Last Seen Blogs
Text
Hamilelikte Riski Dönemler Hangileridir?
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/hamilelikte-riski-donemler-hangileridir/
Hamilelikte Riski Dönemler Hangileridir?
Hamilelik döneminde bebeğinizin vücudunun her kısmı belirli bir dönemde oluşmaya başlar. Bu dönemlerde vücut ilaç, alkol ve diğer zararlı maddelere karşı oldukça hassastır. Annenin bu dönemlerde tüketmiş olduğu her türlü zararlı madde bebeğin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.
Hamilelikte İlk İki Hafta Önemli!
Hamileliğin en riskli dönemi, embriyonun gelişimi olan ilk iki haftadır. Bu dönemlerde üstte bahsetmiş olduğumuz zararlı maddelerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Dikkat edilmediği takdirde embriyonun uterusa bağlanmasına müdahalede bulunabilir. Uterusa’da gelen hücre hasarı, düşük yapma ile sonuçlanabilir. Gebelikte bu riskli dönemleri geçesiye kadar anne adaylarının kesinlikle uzman bir doktora danışarak tavsiye alması önemlidir.
Hamileliğin İlk Üç Aylık Dönemi Riskleri
İlk üç aylık dönemde kullanılan zararlı maddeler, büyük doğum kusurlarına sebep olabilirler. Bunun sebebi ise, bu dönemde bebeğinizin omurgası, başı, kolları ve bacakları gibi gelişimlerin olmasıdır. Bu dönemde bebeğinizin kalp, mide ve akciğerleri gibi organları da geliştiğinden dikkat etmemiz gereken bir dönemdir.
Hamileliğin bu dönemlerinde birçok kadın bebeğin gelişimine katkıda bulunduğunu düşündüğü ilaçlar kullanıyorlar. Bu dönem gerçekten önemli bir dönem olduğundan kesinlikle doktorunuzun tavsiye etmediği ilaçları kullanmanızı önermiyoruz.
0 notes
Text
Kadın ve Doğum Hastalıkları Nedir?
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/kadin-ve-dogum-hastaliklari-nedir/
Kadın ve Doğum Hastalıkları Nedir?
Kadınlara yönelik olarak hizmet veren kadın ve doğum hastalıkları bölümü sadece kadınlarda görülen hastalıkların tanı ve tedavisini yaptığı gibi doğum ile de ilgilenmektedir. Menopoz, tüp bebek, sistit, rahim kanseri ve daha pek çok alanda hizmet veren bu bölüm ile alakalı olarak ülkemizde çeşitli hastaneler açılmıştır. Hem özel hem de devlete bağlı olarak açılan kadın ve doğum hastalıkları bölümü ilgilendiği konular nedeniyle oldukça geniş bir mecrada hizmet vermektedir.
Eskiye nazaran kadınların kadın hastalıkları ve doğum için doktora daha sık gittiği günümüzde kadın hastalıkları ve doğum konusunda hizmet veren poliklinik ve hastaneler halen yeterli konumda değildir. Ergenlik döneminden itibaren kadınlarda görülen her türlü sorunda başvurulabilecek bir bölüm olma özelliğine sahip olan kadın ve doğum hastalıkları bölümü kasık ağrısı, adet gecikmesi gibi yüzlerce alanda söz sahibidir.
Nesillerin devamlılığı konusunda önemli bir olay olan doğum ile de ilgilenen bu bölüm riskli gebelik, çoğul gebelik, dış gebelik, normal doğum, sezaryen doğum gibi farklı alanlarla da ilgilenmektedir. Gebelik düşüncesinin var olmasının hemen sonrasındaki dönemden itibaren ihtiyaç duyulan bu bölümde hizmet veren pek çok hastane bulunduğu gibi özellikle bu alana özel olarak hazırlanmış bölümler ve çalışmaların yapıldığı araştırma merkezleri de bulunmaktadır.
Dünya üzerinde en fazla ilgi gören ve sürekli ihtiyacın olduğu bölümlerden biri olan kadın ve doğum hastalıkları tüp bebek, aşılama, embriyo dondurma gibi farklı gelişmeleri de bünyesine dahil etmektedir. Teknolojik gelişmelerin ilerlemesi ile birlikte daha da hız kazanan bu bölüm ilerlemeye devam etmekte ve uzmanlık alanına bağlı olarak ebe, jinekolog, kadın doğum uzmanı gibi farklı unvanlar almaktadır. Kadınlar her türlü hastalıklarında bu bölüme başvurarak tedaviye başlayabilmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar : https://doktordanhaberler.com/kategori/cerrahi-bilimler/kadin-dogum/
0 notes
Text
Haşlanmış Patates ve Yoğurt Diyeti
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/haslanmis-patates-ve-yogurt-diyeti/
Haşlanmış Patates ve Yoğurt Diyeti
Haşlanmış Patates ve Yoğurt Diyeti
Patates ve yoğurt hızlı kilo verdiren besinler arasında yer almaktadır. Haşlanmış patates ve yoğurt diyetini uygulayarak 3 günde 5 kilo verebilirsiniz. Haşlanmış patates ve yoğurt diyeti İçerisinde patates olması nedeniyle hem tok tutar hem de vücudu şekillendirir. Bu diyetin tamamında haşlanmış patatesin ağırlıklı olarak kullanıldığını görüyoruz.
Patatesin Faydaları Nelerdir?
Patates lif açısından oldukça zengin bir besindir.
Patatesin faydaları saymakla bitmez. Uzun süre tok tutma özelliğine sahip olan patates diyetlerin vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır.
100 gram pişmiş patateste sadece 93 kalori bulunmaktadır. Küçük boy patates ile ince bir dilim ekmeğin sağladığı enerji miktarı neredeyse aynıdır.
Patatesin nişasta oranı yüksektir. Bu nedenle glisemik endeksi de yüksektir.
Patates C vitamini, folik asit, B6 vitamini ve potasyum açısından oldukça zengin bir besin kaynağıdır.
Haşlanmış Patates ve Yoğurt Diyeti Nasıl Yapılır?
Patates insan vücudu için oldukça faydalı bir besindir. Ayrıca glisemik endeksinin yüksek olması patatesin diyetlerde çok kullanılmasına imkan sunar. Patates diyetinde alınan enerji son derece düşüktür. Bu durum diyetin risk faktörlerinden biri olarak gösterilmektedir. Haşlanmış patates ve yoğurt diyet listesi şu şekildedir:
1.Gün
Sabah Kahvaltısı:
1 adet orta boy haşlanmış patates
1 bardağı yoğurt
Öğle Yemeği:
2 adet haşlanmış patates
1 su bardağı yoğurt
Akşam Yemeği:
2 su bardağı yoğurt
2.Gün:
Sabah Kahvaltısı:
1 su bardağı yoğurt
Öğle Yemeği:
2 adet haşlanmış patates
1 su bardağı yoğurt
Akşam Yemeği:
1 adet haşlanmış patates
1 su bardağı yoğurt
3.Gün:
Sabah Kahvaltısı:
1 adet haşlanmış patates
Öğle Yemeği:
1 adet haşlanmış patates
1 su bardağı yoğurt
Akşam Yemeği:
1 su bardağı yoğurt
Haşlanmış patates ve yoğurt diyeti uygulayanlar 1. Gün 780 kalori, 2. Gün 680 kalori 3. Gün 460 kalori almaktadır. 3 gün süren bu yoğun diyetin ardından 5 kilo verileceği belirtiliyor. Haşlanmış patates ve yoğurt diyeti uygulayanlara egzersiz önerilmemektedir. Sadece su, yoğurt ve patates tüketerek bu diyeti gerçekleştirebilirsiniz. Diyet yapanlar sağlıklı bir bireyin alması gereken enerjinin sadece üçte birini almaktadır.
0 notes
Text
Zayıflama Çayları İşe Yarıyor Mu?
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/zayiflama-caylari-ise-yariyor-mu/
Zayıflama Çayları İşe Yarıyor Mu?
Zayıflama Çayları İşe Yarıyor Mu?
Son dönemlerin en merak edilen konularından biriside zayıflamaya yarayan bitki çaylarının işe yarayıp yaramadığıdır. Kişiler gerek metabolizmalarını hızlandırmak gerekse enerji ihtiyacını karşılamak için bitki çaylarına başvurmaktadırlar. Hangi amaçla olursa olsun kullanılacak olan çaylar hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Metabolizma hızlandıran bitkisel çaylar adı altında türlü türlü değişik içeriklere sahip çaylar el alıntından satılmaktadır. Bu noktada sağlık bakanlığı onayı olmayan hiçbir çayın tüketilmemesi gerekir. Eşten, dosttan duyularak yeni yeni çıkan zayıflama çayları içeriği öğrenilmeden ve gerekli onaylarına bakılmadan tüketilmemelidir. bu çaylar tüketilmeden önce hiçbir çayın ya da yiyeceğin tek başına zayıflatma gibi bir özelliği yoktur. Zayıflatan yiyecekler adı altında sunulan hiçbir besinin tek başına böyle bir yetkisi yoktur. Ancak zayıflamaya yardımcı, metabolizma hızlandırıcı, sindirimi kolaylaştırıcı çaylar bulunmaktadır.
Kilo Vermeye Yardımcı Çaylar Nelerdir?
Kişiler tek tip bir beslenme sürecine sahipseler, etkili olan çayların işe yaramasını bekleyemezler. Beslenme düzenine dikkat edilmediği sürece hiçbir çay etki etmeyecektir. Zayıflamaya yardımcı olan çok çeşitli çaylar bulunmaktadır. Bu çaylar içerisinde etkili olanlardan biri de yeşil çaydır. Konu zayıflama olunca akla ilk gelen çay budur. Yeşil çay sindirimi kolaylaştıran çaylar içerisinde en ünlü çaylardandır. Metabolizma hızını arttırarak besinlerin daha hızlı sindirilmesini sağlar. Mate çayı ise zayıflamaya yardımcı özelliklerinden çok içeriğinde vitaminlerinden dolayı çok önemlidir. Diyet döneminde birçok kişi halsiz kalmaktan şikayet etmektedir. Mate çayı gereken enerjiyi sağlamaktadır. Bu çayların yanında biberiye çayı, kekik çayı gibi önemli etkileri bulunan çaylarda mevcuttur.
Zayıflama Çayları Zararlı Mı?
Zayıflatma vaadiyle piyasada pek çok zayıflama kürleri bulunmaktadır. Sağlık bakanlığından onayı olmayan, içeriği bilinmeyen çayların elbette ki çeşitli zararları olacaktır. Sağlık bakanlığından onay alan, içeriği belli olan çayları tüketmek gerekmektedir. Bu tip çayları da her gün düzenli olarak gereken oranlarda tüketilmelidir. Fazla tüketim yapıldığında vücut çayın etkilerine karşı bağışıklık kazanacaktır ve bir süre işe yaramaz hale gelecektir. Ayrıca verdiği etkilere göre de farklı sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle günlük gerektiği kadar, doktorun önerdiği kadar tüketim yapılması önemlidir.
0 notes
Text
Günlük Kaç Dakika Spor Yapılmalı?
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/gunluk-kac-dakika-spor-yapilmali/
Günlük Kaç Dakika Spor Yapılmalı?
Günlük Kaç Dakika Spor Yapılmalı?
Sağlıklı bir yaşam ve zayıflamak için herkesin spora ihtiyacı vardır. Tipik bir spor yapmak için 3 aşama vardır. Bu aşamalar; spordan önce ısınma evresi, spor evresi, soğuma evresi olarak tanımlanır. Tüm bu süreçler spora ayırılan vaktin içerisindedir. Isınma evresi kişileri spora hazırlayan evredir. Esas olarak şiddetli bir spor için bu evre kesinlikle gereklidir. Bir anda şiddetli bir şekilde spor yapılmaz. Her zaman için artarak devam edilmeli ve sona doğru tempoyu azaltarak bitirilmelidir. Spor yaparken herhangi bir sorun oluşmaması için bu evreler kontrollü bir şekilde tamamlanmalıdır.
Sporun Evrelerinde Neler Yapılır?
İlk evre ısınma evresidir. Burada yavaş bir tempo ile başlanır ve giderek aktivelerde arttırılır. Bu evre esas spora, şiddetli aktiviteye kişileri hazırlayan bir evredir. Spordan daha az şiddetli olması gerekmektedir. En az 5 dakika boyuna az tempoda spor yapılması gereklidir. Bunun ardından kasları germe egzersizleri yapılmalıdır. Böylece esas spor yapılırken herhangi bir sorunla karşılaşmanın önüne geçilmiş olur. Esas evre ise kişilerin en az 20 dakika boyunca şiddetli olarak yaptıkları aktivitelerdir. Spor hareketleri 10 dakikalık tekrarlar ile yapılabilir. Hedeflenen kalp atım hızına ulaşılması gerekir. Şiddet bu bölümde bir anda arttırılmamalıdır. Kademeli bir şekilde tempo arttırılmalıdır. Soğuma evresinde ise esas evreden sonraki evredir. Spor bir anda bırakılmamalıdır. Tempo düşürülerek en az 5 dakika boyunca devam ederek bırakılmalıdır. Bir anda şiddetli sporu kesmek vücudun normal haline dönmesini zorlaştırır.
Haftada En Az 150 Dakika Spor Yapılmalı
Zayıflamak için kişiler haftada en az 150 dakikalarını spor yapmak için ayırmaları gerekmektedir. Biraz dahi olsa fiziksel aktiviteler gerçekleştirmek hiç yapmamaktan daha iyidir. Hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olan kişiler için bu durum büyük yarar sağlayacaktır. Hareketsiz yaşama sahip olan kişiler spor programına başladıklarında ilk olarak yavaş tempoda kısa süreli devam etmeliler. Daha sonra kademli bir şekilde şiddet ve süre arttırılmalıdır. Bir anda şiddetli ve uzun süreler boyunca spor yapmak ciddi tehlikeler doğurabilir. Günlük ve haftalık hedefler hazırlanmalı ve süreci aksatmadan devam ettirilmelidir.
0 notes
Text
Erken Doğum Belirtileri Bebek Hareketleri
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/erken-dogum-belirtileri-bebek-hareketleri/
Erken Doğum Belirtileri Bebek Hareketleri
Erken Doğum Belirtileri Bebek Hareketleri
Normal bir hamilelik süreci 40 hafta sürmektedir. Ortalama 280 gün süren normal hamilelik süresi en son adet kanamasının ilk gününden başlayarak doğum yapılacağı güne kadar devam eden sürece verilen isimdir. İdeal bir gebelik süreci 39-40 haftayı bulmaktadır. Birçok bebek 40. haftayı beklemeden 38-39. haftada doğum yapar. Bebeğin doğumu 37. haftadan sonra gerçekleşiyorsa normal doğum olarak adlandırılabiliriz. Ancak 37. haftadan önce gerçekleşen doğumlar erken doğum olarak adlandırılmaktadır. Erken doğum nedir, erken doğum belirtileri ve erken doğumda bebek hareketleri nasıl olmalı gibi birçok sorunun cevabını makalemizi okuyarak bulabilirsiniz.
Erken Doğum Nedir?
Erken doğum kadının son regl günü baz alınarak 24. hafta ile 37. haftada gerçekleşen doğumlardır. Erken doğum nedeniyle bebek ölümleri sık sık yaşanır. Erken doğum halinde bebeklerde görme veya işitme sorunları, kronik hastalıklar, kalp hastalıkları, akciğer hastalıkları ve okulda başarısız olma gibi birçok sorunla karşı karşıya kalmak mümkündür.
Erken Doğumda Bebeğin Yaşama Şansı Nedir?
Erken doğan bebekler normal doğan bebeklere göre gelişim ve büyüme açısından dezavantaja sahiptir. Erken doğumlarda bebeğin yaşama şansı bebeğin doğum haftası ile doğrudan ilgilidir. Bebeğin anne karnında kalma süresi arttıkça bebeğin yaşama şansı da artacaktır. Hamileliğin 24. haftasında dünyaya gelen bebeklerin yaşama oranı oldukça düşüktür.
Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?
Erken doğum belirtileri anne adaylarını rahatsız edecek bir hale gelirse ve düzenli olarak görülürse mutlaka bir doktora başvurulması gerekir. Erken doğum belirtileri şu şekildedir:
Anne adayının uyluk kemiğinde, leğen kemiğinde ağrı hissi oluşması
Bel ve sırt kısmında uzun süreli geçmeyen ağrıların oluşması
Anne adayının kasık kemiğinin üstünde regl dönemine benzer kramp ve ağrıların oluşması
Bağırsaklar kramp oluşumu
Düzenli aralıklar ishal olma
Vajinal akıntıda görülen artış
Vajinal akının renginin ve yoğunluğunun koyuluğunun artması
Vajinadan kan gelmesi erken doğumun habercisi olan belirtiler arasında yer almaktadır.
Erken doğum belirtileri 20. haftadan sonra ortaya çıkar ve 1-2 saat içerisinde 3-4 defa tekrarlanırsa mutlaka doktorla görüşülmeli ve sağlık kuruluşuna gerekli başvurular yapılmalıdır. Gebeliğin 37. haftasından önceki dönemde sancıların başlaması erken doğum tehdidi olarak adlandırılabilmektedir. Sancıların artması erken doğuma işarettir. Rahim ağzında meydana gelen açılma ve bebeğin doğum kanalına girmesi erken doğumun en önemli göstergesidir.
Bebeğin Anne Karnındaki Hareketleri Ne Zaman Başlar?
Bebeğin anne karnındaki hareketleri hamileliği ilk üç aylık dönemlerinde başlamaktadır. Ancak ilk üç aylık dönemde anne adaylarının bu durumu fark etmesi söz konusu değildir. Anne adayları bebeğin hareketlerini ancak 20 ile 24. haftada hissedebilmektedir. Ancak daha önceden çocuk sahibi olan annelerin bebeğin hareketlerini hissetmesi 16. haftadadır. Bebeğin en hareketli olduğu dönemler 24. haftadan itibaren başlar.
Bebeklerin Hareket Sıklığı Nasıl Olmalıdır?
Bazı anne adayları bebeklerinin hareket sıklığının ne kadar olması gerektiği konusunda kafa karışıklığı yaşamaktadır. Bebeğin hareket sıklığı her gün farklılıklar gösterebilmektedir. Bebeğin sürekli hareket etmesini beklemek doğru bir davranış değildir. Gebeliğin 28. haftasından sonra bebek gün içerisinde ortalama 150 defa hareket etmektedir. Ancak hareketlerinin tümünü annenin hissetmesi mümkün değildir. Anne aday adayları gün içerisinde bu hareketlerin sadece 15-20’sini hissedebilmektedir. Gün içerisinde hissedilen 15-20 hareket bebeğinizin sağlıklı olduğunun işaretidir. Bebeğin hareketlerinin çok fazla olması bebeğin hiperaktif olacağına işaret etmezken bebeğin hareket etmemesi sorunlu olduğu anlamını taşımamaktadır. Bebek hareketleri en çok sabah, gece ve yemeğin ardından hissedilmektedir. Doğum süreci yaklaştıkça ve bebek büyüdükçe bebeğin hareketleri yavaşlamaktadır. Bu nedenle bebeğin hareketlerinin yavaşlaması halinde mutlaka bir doktora başvurulmalı ve erken doğum riski olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Erken Doğum Riskini Arttıran Faktörler Nelerdir?
Erken doğum riskini arttıran bazı faktörler bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda erken doğum sayısının giderek arttığına şahit oluyoruz. Aşağıdaki erken doğum risk faktörlerini ortadan kaldırırsak erken doğum riskini o denli azaltabiliriz. İşte erken doğuma neden olan risk faktörleri;
Sigara, Alkol Ve İlaç Kullanımı
Anne adaylarının gebe kalmadan önce veya gebe olduğunu öğrendikten sonra sigarayı ve alkolü bırakması gerekir. Doktor onayı olmadan ilaç kullanmak son derece yanlıştır.
Yetersiz Kilo Alımı ve Yetersiz Beslenme
Gebelik öncesi normal kilolarında olan anne adayları en az 12 kilo almalıdır. Ancak çok zayıf olan anne adaylarının 20 kilo alması gerekir. Kilolu ve beslenmesi düzenli olan anne adaylarının daha az kilo alması mümkündür. Gebelik boyunca anne adaylarının dengeli beslenmesi gerekmektedir.
Yorucu İşlerden Uzak Durulmalıdır
İşiyle ilgili uzun süre ayakta kalanlar ve yorucu işlerde çalışan anne adaylarının ya işten ayrılması ya da çalışma saatini azaltması gerekir.
Cinsel İlişki
Cinsel ilişki sonrasında orgazm olan anne adaylarının kasılma riskiyle karşı karşıya kalma imkanı yüksektir. Bu nedenle ilk üç ay ve son iki ayda cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır. Erken doğum riski taşıyan kadınlarda cinsel ilişki yasaklanabilir.
Stres
Gebelik dönemde stresli bir ortamda çalışan kişilerde erken doğum riski yüksektir. Stresten kurtulmak için gevşeme tekniklerinin öğrenilmesi ve dengeli bir dinlenme ortamının yaratılması çok önemlidir.
17 Yaşından Küçük 35 Yaşından Büyük Kadınlarda Erken Doğum Riski Bulunmaktadır
17 yaşından küçük kadınlarda gelişim tam anlamıyla gerçekleşmediği için erken doğum riski yüksektir. Erken yaşta anne olmak isteyen kadınların iyi beslenmesi ve gerekli bakımı gerçekleştirmesi gerekir. İleri yaşlarda hamile kalan kadınların erken doğum riskini azaltmak için stresten uzak durmalı ve gebelik döneminde yeterli bakımın sağlanması gerekmektedir.
Çoğul Gebelikler
Çoğul gebelik yaşayan anne adayları normal doğuma göre üç hafta erken doğum yapabilmektedir. Çoğul gebelik yaşayan kadınların dinlenmesi çok önemlidir.
Rahimde Ağzında Zayıflık Ve Rahimde Hassasiyet
Rahim ağzı gebelik nedeniyle zayıf bir yapıya sahiptir. Daha da zayıf bir hale gelen rahim ağzı nedeniyle erken doğumlar yaşanabilir. Erken doğumu önlemek için gebeliğin 14. haftasında rahim ağzı dikilebilmektedir. Erken doğum tehlikesi yaşayan kadınlarda gebeliğin son aylarında düzenli olarak rahim ağzı kontrolü yaptırmaları gerekir Bazı kadınların rahminde hassasiyet olabilir. Hassas rahimlerde belli zamanlarda kasılma sorunu ortaya çıkabilmektedir. Gebeliğin son üç ayında rahim hassasiyeti teşhisi konulur ve kontrolleri eksiksiz bir şekilde yapılırsa erken doğum önlenebilmektedir. Rahim hassasiyeti yaşayan kadınların yatak istirahati yapması ve kasılmalarını önleyecek ilaçlar kullanmaları çok önemlidir.
Plasenta Previa
Plesenta previa; plasentanın rahim ağzı bölgesine yakın veya üzerinde olması durumuna verilen isimdir. Ultrason tetkiklerinde plasenta previanın teşhis edilmesi mümkün değildir. Bu rahatsızlığın kanama olana kadar fark edilmesi mümkün olmayabilir. Böyle durumlarla karşı karşıya kalan anne adaylarına doktorlar tarafından yatak istirahati önerilmektedir.
Annede Bulunan Kronik Hastalıklar
Annede bulunan kronik hastalıklar erken doğuma neden olabilmektedir. Kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, şeker hastalıkları ve yüksek kan basıncı kronik hastalıklar olarak nitelendirilmektedir. Bu gibi durumlarda anne adaylarına yatak istirahati verilmektedir.
Bebekte Anomali Meydana Gelmesi
Bazı hallerde doğumdan önce bebek rahimdeyken tedavi edilmesi mümkün hastalıklar ortaya çıkabilir. Tedavi gerçekleştirilmezse erken doğum meydana gelebilir.
0 notes
Text
Kürtaj Olan Kadınlar Yeniden Hamile Kalabilir mi?
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/kurtaj-olan-kadinlar-yeniden-hamile-kalabilir-mi/
Kürtaj Olan Kadınlar Yeniden Hamile Kalabilir mi?
Kürtaj Olan Kadınlar Yeniden Hamile Kalabilir mi?
Olumsuz bir hamilelik veya anormal gebelik durumunda kürtaj yapılacak ve hamilelik ameliyatla durdurulacaktır. Bununla birlikte, çok sayıda kadın, düşük olanlarda gelecekte tekrar hamile kalabileceklerinden endişe duymaktadır. Doğal olarak almanıza ya da yardım etmenize bakılmaksızın hamile kalmak çok zor bir şey. Kadınlar, gebelik halinde kadınların varlığı gibi aşırı kilolu, adet bozukluğu, uzun süreli, aşırı kanama, diyabet, hipertansiyon ya da metabolik veya sistemik hastalıklar, olduğu için, bir faktördür. Bu bağlamda, üreme sistemindeki organların işleviyle ilgili herhangi bir sorun bulunmadığı durumlarda, elbette hamilelik problemi. Aksi halde hamile kalmak ve hamilelikle devam etmek tehlikeli hale gelir.
Obstrüktif durumlarda, annenin çocuk sahibi olmak için yaş olmadan teşhis ve tedavi edilmesi önemlidir. Bu gibi durumlarda, çift ve özellikle anne düzenli olarak jinekolojik kontrollere gitmeli ve gerekli tedaviyi görmelidir. Bir kadının hormonal bozuklukları varsa, tedavi ile düzeltilebilir. Jinekolojik sorunlar devam ederse, cerrahi tedavi uygulanır ve gebelik elde edilebilir. Bununla birlikte, doğal olarak tedavi edilemeyen bir sorun olduğunda veya tedavi sırasında ulaşılan gebeliklerden sonra kürtajlar yapılır.
Kürtaj Nedir Ve Neden Yapılır?
Kürtaj gebelik sırasında çocuğun tahliye anda var bazı olumsuz durumlar tıbbi kullanımıdır başarısız veya rahim genellikle. tıp, kürtaj, kürtaj veya kürtaj denilen dilatasyon küretaj olarak, bebeğin rahim içinde hala rahim, saflaştırılması için yürütülen, olmasıdır. E. anne malzeme tam olarak çıkarılmıyor çünkü gebelik anne malzemesi.
Kürtaj aslında tüm rahmin doktordan arındırılmasıdır. Kadınlar uzun süre hamile kalmadığından ve çok fazla kürtaj görüyorlarsa, uterus temizliği yapılabilir. Bu durumda, kürtaj sonrası kanama durur.
Kürtaj için yasal kürtaj, ülkemizde son adet tarihinin tarihinden itibaren 10 hafta, 2 1/2 aydır. Ancak hamileliğin devamı aday anne için hayati bir tehdit ise; anne böyle kalp, böbrek, karaciğer hastalığı, astım ya da yüksek tansiyon gibi ciddi hastalıklara vardı ya onlar gebeliğin gebelik haftası için zararlı olabilir ilaçlar uyarmadan feshedilebilir almak zorunda.
Kürtaj tam anlamıyla cerrahi bir işlemdir. Bu gerekli değilse yapılmamalıdır ve deneyimli uzmanlar var.
Kürtaj genel anestezi ve lokal anestezi ile birlikte yapılabilir. Genel anestezi altında gerçekleştirilirse, bir kadın ameliyattan 4-5 saat önce aç ve susuz kalmalıdır. Bununla birlikte, eğer kürtaj lokal anestezi altında yapılırsa, kadın doluysa veya açsa, bu herhangi bir soruna yol açmaz. Lokal anestezi altında genel anestezi riskleri kürtajda yer almamaktadır. Bununla birlikte, hastalar genel anesteziden daha fazla acı çekmektedir.
Kürtaj Nasıl Yapılır?
Kürtaj sırasında doktor hastayı jinekolojik olarak çıkarır. Daha sonra, genel anestezi gerektiğinde, anestezist hastayı prosedür hakkında bilgilendirir ve hastayı damardan anestezi ile enjekte eder.
Servikal jel rahim içine yerleştirilen “buji” ve “vakum enjektör” diye adlandırılan, düz çubuklar kullanarak gebelik haftası ile uygun olarak artan ve alma kısmı önce tüm gebelik çıkardı. Bu işlem genellikle yaklaşık 5 dakika sürer ve hasta işlemden hemen sonra uyanır.
Kürtaj Riskleri Nelerdir?
Kürtaj deneyimli ve yerel olarak kalifiye doktorlar tarafından yapıldığında güvenli bir prosedürdür. Bununla birlikte, bu bir cerrahi işlemdir ve bu nedenle belirli riskleri içerir. Özellikle, steril olmayan ve steril olmayan düşük işlem prosedürleri risk ve sağlıkla ilgili birçok soruna sahiptir.
Rahim ve bağırsakta delikler,
Uzun süreli veya geçici kanama,
Hamilelik maddeleri tamamen temizlenemez,
Kürtaj sonrası, rahmin geri kalan kısmı,
Enfeksiyon kürtaj sonrası uterusta gelişir.
Anestezi ile ilgili problemler
Endometriumun yıkımı (endometriyum)
Rahim içinde bağlılık,
Kürtajla ilgili sorunlar nedeniyle, adet sırasının sırası görülemez veya farkedilemez.
Yukarıda belirtilen riskler ve sorun riski, deneyimli personel tarafından prosedürün dikkatli ve hijyenik olarak uygulanması nedeniyle ihmal edilebilir.
Kürtaj Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
Genel anestezi altında kürtajdan sonraki 1-2 gün sonra bir kadın hafif baş dönmesi, mide bulantısı, halsizlik, kasıkta hafif ağrı ve hafif bir kanama hissedebilir. Bu şikayetler genellikle ertesi güne kadar devam eder. Kürtajı olan bir kadın, kürtajdan 2 ila 10 gün sonra, kapsama olmaksız��n hafif vajinal kanamaya sahip olabilir. Bazı kadınlar bu işlemden sonra kanama görmeyebilir, bazıları ise bir süre ara sıra kanama yaşayabilir. Genel olarak, kürtajdan sonra, mevcut kanama miktarı yavaş yavaş azalır.
Genel anestezi altında kürtaj yapılırsa, bir kadın işlemden yaklaşık bir saat sonra yiyebilir. Ama bu ilk öğündür ve tüm yemekler 1-2 gün boyunca hafif, yağsız, daha az tuzlu ve sıvı olmalıdır. Bu anlamda çorba veya kahvaltı yemekleri idealdir. 2 günlük kürtajdan sonra, bir kadın normal diyete devam edebilir. Bir doktor tarafından reçete edilen analjezikler ve antibiyotikler kürtaj sonrası düzenli olarak kullanılmalıdır. Kadınlarda 10 ila 15 günlük bir cinsel ilişkiye girdikten sonra enfeksiyon riskinden dolayı tavsiye edilmez.
Eğer kürtaj düşük veya ölü bir çocuksa, bir kadının aile planlaması ile en az 3 ay korunması tavsiye edilir. Bu zamanda hamile kalmak tehlikeli ve riskli olabilir. Fakat bu sürenin sonunda rahim toplayabilecektir. Kürtajın birkaç saat sonra yıkanması kadınlar için sorun yoktur. Bununla birlikte, vajinal bir duşlama asla önerilmemektedir, çünkü enfeksiyon riskli olabilir. Bir doktor tarafından reçete edilmedikçe kürtaj öncesi veya sonrasında vajinal duşlama yapılmayacaktır. Vajinal duş, vajinanın doğal pH dengesini değiştirebilir.
0 notes
Text
Varisi Önlemek İçin Öneriler
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/varisi-onlemek-icin-oneriler/
Varisi Önlemek İçin Öneriler
Varisi Önlemek İçin Öneriler
Varis kesin olarak önlenebilen bir durum değildir. Varis yıllar içinde bacağa binen yükten dolayı oluşan damarların etkilenmesiyle oluşan bir durumdur. Bu durum birden ortaya çıkmayan bir durum olduğu için kaçınılmaz olarak bacaklara yük bindirildiği için kesin olarak önlenebilir bir durum değildir. Ancak varisten korunmak, oluşumunu yavaşlatmak ve ağrılarını azaltmak için yapılabilecek bazı öneriler bulunur. Öncelikle varisin oluşmasına yol açan uzun süre ayakta kalmak ve fazla kilo oluşumunu durdurmak varisin oluşumunu en çok etkileyen ve geciktiren etmenlerin başında gelir. Bacak kaslarının çalıştırılması için düzenli olarak bacak egzersizi yapılmalıdır. Yürüyüş yapmak ve bisiklete binmek varis oluşumunu durdurur. Diğer yandan uzun süre hareketsiz oturmakta varise neden olur.
Varis İçin Yapılacaklar
Varis bacaklara aşırı yük binmesi, bacaklarda kanın toplanması ile oluşan bir durumdur. Varis oluşumunu engellemek ve bacak sağlığını korumak için hergün düzenli olarak egzersiz yapılması gerekir. Günlük yarım saat yürüyüş, yüzme, bisiklete binme gibi çeşitli spor aktiviteleri hem varis oluşumunu engeller hem de daha sağlıklı olmanızı sağlar. Uzun süre hareket etmeden ayakta durmak ve uzun süre oturarak çalışmakta varis oluşumunu etkiler. Topuklu ayakkabı varis oluşumunu artıran bir diğer etmendir. Daha çok spor ayakkabı tercih etmeniz gerekiyor. Kilo ve gebelik sonrası hareketsiz yaşam tarzı varis oluşumunu tetikler. Bacakların düzenli olarak soğuk suyla yıkanması hem varisi önler hem de daha genç görünmesini sağlar.
Varis Egzersizleri
Varis tedavi edilmesi gereken ancak tedavi sonrası da düzenli olarak belirli hareketlerin yapılması gereken bir hastalıktır. Varis oluşumunu geciktirmek ve varis tedavisi sonrasında düzenli olarak bacak egzersizi yapılması gerekir. bacakları topuklardan birleştirerek yukarı kaldırmanız ve bu işlemi 3 set halinde yapmanız gerekiyor. Eğer egzersiz yapmakta zorlanıyor veya yaşınız bu hareketleri yapmak için uygun değilse düzenli yürüyüş yapmanız gerekiyor. Diğer yandan bacak kaslarının çalıştırılmasında çok önemli bir görevi olan ve her yaştan insanın binebildiği bisiklet egzersizini de yapmanız gerekiyor. Bu şekilde bacaklardaki kan akışını düzenleyebilir ve varis tekrarını önleyebilirsiniz.
0 notes
Text
Hamilelikte Göğüs Enfeksiyonu Nedir, Neden Olur, Belirtileri Ve Tedavisi
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/hamilelikte-gogus-enfeksiyonu-nedir-neden-olur-belirtileri-ve-tedavisi/
Hamilelikte Göğüs Enfeksiyonu Nedir, Neden Olur, Belirtileri Ve Tedavisi
Hamilelikte Göğüs Enfeksiyonu Nedir, Neden Olur, Belirtileri Ve Tedavisi
Gebelik dönemi, bir kadın için en hassas ve dikkat edilmesi gereken dönemdir. Ne kadar çok sağlıklı bir süreç geçirilirse o kadar çok anne ve bebek gelişiminde olumlu kazanımlar elde edebiliriz. Ancak her ne kadar dikkat edilse de zaman zaman anne ve çocuk için negatif durumlar ile karşılaşılabilmektedir. Özellikle de endişe duyulmasına sebep olan durumların başında gebelikte enfeksiyon riski gelmektedir. Gebelik sırasında yaşanan göğüs enfeksiyonu ise en çok karşılaşılan durumların başındadır. Anneyi endişelendiren bir durum olarak gördüğümüz bu enfeksiyon sıkıntısı ile ilgili bilgilenmek önemli bir adımdır.
Göğüs enfeksiyonu aslında akciğerlerde meydana gelen bir enfeksiyonun habercisidir. Bu tür bir enfeksiyonun akciğerlerde bulunan hava yollarını tıkadığını biliriz. Ciğerlerdeki büyük hava yollarının ve küçük keselerin tıkanması söz konusudur. Birçok sebepten dolayı ortaya çıkabilir ve semptomlar da kişiden kişiye göre değişkenlik gösterir. Hamilelik döneminde de aynı şekilde annelerin yaşantısına bağlı olarak belirtiler ve sebepler de değişmektedir.
Gebelikte Göğüs Enfeksiyonu Sebepleri
Hamilelik döneminde bazı anne adaylarının göğüz enfeksiyonuna yakalanma konusunda yatkınlığı olduğunu bilinmektedir. Mantar, viral ya da bakteriyel enfeksiyonlar olarak ayrı türleri olduğunu da söyleyebiliriz. Bazı başlıklar altında enfeksiyonların çeşitlerine değinebiliriz:
Pnömoni (Zatürre):Alveoller üzerinde bir enfeksiyon meydana geldiğinde buna pnömoni yani zatürree ismi verilir. Alveoller akciğer üzerinde bulunan hava kesecikleridir.
Bronşit:Genellikle çok fazla sigara içen kişilerde bronşit hastalığı çok sık görülür. Kimi zaman haftalar kimi zamansa aylar süren bu hastalık, bakteriyel ve de viral bir enfeksiyondur. Hamilelik döneminde yakalanıldığında etkisi daha kötü olabilmektedir.
Tüberküloz: Kişiler arasında iletişim kurarken hapşırma ya da öksürme yolu ile geçen bir hastalıktır.
Tüm bu hastalıklara yakalanmak göğüs enfeksiyonuna sebep olabilir ve gebelik sürecinde hem anne hem de bebek için tehlike arz etmektedir.
Gebelikte Göğüs Enfeksiyonu Belirtileri
Gebelik döneminde göğüs enfeksiyonuna yakalanan anne adaylarının karşılaştığı semptomlar genelde benzerlik gösterir ve belirtilerden yola çıkarak tedavi edilmesine karar verilir. Aşağıdaki belirtilere sahipseniz bir hekime gitmeli ve göğüs enfeksiyonu ile ilgili tedavi almaya başlamalısınız.
Sürekli bir öksürük halinde olursunuz. Aşırıya kaçtığı zamanlarda kan lekesi barındıran balgamlar da görülebilir.
Enfeksiyonun ağırlığına bağlı olarak nefes darlığı da yaşanabilir.
Yorgun hissedersiniz.
Uyuşuk ve bir o kadar da hassas ve kırılgan bir vücut yapısına sahip olursunuz.
Göğüs bölgesinde sıkışma hissedebilirsiniz. Aşırıya kaçtığı zamanlarda göğüs ağrısı yaşanması da mümkündür.
Kalp atışlarınız birden hızlanabilir.
Gebelikte Göğüs Enfeksiyonu Tanısı Nasıl Konur?
Hamilelik döneminde enfeksiyonlar ile karşılaştığınızda doktorunuza danışmalısınız. Tanı konmak için şu tetkikler sıklıkla yapılmaktadır:
Öksürük ve balgam incelemesi için test
Kan testi
Göğüs ağrısı ve nefes tıkanıklığı için X-Ray testi
Gebelikte Göğüs Enfeksiyonu Tedavisi İçin Neler Yapılır?
Göğüs enfeksiyonu belirtileri taşıyorsanız doktora danışmalısınız ve tanı almak için testleri yaptırmalısınız. Tedavi yapılması için teşhisin net olarak konulması gerekir. Testler yapıldı ve tanı konduktan sonra tedavi için şu yollar izlenebilir:
İlk olarak bol istirahat önerilir.
Doktor tarafından gebe olduğunuz için sürekli kontrol altında tutulmanız gerekir.
Enfeksiyon için mutlaka ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Gebeler için hafif ilaçlar tercih edilmektedir.
Vücutta bir ağrı varsa ağrı kesici kullanılması da mümkündür. Yine hafif ve yan etkisi az olan ağrı kesiciler tercih edilir.
Dehidrasyon oluşumuna engel olmak için bol bol su tüketilmesi gerekir.
Hamilelik zamanında enfeksiyonların bulaşıcı etkenlerinden korunması gerekir. Bulaşıcı bir hastalığa yakalanmak bebeğin de hayatını tehlikeye sokabilmektedir.
Bulaşıcı bir göğüs hastalığına yakalanmış kişilerden uzak kalınması gerekir. Yakın temastan kaçınmanız önerilir.
Grip ya da soğuk algınlığı olan kişilerle aynı ortamda bulunmaktan kaçınmalısınız. Hatta bu kişiler ile tokalaşmamalı ve eşya paylaşımında bulunmamalısınız.
Göğüs enfeksiyonuna yakalanmış olan kişiler ile eşya paylaşımı yapıldığında da enfeksiyon kapma riskiniz bulunmaktadır.
Hamilelikte Meme İltihabı (Mastit)
Hamilelik döneminde göğüs enfeksiyonlarına ek olarak mastit görülme oranı da çok yüksektir. Süt verme dönemine geçildiğinde de devam eden bu iltihap ilerlediğinde enfeksiyonlara dönüşebilmektedir. Hamilelikte mastit oluşumu memede ağrıya sebep olabilir, memedeki sütün tam anlamıyla boşaltılmasına izin vermez. Bunlara ek olarak koltuk altı bezlerinde şişme gözlemlenebilir. Yüksek ateş ve halsizlik durumu da bu belirtilere eşlik eder. Doğum gerçekleştikten sonra oluşan mastitler 40 gün devam eder ve sonrasında geçerse bu tehlikeli görülmez. Bunlara lohusa mastiti adı verilir. Erkenden tedavi edilmediğinde memede apseye sebep olabilir. Apse cerrahi müdahale de isteyebilir.
Mastit Oluşmasını Kolaylaştıran Durumlar Nelerdir?
Sıkı bir iç çamaşırı giymek
Aşırı yorgunluk ile karşı karşıya gelmek
Stresli bir ortamda yaşamak
Meme ucunda çatlakların olması
Emzirme sürecinde sadece tek bir pozisyonda bebeğin emzirilmesi
Doğumdan sonraki ilk birkaç haftada ve belirtilen diğer sebepler sonucunda mastit gözlemlenmesi mümkündür.
Mastit Belirtileri Nelerdir?
Bunu iki başlık altında ayrı ayrı inceleyebiliriz.
Erken Dönemde Mastit: Bölgesel bir sıcaklık gözlemlenir, sertlik hissedilebilir, ağrı ve kızarıklık oluşabilir.
İleri Dönemde Mastit: Ateş yükselebilir, aşırı yorgunluk, halsizlik ve stres gözlemlenebilir.
Bu tür belirtiler gözlemlendiğinde hemen vakit harcamadan hekime gidilmelidir.
Mastit Tedavisi
Mastit tedavisi kapsamında antibiyotik en olağan tedavi yöntemi olarak bilinir. Emzirmeden önce memeye masaj uygulanabilir. Islak ve ılık kompresler ile süt kanallarının açılması desteklenebilir. Meme mastitlerinde enfeksiyonun gerilemesi için memede süt birikmemesi gerekir. Sütün renginde değişme gözlemlenirse bu sütün bebeğe verilmemesi gerekir. Sütün rengin normale dönene kadar pompa yardımıyla sütün çıkarılması önerilir. Sütün rengi kendine geldikten sonra bebek emzirilmeye başlanmalıdır.
0 notes
Text
Anne Sütünü Artırmak İçin Neler Yapmak Gerek?
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/anne-sutunu-artirmak-icin-neler-yapmak-gerek/
Anne Sütünü Artırmak İçin Neler Yapmak Gerek?
Anne Sütünü Artırmak İçin Neler Yapmak Gerek?
Öncelikle annenin dinlenmesi ve rahat uyuması sağlanmalıdır. Dinlenen bir annenin, süt hormonları daha sağlıklı bir şekilde süt üretir.
Annenin ılık duş alması, göğsüne ılık su ile masaj yapması da, anne sütünü arttırmak için etkili bir yöntemdir.
Anneden süt gelmiyorsa, göğsünde dolgunluk ve ağrı varsa ve anne sütü arttırılmak isteniyorsa, göğsün etrafına sıcak havlu konmalı ve süt bezlerini devreye sokmak için masaj yapılmalıdır.
Anne sütünü arttırmak için günde 2 ile 3 lt arası su içilmelidir. Unutulmamalıdır ki anne sütünün yaklaşık %90 ı sudur. Dolayısı ile içilen su, sütün artmasında müthiş etkilidir.
Annenin doğumunu yapmasının ardından, bol miktarda sıvı içirilmesi gerekir. Asitli, gazlı ve kafeinli olmayan her türlü sıvı gıda, (süt, su, meyve suyu, kefir, salep limonata şerbet vs) anne sütünü arttırmak için verilmelidir.
Anne sütünü arttırıcı özelliğe sahip olan bitkisel çaylar da süt üretimine yardımcı olur. Günde 3 4 bardak içilen rezene, humana veya malt içeceği ciddi anlamda süt üretimini destekler.
Abartılmadan tüketilen şekerli gıdalar, vücut içerisinde sindirildikten sonra bebeğe süt olarak geri dönmektedir.
Emziren anneler daha hızlı acıktıkları için, beslenmeleri desteklenmeli ve dikkat edilmelidir.
Annenin mutlu olması süt miktarını arttırır demiştik. Bu sağlayabilmek için annenin mutlu olmasını sağlayacak şeyler yapılmalı ve bebeğe gidecek süt miktarı arttırılmalıdır.
Bebek her istediğinde emzirilmelidir. Maksimum 2 saatte bir bebeğin emzirilmesinin sağlanması, süt üretimini arttırır.
Dereotu, kuru kayısı, kuru incir, yaş incir, sarımsak, susam, yer elması, dut kurusu, ceviz, çörek otu, kuru üzüm anne sütünü arttırmak için etkili olan besinler arasındadır.
Yapılmaması Gerekenler Nelerdir?
En önemlisi stres. Stresten kesinlikle uzak durulmalıdır. Aksi takdirde annenin sütü kesilebilir.
Anneler emzir dönemlerinin ilk 6 ayı içerisinde kesinlikle zayıflama ile alakalı herhangi bir diyet yapmamalıdır. Emzirme döneminde yapılan diyet, annenin süt üretiminin azalmasına ve zayıflamasına neden olur. Anneler zayıflama dönemine, bebeğin ek gıdaya geçmesinden sonra başlamalı bunu da hala emzirdiği için, bir uzman yardımı ile yapmalıdır.
Emziren Annelerin Sütünü Arttırmasında Süper Etkili Çorba
Malzemeler:
100 gram dana biftek
1 çay bardağı arpa
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 soğan
3 domates
2 havuç
4 su bardağı su
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
½ çay bardağı ince kıyılmış fesleğen
Yapılışı: Öncelikle biftek haşlanır. Biftek haşlanmasına yakın arpa da içerisine katılır. Bifteğin haşlanması tamamlandıktan sonra biftek sudan alınır ve julyen julyen doğranır. Doğranan biftek, yeniden suyun içerisine konur. Bir yandan havuçlar soyulur ve küp küp olacak şekilde doğranır. Aynı şekilde domateslerinde soyulması tamamlandıktan sonra, içerisinde ki çekirdekler ayıklanarak rendelenir. Soğanın da soyulmasının ardından rendelenme işlemi tamamlanır ve zeytin yağı ilave edilir. Bütün rendelenmiş malzemeler ile beraber fesleğenler de eklenerek karıştırılır. 20 dakika boyunca sebzelerin yumuşaması beklendikten sonra, blenderdan geçirilerek süzülür.
0 notes
Text
Evde Nasıl Kilo Verilir?
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/evde-nasil-kilo-verilir/
Evde Nasıl Kilo Verilir?
Evde Nasıl Kilo Verilir?
Evde hızlı kilo vermek spor merkezlerine vakit ayıramayanların genel olarak merak ettikleri bir durumdur. Günümüzde her 3 kişiden 2’si fazla kilolarından şikayetçidir. Beslenme ve diğer sağlıklı yaşam koşullarının ihmal edilmesi durumunda kilo dengesinde bozulmalar meydana gelmektedir. Kilo vermek isteyenler ancak spor salonlarına vakit ayıramayan ya da başka nedenlerden dolayı gidemeyen kişiler evde hızlı bir şekilde kilo verebilirler. İsteyen herkes evde tek başlarına hızlı bir şekilde kilo verebilirler. Ne yapılacağını bilmek bu durumda önem taşıyan bir durumdur. Süreç içerisinden istikrarlı olmak bu konularda yeterli olacaktır. Pek çok sporsuz evde zayıflama yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemleri kararlı bir şekilde kendi hayatınızda uyguladığınızda zayıflamak kaçınılmaz olacaktır.
Evde Hızlı Kilo Vermek İçin Nelere Dikkat Etmeli
Evde hızlı kilo vermek isteyenler elbette neler yediklerine dikkat etmelidirler. Sporsuz bir şekilde zayıflama sürecine girilmek isteniyorsa ve bu doktor kontrolünde olacaksa buna yönelik bir diyet programı hazırlanabilir. Günlük alınan ve yakılan kalori durumlarına göre programlar hazırlanmalıdır. İlk olarak günlük alınan kaloriler hesaplanmalıdır. Alınan kalori miktarı ile normalde alınması gereken kalori miktarı karşılaştırılmalıdır. Daha sonrasında bir uzman ile birlikte günlük alınması gereken kalori miktarı aşılmadan liste hazırlanmalıdır. Bir haftada 5 kilo verdiren diyet, şok diyetler uygulamadan önceden bir uzmana danışmak sağlık problemleriyle karşılaşmamak adına oldukça önem taşır.
hızlı kilo verme
Hızlı Kilo Vermek İçin Neler Tüketilmeli?
Herkesin bildiği üzere hızlı kilo vermek için sebze tüketimi önemlidir. Ev ortamında kilo verebilmek için sebze tüketimi yapılmalıdır. Diyet dönemi içerisinde vücut ihtiyaç duyduğu bazı besinlerden yoksun kalmaktadır. Bu durumu dengelemek adına beslenme menülerine muhakkak sebze eklenmelidir. Ancak sebze tüketimi öyle rastgele bir şekilde yapılmamalıdır. Daha çok lifli olan sebze türlerine ağırlık verilmesi bu aşamada yarar sağlamaktadır. Sebze kadar meyve tüketimi de önemlidir. Kişiler gün içerisinde almaları gereken vitamin ihtiyaçlarını meyvelerden sağlayabilirler. Meyve tüketerek doğal yollardan vücudun gereksinimleri karşılanmış olur. Meyvelerin en büyük destekleri doğal şeker saplamasıdır. Şekerin zararları bilindiği üzere oldukça zararlıdır. Bu nedenle doğal yollardan şeker ihtiyacının karşılanması gerekmektedir.
#evde diyet nasıl yapılır#evde diyet yöntemi#evde kilo nasıl verilir#evde kilo verme#hızlı kilo verme
0 notes
Text
Canan Karatay Diyeti Nedir?
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/canan-karatay-diyeti-nedir/
Canan Karatay Diyeti Nedir?
Canan Karatay Diyeti Nedir?
Canan Karatay diyeti kendisi tarafından hazırlanmış olan, oldukça etkili olan bir diyettir. Diyeti uygulayanlar tarafından olumlu sonuçları görülmüştür. Aynı zamanda sağlık bir diyettir. Bu diyetin kişilere sağladığı en büyük artıları ise verilen kiloların tekrar alınmamasıdır. Uzun süreler tok tutan bir diyettir. Diyet listesi içerisinde de tok tutan yiyecekler ağırlıklı olarak verilmiştir. Diyet içerisinde çeşitli yasakları barındırmaktadır. Bunların başında ekmek ve şeker gelmektedir. Bu tip yiyecekler diyet süresince zararlıdır. Karatay diyeti ile hedeflenen enerji düzeyinden sorumlu hormonları kontrol altına almak ve bölgesel yağlanmaların önüne geçmektir. Mevcut diyet listesini Canan Karatay’ın resmi sitesinden edinebilirsiniz. Bu diyet ile kişiler kısa sürede fazla kilolarından kurtulacaklardır.
canan karatay diyeti nedir
Karatay Diyetinin Temel Besinleri Nelerdir?
Bu diyetin temelini oluşturan bir takım besinler mevcuttur. Bu besinler diyet süreci içerisinde sıklıkla tüketilmektedir. Besinler; et, balık, yumurta, tereyağı, süt, peynir, meyve, sebze, turşu, yoğurt, badem gibi besinlerdir. Bu diyet ile sağlıklı yağlar ve proteinler tüketilmektedir. Karbonhidrat alımı bu diyette oldukça azdır. Karatay’ın önerileri ile bu diyeti uyguladığınız takdirde kısa sürede istenilen kilolara ulaşılacaktır. Zengin protein kaynakları ile fit bir vücuda sahip olabilirsiniz. Diğer beslenme uzmanlarına göre oldukça farklı yöntemlerle sağlıklı bir şekilde zayıflamak hedeflenmektedir.
canan karatay diyeti nasil yapilir
Karatay Diyetinin Zararları Nelerdir?
Diyet içerisinde pek çok besin yasaklıdır. Bu nedenle oldukça az karbonhidrat alımı yapılıp, fazlaca protein tüketilmektedir. Protein oranı yüksek diyetler, tansiyon ürik asit ve kolesterol gibi ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verebilmektedir. Fazla miktarlarda protein alınması böbreklerin yükünü de oldukça arttıracağı için büyük sağlık sorunları açığa çıkabilir. Bu nedenle uzun süreçler boyunca uygulanması tavsiye edilmeyen bir diyet programıdır. Uzun süreli olarak kullanıldığında, çeşitli besinler açısından eksiklikler açığa çıkacaktır. Aynı zamanda karbonhidrat bu diyette oldukça az miktarlarda alındığı için yorgunluk, baş dönmeleri, halsizlik ve enerji düşüklüğü gibi pek çok sorun ortaya çıkabilir. Kabızlık gibi problemlerde bu durumda meydana gelebilmektedir. Bu gibi nedenlerden ötürü uzun süreler boyunca uygulanmaması gerekmektedir. Uygulanmadan önce doktor tavsiyesi alınmalıdır.
#Canan Karatay Diyeti faydaları nedir#Canan Karatay Diyeti nasıl yapılır#Canan Karatay Diyeti nedir#canan karatay diyeti zararları
0 notes
Text
2018 Yüksek Topuklu Platform Ayakkabılar
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/2018-yuksek-topuklu-platform-ayakkabilar/
2018 Yüksek Topuklu Platform Ayakkabılar
2018 Yüksek Topuklu Platform Ayakkabılar
Yüksek topuklu platform ayakkabılar doğru bir şekilde kombin edildiklerinde çok hoş ve rahat olmaktadırlar. Platform topuklu ayakkabılar ayaklarımızda konfor sağlamanın yanı sıra boyumuzun uzun görünmesine de oldukça etkili rol oynuyor. Yüksek topuklu platform ayakkabınız ile uzun saatler boyunca ayakta durmanız gereken bir günde iseniz size tavsiyemiz ortopedik veya özel slikon tabanlı ayakkabı tercih etmeniz olacaktır. Her ne kadar konforlu olduğunu belirtsek de platform topuklu ayakkabılarda uzun süre kullanımda ayaklarınızı yorabilir. Bu nedenle ara sıra topuklu ayakkabı giymeye ara vererek yorgun ayaklarınızı spor ayakkabılar giyerek dinlendirebilirsiniz.
Topuklu Ayakkabı Seçerken Nelere Dikkat Edilmelidir?
İlk olarak tabii ki seçmiş olduğunuz topuklu ayakkabınızın ayak ölçülerinize uygun bir şekilde olması gerekir. Ayrıca buna ek olarak seçmiş olduğunuz ayakkabının ayağınızın uzunluğu ve genişliği ayağınıza uygun olmalıdır. Rahat bir topuklu ayakkabı istiyor iseniz size verebileceğimiz tavsiye kalın topuklı bir ayakkabı almanızdan yana olacaktır.
0 notes
Text
İnstagram Fenomeni Olmak İçin İpuçları
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/instagram-fenomeni-olmak-icin-ipuclari/
İnstagram Fenomeni Olmak İçin İpuçları
İNSTAGRAM
İnstagram son yılların en popüler sosyal ağ uygulaması olarak ön plana çıkıyor. Özellikle gençler arasında çok popüler olan İnstagram bu kadar yoğun ilgi karşısında çeşitli fırsatlar sunmaya devam ediyor. Günümüzde birçok instagram ünlüsü dediğimiz ve sadece instagram paylaşımları ile herkesin tanımış olduğu şahsiyetler bulunmaktadır. Peki sizde instagram üzerinden ünlü olmayı hedefliyor musunuz? Peki şu ana kadar ünlü olan kişiler neler yaptılar? Hangi taktikleri uyguladılar ve ünlü oldular. Sizler için hazırladığımız liste ile beraber instagram ünlüsü olmak için güzel bir çalışma gerçekleştirebilirsiniz.
İNSTAGRAM FENOMENİ OLMAK İÇİN İPUÇLARI
Çocuklu fotoğraf çektirmek güven sağlayan bir durum. Eğer çocuğunuz varsa ya da yeğenlerinizden biri ile bolca fotoğraf çekerek aralarından en güzellerini instagram hesabınıza yükleyebilirsiniz. Bebeklerin masum ve şaşkın halleri iç ısıtan görüntülere neden olmaktadır. Bu yöntemi denemeyi kesinlikle es geçmeyin.
Yoga ya da spor yaparken çektireceğiniz fotoğraflar hem takipçilerinize ilham verdiği gibi hem de spor yaparken çekilen estetik fotoğraflar oldukça popüler diyebiliriz. Kişisel paylaşımlarınız ile ön plana çıkmak isteyenler için spor kesinlikle kaçınılmaz fotolar arasında yer alıyor.
Makyaj peki? Evet yanlış duymadınız. Makyajlı fotolar hem daha estetik hem de daha şık görünmeniz için gereken en önemli adımlardan biri. Youtube ve instagram üzerinden makyaj ile ilgili içerikler oldukça popüler. Bunda en büyük etken şüphesiz kadınların ve genç kızların yoğunluklu olarak instagram kullanımı ile doğru orantılı.
Gezmek var fotoğraf yok mu? Eğer sık gezen birisi iseniz gittiğiniz en güzel yerlerden çekeceğiniz jenerik fotolar ile fotoğraf açıklama kısmına şehrin ya da fotoğrafını çektiğiniz bölgenin hikayesini anlatarak gezginlere ve başka toplumları, kültürleri merak eden insanların ilgisini çekebilirsiniz.
Zenginlik göstergesi olarak uçakta fotoğraf çekmek… İnstagram’da bir diğer popüler akım ise zenginlik göstergesi belirten fotoların daha çok etkileşim aldığı gerçeğidir. Dan Bilzerian adlı instagram kullanıcısı ile başlayan bu akım yıllardır eskimeden günümüze kadar devam etmektedir. Aşırı gösterişli ve lüks eşyalar ile araçların içerisinde çekineceğiniz fotoğraflar birçok kişinin ilgisini çekecektir.
0 notes
Text
Kemer'de Yapılabilecek Etkinlikler
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/kemerde-yapilabilecek-etkinlikler/
Kemer'de Yapılabilecek Etkinlikler
ANTALYA KEMER’DE TATİL YAPMAK
Antalya’nın şirin ve turistik ilçelerinden biri olan kemer, özellikle Rus turistlerin yoğun ilgisi ile yaz tatilinin favorilerinden biridir. Küçük olmasına rağmen yeteri kadar hotel tesisleri, eğlence alanları ve tertemiz denizi ile aslında keşfedilmemiş bir tatil cenneti diyebiliriz. Eğer sizde tatilinizi Kemer’de yapma planı üzerine inşa ettiyseniz kemere gittiğiniz zaman neler yapabilirsiniz bunu anlatalım.
AYIŞIĞI KOYUNDA KESİNLİKLE YÜZÜN
İlçenin en merkezi yerinde bulunan Ayışı koyu muhteşem manzarası tertemiz denizi ve altın sarısı kumları ile yüzme zevkini en doruklara çıkartan başlıca plajlardandır. İçerisinde bulunan cafelerde akşam saatlerinde canlı müzik eşliğinde nargile içerken gündüz denizin ve su sporlarının tadına varabilirsiniz.
EĞLENCE İÇİN MUHTEŞEM ÜÇLÜ
Kemere gidiyorsanız eğer gece hayatına katılmamak olmaz. Bunun için şehrin yine merkezinde bulunan Aura – İnferno ve Kristal diskoları yüksek kişi kapasitesi, iyi ses sistemleri ve başarılı dj konukları ile gece hayatınızın en güzel zamanlarını yaşayabilirsiniz.
MOTOR TURUNA KESİNLİKLE KATILIN
Kemer’in her bölgesinde üç tekerlekli elektrikli motosikletler kiralanmaktadır. Saatlik olarak kiralanan bu motorlardan kiralama yaparak kemerin taş kilit sokaklarını gezebilir farklı görüntülerle karşılaşabilirsiniz. Motor kiralamadan kesinlikle kemer tatilinizi bitirmeyin.
SU SPORLARINA KATILIN
Kemer’in neresinde olursanız olun gideceğiniz plajlarda su sporları hizmeti veren noktalar bulunmaktadır. Bu noktalardan çeşitli su sporları araçlarına binerek adrenalini yaşayabilirsiniz. Benim tavsiyem jet ski turu ile paraşüt turuna binmeniz yönündedir.
GÜNÜ BİRLİK TEKNE TURLARI OLDUKÇA EĞLENCELİ
Kemer yat limanında turistlere yönelik gün boyu süren tekne turları bulunmaktadır. Birbirinden harika koylara giden ve yemekli olan bu tekne turları birbirinden temiz mavi ile yeşilin buluştuğu Akdeniz koylarında durarak yüzme keyfinizi ikiye katlamaktadır.
RAFTİNG EN HEYECANLI TATİL AKTİVİTESİ
Her ne kadar kemere uzak bir konumda olsa da kemere giden birçok turist rafting turlarına katılmaktadır. Kemerde bulunan acenteler aracılığı ile katıldığınız rafting turlarına her gün 10 binden fazla turist katılmaktadır. Bu turlarda gün boyu kürek çekerek buz gibi sularda azgın dalgalarla mücadele ediyorsunuz.
0 notes
Text
Burun Estetiği Ameliyatında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/burun-estetigi-ameliyatinda-dikkat-edilmesi-gerekenler/
Burun Estetiği Ameliyatında Dikkat Edilmesi Gerekenler
BURUN ESTETİĞİ
Son yıllarda erkeklerinde yoğun ilgi göstermesi ile beraber estetik ameliyatlarında çok aşırı bir oranda yoğunluk yaşanmaktadır. Magazin gündemlerinden sıkça duyduğumuz estetik ameliyatları dış görünüş güzelliği elde etmek amacıyla yapılsa da sağlık sektöründe ve kişinin sağlığı içinde oldukça yerinde bir durumdur. Hem sağlık hem de dış güzellik açısından burun estetik ameliyatı oldukça önemlidir. Kişinin yüz görünümünü değiştirdiği gibi çeşitli solunum yolu hastalıkları ve nefes alma darlığına da iyi gelen burun estetik ameliyatı ile ilgili bilmeniz gereken birçok detay bulunmaktadır.
BURUN ESTETİĞİ YAPILIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Buruna yapılan estetik müdahalesi ile burun deliklerini küçültebilir ya da büyütebilirsiniz. Burun kemeri ve burun ucunda da değişiklikler yapabilirsiniz. Bunlar dış görünüşe etki eden unsurlardır. Bunun dışında sağlık yönünden nefes alışverişini etkileyen eğrilik, polipler, sinüzit ve burun eti gibi problemlerine çözüm olmaktadır.
Burun estetiği yapacak kişilerinin burunlarında birtakım analizler yapılır. Estetik ameliyatın başarılı olabilmesi için burnun fonksiyonel bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Burnun işlevini koruması ve devam ettirmesi açısından oldukça önemlidir. Yapılacak estetik ameliyatında iki burnunda deliklerinin aynı kalitede nefes alışveriş işlemini yapabilmesi oldukça önemlidir.
0 notes
Text
Tatil İçin Gidilebilecek 6 Muhteşem Ada
Yeni yazımız: https://www.kadinsi.net/tatil-icin-gidilebilecek-6-muhtesem-ada/
Tatil İçin Gidilebilecek 6 Muhteşem Ada
TATİL İÇİN EN GÜZEL 6 ADA
Yaz tatilini yurtdışında planlayanlar için farklı birçok alternatif rota mevcuttur. Kimi zaman tarihi kültürel bir gezi olurken kimi zaman yapılan deniz turizmi oldukça farklı güzel duygulara yol açmaktadır. Eğer sizde yurtdışında tatil yapacaksanız, bir daha geri dönmek istemeyeceğiniz muhteşem 6 adayı tanıtalım.
İSPANYA – MAYORKA ADASI
Hem tarihi turizmi hem de deniz turizmini bir arada yaşamak ve Akdeniz’in sıcaklarını iliklerinize kadar hissetmek istiyorsanız İspanya’nın Mayorka adası sizin için cennetten bir köşe olabilir. Masmavi ve tertemiz denizi, tarihi yapıları ve evleri ile size unutamayacağınız bir tatil ortamı sunacak.
ENDONEZYA – BALİ ADASI
Son yıllarda yeni evlenen çiftlerin uğrak noktası olması ile bilinen Bali adası uzun süreli (1 ay) gibi tatillerde çok fazla avantajlı hale gelen ucuz ve muhteşem ötesi doğal güzelliklere sahip. Bu nedenle tercihlerinizin ilk 3 içerisinde Bali adasına yer verebilirsiniz.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
YUNANİSTAN – MİKONOS ADASI
Gece hayatı, antik Yunan mimarisi, ülkemize yakınlığı, Yunanistan’ın en popüler turizm adası olması nedeni ile Mikonos oldukça ünlü ve güzel bir adadır. İzmir, Aydın gibi illerimizden rahatlıkla ulaşım sağlayabileceğiniz bu ada birçok farklı güzelliği içerisinde barındırmaktadır.
İSPANYA – İBİZA ADASI
Ünü Dünya’nın her yerine ulaşan, gün boyu süren partileri, eğlencenin son hız devam ettiği, denizinin muhteşem güzelliği, İspanya’nın bacasız fabrikası İbiza adası Mayorka adasını geçen güzelliği ile listelerin en başında yer almayı çoktan hak ediyor.
KIBRIS
Zamanında Dünya’nın en ünlülerinin tercih ettiği, şu anda iki farklı ülkenin üzerinde yer aldığı ve sınırsız tatil seçenekleri ile Akdeniz’in ortasında yer alan cennet vatan Kıbrıs tatil için en önemli seçeneklerden biri. Birbirinden lüks otellerde sınırsız eğlenceye kavuşabilir, serin Akdeniz sularında serinleyebilirsiniz.
MALTA ADASI
İmkanım var ve gerçekten kaliteli bir tatil yapmalıyım diyorsanız tarihten gelen mimarisi enfes yapıların arasında yol alabileceğiniz dar sokaklardan sonra Akdeniz’in muhteşem kıyılarını görmeye şahitlik edebileceğiniz Malta Adası Dünya çapında birçok zengin ve ünlü tarafından tercih edilen tatil cennetlerinden biridir.
0 notes