Tumgik
#ıssızlığın ortasında
yorgunherakles · 2 years
Text
aşkı göze alan, hüzün ve yıkım sözcüklerini hecelemeyi tekrar tekrar öğrenmelidir.
mehmet eroğlu - ıssızlığın ortasında
17 notes · View notes
planetdiaries · 8 days
Text
Arizona Dream
🌍30 Ekim-6 Kasım 2023 Sevgili Günlük, Geçen yıl attığım tohumları sulamaya geldim Amerika kıtasına. Seyahatimin ilk iki haftası Basri ile beraberim. İş bahane, kardesim Basri ile bu sayede geçirdiğimiz bu nadide balayı şahane :)
🌇İlk durağımız ABD. Los Angeles’da iki gece bir gün geçiriyoruz. Bisiklet kiralıyor kumsallarda pedal çeviriyor, okyanusa ayaklarımızı sokuyoruz. Ardından da katılacağımız fuar için Las Vegas’a geçiyoruz. Vegas tam bize göre bir şehir dersem yalan olur. Lakabı Sin City. Günahlar şehri. Yeryüzünde kumarın başkenti. Biz ise işimizdeyiz gücümüzdeyiz. Yemeklerimizi Meksika ve Çin mutfağından yana kullanıyor bir akşam Cirque de Soleil 'in olağanüstü bir performansını izlemeye Treasure İsland’a gidiyoruz.
🎠 İpte yürüyen sallanıp bir birini yakalayan cambazlar, 90 dakika süren performansa canlı eşlik eden bir orkestra ve müthiş bir görsel şölen! Köyde yaşayan bir insan için keskin bir dönüş! Lakin meraklı mizacım yaşamda her renkten bir parça olsun istedi hep. Yaşamda bana bu dengeyi tüm cömertliğiyle bahşetti bahşediyor.
🚌3 günlük fuardan sonra Vegas'ın etrafını keşfetmek üzere rengarenk bir campervan kiralıyoruz. İçinde rahatça uyuyabileceğimiz, tüm mutfak teçhizatını da içinde barındıran bir araç. Walmart'a gidip alışverişimizi yapıyor dolabı dolduruyoruz.
🏜Sonra ver elini Mojave Çölü. Las Vegas ve etrafı Çöl. Vahşi Batı diye kovboy filmlerinde bize gösterilen coğrafya vardır ya hani ücra kasabanın tekinde çalılar falan uçuşurken kovboylar düelloya tutuşur. İşte oralar buralar. Kızılderililerin de ata toprakları. Kalabalık Otobandan ayrılıyor Mojave çölü yoluna giriyoruz. Bir anda trafik kesiliyor, tek şeritli bir yolda ıssızlığın ortasında giderken buluyoruz kendimizi. Bayıldığım yerler. Mojave Çölünde dünyanın en büyük Joshua Ağacı ormanı var. Ormanda çöl mü? Joshua ağacı dev bir kaktüse benziyor. Yaprakları yok. O yüzden uzaktan baktığında, gözüken yemyeşil bir bitki örtüsü değil. Ancak dikkatlice bakınca binlerce Joshua ağacının dağın yamacına serpiştiği alabildiğine uzanan bir Çöl ormanını fark ediyorsun. Olağanüstü! Joshua ormanında vakit geçirdikten sonra bir saat kadar ıssız toprak bir yolda direksiyon sallıyor ve gün batımında önce Mojave Desert Camp alanına ulaşıyoruz. Hava karardıkça ısı da iyice düşüyor. Gece ile gündüz arasında en az yirmi derece fark ediyor. Biraz üşüsek de uzanıp tutabileceğin mesafedeki yıldızları saatlerce izliyoruz. Sabah bizi bir sürpriz bekliyor. Tekerimizin biri patlamış. Hiç istifimizi bozmadan önce kamp yaptığımız yerin yakınlarındaki Ring Trail'i yürüyoruz. Sonra kahvaltımızı ediyoruz. Öğlene doğru sıra lastiği tamir etmeye geliyor. Arabada lastiği değiştirecek ekipmanlar olmadığını fark etmemizs 1 saat daha alıyor. Yol yardımını arıyoruz. Çöl ortasındayız tabi. Gelmeleri 2 saati geçiyor. Biz de çölde mahsur kalmanın tadını çıkarıyoruz. Campervan’i kiralarken Grand Canyon 'a gideriz diye niyet etmiştik. Ancak etrafta bir dolu güzel yer var. Sırf ismi için Grand Canyon’a 5 saat gitmeye ne hacet var. Geçen yıl aynı niyetle tek başıma araba kiralamış 3 gün kanyonlarda uzun yürüyüşler yapmış ama yine Grand Canyon’a gidememiştim. Demek ki neymiş, güzelliği çok uzaklarda aramaya gerek yokmuş. (Diyene de bakin:) Velhasıl lastiğimiz tamir olunca tekrar yola koyuluyoruz. Şimdi 300 metreyi bulan dev kum tepelerinin uzandığı bir ıssızlıktayız. 2 saatlik bir yürüyüş bizi tam gün batarken kum tepelerinin zirvesine ulaştırıyor. Aman Allahım! Çölde gün batımlarını anlatmaya kelimeler kifayetsiz! Güneş ufuk çizgisinin altına indikten sonra gökyüzünde ne renk cümbüşleri, ne kızıllar, turkuazlar, eflatunlar. Seyre doyum yok. Gece kum tepelerinin altında kalıyor son gün Colorado Nehri kıyısına geçiyoruz. Vegas Nevada eyaletinde. Mojave Çölü ise Kaliforniya sınırlarında. Nehri birkaç farklı noktada kesiyor 100 yıl önce terk edilmiş bir hayalet kasabayı geziyoruz. Nevada ve Arizona eyaletleri maden açısından inanılmaz zenginmiş. Hani şu meşhur altına hücum! Günbatımına 1 saat kala Goldstrike Kanyonu’nda yürüyüşe çıkıyoruz. Bu kanyonu geçen yıl şans eseri keşfettim. Eşsiz bir yer. Hava karardığında Colaroda nehrinin yani başında doğal bir sıcak su havuzunda yıldızları izleyerek 2 saat takılıyoruz. Gece karanlığında kanyondan geri yukarı çıkıyor Devam 2-Gece karanlığında kanyondan gepri yukarı çıkıyoruz. Tek yön 4 kilometre, gidiş geliş 4 saat alıyor. 5-6 noktada iplere tutunarak kaya tırmanmak gerekiyor. Hem macera var işin içinde hem de görkemli Kolorado nehrine ulaştırıyor rota. Yetmez gibi bir de doğal bir kaplıca. Gece Mead Gölü kıyısında bir kampingde kalıyoruz. Kolorado Nehrinin önüne Hoover Barajını yapmışlar arkasında koskocaman bir baraj gölü oluşmuş. Sabah olduğunda Fire Valley National Park’ı geziyoruz. Buraya da geçen yıl gitmiştim. Basri de görsün istedim. Hem de üç gece dört günlük yolculuğumuzda dört elementi tamamlayalım istedik. Toprak (Mojave Çölü), su (Colarado Nehri), ateş (Fire valley Milli Parkı) ve birazdan da hava. Kiralık campervanimizi teslim ediyor havaalanına gidiyoruz. Birazdan uçağımız Guatemala’ya doğru kalkışa geçecek. Ve dördüncü günde dördüncü elementle birlikte yeni bir ülkede olacağız.
0 notes
dipnotski · 7 months
Text
Adrian Desmond, James Moore – Charles Darwin (2024)
Charles Robert Darwin (1809-1882), Cambridge’deki ilahiyat eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra “ıssızlığın ortasında bir taşra papazı” olarak ömrünü sükûnet içinde geçirme hayalleri kurarken, küçüklüğünden beri doğa bilimlerine olan merakının da etkisiyle, dünyayı dolaşarak ölçümler yapmak, haritalar çıkarmak, bilimsel keşif ve incelemelerde bulunmak amacıyla Beagle gemisiyle düzenlenen keşif…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
theduff2212 · 11 months
Text
Duyguların boş bir salondaki yankılar gibi yaşadığı ruhumun en karanlık köşelerinde, çoktan kaybolmuş bir aşkın şefkatli kucağına sarılmış bir anılar iskeleti yatıyor. Bir zamanlar paylaşılan sevincin bir kanıtı olan her bir kemik, artık kederli iç çekişlerin tozuyla kaplanmış. Bir zamanlar canlı ve canlı olan aşk, şimdi kalbimin odalarını dolaşan kırılgan bir hayalet. Kalıntıları, olmuş olanın ve olabilecek olanın acı-tatlı senfonisiyle iç içe olarak varlığını sürdürüyor. Narin bir çiçeğin açmadan solması gibi, aşkımız da arkasında içi boş bir acı bırakarak sona erdi. Üzüntü, ah, varlığımın iliğinde akıp gidiyor. Hala atan ama parçalanmış hisseden bir kalbin hayalet acısı. Gözyaşları, kurak topraktaki yağmur damlaları gibi, anılarımızın gömülü olduğu, tesellinin yeniden yeşermesini beklediği toprağı besliyor. Yine de, ıssızlığın ortasında bir umut ışığı var; belki, sadece belki, bu kırık parçalardan güzel bir şeyin ortaya çıkabileceğine dair kırılgan bir fısıltı. Aşk ufalanmış olabilir ama özü hâlâ duruyor, ruhumun çerçevesini örerek, bana üzüntünün ortasında bile iyileşmeye yer olduğunu ve yeni başlangıçlar vaadi olduğunu hatırlatıyor.
0 notes
miyawend · 3 years
Text
sana kızamam, darılamam. bana ıssızlığın ortasında çiçek açtıran kalbini unutamam
8 notes · View notes
aygultopal35 · 4 years
Text
ben, yıpranmış sokaklar ortasında avare
sen, kırgın bir ülkenin süreyyası: Gülnare
honçalı novroz gelir; bir de siyah ve sarı
dalgalanır göklerde bir kuşun kanatları
her nağme, dudağında çarpılmış karanfil
sana tutkun atlılar şimdi yorgun ve sefil
göğsünde, kıskandığım bir rüyadır kırmızı
nerdesin, ey masallar ülkesini son kızı
dokunmuyorsa kalem o mazlum kitabeye
ayışığı düşer mi kanlı bir harabeye
sensiz çöl, ıssızlığın kahrıyla zehirlendi
yalnız bulutlar değil, vahalarda kirlendi
mahşeri bir serabın ardından yürüyorum
gözlerini kaybeden bir kervan görüyorum
geride, okunmayan silik izler kalıyor
kaktüs hala toprağı uykuda yakalıyor
tarihin her sayfası soluyor pare pare
karasevda burcunu yıkıyorsun, Gülnare
Azerbaycan ufkunda bir divanedir gönül
böylesi tarümar olmadı belki de gül
torprak, bir bakışınla kızıl renge büründü
yıldızlar ülfet için gündüz vakti göründü
gözlerin binlerce yıl ötesinden yadigar
nerdesin, ey Bakü'den, Gence'den esen rüzgar
yaldızlı perçemlerin ıslandıkça uzuyor
yalnızlık damla damla şakağından sızıyor
bazen öfke, kavgayı sevenlerin ardında
malıhülya ve hüzün; bazen korku ve sevda
çiçeklerin yurdunda yalnız senin kokun var
bazen uzaktan uzak, bazen yakın bir duvar
karanlığa mahkumdur gökte sensiz, sitare
ruhumu zevalinle buuşturma, Gülnare
soluğun ab-ı hayat mıdır; filizlendi kül
siyah bir lale gibi aynaya düştü kakül
kırdın yüreğimdeki saatin akrebini
kuruttun düşlerimin hayal mürekkebini
hangi ırkağa baksam akıyorsun derinden
Hazar, acılarınla ağlıyor kederinden
kuduran bir denizde benziyorsun şikare
görebilseydi seni ejderhalar, Gülnare
gözlerinder fışkıran yanardağlar sönerdi
o ısırgan bakışlar balmumuna dönerdi
oysa şimdi su sarhoş; balıklar geldi dile
dalgalar son bir umut vuruyor sahile
Nahcıvan, hasretinle alevlenen sir çerağ
seninle firakını unutuyor Karabağ
göğsünde, kıskandığım bir rüyadır kırmızı
nerdesin, ey masallar ülkesinin son kızı
bırakıp gittin beni umarsız bir efkare
haber gönder, nerdesin, nerdesin ey Gülnare
Nurullah Genç
3 notes · View notes
Text
Teşekkür ederim.
Bu ıssızlığın ortasında; kimi yerlerlerde çağıldayan kimi yerlerde ütülü bir çarşaf gibi kıpırtısız Aras’ın yanıbaşından geçerken içime dolan o tatmin edici duygu için,
Zorlandığım şeylerin, aslında bana kendimi armağan ettiğinin farkında olabildiğim için,
Teşekkür ederim.
63 notes · View notes
masumcetin · 6 years
Photo
Tumblr media
Meryemce şu dünyanın ortasında yapayalnızdı. İşte evler, işte ağaçlar, orman, su... İşte çağıltı, işte kuşlar, işte bin bir çiçeğiyle zengin toprak, karıncalar yılanlar cümle yaratıklar... Dünya kıvıl kıvıl dünya sonsuz bir devinmede dopdolu. Dünya binbir ayak. Her şey var. Renk, ışık, gece, sesler, yıldızlar, her şey var. Dünya sonsuz bir çeşitlilikte, sonsuz bir kaynaşmada. Gel gör ki dünya şimdi bomboş. Hiçbir ses, ışık, renk, devinme, hiçbir çiçek, hiçbir canlı yok gibi ıssızlıkta.      Köyde her evde bir sürü kırlangıç yuvası... Kırlangıçlar sürüyle gelip evlere giriyorlar. Kırlangıçlar dost. İnsana yakın bir yerleri var. İnce sivri kanatlarıyla havayı biçiyorlar. Siniler sinek yok. Otlarda böcekler, arılar kokular... Hiç hiçbir şey yok. 
Tumblr media
Meryemce ıssızlığın yamanlığını ta yüreğinin başında duydu. Dünyanın bomboşluğunu. Her şeyi var, ağzına kadar dopdolu, kıvıl kıvıl dünya, bomboş ıpıssız, ölü gibi. İnsansızlığı yüreğinin başında duydu. İnsansızlık ta yüreğine işledi, bir kara hançer gibi. Demek dünyayı dolduran insanmış. Her şey her şey bütün dünya insanmış. İnsan yoksa dünya yokmuş.
Yaşar Kemal, Ölmez Otu s.272-273 Fotoğraflar: Zeki Demirkubuz’un 1994 yapımı, “C Blok” filminden, (Zuhal Gencer & Fikret Kuşkan).
41 notes · View notes
dramatik-buluntular · 6 years
Text
Normalliğin ve basitliğin dehşetine düştüğün o gün bütün rüyalarımı çekip aldım senden.
‘’Daha sonraları, kişinin kendisi tarafından çizilen suretiyle başkaları tarafından çizilen sureti arasındaki sapmayı, kendimden başkalarıyla da ilgili olarak fark ettim; kendi çektikleri bir dizi fotoğrafın ortasında memnun mesut yaşayıp giderken, normal şartlarda kendilerinin görmediği korkunç resimlerden biri, ‘bu sizsiniz’ diye tesadüfen gösterildiğinde, şaşkınlıktan donakalıyorlardı.’’ M.Proust
  Roja, Roja, Roja! Yapma bunu. Kader henüz bu kadar ünlü değildi. Kendine yeni bir pişmanlık edin ve en yakın istasyondan bir bekleme sipariş et. Nöbetçi renkler anlatır sana ateş edilenlerin neden sessiz olduklarını.
 Yarım kalmış bir intiharı tamamlamak istercesine böyle öfkeyle his parçacıklarını ortalığa savurman çevreye zarar veriyor. Sürekli karşına çıkan ve yüzüne siyah kelimelerden yapılmış o acımasız gerçeği fırlatan şu ‘sayfa görüntülenemiyor’ iletisinin, bir kalbin başka bir kalbe erişim engeli olduğunu anlamak…
 Ah bütün bu hatırlatıcı kodlar istikrarlı bir tatmin duygusuna asla sahip olamayan insanların karşılaşabileceği küçük sonlardan biridir sadece. Arayış, öğütülüş ve anımsama cezası, ellerinin reddedildiği gün başladı, biliyorsun. Yalan o kadar yakışıyordu ki sana, ben de inanmış gibi yapıyordum. Normalliğin ve basitliğin dehşetine düştüğün o gün bütün rüyalarımı çekip aldım senden. Sana sisten notalarla oyalanan, masumiyetinin mezarı olan bir piyano ve yeteri kadar delilik bıraktım. Geçmiş, hayatının kenarında çalışır halde bir ambulans olarak bekliyor. Gülüş mesafesi sıfır olan geniş alanında yasal bir yaralanmayı oynamaya başlayabilirsin artık.
 Ve kanatıldığın yeri kalabalık gösteren resimler… Gülümseyen, alkış tutan, uyuyakalmış resimler. Dışarıda kalmış olmanın resimleri… Başkasının yazdığı resimler… Adını vermek istemeyen resimler… Yaşamın kanıtı olan binlerce okunaksız resim uçuşup durur tuzağa düşmüş dudaklarının kıyısında. Ama göstermez sana ağzının nasıl kirlendiğini. Göstermez sana onların sen olmadığını. İnsan gerçek resmiyle yüz yüze gelince ‘ya öteki resimler, onlara ne oldu, onlara ne oldu, onlara ne oldu’ diye sayıklamaya ve nereli olduğunu bilmediği bir rüzgârla konuşmaya başlar. Bu, şiirsel kökenli olmayan ve ‘kadın kendinin tekrarıdır’ tanımlamasının acı verici bir portresidir. Bedenin, vazgeçemediğin sahnen… Dilin,  ıssızlığın yardımcısı…
 Roja, Roja! Farkında değil misin? Geri dönemeyecek kadar uzağa gittin.
20 notes · View notes
neizleyelim · 6 years
Photo
Tumblr media
IMDb : 7,8
KARDAKİ İZLER Yapımı : 2017 – ABD Tür : Suç, Dram, Gizem Süre : 107dk
Wind River adlı uçsuz bucaksız karlarla kaplı Kızılderili bölgesi ve bu ıssızlığın ortasında genç bir kızın cesedi. Akıcılığı, etkileyici atmosferi, yaşattığı gerilimi ve gerçek bir hikâye olması ile iyi bir cinayet filmi. Fragman :  
youtube
13 notes · View notes
anlamsizikilemler · 2 years
Text
“loş ışıkları olan boş bir sokakta, ıssızlığın ortasında herkes uykuda, uyandırma, uyanma.”
1 note · View note
cilginfizikcilervbi · 3 years
Text
Günün Kitap Önerisi: Charles Darwin
Günün Kitap Önerisi: Charles Darwin
Günün Kitap Önerisi: Charles Darwin (Ciltli) Yazar: Adrian Desmond Çevirmen: Ebru Kılıç Günün Kitap Önerisi: Charles Darwin Charles Robert Darwin (1809 – 1882), Cambridge’deki ilahiyat eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra “ıssızlığın ortasında bir taşra papazı” olarak ömrünü sükûnet içinde geçirme hayalleri kurarken, küçüklüğünden beri doğa bilimlerine olan merakının da etkisiyle, dünyayı…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
emin-miyiz · 3 years
Note
Moğollar - ıssızlığın ortasında <3
tenks yavrum ama pek tarzım değil
0 notes
karanliginbeyaztonu · 6 years
Note
Nerede yaşıyorsun?
ıssızlığın ortasında
1 note · View note
hamitbaron · 8 years
Text
Evet, yalnız yürümüyordum. Çünkü yürümüyordum; ıssızlığın ortasında, öylece kalakalmıştım!
1 note · View note
bhedana · 5 years
Text
'Kim olduğunuzu anlamaya çalışın ve ne istediğinizi bilin. Çünkü şikayet ettiğiniz şeyler aslında önemli değil, önemli olanlar için ise şikayet etmiyorsunuz.''
Öz sevmek ego ise sevilmek ister. Öz sevmek ego ise sevilmekle beslenir. O yüzden egonun etkisinde olan insan sevilmek için sever ya da aslında sevdiğine dair rol yapar.
Bu nedenle yapay, rol icabı sevgi asla doyurucu olmaz ve mutluluk vermez, tam tersi acılara neden olur. Birey sevilme ihtiyacından özgürleşmeden yalnızlığın verdiği hazza erişemez. Sevilme ihtiyacından kurtulmuş insan ister kalabalığın isterse ıssızlığın ortasında olsun yalnızlığın keyfini çıkarır.Yalnızlığın keyfini çıkaran insan kutsanmış gibi hisseder çünkü varoluş onu kutsamıştır. Sevilme ihtiyacından kurtulmuş insan kendisiyle barışık olur. O kimsenin kendisine: “Seni seviyorum” demesine ihtiyaç duymaz.Fakat onun sevgi dolu gözlerinin içine bakan insanlar: “Seni seviyorum” mesajı alırlar. O sevginin anlamını bilir, o yüzden başkalarının sevgisinde anlam aramaz. O ne sevilmek ister ne de sevgi dilenir çünkü özündeki sevgi kaynağına erişmiştir. O artık sevgi dilencisi değildir ve kendisiyle çatışmadan sevgi içinde yaşayabilir. Genelde insanlar kendileriyle barış içinde yaşayamaz çünkü kendi kendileriyle kavga edip dururlar; bazen de kendilerine şiddet uygularlar. Bu tür insanlar yalnız kalamaz çünkü sıkılmaya başlar ve huzursuz olurlar.
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi
0 notes