#bipolar bozukluk belirtileri nelerdir
Explore tagged Tumblr posts
ekipsaglik · 2 months ago
Text
Depresyon Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Tumblr media
Depresyon, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ciddi bir ruhsal sağlık sorunudur. Belirtileri, kişiden kişiye değişebilir ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Ben Doğukan Koçak, sizlere bu yazıda Depresyon Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri hakkında bilgiler vereceğim.
Depresyon Nedir?
Tumblr media
Depresyon Nedir Depresyon, bireylerin uzun süre boyunca kendilerini psikolojik olarak iyi hissetmediği ve günlük hayatlarını olumsuz yönde etkileyen bir ruhsal rahatsızlıktır. Genellikle "çökkünlük" olarak tanımlanan depresyon, kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını olumsuz etkileyerek sosyal, mesleki ve fiziksel sağlık alanlarında sorunlara yol açar. Bu durum, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir ve tedavi edilmediğinde uzun vadeli etkilere yol açabilir.
Depresyon Türleri Nelerdir?
Depresyon, çeşitli türleriyle farklı semptomlar ve şiddet derecelerine sahip olabilir. İşte bazı yaygın depresyon türleri: - Majör Depresyon (Büyük Depresyon): Depresyonun en yaygın ve tipik türüdür. Majör depresyon, kişide birkaç hafta veya yıllarca sürebilen yoğun semptomlarla kendini gösterir. Belirtiler arasında çökkünlük hali, ümitsizlik ve değersizlik duyguları bulunur. Bu tür, genellikle tedavi edilmeden kendiliğinden düzelmez ve kişiyi günlük yaşamında ciddi şekilde etkiler. - Katatonik Özellikli Majör Depresyon: Nadir ancak şiddetli bir depresyon türüdür. Katatonik depresyon, bireylerde motor davranış bozuklukları ve diğer semptomlarla kendini gösterir. Bu tür depresyonda kişiler, nedensiz kas hareketleri, alışılmadık beden pozisyonları, başkalarının hareketlerini tekrar etme veya hiç konuşmama gibi belirtiler gösterebilir. - Distimi (Süreğen Depresyon): Kronik ama genellikle daha hafif olan bir depresyon türüdür. Distimi yaşayan kişiler, genellikle iki yıl boyunca zamanın büyük bir kısmında depresif bir ruh hali içindedir. Bu bozukluk, kişinin hayatındaki aktivitelerden eskisi kadar zevk alamamasına neden olur. - Doğum Sonrası Depresyon (Postpartum Depresyon): Doğumdan sonraki birkaç hafta içinde başlayan ve en az iki hafta, en fazla bir yıl sürebilen bir depresyon türüdür. Yorgunluk ve uykusuzluk gibi belirtilerle birlikte, duygusal dalgalanmalar, iştah değişiklikleri, konsantrasyon güçlüğü ve suçluluk hissi gibi semptomlar gözlemlenebilir. Tedavi edilmediğinde, doğum sonrası depresyon kendi kendine düzelebilir ancak bu süre üç aydan bir yıla kadar sürebilir. - Mevsimsel Depresyon (Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu): İklim değişiklikleriyle ilişkilidir ve genellikle kış aylarında ortaya çıkar. Bu tür depresyon, mevsim değişikliğinden sonra genellikle kendiliğinden iyileşir. - Atipik Depresyon: Atipik depresyon, ani duygu değişimleriyle birlikte iştah artışı, kilo alma, aşırı uyuma ve kollarda veya bacaklarda ağırlık hissi gibi belirtilerle karakterizedir. Reddedilme ve eleştirilme korkusu da bu türde sık görülen semptomlar arasındadır. - Bipolar Bozukluk (Manik-Depresif Bozukluk): Bu rahatsızlık, taşkınlık (mâni) ve çökkünlük (depresyon) dönemleri ile karakterizedir. Bipolar bozukluk, manik evrelerde aşırı coşkulu duygudurum, hiperaktivite ve uyku ihtiyacında azalma gibi belirtilerle kendini gösterir. - Siklotimik Bozukluk: En az iki yıl süren ve sayısız duygudurum dalgalanmalarıyla karakterize edilen bir bozukluktur. Bu türde, derin bir huzursuzluk hali ve normal duygudurum dönemlerinin günler ve haftalar arasında değişkenlik göstermesi görülür. Tanısı genellikle zor olup, semptomlar erken yaşlarda başlamış olabilir. Bu depresyon türlerinin her biri, farklı semptomlar ve tedavi yaklaşımları gerektirir. Depresyonun doğru bir şekilde anlaşılması ve tedavi edilmesi, bireylerin yaşam kalitesini artırmada önemli bir adımdır.
Depresyonun Temel Belirtileri
Depresyon, bireylerin duygusal, zihinsel ve fiziksel sağlığını etkileyen bir ruhsal bozukluktur. Depresyonun belirtileri çeşitli şekillerde kendini gösterebilir ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir. İşte depresyonun en belirgin temel belirtileri: - Karamsar ve Kederli Duygular: Depresyon yaşayan bireyler genellikle sürekli olarak karamsar ve kederli bir ruh hali içindedirler. Hayata karşı umutsuzluk ve çaresizlik duyguları hakim olabilir. - Kötümser Düşünceler: Depresyon, kişinin düşünce yapısını olumsuz yönde etkiler. Gelecek hakkında kötümser düşünceler ve umutsuzluk duygusu yaygındır. Bu düşünceler kişiyi yaşamdan zevk almaktan alıkoyar. - Hayattan Zevk Alamama: Depresyon, kişinin günlük aktivitelerden, hobilerden veya sosyal etkinliklerden keyif almasını engeller. Önceden ilgi duyulan şeyler artık ilgi çekmeyebilir. - Boşluk Hissi ve Anlamsızlık: Depresyon yaşayan kişiler genellikle boşluk hissi ve hayatın anlamını yitirdiği duygularını yaşarlar. Özellikle sabahları bu hisler yoğunlaşabilir. - Motivasyon Kaybı: Gelecekle ilgili hedefler belirlemek ve bu hedeflere odaklanmak zorlaşır. Kişinin yaşamındaki motivasyon kaybolur ve gelecek hakkında endişeler artar. - Kaygı ve Korku: Depresyon, iç huzursuzluk ve gerginlik hissi ile birlikte kaygı ve korku duygularını da beraberinde getirebilir. Bu durum, kişinin kendisini sürekli huzursuz ve gergin hissetmesine neden olabilir. - Düşünce ve Konuşma Yavaşlaması: Depresyon, düşünme hızını etkileyebilir ve bu da konuşmanın yavaşlamasına neden olabilir. Kişi kendini düşünceleriyle ifade etmekte zorlanabilir. - Unutkanlık ve Dikkat Bozukluğu: Depresyon, unutkanlık ve dikkat bozukluklarına yol açabilir. Yeni bilgiler öğrenmek ve konsantre olmak zorlaşabilir. - Enerji Düşüşü ve Yorgunluk: Depresyon, kişinin enerjisini düşürebilir ve çabuk yorulmasına neden olabilir. Günlük aktivitelerde bile enerji eksikliği hissedilebilir. - Uyku Sorunları: Uykuya dalmakta güçlük çekmek, gece boyunca sık sık uyanmak veya sabah erken saatlerde yorgun bir şekilde uyanmak yaygın belirtilerdendir. Aksine, aşırı uyuma eğilimi de görülebilir. - İştah ve Kilo Değişiklikleri: Depresyon, iştah değişikliklerine yol açabilir. Bazı kişiler iştah kaybı ve kilo kaybı yaşarken, bazıları aşırı yemek yeme ihtiyacı hissedebilir. - Ağır Durumlarda Kendine Zarar Verme: Depresyonun ağır vakalarında, kişi kendine zarar verme düşünceleri veya planları yapabilir. İntihar düşünceleri veya girişimleri, depresyonun ciddi bir belirtisi olabilir. Depresyonun tanısı, bir psikiyatrist tarafından yapılan kapsamlı bir muayene ile konur. Depresyon belirtileri diğer bedensel hastalıklarla karışabileceği için, doğru tanı koyabilmek adına çeşitli tetkiklerin yapılması gerekebilir. Bu tetkikler arasında kan testleri, kantitatif EEG (QEEG), beyin MR'ı ve psikometrik testler yer alır.
Depresyonun Tedavi Yöntemleri
Depresyon tedavisinde birden fazla yaklaşım mevcuttur ve tedavi süreci genellikle bireysel ihtiyaçlara göre şekillendirilir. İşte bazı etkili tedavi yöntemleri: - Psikoterapi: Psikoterapi, depresyon tedavisinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), insanın olumsuz düşünce ve davranışlarını değiştirmeye yardımcı olur. Ayrıca, kişilerarası terapi (IPT) ve psikodinamik terapi gibi diğer terapi türleri de faydalı olabilir. - İlaç Tedavisi: Antidepresan ilaçlar, beyin kimyasallarını dengelemeye yardımcı olabilir ve depresyon belirtilerini hafifletebilir. SSRI'lar (seçici serotonin geri alım inhibitörleri) ve SNRI'lar (serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri) bu kategorideki ilaçlardandır. - Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, depresyon belirtilerini yönetmeye yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek ve yeterli uyumak, genel ruh sağlığını iyileştirebilir. - Destek Grupları: Destek grupları, benzer deneyimleri paylaşan bireylerle bir araya gelmeyi sağlar. Bu tür gruplar, duygusal destek ve paylaşım fırsatları sunabilir. - Meditasyon ve Mindfulness: Meditasyon ve mindfulness teknikleri, kişinin ruhsal sağlığını destekleyebilir. Bu teknikler, stresi azaltabilir ve kişinin genel huzurunu artırabilir. - Alternatif ve Tamamlayıcı Terapiler: Akupunktur, aromaterapi ve bitkisel tedaviler gibi alternatif yöntemler bazı kişilerde olumlu sonuçlar verebilir. Ancak, bu yöntemler genellikle geleneksel tedavi yaklaşımlarıyla birlikte kullanılmalıdır. İlginizi Çekebilir; Aile İçi İletişimi Güçlendirmenin Yolları
Depresyonun Önlenmesi
Tumblr media
Depresyonun Önlenmesi Depresyonun önlenmesi, kişisel sağlık ve iyi yaşam alışkanlıklarının benimsenmesiyle mümkündür. Stres yönetimi, sosyal bağlantıları güçlendirme ve düzenli sağlık kontrolleri, depresyon riskini azaltabilir. Ayrıca, erken belirtiler fark edildiğinde profesyonel yardım almak, depresyonun daha ileri seviyelere geçmesini engelleyebilir. Depresyon, karmaşık ve ciddi bir sağlık sorunudur, ancak uygun tedavi ve destek ile yönetilebilir. Belirtilerini tanımak ve tedavi yöntemlerini öğrenmek, kişisel sağlık yönetiminde önemli adımlardır. Eğer kendinizde veya çevrenizde depresyon belirtileri gözlemliyorsanız, bir sağlık profesyoneline başvurmak en doğru adım olacaktır. İlginizi Çekebilir; Özgüven Artırma Teknikleri Etkili İletişim Teknikleri: İş Yerinde Başarının Anahtarı Read the full article
0 notes
songsforsinglepillows · 3 months ago
Text
Bi̇polar Bozukluk Nedi̇r? Bi̇polar Bozukluk Nedi̇r? Bipolar bozukluk belirtileri nelerdir? Bipolar bozukluk nedenleri ve faktörleri nelerdi konularını ele aldığımız yazımız ile sizlerleyiz. Merak edilen konulardan birisi olan bipolar bozukluk konusunu sizler için tüm detayları ile inceliyoruz. Bi̇polar Bozukluk Nedi̇r? Bipolar bozukluk diğer adı ile iki uçlu duygu durum bozukluğu ya da manik depresiz hastalık ismi i... https://www.begonya.com/bipolar-bozukluk-nedir/?feed_id=201995&_unique_id=670ea54beb542
0 notes
entelektia · 1 year ago
Text
Fregoli Sendromu Nedir?
Tumblr media
Fregoli sendromu, bireyin çevresindeki insanları sürekli olarak bir kişi olarak algılaması durumudur. Bu sendrom, kişiye her an her yerde aynı kişinin karşısına çıkabileceği yanılsamasını yaşatır. Bu durum genellikle paranoid şizofreni, bipolar bozukluk veya travmatik beyin yaralanmaları gibi faktörlerle ilişkilendirilmiştir. Fregoli Sendromuna Sahip Kişiler Dışardan Anlaşılır mı? Fregoli sendromuna sahip kişiler genellikle çevrelerindeki insanları sürekli olarak aynı kişi olarak algıladıkları için bu durumu dışarıdan fark etmek zor olabilir. Ancak, bu sendrom genellikle psikiyatrik bir değerlendirme ve profesyonel yardım gerektiren bir durumdur. Kişi bu tür bir rahatsızlığa sahipse, bir sağlık uzmanına başvurması önemlidir. Fregoli Sendromu Sebepleri Nelerdir? Fregoli sendromu kesin nedeni tam olarak bilinmeyen bir durumdur, ancak genellikle şu faktörlerle ilişkilendirilmiştir: Beyin Hasarı veya Bozukluklar: Travmatik beyin yaralanmaları, epilepsi, Alzheimer hastalığı gibi beyinle ilgili sorunlar Fregoli sendromuna neden olabilir. Psikiyatrik Bozukluklar: Özellikle şizofreni, bipolar bozukluk gibi psikiyatrik bozukluklarla ilişkilendirilmiştir. Stres ve Travma: Yoğun stres, travmatik olaylar veya duygusal sarsıntılar, bu sendromun ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Genetik Faktörler: Bazı durumlarda genetik yatkınlık, Fregoli sendromunun gelişiminde etkili olabilir. Kişinin yaşadığı bu durumu anlamak ve tedavi etmek için genellikle bir psikiyatrist veya psikologdan yardım almak önemlidir. Fregoli Sendromu Nasıl Anlaşılır? Fregoli sendromu genellikle bireyin çevresindeki insanları sürekli olarak aynı kişi olarak algılamasıyla belirtilir. Bu durumu anlamak için şu işaretlere dikkat edilebilir: Sürekli Tanıma İnançları: Kişi, farklı insanları tanıdığına inanmak yerine, sürekli aynı kişinin farklı kılıklarda ortaya çıktığına inanabilir. Paranoid Düşünceler: Fregoli sendromu yaşayan kişiler genellikle çevrelerindeki insanların birleşik bir entite olduğuna dair paranoid düşüncelere sahip olabilirler. Sosyal İzolasyon: Bu yanılsama, kişinin diğer insanlardan kaçınmasına ve sosyal izolasyona yol açabilir. Duygusal Belirtiler: Kaygı, korku veya depresyon gibi duygusal belirtiler bu durumla ilişkili olabilir. Eğer bir kişi Fregoli sendromu belirtileri gösteriyorsa, profesyonel bir sağlık uzmanına başvurması önemlidir. Psikiyatrik bir değerlendirme, doğru tanı ve uygun tedavi için yardımcı olabilir. Fregoli Sendromunun En Belirgin Özellikleri Nelerdir? Fregoli sendromunun en belirgin özellikleri şunlar olabilir: Sürekli Tanıma İnançları: Birey, çevresindeki farklı insanları sürekli olarak aynı kişi olarak tanıdığına inanabilir. Paranoid Düşünceler: Kişi, çevresindekilerin birleşik bir entite olduğuna dair paranoid düşüncelere kapılabilir. Yoğun Takip Duygusu: Birey, belirli bir kişinin kendisini izlediğini veya takip ettiğini düşünebilir. Sosyal İzolasyon: Bu durum, diğer insanlardan kaçınma ve sosyal geri çekilme eğiliminde olabilir. Duygusal Belirtiler: Kaygı, korku, depresyon gibi duygusal belirtiler bu sendromla ilişkilendirilebilir. Bu belirtiler genellikle kişinin normal sosyal etkileşimlerini olumsuz yönde etkiler. Fregoli sendromu olan bir kişinin profesyonel yardım alması, doğru tanı ve uygun tedavi için önemlidir. Fregoli Sendromu Bireysel Tedavi Edilebilir mi? Fregoli sendromu genellikle psikiyatrik bir rahatsızlık olduğu için bireysel tedavi genellikle bir uzmanın rehberliğinde yapılır. Tedavi genellikle şu unsurları içerebilir: İlaç Tedavisi: Psikiyatrist tarafından reçete edilen antipsikotik ilaçlar, semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Psikoterapi: Bireyin düşünce kalıplarını anlamak ve değiştirmek için bilişsel terapi veya psikodinamik terapi gibi psikoterapötik yaklaşımlar kullanılabilir. Destek Grupları: Diğer insanlarla benzer deneyimleri paylaşan destek grupları, kişinin duygusal destek bulmasına yardımcı olabilir. Rehabilitasyon Hizmetleri: Günlük yaşam becerilerini geliştirmek ve sosyal becerileri artırmak için rehabilitasyon programları da faydalı olabilir. Kişiye özgü duruma bağlı olarak, bu tedavi yöntemlerinin kombinasyonu kullanılabilir. Ancak, Fregoli sendromuyla başa çıkmak için en etkili yöntemlerden biri uzman bir sağlık profesyoneliyle işbirliği yapmaktır. Hangi Durumlarda Uzmana Başvurulması Gerekir? Fregoli sendromu belirtileri gösteren bir kişinin uzmana başvurması önerilir: Sürekli Tanıma İnançları: Çevresindeki insanları sürekli olarak aynı kişi olarak algılamakla ilgili belirgin bir inanç varsa. Paranoid Düşünceler: Kişi, çevresindekilerin birleşik bir entite olduğuna dair şiddetli paranoid düşüncelere sahipse. Yoğun Takip Duygusu: Bir kişi belirli bir başka kişinin sürekli izlediğini veya takip ettiğini düşünüyorsa. Sosyal İzolasyon: Normal sosyal etkileşimlerden kaçınıyorsa veya diğer insanlarla ilişkileri önemli ölçüde etkileniyorsa. Duygusal Belirtiler: Korku, kaygı, depresyon gibi duygusal belirtiler varsa. Bu belirtilerle başa çıkmak için bir uzmanın yardımı, doğru tanı ve uygun tedaviyi sağlamak adına önemlidir. Psikiyatrist, psikolog veya başka bir mental sağlık profesyoneli bu tür durumlarla ilgili uygun değerlendirmeyi yapabilir ve kişinin ihtiyaçlarına yönelik bir tedavi planı oluşturabilir. Fregoli Sendromu Olan Kişiler Tamamen İyileşebilir mi? Fregoli sendromu olan bireylerde tamamen iyileşme durumu kişiden kişiye değişebilir. Tedaviye erken başlanması ve uygun destekle birlikte, semptomların hafifletilmesi ve kontrol altına alınması mümkün olabilir. Ancak, her durum özeldir ve tedavinin etkileri bireyin genel sağlık durumuna, semptomların şiddetine, tedaviye olan yanıtına ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Fregoli sendromu genellikle uzman bir sağlık profesyoneli tarafından yönetilen bir tedavi planı gerektirir. İlaç tedavisi, psikoterapi, destek grupları gibi yöntemler kombinasyon halinde kullanılabilir. Kişinin düzenli takibi ve tedavi planına bağlı kalması önemlidir. Tamamen iyileşme süreci zaman alabilir ve bazı durumlarda semptomlar yönetilebilir seviyede kalabilir. Önemli olan, bireyin yaşam kalitesini artırmak ve günlük işlevselliğini sürdürebilmesi için uygun destekleri almasıdır. Read the full article
0 notes
arguntc · 3 years ago
Text
Bipolar Bozukluk Nedir?
Bipolar Bozukluk Nedir? Bipolar bozukluk, son dönemde en sık karşılaşılan ruh sağlığı sorunları arasında yer alır. Çoğunlukla bir duygu durum bozukluğu olarak anılıyor olsa da bipolar bozukluk, önemli panik ataklara sebep olması nedeniyle duygu durum bozukluklarından ayrılabilir. Bipolar bozukluğun tıbbi literatürdeki karşılığı daha çok bilinen adıyla manik depresiftir. Çoğunlukla belirtileri…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
Text
Bipolar Bozukluk Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
Bipolar Depresyon Nedir? 
Bipolar depresyon olgusunun tanısının konabilmesi için öncelikle unipolar depresyon ile ayrımının yapılması gerekmektedir. Aslında bu iki hastalığın ayrımını yapan çok keskin sınırlar yoktur. Fakat yine de bipolar depresyon ile unipolar depresyon arasındaki bazı farklılıklar hastalıkların seyri açısından tedavi etmekle yükümlü olan kimseler için oldukça yardımcı olabilmektedir. Vücudumuzun gerçekleştirdiği bazı temel hareketlerin yavaşlaması bazı sinirlerin kaybolup artık hissetme eyleminde eksiklik bipolar depresyon tanısına yaklaştıran işaretlerdir.İnsanın bazı düşünsel kaygılarında dalgalanmalar olması bipolar tanısından bizi uzaklaştırsa da aşırı uykulu dönemlerin varığı , insanların başını dahi yataktan kaldırmak istememe gibi durumların da varlığı bipolar depresyon tansını güçlendirmektedir.
Bipolar Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Bipolar depresyonun toplumda görülme sıklığı çok olmamakla beraber toplumların yaklaşık yüzde birlik diliminde görülmektedir.Hatta bununla beraber bu hastalığın kadınlarda veya erkeklerde daha fazla görülme gibi bir durum söz konusu değildir.Aynı zamanda bipolar depresyon kendini çok daha erken yaşlarda yaşamın ikinci dekadından itibaren kendini belli etmeye başlar.Yani yirmili yaşların başlangıcı gibi bir dönemde gösterir kendini.Bu depresyon bellirtisinin kendini belli etmesini sağlayan bir diğer özelliği ise ailede bipolar bozukluk geçiren bireylerin olmasıdır. Bu hastalığın seyrinde genetik geçişinde var olduğu ciddi kanıtlarla gösterilmiştir. Bipolar bozukluk için kesin bir anlamı olmasa dahi bu hastalığın tanısını alan insanlarda görülen başka bir durum da mevsimselliktir. Yapılan araştırmalar ve gözlemler bu hastalığın özellikle kış ve sonbahar mevsimlerinde görülme sıklığının arttığını göstermektedir. Dediğimiz gibi bu durum direkt olarak bu hastalığa bizi yönlendirmese de hastalık için tanı koymaya çalışan hekimler için bipolar depresyon tanısını düşünüp ona göre hastaya yaklaşmasını sağlayan durumlardan biridir.
Bipolar Depresyon Nasıl Tedavi Edilir ?
Aslında bugüne kadar bipolar depresyon tedavisinde antidepresanların etkinliğinin çok önemli olmadığı düşünülüyordu. Bunun sebebi ise bu hastalığı daha da farklı noktalara getirecek manik kayma riski olduğu düşünülüyordu. Ancak son zamanlarda bunun için bazı çalışmalar yapılmış ve  tranilsipromin gibi klasik MAO inhibitörü olan ilaçlar kullanılıp sonucu test edilmiş ancak istenilen geri dönüş sağlanamamıştır. Bu sebepten ötürü bu hastalık tedavi edilirken unipolar bozukluk tedavisine benzer şeyler denenip sonuç alınmaya çalışılmaktadır.
Bu hastalığın tedavisinin sağlanması için öncelikle Valproat, karbamazepin, oxcarbazepin ve lityum gibi duygudurum dengeleyici ilaçlar bu hastalıkta oluşabilecek manik kaymayı engellemesinin yanı sıra bu depresyon döngülerinin uzamasını da engellediği düşünülmektedir. Bu sebepten ötürü bu ilaçlar bu hastalığın tedavisine başlanırken kullanılması gereken olmazsa olmaz ilaçlardır. Bipolar depresyonda iyileşme olabildiği gibi bununla birlikte çok sayıda vakada gözlenen durumlar hipomanik veyahut manik kayma riskidir.Bu iki olayın görülmesindeki sebep antidepresan ilaçların mı olduğu yoksa hastanın yatkınlığından ötürü yan etki olarak mı görüldüğü henüz belirlenmemiştir. Her ikisinin de olabileceğine dair iddialar mevcuttur fakat ağırlıklı olarak trisiklik antidepresanların bunlara sebebiyet vereceği görüşü ağır gelmektedir. Bu hastalık hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz eğer Goodwin ve Jamison’un kitabından ulaşabilirsiniz.
Bipolar Bozukluk Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
0 notes
falcibaba · 2 years ago
Text
Bağlanma Büyüsü Yapıldığı Nasıl Anlaşılır 2023?
Tumblr media
Bağlanma büyüsü yapıldığı nasıl anlaşılır 2023 şeklinde birçok soru sorulmaktadır. Bağlanma büyüsü, etkilerini çok çabuk gösterebilen ve gösterdiği etki oldukça fazla yayılan bir büyüdür. Büyünün hemen anlaşılması pek mümkün değildir. Büyünün yapılıp yapılmadığını anlamak için bu alanda bir tecrübeye sahip olunması gerekir. Bunu anlamak için yapılabilecek birkaç şey vardır. Büyünün belirtilerine bakılabilir ve daha sonra kişi kendinde var mı ona bakmalıdır.
Bağlanma Büyüsü Belirtileri Nelerdir?
- İlk belirtilerden biri, kişide davranış değişikliği ortaya çıkar. Özellikle kişinin yakın çevresi bu değişiklikleri saptayabilir. Bu değişiklikler hareketler donuklaşabilir veya dalgınlıkta artış gözlenebilir. - Neşeli kişilerde durgunluk görülebilir. Kişi daha karamsar, mutsuz bir ruh haline bürünür. - Aile ortamından uzaklaşıp aileden kendini soyutlayabilir. - Bipolar bozukluk, obsesyon ve kafa karışıklığı gibi ruhsal problemler görülebilir. - Sebepsiz sinir krizleri, çene kitlenmesi sık görülen belirtiler arasındadır. - Kişi daha korkulu ve kaygılı davranmaya başlar. Gizemli davranışlar sergilemeye başlar. - Kişi kendini yalnızmış gibi hisseder ve bundan da korku duymaya başlar. - Uykusundan uyandığında genelde terlemiş halde olur. - Büyüden önce sevdiği şeyleri artık sevmeyebilir. Örneğin daha önceden moru seviyorsa artık sevmeyebilir. - Hayata karşı bir kopukluk yaşadığı gözlemlenebilir.
Bağlanma Büyüsünün Etkileri
- Bağlama büyüsünde ruh dünyası ile iletişime geçilir. Bu varlıklar insanların beynine, kalbine ve bedenine etki eder. Bunun doğal sonucunda büyüye maruz kalan kişinin karakterinde değişim gözlemlenir. - Bağlanma büyüsü yapılan kişi, daha önce ilgisi olmayan birine karşı aşık olduğunu iddia edebilir. Bu kişiyi düşünmeden yapamadığını söyler ve uyku düzeni alt üst olur. - Yemek yemeyebilir bunun sonucunda zayıflama gözlenebilir. - Kabus görme aralıkları sıkılaşır. - Kişi kendinde anormallik hissedebilir. - Büyü sonrası kişi evliyse kendi eşiyle sürekli tartışmaya başlayabilir. Gereksiz tartışmalar çok sık olmaya başlar. Diğer yandan sevgilisi varsa ayrılmak isteyebilir. Her ne yaşanmış olursa olsun ilişki yaşanan kişiden nefret etmeye başlar. - Bağlama büyüsündeki diğer etkilerden biri de kuşkudur. Çevresindeki herkese kuşkulu yaklaşmaya başlar. Sadece bağlandığı kişiye bu şekilde tavırlar sergilemez. - Hayattan soğuduğu için intihara daha meyilli hale gelir. Bu nedenle büyü ne kadar kısa sürede bozulursa o kadar iyi olur.
Tumblr media
Bağlanma Büyüsü
Bağlanma Büyüsü Fizyolojik Etkileri
- Çok fazla ba�� ağrısı olur, nedensiz yere birden kuvvetli ağrılar hissedilir. - Ani ishal oluşumları gözlemlenen fiziksel değişimdir. Yeme içme konusunda ve hava koşullarında anormal durum söz konusu değilken birden ishal ve ağrılar meydana gelir. - Alerjik reaksiyonların dışında aşırı kaşıntı hissi oluşur. Nedensiz kızarıklar oluşabilir. - Gözlerde sebepsiz kızarıkların oluşması ve bulanık görme etkisinin ortaya çıkması. Bazen çevredekileri çift görme durumu ortaya çıkabilir. - Aşırı derecede yorgun hissetme ve bitkin kalma problemleri görülebilir.
Bağlanma Büyüsü Kim Tarafından ve Nasıl Anlaşılır?
Bu soru genelde büyüyü yapan veya büyüye maruz kalanlar sıkça sorarlar. Büyünün anlaşılması kolay değildir. İlk önce belirtilerin art arda gerçekleştiğini gözlemlemek gerekir. Sonrasında etkilerin görüldüğü zaman bilinmelidir. Bunları anlayabilmek için bu konuda beceri sahibi olunmalıdır. Bağlanma büyüsü yapıldığı nasıl anlaşılır sorusuna net bir cevap verecek olursak bu işte profesyonel olan medyumlar kolay ve kısa sürede anlayabilirler. Bu durumlarda hocaya görünmek faydalıdır. Bu konuda uzman olan birçok hoca vardır. Bunlardan biri de Yasin hocadır. Yasin hoca bu konularda uzman ve sıkça tercih edilen bir hocadır.
Bağlanma Büyüsü Anlayabilmek İçin Ne Yapılmalı?
Kişi kendisine veya çevresindeki sevdiği birine bağlama büyüsü yapıldığından şüphe duyuyorsa yukarıda anlatılan belirtiler ve etkiler gözlemlenmelidir. Medyuma gidilip büyü bakımı yapılıp baktırdığı kişinin üzerinde büyü olup olmadığı anlaşılabilir. Medyum direkt bağlama büyüsü yapıldığından bahsetmez. Öncelikle büyünün yapılıp yapılmadığını anlamak için bazı tespit çalışmaları yapar. Eğer yapıldığını düşünüyorsa bozma işlemi için kişiyle iletişime geçer. Bağlama büyüsü yapıldığı nasıl anlaşılır sorusuna cevap olarak anlamak için en önemli başlangıç gözlem yapmaktır. Büyüye maruz kalan kişi yakın çevrenizde ise bunu anlamak daha kolaydır. Ancak büyüye maruz kalan kişinin kendisi ise bu işlem çok zordur. Bu durumlarda gözlem yeteneği yüksek insanlardan yardım almaktır. Bu büyünün etkisiyle daha zor olacaktır. Bu yüzden medyuma gitmek gerekir. Medyumlar bu konuda en az zararla ve kısa sürede büyüyü bozmaya çalışacaktır.
Bağlanma Büyüsü Kurtulma Yolları
Bağlama büyüsü zaman zaman evlilikleri kurtarmak için yapılsa da çoğu zaman intikam, hırs ve saplantılı duygular sonucu da yapılabilmektedir. Büyünün yapıldığı kişide ciddi değişiklikler ve problemler görülmeye başlanır. Bu sorunlar zamanla daha fazla artar ve başa çıkılamaz hale gelir. Bu büyüden kurtulmanın en etkili yolu büyüyü bozdurmaktır. Bu sebeple bir medyumla görüşme sağlanmalıdır. Bu büyünün bozulması için ilk yapılması gereken bağlama büyüsünün yapıldığı muskanın bulunması ve çıkarılması gerekir. Böylece büyü bozulur ve kişi normale dönmeye başlar. Ancak bazı durumlarda büyünün etkileri devam edebilir. Bu durumda da medyumla tekrar iletişime geçilmelidir.
Bağlanma Büyüsü Ne Zaman Bozulur?
Oldukça kuvvetli bir büyü çeşidi olduğundan büyünün bozulma süresi biraz uzun olabilir. Büyünün kişiyi ne kadar etki altına aldığına göre de büyünün bozulma süresi değişir. Birçok büyünün on dört gün içinde bozulduğu söylense de bu durum büyünün etkisine göre değişkenlik gösterebilir. Kuvvetli büyülerin bozulma süresi ve kişinin normale dönmesi iki ayı bulabilir. Güvenilir medyum Yasin Hoca ile irtibat kurularak bu büyü için yardım alınabilir. Read the full article
0 notes
bilgiselimcom · 4 years ago
Text
0 notes
kocaalihaber · 5 years ago
Text
0 notes
psikolojikbilgiler · 5 years ago
Text
Bipolar Bozukluk Nedir ve Bipolar Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Tumblr media
Bipolar Bozukluk Nedir?
Bipolar bozukluk nedir? Manik-depresif psikoz olarak geçen duygu durum bozukluğudur. Bipolar bozukluk nedir? Kişinin hislerini, düşüncesini, yaşam fonksiyonunu, enerjisini etkilemekte olan ruhsal ve beyinsel bir hastalıktır. Bipolar bozukluk nedir? İnsanın gündelik hayatta yaşadığı inişli çıkışlı durumlardan oldukça farklıdır. Aynı zamanda çift kutuplu duygu durum bozukluğu adıyla da bilinmektedir. İnsan ilişkilerine zarar vermesinde, iş ortamında performansın düşmesinde, aile içinde olumsuz etki bırakmasında, intihara sürükleyecek davranışların ortaya çıkmasında etkili olmaktadır. Kadınlarda ve erkeklerde aynı oranda görülen bipolar bozukluk, toplumun sadece %1’ini etkilemektedir. Genel olarak 30 yaşlarında ortaya çıkmakla birlikte daha erken yaşlarda da görülme olasılığı vardır.
Bipolar bozukluğu Nedenleri
Çift kutuplu bozukluğun ortaya çıkmasında en büyük etken genetik faktörlerdir. Ayrıca nörokimyasal durumlarda dengesizlik bulunur. Aynı zamanda yaşanan bazı stresli olayların da manik ya da depresif nöbetleri hızlandırıcı etkisi bulunmaktadır.
Tumblr media
  Bipolar Bozukluğu Belirtileri Nelerdir? Bipolar Bozukluğu belirtileri üç şekilde incelenmektedir; Manik: Çeşitli amaçsız faaliyetlerle kendini gösteren temelsiz aşırı bir coşku durumudur. Manik olan kişi, aşırı hareketli, sinirli ve aşırı konuşkan olup fikir uçuşmaları ve dikkat dağınıklığı ya.. Bipolar Bozukluk Nedir yazısının devamını görüntülemek için tıklayın. Read the full article
0 notes
songsforsinglepillows · 2 years ago
Text
Bi̇polar Bozukluk Nedi̇r? Bi̇polar Bozukluk Nedi̇r? Bipolar bozukluk belirtileri nelerdir? Bipolar bozukluk nedenleri ve faktörleri nelerdi konularını ele aldığımız yazımız ile sizlerleyiz. Merak edilen konulardan birisi olan bipolar bozukluk konusunu sizler için tüm detayları ile inceliyoruz. Bi̇polar Bozukluk Nedi̇r? Bipolar bozukluk diğer adı ile iki uçlu duygu durum bozukluğu ya da manik depresiz hastalık ismi i... https://www.begonya.com/bipolar-bozukluk-nedir/?feed_id=71767&_unique_id=62f1bcdea379e
0 notes
entelektia · 1 year ago
Text
Depresyon Nedir? Kişilerde Nasıl Görülür?
Tumblr media
Depresyon, genellikle sürekli bir üzüntü, umutsuzluk ve enerji kaybı ile karakterize edilen bir ruhsal sağlık durumudur. Diğer belirtiler arasında uyku sorunları, iştah değişiklikleri, konsantrasyon zorlukları ve ilgi kaybı yer alabilir. Profesyonel yardım almak, depresyonla başa çıkmak için önemli bir adım olabilir. Depresyon Ne Değildir? Depresyon, sadece bir "normal" üzüntü veya kısa süreli moral bozukluğu değildir. İki haftadan uzun süren belirgin semptomlarla karakterize edilen ciddi bir ruhsal sağlık durumudur. İşte depresyonun ne olmadığına dair bazı önemli noktalar: Sadece Geçici Bir Duygudurum Değişimi Değildir: Depresyon, kısa süreli bir üzüntü veya moral bozukluğu değildir. Semptomlar genellikle uzun vadeli ve günlük yaşamı ciddi şekilde etkiler. İradesizlik veya Tembellik Değildir: Depresyon, kişinin sadece "tembel" olduğu anlamına gelmez. Bu durum, enerji kaybı, motivasyon eksikliği ve günlük görevlere karşı ilgisizlikle karakterizedir. Sadece Zayıflığın Bir Göstergesi Değildir: Depresyon, bir kişinin zayıf veya güçsüz olduğu anlamına gelmez. Herhangi bir kişi depresyon yaşayabilir, bu durum güçsüzlük veya başarısızlıkla ilişkilendirilmemelidir. Tek Bir Nedenle Sınırlı Değildir: Depresyon genellikle bir dizi faktörün birleşimi sonucu ortaya çıkar. Sadece tek bir nedenle sınırlı değildir ve genellikle biyolojik, genetik, çevresel ve psikososyal etkenlerin etkileşimini içerir. Kişinin Kontrolünde Olan Bir Durum Değildir: Depresyon, kişinin isteği veya kontrolü dışında gelişen bir durumdur. Kişi, depresyonu sadece "pozitif düşünceyle" veya "biraz çaba ile" ortadan kaldıramaz. Depresyon, karmaşık bir durumdur ve bu belirtileri olan kişilerin profesyonel yardım alması önemlidir. Depresyon Kimlerde Görülür? Depresyon, genellikle birçok faktörün etkileşimi sonucunda ortaya çıkan bir ruhsal sağlık durumudur. Genetik yatkınlık, biyolojik etmenler, çevresel stres, kişisel tarih ve yaşam koşulları gibi bir dizi etken depresyon riskini artırabilir. Depresyon, her yaş grubunda, cinsiyette, ırkta ve sosyoekonomik düzeyde görülebilir. Bu durum, duygusal, fiziksel ve zihinsel belirtilerle karakterizedir, genellikle sürekli bir üzüntü, umutsuzluk, enerji kaybı, uyku sorunları, iştah değişiklikleri ve ilgi kaybı gibi belirtiler içerir. Tedavi, bireysel ihtiyaçlara göre değişebilir ve genellikle psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisini içerir. Önemli olan, profesyonel yardım aramaktır. Depresyon Belirtileri Nelerdir? Depresyon belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak yaygın belirtiler şunları içerebilir: 1. Sürekli üzüntü, hüzün veya boşluk hissi 2. Enerji kaybı ve sürekli yorgunluk 3. İlgi kaybı veya zevk alamama 4. Uyku sorunları (uykusuzluk veya aşırı uyuma) 5. İştah değişiklikleri ve kilo kaybı veya artışı 6. Düşük özsaygı ve değersizlik hissi 7. Konsantrasyon güçlüğü ve karar verme zorluğu 8. Hareket hızında yavaşlama veya ajitasyon 9. Düşük motivasyon ve umutsuzluk 10. İntihar düşünceleri veya davranışları Eğer bu belirtileri yaşıyorsanız veya tanıdığınız biri bu belirtileri gösteriyorsa, profesyonel yardım almak önemlidir. Bir sağlık uzmanı ile görüşmek, doğru teşhis ve uygun tedavi için ilk adımdır. Depresyon Çeşitleri Nelerdir? Depresyon farklı türleri içerebilir ve her biri belirli özelliklere sahip olabilir. İşte bazı yaygın depresyon türleri: Major Depresyon: En yaygın depresyon türüdür. Genellikle günlük yaşamı etkiler, enerji kaybına, ilgi kaybına ve umutsuzluğa neden olabilir. Distimi: Kronik ve sürekli bir depresyon türüdür, ancak belirtiler major depresyondan daha hafif olabilir. Uzun süre devam edebilir, genellikle en az iki yıl sürer. Bipolar Bozukluk (Manik Depresyon): Bu durum, mani (aşırı enerji ve heyecan) ve depresyon arasında değişen dönemleri içerir. Mevsimsel Affektif Bozukluk (SAD): Mevsimsel değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan bir depresyon türüdür, genellikle kış aylarında belirginleşir. Anksiyete ve Depresyon: Hem depresyon hem de anksiyete belirtilerini içeren bir durumdur. Her birey farklı bir depresyon deneyimi yaşayabilir, ve depresyon türleri arasında geniş bir yelpaze bulunabilir. Profesyonel yardım, doğru teşhis ve etkili bir tedavi için önemlidir. İsmine Aşina Olmadığımız Atipik Depresyon Nedir? "Atipik depresyon," tipik depresyon belirtilerinden farklılık gösteren bir alt türü ifade eder. Atipik depresyon, genellikle diğer depresyon türlerinden daha spesifik belirtilere sahiptir. Tipik belirtiler arasında ağırlık artışı, aşırı uyku, aşırı yemek isteği ve özellikle olumlu olaylara karşı geçici bir iyileşme dönemi bulunabilir. Bu, genel depresyon tanımından sapan belirtilere sahip olan bir alt kategoridir. Atipik depresyonu olan kişiler, sosyal ilişkileri sürdürme konusunda genellikle zorlanır ve bu durum diğer depresyon türlerinden farklılık gösterir. Yine de, bu konuda bir sağlık profesyoneli ile görüşmek, doğru tanı ve uygun tedavi planı için önemlidir. Atipik Depresyon ve Anksiyete Bozukluğu Arasında Bağ Var mıdır? Atipik depresyon ve anksiyete bozukluğu arasında bazı benzerlikler ve örtüşen noktalar olabilir. Bir kişide atipik depresyon ve anksiyete bozukluğu bir arada görülebilir veya zaman içinde birbirini takip edebilir. Atipik depresyon, tipik depresyon belirtilerinden farklılık gösterir ve genellikle aşırı yeme, ağırlık artışı, aşırı uyuma veya aşırı uyku gibi atipik belirtileri içerir. Anksiyete bozukluğu ise aşırı endişe, gerginlik, huzursuzluk gibi belirtilerle karakterizedir. Her iki durum da psikiyatrik bozukluklardır ve bir kişinin hem atipik depresyon hem de anksiyete bozukluğu yaşaması, karmaşık bir klinik tabloya işaret edebilir. Bu nedenle, her iki durumu değerlendirmek ve uygun tedavi planını oluşturmak için bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Depresyon İlaç Kullanmadan Tedavi Edilebilir mi? Depresyon tedavisinde ilaç kullanmadan da başarıyla uygulanan yöntemler bulunabilir. Tedavi planı kişisel ihtiyaçlara ve duruma bağlı olarak değişebilir. İlaçsız tedavi seçenekleri şunları içerebilir: Psikoterapi (Konuşma Terapisi):Terapist rehberliğinde bireysel veya grup terapisi, depresyon belirtileriyle baş etmekte yardımcı olabilir. Davranışsal Terapi: Bu terapi türü, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirme ve olumlu davranışları geliştirme odaklıdır. Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite, endorfin salgısını artırabilir ve genel ruh halini iyileştirebilir. Beslenme ve Uyku Düzeni: Sağlıklı bir diyet ve düzenli uyku, depresyonun yönetiminde etkili olabilir. Stres Yönetimi: Stresle başa çıkma becerilerini geliştirmek, depresyonun etkilerini azaltabilir. Sosyal Destek: Aile, arkadaşlar veya destek gruplarından alınan destek, duygusal iyileşmeyi teşvik edebilir. Bu yaklaşımların etkinliği bireyden bireye değişebilir, ancak birçok kişi için ilaçsız tedavi yöntemleri etkili olabilir. Ancak, depresyon şiddetliyse veya riskli durumlar içeriyorsa, ilaç tedavisi bir seçenek olabilir. Her durumda, bir sağlık profesyoneliyle görüşmek en iyi adımdır. Depresyon Atakları Kendini Nasıl Gösterir? Depresyon atakları, bireyden bireye farklılık gösterebilir, ancak genellikle şu belirtileri içerir: 1. Duygusal Belirtiler: - Derin üzüntü veya boşluk hissi - Çaresizlik veya umutsuzluk duyguları - Kolayca sinirlenme veya irritasyon 2. Fiziksel Belirtiler: - Enerji kaybı ve sürekli yorgunluk - Uykusuzluk veya aşırı uyuma - İştah değişiklikleri ve kilo kaybı veya artışı 3. Zihinsel Belirtiler: - Konsantrasyon güçlüğü ve karar verme zorluğu - Değersizlik veya suçluluk duyguları - İlgi kaybı veya aktivitelerden zevk alamama 4. Sosyal İzolasyon: - Sosyal etkileşimden kaçınma - Arkadaşlarla veya aile üyeleriyle iletişim eksikliği - Sosyal faaliyetlere ilgi kaybı 5. Fiziksel Ağrılar: - Baş ağrısı, karın ağrısı veya başka vücut ağrıları 6. İntihar Düşünceleri veya Davranışları: - Ölüm veya intihar düşünceleri - İntihar girişimleri Depresyon atakları genellikle belirli bir süre içinde ortaya çıkar ve bu belirtiler birbirine bağlı olarak kişinin günlük yaşamını etkiler. Eğer siz veya tanıdığınız birisi bu belirtileri yaşıyorsa, profesyonel yardım almak önemlidir. Bir sağlık uzmanı, uygun tedavi planını değerlendirebilir ve yönlendirebilir. Depresyonda Hangi Aşamada Uzman Yardımı Alınır? Depresyon belirtileri herkes için farklılık gösterir, ancak genelde uzman yardımı almak önemlidir: Belirtiler Uzun Süre Devam Ediyorsa: Eğer depresyon belirtileri iki haftadan uzun bir süre devam ediyorsa ve günlük yaşamınızı etkiliyorsa, profesyonel yardım almak önemli olabilir. Günlük İşlevselliği Etkiliyorsa: Depresyon, iş, okul veya sosyal ilişkiler gibi günlük işlevselliğinizi ciddi şekilde etkiliyorsa, uzman yardımı gerekebilir. İntihar Düşünceleri veya Davranışları Varsa: Eğer intihar düşünceleriniz varsa veya intihar düşüncesiyle hareket ediyorsanız, hemen acil yardım almalısınız. Sosyal İzolasyon Artıyorsa: Sosyal etkileşimden kaçınma, arkadaşlarla veya aile üyeleriyle iletişim eksikliği gibi sosyal izolasyon belirginleşiyorsa, uzman yardımı düşünülmelidir. Davranış Değişiklikleri Belirginse: Aşırı alkol veya madde kullanımı, aşırı riskli davranışlar, yeme bozuklukları gibi davranış değişiklikleri varsa, bu durumda profesyonel destek önemlidir. Herkesin durumu farklıdır, ancak depresyon belirtileri yaşanıyorsa, bir sağlık profesyoneliyle görüşmek, uygun tedavi ve destek almak için önemli bir adımdır. Depresyon Sizden Daha Güçlü Değil🫶🏼 Read the full article
0 notes
bilibiblicom-blog · 6 years ago
Text
Psikolojik Hastalıklar Ve Belirtileri Nelerdir
Tumblr media
Hiç kimse kendisinin psikolojik rahatsızlık geçirdiğini kabul etmez. Çevresindekiler psikolojik rahatsızlık geçirdiğini söyleyince de beklenmedik tepkiler verebilir. Ünlü yazar Peyami Safa bir sözünde ‘’ Her hastalık evvel ruhta başlayıp sonra vücuda sirayet etmiş bir isyandır.’’ Demiştir. İnsanların için bedensel sağlıklarının önemli olduğu gibi ruhsal sağlıklarının iyi olması içinde kendilerine bakmalıdırlar. Psikolojik hastalıkların doğurabileceği sonuçlar Psikolojik rahatsızlığı olan insanlar diğer sağlıklı insanlar gibi davranırlar. Gözle görülür derecede farklı davranışları yoktur. Bazı kişilerde ruhsal sağlıklarının bozukluğu belli olur. Şiddete varacak derecede davranışları olur.Cinsel açıdan uygunsuz hareketlerde bulunulur.İntihar etmeyi düşünecek kadar kendilerini kaybedebilirler.Psikolojik hastalığı olan kişiler üretkenliklerini kaybederler. En yaygın psikolojik hastalıklar nelerdir Anksiyete bozuklukları: Panik Atak, Yaygın Anksiyete bozukluğuDuygu durum bozukluklarıKişilik bozukluklarıYeme bozukluklarıBağımlılıklarCinsel Sorunlar Bu konu hakkında da Sigmund Freud ‘’ Ruh sağlığı yerinde insan sevebilen ve üretebilen insandır.’’ Demiştir. Depresyon belirtileri nelerdir Depresif olan kişiler de uyku bozukluğu ve yeme düzeninin sağlıksız olduğu görülmeye başlanır. Kişi kendini mutlu hissetmez sürekli yorgundur. Evden dışarı çıkmaz yalnız kalmak ister ve pişmanlık duyguları yaşadığını söyler. Bu durumda kişiler intihar etmeyi bir kaçış yolu görmektedirler. Depresyona neden olan faktörler Bazı hormonları düzensizliğiGenetik durumlarKişisel özelliklerÇevresel etkenler Bipolar bozukluk: Kişinin ruh haline göre değişiklik gösteren bir çeşit beyin hastalığıdır. Bipoların 3 alt grubu vardır. 1) Bipolar I 2) Bipolar II 3) Cyclotimik Kişi depresif olduğu dönemde insanlardan kaçar. Çünkü kendini umutsuz ve kendine güven duygusunu kaybetmiş gibi hisseder. Manik olduğu dönemde ise kendisini iyi hisseder. Uyuma istemez ve sürekli risk alacak işlerle uğraşır. Kaygı Bozuklukları Kaygı bozuklukları olan kişi aşırı derecede korkar.  Aşırı kaygı bozukluğu olan kişilerde korku durumu yaşandığından kalp çarpıntısı, ağız kuruluğu veya titreme gibi rahatsızlıklar gözükebilir. Kaygı bozukluğu genetik nedenlerden dolayı görüldüğü gibi alkol tüketmekten de olabilir. İlaç kullanarak ya da terapi alarak kişi bu durumdan kurtulabilir. Read the full article
0 notes
bayanglecom-blog · 5 years ago
Text
Bipolar Bozukluk
Önceleri manik depresif bozukluk veya manik depresyon adıyla bilinen bipolar bozukluk, riskli davranışlar nedeniyle ilişkilere ve kariyere zarar veren,  tedavi edilmediği zaman intihara bile yol açan ciddi ruhsal bir hastalıktır. Bipolar bozukluk, maniden depresyona kadar uzanan ruh halindeki aşırı değişiklikler olarak tanımlanır. Bu ruh hali oynamaları arasında, bipolar bozukluğu olan kişi…
View On WordPress
0 notes
psikologrehber · 5 years ago
Text
Psikolojik hastalıkların fiziksel belirtileri nelerdir?
Psikolojik hastalıkların fiziksel belirtileri nelerdir? Molatik Hayat Psikolojik hastalıkların fiziksel belirtileri nelerdir? Depresyon, bipolar bozukluk, anksiyete, borderline… Peki bu rahatsızlıkları ne kadar biliyoruz? Psikolojik hastalıkların fiziksel belirtileri nelerdir? Terleme, titreme, çarpıntı, tansiyonun yükselmesi, yorgunluk, nefesi kesiliyormuş hissi.. Bu bedensel belirtileri görülebilir. Başına kötü bir şey geleceğini düşünme, rezil olmaktan veya komik duruma düşmekten korkma gibi bilişsel (düşünsel), fakat çoğu kez nedeni belirsiz, tanımlanamayan bir gerginlik durumudur. Ayrıca kontrolünü yitirme korkusu, her an kötü bir haber alacağı hissi, uyku bozuklukları, tedirginlik, gerginlik, sinirlilik ve çaresizlik duyguları ruhsa belirtileri olarak yaşanabilir. Herkeste değişik derecelerde kaygı vardır ve hiç kaygısı olmayan hemen hemen hiç kimse yoktur. Fakat kaygının türü ve derecesi önemlidir. Kaygı bireyin günlük yaşamının merkezi olur ve birey kaygı üzerinde odaklaşırsa, o zaman kişi yaşamını normal bir şekilde sürdüremez. Ve değişik davranış bozukluklarının gelişmesine neden olur. Bazı hastalıklar kaygı ile ilgili problemlere benzer semptomlara neden olabilir. Tiroid, şeker hastalığı, hipoglisemi ve bazı kalp rahatsızlıkları gibi…
Psikolojik hastalıkların fiziksel belirtileri nelerdir?
Depresyon
Depresyon, dünyada en sık görülen psikolojik rahatsızlıkların başında geliyor. Kadınlarda görülme oranı yüzde 11 iken erkeklerde ise bu oran yüzde 5. Depresyonun en önemli belirtisi isteksizlik… Hiçbir şeye karşı heyecan duymamak, ilgi kaybı yaşamak depresyonun en önemli belirtisidir diyebiliriz. Uyku sorununa, iştahsızlığa, olumsuz düşüncelere ve konsantrasyon bozukluğuna sebep olur.
Bipolar
Bipolar bozukluğun bir diğer adı da manik depresyondur. Bipolardan müstarip olan kişiler sürekli manik ve depresif dönemlerden geçer. Hem psikoterapiyle hem de ilaçla tedavil edilir. Erken teşhis ve terapi sayesinde bu hastalığı kontrol altında tutmak mümkündür. Manik dönemde büyük bir coşku yaşayan, çok fazla para tüketen, büyük bir enerji patlaması yaşayan bireyler, depresif olduğunda ise manik dönemin tam aksine kendilerini aşırı bitkin ve mutsuz hisseder.
Anksiyete
Anksiyete bozukluğu genellikle kadınlarda görülüyor. Kadınlarda görülme oranı yüzde 22, erkeklerde bu oran yüzde 9. Kaygılı olma halini anlatan bu bozukluk yüzünden kişiler sürekli tetikte olur, vücutları çok fazla adrenalin salgılar. En önemli belirtileri kalp çarpıntısı, baş dönmesi ve boğulma korkusudur. Panik ataklar tarafından tetiklenebilir ya da bir sebep olmadan da çıkabilir.
Borderline
Borderline, yani sınırda kişilik bozukluğuna sahip bireylerde uyuşturucu kullanımı sık görülür. En önemli belirtileri yalnız kalma korkusu, yüzeysel iletişimler, depresyon ve yabancılaşmadır. Hastaların geçmişinde genellikle duygusal ihmal ya da tecavüz gibi sarsıcı ihmal vakaları bulunur. Kendilerine zarar verme riskleri, diğer psikolojik rahatsızlıklara göre daha fazladır.
Obsesif kompülsif bozukluk
Obsesif kompülsif bozukluğu 'takıntı hastalığı' olarak özetleyebiliriz. Obsesif kompülsiften müstarip bireylerde belli düşünceler, fikirler sürekli tekrar eder, akıllarından sürekli aynı sorular geçer. Örneğin adımlarını sayarlar, aynı kelimeleri sıklıkla tekrar ederler, kapıyı kilitleyip kilitlemediklerini pek çok kontrol ederler. Hastalar, takıntılarının farkındadırlar ancak bu tekrarlara karşı koymayı başaramazlar. Önlemi alınmadığı takdirde kişilerin sosyal ilişkilerinin önemli ölçüde zarar görmesine yol açar.
Tükenmişlik sendromu
Tükenmişlik sendromu son yıllarda pek çok oyuncu sayesinde sıklıkla karşımıza çıkıyor. Sürekli stres altında olan, uykusuzluk çeken, korkularını bastıramayan kişilerde ortaya çıkar. Kişiler stresle başa çıkamadığı için kendilerini tükenmiş hisseder. Dünyanın her geçen gün çok daha kalabalıklaşması, her alanda rekabetin artması stres seviyesinin artmasına neden oluyor. Bu da, tükenmişlik sendromunu 'popüler' bir hastalık haline getiriyor. Hastalığa yönelik terapi çoğunlukla birkaç hafta sürer. Ancak ağır durumlarda bu terapi süreci birkaç yıla kadar uzayabilir. Read the full article
0 notes
neiyigelirportali-blog · 5 years ago
Text
Psikoz nedir ve belirtileri nelerdir? Psikoz tedavisi var mıdır ve kimlerde görülür?
Şizofreni ve bipolar bozukluğunun başlangıcı olan psikozun ne olduğunu biliyor musunuz? Münhasıran ergenlik ve gençlik yıllarındaki iki cinsiyetinde yaşama ihtimali olduğu bu semptom hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Hastanın yaşamsal faktörlerinin gerçekliğini azalması üzere belirtilerle ortaya çıkar. Pekala Psikoz nedir ve belirtileri nelerdir? Psikoz tedavisi var mıdır ve kimlerde görülür?
Başlı başına bir hastalık olmayan psikoz, semptom olarak görülür. Günümüzde yaygın olarak görülen psikoz hastası, gerçek hayattan uzak hikaye ve durumlara inanmasıdır. Erken teşhis edildiğinde tedavisi kolaylaşır. Lakin kimi hastalar erken belirti göstermediğinden şizofreni yahut bipolar bozukluğuna döner. Bayanlara orantılar erkeklerde daha sık rastlanır. 15-30 yaş arasında görülme mümkünlüğü yüksektir. Belirtiler hafif seviyedeki şizorfrenle birebirdir. Altta yatan hiçbir neden olmadan birinde görülme mümkünlüğü lakin genetiksel bozukluğa bağlıdır. Kişi hadise ve durumlar önünde gerçekmiş üzere halisünasyonlar görür. Yerküre Sıhhat Örgütü’ne nazaran bu semptom 51 milyon ziyade beşerde görülür. İlerlemesi çevresel faktörlere bağlıdır. Hasta gerçek yerkürede rastgele bir vakit lisanında tanıdığı birini hayal yerküresine ekleyerek yeni bir hayat sürdüğünü düşünür. 
PSİKOZUN NEDENLERİ NELERDİR?
Bilimde hala tam olarak neyden asıllı yaşandığı bilinmez. Kimi marazlar psikozun yaşanmasına taban hazırlar. Münhasıran bu bakımdan kronik uyku bozukluğu illetin ortaya çıkmasında neden olur. Beyindeki had hücrelerinin külliyen çökmesi, kişinin ağır bir travma yaşaması, ya da depresyon ve gerilim üzere ruhsal durumlarla başa çıkamaması sonucu da psikozun yaşanma mümkünlüğü artar. Kişinin kendine karşı güvensizliğinin yanı sıra, nörolojik marazlar yani; parkinson, dimağ tümörü ve demans da marazın yaşanmasında yer hazırlar.
PSİKOZUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
– Dert, kuşku, algısal bozukluk ve daima yorgun uykusuz olma halleri psikozun hafif belirtileridir.
– Hem görsel hem işitsel halisünasyonlar, 
– Şiddetli sanrılar
– Öbürleri tarafından denetim edildiğini düşünme
– Akılda bulanıklık
– Tüm haberlerini karıştırma
– Istikrarsız konuşma
– Aniden sessizleşme
– Fısıltılı konuşmalar
– Etrafında en çok sevilen kimselere karşı kıskançlık
– Hadiseler önünde tepkisizlik
– Konsantrasyon zorluğu 
– Ve atak geçirme psikozun şiddetli belirtileridir.
PSİKOZ TEDAVİSİ VAR MIDIR?
Ataklarla birlikte kişi derhal gözetim altına alınarak sakinleştirilmeye çalışılır. Eksper hekim psikozun seviyesini belirlemek için hastayı bir gün boyunca gözetler. Rahatsızlık Antipsikotik ilaçlarla tedavi edilebilir. Bununla birlikte kişi belirli bir mühlet tabip denetimi için hastaneye yatırılır. Bu vade içerisinde psikiyatrist desteği ile gördüğü işitiği şeylerin gerçek olmadığı aklının ona bir oyun oynadığına bununla başa çıkabileceğine yönelik tedavi edilir. Şizofren hastaları üzere uzun sürmez lakin nüksetme mümkünlüğü yüzde 70’tir. Bu yüzden hastadan fazla muhitindeki kişilerin daha dikkatli olması gerekir. hastalık her bir devirde daha şiddetli yaşanabilir. 
Psikoz nedir ve belirtileri nelerdir? Psikoz tedavisi var mıdır ve kimlerde görülür?
0 notes
themoiira · 5 years ago
Text
Psikotropik İlaçlar Nelerdir? Çeşitleri Tarihçesi ve İstatistikleri I Moiira
Kadın ve Yaşama Dair Her Şey https://moiira.com/psikotropik-ilaclar-nelerdir-cesitleri-tarihcesi-ve-istatistikleri/
Psikotropik İlaçlar Nelerdir? Çeşitleri Tarihçesi ve İstatistikleri
Günümüz doğal sağlık dünyasında en tartışmalı konulardan biri psikotrop ilaçlardır. Psikotropik İlaçlar Nelerdir? Çeşitleri Tarihçesi ve İstatistikleri. Ayrıca psikoaktif ilaçlar olarak da adlandırılan bu ilaçlar, bir tür akıl hastalığını tedavi etmek amacıyla veya yasadışı eğlence amaçlı olarak beynin çalışma şeklini etkileyen hem yasal hem de yasa dışı maddelerin uzun bir listesini oluşturur.
Ulusal Akıl Hastalıkları İttifakına göre, ABD’de her beş yetişkinden yaklaşık biri belirli bir yıl içinde bir tür zihinsel hastalık yaşıyor . ( 1 ) Bu hastalıklar için çok yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemi ilk önce ilaç tedavisi haline geldi, diğer tüm yöntemler ikinci (ya da hiç değil).
Neden tartışmalı? Yaptığım araştırmalardan, bunun bir kombinasyonundan kaynaklandığını düşünüyorum: a) psikotropik ilaçların geliştirilmesi ve satılmasının karmaşık niteliği, b) psikotropik ilaçların birçok tehlikesi ve bunların faydalarının olup olmadığı sorusu ilaçlar risklerden ağır basar ve c) bu hastalıkları tedavi eden klinisyenlerle ilaç endüstrisinin şüpheli ve muhtemelen etik dışı finansal destekleri.
Bu ilgili makalelere bakın:
Kimyasal Dengesizlik Efsanesi
Antidepresan Yoksunluk Belirtileri
Psikotrop İlaçların Tehlikeleri
Psikiyatrik İlaçlara Doğal Alternatifler
Psikotropik İlaçlar Nelerdir? Çeşitleri Tarihçesi ve İstatistikleri “Maudsley Tartışması”
Maudsley tartışması olarak bilinen 2015 yılında yayınlanan popüler bir diyalogda, Dr.  Peter Gøtzsche (Danimarkalı bir doktor, tıbbi araştırmacı ve Nordic Cochrane Center başkanı) ve Dr. Allan H. Young (Psikiyatri Enstitüsü’ndeki duygudurum bozuklukları profesörü), King’s College London’daki Psikoloji ve Sinir Hastalıkları Londra, İngiltere) psikoaktif ilaçlar ve bunların risklere karşı yararları hakkındaki kanıtları gözden geçirdi. ( 2 )
Psikoaktif ilaçların çoğunun kullanımına açık bir rakip olan Gøtzsche, bu tartışmada şöyle diyor: “Psikiyatrik ilaçlar, aşağıda gösterildiği gibi, Batı dünyasında her yıl 65 ve daha yaşlı olan yarım milyondan fazla insanın ölümünden sorumludur. Onların yararlarını, bunu haklı çıkarmak için devasa olmak gerekir, ancak asgari düzeydedirler. ”
Bu ilaçların birçoğunu değerlendirmek ve yasallaştırmak için kullanılan birçok denemenin çalışma tasarımlarının, bu ilaçların birçoğunun etkilerini tam olarak yakalamadığını ve ciddi yan etkilerle ilgili raporların oldukça az rapor edildiğini iddia etmektedir (intiharlar gibi) bazı antidepresanlar ise). Son sonucu?
Yararları olmadığı göz önüne alındığında, neredeyse tüm psikotrop ilaçları zarar vermeden durdurabileceğimizi tahmin ediyorum – tüm antidepresanları, DEHB ilaçlarını ve demans ilaçlarını bırakarak (küçük etkiler muhtemelen açıcı önyargının sonucu olduğu için) ve sadece şu anda kullandığımız antipsikotikler ve benzodiazepinler. Bu daha sağlıklı ve daha uzun ömürlü nüfuslara yol açacaktır. Uzun süre kullanıldığında psikotrop ilaçlar çok zararlı oldukları için, neredeyse sadece akut durumlarda kullanılmalı ve her zaman sivrilmeye yönelik sert bir planla kullanılmalıdır, ki bu birçok hasta için zor olabilir. Bunu yansıtmak için yeni kurallara ihtiyacımız var. Yaygın yoksunluk kliniklerine de ihtiyacımız var, çünkü birçok hasta antidepresanlar dahil olmak üzere psikiyatrik ilaçlara bağımlı hale geldi ve onları yavaş ve güvenli bir şekilde almayı durdurabilmeleri için yardıma ihtiyaçları var.
Gøtzsche, araştırmada sağlam, “altın standart” bilime ve gerçeğe olan bağlılıklarıyla tanınan bir organizasyon olan Cochrane araştırma merkezinin başkanıdır.
Tabii ki, herkes bu şekilde hissetmiyor. Bu bilimsel tartışmada öne çıkan diğer doktor, psikoaktif ilaçların daha az karmaşık olmadığını ve tıpkı herhangi bir tıbbi durum için kullanılan herhangi bir ilaca göre faydalara karşı risklerle dolu olduğunu iddia ediyor. Bu ilaçların düzenleyici kurumlar tarafından onaylanması gereken araştırma türü nedeniyle güvenli olduğuna ve tehlikeli oldukları konusunda ısrar etmelerinin yanlış olduğuna inanıyor.
Bu parça boyunca hem yasal hem de yasadışı psikotrop ilaç formlarını ana hatlarıyla anlatacağım, ancak başlıca tehlikeler ve doğal alternatifler daha çok çalışıldıkları için çoğunlukla yasal, reçeteli psikotropik ilaçlara odaklanacak.
Psikotropik İlaçlar Nelerdir?
Basitçe söylemek gerekirse, psikotrop ilaçlar arasında “zihni, duyguları ve davranışları etkileyebilecek herhangi bir ilaç” bulunmaktadır. ( 3 ) Bu, bipolar bozukluk için lityum , depresyon için SSRI ve şizofreni gibi psikotik durumlar için nöroleptikler gibi yaygın reçeteli ilaçları içerir . Listede ayrıca kokain, ecstasy ve halüsinasyon etkisi yaratan LSD gibi sokak ilaçları da yer alıyor.
Psikotropik İlaçlar Nelerdir? Çeşitleri Tarihçesi ve İstatistikleri Bu ilaçlar neden bu kadar tartışmalı?
Buradaki tartışmalar çok yönlüdür, ancak birçok kişinin psikoaktif ilaçların aşırı reçete edilmesini sorgulamaya başlamasının başlıca nedenlerinden biri, araştırmacılar, psikiyatristler, DSM uygulayıcıları gibi psikiyatri alanındaki insanlar arasındaki finansal bağlarla yapmaktır. panel üyeleri ve hatta uzman müdahalesi olmadan tedaviler yazan birincil doktorlar bile. Psikotropik İlaçlar Nelerdir? Çeşitleri Tarihçesi ve İstatistikleri
Örneğin, Massachusetts Üniversitesi ve Tufts Üniversitesi’nden mezun öğrenciler, DSM panel üyelerinin 2006 yılında, DSM-IV’ün piyasaya sürülmesinden önce finansal sektörle olan finansal bağları hakkında bir inceleme yayınladılar. Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabıesasen psikiyatri “İncil” ve tanımlamak teşhis ve tüm zihinsel, davranışsal ve kişilik bozukluğu için tedaviye belirlemek için kullanılır.
Bu derlemede, katı bilime dayanan teşhis ve tedavi protokolleri oluşturma konusunda güvenilen panel üyelerinin yüzde 56’sının ilaç endüstrisi ile finansal ilişkileri vardı. “Ruh Hali Bozukluklar” ve “Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar” kriterlerini belirleyen her bir panel üyesi ilaç endüstrisine finansal olarak bağlandı – ki bu iki alan “ilaçların ilk tedavi hattı olduğu yerler”. 4 )
Bu çıkar çatışmaları ayrıca psikotrop ilaçlar için doğrudan tüketiciye yönelik (DTC) reklamcılık etiğinin sorularına da yayılmaktadır. Araştırmalar, antidepresanlar üzerindeki kişilerin yüzde 70’inin bu ilaçlar için DTC reklamına maruz kaldığını tahmin etmektedir. ( 5 ) Bu maruz kalma bilgisi artan reçete sıklığı, daha yüksek maliyetler ve daha düşük reçete kalitesi ile ilişkilendirildiğinden, DTC reklamcılığı psikotropik ilaçların etiğindeki önemli bir tartışma konusu olmuştur. ( 6 )
Bologna Üniversitesi’nde klinik psikiyatrist ve Buffalo Tıp Fakültesi ve Biyomedikal Bilimler Üniversitesi’nde klinik psikiyatri profesörü olan Dr. Giovanni A. Fava, bu endişe verici ifadesine kaygılarını dile getiriyor: ( 7 )
Psikiyatride çıkar çatışmaları sorunu diğer klinik tıp alanlarından farklı görünmemektedir. Sadece farklı seviyelerde karmaşık bir çaba ile ele alınabilir ve bu daha fazla ertelenemez. Aslında, ya klinik araştırmacılar satış görevlisi olurlar (ve bugün birçok bilimsel toplantının asıl amacı, katılımcıyı sponsora satmaktır) ya da toplumu gereksiz risklerden korumak için cesurca yola çıkmaları gerekir.
Psikotropik İlaçlar Nelerdir? Çeşitleri Tarihçesi ve İstatistikleri Psikotropik İlaç Türleri
Bu liste ayrıntılı değildir, ancak Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan psikotrop ilaçların çoğunu içerir. Bunlar yasal ve yasadışı uyuşturuculara, ardından bireysel ilaç sınıfı sınıflarına göre ayrıştırılmaktadır. İlaçları sık sık “etiketsiz” olarak yazmamıştım, yani FDA tarafından listelenen spesifik durum için onaylanmadı, ancak yine de bu durum için reçete edildi. Marka adları parantez içinde verilmiştir.
Not: Kafein, tütün ve alkol psikoaktif ilaçlar olarak kabul edilir. Aşağıda listelenmemişlerdir, çünkü herhangi bir koşul için öngörülen değil, aynı zamanda yasal maddelerdir.
Yasal Psikotropik İlaçlar ( 8 )
antidepresanlar
SSRI
Fluoksetin (Prozak)
Sitalopram (Celexa)
Sertralin (Zoloft)
Paroksetin (Paxil, Pexeva, Brisdelle)
Esitalopram (Lexapro)
Vortioksetin (Trintellix,)
SNRI’ların
Venlafaksin (Effexor XR)
DULOKSETİN (Cymbalta, Irenka)
Reboksetin (Edronax)
Döngüsel (trisiklik veya tetrasiklik, TCA olarak da bilinir) ( 9 )
Amitriptilin (Elavil)
Amoksapin (Asendin)
Desipramin (Norpramin, Pertofran)
Doksepin (Silenor, Zonalon, Prudoxin)
Imipramin (Tofranil)
Nortriptyline (Pamelor)
Protriptyline (Vivactil)
Trimipramin (Surmontil)
Maprotilin (Ludiomil)
MAOI’ler (  10  )
Rasagilin (Azilect)
Selegilin (Eldepryl, Zelapar, Emsam)
İzokarboksazid (Marplan)
Fenelzin (Nardil)
Tranylcypromine (Parnate)
Bupropion (Zyban, Aplenzin, Wellbutrin XL)
Trazadone (Desyrel)
Brexpiprazol (Rixulti) (majör depresif bozukluk için yardımcı bir tedavi olarak kullanılan antipsikotik)
Anksiyete Karşıtı İlaçlar (Anxiolytics)
benzodiazepinler
Klonazepam (Klonopin)
Alprazolam (Xanax, Alprazolam Intensol, Xanax XR)
Lorazepam (Ativan, Lorazepam İntensol)
Prazepam (Centrax)
Oxazepam (Serax)
Klorazepik asit (Tranxene)
Diazepam (Valium, Diastat, Diazepam Ethensol)
Buspirone (BuSpar)
Klordiazepoksit (Librium)
DEHB İlaçları
uyarıcılar
Metilfenidat (Ritalin, Concerta, Daytrana, Methylin)
Amfetamin ve dekstroamphetamin (Adderall)
Dekstroamphetamin (ProCentra, Dexedrine Spansule, Zenzedi)
Lisdexamfetamin Dimesylate (Vyvanse)
Pemoline (Cylert)
Atomoksetin (Strattera)
antipsikotikler
Nöroleptikler (“Tipik” antipsikotikler) ( 11 )
Klorpromazin (Thorazine, Largactil)
Haloperidol (Haldol)
Perfenazin (Trilafon, Etrafon / Triavil / Triptafen, Decentan)
Flufenazin (Prolixin, Modecate, Moditen)
Loxapine (Loxitane)
Tiyoridazin (Mellaril)
Molindon (Moban)
Thiothixene (Navane)
Trifluoperazin (Stelazin)
Brexpiprazol (Rixulti)
“Atipik” Antipsikotikler (ikinci nesil)
Risperidon (Risperdal)
Olanzapin (Zyprexa)
Ketiapin (Seroquel)
Ziprasidone (Geodon, Zeldox, Zipwell)
Aripiprazol (Abilify, Aristada)
Paliperidon (Invega)
Lurasidon (Latuda)
Clozapine (Clozaril)
Ruh Stabilizatörleri (nöbet bozuklukları, bipolar depresyon, tek kutuplu depresyon, şizoaffektif bozukluk, dürtü kontrol bozuklukları ve bazı pediatrik akıl hastalıkları için)
Antikonvülsanlar
Valproik asit (Valproik, Depaken)
Karbamazepin (Tegretol, Carbatrol, Epitol)
Lamotrigine (Lamictal)
Oxcarbazepine (Trileptal, Oxtellar)
Lityum
Obsesif Karşıtı Ajanlar ( obsesif-kompulsif bozukluk için ) ( 12 )
Clomipramin (Anafranil)
Fluvoxamine (Luvox)
Paroksetin (Paxil)
Fluoksetin (Prozak)
Sertralin (Zoloft)
Anti-Panik Ajanlar (panik bozukluğu için)
Klonazepam (Klonopin)
Paroksetin (Paxil)
Alprazolam (Xanax)
Sertralin (Zoloft)
Hipnotikler (uyku bozuklukları ve (bazen) kaygı için) ( 13 )
barbitüratlar
Sekobarbital (İkincil)
Mephobarbital (Mebaral)
Pentobarbitol (Nembutal)
Butabarbital (Butisol Sodyum)
Fenobarbitol (Luminal)
Amobarbital (Amytal Sodyum)
Benzodiazapenes
Klonazepam (Klonopin)
Alprazolam (Xanax, Alprazolam Intensol, Niravam)
Lorazepam (Ativan, Lorazepam İntensol)
Prazepam (Centrax)
Oxazepam (Serax)
Clorazepic acid / Clorazepate (Tranxene)
Diazepam (Valium, Diastat, Diazepam Antensol, Zetran)
Estazolam (Prosom)
Quazepam (Doral)
Klordiazepoksit (Librium)
Flurazepam (Dalmane)
Triazolam (Halcion)
Temazepam (Restoril)
Midazolam (Versed)
Clobazam (Onfi)
Diphenhydramine (Allermax, Benadryl)
Zolpidem (Ambien, Edluar, Intermezzo, Zoplimist)
Triptofan (Aminomin)
Hidroksizin (Atarax, Hyzine, Vistaril)
Diphenhydramine (Banophen)
Suvorexant (Belsomra)
Buspirone (BuSpar, Vanspar)
Doxylamine (Care One, Doxytex, Eşit Uyku Yardımı, Eşit Uyku Yardımı, Unisom SleepTabs)
Tasimelteon (Hetlioz)
Eszopiklon (Lunesta)
Meprobamate (Miltown)
Ethchlorvynol (Placidyl)
Deksmedetomidin (Precedex)
Ramelteon (Rozerem)
Doksepin (Silenor, Sinequan)
Kloral hidrat (Somnote)
Zaleplon (Sonata)
Sodyum oksibat (Xyrem)
Yasadışı Psikotropik İlaçlar ( 14 )
Empathogens
MDMA (ecstasy, Molly, E)
MDA (Sally)
Sassafras (kahverengi şeker Molly)
6-APB (Benzo Fury)
Alfa-  Metiltriptamin (spiraller)
uyarıcılar
Kokain (kok)
Çatlak kokain (çatlak)
Metamfetamin (met, kristal met)
Amfetamin (hız)
MDMA (ecstasy, Molly, E)
Depresanlar (genellikle yasadışı olarak verilen reçeteli ilaçlar, burada listelenen sokak adları)
Esrar (ot, ot)
dikenler
Şeker
Downers
Peniler
Kızıllar
Kırmızı kuşlar
Uyku hapları
Tooies
Serhoşlar
sarılar
Sarı ceketler
Halüsinojenler ( 15 )
LSD (asit)
Psilosibin (şişeler, kapaklar)
Peyote (kötü tohum)
PCP (melek tozu)
Salvia divinorum (Meryem’in yaprakları)
MDMA (ecstasy, Molly, E)
Psikotrop İlaçların Tarihçesi
In Psikofarmakoloji: Uygulama ve Bağlamlarda “klorpromazin psikoz için bir tedavi ve 1950’lerin başında trisiklik antidepresanlar (TSA) ve selektif olmayan monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) olarak: yazar, modern psikotrop ilaç tedavisi iki keşiflerle başladığını açıklıyor. ”Daha sonra, geçmişte kullanılmış olan morfin gibi sinir sistemi depresanlarının (barbitüratlar) yerine, kaygı ve uykusuzluğun tedavisi için diazepam (marka Valium®) tanıtıldı . Bu, yüksek intihar riski gibi barbitüratların birçok yan etkisi nedeniyle dikkate değerdi. 
1990-1999 arasında, Kongre Kütüphanesi ve Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü, bu zamanı şu an “beynin on yılı” olarak bilinen bir karar olarak ortaya koydu. Özellikle, bu kuruluşlar faydaların farkındalığını arttırmaya çalıştılar. beyin araştırması. Bu noktada, psikotrop ilaçların reçetelenmesi, her yıl milyarlarca dolar harcayan ve klinisyenlerin reçete yazması, reçete yazması, reçete yazması için milyarlarca dolar ödeyerek büyümekte olan bir iş haline geldi! ( 16 )
Bu günlerde, “küresel depresyon uyuşturucu pazarının” (sadece birçok psikotrop ilacın en büyük sınıfı dahil olmak üzere), 2020’de 2014 yılında 14.51 milyar dolar olan 16.8 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. ( 17 )
Büyüleyici olsa da, bu tarih boyunca pek çok kimsenin bilmediği bir konu var: psikoaktif ilaçların dünyasını kurtulma mücadelesi.
Vatandaş İnsan Hakları Komisyonu (CCHR), 1969’dan bu yana zihinsel sağlık endüstrisi suistimalleriyle mücadele eden, kar amacı gütmeyen bir zihinsel sağlık “bekçi köpeği” kuruluşudur. SSRI’ların ve diğer psikoaktif ilaçların, tüketicilere söylenenden çok daha az etkili ve çok daha tehlikeli olduğuna ve bu yoldaki yasal savaşlarının ana hatlarına bakmak için. ( 18 ) Psikotrop ilaçların tarihçesinin çoğunu, mevcut belgelerin çoğundan daha fazla vurgulamaktadır.
Örneğin, FDA onaylı ilk SSRI olan fluoxetin’in (marka Prozac® ) üç çalışma temelinde satılmasına izin verildiğini açıklıyorlar . Bir çalışmada, plaseboya karşı bir gelişme kaydedilmedi; ikincisinde, fluoksetin imiprainden daha düşüktü (daha eski bir TCA) ancak plasebodan daha iyiydi; ve üçüncü çalışmada, fluoksetin , depresyon belirtilerini azaltmada plaseboya göre daha iyi performans gösterdi (sadece beş haftalık çalışma boyunca 11 hastada).
Fluoksetinin ilk Yeni İlaç Uygulamasında FDA’ya çeşitli yan etkiler ve ciddi advers reaksiyonlar bildirilmemiştir. İlaçlar hala 29 Aralık 1987’de onaylandı. On yıl sonra davalar, üreticinin yalnızca birçok güvenlik kaygısı hakkında değil, aynı zamanda ilacı alan hastalarda yüksek bir intihar düşüncesi riski olduğunu da önceden bildiğini ortaya koyuyordu.
1990’da Harvard Tıp Fakültesi’nden Dr. Martin Teicher, intihar ve fluoksetin tedavisi hakkında bir çalışma yayınladı ve bu ilacı almanın çok sayıda hastada “şiddetli, şiddetli intihar düşünceleri” ile ilişkili olduğunu açıkladı. ( 1 9 ) O zaman düzenleyici kurumlar tarafından herhangi bir işlem yapılmamıştır.
FDA güvenlik incelemesi başkanı Andrew Mosholder, MD’de 1994 yılında FDA Psikofarmakolojik İlaçlar Danışma Komitesi (PDAC) ile fluoksetin denemesi ve bunun bulimiye olan bir yeme bozukluğu üzerine yaptığı bir duruşma ile görüştü . Çalışma sonuçlarını sundu: Çalışmadaki yedi hasta öldü, dördü kesinlikle intihar etti. Cesetlerin hiçbiri otopsi yapılmadı. Ek olarak, ilacın üreticisi, ambalaj bilgilerinde, klinik çalışma hastalarının yüzde dokuzunun anoreksi geliştirdiğini belirtti. Buna rağmen, fluoksetin bu duruşmadan sonra bulimia tedavisi olarak onaylandı. (18)
Harvard Tıp Fakültesi psikiyatrı MD MD Glen Glenmullen , 2001 yılında Prozac Backlash adlı bir kitap yayımladı ve yüz ve tüm vücut tikleri gibi nörolojik bozukluklar da dahil olmak üzere SSRI tehlikelerinin bu ilaçlar hakkında artan bir endişe duymaya başladığını belirtti. Kitabında, SSRI’ları beyin sinir uçlarını yok eden “kimyasal bir lobotomiye” benzetiyor.
FDA nihayet, çocukları özellikle çocuklarda ve ergenlerde yaygın olan SSRI’larla ilgili iyi belgelenmiş intihar davranışlarından korumak için bir adım attı ve 5 Temmuz 2005’te “intihar düşünceleri ve davranışlarının tedavi edilen yaklaşık 1’inde beklenebileceğini belirten bir tavsiye uyarısı verdi. pediyatrik hastalar. ”(18)
Sadece iki hafta sonra, aynı üretici, fluoksetin etiketlerine (Eli Lilly) ek uyarılar eklemekle görevlendirildi ve 690 milyon $ ödeyerek, olanzapin (marka Zyprexa®) hakkında 8.000’den fazla talepte bulundu. Bu iddialara ilacın hayatı tehdit eden diyabetlere neden olduğu iddia edildi . Ocak 2009 itibariyle, 1.200.000 dolar ödeyerek 30.000’den fazla talepte bulunmuştu. ( 20) Ayrıca, Ocak 2009’da ABD Adalet Bakanlığı, Eli Lilly’ye 515 milyon dolarlık bir ceza para cezası (şimdiye kadarki en büyük ceza para cezası) ve aynı zamanda “etiket dışı kullanımlar” için aynı ilacı tanıtmak için 800 milyon dolarlık sivil anlaşma para cezası verdi. ”(FDA tarafından onaylanmayanları ifade eder). ( 21 )
Kasım 2005’te FDA, “cinayet düşüncesi” ni, venlafaksin (marka Effexor®) çekerken mümkün olan olumsuz bir olay olarak listeledi. Washington Post, 2006’da bu olumsuz olay uyarısını ayrıntılarıyla anlatan bir hikaye yayınladı ve rezil suçlu Andrea Yates’in 2001’de beş çocuğunu boğarken ilacı aldığını söyledi. arzuluyor. ( 22 )
Alaska Yüksek Mahkemesi, 2006 yılında, bu yılın Haziran ayında belirleyici olduğu üzere, psikotrop ilaçların tehlikeleri konusunda karar vermekle görevlendirildi: ( 23 )
Mahkemeler, psikotrop ilaçların en azından bazı geçici yan etkilere neden olabileceği ihtimalinin tartışmasız göründüğünü ve pek çoğunun, ilaçların – en rezil olarak – Parkinson sendromuna [sinirlerin rahatsızlık vermesine, kas güçsüzlüğüne ve geriliğe yol açabileceğine “işaret ettiğini göstermiştir. Karıştırma yürüyüşü ve tükürük] ​​ve katran diskinezi [yavaş ve istemsiz ağız, dudak ve dil hareketleri].
CCHR ayrıca Nisan 2007’de de paylaştığı: (18)
FDA, antipsikotik ilacı Seroquel®’in (ketiapin) etiketlerini değiştirerek, kullanıcıları diyabet riskini artırma konusunda uyarması için Nisan ayında AstraZeneca Pharmaceuticals’a karşı 350’den fazla dava açtı. Ayrıca Seroquel, pankreatit (pankreas iltihabı), hiperglisemi ve düzensiz kalp atışı, ateş ve sert kasları içeren semptomları olan potansiyel olarak ölümcül bir sendrom olan Neuroleptik Malignant Sendromu ile bağlantılıydı. Ayrıca , Seroquel’in tedavisi için onaylanmadığı bir durum olan demansla ilişkili zihinsel sorunları olan yaşlılarda ölüm riskini artırabilir .
Peki, Psikotropik İlaçlar Çalışıyor mu?
Etkinlikleri ne olacak? Bu da oldukça gri bir alan. Örneğin, antidepresanlar üzerine yapılan bilimsel bir derleme, yazarların olumsuz sonuçları olan çalışmalar yayınlama olasılığının çok daha düşük olduğunu ve FDA tarafından olumsuz olarak yorumlanan sonuçlarla yapılan çalışmaların dergilerde yazıldığında ve yayınlandığında genellikle olumlu olarak döndürüldüğünü keşfetti. Aslında, bu incelemeyi tamamlayan araştırmacılar, antidepresanların bazı olumlu etkilerinin olabileceğini, ancak mevcut verilerin bulunmamasından dolayı gerçekten ne kadar yararlı olduklarının teorisi ile ilgili olduklarını söylediler. ( 24 )
Bu, tüm sonuçların maalesef, bir tuz tuzu ile görülmesi gerektiği anlamına gelir – mantıksal olarak, antidepresanların etkisine ilişkin olumlu çalışma sonuçlarından özellikle şüpheli olma eğiliminde olan bir tahıl.
Bir 2010 Cochrane incelemesi, en sık reçete edilen antidepresanlar olan SSRI’ların, hafif-orta şiddette depresyon tedavisinde plasebodan daha etkili olmadığını buldu. Ayrıca, TCA’ların SSRI’lardan daha etkili olduğu, ancak yan etkilerin genellikle daha kötü olduğu sonucuna varmışlardır. Büyüleyici bir şekilde, bu son derece zorlayıcı sonuçlarla bile, yazar, çalışmaların çoğunlukla kısa deneme sürelerinin (dört ila altı hafta), 12 ila 24 hafta sonra yapılan 14 çalışmanın dördü ile birlikte olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, farmasötik çalışmalar bu çalışmaların büyük çoğunluğunu desteklemiştir.
Amerikan Aile Hekimliği’nde yayınlanan Cochrane parçasına göre, bu ilaçlar sadece şiddetli depresyon vakaları için gerçekten yararlı olabilir. 2010’daki bir meta-analiz de aynı sonuca varmıştır; bu, plasebo’nun şiddetli depresyon vakalarında olduğu kadar etkili olduğunu göstermektedir. ( 25 , 26 )
Depresyon araştırma çalışmalarının bir başka incelemesine dayanarak, 2002’de yapılan bir çalışma, antidepresanların “gerçek ilaç etkisinin” yüzde 10-20 arasında olduğunu, bu çalışmalarda hastaların yüzde 80–90’ının ya plasebo etkisine cevap verdiğini ya da cevaplamadığını göstermiştir. hiç cevap ver. ( 27 )
Depresyondan uzaklaşan SSRI’lar, en azından kısa vadede manik depresyon(bipolar depresyon veya bipolar bozukluk olarak da bilinir) söz konusu olduğunda etkili görünmektedir . ( 28 )
DEHB için kullanılan ilaçları inceleyen Oregon Kanıta Dayalı Uygulama Merkezi’ndeki araştırmacılar, 2005 tarihli bir makalede etkinlikleri (veya bunların eksikliği) ile ilgili şaşırtıcı sonuçlar buldu. Örneğin, “Küresel akademik performansla ilgili sonuçları etkileyebilecek ilaçların kullanımına ilişkin kaliteli kanıtlar, riskli davranışların sonuçları, sosyal kazanımlar, vb.” Diye belirtiyorlar.
Bu inceleme, DEHB tedavisi ile psikoaktif ilaçların tedavisi üzerindeki mevcut düşük kaliteli çalışmaların tartışılması, geniş konu havuzları, yeterince uzun çalışma süreleri, fonksiyonel sonuçlar veya uzun vadeli etkiler kullanmadıklarını açıklamak için devam ediyor.
Gözden geçirmeyi yaş gruplarına ayıran araştırmacılar, 3-12 yaşları arasında sonuçların en iyi ve olumsuz, en kötüsü ve neredeyse hiçbir bilgiyle sonuçsuz kaldığını tespit etti. Ergenler için, bazı uyarıcıların DEHB’nin bazı semptomlarını hafifletebileceği konusunda daha sağlam bilgiler mevcuttu , ancak daha fazla yan etki ile ilişkilendirildi. Çocuklarda veya gençlerde yapılan çalışmaların hiçbiri uzun süreli etkinlik kanıtı içermemiştir.
Yetişkinler için sınırlı araştırma, plaseboya kıyasla yüzde 39-70 arasında bir etkinliğe işaret etmesine rağmen, yaşam kalitesi ve tedavi ile beklenen diğer iyileştirmeler konusunda ikna edici kanıtlar bulmamışlardır. Yetişkinlerde yapılan bir izleme çalışması, sekiz kişilik bir denek havuzundan tek bir intihar ettiğini bildirmiştir. ( 29 )
Yasadışı uyuşturucuları gözlemlerken, kullanıcıya bir rahatsızlık ya da hastalık için bilimsel olarak reçete edilen “fayda” yoktur. Bununla birlikte, aktif uyuşturucu kullanıcılarının algıları ilginç sonuçlar bulmuştur – 2013 tarihli bir makalede yaklaşık 6.000 kişi araştırılmıştır ve ABD ile İngiltere arasındaki zararlı uyuşturucu programları arasında hiçbir ilişki yoktur, yani uyuşturucular ülkeler tarafından en tehlikeli olarak kabul edilir. ‘düzenleyici kurumlar, ecstasy, esrar ve halüsinojenler gibi tüketicilerin “zararları” konusunda oldukça düşük olarak derecelendirilmiştir . Kullanıcılar ayrıca benzodiazepinleri, yüksek yararları ve aynı zamanda yüksek zararları olduğu algılanan bir sınıf olarak buldular. ( 30 )
Psikotropik İlaç İstatistikleri
Bu psikoaktif ilaçlar ne kadar yaygındır ve sizin için önemli olması gereken psikoaktif ilaç istatistikleri nelerdir? İşte ilgini çekebilecek bazı numaralar.
Antidepresanlar, 1996 yılında yüzde 59.5’ten 2007’de yüzde 72.7’ye kadar psikiyatrik tanı koymadan reçete edildi. ( 31 ) Genel olarak, bu, bir birinci basamak hekimi (genel pratisyen), bir kişinin durumunu açıklamasına dayanarak psikoaktif ilaçları reçete ettiği zaman ortaya çıkar. Nitelikli bir psikiyatr veya klinik psikolog hastası.
ABD’deki 25 yetişkinden birinin (yüzde dört) herhangi bir yıldaki “bir veya daha fazla ana yaşam aktivitesini büyük oranda engelleyen veya sınırlayan” akıl hastalığına ilişkin bir deneyime sahip olduğu tahmin edilmektedir (1).
“Ciddi zihinsel hastalık Amerika’ya yılda 193,2 milyar dolarlık kazanç sağlar.” (1)
Ciddi zihinsel hastalığı olan ABD’li yetişkinler , büyük ölç��de eşzamanlı, tedavi edilebilir tıbbi koşullar nedeniyle, sağlıklı meslektaşlarından ortalama 25 yıl önce ölmektedir . (1)
“İntihar, ABD’de 10. sırada, 10–14 yaşları arasındakiler için 3. sırada, 15–24 yaşları arasında 2. sırada.” (1)
“Her gün 18-22 gazi intihar yüzünden ölüyor.” (1)
2016 yılında, en iyi psikiyatrik ilaçların dokuzu satışlarda 13,73 milyar ABD dolarını aşmıştır. ( 32 )
2010 itibariyle, 13-17 yaş arasındaki ergenlerin yüzde 6,6’sı, muhafazakar bir tahmin olduğuna inanılan bir tür psikotrop ilaç kullanıyordu. ( 33 )
2017 yılının başlarında ABD’deki yetişkinlerin yüzde 12’si antidepresan alıyor, yüzde 8,3’ü anksiyolitik, yatıştırıcı ve hipnotik kullanıyor ve yüzde 1,6’sı antipsikotik kullanıyormuş. ( 34 )
Hispanikler (yüzde 8,7), siyahlar (yüzde 9,7) ve Asyalılar (yüzde 4,8) ile karşılaştırıldığında, Kafkasyalıların psikotrop ilaçlara maruz kalma olasılığı yüzde 21’dir. (34)
Kadınların psikoaktif ilaç kullanma olasılıkları erkeklerden daha fazladır, yani her beş kadından biri, 10 erkekten biri. (34)
Psikotropik İlaçlar Önlemleri
Her zaman doktorun gözetimi altında ilaç ve / veya takviyelerde herhangi bir değişiklik yapılması önemlidir. – Profesyonel bir sağlık rehberliği olmadan soğuk hindi yapılırsa psikotrop ilaçlardan Çekilme çok zorlu ve hatta tehlikeli olabilir çalışmayın herhangi reçeteli ilaçların kullanımını durdurulması yer alacağı, özellikle kendi başınıza ilaç programlarını değiştirmek için.
İlaçlar, ilaç etkileşimlerini tartışırken sayılır. Doktorunuzla alabileceğiniz herhangi bir ilaç hakkında konuşurken, olası etkileşimlerden tam olarak haberdar olmaları için o listeye ekler ekleyin. Bu, özellikle St John’s Wort ve hormon seviyelerini etkileyen herhangi bir  adaptojen takviyesi için önemlidir .
Hamileyseniz ve şu anda psikoaktif ilaçlar kullanıyorsanız, endişelenmeyin ve kalifiye bir doktor veya bütünleştirici bir uygulayıcı tarafından talimat verilmedikçe ilacınızı almayı bırakmayın . Zaten bir antidepresan olan ve hamileliğin ortasında bırakan gebelerin, ilaçlarına devam edenlere kıyasla yaklaşık üç kat nüks oranı vardır. ( 35 ) En azından SSRI’lar için negatif hamilelik sonuçları riski, hamileliğin ortasında ilacı bırakanlara karşı ilaç kullananlar için aynıdır. ( 36 )
Psikotrop ilaçlar, doktorunuzun zaten anlaması gereken çok fazla ilaç etkileşimi listesi sunar. Bununla birlikte, NIMH, zihinsel sağlık ilaçları endeksinde, hastaların, SSRI’ları veya SNRI’leri migren için kullanılan triptan ilaçları (sumatriptan, zolmitriptan ve rizatriptan gibi) ile birleştirmenin, hayatı tehdit eden bir hastalık olan serotonin sendromuna yol açabileceğinin farkında olmaları gerektiğini belirtti. ajitasyon, halüsinasyonlar, yüksek sıcaklık ve sıradışı kan basıncı değişikliklerini içeren. En sık MAOI’ler ile ilişkilidir, ancak daha yeni antidepresanlar ile de olabilir. (35)
Ayrıca, “esrar içtikten sonra bilişsel değişiklikler, delirium ve taşikardi” göstermeye başlayan TCH’leri almış olan ergen erkeklerin raporları da var. Esrar bölgenizde yasal olsa da, diğer psikoaktif ilaçlarla birlikte alınmamalıdır. ( 37 )
Bazı SSRI’lar yaşlı kişilerde kemik kırıklarına bağlanmıştır. ( 38 )
Psikotropik İlaçlar Hakkında Son Düşünceler
Psikotrop ilaçlar, 20. yüzyılın ortalarında ilaç endüstrisinin önemli bir parçası haline geldi. O zamandan beri, endüstriler arasındaki finansal bağlar en iyi şekilde sorgulanabilir olduğundan, etkinlikleri ve etik etkileri konusundaki yaygın endişelere rağmen, birçok psikolojik rahatsızlık için ilk basamak tedavi olmuştur.
Bu uyuşturucu sınıfı ayrıca, genellikle rekreasyonel olarak kullanılan bir dizi yasadışı uyuşturucu da içerir. İlginç bir şekilde, son araştırmalara göre, bunlardan en az birisinin bazı ruhsal durumlar için terapötik faydaları olabilir.
Birçok önde gelen doktor ve araştırmacı, psikotrop ilaçların, pek çok kişinin olabileceğini düşündüğü psikiyatrinin “altın ineği” olmadığı konusunda hemfikirdir; bunun yerine, ilaçların en aşırı yan etkilerinden bazıları ile ilişkilidir ve hatta gelecek nesillerde akıl hastalığının gelişimi ve genetik yerleşimi ile nedensel olarak ilişkili olabilir.
Onlar çalışıyorlar mı? Psikoaktif ilaçlar, tedavi etmeyi amaçladıkları hastalıklara karşı, ancak genellikle başka ciddi riskler pahasına bazı olumlu etkiler gösterir. Bazı araştırmalar, antidepresanların gerçek etkisinin hastaların sadece yaklaşık yüzde 10-20’sinde olabileceğini öne sürüyor.
Temel psikotrop ilaçların ana sınıfları arasında antidepresanlar, anksiyete önleyici ilaçlar, DEHB ilaçları (çoğunlukla uyarıcılar), antipsikotikler, duygudurum dengeleyiciler, obsesif önleyici ajanlar, anti-panik ajanlar ve hipnotikler bulunur. Yasadışı psikoaktif ilaçlar arasında empatikler, uyarıcılar, depresanlar ve halüsinojenler bulunur.
İlaç denetiminizi, tıbbi gözetim olmadan asla değiştirmeyin. Psikoaktif ilaçlar, hem ilaçlar hem de takviyelerle birçok karmaşık etkileşime sahiptir, bu yüzden, bu formlarda alabileceğiniz herhangi bir şey söz konusu olduğunda doktorunuza her zaman tam bilgi verin.
Kaynak: Moiira % Etiketler%
0 notes