psikolojikhastaliklartedavi-blog
Psikolojik Hastalıklar Tedavisi
16 posts
Psikolojik hastalıklar nelerdir ? Psikolojik hastalık isimleri ve tedavi yöntemleri nelerdir ? Psikolojik hastalık çeşitleri burada.
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Psikotik Depresyon Nedir ?
Psikotik Depresyon Nedir ?
Psikotik depresyon gerçekle hayal dünyasının birbirine karıştığı tüm hastalıklara verilen ortak bir isimdir. Psikoz dilimize delilik olarak çevrilir. Genç yaşlarda daha fazla ortaya çıkar. Çoğu kez tam anlamıyla bir iyileşme iyi bir tedaviden sonra görülebilir. Her yüz gençten dördünün hayatlarının bir kısmında psikotik depresyon yaşadığı bildirilmiştir.
Psikotik Depresyon Belirtileri
Cümle sıralarının karıştırılması
Konuşmada anlamsızlık
Diyalog konuşmasında başarısızlık veya zorluk
Düşüncede artma ya da azalma
Yanlış inanışlar: Psikotik depresyon yüzünden bireyin akıllıca düşünce ve kanıtlarla bile değişmeyen sanrılara inanmaları söz konusudur. Mesela normal bir insan olduğu halde dedektiflerin evlerini aradığını ya da sürekli izlendiğini, takip edildiğini sanması ve bunlara inanması.
Halüsinasyonlar: Kişi olmayan kokular veya sesler duyar. Olmayan eşya veya nesneler görebilir. Mesela yediği bir yemeğin tadını beğenmediğinde onu zehirlemeye çalıştıklarını hissederek bu inançla bunu birleştirir.
Davranışlarda değişiklik: Bu dönemde bireyler her zamanki davrandığı davranıştan daha farklı olarak farklı davranışlar görülebilir. Aşırı hiperaktif ya da tamamen içlerine kapanık olurlar. Ortada herhangi bir neden olmadan saçma sapan gülmeler olur. Mesela bir tehdit ya da rahatsız edilme gibi durum olmadığı halde polisi arayıp tehdit edildiğini ya da takip edildiğini bildirirler. Sürekli bir kötülük göreceklerini yanlış hislerle düşünüp geceleri hiç uyumayabilirler.
Bu belirtilerin şiddeti ve içeriği kişiden kişiye farklılık gösterir. Bu belirtileri yaşayan hastaların ailesinde tedirginlik ve şaşkınlık son derecede normaldir. Bu durum kişinin çevresine son derecede anlaşılmaz gelir. Fakat bu anlaşmazlıklar sayesinde kişinin çevresindeki insanlar ön tedbir alarak bir uzmana götürdüğü zaman durum ilerlemeden bir çözüm yolu bulunabilir ve hızlı bir tedavi başlar. Bu belirtiler ilk başlarda hafif ve anlaşılmaz olabilir fakat mutlaka bir uzman doktora görünmesi gerekip tanıyı koymalıdır. Erken dönemdeki bu belirtiler çok korkutucu olmayabilir fakat durum ciddileşir ise mesela örnek olarak;
Kişi daha fazla şüpheci, endişeli, üzüntülü, tahammülsüz, gergin, öfkeli bir hale geliyorsa
Duygu durumunda sürekli bir dalgalanmalar meydana geliyor ise.
Uyku bozuklukları
İştah açılması ya da kapanması
Enerji ve odaklanma kaybı
Unutkanlık
Düşüncelerde hızlanma ya da yavaşlama
Çevresinin ve eşyaların olduğundan daha değişik görünmesi
Kendine ait olduğu vücudun kendine yabancı gelmeye başlıyorsa ve bunu hissediyorsa
Kişinin ailesi ya da çevresi bireyde bu farklılıkları, iş yapmasında azalmaları, içine kapanıklığı, işten ve çevreden kaçtığını, sosyal ilişkilerden kaçtığını görüyorlarsa bu durum bu hastalığın erken belirtileri olarak izlenebilir. Bu olan belirtiler kişinin okul, iş yaşamını strese bağlı kısa süreli değişikliklerde de olabilir. Fakat bu belirtilerin erken zamanda teşhis edip tanı konulması hasta kişi için inanılmaz fayda sağlayacaktır. Bu sebeple bu gibi durumların en erken dönemde uzman bir doktor tarafından görülmesi oldukça iyi olacaktır.
Psikotik Depresyon Nedir ?
0 notes
Text
Şizofreni Başlangıcı Nasıl Olur
Şizofren Başlangıcı
Şizofren başlangıcı, beyinde olan kimyasal maddelerin gönderilmesinde karışıklık olmasıyla ortaya çıkarken; beyin bünyesinde karışıklıklar görülmesi ile meydana gelen rahatsızlıktır. Rahatsızlığın durgun ve etkin dönemleri bulunurken; terapi edilme müddetince terapinin tesirine göre hasta kişide iyileşme belirtileri görülür. Ne denli terapi yapılsa da kesin terapi yapılması mümkün değildir. Hasta kişilerin hayat koşullarını negatif yönde tesir ederken; sosyal etkinlik yaparken sıkıntı yaşamasına sebep olur. Şizofren hastaları etrafındaki insanlara zarar vermez, ansızın agresifleşmek gibi spesiyalite bulunmamaktadır. Topluluk da geniş olarak görülmeyen rahatsızlıklar arasında yer bulsa da dahi ülkemizde 650 binden fazla şizofren hastalığına yakalanmış insanların olduğu bilinmektedir.her yüzelli kişiden birinin şizofren hastalığına yakalanmış olduğu görülür. Çoğunlukla 14-25 yaşları arasında meydana çıkan şizofren rahatsızlığının yakalanma yaşının ne kadar düşerse beyne ve kişilik üzerinde o derecede hasar oluştuğu görülmektedir. Bu nedenle oluşan vaziyetlerde kişinin yaşamını negatif yönde tesir eder.
Şizofren başlangıcının nedenleri
Şizofren başlangıcı, şizofren rahatsızlığının meydana çıkmasında beyinde yer alan sinir hücrelerinin kendileri ile arasında yer alan bağlantının kopması ile meydana gelir. Beyin sinir hücreleri uç noktasından kimyasal maddeler olan dopamin ve serotonin salgılar. Maddelerin dopamin tesiriyle olan iletişim bozukluğu oluşması şizofreninin sebepleri arasında gerçekleşir. Şizofren hastalarında dopamin maddesinin salgılanmadığı belirlenir ve deforme ile birlikte hastalarda düş görme, konuşma sıkıntısı, hareket farklılıkları gibi oluşumlar ortaya çıkar. Bu rahatsızlığın genler ile aktarıldığı da bilinmektedir. Önemli konu olan şizofreni rahatsızlığında birinci mertebeden yakın akrabalarda bu rahatsızlığın oluşması gözlemlenir. Yapılan incelemelerde anne ya da baba şizofreni hastası ise çocuklarında şizofreni hastası olma ihtimali yüksektir.
Şizofren başlangıcının belirtileri
Şizofren başlangıcı, şizofren rahatsızlığının tesirleri arasında zorlu periyotlarda ve iyileşme periyodunda bazı değişiklikler yer alır. Bitkin olmak, sosyal yaşamda isteksizlik ve ilgisiz olmak, tembellik hali, birden sinirlenme, önemsiz konularda rahatsız olma, kırılganlık gösterme gibi belirtiler gözlemlenir. Ayrıca bu tesirlerin yanı sıra toplu çevrelerden uzak kalma isteği, aile fertleri ile iletişimini koparma, duygusal hadiselerde duygu azalması gibi teşkillerde gözlenir. Ayrıca şizofren başlangıcı tesirleri arasında hastada kötü huylara başlama; madde bağımlılığı, sigara ve alkol kullanımına başlama gibi alışkanlıklar gözlenir. Kendini önemsiz görme ve bırakma gibi sorunlarda bulunur. Şizofren hastalarında sürekli uyuma isteği, yatağının içerisinden kalkmama hissi gibi belirtiler şizofren başlangıcının sendromudur. Şizofreni başlangıcı ve tedavisi Şizofreni başlangıcının psikiyatri uzman doktorlarından destek alınması ve ilaç tedavisi çok önemlidir. Terapide kullanılan ilaçlar antipsikotik ilaçlardır. Uzun seneler boyunca bu ilaçlar terapide kullanmak gerekebilir. Üretilen antipsikotik ilaçlar şizofreni terapisinde kullanılırken; yan tesirleri çok tehlikelidir. Kanda beyaz kan hücre sayısı aniden düşmesine neden olur. Hekim denetiminde sistemli olarak kullanılması gerekir. Ne türlü ilacı ve doz ayarını hekimin gözetiminde olması, hastanın tedavi süresi boyunca hekimin verdiği talimatlara uyması gerekir.
Şizofreni Başlangıcı Nasıl Olur
0 notes
Text
Kronik Depresyon Testi
Kronik Depresyon Testi
Kronik depresyon testi en doğru testlerle eksiksiz tam sorulara doğru cevap vermekle en iyi sonuçlar alınır. Lütfen aşağıdakileri doğru cevaplayınız.
Ayrıca;
Kronik depresyon testi majör depresyon testine göre daha hafif etkiler gösteren testlerden oluşmaktadır. Fakat kronik depresyon uzun sürdüğü için kişilerin hayatını ciddi bir şekilde olumsuz etkiler. Tanı koyulabilmesi için bazı kronik depresyon testi yapılmalıdır.
Kronik depresyon testi yapılmasının ana başlangıcı birden daha çok kronik depresyon olmasıdır. Yapılmış olan araştırmalara göre bu rahatsızlık erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülmektedir. Bu kronik depresyon testi aşağıda olacaktır, bir göz atın.
kendimi aşırı üzüntülü ve kötü hissediyorum
kendimi üzüntülü ve sıkıntılı ya da kötü hissetmiyorum
her zaman üzüntülü ve dertliyim
artık dayanamayacak haldeyim çok kötü ve sıkıntılıyım
Gelecek için endişeli ve karamsarım
Gelecek için endişeli ve karamsar değilim
Gelecekten beklentim yok
Gelecek hakkında çok fazla umutsuzum ve hiçbir beklentim yok
Kendimi sürekli başarısız görüyorum
Kendimi başarısız görmüyorum
Geçmişimde bile hep başarısız olduğumu görüyorum
Kendimi hep tamamen başarısız görüyorum
Birçok şeyden eskisi kadar artık zevk almıyorum
Hala her şeyden eskisi gibi zevk alıyorum
Her şey beni sıkıyor
Artık hiçbir şey bana zevk vermemeye başlıyor
Kendimi bazen ara sıra suçlu hissediyorum
Kendimi hiçbir şekilde suçlu hissetmiyorum
Çoğu kez kendimi suçlu hissediyorum
Kendimi her zaman suçlu hissediyorum
Kendimden memnun değilim
Kendimden çok memnunum
Kendime sürekli kızıyorum
Kendimden sürekli nefret ediyorum
Başkalarından daha kötü değilim
Başkalarından daha zayıfım ve daha kötüyüm ve kendimi sürekli eleştiriyorum
Hatalarımdan dolayı kendimi hep yetersiz buluyorum
Her kötü şeyde kendimi suçlu buluyorum
İntihar ya da kendimi öldürmek gibi planlarım yok
Sürekli intihar ve ölüm düşüncelerim var
Bazen kendimi öldürmeyi düşünüyorum
Herhangi bir fırsat bulsam kendimi öldürürdüm.
Her zamandan daha fazla ağlamak istiyorum
Bazen içimden ağlamak geliyor
Ağlamak ya da ağlamamak içimden gelmiyor
Eskiden bazen de olsa ağlardım şimdi istesem de ağlayamıyorum
Şimdi her zamandan daha da sinirli değilim
Eskisine baka daha sinirli ve daha kızgınım
Bu sıralar genel genel sinirliyim
Eskiden beni sinirlendiren olaylar şimdi hiç sinirlendirmiyor
Bu gibi sorulara verdiğiniz cevaplar sizin hangi seviyede depresyonda olduğunuzu ölçecektir. Bu nedenle sorulara olabildiğince doğru yanıtlar vermeniz sizin depresyon boyutunuzu ölçmekte oldukça önemlidir. Depresyon testlerindeki sonuçlar olumsuz çıktığında iyi bir tedavi için mutlaka alanında uzman bir doktora görünmeniz gerekecektir. Uzman bir doktora göründükten sonra size göre yazılan ilaçları eksiksiz kullanmanız gerekecektir. Bazı yan etkileri olan bu ilaçların en fazla etkisi birkaç gün sonra ortadan kalkarak on beş ile yirmi gün arasında ilaçların tesiri görülecektir. Dha sonra tedaviye tam anlamıyla başlamış olacaksınız. Bu nedenle uzman bir doktora gidip doğru ilaçlarla tedaviye başlamak oldukça önemli bir durumdur.
Kronik Depresyon Testi
0 notes
Text
Majör Depresyon Nedir ?
Majör Depresyon
Devamlı çaresizlik ve umutsuzluk hissi majör depresyon adına bir işaret olabilir. Majör depresyonda olan bir kişi yemek yemede, çalışmakta ve uyumakta zorluk çeker. Bir zamanlar arkadaşlarıyla yaptığı etkinliklerden zevk alırken artık bu etkinlik ve aktivitelerden zevk almamaya başlar. Bazı insanlar hayatlarında bunu bir kez yaşarken bazı insanlar birkaç kez yaşayabilmektedir.
Ebeveynlerinden herhangi biri bir zamanlar majör depresyon yaşamış ve çocukta buna şahitlik etmiş ise o kişinin majör depresyon riski yüksektir. Ebeveylerden herhangi biri majör depresyona girmesede kişinin yine majör depresyona girme olasılığı vardır ancak ebeveynler diğer bahsettiğimiz durumdan daha düşüktür.
Majör Depresyon Neden Olur?
Majör depresyon hastalığını karakterine işleyen kişide sıklıkla uyku, dikkat dağınıklığı ve iştah problemi ortaya çıkar. Bu kişi neredeyse hiçbir şeyden keyif almaz. Pek çok insan hayatlarının herhangi bir döneminde çaresiz ve üzgün hissedebilir. Fakat majör depresyonda bu hisler biraz farklı cereyan eder. Şöyle ki kişi neredeyse günün her anında çaresiz ve üzgün hisseder. Özellikle sabahları uyandığında hayatı sorgulama moduna geçer. Kişi günün her anında bu şekildedir. İşte bu durum majör depresyon rahatsızlığının kanıtı olabilir.
Majör depresyonun gerçekleşmesi için illa ki birşeylerin yaşanmış olması gerekmemektedir. Majör depresyon, yavaş yavaş ya da birden bire ortaya çıkabilir. Hayatın gidişatını kontrol edememe ya da güçsüz hissetme gibi durumlar neticesinde tepki olarak da ortaya çıkabilir.
Majör Depresyon Belirtileri
Hemen hemen her gün bitkin hissetme
Dikkat dağınıklığı ve kararsızlık
Yine hemen hemen her
gün kendini suçlu hissetme veya değersiz hissetme
Hiçbir aktiviteden keyif alamama ya da hayata karşı isteksizlik
Hipersomniya(aşırı uyuma) veya İnsomniya(uyuyamama)
Sürekli olarak intiharı ve ölümü düşünme
Yavaş düşünme, ağır hareket etme ya da dinlenememe
Büyük oranda kilo kaybı ya da kilo alımı
Majör Depresyon Tetikleyicileri
Sevilen birinden ayrılma
Sevilen birinin ölümü üzerine tutulan yas
Cinsel, duygusal ya da fiziksel taciz
Yaşamsal faaliyetlerde büyük değişimler(Mezun olma, taşınma, iş değiştirme)
Muhtaç hissetme, sosyal izolasyon
Majör Depresyon Tedavisi
Doktora başvurduğunuz sırada doktor öncelikle tıbbi bir değerlendirmede bulunacaktır. Sonrasında sizin ve ailenizin psikiyatrik geçmişini soracaktır. Sizi depresyon ile alakalı bir tür tarama testine de tabi tutabilir. Doktorunuz depresyondan şüphelenir ise sizi psikiyatriye yönlendirir.
Majör depresyon, laboratuvar, kan testi ya da X-ray ile teşhis edilemez. Depresyon semptomlarını benzeyen bazı medikal unsurların olup, olmadığını öğrenmek adına sizi bazı kan testlerinden geçirebilir. Örnek olarak; bazı ilaçlar veya felçlik durumu kişiyi majör depresyonda olarak gösterebilir. Bununla birlikte hipotroid de depresyonla aynı belirtilere sahiptir. Bu nedenle bir takım kan testlerinden geçmeniz oldukça büyük bir önem taşır
Majör Depresyon Nedir ?
0 notes
Text
Majör Depresyon Testi
Majör Depresyon Testi
Majör Depresyon testi en doğru testlerle eksiksiz tam sorulara doğru cevap vermekle en iyi sonuçlar alınır. Lütfen aşağıdakileri doğru cevaplayınız.
Kendimi aşırı üzüntülü ve kötü hissediyorum
Kendimi üzüntülü ve sıkıntılı ya da kötü hissetmiyorum
Her zaman üzüntülü ve dertliyim
Artık dayanamayacak haldeyim çok kötü ve sıkıntılıyım
Gelecek için endişeli ve karamsarım
Gelecek için endişeli ve karamsar değilim
Gelecekten beklentim yok
Gelecek hakkında çok fazla umutsuzum ve hiçbir beklentim yok
Kendimi sürekli başarısız görüyorum
Kendimi başarısız görmüyorum
Geçmişimde bile hep başarısız olduğumu görüyorum
Kendimi hep tamamen başarısız görüyorum
Birçok şeyden eskisi kadar artık zevk almıyorum
Hala her şeyden eskisi gibi zevk alıyorum
Her şey beni sıkıyor
Artık hiçbir şey bana zevk vermemeye başlıyor
Kendimi bazen ara sıra suçlu hissediyorum
Kendimi hiçbir şekilde suçlu hissetmiyorum
Çoğu kez kendimi suçlu hissediyorum
Kendimi her zaman suçlu hissediyorum
Kendimden memnun değilim
Kendimden çok memnunum
Kendime sürekli kızıyorum
Kendimden sürekli nefret ediyorum
Başkalarından daha kötü değilim
Başkalarından daha zayıfım ve daha kötüyüm ve kendimi sürekli eleştiriyorum
Hatalarımdan dolayı kendimi hep yetersiz buluyorum
Her kötü şeyde kendimi suçlu buluyorum
İntihar ya da kendimi öldürmek gibi planlarım yok
Sürekli intihar ve ölüm düşüncelerim var
Bazen kendimi öldürmeyi düşünüyorum
Herhangi bir fırsat bulsam kendimi öldürürdüm.
Her zamandan daha fazla ağlamak istiyorum
Bazen içimden ağlamak geliyor
Ağlamak ya da ağlamamak içimden gelmiyor
Eskiden bazen de olsa ağlardım şimdi istesem de ağlayamıyorum
Şimdi her zamandan daha da sinirli değilim
Eskisine baka daha sinirli ve daha kızgınım
Bu sıralar genel genel sinirliyim
Eskiden beni sinirlendiren olaylar şimdi hiç sinirlendirmiyor
Başkalarıyla görüşmek, konuşmak istemiyorum
İnsanlarla artık daha az görüşüp konuşma isteğim var
Çoğu zaman görüşme, konuşma isteğim kaçıyor
Her zaman insanlarla konuşma isteğimi ve görüşme isteğimi kaybettim
Eskisi gibi yine doğru ve çabuk karar veriyorum
Eskisi gibi çabuk karar verememeye başladım
Zaman zaman karar vermekte güçlük çekiyorum
Her zaman karar vermede güçlük çekiyorum hatta artık hiç karar veremiyorum
Kendime baktığım zaman herhangi bir değişiklik görmüyorum
Daha yaşlı ve çirkinmişim gibi hissediyorum
Görünümün değiştiğini ve çok çirkin olduğumu görüyorum
Kendimi hep daha çok çirkin buluyorum
Eskisi gibi çalışmalarımda sıkıntı yok
Bir şeyler için daha çok çaba göstermem gerekir
Bir şeyleri yapabilmek için kendimi daha da zorlamam gerekiyor
Hiçbir şey yapmak istemiyorum ve yapamıyorum
Uyku düzenim her zamanki gibi iyi
Bazen uyumakta güçlük çekiyorum
Uyumak konusunda sürekli güçlük çekmeye başladım
Artık neredeyse hiç uyuyamıyorum sürekli bölünüyor uykularım
İştahım eskisi gibi
Eskisi gibi iştahım yok
İştahım git gide azalmaya başladı
Hiç iştahım gelmiyor artık
Kilom aynı
Çok az da olsa kilo verdim
4 kilodan fazla kilo verdim
Git gide daha da kilo kaybı yaşıyorum
Yukarıdaki majör depresyon testi herhangi bir tanı için yapılamaz fakat bilgilendirmek için yapılan bu majör depresyon testi sizlerin bilgilenmesinde fayda sağlayacaktır. 
  Majör Depresyon Testi
0 notes
Text
Bipolar Bozukluk Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
Bipolar Depresyon Nedir? 
Bipolar depresyon olgusunun tanısının konabilmesi için öncelikle unipolar depresyon ile ayrımının yapılması gerekmektedir. Aslında bu iki hastalığın ayrımını yapan çok keskin sınırlar yoktur. Fakat yine de bipolar depresyon ile unipolar depresyon arasındaki bazı farklılıklar hastalıkların seyri açısından tedavi etmekle yükümlü olan kimseler için oldukça yardımcı olabilmektedir. Vücudumuzun gerçekleştirdiği bazı temel hareketlerin yavaşlaması bazı sinirlerin kaybolup artık hissetme eyleminde eksiklik bipolar depresyon tanısına yaklaştıran işaretlerdir.İnsanın bazı düşünsel kaygılarında dalgalanmalar olması bipolar tanısından bizi uzaklaştırsa da aşırı uykulu dönemlerin varığı , insanların başını dahi yataktan kaldırmak istememe gibi durumların da varlığı bipolar depresyon tansını güçlendirmektedir.
Bipolar Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Bipolar depresyonun toplumda görülme sıklığı çok olmamakla beraber toplumların yaklaşık yüzde birlik diliminde görülmektedir.Hatta bununla beraber bu hastalığın kadınlarda veya erkeklerde daha fazla görülme gibi bir durum söz konusu değildir.Aynı zamanda bipolar depresyon kendini çok daha erken yaşlarda yaşamın ikinci dekadından itibaren kendini belli etmeye başlar.Yani yirmili yaşların başlangıcı gibi bir dönemde gösterir kendini.Bu depresyon bellirtisinin kendini belli etmesini sağlayan bir diğer özelliği ise ailede bipolar bozukluk geçiren bireylerin olmasıdır. Bu hastalığın seyrinde genetik geçişinde var olduğu ciddi kanıtlarla gösterilmiştir. Bipolar bozukluk için kesin bir anlamı olmasa dahi bu hastalığın tanısını alan insanlarda görülen başka bir durum da mevsimselliktir. Yapılan araştırmalar ve gözlemler bu hastalığın özellikle kış ve sonbahar mevsimlerinde görülme sıklığının arttığını göstermektedir. Dediğimiz gibi bu durum direkt olarak bu hastalığa bizi yönlendirmese de hastalık için tanı koymaya çalışan hekimler için bipolar depresyon tanısını düşünüp ona göre hastaya yaklaşmasını sağlayan durumlardan biridir.
Bipolar Depresyon Nasıl Tedavi Edilir ?
Aslında bugüne kadar bipolar depresyon tedavisinde antidepresanların etkinliğinin çok önemli olmadığı düşünülüyordu. Bunun sebebi ise bu hastalığı daha da farklı noktalara getirecek manik kayma riski olduğu düşünülüyordu. Ancak son zamanlarda bunun için bazı çalışmalar yapılmış ve  tranilsipromin gibi klasik MAO inhibitörü olan ilaçlar kullanılıp sonucu test edilmiş ancak istenilen geri dönüş sağlanamamıştır. Bu sebepten ötürü bu hastalık tedavi edilirken unipolar bozukluk tedavisine benzer şeyler denenip sonuç alınmaya çalışılmaktadır.
Bu hastalığın tedavisinin sağlanması için öncelikle Valproat, karbamazepin, oxcarbazepin ve lityum gibi duygudurum dengeleyici ilaçlar bu hastalıkta oluşabilecek manik kaymayı engellemesinin yanı sıra bu depresyon döngülerinin uzamasını da engellediği düşünülmektedir. Bu sebepten ötürü bu ilaçlar bu hastalığın tedavisine başlanırken kullanılması gereken olmazsa olmaz ilaçlardır. Bipolar depresyonda iyileşme olabildiği gibi bununla birlikte çok sayıda vakada gözlenen durumlar hipomanik veyahut manik kayma riskidir.Bu iki olayın görülmesindeki sebep antidepresan ilaçların mı olduğu yoksa hastanın yatkınlığından ötürü yan etki olarak mı görüldüğü henüz belirlenmemiştir. Her ikisinin de olabileceğine dair iddialar mevcuttur fakat ağırlıklı olarak trisiklik antidepresanların bunlara sebebiyet vereceği görüşü ağır gelmektedir. Bu hastalık hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz eğer Goodwin ve Jamison’un kitabından ulaşabilirsiniz.
Bipolar Bozukluk Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
0 notes
Text
Melankolik Depresyon Nedir ?
Melankolik Depresyon
Melankolik depresyon genellikle sabahları uyanır uyanmaz çöküntülü bir ruh hali ile dolaşmaktır. Genellikle sabahları ortaya çıkar. En ağır depresyon türlerinden olan melankolik depresyon sık sık intihar eğilimleri ile göze çarpar. Genellikle genetik bir rahatsızlıktan oluşan melankolik depresyon beyindeki bazı kimyasal hormonlarının çalışmaması ardından bozulur. Birden çok depresyon çeşidi vardır. Fakat bu depresyonun özelliği genetik birtakım olaylarla karşımıza çıkmasıdır. Bu depresyonun en önemli özellikleri hiçbir şeyden keyif almama ve benzeri gibi durumlar görülür.
Melankolik depresyon belirtileri
Bu rahatsızlığın herhangi bir sıkıntıdan çıkmadığı için iyi bir analiz edilip incelenmesi gerekmektedir.
Dikkat ve odaklanma sorunu
Nedensiz ağlamalar ( en çok görülen belirtidir ) Birey herhangi bir neden olmadan oturduğu yerde saatlerce susmadan ağlayabilir.
Yalnız olmadığı halde yalnız gibi hissetme
Çaresiz bir ruh hali
İştahın kapanması
Kısa bir sürede aşırı kilo verilmesi
Hem erkeklerde hem de kadınlarda yüksek derecede cinsel isteksizlik
Dış dünyadan kopma
Sosyal ve iş hayatların sone ermesi
Melankolik Depresyon Tedavisi
Diğer depresyon türlerine göre en kolay tedavi edilen depresyon türüdür fakat hastanın bunu kabullenmesi gerekir. Genelde kişiler depresyonda olduklarını kabul etmez ve tedavi süresi geç başlar ya da tedaviyi reddederler. Tedavide öncelikle hastalığın ne kadar ilerlediği kontrol edilir. Daha sonra ise psikoterapi ile hastalık ortadan kaldırılabilir fakat depresyon ilerlemiş ise ilaç tedavisi şarttır. Kesinlikle kullanılması gerekir. Daha sonra da psikoterapi ile hafif belirtiler ortadan kalkar.
Birey zaten depresyonda olduğu için mutlaka stresten uzak olmalıdır. Çünkü stres depresyonun daha şiddetli olmasına ve başka psikolojik sıkıntıların ortaya çıkmasına yol açabilir. Her hastalıkta stres tedavi süresini her zaman uzatır. Bu yüzden melankolik depresyon tedavisi gören kişi mutlaka stresten uzak durmalıdır. Stres her şeyin başıdır. Tüm psikolojik ve diğer hastalıkların ortaya çıkmasında en büyük rol strestir. Bu nedenle olabildiğince bireylerin stresli bir yaşamdan uzak durmaları gerekmektedir. Eğer stresli bir yaşam hayatınız var ise bu hastalıkları yaşamamak için yaşam tarzını değiştirmeniz gerekecektir. Aksi takdirde bu depresyon türünden başka psikolojik veya diğer hastalıklar gibi büyük rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. melankolik depresyonun tedavisi oldukça kolaydır. İlk aşamada stresli bir hayattan uzak durmak tedavinin ilk başı olmalıdır. Kişi ne kadar stresten uzak olursa bu psikolojik rahatsızlıktan o kadar erken kurtulur. Ayrıca kişinin tedaviyi kabul etmesi olumlu sonuçlar açar. Bu nedenle erken tedavi her zaman hayat kurtarmaktadır. Bu bilimsel olarak ya da bilimsel olmayarak kanıtlanmış ve olağan bir durumdur. Yoğun intihar düşüncelerinin engellemesinde bile yardımcı olan bu tedavileri eksiksiz yerine getirmek gerekmektedir. Bazı durumlarda eğer bu tedaviler yetersiz olursa hasta hastaneye yatırılarak elektroşok tedavisi görebilir. Bu sebeplerden ötürü erken teşhis ve tedavi her zaman için en önemlisidir.
Melankolik Depresyon Nedir ?
0 notes
Text
Majör Depresyon Geçer mi ?
Majör depresyon beyne etki eden ciddi bir hastalıktır. Beynin bazı bölümlerinde ortaya çıkan kimyasal dengesizliktir. Bu rahatsızlığın ortaya çıkmasında büyük rol oynamaktadır.
Majör Depresyon Geçer mi?
Majör depresyon duygu ve düşünceleri ve bazı bedensel fonksiyonları ciddi bir şekilde etkiler. Kişi sağlıklı düşünme ve sağlıklı yaşama, davranma yetisini kaybeder. Her şeyini etkiler misal uykusunu, yemesini , içmesini, aile içi davranışlar, sosyal hayatı yani kısaca yaşam kalitesi ciddi bir şekilde düşüş sağlar. Majör depresyon geçer mi? sorusuna gelir isek şayet kesinlikle bir uzman psikiyatrist doktoruna görünmek gerekir. Doktorunuz uygulayacağı ilaç ve bilişsel davranış tedavisi ile geçmesi mümkündür.
Majör Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Karamsarlık ve kederli olmak
Hayattan zevk alamama ve duygu durum değişikliği
Her konuya olan ilgi kaybı ya da odaklanamama
Uykusuzluk hali
İştahın kapanması
Ölüm düşünceleri
İntihar eğilimleri
Kaygı ve korkuların yüksek derecede olması
Motivasyon kayıpları
Her şeyin anlamsız gelmesi
Özellikle sabahları depresif olma durumu
Boşluk hissi
Pişmanlık ve suçluluk duyguları
Başarısız hissetme
Geçmişteki hataların sürekli akla gelmesi
Yetersiz ve değersiz hissetme
Güvenememe
Alıngan olma ve yalnız hissetme
Unutkanlık ve dikkat dağınıklığı
Kişinin herhangi bir işte çabucak yorulması
Enerji düşüklüğü
Aşırı yeme ya da hiç yememe
Majör Depresyon Geçer mi, Sosyal Hayata Etkileri Nelerdir?
Depresyon psikiyatri hastalarında görünen en fazla rahatsızlıktır. Her insan hayatında bir kez de olsa depresyona girmiş olabilir. Kimi insan fazla kimi insan az zamanda kurtulsa da majör depresyon geçer mi? sorusuna yanıt olarak evet geçebilir fakat uzman doktorun vereceği ilaç ve tedavilerle bu mümkündür. Dünya Sağlık Örgütüne göre dünyada üç yüz elli milyon kişi depresyon geçirmektedir. Genellikle genç yaşlı insanlarda görülme olasılığı daha fazladır. Yaş ilerledikçe de görülebilir. Erkeklere oranla kadınlarda daha çok görülür. Erkeklerde görülmesinde aşırı uyuşturucu kullanımı görülmektedir. Tüm her şeyi doktorla konuşmak oldukça önemlidir. Genellikle bu hastalığın yanında anksiyete bozukluğu, OKB (Obsesif Kompulsuf Bozukluk) ve benzeri gibi hastalıklar eşlik edebilir. Şizofreni ve yeme bozuklukları gibi hastalıklarda eşlik edebilir. Ayrıyeten diyabet, kalp hastalığı, inme, kanser ve parkinson hastalıkları gibi hastalıklarda majör depresyona eşlik edebilir. Depresyon tedavi edilirse bu hastalıklarda tedavi edilmiş olur. Ayrıca hiç tedavi edilmemiş depresyon aylarca hatta yıllarca bile sürebilir. Bu nedenle en kısa zamanda belirtileri gösterir göstermez tedavi sürecine başlanmalıdır. Bazı yaşanan travmatik olaylar ve problemler bu hastalığı tetikler.  Çoğu ailelerde bu hastalık olanların kişi sayısı birden çoktur fakat ailesinde hiç bu tür hastalık yaşamayan insanlarda da bu hastalık görülebilir. Tek bir gen yoktur depresyona sebep olduğu bilinen… Araştırmacılar bu durumu hala araştırmaktadır.
Yalnızlık
Ailedeki depresyon geçirmiş diğer fertlerin öyküsü
Sosyal desteklerin olmaması
Tramvalar
Kronik ağrılar
İlişki aşk hayatındaki sorunlar
Uyuşturucu ya da alkol bağımlılığı
gibi belirtiler Majör depresyonun psikolojik yönden etkileridir. Tedavi edilmediği sürece ölüm düşünceleri ve intihar eğilimleri geçmez. Aylar hatta yıllarca sürer. İlaç ve terapi ile bu hastalığı yenmek olağandır. Bu yüzden kesinlikle en yakın zamanda bu alanda uzman olan bir doktora gitmeniz sizin için çok daha sağlıklı bir yaşama kavuşmak demek olacaktır.
Majör Depresyon Geçer mi ?
0 notes
Text
Çocuklarda Şizofreni Nasıl Görülür ? Belirtileri Nedir ?
Tumblr media
Çocuklarda şizofreni, çocuğun realite ile bağını bozan çok önemli bir beyin bozukluğudur.  Şizofreni hastalığında hissi, davranım ve düşünce  gibi pek çok farklı belirtiler  meydana çıkabilir. Bu kısımlarla ile ilgili bozukluklar bazen sanrılara, bazen varsanrılara bazen de normal olmayan davranış ve düşüncelere sebep olabilir. Çok fazla farklı belirtiler çıkmasına rağmen bu belirtilerin ortak özelliği çocuğun günlük sosyal yaşantısında belirgin bozukluklara sebep olmasıdır.
Çocuklarda şizofreni yetişkin şizofrenisi ile aynı hususiyetler göstermesine karşın çocuğun davranış ve gelişimi üstünde negatif tesiri çok daha belirgindir. Çocukluk evresinde şizofreni teşhisi konulan bir çocuk şizofreni teşhisinin yanında sağladığı engel ile erken yaşlarda karşılaşacaktır. Terapi sürecinin yanında getirdiği problemler, toplumsal gelişim ve duygusal ile ilgili problemler, eğitimsel yardım gereksinimi gibi pek fazla değişik problem ile çocuğun mücadele etmesi gerekecektir. Çocukluk evresi şizofrenisi hayat boyu terapi gerektirir. Çocukluk şizofrenisi ne kadar çabuk teşhis konulursa erken teşhis ile hayat boyu tesiri en aza indirgenebilir.
Erken belirtiler ve işaretler nelerdir?
Çocuklarda şizofreni gelişimsel devrelerinde farklı belirtiler ile karşılaşılabilir. Yapılan araştırmalarda çocukluk evresi şizofrenisi teşhisi almış pek fazla çocukta, erken gelişimsel evrelerde yürümeye çalışmasında gecikme , konuşma da gecikme, normal olmayan davranışların (kanat çırpma, yuvarlanmak gibi hareketler) çok fazla görüldüğü ifade edilmiştir.
Ergenlik çağında şizofreni belirtileri nelerdir?
Ergenlik çağında şizofreni belirtileri yetişkin bireyler ile aynı özellikler göstermesine karşın tarif etmesi daha zor olabilir. Pek fazla farklı belirti ergenlik çağı problemleri ile karışabilecek olmasına rağmen fazlalıkla şizofreni ile ilgili belirtiler çok fazla şiddetlidir. Ergenlik evresinde görülebilecek bazı belirtiler şunlardır:
Uyku problemleri
Tuhaf garip hareketler
Aile ve arkadaş çevresinden uzaklaşma, içe kapanıklık
Okul başarısında azalma
Yetişkin bireylere göre görsel sanrılar ve var sanrılar daha az belirgindir
Çocuklarda şizofreni testi ve teşhisi
Çocuklarda şizofreni klinik bir teşhistir ve bu teşhise özgün rastgele bir laboratuvar testi yoktur. Doktorunuz bu teşhisi koyabilmek için DSM-V teşhissel el kitapçığındaki teşhis ölçütleri kullanacaktır. Bunun yanı sıra başka sağlık sorunlarını eleyebilmek için fizik kontrolü teşhissel süreç içerisinde gerçekleşir.
Çocuklarda şizofreni tedavisi ve ilaçları
Çocuklarda şizofreni hayat boyu terapiyi de yanında getirmektedir. Kimi şizofreni ile ilgili belirtiler gerileyebilecek olmasına rağmen ilaç terapilerinin erken sonlandırılması başka zamanlardaki dönemlerde belirtilerin daha şiddetli bir biçimde meydana çıkmasına sebep olabilir. Tedavi takımında uzman terapist, uzman psikolog gibi pek fazla farklı şahıslar olabilecek olmasına karşın kesinlikle  bu ekip uzman ergen psikiyatristi tarafından kontrol edilmelidir. Bu zaman içerisinde hasta kişinin gerçeği analiz etme becerisi yiteceğinden dolayı aile fertlerinin terapi uyumu mevzusunda eğitilmesi, ne belirtilerin uyarıcı olabileceğinin eğitilmesi gerekmektedir. Aile ilaç tedavisi yapılırken doktorun verdiği talimatlara göre ilaçların doz ayarlarını yapması gerekir.
Çocuklarda Şizofreni Nasıl Görülür ? Belirtileri Nedir ?
0 notes
Text
Bipolar Hastaları Evlenebilir mi?
Bipolar bozukluk adıyla bilinen diğer adı manik depresif olan toplum içinde oldukça yaygın bir psikolojik bozukluktur. Davranışlarını kontrol edemeyen dengesiz davranışlar ortaya çıkarak hastalar bir anda neşeli bir anda mutsuz olup bir anda gülüp birden ağlayabilirler. Dengesiz davranışlar ortaya çıkarak aile ve aile yakınlarınca acı vericidir.
Günlerce depresyondan çıkamayan hastalar anında hareketli döneme girebiliyor. Eski adıyla ”manik depresif”, psikiyatrik bir bozukluktur. Diğer ucu depresyon bir diğer ucu hiponomi ya da mani olan yani iki uçlu bozukluk olan bir rahatsızlıktır.  Bu psikolojik bozukluğun bildiğimiz depresyona nazaran daha uzunu ve daha ağırıdır.
Belirtileri:
Mutsuzluk, Yaşamdan zevk alamamak, Halsizlik, Uyuklama veya uykusuzluk, Aşırı duygusallık, Çabuk ağlama, Aşırı yeme veya iştahsızlık Kimseyle görüşmeme Yalnızlaşma Cinsellikten soğuma, Sorumluluğunu yerine getirememe, İntiharı düşünür hale gelme gibi belirtiler görülür.
Kötü alışkanlıklar gibi riskli davranışlar bu dönemlerde artabilir. Kişi yaşayan bir ölü gibi dolaşır. Bipolar hastaları sürekli gülüp eğlenirler. Bazen içi içine sığmaz ve inanılmaz enerjik,heyecanlı ve coşkulu olur. Bu tarz insanlarımızda taklit yeteneği gelişmiş olup insanları güldürür, karşı tarafı çabuk etkiler.
Mani döneminde ise kişinin duygu ve hareketlerinde abartılar olur. Gerçekte olan hali ile uyumsuz yani neşeli, sevinçli bir iyi hali vardır. Depresif döneme göre mani döneminde hayattan inanılmaz fazla zevk alırlar. Sürekli konuşur ve gülerler hatta çoğu zaman kahkaha atarlar. Eğlenirler, özgüvenleri yüksek olur, şarkı söylerler, dans ederler fakat bunları yapan kişileri engellerseniz size karşı taşkınlık gösterip kızar, bağırır hatta kimseyi umursamazlar. Küfürbaz bir kişiliğe dönüşebilirler. Kendisini çok önemli, büyük görürler. Kendilerine göre projeleri ve planları vardır fakat insanlar onu çekemiyordur. Kendilerini çok değerli görürler. Böylelikle bipolar hastaları evlenebilir mi? sorusu aklımızı karıştırır.
Düşünceleri aşırı hızlanır. Düşünceleri ile konuşma dili bile hızlanır. Zihinsel olarak daha açılırlar. Çoğu kez edebi şekilde konuşurlar. Dikkatleri çok çabuk dağılabilir. Her şeyle aynı anda ilgilenip anlamaya hatta görmeye çalışırlar. Çoğu zaman herhangi bir konuya tam anlamıyla yoğunlaşamaz ve bazı zamanlarda hayali düşüncelere kapılıp kendilerini mehdi, peygamberim derler ve ben dünyayı kurtarmaya geldim diyerek saplantıları ortaya çıkar. Hatta halisülasyonlar görüp paranoyak bir şekilde her şeyden şüphelenirler.  Kendilerini takip eden var gibi zannedip komplo teorileri kurarlar. Bu hastaları bazen şizofreni ile karıştırabilirler fakat mani dönemi düzelince bu belirtileri de geçer.
Genellikle çok hızlı ve sürekli konuşurlar. Konuştukları konular genellikle kopuktur ve konuşurken sürekli ayakta dururlar, yerlerinde duramazlar çoğu kez seyahat ederler hatta tanımadıkları insanlarla bile samimi olabilirler. Aşırı derecede alışveriş yaptıkları gözlemlenir.    
Aşırı derecede içki, uyuşturucu ve kumara düşkünlükleri artar. Kullandıkları arabayı daha hızlı ve daha tehlikeli kullanıp bu hastalığı kabullenmezler. Uyku düzenleri bozulur daha az uykuya ihtiyaç duyarlar. Cinsel arzuları her zamankinden daha çok artar.
Sonuç olarak ortada büyük bir rahatsızlık yaratan bir hastalık vardır fakat sadece bipolar hastaları ile değil diğer psikolojik hastaları ile de evlenilmeyecek diye bir durum yoktur. Bipoları en çok etkileyen şey strestir. Stres çok fazla olumsuz yönde etkilere neden olur.  Bipolar hastaları evlenebilir mi? sorusuna yanıt olarak da bu evlilik hasta için yeni bir stres söz konusu olası durumunda bu evliliği değerlendirmek gerekebilir. Doğru evlilik hayatın olması gerekebilen bir gerçeği olabilir fakat kişi artık bambaşka bir hayata başlar ve bu hayatın getirdiği bazı görevler ve sorumluluklar vardır. Bu yüzden düzen değişir. Ayrıca hastalık genetik olduğu için doğacak çocuğa geçme ihtimali yüksektir. Bundan dolayı çok dikkatli olmak gerekir.
Bipolar Hastaları Evlenebilir mi?
0 notes
Text
Reaktif Depresyon Sebepleri Nedir ? Nasıl Tedavi Edilir ?
Reaktif depresyon, klinik depresyonun bir alt dalında yer alır. Duygudurum bozukluğu olarak bilinen bu hastalık genellikle kısa süreli bir rahatsızlıktır. Kişilerin duygusal durumundaki ruhsal çöküntü olarak tanımlanır. Reaktif depresyon yaşanan bir stres sonucu ortaya da hafif derecede belirtileriyle gösterir. Genel olarak yaşanan stresli olaylar karşısında bir kaç ay devam eden bu rahatsızlık kısa süreli olur ve kişiler başa çıkabilir. Fakat normalden daha ağır ve uzun geçen reaktif depresyon belirtilerini yaşayan kişilerin kesinlikle alanında uzman doktorlardan yardım alması gerekmektedir.
Reaktif Depresyon Sebepleri
Reaktif depresyonun en sık belirtilerinden biri olan strestir. Örneğin ölüm haberi, işini kaybetme, boşanma, başka bir yere taşınma ya da hastalık gibi durumlar en önde gelmektedir. Bu hastalık başta önemsiz ve küçük görülür fakat tedavi edilmediği sürece ilerleyebilir. Giderek okul, iş ve sosyal yaşamı olumsuz yönden etkiler.
Bu hastalığın başlıca sebepleri, rahatsızlık hisleri, umutsuzluk, mutsuzluk ve değersizlik gibi septomlardır. Bunların yanında uyku problemleri ve sürekli yorgunluk hissi baş gösterir. Bu hastalığa sahip olan kişilerde ayrıca yeme bozukluğuna bağlı ani kilo kaybı görülmektedir. Odaklanma ve karar verme sorunu çok sık yaşanır bunların yanında şiddetli baş ağrıları ve mide ile ilgili sorunlarda ortaya çıkar. İlerleyen günlerde ise kişilerde, alkol, uyuşturucu kullanımları ve intihar eğilimleri gibi davranışlar görülmektedir.
Bu hastalıktan yardım almak için en az 6 ay belirtilerin devam ediliyor olmasına karşı bir uzman doktora gidilmelidir ve kişinin günlük hayatında olumsuz yönlerin belirgin şekilde artış göstermesi lazım. Bazı yapılan araştırmalara göre bu rahatsızlıkta ilaç tedavisinden önce bilişsel davranışçı tedavisi önemli rol oynamaktadır. Ayrıca ailenin de bu hastalıkta çok önemli bir yeri vardır.
Reaktif Depresyon Tedavisi
Bu depresyonda tedavi ilk olarak uzman doktorun vereceği ve önereceği ilaçları kullanmak olacaktır ve bazı terapiler sayesinde de düzelme olabilir. Antidepresan ilaçları bu tedavi için oldukça uygundur ve kısa zamanda etki göstermektedir. Grup terapileri olan tedavilerde bu hastalık için oldukça etkilidir. Çoğu hastalarda tam bir düzelme görülürken bazı hastaların yüzde ellisinde ise sonradan daha farklı bazı psikolojik rahatsızlıklar oluşabilir. Yüzde beşinde ise bu depresyonda iyileşme olabilir. Böyle psikolojik rahatsızlıklarda erken tedavi çok olumlu iyileşmeler olur fakat geç tedavi ve tanılarda hastalık daha da kötü durumlara gidebilir.
Bazı olaylar yüzünden sürekli stres durumunda olmak bu hastalığı büyük ölçüde etkiler. Sürekli mükemmel olmak isteyenlerin bu hastalığa yakalanma riski çok daha yüksektir. Çevresel olaylar yüzünden bile bu hastalığa yakalanan insanlar var. Başarısızlıklar ya da özgüven düşüklüğü ile kendini baş gösterir. Bu hastalık toplumda görülen en yaygın hastalıklardan biridir ve bazı antidepresan ilaçlar sayesinde bu hastalıkta çok olumlu yönde rahatlamalar meydana gelir.
Reaktif Depresyon Sebepleri Nedir ? Nasıl Tedavi Edilir ?
0 notes
Text
Anksiyete'de Bitkisel Tedavi Yöntemleri
Mühim kararlar almanız gerektiği vakitlerde kaygı veya kuşku vaziyeti sizde sıkça karşılaştığınız bir durumdur. Yalnız herhangi bir neden olmadan devamlı kuşku ediyorsanız ya da endişeleniyor iseniz, anksiyete ya da kaygı sıkıntısı yaşıyor olabilirsiniz.
Bu rahatsızlığı tetikleyen etkenler stres, depresyon, adrenal sıkıntılar ve tiroid rahatsızlıkları olabilir.
Süreğen ya da çokça kaygı sıkıntıları olanlar, depresyon ve başka süreğen sağlık problemleri gibi daha büyük sorunlarla  karşılaşabilirsiniz.
Fakat basit, anksiyete bitkisel tedavi yöntemleri ile anksiyete bozukluğu tedavisini evde tek başınıza yaparak kısa süre içerisinde sosyal yaşamınıza geri dönebilirsiniz.
Bazı anksiyete bitkisel tedavi yöntemleri şunlardır:
1-) Karbonat
Karbonat sodyum içerir, kan basıncı artışında değişiklik olmaz anksiyete rahatsızlığını yenmenizde yardımcı olur. Zihninizi sakinleştirir ve rahatlayıp gevşemenize yardımcı olur.
Ilık su ile dolu bir küvete, su bardağının üçte biri kadar karbonat ve rendelenmiş zencefil ekleyin.
Bu hazırlamış olduğunuz suda 15 dakika kadar dinlenin.
Rahatlayın rahatladıktan sonra duş alın.
Anksiyete ve depresyonla savaşmak için yöntemi 3 günde bir tekrarlayın.
2-) Papatya
Anksiyete bitkisel tedavi yöntemlerinin en popüleri papatya yöntemidir. İncelemelere göre, papatya anksiyete sıkıntısı çeken hasta kişilerde anksiyete sendromunu azalmıştır. Sakinleştirici tesiri ile gevşemenizi sağlar ve rahat bir şekilde uyumanıza yardımcı olur.
250ml’lik bardak sıcak suya, 2-3 çay kaşığı kadar kuru papatya ilave ediniz.
Bardağın üzerini kapatın ve 4-5 dakika demlenmesini bekleyiniz.
Tatlandırmak için 3 çay kaşığı bal ekleyiniz.
Bardağınız soğumadan içiniz.
Tesirini görmek için bu tekniği günde birkaç defa kullanın.
3-) Portakal
Anksiyete bitkisel tedavi yönteminin en kolay hazırlanışı portakaldır. Portakal ve kabuğunun yatıştırıcı tesiri olduğu için sinirlerinizi rahatlatır. Bağışıklığınızı artırır ve depresyonla mücadele eder.
Bir su bardağı taze sıkılmış portakal suyu, 2 çay kaşığı bal ve çok az hindistan cevizi tozu bir kaba ilave edin.
Karıştırınız ve tüketiniz.
Anksiyete atakları hafifleyene kadar bir hafta boyunca günlük tüketiniz.
4-) Yeşil çay
Yeşil çay, ruh halinizi iyileştiren özellikleri vardır. Zihninizi sakinleştirir, kafein ve ruh halinizi geliştiren enerji artışı sağlayan özellikler mevcuttur.
Bir kahve fincanı sıcak suya, 1 tatlı kaşığı kadar yeşil çay (veya 1 poşet yeşil çay) ilave ediniz.
3-5 fesleğen yaprağı ekleyiniz ve 3-4 dakika kadar demlenmesini bekleyin.
Eklediğiniz yaprakları süzün, bir buçuk çay kaşığı taze sıkılmış limon suyu ve bal ilave ediniz.
İyice karıştırınız ve tüketiniz.
Sabahları kahvaltıdan önce hazırladığınız çayı her gün tüketiniz ve kaygı sıkıntılarınızdan kurtulun.
5-) Biberiye
Biberiye, rahatlatıcı tesiri bakımından çok zengindir ve endişe için inanılmaz bir tedavi tekniğidir. Kan dolaşımını düzenler, solunum kaslarını gevşetir, hafıza ve uykusuzluk problemi üzerinde pozitif tesirler bırakır.
250ml’lik bardak sıcak suya 2 çay kaşığı kadar taze kurutulmuş biberiye ilave ediniz.
Bardağın üzerini kapatın ve yaklaşık olarak 8-10 dakika kadar demlenmesini bekleyiniz.
Biberiyeyi süzün, 2-3 çay kaşığı kadar bel ekleyip karıştırdıktan sonra tüketiniz.
Anksiyete sıkıntılarını terapi etmek için düzenli bir şekilde birkaç gün tekrarlayınız.
Anksiyete'de Bitkisel Tedavi Yöntemleri
0 notes
Text
Şizofren Çeşitleri Nelerdir ?
Şizofren çeşitleri, şizofreni rahatsızlığı çoğunlukla ergenlik çağına ulaşıldığı zaman  rastlanan ruhsal bir rahatsızlık olup, yaşam süreci boyunca herhangi bir zaman evresinde ortaya çıkabilmektedir. Şizofren rahatsızlığında; kişilik kaybolması, konfüzyon, sosyal yaşamda geri çekilme durumu, psikoz ve hezeyanlar gibi garip davranışlar teşhir etmektedir.
Şizofren rahatsızlığında seziş, davranım, mütalaa bakımlarından pek çok bozuklukların görüldüğü rahatsız kişilerin dış ortamlara karşı görüş açıları ayrımlaşması. ifade etmek gerekirse kendi dünyasında yaşamasıdır.
Şizofren hastalarının renksiz ve renkli tablo ismi verilen, 2 çeşit tablosu vardır. Renkli tablolar da yer alan hastalar, yaşadığı ortama zarar verir, var olmayan sesleri işittiğini söylerler,çığlık atarak başka kişilerinin de kendisine zarar vereceğini düşünür. Renksiz tablo da yer alan hastalarda ise bütünüyle topluluktan kopmuş, kendi içerisine kapanık, sessiz bir tutunuş sergilerler. Şizofreni bu şahıslarda bariz değildir. Şizofreni rahatsızlığının sendromuna bakmak gerekirse, sevinçsizlik, hayattan haz almamak, kırgınlık ve halsizlik vaziyetleri en çok görülen belirtileridir.
Şizofren çeşitleri nelerdir;
Şizofren çeşitleri 5 türden oluşmaktadır. Bunlar paranoid, farklılaşmış tip, katatonik şizofreni, desorganize tip, rezidüel şizofrenidir.
Paranoid şizofreni :
Bu tür hastalarda, hasta kişi işitsel hiç işitmediği sesleri işitmekte olduğunu söylemekte, çevresinde bazı şahıslar varmış gibi o şahıslarla meşgul olur veya meşgul olmasıdır. Bu tür hastalarda çevresine karşı  kendisine zarar verme vaziyeti ile başka şahıslar tarafından zarar görme kuşkusu gibi  ya da bir şahıs tarafından kendisinin izlendiğini. kendisinin çok önemli bir konumdaki insan olarak görmesi , örnek verecek olursak cumhurbaşkanı, genelkurmay başkanı, başbakan gibi görmesi bu çeşit şizofren rahatsızlığının karakterize davranışlarıdır.
Farklılaşmış tip şizofreni:
Farklılaşmış tip, şizofreni hastalarında rahatsız kişi, diğer şizofreni hastalarının türlerinin seçme davranışlarını almış gibi farz edilmelidir.
Katatonik şizofreni:
Katatonik şizofreni, şizofren çeşitleri arasında çok nadiren görülmekte etrafındakilerin farkında olmamış gibi reaksiyon yoğunluğu yaşayan, davranışlarını yönlendirmek teşebbüslerine karşı reaksiyonsuz kalan kişilerdir.
Desorganize tip şizofreni:
Bu tip şizofreni rahatsızlığında, hastanın kontrol edilmeyen, çok eğitimsiz olan bir hareket tarzı bulunmaktadır. Hasta şahıs genellikle gayesiz ve olumlu olmaktan uzak, genellikle hareketli haldedir.
Rezidüel şizofreni:
Bu şizofreni rahatsızlığında, hasta şahıs şizofreni teşhisi koymak için yeterli aksiyonların ve davranışların belirtilmediği, yanlızca birkaç tür neticelerin yer aldığı şizofreni türüdür.
Şizofren Çeşitleri Nelerdir ?
0 notes
Text
Atipik Depresyon Nedir ?
Teşhis edilmesi en zor olan depresyon türüdür ve majör depresyonun bir alt dalına aittir. Kişi genellikle çok yorgun, yıpranmış olur ya da metabolizma ile ilgili sıkıntılar yaşar bu yüzden asla akla atipik depresyon gelmez. Bu nedenle hastalığın tanısını koymak oldukça zor bir süreçtir. Birçok hastalığın ana nedenlerinden olan stres gibi bu rahatsızlığında ana başlarından biri strestir. Kişi sürekli stresli ve yorgun hisseder ama asla atipik depresyon olduğu şüphesi bulunmaz. Çoğu kez uzman doktorlar tarafından bile zor teşhis edilen bir hastalıktır. Belirtilerinden bazıları aşırı kilo alımı gibi semptomlarla kendini gizleyebilir. Ruh acı çeker vücut acıyı hisseder.
Atipik Depresyon Fiziksel Belirtileri
Genellikle atipik depresyon hastalığına yakalanan kişiler anlamlandıramadıkları bir şekilde kilo alırlar.
Genellikle kollarda ve bacaklarda inanılmaz ağrıları olur.  Bu nedenle bazen hareket etmeleri zorlaşabilir.
Dış dünyayla, sosyal aktivitelere karşı isteksizlik olup kendinizi geri çekebilirsiniz.
Bu depresyon hem erkekleri hem de kadınları ciddi bir şekilde etkileyebilir. Genelde anksiyete ve panik bozuklukları ile beraber görülmektedir. Madde bağımlısı kişilerde oldukça yaygın bir şekilde görülen bu rahatsızlık ciddi psikolojik sıkıntıları da beraberinde getirebilir.
Aşırı cinsel istekler, kilo alımının çoğalması, aşırı uyku hali ve bacakların ve kolların hareket etmesinde güçlük çekmesi fiziksel belirtileridir. Bu depresyon türünün bir diğer adı da gizli depresyondur. Adının bu olmasının sebebi ise; tanısı en çok zor konulan psikolojik bir hastalıktır. Bu nedenle gizli depresyonda denilmektedir. Diğer psikolojik hastalıkların belirtilerinden çok daha farklı belirtilere sahiptir. Duyguları sürekli bulanık değildir. Bazen dalgalanmalar ve neşelenmeler olabilir. Çok fazla iştah artışı olup kilo alımı gerçekleşebilir. Bu hastalık diğerlerinden daha çok farklı olarak aşırı yemek yeme, aşırı cinsel istek, aile ilişkilerini uzak tutmak, insanlardan uzak kalmak, obsesiflik, panik bozuklukla beraber görülür. Ayrıca hiperaktif özellikleri de dikkat çeker. Kişi olduğundan daha hiperaktif dışa dönük olup ciddi bir kişilik bozukluğuna sahip olur. Durum böyle olunca tanısı konulması ve doğru tedavi edilmesi en zor hastalıklardandır. Doktora erken bir tarihte gidip teşhis edilmesi gerekir ve diğer bütün hastalıklarda olduğu gibi erken teşhis hayat kurtarır. Anksiyete bozukluğu adı altındaki hastalıklarla karıştırılması çok olağandır tek ayrımı fiziksel özelliklerinin belirtileriyle ayrım yapılabilir. Kollarda ve bacaklarda fazla ağrı ve hareket etmede güçlük varsa , bilinmeyen bir nedenden dolayı aşırı yemek yeme, iştahın açılması oluyor ise ve kilo alımı çok ise bu hastalığa yakalanmış olma riskiniz artmaktadır. Erken teşhis ve tanının konulması sayesinde ilaçlarla ve psikoterapilerle kurtulmak mümkündür. İlaç olarak doktorlar antidepresan önerirler. Fakat bazen antidepresanlar tek başına yeterli olmayıp yanına ek ilaç ya da psikoterapiler gerekebilir. Bu nedenle iki tedavi süreci de başlamış olacaktır.
Atipik Depresyon Nedir ?
0 notes
Text
Anksiyete Testi Nedir ? Nasıl Uygulanır ?
Anksiyete Testi Nedir ? Nasıl Uygulanır ?
Anksiyete bozukluğu ile alakalı anksiyete testi de mevcuttur. Sizlere sunacağımız testi son zamanlarınızı göze önüne alarak işaretleyin. Anksiyete testi soruların cevapları adına kesinlikle sizin adınıza uygun ve doğru cevaplar vermelisiniz ki bu bağlamda testin sonucu doğru bir bilgi versin. Vereceğimiz test kesinlikle ve kesinlikle bilimsel bir test değildir. Test sonucunda çıkacak herhangi bir sonuç bir kanı yada tanı yerine geçmez. Vereceğimiz Anksiyete testi, sizlerin kaygı olarak ne düzeyde olduğunuzu ölçmektir.
Aşağıda 4 seçenekli sorular mevcut olup, “Her zaman” seçeneği 5 puan “Sık sık” seçeneği 4 puan “Ara sıra” seçeneği 3 puan ve “Hiçbir zaman” seçeneği 0 puan’dır. Puanınız 60- 45 arasında çıkarsa kaygı seviyeniz oldukça yüksek ve acilen doktora başvurmalısınız. 45-30 arasında ise kendinizi daha iyi tanıyıp hoşunuza gitmeyen yerlerden uzak durmanız gerektiği çıkarımı yapılır. 15-30 arasında ise normal bir insana göre kaygılarınız biraz daha fazla ama bu aşırı bir sorun teşkil etmez, çıkarımı yapılır. 0-15 arasında ise normal bir insanın kaygısı ne ise sizde o kadar kaygılanıyorsunuz demektir. Endişelenecek hiçbir şey yok.
1-) Gergin ve kaygılı durumlardan sonra gevşeyememe
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
2-) Tıbbi bir nedene bağlı olmadan bedeninizi sıcak-ateş basmaları
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
3-) Çok kötü şeyler olacak korkusu
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
4-) Tıbbi bir nedene bağlı olmadan bedeninizin herhangi bir yerinde uyuşma ve/veya karıncalanma
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
5-) Dengeyi ve kontrolü kaybetme korkusu
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
6-) Tıbbi bir neden bağlı olmadan kalp çarpıntısı yaşama
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
7-)Ölüm korkusu, ölmekten korkma
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
8 -) Nefes almakta zorlanma; aldığınız nefesin yetmediğini hissetme
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
9-) Uykuya dalmakta zorlanma
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
10-) Tıbbi bir nedene ve sıcağa bağlı olmayan ani terleme
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
11-) Sebepsiz iç sıkıntıları
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
12-) Delirme Korkusu yaşama
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Hiçbir zaman
Anksiyete Testi Nedir ? Nasıl Uygulanır ?
0 notes
Text
Bipolar Bozukluk İlaçları Nelerdir ?
Bipolar Bozukluk İlacı
Bipolar bozukluk ilacı üç sınıfa ayrılmaktadır. Antidepresanlar, antipsikotikler ve ruh hali stabilizatörleri. Genelde tedaviler ruh halini stabilize edecek ilaçlardan ve psikoterapilerden oluşmaktadır. En yaygın bipolar bozukluk ilacı/ilaçları; Lamortigine, Carbamazepine, Topiramate, lityum karbonat, valproik asit, Neurontin ve Oxcarbazepine bipolar bozukluk tedavisi için kullanılan anti-epilepti ilaçlardır. Risperidon, Olanzapine ve Aripiprazole gibi antipsikotik ajanlar da bipolar tedavisi için kullanılıp FDA tarafından da onaylanmıştır.
Hastanın ailesi ya da eşi her türlü tedaviye hasta ile beraber katılmalıdır. Hastalığın tam olarak ne olduğunu ve belirtilerini tam manasıyla bilmek hem hasta için hem hastanın yakınları için oldukça önemlidir. Hastalık hakkında tam bilgiye sahip olmak oldukça fazla önem arz etmektedir. Bipolar tedavisi için başlıca kullanılan başlıca bipolar bozukluk ilacı lityum karbonattır.
Doktorlar bile tam anlamıyla nedenini bilmesede lityum karbonat maniği azaltmakta son derece etkilidir. Lityum ise depresyonun tekrarlanmasını engelleyebilir ve genelde antidepresan karşımı ile birlikte verilir. Hastalığın manik yada karışık evrelerinde faydalı olduğu düşünülen ruh hali stabilizatörlerleri mevcuttur. Ruh hali stabilizatörleri karbamazepin ve valproik asit semptomları kontrol haline almak için lityumla birlikte veya tek başlarına verilmektedir.
Bipolar Bozukluk İlacı Nedir?
Bipolar bozukluğu ile alakalı yeni ilaçlarda piyasaya sürülmektedir. Bu ilaçlardan ikisi Lamictal ve Neurontinve’dir. Bu saydığımız ilaçlar genellikle tedaviye direnen vakalarda kullanılmaktadır. Bipolar bozukluğun  depresif bir evresi mevcuttur. Bu depresif evrede ruh hali stabilizatörüne anti depresan koyulmalıdır. Yeni geliştirilen beyin ilacı olan serotonin özellikli SSRI’ler çoğunlukla tercih edilen antidepresanlardır. Bunun sebebi ise eski ilaçlardan çok daha az yan etkileri olmasıdır. SSRI’ler arasında Zolofot, Paxil, Celexa, Prozac ve Lexapro bulunmaktadır. .
Bipolar bozukluk ilacı birincil tedavideyken, hastanın geçmiş devrelerde sosyal ve kişisel zararları anlaması ayrıca bunları kabul etmesi için ve gelecekte onu neler beklediği ile alakalı bir psikoterapi sürecinden geçer.
Psikoterapinin asıl amacı hastanın gelecekte karşısına çıkan sorunlar ile daha iyi başa çıkmasıdır. Yetişkin hastalar, genç hastalara göre daha zor tedavi edilir. Yetişkin hastaların tedavi ile olan uyumu kimi zaman aldatıcı olabilmektedir. Yetişkin hastalar genelde inkar yoluna başvururlar. Bu nedenle hastaların düzenli olarak ilaçlara devam edebilmesi için bir psikoterapi sürecinden geçmeleri gerekir. Psikoterapi sayesinde hasta,  ilaçları kullanmaz ise başına neler gelebileceğini daha iyi anlar ve tedaviyi zorluk çıkarmadan ve aksatmadan devam ettirir. Bu tarz hastalarda hemen hemen tüm psikoterapi yöntemlerine başvurulabilir.
Psikodinamik, bilişsel, davranışsal, aile ya da grup tedavisi bu psikoterapi yöntemleri arasındadır. EKT yani Eloktrokonvulsif terapi bazen şiddetli derecede manik ya da depresif hastalarda kullanılabilir. Bunun yanında ilaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda ya da hamilelikte semptom deneyimleyen kadınlarda kullanılabilir. EKT’nin hızlı etki etmesinden ötürü intihara meyilli olan hastalarda da kullanılabilir.
Bipolar Bozukluk İlaçları Nelerdir ?
0 notes