#Eşelek
Explore tagged Tumblr posts
Text
“Kadınlar acı gerçekleri bütün açıklığıyla görür ve hemen saklarlar. Öyle bir saklarlar ki sonra kendileri bile bulamaz.”
35 notes
·
View notes
Text
Kötü hatıraları aynı mekanlarda iyi hatıralara çevirmek diye bir şey var.
Hamd olsun. Dua nimetini verene hamd olsun.
Bu yaz gittik tekrardan adaya. Buradan ev almak gibi bir hayalim var .. 🙈🙊Adanın denizleri, kekik kokuları, 🍃🌿🌱🪻zeytin ağaçları, 🌳kimsenin gitmediği tertemiz incecik kumlu plajları koyları 🪼🐟🌊var… arabayla gidilemeyen yerlere iyi ki gidilemiyor diyorsunuz. Çünkü insan olmayınca her yer tertemiz oluyor..
2 notes
·
View notes
Photo
Benim geniş ailem.... Gökçeada da 1 hafta tatil keyfi... #gökçeada #imroz #tatil #çanakkale #eşelek #kaleköy #bademliköyü #dereköy #tepeköy #şirinköy #lazkoyu (Eşelek Köyü /Gökçeada) https://www.instagram.com/p/CT5K0MssV1H/?utm_medium=tumblr
0 notes
Text
kaç yıl evvel Gökçeada'ya tatile gitmiştik. Ada öyle içine kapanık ama bir o kadar da güzeldi ki. İçi buruk tarihinden dolayı sanırım ''içine kapanık'' benzetmesini yapıyorlar. O gün bugündür hep adayı özlerim. Hayal kurarken hep adanın o bitmeyen rüzgar sesleri dolar kulaklarıma. Ve ''bir gün Allah nasip ederse..'' diye başlayan cümlelerimin hep başında adadan ''eşelek köyü''nden küçük bir ev ya da arsa alıp küçük bir taş ev yapmak ve oraya yazları gitmek gibi bir cümle kurarım... Adalı değilim lakin o kadar adalı gibi hissediyorum, o kadar burnumda tütüyor ki... Rum köylerinde kaybolmak, Madam'ın o güzel dibek kahvesinden içmek ve eşelek köyünün o ıssız ve sakin kumsalında çıplak ayaklarla gezmek istiyorum... Türkiye'nin İstanbul'dan sonra en güzel yeri olabilir benim için Ada... Hatta o kadar ki zaman zaman İstanbul'u bile geçebilir... Aynı zamanda kimseler duysunda istemem adayı. Kimseler duymasın sadece bana kalsın, sessiz sakin.. Ailelerin geldiği huzurlu bir yer olarak kalsın...
1 note
·
View note
Photo
Kapıyı çalınca bir gün Sardunya... Kal Kal Kal desin sanaaaaaa... 🎶 #31082017 #Sardunya #SardunyaBeachClub #Gökçeada #Eşelek #Aydıncık #Bungalov (Sardunya Beach Club, Gokceada)
0 notes
Text
GÖKÇEADA TURU
Güneşin en yavaş battığı yer: Gökçeada (İmroz)
Gökçeada, Kuzey Ege’nin incisi
Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada (İmroz) mitolojide Poseidon’un adası olarak anılıyor. Türkiye’de güneşin en son battığı yer olan İmroz bakir kalmayı başarabilmiş yerlerdendir. 95 km uzunluğundaki kıyı şeridinde Yuvalı, Aydıncık, İnceburun ve Uğurlu gibi el değmemiş birçok plaj var. Türkiye'nin tek sualtı milli parkı da burada, Yıldızkoy ile Yelkenkaya arasındadır.
Bademli, Zeytinli, Tepeköy ve Dereköy; Gökçeada’nın Rum köyleri kökeni yüzyıllar öncesine dayanan yerleşim yerleri. Gökçeada’yı tam anlamıyla hissetmek için mutlaka gezilmesi gereken, nostaljik havalarıyla büyüleyici yerler!
Gökçeada denizinin bu kadar temiz olmasının bir kaç nedeni var. İlk olarak kuzey ege hem yunanistan hemde Türkiye açısından sanayileşmemis bir bölge dolayısı ile denizleri kirletecek herhangi bir sanayi bölgesi veya büyük liman bulunmuyor.Karadenizden gelen akıntılarda kirliliği açık denizlere taşıyor. Hakim rüzgar yönüde kuzeyli olduğu için havasıda denizide çok temizdir.
1960’lı yıllara kadar adanın nüfusunun %95’ini Rumlar oluşturuyormuş. Bu dönemde Kıbrıs sorununun yarattığı gerginlik yüzünden Rumlar evlerini ve topraklarını bırakıp, adayı terk etmiş. Şimdi yaklaşık 10 bin kişinin yaşadığı adada 150 civarında Rum kalmış, üstelik bunların çoğunun yaşı yetmişin üzerindedir
Rumlar ilçe merkezi (Panagia) dışında, Kaleköy (Kastro), Tepeköy (Agridia), Dereköy (Schinoudi), Zeytinliköy (Aya Todori) ve Bademli (Gliki) köylerinde yaşıyor. Rumların yaşadığı köyler Kaleköy dışında kıyıdan içeride. Adaya yerleşen Türkler için kurulan köylerden Uğurlu ve Şahinkaya’da Karadenizliler, Yeni Bademli ’de Ispartalılar, Eşelek ve Şirinköy’de de Bulgaristan göçmenleri yaşıyor.
İmroz
"Çorak Topraklarda Bereket" tanrısı olarak adlandırılan Imbrasos'un bolluk diyarı olarak bilinen Imroz; bugünkü adıyla Gökçeada, Homeros'un Ilyada destanında deniz tanrısı Poseidon'un adası olarak geçmektedir. Ada, 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorlugu topraklarına katılmıştır. Ada halkının Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa'ya gösterdigi ilgiyi duyan Kanuni Sultan Süleyman adayı vakıf ilan etmiş ve ada halkından vergi alınmaması hakkında ferman çıkartmıştır. Balkan Savaşı yenilgisi sonucu ada, Yunanistan'ın egemenligine geçmiş, 1. Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından hava ve deniz üssü olarak kullanılmıştır. 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile ada tekrar ülkemiz topraklarına katılmıştır. Adanın fiilen Türkiye topraklarına katılması, 22 Eylül 1923'tür. Bu tarih adanın kurtuluşu olarak kutlanır.
Türkiye'nin en büyük adası. Kendi suyunu kendi karşılayan bir ada.
Türkiye'nin en batı ucu, güneşin en son battığı yer.
Doğal su kaynakları açısından Ege'nin en zengin adası.
Deniz kenarındaki tek düzenli yerleşim yeri Kaleköy Limanıdır.
Gezi Planı
1. Gün 30.08.2019 Cuma Günü
KEFALOS-Aydıncık Plajı (Yüzme Molası)
TUZ GÖLÜ (Çamur Banyosu)
LAZ KOYU (Yüzme Molası)
DEREKÖY - Tarihi Çamaşırhane-Kilise-Köy Sokakları
2. Gün 31.08.2019 Cumartesi Günü
GİZLİ LİMAN (Yüzme Molası)
TEPEKÖY - Agridia Kilisesi
ZEYTİNLİ KÖYÜ-Greek-Orthodox-Madamın Yeri-Köy Meydanı-Kahvesi-Kilise
GÖKÇEADA MERKEZ - Alışveriş-Kilise-Tarihi Cami
3. Gün 01.09.2019 Pazar Günü
BADEMLİ
KALEKÖY - Tarihi Kilise-Mustafanın Kayfesi-Kale
KUZULİMANI PLAJI (Serbest Zaman)
Kefaloz – Aydıncık Plajı
Adanın en geniş en meşhur plajı
Aydıncık plajı, adanın en meşhur ve kalabalık plajıdır. Halk arasındaki adı Kefaloz’dur. İncecik kuma ve dalgasız denize sahiptir. Aydıncık (Kefaloz) Plajı Gökçeada’nın günübirlik tesisi olan tek plajı olması nedeniyle dikkat çekiyor. Plaj 1200 metre uzunluğundadır. Konaklama tesisleri ve yemek servisi de bulunmaktadır. Kuzeyden esen rüzgarlara açık olduğu için serin bir hava sunuyor. Lodos çıktığında ise sörf yapmak isteyenler bu sefer Aydıncık’ın hemen bitişiğindeki Kefaloz koyuna yönelebiliyor.
Gökçeada Surf Inn Murat bey 0532 220 26 24, 0533 293 22 08
Tuz Gölü
Aydıncık ve Kefalos plajının ortasında yer alan Tuz Gölü, her iki taraftan rüzgarın yığdığı kum seddinin ortasında oluşmuş. Gölün derinliği ortalama 1 mt. , genişliği 1 km. Göle boşalan bir dere yok, tamamen deniz suyu ve yağmurlarla oluşuyor.
Gölden çıkan siyah çamur bazı hastalıklara iyi geldiği düşünülerek turistler tarafından vücuda sürülüyor. Yapılan analizlerde, içerisinde bol miktarda kükürde rastlanmış olup çamur kürü tedavisi yapıldığında, romatizma, sedef, kireçlenme gibi hastalıklara iyi geldiği görülmüş.
Aydıncık’ta Tuz Gölü olarak adlandırılan lagün ve biyolojik üretim sağlayan ekosistem düzeniyle adanın en önemli sulak alanlarından biridir. Aralarında koruma altında bulunan flamingolar başta olmak üzere pelikan, yaban ördeği ve kaz gibi göçmen kuşlara da bahar aylarında ev sahipliği yapmaktadır.
Şiddetli rüzgarlar sonucunda yığılan kum seddinin deniz ve yağmur suyu ile dolması sonucu oluşan göl, yaz aylarında ise suyun buharlaşmasıyla geriye ince bir tabaka tuz bırakarak süper bir manzara oluşturur.
Laz Koyu
Laz Koyu, Gökçeada'nın güney kıyısında, ufak, şirin bir koy. Asfalt yoldan sola doğru tabela işareti bulunuyor. Toprak yoldan 300 metre ilerledikten sonra sizi şaşırtacak güzellikte bir koya ulaşıyorsunuz.
Koyda bir tesis bulunuyor. Burada şemsiye şezlong kiralayabilir, yemek yiyebilirsiniz. Aklınızda bulunsun, kuzey rüzgarı ne kadar kuvvetli olursa olsun Laz Koyu'nu etkilemiyor, deniz yine süt liman...
Dereköy
Tarihi Çamaşırhane, Kilise ve Köy Sokakları
Dereköy adanın en batı kısmında yer alan bir Rum Köyü. Stratejik konumu ve Pirgos Limanı sayesinde, geçmişte diğer köylere göre ekonomik ve sosyal açıdan daha fazla gelişim göstermiş. Zamanında 1950 hane ile adanın hatta Türkiye'nin en büyük ve kalabalık köyüymüş şimdi hayalet bir kasaba gibi, yalnızca kahvehanesi açık. İçerisinde 22 kahve, 2 sinema, çok sayıda berber, bakkal, terzi gibi dükkanlar ve 3 zeytinyağı imalathanesi bulunurmuş.
Şimdi ise köyün iki kilisesiyle, çamaşırhanesi ve yeni okulu ayakta duruyor.
Günümüzde yaz-kış köyde 140-150 hanede yaşam sürmekte. Nüfusun yarısını Rumlar yarısını güneydoğu'dan yerleşen Türkler oluşturmakta.
Köyde ibadete açık iki kilise bulunuyor. Köyün girişindeki Hagia Marina Kilisesi ve çarşıdaki Koimesis Tis Theotokos Kilisesi. İkisi de 1800’lü yılların başında inşa edilmiş. Yakın zaman önce köyün papazı ölünce yenisi tayin edilmemiş. Pazar günleri ibadeti merkezden gelen papaz yönetiyor.
Tarihi Çamaşırhane
Adadaki sosyal hayatı yansıtan bir diğer yapı grubudur. Anadolu’da “yunak” olarak da adlandırılan çamaşırhaneler, kadınların belirli günlerde toplanıp çamaşır yıkadıkları ve sonrasında kapılarını kapatarak yıkandıkları yapılardır.
Ada’daki hemen her köyde birden çok çamaşırhane bulunmaktadır. Bunlar bir cephesi açık veya kapalı dikdörtgen planlı basit yapılardır. Geleneksel yığma taş duvarla inşa edilen yapıların üzerleri kiremit kaplı kırma çatılarla örtülüdür. İçerisinde yer alan çeşmeler, kazanlarda suların ısıtıldığı ocaklar, çamaşır yıkama tekneleri, sekiler, malzemelerin konduğu nişler ve suların atıldığı açık kanallar bu yapıların temel unsurlarıdır.
Dereköy’deki Hagia Panaghia Kilisesi yanında yer alan çamaşırhane bunların anıtsal bir örneğini teşkil eder. Kilise ile aynı yıllarda inşa edildiği düşünülen yapı doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlıdır. Kapalı bir özellik gösteren çamaşırhanenin kısa cephelerinde birer kapı yer alır. Kuzey duvarında belirli aralıklarla yerleştirilen dokuz ocak bulunur. Kemerli ocakların hemen önünde çamaşır yıkama tekneleri yer alır. Suyun temin edildiği iki çeşme, güney duvarına yerleştirilmiştir.
Gizli Liman
Adanın en batı ucudur. Doğal olarak ülkemizin en batı coğrafi koordinatlarına sahip noktadır. Dalganın olmadığı, bakir uzun bir plaja sahip akvaryum gibi berrak denize sahiptir. İncecik kumdan oluşan kumsalı çam ağaçlarının önünde uzanan, cennet gibi bir koy. Koyda köylüler tarafından büfe, tuvalet ve duş hizmeti veriliyor.
Tepeköy
Agridia Kilisesi, Çınaraltı
Rum Köylerinden en yüksekte olanıdır. Eski ismi Agridia dır. Agridia Yunanca'da küçük tarlalar anlamına geliyor. Köy, volkanik Aya Dimitri tepesinin yamacına kurulmuş. Manzarası, tahmin edeceğiniz üzere çok etkileyicidir.
1964 senesinden önce 1200 olan köyün nüfusu şimdi sadece 60. Bir hayalet köyüne dönmüşken 15 sene önce uzun yıllar yaşadığı İstanbul'dan doğduğu köye dönen Barba Yorgo'nun girişimleriyle canlanmaya başlamış. Kendisi önce köy meydanında ufak bir Rum tavernasını işletmeye başlamış. Ürettiği ev şarapları Gökçeada'nın ismiyle anılır olmuş. Son yıllarda köylerine geri dönen Rumlar çoğalmış. Köy kahvesi artık sürekli dolu. Burada frappe içebilir, ünlü yunan tatlısı tatlı süt böreğinden yiyebilirsiniz. Köyde, 1832 tarihli Evangelismos Teotoku Kilisesi ve eski Rum mezarlığı gezilebilir. Zamanında köyde 2 zeytinyağı ve sabun imalathanesi, 9 dokuma atölyesi, 3 kaşar peyniri imalathanesi, 4 marangoz atölyesi bulunuyormuş.
Çınaraltı: Adada koruma altına alınmış 6 adet çınar ağacının en yaşlısının bulunduğu Tepeköy Çınaraltıdır. 625 yaşındaki çınar ağacı herkesi büyüleyecek güzelliktedir. keyifli bir piknik alanı. En sıcak günlerde bile bunaltmayan havası ile bu alan aynı zamanda tepede yer alan konumu sayesinde eşsiz bir manzaraya sahiptir. Ağacın dibinde tarihi bir çeşme bulunuyor.
Zeytinli
Greek - Orthodox Church, Madam’ın Yeri-Dibek Kahvesi-Sakız Muhallebesi,
Köy Meydanı, Köy Kahvesi, Kilise
Rum mimarisi taş evleri, birbirinden şirin kafeleri, her taraftan fışkıran rengarenk çiçeklerle adeta bir film platosunu andırıyor.
Yapısı hiç bozulmamış taş sokakları, eski Rum evleriyle merkeze yakın bir köydür. En önemli özelliği harika şarapların burada yapılmasıdır. Sakızlı muhallebisi ve Dibek kahvesiyle ünlü Zeytinli köyü diğer Rum köylerine göre daha bakımlıdır.
Zeytinliköy zamanında adanın en sosyal yerlerinden biriymiş. Şimdi de çok sayıdaki kafesi sebebiyle en sık ziyaret edilen köylerden. Yaz-kış sürekli yaşayan kişi sayısı 50-60 civarında. Adından da anlaşılacağı gibi etrafı çok sayıda zeytin ağacıyla çevrilidir. Adanın en eski kilisesi olan Agios Georgios Kilisesi bu köydedir.
Dünyadaki 300 milyon ortodoks Hiristiyanın ruhani lideri olan 1.Bartholomeos 1940 yılında Zeytinli'de doğmuş. 1991 yılında Patrik ilan edilen Bartholomeos, senede birkaç kez doğduğu evi ziyarete geliyor. Zeytinliköy'de kafeler dışında 3 butik otel ve 2 meyhane de bulunuyor.
Mina Cafe 0534 389 85 02
Gökçeada Merkez
Kilise, Tarihi Merkez Cami, Kent Müzesi, İş bankasının sokağı (trafiğe kapalı olan yer mutlaka gezilmeli-kokina)
Adanın tüm bankaları, mağazaları ve devlet binaları günümüzde ilçe merkezi olan Çınarlı’da (Panagia) yer alıyor. Merkezde Osmanlı döneminden kalma iki tarihi cami de var. Adadaki Rumların dini temsilcisi olan metropolit de buradaki konutunda oturuyor. Metropolithane olarak adlandırılan bu iki katlı binanın bitişiğinde İmroz’un katedrali olan Panagia Kilisesi yer alıyor. İlçe merkezindeki Yeni Mahalle’de (Evlampiyo) Hagia Barbara adında büyük bir kilise, çevrede de otuzdan fazla şapel bulunuyor.
Trafiğe kapalı tek sokak olan İş Bankası sokağı son yıllarda dükkanları, kafeleri ve restoranları ile canlandı. Ada merkezinin bu en sempatik sokağına uğramadan dönmeyin...
Merkezdeki eski hamam restore edilerek 2017 yılında Kent Müzesi olarak açıldı. Adayı yakından tanımak ve adalıların hikayelerini öğrenmek için mutlaka uğrayın. M��zenin bahçesindeki kafe, merkezin kalabalığından sıyrılacağınız bir vaha gibi, burada çok lezzetli ev yapımı limonata da içebilirsiniz.
Bademli
Bademli de kilisesi, çamaşırhanesi ve güzel evleriyle ünlü bir başka Rum köyü. Köyde şimdi çok az Rum yaşıyor, kahvehane dışında açık hiçbir dükkan kalmamış. Köyün altındaki ovaya Yeni Bademli köyü kurulmuş. Artık adanın en kalabalık köyü olan Yeni Bademli’de ev pansiyonculuğu yaygındır.
Bademli koruma altında olan 4 köyden biri. İsmini etrafını saran çok sayıda badem ağacından alıyor. Zamanında adanın en zengin köyü olarak, meyvecilik, süngercilik ve hayvancılıkla uğraşıyormuş köy halkı. Bu ufak köyde ara sokaklarda dolaşırken köy meydanını kendi kendine buluyor ayaklarınız. Burada sizi köyün eski kahvehanesi karşılıyor. Üzerinde 1903 tarihli bir güneş saati bulunuyor. Son yıllara kadar kullanılan saat, binanın yanındaki dut ağacının büyümesi ve güneşi engellemesiyle işlevini kaybetmiş. Meydanda Rum bir aile tarafından açılan bir kafe daha bulunuyor. Köyün imece usulüyle, kendi olanaklarıyla inşa ettiği ilkokul bir süredir otel olarak hizmet veriyor. Artık okula ihtiyaç duyan çocuklar yok köyde. Köyde anıt niteliğinde yaşlı bir çınar ağacı bulunuyor. Çınar ağacının yanında da yarı açık bir çamaşırhane yer alıyor.
Eski Bademli'de Gökhan'ın Bal Çiftliğine * Arıların şaşırtıcı dünyasıyla ilgili bir sürü ilginç şey öğrenecek, organik ve ödüllü balının tadına bakabileceksiniz.
Kaleköy
Mustafanın Kayfesi, Tarihi Kilise, Kale, Kaleköy Çarşı, Kaleköy Liman
Tepede kurulmuş, eski bir Rum köyüdür. Limanı var. Yunanistan’ın Semadirek adası en güzel buradan izlenir. Tepede her yere hakimsinizdir. Havaalanı da buradadır.
Eskiden adanın limanı Kaleköy’müş ve burası deniz kıyısındaki tek yerleşimiymiş. Köyün üstündeki tepede de bir kale kalıntısı var. Köyde birkaç kilise var.1974 yılında Rumların tümü köyü terk etmiş. Adadaki otel ve lokantaların çoğu Kaleköy’de.
Kaleköy eski ismiyle Kastro, antik dönemden kalma bir yerleşim yeri. Bir tepe üzerine kurulu olan köy, kentsel sit alanı ilan edilmiş. Mimari projeler önce anıtlar kurulunun onayından geçiyor ve sadece taştan binalar yapılabiliyor. Köyde yaşayan hiç Rum kalmamış. Sadece 20-30 sene önce Doğu Anadolu'dan göçmüş aileler ve son yıllarda yerleşmiş şehirliler yaşıyor.
Kalenin çevresinde antik yazıtlara, mermer mimari kalıntılara ve heykel parçalarına rastlanıyor. Ayrıca burada yaşayanlar su gereksinimlerini karşılamak üzere tepe üzerine Roksades isimli bir sarnıç yapmışlar. Bu vadinin önemi, dinsel törenlerin merkezi olması. Burada bir Hermes tapınağının kalıntılarından bazı parçalar ayaktadır. Kalenin civarındaki evlerin duvarlarında eski taşlar kullanılmış.
Ada zeytinyağından, yağmur suyundan, keçi sütünden yapılan İmroza Sabunları'ndan almak için Kaleköy'deki atölyelerine uğrayın. Hem böylece köyün en güzel manzaralı bahçesini de görmüş olacaksınız.
Mustafa'nın Kayfesi: (0286) 887 20 63 dibek kahve+sakızlı muhallebi
Gökçeada Ne Yapmadan Dönme?
Gökçeadanın Temiz Berrak ve Buz Gibi Denizine Girmeden Dönmeyin
Zeytinliköyün de Dibek Kahvesini İçmeden
Efibadem Kurabiyesini Tatmadan Hediyelik Almadan Dönmeyin. (Gökçeada merkezde meydan pastahanesinden) karadut dondurması tavsiyeli
Kefaloz Tuz Gölünde Çamur Banyosu Yapmadan
Gökçeada Koyunu Ve Keçisinin Tadına Bakmadan Dönmeyin.
Yukarı Kaleköyde gün batımı mutlaka izleyin
Rum Köylerini gezmeden
Ev yapımı Rum şarabı almadan
İmroza sabunlarından alınmadan, dönmeyin.
Ne Alınır?
Efibadem kurabiyesi
Ne Yenir?
Oğlak tandır, buharda oğlak, kuzu kapama gibi.
#gökçeada#imroz#kefaloz#tuzgölü#lazkoyu#dereköy#tarihi çamaçırhane#gizli liman#tepeköy#zeytinli#bademli#kaleköy#efibadem#berabergezsek
2 notes
·
View notes
Text
GÖKÇEADA’ DAN KAZ DAĞLARINA (ÇANAKKALE-BALIKESİR)
BÖLÜM-1: GÖKÇEADA (İMROZ) (30-31 Ağustos 2018)
Gökçeada, Çanakkale’ye bağlı, nüfusu 10 bini bulmayan küçük (ama Türkiye’ nin en büyük) bir ada ve aynı zamanda Çanakkale’nin bir ilçesi. 91 km kıyı şeridine sahip olan Gökçeada diğer adıyla İmroz, Saroz körfezinin girişinde yer almakta. Türkiye’ nin en batı noktasıdır. Ada aynı zamanda Ortodoks patriği Bartholomeos’ un doğum yeri. Ayrıca İlyada destanında Poseidon’ un adası olarak geçiyor. Adaya ulaşım Çanakkale Kabatepe Limanından feribotla sağlanabiliyor.
Ada Rum köyleri ve sayıları 80 bini bulan dağ bayır serbest gezen keçileriyle ünlü. Bu keçilerin de bir hikayesi var: Kıbrıs Barış Harekatı döneminde Gökçeadalı Rumlar göç etmek zorunda kalmış. Giderken ahırların kapısını açık bırakmışlar. Hayvanlar Ada’nın her tarafına dağılmış. Ancak bu kadar keçinin varlığı ister istemez adadaki bitki örtüsünü yok edecek düzeye getirmiş. Adanın ağaçlandırılması ve arıcılık gibi yeni faaliyet alanlarının hayata geçirilebilmesi için serbest hayvancılık modeli adada kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Keçilerin bolluğundan olsa gerek adada birçok yerde oğlak kebabı yemeniz mümkün.
Ada’ da halen varlığını devam ettiren Rum köyleri var. Bu köyler aynı zamanda adanın ekonomisi için oldukça önemli. Benim gittiğim ve ziyaret ettiğim Rum köyleri, sırasıyla Zeytinliköy, Tepeköy ve Dereköy oldu. Bu köylerde Ortodoks kiliseleri de görmek mümkün. Ancak adadaki Rum nüfus bugün oldukça azalmış durumda.
ZEYTİNLİKÖY: Gökçeada merkeze en yakın köy Zeytinliköy. Eski bir Rum köyü olduğu için köyde aynı zamanda Ortodoks kilisesi de (Agios Georgios Kilisesi) bulunuyor. Fener Rum Patriği Bartholomeos’ un doğduğu köy.
Köyü ziyaret ettiğimiz vakit, akşam saatiydi. Dami Restaurant’ a gidip önce karnımızı doyurduk. Buradaki menüden belki biraz bahsetmek gerekebilir. Biz birer tane adaya özgü geleneksel olduğunu düşündüğümüz pabucaki, saganaki gibi yemeklerden veya ada otlarından yapılan mezelerden sipariş ederek tatma imkanı bulduk. Ayrıca adada oğlak eti ve kebabı oldukça meşhur. Genel olarak yemek yediğimiz yerdeki ürünlerin kalitesinden ve lezzetinden memnun kaldığımı söylemeliyim.
Yemek sonrası, ara sokakları gezerken uzaktan ve derinden gelen rum ezgileri, Kemancı Şarap Evine doğru çekti. Oldukça farklı ürünler satın alabileceğiniz ve kendi yaptıkları şarapları tadabileceğiniz bir mekan yapmışlar.
Bunun dışında Zeytinliköy, bulunduğu konum itibariyle en fazla turist çeken ve sanırım en fazla yeme içme mekanına sahip köy durumunda. Bu nedenle özel bir mekan ismi vermeyi açıkçası doğru bulmuyorum. Gökçeada (İmroz) keçileriyle ünlü olduğu için keçi sütünden yapılan dondurma, damla sakızlı muhallebisi ve bir de dibek kahvesiyle oldukça ünlü. Zeytinliköy’de Madamın Dibek Kahvesi oldukça meşhur bir yer. Yine Barba Hristo’nun tatlılarının da denenmesi tavsiye edilir. Diğer yerler için, internette arama yaparak bulabilirsiniz. Ama herkesin gittiği yerlere giderek çok farklı tatları, yerleri ve imkanları kaçıracağınızı da unutmayın. Şu hayatta her şey sosyal medyada yer bildiriminden ibaret değil.
YILDIZKOY: Sabah güneş daha doğmadan Yıldızkoyda yüzmenizi tavsiye ederim. Ortalık sessiz sakin oluyor bu saatlerde. Yıldızkoy biraz rüzgarlı ve serin olmasına rağmen deniz daha sıcak oluyor. Bu bölgede kamp yapmanızı şiddetler tavsiye ederim. İlginç kaya oluşumları var. Ayrıca Türkiye’ nin tek sualtı milli parkı da yine bu bölgede.
KALEKÖY: Kaleköy, tepelik bir bölgede kurulmuş, eski rum taş evlerin en güzel örneklerini görebileceğiniz ve Yıldızkoyuna oldukça yakın eski bir Rum yerleşim bölgesi. Eski bir Rum köyü olduğu için Agios Nikolaos ve Hagia Maria Kilisesi olmak üzere iki tane Ortodoks kilisesi bulunuyor. Kahvaltı için Mustafa’ nın Kayfesini tavsiye ederim. Çınar ağaçlarının altında rüzgarın ve doğanın sesiyle baş başa huzur içinde kahvaltı yapmak için oldukça güzel bir mekan düşünülmüş. Ayrıca siz kahvaltınızı yaparken hafif hafif Ezginin Günlüğü’ nden şarkılar da dinlemeye başlıyorsunuz. Ne büyük saadet benim için…. Kaleköyün en yukarısında, şimdi geriye pek bir şey kalmamış olan İskiter kalesini de ziyaret etmelisiniz. Tepeden Gökçeada, Yıldızkoyu, Kaleköy, iskele ve deniz ayaklarınızın altındaymış görünüyor. Biraz fotoğraf çekmeye meraklıysanız, size çok güzel kareler verecektir.
TEPEKÖY: Tepeköy, hali hazırda Rumların yaşadığı ve dokusunu koruyabilmiş köylerden biri. Köyde Panaghia Kilisesi ve Agridia Kilisesi olmak üzere iki adet ortodoks kilisesi var.
Zeytinliköy’e oldukça yakın. Küçük bir meydanı var ve bu meydanda asma ağaçları ile kaplanmış kahvehaneye benzer küçük bir yere oturduk. Kendi dokuları ve gelenekleri olan böyle köylere gidince, yerel olan her şeyi denemek istiyor insan. Kahvede, tavla oynayan bu köyün yerlisi Rum ahali vardı. Sanırım oynadıkları tavla bizim bildiğimizden biraz farklı. Bu küçük meydandaki kafede Rumlar zar atarken bizde bu kafeye özgü Galaktobureko ve Vasilinin Kurabiyelerinden yemeye koyulduk. Vasilinin Kurabiyeleri, tat ve görünüş itibariyle bana Kavala kurabiyelerini hatırlattı. Galaktobureko ise çok başarılı bulduğum keçi sütü kullanılmış bir hamur tatlısıydı. Gökçeada, insan sayısından kat be kat fazla keçi barındırıyor. Haliyle, adanın ekonomisinde ve üretiminde başat bir rolü var. Adanın genelinde sabun üretiminden tatlı ve dondurmalara kadar her şeyde keçi sütü kullanılıyor.
Ayrıca keyifli bir taverna gecesi, sirtaki, oğlak kebabı ve ada mezeleri için Tepeköy’de bulunan Barba Yorgo’ya uğramanızı tavsiye ederim.
Bu arada Zeytinliköy’den Tepeköy’ e giderken görece büyük bir baraj göreceksiniz. Gökçeada’nın kendine ait bir barajı (Zeytinli Barajı) ve içme suyu şebekesi var. Bu adada su sorunu bulunmuyor. Yeri gelmişken bir tane de havaalanı mevcut 👍 Ne sandınız 🤩
DEREKÖY: Tepeköy’ ün devamında Dereköy var. Sonradan öğrendiğime göre, cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’ nin en büyük köyü olarak kabul ediliyormuş ta ki 1970li yıllara kadar. Kıbrıs sorunu, gerek Türkiye’ deki Rumlar gerekse Yunanistan’daki Türklerin hayatında oldukça zor günlerin yaşanmasına neden olmuş. Zaten iki ülke arasındaki bütün diplomatik sorunların bedelini, yaşadıkları ülkede azınlık durumunda olan Rumlar ve Türkler ödemiş. Neyse, 1970li yıllardan sonra yaşanan yoğun göçlerden sonra, Dereköy terk edilmiş bir köy haline dönüşmüş. Dereköy, özellikle Meryem Ana Bayramında canlı oluyormuş. Benim gittiğim tarihte, kaderine terk edilmiş bir haldeydi.
Tepeköy’den Dereköy’e giderken, Dereköy’e varmadan Şahinkaya köyünü görürsünüz. Bu köy hakkında da birkaç şey yazmak lazım. Adanın ilk yerleşik Türk köyüdür. Köyde tarım, hayvancılık ve pansiyonculuk yapılıyor. Köyün çok ilginç bir bilgisi var. Bu köy, 1973-1974 yıllarında Trabzon ili Çaykara İlçesi Şahinkaya (Şur) köyünden iskan edilenlerle kuruluyor. Zaten Laz koyu da buraya 5 km 🤦♂️
Dereköy’deki evler ve diğer yapıların kendine has bir mimarisi var. Tipik Rum taş evlerden oluşuyor. Köy meydanı şuanda oldukça küçük ve Tepeköy gibi canlı bir hayat yok. Daha çok kaderine terk edilmiş bir köy havası var. Evlerin bir bölümü harabeye dönmüş ve yıkılmak üzere. Köyün meydanında, bir zamanlar Rum toplumunun ortak kullandığı çamaşırhane, köy kahvesi ve Hagia Panagia Kilisesi dikkat çekiyor.
Dereköy’de ziyaret etmenizi tavsiye ettiğim yer, Kalyopi’nin Köy Evi. Bu köy evi, gözü yormayan ve uyumlu bir konseptte yeniden restore edilerek butik bir cafe ve mağazaya dönüştürülmüş. Burada mutlaka, bu mekana özel Rum tatlısı eşliğinde karadut şerbeti tatmayı ihmal etmeyin. Tatlı tabiiki damla sakızlı ve keçi sütünden.
MARMAROS ŞELALESİ: Bir sonraki rota Marmaros Şelalesi. Pek çok kişinin ve hatta birçok Gökçeadalı’nın dahi bilmediği bir yere gidiyoruz şimdi. Dereköy’den ayrılan bir sapaktan yaklaşık 7 km gidip aracı durdurmanız gerekiyor. Bu alan, adanın en sık ormanlık alanı. Ve bölge tamamen arıcılık faaliyetine ayrılmış. Bu nedenle aracınızla giderken hele ki alerjiniz varsa arabanızın pencerelerini kapatın. Yol stabil bir yol. Asfalt bir yol falan beklemeyin. 7 km yolun bitiminde şelalenin karşınıza çıkacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Şelaleye yaklaşık 1 km daha yolunuz var ve artık bu noktadan sonra yürümeniz gerekiyor. Marmaros Şelalesine giden ağaçlıklı ve patika yol, doğayla baş başa olmak ve trekking yapmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat. Ormanın içinden geçen ve yer yer incelen bu toprak yol, belki de gezinizin en güzel zamanlar��ndan birini sizi yaşatacak. Çünkü doğanın bir parçası olduğunuzu yeniden hissedeceksiniz eminim.
GERİYE KALAN: İki günlük gezinin ardından aracımızla adanın geri kalanını hızlı bir şekilde turladık. Marmaros Şelalesi ve Dereköy’den sonra yolumuzun üzerinde Şirinköy ve Adalet Bakanlığı’ nın tesisleri vardı. Biz gitmedik ama gitmek isteyenler yolun devamında, Laz Koyu, Kömür Limanı, Barbaros, Eşelek Köyü, Tuz Gölü, Aydıncık (Kefalos) Koyu ve Plajı… Buralarda hep denize girin. Gözlüklerinizi ve şınorkellerinizi takıp akvaryum gibi sularda dünyanın ve Türkiye’ nin sıkıcı gündeminden uzaklaşın ve bambaşka bir dünyayı yani sualtı dünyasını seyredalın.
İki günlük süre Gökçeada için oldukça yetersiz kaldı. Eğer güzel ve doyasıya bir ada tatili yapmak istiyorsanız belki 3 belki 4 gününüzü bu adaya ayırmanızı öneririm. Mesela Peynir Kayalıkları turuna katılmalısınız ki bu sadece bir gününüzü alır. Milli su altı parkında dalış yapmalısınız, Kefalos’ ta (Aydıncık) rüzgar sörfü veya kite sörfü de denenmeli. Koyların birçoğunda denize girmek de şart deniz seviyorsanız. Gökçeada kesinlikle tatil için harika bir güzergah. Küçük bir ada ancak yapılacak, gezilecek, öğrenilecek ve tadılacak çok şey yani büyük bir yaşam vaat ediyor. Bozcaada mı Gökçeada mı derseniz eğer kesinlikle Gökçeada’yı tercih ederim. Halen bozulmamış ve kendine özgü bir kimliği var.
Gökçeada’ dan Alınması Gerekenler: Keçi sütlü, biberiyeli, zeytinyağlı, defneli, tarçınlı vs. envai çeşitte bitkiden yapılma sabun, Süt Reçeli, Damla Sakızı, Zeytinyağı…
Ulaşımı hakkında bilgi vermek gerekirse, aracınızla gidiyorsanız Gestaş’ tan online bilet alın ve feribotun hareket saatinden en az 15 dakika önce gişeden giriş yapın. Aksi halde, 15 dakikayı geçer geçmez hemen biletinizin iptal edildiğine dair bir mesaj alıyorsunuz. Geçmiş olsun. Başımıza geldiği için 2 saat beklemek zorunda kaldık. Zamanınızı ona göre ayarlayın. Şu da aklınızda bulunsun hareket saatinizden önceki sefere denk gelirseniz gişe ile konuşup feribota erken binebilirsiniz. Mesela feribot saatiniz 17:00 ancak siz 14:30da Kabatepe Limanına gelmişseniz saat 15:00 feribotuna binebilirsiniz. Ama hareket saatiniz 17:00 ise en geç 16:45’ de gişeden geçmeniz gerekir.
Konaklama: Adada konaklama pansiyonlar, küçük oteller, camping alanları gibi oldukça çeşitli ve düşük maliyetli yapılabiliyor.
Ziyaret Edilmesi Gereken Diğer Yerler: Gökçeada sanıldığı kadar küçük bir ada değil. Yani öyle bir günde bitiremezsiniz. Hele tadına vara vara gezmek isterseniz ve köşe bucak gezecem diyorsanız 3 gün ister. Gitmediğim, bir daha ki sefere mutlaka gideceğim ve size de tavsiye edeceğim yerler: Peynir Kayalıkları (mutlaka), Kefalos, Aydıncık, Tuz Gölü, Su Altı Milli Parkı (Akdeniz Foklarının üreme ve yaşam alanları), Gökçeada Kaya Mezarlar, Laz Koyu, Yuvalı Plajı, Gizli Liman….
Başka Neler Yapabilirsiniz: Aydıncık Plajında Rüzgar Sörfü, Kitesurf, Tüplü Dalış, Amatör Olta Avcılığı…Bütün koylarda denize girin. Asla pişman olmayacaksınız. Deniz gözlüğünüz ve şnorkelleriniz yanınızda bulunsun….
#gökçeada#çanakkale#imroz#zeytinliköy#kaleköy#tepeköy#galaktobureko#dereköy#kalyopinin köy evi#marmaros şelalesi
12 notes
·
View notes
Photo
Hiç böyle bir karavan gördünüz mü? 💥marka MAN, model bilemiyorum🙈 📸Hayatımda ilk defa böyle bir karavan görünce kaçırırmıyım 👀hemen soluğu yanında aldım. #karavan #kamping #doğadayız #gezgingazetesi #kamp #t3camper #roamersclub #vansofgermany #vanlifers #motokaravan #gökceada #camper #roamersengelsizgezgin #geziyoruz #dogakadinlari #instatraveler #travelwithme #travelgoals #ig_roamersclub #gezginyaşamlar (Eşelek Köyü /Gökçeada) https://www.instagram.com/p/CAdZ44dJrcB/?igshid=c92huuo371lp
#karavan#kamping#doğadayız#gezgingazetesi#kamp#t3camper#roamersclub#vansofgermany#vanlifers#motokaravan#gökceada#camper#roamersengelsizgezgin#geziyoruz#dogakadinlari#instatraveler#travelwithme#travelgoals#ig_roamersclub#gezginyaşamlar
0 notes
Photo
Ağız Aha Alazlamak Aldanguç Alemeşkere Angut Anağol Aşarı Avul uvul etme Avuz Aze Annaç Badik Badal Badılcan Bağırdak Bakraç Balak Bandik Bezeme Bi cimcik Bıldır Bizdik Boydak Böğür Bük Bürük Büsürgeç Cabbar Calaz Cedelleşme Cenbek Cenbek Cerek Cibelek Cibre sineği Cicik Cılbır Cimin Cıncık Cıngı Cof coflu Comba Comcak yağ Cor Cücük Culuk Cula Çağa Çaynik Çıkı Çışdak Çiğit Çitimek Çöçelemek Çoynak Çoşdar Dasdar Dallamak Dahra Dayak Değermi Delme Demra Deve tillesi Dıkım Dibek Dinelmek Dingildek Dirgen Dişleme Dorilik Döşürüksüz Dulda Eccük Eğrek Eğüsük Eğüsük etek El ulağı Elavayi Elik Ellağam Ellek Eme Emzük Emzüklü Enek Enük Ersün Erüşte Eserük Eşelek Esgün Estek köstek Feyil Ferzek Feyilsiz Firek Fışkı Fırıldak Gaaş gaaş Gadacım Gağşamak Gakırdak Galle Galuk Gamga Garalamak Garamak Gasyen etmek Gaşmer Gatmetli Gayde Geberük Gıcık Gıymık Gıynak Gıynaşuk Godoş Gödük Göğsek Göğermek Gölbez Gubarmak Gubat Gulaklı Guranda Güdük Günülemek Güğüm Haabe Hapaz Hasud Haşat Hayat Hedik Heri Hey Heyiklemek Hıngıldamak Hoypuk Hopçik Hörpüm Hörüklemek Hörzemek Hövelek İlaa ilaa İğdişmek İlağan İlağance Ilıngaç İlorta İlistir İrdemek Irgalamak Irınmak İşkefe İt dirseği Kaypak Kecüstün Kekitmek Kelem Keleş Kelik Kemçük Kemre Keperük Kestek Keşik Kete Kirimek Kiren Kınnap Kırıntı Kirman Kirpiki Kocabaş Kos kos Kömüş Kuranda Kuşkonmaz Madımak Makat Marsık Masuşlamak Mıh Mıhlama Modurdanmak Murt Murtad Mücver Nacak Nönnü Nodul Oturak Öğürmek Öllük Övendere Parpulamak Parkıdak Partalcı Pavlike Pelüza Peşgir Pin Pipis Pöc Pöhrek Pörtelek Pürpürüm Sağsak Saku Salınma Sekü Seten Seyirtmek Similik Sitil Sivişmek Sınıtmak Sırıtmak Sırtlan Sokranma Soku Somak Sormak Sorutmak Soyka Sörpük Susa Su dökmek Sümsük Sünepe Süngü Şağşak Şahnişirin Şallak Şaptik Şaşkal Şikür Şikürsüz Şınavat Şinnemek Şilepe Tafra Tahtanbeç Teccal Teğin Tendirmek Terece Tınmamak Tıngır Tirit Tonbilik Topuklu Tosbağa Töllek Töngül töngül Devamıiçin fece https://www.instagram.com/p/B3hapqQJpfN/?igshid=rsor52a2tyzm
0 notes
Photo
per aspera ad astra 💫🌟 (at Eşelek Köyü /Gökçeada) https://www.instagram.com/p/Bx6xZ8ZgTiAQdXaZEnuFpWrfQ_-d0X8aomx7lM0/?igshid=rtx3bzwhsqiw
0 notes
Text
eşelek
eşelek ne demek!
⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬
eşelek ne demek!
eşelek anlamı nedir? Kelime Bulmaca
0 notes
Photo
Gökçeada Eşelek köyünde kışa hazırlık 😌 #gökçeada #eşelek #çanakkale #odunadam #odun (Eşelek Köyü /Gökçeada) https://www.instagram.com/p/CLhKm-kg_ky/?igshid=jwafo0g4og8m
0 notes
Text
Gökçeada'da 10 ton kaçak içki ele geçirildi
Gökçeada'da 10 ton kaçak içki ele geçirildi
ÇANAKKALE Çanakkale İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, istihbarat çalışması kapsamında, Eşelek köyünde 2 ayrı adres ile ilçe merkezindeki bir eve operasyon düzenledi. Operasyonda, 3 bin 300 litresi şişelenmiş 8 bin 590 litre şarap, 48 şişe viski, 3 ezme makinesi, 7 fermantasyon tankı, 2 tıpalama makinesi, sıkma makinesi, damıtma kazanı, filtre makinesi, 2 av tüfeği ile 7 askeri kültür varlığı…
View On WordPress
0 notes
Photo
Peace…... Eşelek, Canakkale, Turkey - Photograph by cemal sepici https://t.co/AZDx1wUMrs #pubcrawl #istanbul #turkey #pubcrawlistanbul
0 notes
Text
GÖKÇEADA / kuzulimanı-eşelek-kefalos-kaleköy rotası
ULAŞIM
Gökçeada'ya yeni başlayan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nından düzenlenen uçak seferleriyle gelmeyecekseniz ilk olarak Gökçeada'ya ulaşabilmek için Çanakkale il sınırları içine girmeniz gerekmektedir. Çanakkale'ye kendi özel aracınız haricinde iki yolla ulaşabilirsiniz. Birincisi şehirler arası otobüsle, ikincisiyse havayoluyla. Havayolu ile ulaşmak Gökçeada'ya olan direk uçuşlar gibi Çanakkale'ye uçan firmaların sürekli değişmesinden ötürü ve kısıtlı sayıda sefer olması sebebiyle biraz zahmetli olabilmekte.
Karayoluyla Çanakkale il sınırlarına girmenin de iki farklı yolu mevcut. Birinci yol Avrupa yakasında Edirne ve Tekirdağ üzerinden gelen anayol ile gelmek, ikincisi ise Anadolu yakasında İzmir veya Bursa yolunu kulanarak Balıkesir üzerinden gelmek.
Gökçeada'ya kendi aracınızla gitmek istiyorsanız ki tavsiyem odur, kendi aracınızla gidin. Çünkü Gökçeada'da ulaşım o kadar da gelişmiş değil. Rahat rahat dolaşmak, kendi rotanızı kendiniz belirlemek istiyorsanız şahsi aracınızla gitmek en iyi tercih olur. Kendi aracınızla Gökçeada'ya giderken tek yol olan Kabatepe limanından feribota binmelisiniz. Eğer Avrupa yakasından geliyorsanız Gelibolu'yu geçtikten sonra Eceabat'a gelmeden tabelaları takip ederek sağa döndüğünüzde Kabatepe limanına ulaşabilirsiniz. Anadolu yakasından gelecekseniz, Çanakkale-Eceabat feribotlarını kullanarak Eceabata geçip oradan Gelibolu'ya doğru ilerlerken yine aynı şekilde tabelaları takip edip sola döndüğünüzde 10 dakikaya Kabatepe'de olursunuz.
Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: Kabatepe
Kabatepe Limanı
Anadolu yakasından gelip Çanakkale-Eceabat feribotluyla karşıya geçecek olanlara tavsiye; Gestaş'ın feribotlarını kullandığınız takdirde biletinizi alırken gişedeki görevliye Gökçeada'ya devam edeceğinizi söyleyin. Bu takdirde günümüz tarihlerinde küçük araç için olan 23 lira feribot ücretiyle hem Çanakkale-Eceabat hem de Kabatepe-Gökçeada feribotuna binebilirsiniz. Aksi takdirde hem Çanakkale-Eceabat hem de Kabatepe-Gökçeada feribotları için ayrı ayrı 23'er lira vermek zorunda kalırsınız. Aynı tavsiye dönüş yolu için de geçerli.
Kendi aracıyla gelmeyecek olanlar Eceabat'dı, Kabatepe'ydi uğraşmadan direk Çanakkale'den Conkbayırı deniz otobüsüyle tek vesaitle Gökçeada'ya ulaşabilirler.
Güncel fiyat ve sefer tarifeleri
Kendi aracıyla gelenler Çanakkale-Eceabat arasında her saat başı kalkan feribotlara binerek 25 dakikada karşıya geçebilirler. Kabatepe'den Gökçeada'ya sefer saatleri biraz daha karışık olduğu ve dönemlere göre değiştiği için verdiğim linkten bakarak net bilgiye ulaşabilirler. Hava koşullarının normal olduğu zamanlarda Kabatepe-Gökçeada arası eski feribota denk geldiğiniz takdirde 1 saat 45 dakika, yeni alınan ro-ro tipi feribota denk geldiğiniz takdirde 1 saat 15 dakikada katedilmekte.
eski feribot
yeni ro-ro tipi feribot
ROTANIN BAŞLANGICI; KUZULİMANI
Kabatepe-Gökçeada feribot seyahatimizin sonunda Gökçeada'da bizi Kuzulimanı karşılıyor.
Kuzulimanı
Kuzulimanı'ndan sonra araçla yaklaşık 10 dakikalık bir yolculuktan sonra Gökçeada'nın merkezine varılıyor. Burada tabelaları takip ederek istediğiniz yere gidebilirsiniz.
merkezdeki tabelalar
Benim yaptığım rotayı takip ederek adanın tamamını gezmeniz mümkün değil, sadece adanın doğu yarısını dolaşabilirsiniz. İlerki zamanlarda adanın diğer yarısını da kapsayan bir rota çizeceğim.
Gökçeada haritası
Gökçeada haritasına baktığımda ilk ilgimi çeken Tuz Gölü oldu. Bu sebepten dolayı merkezdeki tabelaların solunda geldiğimiz yoldan direk devam eden yolu (tabelalara göre Zeytinli, Tepeköy, Dereköy, Uğurlu yönü) takip edip biraz ilerinden sola döndük. Gökçeada'da Tuz Gölünden başka irili ufaklı bir kaç tane daha gölet mevcut. Sola döndükten sonra karşımıza ilk çıkan bu göletlerden biri olan Eşelek Göleti oluyor.
Eşelek Göleti
Yol Eşelek Göleti'nin etrafından döndükten kısa bir süre sonra Eşelek Köyü ile karşılaşılıyor.
ROTANIN İLK DURAĞI; EŞELEK PLAJI
Eşelek Köyü'ne vardığınızda ufukta kitesurf yapanların uçurtmaları görülmeye başlıyor. O anda uçurtmaları görünce aklımdan Tuz Gölü çıktığı için normalde sağa dönmemiz gerekirken hiç bir yere sapmadan doğruca Eşelek Plajı'na gittik. Yukarıdaki haritada Aydıncık Plajı olarak geçen 4 farklı nokta var fakat bunların ayrı ayrı isimleri mevcut Eşelek Plajı da bunlardan biri. Eşelek Plajı'na girişte sizi bir uyarı tabelası karşılıyor. Bu uyarı tabelasında " RÜZGAR SÖRFÜ VE UÇURTMA SÖRFÜ BÖLGESİ" yazmakta.
wind & kite zone tabelası
Bu plajda yüzmek yasak sadece kitesurf ve windsurf yapılabiliyor. Bu koy bulgarların arka bahçesi gibi çoğunluk olarak bulgarlar sörf yapmakta.
Eşelek Plajı
Eşelek Plajı
Eşelek Plajı
Eşelek Plajı
Eşelek Plajı
Eşelek Plajı
Eşelek Plajı
Geldiğimiz yoldan geri dönüp sola döndükten sonra biraz ileride sol tarafımızda Tuz Gölü kendini gösteriyor.
Tuz Gölü
Tuz Gölü
ROTANIN İKİNCİ DURAĞI; KEFALOS PLAJI (AYDINCIK)
Biraz ilerledikten sonra sola döndüğümüzde kısa bir yolun ardından kendimizi Kefalos'ta buluyoruz. Kefalos adanın merkezine yakın olmasıyla ve tertemiz deniziyle adanın talep gören plajlarından biri. Kefalos'un sol tarafında rüzgar sörfü yapanları görmeye devam ediyoruz. Buranın Eşelek Plajı'ndan farkı yüzmenin yasak olmaması. Yüzenlerle rüzgar sörfü yapanların hızlı çıkış alanı dubalarla ayrılmış bulunmakta. Tavsiyem yanınıza yiyecek ve içeçek bir şeyler almanız ama almadıysanızda çok lezzetli olmasa da plajın kenarında derme çatma bir kafeden yiyecek bir şeyler tedarik edebilirsiniz. Söylendiğine göre burayı eski bir aslan terbiyecisi işletiyormuş. Aynı aslan terbiyecisi kafeyi işlettiği gibi uzandığınız şezlonglar için kira bedeli olarak 5 lira da istiyor.
Kefalos Plajı
GİRİLMEMESİ GEREKEN BİR YOL
Kefalos'a geldiğimiz kısa yoldan geriye dönüp sola döndüğümüzde ıssız bir yola giriyoruz. Eğer adanın en batısına gitmeyecekseniz girmemeniz gereken bir yol. Hatta adanın batısına gidecekseniz bile girmeyin. Onun yerine rotanın başlangıcı sayılabilecek merkezden çıktıktan sonra sola dönmek yerine düz giderek Eşelek ve Kefalos Plajlarını görmeyecek olmanızla birlikte yolunuzu bayağı kısaltmış olursunuz.
Biz birazda belki haritada gözükmeyen bir şeyler vardır hevesiyle girdik fakat ıssız bir yol ve bir kaç güzel koy dışında pek bir şey yok.
Kefalos sonrası ıssız yol
Gökçeada'ya dikkat inek çıkabilir tabelasının bir benzeri olan dikkat keçi çıkabilir tabelası lazım. Yoğun bir şekilde keçi popülasyonu mevcut. Araç kullananlar dikkat etmeleri gerekmekte.
Uzunca bir yol gittikten sonra yol ikiye ayrılıyor. Yollardan biri düz diğeri de sağa dönüyor. Biz sağa dönen yola dönmeye karar verdik. Kısa bir süre sayılabilecek derecede yol katettikten sonra daha önceden de bahsettiğim göletlerden biri olan Zeytinliköy Göleti'yle karşılaşılıyor.
Zeytinliköy Göleti
Göleti geçtikten sonra sağa döndüğümüzde Tepeköy ve Zeytinliköy sapaklarına dönmeden yola devam ettiğimiz takdirde Gökçeada'nın merkezine geri dönüyoruz. Böylece adanın doğusunda daire çizmiş olduk. Yazının başında resmi olan tabelaların bulunduğu noktadan bu sefer sağa (Bademli, Yenibademli, Kaleköy ve Havaalanı yönü) dönüyoruz.
ROTANIN ÜÇÜNCÜ DURAĞI; KALEKÖY
Kısa bir süre daha yol aldıktan sonra yolun sonu olan Kaleköy Limanı'na varıyoruz. Adanın bu noktasına kadar aç karınla dolaşanlar için bir fırsat daha. Kaleköy Limanı liman haricinde bir kaç restaurant ve ortada çay bahçesinden oluşuyor. Burada bir şeyler yemek mümkün.
Kaleköy Limanı
Ayrıca Kaleköy Limanı'nda eşsiz bir manzaraya sahip kayalıklar mevcut.
Kaleköy Limanı kayalıkları
Kaleköy Limanı'ndaki restaurantlar
Geldiğimiz yoldan geriye dönüyoruz.
ROTANIN SON DURAĞI; KUZULİMANI
Merkeze geldikten sonra sola dönerek yolumuzun başlangıcı ve aynı zamanda rotamızın son noktası olan Kuzulimanı'na varacağız. Böylece Gökçeada'daki küçük rotamızın sonuna gelmiş bulunmaktayız.
Gökçeada'dan dönerken sizi uğurlayan manzara
HARCAMALAR
Çanakkale'ye geldikten sonra Gökçeada turunuzda minimum harcamanız gerekenler kabataslak olarak şu şekilde;
Çanakkale-Eceabat ve Kabatepe-Gökçeada gidiş-geliş feribot ücreti 46 lira
Yaklaşık olarak 70km'lik yol için benzin 40 lira
Kefalos'ta denize girerken tek kişilik şezlong kiralamak 5 lira
Kefalos'taki büfede bir gözleme bir bira 8.5 lira
Kendimden yola çıkarak söyleyebilirimki toplamda minimum 99.5 liraya bu turu harcamayla tamamlayabiliyorsunuz.
Gökçeada'daki katettiğimiz yol
Paylaş
#gökçeada#çanakkale#kuzulimanı#aydıncık#eşelek#kefalos#kaleköy#kitesurf#kiteboard#windsurf#ada#imroz
6 notes
·
View notes
Photo
Gökçeada’ya mektup; 💌Her sene koşa koşa gittiğim, gitmekten de bıkmayacağım canım ada, bu sene ne zaman buluşuruz bilemiyorum... 💌Bekle beni söz geleceğim, eski günlerdeki gibi adanın altını üstüne getireceğim. ⛺️Eşelek plajında uyanıp, 🏊♀️Gizli Liman’ın serin sularında yüzüp, 🌅Kaleköy İmroz Poseidon Restoran’da günü batırıp, 💃Baran Yorgo’nun tavernasında sirtaki yapacağım, günlerde tekrardan buluşmak dileğiyle. Özle beni ❣️ Benim vazgeçemediğim yaz sezonunda 3-4 kez gittiğim bir yerdir #gökçeada . Sizin de var mı müdavimi olduğunuz bir iki satır yazıp, bekle beni diyeceğiniz yerler ? . . . #imroz #gokceada #gezgin #traveltheworld #instasky #gezgingazetesi #camprail #roamersclub #ootdbloggers #ig_roamersclub #roamersozanturgut #instagramturkiye #gezgingazetesi #tourtheplanet #günbatımı #cokgezenlerkulubu #türkiyeyikeşfet #goturkey (Gökçeada, Canakkale, Turkey) https://www.instagram.com/p/B_9s807Jd7j/?igshid=v02p7fz1idqp
#gökçeada#imroz#gokceada#gezgin#traveltheworld#instasky#gezgingazetesi#camprail#roamersclub#ootdbloggers#ig_roamersclub#roamersozanturgut#instagramturkiye#tourtheplanet#günbatımı#cokgezenlerkulubu#türkiyeyikeşfet#goturkey
0 notes