Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Bebekler Kaç Haftada Doğar ?
Bebekler Kaç Haftada Doğar ? Gebeliklerin ne zaman sonlanacağı, doğumun ne zaman gerçekleşeceği yüzde yüz olarak öngörülemeyen bir durumdur. Ancak genel geçer olarak, sağlıklı bir bebeğin, anne karnında kalma süresi 9 ay 10 gün olarak belirlenmiştir. Fakat, her gebelik tam olarak bu süre içerisinde sonlanacak diye bir kural yoktur. Genel olarak bebekler 38. ve 41. haftalar arasında dünyaya gelmektedir. Çünkü, 38.hafta itibari ile bebek artık dünyaya gelmeye hazırdır. Bebeğin hem sağlığı hem de gelişimini tamamlamış olması açısından bu haftalar arasında doğumun gerçekleşmesi risksiz bir durumdur. Bu bağlamda, 37. hafta ve öncesi doğumlar erkendir, 42. hafta ve sonrasındaki doğumlar ise geç doğumlardır. Bazı risk durumlarında, bebeğin 38. haftaya ulaşmış olup olmamasına bakılmaksızın, bebeğin anne karnında mı yoksa dışarıda mı olması daha sağlıklıdır soruları tartışılabilir. Bu koşullarda, bebek için gerekli testler yapılır ve karar verilir. İlk olarak önemli olan, bebeğin akciğerinin gelişip gelişmediğidir. Eğer akciğer gelişimi sağlanmış ise bebek, riskli durumlarda erken doğumla dünyaya getirilebilir, bebeğin akciğer gelişimi sağlanmamış ise anne karnında bir süre daha bırakılıp ilaç tedavisi uygulanarak akciğer gelişimi desteklendikten sonra dünyaya getirtilebilir. Genel olarak, normal bir gebelikte ve sağlıklı bir bebekte doğum haftası 38. ve 40. haftalar arasıdır. Doğum sürecine etki eden sağlıksal etkenler bulunması dışında, belirli ve özel bir günde çocuklarının doğmasını isteyen ebeveynler de bulunmaktadır. Planlı sezaryen denen bu durum, dünyaca pek kabul görmeyen bir durumdur ve sağlıksızdır. Bebeğinizin ne zaman dünyaya geleceğini, en iyi bebeğiniz ve bedeniniz bilir. Sezeryanı gerekli kılan durumlar da bulunmaktadır, bunlar: Bebeğin aşırı kilolu ve iri olması, Annedeki pelvis darlık, Annenin bir önceki doğumunu da sezeryan olarak yapmış olması, Plasentanın rahim ağzını kapatması , Bebeğin, anne karnında ters dönmesi Halk arasında, bebeğin erkek ya da kız olması durumuna bağlı olarak doğum tarihinin az çok belli olabileceğine dair söylemler vardır. Kız bebeklerin, normal doğum tarihinden 5-6 gün önce doğmasının, erkek bebeklerin ise normal doğum tarihinden 1 hafta sonra gibi bir sürede doğabileceği söylenmektedir. Fakat bu söylemlerin tıbbi olarak bir kanıtı yoktur. Read the full article
0 notes
Text
Burundaki Siyah Noktalar Nasıl Geçer?
Burundaki Siyah Noktalar Nasıl Geçer? Siyah noktalar cinsiyet ayırt etmeksizin rastlanılan bir cilt problemidir. Siyah noktaya yol açan bazı sebepler: cildin aşırı yağlanması, makyaj sonrası iyice temizlenmemesi (tonik ya da gül suyu ile silme) ve yaşanılan kirli ortamdır. Siyah noktalar yeterince temizlenmediğinde sivilce oluşumuna sebep olmakta ve bazıları da kalıcı olarak burun yüzeyinde iz bırakabilmektedir. Siyah noktalar için piyasada çok çeşitli cihaz ve kullanıma hazır maskeler bulunur iken çok daha ucuza mâl edip, evde var olan malzemeler ile uygulayabileceğiniz bazı basit çözümler ise şöyle: Siyah Noktalar için Maskeler Yumurta Akı: Bir adet yumurtayı bir kap içerisinde iyice çırpın ve burun yüzeyine sürün. Üzerine peçetenin ayrılmış bir katını koyarak bir kat daha yumurta sürün, bir kat daha peçete katı ile uygulamayı tekrar edin maske kuruduktan sonra maskeyi çekerek çıkarıp ılık su ile yüzünüzü yıkayın. Günlük nemlendirici bir krem ile cildinizdeki siyah nokta, yağ ve kirden böylece kurtulabilirsiniz. Süt ve Jelatin Maskesi: Dört yemek kaşığı süt ile bir yemek kaşığı jelatini karıştırıp, mikrodalgada 10-15 saniye ısıtın. Oluşan macun kıvamlı karışımı hızlıca yüzünüze sürün. Kuruduktan sonra çıkarıp ılık su ile yüzünüzü yıkayın. Günlük nemlendirici bir krem ile cildinizdeki siyah nokta, yağ ve kirden böylece kurtulabilirsiniz. Limon Suyu ve Karbonat Maskesi: Bir yemek kaşığı karbonat ile birkaç damla limon suyunu kaseye karıştırıp macun haline getirin. Karışımı burun yüzeyine sürün. Kuruduktan sonra çıkarıp ılık su ile yüzünüzü yıkayın. Günlük nemlendirici bir krem ile cildinizdeki siyah nokta, yağ ve kirden böylece kurtulabilirsiniz. Avokado Maskesi: Bir çay kaşığı avokadoyu sürüp kurumasını bekleyin. Kuruduktan sonra çıkarıp ılık su ile yüzünüzü yıkayın. Günlük nemlendirici bir krem ile cildinizdeki siyah nokta, yağ ve kirden böylece kurtulabilirsiniz. Kil Maskesi: Bir buçuk tatlı kaşığı kil ve bala bir tatlı kaşığı badem yağı yağını ekleyip yüzünüze sürerek kurumasını bekleyin. Kuruduktan sonra çıkarıp ılık su ile yüzünüzü yıkayın. Günlük nemlendirici bir krem ile cildinizdeki siyah nokta, yağ ve kirden böylece kurtulabilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
Gözenekler Nasıl Kapanır?
Gözenekler Nasıl Kapanır? Şehrin kirliliği, içtiğimiz sular, günün yorgunluğu ve stres, bütün bedenimizi etkiliyor. Ama en çok da cildimizi. Cilt deyince de en görünür yer olan yüzümüz bundan en çok mağdur olan bölgemiz. Doğal bir yaşam sürseydik, emin olun yanaklarımız kırmızı, cildimiz parlak ve gözeneklerimiz de açılmamış olurdu. Çünkü cildimiz her daim nefes alırdı. Nefes almak için genişleme ihtiyacı duymazdı. Üstelik yüzümüze herhangi bir krem, koruyucu, makyaj malzemesi sürmediğimizden ne bunlardan kaynaklanan bir sivilce, leke; ne gözaltı halkaları, cilt pürüzleri ne de gözeneklerimizde sorun olurdu. Fakat mademki hala metropollerde ya da şehir hayatı denecek kadar yoğunluklu yerlerde çalışıyoruz ve yaşıyoruz, cilt bakımı içinde gözenekleri de rahatlatmamız gerek ki cildimiz olduğundan yaşlı ve olduğundan sağlıksız görünmesin. Ne Yapmalı? Öncelikle ölü deriden kurtulmak gerekiyor. Bunun için bazı peeling yöntemleri mevcut. Bu yöntemler arasında da hazır alabileceğiniz peeling kremleri gibi kendi hazırlayacağınız daha az maliyetli ve daha doğal olanları da var. Doğaya yüzümüzü döndüğümüzde pek çok soruna çözüm bulabiliyoruz. Yüzümüzdeki açık gözenekleri sıkılaştırmak istiyorsak ihtiyacımız olan şey biraz papatya ve limon. Öncelikle papatyaları kaynatıyoruz. Soğuduktan sonra süzüp buz kalıplarında donduruyoruz. Günde bir tane buz kalıbını yüzümüzde eritiyoruz ve yatmadan önce de yüzümüze limon suyu sürüp yatıyoruz. Ayrıca salatalık ve elma karışımını da benzer şekilde buz kalıplarına dönüştürerek kullanabiliriz. Bu buz kalıplarına ek olarak yüzümüzdeki gözeneklerin kapanması için, maskeler de hazırlayabiliriz. Maskeler? Başka Çözümler? Cildiniz biraz da hoş koksun, sevdiğiniz bir kokuyla da biraz gevşeyin istiyorsanız harika bir tarif sizi bekliyor. Lokman hekimden tedarik edebileceğiniz lavanta yağından bir çay kaşığı, iki yemek kaşığı kil ve bir çorba kaşığı portakal suyunu karıştırın. Bu karışımı, cildinize peeling uyguladıktan sonra sürün. Yaklaşık yirmi dakika bu şekilde kaldıktan sonra, yüzünüzü soğuk su ile yıkayın. Soğuk suyun altını özellikle çizmek gerek. Kan akımını hızlandırmak için ihtiyacınız olan budur çünkü. Maskelere ek olarak yine doğal yöntemlerle tonikler hazırlayabilirsiniz. Bütün bunların yanı sıra alkol ve sigara tüketimi de gözenekleriniz için zararlıdır. Bunları tüketirken de dikkatli olursanız, cilt problemleri de bir nebze azalmış olur. Ayrıca her gün su kullanıma dikkat etmeniz gerektiğini hatırlatmamıza gerek yoktur herhalde. Özellikle cildinizin nefes alması için, günde en az iki litre su- dikkat edin sıvı değil- su içmeniz gereklidir. Bunların haricinde un, şeker ve tuz üçlüsünden mümkün olduğunca uzak kalmanız, yine faydanıza! Read the full article
0 notes
Text
Psikolojik Hastalıklar Ve Belirtileri Nelerdir
Hiç kimse kendisinin psikolojik rahatsızlık geçirdiğini kabul etmez. Çevresindekiler psikolojik rahatsızlık geçirdiğini söyleyince de beklenmedik tepkiler verebilir. Ünlü yazar Peyami Safa bir sözünde ‘’ Her hastalık evvel ruhta başlayıp sonra vücuda sirayet etmiş bir isyandır.’’ Demiştir. İnsanların için bedensel sağlıklarının önemli olduğu gibi ruhsal sağlıklarının iyi olması içinde kendilerine bakmalıdırlar. Psikolojik hastalıkların doğurabileceği sonuçlar Psikolojik rahatsızlığı olan insanlar diğer sağlıklı insanlar gibi davranırlar. Gözle görülür derecede farklı davranışları yoktur. Bazı kişilerde ruhsal sağlıklarının bozukluğu belli olur. Şiddete varacak derecede davranışları olur.Cinsel açıdan uygunsuz hareketlerde bulunulur.İntihar etmeyi düşünecek kadar kendilerini kaybedebilirler.Psikolojik hastalığı olan kişiler üretkenliklerini kaybederler. En yaygın psikolojik hastalıklar nelerdir Anksiyete bozuklukları: Panik Atak, Yaygın Anksiyete bozukluğuDuygu durum bozukluklarıKişilik bozukluklarıYeme bozukluklarıBağımlılıklarCinsel Sorunlar Bu konu hakkında da Sigmund Freud ‘’ Ruh sağlığı yerinde insan sevebilen ve üretebilen insandır.’’ Demiştir. Depresyon belirtileri nelerdir Depresif olan kişiler de uyku bozukluğu ve yeme düzeninin sağlıksız olduğu görülmeye başlanır. Kişi kendini mutlu hissetmez sürekli yorgundur. Evden dışarı çıkmaz yalnız kalmak ister ve pişmanlık duyguları yaşadığını söyler. Bu durumda kişiler intihar etmeyi bir kaçış yolu görmektedirler. Depresyona neden olan faktörler Bazı hormonları düzensizliğiGenetik durumlarKişisel özelliklerÇevresel etkenler Bipolar bozukluk: Kişinin ruh haline göre değişiklik gösteren bir çeşit beyin hastalığıdır. Bipoların 3 alt grubu vardır. 1) Bipolar I 2) Bipolar II 3) Cyclotimik Kişi depresif olduğu dönemde insanlardan kaçar. Çünkü kendini umutsuz ve kendine güven duygusunu kaybetmiş gibi hisseder. Manik olduğu dönemde ise kendisini iyi hisseder. Uyuma istemez ve sürekli risk alacak işlerle uğraşır. Kaygı Bozuklukları Kaygı bozuklukları olan kişi aşırı derecede korkar. Aşırı kaygı bozukluğu olan kişilerde korku durumu yaşandığından kalp çarpıntısı, ağız kuruluğu veya titreme gibi rahatsızlıklar gözükebilir. Kaygı bozukluğu genetik nedenlerden dolayı görüldüğü gibi alkol tüketmekten de olabilir. İlaç kullanarak ya da terapi alarak kişi bu durumdan kurtulabilir. Read the full article
0 notes
Text
Cilt Tipine Göre Cilt Bakım Yöntemleri
Cilt Tipine Göre Cilt Bakım Yöntemleri Cilt bakımı, kadınların en önem verdiği konulardan bir tanesidir. Cilt tiplerinin belirlenmesi iki farklı yöntemle gerçekleştirilebilir. Cilt tipini anlamak isteyen kadınlar yüzlerinin farklı bölgelerine dokunmak zorundadırlar. Sebum oranının fazla olduğu durumlarda, cildin yağlı olduğunu göstermektedir. Yağ oranı az ise normal bir cilt tipi vardır. Yok denecek derecede bir yağ oranı varsa, bu cilt tipi kuru olarak nitelendirilir. Eğer yüzdeki bütün noktalarda farklı bir yağlanma oranı varsa, bu kadınların ciltlerinin tipi karma sistemdedir. Aynı yöntem kağıt mendil sayesinde de gerçekleştirilir. Bu yüzden yüz silinir ve bu sayede üzerindeki yağ oranı sayesinde, cildin özelliği ortaya çıkar. Üzerindeki yağ oranı da, aynı zamanda cilt tipinin belirlenmesine yardımcı olacaktır. Cilt Tipleri Cilt tipleri; normal, karma, kuru ve yağlı cilt olarak dörde ayrılmaktadır. Bu yüzden de her cildin kendi alanında farklı özellikleri vardır. Cilt tipleri kendi özelliklerine göre bazı değişik yöntemlerle karşılık görecektir.
Normal cilt: Normal cilde sahip olan kadınlar, bu sayede hafif gergin ve pürüzsüz bir yapıya sahip olmaktadırlar. Cilt renkleri her zaman canlı bir şekildedir. Ayrıca bu cilt tiplerinde kırışıklık sorunu olmamaktadır. Karma cilt: En sık karşılaşılan cilt tiplerinden bir tanesi de karma cilttir. Yüzün bir kısmı yağlıdır ve diğer kısmında kuruluk bulunur. Bu cilt tipine sahip kadınların özellikler göz kenarlarında belirli kırışıklıklar vardır. Kuru cilt: Kuru cilt tipine sahip olan kadınlarda, soluk bir görüntü vardır. Cilt tiplerinden en rahat şekilde tespit edilendir. Kuru ciltte soyulma ve solgunluk bulunmaktadır. Yağlı cilt: En sorunlu cilt tiplerinden bir tanesi de yağlı ciltlerdir. Sürekli olarak bakım yapılması gerekmektedir. Siyah noktalar, bu cilt tipinde fazla şekilde görülür. Bu yüz tipinde ışıltılı bir görünüm vardır.
Cilt Tipine Göre Cilt Bakım Yöntemleri Normal ciltlerin bakımlarında kullanması gereken yöntem, günlük bakımlarını devam ettirmektir. Bu sayede sadece nemlendirici özellikteki desteklemeler yeterli olacaktır. Karma ciltler; yağlı ve kuru bölgelerine farklı teknikler uygulamalıdır. Kuru ciltler, ciltlerindeki kuruluğu geçirmeye yarayacak belirli maskeleri kullanmak durumundadır. Yağlı ciltler ise yağlarından kurtulacakları yöntemleri belirleyerek, bunu ciltlerine uygulamak zorundadır. Read the full article
0 notes
Text
Diyet Tatlılar - Pratik Tatlı Tarifleri
Diyet Tatlılar Yanlış duymadınız. Diyette tatlı mı olurmuş demeyin. Tuza ne kadar ihtiyacı varsa bedenimizin tatlıya da o kadar ihtiyacı var. Önemli olan bunu nasıl karşıladığımız. Diyete girmeden önce baklavalar, tulumbalar ve türevi şerbetli tatlılarla mı geçiriyordunuz bir öğünü? Veya nerde görseniz kendinizi tutamıyor muydunuz? Belki de gecenin bir yarısı sırf evde tatlı yok diye hemen kek çırpıveriyorsunuz. Ama bir anda bütün bu tatlardan yoksun kalmak istemeyebilirsiniz. Elbette aynı tatlılarla değil. Kekler Öncelikle alternatif olarak neler kullanabiliriz? Kullandığınız şekeri tamamen kesin. Çünkü yerine çok daha doğal ve sağlıklı olan pekmez var. İster dut, ister üzüm pekmezi olsun ikisi de beyaz şekerin yerine kat be kat alacaktır. Ayrıca ikinci beyaz olan undan da vazgeçip tam buğday un veya türevlerini kullanabilirsiniz. Bunun yanı sıra bir bardak yağ koyuyorsanız bunu yarısından da aza indirip yoğurt ve yoğurt suyu miktarını arttırabilirsiniz. Ayrıca kekin hamuruna kocaman kara üzümleri dilediğiniz meyvelerin rendelenmiş hali, kavrulmamış fıstık, fındık, ceviz yani aklınıza gelebilecek ve işlenmemiş dilediğiniz yemişlerden koyabilirsiniz. En güzeli blendır kullanmak hamuru hazırlarken, böylece bütün yemişler birbirine karışacak ve hamura eşit dağılacaktır. Örneğin bir hafta boyunca bu kekten her gün bir dilim yiyebilirsiniz. Dolapta saklayacağınız için de herhangi bir kötü olma durumu olmayacaktır. Daha Pratik Tarifler Çok daha kolay ve uygulanabilir, fırın kullanımı gerektirmeyen tatlılar da mevcut. Fakat eğer çalışıyorsanız ve dolapta saklamak istiyorsanız, daha sonra uğraşmamak için kek bunların arasında en avantajlı olandır. Bir diğer tarif de yulaf kepekli mini toplar. Bir benzerini havuçlu ve bol şekerli olarak görmüşsünüzdür. Burada ise şeker yok. Un da yok. Kakao, çok az süt, biraz Hindistan cevizi, iki yemek kaşığı yulaf kepeği azıcık bal, biraz da isteğe göre tarçın. Bütün malzemeleri iyice karıştırıp onları top haline getirin; ardından üzerlerine Hindistan cevizi serpin. Bir başka tarif de fıstık ezmesi severlere gelsin. Bu kez iki yumurta, azıcık tam buğday unu (veya türevi), bir avucu geçmeyecek kadar damla çikolata, yine benzer miktarda kuru üzüm; karbonat ve bir tutam tuz. Elbette ana malzememiz yaklaşık yarım bardak civarı işlenmemiş fıstık ezmesi. Yine bütün malzemeleri karıştırıyoruz; daha sonra şekil vereceğiz. Fakat bu kez yine bir fırına ihtiyacımız olacak. Karıştırdığınız hamura şekil verdikten sonra hafif ısıtılmış fırında üstü kızarıncaya kadar pişirin. Bunlar gibi daha pek çok tarif verilebilir. Fakat siz de kendi tarifinizi oluşturabilirsiniz. Kural basit; her şeyin doğalı ve az kalorilisi. Hem böylece midenizi tatlı diyerek aslında yapış yapış satılan sözde yiyeceklerle, çöplerle doldurmamış olacaksınız. Ayrıca bütün bunların dışında zaten doğal olarak da tatlı ihtiyacını kendiliğinden karşılayacak seçenekler mevcut; üstelik çok da faydalı. Hurma, kuru üzüm, kuru erik, kayısı, doğal olan bütün meyveler; yaz ve kış meyvelerinin hepsi, (muz, karpuz, kavun, elma, portakal vb) O yüzden doğaya döndükçe yeniden görüyoruz ki bizim bütün cevaplarımız orada. Read the full article
0 notes
Text
13 sayısı neden uğursuzdur?
13 sayısının uğursuz olduğuna dair ve ilişkin inanç dünyamızda o kadar yaygındır ki, yaşadığımız bu hayatı bir çok yönden olumsuz olarak etkilemektedir. Bazı ülkelerde oturulan evlerin kapılarına 13 numarası kesinlikle verilmez, uçaklarda bile 13. koltuk sırası yoktur, apartmanlarda, otellerde 13. kat ya 12A'dır ya da 14'tür. 13 numaralı oda yoktur. Olsa bile insanlar o odada kalmak istemezler. Hatta ayın 13'ünde işe gelmeme, uçak ve tren rezervasyonlarının iptali, alışverişin düşmesi ve benzeri davranışların ABD'ye günde milyonlarca dolara mal olduğu söylenmektedir. Bu inanç bir fobi yani bir çeşit korku hastalığı olarak kabul edilmiş olup adı 'triskaidekaphobia'dır. Genel olarak bu inancın, Hz. İsa'nın meşhur son yemeğindeki havarilerin sayısından kaynaklandığı sanılsa da, kökü çok daha eskilere mitolojik tanrıların yaşadığına inanılan çağlara, İskandinavya topraklarına kadar gider. O zamanlarda ışık ve güzellik tanrısı Balder bir ziyafet verir. Balder Vikking'lerin meşhur tanrısı Odin ile Frigga'nın oğulları olup, ay kraliçesi Nanna'nın da eşidir. Bu ziyafete 12 kişi davetli iken, yalanların ve hilelerin tanrısı Loki, davetli olmadığı halde, zorla 13. kişi olarak katılmak ister. Ancak bu arada çıkan tartışmada, Loki diğer tanrılar tarafından da çok sevilen Balder'i öldürür. Bu mitolojik hikaye ve inanış İskandinavya'dan Avrupa'nın güneyine kadar yayılır. Hıristiyan din adamları bu halk masalını kullanırlar ve Hz. İsa'nın son yemeğine uygularlar. Hıristiyan versiyonunda Balder'in yerini Hz. İsa, Loki'nin yerini de hain Judas alır. Bu yemekten sonra 24 saat içinde de Hz. İsa çarmıha gerilerek öldürülür. Bu nedenle Hıristiyanlarda akşam yemeğinde 13 kişi bir araya gelirse bunlardan birinin başına bir felaket geleceğine inanılır. Bu inanışlara göre 13 sayısı uğursuzdur ama ayın cumaya rastlayan 13. günü hepten uğursuzdur. Ancak böyle bir günde doğmuşsanız tam tersi, yani 13 sizin uğurlu gününüzdür. Cuma gününün uğursuz sayılmasına Havva anamızın Adem babamıza elmayı cuma günü yedirtip cennetten kovulmasına sebep olması, Hz. Nuh zamanındaki büyük selin cuma günü olması, Hz. İsa'nın cuma günü çarmıha gerilmesi gibi olaylardan biri veya hepsi neden olmuş olabilir. Müslümanlar ise Hz. Adem'in cuma günü yaratıldığına inandıklarından bu güne diğer günlerden daha çok değer verirler. 13 sayısının uğursuzluğuna duyulan inancın kökeninde bir yıl içinde ayın 13 kez dolunay olarak gözükmesinin yattığını söyleyenler de vardır. Read the full article
0 notes
Text
Günlük Yaşam İçin Pratik Bilgiler -1
Ağız kokunuz için kahve çekirdeği çiğneyebilirsiniz. Akü başları oksitlenirse kola sürebilirsiniz bu şekilde oksitlenmeyi önlersiniz. Ampulün üzerine birazcık parfümünüzden sıkın, Ampül yakıldığında odanız misler gibi kokacaktır. Arı, sivrisinek sokmasına karşı, kesme şekeri çok hafif ıslatın sokulan kısmın üzerine yine hafifçe bastırın zehiri almakla beraber, kaşınmayı ve şişmeyi önlemiş olursunuz. Bez ayakkabılarınızın temizlenmesi size sorun oluyorsa pabuçları bir yastık kılıfının içine koyun. Kılıfın ağzını kapayın ve çamaşır makinesinde yıkayın. Yeni gibi olacaklardır. Bakır kaplarınızı güzel bir şekilde parlatmak için bir bezi sirke ile hafifçe ıslatıp, bakırı ovabilirsiniz. Çocuğunuz için bir parti vereceğiniz zaman süslü bardakları şu şekilde yapabilirsiniz. Bardakların ağzını önce yumurta akına batırın. Daha sonra renkli pasta şekerinin içerisine batırıp kurumasını bekleyin. Üst üste koyduğunuz bardaklar yapışıp çıkmıyorsa bir leğenin içerisine koyun. Üstteki bardağın içerisine buz koyup leğenin içerisine yavaş yavaş sıcak su koyun. Bardakların kol-ayca çıktığını göreceksiniz. Baş ağrınız için kahve çekirdeğine bir miktar limon suyu sıkın ve yavaş yavaş yiyin. (Birkaç tane) Eğer ayaklarınız aşırı hassas ise, ve sıcak havalarda şikâyetleriniz artıyorsa, her sabah bir kaç damla zeytinyağı ile ovalayın. Ayakkabı almaya öğleden sonra, hatta akşama doğru gidin. Çünkü sabah saatlerinde ayak daima küçüktür. Ayakkabılarınız dar geliyorsa, sirkeyle ıslattığınız gazete kâğıtlarıyla doldurun. Sabah ayağınıza uyduğunu göreceksiniz. Boya tutmayan yıpranmış ayakkabılarınızı, boyamadan önce soyulmuş çiğ patatesle ovun boya tutacaktır. Çamaşır makinenizin kireç tutmaması için boşken, deterjan yerine yarım litre temizlik sirkesi koyun ve ön yıkama programında 95 derecede çalıştırın. Ayda bir kez uygulayın. Çamaşır suyunu soğuk su ile kullanın. Çünkü sıcak su ile karıştırıldığında erken tesirini gösterip çamaşırınızın bozulmasına sebep olabilir. Çaydanlığın iz bıraktığı ahşaplara biraz kolonya döküp yakınız ama hemen sönsün, dikkat ediniz. Uzunca bir süre kullanılmayan eski çaydanlıkların kötü kokusunu gidermek için içine bir parça kesme şeker koyun. Çaydanlığınızın içinde biriken kireç tortusunu temizlemek için, 15 dakika kadar, içinde sirke kaynatın. Çekmecelerinizin rayları takılıp kolayca kapanıp açılmı-yorsa biraz sabun sürün. Rahatça açılıp kapandığını göreceksiniz. Çiçekleriniz için, haşladığınız yumurtanın suyunu saksı ya dökün. Vazodaki çiçeklerin daha uzun dayanması için, vazonuza yağmur suyu koymayı deneyin, çünkü çiçekler kireçli suyu sevmezler. Cevizle dost olun. İçindeki yağ beyin hücreleri için çok yararlıdır. Kan şekerini düşürdüğü için şeker hastalarına da uzmanlar tarafından tavsiye edilir. Cevizlerin kabuklarını kolayca açabilmek için onları bir gece tuzlu suyun içerisinde bekletin. Böylece içleri de dağıl-mayacaktır. Taze ceviz lekesini elden çıkarmak için, eller önce bir-iki dakika sirkeye batırılmış bir pamukla ovulur, sonra soğuk suyla ovulur ve yıkanır. Kapılarınızı vs. cila yaparken, cila olmamasını istediğiniz yerlere vazelin sürün buralara cila taşarsa bile kuruyunca çok kolay çıkarabilirsiniz. Eğer cildiniz kuru ise bir muzu ezin, içerisine bir çay kaşığı bal veya bademyağı karıştırıp yüzünüze sürün. Bir kaç dakika bekleyip ılık su ile yıkayın. Çamaşırdaki pas lekesi için lekenin üzerine limon damlatılıp ütüleyin. Çamaşırların Donmaması İçin Kışın balkona astığınız çamaşırlarınızın donmaması için makinenizin yumuşatıcı gözüne çok az tuz koyun. Böylece çamaşırlarınız soğuktan etkilenmeden daha çabuk kurur. Boya Kokusunu gidermek için iki büyük soğanı soyup ikiye bölün suyun içine atın bunu da kokulu odaya koyun. Bulaşık suyunuza bir kaşık sirke katmakla bulaşıklarınızın daha kolay ve güzel yıkandığını göreceksiniz. Buz dondururken suyu kaynatın, soğuyunca buz kalıplarına koyup dondurun. Buzlar daha canlı kristal gibi görünür. Kaynamış suda oksijen azalır… Buda buzun mat görünmemesini sağlar. Badana merdanesi ile işiniz bittikten sonra merdane fırçasını temizlemek için bol suda yıkayınız. Keçelerini boya tükeninceye kadar yıkadıktan sonra güneşte değil, gölge yerde tutunuz. İyice kurumadan naylon torbaya koyup kaldırmayın, küflenir. Read the full article
0 notes
Text
Saçta kuruluk Neden Olur ?
Saçta kuruluk ve nedenleri sebumun Yetersiz salgılanması gibi iç etkenler veya perma boya sıcak kurutma uzun süreli güneşlenme gibi dış etkenler saçlarda kuruluğa yol açar böyle bir durumda yapmanız gereken en doğru şey kendinize besleyici bir program uygulamaktır. Peki o zaman ne yapmalı .. Eğer Saçlarınız çok yıpranmışsa şampuandan önce besleyici bir ürün uygulayabilirsiniz saçınızı sıcak bir havluyla sarın uyguladığınız üründe önerilen süre kadar beklemeniz tavsiye edilir Sıcak havlu ürünün saçınıza daha iyi nüfuz etmesini sağlar şampuan öncesi uyguladığımız Bu bakımın avantajı saçı daha sonraki bakımlara hazır hale getirmektir Bu işlemden sonra saç tipinize uygun ve besleyici özelliğe sahip bir şampuan ile saçınızı yıkamanız gerekir Kuru saçlar onlarla ilgilenmenize bayılan saç tipleridir. Şampuan sonrası saç kremi uygulamakta tereddüt etmeyin kreminizi durulama gerektirmeyen ürünler arasından da seçebilirsiniz bu tip ürünlerin avantajı diğer yıkama yedek saçı dış etkenlere karşı korumasıdır. Haftada en az bir kez Kuru saçlar için hazırlanmış besleyici bir maske uygulamanız tavsiye edilir Saçlarınızı çok sıcak kurutmayın Eğer güneşleniyor sanız şapka veya bandana kullanmanızda fayda vardır ya da Güneşten koruyucu bir ürün uygulayabilirsiniz Saçlarınızı hiçbir zaman çok sert bir şekilde fırçalamayın kuru olan saçlar kırılmaya daha çok meyilli bir saç modelidir Fırçalamadan önce saçlarınızın kolay taranmasını sağlayacak ürünler kullanmaktan kesinlikle çekinmeyin Saç fırçanızı ise yumuşak ve doğal kıllı olanlardan seçin Saçın doğal yapısının korunmasındaki en önemli etkenlerden biri köklerdeki sebum salgısıdır Saçınızı kökten uca doğru fırçalayın Böylece sebumun saç boyunca yayılmasını sağlamış olursunuz kuru saçlarda saç uçlarında çatallaşmalar yani kırıklar çok sık görülür saç uçları köklere göre daha hassas ve kırılgandır onları düzenli olarak kestirin. Eğer siz de saç kırıklarına karşı çözüm arıyorsanız yapacağınız şey hemen söyleyelim Her saç yıkamanızdan sonra bir kabın içinde 10 su bardağı su ve 1 çay bardağı Elma sirkesini güzel bir şekilde karıştırın ve saçlarınızın bu suyla her tarafını Masaj yaparak iyice ıslatın saçınıza yaptığınız bu uygulama hem kırılmayı önlüyor hem de acayip bir şekilde saçınızı parlatıyor sirke kokusu hemen uçuyor ama yine de akşamları yapmayı Tercih edebilirsiniz Read the full article
0 notes
Text
Ayaklar, Ayak sağlığı için pratik bilgiler
Vücudumuzun bütün yükünü çeken ayaklarımızı asla ihmal etmemeliyiz ilk adım ayakların yorgunluğunu gidermek olmalıdır daha sonra da pedikürü de son noktayı koyabilirsiniz Ayak sağlığı hakkında bilmeniz gerekenler için bir yazı hazırladık. Lütfen yazımızı okuyup yazımızda geçen yöntemleri gönül rahatlığıyla ayaklarınıza uygulayabilirsiniz Tabii ki de Tıp her zaman en etkili tedavi yöntemlerine sahip olmakla beraber bazen bazı Küçük Problemler de doktora gitmeden önce evde de birtakım yapabileceğimiz tedavi yöntemleri vardır. Mesela ayağınızda Nasır var böyle bir durumda ne yapmanız gerekir ayaklarınızı içerisinde şampuan bulunan 2 litrelik ılık bir suda 10 dakika boyunca bekletebilirsiniz
Ayak derinizi yumuşatmak için de sudan çıkardığınız ayaklarınıza bir takım bitkisel yağlar ya da kremler ile masaj yaparak ayaklarımızın rahatlamasını sağlayabilirsiniz Bunları yaptıktan sonra ponza taşı ile ayaklarınızı güzelce ovabilirsiniz Nasırınızı görebileceğiniz bir şekilde ayaklarınızı güzelce bir yastığın üzerine koyun, nasırın hemen üzerine vazelin sürün, nasırı Pamuklu kadife bir kumaş parçası ile sarı. Her banyo yaptığınızdan sonra bu kumaş parçasını değiştirerek, 1 hafta boyunca bu şekilde kapatın. Eğer Nasır yenilenirse Aynı işlemi devam edin, eğer acı devam ederse, bunun sonucunda yapacak fazla bir şey yok Muhakkak bir doktora görünün. Pedikür Tırnak diplerini yumuşatmak için krem veya jel uygulayabilirsiniz bu işlemleri yaptıktan sonra ayaklarınızı sıcak su dolu bir kapta rahat bir şekilde dinlendirin biraz bekleyin iyice bir yumuşasın bu işlemleri yaparken suyun içine bir takım bitkisel maddeler de atabilirsiniz Daha sonra tırnak diplerinin iterek tırnak dibinde oluşan ölü dokuyu alın Tırnaklarınızı törpüleyin üst kısmına da törpüleme ihmal etmeyin Kremini sürdükten sonra bir kat tırnak güçlendiricisi sürün Ardından ponza taşı ile ayaklarınızdaki ölü hücreleri temizliği ayaklardaki terlemeye karşı kokulu ayak pudra larını kullanabilirsiniz Etkili ayak bakımının püf noktaları Ayaklarınıza özellikle topuk kısmına losyon ve nemlendirici ürünler ile masaj yapın Ayaklarınıza krem sürerken tırnak etlerini sürmeyi de ihmal etmeyin Topuklarınız çok sert ise yatmadan önce vazelin sürebilirsiniz ve pamuklu çorap giymeyi tercih edin Günün sonunda ayaklarınızı dinlendirmek isteyebilirsiniz ayaklarımızı dinlendirmek için de sıcak su içine lavanta çiçeği yağı ekleyin ayaklarınızın yorgunluğunu alır
Ayağınızda oluşmuş olan ölü deriler için peeling etkisi olan bakım ürünlerini Tercih edebilirsiniz. Problemli tırnaklara çözümler Kırılan ya da ayrılan tırnaklarınızı güçlendirmek için ne yapmalısınız Birçoğumuz buna kalsiyum eksikliğinin ya da düzensiz beslenmenin neden olduğunu sanırız oysaki bilinenin aksine beslenmenin tırnakların kırılması üzerinde çok mu çok az bir etkisi vardır Bunun esas nedeni kuru tırnaklara sahip olmaktır kırılan tırnaklar için en güzel çözüm yağlar ve losyonlarla onlara güzel bir bakım sağlamaktır Tırnaklarınıza derin bir terapi vermek için yaklaşık 10 dakika süreyle ılık zeytinyağında bekletebilirsiniz Yüzeysel olarak uygulanan tırnak güçlendirici lerde maalesef hiçbir işe yaramamaktadır ve bu nemlendiricilerin nüfus edilmesini engellemektedir Tırnaklar üzerinde çok faydası bulunan bir protein türü de soya proteini dir çok faydalı bir proteindir ve tırnak üzerindeki etkisi de yüksektir Özellikle soya sütü ve tofu ya da günlük olarak d vitamin ailesinden gelen biyotin alabilirsiniz Bunları ya 80 miligramlık haplar halinde veya yumurta sarısı ya da Maya yiyerek tırnaklarınız için gerekli olan bu ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilirsiniz Read the full article
0 notes
Text
Sağlıkla İlgili Kolay ve Pratik Bilgiler -2
Eklem Ağrılarına Karşı Ne Yapmalı? Büyük lahana yaprağını ağrıyan yerlere koyarak üstüne elastiki bant geçirin ve bir gece süreyle bu şekilde bırakınız. Ellerin Çatlamaması İçin Ne Yapmalı? Ellerinizi saf zeytinyağı ile günde 2 kez ovunuz. Ya da geceleri limonlu suyla yıkayınız. Ya da bir tatlı kaşığı balı yarım tatlı kaşığı suyla karıştırıp akşamları ellerinize sürünüz. Eldiven geçirip öylece yatın. Ya da bir çorba kaşığı gül suyu, limon suyu ve gliserini karıştırıp sabah ya da akşam iş yaptıktan sonra bununla ovun. Göz Çapaklarına Karşı Ne Yapmalı? Ilık asitborik suya batırılmış pamukla gözlerinize tampon yapınız. Göze Kireç Kaçarsa Ne Yapmalı? Hemen bir şekerli su hazırlayıp bununla gözleri yıkayınız. Eğer hâlâ acısı geçmezse hemen bir doktora başvurun. Güneş Alerjisine Karşı Ne Yapmalı? Güneş alerjisine karşı yaz aylarında bol bol havuç, patates, ıspanak ve salatalık gibi sebzeler yemek faydalıdır. Güneş Yanıklarına Karşı Ne Yapmalı? Çay posasını soğuk ve ıslak halde yanık yerin üzerine koyun. Karbonatlı suyla yanık yeri hafifçe silin. Sulandırılmış elma sirkesiyle yanık yer silinebilir. Ya da yarım bardak süte yarım çay kaşığı karbonat veya kabartma tozu koyarak karıştırınız ve bunu yanık yere sürün. Hıçkırığı Geçirmek İçin Ne Yapmalı? Soluğunuzu tutarak parmak uçlarınızla karın boşluğunuza bastırınız. Ya da sirke ya da limon suyuna batırılmış bir kesme şekeri eminiz. Bebeklerin hıçkırığını geçirmek içinse bir çay kaşığı limon ya da portakal içiriniz. İshalden Kurtulmak İçin Ne Yapmalı? Bir çay kaşığı kahvenin üzerine iki damla limon damlatıp içiniz. İsiliklere Karşı Ne Yapmalı? Hemen bir banyo yapınız. Banyoda durulanma suyuna sirke karıştırınız. Banyodan sonra da isiliklerin olduğu yerlere talk pudrası sürünüz. Kabızlığı Gidermek İçin Ne Yapmalı? Yürüyüş yapmak, çavdar ekmeği ya da kepekli ekmek yemek ve posalı sebzeler yemek faydalıdır. Ya da kestaneyi haşladıktan sonra suyunu ılık olarak içiniz. (Yumurta, et, çay, kahve kabızlığı artırır.) Kanamaya Karşı Nasıl Önlem Almalıyız? Öncelikle elinizi kalp hizasının yukarısına başınıza doğru kaldırınız. Bir yeriniz kesildiğinde kanı durduramıyorsanız yaranın üzerine sirke damlatınız. Kanayan yerin üzerine kesilmiş patates ya da tütün bastırmak da kanı durdurur. Büyük kanamalarda mutlaka bir doktora başvurunuz. Read the full article
0 notes
Text
Neden Uykumuz gelir ?
Neden Uykumuz gelir Vücudumuzun tam dinlenme haline uyku hali denmektedir Yani kısaca uyku denir insan ömrünün üçte birini kapsayan uykunun ne şekilde meydana geldiği tam olarak maalesef bilinemiyor Fakat uykusuz insanlarda iş yapma kabiliyetlerini deki azalma ve de sinir sistemlerindeki bozukluk uykunun beyinden idare edildiği gerçeğini ortaya çıkarmaktadır uyku süresi her insana göre değişiklik gösterebilmektedir bazı insanlar da bir kaç saatlik uyku yeterli olmaktadır fakat bazılarında ise ancak 8 saatlik uyku normal uyku ihtiyacımızı karşılamaktadır Dışarıdan yapılan etkilere karşı uyanabilme yeteneğini uyku derinliği denilmektedir normal insanlarda ilk 2 saatte uyku en derin noktası ulaşmaktadır bu uykusuzluktan şikayetçi olanlar bu Derin noktaya varmak da güçlük çekenler dir normal bünyelerde uykunun asıl görevi ilk 2 saat içinde bitmektedir Ondan sonraki saatlerde vücut hafif bir uykuyla dinlenmesini sürdürebilmektedir Vücudumuzun hemen hemen bütün organları uykuya belirli olanlarda katılmaktadır. Uykumuz sırasında sadece kas çalışmaları Durmaz bunun yanında Bey'in çalışmalarının bir kısmı da durmaktadır bunun sonucu da solunum sisteminde ve dolaşım sisteminde yavaşlama tansiyonda Düşme ve vücut ısısında bir azalma görülebilir. Önce göz kapaklarımız ağırlaşarak düşmeye ve gözler Işık'tan korunmak için yukarıya doğru kaymaya başlar daha sonra solunum sayısının azalması sonucu oksijen yetersizliğinden derin soluk alma yani esneme hali görülür Küçük çocukların Özellikle de süt çocuklarının uykuya ihtiyaçları daha fazladır günün büyük bir bölümünü uyuyarak geçirirler yemekte veya yemekten hemen sonra elinde olmadan uyuyanlara çok rastlanır bunun en önemli ve başlıca sebebi kalın mideye çekilmesi ve beynimizin kansız kalmasıdır birtakım hastalıklarda ise uyku hali günlerce sürebilmektedir Uyku yorulan beyni dinlendirmeye yarar fakat yalnızca yorgunluğu gidermek için uyunur şeklinde bir tarif Yapacak olursak bu çok da doğru bir tarif olmaz gerçekte yorgun bir insanın uykuya büyük ölçüde ihtiyacı vardır fakat yorgun bir insan hemen uyuyamaz özellikle beyinleriyle çalışanlar yani beyin yorgunluğuna yol açan işlerde çalışanlar gündüz uyumayı kesinlikle düşünemezler bile Uyumak için ilk başta sakin bir yer seçmeliyiz yani bu uyuyabileceğimiz yerin sakin sessiz bir yer olması uyku kalitesi açısından çok önemlidir. Uyuya bileceğimiz yerde eğer ışık var ise bu ışığın azaltılması gerekir ve daha sonra da Kafadaki düşünceler bir an önce kovularak uyku hali ne yavaş yavaş geçilebilir Günümüzde uzmanlar orta beyinde insanı uyanık tutan bir merkezin bulunduğunu ve beyinde bulunan bu Merkezi çalışmasının durması sonucu uykunun meydana geldiği fikrinde ortak bir noktaya varmışlardır çevrede çok sayıda uyaran bulunmamasına rağmen uyuyabilmek de bu fikrin doğruluğuna bir belge olarak kabul edilebilir Bazı monoton seslerin ve hareketlerin uykuyu doğurduğu da görülmüştür özellikle küçük çocukların ninni ve sallanma ile olmalarına karşılık büyüklerin de mesela Susesi yada tren tıkırtısı ve hatta çok sıkıcı bir konuşma karşısında bile uyudukları gözlemlenmiştir bunların Tam aksine bazı monoton seslerde uykuyu kaçırır bilmektedir Peki insan uykusundan nasıl uyanır bu konuya da şöyle bir göz atarsak yani insanın nasıl uyandığında gelirsek bunu içinde beyindeki uyanık tutma Merkezi dışarıdan gelen uyaranları değerlendirmektedir bunlar arasında Mesela bir ağrı bir sancı ya da çok korkutucu bir ses insanın derhal uyanmasına yol açabilmektedir Çocuğu kucağında olan bir anne gürültü arasında uykusunu sürdürebilir bunu. Ama çocuğun en küçük bir hareketiyle hemen bu yana bilmektedir yine bunun gibi gürültü arasında uyumaya alışmış Mesela bir Değirmenci değil mi nin durması üzerine aniden uyanabilir tüm bu bahsettiğimiz olaylar orta beyindeki uyanık tutma Merkezi dediğimiz yerde gerçekleşmektedir. Read the full article
0 notes
Text
Çayın harikaları
Çayın harikaları Saçınız mat mı ayağınız mı kokuyor boğazınız mı ağrıyor cildiniz çok mu yağlı eliniz balık ya da soğan mi kokuyor gözünüz çapak mi yapıyor yemek yerken dilinizimi ısırdınız buzdolabınız koku mu yapıyor eğer Sizinde böyle sorunlarınız var ise bu yazımızı muhakkak sonuna kadar okuyun. Saçımız mat mı dedik evet saçınızda bir matlık hissediyorsanız saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın bilirsiniz ve bakın saçlarınız nasıl ışıl ışıl parlıyor Peki ayağınız mi kokuyor o zaman yapacağınız şeyi hemen söylüyoruz ılık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve bu işlemi her akşam yatmadan yaklaşık 10 dakika boyunca ayaklarınızı bu leğen içinde bekletin 10 gün sonunda koku diye hiçbir şey kalmayacak Boğazınız ağrıdığı zaman da yapacağınız şeyi hemen söylüyoruz çay posasını süzüp soğuyan demi boğaz ağrılarında gargara yaparak kullanabilirsiniz Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun balsam vazifesi görür ve bu da cildiniz eğer çok yağlı ise cildinizdeki bu yağ sorununu azaltmış olur Peki çay ile derinizdeki yaraların nasıl temizleyebilirsiniz çayı derinizdeki yaraların temizlenmesi ve Antibiyotik etkisi göstermesi için bir pamuk ile tatbik ederek rahatlıkla kullanabilirsiniz Eliniz balık koktu ya da soğan kokuyor pe ki ne yapabiliriz hemen söyleyelim Balık ayıkladığınız ellerinizi sabunla yıkadınız ve halen balık kokuyor ya da soğan soydunuz soğan kokuyor işte kurtarıcınız yine çay elinizi demli çayla güzelce yıkayın Bakın bakalım hiç koku Kalmış mı Gözünüze çapak yapıyorsa kaynamış çayı bir tasa koyup Buhari gözünüze gelecek biçimde başınızı üstüne koyun ya da ılık çaya batırılmış Gözlerinize ve etrafına tatbik edin Yemek yerken dilinizi mi ısırdı nız eğer başınıza böyle bir şey geldiyse bunun yine ilacı çaydır ağzınızı günde 3 defa çalkalayın bunun sonucunda diliniz 9 gün yerine 3 gün de iyileşecektir Peki Eğer buzdolabı buz koku yaparsa çayı ne şekilde kullanabiliriz Demlikte kalmış çay posalarını güzelce kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına koyun bakın kokudan eser kalmayacaktır. Read the full article
0 notes
Text
Bakımlı Eller için püf noktaları
BAKIMLI ELLER Her türlü dış etkene maruz kalan ellerimizin itinalı bi bakıma ihtiyacı vardır. Zarif, düzgün, bakımlı el ve tırnakla için yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz. İlk iş elleriniz yıkadıktan sonra yumuşatıcı krem kullanmak ve haftada bi gün manikür yaptırmaktır. MANİKÜR Kuaförünüzde yaptırabileceğiniz gibi, evde kendinizde yapabilirsiniz. 1) Öncelikle tırnaklarınızdaki ojeyi temizleyin, tırnak dip lerine yumuşatıcı krem sürün. 2) Sıcak suya birkaç damla şampuan ve yarım limon su yu ekledikten sonra ellerinizi iki dakika bu suda bekletin. 3) Daha sonra tırnak dibindeki etleri itin, yüzeyde kalan ölü dokuyu alın. 4) Tırnaklarınızı törpüleyin, ellerinize krem ile birlikte ma saj yapın. 5) Önce tırnak koruyucusu daha sonra oje sürerek mani kürünüzü tamamlayın. EL BAKIMININ PÜF NOKTALARI Bakım kremleri tırnak etlerini yumuşatır. Tırnaklarınızıı nefes alması gerekiyor, bu yüzden sürekli ojeli olmamasın; dikkat edin. Ellerinizin yumuşacık olmasını istiyorsanız; iki çay kaşığ bal ve yarım limon suyunu karıştırarak ellerinize sürün. Elleriniz çok fazla terliyorsa soğuk suyun altına tutun, soğuk su kan dolaşımını kısa sürede düzenler ve terlemeyi önler. Manikür-Pedikür Püf Yollan Bakımlı olmanın ön şartlarından biri de manikür ve pedikürdür. Günlük hayatımızda bütün vücudumuzda olduğu gibi el ve ayak bakımına da önem vermeliyiz. Eller iletişim esnasında en önemli unsurlardan biridir. Tırnaklara dikkat edilmeli, kişinin yaşına, sezona ve moda renklere göre oje uygulanmalıdır. Sürekli kırılan ve ayrılan tırnaklar, besleyici ilaçlar ile güçlendirilmelidir. Pedikür özellikle yazın büyük önem taşır. Kışın sürekli kapalı ayakkabılar içinde hava almayan ayaklarımızın sağlıklı ve hoş görünmesi için pediküre ihtiyaç vardır. Batan ayak tırnakları kapalı ayakkabılar içinde kaldıkça büyük problemlere yol açar. Uzman kişiler tarafından tedavi edilmelidir. Read the full article
0 notes
Text
Makyaj yaparken pratik bilgiler, püf noktaları
MAKYAJ İÇİN DÜZENLEMELER VE PRATİK BİLGİLER Gözlerinizi ön plana çıkarmak için sürdüğünüz göz kalemi; yüzünüze sert bir ifade veriyor ise temiz bir kulak çubuğuyla göz kalemininizin üzerinden geçerek dağıtabilirsiniz. Kulak çubuğunun üzerindeki pamuk ise fazla göz kalemini almanıza yardımcı olacaktır. Yorgunluk, uykusuzluk veya genetik nedenler ile gözlerinizin altında koyu halkalar oluşmuşsa bunları gizlemek için; bir miktar gözaltı kapatıcısı ve göz çevresi kremini avucunuzun içinde iyice karıştırın. Daha sonra Parmak uçlarınızla koyu halkaların üzerine uygulayın. Göz çevresi kremi hem bakım yapar hem de kapatıcının kolay sürülüp pürüzsüz görünmesine yardımcı olur. Zinde ve enerjik görünmek istiyorsanız göz kapaklarınıza açık renk ve pırıltılı far sürün. Özellikle kaşın hemen altına krem ya da fildişi renginde far sürmek gözlerinizin daha canlı görünmesini sağlar. Yüzünüzü renklendirmek ve daha canlı görünmek istediğinizde büyük bir allık fırçasını pembe ya da bronz tonlarda allığa batırın. Fazlalığı almak için allık fırçasını biraz sallayın. Elmacık kemiklerinize hafif dokunuşlarla uygulayın. Bu yöntem; başka bir kozmetik işleme gerek kalmadan canlı görünmenizi sağlar. Esmer tenliyseniz ve cildinizde açık renkli lekelenmeler varsa kayısı renkli bir pudra tercih edebilirsiniz. Bu sayede cildinizdeki renk farklılıkları dengelenecektir. Pudranın doğal bir parlaklık kazandırmasını istiyorsanız; cildiniz pudrayı emdikten sonra ince bir kat nemlendirici krem sürün. Ojenizin hemen Kurumasını istiyorsanız; ellerinizi soğuk su ve aynı zamanda buz dolu bir kaba sokup ortalama 1 dakika bekletin. Dudaklarınızın daha kalın ve dolgun görünmesini istiyorsanız alt ve üst dudağınızın tam orta noktasına açık renkli bir parlatıcı sürün. Koyu renkli rujları sürerken dudak çevresine akıp taşabilir. Bu durumu engellemek için ruj sürmeden önce dudaklarınıza mat pudra uygulayın. Rujun hem kolay sürülmesini hem de kalıcı olmasını sağlar. Makyaj yapmanın Birkaç Püf Noktası • Gözünüze eğer kalem kullanacaksanız, mutlaka ince çizin. • Rimeli sürerken her zaman iki kat şeklinde sürün. İlk katın kurumasını bekledikten sonra İkinciyi uygulayın. • Farınızın kalıcılığı için göz kapaklarınıza muhakka fondöten sürün. • Göz kalemini asla gözünüzün içine sürmeyin. Bu, gözlerinizi olduğundan küçük gösterir. • Gözlerinizi iri göstermek istiyorsanız, kalemi, kirpiklerinizin içine sürün. Kuru ciltlerde nem oranını nasıl korumalısınız? • Suyu ve lipit oranı düşmüş ciltler, kuru ciltlerdir. Bu tür ciltler nem oranını da kaybetmiş olduğu için, yaşlanma etkileri diğer ciltlere oranla daha fazladır. • Sıcak, soğuk ve güneş yaşlanma etkisini de daha fazla arttırır. Dolayısıyla kuru ciltlerin diğer ciltlere göre daha fazla önlem alması gerekir. Read the full article
0 notes
Text
Oje Sürmenin Pratik Yolları
Oje Sürmenin Pratik Yolları nelerdir. Eğerki Aceleniz var ise, oje sürmek için mümkün olduğu kadar açık renkleri tercih etmelisiniz. Çünkü koyu renkler sürülme hatalarını daha çok gösterir. Ojenin fırçasını tırnağınıza sürerken üzerinde mümkün olduğu kadar az oje bulunmasına dikkat edin. Çünkü kalın sürülen ojenin kuruması zaman alır. Ojeyi önce tırnağın ortasına, sonra iki kenarına uygulayın. Kısaca sürme işlemini üç aşamada tamamlayın. Ojenin yanı sıra fırçanın da kurumaması için her sürüşten sonra şişeyi iyice kapatın. Tırnak kenarlarına taşan ojeyi yok etmek için kulak temizleyicisini asetona batırın. Ve tırnak kenarlarını temizleyin. Ojenin üzerine mutlaka parlatıcı cila uygulayın. Bu, hem ojenin tırnağınızdaki ömrünü uzatır hem de sürüş kusurlarını kapatır. Extra Pratik bir bilgide biz verelim size: Parfüm Alma ve Kullanmanın Püf Noktalan Parfüm, %78 ile %95 oranında etil alkolden ve temel yağlardan yapılır. En pahalı parfümlerde aromatik yağ oranı yaklaşık %22’dir. Eau de Parfüm, %15 ile %22 oranında aromatik yağ içerir. Eau de Toilette’te ise bu oran %8 ile %15 arasındadır. Eau de Cologne sadece %4 oranında aromatik yağ içerir. Kokuya karşı aşırı hassasiyeti olanların ise içinde %1 ile %3 arasında aromatik yağ bulunan Eau Fraiche kullanmaları önerilir. Aromatik yağ oranı attıkça kokunun kalıcılık oranı da artar, bu yüzden Eau de Parfüm daha çok tercih edilir. Read the full article
0 notes
Text
Ayaklarımızı dinlendirmek için ne yapmalıyız.
Ayaklarınızı Dinlendirmek İçin Ne Yapılmalı? Birinci yol: Yorgun ayaklarınızı dinlendirmek için iki ayağınızın sığacağı büyüklükte iki kap hazırlayın. Kaplardan birine 40-45 derece sıcaklıkta ötekine ise oda sıcaklığında soğuk su koyunuz. Sıcak suya bir tutam defneyaprağı atınız ya da yarım limon sıkınız. Ayaklarınızı önce sıcak suda 5 dakika kadar tuttuktan sonra soğuk suya sokup 20 saniye bekletiniz ve bu işlemi art arda 5-6 kez tekrarlayın. Daha sonra ayaklarınızı kolonya ile ovunuz. İkinci yol: Yatağa yatarak ayaklarınızı yukarı kaldırıp duvara dayayın. Bu durumda 5-10 dakika kalırken derin derin nefes alıp vererek vücudunuzu da rahatlatın. Üçüncü yol: Yorgunluktan şişen ayaklara soğuk taş üzerinde yürüyüş de iyi gelir. Ayak Temizliği Hakkında Neler Yapılmalı? Türk Milleti olarak ayak sağlığımıza fazla önem göstermeyiz ama günde sadece birkaç dakikamızı alacak olan temel işlemleri yaparsak, daha sağlıklı ve mutlu bir ayak sağlığımız olabilir. Ayaklar her gün çorap ve ayakkabı içerisinde terlediğinden düzenli olarak yıkanmalıdırlar. Yıkanma işlemi yapılmaz ise çevreyi rahatsız edecek kokular, daha sonra da ayak sağlığını bozabilecek nasır gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Ayaklar düzenli olarak yıkanmalı, her yıkamadan sonra parmak araları havlu hatta saç kurutma aracı ile iyice kurutularak mantar enfeksiyonları için ortam oluşması önlenmelidir. Ayak havluları ellerin kurulanmasında kullanılmamalıdır. Ayak sağlığı ve temizliği için kullanılan çorap ve ayakkabı da önemlidir. Özellikle çorapların pamuklu olması ayak sağlığı için tercih nedenidir. Çoraplarımızın temiz olması ve günlük olarak değiştirilmesi gerekmektedir. NOT: Zamanla sertleşen ayak derinizin yumuşaklığı için arada bir limon suyu ile ovunuz. Read the full article
0 notes