#çocuk hastalar
Explore tagged Tumblr posts
Text
Böbrek Nakli ile Hayata Tutunan Aye Ahmet
Doğuştan böbrek rahatsızlığı bulunan Aye Ahmet, son iki yıldır diyaliz tedavisine bağımlı bir yaşam sürüyordu. Küçük yaşta karşılaştığı bu zorluğun üstesinden gelebilmesi için tek çözümün böbrek nakli olduğunu bilen Behruz Ahmet, 34 yaşında bir baba olarak, kızına böbreğini bağışlamak için Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan detaylı tetkiklerin ardından, organ nakli…
#çocuk hastalar#Aye Ahmet#böbrek nakli#Behruz Ahmet#diyaliz tedavisi#Organ Nakli#Prof. Dr. Murat Demirbaş#retroperitonoskopik yöntem#Sağlık#Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi
0 notes
Text
Klinik23nisan - Devasa+
Bir diş implant gülüş tasarımı, gülüşünüzü bir üst seviyeye çıkarmanın harika bir yoludur. Klinik23nisan firması ile Pediatrik diş hekimi ve en son teknolojinin yardımıyla, eksik dişlerin yerine çene kemiğine implantlar yerleştirilebilir ve güzel, doğal görünümlü bir gülüş tasarım yaratılabiliriz. Özel implant işlemleri ile aşınma ve yıpranmaya karşı ek koruma için bir zirkonyum kaplama veya lamina diş ile kaplanabilir. Bu işlem ile kendinizi daha özgüvenli ve çekici hissetmenizi sağlayacak çarpıcı, kalıcı bir gülüşe kavuşabilirsiniz. Bursa çocuk diş hekimi ve diş hekimlerimiz bu hizmeti hem çocuklara hem de yetişkinlere sağlamak için özel olarak eğitilmiştir. Bursa implant ve polikinimiz yardımıyla hastalar yıllarca sürecek güzel, doğal görünümlü bir gülümsemenin tadını çıkarabilirler. Güzel bir gülümseme herkesin arzu ettiği bir şeydir ve Bursa implant aradığında karşınıza çıkan Klinik23nisan firması bu hayalin gerçekleşmesine yardımcı olabilir. Diş hekimlerimiz yardımıyla bursa gömülü diş, bursa zirkonyum kaplama ve bursa lamina diş konularında sizler için gülüş tasarımı oluşturulabiliriz. Teknoloji ve sanatın bu birleşimi, hastalara yıllarca sürecek doğal görünümlü bir gülümseme sağlar. Hemen bizleri ziyaret et ve gülüşünüzü sizler için tasarlayalım!
2K notes
·
View notes
Text
6 şubat tarihinde yaşadıgımız asrın depreminde kaybettiğimiz 60 bin canımızı anmak adına 6 Şubat 2024 Salı günü ikinci depremin saati olan 13:24'te açılışını yapacağımız 'Yitik Sokaklarda Yeşeren Umutlar" temalı, benim de eserlerimle katkıda bulunacağım sergimize halkımızı bekliyoruz.
Geliri depremzede çocuklara çocuk bezi, mama ile yaşlı hastalar için hasta bezi, islak mendil ihtiyaclari için kullanılacak sergimiz 12 Şubat pazartesi günü akşamına kadar açık olacak.
31 notes
·
View notes
Text
Bu gün Hakim karşısındalar.Alacakları ceza ne olursa olsun adalet yerini bulmayacaktır.BU vahşetin Adaleti olmaz.
İtrailin Çocukları katletmesini edebi şekilde sosyal medyada paylaşıp gösteriş yapanlar kendi Ülkesindeki kendi hastanelerindeki çocuk KATİLLERİNE ses çıkaramıyorlar,Yazıklar olsun.Son 10 yılda Yoğun bakımda ölen hastalar incelenirse vahim sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Sağlıkta pazar Oluşturmak Katillerin Cirit atmasına sebep olmuştur.
5 notes
·
View notes
Text
FAKÜLTE HASTANESİ VE OTOGAR
Sevgili defter, sen bilirsin tabi, benim travmamdır aileden ayrılıp yolculuk yapmak. Bu sebeple ablamı izmire uğurlamaya bütün sülale gelmiştir üniversite okurken, ben çantamla tek başıma gitmişimdir daima. Yatılı okul travması.
Bu sebeple olsa gerek otogarlar, hava limanları, terminaller, garlar benim bekleme fantezim olan yerler. Ama kalabalıkta değil. Gecenin sakin anları olmalı.
Geçen gece fakültede tahlil sonuçlarını da sakince beklemek hoşuma gitti açıkçası. Fakülte hastanesine gelen hastalar genelde ölmek için geliyorlar. Valla öyle. Misal dedem beyin kanaması geçirmiş, normal hastane biz müdahale edemeyiz dedi hop transfer edildi. O. Amca kalp yetmezliği eşliğinde bypass olamaz dedi özel hastanedeki profesör fakülteye gönderdiler. Doktorlara kızmıyorum. Yanlış anlaşılmasın, bize hastanız ölüyor diyemiyorlar işte, ölmemek için ufacık bir dala tutunma derdinde oluyor insan.
Gece hastanede röntgen çektirecekken iki hasta gelmiş, havzada inşaattan düşen bir işçi, önce havza devlet hastanesine, sonra samsun araştırmaya sevk, boyun kırılmış, biz ameliyat yapamayız demişler haliyle, aslında samsun araştırmanın cerrahları iyidir, ama işte ölüyor hastanız diyemiyorlar işte. Çıkmadık candan umut kesilmiyor. Doktor geldi hasta yakınlarına durumu anlattı, boyun kırık, solunumu kesilebilir haberiniz olsun dedi, ağlamalar, o ölüm hüznü.
Beklemek hoşuma gidiyor. Erdem bayazıtın şiiri gibi.
"Nice akşamlar bilirim ki
Karanlığını
Bir millet hastanesinde
Dokuz kişilik kadınlar koğuşu koridorunda
Başını kalorifer borularına gömmüş
Beyaz giysilerinden uykular dökülen tabiplerden
Haber sormaya korkan
Genç kızların yüreğinden almıştır."
Bir çocuk gelmiş. 3 yaşında. Vezirköprüden sevk o da. Uyuyor. Yüzünün yarısı kanmış da temizlemişler. Düşmüş. Öyle güzel uyuyor ki.
Onu taşıyan hademe reels izliyor. Gece 3. Bu reels batağına hepimiz düşüyoruz da be güzel kardeşim, millet acısıyla hastane koridorunda, saygı hak ediyorlar.
Yine sinirlendik tabi. Eskiden mp3 çalarımızdan dinlerdik müziğimizi. Anam babam bu reels işi bizim bozuk milleti iyice bozdu.
Gece 4e kadar bekledim. Kas gevşeticimi aldım geldim. Taş gibiymişim. Tabi sgk borcumu ödemediğim için ilacı almadım evdekilerle idare ettim.
Beklemek demişken ülkenin ücra sayılacak yerlerinde bile otobüs, uçak beklediğim o günler geldi aklıma. Gece 4te osmancıkta uyuyan güvenliğin yanında otobüs bekledim, adını hatırlamadığım bir havalimanında bilmediğim bir havaş durağının karşısındaki camide uyuyakaldım, kayseride sokakta kaldım, erzincanın soğuğunda abdest alınca bu sevapla daha namaz kılmam dedim misal. Hopanın köpeklerine gece dörtte az taş atmadım. Adam yerler zira. Trabzon havalimanında bjkli taraftarlarla uyudum. Esenlerde cezaevinden çıkınca elimde çöp poşetleriyle sabaha kadar beklemiştim. Meğer oradaki camiyi kapatıyorlarmış gece millet uyuyor diye. Caminin avluda poşetin üstünde namaz kılarken arkadan tinerci yaklaşınca namazı bozup küfür edip "oğlum bak mapustan yeni çıktım benim başımı belaya sokma siktir git." Deyip namaza devam etmiştim. Dudullu kamil koçta ki sokak köpekleri. İçeri de girmezsin be.
Bekliyoruz. Seviyoruz mu bilinmez. Ama çekiyoruz. Yaşıyoruz. Allah hep mutluya gitmeyi beklemeyi nasip etsin. Yoksa nezarethanede de bekledim tek başıma. Herhalde hayatımın en kötü anlarından birisidir. Çağlayan eksi yedi. Ağustos geliyor benim anılar 8.yılda depreşiyor. İlk tutuklama. Tek başıma karanlıkta 2.5 saat. Ayakkabı bağcıklarını bu yüzden alıyorlar işte. Çocuktuk be defter. Çocuktuk. Büyüdük. Maldık. Akıllandık. Ağlıyorduk. Ağlayamaz olduk. Dur ağustosa gelmeden başlama.
Uzun oldu. Sonuç olarak bir kardiyoloji yolu gözüktü. Gideriz artık.
Ofisime geçiyorum. En önemli şeyi unuttuk ki babam hediye alıyor. Sümen takımı. Puahahahah. İsimlik. Avukat serco p... vay be. Müvekkil duasına çıkıyorum yarın.
Ya nasip.
Vesselam.
5 notes
·
View notes
Text
Babam ziyarete geldi. İşyerimi görmeye götürdüm. İş yerimi görmesi ondan onay almış, kabul görmüş gibi hissettirdi. Belki ortalama bir insanın özgüvenine yaklaştım biraz, işe giden, işe yarayan genç bir adam gibi hissettim. Normalde yaptığını bilmeyen adam yerine konmayan çocuk gibi hissediyorum. Sonra bu olumlu duyguya fazla tutunmaya çalışınca anlamını yitirdi.
Hastalar ve hemşirelerle voleybol oynadım. Göbekli ve terli bir adam, zıplıyorum götüm göbeğim açılıyor falan, gaza gelip zavallı sekretere blok falan koydum, file olmasına rağmen arada, rakip takımdaki hastanın üzerine çarpıyor gibi oldum bir kere de.
Babam canlı bir insan kendi ülkesinde kadınlar buna bakmıyor diye afrikaya seyahate gitti evlendi. Sonra karısıyla anlaşamıyorlar diye bu aralar da kübaya gidiyor. Kübada da sevgili yapmış. Kübalı gibi ya da kübaya giden pis turist adam gibi kısa kollu gömlek fedora şapka falan takıyor. Sinanpaşa’da dandik çantacıdan insülini için mini çanta sinanpaşadaki genç kıyafetçisinden çocuklarına BArcelona forması falan aldık. Sonra bir içmeye oturduk garsona çiğköfte söyletirdi. Mesela maskülen olamamakla ilgili sorunlarım var. Hiç maça gitmemişimdir ya da beşiktaşta okudum o kadar hiç Kazan’a da gitmedim. Babamla bira ucuz diye gittik. Maskülenlik sorunlarımı bu çözecek gibiydi ama yandaki bira içen dayılara kendi de alkolik olduğu için sıcak duygular besledi. Kalktı sallana sallana gidiyor sigara falan istedi flörtöz şekilde ateşlerini falan aldı. Sonra adamlar masadan kalktıklarında gereğinden fazla nazik bizle vedalaştılar sigara paketlerini falan bıraktılar.
Böyle 90larda türkiyede takılmış olmasından kalan bi sosyalleşme tarzı var babamda. O zamanlar genç bir erkekmiş ve kokoreç çiğköfte yiyip bira içip işte kemancıda falan, almanlığını kullanmış geçinmiş gitmiş sanırım. İnsanlarla tanışmış falan. Ama şimdi yaşlı pis bir herif tabi, olsun.. yeni açılmış ama henüz çalışmaya başlamamış bir bara gittik mesela balkonuna oturduk. Bunlar önce oturmamıza izin verdi sonra bira getirmeye karar verdiler sonra garson bize çiköfte almaya gitti. Babam biraya çok sevinip bozuk türkçesiyle balkondan aşağıdaki mekan sahibine seslendi sevinçle, ‘’Bana bira geliyür’ diye.
Sonra keyfi yerine geldi bana tavsiyeler falan veriyor. Bir dönem pazarlama departmanlarında falan çalışmıştı, bir anda tuhaf gömleği sakalları falan merkezi yönetimimde bu tipsiz adam marketing departmanımın başına geçti. ‘Böyle olmaz sana ne olacak ezik gibi omzun çökmüş duruyorsun tırnaklarını yiyorsun böyle beden dili mi olur?’ Bayadır da depresifim mesela, sürekli gülümsemem kendimi pazarlamam gerektiğini falan söyledi.. Yani birahanede yan masadan sigara istemen mi senin büyük pazarlama başarın diye eleştirmek istedim aslında ama bir taraftan da gayet güzel götürdü bence iletişimleri..Sonra babam gitti hayatımdan o girişimcilik bir anda çıktı zaten. Yine parkta kütüphanede oturmaya döndü. Gülümse, arkadaş edin, kambur durma tavsiyelerinden bir bok olmadı.
12 notes
·
View notes
Text
Kliniğe gelen çok tatlı bebek ve çocuk hastalar var. Yumoş yanaklar, tatlı sesler.. Onları gördükçe evlenip çoluk çocuğa karışasım geliyor. Sonra tatlı suratlara kanmamam gerektiği aklıma dank ediyor ahaha.
4 notes
·
View notes
Text
Sıkı sıkı sarılın,
Bırakmayın elleri,zaman su gibi geçiyor...
✔️Çok acılar gördük pandemi sürecinde.
Çok özlemler çektik.
Sevdiklerimize sarılamadık.
Hastalar ziyaretsiz, cenazeler kimsesiz kaldı.
Evler misafirsiz, gönüller yarensiz kaldı.
Beti bereketi kalmadı hayatın.
Öyle çok şey öğrendik ki son bir yılda.
Üç üniversite bitirsek öğrenemezdik.
Hakkımız kötekti sağlam yedik hep beraber.
Bütün hayatını çocuklarının okullarına adayanlar vardı.
Yarış atı gibi koşturuyorlardı çocukları.
Okuldan kursa, kurstan dersaneye, dersaneden özel derse.
Çocuk olduğuna bin pişman bir nesle maloldu bu koşturma.
Bakın şimdi okul bile yok.
Misafir telaşından kendini yiyip bitirenler vardı. Sunumlar..
Boş beleş tas tabaklar hepsi raflarda kaldı.
Evlerde ne misafir var ne de misafirin bereketi. Gardroplar takım takım kıyafetlerle doluydu.
Yine de giyecek bulunamayan dolaplar.
Ne oldu şimdi.
Herkes pijamalara mahkum.
Şaşalı düğünler, balolar, mezuniyetler, çay günleri, yemekli toplantılar.
Ne oldu bak hiç biri yok.
Bekarlar evde mi kaldı.
Gereksiz triplerle sıkılanlar vardı.
Gördünüz mü sıkılmayı? Evden çıkamıyoruz.
Az bir üstüne gitsen "Ay boğuluyorum" diyen şımarıklar vardı.
Gördünüz mü boğulmak neymiş?
Gördünüz mü her nefes bir canmış?
Memleketine gitmek istemeyenler vardı, akrabadan kaçanlar, bayramlarda çok yorulanlar.
Gördük mü şimdi ne ziyaret kaldı ne bayram?
Ölümü hep uzaklara atıyorduk.
Sanki sıralıymış gibi.
Hep yaşı büyükler gider zannediyorduk.
Gördük mü şimdi yaşının başının olmadığını, her an ölümle yüz yüze olduğumuzu?
Büyük şehir dedik, apartman dairelerini sevdik. Gördük mü şimdi köylerin, ilçelerin o küçücük bahçeli evlerinin ne kadar kıymetli olduğunu?
Az başımız ağrısa hastanede alıyorduk soluğu. Gördük mü şimdi eldeki imkanlarla başımızın çaresine bakmayı?
Evde sıkılıp kendini cadelere atanlar vardı.
Gördük mü şimdi en güzel kahvenin evimizde olduğunu?
Gördük çokkkk şeyler gördük.
Ders aldık mı bilmem?
Ama gördük.
Görmeye de devam ediyoruz.!
#Maske #Mesafe #Temizlik
Tüm dostlara hayırlı akşamlar...
8 notes
·
View notes
Note
Eylül senin söylediğine katılmakla beraber diğer anonimin söylediğine daha çok katılıyorum. Psikolojik rahatsızlıkları olan ebeveynlere sahip olmak çok zor bir şey bu yüzden bu insanların çocuk sahibi olmadan önce çok iyi düşünmeleri gerekiyor çünkü ne yazık ki sonrasında doğurdukları çocukları da psikolojik rahatsızlığa itiyorlar. Hatta bu durumu özetleyen çok iyi bir söz var: "psikiyatriste gerçek hastalar gitmez, gerçek hastaların hasta ettikleri kişiler gider"
Katılıyorum hatta bence herkesin çocuk sahibi olmadan çok iyi düşünmesi gerekiyor ama genel olarak insanların çoğu üzerine düşünmeden 'çocuğumuz olsun da gerisi önemli değil' mantığıyla çocuk sahibi oluyor mlsf
8 notes
·
View notes
Text
UHDUD ESHABININ HİKAYESİ:
بسم الله الرحمن الرحيم
🌴 Suheyb (Radıyallâhu anh)`dan rivayet edilen bir hadis-i şerîfte beyan edildiğine göre;
Geçmiş ümmette bir hükümdar, büyücüsünün yaşlandığını görünce, ondan sihir sanatını öğrenmesi için bir çocuğu yanına gönderdi.
Çocuk ona gidip gelirken yolda rastladığı bir âlimin vaazlarından etkilenerek büyücüyü bırakıp onun öğrettikleriyle amel eder oldu ve o derece ilerledi ki; duasıyla körler, alacalılar vesâir hastalar iyileşmeye başladı.
Kralın yakınlarından olan kör biri bunu haber alıp çok değerli hediyeler getirerek kendisine şifa vermesini istediyse de, çocuk, şifayı ancak Allâh’ın vereceğini bildirerek Allâh’a iman şartıyla kendisine dua edebileceğini söyledi.
O adam iman edince çocuğun duasıyla gözleri açıldı.
Bu durumu gören melik, gözlerini kimin açtığını sordu.
O: “Rabbim!” deyince,
Kral “Senin benden başka Rabbin mi var?” dedi.
O: “Senin de, benim de Rabbim Allâh’tır!” deyince, ona işkence yapa yapa çocuğun duasıyla iyileştiğini öğrendi.
Sonra çocuğu getirttiğinde ondan da aynı cevapları alınca, işkenceyle ondan da o âlimi öğrendi.
Derken onları toplattı ve dinlerinden dönme teklifini kabul etmemeleri üzerine âlimi de, gözü açılan yakınını da demir testereyle biçtirdi.
Sonra çocuğa da bu teklifi yaptı, ama red cevabını alınca, onu adamlarına teslim edip bir dağın zirvesinden aşağı atmalarını emretti.
O sırada çocuğun duasıyla dağ sallanıp herkes ölünce, çocuk kurtulup krala döndü ve:
“Allâh senin adamlarına karşı bana kâfî geldi!” dedi.
Bunun üzerine kral, adamlarına onu bir gemiyle açık denize götürüp atmalarını emretti. Ama o yine dua edince gemi ters döndü, böylece o kurtulup krala giderek Allâh’ın kendisine kâfî geldiğini gösterdikten sonra:
“Sen ne yapsan da beni öldüremezsin, ancak bütün insanları toplayıp beni bir hurma dalına bağlarsan, sonra torbamdan bir ok alıp:
‘Bu çocuğun Rabbi olan Allâh’ın ismiyle!’ diyerek atarsan, işte o zaman beni öldürebilirsin!” dedi.
Kral da böyle yaparak onu şehit etti, ama o muradına erdi. Çünkü o insanların Allah dilemedikten sonra kralın hiçbir şey yapamayacağını görmelerini istiyordu.
Böylece bu durum karşısında İNSANLAR ONUN RABBİ OLAN ALLÂH’A İMAN ETTİLER.
Korktuğunun başına geldiğini gören kral çok sinirlenerek sokak başlarında büyük hendekler kazdırıp içlerini ateşle doldurdu ve dininden dönmeyenin o ateşe atılmasını emretti.
▪️Bu sırada kucağında bebeğiyle gelen bir kadın ateşe atılmamak için hafif duraklamıştı ki, o bebek dile gelerek:
“Anneciğim! Sabret, çünkü sen hak üzeresin!” dedi.
(Hatta bu çocuk, henüz bebekken konuşan 3 çocuktan İkincisidir.)
RİVAYETE GÖRE; O SIRADA ATEŞ YÜKSELDİ ve YANAN MÜMİNLERİ İZLEYEN KRAL ve ADAMLARINI DA İÇİNE ALARAK HELÂK ETTİ.
(Müslim, Zühd: 17, No: 3005, 4/2301; Tirmizî, Tefsîr: 77, No: 3340, 5/437)
(Celâleyn, Beyzâvî, Nesefî)
=====* *=====
‼Bu hadiseden yüzyıllar sonra Hz Ömer'in halifeliği döneminde yapılan bir kazı çalışmasında henüz cesedi çürümemiş tap taze olan bir ceset bulunur.
Bulunan ceset genç bir çocuğa aittir ve eli yanağındaki yaranın üzerindedir.
Cesedi bulanlar çocuğun elini yanağından çektiğinde yanağından kan tekrar ılık ılık akmakta ve çocuk tekrar elini yanağına götürmektedir.
Bu olay karşısında hemen Hz Ömer'e haber verilir.
Hz Ömer olay yerine gelir. Çocuğu görünce o çocuğun Peygamber Efendimizin haber verdiği Uhdud Eshabındaki o çocuk olduğunu anlar ve oraya güzel bir kabir yaptırır.
Bu hikayede nasipli olana çok ibretler vardır.
VESSELÂM...
2 notes
·
View notes
Text
Hasta Yatağı Modelleri: Hangisi Size En Uygun?"
Bir hasta yatağı, bir hastanın konforunu ve iyileşmesini büyük ölçüde etkileyebilir. Peki, hangi hasta yatağı modeli size en uygun? Bu yazıda, çeşitli hasta yatağı modellerini ve her birinin hangi ihtiyaçlara en iyi şekilde yanıt verdiğini inceliyoruz.
Manuel Hasta Yatakları
Manuel hasta yatakları, maliyeti düşük bir seçenektir. Her ne kadar kullanımı biraz daha zor olsa da, bu modellerin fiziksel olarak ayarlanabilen yan kısımları bulunur. Evde bakım gereksinimi olan ancak fazla hareketlilik ihtiyacı olmayan hastalar için idealdir.
Elektrikli Hasta Yatakları
Elektrikli hasta yatakları, hastanın konumunu değiştirmeyi kolaylaştırır ve bu sayede bakıcılara yardımcı olur. Tek bir düğmeye basarak hasta yatağının konumu değiştirilebilir. Bu model, ağır hastalığı olan veya hareket kabiliyeti sınırlı olan hastalar için idealdir.
Yarı Elektrikli Hasta Yatakları
Yarı elektrikli hasta yatakları, hem manuel hem de elektrikli özellikler sunar. Genellikle, yatak yüksekliği manuel olarak ayarlanırken, yatağın baş ve ayak kısmı elektrikle ayarlanabilir. Bu yataklar, maliyet ve fonksiyonellik açısından genellikle bir orta yol sunar.
Havalı Yatak
Havalı hasta yatakları, basınç yaralarını önlemek ve iyileştirmek için idealdir. Hava hücreleri, hastanın vücudunun farklı bölümlerine uygulanan basınç düzeyini ayarlar, bu sayede uzun süre yatakta yatan hastaların cilt bütünlüğünü korur. Genellikle yoğun bakım ünitelerinde veya uzun süreli yatak istirahati gerektiren hastalar için kullanılır.
Bariatrik Hasta Yatakları
Bariatrik hasta yatakları, aşırı kilolu veya obez hastaların ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmıştır. Bu yataklar, yüksek ağırlık kapasitesine sahip olup, hasta ve bakıcıların güvenliğini sağlar. Ayrıca, konforu artırmak için özel malzemeler ve tasarımlar kullanırlar.
Çocuk Hasta Yatakları
Çocuk hasta yatakları, genellikle çocukların özel ihtiyaçlarına yönelik olarak tasarlanmıştır. Çocuk hasta yatakları genellikle daha küçük boyutlarda olup, yan kısımları düşmeyi önleyecek şekilde tasarlanmıştır. Renkli ve çocuklara hitap eden tasarımları ile çocuk hastaların daha rahat hissetmelerine yardımcı olur.
Yoğun Bakım Hasta Yatakları
Yoğun bakım hasta yatakları, hastaların durumunu sürekli olarak izlemek için tasarlanmıştır ve genellikle hastanelerde bulunurlar. Bu tür yataklar, çeşitli tedavi pozisyonlarına kolayca ayarlanabilir ve genellikle havalı matraslara sahiptirler. Bu özellikler, hastaların rahatını artırır ve basınç yaralarını önler.
Ev Tipi Hasta Yatakları
Ev tipi hasta yatakları, hastanın evinde kullanılmak üzere tasarlanmıştır ve genellikle daha az karmaşıktır. Bununla birlikte, çeşitli ayar seçenekleri sunarlar ve genellikle elektriklidirler. Bu tür yataklar, evde bakım hizmetleri gerektiren hastalar için idealdir ve genellikle bir hastane yatağından daha konforludur.
Her hasta yatağı modeli, farklı ihtiyaçları karşılar ve çeşitli durumlarda kullanışlıdır. Seçiminizde, hasta olan kişinin durumu ve ihtiyaçları, bakım gereksinimleri ve konfor seviyesi gibi faktörleri dikkate almanız gerekmektedir. En iyi kararı vermek için, bir sağlık hizmetleri profesyoneli ile konuşmak genellikle en iyisidir. Unutmayın, doğru hasta yatağı, tedavi sürecini kolaylaştırabilir ve hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir.
4 notes
·
View notes
Text
25 Nisan 2023
25 Lema Hastalar risalesi.
On Beşinci Deva
Ey âh ü enîn eden hasta! Hastalığın suretine bakıp âh eyleme! Manasına bak oh de! Eğer hastalığın manası güzel bir şey olmasa idi, Hâlık-ı Rahîm en sevdiği ibadına hastalıkları vermezdi. Halbuki hadîs-i sahihte vardır ki اَشَدُّ النَّاسِ بَلَاءً اَلْاَنْبِيَاءُ ثُمَّ الْاَوْلِيَاءُ اَلْاَمْثَلُ فَالْاَمْثَلُ –اَوْ كَمَا قَالَ– yani “En ziyade musibet ve meşakkate giriftar olanlar, insanların en iyisi, en kâmilleridirler.” Başta Hazret-i Eyyüb aleyhisselâm, enbiyalar sonra evliyalar ve sonra ehl-i salahat çektikleri hastalıklara birer ibadet-i hâlisa, birer hediye-i Rahmaniye nazarıyla bakmışlar; sabır içinde şükretmişler. Hâlık-ı Rahîm’in rahmetinden gelen bir ameliyat-ı cerrahiye nevinden görmüşler.
Sen ey âh u fîzar eden hasta! Bu nurani kafileye iltihak etmek istersen sabır içinde şükret. Yoksa şekva etsen onlar seni kafilelerine almayacaklar. Ehl-i gafletin çukurlarına düşersin! Karanlıklı bir yolda gideceksin.
Evet, hastalıkların bir kısmı var ki eğer ölümle neticelense manevî şehit hükmünde şehadet gibi bir velayet derecesine sebebiyet verir. Ezcümle: Çocuk doğurmaktan gelen hastalıklar (Hâşiye[3]) ve karın sancısıyla, gark ve hark ve taun ile vefat eden, şehid-i manevî olduğu gibi çok mübarek hastalıklar var ki velayet derecesini ölümle kazandırır.
Hem hastalık, dünya aşkını ve alâkasını hafifleştirdiğinden vefat ile dünyadan, ehl-i dünya için gayet elîm ve acı olan müfarakatı tahfif eder; bazen de sevdirir.
Ya Baki Entel baki
#bediüzzamansaidnursi#ustad bediüzzamansaidnursi#bediüzzaman#risaleküllyatı#risale i nur#hayalhanem#çınarağacı#gülzaman#islam#dua#kuran#namaz#iman#resulallah#allah#ihlas#allahbanayeter#lahavlevelaguvveteillabillah#lailaheillallah
5 notes
·
View notes
Text
Endometriozis: Belirtiler, Teşhis ve Tedavi Yöntemleri
Endometriozis: Bilinmesi Gerekenler Toplumda üreme çağındaki birçok kadını etkileyen endometriozis, rahim iç dokusunun rahim dışında bulunması durumunu ifade eder. Bu hastalık, halk arasında “Çikolata kisti” olarak bilinen kistlerin oluşumuna neden olabilmektedir. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Nil Atakul ve Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nden Op. Dr. Aliye Erdoğan, hastalığın belirtilerine dikkat çekerek, erken teşhisin hayati önemine vurgu yaptılar. KRONİK AĞRILARA YOL AÇABİLİR Doç. Dr. Atakul, endometriozisin özellikle ağrılı adet dönemi ve kronik pelvik ağrı gibi rahatsız edici belirtilerle kendini gösterdiğini ifade etti. "Bu hastalık, bazı kadınlarda çocuk sahibi olmayı da zorlaştırabilir. Yumurtalıklarda yer aldığında halk arasında ‘Çikolata kisti’ olarak adlandırılır. Endometriozis, tüplerde yapışıklıklar oluşturarak kısırlığa yol açabilir. İnfertilite şikayetiyle başvuran hastaların yaklaşık yüzde 50'sinde endometriozis tespit ediyoruz" dedi. ADET AĞRILARINI GEÇİŞTİRMEYİN Kadınların belirtilere karşı daha dikkatli olmaları gerektiğini belirten Op. Dr. Aliye Erdoğan, "Hastalık genellikle 30'lu yaşlarda ortaya çıkmakta ve her 10 kadından birinde görülmektedir. Ancak tanı konulması zaman alabilmektedir çünkü belirtiler çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Ağrılı adet dönemi, kronik kasık ağrısı, ağrılı cinsel ilişki veya idrar yaparken zorluk gibi belirtileri olan kadınların mutlaka bir uzmana başvurması şart" diye konuştu. TEDAVİ GECİKİRSE HASTALIK YAYILABİLİR Op. Dr. Erdoğan, hastalığın tedavi süreçleri hakkında detaylı bilgi vererek, "Tedavi, hastanın ağrı şikayetlerine veya çocuk sahibi olma isteğine göre şekillenmektedir. Medikal tedaviler yeterli olmazsa cerrahi müdahaleye başvurulmaktadır. Ancak hastalar, adet ağrılarını normal bir durum olarak değerlendirip doktora gitmezlerse, hastalık ilerleyebilir ve rahim dışındaki diğer organlara yayılabilir" şeklinde uyarıda bulundu. Uzmanlar, kadınların belirtileri ciddiye alarak düzenli jinekolojik kontrollerini asla ihmal etmemeleri gerektiğinin altını çiziyor. Read the full article
#adetağrısı#çikolatakisti#Doç.Dr.NilAtakul#endometriozis#jinekolojikkontroller#kadınsağlığı#kısırlık#kronikpelvikağrı#Op.Dr.AliyeErdoğan#tedaviyöntemleri
0 notes
Text
6 şubat tarihinde yasadigimiz asrın depreminde kaybettiğimiz 60 bin canımızı anmak adına 6 Şubat 2024 Salı günü ikinci depremin saati olan 13:24'te açılışını yapacağımız 'Yıkık Sokaklarda Yeşeren Umutlar" temalı sergimize halkımızı bekliyoruz.
Geliri depremzede çocuklara çocuk bezi, mama ile yaşlı hastalar için hasta bezi, islak mendil ihtiyaclari için kullanılacak sergimiz 10 Şubat cumartesi günü akşamına kadar açık olacak.
13 notes
·
View notes
Text
En çok randevu 'psikoloji' branşından alındı
https://pazaryerigundem.com/haber/197765/en-cok-randevu-psikoloji-bransindan-alindi/
En çok randevu 'psikoloji' branşından alındı
Alınan doktor randevularının yaklaşık yüzde 20’si psikoloji ve psikiyatri şikayeti olanlar oluşturdu.
İSTANBUL (İGFA) – 2024 yılındaki verilere göre en çok randevu alınan branşlar Psikoloji yüzde 20, Kadın Hastalıkları ve Doğum yüzde 12, Çocuk Sağlığı yüzde 8, Psikiyatri yüzde 7 ve Diş hekimliği yüzde 5 olarak sıralandı. 2023 yılında ise sıralama Psikoloji yüzde 24, Psikiyatr yüzde 12, Kadın Hastalıkları yüzde 12, Pediatri yüzde 8 ve Diş Hekimliği yüzde 6 şeklinde sıralanadı.
DocPlanner’ın Türkiye iştiraki olan; hastalar, hasta yakınları ve sağlık araştırması yapan kullanıcılar ile sağlık profesyonellerini bir araya getiren, Türkiye’nin en çok kullanılan özel sağlık randevu alma platformu DoktorTakvimi, 2024 yılına ait verilerini paylaştı.
RANDEVU LİDERİ ÜÇ BÜYÜK İL
Özel sağlık randevusu alma uygulaması olan DoktorTakvimi’nin sisteminde 200 binden fazla hekim ve uzman profili bulunuyor. yüzde 40 ile Marmara, yüzde 21 ile İç Anadolu, yüzde 15 ile Ege ve yüzde 10 ile Akdeniz olurken; nüfusa oranla en fazla randevu alınan şehirler sırasıyla Eskişehir, Kocaeli, Denizli, Konya ve Bursa oldu.
TÜRKİYE’DE SAYFA GÖRÜNTÜLENME SAYISI 65 MİLYON
Verilere göre, tüm DocPlanner ülkelerinin sayfa görüntülenme sayısı ise 582 milyon oldu. Türkiye’de bu rakam 65 milyona ulaştı; toplam sayfa görüntülenmesinin yüzde 11’inin DoktorTakvimi’ne ait olduğu ortaya kondu. En fazla sayfa görüntülenmesi olan ülkeler ise sırasıyla Polonya, Brezilya ve İtalya oldu.
0 notes
Text
Antalya Çocuk Bakıcısı ve Antalya Hasta Bakıcı Hizmetleri
Antalya, ailelerin ihtiyaçlarına yönelik profesyonel bakıcılık hizmetleriyle öne çıkan bir şehir haline gelmiştir. Hem çocuklar hem de hastalar için sağlanan bakım hizmetleri, bireylerin güvenli ve sağlıklı bir ortamda yaşamalarını destekler. Antalya çocuk bakıcısı ve Antalya hasta bakıcı hizmetleri, sevdiklerinize en iyi şekilde bakılmasını sağlar.
Antalya çocuk bakıcısı hizmetleri, çalışan ebeveynler için büyük bir kolaylık sunar. Çocukların gelişim çağında güvenilir ve deneyimli bir bakıcı tarafından desteklenmesi, onların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumlu yönde etkiler. Çocuk bakıcıları; oyun aktiviteleri, eğitim desteği, yemek hazırlığı ve uyku düzeni gibi konulara özen göstererek çocukların ihtiyaçlarını karşılar. Bu hizmet, ebeveynlerin iç huzuruyla işlerine odaklanmalarını sağlar.
Diğer yandan, Antalya hasta bakıcı hizmetleri, hastaların evde konforlu bir şekilde bakım almasına olanak tanır. Hasta bakıcılar, ilaç takibi, kişisel hijyen, fiziksel destek ve rehabilitasyon süreçlerinde önemli bir rol oynar. Ayrıca, psikolojik destek sağlayarak hastaların moralini yüksek tutmaya yardımcı olurlar.
Antalya’da profesyonel bakıcı hizmetlerinden yararlanarak, hem çocuklarınızın hem de hasta yakınlarınızın yaşam kalitesini artırabilirsiniz. Antalya çocuk bakıcısı ve Antalya hasta bakıcı hizmetleri, sevdiklerinize özenle yaklaşarak onların huzurlu bir yaşam sürmesine katkı sağlar. Doğru bakıcı seçimiyle ailenizin her bireyine gereken desteği sunabilirsiniz.
0 notes