#Bölge Temsilcisi Üniversitesi
Explore tagged Tumblr posts
darkyayincilik · 1 month ago
Text
BATIKAF'a Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ev Sahipliği Yapacak
16-17 Aralık tarihlerinde Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Batı Karadeniz Kariyer Fuarı (BATIKAF 24), gençlerin hayallerindeki işe bir adım daha yaklaşmalarını sağlayacak. Toyota, ASELSAN, OTOKAR, HAVELSAN gibi Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin katılımıyla gerçekleşecek fuarda, binlerce staj ve iş imkanı öğrencileri bekliyor. BATIKAF…
0 notes
pazaryerigundem · 7 months ago
Text
Geleceğin aşçıları 'Türk Mutfağı'na damga vurdu
https://pazaryerigundem.com/haber/175317/gelecegin-ascilari-turk-mutfagina-damga-vurdu/
Geleceğin aşçıları 'Türk Mutfağı'na damga vurdu
Tumblr media
Türkiye Cumhurbaşkanlığı’nın himayelerinde Kültür Bakanlığı’nın koordinasyonunda bu yıl 3.’sü gerçekleştirilen Türk Mutfak haftası, eş zamanlı olarak düzenlendi.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Trakya Üniversitesi Arda Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programı, Türk Mutfağı Haftasına damga vurdu.
Edirne Valiliği bünyesinde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinasyonunda düzenlenen hafta kapsamında Arda Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programı öğrencileri 22-23-24 Mayıs tarihlerinde İlimizde yürütülen pek çok etkinlikte bulunarak önemli bir başarı sergilediler.
Edirne’nin tanınan şekerlemecisi ve turizm elçilerinden Arif Meriç ustanın yönetiminde Arda Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programı öğretim elemanları Öğr. Gör. Sedat Kocadoğan, Öğr. Gör. Çağla Yumuk Mercan ve 22 öğrencimiz ile 22 Metrelik Rekor Badem Ezmesi denemesi ile büyük bir başarıya imza attılar.
Tumblr media
Arda Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Yeşim Yeşiloğlu, Müdür Yardımcıları Dr. Öğ. Üyesi Hatice Palüzar ve Öğr. Gör. Damla Zeynep Ütebay’ında katılım sağladığı rekor denemesi kapsamında Arif Meriç usta ve öğrencilerimizin yardımları ile oluşturulan Edirne’nin bu meşhur lezzeti Saraçlar Caddesi’nde vatandaşlarla buluşturuldu. Edirne Valisi Yunus Sezer ve il yönetiminin teşrifleri ile yapılan bu etkinlik, badem ezmesi üretildikten sonra şekil verilmesi, dilimlenmesi ve ikramları da öğrencilerimiz tarafından gerçekleştirildi.
Edirne Ciğeri Tanıtımı etkinliğinde öğrenciler Edirne’nin tanınan ciğerci ustalarından Edirne Ciğercisi Kemal Usta’nın Restaurantında ciğer doğrama ve pişirme workshop’una katıldılar.
Düzenlenen etkinlikler kapsamında Aşçılık Programı Öğrencilerimiz Arda Meslek Yüksekokulu Bahçesinde Öğr. Gör. Sedat Kocadoğan, Öğr. Gör. Çağla Yumuk Mercan organizasyonu ile Neslişah Sultan Şerbeti, Çilekli Limonata, Hibiskus Şerbeti, Nane Şerbeti ile saray şerbetlerini sergilediler.
Bu şerbetlerin yanında Edirne’nin önemli yöresel lezzetlerinden olan Bademli Edirne Kurabiyesi, Deva-i Misk Helvası, Kalburabastı Tatlısı, Patatesli Gül Böreği, Kandili Mantı gibi lezzetlerinde sunulduğu etkinlikte Arda Meslek Yüksekokulu öğrencilerine, protokole, akademik ve idari personele bu ürünlerin ikramı gerçekleştirildi. Arda Meslek Yüksekokulu akademisyenleri ve öğrencilerinin sunduğu ürünler, Türkiye Aşçılar ve Şefler Federaysonu’nun Edirne temsilcisi, Edirne Tüm Aşçılar Derneği yönetim kurulu üyesi, DSI 11. Bölge Müdürlüğü Baş Aşçısı İsmail Ergin tarafından tam not aldı.
Etkinlikler kapsamında ayrıca Arda Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Yağ Endüstrisi Programı Öğr. Gör. Damla Zeynep Ütebay ve Arda Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programı Öğr. Gör. Çağla Yumuk Mercan rehberliğinde bir de sergi açıldı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
gundembuca · 2 years ago
Text
AK Partili Şebnem Bursalı Işılay Saygın'ı Unutmadı
Tumblr media
AK Parti 1 Bölge milletvekili adayı olan Şebnem Bursalı, Bayramın 2. günü Buca'nın Ablası, İlk Kadın Turizm bakanı ve Çevre bakanı olan ve 27 Temmuz 2019 da hayata gözlerini yuman Işılay Saygını Unutmadı kabri başında andı. Şebnem Bursalı geldiği Işılay Saygının mezarında dua ettikten sonra kabrine çiçek bıraktı.
Tumblr media Tumblr media
ŞEBNEM BURSALI KİMDİR? 1972 yılında dünyaya gelen Şebnem Bursalı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunudur. İkizler burcudur. Aslen Aydın'lıdır. Ancak kökeni Karadeniz ve Balkanlara kadar uzanmaktadır. Selanik, Arnavut göçmeni ve Trabzon Sürmeneli bir anne ve yörük bir babanın kızıdır. Üniversite eğitiminin ardından 1993 ve 1994 yılları arasında Reha Muhtar ile Ateş Hattı isimli programda yapım elemanı ve muhabir olarak TRT'de görev yapmıştır. Daha sonra Gün Gazetesi muhabirliği, Yeni Asır gazetesi köşe yazarlığı yapmış 1995 senesinde Yeni Asır Ankara Temsilcisi olmuştur. Atv'de İktidar Oyunu haber programı, Sabah Ankara'da Şebnem Bursalı'nın Oltasına Takılanlar isimli köşede, Takvim Gazetesi Ankara Temsilciliği ve köşe yazarlığı, Yeni Asır Genel Yayın Yönetmenliği, Atv Ankara Temsilciliği, Takvim Gazetesi Ankara Temsilciliği ve köşe yazarlığı, Sabah muhabir ve röportaj yazarlığı gibi bir çok kurum bünyesinde görev almıştır. Turkuvaz Medya Grubu Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Başkanlık görevini de sürdüren Şebnem Bursalı İşletme üzerine Yüksek Lisans yapmıştır. 2017 yaz sezonunda Washington Mentora College'de eğitim almıştır. Günümüzde ise Hukuk Fakültesinde eğitimini sürdüreceği açıklanmıştır. Read the full article
0 notes
antalyamemurlarcom · 2 years ago
Text
Taksim Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Çalışanlarından Cerrahpaşa Protestosu
Tumblr media
Riskli yapı olduğu gerekçesiyle boşaltılmasına karar verilen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin bir bölümünün Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne taşınacağının duyurulması üzerine, görev yerlerinin değiştirileceğinden endişe duyan hastane çalışanları eylem yaptı. Sağlık çalışanları, "Hepimizde 'yarın ne olacak, acaba ben de gönderilir miyim' kaygısı başladı. Elbette ki hastanelerimiz olası bir depreme karşı yenilensin, ama bu yapılırken o hastanelerin içerisinde çalışan bizlerin yaşamları, kurdukları düzenleri ve koşulları göz ardı edilmesin. Biz bu hastanenin sağlık emekçileri olarak, sürekli bir yerlere taşınmak, sürekli yeniden bir düzen kurmaktan yorulduk. Bizler yeniden başka bir hastaneye taşınmak istemiyoruz" dedi. Depreme dayanıklı olmadığı için tahliye kararı alınan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nin bölümleri farklı hastanelere taşınıyor. Bu çerçevede fakültenin bazı bölümleri de Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne taşınacağının duyuruldu. Bunun üzerine görev yerlerinin değiştirileceğini öne süren Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanları eylem yaptı. Hastane çalışanlarının örgütlü olduğu Sağlı ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın (SES) öncülüğündeki eyleme, birçok sağlık örgütü temsilcisi de katıldı.   Eylemde hazırlanan ortak açıklamayı, SES Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Temsilcisi Muhsin Uysal yaptı "Bir hafta içerisinde bu ikinci basın açıklamamız, neden ihtiyaç duyduk bu açıklamanın tekrarını yapmaya? Çünkü burada olan olmayan bütün sağlık emekçileri adına sorduğumuz soruların hepsi havada, hepsi askıda kaldı. Her birimizde ayrı ayrı derin bir endişe ve üzüntüye neden olan gelişmeler için yine burada toplandık" diyen Uysal, şunları söyledi:   "HEPİMİZDE 'YARIN NE OLACAK, ACABA BEN DE GÖNDERİLİRMİYİM' KAYGISI BAŞLADI 6 Şubat’ta ülkemizi yasa boğan deprem felaketi üzerinden 1,5 ay geçti ve İstanbul’da başta kamu hastaneleri olmak üzere olası deprem ihtimaline karşı bir dizi önlemler alınmaya başlandı. Bu önlemler kapsamında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın basına yaptığı açıklama ile hastaneler arası birleştirme ve taşınmaların olacağını öğrenmemizle birlikte bu kapsamda adı geçen hastanelerde çalışan sağlık emekçileri olarak hepimizde 'Yarın ne olacak, acaba bende gönderilir miyim' kaygısı başladı. Bakan yaptığı açıklamada, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin çeşitli hastanelere bazı bölümlerinin de hastanemizde hizmete devam edeceğini ifade ederek, sözünü ortaya koymuş, devamını getirmediği gibi, muğlakta bıraktığı onca sorunun cevabını henüz kamuoyuyla paylaşmamıştır.   PLANLAMA YAPILIRKEN HASTANE YÖNETİCİLERİNİN FİKRİ ALINMAMIŞTIR   Hepimizin bildiği üzere son 10 yıldır olası bir depreme dayanıksız olduğu bilinen çok sayıda hastane bugüne kadar hiçbir önlem alınmayıp, yaşadığımız deprem felaketi ile apar topar oldukça karmaşık bir taşınma, birleştirme sürecine girmiş olması ve bu sürecin karar vericilerinin konuya dair net bir açıklama yapmamış olmaları bu hastanelerde çalışan bizleri olduğu kadar bu hastanelerden hizmet alan hastalarımızı da oldukça endişelendirmiştir. Daha önce de belirttiğimiz üzere bu planlamalar yapılırken ne hastanemizin fiziki koşulları ne çalışan sayısı göz önünde bulundurulmayıp, hastane yöneticilerimizin dahi fikri alınmamıştır. Taksim Eğitim Araştırma Hastanesi, namı diğer Taksim İlk Yardım’ın, bölge halkı için önemi tartışmasızdır. Taksim İlk Yardım Hastanesi bu bölgenin önemli ölçüde sağlık ihtiyacını karşılamakta olup Etfal Hastanesi’nin taşınması ile de acil ve poliklinik ihtiyacı basta olmak üzere duyulan ihtiyaç ve önemi iki kat artmıştır.   BİZ ÇALIŞANLARIN YAŞAMLARI, ÖZGÜL KOŞULLARI GÖZ ARDI EDİLMESİN Cerrahpasa Tip Fakültesi’ninim buraya gelmesi demek aile sağlığı merkezinden sonraki basamak olan hastane ayağını ortadan kaldırmak demektir. Bizler için de iş yerimiz olmasının yanında büyük bir ailenin parçası olduğumuz hissiyatı her daim hissettiğimiz duygudur. Bunun içindir ki 2013 yılında buranın yıkımı esnasında geri gelmek için nasıl seferber olmuş isek, bugün de gitmemek için bütün sağlık emekçileri olarak seferber olmaya hazırız. Elbette ki hastanelerimiz olası bir depreme karşı yenilensin, yeniden inşa edilsin, güçlendirilsin ama bütün bu yenilenmeler yapılırken o hastanelerin içerisinde çalışan bizlerin yaşamları, kurdukları düzenleri ve koşulları göz ardı edilmesin. Burada bulunan her birimizin evleri, çocuklarımızın okulları, kısaca bütün koşulları çalıştığımız hastanemize göre planlanmış, buraya göre ayarlanmıştır.   SÜREKLİ BİR YERLERE TAŞINMAK, SÜREKLİ YENİDEN BİR DÜZEN KURMAKTAN YORULDUK Bin 59 kişinin hizmet verdiği bir hastaneyi anahtar teslim Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin kullanımına açmak, bu kadar emekçinin akıbetinin belirsizliği olacaktır. Biz bu hastanenin sağlık emekçileri olarak, sürekli bir yerlere taşınmak, sürekli yeniden bir düzen kurmaktan yorulduk. Artık kendi hastanemizde huzurla, motivasyonla hizmet vermeye, buraya göre şekillendirdiğimiz rutinimize devam etmek istiyoruz. Bizler Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yenilenirken ne orada hizmet veren sağlık emekçisi arkadaşlarımızın ne de bizim mağdur edilmesini istemiyoruz. Yapılırken yere göğe sığdırılamayan, adı şehir hastaneleri olsa da şehirlerin çok uzağında olan şehir ve acil durum hastaneleri bu sürecin neresinde yer almaktadır?   KARARLAR MASA BAŞINDA ALINMAMALI Hepimizin yaşamlarını doğrudan etkileyecek bu kararlar alınırken masa başında değil mutlaka alan gözlemleri, fiziki koşullar ve en önemlisi de orada sağlık hizmeti sunan bizlerin koşulları göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Olası deprem ihtimaline karşı planlanan bu yenilenmeler yapılırken, alanında uzman kişiler ile üzerinde çokça düşünülerek, artısı-eksisiyle olabildiğince geniş bir çerçevede değerlendirilme yapılmasını istiyoruz. Bugün bakan açıkladı, yarın başka bir açıklama ile alelacele verilecek bir kararın sonuçları biz sağlık emekçileri ve hizmet verdiğimiz hastalarımız için olumsuz sonuçlar doğurabilir.   HASTANEMİZ İLE İLGİLİ KARARLAR TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLSİN Sonuç olarak biz Taksim İlkyardım sağlık emekçileri olarak diyoruz ki, hastanemiz ile ilgili alınan bu kararlar tekrar gözden geçirilsin. Yeni bir karar alınırken her iki hastanenin mevcut yöneticileri ile ortak toplantılar yapılsın, karşılıklı protokoller oluşturulsun. Hastaneler yıkılıp yeniden inşa edilirken, öncelikli yaklaşım yerinde yenilenme üzerine planlansın. Alınan karar her ne olursa olsun çalışanların fikri alınarak ortaklaştırılsın. Ve alınan bütün kararlar kamuoyuyla paylaşılarak bilgi kirliliği önlensin. Bizler yeniden başka bir hastaneye taşınmak istemiyoruz. Bizler hastanemizde kalıp hastalarımıza burada hizmet vermeye devam etmek istiyoruz." Read the full article
0 notes
mansetmalatya · 2 years ago
Text
Ağbaba “Bu alanda yapılmış en önemli çalışmalardan biri olacak”
Tumblr media
CHP Emek Büroları ve İstanbul Planlama Ajansı işbirliğiyle 7 Ocak Cumartesi günü Dijital Emek ve Emek 4.0 çalıştayı düzenlenecek.Çalıştaya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katılarak bir konuşma yapacak. Çalıştayda dijitalleşme ve emek konusunda uzman akademisyenler, sendika temsilcileri ve sivil toplum örgütleri yer alacak. CHP Emek Büroları Koordinatörü , Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, çalıştayın bu alanda yapılmış en önemli çalışmalardan biri olacağını belirtti. Kılıçdaroğlu açılış konuşması yapacak İstanbul Planlama Ajansı Florya Kampusu’nde gerçekleştirilecek çalıştay 09.30’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı  Ekrem İmamoğlu, CHP İşçi ve Memur Sendikaları, Esnaf ve Meslek Odaları STK’lardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşması ile başlayacak.
Tumblr media
Dijital Ekonomi, Dijital Emek Çalıştayda, “Dijital Ekonomi, Dijital Emek” başlıklı ilk oturum gazeteci Emin Çapa moderatörlüğünde gerçekleştirilecek.Oturumda  İTÜ Bilim,Teknoloji ve Toplum Programı Kurucusu Prof. Dr. Hacer Ansal ile , ODTÜ İktisat Bölümü, Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Erkan Erdil konuyla ilgili sunum yapacaklar. Yaratıcı Endüstri, Kent Ve Dijital Emek “Yaratıcı Endüstri, Kent Ve Dijital Emek” başlıklı oturumu Gazeteci Zeynep Gürcanlı yönetecek. Oturumun konuşmacıları ise: Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi -Yaratıcı Kültür Endüstrileri Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden Dr. Öğr. Gör. Erman Demir, Bağ Etkileşimli Öğrenme Derneği’nden ,Siyaset Bilimci-Dr. Ece Öztan,İBB Enstitü İstanbul İSMEK Uzaktan Eğitim Merkezi Yöneticisi Soner Şimşek olacak. Dijital Emek ve Emek 4.0 Çalıştayı’nın öğlenden sonraki bölümünde dijital emek ve hukuk, dijital emek ve çalışma hayatı ile dijital emek ve sosyal politikalar çerçevesinde üç farklı atölye çalışması yapılacak. Dijital Emek ve Çalışma Hayatı Dijital Emeğin Geleceği: Kamu Politikaları Üzerine Düşünmek başlığı ile ele alınacak atölye çalışmalarından 1’nolu Atölye “Dijital Emek Ve Çalışma Hayatı”nı ele alacak. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden  Prof. Dr. Metin Özuğurlu atölye başkanlığını yaparken, Türk-İş Uzmanı Dr. Güven Savul, Ordu Üniversitesi/Ünye İİBF İktisat Bölümü’nden Dr. Özgür Narin ,DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu,Bilgisayar Mühendisleri Odası Temsilcisi İlhami Türkdoğan, İBB İş Sağlığı Güvenliği Müdürü Dr.Özkan Kaan Karadağ ile İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof.Dr. Erkan Saka çalışmalara katılacak.
Tumblr media
Dijital Emek Ve Hukuk Başkanlığını  CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Av. Gülşah Deniz Atalar’ın yaptığı “Dijital Emek Ve Hukuk” başlıklı Atölye çalışmasına Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İş Hukuku bölümünden  Prof. Dr. Gaye Burcu Yıldız, Çalışma ve Toplum Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Dr. Murat Özveri ve TPE Marka ve Patent Vekili Av.Mehmet Ali Köksal katkı sunacaklar. Dijital Emek Ve Sosyal Politikalar Atölye Başkanlığını  CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın’ın yapacağı “Dijital Emek Ve Sosyal Politikalar” başlıklı 3 No’lu atölye’de ise Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden Prof. Dr. Kurtar Tanyılmaz, Gaziantep Üniversitesi İslahiye İİBF’den Doç. Dr. Ferit Serkan Öngel, Bilgisayar Mühendisleri Odası Başkanı Cem Nuri Aldaş ,İPA Sosyal Politikalar Ofisi Koordinatörü Zelal Yalçın,Hak-İş Uzmanı / Projeler Koordinatörü Recep Atar çalışmalara katkı sunacak. Dijital Emek, Emek 4.0 Çalıştayı sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erecek. Ağbaba, “Bu alanda yapılmış en önemli çalışmalardan biri” CHP Emek Büroları Koordinatörü, Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Dijital Emek, Emek 4.0 Çalıştayı’nda CHP'nin Türkiye'yi ikinci yüzyıla hazırlayacak ekonomik vizyon belgesinin emek ve çalışma yaşamı ile ilgili atacağı adımlar ve temel politikalarının altyapısının oluşturulacağını belirtti. Ağbaba, İstanbul Planlama Ajansı’nın,CHP Emek Bürolarının,CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Ankara Ünv. İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Emek Büroları Danışma Kurulu Koordinatörü Prof.Dr.Gamze Yücesan Özdemir’in önemli katkılarıyla gerçekleştirilen çalıştayın bu alanda yapılmış içeriği en dolu ve en önemli çalışmalardan biri olacağını kaydetti. Read the full article
0 notes
listemakale · 2 years ago
Text
Neşet Dişkaya, Gazeteciliği severek yaparsanız başarılı olursunuz
Neşet Dişkaya, Gazeteciliği severek yaparsanız başarılı olursunuz
Ege Üniversitesi (EÜ) Kariyer Söyleşileri kapsamında EÜ İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı tarafından “Geçmişten Bugüne Gazetecilik” söyleşisi düzenlendi. Moderatörlüğünü Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör. Gaye Yiğit Verep’in üstlendiği söyleşiye konuşmacı olarak Demirören Haber Ajansı (DHA) Ege Bölge Temsilcisi Neşet Dişkaya katıldı. İletişim Fakültesi 2 Nolu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kadinruhu · 2 years ago
Text
Neşet Dişkaya, Gazeteciliği severek yaparsanız başarılı olursunuz
Neşet Dişkaya, Gazeteciliği severek yaparsanız başarılı olursunuz
Ege Üniversitesi (EÜ) Kariyer Söyleşileri kapsamında EÜ İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı tarafından “Geçmişten Bugüne Gazetecilik” söyleşisi düzenlendi. Moderatörlüğünü Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör. Gaye Yiğit Verep’in üstlendiği söyleşiye konuşmacı olarak Demirören Haber Ajansı (DHA) Ege Bölge Temsilcisi Neşet Dişkaya katıldı. İletişim Fakültesi 2 Nolu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
seslimeram · 3 years ago
Text
Zifiri Karanlık
Tumblr media
Tahakküm etme suretleriyle donatılıyor bir menzil. Baş efendi ve şürekasının eylediği, bu sahada güncel bir tavırla savuna geldiği, yurt denileni dönüştürürken yardımcı araç kıldığı ve bellediği tahakküm hallerinin yekununda bir ülke bahsi hiç ediliyor. Müştereklerimizin talan olunmasının, demokrasinin delik deşik edilmesinin yolunun / yönünün açılması tüm bu minvalde şekillendiriliyor. Cerahat hayatın tam da ortasında imal ediliyor. Belirgin bir yaşam tahayyülünü eksik gedik kılma hakikat eyleniyor. Tahakküm ve bedene yönelik ola gelen sindirme politikasının, tehditlerin toplamında cerahat uzak öte değil doğrudan bariz bir sonuç kılınarak her yurttaşa pay ediliyor.
Yazılmış olan müşterek temellerin, anayasal ve hukuki değerlerin, insanlık hakkı mesellerinin dahilinde çürüme bu hoyratlık dahilinde ufak ufak yıkılarak bedenlere taksim ediliyor. Tahakküm suretlerinin toplamında yaşama eylemi zehirleniyor. Devlet tüm mekanizmalarıyla birlikte bir hayat imgesini dönüştürüp tanımlanamaz kılıyor. Olabildiğince yalın bir biçimde doğrudan o tahakküm etme halleri dolayında bir yarın bırakılmıyor. Aralıksız 2023, 2053 vizyonları denilirken yapılan tüm o göndermeler, ortaya saçılan nutuklar, vaatler ve bitmeyen laf ebelikleriyle birlikte bir menzilin yenisi dününden güncellenmeye devam olunuyor. Dün bu yerin yegane eksiksiz bir istikameti kılınıyor, sorgusuz ve sualsiz. Hep geçmişine yollanıyor ülke. Her dem muktedirin var ettiği istikamet / çıkış diye suna geldiği pratikler dünün vahametinden feyiz alıyor. Her yan yangın yeriyken hala ve hala dünün gölgesine sığınıyor, yirmi yaşında, on dokuz yıldır iktidar olan bir siyaset.
Düzen, var ettiği her hamleyle birlikte bir yaşam idesinin çürümesini savuna geliyor. Her hamle biraz daha derin bir kırılmayı güncelliyor. Her eylem bariz bir biçimde o yaşamsal olanın köküne bir darbeyi daha var ediyor. Temellendirilen her yıkıcı eylem, ortalıklarda güncellenmiş olan her tehdit nüvesi, her bir cürüm sonuç olarak bir müşterek kırımının da yolunu belirginleştirir. Döne dolana, bata çıka bir menzilin istikamet diye kullana geldiği rota, belirlediği yönelim, sonucunda hep ama her dem daha karanlık olanı işlevselleştirir. Budur hakikati bir ülkeden arta kalanın var ettiği. Cürümler peş peşe yinelenirken cürmü yeni yıkım hamleleri ile güncellerken muktedirin ülkesi, ülke olmaktan alıkonulan bariz bir çukur olmaya mahkum edilmiştir. Asırlardır fethedilmeye devam olunan, bir türlü hiç ama hiçbir türlü o bu vatanın sahiplerinin addedilemeyen, dönüştürülemeyen yerin hakkı da hukuku da böyle açık bir fasit döngüde zehir edilir. Yeni / eski fark etmeksizin ülkenin potansiyeli bu katran karanlığından çıkartıla gelir. Bu karanlık yol bellenir.
Gazete Duvar’dan aktaralım: “Karadeniz bölgesini etkisi altına alan yağışlar sonrası Kastamonu, Sinop, Bartın, Ordu ve Rize çevrelerinde gerçekleşen sel ile ilgili açıklama yapan Ekoloji Birliği, iktidarın 'doğal afet' söyleminin doğru olmadığını ve suçun doğaya atılamayacağını vurguladı.
Ekoloji Birliği'nin açıklamasında şöyle denildi: "AFAD’a yüzlerce kayıp başvurusu yapıldı. Bölgede en az 30 bin haneye elektrik verilemiyor. Dere, çay yatağına yapılan çok sayıda bina yıkıldı veya hasar gördü.
Daha birkaç gün önce de Van’da şiddetli bir sel yaşamıştık.
İktidar güçleri yaşadığımız yıkımın doğal afet olduğunu söylüyor. Dere yatakları çevresine imar izni verenler, her dere üstüne sayısız HES yapıp dere ekosistemini yok edenler, dereleri “ıslah” adı altında doğal yataklarından alıp beton kanallara hapsedenler kendileri değilmiş gibi, suçu doğaya attılar.
Büyümekte olan iklim krizinin olası uzun vadeli etkilerinin neler olacağını bildikleri halde doğa düşmanı politikaları hayata geçirenler tüm bu yıkımdan sorumludur. Ülkenin güneyini 16 gün boyunca etkileyen yangınlara karşı yeterli önlemi alamayan iktidar, kendi büyüttüğü yıkım sürecinin etkileriyle mücadele edemez hale gelmiştir.
Madencilik, enerji, turizm, otoyol, köprü vb. için yapılan orman kıyımı, betonlaşma, dere yataklarının yapılaşmaya açılması, HES’lerle boğulan dereler, müteahhitlere peşkeş çekilen kamu arazileri bu süreci yaratmıştır. 400 metre genişliğe sahip dere yatağının 15 metreye indirilip imara açılması yıkıma davetiye çıkarmaktır.
Kastamonu Bozkurt’ta yaşanan felaketin nedenleri konusunda bölge halkının ve bilim insanlarının ciddi şüpheleri bulunmaktadır. Bozkurt’taki su baskını çok kısa bir süre içerisinde, hızla büyümüştür. Ani gelen ve hızla miktarı artan sele Bozkurt üstünde yer alan HES’ in etkili olduğu konusunda halkta ve kamuoyunda ciddi endişeler vardır. Her ne kadar Kastamonu Valiliği ve DSİ reddetse de konunun ivedilikle bilim insanlarınca incelenmesi ve gerçeklerin kamuoyu ile paylaşılması zorunludur.
Rant uğruna HES ve baraj kurulmadık dere, nehir, akarsu bırakmayan sermaye ve sermaye ortakları, bugün “doğal afet” diyerek yarattıkları ekolojik krizi ve iklim krizini örtbas etmeye çalışmaktadır.
31 Mayıs 2011’de Hopa meydanında Karadeniz’de yapılan HES’e karşı “Doğaya, ağaçlara dokunmayın” diyen Metin LOKUMCU, polis şiddetiyle hayatını kaybetti. Metin LOKUMCU’nun direnişinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk. Onu saygı ile anıyoruz. Mücadelemizde yaşatacağız.
Halkın değil şirketlerin temsilcisi olan iktidar, doğayı ve insan hayatını korumak yerine yaşanan her felakette ekonomik yükü vatandaşa yüklemeye çalışarak IBAN göndermeyi tercih ediyor. Hiçbir krizi yönetemeyen iktidar, son zamanlarda yaşanan orman yangınları ve sel felaketlerini yalnızca seyretmekle kalıyor.
Bizler doğa ve yaşam savunucuları olarak, yangın ve sel cinayeti yaşanan bölgelerin tümünün afet bölgesi ilan edilerek, iktidarın sorumsuzlukları sonucu zarar gören tüm vatandaşların ihtiyaçlarının acilen karşılanmasını ve temelde bu felaketlere sebep olan politikalardan derhal vazgeçilmesini istiyoruz.
İklimi değil, sistemi değiştir!"
Tahakküm etme pratikleriyle donatılıyor bir menzil. Cürümler, yıkımlara geçit verirken, her yıkım bambaşka bir can kırığına dönüşürken, sel felaketi de bu tumturaklı yolda var edilmiş olan en keskin kırılmalardan birisini ortaya serer. On dokuz yıllık iktidar pratiği için doğanın esamesinin, beton / rant, talan üçlüsünden daha değersiz kılındığı ortaya serilir. Onca nutka rağmen ulu orta var edilmiş olan şey / çıkan kısmın özeti bu bahistir. Sermaye için kurban edilen yaşamlar, insandan, hayvana ve doğaya kasıt ile bir menzilde kökün kurutulması bir kere daha ele alınandır. Cerahati ile yok etme kültürü ve bitimsiz hiç tükenmeksizin var edilen yağmacılık anlayışının açtığı gediğe dair Ekoloji Birliğinin meramı ortadadır. Düzenin en ufak bir iyileştirme çabasına düşmeksizin, afetin yaraları, ortaya serdiği kırımı onarmak yerine iban talep etmesinin utanmazlığı da cabasıdır gören gözlere. Resmi olarak duyurulan altmış iki insanın canını almış bir felaketin ardında ol ortaya çıkan surettir mesele, hicap edilmesi gereken. Gereken de kim farkındadır ki sahi ama sahiden?
Bianet’ten aktaralım: “İnsan Hakları Derneği (İHD), Çorum merkeze bağlı Tekke Köyü'nde Şanlıurfalı mevsimlik tarım işçilerinin 4 Ağustos'ta saldırıya uğradığına dair haberlerin ardından bir heyet oluşturup ile gitti.
İHD'liler İsmail Boyraz, Nuray Çevirmen, Osman İşçi ve Mahir Uslu'dan oluşan heyet, saldırıya uğrayan ailenin yerleştirildiği Bozbuğa Köyü'nde H. Ç., İ. Ç., H. A., Ö. A. ile görüştü.
Saldırıda alnından yaralanan H. Ç., heyete olayı şöyle anlattı:
"45 gündür içme suyumuz yok, arabalarla taşıyarak getirmeye çalışıyoruz. Tekke Köyü'nün muhtarının dayısı gelip bize bağırıp çağırdı. Tekke Köyü muhtarı bizden şikayetçi olduğu için astsubay geldi ve bize 'Buradan taşınacaksınız, terk edeceksiniz, buraya çöp bırakıyorsunuz, gidin, burada sizi istemiyorlar' dedi.
"Yolun öteki tarafına götürüp pislik temizletmeye çalıştılar. Biz de Bu çöplerin büyük bir kısmının kurban kesimi sonrası köylüler tarafından atıldığını, kendi attıklarımızı temizleyeceğimizi söyledik. Fakat tümünü bize temizletmeye çalıştılar, biz de kabul etmedik.
Bunun üzerine astsubay, muhtarı ve beraberindeki kişileri bize karşı kışkırttı ve muhtar, iki oğlu, muhtarın dayısı toplam beş altı kişi bizlere saldırdı, yanımızda küçük çocuklar vardı. Yumruklar attılar. İki kişi de elindeki bıçakla saldırdı. İki kişi bıçakla hafif yaralandı. Beş kişi darp raporu aldık.
"Astsubay saldırıda kullanılan bıçakları aldı, tek yönlü görüntü alarak bizi saldırgan olarak gösterdi. Leblebi TV'ye bu görüntüler verilmiş ve bizi suçlu olarak gösterdiler, yanlış haber yapmışlar, olay esnasında biz çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 10 kişi bile yoktuk.
"Bizlerin onlara saldırması veya darp etmesi söz konusu değildir. Astsubayın tav��r ve davranışlarından cesaret alarak saldırı gerçekleştirdiler. Astsubayın kışkırtmaları olmasaydı saldırı olmazdı.
Biz bu köye yedi yıldır geliyoruz ve hiçbir sorun çıkmadı. Aynı akşam köyde 500 kişi toplandı, jandarma bizim etrafımızı sararak saldırıdan korudu. Kalabalık tarafından bize küfredilip buradan taşınmamız istendi, 'Teröristler dışarı' diye bağırdılar.
"Olaydan dolayı şikayetçi olduk, ifademizi olayda rol oynayan astsubayın olduğu karakol aldı. Beş kişi Hitit Üniversitesi hastanesinden darp raporu aldık.
"Bize saldırı olan köyde alacaklarımız var, onları vermeme durumları olabilir. Darp sırasında askerler tarafından bizlere, çocuklara yakın gaz sıkıldı."
İ. Ç. de "Astsubay bize bağırdı, 'Bize bağıramazsınız' dedim. Daha sonra bize saldırdılar. Bana bıçaklı saldırı oldu. İ. Ç., H. A., K. A. ve A. S.'de darp edildi" dedi. H. A. ise "Biz astsubaydan şikayetçiyiz. Şu anda Bozbuğa Köyü'nde elektrik ve su yok, zor koşullarda yaşamaya çalışıyoruz" diye konuştu.
İHD heyeti, saldırıya uğrayan aile üyelerinden sonra Çorum Adliyesi'nde savcı vekiliyle de görüştü. Görüşmede, saldırıya uğrayan ailenin şikayetleri aktarıldı ve etkin bir soruşturma yapılması istendi. Nöbetçi savcı, dosyanın kolluk biriminden henüz gelmediğini, Savcılık bilgisi dahilinde hazırlık işlemlerinin sürdüğünü ve soruşturmanın "titizlikle yürütüleceğini" ifade etti.
Daha sonra Çorum Valiliği'ne giden heyet, Vali Yardımcısı Tamer Orhan, Çorum Emniyet Müdürlüğü'nden bir yetkili ve Çorum İl Jandarma Komutanlığı'ndan olayla ilgilenen bir yetkiliyle görüşüp saldırıya uğrayan ailenin verdiği bilgileri paylaştı.
İHD, gerek Orhan'ın gerekse de İl Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü yetkilisinin "işçilerinin güvenliğinin sağlandığını" belirttiklerini aktardı.
İHD'nin görüşmelerin ardından yayımladığı sonuç ve talepler şöyle:
*Toplumsal olaylara müdahale eden kolluk görevlilerinin ayrıştırıcı, ötekileştirici dilden sakınmaları oldukça önemlidir.
*Somut olayda sorumluluğu olduğu iddia edilen kolluk görevlileri hakkında etkili soruşturma yürütülmesi,
*Tarım işçilerinin elektrik, su, tuvalet ihtiyaçlarının karşılanması, çöp dökme alanlarının belirlenmesi, bulundukları çadırların çevresinde hijyenin belediyelerce sağlanması konusunda ek tedbirler alınması,
*Saldırıya uğrayanların çalıştıkları köydeki ücret alacaklarının alınması için yetkililerin yardımcı olması,
*Gerek saldırı sırasında köylüler tarafından gerekse saldırı sonrasında sosyal medyada tarım işçilerine yönelik nefret söyleminde bulunanların tespit edilerek haklarında gerekli yasal işlemlerin yapılması; etkili, kapsamlı ve şeffaf soruşturması açılması,
*Saldırı olayı ile ilgili olarak devam eden soruşturmanın tarafımızdan takibinin yapılacağını da kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”
Tahakküm etmenin pek çok farklı suretiyle donanıyor bir menzil. Düzenin ulu orta açığa düşürdüğü, elinin altında kullanışlı addettiği bir kimlikleri hedef alma şablonu her defa apayrı yaraları var ediyor. Hükumetin açık ortağı faşizan klik için biçimlendirilmiş açık bir hedef olarak Kürd kimliğine dair atıflar, HDP gibi bir siyasi müşterek çatıya dair itham ve tenkitler, iki arada bir derede sıkıştırılan terörist lafları ve benzerleriyle birlikte bir cürüm daha kalıcılaştırılır. Çorum’un Tekke köyünde o tutumların, siyaset erkanından yaygın medyanın tavrına birlikte kotarılan tavrın şiddete dönüşümü bir kere daha var edilir. Kim verecektir ki bunca soruya yanıtı, dahası sahiden kim müdahale edecektir ki var edilmiş ayrımcılığın, şiddet övme hallerinin yekunda bir menzili enikonu çorak bir sahaya dönüştürdüğünün sahiden kim?
Şu satırlara sığan birkaç örnek dahi her nasıl bir cendereye rehin edildiğini menzilin açık ve yalın bir biçimde göstere geliyor. Tahakküm veçheleri dönüştürülürken, sabitlenirken, bir biçimde yeniden imal edilirken yaşamsallık derdest ediliyor. Koca koca insanların bir ülke tahayyülünü yerle yeksan etmelerinin güncelliği kendiliğinden, kendi sözlerinin de hemen arkasından var edilenlerle çıkageliyor. Yorum değil, mana okumak değil, abartılı bir tahayyül değil, tahakküme dört elle tutundukça devletli hiçbir sıradan yurttaş için bir hayat tecrübesi geriye konulmuyor. Hiçbir biçimde bir yarın umudu söz konusu edilmiyor ne eksik, ne fazla. Her yurttaşa pay edilmiş cerahat o mizansen ülkenin, medeniyetlerin birlikteliği bahsine konu olan yerin, eşit, adil ve özgür ülke nidalarının, laik, demokratik ülke pratiklerinin de boşa düşmesine vesile oluyor. Her teşebbüs bir başka tahakkümün zeminini bildiriyor. Her teşebbüs bir başka eksilmeye çıkıyor. Her gün biraz daha zifiri karanlık. Görüyor musunuz, duyuyor musunuz, sahiden fark ediyor musunuz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2021
Görsel: Kuyu / Bîr Belgeseli İçin Hazırlanan Görsel – Serpil ODABAŞI
1 note · View note
darkyayincilik · 1 month ago
Text
BATIKAF'a Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ev Sahipliği Yapacak
16-17 Aralık tarihlerinde Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Batı Karadeniz Kariyer Fuarı (BATIKAF 24), gençlerin hayallerindeki işe bir adım daha yaklaşmalarını sağlayacak. Toyota, ASELSAN, OTOKAR, HAVELSAN gibi Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin katılımıyla gerçekleşecek fuarda, binlerce staj ve iş imkanı öğrencileri bekliyor. BATIKAF…
0 notes
barkoturktv · 5 years ago
Text
İBB'de yeni atama
Tumblr media
İBB’nin yeni imar müdürü, şehir plancısı ve şehir plancıları odası aktif üyesi Ramazan Gülten oldu. Görevden alınan Yunus Emre Küçük, 2014 yılında imar müdürü olarak atanmıştı. Sadece Türkiye için değil, dünya için de son derece önemli bir kent olan İstanbul’un imar düzenlemesinde, İBB’nin en etkin birimi olan imar müdürlüğüne yeni atama yapıldı. İmamoğlu, göreve geldikten 5 ay sonra İmar Müdürü’nü değiştirdi. İBB’nin yeni imar müdürü Ramazan Gülten oldu.
Tumblr media
RAMAZAN GÜLTEN KİMDİR? 18 Temmuz 1982 doğumlu Ramazan Gülten ilk, orta ve lise öğrenimini Karaman’da tamamladı. 2006 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden mezun oldu. Mezuniyetin ardından özel bir firmada şehir plancısı olarak çalıştı. 2007-2008 yılları arasında Üsküdar Belediyesi'nde, 2009- 2017 yılları arasında Bursa Büyükşehir Belediyesi'nde şehir plancısı olarak görev yapan Gülten, 2017-2019 yılları arasında ise Çanakkale Kepez Belediyesi'nde İmar ve Şehircilik Müdürü olarak çalıştı. 2012 yılından itibaren TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Yönetim Kurulu'nda yönetim kurulunda çeşitli görevlerde bulundu. 2018 yılında ise Çanakkale İl Temsilcisi olarak görev yaptı
Tumblr media
Read the full article
0 notes
baknedio · 5 years ago
Text
Güvenli bölge insanların yurtlarına dönmelerini sağlayacak
19 Kasım 2019, Salı 11:05
İstanbul
Tumblr media
Suriye Geçici Hükümet Başkanı Abdurrahman Mustafa, Suriye’de siyasi yoldan çözüm istediklerini söyleyerek, güvenli bölgeyi desteklediklerini vurguladı. Güvenli bölge sayesinde insanların yurtlarına döneceğini belirten Mustafa, “Barış Pınarı Harekatı’yla süper güçlerin Fırat’ın doğusunda oluşturmayı planladıkları ‘PYD devletçiği’ projesi de tarihin çöplüğüne atıldı” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi bünyesindeki düşünce kuruluşlarından Aydın Düşünce Platformu’nun 52’nci toplantısı ‘Suriye’deki İç Savaş ve Anayasa Çalışmaları’ başlığıyla gerçekleştirildi. Toplantıya konuk olan Suriye Geçici Hükümet Başkanı Abdurrahman Mustafa, toplantı öncesinde Demirören Haber Ajansı’nın (DHA) sorularını yanıtladı. Suriye’deki son durumu aktaran Mustafa, Barış Pınarı Harekatı, güvenli bölge ve Anayasa çalışmaları üzerine açıklamalar yaptı.
“TSK BÖLGEDE HUZUR VE İSTİKRAR İÇİN ÇALIŞIYOR”
Suriye’de iç savaş diye nitelendirilecek bir durumun olmadığını söyleyen Mustafa, “Bize göre Suriye’de iç savaş yoktur. Suriye’de dikta rejimi var, terör örgütleri var. Bir de demokrasi özlemiyle yola çıkan muhalifler var. Onların da temsilcisi biziz. Fırat’ın doğusunda PYD terör örgütünün işgal ettiği bölgelerde Barış Pınarı Harekatı’yla uluslararası toplumun veya süper güçlerin desteklediği proje ilelebet tarihin çöplüğüne atılmıştır. Bugün orada Türk Silahlı Kuvvetleri’nin desteğiyle Milli Ordu’nun birlikte huzuru, istikrarı getirmek için çalışmalar yapılıyor” dedi.
“RESULAYN VE TEL ABYAD’DA YEREL MECLİSLER ÇALIŞIYOR”
Suriye Geçici Hükümeti olarak yerel meclisler kurduklarını belirten Mustafa, “Din ve etnik köken ayrımcılığı olmadan dengeli bir şekilde Resulayn ve Tel Abyad halkına yerel meclisler hizmet götürmek için çalışıyor. Orada zorunlu göçe maruz kalanlar için köylerine, evlerine dönmeleri için istikrarın yaratılması gerekiyor. Maalesef PYD terör örgütü DEAŞ bahanesiyle sistematik olarak demografik yapıyı değiştirdi. İstikrarı bozmak için bomba yüklü araçlarla DEAŞ yöntemiyle insanlarına evlerine dönmesini engellemeye çalışıyor. Ama bizim oradaki güvenlik güçlerimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Ordu gerekeni yapacaktır, teröristlerin amacını boşa çıkartacaktır” diye konuştu.
ANAYASA KOMİSYONUNUN İKİNCİ TOPLANTISI 25 KASIM’DA
Suriye’de siyasetle çözümün olacağını vurgulayan Mustafa, “2014 yılından beri bu sürece dahil olduk. Astana ve Soçi süreçlerine destek verdik ve destek vermeye de devam ediyoruz. Anayasa komisyonu oluşturuldu, rejimin oyalamasına rağmen 1 buçuk yıl hep olumlu baktık. Komisyon ilk toplantısını geçen hafta Cenevre’de yaptı. İkinci toplantı da 25 Kasım’da yine Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında olacak. Rejim ancak Rusya’nın baskısıyla bu toplantıya devam eder. Ayrıca uluslararası toplumun da ekonomik yaptırımlarına devam etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“GÜVENLİ BÖLGENİN KURULMASINI İSTİYORUZ”
Güvenli bölgenin umut olduğunu söyleyen Suriye Geçici Hükümet Başkanı Abdurrahman Mustafa, “Fırat’ın doğusunda terör devletçiliği kurulmaya çalışıyordu. Fransa, Almanya, Amerika gibi süper güçler PYD devletçiği kuracaktı ve bu, Barış Pınarı Harekatı’yla tarihin çöplüğüne atıldı. Barış Pınarı Harekatı bile ümittir, insanların tekrar kendi yurtlarına dönmesini sağlayacaktır. Türkiye 2014 yılında güvenli bölge oluşturulmasını talep ettiğinde Suriye muhalefeti olarak en baştan beri destek olduk. Güvenli bölge 2014’te  oluşturulmuş olsaydı belki de bugün rejim olmayacaktı. Ne DEAŞ ne de PYD terör örgütü olacaktı” dedi.
“SURİYELİ TÜRKMEN OLARAK İLK BAŞTA BEN DÖNERİM”
Suriye’de istikrar oluşur ve siyasi çözüm olursa halkın yurduna döneceğini dile getiren Mustafa, “Herkes yurduna dönecektir. Hiç kimse kendi toprağını, vatanını terk etmez. Kimsenin endişesi olmasın ama önce ortamı yaratmak lazım. Katil rejimin siyasi çözümle gitmesi lazım. Kimse şimdi güvenip dönemez. BM kriterlerine göre insanlar dönmek ister, Suriyeli bir Türkmen olarak ilk başta ben dönerim” ifadelerini kullandı.
Kaynak: DHA
Bu Yazı Güvenli bölge insanların yurtlarına dönmelerini sağlayacak adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/guvenli-bolge-insanlarin-yurtlarina-donmelerini-saglayacak/
0 notes
bayrampasatv · 5 years ago
Text
YILDIRIMBOSNA’YA FAİR PLAY ÖDÜLÜ
Tumblr media
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) tarafından verilen 2018 Türkiye Fair Play Ödülleri, düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Ataköy'deki Olimpiyatevi'nde organize edilen törene TMOK Başkanı Uğur Erdener, TMOK Fair Play Komisyonu Başkanı Erdoğan Arıpınar, Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili Mehmet Baykan, TMOK yönetim kurulu üyeleri ve davetliler katıldı. Sportif Fair Play Davranış Dalı’nda Büyük ödül Yıldırımbosna Spor Kulübü’ne verildi. Bayrampaşa ekibi, Küçükköyspor maçı öncesinde çıkan olaylarda 17 yaşındaki Küçükköyspor taraftarı hayatını kaybetmesinin ardından sportif başarılardan önce ahlaklı nesiller ve bireyler yetiştirmeyi hedef edindikleri, her zaman fair play ilkeleri doğrultusunda mücadele ettiklerini söyleyerek bir üst lige çıkmaya en büyük aday olan kulübü ligden çekme kararı aldığı için ödüle layık görüldü. Törende Yıldırımbosna Spor Kulübü’nün ödülü kulüp başkanı Şevket Ok’a verildi.  TMOK 2018 Türkiye Fair Play Ödülleri'nin sahipleri şöyle: Sportif Fair Play Tanıtım Dalı: Büyük ödül: Kızlar Sahada: "Sosyal girişim, 2013 yılından bu yana, kadınlara ve kız çocuklarına kodlanan toplumsal cinsiyet yargılarını kırmak için futbolu araç olarak kullanıyor. Düzenledikleri etkinliklerden elde edilen gelirle Türkiye'nin farklı noktalarında çocuklar için ücretsiz futbol okulları açıyorlar." Şeref diploması: Dr. Hüseyin Gümüş - Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi: "Fair play kavramını tanıtmak amaçlı 'Okulumun Neşesiyim, Fair Play Elçisiyim' projesini hazırladı. Beş binin üzerinde öğrenciye fair play'i anlattı." Ümit Sarıkaya - Polis Memuru: "Sağlıklı çocuklar, sağlıklı yarınlar için capoeira'yı Kahramanmaraş'ta kötü alışkanlıklar ve suçların önlenmesine yönelik olarak çocuklara öğretilmesi, sporda şiddet ve saldırganlığın önüne geçebilmek, fair play felsefesinin benimsenmesi, sevgi, saygı ve hoşgörüyü ön plana çıkarmak amaçlı 'Sporcu Duası' isimli video çalışması ile sosyal sorumluluk kapsamında engellilere, yaşlılara, down sendromlulara capoeira gösterisi yaparak fair play'le ilgili farkındalık oluşturması." Kutlama mektubu: Ahmet Uysal - İş İnsanı, Mühendis: "Kuzey Kutbu Maratonu'na katılan ilk Türk sporcu. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) yararına katıldığı bu koşu sayesinde Siirt'in Pervari Köyü'ndeki çocuklar için 181 bin lira bağış topladı. Yine TEGV adına 2018 Nisan'da Artvin-Muğla arasında bin 645 kilometre koşu yaparak 5 bin 500 çocuğa eğitim desteği sağladı." Hüseyin Buğa - Beden Eğitimi Öğretmeni: "5 yıldır Şırnak'ta çocuklara sporla ulaşabilme uğraşı veriyor. Şırnaklı çocukların tenis oynayabilmeleri için Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü'nden destek aldı, sponsor buldu. Şırnak Tenis Spor Kulübü kuruldu, Şırnak Tenis Kortu açıldı. Yetiştirdiği sporcuların hep fair play ruhu içinde turnuvalara katılmalarını sağladı." Doç. Dr. Recep Cengiz - Manisa Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi: "Fair play ile ilgili yaptığı çok sayıda akademik çalışmalar, köşe yazıları, fair play kavramının ve ruhunun yaygınlaştırılması için gösterdiği çabalar nedeniyle." Sportif Fair Play Davranış Dalı Büyük ödül: Yıldırımbosna Spor Kulübü: "Yıldırımbosna-Küçükköyspor maçı öncesinde çıkan olaylarda 17 yaşındaki Küçükköyspor taraftarı hayatını kaybetti. Maç sonrasında Yıldırımbosna Kulübü yaptığı açıklama ile sportif başarılardan önce ahlaklı nesiller ve bireyler yetiştirmeyi hedef edindikleri, her zaman fair play ilkeleri doğrultusunda mücadele ettiklerini söyleyerek bir üst lige çıkmaya en büyük aday olan kulübü ligden çekme kararı aldı." Şeref diploması: Yasemin Adar - Güreşçi: "Budapeşte'de düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası'nda ikinci olan Adar, 76 kilo yarı finalinde Macar Zsanett Nemeth'in dizinden sakatlanmasının ardından rakibinin dizine hiç hamle yapmayarak ona zarar vermekten kaçındı. Yasemin Adar bu davranışı ile Dünya Fair Play Konseyi (CIFP) Dünya Fair Play Özel Diploması'na layık görüldü." Kutlama mektubu: Konya Basketbol İl Temsilciliği: "10 yaş altı ve 11 yaş altı takımlarının velilerine yönelik 'Anneciğim, babacığım, arkadaşlarımı da alkışla... rakibim bile olsa!' kampanyaları nedeniyle." Erdem Yağız ve Sevtun Doğar Daldaban - Darüşşafaka Kız Futbol Takımı Teknik Heyeti: "Konya'da düzenlenen Türkiye Şampiyonası'na katılan Darüşşafaka Kız Futbol Takımı, sahaya eksik evraktan dolayı 10 kişi çıkmak zorunda kalan rakibi Ankara Sincan İMKB Lisesi ile eşit şartlarda mücadele etmek için onlarla aynı sayıda sporcuyla sahaya çıktı." Sportif Fair Play Kariyer Dalı Büyük ödülü: Yılmaz Tokatlı - Türkiye Futbol Adamları Derneği Eski Başkanı: "Hayatı boyunca görev aldığı tüm resmi kuruluş ve mensubu olduğu sivil toplum kuruluşları bünyesinde fair play olgusunun tanıtımı ve yaygınlaştırılması konusundaki gayretleri nedeniyle." Şeref diploması: Mehmet Samsa - Bisiklet Federasyonu Mardin İl Temsilcisi: "Başta terör kaynaklı olumsuz algı, bölge halkındaki moralsizliği gidermek için bir iş insanı olarak üstlenmiş olduğu Türkiye Bisiklet Federasyon Mardin İl Temsilciliği görevi ile başlattığı bisiklet hamlesi sayesinde Mardin, bisiklet sporu alanında bir cazibe merkezi oldu. Katılımcıların fair play ilkelerini benimsemeleri amaçlı eğitimler verdi." Drahşan Arda - FIFA Hakemi: "Türkiye'de kadınların futbol oynamadığı 50 yıl öncesinde dünyanın ilk kadın futbol hakemi olması. FIFA, Drahşan Arda'nın dünyadaki ilk kadın hakem olduğunu tescilledi. 1967-68 sezonunda hakemlik kursunu tamamlayıp sertifikasını alan Drahşan Arda, 1968 yılında ilk kez maça çıktı. Almanya'da yaşamını sürdürdüğü için Bavyera bölgesinde hakemlik yaptı." Kutlama mektubu: Fehime Özkan - Veteran Atlet: "Türkiye Masterler salon atletizm şampiyonasına 79 yaş kategorisinde tek atlet olarak katılarak iki gün süren organizasyonda dört yarışmada 4 altın madalya kazanırken, 2 de Türkiye rekoru kırdı." TMOK Toplumsal Fair Play Ödülü Sahipleri Eşe Ciğerci - Şehit Annesi: "15 yıl önce şehit olan oğlu için devletin verdiği şehit tazminatı ve kendisine bağlanan şehit ailesi aylıklarına hiç dokunmayıp biriktirdiği 250 bin lirayı okul yapılması için Uşak Valiliğine bağışlayan ve 'Cehalet ve terör belası ancak eğitimle sona erer.' diyen 67 yaşındaki şehit annesi." Nuri Şahin - Milli Futbolcu: "Nuri Şahin, Harvard'daki bir eğitim programından mezun oldu, sonra Afrika'ya gidip Etiyopya'da takım arkadaşı Neven Subotic'in vakfıyla beraber temiz su için çalışmalara katıldı."  Kaynak : Hürriyet
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Read the full article
0 notes
Photo
Tumblr media
ÇDD Kocaeli Temsilcimiz Burhan Akçin 30.Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Kongremizde bizlerle! Biyografi Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü Mezunu Tiyatro Yönetmeni Oyuncu / Oyun Yazarı Yaratıcı Drama Eğitmeni ÇDD Kocaeli İl Temsilcisi Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği Üyesi (ASSİTEJ) Kocaeli Bölge Tiyatrosu Kurucu Yönetmeni olan eğitmenimiz "Akdeniz Ülkeleri Çocuk Oyunları Festivali Tunus ‘En iyi reji’ Ödülü ��stanbul 5. Gençlik Tiyatroları Şenliği, Türk Tiyatrosuna katkıları Ödülü 1993 Doruktakiler Ödülü KYÖD 50. Yıl Ödülü 2006 Kocaeli ‘Yılın Sanatçısı’ Ödülü Siyah Beyaz 2005 ‘Tiyatroya Hizmet’ Ödülü Körfez Rotary 2004 Ödülü 2010 Aydın Üstüntaş Tiyatro Ödülü 2015 Tiyatro Emek ve Başarı Ödülü" almıştır. Akort Bir Enstrüman Olarak BEN Senler Onlar İçindeki BEN Üretim Aracı BEN İfadede İletişim Aracı BEN Sanatta Oyuncuyum BEN İçerik Beden dili, hareket oyunculuğu atölyesi Görünen ve görünmeyen parçalarının tamamı ile yaratılan enerji yumağı insan – ben… Duyuların tamamı ile yönetilen bütünleşik beden Bedenin görünen ve görünmeyen parçalarının senfonik koordinasyonu Enstrüman insan Sonuç Adaptasyon Dönüşüm Değişim Başkalaşım Uyum #cagdasdramadernegi #çağdaşdramadernegi #yaratıcıdrama #yaraticidrama #drama #dramaeğitimi #dramaineducation #creativedrama #kongre #dramakongresi #cddadana #adana #adanadrama #çağdaşdramaantalya https://www.instagram.com/p/B0qUtxEDvFi/?igshid=14v3fezefog3c
0 notes
emlakhaberi · 5 years ago
Text
Çanakkale Biga Yatırımcıları Cezbediyor
Tumblr media
Çanakkale’nin Biga ilçesinde yatırımlar hız kesmiyor. Türkiye’nin uçak gemisinin de ilçede inşaa edilecek olması yatırımcıların ilgisini bir kez daha Biga’ya çekti. 
Biga’nın Çanakkale’nin de en büyük ilçesi konumunda olduğunu belirten Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “İlçe önemli sanayi kuruluşları ve yatırımları, ulaşım alternatifleri, yenilenebilir enerji yatırımları, turizm ve sanayi alternatifleri ile Güney Marmara’da öne çıkıyor. Konut satışlarında yaşanan gerileme gayrimenkul yatırımcılarını arsa ve arazi yatırımlarına kaydırdı. Bu noktada Biga üniversitesi, ağır sanayi tesisleri, termal projeleri, OSB alanları, genç nüfusu ile yatırımcısını en memnun eden ilçelerden biri olmaya devam ediyor” dedi.  Yatırımlar Hız Kesmiyor Biga’nın nüfus açısından Çanakkale'nin en büyük ilçesi olduğunun belirten Altın Emlak Biga Temsilcisi ortağı Murat Çakmak “Çanakkale’nin iki organize sanayi sitesinden biri ilçemizde yer alıyor. Türkiye'nin en büyük sanayi topluluklarından birisi olan İÇDAŞ’ın yatırımlarının yanı sıra, Doğtaş mobilya üretim tesisleri, DEMKO, YTS Yalçın Tesisat plastik üretim ve ambalaj malzemeleri ilçemizde çok önemli bir istihdamlar sağlıyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Biga Meslek Yüksek Okulu'da ilçe sınırlarımız içinde 6 bin 500’e yakın öğrencisi ile yer alıyor. Devlet hastanesi, adliye, terminal binası gibi birçok yenilenen kamu kurum ve kuruluşumuz ile Biga değerine değer katıyor” dedi.  Yatırımcı Günlerinin Bir Yenisi Biga’da Altın Emlak yatırımcıları günleri etkinliğini ilk kez Biga’da gerçekleştirdiklerini belirten Altın Emlak Biga Temsilcisi ortağı Mehmet Gelir “Cumartesi günü gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizde yatırımcılar ile bir araya geldik. Alım – satım işlemlerin en yoğun olduğu ilçe olarak Biga’yı ve yatırım fırsatlarını onlarla paylaştık. Özellikle Ağaköy, Balıklıçeşme, Göktepe ve Karanti bölgelerine ilişkin sunum dosyaları, bölge tanıtımları ve portföy gezintileri ile yatırımcılarımıza bilgiler verdik. Bir gün içinde yatırımcılarımıza 150 dönüm üzerinde arazi satışı gerçekleştirdik” diye konuştu.  Read the full article
0 notes
bbyhaber · 4 years ago
Text
IFLA’nın Avrupa Bölge Komitesi’ne Türkiye’den Ertuğrul Çimen seçildi @cimenertugrul
IFLA’nın Avrupa Bölge Komitesi’ne Türkiye’den Ertuğrul Çimen seçildi @cimenertugrul
IFLA tarafından kurulmuş olan 6 ayrı coğrafi bölgesel komitelerden Avrupa Bölge Komitesi’nde MEF Üniversitesi Kütüphane Direktörü Ertuğrul Çimen 2021-2023 dönemi Türkiye temsilcisi olarak seçilmiştir. (more…)
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
emlakhabercin · 5 years ago
Text
İzmir Büyükşehir Belediyesi Turizm Hijyen Kurulu dünyayı tehdit eden koronavirüs küresel salgını süresince turizm faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için hijyen ve güvenlik standartlarını belirledi. Kriterler belediye belgeli yeme-içme ve konaklama tesislerinde geçerli olacak. Kriterleri sağlayan tesisler Selluka Plaketi ve belgesi ile ödüllendirilecek.
Turizm kriterleri bugün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de katıldığı basın toplantısıyla açıklandı. Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda Tunç Soyer, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye geneli turizm hijyen kriterleriyle Kemeraltı ve çevresi için İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinasyonunda oluşturulan Selluka sertifikasyonu kriterlerinin entegre edildiğini söyleyerek, bu entegrasyon şunu ifade ediyor;
İlk kez yerelde hijyen standartları ile ilgili bir uygulamayı İzmir başlatıyor. Bu son derece kıymetli bir şey. Hem konaklama tesislerinde hem de yeme ve içme tesislerinde İzmir’de uygulanmaya başlayacağımız bu süreç, tüm Türkiye’ye örnek olacaktır diye umut ediyorum. Bu süreci şehrimizin turizmiyle ilgili tüm paydaşlarla planlayarak yönettik” dedi.
Dış turizmi büyütecek Başkan Soyer bu süreçte İzmir’in yurt dışındaki algısının da güçleneceğini kaydeden Soyer, “Türkiye ile ilgili hijyen kriterlerinin çok iyi uygulandığı algısı, dış turizmi büyütecek. Onu güçlendirecek ve gerçekten bunu dünyada rekabet gücünü artıran bir etki olarak kullanacağız” dedi. Zaten son derece kırılgan olan turizm sektöründe salgın sürecinde büyük sıkıntıların yaşandığına dikkat çeken şöyle devam etti: “Ama ben inanıyorum ki bunu aşacağız. Bütün bu süreç bittiğinde, hayat normalleşmeye başladıktan sonra geriye hijyen, temizlik, güvenlik kalacak. O nedenle konaklama ve yeme-içme tesislerinde vatandaşın, yani hepimizin en çok dikkat edeceği noktalar bunlar olacak. Acaba tesisin mutfağı temiz mi? Acaba tesis hijyen kriterlerine uyuyor mu? Hepimiz bunları tek tek arayacağız. Hiç kimseye ayrıcalık yapılmayacak. Herkesin net olarak tabi olacağı kriterler. Bu kriterlere herkes uyduğunda, topyekün kentin temizlik kriterleri yükselmiş olacak.”
#gallery-0-9 { margin: auto; } #gallery-0-9 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 100%; } #gallery-0-9 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-9 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Turizm Hijyen Kurulu İcra Komitesi Üyesi Yaşar Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Bölüm Başkanı Doç. Dr. Seda Genç belirlenen standartların, Kültür ve Turizm Bakanlığı Konaklama ve Yeme-İçme Tesisleri İçin Hijyen Değerlendirme Formu’na da uygun olarak hazırlandığını vurguladı. Toplantının sonunda Selluka Kültür Sanat Bilim ve Edebiyat Derneği Başkanı Pelin Uğur, Başkan Soyer’e üzerinde Selluka bulunan bir tablo hediye etti.
Basın toplantısına İzmir Vali Yardımcısı Barış Demirtaş, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Karaçanta ve Müdür Yardımcısı Kaan Erge, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, İzmir Rehberler Odası (İZRO) Başkanı Macit Şaşzade, TÜRSAB Ege Bölge Başkanı Tolga Gencer, İzmir Otel Pansiyon ve İşçileri Esnaf Odası Başkanı Mehmet Gönen, İzmir Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Etem Aykut Yenice, İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu, İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Betül Öztürk katıldı.
Selluka belgesi nasıl verilecek? Selluka uygulaması için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin koordinatörlüğünde ilçe belediyeleri tarafından ekipler kurulacak. İlçelerin nüfuslarına göre oluşturulacak ekipler, önce eğitimden geçirilecek. Daha sonra bu ekipler, belediye belgeli işletmelerin belirlenen kriterlere uyup uymadıklarını kontrol ederek rapor hazırlayacak. Raporlar, içinde İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün de bulunduğu Turizm Hijyen Kurulu’na sunulacak. Kurul bu raporlar ışığında işletmelere Selluka belgesi verilip verilmeyeceğine karar verecek.
Denetimi nasıl yapılacak? İzmir Büyükşehir Belediyesi Toplum Sağlığı Dairesi Başkanlığı tarafından belediye ruhsatlı tesislerde dağıtılmak üzere bilgilendirme afiş ve broşürleri hazırlanacak. Bu tesislere hijyen kriterleri tebliğ edilecek. Denetimlerden ve Selluka belgesinin yürürlüğe girmesinden İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, kaymakamlıklar, İlçe Belediyesi Ruhsatlandırma ve Denetim Müdürlüğü, İzmir Ticaret Odası, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu, İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir Rehberler Odası, TÜRSAB Ege Bölge Temsil Kurulu, İzmir Kalkınma Ajansı, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği ve üniversitelerden belirlenecek üyelerden oluşan denetim komisyonu sorumlu olacak. Her kurumun temsilcisi denetimlere dönüşümlü olarak katılacak. Selluka belgesi almak isteyen konaklama ve yeme-içme tesisleri, başvurularını bağlı oldukları ilçe belediyelerine yapacaklar.
#gallery-0-10 { margin: auto; } #gallery-0-10 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 100%; } #gallery-0-10 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-10 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Belgelendirme nasıl olacak? Belediye Belgeli Konaklama Tesislerinde “İşyeri Açma Ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik”te yer alan kriterlere ve Covid-19 ve hijyen kriterlerine ek olarak tesisin tür ve varsa sınıfının asgari nitelikleri, fiziki özellikleri, kullanılan malzemenin standardı, işletme ve hizmet kalitesi, personelin nitelikleri gibi kriterlerin yer aldığı değerlendirme kriterleri komisyon üyelerince değerlendirilecek ve alınan puanlar çerçevesinde uygun Selluka Belgesi ve Plaketi verilecek. İncelemede puanlama şu şekilde olacak:
50-70 puan: 1 Selluka Belgesi 71-85 puan: 2 Selluka Belgesi 86-100 puan: 3 Selluka Belgesi
Selluka çiçeği Akdeniz ve Ege’ye özgü olan ve eski İzmir evlerinin vazgeçilmez sarıcı bitkilerinden Selluka, eflatunlu beyazlı narin çiçekleriyle dünyanın en değerli ve gösterişli sarmaşık türüdür. Eskiden beri müstakil ve bahçeli İzmir evlerinin süsü olan bu çiçek İzmir’in rengi ve kokusudur.
Turizm Hijyen Kurulu’nu oluşturan kurum ve kuruluşlar
İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Ticaret Odası İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü İzmir İl Sağlık Müdürlüğü Yaşar Üniversitesi TÜRSAB Ege Bölge Temsilciliği Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) İzmir Rehberler Odası (İZRO) İzmir Otel Pansiyon ve İşçileri Esnaf Odası İzmir Lokantacılar ve Pastacılar Odası İzmir Vakfı
İzmir Turizm Hijyen Kriterlerini Açıkladı İzmir Büyükşehir Belediyesi Turizm Hijyen Kurulu dünyayı tehdit eden koronavirüs küresel salgını süresince turizm faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için hijyen ve güvenlik standartlarını belirledi.
0 notes