#şingal
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kolektif – Devamlılık ile Dönüşüm Arasında Yezidilik (2024)
IŞİD’in 2014 yılında Şingal (Sincar) bölgesindeki Yezidi toplumuna yönelik soykırım saldırısı, erkeklerin öldürülmesi, kadın ve çocukların köleleştirilmesi hem anavatanlarındaki hem de diasporadaki Yezidi toplumları için devasa sonuçlar doğurdu. Aynı zamanda pek çok topluluk, modern dünyanın şimdiye kadar oldukça muhafazakâr olan dini geleneklerine müdahalesiyle karşı karşıya. Bu kitap, şimdiye…
View On WordPress
#2024#Avesta Yayınları#Devamlılık ile Dönüşüm Arasında Yezidilik#Khanna Omarkhali#Philip Kreyenbroek#Yezidiler#İbrahim Bingöl
0 notes
Photo
KURDISH, ZAZA, ÊZÎDÎ WOMAN (IN COLOR) by Robert Leutheuser
Leyli – Doğubeyazit (Bakûr/Western Armenia) (2007)
Daî Xonov – Girêzir, Şingal (2012)
Êlêwî Zaza woman – Ovacık region (2004)
Rahey -- Ahkmasüt (2012)
Kurdish woman – Amed, Bakûr (2007)
Êzîdî woman – Şingal
166 notes
·
View notes
Text
Garip Zamanlar
Basbayağı garip zamanlardan geçiyoruz. İçinden çıkamadığımız bir karanlığın güncelliği dört bir yanı kuşatırken, her güne düşen yıkımların sofrasında buluyoruz kendimizi, eksik gediği olmaksızın herkesi, hepimizi. Bir cerahat sarmalının yıkımlarla bir / beraber çatısı, yapısı, yönelimi güncellenirken uzak ara bir katran yaygınlaştırılmaktadır. Cerahati aleni var eden sistemin dinamikleri, mekanizmanın parçaları her günü biraz daha yıkım sahası haline dönüştürmektedir. Bir deney sahası kılınmış olan yerde her gün apayrı rezilliklerle kuşatılıyor. Hemen her an bambaşka çürüme hallerini barındıran tuzaklarla donatılıyor ol halin, bu istikamette yürüyen ülkenin güncesi. Biteviye kendi fasit döngüsünün ortasında yine yeni ve yeniden aynı basmakalıp tahakküm etme halleri ambalaj değiştirilip bir kez de böyle / bir kez de şöyle denilerek pazarlanıyor.
Duraksamak nedir bilmeyen cerahat imgesinin savunucusu olagelen muktedirin var ettiği her hamle bambaşka değil doğrudan sıradan yurttaşın hayatına gölgeleri dahil ediyor. Bir biçimde o gölgelerin karanlığına alışın buyruluyor. Bir bütün halinde yaşama gayretinin karşısına yeni setler örülüyor. Devri sabık zamanların muktediri olarak kendini var eden o akımlar / kliklerin birlikteliği dahilinde yol da yordam da bırakılmıyor. Acayiplikler hep o raddeden sonra çıkageliyor. Demokrasi var denilirken şeriata kadar uzanan bir şecerenin o istikamet güncellenir kılınıyor. Adalet mefhumundan aralıksız dem vururken muktedir bir menzilde hak talanı kesintisiz kılınıyor. Hürriyet, eşitlik denilirken sınıfsal uçurum halleri bunlarla bütünleşik bir halde eksiltme hallerinin karşısında bir bütün olarak var edildiği hak gaspları çıka gelendir. Defaatle yıkımın, tahakküm etme hallerinin bedene yönelik ve o fikre karşılık çıka gelen şiddet pratikleri yaşamı zehirlemektedir. Olmakta olanın belki de en kestirme sureti burasıdır / bu noktadadır.
Yetmiş üç fermandan kurtulmayı, hayatta kalma mücadelesini yaşamlarının yegane belki de tek odağı kılmış olan Ezidi halkının başına getirilenler buna bir örnek teşkil edebilir pekala. Sınırın içinde, Kürd, Alevi, Ezidi ve gayrimüslim her hangi kimlikten yurttaşa bir de ol mültecilerin / haymatosluğuna gizli açık saldırmaya devam diyen cüretin sınırın ta öte yanında var ettikleri o garip zamanlarda her neyin meydana geldiğini de imgeler. Bir sınır kalmadan / olmadan hayatların etkisiz kılınması canların çalınması meselesidir ayan beyan gün yüzü bulan. Mezopotamya Ajansından Erdoğan Altan’ın Hewler’den geçtiği haberdir. “DAİŞ'in soykırımına terk ettikleri Êzidîlerin statü kazanmasını engellemek isteyen Irak ve KDP yönetimleri, Türkiye'nin ABD'nin örtük onayıyla gerçekleştirdiği saldırılarla Şengal'i savunmasız kılmasını ve kendilerine muhtaç bırakması beklentisinde. Uluslararası toplum ise, TSK'nin Şengal'e dönük son hava saldırılarına öncekiler gibi sessizlik içerisinde.
Binlerce yıldır yaşadıkları Şengal’e, DAİŞ tarafından 3 Ağustos 2014 tarihinde girişilen saldırılarla soykırıma tabi tutulan kalan Êzidîler, bugün ise Türkiye'nin hava saldırıları ile yüz yüze. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait hava araçları önceki gün Şengal merkezde sivil bir aracı hedef alırken, dün de kentin güneyine düşen Sikêniye köyündeki hastane bombalandı.
Birçok ülke DAİŞ saldırısını soykırım olarak kabul etmesine rağmen, Özerk Yönetim oluşturarak kendi asayiş ve güvenliklerini sağlayan Êzidîlere yönelik Türkiye’nin gerçekleştirdiği bu saldırılarına dünya yine sesiz kalmayı tercih etti. Irak'ta bulunan ABD'nin başını çektiği uluslararası koalisyon güçleri, TSK'yi sessiz kalarak onaylarken, Irak Hükümeti ve Federe Kürdistan Bölgesi Hükümeti de Êzidîlerin iradesinin kırılmasını bekler pozisyon aldı.
Özgür, eşit, halkları ortaklaştıran, Êzidîlere savunma ve yaşama gücü sağlayan Şengal yönetiminin dağılması, 2014 yılından önceki sistemin kurularak bölgenin Irak ve Federe Kürdistan denetimine alınması egemenlerin ortak tavrı olarak öne çıkarken, bölge ve Kürtlere yönelik egemenlik arayışında olan Türkiye ise at başı olarak kullanılıyor.
Bu kapsamda ABD’nin izni, Türkiye’nin talebiyle 9 Ekim 2019 tarihinde Irak merkezi hükümeti ile Federe Kürdistan Bölgesi Yönetimi arasında imzalanan ve Êzidîlerin iradesi kırmayı hedefleyen Şengal anlaşması hayata geçirilmek isteniyor. Antlaşmayı hayata geçirmek, Şengal yönetimini almak için Irak ordusu karadan yaptığı hareketlerden sonuç alamayınca, hava sahasının Başbakan Mustafa Kazimî'nin Şengal'de olduğu sırada Türkiye'ye açıldığı belirtiliyor.
TSK ise Federe Kürdistan Bölgesi'nin Metina, Avaşin ve Zap bölgelerine yönelik 23 Nisan’da başlattığı saldırılardan 115 gündür sonuç alamayınca, Bağdat ve Hewler arasındaki Şengal anlaşmasını öne sürüp yerel güçlere oluşturduğu baskı ile Şengal'e saldırıyor. Türkiye, bu saldırılarla Kürtlerin statü kazanmasını engellemeyi amaçlarken, Irak ve Federe Kürdistan yönetiminde bulunan Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ise, 2014 yılında DAİŞ'in insafına bıraktıkları Êzidîlerin üzerinde yeniden egemenlik kurma isteğinde.
Amaç, saldırılarla Êzidîlerin güç ve iradesi kırıp, güvenlik zafiyeti adı altında Şengallilerin bu iki yerel gücün denetimine almak.
Irak hükümeti, Şengal'in güvenliğini zayıf göstermek için şimdiye kadar Musul, Zaxo ve Suriye arasındaki geçişlerde kaçakçılar yoluyla uyuşturucu, silah ve ilaç taşındığı, insan kaçakçılığı yapıldığı söylem ve propagandalarını yayarak alan güvenliğini tartışmalı konuma düşürmeye çalıştı. Anlaşmayı pratikleştirmek için Irak ordusu üç kez Şengal’e girmeye çalıştı. Êzidî bölgeleri olan Til Kasap, Koço gibi köy yolları üzerinde bulunan kontrol noktalarına Êzidî asker veya Şirta (Asayiş) yerine Arapları yerleştirmeye çalıştı. Irak merkezinde kayıtlı olan Êzidîler, Şengal merkezde bulunan devlet kurumlarında bekçi yapıldı. Bunların yanı sıra Suriye ve Rojava sınırında DAİŞ’in saldırı yapacağı söylemiyle Şengaliler korkutularak, Irak Sınır Muhafızları tarafından pusu-devriye faaliyetleri yapıldı. Aynı plan kapsamında Irak ordusu şehir merkezlerine yakın konumlandırdığı güçlerini daha gerilere çekerek, yerine kendi hazırladığı asayiş güçlerini yerleştirmek istedi.
Bu adımları Hewlêr-Bağdat anlaşmasında geçen maddelere dayandıran Irak hükümeti, sonuç alamayınca Şengallileri TSK’nin saldırıları hizaya getirme çabasında.
Türkiye’nin yürüttüğü bölge operasyonlarının parçası olan KDP ise, 3 Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ’in Şengal’e yönelik saldırısında kaçan pêşmergeleri unutturmak istiyor. KDP, Şengal’in özerk statüsünü tamamen yok etme planı olan Hewlêr-Bağdat anlaşmasına tabi kalarak, Şengal’i sorunsuz bir şekilde ele geçirme niyetinde.
Şengal’deki birçok kişiyi Duhok ve Zaxo’ya çağırarak, bireysel görüşmeler yaptıkları, bu görüşmelerin ise KDP’nin Şengal Şubesi (Leqa 17) yeni sorumlusu Aşitî Koçer ile KDP Genel Başkanı Mesut Barzani’nin askeri danışmanı Babekir Zebarî tarafından gerçekleştirildiği yönünde bilgiler mevcut. Amaçlanan Şengallilerde 2014 yılında pêşmergelerin kaçışını sağlayanın KDP Şengal Şubesi (Leqa 17) sorumlusu Qadir Qaçak olduğu yargısı oluşturmak.
KDP'nin bu adımlarına rağmen Şengalliler, yapılan saldırıların sorumlusu olarak Türkiye ile birlikte KDP ve Irak'ı görüyor. Son iki saldırının istihbaratının yine KDP ve Irak tarafından sağlandığı algısındaki Êzidîler, Şengal’i 2014 yılında DAİŞ’e teslim eden KDP ve Irak hükümetlerinin, bugün de kendilerini Türkiye'nin saldırılarına açık bıraktığı düşüncesinde.”
Garip zamanlardan geçiyoruz. Sınır namustur vızıldaması her yerde bangır bangır seslere karışırken, hayata karşıtlığı sınırın ötesine taşıyıp, başkalarının haklarını talan etmek hemen hiç kesintisiz devam olunandır. Şengal’de, Ezidi halkının kutsallarına, her şeyden de mühim olan yaşam pratiklerine saldırılar güncellenir. Bir hastane bombalanır, biri doktor, dokuz insan can verir. Siyasi önderlerden birisinin katli gerçekleştirilir ve dahası kimselere zarar vermeme konusunda inançları gereği hareket eden bir halkın başına bombalar yağdırılır. O ya da bu sebep ileri sürülerek milletvekili Feleknas Uca’nın bahsettiği gibi, Işid’in yarım bıraktığını tamamlamak mı istemektedir, yer yüzünden ol Ezidi halkını silmeye mi çalışmaktadır bu devlet, sorgusu capcanlı durmaktadır. Yaşama eylemine ırkçılıkla mukabele eden, sürekli bir biçimde can yakmayı kendine referans edinmiş, tek amacı kalmış / kılmış olan bir ülkenin açtığı kaçıncı yaradır Şengal’deki, hiç ama hiçbir zaman fark edilecek midir?
Bianet'ten aktaralım: Taliban sözcülerinden Suheyl Şahin, Türkiye gazetesinden Yılmaz Bilgen’e yaptığı açıklamada, Türkiye ile ilişkileri konusundaki soruları yanıtladı.
Taliban’ın 1994 yılındaki kurucuları arasında yer alan ve halen sözcüsü olan Şahin, “Sağlık, eğitim, ekonomi, inşaat, enerji alanında ve yer altı zenginliklerinin işlenmesi konusunda Türkiye ile iş birliği yapmak istiyoruz” dedi.
Şahin “İntikam ya da rövanş alma, muhalifleri ezme gibi hedeflerimiz yok ve bunu açıkça ilan etmemize rağmen bu kaçış ısrarını anlamakta zorluk çekiyoruz” dedi.
Ancak Kabil Havalimanı ve basın kuruluşları başta olmak üzere birçok merkeze baskın düzenleyen Taliban militanları çevirmenler ve gazetecileri arıyor, akrabalarına saldırıyor.
Taliban Sözcüsü Şahin, “küresel medya ağının Taliban’a duyulan taban desteğini perdelediğini ve burka ve benzeri imgeler üzerinden bir karalama kampanyası yürütüldüğünü” ileri sürdü.
“Yepyeni bir Afganistan inşa edeceğiz. Şu an genel olarak asayiş sorununu hallettik. Sırada siyasi kadroların açıklanması ve hükümet programının okunması var. Taliban olarak içeride halkın can, mal, akıl, nesil ve inanç özgürlüğünü garanti altına alacağız. Dışarıda ise tüm ülkelerle karşılıklı iş birliği yapmaya hazırız. Tüm dünya şunu bilsin ki tüm yabancı misyonlar, yatırımlar güvendedir.”
Türkiye ile ilgili planlarını da şöyle açıkladı: “Taliban olarak bilinenin zıddına Türkiye ile yakın ilişkiler içerisinde olduk. Türkiye bizim için çok önemli bir aktör ve hem dünyanın saygın ve güçlü bir ülkesi hem de İslam ümmeti için çok özel yeri olan bir millet ve devlet. Diğer yandan Türkiye’nin Afganistan ile olan bağı hiçbir ülke ile kıyaslanamaz.
“Afganistan İslam Emîrliği olarak tüm ülkelerden daha çok Türkiye’nin dostluğuna, desteğine ve iş birliğine ihtiyacımız var. Afganistan’ın zengin yer altı zenginlikleri var. Ancak bunları işleyecek gücümüz yok.
“İşgal ve yağmacı yöneticiler yüzünden tüm altyapımız çöktü. Sağlık, eğitim, ekonomi, inşaat ve enerji alanında ve yer altı zenginliklerinin işlenmesi konusunda Türkiye ile işbirliği yapmak istiyoruz.
“İç dengelerin tam olarak şekillenmesinin hemen ardından bu konularda Türk kardeşlerimizin etkin rol oynaması en büyük beklentimiz.”
Birinci elden “Taliban’ın ılımlı açıklamalarını memnuniyetle karşılıyoruz” diye buyrulan bir menzilde, olmakta olanın her nasıl bir pespayelik türetmesi olduğu bir kere daha gözler önüne serilir. Bütün verili hakların talan edildiği, kadınlar / çocuklar için bariz ve belirgin bir cehennemin güncellendiği yerde, olmakta olan şey daha feci bir yıkım toplamı, daha kesintisiz bir çürümedir. Bu habis döngüyü var edenlerle ortaklık, iyimser tahayyüllerle bir gelecek, yok oralarda birlikte gerçekleştirilecek ticaret vs. tanımlamalar ve eylemlerle birlikte bir ülkenin sırtından bilmiyoruz kaçıncı kere vurulmasına destek çıkmak garabetlik değilse her ne garabetliktir. Acayip zamanların ortasında dünyanın handiyse tamamının gözünü kapattığı, kayıtsız kaldığı bir ülkenin yıkımının mimarlarıyla nasıl bir işbirliği nasıl bir gelecek söz konusu edilebilir ki sahiden?
Basbayağı garip zamanlardan geçiyoruz. İçten dışa, dıştan içe çürümüşlüğü tanımlandıran en alakasız noktada bile görünür kılan bir acziyetler toplamıyla kuşatılıyoruz. Devletin her ne olduğunu göstere gelen hamlelerin yekununda bedel, yöneten katı değil tastamam bu ülkenin sıradan yurttaşı ödüyor görüyoruz. Batı Türkiye’den Bakur Kürdistan’ına, Rojava’dan Şengal’e, Karabağ / Artsakh mefhumundan, Afganistan’a kadar her yerde, her biçimde ortaya saçılan yıkım istemine hamilik / yancılık yapılan bir devlet anlayışı, sınırlarını çoktan yıkmış cerahat güncesi, çabasının yekunu yepyeni kırılmaları var eder, etmektedir. Gözün gördüğü, aklın aldığı, algının fark ettiği şey bir ülkenin cerahatiyle iç dış fark etmeksizin her yeri karabasanlarla donatmasıdır. İç ya da dış fark etmeden her bir yere kötülüğünü taşımasıdır, o cürettir. Öyle acayip zamanlardayız. O kadar hesapsız ve kati biçimde öngörülemez hallerin yolunda yürüyor ki bir devletli hangimize daha ne bedeller ödettirilecek, hangi karanlıklarla yolumuz kesilecek bir türlü kestiremiyoruz. Gel gelelim her şeyin tanığıyız. Her şekilde olan biten o gümbürtünün kurban sayılan, gözden çıkartılan insanlarız. O ya da bu, şu ya da beriki, şurası ya da burası artık emin olduğumuz şey o yıkım / yıldırı / tehdit / tahakküm hallerinin ortasında bir başımızayız. Ya hep beraber çıkacağız bu girdaptan ya da o karanlığın taşındığı odakların benzerlerine figüran eyleneceğiz. Acayip zamanlardayız vesselam...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2021
Görsel: Untitled – Mohssen ASSANIMOGHADDAM – Picture Alliance – DPA / Deutsche Welle
#meram#arzihal#durum#rapor#güncel#anlam#hayat#devlet nedir?#insan102#söz hakkı#biyopolitika#ezidiler#soykırım#ferman#şingal#sinjar#yıkım#yıldırı#tehdit#tahakküm etme#anlamak#afganistan#türk devleti#söz#başka türkiye var#cihadizm#siyasal islam#kötülük sarmalı#fasit döngü#çürüme
0 notes
Photo
#فتيان من الطائفة #اليزيدية في جبال #شنغال عام ١٩١٢م #Yazidi #Boys from The #Şingal #Mountains (1912). #اتموبيدياEtymopedia https://www.instagram.com/p/Bz81CyohvIF/?igshid=tzw56gxgxxkg
0 notes
Text
Mit großer Bestürzung haben wir soeben erfahren, dass die kurdische Mutter Theresa, Dr. Ghafouri von uns gegangen ist
Die kurdische Mutter Theresa, Dr. Nemam Ghafouri aus Başur/ Koyê ist an Corona gestorben. Sie hat in Kobane an vorderster Front und dann in Shingal gearbeitet und ein Team aufgestellt um dem êzidischen Volk während dem Genozid durch den IS zu helfen.
Dayê Nemam Ghafouri ist diejenige, die Nadia Murad weltbekannt gemacht hat und somit das Schicksal der Êzîden der Weltgemeinschaft vor Augen geführt hat
Sie hat einen großen Beitrag geleistet, damit die verschollenen êzidischen Kinder, die durch den IS verschleppt wurden, wieder zu ihren Familien zurückgebracht werden konnten.
Dr. Nemam hat ihren Job als Kardiologin in Stockholm nur zur Hälfte erledigt, um ihre Projekte in Shingal finanzieren zu können.
Danke Dayê Ghafouri für alles was Du für die Menschen in Kobanî und Şingal auf die Beine gebracht hast.
Du wirst für immer in unseren Herzen weiter leben.
Gott und Tausî Melek mögen Dich als einen Engel in ihren Armen empfangen.
Dr. Nemam Ghafourî ji Kurdistana Başûr, ji bajarê Koyê, çû ber dilovaniya Xwedê. Di dema serdegirtina DAIS e li ser Kobanî û fermana li ser gelê Şingalê, di cebheyên pêş de bû. Ew wek dayê Tereza Kurd dihat nasîn.
Hezar rehma Xwedê li te bê Dayê Nemam.
Bi qeweta Xwedê û Tausî Melek, keda te li erdê namîne...
1 note
·
View note
Text
Basina ve Kamuoyuna !
Biz, Kürdistan'daki partiler ve örgütler olarak aşağıda isimleri yazılı olanlar: özellikle işgalci ve katil Türk devletinin Güney Kurdistan’a dönük çok kirli bir girişimde bulunmak istediğini görüyoruz.
Hepimizin bildiği gibi, bu devletin tarihi Kürdistan halkına yönelik düşmanca politikalar ve eylemlerle doludur. Son günlerde, Batı ile birlikte, şimdi Güney'de çok tehlikeli bir plana yönelmiş bulunuyor. Zin Wert'te de, kana susamış ve düşmanca planını gerçekleştirmek için yeni bir Kardeş kavgasının zemini inşa etmeye başladı.
Kürdistan'daki bu düşman devletin, Kürdistan Halk Hareketi güçlerini iç savaşa sokmak, birbirlerini öldürmek ve Kürdistan'ı intihar savaşına sürüklemek istediğini açıkça görüyoruz.
Bu plan ve halkımıza karşı soykırım projesi karşısında güçlerimizi Kürdistan halkının öncüleri olarak buna karşı sessiz ve tepkisiz kalır mı? Hayır, hayır, tutumsuz durmamalıyız ve aşağıdaki kurum ve kuruluşlar adına, Avrupa'daki tüm Kürt partilerini, kurumlarını ve kuruluşlarını bu hayin planı boşa çıkarmaya çağırıyoruz, ortak bir tutumla ve yanıtla ayağa kalkmalıyız! Her şeyden önce biz Kürdistan'daki ana güçleri olarak, özellikle de o bölgedeki güçleri, bu faşist Türk devletinin oynatmak istediği oyunlarına karşı, bu tehdide karşı hep birlikte karşı koymalıyız ve bir kez daha Kürdistan'ın kutsal topraklarının kardeş kavgasına neden olmamalı ve topraklarımızı terk etmemeliyiz. Kan döken bu faşist devlet, aynı zamanda, dünya kamuoyunu ve ilgili devletleri, Türk devletinin bu politikalarına ortak olmamlı ve kötü niyetli planına karşı tutum almaya çağırıyoruz. Dünyanın vicdanılı halkları ve insanlığı;
Kürdistan halkının özgür ve eşit bir yaşam mücadelesi için ayağa kalkmalıdırlar.
Partî û Saziyên Kurdistaniyên li Ewrupa
· YNK (Yektiya Niştimanî Kurdistan)
· Tevgêra GORRAN
· KCDK-E (Kongra Civaka Kurdistaniyan-Ewrupa)
· TJK-E (Tevgêra Jinên Kurdistanê-Ewrupa)
· Partiya ŞÛÎ Kurdistan Basur
· Partiya Zahmetkêşan - Başûr
· PADÊ (Partiya Azadî û Demokrasiya Êzîdiya)
· Tevgêrê Azadî
· PYD (Partiya Yekîtiya Demokrat)
· P.D.K.S (Partiya demoqtat a kurdi ya sûrî)
· Partiya Çep a Kurd li Sûrî.
· Tevgera Nûjen ya Kurdistanî-Sûrya.
· Partiya Demokrata Kurd li Sûriya( El Partî).
· Partiya Çep a Demokrat li Sûriya.
· Partiya Rêkeftin a Kurd li Sûrya.
· Partiya Çaksaziya Kurd li Sûriya.
· Partiya Kesk a Kurdistanî li Sûriya.
· Partiya Demokrata Kurdistanî li Sûrya.
· Partiya Komanist a Kurdistanî li Sûriya.
· PÎK (Partiya islamiya Kurdistan)
· KKP ( Partiya Kominista Kurdistan)
· Tevgera Kawa
· PJAK(Partiya Jiyana Azada Kurdistan)
· Yakyatî Şorşgêrî Kurdistan
· KODAR (Civaka Demokratîk û Azada Rojhelatĕ Kurdistan)
· KJAR (Civaka Jinên Rojhelatî Kurdistan)
· Platforma Horam
· Plattform Zagros
· Plattform Yarsan
· Yarî Kurd
· Tevçand (Tevgera Çand û Hunera Kurd)
· Kurdische Gemeinde Stuttgart e.V
· FEDA ( Federesyona Elewîyên Kurdistan)
· NAV – YEK (Federasyona Komelên Êzidiya)
· Kurdische Zentrum Berlin
· CIK ( Civaka Islamiya Kurdistan)
· Enstituta Kurdî – Almanaya
· Enstituta Kurdî – Bruksel
· MŞD ( Meclîsa Şingal a Derveyî Welat)
· YMK ( Yekîtîya Mamostayên Kurdistan)
· YES (Yekitiya Êzdiyên Sûri)
· Kurdisch Gemeinde Brandenburg - Berlîn
· Dachverband der Êzidischen Frauenräte
· DKF (Deutsch-kurdisches Forum) e.V Dresden
· Mezopotamya Halk Kongresi.
· Mezopotamya Özgurluk Partisi.
· Kurdistan human rights Association
Kaynak
Yüksel koç Neu
Kcdk e eşbaşkani
2 notes
·
View notes
Photo
ezidi volunteer fighter, şingal (joey l.)
120 notes
·
View notes
Text
Ji bo yên nexwendî. Careka din dibêjim: Tola vê fermanê tê hildan û dê bête hildan.
5 notes
·
View notes
Text
Ehmed Huseynî: Şingal
Şingal
şing-ola minê
li wir bimîne
li wê çolistana serberdayî
bend û ayetên xwedê
ji pêxemberên serdemê re bixwîne..
destekî xwe ji mehbadê re bişîne
bila di sînga çarçirayê de
gula sor a şehîdan biçîne..
destekî xwe ji hewlêrê re bişîne
bila xanoyê lepzêrîn
sirûdên kela dimdimê
li meydanên azadiyê vejêne..
û baskên xwe,
ji birc û kelehên amedê re bişîne,
bila li deriyê çiyê
şêxê pîranê,
bi destê…
View On WordPress
0 notes
Text
Tweeted
US diplomats urged baathist KDP not to interfere in Şingal & engage in conflict with YBŞ https://t.co/gWYe2zPueQ Cc @Yekbuns
— Furiouskurd (@Furiouskurd) March 3, 2017
0 notes
Text
Tahir Dindari: Ber Guhê Min
Tahir Dindari: Ber Guhê Min
Ber guhê min
Pîj ji kûçan dipekîn Mij û gûrmîn û teqîn Hêtê stûr hilweşîn Kew di xwînê gevizîn
Rev û mirin û zîndan Ka yê gotin berxwedan Dane dest wan niştiman Şingal şirnex û efrîn
Kûlin cerg û dilê gel Wek bi çelmisê nefel Heye dîse bibin bel Giya gul û yasemîn
Nehiştin hêz ji çiya Bê hewara sêwiya Kitanê dest jinbiya Niha tev sohrin ji xwîn
Xwuşîn ji avê nayê Keçik hew tên semayê Nabê heta…
View On WordPress
0 notes