#Amazonlar
Explore tagged Tumblr posts
Text
Amazonlar lahdi, Çavdarhisar/Kütahya- Türkiye.
19 notes
·
View notes
Note
Canavarın da kalbi varmış kitabının kurgusunda hoşuna gitmeyen şeyler olduğunu söylemiştin. Hoşuna gitmeyen değiştireceğin şeyler ne mesela birkaç örnek verebilir misin?
Kurgu değil havasını istediğim şekilde veremedim. Daha da dark olması gerekiyordu. Dracula vibe istemiştim ben, hiç gümüş/tabut/sarmısak falan giremedim oralara:( vampirlerle ilgili yeterince bilgi vermedim, malikane bile kafamın içinde böyle hayaletli bir yer ama anlatamadım bir de Amazonlar yerine Transilvanyada geçmeliydi :( hajakaksksks
128 notes
·
View notes
Text
Solo Travel: Meryem Ana, Efes ve Şirince
Herkese merhaba. Solo Travel yani tek başıma seyahat yapmayı özlemişim. Bazı insanlar vardır. Yalnız başına hiçbir şey yapamaz. Tatil yapmayı bırakın tek başına bir kafeteryada oturup kahve bile içemez. Ben asla onlardan olmadım. Kendimle eğlenmeyi bilen ve seven biriyim. Elbette sosyal olmam gereken zaman dilimleri oluyor. Fakat kendimi eğlendirmesini de bilirim. Bir ara solo travel ile ilgili detaylı bir yazı yazmayı düşünüyorum, avantajlarını ve dezavantajlarını konuşuruz.
Cumartesi hep aklımda olan ama bir türlü zaman bulamadığım bir tura gittim. Meryem Ana-Efes-Şirince üçlüsünü şöyle bir gezdim. Meryem Ana'ya 2012 yılında gitmiştim. Efes'e gidişimi bile hatırlamıyorum. Düşünün o kadar eski. Şirince'ye ise yıllar yıllar önce.
Öncelikle Meryem Ana Evi'nden bahsetmek istiyorum. Hristiyan dininin en önemli kişilerinden biri Hz. Meryem, herhangi bir birliktelikle değil kutsal ruh aracılığıyla Hz. İsa'yı doğurur. Hz. İsa'nın ölümünden 4-6 yıl sonra kadar Hz. John'un Meryem Ana'yı Efes'e getirdiği söylentiler arasında yer alır. Bu arada tabii ki Meryem'in nerede olduğuna dair araştırmalar bir yandan devam eder. Alman rahibe A. Katherina Emmerick rüyasında Meryem Ana'nın evini görür. Lazarist papazlar da bu rüya üzerine yola çıkarlar ve Meryem Ana'nın Efes'te yaşadığını ortaya çıkarırlar. Tabii bu buluş Hristiyanlık dünyasında yepyeni bir buluş olur. Müslümanlarca da kutsal sayılan bu evde 1967 yılından beri her Ağustos ayının 15. gününde ayinler düzenlenir.
Meryem Ana Evi'nin hemen aşağısında neredeyse beş tane çeşme bulunuyor. İlk üçü Aşk, Sağlık, Para çeşmesi. Üçünden de içtim. Sonra da bir peçete veya kağıda dileklerinizi asıp yazabiliyorsunuz. Tabii bir peçeteye dileğimi yazıp bağladım. Meryem Ana Evi'nde fotoğraf çekmek elbette yasak. Flaşlı yahut flaşsız, fark etmiyor.
Meryem Ana Evi'nden çıktıktan kısa bir süre sonra Efes'e varıyoruz. Aslında yukarıdaki fotoğraf Efes Antik Kent'in için yer alan belki de en önemli eser. Celsus Kütüphanesi ile Efes son bulsa da ben kütüphane ile başlamak istedim. Celsus Kütüphanesi, MS 110-135 yılları arasında Celsus onuruna oğlu Gaius Julius Aquila tarafından yaptırılmış. Ortalama 12-14 bin arasında kitap bulunan kütüphanenin mimarisi de ilginç. Duvarın iki katlı olması kitapların çok soğuk ve çok sıcak dönemlerde hasar almasını engellemiş. Kütüphane dış yüzeninde ise bizi kadın heykel karşılamakta. Bunlar: Sophia(bilgelik, akıl), Arete(erdem, karakter), Ennoia(kader, muhakeme), Episteme(ilim, bilim)
Efes Antik Şehri, oldukça büyük ve her yapı gerçekten saatlerce incelenebilir. Fakat hafta sonu olduğu için çok kalabalıktı, sadece önemli bilgileri alıp başka esere geçtik. O yüzden detaylıca öğrenebilme olanağım olmadı. Bir ara yine tek başıma gitmeyi düşünüyorum. Yukarıda paylaştığım ise Hadrian Tapınağı. Küçük olmasına göre gösterişli. Kemerli yapıların ortasında mutlaka bir taş bulunmak zorundaymış. Burada da görüyoruz. Bu yapı, Roma İmparatoru Hadrianus'u onurlandırmak için yapılmış. Korinth düzenine göre inşa edilen tapınak, MS 4. yüzyılda kısmen yıkıldığı için bir daha inşa edilmiş ve dönemin tarihlerini gösteren 4 kabartma eklenmiş. Bunlar: Ephesos’un kurucusu Androklos’un yaban domuzunu öldürüşü, Herakles’in Theseus ile savaşı, Amazonlar ve tanrılar toplantısı, Dionysos ile alayı.
Aslında biraz da Efes Antik Kenti efsanesine kısaca göz atalım istiyorum. Atina prensi Androklos, şehir kurmak ister ve bunun için de bir kahine gider. Kahin, prense yaban domuzuyla balığı birlikte gördüğü yerde şehri kurabileceğini söyler. Prens, bugünkü Pamucak sahilinde balık avlar. Balıkları ateşe atıp pişirirken yaban domuzu karşısına çıkar, kahinin sözü aklına gelir. Böylelikle prens Androklos, Efes Antik Şehri'ni kurar. İlk kurulduğu dönemde nüfusu 250 bin civarında olan Efes'te tüm toplumlar birbirinden etkilenmiştir elbette. Düşünsenize kimler kimler gelmiş geçmiş bu topraklardan. Ticaretler yapılmış, tuvaletlerde sosyalleşilmiş... Tiyatrolarda oyunlar oynanırken bir yandan meclis konuşmaları yapılmış. Ne kadar yazsam sanki hep az kalacak gibi. O kadar çok görülmesi gereken yapı var ki... Hepsinin de ayrı bir hikayesi var. Mutlaka gezmeniz gerekiyor, mutlaka.
Efes'i gezdikten sonra yolumuz Şirince'ye düştü. Bu arada İsa Bey Camii'sini de gezecektik fakat kapalıymış, başka sefere dedik. Rotamızı bu güzel köye çevirdik. Özgün adı olan Kırkınca'nın, efsanevi bir çağda dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Kırkınca adı, Kirkice, Kirkince ve en nihayetinde Çirkince olmuş. Fakat İzmir valisi Kazım Dirik'in, talimatıyla Şirince adını almış.
Gerçekten tatlı ve şirin bir köy olan Şirince'nin adı Çirkince kalsaydı çok üzülürdüm. Meyve şaraplarıyla ünlü köyün, bence gözlemeleri de oldukça meşhur. Yemeğinizi yedikten sonra bir kumda kahve içmeden de olmaz. Kahve için Nuta'yı tercih edebilirsiniz. Çoğu yerde meyve şaraplarının tadım ikramlığı yapılıyor. Biz tur olarak, Taş Mahzen Şaraphane'yi tercih ettik. Nar ve Vişne şarapları diğerlerinden biraz daha pahalı. Karadut şarabı da efsaneydi. Sahipleri ve çalışanlar da oldukça ilgili ve güler yüzlüler.
Çok güzel bir gün geçirip eve döndüm. Genellikle ailesiyle gelenler çoktu. Günübirlik turlarda fazla sohbet etme şansınız olmuyor insanlarla. Ama yine de tanıştığım birkaç kişi oldu. Efes'in bu kadar yakınımda olması büyük bir şans gerçekten. Gezilecek o kadar yer var ki... Keşke benden bir tane daha olsaydı diyorum. O hep gezsin, para sıkıntısı da olmasın. Ama işte mümkün değil. Şimdilik benden bu kadar.
Sevgiyle, sanatla ve adaletle kalın...
12 notes
·
View notes
Text
Başkanlık Kupası’nın sahibi ‘Amazonlar’ ve ‘Spor İşleri’
27 KASIM 2024 BASIN BÜLTENİ Başkanlık Kupası’nın sahibi ‘Amazonlar’ ve ‘Spor İşleri’ BURSA – Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kurum içi iletişimi güçlendirmek adına düzenlediği ‘8. Başkanlık Kupası Personel Futbol Turnuvası’, kıyasıya mücadelelerin ardından sona erdi. Toplam 70 takımın katıldığı turnuvanın final maçlarının sonunda kupanın sahibi kadınlarda Amazonlar ve erkeklerde ise Spor İşleri…
0 notes
Text
𝘼𝙉𝘼𝘿𝙊𝙇𝙐 '𝙉𝙐𝙉 𝙎𝘼𝙑𝘼ŞÇ𝙄 𝙆𝘼𝘿𝙄𝙉𝙇𝘼𝙍𝙄
Amazonlar, kadın savaşçılardan oluşan mitolojik bir ırktır.
0 notes
Text
Lületaşı cennetinin kadın kürekçileri...
https://www.ekonomim.com/hafta WordPress (30.03.2024) Hakan Atis Su onların adını fısıldayınca her biri küreklerini kapıp kanolarına koşuyor. Porsuk Nehri’nin Amazonlar’ı varlıklarıyla Eskişehir’e renk katıyor. Onları yıllardır takip ediyorum… Ülkemizde su sporlarının adeta zorunlu kıldığı özverinin somut örneğini oluşturuyorlar. Karşılaştıkları engeller ne olursa olsun, Amazonlar Dragon…
View On WordPress
0 notes
Link
Wonder Woman geçit etkinliği 'Amazonların Denemesi' Nubia ve Amazonlarda bir kabus olarak ortaya çıktı #1 Themyscira için yeni bir dönem - ve Won...
0 notes
Link
Amazonlar Kaptanı Bismah Maroof, Hanımefendiler Ligi Sergi maçları serisini kazandıktan sonrasında PCB yönetim komitesi başkanı Najam Sethi ile kupayı kaldırıyor. — Twitter/@TheRealPCBBismah Maroof liderliğindeki Amazonlar, bugün Rawalpindi'deki Pindi Kriket Stadyumu'nda düzenlenen üç Hanımefendiler Ligi Sergi karşılaşmasının üçüncü ve son maçında Nida Dar liderliğindeki Süper Hanımefendiler'ı yenik ederek kupayı kaldıran taraf oldu.Amazonlar, Süper Hanımefendileri 33 koşuyla geride bıraktı. Maçın başlangıcında Amazonlar kurayı kazanmıştır ve ilkin vuruş hayata geçirmeye karar verdi. Kendilerine ayrılan 20 overda 218-6 sayı attılar.219 koşu hedefini kovalayan Süper Hanımefendiler, 20 üstte 185-8 ile sınırlandırıldı.Athapaththu, 12 dörtlü ve altı maksimumun yardımıyla 60 topta 107 turda yenilmedi.Fatima Sana üç kaleyi talep etti; ayrıca, Danni Wyatt iki kafa derisi aldı.Maçın ilk ayağında Kaptan Bismah, ismine karşı bir elli daha atarak cesaretini kanıtladı. Altı dörtlü ve altılı 32 topta 51 tur attı.Ayrıca Wyatt, yedi dörtlü ve iki altılı olmak suretiyle 20 topta 43 tur attı.Tammy Beaumont da 26 top 39 ile katkıda bulunmuş oldu.Aiman Anwer, Süper Hanımefendiler için iki kaleyi ele geçirdi sadece dört üstte 40 tur kabul etti.Oldukca yönlü performansı sebebiyle Wyatt, maçın oyuncusu deklare edildi.Serinin ilk maçında Süper Bayanların Amazonları sekiz kaleyle geride bıraktığı unutulmamalıdır. Ayrıca Amazonlar, ikinci maçta Süper Hanımefendileri 41 koşuyla yenik etti.Üç şov maçı, Pakistan Kriket Kurulu'nun (PCB) ülkede hanım kriketini tanıtma girişiminin bir parçasıydı. Bu senenin ilerleyen saatlerinde, PCB ek olarak bir bayanlar ligi duyuru edecek.Mevzuyla ilgili heyecanını paylaşan Amazonların kaptanı Maroof, “Hanımefendiler Ligi'ndeki üç şov maçında Amazonlar takımına liderlik ettiğim için oldukça mutluyum. Bu, oyuncularımızın kabiliyetlerini ifade etmeleri için mükemmel bir fırsat. Gosteri maçlarına yabancı oyuncuların dahil olması, oyuncularımızın onlardan öğrenmesi için muhteşem bir fırsat elde edecektir.”Ayrıca Super Women kaptanı Nida Dar, meslektaşının duygularını tekrarlayarak şunları ekledi: “Super Women'ın coşku verici oyuncu grubuna liderlik etmekten coşku duyuyorum. Gosteri maçları, gelişmekte olan oyuncuların kabiliyetlerini sergilemeleri için muhteşem bir platform elde edecektir. Bu maçlara katılan yabancı oyuncular ve onların tecrübeleri yerli oyunculara büyük öğrenmeler sağlayacak.”Kadrolar:Amazonlar: Bismah Maroof (kaptan), Aliya Riaz, Anam Amin, Areesha Noor, Eyman Fatima, Fatima Khan, Fatima Sana, Ghulam Fatima, Gull Feroza, Evren Imtiaz, Laura Delany (İrlanda), Lauren Winfield-Hill (İngiltere), Maia Bouchier (İngiltere), Nashra Sundhu, Sadaf Shamas, Tammy Beaumont (İngiltere), Tess Flintoff (Avustralya) ve Umm-e-HaniSüper Hanımefendiler: Nida Dar (kaptan) Aimen Anwar, Chamari Athapaththu (Sri Lanka), Danni Wyatt (İngiltere), Iram Javed, Jahanara Alam (Bangladeş), Lea Tahuhu (Yeni Zelanda), Muneeba Ali, Natalia Parvaiz, Omaima Sohail, Sadia Iqbal, Shawaal Zulfiqar, Sidra Amin, Sidra Nawaz, Syeda Aroob Shah, Syeda Masooma Zahra ve Tuba Hassan
0 notes
Text
ETIK DEPREM
Deprem, siyaset ve etik üzerine
18 Şubat, 2023, Amazonlar
Memleketim acılarla boğuşurken ben Kolombiya ve Peru'nun yerli Amazon köylerinde, yaşlı amcaların malokalarında misafircilik oynamaktaydım. Elektriğin geceleri 4-5 saat verildiği ve internetin olmadığı, ulaşımın Amazon ırmağı üzerinde inip çıkan tekne ve feribotlarla sağlandığı köyler.
Keşke medeniyet insanları binalara tıkarak, onlara elektrik ve elektrikle çalışan aletler yetiştirmekle olsaydı. Ya da en azından, bunu doğru düzgün yapabilseydik...
Bir tarafım deprem haberini, üzerinden birkaç saat geçmeden annemin mesajıyla aldığım o günden bu yana vicdan azabı çekiyor. Memleketimden uzakta elimden hiçbir şey gelmediği için. Günde bir iki defa, köy meydanından zorlukla bağlandığım dış dünyayla deprem acısına ortak olmaya çalışıyor, sağa sola mesaj yetiştiriyorum.
Kırkbeş yaşındayım. İnsanın, memleketim dediği bu coğrafyada yaşadığı müddetçe, üç aşağı beş yukarı nelere tanık olabileceğini kestirebileceği bir yaş.
98 depreminde, depremin üzerinden 24 saat geçmeden Adana'ya uçarak Ceyhan'da yıkılmış bir bina enkazından canlılar çıkardık.
O dönem memleketin deprem arama kurtarma konusunda eğitimli tek sivil ekibinin içindeydim. Aynı ekip olarak, 99 İstanbul ve Düzce depremlerinde günlerce enkazlarda çalıştık. Kurtardığımız canlardan çok daha fazla cesetle enkaz altında burun buruna geldim.
O depremleri takip eden birkaç ay içinde, üyesi olduğum STK'nın gelen yardımlarla dev bir organizasyona dönüşmesine tanık oldum.
Deprem de çok uzun bir süre, ülke gündeminin başına oturdu.
Çok genç bir nüfusumuz var. Çalışan nüfusumuzun yarısı her yirmi yılda bir yenileniyor olmalı. Hiçbir şey insanın kendi yaşamışlığı kadar olmuyor. Deprem bizim kuşağımız için ete kemiğe bürünmüş bir gerçek iken, o dönem hayatta olan ve ülkenin en kalabalık nüfusa sahip Marmara bölgesinde, nüfusun yaklaşık üçte birinin bizatihi sarsılmasına rağmen, geçtiğimiz hafta ülkemin en kalabalık nüfuslu bir başka bölgesinde, yine binlerce insanımız yıkılan binaların altında can verdiler. Bu mudur medeniyet? Bu mudur gelişmişlik, insan nasıl isyan etmesin?
Öte yandan, esas mevzu deprem standartlarına göre yapılmamış binalar falan değil. Siyasette de etik değerlerde de baştan aşağı çuvallamış, sınıfta kalmış bir memleketle karşı karşıyay��z.
Tarihe azıcık baktığınızda siyasette hep aynı yozlaşmışlıkları görüyoruz. İktidara seçimle yeni bir yüz gelir. İktidarını pekiştirdikçe otokrat bir yönetimi benimser. Devlet mekanizması liyakatsız insanlarla dolar. Liyakatli olanlar, bürokrasiden, üniversitelerden atılır, hapislere tıkılır.
Etik standartlarını yüksek tutanların, siyasette, akademide ve ticarette tutunabilmeleri için ayrı bir kabiliyet geliştirmeleri gerekiyor. şart olduğu bir toplum yapımız var.
Düşüncesini beyan ettiği için, senden ve benden farklı inandığı için binlerce insanı içeri tıktık, tıkıyoruz. Üniversitelerden atılan ülkenin en eğitimli akademisyenleri kafe işletiyor yahut bir köyde tarımla uğraşıyor.
Biz bu oyunu biliyoruz. Hepsini hem de. Sonunu da biliyoruz. Tarih tekerrürden ibaret. Hepsinin bir sonu var. Lakin ne acı, ne yazık ki her seferinde başladığımız yere geri dönüyoruz.
Son örneklerden biri enflasyon. Enflasyonist ortamın ahlakı yok eden, fırsatçılığı tetikleyen bir yapısı var. Benim kuşağım enflasyonla büyüdü. Geçtiğimiz çeyrek asırda gözlerini memleketimde açan genç insanlar depremle de enflasyonist Türkiye’yle de yeni tanıştı. Ve yirmi yıldır yaşadıkları ülke aynı zihniyetle yönetiliyor.
Genç arkadaşlarım,
moralinizi bozmak istemem ama, bundan önceki yirmi yıl da bundan çok farklı değildi. Ve bundan sonraki yirmi yılın, bu seneki seçimlerde sonuç ne olursa olsun, değişeceğine dair inancim cok değil. İhtiyacımız olan baştan aşağı silkelenip kendimize gelmek. Etik değerlerimizde baştan aşağı bir değişim, bir silkelenme, bir yeniden doğuş. Bir deprem de bu değerlerimiz için gerekiyor. Hem de dünyanın her bir egemenini ayrı ayrı yerle bir edecek şiddette.
Sistemin köşe başlarını dünyanın çoğunluğunda olduğu gibi ülkemizde de, açgözlü, kurnaz, yozlar kapmış durumdalar. Yazık ki sistemi inşa eden, işleten ve adaleti sağlayan mekanizma topluma zehir zerk ediyor.
Deprem yardımlarını hortumlamak için 24 saat geçmeden açılan sahte yardım siteleri. Çatlak duvarı sıvayan mütahitler ve daha neler neler...
Yirmiyedi yaşında ticaret hayatına ilk atıldığımda, sattığım ilk mal, bir kamyon dolusu güneş enerjisi, Balıkesirli bir asalak tarafından hortumlandı. Bana yazdığı çek karşılıksız çıktı. Ülkenin en iyi okullarında okumanın, yurtdışında bursla yükseklisans yapmanin falan hiçbir manası yokmuş. Meğerse Türkiye'de çekle ticaret yapılmazmış. Bunu bana kimse öğretmemişti. Avrupa’da, Abd'de doktoralarını yapan, üniversitelerden atılmış ya da, çalışmalarını batı ülke üniversitelerinde devam ettiren onlarca arkadaşım var. Bu ülkede akademisyenlerin siyasi görüş bildirmelerinin meslekten men anlamına geldiğini böyle öğrendiler.
Yirmi beş yıldır siyasi olarak aktif bir insanım.. Örgütlü siyasette hiç yer almadım. Seçimlerimle ve eylemleriyle bireysel bir alanda siyaset yürütme yolunu seçtim. 2014de hayata geçirdiğim Goadana, bireysel alanda siyaset üretebilmek adına bir imkan tanıdı bana. Ben de orada, şehrimi güzelleştirmek adına projeler ortaya koydum, siyasilerle birçok kez bir araya geldim. Bu dar kulvarda bile ne çirkinliklerle karşılaştığımı anlatsam ağzınız açık kalır.
Ben bu yoz oyunu beceremiyorum, dahası bu oyunda yer almayı reddediyorum. Kendi adıma, gerilla metotlarını benimseme nedenim, saflığımı muhafaza etmeyi dünyevi siyasetin içerisinde yer almaktan çok daha anlamlı bulmamdır.
Sadece memleketimin değil insanlığın baştan aşağı bir etik devrime ihtiyacı var. O etik devrimin bireyden başladığına inananlardanım. O nedenle, niyetimi ve eylemimi her şeye rağmen saf tutmaya gayret sarf ediyorum.
Altı aydır yurtdışındayım. Daha önce bir çok kez, yurt dışına yerleşme imkanım oldu. Bunu yapmadım. Şu aralar da, yıllar sonra bulduğum köyüm, evim gözümde tütüyor. Bahçeme çiçekler ekmek Dalaman ovasını tepeden seyreyleyip baharın tadını çıkarmak. Lakin, deprem ve yaklaşan seçimler yüreğimin kaldıracağı gibi değil. Tüm özlemime ragmen içimden memlekete dönmek de hiç gelmiyor.
Amazon irmaginın Peru’nun payına düşen bu bölgesinde, feribotum ağır ağır yol alırken kalbimden dökülenlerdir.
*****
0 notes
Photo
Bunlar da #Denizli #Pamukkale’de bulunan #Hierapolis #antik kentinin #çam ağaçları 🌲🌲🌲 Şimdi de kentin tarihi hakkında birkaç genel bilgi paylaşayım. Hierapolis antik kentinin, şehrin isminden hareket ederek, M.Ö. 2. yüzyılda #Bergama krallarından II. Eumenes tarafından kurulduğunu, ismininde bu nedenle Bergama’nın kahramanı #Telephos’un karısı Amazonlar Kraliçesi Hiera’dan aldığı tahmin edilmektedir. “Hiera” kelimesi #Helen dilinde “kutsal” anlamına gelmektedir. #Arkeoloji araştırmacıları tarafından M.Ö. 2. yüzyıldan öncesinde de kentte yaşam olduğu belirtilmiş, kent olarak kuruluşu ve adını alışı bu tarihte gerçekleşmiştir. Bu tarihte Helenistik döneme denk gelmektedir. M.Ö. 188 yılında III. Antiochos ile #Roma arasında yapılan Magnesia Savaşının ardından imzalanan Apomia barış antlaşması ile Hierapolis, Pergamon yönetimi altına girmiştir. M.Ö. 133 yıında ise Asia eyaletine dahil edilmiştir. (EN) These are the pine trees of the ancient city of Hierapolis in Pamukkale, Denizli. Now let me give some general information about the history of the city. Based on the name of the ancient city of Hierapolis, BC. In the 2nd century, one of the kings of Pergamum II. It is estimated that it was founded by Eumenes and that it was named after Hiera, Queen of the #Amazons, the wife of Telephos, the hero of Pergamon. The word “Hiera” means “holy” in the Hellenic language. by archeology researchers. It was stated that there was life in the city before the 2nd century, and its establishment as a city and taking its name took place on this date. This date coincides with the Hellenistic period. B.C. III in 188. With the Apomia peace treaty signed after the Magnesia War between Antiochos and Rome, Hierapolis came under the rule of #Pergamon. B.C. In 133, it was included in the province of Asia. (Hierapolis Antik Kenti) https://www.instagram.com/p/Cl_mA2GL9IX/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note
·
View note
Link
Amazonlar bir efsane değilmiş. Onlar, erkek egemen toplumların baş edemediği; savaşkan, ata binen ve ok atan Türk kadınları! Evet, yanlış okumadınız, Amazonlar Türk çıktı
0 notes
Text
Beden , bulunduğu yerde mahpus olsada , ruhun hayallerin peşinden uçmasına ne engel olabilir ki? Ruhun hissettiği yerde bulunduğuna dair şahite ne gerek.
#samsun#amazonlar#amazon#kadın savaşçılar#photography#photoart#fotoğrafçılık#fotography#fotoğraf#fotoblog#fotografia#footography#resimlerim#manzara#gökyüzü#travel#seyahat#turkey#deniz#batı park
22 notes
·
View notes
Photo
: • Alanian Warrioress ['Amazon'] After the Battle. I-II AD.'Palus Meotis' | Maeotian Swamp area . Ancient Alania | ©msp | 6000X3300 600 [I.] [sorry for the watermarks] . Part of the "LARPish Mythology" MSP Online Gallery: . • DeviantArt: https://www.deviantart.com/svetbird1234/gallery/74487142/larpish-mythology . • Facebook [Album]: https://www.facebook.com/media/set/?set=a.1347916282243612&type=3 . . #ancientworld #ancientcultures #maeotian #sarmatians #alanian #ancient #history #antiquity #ad #sarmatian #alania #mythology #mitologia #warrioress #amazon #oiorpata #αμαζόνα #amazzone #amazonlar #amazonka #amazone #amazons #femalewarrior #warriorwoman #womeninhistory #ancientwarrior #illustration #larp #larpphotography #michaelsvetbird 07|22 ©msp @michael_svetbird (at Milan, Italy) https://www.instagram.com/p/Cf4RiHVIPZs/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#ancientworld#ancientcultures#maeotian#sarmatians#alanian#ancient#history#antiquity#ad#sarmatian#alania#mythology#mitologia#warrioress#amazon#oiorpata#αμαζόνα#amazzone#amazonlar#amazonka#amazone#amazons#femalewarrior#warriorwoman#womeninhistory#ancientwarrior#illustration#larp#larpphotography#michaelsvetbird
2 notes
·
View notes
Video
tumblr
AMAZON KADINLARININ KOYU! Kastamonu Vlog #6 YOUTUBE KANALIMDA YAYINDA!
29 notes
·
View notes
Video
66. #habersörfü bu gece ancak yayında olacak. Biraz görsellik katayım derken geciktim affola! Fikirlerinizi alırım... Video için hesaptaki bağlantı adresine tıklayabilirsiniz... İngiltere'de hükümet parlamentodan güvenoyu aldı, Yunanistan'da Çipras hükümeti güvenoyu aldı, İthalatta sıfır gümrüğe devam, Süper Kupa Juventus'un, Amerika ve İran arasında gözaltına alınan televizyon sunucusu gerginliği, Otel saldırısını Trump'ın aptal yorumları nedeniyle yaptık, DİTİB: Almanya'ya aitiz, Suudiler Yemen'de çocuk asker kullanıyor, Fidanlar artıyor ormanlar azalıyor, Polis Döven Boksöre Rekor Para Desteği, Aşk Çeşmesi krizinde kazanan kilise oldu, Seks Kaçakçılığı Kurbanı çocuklar için ilginç farkındalık kampanyası, Gisele Bündchen kötü bir Brezilyalı… #bıyık #juventus #giselebündchen #çipras #brexit #futbol #milan #ronaldo #italya #süperkupa #marziehhashemi #iran #yemen #kenya #amazonlar #abd #kupa #mozart #haber #çocuk #istismar #reklam #domates #gümrük #asker #aşkçesmesi #fontanaditrevi #ingiltere #yunanistan https://www.instagram.com/p/BswBuaEB4md8DguJl8GttrI6_pd7vU3oZBLO2k0/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1th81u5o545ez
#habersörfü#bıyık#juventus#giselebündchen#çipras#brexit#futbol#milan#ronaldo#italya#süperkupa#marziehhashemi#iran#yemen#kenya#amazonlar#abd#kupa#mozart#haber#çocuk#istismar#reklam#domates#gümrük#asker#aşkçesmesi#fontanaditrevi#ingiltere#yunanistan
1 note
·
View note