#ş
Explore tagged Tumblr posts
Text
tilkinin dönüp dolaşıp geldiği yer kürkçü dükkanıymış.
8 notes
·
View notes
Text
9 notes
·
View notes
Text
İlişkinin başında, aslında tüm ilişkilerimin başında her şey ne kibar oysa. Bir eve ilk kez girildiğinde eşyalara özenle dokunup onları kırmamaya çalışmadaki o ince düşünce sonrasında hayallerle sirtakiye dönüyor. Aman beni iyi bilsin diye giyinilen takdire şayan duygu kıyafetleri, bir zaman sonra kırış kırış olup rengi atıyor, yer bezi bile olamadan unutuluyor. Ben hep karşı tarafın isteklerine önem veririm diyerek yaratılan “ ben gerçekten farklıyım” karakteri de hikayenin sonunda muhakkak ��lüyor. İnsan başını düşünüce “olsa da sevsek”, sonrasını düşününce “oh be!” Diyor.
14 notes
·
View notes
Text
Girl I am capable of mispronouncing things you can't even imagine possible to mispronounce
#i read most of p words with hard p#like psylocke#or psychopath#also i am reading some words like they are german like wtf is s-keem#its sheem#scheme is what i am talking#or schizophrenia like not skee eugh#its a shhhhh okay#shhhh#ş#anyways also recipe why is it pronounced like that so so stupid#schedule another one#skeedool#oghk#river too rei- ver is cooler
1 note
·
View note
Text
Day 289
In this pic,Ş has someone’s stomach.
Ş有了人們的胃。
2 notes
·
View notes
Text
Sıradışı Bir Kadın Şair, Emily Dickinson (1830-1886)
Sıradışı Bir Kadın Şair, Emily Dickinson (1830-1886)
Sanatı yaşarken yeterince gün ışığına çıkamamış olsa da 19. yüzyılın en önemli Amerikan şairinden biridir, erkek şiir kanonuna dahil olan ilk kadın şairdir. 19 yüzyıl edebiyatını düşündüğümüzde eşit derecede etkili başka bir çağdaş Amerikan şairi, Walt Whitman olabilir. “Şiir”, Yunanca “poesis” – “yapmak” kelimesinden türetilmiş bir terimdir. Özellikle Emily Dickinson’ın şiiri, alternatif…
View On WordPress
#Amarika Şiiri#Aşkıncılık#��izgi#ölüm#bahçe#bahçıvan#beyaz giysi#egzantirik#Emerson#Emily Dickinson#kırık kafiye#metafor#modern şiir#Prütenler#Transandantalizm#Walt Whitman#Ş
2 notes
·
View notes
Text
SgoA
Uu ğ ğ
Uu
O
Title: Field of Flowers
Artist: Egon Schiele
Date: 1910
Style: Expressionism
Genre: Flower Painting
697 notes
·
View notes
Link
Hey, Have you entered this competition to win Kavbet Haftalık Paylaş Kazan Çekilişi yet? If you refer friends you get more chances to win :) https://wn.nr/6y3EG9q
0 notes
Text
Bekleme
Her şeyin başladığı yere geldim. Bundan tam elli sene önce Sirkeci Garı’nda saatlerce bekleyen Jane ile yan yana oturuyoruz. On sekizinde Jane, bir yetmiş boylarında, ince narin bir yapısı var. Sarı bukleli saçlarını atkuyruğu yapmış. Gözlerinin altı morarmış kendiyle büyük bir savaş verdiği her halinden belli oluyor. Bavulunu sımsıkı tutuyor. Bu bekleyiş içindeki gitmekle kalmak arasındaki savaşı körüklüyor. İki seçeneği vardı: Hiç bir şey olmamış gibi eve geri dönmek ya da üç ay önce tanıdığı adama güvenmek. Bavulundan kurumuş kırmızı laleyi çıkartır ve bir not bırakır. “You are late...”
Gözümün önünden kayboldu Jane. Ben banka otururken tüm dünya durup fısıltılarla bana geçmişe dair bir şeyler anlatıyor: Bak bu Jane’nin düşmesine sebep olan taş, yerdeki zemin bana dünyanın en büyük adamlarının buradan geçtiğini söylüyor. Bulunduğum yere biraz daha alışmak için Babaannem Jane'in günlüğünü okumaya başladım. İstanbul’a geldiği ilk günden:
“Bu şehir beni büyülüyor, meydanları, vapurları, denizi bir harika. Gidilecek o kadar çok yer var ki şimdiden plan yapmalıyım yoksa eve döndüğümde pişman olacağım. İnsanları bizim insanımıza göre daha sıcakkanlılar. Buradaki erkekler oldukça centilmen en azından dayımın arkadaşları öyle. Gönlümce yaşamak istiyorum. Belki de burada kalıp hemşirelik yaparım. Kim bilir...”
Nasıl olmuştu da kendimi burada bulmuştum. Tam da bu saatte İngiltere’de kahvemi içerken bir taksi bulup işe gitmem gerekiyordu. Paris Moda haftası hakkında yazı yazıyor olmalıydım. Tavan arasında bulduğum bir günlük beni buraya kadar getirmişti. Yıllık iznim olmasaydı acaba nasıl gelecektim? Yaptıklarımda mantık aramak en son şey olmalı. Jane yaptığı gibi gönlümce yaşamalıyım. Bir daha bu hayatı yaşamayacağım o halde ne diye başkalarının istediği gibi yaşayayım ki!
Sirkeci Garı, tamamen kapanmış. Sadece anı olarak yeri korunmuş. Bir hatıra olarak İstanbul’un kalbine gömülmüş. Trenin çalışmasını Jane gibi o trene binmek isterdim. Kim bilir belki ben de trende piyona çalan bir makiniste âşık olurdum! Ah Jane, ne zaman İstanbul dese biri gözlerin dolardı meğer o gelmeyen sevgili için dökülen gözyaşıymış.
Elveda İstanbul
Sana aşık olmadım
Sana aşık olanları izledim
Sonunda hep kaybettiler
Sen ölümsüzsün
0 notes
Text
Sorun da bu, insanlar her zaman konuşur. Karar vermen gereken şey insanların dediklerine göre mi yoksa kendi bildiklerine göre mi yaşayacaksın?
Ve sana bir sır vereyim mi? Çoğunluğun söylediği şeyler çoğunlukla yanlıştır
-Benden ona olduğunu asla bilmeyecek olan sınıfımdaki birine
#defter satırları arasında kalanlar#gizli misafir#Ş#İnsanların genel hali#hayatın içinden#kendim hakkımda#z#k
0 notes
Text
ne yapayım. dağı taşı mı devireyim. dokuz köyü ateşe mi vereyim. saçımı başımı mı yolayım. duvarları mı yumruklayayım. ne yapayım ben. size karşı kırgın olduğumu, içimin paramparça olduğunu göstermek için ne yapayım.
15 notes
·
View notes
Text
"İsmim onun ismiyle yan yana gelse bir cümlede, belki tamamlanır hikayem."
12 notes
·
View notes
Text
Bir ütopyaydı dünya. Varla yok arasından sızan zaman gerçekliği bozuyordu ama haritasına asılacak sınırsız fotoromanlarla fark ediliyordu uzaydan. Enteresan bir çağın kapanışında keşfe çıkmış bir astronot gibi girdin kapıdan, elini kılıcını sallayan komutan gibi kaldırdın. İlk kez bir gölgenin canlandığına şahit oldum, inanmayantanrısızbirkeşişinsonduasıkabuloldu. Yaşam hangi mitolojik öyküye göre şekil aldı bilmem fakat varlığım tinsel anlamda seninle ilk hücresini doğurdu. Heyecandan eski kitaplar yandı, paslı isim çivileri döküldü de geriye sadece anlamı henüz çözülemeyen gelecek lisanı kaldı.
Bir ütopyaydı dünya ve ilk kez bir hayalin kanlı canlı dirilişine şahit olmanın kıyameti koptu bilmem kaçıncı evrenin bilmem kaçıncı rüyasını gören yasaklarında.
17324
7 notes
·
View notes
Text
Mesafenin önemi yoktur...
Burnunun dibinde olsa ne olacak?
Seni anlamıyorsa,
Ama birisi vardır ki dünyanın öbür ucunda...
En ihtiyaç duyduğun anda,
İki satırıyla bile olsa,
Bir çırpıda yanı başında...
Mesafe uzaklıklarda değil,
Mesafe fedakârlıkta!
Özdemir Asaf
#benimsadeceben#ş💗#sevmek#my post#postlarim#Özdemir Asaf#şiir#geceyedair#iyi geceler#gece#geceye not
12 notes
·
View notes
Text
gideceğini bilemeden bir insana son yemeğini yedirmek, ona son bir kez bakmak, son kez adını söyleyip saçlarını okşamak... çıkmıyor aklımdan...
4 notes
·
View notes
Text
Yolum çok yoruyor ama öyle güzel yoldasim var ki, yoluma çiçekler ekerek götürüyor.
2 notes
·
View notes