#6 ayda vücut ne kadar gelişir
Explore tagged Tumblr posts
vucuthocasi · 7 years ago
Video
tumblr
@vucut.hocasi İLAÇ ve YASAKLI Maddeler ile Vücut yapılmaz, İlaç kullanarak Tek yaptığınız kendinizi Hasta etmek olur @vucut.hocasi her zaman zor yolu tercih edin. GERÇEK olan hareketlerin nizami ve doğru yapılmasıdır. @vucut.hocasi İstanbul içi eğitimler için Randevu alınız.. Özel dersler için Lütfen whatsapp pm “mesaj” atın. aramalara derste olduğum için cevap veremiyorum,gün içinde mutlaka dönüş yapıyorum. whatsapp : mail : [email protected] web : www.vucuthocasi.com facebook : www.facebook.com/vucuthocasi tumblr : vucuthocasi.tumblr.com/ #personaltrainer #özelders #kisiselkoc#vucutgelistirme #sporcubesinleri #fitness#kisiyeozel #kiloverme #kiloalma#formtutma #supplementler #besintakviye#wheyprotein #antrenmandersleri#vucuthocasi #vücutgelistirme #zayıflama#istanbulpersonaltrainer #istanbulkisiselkoc#personaltraineristanbul #beylikdüzü#beykent #beykentüniversitesi
0 notes
prensesannesii · 5 years ago
Text
Tumblr media
Bebeğinle ilk ayını bitirdin. 2. ayın geçen aya göre daha rahat ve tecrübeli geçeceğine emin olabilirsin. Uyku düzeni oluşmaya başlayacak olan bebeğin hareketlenecek ve sana tepkiler verecek. Şanslıysan ilk gülücüğünü bile alabilirsin. Bu aydaki beslenme sıklığı, uyku düzeni ve karşılaşacağın 2. ay bebek davranışları neler? Bebeğin nasıl bir duyusal gelişim sürecinden geçecek? Hepsini 2 aylık bebek gelişiminde öğrenebilirsin!
2 Aylık Bebek Gelişim Tablosu :
* 2 aylık bebek gelişiminde büyüme hızı ilk haftalarla aynı devam eder. Bebek haftada 150 ila 200 gram alır. Yavaş yavaş yanakları, kolları ve bacakları dolmaya başlar. “2 aylık bebek kaç kilo olmalı?” sorusunun yanıtı ortalama 4-5 kg civarında olsa da her sağlıklı bebeğin farklı boy ve kilolarda gelişim gösterebileceğini söyleyelim.
* 2 aylık bebek boyu ayda 1-1,5 cm kadar uzar. Ancak bunlar da yaklaşık değerler.
* İkinci ayda bebeğin başı ve beyni de aynı hızla gelişmeye devam eder. Baş çevresi ayda 1,25 cm kadar genişler. Bu dönemde bebeğin başının, vücudunun geri kalan bölümlerinden daha büyük olması normal. Baş, hala diğer organlardan daha hızlı büyüme gösterir.
* Bıngıldak hala açıktır ancak ikinci ayın sonlarına doğru ve üçüncü ayın başlarında biraz daha sertleşip kapanmaya başlar.
2 Aylık Bebeğin Zihinsel Gelişimi:
* Bebeğin, şu ana kadar etrafındaki konuşma ve sesleri dinleyip özümsedi. Kendi düşüncelerini seslendiremese de sözlerin manasını, konuşmaya başlamadan aylar önce anlamaya başlıyor. Bu yüzden bol bol konuş miniğinle.
2 Aylık Bebeğin Sosyal Gelişimi:
* Bebeğin yine zamanının çoğunu uyuyarak geçirir.
* Aranızdaki iletişim sınırlı olsa da 6 haftalık olan bebeğin, gülümsemelerine gülümsemeyle karşılık verebilir.
* Minik kuzunun gülücüklerine mutlulukla karşılık vermen, hareketlerinin bir etki yarattığını fark etmesini sağlar ve böylece kendini başkalarından ayırt edebilme yeteneği gelişir.
2 Aylık Bebek Neler Yapar?
* Yüzüstü yatırıldığında gövdesini 45 derece yukarı kaldırabilir. Hatta bu ayın ortalarında kafasını 90 derece bile kaldırabilir.
* Ellerini keşfeder ve incelemeye başlar.
* Sürekli el ve ayakları ile oynayabilir.
* Önüne bir cisim bırakıldığında ve eline verildiğinde onu tutmaya başlar. Küçük cisimleri ağzına götürmeye çalışır, büyükse sallayıp bırakır.
* Vücut hareketlerini tamamen kontrol edemez ama iyice hareket etmeye başladığı için artık yüksek bir yerde tek başına bırakmamak gerekir.
* Gündüzleri daha az uyurken, geceleri daha fazla uyumaya başlar.
* Kendi sesini duymaktan çok mutlu olduğu için sürekli ses çıkarır.
* Gülücük ve sevinç çığlıkları atabilir.
* Kendisi ile ilgilenildiğini anlar.
* Ses çıkarmaktan çok hoşlanır.
* Anne sesini bu ay net bir şekilde tanır.
* Mutluluktan çığlık atabilir.
* Emerek sakinleşir.
* Ağladığında özellikle de sen kucağına aldığında sakinleşip susabilir.
2 Aylık Bebek Oyuncakları:
* Görme yeteneği ilerlediği için zıt renklerden oluşan şekillerle beraber parlak ve canlı renklere de daha fazla ilgi göstermeye başlar. Ona parlak renkli resim ve fotoğraflar göster. Çıngıraklar al.
* Objelere isimler ver. Bebeğine hayvanların ve insanların isimlerini öğret. Vücudunun kısımlarını göstererek ismini dile getir. Tekerlemeler söyle. Bunlar bebek zekasını geliştiren şeyler.
Bebeğimin Gelişimi İçin Neler Yapmalıyım?
İkinci ayda ve bundan sonraki aylarda bebeğinin gelişimi için ilgini ve sevgini esirgemeden vermeye devam etmelisin. Sev, kucakla, sarıl ve bol bol konuş onunla. “Konuşsam bile anlamayacak ki.” diye düşünme, bebeğinle ne kadar çok konuşursan o kadar iyi. Bu, onun psikolojisini olumlu yönde etkileyecek
Doktorun sana anne karnında bebek gelişiminden bahsederken, “Elleri burada, bacakları şurada, şimdi gözlerini açtı.” gibi basit cümlelerle her detayı nasıl anlatıyorsa sen de bebeğine öyle anlat her şeyi.
* Oyuncak yakaladığında ya da tutabildiğinde onu alkışla ve tebrik etmeyi sakın ihmal etme.
* Bebeğinin sosyal gelişimi için onunla yüz yüze vakit geçir, ona şarkılar söyle ve özellikle bu ay ismiyle hitap et.
* Güvenini arttırmak için o bir şeyden büyülenirse sen de aynı şeye aynı ilgiyi göster. Bırak senin dikkatini çektiğini düşünsün.
* Boyun ve sırt gelişimini desteklemek için yüzükoyun yatır. Boynu ve sırtı geliştiğinde baş hareketini daha kontrollü yapmaya başlar.
2 Aylık Bebeğin Uyku Düzeni Nasıl Olmalı?
Yaşasın! Bu ay bebeğin daha fazla uyuyacak. 2. ayda uykusu biraz daha düzene girdiği için sen ve eşin daha rahat olabileceksiniz. Bebeğin günde 15-16 saat arasında uyuyabilir. Sinir sistemi olgunlaşıp midesi genişledikçe, uyku saatlerinin çoğunun geceye kaydığını göreceksin. Böylece gündüzleri daha fazla uyanık kalıp geceleri neredeyse 7 saate kadar uyuyabilir. Bu, her bebek için aynı değil tabii, ”2 aylık bebek en fazla kaç saat uyur?” sorusuna net bir cevap vermek zor.
Artık karanlığı fark edebildiği için gece uykusu sırasında özellikle onu beslerken asla konuşma, oyun oynama! Böylece uykuya rahatlıkla devam etsin
3 aylık bebek gelişiminde görüşmek üzere sevgiyle kalın 🙏
0 notes
kocaalihaber · 5 years ago
Text
İnmemiş Testis
İnmemiş testis nedir?
Normalde erkek bebekler doğduğunda her iki testisin skrotum dediğimiz torba içinde olması gerekir. Testisin torba içinde olmamasına inmemiş testis adı verilir. Yapısal bir bozukluktur. Bunlarda boş kalan torba tam gelişmez ve küçük kalır.
Spermatik kordu germeden, el ile testis skrotum en alt kısmına getirilemez. Gererek skrotuma getirilen testis bırakıldığında hemen yukarı çıkar.
İnmemiş testisler yaşamın ilk 6 ayında inebilir. Ancak, bebek 6 aylık olduğunda testisler hala torbaya inmemiş ise bundan sonra inmez.
Utangaç (Sıkılgan-Retraktil) testis nedir?
İnmiş testisin bazen torbanın yukarısına kaçmasıdır. Testis (yumurta) muayene esnasında torbaya kolayca ve gerilmeden indirilir. Retraktil testis gün içinde bazen torbada bazen de torbanın yukarısında görülür. Bunlarda skrotum (torba) ve testis gelişimi normaldir. Bunlarda ameliyat gerekmez.
Kemaster refleksi sonucu testisin bazen skrotumdan yukarı çıkmasıdır. Muayene ile testis zorlanmadan  skrotumun tabanına getirilebilir. Muayeneden sonra testis bırakıldığında skrotumda kalır. 
Sıklığı nedir?
İnmemiş testis, erkek çocuklarda en sık karşılaştığımız genital problemlerden biridir. Yenidoğan bebeklerde %3, 1 yaşında %1 oranında görülür. Ancak, erken doğan bebeklerde bu oran %30’dur. 
İnmemiş testisin riski (zararı) var mıdır? Testis torbaya indirilmez ise ne olur?
Testisin görevlerini normal yapabilmesi için, vücut ısısından 3-4 derece daha düşük bir ortam olan torbada (skrotumda) bulunması gerekir. Torbanın ısısı 33 derece iken kasık kanalında 35, karın içinde ise 37 derece civarındadır. Torbaya inmemiş testisler yüksek ısıya maruz kalır. Ortam sıcaklığı artınca testiste ilerleyici hasar gelişir. 
Yaş ilerledikçe testis hasarı artar
Testis zamanında inmez ise kısırlık, kanser, fıtık ve kolay yaralanma gibi ciddi problemlere neden olabilir. 
Kısırlığa neden olabilir
Prof. Dr. Abdurrahman Önen
Testisin torba dışında daha sıcak bir ortamda kalması sperm yapısında bozulmaya ve ileride kısırlığa yani çocuk sahibi olamamaya neden olabilir. Özellikle her iki testis de inmemiş ise iki testisin de zarar görmesi nedeniyle kısırlık riski çok daha yüksek olur. 
Kansere neden olarak yaşamı tehdit edebilir 
Torbaya inmemiş testislerin yapısı bozulduğu için ileri yaşta kanser gelişebilir. İndirilmeyen testiste gelişen kanserin tanı ve tedavisi daha zorlaşır.
Yaralanma ve canlılığını kaybetme riski fazladır
İnmemiş testis korunaklı bir alanda olmadığı için kolay yaralanabilir. Ayrıca, inmeyen testisler damarları etrafında rahatça dönüp canlılığı bozulduğu için testis tamamen ölebilir. 
Kasık fıtığı riski yüksektir  
İnmemiş testislerde kasık kanalı kapanamadığı için çoğunda beraberinde kasık fıtığı da mevcuttur. 
Psikoseksüel problemler olabilir  
Testisin torbada olmaması görüntüde bir anormallik oluşturduğu için çocukta psikolojik sorunlara ve ileride cinselliğinin eksik olabileceği gibi kaygılara neden olabilir. 
İnmemiş testiste nasıl tanı konur?
Aileler genellikle yumurtaların yerleştiği torbanın boş olması veya kasıkta şişlik nedeniyle başvurur. İnmemiş testisler çoğunlukla kasık bölgesinde yerleşir ancak bazen daha yukarıda karın içinde kalabilir. 
Elle muayene ile tanı konur
Deneyimli bir uzmanın dikkatli kasık ve genital muayenesi ile tanı koyulabilir. Muayene sırasında en önemli nokta gerçek inmemiş testis ile rektaktil (utangaç) testis ayırımının doğru yapılmasıdır. Çünkü retraktil ya da utangaç testislerde cerrahi tedaviye gerek yok iken gerçek inmemiş testislerde cerrahi tedavi gerekir. 
Bazı inmemiş testisler muayene esnasında ele gelmez. Buna ele gelmeyen (fark edilmeyen) testis adı verilir. Bu inmemiş testislerde durum daha ciddidir. Bunlarda radyolojik tetkiklerin önemli bir faydası yoktur. Çünkü hiçbiri yeterli duyarı değil ve hiçbir radyolojik tetkik testisin karın içinde olmadığını ispatlamaz. Elle muayenede kasık bölgesinde ve torba civarında ele gelmez ise testis ya karın içindedir veya doğumsal olarak gelişmemiştir. Bu durumda laparoskopi yani kapalı ameliyat ile testisin karın içinde olup olmadığı mutlaka teyid edilmelidir. Laparoskopide testis varsa torbaya indirilir. 
İnmemiş testis ne zaman ve nasıl tedavi edilmelidir?
İnmemiş testislerde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta tedavide geç kalmamaktır. 
Doğumda testis inmemiş ise 6 ay sonra tekrar değerlendirilmelidir. İlk 6 ayda inerse 3 yıl kazanılmış (asending) inmemiş testis açısından takip edilmelidir.  
Ameliyat hangi yaşta yapılmalı?
Testislerin ilk 6 ayda kendiliğinden inme şansı olduğu için bu süre içinde herhangi bir tedavi uygulanmaz takip edilir. Ancak, 1 yaşına kadar inmeyen testisler ameliyat ile yumurta torbasına indirilir. 
Asıl tedavi hormon değil cerrahidir 
Testisin torbanın hemen girişinde olması gibi çok sınırlı bazı hafif durumlarda hormon tedavisi ile testisin kısmen torbaya inmesi sağlanabilir. Ancak hormon ile testis inse bile zamanla bu testisler tekrar yukarı çıkar. Ayrıca bu tedavi çocukların çok küçük yaşta cinsel hormon almalarına neden olduğu için önemli yan etkilere yol açabilir. Bu nedenle, uzun yıllardan beri artık hormon tedavisi önerilmemektedir. 
Gerçek inmemiş testisli çocuklarda asıl tedavi ameliyat ile testisi yumurta torbasına indirmektir.
Ameliyat nasıl yapılır?
Kasıktan veya torbadan yapılan bir kesi ile inmemiş taraftaki yumurta bulunur ve torba içine indirilir. 
Testisin karın içerisinde olduğu durumlarda laparoskopik yani kapalı yöntem ile testis torbaya indirilir. 
Testisin hiç olmadığı olgularda ise boş torbanın yarattığı psikolojik travmayı azaltmak ve kozmetik görünümü normalleştirmek için testis benzeri silikon protezler torbaya yerleştirilir.
İnmemiş testis ile beraber fıtık da bulunabilir. Bu durumda fıtık onarımı da aynı seansta yapılmalıdır. 
Ameliyat dikkatli yapılmaz ise testisi besleyen ince damarlar ve sperm kanalı zedelenebilir. Bu durum, testisin ölmesine veya kısırlığa neden olabilir.
Ameliyat sonrası dönemde neler olur? 
Ameliyat olan çocuklar aynı gün taburcu olur ve normal yaşama döner. Ancak, yarada kızarıklık ve şişlik çok fazlaysa, kan geliyorsa, ateş, bulantı, kusma, karın ağrısı varsa doktora başvurmalıdır. Ameliyattan 3-4 gün sonra banyo yapabilir. 
İçeriden atılan dikişler emilebilir ve estetik olduğu için ameliyattan sonra dikiş almaya gerek yoktur. Torbada şişlik ve kızarıklık birkaç ay devam edebilir sonra kendiliğinden geçer. 
Retraktil testis takip ve tedavisi nasıl olur? 
Bunlar 6 ay arayla takip edilmelidir.Retraktil testisler zamanla ‘‘Asending’’ inmemiş testise dönüşebilir. Bu durumda ameliyat ile testis skrotum torbasının alt kısmına tespit edilmelidir. Bunun dışında retraktil testis günlük zamanının yarıdan fazlasını skrotum dışında geçiriyorsa yine cerrahi gerekebilir.  
source https://saglik.kocaali.com/inmemis-testis/
0 notes
Text
Bebeklerde Tamamlayıcı Beslenme
Bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişmesinin sağlanması uygun besinlerin verilmesi ile olanaklıdır. Anne sütü ilk 6 ay tek başına yeterli olmaktadır, ancak bu dönemden sonra bebeklerin gereksinmelerini tek başına karşıla­yamadığı için bebek beslenme programlarına bazı eklemeler yapmak gerekmektedir. Anne sütünün tek başına süt çocuğunun enerji ve besin öğeleri gereksinmesini tam olarak karşılamadığı dönemde başlayan ve diğer yiyecek ve içeceklerin anne sütü ile birlikte verildiği sürece “tamam­layıcı beslenme” adı verilmektedir. Tamamlayıcı beslenme anne sütünden erişkin birey beslenmesine geçiş dönemi olarak da adlandırılmaktadır. Bu dönemde bebek değişik tat, lezzet ve yapıda besinlerle tanışır. Tamam­layıcı besinler, geçiş besinleri (süt çocuğu için özel hazırlanmış besinler) ve aile yemekleri (ailenin diğer fertlerinin sofrada tükettiği besinler) olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Tamamlayıcı beslenme ile birlikte emzir­menin sürmesi çocuk sağlığı açısından önem taşımaktadır. Uygun zaman­da başlatılan ve kurallara uygun şekilde sürdürülen tamamlayıcı beslen­me, bebeğin bir yaş civarında aile sofrasındaki yiyecekleri tüketebilecek olgunluğa ulaşmasını sağlar. Tamamlayıcı besinlere zamanında başlanmalı, besinler yeterli, güveni­lir ve uygun olmalıdır.
 Tamamlayıcı Besinlere Başlama Zamanı
Büyüyen ve giderek hareket yeteneği ar­tan bir süt çocuğunda, altıncı aydan itibaren sadece anne sütü verilmesi, enerji ve besin ögeleri gereksinmelerini tek başına karşıla­yamamaktadır. Altıncı aydan sonra başlanan geçiş besinleri, bebeğin anne sütü ile bes­lenmesinden aile yemeklerine geçişte köprü görevi görür. Tamamlayıcı beslenmenin uy­gulanması gereken dönem 6 aydan sonradır. Altıncı ayda başlanan geçiş besinleri süt çocuğunun değişik tat, lezzet, kıvamda besinlere alışmasını sağlarken, aynı zamanda yeme işlevi ile ilgili sinirlerin gelişimine yardımcı olur. Bu işlevleri geliştirme adına bebek için kolay yemek tarifleri hazırlanabilir. Kolay yemek tariflerini hazırlarken bebeğin tuz ve şeker ile olabildiğince geç tanışması sağlanmalıdır.
 Tamamlayıcı Beslenmeye Geçiş Zamanına Etki Eden
Etmenler Nelerdir?
Bebeklerin katı besinlerle beslenme yetenek­leri, nöromüsküler, sindirim, boşaltım ve savun­ma sisteminin olgunlaşması ile ilişkilidir. Altıncı aydan itibaren bebekler daha güçlü besinleri sin­direbilecek mide-barsak ve sinir sistemi gelişimi­ne ulaşmış olurlar. Tablo 1’de bebeklerin tükettik­leri besin türlerine göre ilk 18 aydaki gelişimlerine ilişkin bilgiler verilmiştir.
Bebeğin nöromüskuler gelişimi, onun be­lirli kıvamda yiyecekleri almaya hazır olduğu yaş sınırını belirler. Başlangıçta (6-7. aylarda) besinler yumuşak kıvamda ezme şeklinde ve­rilmeli, 7-8. aylarda püre şeklinde çok pütürlü olmayan besinler ile devam edilmeli ve bebek­teki çiğneme hareketleri ve sıvı içme becerileri izlenmelidir. Püre şeklindeki yiyeceklere bebeğin çiğneme yeteneğinin ka­zanıldığı döneme kadar devam edilmeli, daha sonra (8-12. aylarda) kıvam dereceli olarak (püre kıvamında çatalla ezilmiş besinler) artırılmalıdır. Bu aylarda bebeklerde verilen besini ağızda döndürme becerileri gelişir. Be­bek bir yaşında aile yemeklerini yemeğe hazır duruma gelmeli ve aile sof­rasında tüm aile üyeler ile yemek yemelidir. Bebeklerin dişlerinin çıkması, çiğneme işleminin başlamasına katkıda bulunmaktadır. Eğer, tamamlayıcı besinin kıvamı be­beğin gelişimine uygun değilse, bebek yeterli miktarda besini tüketemez ya da gereken miktarın çok üstünde alır. Bebeğin katı besinlere geçişi 10. aya kadar geciktirilirse, bu dönemde gelişen beslenme ile ilgili davranış bozuklukları, daha sonraki dönemlerde devam etmektedir. Bu nedenle, yaş ile birlikte besin kıvamının dereceli olarak arttırılması önerilmektedir.
 Tamamlayıcı Beslenmeye Erken ve Geç Başlamanın Dezavantajları
• Tamamlayıcı besinlere erken başlama ile anne sütü verimi ve anne sütü verme süresi aza­lır.
• Tamamlayıcı besinler önemli bir bulaşma kaynağı olduğu için bu besinlere erken başlama ile anne sütündeki koruyucu etmenler daha az alınır. Bu nedenle bebeklerde hastalık görülme oranı ve bu hastalıklara bağlı ölüm riski artar.
• Tamamlayıcı besinlerin besin değerleri anne sütüne göre daha düşüktür ve anne sütünün ye­rine geçemezler.
• Tamamlayıcı besinlere erken başlama sonucunda anne sütü ile bes­lenme süresinin kısalması, bebeğin anne sütünden yararlanmamasına ne­den olur.
• Tamamlayıcı besinlere erken başlanması ve anne sütü ile birlikte aynı öğünde kullanılması anne sütündeki demir, çinko gibi birçok besin öğesi­nin emilimini azaltır.
• Tamamlayıcı besinlere erken başlanması sonucu atopik hastalıklar, astım, tip 1 diyabet, alerjik hastalıkların, enfeksiyon hastalıklarının ve özel­likle barsak villus işlevlerinin bozulması riski artar.
• Tamamlayıcı besinlere geç başlanması sonucunda ise bebeğin bü­yüme ve gelişmesi duraksamakta, malnütrisyon (kötü beslenme) ve çeşitli vitamin mineral yetersizlikleri oluşmaktadır.
• Tamamlayıcı besinlere geç başlanması ile demir ve çinko gibi mikro besin eksiklikleri oluşmaktadır. Çünkü 6. aya kadar bebeğe yeterli mik­tarda demir ve çinko sağlayan anne sütü, bu süreden sonra tek başına yetersiz kalmaktadır.
• Ayrıca tamamlayıcı besinlere geç başlama ile bebeğin çiğneme gibi yeme işlevlerinin gelişimi ile yeni tat ve yapıdaki besinlere alışması geci­kir.
• Eğer ilk 6 aylık dönemde anne sütü azalıyorsa (yanlış emzirme tek­niği sonucu veya göğüslerdeki sütün tamamen boşaltılmaması sonucu), önce anneye anne sütünün arttırılmasına yönelik eğitim verilmeli, yanlışlar düzeltilmeli ve tamamlayıcı besinlere gereksiz yere erken başlanmamalı­dır.
Yaşamın ilk 15 haftasından önce ta­mamlayıcı besinlere geçen çocuklar, 6 aydan sonra tamamlayıcı besinlere geçen çocuklarla karşılaştırıldıklarında, 7 yaşında solunum sistemi bozukluklarının daha sık olduğu (sırasıyla % 21 ve % 10) ve vücut yağlanmasının daha yüksek olduğu (sıra­sıyla % 19 ve % 17) gösterilmiştir.
 Tamamlayıcı Besinlerin Güvenilirliği
Zararlı mikroorganizmalarla bulaşmış tamamlayıcı besinler (özellikle besin hazırlanmasında kullanılan su), ishal oluşmasına neden olabilmekte­dir. Bu nedenle 6 ay süresince sadece anne sütü alan bebeklerde, tamam­layıcı besinlerin başlanması ile ishal oluşum sıklığı artmaktadır. Dünyada her yıl 1.8 milyon çocuğun ishalli hastalıklar nedeniyle öldüğü bilinmek­tedir. Besin kaynaklı enfeksiyonlar iştahsızlığa neden olmaktadır. Besin alımının azalması, ishal, kusma malabsorpsiyon ve ateş nedeniyle artan besin öğesi kayıpları bebek ve çocukların immün sistemlerini etkilemekte, büyüme ve gelişmeleri etkilenmektedir. Yapılan çalışmalarda ishalli has­talıkların ve diğer besin kaynaklı enfeksiyonların önemli bir bölümünün ev ortamında besinlerin hijyenik olmayan koşullarda hazırlanması ile oluştu­ğu gösterilmiştir. Besinlerin kontaminasyon kaynakları çeşitlidir (Şekil 1). Çiğ besinlerin kendileri kontaminasyonun kaynağıdır. Ayrıca besin hazır­lama ve depolama koşulları çapraz bulaşma riskini arttırmaktadır. Besin kaynaklı enfeksiyon hastalıklarını önlemek için besinlerin tüketilmeden en az birkaç saat önce hazırlanması, patojenlerin üremesine veya toksinlerin oluşumuna uygun olmayan sıcaklık ve nem ortamlarında saklanması, be­sindeki patojenleri azaltmak için yeterli miktarda ısıtılması gerekmektedir. Besinlerin hazırlanmasından önce annenin ellerinin, yemekten önce an­nenin ve bebeğin ellerinin yıkanması uyulması gereken en önemli temizlik kuralıdır. Besinlerin hazırlanması ve sunulmasında temiz kase, bardak, kaşık v.s kullanılmalı, temizlenme güçlüğü nedeni ile biberon kullanılma­malıdır.
0 notes
yemekkulubum · 8 years ago
Text
Bebeklerde Tamamlayıcı Beslenme
Bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişmesinin sağlanması uygun besinlerin verilmesi ile olanaklıdır. Anne sütü ilk 6 ay tek başına yeterli olmaktadır, ancak bu dönemden sonra bebeklerin gereksinmelerini tek başına karşıla­yamadığı için bebek beslenmesi programlarına bazı eklemeler yapmak gerekmektedir. Anne sütünün tek başına süt çocuğunun enerji ve besin öğeleri gereksinmesini tam olarak karşılamadığı dönemde başlayan ve diğer yiyecek ve içeceklerin anne sütü ile birlikte verildiği sürece “tamam­layıcı beslenme” adı verilmektedir. Tamamlayıcı beslenme anne sütünden erişkin birey beslenmesine geçiş dönemi olarak da adlandırılmaktadır. Bu dönemde bebek değişik tat, lezzet ve yapıda besinlerle tanışır. Tamam­layıcı besinler, geçiş besinleri (süt çocuğu için özel hazırlanmış besinler) ve aile yemekleri (ailenin diğer fertlerinin sofrada tükettiği besinler) olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Tamamlayıcı beslenme ile birlikte emzir­menin sürmesi çocuk sağlığı açısından önem taşımaktadır. Uygun zaman­da başlatılan ve kurallara uygun şekilde sürdürülen tamamlayıcı beslen­me, bebeğin bir yaş civarında aile sofrasındaki yiyecekleri tüketebilecek olgunluğa ulaşmasını sağlar. Tamamlayıcı besinlere zamanında başlanmalı, besinler yeterli, güveni­lir ve uygun olmalıdır.
 Tamamlayıcı Besinlere Başlama Zamanı
Büyüyen ve giderek hareket yeteneği ar­tan bir süt çocuğunda, altıncı aydan itibaren sadece anne sütü verilmesi, enerji ve besin ögeleri gereksinmelerini tek başına karşıla­yamamaktadır. Altıncı aydan sonra başlanan geçiş besinleri, bebeğin anne sütü ile bes­lenmesinden aile yemeklerine geçişte köprü görevi görür. Tamamlayıcı beslenmenin uy­gulanması gereken dönem 6 aydan sonradır. Altıncı ayda başlanan geçiş besinleri süt çocuğunun değişik tat, lezzet, kıvamda besinlere alışmasını sağlarken, aynı zamanda yeme işlevi ile ilgili sinirlerin gelişimine yardımcı olur. Bu işlevleri geliştirme adına bebek için kolay yemek tarifleri hazırlanabilir. Kolay yemek tariflerini hazırlarken bebeğin tuz ve şeker ile olabildiğince geç tanışması sağlanmalıdır.
 Tamamlayıcı Beslenmeye Geçiş Zamanına Etki Eden
Etmenler Nelerdir?
Bebeklerin katı besinlerle beslenme yetenek­leri, nöromüsküler, sindirim, boşaltım ve savun­ma sisteminin olgunlaşması ile ilişkilidir. Altıncı aydan itibaren bebekler daha güçlü besinleri sin­direbilecek mide-barsak ve sinir sistemi gelişimi­ne ulaşmış olurlar. Tablo 1’de bebeklerin tükettik­leri besin türlerine göre ilk 18 aydaki gelişimlerine ilişkin bilgiler verilmiştir.
Bebeğin nöromüskuler gelişimi, onun be­lirli kıvamda yiyecekleri almaya hazır olduğu yaş sınırını belirler. Başlangıçta (6-7. aylarda) besinler yumuşak kıvamda ezme şeklinde ve­rilmeli, 7-8. aylarda püre şeklinde çok pütürlü olmayan besinler ile devam edilmeli ve bebek­teki çiğneme hareketleri ve sıvı içme becerileri izlenmelidir. Püre şeklindeki yiyeceklere bebeğin çiğneme yeteneğinin ka­zanıldığı döneme kadar devam edilmeli, daha sonra (8-12. aylarda) kıvam dereceli olarak (püre kıvamında çatalla ezilmiş besinler) artırılmalıdır. Bu aylarda bebeklerde verilen besini ağızda döndürme becerileri gelişir. Be­bek bir yaşında aile yemeklerini yemeğe hazır duruma gelmeli ve aile sof­rasında tüm aile üyeler ile yemek yemelidir. Bebeklerin dişlerinin çıkması, çiğneme işleminin başlamasına katkıda bulunmaktadır. Eğer, tamamlayıcı besinin kıvamı be­beğin gelişimine uygun değilse, bebek yeterli miktarda besini tüketemez ya da gereken miktarın çok üstünde alır. Bebeğin katı besinlere geçişi 10. aya kadar geciktirilirse, bu dönemde gelişen beslenme ile ilgili davranış bozuklukları, daha sonraki dönemlerde beslenme bozukluğu olarak devam etmektedir. Bu nedenle, yaş ile birlikte besin kıvamının dereceli olarak arttırılması önerilmektedir.
 Tamamlayıcı Beslenmeye Erken ve Geç Başlamanın Dezavantajları
• Tamamlayıcı besinlere erken başlama ile anne sütü verimi ve anne sütü verme süresi aza­lır.
• Tamamlayıcı besinler önemli bir bulaşma kaynağı olduğu için bu besinlere erken başlama ile anne sütündeki koruyucu etmenler daha az alınır. Bu nedenle bebeklerde hastalık görülme oranı ve bu hastalıklara bağlı ölüm riski artar.
• Tamamlayıcı besinlerin besin değerleri anne sütüne göre daha düşüktür ve anne sütünün ye­rine geçemezler.
• Tamamlayıcı besinlere erken başlama sonucunda anne sütü ile bes­lenme süresinin kısalması, bebeğin anne sütünden yararlanmamasına ne­den olur.
• Tamamlayıcı besinlere erken başlanması ve anne sütü ile birlikte aynı öğünde kullanılması anne sütündeki demir, çinko gibi birçok besin öğesi­nin emilimini azaltır.
• Tamamlayıcı besinlere erken başlanması sonucu atopik hastalıklar, astım, tip 1 diyabet, alerjik hastalıkların, enfeksiyon hastalıklarının ve özel­likle barsak villus işlevlerinin bozulması riski artar.
• Tamamlayıcı besinlere geç başlanması sonucunda ise bebeğin bü­yüme ve gelişmesi duraksamakta, malnütrisyon (kötü beslenme) ve çeşitli vitamin mineral yetersizlikleri oluşmaktadır.
• Tamamlayıcı besinlere geç başlanması ile demir ve çinko gibi mikro besin eksiklikleri oluşmaktadır. Çünkü 6. aya kadar bebeğe yeterli mik­tarda demir ve çinko sağlayan anne sütü, bu süreden sonra tek başına yetersiz kalmaktadır.
• Ayrıca tamamlayıcı besinlere geç başlama ile bebeğin çiğneme gibi yeme işlevlerinin gelişimi ile yeni tat ve yapıdaki besinlere alışması geci­kir.
• Eğer ilk 6 aylık dönemde anne sütü azalıyorsa (yanlış emzirme tek­niği sonucu veya göğüslerdeki sütün tamamen boşaltılmaması sonucu), önce anneye anne sütünün arttırılmasına yönelik eğitim verilmeli, yanlışlar düzeltilmeli ve tamamlayıcı besinlere gereksiz yere erken başlanmamalı­dır.
Yaşamın ilk 15 haftasından önce ta­mamlayıcı besinlere geçen çocuklar, 6 aydan sonra tamamlayıcı besinlere geçen çocuklarla karşılaştırıldıklarında, 7 yaşında solunum sistemi bozukluklarının daha sık olduğu (sırasıyla % 21 ve % 10) ve vücut yağlanmasının daha yüksek olduğu (sıra­sıyla % 19 ve % 17) gösterilmiştir.
 Tamamlayıcı Besinlerin Güvenilirliği
Zararlı mikroorganizmalarla bulaşmış tamamlayıcı besinler (özellikle besin hazırlanmasında kullanılan su), ishal oluşmasına neden olabilmekte­dir. Bu nedenle 6 ay süresince sadece anne sütü alan bebeklerde, tamam­layıcı besinlerin başlanması ile ishal oluşum sıklığı artmaktadır. Dünyada her yıl 1.8 milyon çocuğun ishalli hastalıklar nedeniyle öldüğü bilinmek­tedir. Besin kaynaklı enfeksiyonlar iştahsızlığa neden olmaktadır. Besin alımının azalması, ishal, kusma malabsorpsiyon ve ateş nedeniyle artan besin öğesi kayıpları bebek ve çocukların immün sistemlerini etkilemekte, büyüme ve gelişmeleri etkilenmektedir. Yapılan çalışmalarda ishalli has­talıkların ve diğer besin kaynaklı enfeksiyonların önemli bir bölümünün ev ortamında besinlerin hijyenik olmayan koşullarda hazırlanması ile oluştu­ğu gösterilmiştir. Besinlerin kontaminasyon kaynakları çeşitlidir (Şekil 1). Çiğ besinlerin kendileri kontaminasyonun kaynağıdır. Ayrıca besin hazır­lama ve depolama koşulları çapraz bulaşma riskini arttırmaktadır. Besin kaynaklı enfeksiyon hastalıklarını önlemek için besinlerin tüketilmeden en az birkaç saat önce hazırlanması, patojenlerin üremesine veya toksinlerin oluşumuna uygun olmayan sıcaklık ve nem ortamlarında saklanması, be­sindeki patojenleri azaltmak için yeterli miktarda ısıtılması gerekmektedir. Besinlerin hazırlanmasından önce annenin ellerinin, yemekten önce an­nenin ve bebeğin ellerinin yıkanması uyulması gereken en önemli temizlik kuralıdır. Besinlerin hazırlanması ve sunulmasında temiz kase, bardak, kaşık v.s kullanılmalı, temizlenme güçlüğü nedeni ile biberon kullanılma­malıdır.
0 notes
vucuthocasi · 7 years ago
Video
@vucut.hocasi Özel dersler için Lütfen whatsapp pm “mesaj” atın. aramalara derste olduğum için cevap veremiyorum,gün içinde mutlaka dönüş yapıyorum. whatsapp : mail : [email protected] web : www.vucuthocasi.com facebook : www.facebook.com/vucuthocasi tumblr : vucuthocasi.tumblr.com/ #vücutgeliştirme #kilovermekistiyorum#kilokontrolü #diyetyapanlar #dukan#karatay #sağlıklıyaşa #fitkal#zayiflamakisteyenler #beslenme #fit#diyet #obezite #rejim#kilovermekistiyorum #spor #fitness#active #herbalife #öncesağlık #instamood#instagood #açkalmadanzayifla#hayatguzel #diyetteyiz #proteinshake#çikolatayezayıfla #aerobik #training#getfit
0 notes
vucuthocasi · 7 years ago
Link
Tumblr media
BAŞLANGIÇ
Roket bilimi ya da beyin cerrahisi kadar karışık bir konu olmamasına rağmen kas inşa etme süreci, güç kazanımı ve yağ yakımı sıkı çalışmanın yanında büyük miktarda bilgi de gerektirmektedir. Vücut geliştirmeye yeni başlayanların başlangıçtan itibaren doğru bilgiye sahip olmaları egzersizle olan bu yolculuklarında sakatlık, ızdırap ya da ��ok fazla boşa zaman harcamaksızın maksimum sonuçlar elde etmeleri için çok önemlidir. Programınızın zaman geçtikçe değişmesi kaçınılmaz ama başlangıçtan itibaren uygulayarak öğrendiğiniz çoğu bilgi spor salonunda geçireceğiniz yıllar boyunca size yardımcı olacak sağlam bir temel kuracaktır.
Devamı için www.vucuthocasi.com 
0 notes
vucuthocasi · 7 years ago
Text
İnanılmaz Vücut Değişimi İçin Ne Kadar Zaman Gerekir?
Tumblr media
İnternet, üst düzey değişim fotoğrafları ile dolu. Bu değişimler, bizleri motive edebiliyorken spordan da soğutabiliyor. Çünkü bazı değişim fotoğrafları gerçekten “inanılmaz”.
Motivasyonu kaybetmek, en son isteyeceğimiz şey olmalı. Çünkü onca zaman kaybetmediğimiz motivasyonu kaybettiğimiz an, çabalarımız ve emeğimizi direkt çöpe attığımız andır. Bu anı yaşamaktansa, daha gerçekçi ve uzun vadeli hedeflerle yola devam etmeliyiz.
Unutmamalıyız ki değişim, kısa vadede mümkün değildir.
Gerçekler Acıdır
İnternette gördüğünüz pek çok değişim fotoğrafı, maalesef ya yüksek oranda photoshop içeriyor ya da korkunç miktarda yasa dışı performans arttırıcı içeriyor. Gerçekten sayılı kişi gerçekçi değişim deneyimlerini paylaşıyor. Çünkü “wow effect” dediğimiz şaşırtıcı reaksiyonu gerçekçi postlar ile elde etmek mümkün olmuyor.
Bu sebeple insanları en çok şaşırtacak değişim fotoğrafının gizli bir yarışı var ortada. Bilimsel gerçekliklere baktığımızda, aslında kısa vadede meydana gelen büyük değişimlerin mümkün olmadığını göreceğiz.
Bilimsel gerçeklikleri kendinize kanıtlamak istiyorsanız, size olabilecek en iyi tavsiyeyi veriyoruz.
Taviz Vermeden 1 Yıl Boyunca Kusursuz Çalışın
Bu tavsiye, özellikle spora yeni başlayanlar için bilimsel gerçeklikleri kanıtlamanın en iyi yolu. Yıl sayısı arttıkça, mümkün olan kas kazanımı azalıyor. İlk yılda, kişi yapması gerekenleri kusursuz olarak yerine getirerek çalıştığında hayat boyu elde edebileceği kas kazanımının neredeyse yarıdan fazlasını elde eder. Bu noktadan sonra kazancağı kas kütlesi neredeyse her yıl yarılanmaktadır.
Dolayısı ile aslında bir sene boyunca kusursuz bir antrenman ve beslenme programı uygulayan kişi, o halinden çok çok farklı bir boyuta evrilemeyecektir. Eğer evrilebiliyorsa, işin içinde yasal olmayan hormon takviyeleri bulunabilir. Asla tavsiye etmediğimiz bu takviyeler ile kişi, sınırlarının dışına çıkabilir.
Bizler bu noktada yasal olmayan yöntemlerden ziyade doğal yollarla elde edilebilecek kas kazanımından bahsediyoruz. Bu nedenle sınırlar internette yaygın olarak gördüğümüz değişim fotoğraflarındaki kadar zorlanamıyor olacak.
Kusursuz Çalışamama Durumu
Tabii ki kusursuz şekilde bir yıl geçirmek, hepimiz için mümkün olmayacak. Kimimiz bazı kas gruplarını doğru düzgün çalışmayı belki seneler sonra oturtacak. Kimimiz hareketlerin formlarını oturtmakta aylar süren süreçler atlatacak. Bu nedenle aslında kusursuzu yakalamak çoğumuz için mümkün değil. Sonradan öğrendiklerimiz, bize sonradan anlık kazanımlar olarak dönecektir. Öğrenmenin ise gerçekten limiti yoktur. Limiti olmayan bir öğrencilikte, kesin bir tahmin yapmak çok da doğru olmayacaktır.
Yine de, kas kazanımı açısından bu hataları da göz önünde bulundurursak iki yıllık bir süreç bize aşağı yukarı nasıl bir değişime doğru ilerlediğimizi gösterecektir. Bu noktadan sonra daima ufak detayların peşinde oluyoruz. Yağ oranı, bölgesel detaylar gibi estetik detaylar için çalışmaya başlıyoruz. Bu değişimler için çalışırken, haliyle astronomik değişim fotoğraflarındaki kadar büyük bir değişim gerçekleşmiyor.
Eninde sonunda genetik limitler kendini gösteriyor.
Sonuç
Sonuç olarak, kusursuzu gerçekleştirmenin mümkün olmadığı antrenman serüvenimizde genellikle ilk yılda alabileceğimiz kas kütlesinin büyük kısmını vücudumuza ekliyoruz. İkinci yılın bitmesi ile beraber kas kazanımı ciddi oranda yavaşlıyor. Bu noktada tabii ki ara verme, hastalık gibi değişimde dalgalanma yaratacak faktörleri de es geçiyoruz.
Öğrenmenin limiti olmadığından dolayı, hiç bir zaman gelişimin tam limiti olmayacak. Yine de aşağı yukarı iki yıllık düzenli antrenman ve beslenme geçmişinden sonra değişimimizin büyük resmi çizilmiş oluyor. Sonrasında kozmetik detaylar ve kişisel tercihler devreye giriyor. Genelleme yapmanın yanlış olduğunu vurgulayarak, yasal olmayan yollara başvurmayan bir kişinin ikinci yılında “inanılmaz değişim”ini gözlemlemesi mümkün.
0 notes