#Cizre’de
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ben senin kapitalist piyasa koşullarına teslim olmana üzülürüm Leyla, “böyle gelmiş böyle gider” demene üzülürüm, emek hırsızlığı ile servetine servet katanlara tav olmana üzülürüm… Ben senin haksızlıklar karşısında kozmetik tutkuna üzülürüm Leyla, alnı secdeden kalkmayan adamların döktüğü kana ortak olmana üzülürüm, ekran karşısında her dizide başrol konforuna üzülürüm… Ben senin cinayetleri kategorize etmene üzülürüm Leyla, gökyüzünün ötekisi yok ki Leyla, acının ötekisi olsun, Çocuk Gazze’de de çocuktur, Cizre’de de Leyla… Ben senin kendi zalimini kendi elinle seçmene üzülürüm Leyla, kanlı elleri tutanları kendinden olunca aklamana üzülürüm, toprağa savaş eken beyazların ülkesine tutkuna üzülürüm… Ben senin çok katlı beton aşkına üzülürüm Leyla, taşın bir hafızası olduğunu, toprağın kokusunu, çayır çimeni unutmana üzülürüm, asfalta ekmek banma çabana üzülürüm… Ben senin çocuklara dört duvar arasında bulut çizdirmene üzülürüm Leyla, Başını kaldırıp gökyüzüne bakabilecekken hep tavan görmene üzülürüm, Güneş’in batışını bir Nemrut akşamına tehir etmene üzülürüm… Ben senin beni anlayıp da yine de barkodların tanrısına teslim olmana üzülürüm Leyla, Hılfül füdul okuyup Washington’la, Tel-aviv’le, Brüksel’le, Kopenhag’la, Cenevre’yle sözleşmene üzülürüm, bombardıman uçaklarına ev sahipliği yapmana üzülürüm.. Ben senin beni anlayıp da baraj hesabı yapmana üzülürüm Leyla, küçücük bir çocuk bile matematik bilir de yine de annesini sever, hakikati yüzdelik dilimlerde aramana üzülürüm… Ben senin, “dünyayı güzellik kurtaracak” sözünü duyduğunda ayna karşısına geçmene üzülürüm Leyla, güzellik kalptedir, güzellik yeni bir dünya için sarfedilen emektedir… Tüm kalbimle sana diyorum ki, “dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey” Leyla…
4 notes
·
View notes
Text
Mehmet Özhaseki: Son 53 yılın en sıcak kasım ayını yaşadık
DHA Türkiye'ye bu yıl kış geç geldi.Sonbahar aylarını mevsim normallerinin üzerinde sıcaklık değerleriyle geçiren ülkemiz kuraklıkla karşı karşıya.Bu kapsamda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu."Son 53 yılın en sıcak kasım ayını yaşadık"Bakan Özhaseki, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzün yaptığı kasım ayı sıcaklık değerlendirmelerine göre; son 53 yılın en sıcak kasım ayını yaşadık. 2023 yılı kasım ayı ortalama sıcaklığı 12,5 santigrat derece olarak ölçüldü. Buna göre, normal sıcaklık ortalamalarının 3,2 santigrat derece üzerinde bir sıcaklık gerçekleşti. Kasım ayında en düşük sıcaklığı eksi 15,3 ile Erzurum’da, en yüksek sıcaklığı ise 32,9 ile Salihli’de tespit ettik" dedi.Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, kasım ayında en yüksek sıcaklık Salihli’nin ardından Yalova’da 32,8, Lüleburgaz’da 31,8, Osmaniye’de 31,7, Akhisar, Denizli ve Manisa’da 31,6, Alanya’da 31,5, Erdemli’de 31,4, Selçuk’ta 31,3, Gönen ve Bartın’da 31,2, Cizre’de ise 31,1 derece olarak ölçüldü.
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA) Read the full article
2 notes
·
View notes
Text
Cizre’de Orhan Kalkan cinayetinde 2 şahıs tutuklandı
http://dlvr.it/TFzNvG
0 notes
Text
İSO heyeti Cizre’de tarihi mekanları gezdi
View On WordPress
0 notes
Text
Cizre’de 19 yaşındaki kızdan haber alınamıyor http://dlvr.it/T0PSTf
0 notes
Text
ORTADOĞU’NUN İLK FEMİNİST ERKEĞİ: KÜRD QASİM EMİN(1)
Aso Zagrosî
Kürdler, devletsiz bir halk olarak sadece Kürdistan toprakları üzerine yaşamıyor. Tarih boyunca farklı nedenlerden dolayı Kürdler hemen hemen tüm Ortadoğu’nun ülkelerine yayıldılar. Kafkasya’ya, Balkanlara, Afganistan, Hindistan’a ve geçen yüzyılın ortalarından itibaren yaygın bir şekilde Avrupa’nın farklı ülkelerine yerleşen Kürdler oldu.
Kürdlerin kendi anavatanlarından ayrılmalarının bir çok sebepleri vardır. Bunlardan bölgede yaşanan savaşlara Kürdlerin gönüllü yada zoraki olarak katılmaları neticesinden gerçekleşti. (Eyyubi Kürd Hanedanlığı) Bazı göçlerde, Kürdistan’ı işgal eden ülkelerin Kürdistan’dan Kürdleri, hakimiyetleri altında bulundurdukları uzak bölgelere zorunlu göçlere tabi tutması sonucu gerçekleşti.(Osmanlı, Safevi ve Sovyetler Birliği)
Geçen yüzyılın ortalarından itibaren ise ekonomik ve siyasi nedenlerden dolayı dünyanın farklı ülkelerine Kürdlerin göçü gerçekleşti. Moğolların Kürdistan’a yönelik saldırıları sırasında Ortadoğu’nun farklı ülkelerine ve Rum diyarına toplu göç etmek zorunda kalan yüzbinlerce Kürd var. Ayrıca Kürdistan’ı işgal eden ülkelerin Kürdistan’ı bilinçli bir şekilde geri bırakarak Kürdleri ekonomik ve güvenlik nedenlerinden dolayı ülkelerini terk etmeye mecbur etmesi neticesinden gerçekleşen göçler var.
Tüm bu göçler ve zorunlu iskanlar neticesinden dünyanın farklı ülkelerinde milyonlarca Kürd asimilasyona uğrayıp eriyip gittiler. Bazı Kürdler asimile olmalarına rağmen “Kurdî” “Goranî”, “ Kîkan”, “Zerkî”, “Farqînî”, “Mêrdînî”, “Sohrewerdî”, “Şarezorî”, “Hamedanî” , “Hakkarî” vb. Lakapları taşıdıklarından dolayı Kürd olarak bilinmekteler. Bir de hiç bir Kürd ibaresini taşımayan milyonlarca Kürd vardı.
Kürdlerin sömürgeci güçlerden kurtulma ve kendi bağımsız devletlerini kurmak için kanlı bir mücadele içinde olduğu bir dönem de, başka halkların deryası içinde yüzbinlerce yıl boyunca asimile edilmiş ve Kürdlüğü bilenen bilimin ve sanatın farklı alanlarında büyük emekleri geçmiş Kürdlere karşı yaklaşımız ne olacak?
Yüzyılın başında Kürd ve Kürdistan tarihine kafa yoran Kürdlerin, coğrafyacı, politikacı ve şair olan İsmail Ali Eyyubi’ye, Cizre’de doğan Kürd asılı İbn El Esiri’ye, Flemenko müziğinin babası, Ziryab’a, yazar ve alim Bedihzeman Hamadani’ye, yazar ve gazeteci Kawakibi’ye, şair ve İslam alimi, Mahruf Resafi’ye, şair, felsefeci ve hukukçu, Cemil Zehawi’ye, şair ve eleştirmen, Abbas Mahmud Aqad’iye, İslam dünyasında reform ve Rönesans’ı savunan din alimi Muhammed Abdo’ya, Arap şairlerin prensi, Ahmed Şewqi’ye, meşhur Mısır gazetecisi Hüseyinin El Heykel’e ve daha yüzlerce Kürd kökenli şahsiyetlere karşı yaklaşımı ne olmalıdır?
Muhammed Kürd Ali’de asimile olmuş Kürdlerden biriydi. Arap ve İslam kültürüne hakim ve bu alanlarda bir çok eser vermişti.
Kürd Ali, Arap asılı Arabist Faris El Çuri ile yakın ilişki içindeydi. Arkadaş olan iki entellektüel haz ve latifeleri aralarında paylaşıyorlardı. Muhammed Kürd Ali bir ara ünlü Arabisti ‘çölden ve Karif köyünden geldiğini’ söyleyerek bir kelime oyunu içine çekti. M. Kürd Ali’nin bu söylemine karşı, El Çuri Muhammed Kürd Ali’yi ‘vahşi Kürd’ diye niteledi. Bu sefer Muhammed Kürd Ali söyleneni ciddi ve düşündürücü olarak alıp 03.11.1926 tarihli bir mektupla Çuri’ye cevap verdi. Bu mektubun Kürdçesi 1970 yılında Bağdat’ta çıkan “Defteri Kurdewari” adlı dergide yayınlandı..M. Kürd Ali mektubunda: “Kürdlere vahşi sıfatını vermene çok memnun oldum. Sen haklısın. Eğer vahşilik, Kürd Selahadin’in İslam dünyasının topraklarından düşmanları uzaklaştırmaksa,Eğer kabalık, Kürd Muhammed Abdu’nun gerçekleştirdiği dinsel reformlar ise;Eğer vahşilik, Kürd Qasim Emin’in islam dünyası içinde kadınların hakları için yaptığı kavga ise;Eğer vahşilik, Kürd Ahmed Şewqi’nin Arap şiirini en üst boyuta taşıması, tüm şairleri ve muharir taslağını yenilgiye uğratmasıysa ;Eğer vahşilik, Kürd Ahmed Teymur’u harekete geçirmesi ise- herkes onun Arap dili üzerindeki otoritesini bilir-Eğer vahşilik, Kürd Abbas Mahmud Aqqad’ı harekete geçirip Arap edebiyatını eski elbiselerinden özgürleştirerek, olağanüstü modern bir edebiyat haline getirmekse; EVET…Kürdler vahşi ilan ediliyor, çünkü Kürdler adaletsizlik karşısında sessiz kalmazlar. Kürdler, zorbalığa karşı sessiz kalmazlar. Allah bize bu vahşiliği daha daha ihsan eylesin!!! Allah senin uyruğunun hepsinede bu vahşiliği bahşetsin!!Ben inanıyorum, eğer insanlar bir gün kendi cürümlerine bir tokat atsalar ve kendilerine hesap sorma kapasitesine ulaşsalar, o gün hiç bir milletin ulaşmadığı mertebeye Kürd milleti ulaşacaktır.” diyordu…
Evet Muhammed Kürd Ali’nin “İslam dünyası içinde kadın hakları kavgasını veren Kürd Qasım Emin” kimdir?
KÜRD QASİM EMİN’İN YAŞAMI VE MÜCADELESİ
Qasim Emin 1863 yılında Mısır’ın İskenderiye şehrinde Osmanlılar döneminde valilik yapan bir Kürd babadan ve Mısır aristokrat bir aileden olan annenin çocuğu olarak dünyaya geldi.(annesi kendisi de Kürd olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın ailesindedir)( Qasım Emin biyografisi ve ulusal kimliği için Changer l’islam : dictionnaire des réformateurs musulmans des origines à nos jours“ de Malek Chebel chez Albin Michel (Paris, France), Biographical Dictionary of Modern Egypt; Arthur Goldschmidt, Jr., 2004, sayfa 22, Muhammed Kürd Ali ve daha başka kaynaklara bakılabilinir.)
Devam edecek
0 notes
Text
Öğrenci Andı'nı Cizre'de dinlemek / Derya Havin GÜNGÖR
Öğrenci Andı’nı Cizre’de dinlemek… Derya Havin GÜNGÖR yazdı: Öğrenci Andı: Ankara ve Eskişehir’de güzeldi, siz onu bir de Cizre’de dinleyin! Öğrencilikte huzura çıkıp Andı okutmak keyifliyse de ‘hazır ol’da beklemek, hele haylaz çocuklar için biraz zordur; itiraf etmeliyim ki bana da zor gelirdi. Serde biraz haylazlık olduğu doğrudur. Ama öğretmenlik yaptığım yıllarda büyük bir keyifle dinlerdim…
View On WordPress
0 notes
Text
Gelhat kod adlı terörist Mersin'de yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “11 gün önce Cizre’de şehit olan güvenlik korucumuz Mustafa Erdem’in faili Mehmet Zeki İlmin kod adlı Demhat, Fırat ve Gelhat kod adlı Terörle Mücadele ve Özel Tim’imiz tarafından yürütülen operasyonda yakalandı. Operasyon Birimi bu sabah Mersin’de.”
View On WordPress
0 notes
Text
13 yaşında bir çoçuktum. Cizre’de sokağa çıkma yasağı varmış. Bilmedim, sokağa çıktım. Keskin nişancı kurşunuyla öldürüldüm. Gömülmeme izin vermedikleri için annem ölü bedenimi günlerce bozdukta bekletmek zorunda kaldı. Katilimi tanıyorsun..!
#CemileÇağırga
13 notes
·
View notes
Text
7 Eylül 2015’de Cizre’nin Cudi Mahallesi’nde evinin kapısının önünde vurularak öldürülen 10 yaşındaki Cemile Çağırga’nın anısına yakılmış bir ağıttır.
Cemile Çağırga Cizre’de öldürüldüğünde 10 yaşındaydı ve ölü bedeni sokağa çıkma yasağı nedeniyle günlerce ailesi tarafından buzdolabında saklandı…
5 notes
·
View notes
Text
ATEŞİN VE GÜNEŞİN ÇOCUKLARI – 6
Şarkılar yazıldı kul olduğun topraklarda Yemen’in kahveleri Balkan’ın güzelleri dizildi sıra sıra Çil çil altınlar taşında Afrika’dan Ve Makedonya’dan altın sarısı buğdaylar Bir saraylar saltanatına çerez oldular O saray ki üretmeden tüketendi Ülkeleri çığlık çığlık Bir ganimet uğruna kılıçtan geçirendi Dili yoktu diller içinde – bu yüzden Sesi yoktu sesler içinde – bu yüzden Korkulu bir zorun yasası yalnızca Halaysızlığı ve şiirsizliği bu yüzden Bahardan kışa yağma savaşları Kıştan bahara yağma sofraları Sevgisizliği bu yüzden Barış güvercini Hacı Bektaş yolcuları Sevgi denizi Yunus dostları Silindiler birer birer yeryüzünden Baba İshaklar- Şahkulular Bedrettinler- Börklüceler Torlak Kemaller – Piri Mehmetler Ve daha niceler – niceler Bir saray saltanatına kurban edildiler Onlar ki sevginin inançlı sesiydiler Ve zamanın sonsuz topraklarında Nehirleşen bitimsiz birer şiirdiler Sevgiyi saltanata kurban edenler Karanlık yiyerek açlık büyütenler Saraylar kurdular denizler içinde Cariye göbeğinde şaraplar içtiler Yazları maun kayık geziler Kışları bol haremli helva söyleşileri Kaplumbağalar üstünde gezen mumlarda Yandı bütün laleler Adına yeryüzünün saltanatı dediler Sonra bir hamam tellakının narasıyla Rüzgarda toz diliyle savrulup gittiler Sense bir çınar ağacısın yeryüzünde Budanmış da olsa dalların Bakarsın hala yaz bahar yeşil yeşil Gökyüzündeki sonsuzluk renklerine İnerken köklerin Hitit Harrilerine Uzanır dalların Babil’in asma bahçelerine Ve Elam göklerinde yaprakların Selam sunar Asur’daki isyan ateşlerine Gör ki toprağına yağan ihanetler Yalnızca ölüm emzirmiş filizlerine Ah o yarım rüyalarla bölünen uykular İsyan ağaçlarında açılan kan çiçekleri Ceziret’te Bedrhanlar Hakkari’de Nurullahlar İhanetler ve peş peşe gelen ordular Bervari’de ölen on binlerce canlar Sonra Bedrhan oğulları Hakkari – Bahdinan ve Bothan isyanları Yatıyor hala yeşil yapraklarında Ki her biri gencecik çınar dalları Budandıktan sonra Bedrhanların Bir dal filizlendi göğsünün kırlarında Rengi özgürlük mü- ihanet mi bilinmez Sesi Nakşi Bendi’den gelir – Ubayd Allah Savaşçısı yiğit mi – mürit mi bilinmez Bağımlı bir ulus ister ki halkı görünmez Kavgası ulus mu – ümmet mi yoksa Amacı kurtarmak mı – sömürmek mi seçilmez Ey ateşin ve güneşin ölümsüz çocuğu Yaktığın ateşler içinde işte o gün söndü Çünkü en büyük önderin Mekke’de ateşsiz ve güneşsiz öldü Zerdüşt ki en büyük megindi senin Ateş hırsızı Prometheus öncesi söylenceydi O gün bir şeyh uğruna kurban edildi Ve Urartular En sıcak kardeşindi tarih bahçelerinde Oysa binlerce yıl sonra Van’da Her Urartulu kadın ve erkek Sence katli vacip olan birer kafirdi Gövdende üç ayrı dal büyüttüler Aynı kökten üç ayrı düşman Ne zaman yükselmeye başlasa biri Diğerlerine kestirdiler Böldüler – parçaladılar – yönettiler Sen verirken kendi yaprak kavgalarını Onlar kendi dallarını Senin sularınla göklere yürüttüler Etin Viyana kapılarında kaldı senin Kemiğin çıplak dağ mağaralarında Adı neydi peki o görkemli çağın Ki her anını deprem deprem yaşadığın Asya’dan Avrupa’ya koştuktan sonra Bir çağı kapatıp Yepyeni bir çağ açtıktan sonra Adı neydi parçalanıp savrulan o dağın Ve ilk sesi Medya İlk sesi neydi diline koyulan yasağın Balkan oldun – Trablusgarp oldun Kendi çiçeklerini ellerinle yoldun Çanakkale oldun – seferberlik oldun Dersim’de koskoca çarlığı durdurdun Bir ağaç oldun halklar ormanında Her savaş sonunda yeşermeden kurudun Erzurum’da içilen yeminlere Sivas’ta verilen sözlere uydun Bekledin durdun kan ve barut içinde Gördüğün düşleri hep hayra yordun Azarbaycan’da şair Askeri Boyik Çiçek derken neyi anlatır bilir misin Çiçeklerden türkü devşirir Türküyü yüreğin tandırındaa pişirir Çığlıklar sesinde anadilin Titrer yazgıların ve yalnızlığın üstüne Dağları ana bilir – dağ çiçeklerini çocuk Dizer sözcükleri boncuk boncuk İşler yazmalar üstüne – gelinlikler üstüne Bir uzun hava tutturur gece yarısı Ahlar çektirir yağan kar tanelerine Bulutlar sarar bir anda dağ doruklarını Bülbüller konar kan güllerine Ve Cizre’de bir büyük sevda Cigerxwin Sesinde dağlar ve nehirler dillenir Sesinin rengini söyler
misin Ey Xewal Robson derken neyi anlatır Hangi yaraya parmak basar Hangi yarayı yenide kanatır- bilir misin?
Adnan Yücel
Photographs by Bruce Davidson
3 notes
·
View notes
Text
Cizre’de “Çocuklarımızı şiddetten nasıl koruyacağız” Sempozyumu yapıldı
http://dlvr.it/TFJ1Hb
0 notes
Text
Cizre’de 3 çocuk annesi, eşi tarafından öldürüldü
View On WordPress
0 notes
Text
Cizre’de eğitim sorunları masaya yatırıldı http://dlvr.it/T0PS2X
0 notes
Text
Gerçek adı Ziyâeddin, fakat biz onu İbnü’l Esir olarak biliyoruz. İlk öğrenimini Cizre’de gördü. Fakat asıl tahsilini yirmi bir yaşında iken babası ve iki kardeşiyle birlikte zamanın ilim ve kültür merkezi olan Musul’a göç ettiğinde yapmış oldu. Tahsilini tamamladıktan sonra 587 (1191) yılında Selâhaddîn-i Eyyûbî ile tanışıp onun hizmetine girdi. Ziyâeddin gibi kardeşleri İzzeddin ve Mecduddin'in hayatları da ilim ile dopdolu idi.
Hayatlarını ilme adamış bu aile, vermiş olduğu eserlerle günümüze ışık tutmaktadır. Onlar çocuk yetiştirmek isteyen bugünkü anne babalara en büyük örnektir. O kıymetli üç kardeşin anne-babası, çok para kazanmaları ya da dünyalık menfaatleri için çalışmalarını değil Allah rızasını kazanacakları ilim yoluna adım atmalarını, alim olmalarını istemiş ve onları bu doğrultuda yetiştirmiştir.
Bizlere de bu bilincin nasip olması duası ile...
#islam#islamiyet#allah#la ilaha illa allah#allahuekber#ayet#hadisler#tevhid#hilafet#islam devleti#islami#islampost#islamisözler#islamivideo#allahaşkı#allahﷻ#hakimiyet#hakikat#hak#düşünce#dünya#demokrasi#devlet#yazı#yolculuk#biyografi#mümine#müminler#mümin#alim
8 notes
·
View notes
Text
Cizre’de insanlar ölümle burun burunayken,
Bu vurdum duymazlık,
Kör sağırlık neye?
Hangi değer, hangi mevki makam,
İnsanın canından daha değerli olabilir.
#cizreyebak
#CizreyeSesVer
6 notes
·
View notes