımı gizli kapaklı yaşayamadığımdan itirafımdır, kayıtlara düşsün.
4 notes
·
View notes
Text

Elim kırılsaydı da bu şiiri yazmasaydım
Ahmet Muhip Dıranas'a şöhret getiren 'Fahriye Abla' şiiri, Türk edebiyatının da en ünlü ve gizemli şiirlerinden biri oldu. Önce 'Fahriye Abla'nın gerçekten var olup olmadığı üzerine tartışmalar yapıldı, sonra sinema filmi çekilen ilk şiir oldu. 1984 yılında Yavuz Turgul tarafından sinemaya uyarlandığında büyük yankı yaptı. Yeşilçam'ın unutulmazları arasına giren film, o dönem Fahriye Abla'yı oynayan Müjde Ar'ın da ününe ün kattı.
Peki, filmde, 'mahallenin güzel, ancak haksız dedikodulara konu alan Fahriye Abla'sı', gerçekte nasıl biriydi? Fahriye Abla, Ahmet Muhip'in hayali miydi yoksa gerçek miydi? Dıranas, 'Fahriye Abla' şiirini yazdığı için hiç pişmanlık duydu mu? Kollarında öldüğü eşi Münire Dıranas'a 'Fahriye Abla' konusunda ne vasiyet etti?
Bu soruları, gazeteci Ebru Toktar Çekiç, Münire Dıranas’a sordu.
Ahmet Muhip Dıranas ile nasıl tanıştınız?
Babam öldüğü zaman, annem bir avukatla evlendi. Bu yüzden annemin babası olan dedemin evinde büyüdüm. Dedem, Ankara'da eski Orman Bakanlığı yakınlarında bir konak aldı. Ankara'da Ticaret Lisesi'nde okurken, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda çalışan teyzemi sık sık ziyaret ederdim. Muhip Bey, müdürle görüşürken beni görmüş. Beni görünce gözlerini öyle dikti ki bana, hiç ayırmadı. Tabii belirteyim ki o zaman dünya güzeliyim. Şimdi bakmayın cildimin bozulduğuna! Her neyse Dıranas da yakışıklı, şöhret sahibi bir adam. O sırada 17-18 yaşlarındaydım. Muhip Bey, 32 yaşında. Beni takip etti, okula gidiyorum, kapıda bekliyor, eve gidiyorum, önünde bekliyor... Ve bir gün evlenme teklif etti. Önce karşı çıktım, fakat o çok ısrar etti. Liseyi bitirmiştim, dedem de ölünce onunla evlendim.
‘Muhip’i baba gibi sevdim’
Muhip Bey'i sevdiniz mi peki?
17 yaşında bir çocuk, 32 yaşında bir adama o sırada 'Seni sevdim' diyemez. Annem, babam, dedem hepsi ölmüştü. Yalnız kalmıştım. Evlenmek zorunda kaldım. Ama Muhip Bey ile evlenmekten hep memnun kaldım. Ona, bohem yaşantısı olduğu halde, hiçbir zaman karşı gelmedim. Ben daima dürüst ve saygılı bir şekilde hayatımı sürdürdüm.
O sizi çok sevdi anlaşılan?
Herkes 'Fahriye Abla' şiirini konuşur ama Ahmet Muhip Bey, tek şiir kitabını bana ithaf etti. Kendisi bohem adamdı. İçkisini devam ettirdi benimle beraber. Ben hiçbir zaman karşı çıkmadım. Ama o da bana her zaman sevgi, saygı besledi, daima beni methetti. Ben onu hep baba gibi sevdim. Fakat maalesef, bu büyük adamın çocuğu olmuyormuş. Ama ben ondan ayrılıp, başkasıyla evlenmedim.
Hayatından çok kadın geçmiş
Çocuğunuzun olamaması Muhip Bey'den kaynaklanıyor yani?
Sorun ondan kaynaklanıyor. 17 yaşında genç kızım, çocuğum olmaz mı?
Peki, Dıranas'ın çocuğu niye olmuyor?
Çünkü Muhip Bey, benden önce birçok kadınla macera yaşamış. Müthiş bohem yaşamış. O kadarını açıklamayalım artık.
O öldükten sonra genç yaşta dul kaldınız, ama evlenmediniz. Kararınızdan pişman mısınız?
Benim acayip huyum vardır. Namus mefhumu beni her şeyde engellemiş, fakat birçok konuda da başarıya ulaştırmıştır. Çok şükür, şerefimle ayaktayım, ama tabii ki yaşlandım ve yorgunum. Baksanıza yüzüm çok bozuldu benim. Çünkü bin bir dert içinde yaşıyorum. Yalnızlık zor. Ama ben ikinci bir erkeğin koynuna girmedim. Hasan åli Yücel'in annesi beni çok severdi. 'Münire bir büyük adam geldi, onunla evlenirsen Kapalıçarşı'dan ne istersen alacağını, seni dünya turuna çıkaracağını, malvarlığını bile vereceğini söylüyor; gel evlen, bak çocuğun olur, daha çok gençsin' dedi. 'Benim hayatıma sadece eşim girmiştir, başka biri daha giremez' dedim ve kabul etmedim.
'Fahriye Abla' şiiri ne zaman yazılmış?
Benimle evlenmeden yazılmış bir şiir.
‘Fehriye abla sübyancıymış’
Peki, kim bu Fahriye Abla?
Halk bu şiire bayılıyor! Ben evlendiğimde Fahriye kim bilmiyordum. Bu ünlü şiiri öğrenince 'Kim bu Fahriye?' diye sordum. İlişkisi olan bir komşusuymuş. Yani olay şu: Muhip Bey'in babası askeri fabrikalarda çalışıyor. O sırada işçiler için Cebeci'de yaptırılan İşçi Evleri'nde kalıyorlar. Fahriye de Muhip Bey'in annesinin komşusu. Sürekli evlerine girip çıkarmış. Aslında Fahriye evli, çoluk çocuk sahibi bir kadın. Ama başkalarıyla da düşüp kalkan hafifmeşrep bir kadın. Zannediyorum Muhip Bey'i de tavlamış o dönem. Muhip Bey, o sıralarda bir sübyan. Yeni erkek olmuş yani. Sanıyorum 15-16 yaşlarında. Fahriye de galiba sübyancıymış!
İlginç vasiyet
Adına şiir yazılan bu kadını kıskandınız mı hiç?
Allah Allah, bu çok saçma bir soru! Ben dünyaya gelmeden 3 yıl önce Muhip Bey, Fahriye Abla'yı tanımış. Fahriye'yi görmedim hayatımda! Muhip Bey benle evlendiğinde Fahriye işi çoktan bitmişti.
Merak ettiniz mi Fahriye Hanım'ı?
Ben, hayatım boyunca Fahriye ismi ile hiç ilgilenmedim. Çünkü benden önce yaşadığı bir kadın. Benden sonra değil bu! Ama Ahmet Muhip Bey, kollarımda ölürken bana ağlayarak ne dedi biliyor musunuz? İlk kez açıklıyorum; Kuran çarpsın ki doğrudur. 'Münire sakın Fahriye'yi gündeme getirme! Elim kırılsaydı da bu şiiri yazmasaydım. Sen bu konuyu kimseye açma, bu konuyu film yapmak isterler, sakın yaptırma, mani ol' diye vasiyet etmişti. Ben de hiç konuşmadım. İlk kez konuşuyorum. Kitap da yapacağım anılarımı.
Fahriye Abla, herkesin kafasında farklı bir imge değil mi?
Tahsilli, edebiyat bilenler bu işi o zamandan beri bilir. Fahriye Abla'yı çok yetenekli, çok güzel veya saygın biri gibi gösteriyorlar. Fahriye, sanki mahallede harika bir insanmış gibi herkes ona hayran! Halbuki öyle değil. Fahriye Hanım'ı kimse örnek almasın. Fahriye Hanım bir hafif meşrep. Ama şimdiki kadınlar pek mi hırlı! Hangisinin yeri Münire Dıranas gibi! (Gülüyor)
Sinop'ta müze kurulacak
Vakfı ne zaman kurdunuz?
Ahmet Muhip Dıranas Vakfı'nı, Dıranas öldükten hemen sonra 1980 yılında kurdum. Çünkü evlatsız kaldığım için yüreğim kan ağlıyor. Fakir çocuklara burs veriyorum. Gelenleri çevirmiyorum. Ama kimse vakfı desteklemiyor.
Müze kurma girişiminiz de var sanırım?
Sinop'a müze yaptırıyorum. Müzede, Ahmet Muhip Dıranas'ın şiir kitapları, fotoğrafları, eşyaları olacak. Orada yaşamak istiyorum, ama vakfı da bırakmak istemiyorum.
Maddi sıkıntılar var mı?
Gazeteciler Kooperatifi, Ankara'da İş Bankası Blokları'nın oralarda arsa dağıtmıştı. Muhip Bey de ölmeden buradan arsa almıştı. Ancak Muhip Bey, 'Arsayı Münire adına verin' demiş.
Tapu da var elimde. Arsanın inşaatı için Muhip Bey'in anlaştığı kişi, Muhip Bey ölünce arsayı 'Muhip Dıranas bana verdi' diyerek kayıtlar çıkarıp, imza taklit ederek, arsayı ve buraya yaptığı bütün daireleri almış. Bu konuda dava açıp, haklarımı isteyeceğim. Çünkü belgeler var elimde! Korkunç bir memleket bu Türkiye! Muhip Bey ölünce olmuş hepsi... Şu andaki vakfımızın Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'ndaki yerini bize rahmetli eski Başbakan Bülent Ecevit verdi. Kendisi bizi çok severdi.
Uzun bir yazı ama ben çok sevdim.
Fotoğraf Ahmet Muhip Dranas ve eşi Münire hanıma ait
12 notes
·
View notes
Text
FAHRİYE ABLA / AHMET MUHİP DIRANAS
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar
Bu afyon ruhu gibi baygın mahalleden
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin , dişlerin ve akpak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye Abla
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede
Yaz kış yeşil bir saksı ıtır pencerede
Bahçede akasyalar açardı baharla
Ne şirin komşumuzdun Fahriye Abla
Önce upuzun sonra kesik saçın vardı
Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin
Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla
Ne çapkın komşumuzdun sen Fahriye Abla
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya
Bilmem şimdi hala bu ilk kocanda mısın
Hala dağları karlı Erzincan'da mısın
Bırak geçmiş günleri gönlüm hatırlasın
Hatırada kalan şeyler değişmez zamanda
Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla

9 notes
·
View notes
Text
Fahriye Abla Şiiri Sözleri
Fahriye Abla Şiiri Sözleri Fahriye Abla’nın Tarihçesi ve Yazarı “Fahriye Abla”, Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan bir şiirdir. 1940’lı yıllarda yazılmış olan bu şiir, şairi ve dönemin toplumsal yapısını anlamak açısından büyük bir öneme sahiptir. Şiirin yazarı, Türk edebiyatında eserleriyle tanınan Ahmet Muhip Dıranas‘tır. Dıranas, sade bir dil kullanarak derin anlamlar barındıran…
0 notes
Text
0 notes
Text
Fahriye Pınarcıoğlu Kimdir
Figüran oyuncu Fahriye Pınarcıoğlu birçok filmde arka planda ve saniyelerle de olsa figüran olarak yer almış bir oyuncudur. Ön planda yer aldığı tek yer Perihan Abla dizisi olmuştur. Senede bir gün, Yüz numaralı adam, tosun paşa gibi filmlerde oynamıştır. Fahriye Pınarcıoğlu, yaşamını yitirmiştir.
0 notes
Video
youtube
Gurbet ritim alt yapısı Karaoke gitar akoru Makam Uşşak 93 Bpm şarkı söz... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/w0DTBlCB9ko ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Gurbet ritim alt yapısı Karaoke gitar akoru Makam Uşşak 93 Bpm şarkı sözü söz Beste Özdemir Erdoğan GURBET –Söz Müzik ÖZDEMiR ERDOĞAN ARANAĞME: E… E… E… Bm… / E… E… E… Bm… X 2 D OF… OFFF….. D KİME DESEM DERDİMİ BEN Bm BULUTLAR D BİZİ DOST BİLDİKLERİMİZ Bm VURDULAR E BİR DE GURBET A YARASI VAR D HEPSİNDEN DERİ…N Em SÖYLEYİN MEMLEKETTEN BİR HABER Mİ Bm VA…R Em YOKSA YARİN D GÖZYAŞLARI A MI BU YILDIZ Bm LAR *************AYKUT İLTER*********NAKARAT*******0532 322 2351*************** A İÇERİM YA Bm NIYOR YAR YAR A YARAM ÇOK DE Bm Rİ…N Em BANA NAZLI Bm YARDAN AMAN A BİR HABER VE Bm Rİ… ************* ARANAĞME: E… E… E… Bm… / E… E… E… Bm… X 2*********** D OF… OFFF….. D BULUTLAR YARİME SELAM Bm SÖYLEYİN D KAVUŞMA GÜNÜMÜZ YAKINMIŞ Bm DEYİN E FELEK YARDAN A IRAK KOYDUYSA D BİZİ… Em GURBET ELDE BİR BAŞIMA Bm NEYLEYİ…M Em YARDAN IRAK D YAŞANIR MI A SÖYLE Bm YİN *************AYKUT İLTER*********NAKARAT*******0532 322 2351*************** A İÇERİM YA Bm NIYOR YAR YAR A YARAM ÇOK DE Bm Rİ…N Em BANA NAZLI Bm YARDAN AMAN A BİR HABER VE Bm Rİ… basik kolay flüt melodika notası Em Bm #sol la / si la si la / si la si la / si la si la / si la si la / re mi #do re si... si la si… #sol la / si la si la / si la si la / si la si la / si la si la / re mi #do re si... si… #sol la / si la si la si la si la si la si la / si la si la / re mi #do re si… la... si la si… off off #sol la / si la si la si la si la si la si la / si la si la / re mi #do re si... si #do re mi #fa #sol la la… KİME DESEM DER DİMİ BEN BULUTLAR SAZ… #fa #sol la #sol la la… la la #sol la la #sol la… #sol la #sol la si la si… BİZİ DOST BİLDİKLE RİMİZ VUR DU LAR SAZ #fa #sol la la la la la la #sol la la si #sol la #fa la si #sol la si la si… BİR DE GURBET YARASI VAR HEPSİN DEN DE RİN… #sol la si si la #sol la #fa #fa mi #fa #fa mi mi mi #do re… re mi #do si SÖY LE YİN MEMLEKETTEN BİR HABER Mİ VAR #do re mi… mi… mi mi mi… mi mi #fa re mi #do re… #do re mi #do si… YOK SA YARİN GÖZ YAŞ LARI MI BU YAĞMURLAR Si #do re #do re #do re #do re mi #do #do... si si re mi #do re si SÖY LE YİN MEMLEKETTEN BİR HABER Mİ VAR #do re mi… mi… mi mi mi… mi mi #fa re mi #do re… #do re mi #do si… YOK SA YA RİN GÖZ YAŞ LARI MI BU YAĞMURLAR Si #do re #do re #do re re mi #do #do si si la re mi #do re si NAKARAT İÇERİM YA NI YOR YAR YAR YARAM ÇOK DE RİN #do re mi #do re… #do si si mi #do re #do re #do #do si si mi #do re re mi #do si si BANA NAZ LI YARDAN ANAM BİR HA BER VE RİN #do re mi re re #do #do si si mi #do re #do #do re mi #do #do si si Doğum adı Mahmut Özdemir Erdoğan Doğum 17 Haziran 1940 (81 yaşında) İstanbul, Türkiye Tarzlar Caz, Türk halk müziği, Türk sanat müziği, Türk hafif müziği Meslekler Müzisyen Çalgılar Gitar Etkin yıllar 1968 - günümüz Müzik şirketi 1968-1971 Sahibinin Sesi Plak 1972-1976 Yonca Plak 1977-1980 Hap Plak 1999 Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık 1980-günümüz Özdemir Erdoğan Müzik Resmî site www.ozdemirerdogan.com.tr Seslendirdiği bazı parçaları: Sevdim Seni Bir Kere İkinci Bahar Pervane Baharda Kuşlar Gibi Küçük Bir Aşk Masalı Karlı Kayın Ormanında Kim Bilir Gurbet (Kemal Sunal'ın Çöpçüler Kralı filminin müziği) Bebek Elif dedim be dedim Aşkın Tortusu Kalır Paranın Ne ��nemi Var Bir Garip Yolcu Samanyolu Fahriye Abla Duyduk Duymadık Demeyin Bu Son Olsun Deniz Ve Mehtap Sensiz Saadet Herkes Kendine Benzer Dağlar Dağlar Yak Bir Sigara Özdemir Erdoğan, 17 Haziran 1940 tarihinde İstanbul’da doğmuştur.
0 notes
Text
gecenin ilk karanlığı doğu ufkunu kaplar kaplamaz durgunluk ve sükunet denilen iki bekçi damarlara ve sinirlere hakim olur.
ahmet rasim- leyal-i ızdırab
#ahmet rasim#leyal-i ızdırab#kitap#edebiyat#blogger#kitaplar#felsefe#kitaplık#blog#kitap kurdu#şiir#reşat nuri güntekin#ahmet altan#muhibbi divanı#muhibbi#ahmet muhip dranas#olvido#fahriye abla#selim ileri#selçuk baran#güz gelmeden#bir solgun adam#binbir gece masalları#içimizde bir yer#küçük prens#paul auster#sunset park#ay sarayı#lale müldür#orhan pamuk
11 notes
·
View notes
Text
Müjde Ar Filmografi
Müjde Ar (asıl ismi Kamile Suat Ebrem, d. 21 Haziran 1954), Türk sinema ve dizi oyuncusu. Özellikle, 1980’li yıllarda rol aldığı filmlerle, sinemada kadın kimliğini özgürleştiren, kadın cinselliğine farklı bir bakış açısı getiren kadın filmlerinin unutulmaz oyuncusu olmuş,Türk sinemasındaki kadın temsilinin değişmesini sağlamıştır
(more…)
View On WordPress
#1954#Aaah Belinda#Adı Vasfiye#Afife Jale#Arabesk#Asiye Nasıl Kurtulur#Aşk-ı Memnu#Baldız#Bihter#Eğreti Gelin#Fahriye Abla#filmografi#Kamile Suat Ebrem#Kilit#Müjde#Müjde Ar#Naciye Arnamus#oyuncu#Sanem#Sayılı Kabadayılar#Türk#Vasfiye#Yolcu#İffet
0 notes
Text
Müjde Ar Filmografi
Müjde Ar (asıl ismi Kamile Suat Ebrem, d. 21 Haziran 1954), Türk sinema ve dizi oyuncusu. Özellikle, 1980’li yıllarda rol aldığı filmlerle, sinemada kadın kimliğini özgürleştiren, kadın cinselliğine farklı bir bakış açısı getiren kadın filmlerinin unutulmaz oyuncusu olmuş,Türk sinemasındaki kadın temsilinin değişmesini sağlamıştır
(more…)
View On WordPress
#1954#Aaah Belinda#Adı Vasfiye#Afife Jale#Arabesk#Asiye Nasıl Kurtulur#Aşk-ı Memnu#Baldız#Bihter#Eğreti Gelin#Fahriye Abla#filmografi#Kamile Suat Ebrem#Kilit#Müjde#Müjde Ar#Naciye Arnamus#Oyuncu#Sanem#Sayılı Kabadayılar#Türk#Vasfiye#Yolcu#İffet
0 notes
Text
Müjde Ar Filmografi
Müjde Ar (asıl ismi Kamile Suat Ebrem, d. 21 Haziran 1954), Türk sinema ve dizi oyuncusu. Özellikle, 1980’li yıllarda rol aldığı filmlerle, sinemada kadın kimliğini özgürleştiren, kadın cinselliğine farklı bir bakış açısı getiren kadın filmlerinin unutulmaz oyuncusu olmuş,Türk sinemasındaki kadın temsilinin değişmesini sağlamıştır
(more…)
View On WordPress
#1954#Aaah Belinda#Adı Vasfiye#Afife Jale#Arabesk#Asiye Nasıl Kurtulur#Aşk-ı Memnu#Baldız#Bihter#Eğreti Gelin#Fahriye Abla#filmografi#Kamile Suat Ebrem#Kilit#Müjde#Müjde Ar#Naciye Arnamus#Oyuncu#Sanem#Sayılı Kabadayılar#Türk#Vasfiye#Yolcu#İffet
1 note
·
View note
Text
Müjde Ar Filmografi
Müjde Ar (asıl ismi Kamile Suat Ebrem, d. 21 Haziran 1954), Türk sinema ve dizi oyuncusu. Özellikle, 1980’li yıllarda rol aldığı filmlerle, sinemada kadın kimliğini özgürleştiren, kadın cinselliğine farklı bir bakış açısı getiren kadın filmlerinin unutulmaz oyuncusu olmuş,Türk sinemasındaki kadın temsilinin değişmesini sağlamıştır
(more…)
View On WordPress
#1954#Aaah Belinda#Adı Vasfiye#Afife Jale#Arabesk#Asiye Nasıl Kurtulur#Aşk-ı Memnu#Baldız#Bihter#Eğreti Gelin#Fahriye Abla#filmografi#Kamile Suat Ebrem#Kilit#Müjde#Müjde Ar#Naciye Arnamus#oyuncu#Sanem#Sayılı Kabadayılar#Türk#Vasfiye#Yolcu#İffet
0 notes