#Fahriye Abla
Explore tagged Tumblr posts
yorgunherakles · 7 months ago
Text
hava keskin bir kömür kokusuyla dolar, kapanırdı daha gün batmadan kapılar. bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden, hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen.
#dranas
7 notes · View notes
hisboslugu · 2 months ago
Text
bu ne biçim postacı? üç defa çalıyor kapıyı. bu ne biçim kel? hem merhemi var, hem sürmüyor başına. bu ne biçim biçimler? istediğiniz kadar çoğaltılabilir, memleket çok müsait buna. örneğin yeni bir komşu taşındı karşıya, bir baktım fahriye abla! kırk yıllık bir rötar yapmış erzincan treni. ben gelmişim şu yaşıma, o ise şiirdeki yaşından gün almamış daha. benimki ne biçim hayat? uymuyor ne gördüklerime, ne duyduklarıma, ne okuduklarıma. ben ne biçim benim? ne kendime benziyorum, ne başkalarına.
31 notes · View notes
kitaplardangelen · 7 months ago
Text
Tumblr media
Elim kırılsaydı da bu şiiri yazmasaydım
Ahmet Muhip Dıranas'a şöhret getiren 'Fahriye Abla' şiiri, Türk edebiyatının da en ünlü ve gizemli şiirlerinden biri oldu. Önce 'Fahriye Abla'nın gerçekten var olup olmadığı üzerine tartışmalar yapıldı, sonra sinema filmi çekilen ilk şiir oldu. 1984 yılında Yavuz Turgul tarafından sinemaya uyarlandığında büyük yankı yaptı. Yeşilçam'ın unutulmazları arasına giren film, o dönem Fahriye Abla'yı oynayan Müjde Ar'ın da ününe ün kattı.
Peki, filmde, 'mahallenin güzel, ancak haksız dedikodulara konu alan Fahriye Abla'sı', gerçekte nasıl biriydi? Fahriye Abla, Ahmet Muhip'in hayali miydi yoksa gerçek miydi? Dıranas, 'Fahriye Abla' şiirini yazdığı için hiç pişmanlık duydu mu? Kollarında öldüğü eşi Münire Dıranas'a 'Fahriye Abla' konusunda ne vasiyet etti?
Bu soruları, gazeteci Ebru Toktar Çekiç, Münire Dıranas’a sordu.
Ahmet Muhip Dıranas ile nasıl tanıştınız?
Babam öldüğü zaman, annem bir avukatla evlendi. Bu yüzden annemin babası olan dedemin evinde büyüdüm. Dedem, Ankara'da eski Orman Bakanlığı yakınlarında bir konak aldı. Ankara'da Ticaret Lisesi'nde okurken, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda çalışan teyzemi sık sık ziyaret ederdim. Muhip Bey, müdürle görüşürken beni görmüş. Beni görünce gözlerini öyle dikti ki bana, hiç ayırmadı. Tabii belirteyim ki o zaman dünya güzeliyim. Şimdi bakmayın cildimin bozulduğuna! Her neyse Dıranas da yakışıklı, şöhret sahibi bir adam. O sırada 17-18 yaşlarındaydım. Muhip Bey, 32 yaşında. Beni takip etti, okula gidiyorum, kapıda bekliyor, eve gidiyorum, önünde bekliyor... Ve bir gün evlenme teklif etti. Önce karşı çıktım, fakat o çok ısrar etti. Liseyi bitirmiştim, dedem de ölünce onunla evlendim.
‘Muhip’i baba gibi sevdim’
Muhip Bey'i sevdiniz mi peki?
17 yaşında bir çocuk, 32 yaşında bir adama o sırada 'Seni sevdim' diyemez. Annem, babam, dedem hepsi ölmüştü. Yalnız kalmıştım. Evlenmek zorunda kaldım. Ama Muhip Bey ile evlenmekten hep memnun kaldım. Ona, bohem yaşantısı olduğu halde, hiçbir zaman karşı gelmedim. Ben daima dürüst ve saygılı bir şekilde hayatımı sürdürdüm.
O sizi çok sevdi anlaşılan?
Herkes 'Fahriye Abla' şiirini konuşur ama Ahmet Muhip Bey, tek şiir kitabını bana ithaf etti. Kendisi bohem adamdı. İçkisini devam ettirdi benimle beraber. Ben hiçbir zaman karşı çıkmadım. Ama o da bana her zaman sevgi, saygı besledi, daima beni methetti. Ben onu hep baba gibi sevdim. Fakat maalesef, bu büyük adamın çocuğu olmuyormuş. Ama ben ondan ayrılıp, başkasıyla evlenmedim.
Hayatından çok kadın geçmiş
Çocuğunuzun olamaması Muhip Bey'den kaynaklanıyor yani?
Sorun ondan kaynaklanıyor. 17 yaşında genç kızım, çocuğum olmaz mı?
Peki, Dıranas'ın çocuğu niye olmuyor?
Çünkü Muhip Bey, benden önce birçok kadınla macera yaşamış. Müthiş bohem yaşamış. O kadarını açıklamayalım artık.
O öldükten sonra genç yaşta dul kaldınız, ama evlenmediniz. Kararınızdan pişman mısınız?
Benim acayip huyum vardır. Namus mefhumu beni her şeyde engellemiş, fakat birçok konuda da başarıya ulaştırmıştır. Çok şükür, şerefimle ayaktayım, ama tabii ki yaşlandım ve yorgunum. Baksanıza yüzüm çok bozuldu benim. Çünkü bin bir dert içinde yaşıyorum. Yalnızlık zor. Ama ben ikinci bir erkeğin koynuna girmedim. Hasan åli Yücel'in annesi beni çok severdi. 'Münire bir büyük adam geldi, onunla evlenirsen Kapalıçarşı'dan ne istersen alacağını, seni dünya turuna çıkaracağını, malvarlığını bile vereceğini söylüyor; gel evlen, bak çocuğun olur, daha çok gençsin' dedi. 'Benim hayatıma sadece eşim girmiştir, başka biri daha giremez' dedim ve kabul etmedim.
'Fahriye Abla' şiiri ne zaman yazılmış?
Benimle evlenmeden yazılmış bir şiir.
‘Fehriye abla sübyancıymış’
Peki, kim bu Fahriye Abla?
Halk bu şiire bayılıyor! Ben evlendiğimde Fahriye kim bilmiyordum. Bu ünlü şiiri öğrenince 'Kim bu Fahriye?' diye sordum. İlişkisi olan bir komşusuymuş. Yani olay şu: Muhip Bey'in babası askeri fabrikalarda çalışıyor. O sırada işçiler için Cebeci'de yaptırılan İşçi Evleri'nde kalıyorlar. Fahriye de Muhip Bey'in annesinin komşusu. Sürekli evlerine girip çıkarmış. Aslında Fahriye evli, çoluk çocuk sahibi bir kadın. Ama başkalarıyla da düşüp kalkan hafifmeşrep bir kadın. Zannediyorum Muhip Bey'i de tavlamış o dönem. Muhip Bey, o sıralarda bir sübyan. Yeni erkek olmuş yani. Sanıyorum 15-16 yaşlarında. Fahriye de galiba sübyancıymış!
İlginç vasiyet
Adına şiir yazılan bu kadını kıskandınız mı hiç?
Allah Allah, bu çok saçma bir soru! Ben dünyaya gelmeden 3 yıl önce Muhip Bey, Fahriye Abla'yı tanımış. Fahriye'yi görmedim hayatımda! Muhip Bey benle evlendiğinde Fahriye işi çoktan bitmişti.
Merak ettiniz mi Fahriye Hanım'ı?
Ben, hayatım boyunca Fahriye ismi ile hiç ilgilenmedim. Çünkü benden önce yaşadığı bir kadın. Benden sonra değil bu! Ama Ahmet Muhip Bey, kollarımda ölürken bana ağlayarak ne dedi biliyor musunuz? İlk kez açıklıyorum; Kuran çarpsın ki doğrudur. 'Münire sakın Fahriye'yi gündeme getirme! Elim kırılsaydı da bu şiiri yazmasaydım. Sen bu konuyu kimseye açma, bu konuyu film yapmak isterler, sakın yaptırma, mani ol' diye vasiyet etmişti. Ben de hiç konuşmadım. İlk kez konuşuyorum. Kitap da yapacağım anılarımı.
Fahriye Abla, herkesin kafasında farklı bir imge değil mi?
Tahsilli, edebiyat bilenler bu işi o zamandan beri bilir. Fahriye Abla'yı çok yetenekli, çok güzel veya saygın biri gibi gösteriyorlar. Fahriye, sanki mahallede harika bir insanmış gibi herkes ona hayran! Halbuki öyle değil. Fahriye Hanım'ı kimse örnek almasın. Fahriye Hanım bir hafif meşrep. Ama şimdiki kadınlar pek mi hırlı! Hangisinin yeri Münire Dıranas gibi! (Gülüyor)
Sinop'ta müze kurulacak
Vakfı ne zaman kurdunuz?
Ahmet Muhip Dıranas Vakfı'nı, Dıranas öldükten hemen sonra 1980 yılında kurdum. Çünkü evlatsız kaldığım için yüreğim kan ağlıyor. Fakir çocuklara burs veriyorum. Gelenleri çevirmiyorum. Ama kimse vakfı desteklemiyor.
Müze kurma girişiminiz de var sanırım?
Sinop'a müze yaptırıyorum. Müzede, Ahmet Muhip Dıranas'ın şiir kitapları, fotoğrafları, eşyaları olacak. Orada yaşamak istiyorum, ama vakfı da bırakmak istemiyorum.
Maddi sıkıntılar var mı?
Gazeteciler Kooperatifi, Ankara'da İş Bankası Blokları'nın oralarda arsa dağıtmıştı. Muhip Bey de ölmeden buradan arsa almıştı. Ancak Muhip Bey, 'Arsayı Münire adına verin' demiş.
Tapu da var elimde. Arsanın inşaatı için Muhip Bey'in anlaştığı kişi, Muhip Bey ölünce arsayı 'Muhip Dıranas bana verdi' diyerek kayıtlar çıkarıp, imza taklit ederek, arsayı ve buraya yaptığı bütün daireleri almış. Bu konuda dava açıp, haklarımı isteyeceğim. Çünkü belgeler var elimde! Korkunç bir memleket bu Türkiye! Muhip Bey ölünce olmuş hepsi... Şu andaki vakfımızın Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'ndaki yerini bize rahmetli eski Başbakan Bülent Ecevit verdi. Kendisi bizi çok severdi.
Uzun bir yazı ama ben çok sevdim.
Fotoğraf Ahmet Muhip Dranas ve eşi Münire hanıma ait
12 notes · View notes
06chrome06 · 1 year ago
Text
FAHRİYE ABLA / AHMET MUHİP DIRANAS
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar
Bu afyon ruhu gibi baygın mahalleden
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin , dişlerin ve akpak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye Abla
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede
Yaz kış yeşil bir saksı ıtır pencerede
Bahçede akasyalar açardı baharla
Ne şirin komşumuzdun Fahriye Abla
Önce upuzun sonra kesik saçın vardı
Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin
Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla
Ne çapkın komşumuzdun sen Fahriye Abla
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya
Bilmem şimdi hala bu ilk kocanda mısın
Hala dağları karlı Erzincan'da mısın
Bırak geçmiş günleri gönlüm hatırlasın
Hatırada kalan şeyler değişmez zamanda
Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla
Tumblr media
9 notes · View notes
bisikletlikirlangic · 2 years ago
Text
Tumblr media
Herkes Ekmeğinde
Tanıdık insanlarla selamlaşmaya bir türlü alışamadığı gibi; kendisini de günaydınlara, nasılsınızlara - hatta bir türlü nasılsın demeye - iyiyimlere alıştıramadı. O, sık sık uyarıyor "Nasılsınız, deme; nasılsın, de." diye. Dün gittiğimiz partide bunu bana hatmettirmeye çalıştı. Ama bir türlü diline gelmedi. Hayat öyle bir pres uyguluyor ki topu bir türlü kendi sahasından çıkaramıyor. İstiyor ki kaleci de oyuna girsin ve oyunu kendi kalesinden kurup başlasın. Yine de birçok şeye alışmak zorunda kalıyor Ozz.
Sabah ilk karşılaştığı insan 6. katta oturan emekli denizaltı astsubayın karısı Aysel teyze. Damacanalar dünyasında prematüre doğmuş gibi duran 12 litrelik Kalabak Su damacanalarını et tavuğu yürüyüşüyle koltuk altında çok güzel taşıyor. Bir bravoyu hakketmiyor mu ama. Kafasında parlayan iplikleriyle dikkati direkt buraya toplayan yuvarlak, miğferimsi örgü bir şapkadan arta kalan yüzünü kapatan maskesiyle eşkalini tanımak imkânsız olsa da onu, asansörün apartmanın kaçıncı katından inmesiyle tanıyor. Herhangi bir yerle temas etmemek için eline şu pudralı seçeneğiyle 100′lü pakette satılan beyazımsı lastik eldivenlerden takmış. Bu pudralı eldivenin s bedenini bulmak şu an marketlerde imkansıza yakın olduğu için büyük boy da olsa takmış Aysel teyze. Bir yere dokunacak olsa büyük gelen eldivenin içindeki boşluktan faydalanan elin, çıkardığı garip ses beyninde yankılanıyordu. İlk günaydın kuru sıkısını onunla yapmak istemezdi. Kim Fahriye Abla gibi komşu istemez ki bunu hep düşünürdü. Aysel teyze acaba “Aysel git başımdan ben sana göre değilim”i Yılmaz amcadan duymuş mudur? Yılmaz amca denizaltı hikayelerini bir punduna getirip asansör kabini, otopark, merdiven boşluğu fark etmeksizin üstüne boca ederdi. Denizci adam muhakkak Attila İlhan duymuşluğu vardır. Denizaltında kumar ve içki, muhabbetin bağıdır, diyor hep. Yaşlı insanların hep aynı hikayeleri sanki ilk kez anlatma istekliğine hayran kalır Ozz.  Böyle şahsına münhasır insanlar anlatsınlar ya, sürekli anlatsınlar. Hele böyle sohbeti, anlatımı güzel insanlarsa hep anlatsınlar. Aynı hikayeleri, anıları tekrar tekrar dinlerdi. Anlattıklarına bakılırsa Yılmaz amcayı sarhoş ve kumarda kaybederken ki halini çok merak ediyor Ozz.
Bisikletini kucaklayıp apartman girişinden sokağa adımını atar atmaz Fırıncı Tuncer'in elektrikli motoru ile burun buruna geliyor. Dükkanından sarkıttığı üçlüyle ta bizim apartman kapısının önünde şarj ediyor motorunu. Apartman ona kıl, o da apartmana. Küçük bir öç alma hikayesi. Hikâyenin karşılıklı öç alma durumuna gelme sebebi çok; fırının kokusu, sabahın köründe hamur teknesinin her dönüşünde çıkan sesi, Dağhan amca 5. kattan duyuyormuş her sabah namazına kalktığında teknenin sesini, Ozz da onun it oğlunun, Dağhan'ın yazlığa gider gitmez balkona rakı masası kurduğu zaman karılı kızlı kahkahalarını 1. kattan duyuyor da hangi birisine sövsün. Fırıncıyı sokmayalım deyişine "Yav ekmeğinde adam" diyen değil miydi kapısının önünde sırıta sırıta konuşan Dağhan amca yanına da almış apartmanın ihtiyar heyetini "Doğru söylüyor hacı abi." deyişleri yok muydu? Vardı. Kayhan amca senin it oğlun, karıyı boşadı ortamın içinden geçmesi yetmiyor; kırıklarının seslerini, varoş müziğinin eğlencesini duymuyorsun be adam ta yazlığından, apartmanın içinden geçmesi yetmiyor; araba satacakmış beş tane arabasını apartmanın otoparkına dizip yer kalmıyor kimseye. Beş arabanın birisi de hayalet, kapı komşusunun çocukları ona hayalet araba diyor. Üstüne branda çekmesi yetmedi bir de streç filmle kapladılar, affedersiniz kuş sıçıyormuş arabanın üstüne. Siz affedin kuş nasıl sıçar efendim denmesini bekliyorlar. Hayalet arabayı getirip bir de otoparkın ilk park yerine burunlarının dibine koymasınlar mı? Koysunlar. Hepinize koysunlar. Zaten koyan koymuş senin it oğluna. Bu hayalet arabanın üstüne mahkeme kararı koydurmuş boşandığı kadın. Helal olsun aslan gibi kadınmış. Koparsın ne koparabilirse. Bu it de o ara arabanın contasını yakmasın mı, gelince dertler üst üste geliyor efendim. Tüm memleketi aramışlar, taramışlar yok bunun motoru. Gürcistan, Balkanlar derken çare İtalya'daki fabrikaya kadar aramışlar yok bunun motoru diyor Dağhan amca. Yavaş at da denilmiyor kaç yaşında adam. Ama hurdacılar 150 bin veriyormuş da mahkemenin kararının temyizini bekliyorlarmış. Belge olmadan hurdacı da almam diyormuş. O ekmeğine, bu ekmeğine baksın'dan Dağhan amcaya dedi ki Ozz: "Yani fırıncı da içimizden geçsin,diyorsunuz." “Apartman kararı ve oy birliği lazımsa ben hayır diyorum.” dedi Ozz. Kim takar bu vakitten sonra Yalova kaymakamını. Dağhan amca İşkurcu marifetiyle Fırıncı Tuncer’i yerleştirdi apartmana; Fırıncı Tuncer de apartmanın otoparkından bahçesine, deposundan -kaçak kaçak- elektriğine, suyuna, temizlik malzemesine neyi varsa sömürmeye başladı da yavaş düştü bizimkilerin jetonu, şimdi akılları başına geldi. Kahroluyordu komşu komşunun külüne muhtaçlığına. Fırıncı Tuncer'in şişmanlığından bunalmışlığıyla şimdi bu herife günaydın nasıl desin Ozz.
Demeye kalmadan o diyor: “Günaydın Ozz.” Arkasından büyük bir öksürük. "Günaydın"ın bir çıkışı var ki o da nefret etmiş bir an önce kurtulmak istiyor herifin ağzından. Maskeyi çeneye takmış, kazağının altından göbeği sarkmış. Her şeyi, bir an önce onu terk etmek istiyor. Sadece Ozz değil, eşya da ondan hazzetmiyor. Adam koca fırın çalıştırıyor ama 500 metre ötedeki Bim'den tane tane taşıyor unu, yağı, peyniri vs. toptancısı da nefret etmiş bataklığından. Ozz'la nasıl kontak kuracağını kolluyor yağlı etinin kıvranışından belli. Birden aklına gelmiş gibi “Elektrik faturası da 5 bin gelmiş.” diyor. Nasıl dönsün pandemide, sokağa çıkma yasağında da zam üstüne zamlar da “Ben bu devletin işlerini anlamıyorum.” diyor. Ben mi oy verdim, hepinizin şakşakçılığından diyemiyor Ozz bunu da öksürük kesiyor. Pandemi koca bir yalandan ibaretmiş ve maske ona göre büyük bir oyunmuş. Müşterinin karşısına çıkmazsa takmazmış o maskeyi. Ulen zaten takmıyorsun çenende aynı maske günlerce orada durmaktan bitap düşmüş, ipleri eprimiş, yüzeyi pamukçuklanmış hala bana maske diyor. Karatay Hoca diyormuş ki sumak, sarımsak, soğan her gün tüketecekmişsin, virüse 3 S ile mücadele edecekmişsin demeye kalmadan başlıyor yine öksürük nöbetine. Kırk yılın başında bir soğan salatası yapacaktı Ozz, markette ne soğan ne de sumak vardı demek ki bunların yüzündenmiş.
Poşetler elektrikli motorunun bacaklarını tıkıştırdığı yerden alıp “Gel Ozz, açmalar yeni çıktı odun ateşinde biliyorsun ıscacık. Senin ev de iyi ısınıyordur.” demeyi de ihmal etmeden “Paradan, sıcaktan ve kadından zarar gelmez adama.” dedi. Hah bir de kadından diyor. Onu, yanımda görüyor ya. Lafı ona da getirmeye çalışıyor. Sıkı markaj, şişmanlığına bakmadan Yugoslav ekolü defansif anlayış. Mahalle esnafının mahallelisini darlama yöntemlerinden biri de aşk hayatının çetelesini tutmaktır. Daha fazla tahammülü yok. 10 dakikadır çekti bari davetine icabet edip iki açmasını yemeli. “İki açma lütfen.” “Tamam, Ozz hemen.” Götünü kaldırıp bir iş yapması imkansızken hemen demesi daha da çıldırtıcı geliyor. “Sıcak sıcak dumanı üstünde dikkat et eline.” Kâğıt torbaya gözlüğünün ardında pislik suratıyla takip ettiği tombik, yaşlı elleriyle koyuyor, sırayla iki açmayı. Çenesini kasarak yapma dişlerinin sarılığı tezgâhın ardından daha da eğrelti duruyor. “Evet, Ozzcum başka bir isteğin.” “Teşekkürler”imi bitiremeden “14 lira canım.” diyor. “Bu herifin sesine, sıfatına ve tuzlu açmalarına 14 lira vermeye değer miydi.”yi analiz etmeyi bırakamıyor hala neden bu girdaba girdiğini ve ikinci günaydın kuru sıkısını kafasına sıktığını düşünüyordu.
Fırından çıkmadı resmen suni teneffüsten sonra hayata tekrar bağlanma sarsıntısı gibi sarsıla sarsıla sokağa attı kendini. Trafik lambasında sarıdan kırmızıya bir an meselesi gibi yakalanma duruşuyla beyazlarına kızıldan turuncuya renk skalasıyla bir renk attırmış mahallenin yaş ortalamasında yerini yadırgamayan teyzeyle üçüncü bir günaydın savaşına girmek üzereydi. İnkılapların getirdiği okulların nezaketini bu yıllarda daha da inatla sürdüren mahallesinde, selamlaşmaktan kaçmak mağaraya geri dönüştü ve bundan kaçma acizliği çokça yakışıksızdı. Kadın, onun açmayı çiğnerken ki halinden de güç alıp nasıl bu fırın temiz mi, hijyene ne kadar dikkat ediyorlar gibi otorite kurma cümlelerini peş peşe sıralarken mahallesinde uzun süre yerleşik hayata geçmenin gururunu yaşadı. “Benim kızım il tarımda şube müdürü fırın gibi yerlerin kontrolü de ipi de benim kızımın elinde.” demez mi, dedi. Hay yaşa, senin anneliğine kurban olayım, dedi içinden Ozz. “Ben sorarım böyle semtimdeki esnafı, bilmeden alışverişi bırak önünden geçmem.” Hay bir kez daha çok yaşa teyzem. “Burayı kontrol ettiler mi bilmiyorum. Şu karşıdaki mavi, küçük mozaik taş kaplamalı apartmanda otuyorum.” Kadın tüm bilgilerini önüne sererken Ozz şu on dakika içindeki üçüncü günaydından kesinlikle mağlup çıkmak istemiyordu. Fırıncı Tuncer’e, onun sıktığı çenesindeki gıcık gülüş mü yoksa şiş suratındaki normal mi olan ifadeye, fırının kokusuna, her sabah çektiği sese tahammülünden fazlasını vermişti. Kendince çok haklıydı. Tuzlu açmadan kadına ikram ettiğinde Tuncer’i pandemi sürecinin ortamında biraz daha sık denetime sokmak ve borçlarına biraz daha katkıda bulunmak için ilk ateşi yakmıştı. Kadın zaten buna o kadar hazırdı ki Ozz’un bu hazır bulunuşluğu ateşlemesi çok da zor olmayacaktı. Bu kez kafasını kaldırdığında zihni neredeyse sıfırlanmış, bedenini saran o tonlarca yük uçuşup kaybolduğunu hissediyordu, Tarım İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Şube Müdürü Yelda’nın annesinin yardımıyla…
Tevfik Hatıpoğlu
2 notes · View notes
edebiyatiturk · 2 months ago
Text
Fahriye Abla Şiiri Sözleri
Fahriye Abla Şiiri Sözleri Fahriye Abla’nın Tarihçesi ve Yazarı “Fahriye Abla”, Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan bir şiirdir. 1940’lı yıllarda yazılmış olan bu şiir, şairi ve dönemin toplumsal yapısını anlamak açısından büyük bir öneme sahiptir. Şiirin yazarı, Türk edebiyatında eserleriyle tanınan Ahmet Muhip Dıranas‘tır. Dıranas, sade bir dil kullanarak derin anlamlar barındıran…
0 notes
duyturkiye · 2 months ago
Text
0 notes
bernamegeh · 4 months ago
Text
Fahriye Pınarcıoğlu Kimdir
Figüran oyuncu Fahriye Pınarcıoğlu birçok filmde arka planda ve saniyelerle de olsa figüran olarak yer almış bir oyuncudur. Ön planda yer aldığı tek yer Perihan Abla dizisi olmuştur. Senede bir gün, Yüz numaralı adam, tosun paşa gibi filmlerde oynamıştır. Fahriye Pınarcıoğlu, yaşamını yitirmiştir.
0 notes
aykutiltertr · 7 months ago
Video
youtube
Gurbet ritim alt yapısı Karaoke gitar akoru Makam Uşşak 93 Bpm şarkı söz...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/w0DTBlCB9ko ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Gurbet ritim alt yapısı Karaoke gitar akoru Makam Uşşak 93 Bpm şarkı sözü söz Beste Özdemir Erdoğan GURBET –Söz Müzik ÖZDEMiR ERDOĞAN ARANAĞME: E… E… E… Bm… / E… E… E… Bm… X 2 D  OF…      OFFF….. D  KİME DESEM DERDİMİ BEN  Bm BULUTLAR D  BİZİ DOST BİLDİKLERİMİZ      Bm VURDULAR E  BİR DE GURBET A YARASI VAR D HEPSİNDEN DERİ…N Em  SÖYLEYİN MEMLEKETTEN BİR HABER Mİ Bm VA…R Em  YOKSA YARİN D GÖZYAŞLARI A MI BU YILDIZ Bm LAR *************AYKUT İLTER*********NAKARAT*******0532 322 2351***************                         A  İÇERİM YA Bm NIYOR YAR YAR A YARAM ÇOK DE Bm Rİ…N Em BANA NAZLI Bm YARDAN AMAN A BİR HABER VE Bm Rİ… ************* ARANAĞME: E… E… E… Bm… / E… E… E… Bm… X 2***********                         D  OF…      OFFF….. D  BULUTLAR YARİME SELAM Bm SÖYLEYİN D  KAVUŞMA GÜNÜMÜZ YAKINMIŞ Bm DEYİN E  FELEK YARDAN A IRAK KOYDUYSA D BİZİ… Em  GURBET ELDE BİR BAŞIMA Bm NEYLEYİ…M Em  YARDAN IRAK D YAŞANIR MI A SÖYLE Bm YİN *************AYKUT İLTER*********NAKARAT*******0532 322 2351***************                         A  İÇERİM YA Bm NIYOR YAR YAR A YARAM ÇOK DE Bm Rİ…N Em BANA NAZLI Bm YARDAN AMAN A BİR HABER VE Bm Rİ… basik kolay flüt melodika notası Em                                                                                                           Bm #sol la / si la si la / si la si la / si la si la / si la si la / re mi #do re si... si la si… #sol la / si la si la / si la si la / si la si la / si la si la / re mi #do re si... si… #sol la / si la si la si la si la si la si la / si la si la / re mi #do re si… la... si la si…                  off off #sol la / si la si la si la si la si la si la / si la si la / re mi #do re si... si #do re mi #fa #sol la la… KİME          DESEM      DER   DİMİ BEN         BULUTLAR                SAZ… #fa #sol    la #sol la     la… la la #sol la      la #sol la…   #sol la #sol la si la si…    BİZİ            DOST BİLDİKLE    RİMİZ         VUR     DU    LAR           SAZ #fa #sol  la   la      la la la    la #sol la      la si   #sol la   #fa     la si #sol la si la si… BİR DE GURBET       YARASI VAR                 HEPSİN     DEN DE         RİN… #sol la     si si        la #sol la #fa #fa mi       #fa #fa mi  mi mi #do      re…  re mi #do si SÖY LE YİN       MEMLEKETTEN                BİR   HABER       Mİ          VAR #do re mi…      mi… mi mi mi…         mi   mi #fa re    mi #do     re… #do   re mi #do si… YOK SA       YARİN                    GÖZ     YAŞ        LARI       MI BU   YAĞMURLAR Si #do    re #do re #do           re #do   re mi  #do #do... si   si    re mi #do re si SÖY LE YİN       MEMLEKETTEN        BİR   HABER       Mİ          VAR #do re mi…      mi… mi mi mi…         mi   mi #fa re    mi #do     re… #do   re mi #do si… YOK SA     YA                RİN          GÖZ YAŞ    LARI      MI BU YAĞMURLAR   Si #do    re #do      re #do     re re mi #do #do si    si    la    re mi #do re si NAKARAT       İÇERİM           YA     NI YOR            YAR      YAR         YARAM          ÇOK     DE        RİN #do re mi #do    re… #do si si         mi  #do  re #do      re #do         #do si    si     mi #do re   re mi #do si si BANA    NAZ           LI                  YARDAN           ANAM                 BİR HA        BER         VE     RİN #do re   mi re     re #do             #do si si     mi #do re #do           #do re      mi #do     #do si   si Doğum adı Mahmut Özdemir Erdoğan Doğum 17 Haziran 1940 (81 yaşında) İstanbul, Türkiye Tarzlar Caz, Türk halk müziği, Türk sanat müziği, Türk hafif müziği Meslekler Müzisyen Çalgılar Gitar Etkin yıllar 1968 - günümüz Müzik şirketi 1968-1971 Sahibinin Sesi Plak 1972-1976 Yonca Plak 1977-1980 Hap Plak 1999 Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık 1980-günümüz Özdemir Erdoğan Müzik Resmî site www.ozdemirerdogan.com.tr Seslendirdiği bazı parçaları: Sevdim Seni Bir Kere İkinci Bahar Pervane Baharda Kuşlar Gibi Küçük Bir Aşk Masalı Karlı Kayın Ormanında Kim Bilir Gurbet (Kemal Sunal'ın Çöpçüler Kralı filminin müziği) Bebek Elif dedim be dedim Aşkın Tortusu Kalır Paranın Ne Önemi Var Bir Garip Yolcu Samanyolu Fahriye Abla Duyduk Duymadık Demeyin Bu Son Olsun Deniz Ve Mehtap Sensiz Saadet Herkes Kendine Benzer Dağlar Dağlar Yak Bir Sigara Özdemir Erdoğan, 17 Haziran 1940 tarihinde İstanbul’da doğmuştur.
0 notes
donemplak · 10 months ago
Text
Fahriye Abla Plak
Fahriye Abla Plak
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dakikamagazin · 1 year ago
Link
Kenan İmirzalıoğlu'nun yeni dizi projesi belli oldu
0 notes
yorgunherakles · 2 years ago
Text
gecenin ilk karanlığı doğu ufkunu kaplar kaplamaz durgunluk ve sükunet denilen iki bekçi damarlara ve sinirlere hakim olur.
ahmet rasim- leyal-i ızdırab
11 notes · View notes
sinemanostalji · 5 years ago
Text
Müjde Ar Filmografi
Tumblr media
Müjde Ar (asıl ismi Kamile Suat Ebrem, d. 21 Haziran 1954), Türk sinema ve dizi oyuncusu. Özellikle, 1980’li yıllarda rol aldığı filmlerle, sinemada kadın kimliğini özgürleştiren, kadın cinselliğine farklı bir bakış açısı getiren kadın filmlerinin unutulmaz oyuncusu olmuş,Türk sinemasındaki kadın temsilinin değişmesini sağlamıştır
(more…)
View On WordPress
0 notes
sinemakareleri · 5 years ago
Text
Müjde Ar Filmografi
Tumblr media
Müjde Ar (asıl ismi Kamile Suat Ebrem, d. 21 Haziran 1954), Türk sinema ve dizi oyuncusu. Özellikle, 1980’li yıllarda rol aldığı filmlerle, sinemada kadın kimliğini özgürleştiren, kadın cinselliğine farklı bir bakış açısı getiren kadın filmlerinin unutulmaz oyuncusu olmuş,Türk sinemasındaki kadın temsilinin değişmesini sağlamıştır
(more…)
View On WordPress
0 notes
filimkareleri · 5 years ago
Text
Müjde Ar Filmografi
Tumblr media
Müjde Ar (asıl ismi Kamile Suat Ebrem, d. 21 Haziran 1954), Türk sinema ve dizi oyuncusu. Özellikle, 1980’li yıllarda rol aldığı filmlerle, sinemada kadın kimliğini özgürleştiren, kadın cinselliğine farklı bir bakış açısı getiren kadın filmlerinin unutulmaz oyuncusu olmuş,Türk sinemasındaki kadın temsilinin değişmesini sağlamıştır
(more…)
View On WordPress
1 note · View note
imdbtoplist · 5 years ago
Text
Müjde Ar Filmografi
Tumblr media
Müjde Ar (asıl ismi Kamile Suat Ebrem, d. 21 Haziran 1954), Türk sinema ve dizi oyuncusu. Özellikle, 1980’li yıllarda rol aldığı filmlerle, sinemada kadın kimliğini özgürleştiren, kadın cinselliğine farklı bir bakış açısı getiren kadın filmlerinin unutulmaz oyuncusu olmuş,Türk sinemasındaki kadın temsilinin değişmesini sağlamıştır
(more…)
View On WordPress
0 notes