#Açık Radyo
Explore tagged Tumblr posts
Text
Music of the People (2013). Photographed by Açık Radyo
2 notes
·
View notes
Text
Açık Radyo'nun Karasal Yayın Lisansının İptali ve Medya Bağımsızlığı
Açık Radyo’nun Karasal Yayın Lisansının İptali Yaklaşık 29 yıldır dinleyicilerine kesintisiz hizmet veren Açık Radyo, son dönemde RTÜK tarafından uygulanan program durdurma cezası nedeniyle karasal yayın lisansını kaybetti. Bu durum, sadece karasal yayınlarını değil, dijital platformlardaki yayınlarını da olumsuz etkiledi ve istasyonun tüm dijital mecralardaki yayınına son verildi. Bu gelişmeler…
#Ömer Madra#Özgür Özel#Açık Radyo#bağımsız medya#karasal yayın#medya çok sesliliği#RTÜK#türkiye#yayıncılık
0 notes
Text
Çürüyen, Susturan, Susan
Korku çağı, terörü ve yıkıcılığı daim bir mesele dönüştürüyor. Öteki sanılanlara evi / yurt sanılan sahneleri dar etmek için neden sebep aranmasına gerek kalmıyor. Bir korku halini mütemadiyen güncel tutarak, daim bir halde korkuyu diri tutarak bir sopa kılarak haddi ve hududu çizmeye çaba sarf ederek o yaşam sahasını mahvetmek söz konusu ediliyor. Artık afaki bir biçimde yaşama müdahale ekseni tümüyle devletlinin en başat meseli kılınıyor iş bu sahnede. Korkuların neleri var ettiği, her ne şekilde bu uzamı dönüştürdüğünü geçen ol meramda paylaşmıştık. Bugünlerin, bunca bezirganlık, yapısal çürümenin, hayatın alenen mahvedilmesi mefhumunda ortaya serilen her eylemin o korkuyu diri tutmak adına var edildiğini göz ardı etmemeliyiz. Yaşadığımız coğrafyanın gerçekliği diye sunuların belirli ve baskın bir biçimde o korkuyu diri tutan, terörü ve yıkıcılığı her ana içkin kıldığı bir yer ve zemin gerçekliğimiz ilan ediliyor. Malumun ilamı olacaksa da çürüyen bir menzilin ta kendisi yepyeni ülke diye takdim ediliyor.
Dün yapıldığı gibi, dününden evvel olagelen tüm ahkamların / iletilerin / tümüyle tehdit ve tahakküm dilinin sunduğu o terörü bugünlerde azınlıklara yönelik olarak bir kere daha görmek mümkündür. Ya yok sayılıyor insanlar, ya haklarının tastamam tarumar edilmesi bahisleri geçiştiriliyor, mevzu edilmiyor. Bütün bunlara ilaveten boca edilen nefretin, artık gizli kalmayan bir biçimde savunulagelen şiddetin ve bariz ayrımcılığa duyulan sınırı belirsiz ol arzunun mahal verdiği her şey bütün bu çürük düzeni bildiriyor. Yaşam hakkını bahşetmiş gibi yapanların, nefreti hizipçilikle savunageldiği bir zemin gerçekliği var ediliyor. Konu mankeni olarak bir gün Rum var ediliyor, bir gün bu doğal düşmanlar arasında sıklıkla anılagelen Yahudi. Beriki gün, Süryani’den bahis açılırken bir yandan da ezel ebet kötünün figüratif temsili olarak Ermeni hedef kılınıyor. Bu terör ve iç içe geçen tüm yıkıcılık halinin var ettiği terör bizatihi devletli nezdinde aralıksız savunula geliyor. Bir biçimde şunun şurasında yüz bin dolaylarında kalakalan bir nüfusu enikonu sindirmek biraz daha teslimiyetçiliğe rehin kılmak için eldeki tüm imkanlar seferber olunuyor. Açık, aleni korkunun diri tutulduğu, bir hiza, göz dağı unsuru olarak mütemadiyen var edildiği yerde yıkıcılık her anı kapsıyor.
Bir örnekle / ardından yayınlanan ol dayanışma metninin içeriğinde karşımıza çıkanlarla devam edelim. Agos Gazetesinden aktaralım: “Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) öncülüğünde, aralarında ARTICLE 19, Avrupa Gazeteciler Federasyonu, Gazetecileri Koruma Komitesi gibi önde gelen kuruluşların da bulunduğu 60’tan fazla medya ve sivil toplum kuruluşu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)'nün Açık Radyo'nun karasal yayın lisansını iptal etmesini kınayan ortak bir bildiri yayınladı.
Açık Radyo’nun susturulmasının Türkiye’de bağımsız medyaya ağır bir darbe vurduğu vurgulanan bildiride, ifade özgürlüğüne yönelik endişeler dile getirildi.
Açıklama şöyle:
"Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), aşağıda imzası bulunan 62 basın ve ifade özgürlüğü, medya ve sivil toplum kuruluşuyla birlikte, Türkiye’nin yayın düzenleyicisi RTÜK’ün bağımsız radyo istasyonu Açık Radyo’nun karasal yayın lisansını resmi olarak iptal etmesini kınıyor. Çeşitli ve eleştirel sesleri öne çıkarmasıyla ve kamuoyunu ilgilendiren konuları aydınlatmasıyla bilinen Açık Radyo’nun susturulması Türkiye’de bağımsız radyo yayıncılığına ağır bir darbedir.
1995’te kurulan bağımsız ve kâr amacı gütmeyen bir medya kuruluşu olan Açık Radyo, uzun zamandır Türkiye’de ifade özgürlüğünün hayati bir kaynağı olmuştur. Son otuz yıldır, savaş ve barıştan, çevre ve iklim mücadelelerine, halk sağlığına, cinsiyet eşitliğine ve çok kültürlülüğe kadar uzanan önemli konulardaki tartışmalar için vazgeçilmez bir alan sağlamıştır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) kararı yalnızca bu elzem platformun geleceğini değil, aynı zamanda Türkiye’deki bağımsız medyanın varlığını da daha fazla tehdit etmektedir.
Türkiye’deki yetkilileri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi doğrultusunda basın ve ifade özgürlüğünü koruma yükümlülüklerini yerine getirmeye ve Açık Radyo’nun lisansını iade etmeye çağırıyoruz. Türkiye’deki medya kuruluşları, kamuyu ilgilendiren konularda yaptırım korkusu olmaksızın tartışmaya olanak sağlamakta özgür olmalıdır.
10 Temmuz’da Ankara 21’inci İdare Mahkemesi, program yayınının durdurulmasının telafisi güç zarar doğurabilecek nitelikte bulunduğundan, yeni bir karar verilinceye kadar, dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti. Mahkemenin bu kararına karşı RTÜK itiraz etmişti. 9 Ağustos’ta ise Ankara Bölge 10’uncu İdare Mahkemesi, verilen kararda yasaya aykırılık bulunmadığı için RTÜK’ün itirazını reddetmişti.
Ancak Ankara 21’inci İdare Mahkemesi yeni bir karar ile bu kez “yürütmenin durdurulması isteminin reddine” karar verdi. Açık Radyo yasal çerçevede bu karara itiraz etmeye hazırlanıyor.
RTÜK, Açık Radyo’da Açık Gazete adlı programın 24 Nisan tarihli yayınına katılan konuğun “(…) Ermeni, yani Osmanlı topraklarında gerçekleşen tehcir ve katliamların, soykırım olarak adlandırılan katliamların 109. Yıldönümü, sene-i devriyesi. Bu yıl da yasaklandı biliyorsunuz Ermeni soykırım anması” şeklindeki ifadelerinin ardından Mayıs ayında Açık Radyo’ya ceza vermişti. RTÜK, radyoyu Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında 6112 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca “toplumu kin ve düşmanlığa tahrik etmek veya toplumda nefret duyguları oluşturmak” iddiasıyla idari para cezası ve beş günlük yayın durdurma cezasına çarptırmıştı. Açık Radyo, para cezasını ödemiş ancak yayına devam etmişti.
RTÜK, yaptırımda belirtilen koşulların ihlal edildiğini değerlendirdikten sonra Temmuz ayında Açık Radyo’nun yayın lisansını iptal kararı almıştı. Fakat bu karar, Açık Radyo’ya tebliğ edilmemişti. Yürütmeyi durdurma talebinin reddedilmesinin ardından karasal yayın lisansı iptali kararı ancak 11 Ekim’de tebliğ edildi. Karar doğrultusunda karasal yayın 16 Ekim saat 13:00 itibariyle kesildi.
1995 yılında kurulan, bağımsız ve kâr amacı gütmeyen bir medya kuruluşu olan Açık Radyo, tüm dinleyicilerini, meslek örgütlerini ve uluslararası kamuoyunu bu karara karşı kendilerine destek olmaya davet etti.
Bağımsız medyaya yönelik sansür ve bilgi edinme hakkına tehdit
Türkiye’nin yayın düzenleyicisi RTÜK’ün Açık Radyo’nun lisansını iptal etme kararı, medya özgürlüğü ve halkın bilgiye erişimi açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Karasal yayın lisansı, bir istasyonun radyo dalgaları aracılığıyla ses içeriği iletmesine olanak tanır. Bu kararla birlikte, Açık Radyo artık 95.0 FM frekansında yayın yapamayacak. Bu karar, istasyonun geleneksel radyo kanalları aracılığıyla dinleyicilerine ulaşmasını etkili bir şekilde sınırlayacak ve halkın farklı görüş ve bilgilere erişimini kısıtlayacaktır.
Açık Radyo‘nun karasal yayın lisansının radyonun Kasım ayında 30. yayın yılına yaklaşırken iptal edilmesi, Türkiye’nin bağımsız medyayı susturma çabalarında ciddi bir tırmanışı temsil etmektedir. Bu karar, Türkiye Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından korunan ifade özgürlüğünün doğrudan ihlâli niteliğindedir. Çok sesliliğe adanmış bağımsız bir platform olan Açık Radyo’nun kapatılması, toplumu benzersiz ve bağımsız bir sesten mahrum bırakacaktır.
Aşağıda imzası bulunan basın ve ifade özgürlüğü, medya ve sivil toplum kuruluşları olarak, RTÜK’ü medyada çoğulculuğu ve ifade özgürlüğünü koruma görevini yerine getirmeye davet ediyoruz. Açık Radyo’nun yayın lisansının iptaline yönelik kararını derhal geri çekmesini ve Açık Radyo gibi eleştirel ve bağımsız kuruluşlara yönelik sansüre son vermesini talep ediyoruz.”
Korku çağının suna geldiği terör / yıldırma / tehdit döngüsünün yıkıcılığa nasıl evrildiği şu tek örnekle bile barizdir. Ermeni henüz bu ülkenin en büyük tabusu kılınmaya devam olunan kimliğidir. Onun yarasını amasız / fakatsız konu etmek, anlamaya çalışma, meram eylemek ya da doğrudan doğruya bu insanların şu sahnede neler yaşadıklarına dair birer söz, eylem, tanıklık ya da belgelendirmenin imkansız kılınması söz konusu edilir. Nisan 24, İstanbul çeperinde yaşayan Ermeni düşünür, yazar, siyasetçi, akademisyen insanların bir ittihat kararıyla alelacele derdest edilmelerinin başlangıcıdır. Anadolu’nun ev olma hal ve istemini yok eden sürecin çoktan başladığı bir zeminde, gidişatı gösteren karanlığın ta kendisinin her nasıl var edildiğinin ilk işaretidir. Her şeyi en baştan anlatmak yerine varılan eşiğin korkunç, kekremsi, çürümenin bağında halen ne hallere koşulduğunu gördüğümüz vakit suya yazıyormuşuz gibi geliyordu, sayelerinde her durumda gözetlenen denetlenen ve tahakkümün boyunduruğu altına alınıp korkulara esir edilmeye devam olunan bir cenahta olduğumuz gerçekliği yüzümüze çarpılır.
Tümüyle bir yaradan, olduğu gibi bir halkın eksik konulmasından bahis açmak imkansıza taşınır bir kere daha. Gücün var edilmiş, medeniyetler beşiği tanımının daha yepyeni bir bağ kurulmaya çalışılan sınırın ötesindeki Ermeni devleti ile hamaseti bir kenara koyduk, artık barış için müzakereleri var ediyoruz diye bildirirken çat kapı bir kere daha olunan yere mıh gibi saplı kalındığı ortaya çıkar. Açık Radyo’nun kapatılmasına vesile teşkil eder, Ermeni, meseli, yarası, soykırımı. Bütünüyle, afaki bir biçimde ötekileştirmeye en kolay yoldan teslim olunan, her konuda birbirinin gözünü oymaya hazır durulan bir yerde tabi ki, bir başka, azdan az kalmış halkın yarasından bahis açabilmek imkansız konulacaktır, böyle de olur. Demokrasi, eşitlik, adalet naraları atılırken, bu ülke hiç olmadığı kadar ileride, modern bir yere dönüştü diye bildirirken, olmakta olan gerilemeye tam gaz devam eden, içine göçtükçe daha da dibi arayan bir karanlık sarmal olur. Adaletin, hakkaniyetin, izanın kalmadığı, varsa yasak yoksa engellemelerle birlikte bugün konu Ermeni, yarın Yahudi, başka bir gün sahiden de bir Türk, kadın, erkek, çoluk çocuğun hakkı unutuşa rehin edilir. Bir günlük yıldırı, tehdit ve tahakküm ertesi gün başka bambaşka açmazları var eder, sonsuz bir karanlık. Aleni bir biçimde konuşmayan, sorgulamayan, topyekun ne denildiğini anlamadan linç edip, susturmayı kendilerine hak, diskur bilenler eliyle memleketin yüz akı yayınlarından birisi olan bir yayın sonlandırılır. İnsanlara ulaşması engellenir. Özgürlüğün sınırlarının çoktandır, insani normların altına çekildiği bir menzilde, hayattan bahis açabilmek, katledilen doğaya dair konuşmak, inat ve körlemesine bir biatle memleketin delik deşik edilmesinden, her şekilde tüketilen ol mavi küreden haberdar etmek, söz açmak mevzu bilmek imkansız kılınır bir kere daha. Sözsüzlüğün var edildiği, kimsenin başkasını duymadığı ol yerde, 1984’teki büyük birader nam kodlanmış tahakküm aracı gibi bir tekil bakış, tekil bir yönelim, tek bir hal ve istikametten mürekkep zemin gerçekliğe kavuşturulur. Seslendirilenler hepimizin ortaklık hikayesi, müştereklerimizden birere kesit iken bunlar sizin değil denilerek çalınıyor, bir hal bir biçimde engelleniyor. Sonrası öncesinden daha karanlık, hep benzer bir karanlık, her gün, her anlamda... @acikradyo’nun meramı olageleni ters yüz ederek, kainatın tüm seslerine, tahayyüllerine, düşünce biçimlerine karşıt kapkaranlık bir sahne, kapalı devre... çürüyen... susturan... susan!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: In The Field – Alanda – Leyla GEDİZ
Meramda Paylaşılan Haber
62 Kurum ve Basın Kuruluşundan Açıklama: Açık Radyo’nun Susturulması Türkiye’de Bağımsız Radyo Yayıncılığına Ağır Bir Darbedir - Agos https://www.agos.com.tr/tr/yazi/31164/62-kurum-ve-basin-kurulusundan-aciklama-acik-radyonun-susturulmasi-turkiyede-bagimsiz-radyo-yayinciligina-agir-bir-darbedir
#meram#mesel#hakikat#türkiye#ses#arzihal#durum tahayyülü#geleceksizlik#sınırlandırma#sansür#açık radyo#demokrasi#ermeni#medz yeghern#sansüresansür#güz sancısı#yıldırı#tehdit#korku çağı#karanlık#sessiz ve yalnız#radyo#haber alma hakkı#1984#tahakküm#cendere#terör
1 note
·
View note
Text
"Yağmurlu bir akşamüstü
Radyo açık, köprüdeydim
Derken bir anda fark ettim
Başka bir hayat yok ki
Durdum, sustum, gülümsedim
Gözümü açtım, ben değiştim
Kızdınız, siz haklıydınız
Artık size gerek yok"
67 notes
·
View notes
Text
More outlets are picking up this news.
Slowly but surely.
As we can see here.
Feel free to reblog
#dougie rambles#news#political crap#armenia#armenian genocide#denialism#Armenian genocide denial#history#anti denialism#fuck Erdogan#feel free to reblog#radio
79 notes
·
View notes
Text
desem ki, yeryüzüne beş peygamber geldi; beşincisi sensin. desem ki, iki kişi kaldık dünyada; ikincisi sensin. desem ki, birisi var yeri göğü var eden; o da sen olurdun. sana tapmak için kilden bir heykel yapardım güzelliğince. bilsem ki sen tanrı'dan iyisin, bilsem ki tanrı senden güzel değil. senin o kocaman kocaman gözlerin yok mu, nasıl duruyor boşluğunda arzuların anlamıyorum. nasıl nasıl bakıyor bana, böyle merhametten uzak. git diyorsun, nereye gideyim? ümitlerim ne olacak, bunca şiirleri kim söyleyecek sana, kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini? gitmek mümkün olsa da gitsem uzaklara, sevmesem seni bir daha, paramparça etsem yüreğimi cam gibi. sonra yaksam, savursam küllerini karlı dağlardan, açık denizlerden. yine seni severdim toz toz, yine sana tapardım küllerin ağırlığınca. bu oksijen gazı olmasa da olurdu ama beethoven gelmeseydi dünyaya seni bu kadar sevemezdim. ikimizin ortasında o duruyor; sağımızda birinci keman, solumuzda ikinci keman, karşımızda üçüncü keman. sonra orglar, flütler, kontrbaslar. sustur şu orkestrayı beethoven, şimdi dokuzuncu senfoninin sırası mı? bunca yalnızlıklar, bunca yoksulluklar benim işim değil. bu çirkinliği ben yaratmadım, ne de bu kahpe güzellikleri. bende sevmediğin ne varsa senden türedi. şu karanlık bakışlar, şu ellerin pisliği, şu dudaklarımdan çıkan iğrenç sözler; besbelli senin eserin. ne buldumsa sende buldum, kötülükten yana. ne öğrendimse senden öğrendim, seni sevdikten sonra başladım yaşamaya. seni tanrı yarattıysa beni kim yarattı? bu azabı kim verdi bana? çıngıraklı yılanların zehrini içtim, balinaların kusmuklarını. kükürt kokulu imkansızlıklar içindeyim oysa güzeldim tarihin ilk çağlarında. görsen şaşardın, öyle aydınlıktım, öyle iyiydim. kobalt mavileriyle doluydu yüreğim, kurşun beyazlarıyla. severdin beni, midye kabuklarının yeşilliğince. sonunda dediğim çıktı işte. samanyolu'ndan bir yıldız düştü dünyaya, sinekler gibi eziliverdi insanlar. her şey bir anda olup bitti, yapayalnız kaldık. ne radyo-aktivite, ne mantar şeklinde bulutlar, ne yaşamak sevinci, ne ölüm korkusu. sonunda üç kişi kaldık dünyada. sen, ben, bir de jiro'nun lesko'su. yine bana bakarken yüzün kızarıyor, toplum kurallarından kurtulamadın daha. bütün çayırlar bomboş. görmüyor musun? al başını dağlara çık, avaz avaz şarkı söyle sokaklarda. bir kibrit çak, bütün evler yansın. yüz bin yılın öcünü al bu şerefsiz dünyadan. sonra kaldır kendini, denize at. biraz serinle. sevebildiğim kadar insanım ben, on gram arsenik yeter canıma. beni düşünme. uzan mistral rüzgarlarının üzerine nünbüs bulutlar geliyor, kaç. uykumuz bölündü çırılçıplağız, kum fırtınaları başladı çin seddinin ötesinde. gölgemizi bir asya şehrinde unuttuk. taklamakan çöllerinde kaldı rüyalarımız. haydi git. yok olduk, iki olduğumuz yerde. haydi git. bir kalırsak yine var olacağız.
ümit - b.k.d.
34 notes
·
View notes
Text
Yağmurlu bir akşam üstü
Radyo açık köprüdeydim
Derken bir anda fark ettim
Başka bir hayat yok ki...
7 notes
·
View notes
Text
ELEKTRİKLİ ARAÇLAR DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇÖPÜ MÜ OLACAK?
Japonlar, elektrikli araçlardan daha çok hibrit üzerinde duruyor. Ve bu alanda da çok başarılı.
Bunun nedenini anlamaya çalışıyordum. Bu yazıyı gördükten sonra cevabımı aldım! Bulduğum yazıyı aynen paylaşıyorum..
“
Ben bir makine mühendisiyim.. Bunu kimseye anlatamıyorum. Ulan alacağın araba 3 sene sonra tamamen çöp... Cep telefonundan pay biçin. Bir cep telefonunun ömrü kaç yılsa bu arabaların pilinin ömrü de o kadar. Bugün full şarjla 500km gidiyorsan . 2 yıl sonra bu mesafenin yarısını bile gidemeyeceksin. Daha sonra da pil bitecek. Yeni pi kaç para olacak peki..?? Sonra emisyon hikayesi filan var.. Ulan pilin artığı ne oluyor.. Ortalıkta sırf pil artığı için çöpler var.. Ne için.. Hiç sorguladınız mı. Bu kadar arabanın pili ne olacak. ...
(Mehmet Dal)...
...................................
Bu elektrikli arabalar - Dünyanın gördüğü en büyük dolandırıcılık mı? Bunu düşünen var mı? "Bütün arabalar elektrikli olsaydı…Kar fırtınasının soğuğunda üç saat trafikte sıkışsalardı, bataryalar tamamen biterdi çünkü elektrikli arabaların temelde ısıtması yoktur. Ve bütün gece sokakta mahsur kalmak, pil yok, ısıtıcı yok, cam silecek yok, radyo yok, gps yok, batarya dolu, hoş olmasa gerek. 911'i arayıp kadınları ve çocukları koruyabilirsiniz ama size yardıma gelmezler.
Çocukları koruyabilirsiniz ama size yardıma gelmezler çünkü tüm sokaklar kapalı ve tüm polis arabaları muhtemelen elektrikli. ve yollar binlerce boş araba tarafından kapandığında kimse hareket edemez. Piller yerinde nasıl şarj edilebilir? Yaz tatillerinde kilometre blokları ile aynı sorun. Elektrikli arabada klimayı açık tutmak için sıra olmaz. Pilin bir anda biter. Elbette hiçbir siyasetçi ve gazeteci konuşmaz ama olacağı bu. Metni özgürce çevirdim, ( Handan Somak)
Marian Alaksin tarafından(Çek Cumhuriyeti)
36 notes
·
View notes
Text
Kendi kendimeyim.
İstersem uyurum, istersem yatağımda okurum, istersem ışık açık uyurum, istersem kapatırım, istersem kapı çalınca açmam, istersem açarım İstersem yemek pişiririm, istemezsem pişirmem...
Canım isterse yerim, istemezse yemem...
İstersem elbiselerimi asarım, istersem yerlere atarım, istersem müziğimi sonuna kadar açarım, istersem hiç radyo açmam ve hizmet etmem gereken kimse yok Özgürüm ben özgür...
Canım ne isterse onu yaparım.
Hiç kimse beni görüp eleştiremez...!
11 notes
·
View notes
Text
radyo açık, sakin listeyi açtım, belki aktif olmayabilirim emin değilim, şimdiden iyi geceler
11 notes
·
View notes
Text
Sanki dünya,
ölünün başucunda açık kalmış bir radyo...
Cahit Zarifoğlu
9 notes
·
View notes
Text
Açık Radyo'nun Yayın Lisansı İptali ve RTÜK Kararı
Açık Radyo’nun Yayın Lisansı İptali Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından alınan bir karar neticesinde, Açık Radyo‘nun yayın lisansı iptal edilmiştir. Radyonun sosyal medya hesaplarından bu sabah (16 Ekim) yapılan açıklamada, “Açık Radyo’nun karasal yayını bugün saat 13.00 itibariyle kesiliyor. Gelişmeler için bizi takip etmeye devam edin” ifadelerine yer verilmiştir. RTÜK, 22 Mayıs…
#Açık Gazete#Açık Radyo#basın özgürlüğü#Ceza#Ermeni soykırımı#Medya#radyo#RTÜK#türkiye#yayın lisansı
0 notes
Text
EZİK ÇÜRÜK DOMATES
Sabahları simitçi çocuğun
Taze, sıcak simit diye
Bağırışıyla uyanmayı
____Geceleri bozacının haykırışıyla
____Uykumdan sıçramayı, Özledim
İhtiyar sütçünün
Bıkmadan, usanmadan verdiği hayat dersini
____Kör yumurtacının yanık sesini
____Devasa yoğurtçunun azarlar gibi gürlemesini
____Sarı kafa sucunun atlarının kişnemesin, Özledim
Ezik çürük domates, buruşuk patates
Diye bağıran sebze meyve satıcısının
Şaka dolu seslenişini
____Çocukların sevgilisi dondurmacının türkülerini
____Arka sokaktaki manavın
____Sonuna kadar açık radyo dinletisini
____Kapıcı Şakir efendinin
____Karısıyla kavga etmesini, Özledim
Erik, kiraz çaldığımız bahçe sahiplerinden
Yediğimiz dayakları
Gazeteden şapkalarla, tel arabalarla
Yaptığımız fiyakaları
____Kıran kırana bisiklet yarışlarını
____Kıyasıya yakar top oyunlarını, Özledim
Kesin kurallara bağlı
Tom miks, Teksas takaslarını
____Renk renk çiçeklerle, ciyak ciyak çocuklarla dolu
____Bahçeleri, sokakları, Özledim
Bir gazozu beş kişi paylaştığımız
Sigara içmek için duvar diplerine saklandığımız
Gece çıkabilmek uğruna kırk yalan attığımız
Bir şişe birayla sarhoş numaralarına yattığımız
____Utana sıkıla hovardalığa kalktığımız
____Hayat akan günleri, Özledim
Sinema kuyruklarında saatler geçirmeyi
Sokak kavgalarına girip mor gözle gezmeyi
____Sırtımıza ağrı, ayağımıza kramp girinceye
____Kızılay akşamlarında
____Hava atarak yürümeyi, Özledim
Kuytulara gizlenip, ağabeylerinden korka korka
Kızlarla muhabbet etmeyi
____Maltepe’nin en güzel kızı, yosun gözlü Süeda’yla
____El ele dolaştığımı hayallemeyi, Özledim
Daha neler neler özledim
Yıllar eksiltemedi
Arttı içimdeki özlemlerim
____Ben geçmişimi özledim
____Ben çocukluğumu, ben gençliğimi, Özledim
Necdet YAGAN
2 notes
·
View notes
Text
Oh for fuck’s sake!
I worried this was gonna happen.
Revoking their license was bad enough but this is genuinely sickening!
#dougie rambles#news#middle east#caucasus#europe#turkey#fuck Erdogan#anti revisionism#armenia#armenian genocide#denialism#genocide denial#Armenian genocide denial#reblog the shit out of this
4 notes
·
View notes
Text
o kadar hoş bir program ki,, uzun ve sıkıcı yolculuklarımın kurtarıcısı oldu. ilginizi çekerse diye buraya da bırakayım. bazı bölümler spotify'da eksik, radyo arşivinden bulabilirsiniz.
5 notes
·
View notes
Text
açık kalmış bir radyo artık yaralarım. sen onun gece yayını, durmadan bir yalnızlık anonsları, durmadan bir ölmek hali.
2 notes
·
View notes